Meslenin özü diye bir hadise vardır ya; nedir?
İrfan sahibi olmak, bilinçlenmek, iyi insan olmaya çalışmak, hayra yormak vs. bunlardır.
İnsanlar da hayatın anlamı nedir diye sormuşlar! Çünkü ihtiyaç hasıl olmuş, neden?
İlk insan yaşayabilmek için diğer canlılar gibi hareket etmek suretiyle kalkmış, gezmiş, toplamış, avlamış, yemiş, içmiş, üremiş, çoğalmış; tekrar yatmış kalmış- kalmış ertesi gün aynen devam... Bir süre sonra tek başına olan insanoğlu çağalmanın da etkisiyle gruplar oluşturmaya başlamış. Gruplar oluşanca iş bölümü kavramı ortaya çıkmış, demişler ki; siz gidin yiyecek bulun biz de falanca işi yapalım. İş bölümü olunca bu sayede insanlara ARTI ZAMAN kalmış. Artık herkes herşeyi yapmak zorunda değildir. Herkes herkesin ihtiyacına çalışmaktadır. Meslekler oluşmuş, el becerisi artmış, yetenekler gelişmiş, farklılıklar oluşmaya başlamış; her işin bir ustası çıkar hale gelmiş. Hayatın gereği olarak bir takım meziyetler yapa yapa kazanılıyor- bilindiği üzere.
Gün gelmiş demişler ki; yahu biz bir şeyler yapıyoruz yapmasına da -ŞU HAYATIN ANLAMI NE Kİ APCEP!- Biz niye bunları yapıyoruz acaba? diye sormuşlar kendilerine.
Biri çıkmış hayatın anlamı falanca' dır demiş, diğeri çıkmış filancadır demiş. Biri de çıkmış demiş ki; yahu madem ki nefes alıyoruz şu hayattan bari MUTLU OLALIM demişler. Çile çekmeye mi geldik! Tutmuş hayatın anlamı MUTLU OLMAKTIR demiş- MİSAL... Felsefe doğmuş yani... Biliminin ve düşüncenin disiplini FELSEFEDİR. FELSEFE ve MANTIK düşüncenin temel taşıdır.
Düşünen insan düşüncesini, Mantığın Ölçüleri ile tartmış ve demiş ki; ŞU DOĞRUDUR, ŞU DA YANLIŞTIR. Doğru-Yanlış, İyi- Kötü... gibi kabvramlar ortaya çıkmış. Soyut düşünebilme yetisini her gün geliştiren insanoğlu en sonunda başka bir gerçeğin farkın varmış yada varmak zorunluluğu hissetmiş. Çünkü artık soyut düşünebilmektedir.
Düşünemeyenler için ise halen SOMUTLAŞTIRARAK ANLATILAN ÇOK HİKAYELER VARDIR. Her insanın aynı tekemül sürecinden geçmesini elbette bekleyemeyiz. İşte o yola ERKÂN veya YOL derler. Doğru yoldan gidersen doğruya gidersin; yanlış yoldan gidersen bataklığa gidersin. Bu da mantığın bir gereğidir. Bir de eğrilmiş doğrular var! Büklüm yolar diyoruz; gidersin gidersin de çok dolanırsın yani! Diğerinin 2 satte gittiği yere 20 saat dolanırsın. İstanbul' dan örnek verelim somutlaştırmak anlamında; Adam Üsküdar' dan Yenikapıya gitmek ister de; en kısa yol Marmaray' dır mesela; adam tutar- atlar arabaya Kocaeli, İzmit Körfezi, Yalova, Bandırma güzergahından Arabalı Vapura binerek Yenikapıya da gelebilir
Bu arada böyle bir tecrübe yaşayan oldu mu acaba? İşte bizler buna kısaca YOL diyoruz!!
Dinde bir yoldur, Felsefe de bir yol' dur, Matematik de bir yol' dur vs...
İNSAN İSE YOLUN YOLCUSUDUR!
Saygılar;