DefenceTURK.com
ATATÜRK VE ASKERİ TARİH => Askeri Tarih => Konuyu başlatan: SKYWOLF - 20 Temmuz 2018, 08:30:08
-
Kıbrıs Barış Harekatı
Cumhuriyet tarihimizin en büyük askeri operasyonlarından biri olan Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümündeyiz. Konuyla ilgili bir başlık bulamadım forumda. Sanıyorum veri kaybına uğradığımız dönemde silindi. Bu başlık altında konuyu paylaşabiliriz.
(https://pbs.twimg.com/media/Dicq5GfXUAEfxSZ.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/DieDk0OXUAA-yjl.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/Dif4M2CXUAA2liR.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/Dif4RJOXsAcj8jU.jpg)
Bu harekata karar veren, katılan, destek veren tüm şehit ve gazilerimizi, siyasetçilerimizi, vatandaşlarımızı, soydaşlarımızı, yabancı dostlarımızı saygıyla anıyoruz...
-
Kısıtlı teçhizat ve zor şartlar da yapılan bu operasyon öncesi ve sonrası tüm şehit ve gazilerimizden allah razı olsun.
Öyle bir vatan parçası ki halen tüm olaylar etrafın da dönmekte bu da Kıbrıs Barış Harekatının önemini daha da arttırıyor.
-
Kıbrıs bizimdir bizim kalacak operasyonda emeği ve desteği geçen herkesten Allah razı olsun
http://www.kokpit.aero/kibris-baris-harikati-44-yil-once (http://www.kokpit.aero/kibris-baris-harikati-44-yil-once)
Güzel bir yazı
-
(https://pbs.twimg.com/media/DijS4cKW0AcoCbF.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/DilAc5VXkAAtCsp.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/DikUUrVXsAATnjp.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/DikUU7ZXcAMWl2U.jpg)
(https://pbs.twimg.com/media/DijnKxrWkAE6JSP.jpg)
-
SKYWOLF tarafından paylaşılmış olan
1 Foto :1 -3 komando taburunun bugünkü pınarbaşı hava alanına intikali , beşparmak dağları arkada.
2.Foto : Pladini 5 mil cıkarma plajı, Kartraaja girmeyen sol kesimde bugunkü özgürlük anıtı arkasında RMMO kampı ve eteğinde makineli tüfek yuvası mevcuttu. Görülen bina bugünkü altınkaya restoranı , binanın ust kısmı ilk gecici komuta mrk altı ise sıhıye ve sivil esirlerin tutuldugu yer.
3: 3-4 paraşut taburunu Gönyeli ,ortaköy toplanma bölgesi.
4: UH1 ler ile taşucuna hafif yaralı tahliyesi .
5: Pınar başına komando ve muhimmat takviyesi . Boğaz -Girne bağlantısı saglanamamış olduğundan dolayı.
6:Harekatta kullanılan +70 UH1 helikopter kırıma uğramadı ,sadece ilk gün pınarbaşına yapılan intikalde 12 UH1 , pınarbaşı arkasında bulunan beşbarmaklar aşılırken 12.7 atışından dolayı hafif yara aldı ama kullanıma devam edildi.
-
Teşekkürler Metin. Fırsat buldukça bu konuyu zengileştireceğim.
-
Ekte paylaşmakta olduğum link Kıbrıs barış harekatını birinci etabını gayet yalın ve gerçekci olarak kısaca özetlemekte .
https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/44-yil-once-20-temmuz/46387 (https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/44-yil-once-20-temmuz/46387)
Makale ile ayrıştığım tek nokta . Harekat dahilinde Paraşüt birliklerinin vermiş oldukları ana zayiatın kaynağının nedeni RMMO toparlanıp organize olması değil. Bir C47 nin paraşutculeri atlama noktası ötesine atmasından kaynaklandığıdır.'' Hamit mandrez köyü ile eski ismi Miamillia sanayi bölgesi arası''
-
Kim kimin uçağını düşürdü?
(http://www.kokpit.aero//image/cache/data/Derin%20dosyalar/cam/ege%20yunan%20(7)-600x320.jpg)
Bu konuyla ilgili olarak daha fazla bilgiye ve F-102 uçaklarının Türkiye macerasını yazarımızın “Türk Hava Kuvvetleri’nde F-102 Delta Dagger” kitabından ulaşabilirsiniz…
Levent BAŞARA
Bundan tam 44 yıl önce Ege Denizi üzerinde gerçekleşen hava muharebesi hala iki taraf arasında tartışmalara konu oluyor. Bu tartışmaların kaynağını oluşturan Yunan iddiaları, yeni basılan kitaplarla yeniden gündeme geliyor. Peki nedir bu iddialar?
YUNANLARIN İDDİASI
22 Temmuz günü Türk uçaklarına karşı alarm nöbetinde bekleyen iki Yunan F-5A uçağına “scramble” (hava önleme görevi için acil kalkış) emri verilir. İki F-5A, radar kontrolünde Kuzey Ege yönüne doğru tırmanır. Yunan F-5’leri bölgede iki Türk F-102A uçağıyla karşılaşır.
Başlayan hava muharebesi sonucunda Yunan F-5’lerinden biri, Türk F-102’sinin arkasına geçmeyi başararak ısı güdümlü bir AIM-9 (GAR-8) füzesi ateşler. Fakat ucu henüz ısınmadığı için füze hedefini bulamaz. Yunan pilot hemen ikinci füzeyi ateşler. Bu sefer hedefini bulan AIM-9 Türk F-102’sine tam isabet sağlar. Yanmaya başlayan F-102A, kısa bir süre sonra denize düşerek su üstünde büyük bir su sütununun yükselmesine neden olur.
(http://www.kokpit.aero//image/data/tarih/turk/askeri/kibris/ege%20yunan%20(5).jpg)
Yunanlılar bu iddialarını çeşitli kitaplarla ile ortaya attılar. İşte o kitaplardaki bir çizim. (Arşiv: Levent Başara)
Kaçmaya başlayan diğer Türk F-102 pilotu, yönünü kaybederek yakıtını gereksiz yere boşuna harcadıktan sonra Türk topraklarında mecburi iniş yapar. Uçağı tamamen tahrip olan pilotun kendisi de ağır yaralanır ve kısa süre sonra da ölür.
Çeşitli kitaplarda ve internet sayfalarında yer alan Yunan iddialarının özeti bu. Çıkan sonuca göre: Gerçekleşen hava muharebesinde bir Yunan F-5A uçağı bir Türk F-102A uçağını attığı ikinci füzeyle vurup düşürüyor. Yanan F-102A denize çakılıyor. Türk pilotun akıbetiyle ilgili bir bilgi verilmiyor.
Diğer Türk F-102A pilotu ise panikliyor ve kaçmaya başlıyor. Yakıtı bittiği için mecburi iniş yapıyor. Uçağı ağır hasar alan pilotun kendisi de yaralanıyor ve daha sonra ölüyor. Yunanlar böylece iki tane Türk F-102A uçağını bir şekilde düşürdüklerini iddia ediyor.
GERÇEKTE NE OLDU
Peki gerçekte ne oldu? Bunu F-102 Delta Dagger uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri tarihindeki hikayesini yazan Levent Başara’nın kitabından öğreniyoruz.
22 Temmuz 1974 günü gerçekleşen tarihi hava muharebesinin halen hayatta olan kahramanlarından biri olan Emekli Hava Pilot Albay Vasıf Sayın olayı şöyle anlatıyor:
“22 Temmuz günü alarm verildi. 55-3413 ve 55-3401 numaralı uçakları çalıştırıp piste girdik ve kalktık. Kolumda 401 numaralı F-102A ile uçan Yüzbaşı Sıtkı Onur vardı. F-102’lerimizle Baba Burnu'na doğru tırmandık. Elektronik karıştırmanın fazla olması nedeniyle yer radarıyla bağlantımızda sıkıntı yaşıyorduk. Radar bizi yeniden yönlendirince karşımızda kamuflajlı iki F-5A uçağını gördük. Biri önde diğeri geride, daha yukarıda uçuyordu.
(http://www.kokpit.aero//image/data/tarih/turk/askeri/kibris/ege%20yunan%20(4).JPG)
Emekli Hava Pilot Albay Vasıf Sayın, Levent Başara'ya o günleri anlattı.
TÜRK RADARI: “ANGAJMAN KURALLARINI UYGULAYIN”
Öndekinin peşine takıldık. Radar, "Düşmanın soluna yaklaşın, en yakın meydana indirin, angajman kurallarını uygulayın.'' diye talimat verdi. Yüzbaşı Onur’a atış hazırlıklarına başlamasını söyledim. Benim bu sözlerim üzerine yerdeki radar operatörü bize atış yapılıyor zannetti ve “ateş serbest” çağrısı yaptı.
Bu anons gelince de Yüzbaşı Onur ısı güdümlü AIM-4 Falcon füzelerini ateşledi ve önündeki Yunan uçağını vurdu. O tarihlerde harekât nedeniyle 25'inci boylam NOTAM hattıydı. Mecburen geri dönmek üzere manevra yaptım. Bu sırada uçağımın durum cayrosu kilitlenmişti; düzeltmeye gayret ettim, ancak olmadı.
Yakıtım bitmek üzereydi ve uçuş sürem bir buçuk saati geçmişti. Kara tarafına döner dönmez de uçağın motoru durdu. İrtifam 4.000 feet'e kadar düşünce radara “Söke yoluna iniyorum.” dedim. 200 knot hızda dönüşümü tamamladım; dönüş içerisinde iniş takımlarını açtım ve indim. Yolun bozukluğundan dolayı uçağın burnu birden sol tarafa kaçtı. Tahminen ön iniş tekeri bir şeye çarptı ve içeri katlandı. Sonra uçak radom üstüne çöktü ve sonunda durdu.
İnişimi izleyenler koşup geldiler. Yukarıda da bizim F-102’ler alçaktan üzerimizden geçiyordu. Biraz sonra askerler de geldi ve uçağı emniyete aldılar. Ben de karayoluyla İzmir'e geldim. Yunan uçağının düşürülmesiyle ilgili hem ben hem de Sıtkı Onur ilgili yerlere raporumuzu verdik.”
Gelelim olayın başkahramanı Yüzbaşı Sıtkı Onur’a. Tarihi hava muharebesinden sonra bir süre daha Türk Hava Kuvvetleri’nde görev yapan Sıtkı onur, daha sonra Türk Hava Yolları’na geçerek yolcu uçaklarında uzun yıllar görev yaptı. Emekli olduktan sonra İzmir-Foça’ya yerleşen Sıtkı Onur, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 8 Aralık 2015’te aramızdan ayrıldı. Kendisini saygıyla anıyoruz.
(http://www.kokpit.aero//image/data/tarih/turk/askeri/kibris/ege%20yunan%20(1).jpg)
F-102 ile füze atışı gerçekleştiren Yüzbaşı Sıtkı Onur...
OLAYIN TANIKLARI
Bu olayın bir de tanıkları var. Olayı onlardan da dinleyelim.
Emekli Hava Pilot Binbaşı İrfan Gürgür anlatıyor:
“22 Temmuz günü iki uçak “scramble” nöbeti tutuyorduk. İki dakikalık hazırlık durumunda beklerken alarm verildi. Çok kötü bir havada kalktık. Göreve doğru giderken, bir ara yer radarı hedefini kaybetti. Biz de Limni adası civarında beklemeye başladık. Daha sonra radar, hedefin o bölgede alçak irtifada olduğu şeklinde bir yönlendirme yaptı. Ben de radarımı ayarladım ve hedefi yakaladım. Bir Yunan HU-16B Albatros uçağını gözle gördüm.
Aşağıdan talimat beklerken Albatros'a bir iki patern daha yaptım. Daha sonra bizim radarlar beni göremediklerini söylediler. Ben de irtifa alıp kaçan uçağı bıraktım. Bu arada Albatros pilotunun bağırtılarına Yunanlar iki F-5A kaldırmışlar. Bizimkiler de ikinci F-102A scramble kolunu bana yardıma yollamışlar. Gelen kol, önleme yaparak hava muharebesine girdi ve Yüzbaşı Sıtkı Onur, Yunan F-5A kolunun 1 numarasını AIM-4 Falcon füzesiyle düşürdü. Yüzbaşı Onur uçağın bir alev topu gibi düştüğünü rapor etti. Görev sonunda Balıkesir meydanına beraber indik. Onun heyecanlı halini hiç unutamam.”
SCRAMBLE VERİLDİ
Havada gerçekleşen olaylar yerdeki radarlardan da anında takip ediliyordu. Bu olayın şahitleri de yerden hava muharebesini izlemiş ve kayda almışlardı.
Emekli Hava Kontrolör Binbaşı Uğur İçduygu anlatıyor:
“1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında ben Çanakkale radarındaki kontrolörlerden birisiydim. 22 Temmuz günü, Çanakkale radarında önce hafif, sonra gittikçe şiddetlenen bir elektronik karıştırma başladı. Balıkesir’deki F-102A filosundan iki uçağa “scramble” verip silahlı devriyeye çıkarttık.
F-102’ler Yunan Albatros uçağını gözle tespit ettiler. Elektronik karıştırmayı yapan uçak buydu. Durum sıralı üst komutanlıklara bildirildi; ancak bu düşmanca hareketle ilgili olarak, uçağı düşür emri gelmedi.
Elektronik karıştırmanın arkasından olabilecek kötü bir durumu engellemek üzere iki F-102’yi daha silahlı devriye yapmaları için kaldırdık. Bu uçakları da doğrudan Ege Denizi’ne çıkarttık. Uçaklar Ayvalık körfezinde, Midilli adasının hemen kuzeyindeyken, elektronik karıştırma kesildi. Bu sırada iki Yunan uçağı bizim F-102’lerin hemen arkasında tespit edildi. Lider, iki Yunan F-5A uçağı tarafından takip edildiklerini ve Yunanların AIM-9 füzesi ateşlediklerini rapor ederek ateş açma yetkisi istedi. Çatışma başlamıştı. Lider, Yunan uçaklarından birisini vurup düşürdüğünü rapor etti. Lider Yzb. Sıtkı Onur, Balıkesir meydanına indikten sonra, Çanakkale radarını arayıp benimle temas kurdu. Yaptığımız çalışmadan dolayı kutladı ve teşekkür etti.”
(http://www.kokpit.aero//image/data/tarih/turk/askeri/kibris/f102%20kitabi%202-600x320.jpg)
ELEKTRONİK KARIŞTIRMA
Emekli Hava Kontrolör Albay Lütfi Eriş anlatıyor:
“Ben,1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda İzmir Radar Mevzi Komutanlığı’nda görevliydim. 21 Temmuz’dan itibaren radarlarımız ve muhabere cihazlarımız karıştırma, yanıltma ve aldatmaya maruz kaldı. 22 Temmuz günü Limni civarında Çanakkale radarı kontrolündeki önleme faaliyetini ben de kısıtlı olarak izleyebildim. Çanakkale radarı Balıkesir'den kalkan iki F-102A’yı kontrol ediyordu. Çanakkale radarının tespit ettiği iki Yunan F-5’i hava sahamıza yaklaşırken F-102’ler tarafından önlenmiş ve bir uçak düşürülmüştü. Yüzbaşı Sıtkı Onur’un uçağı hava sahamıza girerek Balıkesir'e indi. Uçak tek döndüğü için ikinci F-102’nin araştırılması talimatı yayınlandı. Sorumluluk sahası taraması yaparken dost acil durum sinyali aldım ve temas kurup kontrole aldım. O sırada F-102’ye sol gerisinden yaklaşmakta olan iki Yunan uçağı tespit ettim. Hemen hazır bekleyen iki F-5’e “scramble” vererek bizim F-102’nin önlenmesine belki de düşürülmesine engel olduk. F-5’lerimiz Sisam adasının batısında F-102’nin koluna girerek Söke karayoluna inişine kadar refakat ettiler. İniş başarılı olmuştu ve pilotumuz Yb. Vasıf Sayın sağlıklıydı. Radar Harekât Odası’nda ekipçe çok sevinmiştik. Konuyla ilgili ayrıntılı raporumuzu sıralı komutanlıklara gönderdik.”
(http://www.kokpit.aero//image/data/tarih/turk/askeri/kibris/ege%20yunan%20(3).JPG)
ORTAYA ÇIKAN SONUÇ
Yunanların iddiasının aksine 22 Temmuz 1974’te herhangi bir Türk F-102A uçağının vurulmadığı ve pilotlarının ölmediği ortaya çıkmış bulunuyor. O gün Yunan F-5A uçaklarıyla karşılaşan ve hava muharebesine girişen Vasıf Sayın halen hayatta. Kendisine uzun ömürler diliyoruz.
Diğer pilotumuz Sıtkı Onur ise 2015 yılında aramızdan ayrıldı. Bu olayın diğer tanıkları da hayattalar ve anlatımlarında Yunan iddialarının aslında gerçekle bağdaşmadığı anlaşılıyor.
Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında düşman ateşiyle vurulup düşürülen herhangi bir F-102A uçağımız bulunmuyor. Vasıf Sayın’ın kullandığı ve mecburi iniş sırasında ağır hasara uğrayan F-102A dışındaki tek uçak kaybı, ertesi gün, yani 23 Temmuz sabahı gerçekleşmiştir.
Bu olayda önleme görevi için Balıkesir 9.Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan 04:20’de kalkışa geçen 54-1403 numaralı F-102A, normal kalkışını takiben meydanın 13 mil kuzeyinde düşmüş, Üsteğmen İbrahim Çınar şehit olmuştur. Kazanın sebebi “vertigo” olarak belirlenmiştir.
Tarihi hava muharebesinde Yüzbaşı Sıtkı Onur’un kullandığı 55-3401 numaralı F-102A ise, olaydan iki yıl sonra 27 Şubat 1976’da Sarıyer Baraj Gölü üzerinde başka bir F-102A ile havada çarpışarak düşmüştür.
Levent Başara’nın F-102 kitabını satın almak için:
https://www.hobbytime.com.tr/urun/003-turk-hava-kuvvetlerinde-f-102-delta-dagger (https://www.hobbytime.com.tr/urun/003-turk-hava-kuvvetlerinde-f-102-delta-dagger)
http://www.dr.com.tr/Kitap/F-102-Delta-Dagger-Turk-Hava-Kuvvetlerinde/Hobi/Genel-Ilgi/urunno=0001755802001 (http://www.dr.com.tr/Kitap/F-102-Delta-Dagger-Turk-Hava-Kuvvetlerinde/Hobi/Genel-Ilgi/urunno=0001755802001)
Kitapları ayrıca D&R mağazalarından temin edebilirsiniz.
http://www.kokpit.aero/kim-kimin-ucagini-dusurdu#.W1wsgu0wuVM.twitter (http://www.kokpit.aero/kim-kimin-ucagini-dusurdu#.W1wsgu0wuVM.twitter)
-
(https://i.imgur.com/54y81OV.png)
Tabloda , 1974 Kıbrıs bariş harekatına hazırlık intikali , harekat sırasında kıbrıs ve Egede'ki uçak pilot kayıplarını içermektedir.
Özel Görev kapsamında düşürülen Do28D seri ve filo numarasını bulamadım.
-
Yunan Albatros (diğer bir rivayet EC-47) uçağının radar mevzii ile f-102 uçaklarına uyguladığı Radar ve Muhabere karıştırması gerçekten ilginç bir durum. Yunan hava kuvvetlerine bu konuda dışarıdan özel bir destek de sağlanmış olabilir.
-
Barış harekatı esnasında bazı unsurlarımız defalarca Elektronik karıştırmaya maruz kaldıkları bilinmekle birlikte , Elektronik karıştırma yapılan ülkeler hakkında direk bilgi beyan edilmedi. Elektronik karıştırmaya maruz kalan Türkiye ana karasında bulunan bazı sabit Radarlar , ada civarında konumlu bulunan bazı Deniz kuvvetleri gemileri özellikle karıştırmaya maruz kalmıştır. Barış harekatı başlangıcında ada açıklarında Rus casus gemilerinin mevcut olduğu bilinmekte , Kıbrısta bulunan Agrotur üssünde ise RAF EC hava unsurların olduğu bilinmekte idi. ABD 6 cı filo harekat öncesi ve devamında tüm operasyonu yakından takip etmiş ve büyük ihtimalen de fiili olarak elektronik karıştırma yapmıştır.
Söylemesi gayet acı ama TSK nin Barış harekatı sırasında Muhabere kabiliyeti cok kısıtlı idi . Cıkarma birliklerinin elindeki GRC tipi el telsizlerinin çok büyük bir kısmı malesef yeni olmalarına rağmen çalışmadı . (sorunlardan biri bayat piller ve hatalı telsiz kristalleri) Birinci harekatın ilk gecesi RMMO komandolarınca St.hilarion ve Atak tepeye düzenlemiş oldukları gece taruzu sonrası Atak tepede bulunan Kıbrıs -Genel kurmay irtibatını sağlamakta olan Antrack rölenin ve ekibinin imhası sonrası muhaberat ilk 48H cok kısıtlı yapılabildi. İrtibat lefkoşa Elcilik ve Bayrak Bimal yapımı bayraktarlık telsizleri aracılığı ile sağlandı.
1975 Yılında 20 temmuz şerefine düzenlenen gecede adada bulunan ingiliz muhabere komutanı Türk meslektaşını tebrik etmişti gayet saglıklı ve nizami muhabere yaptıklarından dolayı dinlemede zorlandıklarını ifade etmiştir. '' işin acı tarafı muhaberenin deyim yerinde ise çokmüş olduğu idi''
Muhabere hizmetlerindeki kullanılmakta olan kalitesiz ABD yardımı kapsamında donatılan araç ve gereçten kurtulmak amacı ile ile ABD tarafından konulan silah ambargosu neticesinde Aselsan ve Aspilsan kuruldu. '' her müsibeten bir hayır çıkar , canımız ağrımamış olsaydı bugünlerin Aselsanı vs olmazdı''
-
Birinci barış harekatı esnasında Atak tepede bulunan ve Türkiye ile ana Muhabereyi sağlayan Muhabere timinin Yunan komandolarca imhası .
Operasyon gelişimi ve sonrası olayları eklemiş olduğum linkten ilgilenenler tarafından izlenebilir. (Olay ve anlatım gerçeğe oldukca yakın)
https://www.youtube.com/watch?v=YMPJCSeLZgk (https://www.youtube.com/watch?v=YMPJCSeLZgk)
Muhabere tim şehitleri.
Muh Kıd Ast sb .Bayram gümüş
Muh Çvs . Zeki Alpsoley
Muh Onb Ülke Akbulut
-
Duygulanmamak elde değil
-
Rumlar’dan kör kuyu itirafı
Ömer BİLGE
Ömer BİLGE
obilge@hurriyet.com.tr
(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/750x422/5b6a1627bf49c20ef09e8ffc.jpg)
KIBRIS’ta yayın yapan Rum Politis gazetesi 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde Rumların Türklere yönelik katliamlarıyla ilgili bir dizi yayınlayarak Rumların bu konudaki suskunluğunu bozdu. Buna göre, Türkleri katledenlerin yarıya yakını Rum polis ve askerlerdi. ‘Öldürülen her bir Yunan’a karşı 10 Türk öldürün’ emri almışlardı. Bazı Türkler parçalanarak katledildi. Bir gecede onlarca Türk öldürüldü, kurşuna dizildi, kör kuyulara atıldı. Sanıklar bilinmesine rağmen, üstü örtüldü. Politis gazetesinin ‘Kıbrıs: Cezalandırılmamış suçlar dosyası’ adlı dizisinde, 1964-74 yılları arasında Türklere yönelik bazı katliamların Rum versiyonu anlatıldı.
1 YUNAN’A KARŞI 10 TÜRK ÖLDÜRÜN
- 11 Mayıs 1964’te iki Yunan subayı ile bir Rum polisi Mağusa kentinde öldürüldü. Öldürülenlerden Kostakis Pandelidis, Lefkoşa Rum polis müdürünün oğluydu. Üstten emir geldi: “Her öldürülen Helen’e (Rum-Yunan) karşı 10 Türk öldürülsün.”
- Bir gün sonra 12 Mayıs’ta Mağusa bölgesinde 17 Türk önce kaçırıldı, sonra kurşuna dizilerek öldürüldü. Ertesi günü 13 Mayıs 1964’te, İngiliz üsler bölgesinde geçici işçi statüsüyle çalışan 11 Kıbrıslı Türk katledildi. Öldürenler, Kıbrıslı Türklerin iş arkadaşları olan bir grup Rum ve Rum polisiydi. Türkler mesaiye giderken otobüsten alındı, önce Derinya’da Rum polis karakoluna götürüldü, sonra Paralimmi gölü yakınında kurşuna dizilerek kör kuyuya atıldı. Kemikleri 2006’da bulundu.
(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/770x0/5b6a1668bf49c212d0a9cf56)
TÜRK KAHVECİYİ PARÇALADILAR
- 14 Ağustos 1974’te Muratağa ve Sandallar’da kadın, çocuk ve yaşlı 126 Türk öldürüldü, toplu mezarlara gömüldü. Katliamı yapanlar, Rum EOKA militanları diye tarif edildi. Çoğu EOKA militanıydı, ancak aralarında Türklerin, Rum komşuları da vardı.
- Katliamdan günler önce komşu Rum köyler Peristerona ve Pigi’de isimleri bilinen en az 30 Rum, savunmasız kalan Türklerin önce hayvanlarını yağmaladı, Türk kadınlara tecavüz etti. 10 Ağustos 1974’te biri polis 3 Rum, Muratağa köyünün kahvecisi Mustafa Kukudi’yi Pigi köyüne götürdü, kapalı bir evde parçalayarak öldürdü, cesedinden kalanları bir torbaya doldurarak çukura gömdü.
(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/770x0/5b6a163cbf49c20ef09e8fff)
GAZETEYE TEHDİT YAĞDI
Politis gazetesinin bir süredir devam eden yayınları Kıbrıs Rum yönetiminde tepkiyle karşılandı. Gazete ve bir yazarı tehdit edildi. Ölüm tehditleri alan Rum yazar Kostas Konstantinu, güney Kıbrıs’ta kimsenin 1964’te olanları konuşmadığını belirterek, KKTC’de kendini daha güvende hissettiğini söyledi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rumlardan-kor-kuyu-itirafi-40921644 (http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rumlardan-kor-kuyu-itirafi-40921644)
-
Skywolf 'un paylaşmış olduğu Kör kuyu itirafı alıntısında paylaşılmakta olan görüntü ve olaylara ekleme yapmak istiyorum.
11.Mayıs .1964 Olayı
Üç Yunan subayı Binbaşı Demetrios Puliyos, Yüzbaşı Vasilios Kapotas, Yüzbaşı Panayodis Tarsulis ile Kıbrıs Polisi Başmüfettişlerinden Pantelides’in oğlu olan polis eri M. Pantelides, araçlarıyla tüm “dur” ikazlarına rağmen Canbulat Kapısı’nda Türk bölgesine girerler. Çıkan çatışmada üç Kıbrıslı Rum ve bir Kıbrıslı Türk hayatını kaybeder.
https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/11-mayis-catismasinin-arsivlere-yansimasi/41872 (https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/11-mayis-catismasinin-arsivlere-yansimasi/41872)
Paylaşılmakta olan Kör kuyu itirafı görüntüleri İkinci bariş harekatı öncesi Muratağa,Sandallar,Atlılar köylerinde bulunan sivil kadın ,yaşlı ve çocukların EOKA-B ve rum polisi tarfından gerçekleştirilmiş olan katliam cukurlarının açılısını yansıtmaktadır. Belirtilen köyler mesarya ovasında konumludur.
Köyler birinci barış harekatı sonrası rumlar tarafından işgal edilip Köy erkekleri topluca Limasol esir kampına götürülmüş olup , kampta bulunan tüm Türk esirler kızıl haç tarafından kayıt altına alındığından kurtulmuşlardır. İkinci harekat sonrası her iki tarfca imzalanan esir mübadelesi sonrası tüm esirler kuzeye döndüler.
Yazıda belirtilmeyen ama bu katliamları behane gösterilerek tarafımızca işlenmiş bir takım savaş suçları da ne yazık ki mevcuttur.
Bu Savaş suçlarının büyük bir çoğunluğu ikinci harekat ve sonrası kıbrıslı yerel halk ve mücahitler tarafından köylerinde kaçamayan veya kaçmak istemeyen Rum sivil halka karşı işlenmiştir. İşlenmiş olan savaş suçları , Rumlar tarafından Türklere yapılmış olan toplu katliamlara göre daha münferit ama sayıca küçümsenemeyecek orandadır. İşlenen savaş sucları tecavuz, ganimet amacı ile aile katledilmesi ,öç alma olarak sıralanabilir.
-
Savaş cehennemin kapısının aralanmasıdır arkadaşlar. Savaştan kaçabildiğin kadar kaç çünkü başladım mı askerler devreye girdim mi ne insanlık ne ahlak ne merhamet ne acıma kalmaz. İster İsviçre askeri olsun İster Yunan ister Türk fark etmez. Kimse kimseye suç atmasın her asker savaşta savaş gerçekleri ile savaşır. Herkes her şeyi yapmıştır benim savaşlar hakkındaki ülke gözetmeden düşüncem budur. Ben iki paralık piyadeydim acemi birliğinde önce vur sonra dur diye nöbet talimatları öğretilirdi en basiti.
-
Savaş cehennemin kapısının aralanmasıdır arkadaşlar. Savaştan kaçabildiğin kadar kaç çünkü başladım mı askerler devreye girdim mi ne insanlık ne ahlak ne merhamet ne acıma kalmaz. İster İsviçre askeri olsun İster Yunan ister Türk fark etmez. Kimse kimseye suç atmasın her asker savaşta savaş gerçekleri ile savaşır. Herkes her şeyi yapmıştır benim savaşlar hakkındaki ülke gözetmeden düşüncem budur. Ben iki paralık piyadeydim acemi birliğinde önce vur sonra dur diye nöbet talimatları öğretilirdi en basiti.
Serkan ne oldugu biliyorum Ama. Den kendin icin konus. Benim Amcam kibrista idi. Kac Rum öldürmüs bir sor istersen kac cocuk, kac yasli öldürmüs ve kac kadina tevavüz etmis. Tel verim bir sor. Yeter artik birileri cikip Benim Mehmetime Käfer ediyor Biz susuyoruz. Yok kardesim kücük amcam düneydoguda kürt mü öldürmüs. Arkadaslari yaninda seit düsmüs Ama hic bir Silahsiz vurmamis. Senin Atan Canakkale kac Anzak ingiliz fransiz yakti. Yeter artik iyice Bokunu cikardiniz Tarihin. Ne zaman bizim Askerimiz bir kaleyi yada sehri aldiginda orda yasayan Kim varsa öldürdü.
-
Savaş cehennemin kapısının aralanmasıdır arkadaşlar. Savaştan kaçabildiğin kadar kaç çünkü başladım mı askerler devreye girdim mi ne insanlık ne ahlak ne merhamet ne acıma kalmaz. İster İsviçre askeri olsun İster Yunan ister Türk fark etmez. Kimse kimseye suç atmasın her asker savaşta savaş gerçekleri ile savaşır. Herkes her şeyi yapmıştır benim savaşlar hakkındaki ülke gözetmeden düşüncem budur. Ben iki paralık piyadeydim acemi birliğinde önce vur sonra dur diye nöbet talimatları öğretilirdi en basiti.
Ben Türk Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik yaptım. Bana ve arkadaşlarıma kimse önce vur, sonra dur diye saçma salak bir eğitim vermedi! Yok öyle bir şey!
Ne yazık ki Metin62 arkadaşımızın da bahsettiği gibi suç işleyenler de var. Yanındaki arkadaşı şehit düşen ve bu gibi durumlardan psikolojik olarak etkilenen ve intikam hissiyle davrananlar var. Her zaman var olmuştur. Ancak bunlar az sayıdaki münferit olaylardır ve asla geneli kapsamaz!
Türk Silahlı Kuvvetleri düşmanına bile güven veren belki de tek ordudur dünyada!
-
Ekte link'ini paylaşmakta olduğum dosyada kıbrıs barış harekatı öncesi ada'daki askeri durum, her iki tarafın harekat planları, birinci barış harekatı operasyonel detayları anlatılmakta.
https://mega.nz/#!GOQG1QIT!stkWX59tyJF3OJ5LvtrDjQ96FHTlfvzlqpqOe5yQi2w (https://mega.nz/#!GOQG1QIT!stkWX59tyJF3OJ5LvtrDjQ96FHTlfvzlqpqOe5yQi2w)
-
Taburlar tugaylar piyadeler zırhlılar sefer güçleri filan bunları yaparsın yaparsın üstümün sanırsın sonra hava üstünlüğü devreye girince yerdeki olan hiç bir şeyin anlamı kalmaz. Rumlarında başına gelen budur. İstersen Yunan ordusunun tamamını adaya koy hava üstünlüğü kaybedildiyse gerisi teferruat
-
Serkana katılıyorum hatta Almanlar ikinci dünya savaşında Britanya ya karşı hava üstünlüğü sağlayamayınca Deniz aslanı harekatı mı yapmaktan vaz geçmiştir
-
Kıbrıs Barış Harekatı'nı üç boyutlu animasyonlarla anlattıldi;
YouTube’da, dünya tarihine mal olmuş savaşları, belgesel diline sokup, animasyonlarla zenginleştirerek içerik üreten ‘Kings and Generals’ isimli kanal, bu kez “Kıbrıs Krizi 1974 - Soğuk Savaş Belgeseli” başlığıyla Kıbrıs Barış Harekâtını konu aldı.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nı, TSK Kod Adı olarak bilinen “Atilla Harekâtı” ismiyle işleyen animasyon-belgeselde, hem o dönemde çekilen görüntülere hem de Türk ve Yunan birliklerine ait tankların animasyonlarına yer veriliyor.
Benjen Pratt tarafından üretilen video, Attila 1, Attila 2'den Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilanına kadar olan neredeyse tüm askeri operasyonları anlatıyor.
**Yanlı’ olarak nitelendirilebilen video daki aciklamalarin ve verilmekte olan rakamlar tamami ile duzmece.
-
Kocatepe şehitleri anılacak! 45 yıl sonra ilk tören;
Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, istihbarat hatası sonucu Türk jetleri tarafından dost ateşiyle batırılan TCG Kocatepe muhribinin şehitleri 45 yıl aradan sonra ilk kez anılacak. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın en trajik anlarından biri, 21 Temmuz 1974 günü yaşandı. Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait TCG Adatepe ve TCG Kocatepe muhripleri ile TCG Fevzi Çakmak destroyeri Yunanistan’ın Girit Adası’ndan Kıbrıs’ın Baf Limanı’na doğru ilerleyen Yunan deniz filosunu durdurmak ve imha etmek üzere Mersin’den hareket etti. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait savaş jetleri, istihbarat hatası ve haberleşme eksikliğinden, Türk savaş gemilerini Yunan filosu sanarak, gemilere bombardıman başlattı. TCG Fevzi Çakmak ve TCG Adatepe aldıkları hafif hasarla Mersin Limanı’na ulaşmayı başarırken, TCG Kocatepe ise aldığı ağır hasar sonucu battı.
54 askerin şehit olduğu gemiden, 42 asker İsrail Deniz Ticareti Okulu teknesinin yardımıyla kurtuldu. Kurtulanlar arasında, daha sonra 16. Deniz Kuvvetleri Komutanı olan, Kocatepe’nin komutanı Güven Erkaya da yer aldı. TCG Kocatepe, Cumhuriyet donanmasının harp durumunda kaybettiği ilk gemi olarak kayıtlara geçti.
Yakınları katılacak
TCG Kocatepe (D-354) şehitleri için yıllar sonra ilk kez bir anma etkinliği düzenlenmesi için harekete geçildi. 45 yıldır herhangi bir anma etkinliği düzenlenmeyen Kocatepe şehitleri için, Boğaziçi Deniz Çevre ve Spor Kültürü Platformu, 19 Temmuz-22 Temmuz arasında KKTC’de anma etkinliği gerçekleştirecek. Yaklaşık 50 kişilik kafilede, gemiden kurtulan gazi askerler (er, astsubay, subay) ile gemide şehit olanların birinci derece yakınları bulunacak. TCG Kocatepe’nin merhum komutanı, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’nın eşi de kafilede yer alacak. 19 Temmuz günü KKTC’ye gidecek kafile, geminin battığı tarih olan 21 Temmuz Sabahı Girne’deki Deniz Şehitleri anıtının önünde denize çelenk bırakacak ve Karaoğlanoğlu Şehitliğini ziyaret edecek.
‘Her yıl anılmalı’
Boğaziçi Deniz Çevre ve Spor Kültürü Platformu Başkanı Levent Karataş, “Kocatepe şehitlerimizle ilgili 45 yıldır hiçbir anma yapılmadı. Bu 54 denizcimiz vatan evlatlarımızdır. Sarıkamış’ı her yıl anıyoruz, Dumlupınar denizaltısını da anıyoruz. Anılmayan şehitlerimizi anmak amacıyla platformumuz olarak harekete geçtik ve geminin o dönem Savaş Harekat Merkezi (SHM) subayı Özhan Bakkalbaşıoğlu’na ulaştık. Gazi ve şehit yakınlarıyla Kıbrıs’a giderek anmamızı yapacağız. Amacımız Kıbrıs’ta milli günleri anma protokolüne dahil olmak. Bu yıl kendi imkanlarımızla başlattık, devlet vasıtasıyla her yıl anılmasını sağlamak istiyoruz.”
http://www.milliyet.com.tr/gundem/kocatepe-sehitleri-anilacak-45-yil-sonra-ilk-toren-2905453 (http://www.milliyet.com.tr/gundem/kocatepe-sehitleri-anilacak-45-yil-sonra-ilk-toren-2905453)
*Kibris harekati sirasinda dost atesi ile sehit dusmus olan Kocatepe Sehitlerinin acili ailelerinin hakli isteklerine devletimizin kulak verecegini dusunmek istiyorum.
-
Linkini paylasmakta oldugum KOCATEPE’NİN KİMSESİZLERİ adli derlemeyi vakti olan arkadaslarin okumasini tavsiye ederim. "Derlemeyi okurken giristeki bazi siyasi noktalara takilmadan sadece sahte yunan konvoyu konusuna odaklanin"
Sahte Yunan konvoyu bilgisi,teyid maksadi ile yapilan calismalar hakkindaki degisik gorusler. Deniz kuvvetleri unsurlarinin konumunu iceren verilen ve verilmeyen emirler, Sonuc olarak Kocatepe Muhribinin vurumasi olayini detayli olarak icermekte.
https://stratejikistihbarat.files.wordpress.com/2015/08/kocetepenin-kimsesizleri-v2.pdf
-
Her sahsin hayati boyunca aradan yillar gecmis olsa da unutamayacagi olaylar ve gunler mevcut . Iste benim icin 20 .07.1974 boyle bir gun.
Yillarca yolunu gozledigimiz hatta bazen hayal kirikligi yasayip yine gelmediler dedigimiz gunlerin son buldugu, "Nihayet geldiler dedigimiz mutlu baris harekatinin 46 ci yildonumu".
Bu gun sanki daha dunmus gibi bir filim seridini animsatircasina 19 temmuz gecesinden 20 temmuza gunune kadar gecen sure her yil oldugu gibi gozumun onunden tekrardan gecmekte.
Baris harekati sadece kibris Turkunun kurtulus gunu degil.Baris harekati ayni zamanda kibrisin 1878 yilinda Osmanlilar tarafindan Ingilizlere kiralanmasi sonrasi kaybolmus olan fiili hakimiyetimizin Turkiye Cumhuriyeti tekrardan tekrardan kazanildigi tarihtir. “ Beyler bu gun onemli bir gun untmayin ,unutturmayin“
-
Kimse farkında değil ama...
(https://scontent.fsaw1-3.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/109757073_3491966130813919_5028223440054519736_n.jpg?_nc_cat=111&_nc_sid=8bfeb9&_nc_ohc=cMmsKcBLLmcAX9n4S40&_nc_ht=scontent.fsaw1-3.fna&oh=e07c4870010abbd4525b65d8f5cca9db&oe=5F3C8AA0)
-O gün Rum radyoları Türkçe, “Bekledim de gelmedin” şarkısını çalıyordu.
Ama geldiler, Lefkoşa semalarında Türk paraşütçüleri gören Denktaş, arkadaşlarına sarılıyor ve “Yağmur gibi indiler. En mutlu günüm” diyordu.
Ve o gün 20Temmuz1974’tü.
*KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI KUTLU OLSUN*🇹🇷
-
Çağımızın sınır değişmeleri ufak adımlarla oluyor.
Önce UNREPRESENDED NATİONS &PEOPLEs ORGANİZATION ( www. unpo.org) da adınız yayınlanıyor, sonra adım adım tanınma işlemine gidiyorsunuz.
İnceleyin ilginç devlet adımları var; Assyria ve Irak kürtleri ile aynı yerde 2 farklı devlet kurmuş.
Acheh diye Endonezya devlet adayı Türk bayrağı kullanıyor.
Uygur ve Irak Türkleri tanımlanmış.
Abhazya hatta İran sınırları için de Güney Azerbeycan tanımlanmış.
KKTC yok, 46 yıllık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yok.
Bir yerde yanlış yapıyoruz.
-
1974 Kibris Baris harekati ile ilgili fotolarin mevcut bulundugu " Murat Acmuz isimli bir arastirmacinin Twitteri dikkatimi cekti ve sizlerle paylasmak istedim ilgi duyan bakabilir.
Twitterde ozellikle paylasilan fotolar arasinda cikarma oncesi SAT larin Pladini plajina yaklasimlarindan,ilk dalga cikarma anina ait fotolar mevcut. Pladini cikarma plajindaki ilk komuta merkezimiz , Once bu binanin catisina Alay sancagi acildi sonrasinda ise RMMO topcusunun karargahin yerinin belirleyebilecegi dusuncesi ile kaldirildi. Bahsi gecen bina bu gun halen ayakta ve restoran olarak kullanimda. Binanin bodrum kati ilk sahra hastanesi olarak kullanildi.
https://twitter.com/muratacmuz/status/1059133801086021632 (https://twitter.com/muratacmuz/status/1059133801086021632)
Ikinci paylasmak istedigim link araciligi ile Yine 1974 Baris harekatina ait gayet guzel fotolar mevcut incelemek isteyenler icin.
https://www.militaryimages.net/threads/cyprus-1974.9355/ (https://www.militaryimages.net/threads/cyprus-1974.9355/)
-
Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin... Çok kısıtlı şartlarla büyük iş yapmışız... Teçhizat ve silahlarımız çok eskiymiş... Yahu G-3 bile varmış... Gençliğimizin katili G-3 8) 8) 8)
-
Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin... Çok kısıtlı şartlarla büyük iş yapmışız... Teçhizat ve silahlarımız çok eskiymiş... Yahu G-3 bile varmış... Gençliğimizin katili G-3 8) 8) 8)
G3 ler MKE den cikarma birlikleri Mersin limaninda hazirlanirken ellerine belirli sayida ulastirilmisti. " G3 Kullanicalarinin bir cogu hic atis yapmadan,yani silahlar 0 ayarsiz sekilde yeni silahlari ile cikarmaya katildi"
Alternatif piyade techizatimiz. M1,G1,Thomson,Sten , A4,A6,M2 12.7 kisitli el bombasi "
-
Altta paylasmakta oldugum foto " 1974 de Pladini plajinin SAT/SAK Tim Komutanı Binbaşı Yılmaz Cengizin Girne’de bulunan El Greco Otelinin antetli kağıdına yazılan SAT/SAK timinin 20 Temmuz harp ceridesi.
(https://i.imgur.com/z6oBLvw.jpg)
-
Yahu G-3 bile varmış... Gençliğimizin katili G-3
G-3 dönemine göre iyi silahtı. M-1 de aslında sağlam silah ama II dünya savaşı görmüş. Şarjör doldururken sakat kalan askerler vardı. Esas başımızın belası hibe gelen G-1 ler idi. Hiç randıman vermediler.
-
Bende az kazlın G-3' e parmağı kaptıracaktım... Daha ilk tecrübemiz, tüfeği sıfırlayacağız hesapta. Bana verilen G-3 çok eskiydi. Seri numarası 68' le falan başlıyordu galiba! Tüfeği kura kura, zamanla kurma kolunu tutan çentik erimiş. Haznede mermi var mı? kontrolü yaptırıyorlar. Kurma kolu kendiliğinden düşünce, bizim parmak arada sıkıştı. Allah' tan tüfek dandikti de parmağı az zayiatla kurtardık. Acemilik işte:)
-
Seriye aldım , şahlanmasın diye sol elimle üstten bastırdım namluyu.... Ben zaten 60 kg... Tetiğe dokundum , saat 12 yönünden saat 3 yönüne savurdu beni az kalsın komutanı vuruyordum...
Ne boktan geri tepmesi vardı yahu...İğnesi de sürekli kırılırdı...