Gönderen Konu: KÜRT AÇILIMI TÜRK MİLLETİNE İHANETTİR  (Okunma sayısı 1599 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SEHİTLERİNSESİ

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 24
  • 0
KÜRT AÇILIMI TÜRK MİLLETİNE İHANETTİR
« : 12 Ocak 2010, 18:12:56 »
KÜRT AÇILIMI TÜRK MİLLETİNE İHANETTİR

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu’nda bir basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay gündeme ilişkin konularla ilgili olarak;
“Demokratik açılımla ilgili bu meselenin sadece partimizin ya da hükümetin değil, tüm toplumun meselesidir, dolayısıyla bu soruna bir devlet politikası çerçevesinde hep birlikte çözüm bulmamız gerekmektedir. Tüm siyasal ve toplumsal kesimlere yaptığımız çağrıda gelin bu sürece katılın. Milletimize çok ağır bedeller ödeten, soframızdan lokmalar eksilten ve geleceğimize ipotek koyan bu sorunu hep birlikte çözelim dedik. Diğer yandan da açılımın hedeflerini açık bir şekilde milletimizle paylaştık. Her defasında dedik ki, “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”nin iki temel hedefi vardır. Bu hedeflerden biri terörün sonlandırılması, diğeri de demokrasi standardımızın yükseltilmesidir. Bu hedeflere ulaşmak için atılacak kısa, orta ve uzun vadeli adımlar da Yüce Meclis’in huzurunda açıklanmıştır. Dolayısıyla, demokratik açılım konusunda biz baştan itibaren katılımcı, kucaklayıcı ve şeffaf bir yöntem izledik. Hiçbir şeyi halkımızdan saklamadık. Her konuyu gün ışığında, şeffaflık ve hesap verebilirlik esasları çerçevesinde ele aldık” dedi.
Sayın İçişleri Bakanımız acaba bu söylediklerine kendisi yürekten inanıyor mu acaba?
Öncelikle; Sayın Bakanımız AKP olarak artık hayata geçirmek için uğraştıkları projenin ABD tarafından kendilerine dikte ettirildiğini ve projenin hayata geçirilmesi hususunda da asıl olanın Irak’ta Barzani’nin başkanlığını yapacağı olan ve tanınma işleminin resmiyete kavuşturulması yolunda ki pürüzlerin ortadan kaldırılması için ABD’nin baskısı yoluyla şaibeli seçimlerin Mart 2010’da yapılıp sonuçlanması sonrasına bırakılan Federe Kürt Devleti’nin hamilik görevinin Türkiye’ye verildiğini ve ABD’nin 2004 yılında kısmen tasfiye etmeye başladığı PKK’nın tamamen tasfiye edilmesi için Türkiye’nin de koşulsuz olarak PKK militanlarını (terörist) af etmesi ve militanların (terörist) geleceklerini güvence altına alma şartını Aziz Türk Milleti’ne açıklamak zorundadır.
Sakın Bakanım, lütfen artık ABD’nin olup ta size dikte ettiği bu bölme, ayrıştırma, ötekileştirme projesinin pasını Aziz Türk Milletinin üzerine atmaktan vazgeçin. Çünkü, bu proje bütün hatlarıyla siz AKP’nin okyanus ötesinden size yapmanız için baskıyla yaptırılan bir projedir. Sizler de bu projenin uygulatıcıları olarak sizin projenizdir denilmesinde de bir sakınca olmaz diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, sizin Kürt sorunu diye lanse ettiğiniz sorun aslında ayrılıkçı terör sorunundan öte bir şey değildi ve bu terör olayları da 2002 yılında bitmiş durumdaydı.   Fakat, sizin söylemleriniz ve açıklamalarınızdan sonra daha önce PKK’nın, ABD’nin, İsrail’in, AB ülkelerinin söylemleriyle birliktelik arz ettiğinden Türkiye’de bin yılda yoğrulan bu kardeşlik harcının AKP hükümetinin yani sizin elinizle nifak tohumlarının ekilmesine ve kırsalda ki terör olaylarının artmasına ek olarak büyük metropollerde de şehir militanlarının (terörist) terör olaylarına başlamalarına sebep olmuştur. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi diye aziz Türk Milletini 2007 genel seçimlerinde aldığınız %47’lik oy oranıyla uyutacağınızı teslimiyetçi beyinlerinizle düşündünüz fakat bu tutmadı. Çünkü, Türk Milleti böyle bir projeye referanduma da götürseniz olur vermez.
Sayın İçişleri Bakanım siz AKP hükümeti olarak (Kürt Açılımı) Demokratik Açılım konusunda baştan itibaren katılımcı, kucaklayıcı ve şeffaf bir yöntem izlediğinizi,  hiçbir şeyi halktan saklamadığınızı, her konuyu gün ışığında, şeffaflık ve hesap verebilirlik esasları çerçevesinde ele aldığınızı belirtmişsiniz. Allah aşkına siz söylediklerinize inanıyor musunuz? Yalan konusunda ustalık belgesi almamış bir insan bu kadar yalanı ard arda sıralayamaz. Sayın Bakanım, Kandil dağında ki birkaç PKK’lının Habur sınır kapısından içeriye ellerini kollarını sallaya sallaya ve zafer elde etmiş edalarıyla Türkiye’ye girişlerinin iznini örgüt içerisinde İmralı’da ki lider Öcalan tarafından verildiğini PKK’lı militanlar kendileri söylediler, ayrıca buna ilave olarak yine bu militanlar kendilerinin Türkiye Cumhuriyeti Devletine teslim olmadıklarını ve sadece barış elçisi olarak gönderildiklerini söylediler. Sayın Bakan, Milli Birlik ve Kardeşlik Projenizde sizler PKK ve onun siyasi kanadı DTP’yi mi muhatap alıyorsunuz? Yoksa tüm Kürt vatandaşlarımızı mı muhatap alıyorsunuz? Siz önce bunun cevabını bir zahmet Türk Milletine verinde biz de öğrenelim.
Sayın Başbakan muhalefet partilerini ve özellikle MHP’yi bu konuyla ilgili olarak Şehitlerimiz üzerinden siyaset yapıyor, yani kandan besleniyor. Terör biterse MHP’de biter diye sözler sarf etmişti. Sayın Bakanım, MHP Şehitlerimiz üzerinden hiçbir vakit siyaset yapmamıştır. Çünkü, MHP kendisi bu kutsal Vatan için, Bayrak için, Türklük için binlerce şehit vermiş bir siyasi parti olarak bugünde bu kutsal değerler için canını hiç tereddütsüz veren Şehit Mehmetlerimizi savunmaktadır. Tabii ki sizler bu ruh cevherinin nurlu özünü anlayabilecek kalp maalesef sizde atmadığı için anlayamadığınız bir gerçektir. Burada eğer Şehitlerimizi savunmak suç ise evet MHP sizin Vahhabilik anlayışınıza göre suçludur. Fakat AKP olarak sizlerde PKK üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Bunu içinizde ki malum milletvekillerine baktığımızda, yine malum milletvekillerinizin DTP’li milletvekilleriyle birlikte gizli yemeklerde ki sohbetlerini ve TBMM kuliste AKP milletvekillerinizle DTP Milletvekillerini kol kola ve kahkahalar atarken gözlerimizle de birçok kez görerek şahit olduk. Sayın Bakanım artık lütfen PKK ile ve onun siyasi kanadı DTP ile 2003 yılında anlaşma yaptığınızı, 2007 yılında ABD Adana Başkonsolosu yardımıyla daha da güçlendirdiğinizi ve bu yapılan anlaşmanın günümüzde de devam ettiğini, bununla birlikte son zamanlarda DTP ve PKK tarafından yapılan toplumun huzurunu bozan ve toplumu kışkırtan olayların aslında Türk Milliyetçilerinin sokaklara çekilmesini ve çatışma ortamlarının oluşturulmasını amaçlamanızla birlikte yine Aziz Türk Milletine dönerek MHP’yi, CHP’yi şiddetle suçlayarak mazlum edebiyatı oynamayı planladığınızı kabul ederek Türk Milletine bir zahmet açıklayıverin de sizler de rahatlayın. Çünkü, artık gizlemekte epey zorlanmaya başladınız.     
Ayrıca, siz AKP olarak neden K.Irak’ta Barzani’ye bağlı bölgelerde ki PKK bürolarını ABD’ye ve Barzani’ye kapattırmıyorsunuz da kendi başınıza bela almak için uğraşıyorsunuz? Siz AKP olarak birlik ve beraberliğimize kasteden terör sorununu çözmeye değil, aksine birliği ve beraberliği dağıtmaya, ayrıştırmaya ve husumetlerin derinleştirilmesinde kararlısınız. Bu konuda eğer aziz Türk Milleti size güvenirse bu Türkiye’nin bölünmesine ve ayrışmasına doğru kötü bir gidişat olacak ki bunu hiç kimse düşünmek bile istemeyecektir. Siz küçük siyasi hesaplar peşinde olmakla birlikte sizin amacınız, memleketimizin sorunlarını çözmek ve acılarını dindirmek değil. Çünkü siz siyaseti millete hizmet değil aksine çocuklarınızın ceplerine hizmet etmenin yolu olarak görüyor ve durmadan devam ediyorsunuz. 
Siyaset anlayışınız da birleştirici ve bütünleştirici yaklaşım aranması ahmaklıktan öte değildir. Tarih ve Aziz Türk Milleti, milletimize (Kürt Açılımı-Demokratik Açılım-Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi) masallarıyla çözülmeyi, bölünmeyi, ayrışmayı reva görenleri yargılayacak ve affetmeyecektir. Demokratik açılım sürecini siz sadece ABD’yi, PKK’yı ve DTP’yi muhatap alarak başlattınız. Siz devletimizin ve milletimizin geleceğini hesaba katarak değil sadece ABD’nin ve kendinizle birlikte çocuklarınızın geleceklerini hesaba katarak düşünüyorsunuz.
Unutmayalım ki, tarihi büyük düşünenler yapar. Sizin gibi küçük hesap peşinde olanlara da tarih en fazla dipnot düşer.
Sağlıcakla kalın.
Saygılarımla,
FİKRET ŞAHİN
09.12.2009