DefenceTURK.com

ATATÜRK VE ASKERİ TARİH => Askeri Tarih => Konuyu başlatan: serkan - 03 Ekim 2016, 09:29:23

Başlık: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: serkan - 03 Ekim 2016, 09:29:23
Bu konuda ne dersiniz arkadaşlar

Bu bizim ilk yazılı belgemiz olan orhun kitabeler. Sadece MS 800 yılında yazılmış yani bir tek internetin eksik olduğu bir devirde.

(https://turkcihantarihi.files.wordpress.com/2011/09/orhun-kitabeleri.jpg?w=497)

Buda Yunanlıların 2200 yıl önce yazdığı yani bizim ilk kitabeden bin yıl önce yazılmış dandikten bir kira sözleşmesi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/838x1219/57f1edb067b0a933b417bd9d)


Biri imparatora adanmış devlet yazıtı ve ilk öbürü iki kasabalının sözleşmesi

Burada bizim için çok can sıkıcı bir durum var dimi

Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: TCG Dumlupınar - 03 Ekim 2016, 19:41:48
Dağa taşa yazmayı sevmeyen bir milletmişiz ne var? Bunlar dağa taşa yazarken biz tarih yazıyorduk.
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: Partikül - 03 Ekim 2016, 22:52:58

Biri imparatora adanmış devlet yazıtı ve ilk öbürü iki kasabalının sözleşmesi

Burada bizim için çok can sıkıcı bir durum var dimi

Orhun Kitabeleri, imparatora adanmış devlet yazıtı değil; milletine yazılmış öğütlerdir. Okumuyanlar için kısaca özeti şu şekilde; Türk Budunu, yetenekli hakanlar başda iken; dizliye diz çöktürdü başlıya baş eğdirdi. Yeteneksiz hakanlar zamanında ise yok olmanın eşiğine geldi. Ey Türk Budunu, yok olmamak için şunlara,şunlara, şunalar dikkat edin diyor. Müthiş bir kitabedir.

Öteki bulunan kitabe ise yine mükemmel bir kitabe. Tam içeriğini maalesef ki henüz öğrenemedik. Mevcut hukuk terminolojisinde daha önceden bilinmeyen iki terimin varlığından söz ediliyor. İlginç, merakla bekliyorum şahsen; nedir, ne diğildir? diye.

Aslına bakarsanız bu gibi kitabeleri, yazıtları falan; insanlığın ortak mirası olarak düşünmek ve ona göre değerlendirmek gerekir. Yoksa, ''o şunu yaptı da, biz yapamadık'' gibi bir anlayış; sağlıklı bir bakış açısı olmasa gerek. Çünkü her toplumun içinde bulunduğu yaşam koşulları ve kültürleri farklıdır.

Anadolu' da o dönem için yaşayan insanlar site devletler halinde yerleşik bir hayat tarzı geliştimişlerdi ve mülkiyet ilişkişleri de hayatın dayattığı bir gerçeklikti. Oysa ki Türk milleti engin bozkırlarda özgürce at koşturan bir millet olduğu için; inanç sistemleri de, yaşam biçimleri de ona göre şekillenmiştir. O nedenle senin kira kontratın var da benim niye yok (!) şeklinde ki düşünce, doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Çünkü Türk milletinin kira kontratına ihtiyacı yoktu. O kadar basit yani :)
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: serkan - 03 Ekim 2016, 23:30:18
Tamamda bizim anıtın yazıldığı devirde amsterdam daki fırıncıların adı adresi nedir onu bile öğrenebilirsiniz o kadar modern çağ ki hiç bir tarihi şahaneliği yok yani yılı dikkate alındığında. Mısırlılarınki mesela bizden binlerce yıl öcesinin yazıtları yada hititler. Yunalılar Romalılar yahudiler Araplar Çinliler biz bu hitabeyi yazdığımız yıllarda bu işleri aşalı bir kaç bin yıl olmuştu adamların.
Tarihte yakın döneme kadar hiç yokuz acı ama gerçek bu.
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: Partikül - 03 Ekim 2016, 23:57:01
Tamamda bizim anıtın yazıldığı devirde amsterdam daki fırıncıların adı adresi nedir onu bile öğrenebilirsiniz o kadar modern çağ ki hiç bir tarihi şahaneliği yok yani yılı dikkate alındığında. Mısırlılarınki mesela bizden binlerce yıl öcesinin yazıtları yada hititler. Yunalılar Romalılar yahudiler Araplar Çinliler biz bu hitabeyi yazdığımız yıllarda bu işleri aşalı bir kaç bin yıl olmuştu adamların.
Tarihte yakın döneme kadar hiç yokuz acı ama gerçek bu.

Bir de şöyle düşünün; biz o kitabeleri yazdığımızda Rusya, Almanya, İngiltere, Amerika diye develetler yoktu, hatta bunlar millet bile değildi. Kavimler göçünü tetikleyen ve bu sayede modern dünyanın kavimlerini meydana getiren güç Türk' ün gücüdür. Türk milleti önüne kattığı kavimleri ittire ittire, bugünkü dünya milletlerini meydana getirmiştir. Orhun kitabelerinde TÜRK BUDUNU diyor, daha ne desin!

Yunan diyorsunuz değil mi?  Yahu o dönem de Yunan diye bir kavram yoktu. Arap diyorsunuz değil mi; Arap diye bir kavram yoktu. Bunların tamamı kabile şeklindeydi. Haşimoğulları, Ümeyyeoğulları gibi kabileler şeklindeydi. Ancak o dönem için Türk kavramı vardır-buraya dikkat edelim. Araplar için konuşacak olursak; İslamiyetten sonra MİLLET değil ÜMMET kavramı şekillendiği için günümüzde bile millet olamadılar. Kağıt üzerinde Arap diyoruz o kadar. Roma diyoruz mesela...Roma' nın değerleri günümüze gelmiştir ancak kendisi günümüze kadar gelememiştir. Çin' e gelince, hakikaten insanlık tarihinin kadim uygarlıklarından bir tanesidir.

Antik çağdan günümüze, Çinliler ile Türkler dışında millet bilincini yaşaya yaşaya gelen başka bir kavim var mı? Tamamı yok olup gitmiştir. O nedenle, kira kontratının üzerinde kefil varsa damga pulunu misliyle ödemek zorundasın ki; Damga, Türkler de TAMGA adı ile uygulanan bir vergilendirme şekli idi. Bir bölgeden başka bir bölgeye giden tüccarlar, seyyahlar, kervanlar  tamgasını öder ve ancak yoluna o şekilde devam edebilirdi. Türk milletini de o kadar hakir görmeyelim.
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ekim 2016, 00:15:27
Türkçe ya da Türk dili, batıda Balkanlar’dan başlayıp doğuda Hazar Denizi sahasına kadar konuşulan Altay dillerinden biridir. Yaşı, en eski hesaplara göre 8500 olan Türkçe, bugün yaşayan Dünya dilleri arasında en eski yazılı belgelere sahip olan dildir. Bu belgeler, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimelerdir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e

Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: serkan - 04 Ekim 2016, 00:44:03
SKYWOLF 8500 yıl önce bildiğin taş devriydi. Mağara duvarlarına resimler yapılan devirler yani. O devirde kim okumuşta biz bir şeyler yazacağız. Konuşabiliyorduysak öpüp başımıza koyalım

Sümerlerle ortak kelimelerimiz olabilir. Sümerleri tanımak lazım bu adamlar herşeyin başlangıcı olan adamlar. Uygarlık dinler felzefe bilim hukuk maliye yazı her şey sümerde başlamıştır. Bugünkü hurafelerin batıl inançların büyülerin cinlerin minlerin ve bütün dinlerin kaynağı sümerdir. Evdeki kuralların kaidelerin pirensiplerin ahlağın yasağın ayıbın adetin her şeyin kaynağı sümerdir ordan çıkıp evrile evrile değişe değişe bize gelmiştir. Gece tırnak kesmek uğursuzluk getirir derler. Kesin sümerler icat etmiştir bunu. Böyle bir şey bunlar. Romayı Mısır ı Yunan ı ABD yi üst üste koyun onla çarpın bir sümer etmez insanlık tarihi anlamında. Eğer onlarla alakalı bir ortaklığımız varsa hiç kuşkusuz biz onlardan almışızdır onlar bizden değil
 
 
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: Partikül - 04 Ekim 2016, 01:15:22
Serkan kardeş; milletleri, kavimleri yarıştırmanın anlamı yok ki..! İnsanlığın ortak değeridir. Mesela Lidyalılar parayı buldu diyoruz. Lidya kralı Karun; o nedenle dünyanın en zengin insanıydı diyoruz. Günümüzde; ''parayı biz bulduk, bizden başka kimse para kullanamaz arkadaş'' diyen bir Lidyalı var mı?

Ona bakarsanız ihtiyacın gereği olarak pantolunu, düğmeyi de Türkler bulmuştur. Şimdi durduk yerde; pantolunu biz icat ettik, herkes pantolonunu çıkarsın arkadaş! diyen bir Türk var mı? Şayet Türkler pantolonu icat etmeseydi; günümüzde herkes entari ile dolaşacaktı. Yani bunlar insanlığın ortak değerleridir. Sen bunu yaptın, ben bunu yaptım demeye gerek yok; icat ettin Allah Razı Olsun diyebilmek lazım.
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: kugos - 04 Ekim 2016, 14:17:38
  İhtiyaç icatları doğurur. Kira sözleşmesine ihtiyaç olsa emin olun kullanılırdı. Çölde, bozkırda at koşturan adamın yazı ile ne işi olur, tabletle ne işi. Kılıcın iyisi ,atın iyisi, ok ve yayın iyisi olsun gerisi teferruat. Yerleşik kültürle, göçebe bozkır kültürünü karşılaştırmak zaten abesle iştigal. Göktürklerin yazıyı kullanması bile zaten başlı başına bir olağanüstülük. Yazılı belge bırakan kaç göçebe kültürü var ki?
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: DelKu - 04 Ekim 2016, 19:14:45
Sn Serkan anladığım kadarıyla Teos antik kentinde bulunan sözleşmeden bahsediyorsun, yani İzmir'in Seferihisar ilçesinde yeralan, yani biz Türklerin üstünde yaşadığımız topraklarda bulunan bir kentte bulanan bir yazı tabletinden
 O sözleşme yazısının bizden 2000 yıl önce  başkaları tarafından yazılmış olmasında çok daha acı verici olan şey 2000 yıl sonrasında bile bu ulvi değerlerin önemini idrak edemeyen, o kavim toplulukların zamanında geliştirmiş oldukları ileri medeniyetlere bir şey ekleme gayretinde olmayan  bir insan topluluğu içinde yaşamak olmalı.
 Bu acıyı ruhunun derinliklerinde hissedebilenler çoğunluğa geçtiğinde, medeniyet ibreleri 1300 yıl öncesinde takılı kalmamış olanlar baskın olduğunda konuşmaya değer birşeyler olacaktır. 
Medeniyet yazıyı bulmak değil yazmaya değer birşey bulabilmektir.
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: Partikül - 04 Ekim 2016, 23:02:10
İhtiyaç gereği diyoruz değil mi? Bu vesile ile ''Orhun Kitablerini'' birkez daha okudum...hafızaları tazelemiş olduk. İlginç olan şey; Türk milletinin ihtiyacı yüzyıllardır değişmemiştir. Kitabeden çarpıcı bir örnek verelim;

'' Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan Ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek teşkilâtsız Gök Türk öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku yine bügili imiş tabiî, cesur imiş tabiî. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabiî. İli tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi öylece vefat etmiş. Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halk, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlamış, yas tutmuş. Öyle ünlü kağan imiş. Ondan sonra küçük kardeşi kağan olmuş tabiî, oğulları kağan olmuş tabiî. Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş tabiî. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış. Kağan yaptığı kağanını kaybedi vermiş. Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evlâdı cariye oldu. ''

Özet olarak diyor ki, Türk milletinin başında bilgili, cesur kağanlar olduğu zaman; başlıya baş eğdirir, dizliye diz çöktürür. Türk milletinin başında bilgisiz, yeteneksiz yöneticiler olduğu zaman ise Türk milleti yok olmanın eşiğine gelmiştir- diyor.

Ne tuhaf şey, aradan yüzyıllar geçmiş; Türk milletinin ihtiyacı hiç bir dönem değişmemiş;
BİLGE, CESUR, DİRAYETLİ, ERDEMLİ, AHLAKLI KAĞANLAR..!
Başlık: Ynt: Orhun Kitabeleri hakkında
Gönderen: Bogü Alp - 30 Ekim 2018, 12:03:09
Biz de maalesef yazılı kültür çok az gelişmiştir. Ben bunu hareketli dinamik ve savaşçı bir millet oluşumuza bağlıyorum. Çin seddine akinlar yaparken, dünyanın 4 bir tarafına dağılırken açıkçası Türkler yazı yazmak gibi zaman alıcı şeylerle ugrasmamıstir. Buna rağmen de teknoloji astroloji ve tıp alanın da sağlam bir birikimleri ve kulturleri oluşmuştur.