DefenceTURK.com

HOBİLERİNİZ, TASARIM VE DİĞER KONULAR => Genel Konular => Konuyu başlatan: BATTLESTAR - 29 Mart 2020, 11:00:03

Başlık: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: BATTLESTAR - 29 Mart 2020, 11:00:03
Arkadaşlar bir eğitimci ve akademisyen adayı olarak böyle bir konu açmak istedim. Madem bir düşünce sitesiyiz böyle bir konu da olması lazım . Bunu sadece sivil eğitim sistemi değil , askeri eğitim olarak da algılayabilirsiniz. Ben ülkemiz eğitim sistemindeki en büyük sorunları kademe kademe yazmaya çalışacağım. Bugün üniversite ile başlayım dedim.

Türk Üniversite Sisteminin Sorunları ve Çözüm Önerileri ;

(https://i2.milimaj.com/i/milliyet/75/0x410/5d355d4155428014806a96d2.jpg)

Arkadaşlar on yıllardır Türk ekonomisi ve sanayisinin kanayan yarası olarak bir söz var ? "Ülkemizde yetişmiş iş gücü sorunu var." Bunu hep fabrikalarda çalışan işçi teknisyen eksiği olarak algıladık. Tabi buda bir eksik ancak açarsın meslek okullarını kurumların sponsorluğunda yüksek notlu öğrencilere iş garantisi sağlarsın mezuniyette ve bu iş çözülür.

Ancak bizim asıl sorunumuz "Pragmatist" bir eğitim sistemimiz olmaması. Yüksek öğretim alanında ise üniversitelerimizin en büyük sorunu devamlı "Düz Beyaz Bluz" üretmeleri. Şimdi şaşırdınız nedir bu "Düz Beyaz Bluz"

Yani

Üniversiteden bir öğrenci mezun olduğunda bölümünün her alanında eşit seviyede ders görüp hiçbirinde tam uzmanlık sağlayamadan mezun olması demektir. Standart Düz Bluz. Peki bu bluz satar mı, ilgi görür mü ? Günümüz dünyasında fark yaratmak için ne yazık ki HAYIR. Peki bu bluz'ün fark yaratması için ne yapması lazım ? Yüksek Lisans , Doktora, Yurtdışı Eğitim, Kurs vb. şeylerle o bluz renk kazanır , şekil kazanır tişört mü gömlek mi olacağı netleşir veya düğme kazanır. Yani bir şekle şemali o zaman kazanır. Ama bu mezun olan 80 gömlekten kaçıdır ? 5-10 ?

Şimdi size reel bir örnekle izah edeyim. Kendi bölümüm olan Tarih bölümünden örnek vereyim.

Bir tarih öğrencisi hazırlıktan sonra 4 sene boyunca Cumhuriyet tarihi, Dünya Tarihi, Osmanlı, Selçuklu, İslamiyet, İslamiyet Öncesi vs tarihlerinden her birinden eşit derecede ders alır.  Ancak mezun olduğunda hiçbirinden yeterli ağırlıkta ders alamadığından belirli bir uzmanlığı yoktur. Sonra yüksek lisans açılır ve sadece sınıfın yüzde 10-20'si kontenjan vardır ki bu kontenjanı da sadece kendi sınıfı değil başka üniversitelerden gelenler ve önceki dönemlerden öğrenciler doldurur. Seçilen öğrencilerden yarısı yüksek lisansı tamamlayamaz. Tamamlayanların yarısı doktoraya giremez. Doktoranın da ufak bir kısmı bitirir. Ve işin sonunda bizim ihtiyacımız olan eğitim ve uzmanlık seviyesi işte bu doktora seviyesidir. Ancak o bölümden sadece 1 veya 2 kişi bunu başarabilmiştir. Başka bir örnek ; Benim bir akrabam var. Ankara'da elektrik elektronik mühendisliği bitirdi. Mezun olduğunda sıradan bir iş buldu. Çünkü o standarttı ne zaman 2-3 sene sadece bir alanda devre kartı tasarlama üzerinde bir şeyler öğrendi. İşte o zaman değerli oldu. Çünkü bizde bu yoktu.

Şimdi bunun çözümü nedir ?

Arkadaşlar bunun çözümü geçmişte vardı ama kaldırdık. İsmi kürsü sistemi idi. Yabancılar bunu hala kullanıyor. Bir üniversite'nin bir bölümü bir alanda her zaman diğerlerinden üstündür. O konuda kürsü ve söz hakkına sahiptir. Uzmanlaşmıştır.  Mesela Caltec'den iyi yazılımcılar çıkar, Harvard'dan iyi yakınçağ tarihcileri çıkar yine alman üniversitelerinden mekanik bölümleri iyidir. Ancak bizde her üniversite'nin öğrencisini daha iyi eğittiği bir alan yok bir ana bilimdalında en baba üniversitede 3 bilemedin 4 hoca var ve bunlardan toplu dişe dokunur bir bilimsel çalışma beklemek İM-KAN-SIZ. Zaten çoğu makam, mevki birbirinin ayağını kaydırma uğraşında.

Çözüm ?

Çözüm basit arkadaşlar. Her üniversitenin her bölümüne bir ana bilimdalında kürsü vermek. Atıyorum. Konya Karatay Üniversitesinin tarih bölümüne İslam tarihi kürsüsü verilmesi. İnşaat bölümüne Statik alanında kürsü verilmesi, elektrik elektronik alanında kürsü verilmesi.

Peki bu kürsülük verilince ne olacak. Şimdi üniversitelerde zorunlu dersler ve seçmeli dersler vardır. Zorunlu derslere o mesleği öğrenmek için seçmeliler ise size ekstra bir şeyler katmak amaçlı ve çeşitli o dersin ana bilim dallarındandır. Bir dönemde 2 adet senede 4 adet tüm üniversite hayatınızda 16 adet seçmeli ders alırsınız. Eğer öğrenci o 16 adet seçmeli dersi farklı ana bilim dallarından değilde sadece o üniversitenin kürsüsü olduğu ana bilim dalından alırsa istese de istemese de o alanda bir uzmanlığı olur.

Mesela ben Askeri tarihçiyim. 16 seçmeli ders aldım. Kaçı şu an işime yarıyor ? 1 veya 2 . Belki hiç. Sadece genel bir fikir ve kanı bıraktılar hoş bir seda olarak yok oldular. Ancak benim üniversitemin kürsüsü askeri tarih olsa idi ve ben 16 adet askeri tarihle ilgili ders alsaydım ben mezun olduğumda o alanda iş yapabilir seviyede mezun olmuş birikime sahip olurdum. Bir de buna Yüksek lisans ders dönemi eklenince işte o zaman yüksek lisansta doktora seviyesi bir tez ortaya sunar ve doktora'da artık yurtdışı düşünür ve profesörlük evresinde dünya çapında isim yapmaya yaklaşırdım.

Akademik olarak bakmayalım . Sektörel anlamda bakalım. Nedir savunma sanayisindeki en büyük açığımız ? Motor yapamıyoruz. Neden ? Metaluruji yani malzeme bilimi alanında yetişmiş iş gücü eksiği var. Mühendis yok mu ? Var. Ama yetişmiş anlamda ? Yok. Şimdi bu mühendis Metalurujiyi öğrenip tek bir alanında normal aldığı o anabilimdalındaki eğitime ek 16 ders alırsa o alanda uzmanlaşmaz mı ? Evet. Üstüne birde yüksek lisans + yurt dışı doktora yaparsa işte o zaman biz bu alanda bir şeyler konuşmaya başlarız.

Şimdi en önemli başka bir konuda ar&ge merkezleri açıyoruz. Arkadaşlar bir ülkenin araştırma geliştirme merkezi ÜNİVERSİTE'dir. Doçentler, Profesörler bilimsel çalışma yaparlar. Ama bizde ? Yüzde 80'i derslere giriyor. Yurt dışında genelde derslere okutmanlar ve araştırma görevlisine eş düşen görevliler girer. Hocalar bilimsel çalışma yaparlar. Ama bizde üniversiteler meslek okullarından farksız ne yazık ki.

-EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİSİ-

Bir üniversite nasıl büyür ? Arkadaşlar PARA ile. Amerikan üniversiteleri neden iyidir ? Çünkü bütçeleri devasadır. Bunu nasıl sağlarlar 1. üniversite paralıdır. Ama en önemlisi Alman ekolündedirler. Alman ekolü nedir ? Abd'ye ww2 sonrası Almanların getirdiği bir anlayış olan bu ekolde şirketler arge için üniversitelerle anlaşır ve buradaki hocalar arge yapar. Bunun karşılığı üniversiteler ciddi bir para kazanır . Bu parayı ne yapar ? Devasa kütüphaneler kurar . Buralara geniş bir kitap, makale arşivi kurar , yurtdışından alanında en başarılı hocaları dönemsel ders vermeye veya konferansa çağırır. Dünyanın en ileri eğitim materyallerini öğrencilerine sunar. Böylece çok geniş bir kütüphaneden bir sürü kitap okuyan, alanında başarılı hocalar tarafından yönlendirilen ve en ileri materyallerle uygulama yapan öğrenci kaliteli bir eğitim almış olur. Arkadaşlar bir üniversitenin kalbi KÜTÜPHANE'dir. Bir öğrenci kitap okumadan gerçek anlamda Yüksek öğretim bitiremez bitirmemeli. Eğitim bunun üzerine kuruludur.


Sonuç olarak benim Türk üniversitelerinden beklediğim model şudur;

Her üniversitenin bir böülümünün tek bir ana bilim dalında kürsü sahibi olduğu, öğrencilerin aldığı 16 seçmeli dersin o kürsü ve ana bilimdalı ile ilgili olduğu.  Sonuç olarak bir bilimdalında uzmanlaşmış olarak mezun olmaları. Sonuç olarak bu ekstra uzmanlaşmış mezunların araştırma görevlisi olduklarında aldıkları bu ekstra eğitim sayesine derse girebilir nitelikte olması. (Zaten ders slayt okumak ve kitap önermekten fazlası değildir. ) Derslerin hocalar kordinesin de ancak genelde araştırma görevlilerinin vermesi sonucu doçent ve profesörlerin bol bol zamanlarının olduğu ve bir yüksek devlet kurumunun(savunma sanayi başkanlığı gibi) şirketleri ar&ge konusunda üniversitelerle iletişimlerini sağlaması ve şirketlerin bu akademisyenleri ar&ge amaçlı kullanması üniversitelerin kazandıkları bu ek gelirle okulu kütüphane başta olmak üzere , hoca kalitesi, materyal anlamında geliştirmesi. Son olarak da bir üniversitenin bir bölümünün bir ana bilim dalında kürsü sahibi olması sonucunda o ana bilim dalından şu ankilere oranla 2-3 katı doçent ve profesör olacağından o üniversite o bilim dalında daha fazla bilimsel çalışmaya, daha fazla makale ve tez üretimine ve yüksek lisans öğrencileri içinde zaten lisansta o bilim dalından 16 ders aldıklarından birde üstüne daha yoğun ve doygun bir yüksek lisans ve doktora eğitimi alınmış olacaktır.

Bunu sadece mühendislik alanına şartlamayın , tıp fakültelerinde ilaç şirketleri medikal şirketlerin ar&ge kısımları kullanabilir, Sosyal bilimler alanında mesela, Dizi, film danışmanlıkları, ders kitaplarının yazımı , arşiv tarama ve düzenlenmesi, dil kursları bunlar ar&ge niyetine üniversitelerin para kazanabilecekleri alanlar.

Unutmayalım, ne kadar para ? O kadar iyi eğitim.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 29 Mart 2020, 12:41:18
Düz beyaz bluz benzetmene katılıyorum. Okullardan uzman çıkartmamız gerekirken vasıfsız eleman çıkartıyoruz. Bu öğrencilerin suçu değil! Onların başına gelen şuna benziyor. Önlerine bir sofra kuruyorlar. O sofrada 15-20 çeşit yemek var. Hepsini yenilecek deniliyor! İyi de insanda mide var işkembe değil! Biraz ondan, biraz bundan zar zor yiyebildikleri kadar yeyip mezun oluyorlar. Genelde bu zamana yayılıyor. Ne yediklerinin tadını alabiliyorlar, ne de nasıl yapıldklarını öğrenemiyorlar.

Sonra da diyorlar ki gençlerde iş yok. Oysa bugünün gençleri bilgi denizinde yüzüyorlar. Çoğu zehir gibi zekaya sahip. Ama o kadar gereksiz bilgi dayatılıyor ki çoğunun kafası allak bullak!

Adında bile hayır yok: Zorunlu seçmeli ders! Meslek hayatı boyunca asla kullanmayacağı dersleri neden insanlara zorla dayatıyorsunuz anlamak güç! Bu sistem; eskiden öğrencilerin siyasete bulaşıp birbirlerine girdikleri dönemler sonrası ortaya sürülmüş, öğrencilerin derslerden kafasını kaldırmaya fırsat vermeyeceği, derslerinden başka bir şeyle ilgilenemecekleri düşüncesiyle kurulmuş olabilir! Ancak memlekete faydası ne kadar o ciddi şekilde tartışılır!
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 29 Mart 2020, 12:56:19
Lise 3 öğrencisine soruyorum : Fransız İhtilali nerede oldu?

Cevap : Almanya

Alın size eğitim sistemi... Tamam uzmanlaşmaya ihtiyaç var da bazı müşterek bilinmesi gereken şeyleri de bilmek lazım....

Bizim zamanımızda da eğitimli ile cahil insanlar yine vardı . Ama şu andaki eğitimli ve cahil arasındaki bu zaman ki kadar da  fark-uçurum yoktu... Aradaki makas şimdi çooookkk açıldı... Bilen çok biliyor , çalışıyor ; bilmeyen tamamen bilgisiz , tamamen öküz...
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 29 Mart 2020, 13:04:37
Lise 3 öğrencisine soruyorum : Fransız İhtilali nerede oldu?

Cevap : Almanya


O çocuk da hahikaten çok cahilmiş. Bütün dünya Fransız ihtilalnin Japonya'da olduğunu bilir.  ;D ;D
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: BATTLESTAR - 29 Mart 2020, 13:38:00
Lise 3 öğrencisine soruyorum : Fransız İhtilali nerede oldu?

Cevap : Almanya

Alın size eğitim sistemi... Tamam uzmanlaşmaya ihtiyaç var da bazı müşterek bilinmesi gereken şeyleri de bilmek lazım....

Bizim zamanımızda da eğitimli ile cahil insanlar yine vardı . Ama şu andaki eğitimli ve cahil arasındaki bu zaman ki kadar da  fark-uçurum yoktu... Aradaki makas şimdi çooookkk açıldı... Bilen çok biliyor , çalışıyor ; bilmeyen tamamen bilgisiz , tamamen öküz...

Ben aslında bu konuya yazının lise kısmında girecektim ancak ufak bir şey söyleyim.

Şimdi size bir soru hocam . Herkesin veya lise öğrencisinin Fransız İhtilalini bilmesine gerek var mı  ? Bir tarihçinin bile kendi ana bilim dalı dışında o kadar bilmediği şey varken standart bir insandan bir şeyi bilmesini beklemek ne kadar doğru? Ne işine yarayacak.  Bir laborant fransız ihtilalini bilse ne bilmese ne ? Tahlillere ihtilal mi yaptıracak ?

Önemli olan senin herkese herşeyi öğretmen değil birşeyi çok iyi öğretmen ve birşeyin nasıl öğrenilebileceğini ona öğretmendir.

Nasıl mı ?

Ben silah sistemleri hakkında hiçbir ders almadım , ancak kendi kendime bir bilginin nasıl ve gibi kaynaklardan ne şekilde öğrenileceği ve doğruluğunun nasıl teyit edileceğini öğrendim. İşte bundan sonra benim somut anlamda bir eğiticiye ihtiyacım kalmadı. Kendi istediğim her konuda bu sistematiği uygulayabilirim.

Alaylı eğitim ve usta çırak ilişkisinin bir çok kötü yönü vardır. Ama tek bir iyi yönü vardır. Hangi işe girerseniz o işi çok küçük yaştan deneyimleyerek ve ayrıntılı öğrenirsiniz. Yani bir tabip'in yanındayken kimse size fransız ihtilali öğretmeye çalışıp kafayı bunaltmaz.


Bizim en iyi sonucu almamız için olabildiğince erken uzmanlaştırılmış eğitime başlatmamız lazım. Mesela önceden 7-8 senelik anadolu liseleri ve süper liseler vardı. Şu an kökü sağlam adamların çoğu ve iyi yabancı dile sahip olanların çoğu bu okulların mezunlarıdır. Çünkü ufak yaştan özelleştirilmiş ve iyi bir eğitime tabi olmuşlardır.

Neyse konuyu daha fazla uzatmayım buna orta öğretim kısmında daha ayrıntılı gireceğim.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 29 Mart 2020, 13:49:32
Her öğrencinin Fransız ihtilalinin detaylarını bilmesi şart değil bence de. Tarih konusuna meraklı herkes araştırıp öğrenebilir. Ama her öğrenci o ihtilalin Fransa'da gerçekleştiğini akıl edebilmeli!
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 29 Mart 2020, 14:02:18
Hocam mesele Fransız İhtilali veya Fransız ihtilalinin ayrıntısıyla bilmesi değil ki...  Mesele çocuğun Fransız İhtilali kelimesinden , bu ihtilalin Fransa'da olduğu çıkarımını bile yapamaması... Akıl yürütme yapamıyor  , akıl yürütme yapamayan çocuk da her otun peşinden gidiyor...

Mesele şu : Bilen iyi biliyor (gereksiz ayrıntısına kadar) ; bilmeyen tam cahil en basit şeyi bile bilmiyor , basit bir  akıl yürütme bile  yapamıyor inatla da bilmek istemiyor...

Benim sıkıntı duyduğum şey de bu : Fark çok açıldı... Bu bilmeyenler her alanda manipüle edilmeye çok müsait bir kitle
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 29 Mart 2020, 14:24:53
Oncelikle Sn BATTLESTARA tesekkur etmek istiyorum sitemiz agirlikli olarak strateji askeri konulari irdelemekte olan bir site olmasina ragmen ,ozellikle son iki gun icerisinde ulkemizin yillardan beri kanamakta oldugu diger konular uzerine kafa patlatip analiz yapmak yaninda kendi fikirlerini de bizlerle paylasmakta . "Bravo ,Tebrikler"

+1

Bir ulkenin egitim bakani olmak pek kolay bir is olmadigi kanisindayim ozellikle bizim memleketimizde .Cunku milli egitim politikasi sadece bir iktidarin altindan kalkabilecegi yuk degil. Bir ulkenin egitim politikasi iktidarlar degissede de devamlilik arz eden milli stratejik bir politikadir.  Malesef bizde ise bu boyle degil.

Ozet olarak su ana konularin dogru veya tam olarak yapilmadigi kanisindayim.

Ogretmen yetisitiriminden tutun da prof makamina erisinceye kadar bu kisilerin egitimleri kendilerini gelistirmeleri ,branslasmalari ,arastirma yapabilmeleri, yayinlamalari, istihdamlari, maaslari  ozgurce dusuncelerini belirtmeleri konusunda temel eksiklikler oldugu kanisindayim.

Yani bizleri gelecege hazirlayacak bu kisilerin buyuk bir kismi yaptiklari isi malesef severek yapamamakta. Yaptiklari isi imkansizliklar dahilinde icra etmeye calsiyorlar ,  fikirlerini aciklayacak kadar ozgurlukten yoksunlar. " Bizleri gelecege hazirlayacak olan egitmenler bu sartlar altinda bizlere ne kadar faydali olabilirlar "

Ilk okuldan tutun da universitelerimizde okutulmakata olan mufredat gunumuz sartlarina ne kadar uygun veya faydali.Arastirmayi ,sorgulamayi, elestirmeyi, kendisini prezente edemeyen agirlikli olarak ezbere dayali sadece okutulan mufredati takip eden bir egitim sistemine sahip oldugumuz icin malesef mezun olan ogrencilerin buyuk bir bolumu de hayata boyle atilmaktalar.

Egitim sitemimiz egitimcilerimiz brans egitimine ,ogrencilerimizin de branslasmasina onem veren bir sistem  gelistirmeli. Sosyal bir devlet oldugumuzu soyluyorsak o zaman egitimin tum katmanlarindan halkin esit olarak yararlanabilir olmasinin onu acilmali. " Biz tam tersini yapiyoruz  ancak parasi olan okuyabilmekte"

Bir milletin milli egitim sistemi icerisindeki okullar ,universiteler o ulkenin genc fertlerini gecici bir sure icin park ettigi bir yer olmamali.

Egitim sistemimiz sadece rakamlar uzerine kurgulanmamali. Mezuniyet icin sadece okula gitmek yeterli bir kriter olmamali , mezuniyet bireyin egitimi suresince almis oldugu bilginin sinanmasi sonucu basarili oldugu taktirde verilmeli. Ogrencilerde oldugu gibi daha yuksek kademelerde ornegin Prof olabilme bizdeki kadar kolay olmamali.

Yuksek ogretim serbest dusuncenin konusulabilir tartisilabilir mekanlar olmali. Universitelermiz endustrimizin ihtiyaci olan branslarda kalifiye kisilerin yetismesine oncelik vermeli.






Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Tigerfish - 29 Mart 2020, 15:07:49
Lise 3 öğrencisine soruyorum : Fransız İhtilali nerede oldu?

Cevap : Almanya

Alın size eğitim sistemi... Tamam uzmanlaşmaya ihtiyaç var da bazı müşterek bilinmesi gereken şeyleri de bilmek lazım....

Bizim zamanımızda da eğitimli ile cahil insanlar yine vardı . Ama şu andaki eğitimli ve cahil arasındaki bu zaman ki kadar da  fark-uçurum yoktu... Aradaki makas şimdi çooookkk açıldı... Bilen çok biliyor , çalışıyor ; bilmeyen tamamen bilgisiz , tamamen öküz...

Ve öküz olamaya da ugras gösteriyorlar. Tarihi, bilim, jeopolitik bilgileri tam bir facia.

Bir bakin fakültelerde ne kadar fizik ve biyoloji egitimi devam etmekte. Bu bölümlere her gecen günle kapaniyor.

Ve bu günlerde kara cahiler bu degerlere önem veren Gazi Mustafa Kemal Atatürkü hedef aliyorlar. Sinirimden artik sosyal medyaya cikmiyorum.

Egitim alaninda gidisat berbat. Reformlar alinmadikca bu durum böyle devam edecek.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Tigerfish - 29 Mart 2020, 15:09:04
Lise 3 öğrencisine soruyorum : Fransız İhtilali nerede oldu?

Cevap : Almanya


O çocuk da hahikaten çok cahilmiş. Bütün dünya Fransız ihtilalnin Japonya'da olduğunu bilir.  ;D ;D

Sende bilemedin.

Burkina Faso.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Commander - 29 Mart 2020, 15:52:52
Hocam bir öğrenci olarak yorum yapmak istiyorum. Lise 3'e gidiyorum benim şahsi görüşüm şöyle; bazı dersler fazla gereksiz nasıl gereksiz şöyle. Mesela bir insan sporcu olmak ister futbolcu vb neyse neden bu insan denklemler görmek zorunda yada bilmem ne teorisini bilse ne olur, evet bilmek zorunda bazılarını ama hepsini değil saçma bir sistemdir. Bizi bu kadar teste soruya boğdukça sıkılıyoruz, bunalıyoruz. İşte bu yüzden sistem başarısız oluyor.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 29 Mart 2020, 17:03:57
"Hocam , bu matematik benim hayatımda ne işime yarayacak?"diyen öğrenci grubundansınız galiba 8)
Şaka şaka...
Yani ne istiyorsunuz?15 yaşında ortaokulu bitirdiniz ve liseye başlarken giriş kapısında size derslerinizi seçme şansı verdiler  diyelim , dersleriniz neler olsun isterdiniz?
Ortaokulu bitiren 100 öğrenciden en az 60 tanesi futbolcu olmak ister zaten :)
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: apak - 29 Mart 2020, 18:15:51
Bizim eğitim sistemimiz fazla karmaşık ve anlaşılmaz halde ,bide gelen hükümetlerin sistemi kendisine göre ayarlamaya çalışması herşeyi altüst ediyor emin olun şu anki bakanın bile yapmak isteyipte teklif dahi edemediği çok şey var,sürekli sistemler falan değişiyor devasa bir karmaşa hakim,halbuki işi biraz daha basitleştirip ana bilimleri çok iyi öğretmemiz gerekli,çocuğa düzgün insan olmayı öğretmeliyiz,bazı temel kuralları çok iyi aşılamalıyız, çokmu zor?bence değil ,siyasetten uzak pozitif bakabilen tek tip bir eğitim sistemi olmalı yani anadolu lisesi ve anadolu imam hatip lisesi gibi farklı kavramlar olmamalı
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 29 Mart 2020, 18:46:30
Bak ben size milli eğitim sisteminden kimse neden memnun değil 1 örnekle anlatayım.

Öğrenci lise son , 1 bilinmeyenli denklemi bile çözemiyor,  sor çocuğa-velisine:
" Oğlum seni ODTÜ elektrik-elektronik mühendisliği bölümüne alalım mı?"
Cevap:"Tabi hocam bizim çocuk okur orada"

İşte durum bu. Kimse eksiğini görmüyor , sürekli sistemi sorguluyor. Biz insanların tatmin imkansız fantazilerine göre eğitim sistemi arıyoruz...
Bu hükümet de sürekli arıyor , arasın bakalım herkesi memnun edecek bir sistem bulabilecekler mi ?
Bekleyin bakalım  Godot'u...

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: fırtına getiren - 29 Mart 2020, 19:22:36
Sayın Battlestar hocam gerçekten önemli bir konuya değinmiş. Ben biraz da askeri lise ve askeri okullar meselesine değinmek istiyorum. Ben Askeri Liselerin kapatılması ve Harp Okullarının üniversiteye dönüştürülüp başına general yerine rektör atanmasına karşıyım. Bununla birlikte meslek lisesinden çıkıp 260 küsür puan alıp az biraz spor yaparsam subaylık cepte zaten ağa gibisinden durumlara şahit olmam beni derinden etkilemekte.

Ayrıca Harbiye görmüş çoğu kişinin intibakta Harp Okulunun kapısından sürünerek girerdik dediğini çok duydum.fakat şimdilerde harp okuluna gireli 10 gün oldu alışma aşımasındayız diye hiç spor yapmadık diyenleri duyuyorum. Umarım bu sistem çok geçmeden değişir Harbiye Harbiye olur, Askeri Liselerde dil bilen, eğitimli, donanımı yüksek öğrenciler yetişir ve ordumuz istikbalde daha da güçlenir demekten kendimi alamıyorum.  Saygılar.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 29 Mart 2020, 19:31:50
 Uygulanmakta olan ve eğitim Sisteminin yetersizligi gun gectikce belirgin sekilde malesef  net olarak gorulmekte. Mevcut sistemin getirmekte oldugu olumsuzluklari devlet, ogrenciler, veliler  veya egitmenler olarak bir sekilde hep beraber cekmekteyiz. "Yani konu onemli oldugu kadar hayati"

Sn BATTLESTAR in acmis oldugu bu konu basligina yapilmata olan yorumlar gorebildigim kadari ile konuya gercekci katki saglamaktan ziyade, genel elestiriler ,bilinenleri tekrarlama ve bir miktar da gir gir dan ibaret.

Acikcasi kisisel goruslerimiz de farklilik olsa da. Türk Eğitim Sistemi gibi hepsimizi ilgilendiren bir konuya daha ciddi, bilimsel katki saglayabilecek sekilde goruslerimizi paylasabilecegimiz kanisindayim.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Ankhises - 29 Mart 2020, 19:54:03
Bizim cocuklar okuma ve yazmayı çok zor öğreniyor.. Birçoğu okuduğu yazıyı anlamıyor. Anlamadığı soruyuda cevaplayamiyor. Bizde herkes milli egitim üzerine fikirler üretiyor. Lisede yada üniversitede değil sorun... Sorun ilk okula başlama doneminde... Türk egitim sisteminin bana göre aksayan ve o şekilde okul hayatı boyunca devam eden sorun en başta... Aksi halde odtuden yada bogazicinden mezun olan birinin gelişmiş ülke üniversitelerinden mezun olanlarla farkı yok. Farkın oluştuğu yer Japonya'daki mezun dünya devi japon sirketlerde ise giriyorken bizimki sanayide alakasız işlerde calismak zorunda kalıyor... Yani sorun bitiş kısmı değil başlama kısmı... Çocuklar Türkçeyi bilmeden , konusamadan , okuduğunu anlayamadan bir bakmışsın sönmüş gitmiş oluyor.. Çocuklara cümleyi ver , ne anlatıyor diye sor çoğu tuhaf tuhaf bakıyor.. bunlar benim gözlemim.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 29 Mart 2020, 20:56:21
Biraz somut konuşsak... Adam elektronikten mezun oldu. Bu adam Japonya'da mezun olsa 100 şirkete;Türkiye'de  mezun olsa 10 şirkete başvurabiliyor.
Tabiki 10 şirkete giremeyen de başka ve alakasız işlerde çalışmak zorunda kalıyor.
Adam Odtü fizik mezunu,ortaokulda ingilizce öğretmeni olarak çalışıyor .
Ne yapcaz adam fizikten mezun diye her şehre atom santrali yada gözlem evi mi yapalım...
Benim hocam şunu derdi: Sadece bizim üniversiteden 1 yılda mezun olan ibf mezunları , dünyanın yıllık ekonomist ihtiyacını karşılar.120 küsür üniversiteden mezun da çarp, sonra adam ıktisat mezunu neden alçıpan işi yapıyor...
Efendim Almanyada mesleki eğitim süpermiş biz de mesleki eğitime ağırlık veriyoruz. Yahu Alman sanayisinin  istihdam kapasitesi ile bizim ki bir mi?
Avrupa-Dunya egitim yaklaşımları güzel ama bize çok zor uyar
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 30 Mart 2020, 09:47:05
Bak ben size milli eğitim sisteminden kimse neden memnun değil 1 örnekle anlatayım.

Öğrenci lise son , 1 bilinmeyenli denklemi bile çözemiyor,  sor çocuğa-velisine:
" Oğlum seni ODTÜ elektrik-elektronik mühendisliği bölümüne alalım mı?"
Cevap:"Tabi hocam bizim çocuk okur orada"

İşte durum bu. Kimse eksiğini görmüyor , sürekli sistemi sorguluyor. Biz insanların tatmin imkansız fantazilerine göre eğitim sistemi arıyoruz...
Bu hükümet de sürekli arıyor , arasın bakalım herkesi memnun edecek bir sistem bulabilecekler mi ?
Bekleyin bakalım  Godot'u...

Tamam da eksik nereden kaynaklanıyor? Bu çocuklar neden kolay problemleri bile çözemiyor? Üniversite sınavlarında neden binlerce öğrenci sıfır puan alıyor?

Eğitim sistemi öğrencilerin ilgisine göre geleceğini şekillendirecek biçimde mi? Yoksa her konuda uzman olmasını isteyecek kadar gereksiz bilgi dayatması nedeniyle gençleri daha hayatının başında hayattan bezdirecek şekilde mi? Hepsi yarış atı gibi. Hayatlarını devam ettirebilmek için sevseler de sevmeseler de bir meslek sahibi olmak zorundalar. O mesleğe yetkin olabilmeleri için aşmaları gereken sınavlarda neredeyse her konuda uzman olmak zorundalar.  Sınavları aşıp gittikleri okullarda da benzer şekilde eğitime devam. Öğrenmekten çok ezberlemek gerekiyor bu sistemde. Hemen her şey yüzeysel, özünü bilen yok!

Ünvan sahibi olanlar da ilginç. Pek çoğu egolarının kurbanı. Mesela 99 depreminden beri televizyonlarda izleriz uzmanları. Şu fay kırılacak, bu fayda enerji yok. Hayır efendim orası hareketli değil, tehlikeli olan falanca bölge. Sen doçentsin, ben profesörüm, daha iyi bilirim, vs vs...

Eğitim sisteminin başlangıcında çevre bilinci, toplum bilinci, hayatın temel bilgileri verilmesi lazım. Sonrasında her bireye, ilgisine göre eğitim verilmesi gerekli. Çünkü ilgi duyulan konular üzerinde çalışanlar uzman olabiliyor ve topluma hizmet verebiliyor.

Temeli sağlam olmayan, ilgisini çekmeyen bir konuda çalışıp hayatını idame ettirmek zorunda kalan her birey hayattan tat alamayacak ve kendisini çoğu zaman boşlukta hissedecek, her zaman kafası karışık olacak. Bu nedenle çok sık hata yapacak. Kendisini geliştiremeyecek ve ne yazık ki topluma faydası kapasitesinin çok altında olacak. Çevresine saygısı olmayacak, empati yapmayacak, sadece kendisini düşünerek egosunun kölesi olacak. Egosuna hitap etmeyen hiç bir şeye ilgisi olmayacak.

Sonra bizler de hep şikayet edeceğiz. Umreden gelip karantinadan kaçanlar ne kadar düşüncesiz! Asker gönderirken trafiği kapatmaları yetmezmiş gibi hastalığı yayma riskinden bile habersiz gençler ne kadar bilinçsiz! Milyonlarca örnek...
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 30 Mart 2020, 11:19:14
Lisede bir öğrenci genel ortalaması 50 ise, isterse 6 zayıfı olsun yine de sorumluluğa bile kalmadan direkt olarak sınıfı geçer. Üniversite sınavında sıfır çeken öğrenci , işte bu öğrenci tipidir... Zayıfsız üniversite sınavına katılan hiçbir öğrenci sıfır çekmez , çekemez...
Seneye bu sistem değişiyor çok şükür...
Bir de şu durum var : Ortaokul sonunda öğrenciler LGS sınavına girip ,puanlarına göre fen,anadolu,meslek,imam hatip lisesine girer.500 puan ile 100 küsür puan arasında sıralanır liselere girerler.  Şimdi işin ilginç yanı 500 tam puan ile girilen Fen lisesi örneğin fizik dersi müfredatı ve kitabı ; 100 puanla girilen meslek lisesi fizik dersi müfredat ve kitabı AYNI.....Böyle bir saçmalık olabilir mi?
Madem aynı müfredat okutulacak neden öğrenciler farklı liselere yönlendiriliyor. Adam zaten o matematik veya fen dersini yapamadığı için meslek lisesine gidiyor. Bunlara daha basitleştirilmiş fizik-matemarik-tarih müfredatı uygula...
Daha çözümü çok basit bu çelişkiler bile tam olarak çözülemiyor maalesef
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 30 Mart 2020, 16:16:39
Arkadaşlar, konuyu güzelce analiz etmişler. Değişik öneriler, yanlışların tespiti... Peki devlet bunları bilmiyor mu ya da bilinçli olarak mı yapıyor? Bana göre devlet her şeyi biliyor ancak halkın iyi bir eğitim almasını istemiyor. Fırsat eşitliği olsun istemiyor, parasız eğitim alsınlar istemiyor, kaliteli eğitim yapılsın istemiyor... Aynı mantık tarım, sağlık ve sanayi için de geçerlidir. Niye istemediğin de kendine göre gerekçeleri var.   
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 30 Mart 2020, 16:38:54
Arkadaşlar, konuyu güzelce analiz etmişler. Değişik öneriler, yanlışların tespiti... Peki devlet bunları bilmiyor mu ya da bilinçli olarak mı yapıyor? Bana göre devlet her şeyi biliyor ancak halkın iyi bir eğitim almasını istemiyor. Fırsat eşitliği olsun istemiyor, parasız eğitim alsınlar istemiyor, kaliteli eğitim yapılsın istemiyor... Aynı mantık tarım, sağlık ve sanayi için de geçerlidir. Niye istemediğin de kendine göre gerekçeleri var.   

Devletin herseyi bildigi ve gordugune katiliyorum. Ancak uygulamalari yapan devletin yonetimin yapmakta olan iktidarlar bu nedenle ben devletin degisim istemedigine pek katilmiyorum. "Devleti yoneten  siyasilerin istemedigi daha dogru kanisindayim"  Tamam ayni kapiya ciktik diyebilirsiniz ???
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 30 Mart 2020, 16:55:28
Sayın hocam, devlet dediğimiz şey; devleti oluşturan kurumlar ve bu kurumlarda çalışan bürokrasidir. İktidarlar gelir ve bu kurumları sabote eder. Kendi dünya görüşüne veya hedeflerine uygun bir örgütlenmeye ve teşkilatlanmaya gitmek isterler. Buna kısaca; KADROLAŞMA diyoruz. En güzel örneğini FETÖ' de gördük. Devlete bu şekilde kabuk değiştirir, halkı da buna uygun şekilde dönüştürmek isterler. Örneğin İmam Hatipler meselesi! Memleketin bu kadar İmam Hatip Lisesine ihtiyacı var mıdır? Elbette ki yok... Memleketin bütün ihtiyacını, en fazla 30 imam hatip lisesi bile karşılar. Peki niye böyle olmuyor? Aynı şey sağlık, tarım, sanayi veya silahlı kuvvetler için de geçerlidir. Mesela Askeri Okulları kapattılar! Niye kapatıyorsun kardeşim?

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 30 Mart 2020, 17:24:22
Sayın hocam, devlet dediğimiz şey; devleti oluşturan kurumlar ve bu kurumlarda çalışan bürokrasidir. İktidarlar gelir ve bu kurumları sabote eder. Kendi dünya görüşüne veya hedeflerine uygun bir örgütlenmeye ve teşkilatlanmaya gitmek isterler. Buna kısaca; KADROLAŞMA diyoruz. En güzel örneğini FETÖ' de gördük. Devlete bu şekilde kabuk değiştirir, halkı da buna uygun şekilde dönüştürmek isterler. Örneğin İmam Hatipler meselesi! Memleketin bu kadar İmam Hatip Lisesine ihtiyacı var mıdır? Elbette ki yok... Memleketin bütün ihtiyacını, en fazla 30 imam hatip lisesi bile karşılar. Peki niye böyle olmuyor? Aynı şey sağlık, tarım, sanayi veya silahlı kuvvetler için de geçerlidir. Mesela Askeri Okulları kapattılar! Niye kapatıyorsun kardeşim?

Sn Partikul Hocam. Yazmis oldugunuza katiliyorum devleti sabote edenler yani iktidarlari secmekte olan ise halk olduguna gore su sonuca gelmiyormuyuz . Halkin egitim seviyesi dusuk kaldigi zaman iktidarlarin vaatlerini ve daha sonra da yapmis oldugu icraatlari net olarak gorup algilayamiyorlar. Bu  kor donguden oncelikli olarak halk zarar goruyor elbette. Halkin gelecegini calan "Saboterler" nemalanip sefa surerken halk bir sekilde egitimsiz birakilip bu dongunun mumkun olabildigince surebilmesi icin devlet yapisina sabotajlar yapilir.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 30 Mart 2020, 19:34:47
Hocam soru şu; devleti sabote edenler, Türk devrimini kadük bırakanlar, eski düzenin devamını isteyen güçler kimlerdir ve hangi amaca ulaşmak istemişlerdir? Örneğin şu devirde bile; HARF DEVRİMİ YAPTINIZ, MİLLETİ CAHİL BIRAKTINIZ. SİZİN YÜZÜNÜZDEN DEDELERİMİZİN MEZAR TAŞLARINI BİLE OKUYAMIYORUZ! diyen tipler var. Ve bunların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Şimdi vaziyet böyleyken; harf devrimine karşı çıkan tiplerden eğitim seferberliği yapmalarını bekliyoruz! Burada bir mantık hatası yok mudur? Adam en temelde Harf Devrimine bile karşı çıkıyor! Hangi tarih dersinden, hangi coğrafyadan, hangi Türk dilinden veya hangi matematik probleminden bahsediyoruz? Ve bu kötü gidiş Atatürk’ ün öldüğü günden beridir böyledir.

Tarih seyri içinde her zaman için; yeni olana, ileri olana, çağdaş olana, yapılmak istenen devrimlere karşı olanlar çıkmıştır. Türkiye’ de de böyle oldu. Son yüz elli, iki yüz yıllık yakın tarihimizi inceleyecek olurlarsa, göreceklerdir ki mücadele; yeni ile eskinin, gelenekçiyle modernitenin -ve bir tarihçimizin tabiriyle; medrese kafasıyla, üniversite kafasının çarpışması şeklinde tezahür etmiştir. Dünya sıralamasında ki gelişmişlik düzeyimize baktığımız zaman görüyoruz ki, bu mücadeleyi -şimdilik- gelenekçi medrese kafasının kazandığı anlaşılıyor. Şayet tersi olmuş olsaydı; bugün dünyanın en gelişmiş ilk beş ülkesinden birisi olmuş olacaktık. Çünkü tarih buna müsaitti. Düşünebiliyor musunuz; bütün dünya ikinci dünya savaşına dahil olmuşken, Türkiye Cumhuriyeti olaraktan dünya savaşına taraf olmaktan paçayı kurtarabilmiştik. Ve bu savaştan kaçan yüzlerce bilim insanı Türkiye’ ye sığındığı halde… Ne büyük fırsatların kaçırıldığını görebiliyor musunuz? Bilerek yapmadılar! Türk milletine komplo kurdular, dış güçlerle iş birliği yaptılar ve Türk milletini geri bıraktılar. BİLEREK, İSTEYEREK VE PLANLAYARAK. İşin garip tarafı, millete bu komploları kuranlar, DEMOKRASİ KAHRAMANI olarak anılır oldu! Ne kadar ilginç öyle değil mi? Ve işin daha da ilginç tarafı; millet bu yalanlara inanıyor.   

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 30 Mart 2020, 21:00:14
Hocam soru şu; devleti sabote edenler, Türk devrimini kadük bırakanlar, eski düzenin devamını isteyen güçler kimlerdir ve hangi amaca ulaşmak istemişlerdir? Örneğin şu devirde bile; HARF DEVRİMİ YAPTINIZ, MİLLETİ CAHİL BIRAKTINIZ. SİZİN YÜZÜNÜZDEN DEDELERİMİZİN MEZAR TAŞLARINI BİLE OKUYAMIYORUZ! diyen tipler var. Ve bunların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Şimdi vaziyet böyleyken; harf devrimine karşı çıkan tiplerden eğitim seferberliği yapmalarını bekliyoruz! Burada bir mantık hatası yok mudur? Adam en temelde Harf Devrimine bile karşı çıkıyor! Hangi tarih dersinden, hangi coğrafyadan, hangi Türk dilinden veya hangi matematik probleminden bahsediyoruz? Ve bu kötü gidiş Atatürk’ ün öldüğü günden beridir böyledir.

Tarih seyri içinde her zaman için; yeni olana, ileri olana, çağdaş olana, yapılmak istenen devrimlere karşı olanlar çıkmıştır. Türkiye’ de de böyle oldu. Son yüz elli, iki yüz yıllık yakın tarihimizi inceleyecek olurlarsa, göreceklerdir ki mücadele; yeni ile eskinin, gelenekçiyle modernitenin -ve bir tarihçimizin tabiriyle; medrese kafasıyla, üniversite kafasının çarpışması şeklinde tezahür etmiştir. Dünya sıralamasında ki gelişmişlik düzeyimize baktığımız zaman görüyoruz ki, bu mücadeleyi -şimdilik- gelenekçi medrese kafasının kazandığı anlaşılıyor. Şayet tersi olmuş olsaydı; bugün dünyanın en gelişmiş ilk beş ülkesinden birisi olmuş olacaktık. Çünkü tarih buna müsaitti. Düşünebiliyor musunuz; bütün dünya ikinci dünya savaşına dahil olmuşken, Türkiye Cumhuriyeti olaraktan dünya savaşına taraf olmaktan paçayı kurtarabilmiştik. Ve bu savaştan kaçan yüzlerce bilim insanı Türkiye’ ye sığındığı halde… Ne büyük fırsatların kaçırıldığını görebiliyor musunuz? Bilerek yapmadılar! Türk milletine komplo kurdular, dış güçlerle iş birliği yaptılar ve Türk milletini geri bıraktılar. BİLEREK, İSTEYEREK VE PLANLAYARAK. İşin garip tarafı, millete bu komploları kuranlar, DEMOKRASİ KAHRAMANI olarak anılır oldu! Ne kadar ilginç öyle değil mi? Ve işin daha da ilginç tarafı; millet bu yalanlara inanıyor.

Sn Partikul Hocam ,
Yazdiklariniza katiliyorum. Benim gorusum de sizinkinden pek degisik degil .Bizlerden bir miktar daha degisik dusunen ancak cumhurriyetimize ve cagdas ilkelere inanan ,uzlasabilecegimiz ikinci buyuk bir kitle de mevcut .Ucuncu bir kitle ki bunlar daha fazla geleceklerini gecmise donuk olarak aramakta ,Cumhuriyetin temel ilkelerini kabullenmekte zorlanan,daha fazla teokratik yontemler temelinde yonetilmeyi ve egitim anlayisini benimseyenler olarak siralayabiliriz.

Belirtmis oldugum kitlelerin tumunun ortak bir konsensuse varabilmeleri pek olanak dahilnde gorunmemekte. Bunun nedeni ise goruslerdeki derin fay hatlari . Ancak ilk iki kitlenin ortak noktalarda butunlesebileceklerine inaniyorum .Bunu basarabilmenin yolunun ise gecmisi ve mevcut durumu irdelemeyi bir kenara birakip ileriye donuk cozumler uretmek zerine yogunlasilmasi ile ancak mumkun olabilecegine inaniyorum.

" Aksi durumda siz biz onlar deyip hesaplasma yoluna gidilecegi icin bu bize zaten aleyhimizde olan zamanin kayibindan baska bir getirisi olmayacaktir"
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 30 Mart 2020, 21:53:23
Bakınız, eğitim konusunda yapılan en büyük devrimlerden birinden bahsedeceğim; KÖY ENSTİTÜLERİ… Köy Enstitüleri; köy birlikleri, kombinalar, kooperatifler ve toprak reformunu ile bir bütün halinde hayata geçirilmek istenen ve birbirini tamamlar nitelikte olan devrimci ve orijinal bir hareket olarak tanımlanır.  Peki ne olmuştu?

İsmet İnönü, Ekim 1946 yapmış olduğu bir konuşmada; ‘’ Bütün siyasi ve askeri hayatımda ki vazifelerin hiçbirini kaale almadan diyebilir ki; öldüğüm zaman Türk milletine iki eser bırakmış olacağım. Bunlardan bir Köy Okulları diğeri de müteaddit (birçok) partilerdir.’’ demişti fakat başaramadı!

Yeni Türk devletini kuran milliyetçi-devrimci kadrolar, Köy Enstitülerini sadece bir eğitim seferberliği olarak değil, milleti bilinçlendirme-şuurlandırma projesi olarak görüyorlardı. Ve demişlerdir ki; ‘’ Köy insanı öylesine canlandırılmalı ve şuurlandırılmalıdır ki, onu hiçbir kuvvet yalnız kendi hesabına ve insafsızca istismar etmesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapmasın. Köylüler, şuursuz ve bedava çalışan birer iş hayvanı haline gelmesinler. Köy meselesi, köyde eğitim problemlerini de içine almak üzere bu demektir.’’ diyorlardı. Buna karşılık birtakım toprak ağalarıda; Ben her gün sırtına bindiğim at’ ın, günün birinde beni sırtından düşürüp kendi arzularını bana dayatmasını asla kabul edemem!’’ diyordu.

Görüldüğü üzere, yüzyıllardır sürüp gelen bir sömürü düzeni ve bu düzenin sırtından beslenen asalak bir zümre oluşmuştu. Bu asalak sınıf, halkı iliklerine kadar sömürüyor ve hiçbir emek sarf etmeden ağalar beyler şeklinde yaşıyordu. Vakti zamanında bu zalim düzeni değiştirmek için yapılmış halk ayaklanmalar ise kanla bastırılmış ve millet iyice sindirilmişti. Halkın bu düzenin değişeceğine dair umutları yüzyıllar öncesinde yok olup gitmişti. Belki biraz da bu yüzdendir, Atatürk’ ün kendileri için yapmış olduğu devrime inanmadılar ve devrimlerine sahip çıkmadılar. 

Neticede, Toprak Reformunu felce uğratan bu güçler (ağalar, beyler, eskinin artığı ayanlar, şeyhler, şıhlar ve ulema takımı) Köy enstitülerini de yok etmekte gecikmediler. Bakınız bu kapsamda yapılan karşı devrim hamlelerinden birkaçını; Doğan Avcıoğlu’ nın ‘’Türkiye’ nin Düzeni’' isimli şaheser kitabından alıntı yapacağım.

1-) 1947 yılınsa çıkartılan 5117 ve 5129 sayılı kanunlarla; öğretmenlere toprak verilmesi güçleştirilmiş, dağıtılan kitaplar, aletle, hayvanlar ve malzemenin geri alınması yoluna gidilmiştir.

2-)1947-1948 yıllarında çıkartılan 5012 ve 5210 saylı kanunlarla köylünün okul yapma yükümlülüğü kaldırılmıştır.

3-)1947-1948 ders yılında, Köy Enstitülerinin beyin kadrosunu imal eden Yüksek Köy Enstitüleri kapatılmıştır.

4-)09.05.1947 tarihli genelge ile; kız ve erkek öğrenciler birbirinden ayrılmış, 20.05.1947 sayılı genelge ile de; öğrencilerin serbestçe okumalarına karşı çıkılmış ve ONLARIN SEVİYELERİNE UYGUN (!) kitaplar okunması kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, çoğu Millî Eğitim Bakanlığınca çevrilmiş Dünya Klasikleri, yine aynı Bakanlık tarafından gönderilen listeler mucibince Köy Enstitüleri kitaplıklarından toplatılarak yaktırılmıştır.
 
5-)1948 yılında öğretim programı değiştirilmiş; iş eğitimi ilkeleri kaldırılarak Enstitüler klasik okul haline dönüştürülmüştür. 1950 ‘ den sonra Demokrat parti iktidarı zamanında ise Köy Enstitüleri, adlarıyla birlikte büsbütün tasfiye edilecekti.

Doğan Avcıoğlu devamla; ‘’Toprak Reformu gibi Köy Enstitüleri de; aşağıdan hissedilir bir baskı gelmeden, Kurtuluş savaşının Milliyetçi-Devrimci kadrosunun, güçlü hakim sınıflar aleyhine giriştikleri şerefli bir devrim hareketidir’’ diyordu. Zaten karalamak maksadıyla diyorlar ya ; DAYATMACI, ÜSTEN GELEN JAKOBEN İHTİLAL! diye.

Görüldüğü üzere, Türkiye’ nin eğitim probleminin asıl nedenleri bunlardır. Yüzyıllardır milletin sırtında asalak şeklinde yaşamaya alışmış bir zümre vardı. Bu zümre en tepede padişahtır, vezirleridir, devşirmeleridir, saray eşrafıdır; alt kadrolara gelince; ağadır, beydir, şeyhtir, şıh’ dır, ulema softa sınıfı, ve zengin eşraf kesimidir. Bu asalakların tamamını büyük Atatürk bertaraf etmişti. Peki kimin adına? Yüzyıllardır ezile gelen halk adına, milleti adına. Fakat millet, kendisi içi yapılan bu iyiliği ne anlayabilmiştir ne de idrak edebilmiştir.


Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 30 Mart 2020, 23:07:40
Sn Partikul Hocam Aksam Aksam yine dokturmussunuz. Paylasmis oldugunuz alintinin son satirina kadar katiliyorum. Ancak halen gecmiste yapilanlar ,yapilanlari anlamayanlar ,kabullenemeyenler  , kendilerinin yapilacak uygulamalardan guc kayibina veya ortadan kalkacaklarini bilenler taraffindan sistemin yerlestirilemedigi calistirilamadigini belirtiyorsunuz.

Bu bahsetmis oldugunuz engeller ve zihniyet bir miktar sekil degistirmis olsada halen de mevcut lakin bizlerin bu engelleri bertaraf edebilmemiz ve hedefimiz olan Türk Eğitim Sistemini ileri noktalara tasiyabilmemiz sart.

Kohnelesmis Türk Eğitim Sistemi ancak yurt icerisinde belirli bir takim zumrelere, dista ise hasimlarimizin isine yarar. Onun icin hesaplasmak yerine ortak noktalarmizi birlestirip cagdas bir Türk Eğitim Sisteminin yollarini birlikte aramayi israrla bikmadan usanmadan denemeliyiz.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 30 Mart 2020, 23:38:40
...Onun icin hesaplasmak yerine ortak noktalarmizi birlestirip cagdas bir Türk Eğitim Sisteminin yollarini birlikte aramayi israrla bikmadan usanmadan denemeliyiz.

Öyle bir dünya yok hocam. Tarih; zenginle fakirin, işçiyle patronun, köle ile efendinin, halk ile; kralın, padişahın, sultanın, bezirganın mücadelesiyle şekillenmiştir. Evvela ortak nokta yok hocam; sen millet diyorsun, öteki Ümmet diyor. Sen Muasır Medeniyetler Seviyesinin Üstü diyorsun, beriki Asr-ı Saadet dönemini geri getireceğiz diyor. Hangi ortak noktada bulaşacaksın ki! Hatta grafik üstünde göstereyim. Ortak noktayı (T.C.) olarak kabul edersek, gitmek istenen yön aynen aşağıda ki gibidir;

← T.C. → 

Buluşabileceğimiz tek ortak nokta Türk devletinin birlik ve bütünlüğü olabilir ki, zaten ondan başka hiçbir yerde de buluşamıyoruz. T.C. şapkalı mı olacak, sarıklı mı olacak? Alfabeyi sağdan sola doğru mu yazacağız yoksa soldan sağa doğru mu? Eşeğe Nasrettin Hoca gibi tersten mi bineceğiz yoksa düz mü? Bütün mesele budur.

     
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 31 Mart 2020, 00:31:00
Sn Partikul Hocam dediginiz gibi olsun ancak yine ama demeden duramayacagim kusura bakmayin.
Uzlasma olma imkani yoksa ,ortak noktalar arasinda 180 derece faz farkliligi olduguna gore Türk Eğitim Sistemi icin yapabilecegimiz bir sey yok mu? o zaman bu millet  uzunca bir sure daha surunmeye devam edecek bu aksamki analizinizden sayet dogru anlamis isem.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 31 Mart 2020, 00:41:59
Sayın hocam, büyük Atatürk diyor ki; Milletin istiklalini ancak milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. İki yol var; ya millet yeter artık! diyecektir ya da alttan gelen devrimci bir kadro hareketiyle Atatürk devrimi tamamlanacaktır. Aksi mümkün değil. Hiç kimse kimseye; sen yakışıklısın, sen güzelsin, sen her şeyin en iyisine layıksın diyerekten bir takım haklar bahşetmez. Bunu tarihte bir tek Atatürk yaptı, zaten onu da yaptığına pişman ettiler. Adamcağız kim vurdu ya gitti. Dediklerine göre; Ata' nın Rakısına arsenik yedirip içirtmişler. Bu ne biçim rakı! boğazımı deldi geçti -demiş yav... Hain her yere sızmış hocam. Hain içeride olunca, kapı kilit tutmaz oğul! demişler. 
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 31 Mart 2020, 11:14:27
Hocam ben biyolojik evrim kuramına inanmam ama toplumsal evrim kuramına inanırım. Şuna inanın ki yukarıda örneğini verdiğiniz , bunlara oy veren,inanan (bir bölümüde gerçekten samimi ama duyguları istismar edilmiş müslüman)kitle güngeçtikçe azalıyor emin olabilirsiniz.Zaten bunları destekleyenlerin yarısı da çıkarı için bunlara yanaştı, asalaklıkları bitince bunlardan uzaklaşıp baska partiye yanaşacaklar.
İnsanlar artık bunların gittiği yolun , yol olmadığını anlamaya başladı( tüm büyük,nüfusu fazla belediyeleri kaybetmeleri buna kanıttır)

"Bazı İnsanları Her Zaman Kandırabilirsiniz, Herkesi Bazen Kandırabilirsiniz Ama Herkesi Her Zaman Kandıramazsınız"
(Abraham Lincoln)
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 31 Mart 2020, 11:19:22
Lütfen konuyu yine siyasi tartışmaya çevirmeyelim arkadaşlar.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 31 Mart 2020, 11:43:41
Türk Eğitim sisteminin nasıl şekillendireceğini kim belirliyor? Siyasiler...

Sen ne kadar bilimsel öneri getirirsen getir kararı yine tepedeki karar verici , siyaset belirliyor...
O tepedeki siyasinin kafa yapısı,dünya görüşü,bu siyasinin oy aldığı kitlenin bu kararlara vereceği tepkinin karara etkisi  birinci belirleyici faktör... Tabiki konu siyasete kayacak...

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: SKYWOLF - 31 Mart 2020, 12:01:07
Bazı toplumlarda siyaset en büyük bölücüdür. Pkk gibi örgütlerden bile tehlikelidir. At gözlüğü takmış insanlar sürekli birbirlerinin kuyusunu kazmakla meşguller. Birinin siyah dediğine diğeri diğeri inatla beyaz der. O renk siyah veya beyaz olmasa bile! Durmadan birbirlerini kötülerler. Konu ne olursa olsun kendi ideolojilerini sütten çıkmış ak kaşık olarak ortaya sürer, diğerlerini yerin dibine sokarlar.

Bu nedenle, böyle bir ortamda hiç bir soruna çözüm bulunamaz! Çünkü tartışılan sorundan uzaklaşıp kişilere veya gruplara yönelir. Sorun aynı yerde beklerken, tartışılan falanca şunu yaptı, filanca bunu yaptı şeklinde çok şiddetli hale dönüşür. Kimse çözüm üretmez! Kimse bir diğerini bilinçlendirmez. Hep geçmişte yaşadıkları için her zaman geçmişten örnekler verir, bugünü suçlarlar. Gelecekte neyin en iyi olabileceğini kimse düşünmez. Suçlamak en kolayı nasıl olsa! Ne de olsa çözüm üretmek yerine çözüm üretmesi gerekenleri suçlamak sorumluluktan kurtulmak gibi bir his vermekte bireylere...

Forumda konuların siyasete kaymasını istemiyorum. Çok ciddi gerekçelerim var. At gözlüklü insanların ruha halinin kötülüğünde zirve yapmış o kadar zavallı var ki! Burada konu siyasete dönüştüğünde açıkladığım kargaşa başlıyor. Sonra bazı ruh hastası seviyesindekiler çeşitli yollardan mesaj atıyor. Şu konuda şunlara, bunlara hakaret edildi (eleştirmek onlara göre hakaret) savcılığa suç duyusunda bulunuyorum. Falancaya söyle özel harekat onu evinden alacak vs...

Bence bu tip ileri seviye at gözlüklü insanlar anlayamadıkları konularda başkalarını suçlayacaklarına, psikolojik tedavi görmeyi kabul ederlerse topluma daha faydalı olurlar. Kendilerine cidden yardımcı olmak isterim ama psikolojik tedavi bizim uzmanlık alanımız değil!

Lütfen forumdaki konuları siyasi tartışmaya çevirmeyin.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 31 Mart 2020, 12:51:44
Sayın hocam, büyük Atatürk diyor ki; Milletin istiklalini ancak milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. İki yol var; ya millet yeter artık! diyecektir ya da alttan gelen devrimci bir kadro hareketiyle Atatürk devrimi tamamlanacaktır. Aksi mümkün değil. Hiç kimse kimseye; sen yakışıklısın, sen güzelsin, sen her şeyin en iyisine layıksın diyerekten bir takım haklar bahşetmez. Bunu tarihte bir tek Atatürk yaptı, zaten onu da yaptığına pişman ettiler. Adamcağız kim vurdu ya gitti. Dediklerine göre; Ata' nın Rakısına arsenik yedirip içirtmişler. Bu ne biçim rakı! boğazımı deldi geçti -demiş yav... Hain her yere sızmış hocam. Hain içeride olunca, kapı kilit tutmaz oğul! demişler.

Sn Partikul hocam." Yatip kalkip yazdiklarinizi bir miktar daha sakin kafa ile dusunup anlamaya calistim"
Yazdiklarinizdan ben sunu cikariyorum ya bir yerde millet bu gidisata yeter diyecek ,ya da Ataturk ilkelerine bagli devrimciler bu isin altindan gelecekler.Bu belirtmis olduklariniz olasi bircok olasiliktan bazilari evet katiliyorum ancak baska olasiliklar da mevcut  ki bunlar risk icermekte o nedenle goz ardi edilmemesi gerekir yalniz konumuz olmadigi icin deginmiyecegim.Türk Eğitim Sistemi veya Milli egitim stratejik bir plan ve bu plan carcevesinde ancak hedeflenmekte olan hedefe millet olarak ulasip ulasamayacagimizin ana belirleyicisi oldugu kesin. Bu hedefin belirlenmesi uygulanmasi veya bukulmesi yozlastirilmasi ise tamami ile devleti yoneten siyasi organlarin elinde yani bizlerin cocuklarimizin gelecegini siyasilerin alacagi karalar neticesinde belirlenir. malesef siyasilerimiz arasinda gorus farkliliklari oldukca derin ancak ben umudumu kaybetmedim ,yolumuz uzun ve dikanli olsa da bir gun Türk Eğitim Sisteminin dogru yola girecegine inaniyorum. TC halen genc bir devlet bu devletin kurulusunda egitim sistemimiz ile direk baglantisi olan harf devrimi yapildi bu devrimlere ozumsemeyen kabullenmek istemeyenler de oldu ancak artik geriye donus olamayacagini onlar da biliyor ,eskiden egitim sadece okullarda kitaplar araciligi ile ogrenilebiliniyordu ancak artik okuma yazma bilmeyenlerin de dunyadaki gelismelerden bir nebze haberdar olabilecegi baska organlar da gelismekte ,insanlar baska diyarlardan gelen yabancilari gorup kafalarinda sorular olusabilmekte yani artik dunya kapali bir kutu degil insanlarin talepleri gun gectikce artacak kendilerince mevcut sistemi sorgulamaya calisacaklar bizler neden boyle kaldik, soyleyiz diyorsunuz ama gercekle alakasi yok ben halen umutluyum.Halkimizin gun gelecek Türk Eğitim Sisteminin eksikliklerinin onemini anlayacagini ve siyasilerimizden onlarin taleplerine cevap vermek zorunda kalacaklar burada bizlerin gorevi mevcut sistemin aksakliklarini tabanin anlayabilecegi sekilde anlatabilmek olmali.



 


Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 31 Mart 2020, 14:09:08
Hocam İmam hatip,imam hatip deyip duruyorsunuz ama emin olun ki bu imam hatip okullarına talep inanılmaz   düşük seviyede...
Çünkü artık bu siyasilerin bu okullara girdiği zaman ki dünya eski de kaldı...
İnsanlar teknoloji sayesinde neyin ne olduğunun farkında. Çocuklarınızı imam hatiplere gönderin diyen siyasilerin çocuklarının özel okullarda , yurt dışında okuduğunu çoğu insan farkında.
Şimdi bunu bildiklerinden artık gündem "İmam hatip Fen liseleri"
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 31 Mart 2020, 16:13:17
...Yazdiklarinizdan ben sunu cikariyorum ya bir yerde millet bu gidisata yeter diyecek ,ya da Ataturk ilkelerine bagli devrimciler bu isin altindan gelecekler...

Hocam bunun başka yolu yok.

Eğitim konusunda gündeme getirdiğimiz çözüm önerilerini devlet yetkilileri akıl edemiyor mu? Böyle bir şey düşünülebilir mi yani..! Elbetteki hayır. Şuna inanın ki, devleti yöneten insanlar bizden daha akıllı ve daha zekidirler. O halde herkesin bildiği ve yapması gereken doğruları niye yapmıyorlar? Çünkü bu bir tercih meselesidir. İmkanların ve kaynakların ne zaman ve nasıl kullanılacağını ideolojiler belirler.

İdeolojisiz devlet yoktur ve olamaz hocam. Olanlara da zaten KABİLE DEVLETİ diyoruz. Onlar devletten sayılmıyor. Medeni ülkelerin tamamına bakın, hepsinin bir ideolojisi vardır. Liberal ülkeler, kapitalist ülkeler, sosyalist ülkeler, İslam cumhuriyetleri veya totaliter rejimler... Dolayısıyla politikalarda bu kavramlar üzerinden şekilleniyor. Örneğin sosyalist devletlerde; parasız ve nitelikli eğitim esas alınırken, liberal ekonomilerde paralı ve nitelikli eğitim esas alınabilir. Veya İslam cumhuriyetlerinde medrese eğitimi; eğitim hayatının temelini teşkil ederken, karma ekonomilerde karma eğitim modeli tercih edilebilir. İşte bunu belirleyen şey ideolojilerdir. İdeolojisiz toplum nereye savrulacağı belli olmayan yaprak gibidir. Bir rüzgar eser şu tarafa savurur, başka bir rüzgar gelir beriki tarafa savurur. Türkiye' nin içine düşürüldüğü durum aynen bu şekildedir. O nedenle eğitim sistemi bir türlü dikiş tutmuyor. Her yeni gelen kendine göre bir sistem dikte ediyor. Memleketin bu bakış açısıyla ulaşabileceği güzel bir gelecek yoktur.

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 31 Mart 2020, 16:56:47
Devam ediyorum;

Örneğin ne yaptılar; her ile bir üniversite veya parası olana vakıf üniversitesi açma yetkisi verdiler. Bizim zamanımızda belli başlı 60-70 tane üniversite vardı ve üniversiteler gerçek anlamda nitelikli eğitim vermeye çalışırdı. Eğitim kadrosu da ona göreydi. Akademik ünvanlar hak edene verilir; yani prof. gerçek anlamda prof. doçent de gerçek anlamda doçentti. Birde şimdiki duruma bakın! profesör diye, doçent diye T.V. lara çıkarttıklar insanlara bakın; eğitimi kalitesi düştüğü yetmezmiş gibi akademik yeterlilik sahibi insan sayısı da düştü. Artık eşi, dostu, ahbabı olana akademik unvan verilebiliyor. Hatta unvan sahibi olabilsinler diye yasa değiştirir hale geldiler! Biliyorsunuz, doçent olamayacak pek çok kişi bu yasa değişiklikleriyle doçent olmaya hak kazandı.

İşte bunların hepsi birer tercih meselesidir. Ve bu tercih sahiplerinin kendilerine göre bir dünya görüşü vardır. Toplumu o dünya görüşüne göre dönüştürmek istiyorlar. Örneğin mevcut iktidar diyor ki, ben dindar bir nesil yaratacağım. Bunu yapabilmek için ne yapmam lazım; okullarda din derslerini zorunlu hale getirmeliyim, müfredattan Evrim Teorisini kaldırmalıyım, çocuklara Atatürk devrimlerini öğretmekten vazgeçmeliyim, tarikatlara ve cemaatlere okul ve yurt açma yetkisi vermeliyim, İmam hatip liselerini yaygınlaştırmalı ve mümkünse herkesi İmam Hatipli yapmalıyım. İşte bu bir tercihtir... Kısaca diyor ki, ben dindar bir nesil yetiştireceğim ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım! Bir diğer kesimde diyor ki; arkadaş ben çocuğumu İmam Hatip liselerine göndermek istemiyorum. Özel okula gönderecek param da yok; o halde benim çocuğumun geleceği ne olacak? diyor.

Görüldüğü üzere, ideolojileri gündeme getiren kişi sadece ben değilim. Birbiriyle anlaşamayacak iki kafa yapısı 150-200 yıldan beridir birbiriyle mücadele ediyor. Bunlardan birine medrese kafası, diğerine üniversite kafası diyebiliriz. Atatürk döneminde üniversite kafası hakim durumdayken, Atatürk sonrası ve öncesi dönemde medrese kafası hakimdi. Bu iki  kafa yapısının anlaşıp, uzlaşabileceği hiçbir taraf yoktur. Analizler farklı, çözüm önerileri farklı, pratikleri farklı... Bu işin sonunun nereye varacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.   

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: metin62 - 31 Mart 2020, 20:43:13
Görüldüğü üzere, ideolojileri gündeme getiren kişi sadece ben değilim. Birbiriyle anlaşamayacak iki kafa yapısı 150-200 yıldan beridir birbiriyle mücadele ediyor. Bunlardan birine medrese kafası, diğerine üniversite kafası diyebiliriz. Atatürk döneminde üniversite kafası hakim durumdayken, Atatürk sonrası ve öncesi dönemde medrese kafası hakimdi. Bu iki  kafa yapısının anlaşıp, uzlaşabileceği hiçbir taraf yoktur. Analizler farklı, çözüm önerileri farklı, pratikleri farklı... Bu işin sonunun nereye varacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Sn Partikul Hocam son iki gunde bu konu uzerine uzun ama gercekci aciklamalarda bulundunuz elinize saglik.
Butun olumsuzluklara karsin sizin de zaman icerisinde bir umut kapisinin acilabilir olabilecegini red etmiyorsunuz " Bu işin sonunun nereye varacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. " Aksi haled bu is coktan  de bitti diyebilirdiniz . Herhalde benimki de zugurt tesellisi oldu ;) tesekkurler.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 31 Mart 2020, 22:23:29
Sn Partikul Hocam son iki gunde bu konu uzerine uzun ama gercekci aciklamalarda bulundunuz elinize saglik.
Butun olumsuzluklara karsin sizin de zaman icerisinde bir umut kapisinin acilabilir olabilecegini red etmiyorsunuz " Bu işin sonunun nereye varacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. " Aksi haled bu is coktan  de bitti diyebilirdiniz . Herhalde benimki de zugurt tesellisi oldu ;) tesekkurler.

Büyük Atatürk diyor ki; umutsuz durum yoktur umutsuz insan vardır. Elbette umutsuz olmamak lazım, umudumuzu ve cesaretimizi hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz.

Asıl mesele şu, herkes memleket için bir şeyler yapmak istiyor istemesine de... yol farklı, yöntem farklı, kişi farklı, çözüm farklı! Hal böyle olunca fikir çatışmaları kaçınılmaz oluyor. Örneğin bir zihniyet diyor ki; dini değerlerimizden uzaklaştığımız için geri kaldık! Diğer zihniyete göreyse; çağın gereklerine ayak uyduramadığımız geri kaldık. Halbuki her ikisi de geri kaldığımız konusunda hem fikirdir. Fakat ulaştıkları sebepler ve çözüm yolları farklıdır. Yakın tarihi okuyanlar bilecektir ki; bu iki zihin dünyası 150-200 yıldır birbiriyle mücadele ediyor. Ve bu iki zihin dünyasının önderleri farklıdır; II. Abdülhamit ve Atatürk.

Abdülhamitçilerin, modern eğitim sistemini kabul etmeyecekleri görüldü. Onlar ezbere dayalı, hafız türü insan yetiştirmek istiyor. Onlara istediğiniz kadar, şöyle yapalım böyle yapalım diye öneri götürün; kesinlikle tesiri olmayacaktır. Zaten olmuyor da... Yaşan tarzı farklı, düşünce dünyası farklı, ulaşmak istedikleri hedefler farklı. İmam Hatiplilerden uzay mühendisi çıkarabileceklerini zannediyor! Bu olmayacak bir iştir. Eğitim bilimine, sosyolojiye, insan doğasına aykırı bir iş yapıyorlar.



Başlık: Nükleer Enerjiye Giriş Dersi.
Gönderen: カメせ - 28 Haziran 2020, 15:23:51
Alıntı
(https://pbs.twimg.com/media/EbgZgHwX0AA13Jl?format=jpg&name=medium)
Mersin’deki Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin müfredatına “Nükleer Enerjiye Giriş Dersi” eklendi.
Öğrenciler mezun olduktan sonra teorik ve uygulamalı eğitime tabi tutulacak.
Eğitimi tamamlayıp sertifika alanlar santralde istihdam edilecek.
https://mobile.twitter.com/SSDergilik/status/1277140958166028292
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: BATTLESTAR - 08 Ekim 2020, 18:54:17
Arkadaşlar izninizle bir değerlendirme yapmak istiyorum. Biraz araştırma da yaptım. Malum boşa sıkmak adetim değildir.

Bizim eğitim sistemimizin en büyük sorunu daha önceki 5+3+4, şu anki 4+4+4 vb. yanlış eğitim sistemleridir. Bu yanlış tercihler yüzünden hem okulların niteliği artamıyor, hemde çocuklar yapacakları işi öğrenmeye çok geç başlıyorlar. Mesela olması gerekenin nasıl olduğuna dair size üç örnek göstereyim ;

(https://i.ibb.co/m4nBhzz/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-133821-gpseducation-oecd-org.png) (https://imgbb.com/)

Alman sistemi ; Bence sistemlerin şahıdır. Ancak biraz acımasızdır. 4 sene ilk okul, daha sonra öğrencinin durumuna göre öğretmenin aile ile birlikte aldığı karara göre öğrenci 3 okuldan birine gider, Gymnasium (Akademik), Realschule(Teknik), Hauptschule (Mesleki).

Burada ana amaç iyiyle kötüyü ayırt etmektir. 4. sınıftan sonra iyi ve kötüyü ayırt ederler ki kötü olan iyi olanın dersini sabote etmesin, seviye farkı yüzünden öğrenciler dersi anlamamazlık etmesin. Gymnasiuma zeki ve çalışkanlar gider, Genelde öğrencilerin yüzde 30'u falandır bu, hani 1'lik 2'lik (almanyada notlar 1-6 arası en iyi not 1) öğrenci deriz ya onlar, Realschuleye ise 3 ve 4'lük öğrenciler gider. Bunlarda ileride 2 yıllık myö okuyacak fabrikadaki teknisyenler, polis memuru, hemşire veya sağlık ara elemanı, astsubay, diş asistanı, turizm gibi meslekleri yapması beklenen öğrenciler gider, hauptschuleye de artık berber, boyacı, elektrikçi, sucu, sekreter, satış sorumlusu falan olması beklenenler gider. 10. sınıfa kadar 3 farklı anlayacakları seviyede benzer dersler ve ilerideki mesleklerinde işlerine yarayacak dersler alırlar. 10. sınıfta realschuleabschluss diye bir sınava girerler eğer başarılı olurlarsa hauptschule ve realschuledekiler gymnasiuma geçebilir. Ama tabi akşam gymnasiumunda o almadıkları dersleri almak zorundadırlar. 10. seneden sonra, Gymnasiumdakiler ileride hangi üniversite bölümüne gitmek istiyorlarsa ona göre dersleri seçer (sözel bölümlerdekiler sözel dersleri , sayısallar sayısalları vb. ) , Realschulede de bizde 4 senede mat, tarih, edeb vb. dersler ile mesleki dersler birlikte giderken bunlarda son 3 sene sadece mesleki dersler görülür. böyle mezun olursa tekniker veya ara eleman olur, 2 sene myö'ye gidip teknisyen, polis, hemşire vb. olurlar. Hauptschule ise genel olarak bizdeki meslek kursları gibi meslek kursuna gider ve 17-18 yaşında para kazanmaya başlar.

Küçük bir kuple de Üniversite yapısına değineyim. Genellersek araştırma üniversiteleri, normal üniversiteler ve Myöler vardır. Myöler bizdekine benzerdir. Araştırma üniversitelerinin sınıf kontenjanları çok azdır, dersleri genelde öğretim görevlileri ve araştırma görevlileri anlatır, doçent ve profesörler genelde master ve doktora öğrencileri ile birlikte araştırma geliştirme yaparlar, büyük şirketlerin ar&ge işlerini yaparlar, bu aldıkları ar&ge bütçeleri ile devasa kütüphaneler kurarlar, laboratuvar kurarlar ve öğrencileri genelde bir bilgiyi nasıl öğreneceklerini bilerek yetiştiğinden bu kütüphanelerdeki sınırsız bilgiyi özümser, imkanlarını kullanır ve çok iyi akademik işler çıkarır ve üniversitelerini dünyanın en iyi üniversiteleri arasına sokarlar.  Onun dışında normal üniversiteler bizdekilere benzer mühendis, doktor, öğretmen vb. yetiştirir. Myöler de bizimkine benzerdir. Tabi hepsinde barız ufak farklılıklar ve uygulamalar vardır. Ama genel olarak böyle.

Benzer olarak ortaokulu lise ile kaynaştırmış ve Alman sistemine benzer bazı eğitim sistemi örnekleri ;

Amerika : 

(https://i.ibb.co/YXwDcqk/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-134057-gpseducation-oecd-org.png) (https://imgbb.com/)

İspanya:

(https://i.ibb.co/8ByB4Mm/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-134206-gpseducation-oecd-org.png) (https://ibb.co/26z6YqF)

----------

Gelelim bize;

Bu sistemi genel olarak bizim sistemle karşılaştırdığımda bizim sistemin kötü yanları şunlar ;

1- Biz ortaokulu lise ile birleştirmek yerine ilkokul ile birleştirerek, bütçeyi bu okullarda yoğunlaştırıyoruz. Ancak ilkokul iyide olsa , kötü de olsa , o ilkokul bilgileri çok daha basit bir şekilde köy okulunda da kolejdede çocuğa basit matematik , dört işlem, okuma yazma, sosyal bilgiler vs.  Ancak 4 sınıftan sonraki o kilit aşama hani matematikte denklemler, x,y,z ler artılar eksiler işin içine girip öğrencinin sayısal zekasını işin içine katacağı ve öğrencilerin farklılaşacağı seviyeden sonrası önemli olan.

2- Bizim sisteme benzeyen sistemler var, ancak 20 milyonluk kişi başı milli geliri aşmış, öğrenciye harcadığı para aşmış ülkelerde başarılı oluyor. Bizim nüfusumuz 10 sene sonra 100 milyona dayanacak, ahmet olmazsa mehmet olur seçkinci bir eğitime gerek yok.

3- O yüzden bizimde 6+6 sistemine geçip 6. seneden sonra iyiyle kötüyü bir ayırmamız lazım. 4 sene boyunca, odtüye gidecek adamla, taksici olacak adamı aynı sınıfta okutursan o hıyar odtü potansiyeli olacak çocuğu, döve döve okuldanda soğutur. Denklemler sonrası matematik ve fen dersine kafası basmadığından dersi dinlemez, sabote eder, hocanın ileri seviyelerde ders anlatmasına engelde olur. Arkadaşını konuşturur.

4- Diğer yandan sen atıyorum ilk orta ve lise okullarının her birinin bütçesi senelik 1'er milyon tl ise sen iki milyonu bir tarafa toplarsan 1 milyon öğrencilerin asıl gelişmesi gereken yerde kalırsa öğrenciler aldıkları yetersiz lise eğitimi ile üniversiteye gidip dan diye tosluyor. Diyor ki ya bize lisede öğretilenlerle üniversite çok farklıymış.

5- Ortaokul yüzünden öğrenciler hala ilkokul ve çocukluk psikolojisinden kopamıyorlar. Diğer yandan mesleki eğitim görecek olanlar ise 1 sene hazırlık sadece 3 sene meslek ve ona yardımcı ders görüyor onuda mat, fen, tar, türkçe gibi derslerle birlikte gördüğünden anlamıyor, ne mesleki eğitime konsantre oluyor ne akademik eğitime. Zaten birde öğrencinin son senesinde gittiği staj denen ve o son seneyi silip atan bir uygulama var ki evlere zarar.

6- Mesela en önemlilerinden birisi , bizde sanatçı ve sporcu çok fazla potansiyele sahip olmamıza rağmen gelişmiyor. Ama avrupa ülkeleri, abd vs. oraya giden adamlarımız çakı gibi çıkıyor. Çünkü şöyle bir durum var onlarda spor ve sanat altyapısı okullara kurulmuş. Tıpkı arge birimlerinin üniversiteler olduğu gibi. Orada bir spor dalından sporcu belgesi veya sanat dalından yeterlilik belgesi almadan mezun olamıyor.

Peki bu nasıl oluyor. İlkokul dedikleri ilk 4 sene veya 6 senede , müzik, resim, tiyatro, spor hocaları çocukları bazı testlerden geçiriyorlar ve notlandırma yapıyorlar. Basit testler bunlar. Sonra öğrencinin müzik, resim, tiyatro, spor hangilerine ne kadar yatkın olduğu ve bunların hangi alanlarında daha iyi oldukları belirleniyor. Bunun sonunda öğrencinin de fikri alınarak bir tanesi seçiliyor.

Öğrenci 6-8 senelik ortaokul ve lise birleşik olan liselere geçtiğinde bu liseler genelde bizdeki liselerin 2-3 adeti kadar büyüklükte olduğu için ve o kadar fazla öğrencileri oldukları için bütçeleri fazla oluyor. Atıyorum. Normal bir lisede bir spor salonu, bir basket salonu varsa bu adamlar 3 ortaokul ve 3 lisenin bütçesini aldığından dolayı 2 büyük spor salonu 3 futbol sahası, ki bu futbol sahalarından biri büyük oluyor ve etrafında atletizm pisti falan oluyor saha gibi yani, yüzme havuzu da oluyor. Tabi yine 6 katı müzik aleti, müzik ve resim atölyeleri falan oluyor. Yine tabi normal liseye göre 6 katı beden öğretmeni ve müzik, resim vs. öğretmeni oluyor.

Adamlarda bizdeki gibi sınıfta klasik resim dersi, müzik dersi, beden dersi yok. Bunlardan sadece birini seçiyorlar. Ki çok doğru kimse aynı anda resim, müzik ve bedende iyi olamaz. Ve sadece onu alıyorlar. Ama haftada 2 ders ise haftada 6 ders olarak alıyor ve bunu sanatsa atolyede sporsa artık hangi spor dalıysa (futbol, basketbol, atletizm, voleybol, yüzme, güreş vb.)buna özel okula ait mekanda ders programı içinde değil okuldan sonra sanki bir kursa kulübe gidiyormuş gibi serbest bir şekilde sıkıcı ders ortamından kurtulmuş bir biçimde alıyor.

En önemlisi her öğrencinin bu alanlarına bağlı okulda görevleri var. Bu sayede hem okulda daha fazla kalıyorlar hemde bağlılıkları dahada artıyor. Örneğin çocuk müzik dallarından birini seçtiyse lisede okulun bandosunda veya korosunda olabiliyor. Diğer yandan okulun tiyatro takımında olanda oluyor, resim atölyesinde kurs alanda hatta sadece çok zeki tayfadan oluşan bilim takımları oluyor. Onlarda buna yönleniyor. Bu tamamen öğrencinin ilk 4-6 senedeki 12 yaşına kadarki potansiyeline göre seçilen alanlarına yönelik oluyor.

Tabi spor kısmında daha ayrıntılı oluyor bu işler. Eğer öğrencinin spora ve spor dallarından birine kabiliyeti varsa, 6 senelik lise kısmında o okulun ki bu okullar daha önce belirttim 2-3 lise ve 2-3 ortaokulun birleşimi boyutta ve bütçede bu yüzden adları markalaşmış ve maskotları falan olan okullar.  Bu okulların her spor dalından erkek ve kız,  junior (ilk 3 sınıfa giden yaş gurupları) ve senior (son 3 sene) takımları var ve bunların mevcuda göre a,b,c,d takımları oluyor. Bunlar genelde kendi aralarında maçlar yapıp a takımına girmeye çalışıyorlar.

Eğer a takımına girerlerse ayrıca hafta sonları yerel turnuvalarda oynuyorlar. Eğer burada başarılı olurlarsa da yazın ulusal turnuvalara çıkıyorlar. Tabi bu yerel ve ulusal turnuvalara giden gözlemciler yetenekli gördüklerinin eğer ileride spor yaparsa lisans hakkını alıyor. (abd'deki nba draftı). Tabi bu turnuva ve yarışmaların tiyatro, müzik, bilim , resim vb. alanlarda da versiyonları var. Yine buradan sanat bölümleri olan özel üniversiteler bunlara burs falan veriyorlar. Adamlar anlayacağınız bunları devamlı yarışmalar ve turnuvalarla teşvik ediyor.

Şimdi bu sistem sayesinde nasıl sporcu ve sanatkarlar yetiştiriyorlar söyleyim ;

+ Ülkemizde şu an beden, resim ve müzik derslerinden bir katkı sağlayabilen öğrencilerin sayısı yüzde 1 ile 5 arası falandır. Genelde dersler yanaşık düzen ve alın topu oynayın, bakın çocuklar bu sol anahtarı hadi flüt çalalım, parayı koyun üstünü çizin, patates baskısı , hadi sulu boya ile bulut ve ev yapalım , aaa derste ne çabuk bitti at çöpe olursa haftaya devam şeklinde geçmektedir. 

+ Bu yüzden ben bu beden, müzik, resim, el işi derslerinden hafta 6 saat aldım ama hiçbirinden bir şeyi tamamıyla kavramadım. Masaya oturdum domates, mercimek ve yoğurt çorbasından birer kaşık aldım kalktım. Aralarından hiçbirini bitirebildim mi ? Hayır. Miğdem allak bullak oldu mu ? Evet, Sevmediğim çorbalarıda içtim mi? Evet. Tabaklar bitt mi ? Hayır. E ne işe yaradı bu ? Hiçbirşey. Ancak ben bu derslerden kabiliyetim olan birinin bir dalını 6-8 sene boyunca haftada 5-6 saat alsam ve hayatımı bunun gereklerine göre düzenleyip turnuvalarda kendimi kanıtlama şansım olsaydı , evet benden iyi bir futbolcu, ressam veya tiyatrocu olurdu.

+ Ha diyebilirsiniz bu kadar takıma o spor hocaları nasıl yetişiyor diye. Yetişebildikleri kadar yetişiyorlar (genelde a takımlara), yetişemediklerine de ilk olarak okuldaki diğer hocaları ek ders ücreti karşılığı veya dışardan hoca kiralıyorlar (düşük ücrete). Bu hocalara beden hocaları tıpkı bir spor başkanlığı gibi program ve yapılacak antremanların listesini veriyor. Takımlarla onlar ilgileniyor.


Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Gökbörü - 08 Ekim 2020, 19:19:08
Arkadaşlar izninizle bir değerlendirme yapmak istiyorum. Biraz araştırma da yaptım. Malum boşa sıkmak adetim değildir.

Bizim eğitim sistemimizin en büyük sorunu daha önceki 5+3+4, şu anki 4+4+4 vb. yanlış eğitim sistemleridir. Bu yanlış tercihler yüzünden hem okulların niteliği artamıyor, hemde çocuklar yapacakları işi öğrenmeye çok geç başlıyorlar. Mesela olması gerekenin nasıl olduğuna dair size üç örnek göstereyim ;

(https://i.ibb.co/m4nBhzz/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-133821-gpseducation-oecd-org.png) (https://imgbb.com/)

Alman sistemi ; Bence sistemlerin şahıdır. Ancak biraz acımasızdır. 4 sene ilk okul, daha sonra öğrencinin durumuna göre öğretmenin aile ile birlikte aldığı karara göre öğrenci 3 okuldan birine gider, Gymnasium (Akademik), Realschule(Teknik), Hauptschule (Mesleki).

Burada ana amaç iyiyle kötüyü ayırt etmektir. 4. sınıftan sonra iyi ve kötüyü ayırt ederler ki kötü olan iyi olanın dersini sabote etmesin, seviye farkı yüzünden öğrenciler dersi anlamamazlık etmesin. Gymnasiuma zeki ve çalışkanlar gider, Genelde öğrencilerin yüzde 30'u falandır bu, hani 1'lik 2'lik (almanyada notlar 1-6 arası en iyi not 1) öğrenci deriz ya onlar, Realschuleye ise 3 ve 4'lük öğrenciler gider. Bunlarda ileride 2 yıllık myö okuyacak fabrikadaki teknisyenler, polis memuru, hemşire veya sağlık ara elemanı, astsubay, diş asistanı, turizm gibi meslekleri yapması beklenen öğrenciler gider, hauptschuleye de artık berber, boyacı, elektrikçi, sucu, sekreter, satış sorumlusu falan olması beklenenler gider. 10. sınıfa kadar 3 farklı anlayacakları seviyede benzer dersler ve ilerideki mesleklerinde işlerine yarayacak dersler alırlar. 10. sınıfta realschuleabschluss diye bir sınava girerler eğer başarılı olurlarsa hauptschule ve realschuledekiler gymnasiuma geçebilir. Ama tabi akşam gymnasiumunda o almadıkları dersleri almak zorundadırlar. 10. seneden sonra, Gymnasiumdakiler ileride hangi üniversite bölümüne gitmek istiyorlarsa ona göre dersleri seçer (sözel bölümlerdekiler sözel dersleri , sayısallar sayısalları vb. ) , Realschulede de bizde 4 senede mat, tarih, edeb vb. dersler ile mesleki dersler birlikte giderken bunlarda son 3 sene sadece mesleki dersler görülür. böyle mezun olursa tekniker veya ara eleman olur, 2 sene myö'ye gidip teknisyen, polis, hemşire vb. olurlar. Hauptschule ise genel olarak bizdeki meslek kursları gibi meslek kursuna gider ve 17-18 yaşında para kazanmaya başlar.

Küçük bir kuple de Üniversite yapısına değineyim. Genellersek araştırma üniversiteleri, normal üniversiteler ve Myöler vardır. Myöler bizdekine benzerdir. Araştırma üniversitelerinin sınıf kontenjanları çok azdır, dersleri genelde öğretim görevlileri ve araştırma görevlileri anlatır, doçent ve profesörler genelde master ve doktora öğrencileri ile birlikte araştırma geliştirme yaparlar, büyük şirketlerin ar&ge işlerini yaparlar, bu aldıkları ar&ge bütçeleri ile devasa kütüphaneler kurarlar, laboratuvar kurarlar ve öğrencileri genelde bir bilgiyi nasıl öğreneceklerini bilerek yetiştiğinden bu kütüphanelerdeki sınırsız bilgiyi özümser, imkanlarını kullanır ve çok iyi akademik işler çıkarır ve üniversitelerini dünyanın en iyi üniversiteleri arasına sokarlar.  Onun dışında normal üniversiteler bizdekilere benzer mühendis, doktor, öğretmen vb. yetiştirir. Myöler de bizimkine benzerdir. Tabi hepsinde barız ufak farklılıklar ve uygulamalar vardır. Ama genel olarak böyle.

Benzer olarak ortaokulu lise ile kaynaştırmış ve Alman sistemine benzer bazı eğitim sistemi örnekleri ;

Amerika : 

(https://i.ibb.co/YXwDcqk/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-134057-gpseducation-oecd-org.png) (https://imgbb.com/)

İspanya:

(https://i.ibb.co/8ByB4Mm/Opera-Anl-k-G-r-nt-2020-10-08-134206-gpseducation-oecd-org.png) (https://ibb.co/26z6YqF)

----------

Gelelim bize;

Bu sistemi genel olarak bizim sistemle karşılaştırdığımda bizim sistemin kötü yanları şunlar ;

1- Biz ortaokulu lise ile birleştirmek yerine ilkokul ile birleştirerek, bütçeyi bu okullarda yoğunlaştırıyoruz. Ancak ilkokul iyide olsa , kötü de olsa , o ilkokul bilgileri çok daha basit bir şekilde köy okulunda da kolejdede çocuğa basit matematik , dört işlem, okuma yazma, sosyal bilgiler vs.  Ancak 4 sınıftan sonraki o kilit aşama hani matematikte denklemler, x,y,z ler artılar eksiler işin içine girip öğrencinin sayısal zekasını işin içine katacağı ve öğrencilerin farklılaşacağı seviyeden sonrası önemli olan.

2- Bizim sisteme benzeyen sistemler var, ancak 20 milyonluk kişi başı milli geliri aşmış, öğrenciye harcadığı para aşmış ülkelerde başarılı oluyor. Bizim nüfusumuz 10 sene sonra 100 milyona dayanacak, ahmet olmazsa mehmet olur seçkinci bir eğitime gerek yok.

3- O yüzden bizimde 6+6 sistemine geçip 6. seneden sonra iyiyle kötüyü bir ayırmamız lazım. 4 sene boyunca, odtüye gidecek adamla, taksici olacak adamı aynı sınıfta okutursan o hıyar odtü potansiyeli olacak çocuğu, döve döve okuldanda soğutur. Denklemler sonrası matematik ve fen dersine kafası basmadığından dersi dinlemez, sabote eder, hocanın ileri seviyelerde ders anlatmasına engelde olur. Arkadaşını konuşturur.

4- Diğer yandan sen atıyorum ilk orta ve lise okullarının her birinin bütçesi senelik 1'er milyon tl ise sen iki milyonu bir tarafa toplarsan 1 milyon öğrencilerin asıl gelişmesi gereken yerde kalırsa öğrenciler aldıkları yetersiz lise eğitimi ile üniversiteye gidip dan diye tosluyor. Diyor ki ya bize lisede öğretilenlerle üniversite çok farklıymış.

5- Ortaokul yüzünden öğrenciler hala ilkokul ve çocukluk psikolojisinden kopamıyorlar. Diğer yandan mesleki eğitim görecek olanlar ise 1 sene hazırlık sadece 3 sene meslek ve ona yardımcı ders görüyor onuda mat, fen, tar, türkçe gibi derslerle birlikte gördüğünden anlamıyor, ne mesleki eğitime konsantre oluyor ne akademik eğitime. Zaten birde öğrencinin son senesinde gittiği staj denen ve o son seneyi silip atan bir uygulama var ki evlere zarar.

6- Mesela en önemlilerinden birisi , bizde sanatçı ve sporcu çok fazla potansiyele sahip olmamıza rağmen gelişmiyor. Ama avrupa ülkeleri, abd vs. oraya giden adamlarımız çakı gibi çıkıyor. Çünkü şöyle bir durum var onlarda spor ve sanat altyapısı okullara kurulmuş. Tıpkı arge birimlerinin üniversiteler olduğu gibi. Orada bir spor dalından sporcu belgesi veya sanat dalından yeterlilik belgesi almadan mezun olamıyor.

Peki bu nasıl oluyor. İlkokul dedikleri ilk 4 sene veya 6 senede , müzik, resim, tiyatro, spor hocaları çocukları bazı testlerden geçiriyorlar ve notlandırma yapıyorlar. Basit testler bunlar. Sonra öğrencinin müzik, resim, tiyatro, spor hangilerine ne kadar yatkın olduğu ve bunların hangi alanlarında daha iyi oldukları belirleniyor. Bunun sonunda öğrencinin de fikri alınarak bir tanesi seçiliyor.

Öğrenci 6-8 senelik ortaokul ve lise birleşik olan liselere geçtiğinde bu liseler genelde bizdeki liselerin 2-3 adeti kadar büyüklükte olduğu için ve o kadar fazla öğrencileri oldukları için bütçeleri fazla oluyor. Atıyorum. Normal bir lisede bir spor salonu, bir basket salonu varsa bu adamlar 3 ortaokul ve 3 lisenin bütçesini aldığından dolayı 2 büyük spor salonu 3 futbol sahası, ki bu futbol sahalarından biri büyük oluyor ve etrafında atletizm pisti falan oluyor saha gibi yani, yüzme havuzu da oluyor. Tabi yine 6 katı müzik aleti, müzik ve resim atölyeleri falan oluyor. Yine tabi normal liseye göre 6 katı beden öğretmeni ve müzik, resim vs. öğretmeni oluyor.

Adamlarda bizdeki gibi sınıfta klasik resim dersi, müzik dersi, beden dersi yok. Bunlardan sadece birini seçiyorlar. Ki çok doğru kimse aynı anda resim, müzik ve bedende iyi olamaz. Ve sadece onu alıyorlar. Ama haftada 2 ders ise haftada 6 ders olarak alıyor ve bunu sanatsa atolyede sporsa artık hangi spor dalıysa (futbol, basketbol, atletizm, voleybol, yüzme, güreş vb.)buna özel okula ait mekanda ders programı içinde değil okuldan sonra sanki bir kursa kulübe gidiyormuş gibi serbest bir şekilde sıkıcı ders ortamından kurtulmuş bir biçimde alıyor.

En önemlisi her öğrencinin bu alanlarına bağlı okulda görevleri var. Bu sayede hem okulda daha fazla kalıyorlar hemde bağlılıkları dahada artıyor. Örneğin çocuk müzik dallarından birini seçtiyse lisede okulun bandosunda veya korosunda olabiliyor. Diğer yandan okulun tiyatro takımında olanda oluyor, resim atölyesinde kurs alanda hatta sadece çok zeki tayfadan oluşan bilim takımları oluyor. Onlarda buna yönleniyor. Bu tamamen öğrencinin ilk 4-6 senedeki 12 yaşına kadarki potansiyeline göre seçilen alanlarına yönelik oluyor.

Tabi spor kısmında daha ayrıntılı oluyor bu işler. Eğer öğrencinin spora ve spor dallarından birine kabiliyeti varsa, 6 senelik lise kısmında o okulun ki bu okullar daha önce belirttim 2-3 lise ve 2-3 ortaokulun birleşimi boyutta ve bütçede bu yüzden adları markalaşmış ve maskotları falan olan okullar.  Bu okulların her spor dalından erkek ve kız,  junior (ilk 3 sınıfa giden yaş gurupları) ve senior (son 3 sene) takımları var ve bunların mevcuda göre a,b,c,d takımları oluyor. Bunlar genelde kendi aralarında maçlar yapıp a takımına girmeye çalışıyorlar.

Eğer a takımına girerlerse ayrıca hafta sonları yerel turnuvalarda oynuyorlar. Eğer burada başarılı olurlarsa da yazın ulusal turnuvalara çıkıyorlar. Tabi bu yerel ve ulusal turnuvalara giden gözlemciler yetenekli gördüklerinin eğer ileride spor yaparsa lisans hakkını alıyor. (abd'deki nba draftı). Tabi bu turnuva ve yarışmaların tiyatro, müzik, bilim , resim vb. alanlarda da versiyonları var. Yine buradan sanat bölümleri olan özel üniversiteler bunlara burs falan veriyorlar. Adamlar anlayacağınız bunları devamlı yarışmalar ve turnuvalarla teşvik ediyor.

Şimdi bu sistem sayesinde nasıl sporcu ve sanatkarlar yetiştiriyorlar söyleyim ;

+ Ülkemizde şu an beden, resim ve müzik derslerinden bir katkı sağlayabilen öğrencilerin sayısı yüzde 1 ile 5 arası falandır. Genelde dersler yanaşık düzen ve alın topu oynayın, bakın çocuklar bu sol anahtarı hadi flüt çalalım, parayı koyun üstünü çizin, patates baskısı , hadi sulu boya ile bulut ve ev yapalım , aaa derste ne çabuk bitti at çöpe olursa haftaya devam şeklinde geçmektedir. 

+ Bu yüzden ben bu beden, müzik, resim, el işi derslerinden hafta 6 saat aldım ama hiçbirinden bir şeyi tamamıyla kavramadım. Masaya oturdum domates, mercimek ve yoğurt çorbasından birer kaşık aldım kalktım. Aralarından hiçbirini bitirebildim mi ? Hayır. Miğdem allak bullak oldu mu ? Evet, Sevmediğim çorbalarıda içtim mi? Evet. Tabaklar bitt mi ? Hayır. E ne işe yaradı bu ? Hiçbirşey. Ancak ben bu derslerden kabiliyetim olan birinin bir dalını 6-8 sene boyunca haftada 5-6 saat alsam ve hayatımı bunun gereklerine göre düzenleyip turnuvalarda kendimi kanıtlama şansım olsaydı , evet benden iyi bir futbolcu, ressam veya tiyatrocu olurdu.

+ Ha diyebilirsiniz bu kadar takıma o spor hocaları nasıl yetişiyor diye. Yetişebildikleri kadar yetişiyorlar (genelde a takımlara), yetişemediklerine de ilk olarak okuldaki diğer hocaları ek ders ücreti karşılığı veya dışardan hoca kiralıyorlar (düşük ücrete). Bu hocalara beden hocaları tıpkı bir spor başkanlığı gibi program ve yapılacak antremanların listesini veriyor. Takımlarla onlar ilgileniyor.

Alman sisteminde universitelerde oldukca acimasizdir..

Bir dersten senede bir sinav oluyor. 2 sinavdada ayni dersi gecemezsen kapinin onune koyuyorlar diye biliyorum..

Meslek icin degil, bilim icin yetistirme onceligi var..

Birkac arkadasim orada okudu..7 senede anca bitirdiler..

Adamlarda ne sosyallik kaldi, ne sac :)

Bizde oncellik "diploma" verip kapinin onune koymak biraz...fabrika usulu..daha dogrusu Amerikan usulu, orada da biraz boyle
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Commander - 08 Ekim 2020, 20:23:12
Hocam bir liseli olarak ben en doğrusunu anlatabilirim. Çöp sistem çöp dersler çöp bir hayat bizleri bekliyor daha şimdiden belli ne olacağımız okuyorum ki üniversite polislik düşünüyorum. Mühendis mimar vb kişiler çok işsiz ama gel gör o kadar sene oku çalış ama işsiz kal kimileri intihar etsin. Bunları geçtim hocam gençlerin halı malum o kadar sınavda gir matematik kimya falan bej futbolcu veya sporcu olcaksam napıyım kimyayı biraz temel bilgiler tamam da ne gerek var. Aynı şekilde matematik için geçerli.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Gökbörü - 08 Ekim 2020, 20:30:01
Hocam bir liseli olarak ben en doğrusunu anlatabilirim. Çöp sistem çöp dersler çöp bir hayat bizleri bekliyor daha şimdiden belli ne olacağımız okuyorum ki üniversite polislik düşünüyorum. Mühendis mimar vb kişiler çok işsiz ama gel gör o kadar sene oku çalış ama işsiz kal kimileri intihar etsin. Bunları geçtim hocam gençlerin halı malum o kadar sınavda gir matematik kimya falan bej futbolcu veya sporcu olcaksam napıyım kimyayı biraz temel bilgiler tamam da ne gerek var. Aynı şekilde matematik için geçerli.

Gencken bende oyle dusunuyordum ama hayata atilip insanlarla daha bir hasir nesir olunca anladimki birseyi dogru durust inceleyip dusunup mantikli karalar alabilmek icin matematik, kimya, mantik, felsefe gibi derslerin onemi var..

Herhangi bir soruna nasil yaklasilir, veri nasil toplanir, olaylar nasil onceden tahmin edilir, ongorulur, planlama yapilir, onlem alinir..

Ogrenmeyi ogretiyor, bir bakima dusunmeyi ogretiyor insana..

Bak butun forum Suriyede bunu nasil ongremedik, burda nasil boyle hata yapildi vs tarsitmalari ile dolu..

Gec bunlari, kisisel hayatinda sana fayfasi dokunacak beceriler bunlar..
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Ankhises - 08 Ekim 2020, 22:22:30
Ogretmenler kalitesiz. Orta 1e giderken (şuan ilköğretim 6 oluyor) hangi dersti unuttum. Test oluyoruz. Bende basarili bir öğrenciydim ve testleri çok severdim. Öğretmen test kağıtlarını dağıttı bende adımı soyadımı yazmaya başladım.  Ben test kağıdıyla ilgilenirken o an öğretmen "ilk 5 dakika kimse kağıdını getirmesin" demiş. Duymadım çözdüm götürdüm. Bak yemin ediyorum öğretmen masasına kağıdı bıraktığım anda bir tokat yedim , üstüne özür diliyorum esekoglueşek hakareti yedim , birde masama dönerken kicima tekme yedim. Bu birincisiydi. Yazılı oluyoruz ya insanlık hali silgim kayboldu. Yanımdaki masadaki kızda  silgi istedim kiz verdi sildim tekrar silgiyi kiza verirken kafama metal birşey çarptı. O ney diye bakarken öğretmenin elindeki 7-8 tane anahtarın asılı olduğu anahtarlık... Kafama fırlattı adam. Sonrada getir onu bana dedi götürdüm yine tekme yedim. Daha nice örnek sayarım bunun gibi... Sosyal hayatında adam yerine konmayan tiplerin öğretmen olup öğrenciler üzerinde hakimiyet kurması,  istediği gibi dovebilecegii insanların varolduğu hissini yaşaması,  ego şişirmesi falan çok bu öğretmenler... Sistem berbat diyoruz , mufredat berbat diyoruz okeyde ogretmenler super mi ? 10 ogretmenden 6si kalitesiz. Normalde hiçbirşey teslim edilmeyecek bu tiplere öğrencileri,  yani bir ülkenin geleceğini emanet ediyolar.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Commander - 08 Ekim 2020, 22:27:21
Ogretmenler kalitesiz. Orta 1e giderken (şuan ilköğretim 6 oluyor) hangi dersti unuttum. Test oluyoruz. Bende basarili bir öğrenciydim ve testleri çok severdim. Öğretmen test kağıtlarını dağıttı bende adımı soyadımı yazmaya başladım.  Ben test kağıdıyla ilgilenirken o an öğretmen "ilk 5 dakika kimse kağıdını getirmesin" demiş. Duymadım çözdüm götürdüm. Bak yemin ediyorum öğretmen masasına kağıdı bıraktığım anda bir tokat yedim , üstüne özür diliyorum esekoglueşek hakareti yedim , birde masama dönerken kicima tekme yedim. Bu birincisiydi. Yazılı oluyoruz ya insanlık hali silgim kayboldu. Yanımdaki masadaki kızda  silgi istedim kiz verdi sildim tekrar silgiyi kiza verirken kafama metal birşey çarptı. O ney diye bakarken öğretmenin elindeki 7-8 tane anahtarın asılı olduğu anahtarlık... Kafama fırlattı adam. Sonrada getir onu bana dedi götürdüm yine tekme yedim. Daha nice örnek sayarım bunun gibi... Sosyal hayatında adam yerine konmayan tiplerin öğretmen olup öğrenciler üzerinde hakimiyet kurması,  istediği gibi dovebilecegii insanların varolduğu hissini yaşaması,  ego şişirmesi falan çok bu öğretmenler... Sistem berbat diyoruz , mufredat berbat diyoruz okeyde ogretmenler super mi ? 10 ogretmenden 6si kalitesiz. Normalde hiçbirşey teslim edilmeyecek bu tiplere öğrencileri,  yani bir ülkenin geleceğini emanet ediyolar.

Hocam siz bişey demediniz mi  :D valla kimse kusura bakmasın ama kimse vuramaz ben biraz serttim öyle olmam gerekiyor kimsin de bana vuruyorsun ego çok fazla bazı hocalarda.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Bukrek - 08 Ekim 2020, 23:52:46
Arkadaşlar eğitim bilgi sahibi olunsun ya da olunmasın doğası gereği (Halkın çoğunluğu eğitimin paydaşı) herkesin bir fikrinin olduğu bir alan. Herkes bu sürecin içinde bir şekilde. Eleştirilecek de çok şey var. Faturanın çıkarılabileceği çok adres var. Ben Lise Fizik öğretmeniyim.  Sayın Battlestar'ın yazdıklarına %90 katılıyorum. Daha doğrusu Almanların eğitim sistemini büyük oranda tasvip ediyorum. "Neyin farklı olmasını isterdin?" derseniz. Alanların arasındaki geçirgenliğin biraz daha fazla olmasını isterdim.
Eğitim ciddi yatırım ister, ayrıca halkın bütününün isteği ve sabrıyla düzelebilir. Öğretmenlerin yetersiz ve kalitesiz olduğu yönündeki iddialara gelince şunu unutmayalım ki öğretmenler de bu toplumun içinden çıkan insanlar. Yani toplumumuzda hepimiz mesleki ve ahlaki tüm rollerimizi hakkını vererek yapıyoruz da bir tek öğretmelerde mi sorun var. Toplumun tüm kademe ve rollerinde ne kadar eksiklikler varsa biz öğretmenlerde de o kadar eksiklikler vardır. Belki de toplum ortalamasından daha az eksiklikler vardır; çünkü çok göz önündeyiz ve çok fazla denetleniyoruz. Tabi bir ara Lise ve Ortaokul mezunlarını 6 aylık kurslarla öğretmen yapmış olmaları eğitim camiasına çok zarar verdi. Bunu da söylemek lazım.
Toplumdaki; "Eğitimin düzelmesi gerektiğine" dair bilinç ve farkındalık çok önemli ve gereklidir. Bundan sonra "neler eksik?" ve "neler yapabiliriz?" soruları da toplumda tartışılır ve inşallah bir şeyler sabırla düzeltilmeye çalışılır.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Partikül - 09 Ekim 2020, 00:48:59
Hocam bir liseli olarak ben en doğrusunu anlatabilirim. Çöp sistem çöp dersler çöp bir hayat bizleri bekliyor daha şimdiden belli ne olacağımız okuyorum ki üniversite polislik düşünüyorum. Mühendis mimar vb kişiler çok işsiz ama gel gör o kadar sene oku çalış ama işsiz kal kimileri intihar etsin. Bunları geçtim hocam gençlerin halı malum o kadar sınavda gir matematik kimya falan bej futbolcu veya sporcu olcaksam napıyım kimyayı biraz temel bilgiler tamam da ne gerek var. Aynı şekilde matematik için geçerli.

Madem lise öğrencisisin, hayata dair bazı tecrübelerimi aktarmak isterim.

Klasik cümledir ama; hangi branşı seçersen seç temelin sağlam olacak. Şayet öğrenim hayatına devam edeceksen, bu işin üç sac ayağı var. Matematik, Türkçe ve Yabancı Dil... Bu üç sac ayağı, hayatın boyunca bir şekilde karşına çıkacaktır. Eğer sözele daha yatkınsan, seni kurtaracak kadar matematik bilmen gerekir. Yok sayısala daha yatkınsan, okuduğunu anlayacak kadar Türkçe bilmelisin. Ayrıca Türkçe, kendini doğru ifade edebilmek açısından son derece önemlidir. Yabancı dil ise artık çağın bir gereği haline geldi... Öğrenebilsen çok faydasını görürsün.

Meslek seçimi konusunda;

Hangi mesleği seçersen seç, bir işin ustası ol... Her işin çırağı olacağına, bir işin ustası olmak her zaman daha iyidir. Bu da emek harcayarak, zamanla oluyor. O halde zamanı iyi kullanmak, daldan dala atlamamak lazım. Örneğin 2 sene garsonluk, 2 sene terzi yamağı, 2 sene oto tamircisi, 2 sene muhasebeci, 2 sene de bir şirketin pazarlama elemanı olarak çalıştığını farz edelim. 10 sene sonra hayatının muhasebesini yaptığında; 5 farklı iş kolunda 10 sene çalışmış olmana rağmen hiçbir işi tam olarak öğrenemediğini pişmanlıkla fark edeceksin.



Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 11 Nisan 2023, 05:48:02
Seçimleri kazanacak partiye Eğitim önerilerim şöyle.

Eğitimin tam güne çıkartılması şart. İlk okullar sabahtan 14 e kadar orta ve liseler 16 ya kadar eğitim görmeliler.

Açık lisede şu anda 1.5 milyon öğrenci varmış bunların hepsi örgün eğitime alınmalı açık lisede sadece yetişkinler ve hastalık gibi sebepleri olanlar olmalı

Meslek liselerine bireyler kendi kararlarını verecekleri yaşta girilmelidir anne baba kişinin mesleğini seçmemelidir. 11. sınıfa kadar standart lise eğitimi sağlanmalıdır.

Mesleki yeterlilik sertifikası her meslek dalında zorlanmalıdır bir aydan iki seneye gibi zamanlarda mesleğin türüne göre alınabilmelidir.

Meslek eğitimi liseden sonra ağırlıklı olarak mesleğin zorluğuna göre bir aydan iki seneye kadar meslek edindirme kursları veya ön lisans eğitimi ile verilmelidir ve kredi ile desteklenerek ücretli olmalıdır yaş sınırı olmamalıdır krediler ile desteklenmelidir bireylere her yaşta meslek edinme ve meslek değiştirme imkanı ciddi anlamda yaratılmalıdır. Belediyelere ve özel sektöre meslek edindirme okulları kursları açma imkanı sağlanmalıdır. Ara eleman kaynağı sadece bu okullar olmalıdır böylece şimdiki meslek kurslarının meslek liselerine rekabet edememe durumu ortadan kalkar herkes sıkışırsa yeni mesleğini her yaşta seçebilir değiştirebilir ve başka ara eleman kaynağı olmadığı için her yaşta insanın meslek edinmesi piyasada kabul görür.

Lisede meslek eğitimi sadece lise 3 de kişi isterse son seneyi üniversiteye girişte dezavantaja yol açmayacak şekilde tercihen düz lise yerine meslek eğitimine geçebilmelidir.

6. sınıfta herkesin A2 seviyesinde İngilizce bilmesi Liseyi bitirdiğinde ise B2 seviyesinde İngilizce bilmesi sağlanmalıdır

Liseyi bitiren herkes çok iyi derecede bir yabancı dil öğrenmeli bir spor yada sanat yada hobide eğitim almış olmalı. Herkese araç ehliyeti verilmeli yüzme öğretilmeli

Okullarda pedagojik çağdaş eğitim modelleri geliştirilmeli geleneksel çağ dışı kalmış Türk tipi hort zort korku kültürü eğitim modeli bırakılmalı özgür bireyler yetiştirilmeli.

30 yaşın altındaki lise eğitimi alamamış herkes lise eğitimini tamamlaması yolları açık liseler ile yaratılmalı ama bu baştan savma olmamalı sosyal etkisinin de tamamlanması için yıllık makul saat yüz yüze hafta sonu veya akşam eğitimleri gibi örgün eğitim ile de pekiştirilmeli

Türkiye yemeyip içmeyip eğitime odaklanmalıdır bu dediklerimi yapmak için bir kere kafadan bu günkünden iki kat dershaneye ve öğretmene ihtiyaç olacak çünkü okulların tamamı sabahçı öğlenci diye eğitim yağıyor onları tam gün eğitime geçirmek eğitimi iki katı masraflı hale getirmektir iş çok büyük

Yıl olmuş 21. yy biz hala yarım gün lise eğitimi veriyoruz yazık bize çok ayıp bir şey Amerikalı ilk okul çocuğuna bile nerdeyse tam gün eğitim veriyor.

Bir Amerikalı üniversiteye başladığında bizden iki kat daha çok okula gitmiş oluyor.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 26 Eylül 2023, 22:39:28
Bu video yalanmı doğrumu orta okulda haftada 16 saat din eğitimimi başladı. Bana inandırıcı gelmedi doğrusu


Error 404 (Not Found)!!1 (http://www.youtube.com/watch?v=T-Cxd2YElqY#)
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 27 Eylül 2023, 12:24:21
Liselerde 4 saat oldu. 2 saat zorunlu 2 saat zorunlu seçmeli...
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 27 Eylül 2023, 12:52:14
normalmiş
bu tv lerde hiç akıllı adam kalmadı galiba 16 saat din dersi haberi yaparken insan azıcık düşünür günde 3 saat cumaları 4 saat mi olacak. Tam gün eğitim yapan imam hatipte bile haftada 30 saatmiş
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 25 Şubat 2024, 16:14:55
Türkiye'nin IQ suda düşmüş
,

Toplam 115 ülke vatandaşları arasında 1 milyon 691 bin 740 kişinin zeka testine dayanılarak hazırlanan raporda, Türkiye IQ (zeka seviyesi) sıralamasında 105 ülke arasında 73'üncü oldu.

Türkiye’nin IQ’su son bir yılda 1.5 puan düştü ve 95.63 oldu. Buna karşılık özellikle Avrupa ülkeleri ve Doğu Asya ülkeleri halklarının IQ’larında artış görüldü.


Tam gün eğitim sistemine bir an önce geçmemiz lazım yarım gün okul eğitimi yakışmıyor bize artık.

https://www.sozcu.com.tr/iq-siralamasinda-geriye-dustuk-carpici-arastirma-p25182 (https://www.sozcu.com.tr/iq-siralamasinda-geriye-dustuk-carpici-arastirma-p25182)
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 25 Şubat 2024, 16:27:44
Tahminimden iyiymiş Türkiye'nin IQ ortalaması...

Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: mehmet05 - 25 Şubat 2024, 18:31:01
IQ'yu çok takmayın, mesleki kariyer ve ekonomik başarı oranları 90 ila 120 IQ arasında. Altında da üstünde de başarı oranı azalıyor. Yine IQ standartları bazen farklı. Boksör Muhammed Ali ile 76 IQ diye dalga geçiyorlar ama adamın katıldığı talk showlara vs bakıyorum gayet güzel akıllı sohbetleri var, yine zenci zekası ile dalga geçiyorlar ama adamların spor, dans, müzik alanlarında yaratıcılıkları gayet üst seviyede. Yine niyet, hayata bakış açısı vs de çok önemli . Disiplin, çalışkanlık, doğru yönelim vs. Öte taraftan ülke IQ haritasına bakarsanız ülke ortalamasını da Güney Doğu ve Doğu Anadolu'nun düşürdüğünü görürsünüz. Ancak bu da yanıltıcı olabilir, zannedersem Pisa esas alınıyor bu hesaplamalarda, eğitim yöntemi, soru tarzı çok etkilediği gibi bu bölgelerde okula ve eğitime çok çocuklu aileler bakımından etkin ulaşım da sıkıntı. Bunun sanıra kapalı toplum da bir diğer kültürel etmen gibi. Türkiye'nin güneyinde ve doğusunda da düşmeye devam ediyor İQ
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: İbrahim - 25 Şubat 2024, 19:01:51
Centro gofret esprisi yapayım mı?
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Denizci16 - 25 Şubat 2024, 19:11:51
Arkadaşlar IQ testinin felsefesi matematik mi? Bilmediğim için soruyorum yaptırmadım ..

Hani şunun için söylüyorum bence bir insanın zeki olduğunu gösteren başka testlerde vardır.başka methotlar var,çalışma dalları vardır?

Kişinin neye yatkın ve hangi yönlerinin gelişmiş olduğunu bulabiliriz bence.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: mehmet05 - 25 Şubat 2024, 19:22:41
Türkiye'nin doğusu ve güneyi derken, Ermenistan, Gürcistan Azerbaycan, İran, Ortadoğu demek istedim, cümlede ifade hatası olmuş , ama bu da kapalı toplum yapısının, batı standartları IQ konusunda sıkıntılı olduğunu gösteriyor
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 25 Şubat 2024, 20:03:17
Etin kilosu 600 tl oldu ekmekle karın doyurmaktan IQ mu kalır çocuklarda.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Denizci16 - 25 Şubat 2024, 20:09:07
Etin kilosu 600 tl oldu ekmekle karın doyurmaktan IQ mu kalır çocuklarda.

Günün IQ seviyesi yüksek en doğru yorumu bravo👏
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: mehmet05 - 25 Şubat 2024, 20:16:42
O açıdan bakarsak Uzak Doğu en düşük et tüketimi oranı, Zengin Arap ülkeleri de en fazla et tüketimi olanlardır, buna karşın uzak doğulular IQ ortalaması en yüksek toplumlar iken Araplar en düşük IQ lular arasında yani çok da doğru değil.

Madem konuyu açtınız bizim için ana gıda problemi zaten az olan etin yanında yoğurt ayran tüketimi ve yine aşırı çay tüketimi. Demir düşüklüğü ve kansızlık IQ oranını olumsuz etkiliyor.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Denizci16 - 25 Şubat 2024, 20:25:33
O açıdan bakarsak Uzak Doğu en düşük et tüketimi oranı, Zengin Arap ülkeleri de en fazla et tüketimi olanlardır, buna karşın uzak doğulular IQ ortalaması en yüksek toplumlar iken Araplar en düşük IQ lular arasında yani çok da doğru değil.

Madem konuyu açtınız bizim için ana gıda problemi zaten az olan etin yanında yoğurt ayran tüketimi ve yine aşırı çay tüketimi. Demir düşüklüğü ve kansızlık IQ oranını olumsuz etkiliyor.

Öyle demeyin sn Mehmet 05 adamlar gene bizden fazla et tüketiyordur.

Yazarken kusasım geldi adamlar böcek bile yiyiyor hatta fırsatı olsa bizi bile yerler, köpek yiyorlar ,at yiyiyorlar vesaire vesaire
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: serkan1976 - 25 Şubat 2024, 20:31:30
Arkadaşlar IQ testinin felsefesi matematik mi? Bilmediğim için soruyorum yaptırmadım ..

Hani şunun için söylüyorum bence bir insanın zeki olduğunu gösteren başka testlerde vardır.başka methotlar var,çalışma dalları vardır?

Kişinin neye yatkın ve hangi yönlerinin gelişmiş olduğunu bulabiliriz bence.

Çoklu zeka kuramı bahsettiğiniz...Her insanda tüm zeka türleri var ama bazı insanlarda bir zeka türü daha fazla olur...
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Denizci16 - 25 Şubat 2024, 20:32:34
Arkadaşlar IQ testinin felsefesi matematik mi? Bilmediğim için soruyorum yaptırmadım ..

Hani şunun için söylüyorum bence bir insanın zeki olduğunu gösteren başka testlerde vardır.başka methotlar var,çalışma dalları vardır?

Kişinin neye yatkın ve hangi yönlerinin gelişmiş olduğunu bulabiliriz bence.

Çoklu zeka kuramı bahsettiğiniz...Her insanda tüm zeka türleri var ama bazı insanlarda bir zeka türü daha fazla olur...
+1
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 25 Şubat 2024, 20:53:17
Yüz yıldır IQ testleri geliştiriliyor siz burada bir oturuşta tukaka yaptınız bir asırlık şeyi
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: mehmet05 - 25 Şubat 2024, 21:11:56
O açıdan bakarsak Uzak Doğu en düşük et tüketimi oranı, Zengin Arap ülkeleri de en fazla et tüketimi olanlardır, buna karşın uzak doğulular IQ ortalaması en yüksek toplumlar iken Araplar en düşük IQ lular arasında yani çok da doğru değil.

Madem konuyu açtınız bizim için ana gıda problemi zaten az olan etin yanında yoğurt ayran tüketimi ve yine aşırı çay tüketimi. Demir düşüklüğü ve kansızlık IQ oranını olumsuz etkiliyor.

Öyle demeyin sn Mehmet 05 adamlar gene bizden fazla et tüketiyordur.

Yazarken kusasım geldi adamlar böcek bile yiyiyor hatta fırsatı olsa bizi bile yerler, köpek yiyorlar ,at yiyiyorlar vesaire vesaire

Hani Çin'de et tüketimi arttı diyelim. K. Kore Vietnam'a ne diyeceğiz, adamlar karbonhidrat deposu pirinç ile besleniyor neredeyse tamamen, et tüketimi dipte, Uzak Doğu'nun IQ oranı yeni değil, uzun zamandır (istatistik tutulalı) bu şekilde, et ise son 10-20 senenin olayı.

Bizde Güneydoğu, Doğu'u es geçsek bu eğitim seviyesi ile bile Avrupa'nın çoğu yeri üzerinde olacağız. Buna karşın politikayı güden, parayı bir şekilde dolduran gruplara bakıyorum, bırakın IQ'yu vs diyorum, ....
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Gökbörü - 25 Şubat 2024, 21:13:26
Standart testlerin artıları eksileri ne ise, IQ testinin artıları eksileri aynı...sonuçta bir ölçü birimi, herkes eşit şekilde olculdugu sürece karşılaştırmak için kullanılan bir şey...sonucu beğenmedik diye kaldır at diyemeyiz..

Genetik etkenlerden beslenmeye, stresten eğitim sistemine kadar onlarca etkenin IQ üzerinde etkisi var...aşırı sosyal medya ve televizyon izlemenin, düzensiz uykunun hatta fazla şeker tüketimi gibi şeylerin bile IQ üzerinde olumsuz etki yaptığı üzerine bulgular var...

Yalnız eğitim sistemi çok iyi olan G.Kore, Japonya gibi ülkelerin sonuçları hep 100 kusurlarda çıkıyor o da bir tesadüf olamaz....

Ortalama IQsu çok yüksek olan ülkelerin refah seviyesi yuksek olur, dunyanin hakimi olur gibi bir kural da yok sonuçta...Belarus 7. Sırada örneğin...ABDden de, Almanya'dan da İngiltereden de önde...sonuç?



Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 25 Şubat 2024, 22:14:56
Ben size bir durum tespiti yapacağım şimdi inşallah

İnsanları eğittikçe siyasi görüşleri aşırı sağdan uzaklaşır eğitim azaldıkça aşırı sağa kayar. Dindar olurlar milliyetçi olurlar filan bu tüm dünyada böyledir. Eğitirsen solcu da olurlar sağcıda olurlar ikiside bir birine yakın insan toplar hatta sağcılar bir tık daha çok insan toplarlar ama bu merkez sağdır. Türkiye de merkez sağ nerdeyse kalmadı aşırı sağ var ya dindar aşırı sağlar var ya milliyetçi aşırı sağ var. Bu partiler siyasi yelpazenin merkez sağı değillerdir aşırı sağıdırlar. Aşırı sağ partiler eğitilen insan ile oy kaybederler bu tüm dünyada böyledir. Bu Türkiye dede böyledir ben size bunu istatistiklerle kanıtlayabilirim. İşte bu yüzden Türkiye de eğitimde hep ayak diretilmiştir

Nasıl ayak diretiliyor mesela size sayayım.

Zorunlu eğitim utanç verici şekilde afrika ülkelerinde bile 1970 lerde lise eğitimi iken bizde ilk okuldu onda bile iş sıkı tutulmadı okuma yazma bilmeyen insnalar hala daha var ülkede.

Zorunlu eğitim yakın dönemde önce orta okul a çıkartıldı ve sonra lise eğitimi 2013 de çok şükür Araplardan Afrikalılardan bile çok sonra zorunlu hale geldi.

Lise eğitimi zorunlu oldu ama arka kapı bıraktılar cehalete ve dünyada eşi benzeri olmayan yaygınlıkta açık lise açık orta okul eğitimi var 2 milyon kişi yaklaşık açık liseye gidiyor yani örgün eğitim dışında yine tutmayı başardılar nüfusu

Liselerde örgün eğitim gören gençler ise tam gün eğitim yerine yarım gün eğitim ile sözüm ona eğitiliyorlar buda bir kötü niyettir imkansızlık değildir. Türkiye istese tam gün eğitimi okul seferberliği ile bir kaç yılda halleder hepi topu beş on milyar dolar ayırsan tüm öğrenciler tam gün okula giderler.

Yarım gün eğitim den işte bu IQ sorunu ortaya çıkıyor kimse aptal değil ama sabah git öğlen evine dön dersen çocuk ne matematik öğrenir ne ingilizce öğrenir ancak okuma yazma bilir oda anca benim gibi de da ları mi leri ayırmayarak olur.

Tam gün eğitime geçilse ne olur biliyor musunuz tüm gençler orta okulda ingilizce öğrenirler ondan sonrada dünya vatandaşı olurlar al başına belayı. Vallahide billahide bilerek tam gün eğitime geçilmiyor parasızlıktan değil.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: Denizci16 - 25 Şubat 2024, 23:01:44
Sn putty biraz çocuklardan bahsederken örneğin Avrupa'da ve Amerika'da çocukların daha doğrusu bebeklikten çocuğa geçerken aileler çoçukta zeka geriliği yada kabiliyet eksikliği var mı? Diye çocukların motor becerilini ölçerler...

Nedir bu motor testi ?

Örnek LEGO gibi oyuncaklar vardır.yada yıldız bir şekli yıldız şeklinde bir cismi yuvaya yerleştirmesi yada yuvarlak şekli yuvarlak bir yuvaya yerleştirmesi gibi...zekayı tanımlamaya yönelik oyun şeklindeki testler..

Şimdi Türkiyede kaç ebeveyn motor kabiliyeti şeklinde var olan bu gerçekliği biliyordur sorun bakalım etrafınızdaki ebeveynlere motor kabiliyeti deyince ne anlayacak.

Kısaca zeka kavramı IQ testinden ibaret olmasa gerek.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: ACE - 25 Şubat 2024, 23:22:47
Bir diğer sorun şu; özel okulların sayısı arttı ve Devlet yeni okul yapımını azalttı son 10 senede özellikle. Görece küçük bir şehirde yaşıyorum ve 6-7 özel okul var ancak son birkaç yılda fahiş fiyatlar çekince insanlar çocuklarını Devlet okuluna almayı seçti ancak bu sefer de Devlet okullarında öğrenci sayısı artmaya başladı. Devlet eğitim işinde sırtını özel sektöre yaslamış gidiyor. Yeni yerleşimin olduğu bir semt var burada; ortasında bir özel okul ama kilometrelerce yakınında Devlet okulu yok.

Milli Eğitim Bakanının kendi özel okulları olduğu söyleniyordu. Sektörde şirketi olan insanları o sektörde Bakan yapmalarını çok yanlış buluyorum. Otel zinciri olanTurizm Bakanı, Hastane sahibi Sağlık Bakanı olmamalı.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: mehmet05 - 25 Şubat 2024, 23:33:10
Lise hariç oğlumu bir özel okul bir devlet okulu şeklinde okuttum. İlk okulun ilk üç sınıfını özelde, sonrasını memnun olmamam sebebiyle devlette, liseyi ise özel okulda okuttum. İşin açıkçası güvenlik, sigara, uyuşturucu gibi kaygılar olmasa lisede de özel okula boşuna vermişim. İngilizceyi kendisi öğrendi ve liseye başladığında devletten gelmesine rağmen sınıfının en iyisiydi. alan derslerinde ise eninde sonunda herkes ya özel ders aldırıyor, yada dershaneye gönderiyor. İşin açıkçası özel okulların da özel bir numarası yok. Hatta derece yapan birçok öğrenci son sınıfta açık liseye girip, okula gitmeksizin sınava hazırlanıyordu. Bizim de en son düşüncemiz oydu ama MEB açık liseyi çok çok kısıtladı. Artık normal öğrencilerin açık liseye gitmesi imkansız. Tabi bu sınav odaklı eğitim sitemimizden kaynaklanıyor.
Başlık: Ynt: Türk Eğitim Sistemi
Gönderen: putty - 25 Şubat 2024, 23:36:51
hepinize beğeni ateşledim bunlar faydalı yorumlar