Arkadaşlar, asıl problemi gözden kaçırıyorsunuz bence. Çakır Füze Ailesi, TB2 ayarında hatta daha ötesi bir devrimle geliyor.
Güdümlü mühimmatlar yeni yeni envantere alınıyorken, ne oluyordu bir bakalım:
i) İlk başlarda (Vietnam Savaşı buna başlangıçtır, bildiğim kadarıyla.) platform güdümlü mühimmatı atıyordu ve atılan güdümlü mühimmat onu atan platformdan yönlendiriliyordu. Başka bir yönlendirici yoktu.
ii) İşaretleyicilerin ufalması ve platformlar arası iletişimin güçlenmesi sayesinde, atılan bu mühimmat, onu atan platformdan bağımsız olarak, diğer platformlardan veya yerdeki personel tarafından da yönlendirilmeye başlandı. GPS güdümlü mühimmatlar ise yönlendiriciye gerek duymadan hedefi buluyordu ama sadece sabit hedefleri buluyordu. 90'Lar civarında bu konsepti yaygın olarak görmeye başlamıştık. (Ağ merkezli savaş konseptinin erken evresi yani.)
Şimdi iii) aşamasına geldik: Çakır ve eşdeğeri ultra modern mühimmatlar, hedef teşhis/takip ve imhasını kendi aralarında haberleşerek, atıcı/taşıyıcı platformlardan tamamen bağımsız olarak, tam otomatik gerçekleştirecekler. (Ağ merkezli savaş konseptinin orta evresine gireceğiz böylece.)
Daha da fenası, bunlar 300+ km gibi inanılmaz uzun menzillerden atılacaklar. Atıcı/taşıyıcı platform, bizim Akıncı gibi hantal ve görünür olsa bile, bu tip saldırılar sabit veya hareketli hedefini vuracaktır. Atıcı/taşıyıcı platformun F35 olmasına bile gerek yok!
S-400 HSS, F35'e karşı elbette yetersizdir; ama ondan ayrı olarak, bu yeni "yapay zekalı mühimmat" tabanlı saldırı konseptine karşı kesinlikle yetersizdir. İran ve Suriye gibi çer çöp ülkeleri caydırabilir ama örneğin İsrail saldırısını engelleyemez.
Bu yeni konsept sayesinde, F35 projesi pahalı bir başarısızlık olarak adını tarihe yazdıracaktır. Bu da olaydaki bonus oldu.