DefenceTURK.com

SİLAHLI KUVVETLER VE TERÖRİZM => Terörizm ve Kaçakçılıkla İlgili Haberler => Konuyu başlatan: EfsaneANKA - 15 Temmuz 2016, 23:50:23

Başlık: FETÖ
Gönderen: EfsaneANKA - 15 Temmuz 2016, 23:50:23
FETÖ

Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı

! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=IWiBk6N5d_Q#)

! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=bD14Vd5ucR0#)

! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=gBzplBQMyRo#)
Başlık: Başbakan: Bu bir kalkışmadır
Gönderen: fırtına06 - 15 Temmuz 2016, 23:53:52
Başbakan Binali Yıldırım: Asla ve asla bu gibi kalkışmalara müsaade etmeyeceğiz. Darbe demek doğru olmaz. Bunu yapanlar en ağır şekilde bedelini ödeyeceklerdir.

Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk ekranlarına canlı yayınla bağlanarak 'Bu bir kalkışmadır' dedi. Başbakan Binali Yıldırım kısa açıklamasında "Belirli bölgelerde devletin emanet ettiği silahları alıp devletin görevlilerine doğrultan sorumsuzca bir takım gruplar var. Bu kalkışmayı yapanın kim olduğuklarını en kısa sürece belileyeceğiz. Bu gruplara karşı güvenlik görevlerimiz harekete geçmiştir." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, daha sonra NTV kanalına verdiği canlı yayın demecinde "Milletimiz rahat olsun, bu gruplara müsamaha gösterilmeyecek. Emniyet harekete geçti, misliyle karşılık verilecek" dedi.

Başbakan Yıldırım sözlerinde 'Ucunda ölüm dahi olsa gereken yapılacak' dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirimdan-ilk-aciklama-40148341 (http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirimdan-ilk-aciklama-40148341)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: fırtına06 - 15 Temmuz 2016, 23:55:19
Şu anda Ankara'dayım bir askeri helikopterden  Yenimahalle'deki MİT binasına sürekli ateş açılıyor. Allah sonumuzu hayır etsin.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Temmuz 2016, 01:00:32
Oç'ları kendi halkına ateş eden köpekler
Başlık: Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'nda 17 Polis Şehit Oldu
Gönderen: fırtına06 - 16 Temmuz 2016, 02:17:34
Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre, darbe girişiminde bulunan bölücü terör örgütü FETÖ mensuplarının havadan saldırısı sonucu Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırı sonucu 17 polis şehit oldu.

Kaynak:www.haberler.com
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 16 Temmuz 2016, 05:45:47
Hayretler içerisinde olayları izliyorum. Akşam saatlerinde uzaktan silah sesleri duydum. Herhalde yine birileri havai fişekler atıyor dedim. Geç saatlerde gelen bir telefonla askerin yönetime el koyduğu haberleri olduğunu duydum. Bu zamanda darbe mi olurmuş canım dedim inanmadım. Haberleri açtım, TRT'de gerçekten yönetime el konulduğu, hükümetin düştüğü vs diyordu! Diğer kanallarda cumhurbaşkanı cep telefonundan konuşuyordu. Milleti sokağa davet ediyordu. Sonunda Suriye'ye, Mısır'a döndürdüler bizi dedim.

Atatürk Hava limanında boğazdaki köprülerde tanklar geziyordu. Gözlerime inanamadım. Bunlar bizim, bu forumda her zaman övgüyle bahsettiğimiz ordumuzun tanklarıydı! Sokaklarda dolaşıyorlardı. Köprüyü kapatmışlardı. Ama nasıl olur! TSK'nın komuta kademesinin de hükümetle aralarının çok iyi olduğunu herkes biliyordu. Sonra sırayla paşalar çıkıyorlar kanallara, TSK'nın yönetim kadrosunun bu eylemlerle ilişkisi olmadığını söylüyorlar. Hatta bu olaylarların sorumlularının Genel Kurmay Başkanını rehin aldıkları haberleri dolaşıyor. Cumhurbaşkanı ve hükümetinden yetkililer son yıllarda ağızlarından düşürmedikleri paralel yapının eseri olduğunu söylüyorlar. TSK içindeki küçük bir grubun sebep olduğunu söylüyorlardı.Terör olayları nedeniyle resmi bayram kutlamalarını iptal edenler, böyle bir olayda milleti sokağa ısrarla davet ediyorlardı. Her zamanki gibi milli irade vs diyorlardı. Tabi ki milletin seçtiğini milletin indirmesi gerekir. Silahların değil!. Ama milleti de silahların üzerine göndermek!!!

Helikopterlerden MİT binasına ateş açıldığı söyleniyordu. Bizim terörle mücedele eden cobra helikopterlerimizin ateş açtığı söyleniyordu! Sonra Ankara'da savaş uçaklarımızın darbecilerin kullandığı bir sikorsky helikopterini düşürdüğü haberi geldi. Bizim uçaklarımız bizim helikopterimizi vurmuştu. Kabus gibi...Sonrasında canlı yayında jetler Ankara üzerinde dalıp dalıp çıkıyorlardı. Patlamalar oldu. Darbeciler tarafından kullanılan savaş uçaklarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisini vurduğu söyleniyordu canlı yayında. İnanılır gibi değil! Bizim Akıncı Üssünden kalkan savaş uçaklarımızın kendi Meclisimizi bombaladığı söyleniyor. Uçaklar canlı yayında izlenebiliyor. Aklımı kaçıracağım! Yahu nasıl olur!

Muhalefet partileri dahil bütün siyasi partiler, yabancı ülkeler hepsi tepkilerini gösteriyor. Millet sokaklarda. Bazı yerlerde kontrolün sağlandığı belirtiliyor. Mesela TRT binasındaki işgal halkın müdahalesi ile sona ermiş durumda. Saatler önce darbe sunumu yapan haberciler kurtulmuşlar. Ancak bir süre sonra başka bir kanal canlı yayın yaparken darbeci askerlerden bir gurup geldi ve yayını durdurdu. Herhalde dünyada ilk defa böyle olmuştur. Halk oraya da yığıldı ve polis halk ile silahlı darbeci askerler arasına girerek olası bir faciayı önledi. Ama farklı yerlerden hayatını kaybeden siviller olduğu haberleri de geliyordu. Millet sokaklarda, tankların önünde... Aynen Mısır'daki gibi. Tekbir sesleriyle inliyor sokaklar!

Sabahın ilk saatelerinde cumhurbaşkanı İstanbul'da canlı yayına çıktı. Vatana ihanet dedi. Başkomutan olduğunu falan söyledi! Başbakan çıktı kanalın birine Eskişehirde'ki uçaklara, darbecilerin uçaklarını düşürme yetkisi verildiği söylendi Bizim uçaklarımız bizim uçaklarımızı düşürecek! İnanılır gibi değil. Bir Holywood filmi değil, gerçeğin ta kendisi!

Dün gece bu ülkede hiç olmaması gereken şeyler oldu. Zaten son yıllarda olmaması gerekn o kadar çok şey olmadı mı! Bu ülkede hergün şehit haberleri geliyor. Hatta ortalama ayda bir büyük bir terör  eylemi gerçekleştiriliyor siviller hayatını kaybediyor. Bunlar yapılmadan önce  yetkililer göz yumduklarını da açıkça belirtti. Bilerinin hoşuna gitmeyecek ama, Bu paralel yapının kumpası ile gerçekten vatansever pek çok subay hapse atılırken, devletin en gizli sırları birilerinin eline geçerken " ben bu davanın savcısıyım" diyenler bugün paralen yapılanma diyorlar sürekli. Daha önce TSK'ya sızarak devletin yapısını değiştirmeyi hedefleyen irticaya karşı TSK katı önlemler alırken karşı çıkanlar bugün TSK'nın içerisinde olduğunu söyledikleri paralel yapıdan şikayet ediyorlar. Ülkede ciddi bir akıl tutulması var. Yahu hergün bombalar patlıyor. Hergün şehit haberleri geliyor. Komşularla aramız berbat, Avrupa bizi istemiyor. Ülkemiz sığınmacı doldu. Hergün komşudaki savaşın etkisine maruz kalıyoruz. Bir de TSK içerisinde birileri; bu devletin tankını, uçağını, helikopterini, silahını ve askerini kullanarak devlete karşı çıkacak kadar yapılanabiliyor. Bunlar hep var deniliyor. Yahu bunu diyenler, var olduğunu sürekli sakız gibi ağızlarında  çiğneyenler neden bu konuda gerekeni yapmıyorlar anlayamıyorum. Yahu her türlü imkanınız ve yetkiniz var! Bugüne kadar bunları millete şikayet edip durmak dışında ne yaptınız. İlle içlerinden birinin bir uçağa atlayıp kafanıza bir bomba mı atması lazım!

Ne yaptınız güzelim ülkeme!
Yazık!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 16 Temmuz 2016, 07:34:53
Ve Erdogan birden dunya gozunde diktatorken birden demokrasi savascisi olarak cikiverdi.


Hmmmmmmmmmm acaba?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 16 Temmuz 2016, 07:42:41
Mısırda yaşanan darbe girişimi Türkiye de denenmiştir.
Kardeş kardeşe kırdırılmaya çalışıldı. Polis ile Asker, Asker ile halk karşı karşıya getirilmek istendi.


eğer bu girişim başarılı olsaydı suriyede ve ırakta  kurulacak muhtemel kürt devleti için alan açılacaktı. Türkiye iç sorunlarına bakarken  bölgede taşlar değişecekti. almanların son günlerde giderek bize karşı saldırgan politika izlediği gözden kaçırılmamalı. Durduk yere ermeni soykırım tasarısını meclislerinden çıkarmaları. incirlik ziyaretinde ısrarcı olmaları... düşündürücüdür. Nato ülkelerinin ve  sözde müttefiklerimizin pyd teröristleri ile iş birliği yaptığıda  unutulmamalıdır. Bu darbe en çok onların işine yarardı.

Meclisin bombalanması
Mitin bombalanması.
emniyet binalarının uçaklarla vurulması.
halkın taaruz helikopterleriyle hedef alınması.
Hatta DHA tiwitine alibeyköy barajı bombalanmış (ne kadar doğru sorgulanmalı)
cumurbaşkanlığı külliyesinin uçaklarla vurulması.
CB marmaristeki kaldığı otelin basılması.
köprülerin kapatılması.


Bu olayları ve nicelerini asker tek başına planlayamaz. Ben alman ve amerikan istihbaratı bu işin içinde olduğunu düşünüyorum. aynı mısırda olduğu gibi  başarılı olsalardı darbe yönetimini destekliyeceklerdi. askerde buna karşı  ırakta suriyede taviz verecekti.

Çok üzgünüm Allah milletimize sabır versin. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Bu olayın arkasındaki ülkeler mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.

Tüm olumsuzluklara rağmen ben bu milletin dış güçler tarafından işgal edilemeyeceğini bir kez daha gördüm.





Başlık: Akıncı Üssü basıldı Hulusi Akar kurtarıldı
Gönderen: fırtına06 - 16 Temmuz 2016, 09:41:51
Darbecilerin merkez üslerinden olduğu belirtilen Ankara'daki Akıncı (Mürted) Hava Üssü basıldı ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar kurtarıldı.

CNN Türk'ten Hande Fırat'ın bildirdiğine göre, darbeciler gece Genelkurmay Başkanlığı'nı bastıktan sonra Hulusi Akar'ı rehin tutuyor.

Gece boyunca Genelkurmay bahçesine inip kalkan helikopterlerden biriyle Akar'ın, Ankara'daki Akıncı (Mürted) Hava Üssü'ne götürüldüğü belirtiliyor.

Sabah saatlerinde üsse yapılan operasyonla Hulusi Akar darbecilerin elinden kurtarıldı ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Akar'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtiliyor.

DARBECİLER HALKIN ARASINA KARIŞMAYA ÇALIŞIYOR İDDİASI

Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığında üslenen darbeciler, darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine üssü terk etmeye başladı. Güvenilir kaynaklar, darbe girişiminde bulunanların halkın arasına karışmaya çalıştığı uyarısında bulundu.     

AKINCI HAVA ÜSSÜ MERKEZLERİ KONUMUNDAYDI
Gece boyunca Ankara semalarında görülen ve TBMM, MİT, İç İşleri Bakanlığı gibi yerleri bombalayan uçakların Akıncı Hava Üssü'nden kalktığı belirtiliyor.

Darbecilerin özelli bu hava üssünde önemli bir örgütlenmeye gittikleri görülüyor.

http://www.hurriyet.com.tr/flas-iddia-akincilar-ussu-basildi-hulusi-akar-kurtarildi-40148991 (http://www.hurriyet.com.tr/flas-iddia-akincilar-ussu-basildi-hulusi-akar-kurtarildi-40148991)
Başlık: Emniyet Müdürü: Jandarma Komutanlığı isyancıların elindeydi
Gönderen: fırtına06 - 16 Temmuz 2016, 09:43:28
Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, "Ankara'da Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığı bu asilerin, isyancıların kontrolüne geçmişti. Buradan Türkiye'deki 81 ilin jandarmasını sevk ve idare edip darbe çabası içindeydiler. Etrafları sarıldı. Akşamdan beri orada çatışma devam ediyor. Hemen hemen sonuçlanmak üzere. Şu ana kadar orada darbe girişiminde bulunan asi askerlerin 16 tanesi ölü ele geçirildi. 250'ye yakını gözaltına alındı. Çatışma devam ediyor, sonuçlanmak üzere" dedi. Lekesiz'in bu açıklamasından kısa süre sonra operasyon sona erdi. Saat 08.41'de Jandarma Genel Komutanlığı, emniyet özel harekat polislerince ele geçirildi. AA'nın haberinde "Karargahtaki darbeci askerler etkisiz hale getirildi" denildi.

Ülke genelinde çok sayıda darbecinin gözaltına alındığını ifade eden Lekesiz, "Ankara'da Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığı bu asilerin, isyancıların kontrolüne geçmişti. Buradan Türkiye'deki 81 ilin jandarmasını sevk ve idare edip darbe çabası içindeydiler. Etrafları sarıldı. Akşamdan beri orada çatışma devam ediyor. Hemen hemen sonuçlanmak üzere. Şu ana kadar orada darbe girişiminde bulunan asi askerlerin 16 tanesi ölü ele geçirildi. 250'ye yakını gözaltına alındı. Çatışma devam ediyor, sonuçlanmak üzere. Bunlar TÜRKSAT'ı kontrolleri altına almışlardı, burası tekrar ele geçirildi, temizlendi. TİB, Türk Telekom falan, benzeri. Tüm bunlara müdahale ediliyor. Türkiye genelinde gözaltılar yapılıyor." diye konuştu.

Lekesiz, "Memlekete bu kötü akşamı yaşatanlar, Türkiye'nin enerjisini heder etmeye çalışanlar hak ettikleri cezaya maruz kalacaklar. Hukuk dışına çıkanların hepsi de en kısa zamanda yakalanıp, yargı mercilerinin önüne çıkarılacak." dedi.

Genelkurmay Başkanlığında Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarına yönelik bir operasyon hazırlığının olup olmadığına ilişkin olarak da Lekesiz, "Hiç şüphesiz bu asilere, bu Fethullahçı Terör Örgütüne nerede sorun çıkarmışlarsa icap eden hür türlü tasarruf yapılacak. Eğer operasyon gerekiyorsa operasyon yapılacaktır." açıklamasında bulundu.

Lekesiz, darbe girişiminde bulanan terör örgütü FETÖ mensuplarının tamamen etkisiz hale getirilmesi için tahmin edilen bir süre olup olmadığına yönelik soru üzerine, buna ilişkin şu aşamada bir süre belirtilmesinin doğru olmadığını söyledi. Lekesiz, "Güvenlik bürokrasisi, Silahlı Kuvvetler, tüm gelişmiş demokrasilerde sivil otoritenin emri, sevk ve idaresi altında halkın huzur ve güvenliği, dış savunması için hizmet eder. Böyle milletin verdiği vergilerle alınan uçaklarla, silahlarla kendi milletinin polisine, askerine, vatandaşına kurşun atmaz, bomba atmaz. Bu asiler, bunların hepsinin hesabını en kısa zamanda yargının önüne çıkarak verecekler." değerlendirmesinde bulundu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın son durumuna ilişkin olarak da Lekesiz, "Tüm bunları kapsamlı bir şekilde inceliyoruz. Hayırlısıyla en kısa zamanda bu asiler, yargının önüne çıkarılacak." diye konuştu.

ÖZEL HAREKAT JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞINI ELE GEÇİRDİ

Saat 08.41'de AA'nın geçtiği haberde "Jandarma Genel Komutanlığı, emniyet özel harekat polislerince ele geçirildi. Karargahtaki Fetullahçı Terör Örgütü'ne mensup askerler etkisiz hale getirildi" denildi.

http://www.hurriyet.com.tr/emniyet-muduru-jandarma-komutanligi-isyancilarin-elindeydi-40148979 (http://www.hurriyet.com.tr/emniyet-muduru-jandarma-komutanligi-isyancilarin-elindeydi-40148979)
Başlık: Darbeci askerler helikopterle Yunanistan'a kaçtı, Türkiye iadelerini istedi!
Gönderen: fırtına06 - 16 Temmuz 2016, 13:34:30
Yunanistan'ın Dedeağaç kentine bir Türk askeri helikopterinin indiği bildirildi. Helikopterdeki sekiz kişi, Yunan polisi tarafından gözaltına alındı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Helikopterle Yunanistan'a kaçan sekiz hain askerin derhal teslim edilmesini istedik" dedi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5789ff1418c7735040e06264.jpg)

Reuters'ın haberine göre, Yunan polisi tarafından tutuklanan sekiz kişi, Yunanistan'a siyasi sığınma talebinde bulundu.

Hürriyet’in edindiği bilgilere göre, Dedeağaç havaalanına inen Türk helikopteri, daha önce arama kurtarma çalışmalarında kullanılıyordu. Helikopterdeki kişilerin darbecilerle ilişkisi bulunduğu iddiaları yoğunlaştı. Yunan devlet televizyonu ERT, Kara Şahin tipi helikopterdeki 7'si üniformalı, 8 kişinin, Türkiye'deki askeri darbe girişiminde rol oynamış olabileceğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Helikopterle Yunanistan'a kaçan sekiz hain askerin derhal teslim edilmesini istedik" dedi.

SOS VERİP İNDİLER

Yunanistan'da savunma haberleri yapan internet sitesi OnAlert, helikopterin bir polis helikopteri olduğunu, içinde 6'sı üniformalı 1'i sivil 7 kişini olduğunu bildirmişti. Sitenin haberine göre, helikopter yerel saatle 11.45'te SOS sinyali verdi, 11.51'de de Dedeağaç havaalanına indi.

Darbe girişiminin ardından çok sayıda komutandan haber alınamamıştı.

Bazılarının rehin alındığı iddiaları vardı.

Başbakan Binali Yıldırım ise "Komutanlarımız ile ilgili herhangi bir endişe yok. Durum kontrol altına alınmıştır. Komutanlarımız görevlerinin başındadır" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/yunan-televizyonu-turk-askeri-helikopteri-dedeagaca-indi-40149294 (http://www.hurriyet.com.tr/yunan-televizyonu-turk-askeri-helikopteri-dedeagaca-indi-40149294)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Temmuz 2016, 15:23:01
Vatan hanini ... köpekler ulan pkk bile sizin çizginize gelemedi
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 16 Temmuz 2016, 19:27:23
Vatan hanini ... köpekler ulan pkk bile sizin çizginize gelemedi

Sakiiiin!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 16 Temmuz 2016, 22:39:33
Çok üzücü olaylar yaşadık. çok üzücü videolar, fotoğralar gördük. Tarihe tanıklık ettik. Allah milletimizi bir daha böyle durumlara düşürmesin.

ister asker, ister polis olsun, ister sivil... hukuksuz şekilde insanları yaralayanlara, öldürenlere hesap sorulmalı.

sosyal medyada yaşanmış birçok görüntü var. Teslim olan Askerlere yapılan kötü muamele çok üzücü, onlar Türk Askeri, yanlış yapsalar da bu vatanın evlatları daha yumuşak şekilde süreç atlatılmalı. Ordununda polisinde yıpratılmaması lazım.





Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 16 Temmuz 2016, 23:01:46
Ben bu darbeden hicbirsey anlamadim. Darbe kime karsi yapilir? Hukumete

Peki hicbir bakan tutuklamis mi askerler?

Ustelik darbe ani bir hareketle olur oyle tanklari bogaz koprulerine show gibi cikararak degil. Valla ne bicim bir darbe anlamis degilim.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Temmuz 2016, 23:56:06
Vatan hanini ... köpekler ulan pkk bile sizin çizginize gelemedi

Sakiiiin!

Darbeci köpekler yakalandı şimdi rahatladım
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 16 Temmuz 2016, 23:58:16
Aceleye gelmiş bir girişim olabilir. YAŞ kararları çıkmadan acele ile yapılmak istenmiş olabilir. YAŞ toplantıları Ağustos ayı içerisinde olduğu düşünülürse, birçoğunun emekli edileceği söyleniyordu. FETÖ nün Planları sekteye uğrayacaktı.  ilk fırsatta yarım yamalak girişimde bulunmuş olabilirler

12 temmuz haberi
 http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/tsk-ya-yuvalanan-feto-uyeleri-hakkinda-yasta-karar-verilecek-h111289.html (http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/tsk-ya-yuvalanan-feto-uyeleri-hakkinda-yasta-karar-verilecek-h111289.html)

13 temmuz tarihli bir haber
http://www.ntv.com.tr/turkiye/asker-polis-ve-ogretmenlere-feto-pdy-operasyonu,SS8dK271xUWhT40sOCFsUg (http://www.ntv.com.tr/turkiye/asker-polis-ve-ogretmenlere-feto-pdy-operasyonu,SS8dK271xUWhT40sOCFsUg)
10 temmuz
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1264828-gozaltina-alinan-binbasi-tutuklandi (http://www.haberturk.com/gundem/haber/1264828-gozaltina-alinan-binbasi-tutuklandi)

son günlerde haberde FETÖ ye karşı operasyonların olduğu görülüyor...

TSK içinde darbe girişimine karşı çıkanlar olduğu için darbe başarısız oldu. TSK destekleseydi bugün burada yorum bile yazamazdık.  TSK böyle acemice girişimde bulunmaz her şeyi planlardı. Elektriği, interneti haberleşmeyi, tvleri  karartır diye düşünüyorum. böylece yaşanan olaylar yayılmasını engellerdi.

TBMM vurulmasını olası bir darbede TSK nın bile yapacağını düşünmüyorum. Gözler Dönen FETÖ tüm gücüyle, son bir gayret ile kurumlara saldırmıştır. ve herşeye  rağmen başaramadılar.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 17 Temmuz 2016, 02:32:03
Ben bu darbeden hicbirsey anlamadim. Darbe kime karsi yapilir? Hukumete

Peki hicbir bakan tutuklamis mi askerler?

Ustelik darbe ani bir hareketle olur oyle tanklari bogaz koprulerine show gibi cikararak degil. Valla ne bicim bir darbe anlamis degilim.

Bence bu işin ardında başka birşey var. Köprüyü tut, bir hava üssünü ele geçir, G. kurmay  başkanını ve komutanları rehin al, meclisi bombala! Bence de bu şekilde darbe olmaz. Olsa olsa intihar olur. Belki darbe emrini alanlar TSK'nın komuta kadrosu hariç topyekün darbe yapacağına inandırıldılar. Yani kendileri dışında tüm birliklerin kendilerine katılacağını falan sanmaları sağlandı. Kim bilebilir! Bu işten kazançlı çıkanlara bakmak lazım.

Devlet yetkilileri hep bir ağızdan paralel yapı diyor ve pensilvanyada CIA tarafından korunduğu iddia edilen fetoyu hedef gösteriyorlar. Cumhurbaşkanı daha önce orduya kumpas kurarlarken bunlar, ben bu davanın savcısıyım dediği gülen cemaati için haşhaşiler diyeli bir yıldan fazla olmuş mudur?

Bu kadar süre içerisinde ordunun içerisinde bu şekilde bir yapılanmanın fark edilmemesi imkansız! Kaldı ki kurdukları kumpası Orduya sızmadan yapabilmeleri imkansız! Bunun üzerinden ise seneler geçti! Yaş kararıyla falan değişebilecek bir durum mu? YAŞ ile yeri değiştirenlerin böyle bir yapılanmanın içerisinde olmadığının garantisi var mı? Darbenin elebaşı olan emekli paşa da böyle bir kararla göreve getirilmemiş miydi?

Buna süre içerisinde anlaşılan o ki halen paralel yapılanma üyeleri tespit edilememiş. Edilmiş olsa böyle bir kargaşa olmazdı. Bunları sadece tsk içerisinde değil, devletin tüm kurumlarında araştırıp tespit etmek gerek. Bu şahısların geçmişten bu zaman atama için imza atalardan işe başlamak en mantıklısı! Ülke güvenliği söz konusu olunca kimsenin kandırıldık deme lüksü de yok. Herşey ortaya çıkmalı. Ancak bu yapılırken cadı avcılığı şeklinde değil, masum olanlara zarar gelmemesi için hassas davranılmalı!

Bu kadar geçen süre içerisnde ordu içerisindeki bu yapılanma tespit edilemediği gibi, bir de az kalsın Suriye ve Rusya ile savaşa giriyorduk. Düşünsenize bir savaş sırasında olsaydı böyle bir girişim. Düşmanla uğraşırken birileri Genel Kurmay Başkanını kaçrmış, meclisi bombalıyor!

Ne yazık ki ülkemizde olağanüstü bir güvenlik açığı var!
Ve  güvenliği sağlamakla yükümlü olan ülkeyi yönetenler meydanlarda kahramanlar gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanı çok ilginç. Gülen cemaatini millete şikayet ediyor. Ben size bunlar için şöyleleri böyleler dememiş miydim diyor. Yahu senin bir şey demen değil, bunca zamandır dediklerini derhal belgeleyip yasal yollarla müdahale etmen gerekirdi bu zamana kadar. Bunlar tek tek tespit edip engellemen gerekirdi. Bu gereği kadar yapamadığının göstergesidir yaşananlar. Yapamamışsın ki kendi uçaklarımızla kendi meclisimiz bombalandı! Laf değil  icraat lazım ülke güvenliği konusunda.

Bir de demokrasi mücadelesi verdiğini sanan vandallar vardı bunlar gibi...

(https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13769352_1277042902346285_2955941608128144361_n.jpg?oh=0b07f6af1dcbf7bada2d5ae5cf06892d&oe=57F546CE)

(https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13686786_1277042935679615_1788728032158083910_n.jpg?oh=764dcbbfe70efdc0b38341bae148cc68&oe=57F2193F)

https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13718678_1277042945679614_4101540023952243558_n.jpg?oh=667ef5b4a72d099f55d3571e4f8de7e5&oe=58246CA4

Oysa bunlar sadece kendilerine verilen emirleri ölümüne yerine getirecek şekilde eğitim almış gencecik çocuklar! Bu çocukların çoğu bir tatbikata gittiğini sanıp bir anda kendilerini bir darbe girişiminin içerisinde bulan şaşkın gençler. Tabi ki sivil halka ateş açanlar cezalandırılmalı. Ama unutmamalı ki "Tankın içindeki askerin sana ateş açma imkanı varken teslim olmayı seçmesi halkına olan bağlılığını gösterir, linç etmen de senin ihanetini."
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: EfsaneANKA - 17 Temmuz 2016, 09:13:03
Fethullah Gülen: 'Suçlamalar İftira, Darbe İddialarını Uluslararası Komisyon Araştırsın'
! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=ynuQUKinW-0#)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 17 Temmuz 2016, 18:59:54
Hukumete karsi darbe ama hukumetten bir kisinin parmagina kiymik bile batmamis, ne ilginc bir durum!!!!

20 yasinda dunyadan bi haber gencecik askerlere kemerlerle iskence, Turkiyenin hakimleri savcilari gorevden el cektirilmis. Darbeyi arastiracak, sorusturacak kim kaldi?

.......Sevgili Nutuk,  Bu kısımı siliyorum. Lütfen dikkat edelim!.... Skywolf
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: EfsaneANKA - 17 Temmuz 2016, 22:20:31
J. Kerry: Gülen'in iadesi için resmi kanıt ve belge sunmalarını bekliyoruz...
! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=rDqrA0gamKc#)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 17 Temmuz 2016, 22:30:39
Katilleri, hırsızları, sapıkları filan böyle istersin ama birisi ülkende darbe yapmaya kalkmış ise artık örtülü operasyon hakkı doğmuştur ve olayı bu yolla çözmek gerekir. ABD hukuğu zor süper devlet kaprisi olan bir hukuk öyle her isteyen ülkeye kolay kolay adam vermezler. Bizim İsrail gibi örtülü operasyon yaparak şahsı getirmek yada yok etmemiz gerekir. Bundan daha önemliside belkide bunu biraz erteleyip feto arşivlerini ele geçirmeye çalışmak bunun için işbirlikçiler bulmaya çalışmak gerek. Feto ya karşı isterse ABD de olsun farketmez eğer hukuk ayak diretiyor ise artık bizim operasyon yapma hakkımız hatta mecburiyetimiz vardır. Bu tarikatların bazı özellikleri vardır. Nurcu bunlar ve yüzlerce yıllık nerede ise kesintisiz bir geçmişi var. Bu açıdan moral bozucu görünebilir ama hiç öyle değil. Nurcular aşırı derecede hizip bir tarikattır. Lider ölünce paramparça olur ve sonra bir kolu bambaşka çizgide yola devam eder. Feto kafası bu tarikatı bu modele soktu ama feto ölsün önce parçalanacak sonra başka bir çizgide yola yeniden çıkacak ve büyük olasılıkla bu derece bela olmayacak
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: enes8101 - 18 Temmuz 2016, 01:28:02
Yanarım yanarım da kahraman TSK nin düşürüldüğü bu içler acısı hale yanarım.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: EfsaneANKA - 18 Temmuz 2016, 03:40:04
Darbelere karşı milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak  
! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=TKIYtuRwwe0#)



Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: EfsaneANKA - 18 Temmuz 2016, 05:11:59
Mete Yarar, Ersan Şen, Nevzat Çiçek, İdris Şahin / Cnn Türk / Türkiye'nin Gündemi / 17 Temmuz 2016
! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=JiJhQNAHMXw#)
Başlık: Darbeci Askerlerin İlk İfadeleri! Talimat Faks ile Gelmiş
Gönderen: SKYWOLF - 18 Temmuz 2016, 08:26:50
Darbeci Askerlerin İlk İfadeleri! Talimat Faks ile Gelmiş

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli asker Osman Ç.'nin ifadesine göre, darbeci askerler Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda silahlandırıldı ve darbe talimatı Genelkurmay Başkanlığı'ndan faks ile geldi.

Darbeci Askerlerin İlk İfadeleri! Talimat Faks ile Gelmiş, System.String[]

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli asker Osman Ç., ilk ifadesinde, darbe girişiminin nasıl gerçekleştiğini anlattı. Osman Ç.'nin ifadesine göre darbeci askerler Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda silahlandırıldı ve darbe talimatı Genelkurmay Başkanlığı'ndan faks ile geldi.

DARBECİLERİN İFADELERİNE ULAŞILDI

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmeye çalışırken gözaltına alınan ve dün ifade verdikten sonra tutuklanan bazı askerlerin ifadesine ulaşıldı.

NTV'nin haberine göre, tutuklanan darbeci askerlerden Osman Ç.'nin ifadesinde şunları yer verdiği öğrenildi:

"15 Temmuz'da askerler tatbikat gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na getirildi. Burada askerlere kamuflaj, silah ve mühimmat dağıtıldı.

Silahlanan askerler koruma görevi bahanesiyle Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na hareket etti.

"DARBE TALİMATI FAKSLA GÖNDERİLDİ"

Nizamiyeyi tutan askerlere içeriye kimsenin alınmaması gerektiği söylendi. Ardından Genelkurmay Başkanlığı'ndan darbe talimatı faksla gönderildi.

Komuta kademesinin değiştiğini belirten faksta, yeni komuta kademesi yer alıyordu. Mevcut komutan Zekai Aksakallı'nın görevden alınarak yerine Semih Terzi'nin görevlendirildiği bildirilmişti."

Diğer ifadeler ise şöyle:

(http://img.sondakika.com/haber/148/darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148_8292_m.jpg)

(http://img.sondakika.com/haber/148/darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148_5659_m.jpg)

(http://img.sondakika.com/haber/148/darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148_5665_m.jpg)

(http://img.sondakika.com/haber/148/darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148_7819_m.jpg)

http://www.sondakika.com/haber/haber-darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbecilerin-ilk-ifadeleri-8620148/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 18 Temmuz 2016, 08:44:39
İlk ifadelere bakacak olursak bu darbe girişimi hükümete değil, resmen TSK'ya yapılmış. Hükümetten hiç kimse alı koyulmamış. Ama TSK yönetim kadrosu rehin alınmış. Daha önceki bir iletimde tahminde bulunduğum şekilde darbeye kalkışan askerlerin çoğu, Genel Kurmay'dan gelen faksla gelen emir ile TSK yönetiminin değiştiğine ve yeni komuta kadrosunun yönetime el koyduğuna inandırılmış ve kendilerine verilen emri uygulama yoluna gitmişler. Emri sorgulamadan uygulama, tipik asker mantığı.

Şimdi ciddi bir şekilde bu işin ardında olanı bulmak gerekiyor. Bu gülen cemaati midir! Yoksa bu işten kendilerine büyük çıkar sağlayabilecek başka birileri midir ortaya çıkarılmalı. Bunu ortaya çıkarmakta en büyük sorumluluk hükümettir. Çünkü ülkeyi yönetmektedir ve bu kadar derin bir oluşumu önceden bildiğini söylemekte ve suçlamaktadır. Önceden bildiği oluşum ile ilgili yapması gereken işlemlerde çok geç kaldığı kesindir.

Hükümet kadar bu davanın takipçisi olmak zorunda olan diğer kurum ise Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Bir zamanlar Türk milletinin en güvendiği kurum olan TSK, içerisindeki bu yapılanmayı daha önce fark edip önlem almalı ve kendi savaş uçaklarımızın meclisimizi bile bombalayacağı kadar vahim bir güvenlik açığı olmamalıydı. Bu olayda en büyük zararı gören TSK, mutlaka ama mutlaka olayın ardındakilerin net bir şekilde ortaya çıkarılmasını sağlamak zorundadır!

Dilerim ki Yüce Allah, tez zamanda bütün bu kirli oyunları sergileyenleri ortaya çıkarıp layıkıyla cezalandırır. Allah'ım milletimizi her türlü fitneden, her türlü kötülükten daima korusun!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 18 Temmuz 2016, 11:11:30
Bu darbe degil, dram.

Bir ordu nasil yok edilir canli tanigi oluyoruz
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 18 Temmuz 2016, 11:42:46
Ordunun, polisin, yargının düştüğü durum beni  son derece üzüyor. Binlerce göz altı var.  o pilotlar kolay yetişmiyor.  Kara kuvvetleri komutanları kolay yetişmiyor. özel kuvvetler kolay yetişmiyor....  ileri ki günlerde mutlaka güvenlik açığımız olacak. Terörle mücadele ederken güvenlik açığını nasıl kapatacağız. polisler bile göz altına alınıyor.  Aklımızda endişeli sorular var.


Emekli Hava. Pilot Tümgenaral. Beyazıt Karataş 16.07.2016  açıklamaları.  Akıncı hava üssünden de bahsediliyor.

https://youtu.be/QdU9kbbUMzY






Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 18 Temmuz 2016, 11:53:05
Gözaltına alınanların hepsinin suçlu olduğunu sanmıyorum. Suçsuz olanlar serbest bırakılacaktır.

Bu noktadan sonra özellikle medyanın dezanformasyon sınıfına girebilecek haberlerden kaçınması gerekir. Toplum o kadar gerilmiş durumda ki insanlar kendileri gibi düşünmeyen herkesi vatan haini ilan edebiliyor. Bu da tam olarak birilerinin istediği şey. Bu nedenle gerilimi düşürmek gerek! Özellikle siyasiler bu konuda hassas davranmalı, hükümet görevlileri de gerekli önlemleri almalı. Gerekirse bu konudaki haberlere yayın yasağı konulmalı! Yoksa ufak bir kıvılcım ile iç savaşın içerisine yuvarlanabiliriz!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 18 Temmuz 2016, 12:06:47
Menemen olaylarında eşkıya menemen i silah zoru ile ele geçirince islam sancağı altından ahaliyi geçirmiş küçük çocuğa silah zoru ile halat getirtmiş filan. Sonra isyan bastırılınca sancağın altından silah zoru ile geçen ahalide o küçük çocukta isyancılar da alayı idam edildiler. Yani ihtilal gibi bir şeyde ben mehmetçiğim emir verdiler yaptım demek izahat değildir aslında. Herkes en azından ilerleyen saatlerde ne yaptığını biliyor farz edilebilir.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: bostancıbaşı - 18 Temmuz 2016, 12:07:32
Olayın vahametini anlatacak bir kelime yok....

Ordunun içindeki bir kısım hain köpekler;

meclisi bombalamış,
halkın üstüne ateş açmış,
Komutanlarını derdest etmiş boğazına kemer geçirip kafasına silah dayamış,
tankla insanları ezmiş
ülkenin beğen beğenme cumhurbaşkanını öldürmek için hiç anons ve uyarı yapmadan kaldığı oteli basmış
161 vatan evladı şu anki resmi rakamlara göre askeri polisi sivil vatandaşı şehit olmuş

bunlar çok çok kötü üzücü evet

ama ben şahsen şu an çok kötü bir durumdan hem devlet kurumlar hem TSK çok daha kuvvetli olarak fitne ve fesattan arınmış olarak yükselecektir.......ulus olarak çok daha kötü günler ve badireler atlattık ve hepsinde çok şükür daha da kuvvetlenerek çıktık bu da öyle olacak kimse şüphe etmesin
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: bostancıbaşı - 18 Temmuz 2016, 12:11:59
Askeri ceza kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesindeki "Anayasayı ihlale teşebbüs" ve TCK'nın 312. maddesindeki "Cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs edilmesi" fiilinden yargılanacak erler eğer üzerine zimmetli silahlar ile ateş açmamış ve kimseye zarar vermemişlerse serbest bırakılacaklardır ama rütbeli personelin durumu üstteki huşular çerçevesinde değerlendirlecek
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 18 Temmuz 2016, 12:46:05
@SKYWOLF Herkesin suçlu olmadığını elbette biliyorum.  Göz altına alınanların bazıları güvenlik sebebiyle alınmıştır. suçlu bulunanlar delil olanlar yargılanır. Gerisi serbest kalır.

Sonuç olarak, Kuvvetin temel taşları değişecek, kuvvet mutlaka olumsuz etkilenir.  sadece iş kuvvetle kalmıyor  yargı, emniyet birimleri yeniden yapılanacak. mit zaten perişan. mite söylenecek laf bile bulamıyorum.

Allah milletimizin yardımcısı olsun. zor bir süreç bizi bekliyor. Öncelikle kamu düzenin hızlıca sağlanması gerekiyor.




Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 18 Temmuz 2016, 20:16:04
Almanyanın incirlik üssünü ziyaret etmek istediğini biliyoruz. Bu ziyaretin  temmuz ayında gerçekleşmesi planlanmıştı. almanyanın sözde ermeni soykırımını mecliste kabul etmesiyle. incirlik talebleri red edildi. almanya kudurdu. ben bunu tesadüf görmüyorum. ısrarla incirliği ziyaret etmek istemelerin altından bir şeyler çıkabilir.

incirlik üssünde almanlar darbeci komutanlar ile mi buluşacaklardı. en azından piskolojik destekmi verilecekti.  bu kadar ısrarın amacı neydi?

Darbeciler almanya ve amerikanın desteğini almadan böyle bir girişime cesaret edemezler.  mutlaka dışardan sözlüde olsa destek alındığını düşünüyorum. Bakalım altından hangi ülkeler çıkacak.

Alıntı
Alman Bild gazetesi, müsteşar Ralf Brauksiepe ve beraberindeki heyetin Temmuz ayı içinde İncirlik'teki Alman askerlerini ziyaret etmek üzere bir gezi planladığını, ancak programın Ankara tarafından iptal edildiğini yazmıştı.


http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160623_cavusoglu_almanya_incirlik_ziyaret (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160623_cavusoglu_almanya_incirlik_ziyaret)






Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 19 Temmuz 2016, 03:33:06
Hukumet Ankara'da ama bogaz koprulerine tank cikarilarak darbe yapiliyor.

Yersen!

ve ana, yiyorlar!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 19 Temmuz 2016, 08:05:02
Nutuk Ankara'daki görüntüleri izlemedin mi?Darbeler ülkelerde sadece başkentleremi yapılır?Ben askerlerin silahından çıkan kurşunlarla tanıdığımı kaybettim.Sizin gibi nutku bozuklar çok bu ülkede ve merak etme sen ve senin gibilere de sıra gelecek.Ve ana, sana o lafları yedirecekler coming soon.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 19 Temmuz 2016, 08:49:38
Hukumet Ankara'da ama bogaz koprulerine tank cikarilarak darbe yapiliyor.

Yersen!

ve ana, yiyorlar!

Nutuk Ankara'daki görüntüleri izlemedin mi?Darbeler ülkelerde sadece başkentleremi yapılır?Ben askerlerin silahından çıkan kurşunlarla tanıdığımı kaybettim.Sizin gibi nutku bozuklar çok bu ülkede ve merak etme sen ve senin gibilere de sıra gelecek.Ve ana, sana o lafları yedirecekler coming soon.

Bu ülke senelerdir geriliyor. Bunu birileri bilinçli yapıyor. Amaç zaten toplumun değer yargılarıyla oynayarak toplumu kutuplaştırmak, milleti birbirine düşürmek! Bu gerilimi pek çok insan fark edemiyor. Bu gerilimin benzerleri bizden önce Irak'da, Mısır'da, Suriye'de ve pek çok yerde ortaya çıkarılmıştı. Çoğunda amaca ulaşıldı.Irak parçalandı, Suriye de öyle sayılır. Bir zamanlar bir arada yaşayan, dost olan, akraba olan, kardeş olanlar birbirlerine girdi. Birbirlerini katletti. Milyonlarca insan kendilerine sürekli yüklenen fanatizm ile yaptı bunu. Ve hiç biri geçmişte nasıl bir arada olduklarını hatırlamadı. Nasıl bu hale geldiklerini düşünmedi.

Bu son olayın ardında olanların da amacının bu olduğunu ne yazık ki göremeyenleriniz var. Herkes kendisi gibi düşünmeyeni hain ilan ediyor ve öldüresiye nefret ediyor. Fırsatını bulunca öldürüyor hatta!

Bu sitenin bu şeytani amaca hizmet etmesine izin vermiyoruz. Vermeyeceğiz de!

At izinin it izine karıştığı bir ortamda insanların da birbirine güveni kalmaz.

Kendinize geliniz!
Ülkenize, varlığınıza, birliğinize çok ciddi bir saldırı söz konusu!
Bu saldırıyı, hatta saldırıları savuşturmak, arkasında kimlerin olduğunu ortaya çıkarmak için birlik içerisinde olmanız gerekir. Nedenlerini düşünmeniz, sonuçlarını değerlendirmeniz gerekir!
Nereye gittiğinizi görmeniz gerekir.
Bunun için de birlikte tartışarak, konuşarak gerçeğe ulaşmanız gerekir.
Ancak o kadar çok ayrıştırıldınız ki! Birbirinizi anlamıyorsunuz. Çünkü dinlemiyorsunuz. Çünkü dinlemek istemiyorsunuz!
Her kesim, her farklı düşünce sahibi olan grup o kadar dezanformasyonla dolduruluyor ki!
Herkes birbirine düşman!
İşte asıl "büyük oyun" bu!

Bu oyunu bozabilmeniz için, size yüklenen nefrete rağmen birlik olmanız lazım.
Soğukkanlılıkla her düşünceye saygı göstermeniz, karşılıklı olarak birbirinizi dinlemeniz ve anlaşmanız gerekir.
Belki birinizin göremediğini, diğeri görüyordur.
Belki bilmediğinizi, karşınızdaki biliyordur.
Birbirinizi yiyerek bunu asla bilemezsiniz!
Sadece düşmanlarınıza hizmet edersiniz.

Unutmayın ki bu vatan sadece senin, benim veya onun değil!
Bu vatan bizim!
Bu vatan hepimizin!
Başlık: En güvendiğim adam başıma silah dayadı
Gönderen: SKYWOLF - 19 Temmuz 2016, 16:20:12
En güvendiğim adam başıma silah dayadı

Hürriyet Haber19 Temmuz 2016 - 15:25Son Güncelleme : 19 Temmuz 2016 - 15:37
En güvendiğim adam başıma silah dayadı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/578e1de567b0a929f0b9775c.jpg)

Batman İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Topuz, 15 Temmuz günü darbe girişimi sırasında, kendi emrinde görev yapan ve en çok güvendiği 4 binbaşı ve 1 üsteğmen tarafından 12 saat rehin tutulduğunu belirterek, en çok güvendiği ve ödüllendirilmesini istediği subayın başına silah dayadığını söyledi.

Batman İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Topuz, 15 Temmuz’da darbe girişimi sırasında, kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelen köy muhtarlarına Bölge Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Adnan Ergün, Jandarma İstihbarat Şube Başkanı Jandarma Binbaşı Cihanhan Efe, Jandarma Asayiş Komutanı Kurmay Binbaşı Hasan Ali Gider, Jandarma Bölge İstihbarat Şube Başkanı Kurmay Binbaşı Necip Nefesoğlu ve Jandarma Terörle Mücadele Kısım Amiri Üsteğmen Alpaslan Tuna tarafından 12 saat rehin alındığını anlattı.

"EN ÇOK GÜVENDİĞİM ADAM KAFAMA SİLAH DAYADI"

Başına silah dayayan Terörle Mücadele Kısım Amiri Üsteğmen Alpaslan Tuna’nın en çok güvendiği ve ödüllendirmek istediği kişi olduğunu belirten Albay Topuz, darbe girişimi sırasında rehin kaldığı anları detaylı olarak anlattı. Albay Topuz, öncelikle kışlada olayın sonlanmasından duyduğu sevinci paylaşarak, "Yokluğumda bunun büyük olaylara dönüşmesine engel olan personelime teşekkür ediyorum. Bunlar devletin kendilerine verdiği silahı, milletine karşı kullanmayacağını bilen insanlar, bunun idrakinde olan insanlar. Bu ihanet şebekesinin bizim için ne kadar tehlikeli olduğunu bilen insanlar, bunların milletin meclisini bombalayacak kadar vicdanlarını satmış, beyinlerini satmış olduklarını bildiğimiz için bunların hiçbirinin sözüne itibar etmedik. Çok şükür Batman’da herhangi bir kalkışmanın olmasına müsaade etmeden, en azından kardeş kanı dökülmeden olayların burada, kışla içerisinde sonlanmasına vesile oldular. Ama şundan çok emin olun; Burada olaylar biraz daha ileri götürülseydi, kışla içerisinde çatışma olurdu. Buradan kimse çıkmazdı. Personelimiz o hainlerle kışla içerisinde ya çatışırlardı, ya şehit olurlardı, ya da kışla içinden asker çıkarılmazdı. Ben personelime ondan çok güveniyorum" diye konuştu.

"HERKES RAHATLADI"

Darbe girişimi akşamında kışlada saat 19.00’dan sonra rehin alınan ve sabah saat 07.00 sıralarında serbest kalan Albay Topuz, rehin alınmanın sonrasında, emir komutanın tekrar kendisine geçmesiyle, herkesin rahatladığını anlatarak, "O anda artık insan kendini değil de, milletini düşünüyor. Bana ne olacaksa olsun diyorsunuz. Ama kardeş kanı akması, daha kötüleri çevremizde yaşandığı için, bunun çok çok kanlı olacağını düşünüyorsunuz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı ile yetiştirilmiş adamın kendisine verilmiş silahı milletine doğrultacağı, bunun çok ağır sonuçlanacağını düşünüyorsunuz. Kendiniz değil, daha çok milleti düşünüyorsunuz" dedi.

"BENİ REHİN ALANLARDAN BİRİ 5 ÇOCUĞU VE EŞİNİ BIRAKIP KAÇARKEN YAKALANDI"

15 Temmuz akşamı Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasıyla olayın renginin değiştiğini ifade eden Albay Topuz, kendisini rehin alanlardan birinin, eşi ve 5 çocuğunu bırakıp kaçmaya çalışırken yakalandığını belirterek, "Başbakan’ın, ’Silahlı kuvvetler içerisindeki ihanet şebekesinin, bir örgütün kalkışmasıdır. Bunlara taviz verilmeyecek ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır’ şeklindeki açıklamasından sonra beni rehin alan 5 kişinin nefes alışverişleri değişti. Bunlar hep şeyi düşündüler; planlı darbenin mutlaka Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlarımızın entegre edilmiş olacağını ve o işin bittiğini kabul edip, rahatlık içinde iken, Başbakanımız’ın o açıklaması ile olayın rengi değişti. O anlamda milletimizin Başbakan ve Cumhurbaşkanımızın çağrısına karşılık verip sokaklara dökülünce, bunun başarısız olduğunu kendileri de anladılar. Bundan sonra kaçıp kurtulmanın hesabını yaptılar. Burada kaçanlardan biri 5 çocuğu ve eşini bırakıp kaçarken yakalandı" dedi.

"ÇOK ACİL DİYE EVE GELİP REHİN ALDILAR

Akşam saatlerinde darbeci subayların evine geldiğini ve "çok acil" dedikleri için kapıyı araladığını dile getiren Kurmay Albay Topuz, biran Batman Valisi Ahmet Deniz’in esir alınmış olabileceği ya da bombalı aracın bir yerde patlatılmış olabileceğini ya da herhangi önemli bir terör hadisesinin yaşanmış olabileceğini düşündüğünü ifade ederek, "Evimin kapısı çalındı. Batman’da havalar çok sıcak olması nedeniyle malum kıyafetim uygun olmadığı için kapıyı araladım. Kurmay Başkanı’na vekalet eden binbaşıyı gördüm. Tabi burası terör bölgesi. Bana ’Komutanım, çok önemli, çok acil’ deyince ben de terörle ilgili bir şey zannediyordum. Hele üzerimi giyineyim dedim, ’hayır, yok komutanım çok acil’ dedi. Baktım arkasında dört tane adam. Hepsi de Kurmay Binbaşı rütbesinde. ’Tamam’ dedim. Kapıyı kapattılar. ’Silahlı kuvvetler yönetime el koydu. Sizi gözaltına alıp tutukluyoruz’ dediler. Bir baktım silahlar ellerinde. Onlara emriniz nerede, mesaj nerede? ’Birazdan getireceğiz’ dediler öyle rehin alındım" dedi.

KAÇARKEN YOLDA YAKALANDILAR

Jandarma Bölge Komutanı’nın izin için İstanbul’a gittiğini hatırlatan Albay Topuz, kendisini rehin alan 3 kişinin, başarısız olduklarını anlayınca kaçmaya çalıştıklarını ancak yolda yakalandığını anlattı. Albay Topuz gelişmeleri şöyle anlattı:

"Bölge Komutanımız İstanbul’da izinde. Olaylardan haberdar oluyor. Burayı arıyor, ona da ’Kolordu’ya, Diyarbakır’a gitti’ diyorlar. Bölge komutanımız, kolorduyu arayarak, ’Alay Komutanını çağırmışsınız’ diye soruyor. Kendisine de öyle bir şey yok deniyor. İşte o zaman anlıyor ve ’Ya aldılar, bir yerde tutuyorlar, ya da öldürdüler veya elini kolunu bağlayıp talimatla Ankara’ya götürüyorlar’ diye düşünüyor.

'PARALEL KALKIŞMADIR' DİYOR

Sonra bölge komutanı sürekli emirler yağdırıyor buraya. Hiç kimse normal komuta silsilesi dışında hareket etmeyecek. Mesaj gelmiş diyorlar. Mesajın altında kimin imzası var? deniyor ’Fatih’ isminde birinin ismi var deniliyor. O da, ’kesinlikle bu paralel bir kalkışmadır’ diyor. Arkadaşları ikna ediyor. Burda da arkadaşlar verilen hiçbir talimatı yerine getirmiyorlar. Dolayısıyla bunlar belli bir süreden sonra başarısız olacaklarını anlayınca kaçıyorlar. Bunlardan 3 kişi kaçıyor. Arkadaşlarımız kamera kayıtlarından bakıyorlar. Diyarbakır istikametine kaçtıkları düşünülerek emniyet ve jandarma devreye girerek yolda yakalanıyorlar."

TUĞGENERAL KÖROĞLU FOTOĞRAFININ YERİNE ’DARBECİ’ YAZISI

Bu arada Batman İl Jandarma Komutanlığı’nda daha önce İl ve Alay Komutanı olarak görev yapan görevlilerin fotoğraflarının yer aldığı fotoğraf albümünde, 2010 yılına kadar Kurmay Albay olarak Batman Jandarma Alay Komutanı görevini yaptıktan sonra Jandarma Okullar Komutanlığı’na getirilen Tuğgeneral Sadık Köroğlu’nun fotoğrafı kaldırılarak, yerine fotoğraf çerçevesine içine ’Darbeci’ yazılı bir yazı konulduğu görüldü. Tuğgeneral Sadık Köroğlu da 15 Temmuz günü darbe girişiminde bulunan generaller arasında olduğu için gözaltına alınmıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/en-guvendigim-adam-basima-silah-dayadi-40154541 (http://www.hurriyet.com.tr/en-guvendigim-adam-basima-silah-dayadi-40154541)
Başlık: Erdoğan'a suikasta giden darbeci konuştu!
Gönderen: SKYWOLF - 19 Temmuz 2016, 16:21:51
Erdoğan'a suikasta giden darbeci konuştu!

DHA19 Temmuz 2016 - 15:34Son Güncelleme : 19 Temmuz 2016 - 16:07
Erdoğan'a suikasta giden darbeci konuştu!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/578e1e9a67b0a929f0b97775.jpg)

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran FETÖ'cü askerlerden Çankaya'nın ifadeleri ortaya çıktı.

TSK içindeki FETÖ'cü bir grubun 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı Marmaris’teki otele yapılan saldırıya katılan MAK timinde görevli Hava Astsubay Selman Çankaya’nın ifadesi ortaya çıktı.

Kendilerine gün içinde terör operasyonuna gidecekleri söylenip hazırlık yaptırıldığı anlatan Astsubay Çankaya, "Ancak Tümgeneral Sönmezateş, gelip darbe olduğunu söyleyince bir devlet büyüğünü almaya gittiğimizi anlamıştık" dedi. Çankaya’nın başarısız olan baskın sonrasında ormanlık alana kaçtığı, ardından yolcu otobüsüyle, İzmir’e döndüğü öğrenildi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından birçok ilde olduğu gibi İzmir’de de askere yönelik gözaltılar oldu. Toplam 89 kişinin gözaltına alındığı kentte önceki günlerde adliye gönderilen askerlerden Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57’nci Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız ve Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur’un da aralarında bulunduğu 13 kişi tutuklandı.

Bugün de aralarında Menteş Kampı’ndan 500 Harbiye öğrencisiyle destek amaçlı çıkan Kurmay Albay Enver Polat ile Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanı Albay Murat Yılmazaslan’ın aralarında bulunduğu 42 asker, adliyeye gönderildi. Askerlerin sevki sırasında bomba uzmanı polisler de özel eğitimli köpeklerle bina çevresinde arama yaptı.

MARMARİS SALDIRISINA KATILAN ASKERİN İFADESİ DA ORTAYA ÇIKTI

Adliyeye gönderilen 42 askerden en dikkat çeken isim ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele baskına katılan Astsubay Selman Çankaya oldu. Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinde görev alan Selman Çankaya’nın polise verdiği ifade de ortaya çıktı. MAK timi olarak kendilerine darbe günü, terör örgütü yöneticilerinden birisine operasyon düzenleneceği ve hazırlık yapılması talimatı verildiğini anlattı. Selman Çankaya, "Biz de tim arkadaşlarımla birlikte bize verilen emir doğrultusunda, silahlarımızı, patlayıcıları, mermileri, sıhhi araç gereçleri hazırlayıp, iki helikopterde beklemeye başladık" dedi.

"DARBE OLDUĞU SÖYLENİNCE ANLADIK"

Hava üssünde bekledikleri sırada başka bir helikopterle Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in yanlarına geldiğini de ifade eden Astsubay Selman Çankaya, "Bize ’askeri darbe oldu. Artık yönetim bizde’ şeklinde konuştuktan sonra ve Özel Kuvvetlerden de timler gelince bir devlet büyüğünü almaya gittiğimizi anladık. Çünkü darbe ortamında terör operasyonu yapılmayacağını düşündük. Ardından da Marmaris’e gittik" dedi.

"HELİKOPTERLER YOĞUN ATEŞTEN ALÇALAMADI"

Marmaris’te yaşanan çatışmaları da anlatan Astsubay Selman Çankaya, "Helikopterler bizi timler halinde yere indirdi. Yoğun ateş altında kalmıştık. Çatışma sürdüğü sırada telsizden operasyon düzenlediğimiz kişinin ayrıldığı bilgisini edinince geri çekilmeye karar verdik. Bu sırada çatışmayı da sürdürüyorduk. Helikopterler yerden açılan yoğun ateşten dolayı alçalamadı. Bunun üzerine üçer kişilik timler halinde farklı noktalara kaçmaya karar verdik. Ben ormanlık alana kaçtım" dedi.

Ormanlık alanda saklandığı sırada darbeye yönelik bilgiler de edindiğini belirten Astsubay Selman Çankaya’nın daha sonra askeri kamuflajlarını çıkartıp sivil kıyafetler giydiği, yolcu otobüsüyle de geldiği İzmir’de gözaltına alındığı öğrenildi.

Astsubay Selman Çankaya’nın saldırıya katılan diğer askerlerini Muğla’da adliyeye sevk edilmesinden dolayı vakit kaybı yaşanmaması içini İzmir’de adliyeye gönderildiği belirtildi.

http://www.hurriyet.com.tr/erdogana-suikasta-giden-darbeci-konustu-40154559?_sgm_campaign=scn_a004ff5fd97f8006&_sgm_source=40154559&_sgm_action=click (http://www.hurriyet.com.tr/erdogana-suikasta-giden-darbeci-konustu-40154559?_sgm_campaign=scn_a004ff5fd97f8006&_sgm_source=40154559&_sgm_action=click)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 20 Temmuz 2016, 10:25:40
G.Kurmay Başkanının yaverinin itirafı var. Gülen cemaati adına casusluk yaptığına dair yazılı ifadesi >> http://www.hurriyet.com.tr/ve-orgeneral-akarin-yaveri-40155810 (http://www.hurriyet.com.tr/ve-orgeneral-akarin-yaveri-40155810)
Başlık: Tankları Köprüye Çıkaran Komutan İtiraf Etti: İnandığım Emri Uyguladım
Gönderen: SKYWOLF - 20 Temmuz 2016, 10:56:44
Tankları Köprüye Çıkaran Komutan İtiraf Etti: İnandığım Emri Uyguladım

Darbe girişimi sonrası tutuklanan İstanbul 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu itirafçı oldu. Köprülere tankları nasıl yönlendirdiğini anlattı: İnandığım emri uyguladım.

Tankları Köprüye Çıkaran Komutan İtiraf Etti: İnandığım Emri Uyguladım, System.String[]

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen darbe soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen İstanbul 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, darbenin nasıl planlandığını anlattı.

Aydoğdu ifadesinde İstanbul'daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı görevini Tuğgeneral olarak yaptığını belirterek şunları anlattı:

YURTTA SULH HAREKET PLANI

13 Temmuz Çarşamba günü Kahramanmaraş'daki 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda Tugay Komutan Yardımcısı Albay Uzay Şahin tugayıma geldi. Üst düzey komutanlarında desteklediğini söylediği, bu Yurtta Sulh Hareket planından bahsetti. Bunun üst komutanlık tarafından onaylanmış olduğunu söyledi. O planda benim tugayımın yapacağı işler anlatıldı. Şahin'in anlattıkları 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanlığı'ndan geldiğini hatırladığım sıkıyönetim planlaması ile birebir uyuşuyordu.

"GENELKURMAY İMZASI VARDI"

Olay günü de öncesinden emniyet mesajı gelmişti. Çarşı çıkışlarını da iptal etmiştim. Herhangi bir saldırıya karşı gerekli tedbirleri almıştım. Bir kısım personeli de takviye kuvvet olarak planlanması için Tabur Komutanı Yarbay İrfan Arak, Yarbay Şakir Çınar'a talimat vermiştim. Albay Uzay Şahin ve Muzaffer Düzenli'nin anlattıkları ve gelen sıkıyönetim planında benim emrim altındaki askeri birliklerin Sabiha Gökçen Havalimanı, FSM Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü'nün Anadolu Yakası, Üsküdar Çevik Kuvvet Amirliği, 1. Ordu Komutanlığı'nın takviye edilmesi, Ümraniye Avea, Acıbadem Telekom binalarının emniyet altına alınması hususları vardı. Olay günü saat 18.30 sularında emrin yazılı bir metin halinde geldiğini gördüm. Emir ıslak imzalı değildi. Evrakın gizlilik numarası vardı. Gönderen Genelkurmay Başkanlığı imzası vardı.

"10 TOP MERMİSİ VARDI"

Birliklerime durumu bildirip emniyete alınması gereken yerleri söyledim. Bunun üzerine tanklar çıktı, tankların içine 9 ya da 10 tane savaş top mermisi, 200 tane mg3 mermisi, ZMA'lara 3 kutu yani toplam 165 top mermisi almalarını söyledim. Zırhlı Personel Taşıyıcılara da alabildikleri kadar yaklaşık 500 mermiyi almalarını söyledim. FSM ve Boğaziçi Köprüleri'ne iki tank, iki tane zırhlı personel taşıyıcı, Sabiha Gökçen Havaalanı'na 4 tank, 2 ZPT, 2 ZMA, Birinci Ordu Komutanlığı'nın emniyeti için 4 ZPT, Acıbadem Telekom için 4 ZPT, Üsküdar Çevik Kuvvet için 8 tank, 2 ZPT aracı, 2 tane de ZMA olarak adlandırılan araçları gönderdim.

"HAVAYA ATEŞ EDİN"

Personel Sabiha Gökçen Havalimanı'na giden Tabur Komutanım olsun, köprüye giden Tabur Komutanım olsun, beni arayarak halkın yoğun trafiğinden dolayı ilerleyemediklerini, tankların üzerlerine sivil insanların çıkmaya başladıklarını söyledi. Gerekirse havaya bir kaç el ateş etmelerini söylemiştim. Tanklar insan kalabalığı arasına sıkışıp kalmıştı. Bir süre sonra da kendi personelim ile de telefon irtibatım kesildi. Yapılan planlamada da beni Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak görevlendirmişlerdir.

"İNADIĞIM BİR EMRİ UYGULADIM"

"Ben sadece emir doğrultusunda hareket ettim. Doğru olduğuna inandığım bir emri uyguladım. Çünkü emir komuta zinciri içerisinde usulüne uygun olan emirleri uygulamak gerekmektedir. Her ne kadar yasalarda TSK İç Hizmet Kanunu'nda sıkıyönetim ilanına ilişkin bir düzenleme bulunmasa da ben bana gelen emri uyguladım." (Kaynak: Vatan)

http://www.sondakika.com/haber/haber-tanklari-kopruye-cikaran-komutan-konustu-8627398/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-tanklari-kopruye-cikaran-komutan-konustu-8627398/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 20 Temmuz 2016, 11:09:50
Şok İfadeler! FETÖ'cü Komutanlar Birbirlerine Suç Atmış!

15 Temmuz akşamı kanlı terör eylemini gerçekleştiren Fethullah Gülen terör örgütü (FETÖ/PDY) mensubu komutanlar ifadelerinde birbirlerine suç attı.

Darbe soruşturması kapsamında tutuklanan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Daire Başkanı Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, planı Kurmay Albay Faruk Yaman koordine etti diye konuştu.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İKMAL Daire Başkanı Tuğamiral Hasan Kulaç ise, "Bu darbe girişimini Akın Öztürk ve ekibinin gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Gülen yapılanmasıyla irtibatlı olabileceklerini düşünüyorum" dedi.

"HAREKAT MERKEZİNDEN BİR GÖREVLİ BENİ ARADI"

Darbe girişimi nedeniyle önceki gün tutuklanan 26 general ve amiralin ifadelerinde, darbe girişiminin ayrıntıları ortaya çıktı. Tutuklanan Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, ifadesinde, 15 Temmuz'da yıllık izinde olduğunu söyleyip, "Evdeyken Ankara'da 21.00 sıralarında harekat merkezinden bir görevli beni aradı. Detaylı emrin Genelkurmay Başkanlığı tarafından zırlı birliklere gönderildiğini, plan emrini orada alacağım ifade edilmişti" dedi.

"GÖREVİ BEN DEVRALDIM"

Harekât merkezinden emir alır almaz Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı'na gittiğini, emirde Kurmay Başkanı Sıddık Çoban'ı idari izinli sayıp görevden uzaklaştırması, gözaltına alıp güvenli bir yere götürmesi ve yerine Albay Faruk Yaman'ı görevlendirmesinin istendiğini anlatan Kırker, "Zırhlı Birlikler'deki Eğitim Tümen Komutanlığı görevini devraldım. Tümen komutanını sorduğumda düğünde olduğunu söylediler. Sıddık Çoban telefonla irtibat kurdu. TSK'nın yönetimine el koyduğunu, görevi benim devraldığımı, kendisinin birliğe gelmesini istedi" diye konuştu.

"ALTERNATİF YOL BULMAYA ÇALIŞTIK"

Planın detayını Albay Faruk Yaman'ın harekât merkezi ile koordine ettiğini belirten Kırker, "Plana göre zırhlı araçlarla Sincan benzeri bir gösteri yapılacak, Atatürk Orman Çiftliği, Beştepe ve Çukurambar civarındaki yollar ve kavşaklar kontrol altına alınacaktı. Yanıma gelen Cem Albay ile bu durumu müzakere edip değerlendirdik. Bu sırada vatandaşlar yollara çıkmıştı. Yollar tıkalıydı. Alternatif yol bulmaya çalıştık. Ancak tankları gönderme imkanı olmadığını anladık.

"TSK İÇİNDE BİRLİK BÜTÜNLÜK OLMAĞINI GÖRDÜM"

Bu sırada TRT'de konseyin açıklama yapması bekleniyordu. Ancak konsey yerine bir spiker yazılan metni okumaya başladı. Bazı komutanlar televizyon kanallarına bağlanıp peş peşe açıklama yapmaya başladılar. Bu açıklamalardan TSK içinde birlik ve bütünlük olmadığını fark ettim. Cem albay ile durumu müzakere ettik. Ayrıca Cem albay beni ikna etmeye çalışıyordu. Bunun başarı bir harekat olmadığını söylüyordu. Birlik içinde çatışma çıkmaması, algı operasyonunun tersine döndüğünü anladım. Ayrıca Cem albay, Kolordu Komutanı Metin İyidil ile görüştü. Benim anladığım her ikisi görüşmeye devam ediyormuş, harekâtı durdurduk.

TASFİYE SÖYLENTİSİ

Olaydan önce Korg. Yıldırım Güvenç ile telefonda görüştüm. Bana, 'ne yaptığının farkında mısın, Genelkurmay emrinin altında yalnızca tuğgeneral imzası var, bunun dışında imza yok' dedi. Onun ikazı da olayları durdurup teslim olmam da etkili oldu. TSK içerisinde Yüksek Askeri Şura'da tasfiye yapılacağı, Şura'da büyük kısmı Fethullahçı denilen bazı TSK personelinin sistem dışına çıkarılacağı konuşuluyordu. Gülen cemaati ile bir bağım yoktur. TSK içerisinde bu gruptan tanıdığım hiç kimse yoktur."

"ACİL DURUM VAR, KARARGAHA GEL"

Tutuklanan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DKK) İstihbarat Daire Başkanı Tuğamiral Murat Şirzai de, DKK Plan Harekât Başkanı Vekili Tuğamiral İrfan Arabacı'nın kendisini aradığını belirterek, "Acil durum var, karargaha gel dedi. Televizyonda darbe olduğu anlayınca Arabacı'ya konuyu sorduğumda, 'şu anda bekliyoruz, yapacak bir şey yok' dedi. Ben karargaha geldiğimde gemiler hareket etmişti. Ancak komuta İrfan Arabacı'daydı. Talimatı o vermiş olabilir. Fethullah Gülen benim gözümde irticacıdır. Son dönemde bölücük yapan bir insandır. Ben FETÖ'cü değilim" dedi.

"UÇAKLAR HAVALANMIŞTI"

Hava Kuvvetleri Sistemler Daire Başkanı Tuğgeneral Recep Sabri Özatak ise 15 Temmuz'da 19.00'da eve geçtiğini, 20.30 gibi karargaha döndüğünü anlattı. Tekrar karargaha dönme gerekçesini, Hava Kuvvetleri'ndeki uçuşların iptaline ilişkin duyum olarak açıklayan Özatak, 21.30 civarındaki karargahtaki Hava Kuvvetleri'ne ait uçakların seyirleri, hareketleri, uçuşlarının izlenebildiği harekat merkezine gittiğini kaydetti. Özatak, "Bu merkezdeki ekranları da açan merkez HKK'daki MEBS Başkanlığı'dır. Ancak 22.30 sıralarında sistem buradan kapatıldı. Bu nedenle harekât merkezinden hangi uçağın nerede olduğunu, hangi uçağın nereden kalktınığı göremez olduk.

"FETHULLAH GÜLEN SAPIK BİRİDİR"

Ben Fethullahçı değilim. Fethullah Gülen benim gözümde bu olayların arkasında olduğunu tahmin ettiğim için sapık biridir. Hava Kuvvetleri'ndeki ortamı, duyduklarımı değerlendirdiğimde bu darbe girişimin arkasında Fetullah Gülen'in olduğundan şüphem yoktur" diye konuştu.

"GÜLEN YAPILANMASIYLA İRTİBATLI OLABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Tuğamiral Hasan Kulaç ise, "Tuğgeneral İrfan Arabacı 'emir konuta zinciri içerisinde ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildi' dedi. Arabacı, tüm personele ' Ankara dışı tayin olanların tayinleri durdurulmuştur. Derhal birliğine gelin' diye mesaj çekti. Benim için Fetullah Gülen ilkokul mezunu bir vaizdir. Ben iş yerinde namaz kılmam, ancak evime gittiğimde namazlarımı kılarım. Bu darbe hazırlığından 15 Temmuz'a kadar haberim yoktu. Bu olaylardan sonra gördüğüm kadarıyla bu darbe girişimini Akın Öztürk (eski Hava Kuvvetleri Komutanı, YAŞ üyesi) ve ekibi gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Fetullah Gülen yapılanmasıyla irtibatlı olabileceklerini düşünüyorum" dedi.

Kaynak: Milliyet
http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-komutanlar-birbirine-dustu-8627294/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-komutanlar-birbirine-dustu-8627294/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 20 Temmuz 2016, 13:38:48
Kritik Sorular >> http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/murat-yetkin_575/agir-istihbarat-hatasi-sorulari_40155034 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/murat-yetkin_575/agir-istihbarat-hatasi-sorulari_40155034)
Başlık: Tüm ülkede OHAL ilan edildi
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 00:58:16
Tüm ülkede OHAL ilan edildi

Hürriyet Haber
20 Temmuz 2016 - 17:53Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 00:30
Son dakika haberi: Tüm ülkede OHAL ilan edildi

Son dakika haberleri gelmeye devam ediyor.. OHAL kararı az önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilebilmesi için anayasanın 120. maddesi uyarınca 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildiğini bildirdi. İçişleri Bakanı Ala, "OHAL, vatandaşımızın hayatında hiçbir olumsuzluğa yol açmayacak. OHAL, terörle mücadelede devletin işleyişine hız kazandıracak. Hiç kimse endişe etmesin" dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:

Türkiye 15 Temmuz akşam saatlerinden itibaren tarihin en kritik anlarını yaşamıştır. FETÖ üyesi olduğu anlaşılan bu grup tanklarla silahlarla devlete ve milete karşı saldırıya geçmiştir.

Şahsım ve hükümetin kararlı duruşu milletimizin darbecilere karşı cesurca dikilmesi sayesinde hamdolsun bu teşebbüs amacına ulaşamamıştır.

Geleceğine sahip çıkan milletimiz kahramanlık destanı yazmıştır. Darbeciler karşısında tek vücut olmuştur.

Gözlerinin önünde onlarca kişi şehit olurken yaralı kardeşlerimiz de sabaha kadar direnişlerini sürdürmüşlerdir. Milletimiz 1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarına sahip çıkmamanın üzüntüsünü yıllarca yaşamıştır. 1980 darbesinde toplumumuzun acısı hala tazedir. 15 Temmuz tarihi bu kötü gidişe dur denilen bir dönüm noktası olmuştur. İlk defa bir darbe girişimi millet tarafından akamete uğratılmıştır.

3 AY SÜREYLE OHAL İLAN EDİLDİ

Şu siyasi parti bu siyasi parti üzerinden duracak değilim ama ben milletimle iftihar ediyorum. Demokrasi tarihine kahramanlık destanını biz yazmış bulunuyoruz. Darbe girişiminin haber alındığı andan itibaren. Başbakanımız, Bakanlarımız, Emniyet Teşkilatı, darbecilere karşı duran komutanlarımızla çok yakın çalışma içinde olduk. Derhal İstanbul’a giderek darbecilere karşı durduk. Ertesi gün akşam olmadan darbe girişimi bertaraf edildi.

MGK üyeleri olarak yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonunda terör örgütünün bertaraf edilebilmesi için anayasamızın 120. Maddesi uyarında OHAL ilan edilmesini hükümete tavsiye etme kararı aldık. Bakanlar Kurulumuz da Türkiye’de 3 ay OHAL ilan edilmesi kararını aldı.

Bu uygulama kesinlikle demokrasiye, hukuka, özgürlüklere karşı değildir. Tam tersine bu değerleri koruma, yükseltme, geliştirme adınadır.

Olağanüstü Hal ilanının amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir.

Darbe girişiminin bastırılmasının ardından başka birileri aynı cüreti yeniden göstermesin diye demokrasi nöbeti tutan vatandaşlarımızın her biri isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdıklarını bilmesi gerekir.

TSK bünyesinde darbe girişimlerine karşı kararlı bir duruş sergileyen şehit olan yaralanan askerlerimizi milletimiz asla unutmayacak.

Kendilerine yanlış emir vereni alnından öldürmek suretiyle daha soran kendisi de şehit olan askerimizi de Niğdeli kardeşimi hayırla yad ediyorum.

Milletin yanında saf tutan medya kuruluşlarımıza ve STK’larımıza da teşekkürlerimi sunuyorum.

Milletimiz devletine devletimiz de milletimize sahip çıkmıştır.

Demokrasi konusunda hiçbir vatandaşımız ve kurumun endişesi olmasın. OHAL bu saldırılardan onları koruma amacı gütmektedir.

OHAL ilanının sadece ve sadece ülkemizin karşı karşıya bulunduğu terör tehdide karşı gerekli önlemelerin alınmasına yönelik bir tedbir olduğunun altını çizmek istiyorum.

    İçişleri Bakanı Efkan Ala'dan flaş açıklamalarİçişleri Bakanı Efkan Ala'dan flaş açıklamalar

"TÜRKİYE İLE SENİN NE ALAKAN VAR?"

S&P Türkiye’nin notunu indirmiş. Türkiye ile senin ne alakan var. Türkiye senin üyen değil. Şu anda siyasi bir karar açıklıyor kendine göre. Yani ben bunu açıklarsam Türkiye’de yatırımla durur mu? S&P boşuna uğraşma bizimle hele hiç uğraşma. Biz kararlı bir şekilde ayırımlarımıza nasıl devam edeceğimizi göreceksin. Böyle dönemlerde bunlar bunu yapar. Yarın bakarsınız bunlar piyasaya bol bol virüs de yayarlar.

OHAL İLE NELER OLACAK?

Milletime şunu söylüyorum “Eyvah olağanüstü hal ilan edildi. Valiler devreden çıkın TSK mı devreye girecek. Tam aksine valilerimizin yetkisi daha da artacak. TSK valilerimizin emrinde bu süreci sürdürecektir. Demokrasiden taviz vermedik vermeyeceğiz. TSK da kesinlikle hükümetin emrindedir. Hükümetle hareket etme noktasındadır. Bu milletin seçmiş olduğu cumhurbaşkanı başkomutan olarak bizler de TSK’nın içindeki virüsler temizleme mücadelesini sürdüreceğiz.

Emniyet ve diğer kurumlarda da virüsleri temizleme süreci devam ediyor ve kararlı bir şekilde sürecek.Milletime şunu anlatıyorum, sakın endişeye kapılmayın. Türkiye bu badireyi atlattı ve yatırımlarıyla beraber güçlenerek devam edecektir.

 BAKANLAR KURULU TOPLANTISI SONA ERDİ

Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen toplantı, saat 19.45'te başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesi 4 saat 40 dakika süren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına da başkanlık etmişti.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına ilişkin basın açıklamasının, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yapılacağı bildirildi. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı AKP'li Mustafa Şentop da OHAL ilan edildiği taktirde vatandaşın sokaktaki hayatının etkilenmeyeceğini söyledi.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı 4 saat 40 dakika sürdü. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Beştepe'deki MGK toplantısının sona erdiğini, MGK Genel Sekreterliğinin toplantıya ilişkin yazılı açıklamasının ise Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, yapılacağını kaydetti.

Bakanlar Kurulu toplantısı 23.00 sularında sona erdi.

BAKANLAR KURULU TOPLANDI

MGK toplantısına ilişkin basın açıklaması, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Bakanlar Kurulu toplantısı akabinde yapılacak. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Beştepe'deki MGK toplantısının sona erdiğini; MGK Genel Sekreterliği'nin toplantıya ilişkin yazılı açıklamasının ise Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yapılacağını kaydetti.

Bakanlar Kurulu toplantısı MGK'nın sona ermesinden yaklaşık 2 saat sonra başladı.

Toplantıda 15 Temmuz gecesi başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminde alıkonulan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da hazır bulundu. Jandarma Genel Komutanı Org. Galip Mendi'nin kalp krizi geçirmesi üzerine yerine vekaleten atanan Korgeneral İbrahim Yaşar da toplantıya katıldı.

OHAL NEDİR?
Olağanüstü hal "Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde" ilan ediliyor.

6 AYI GEÇEMEZ AMA UZATILABİLİR
Karar, "Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulu'nun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân" edebilebiliyor.

Olağanüstü hal süresini Meclis değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir.

Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-tum-ulkede-3-ayligina-ohal-ilan-edildi-40156536 (http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-tum-ulkede-3-ayligina-ohal-ilan-edildi-40156536)
Başlık: 2014'te söylemişti: Erdoğan’a Emniyet’teki listeyi verdim
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 09:10:01
2014'te söylemişti: Erdoğan’a Emniyet’teki listeyi verdim

ANKARA20 Temmuz 2016 - 23:13Son Güncelleme : 20 Temmuz 2016 - 23:15
2014'te söylemişti: Erdoğan’a Emniyet’teki listeyi verdim

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/578fdb7467b0a92b44b424ce.jpg)

Devletteki Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasıyla ilgili Ergenekon Davası’ndan müebbet hapis cezası alan, daha sonra beraat eden eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 25 Temmuz 2014 tarihinde Star TV’ye verdiği özel demeçte Emniyet’teki FETÖ yapılanmasıyla ilgili o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uyardığını söylemişti.

Başbuğ, şöyle demişti:

“TSK’ya karşı yargı ve polis yoluyla yürütülen operasyonları yaşamaya başlayınca, bu operasyonun arkasında kimlerin olduğunu imkanlarımız dahilinde araştırmaya çalıştık. Çeşitli yerlerden aldığımız bilgiler, özellikle bu komplo operasyonunun arkasında Emniyet’teki bazı polis şeflerinin olduğunu gösteriyordu. Çeşitli kanallardan aldığımız bilgiler dahilinde, Emniyet’le ilgili bir liste hazırladık. Tabi düşünce ve endişelerimizi birkaç defa sayın Başbakan’la paylaştım. Ve bu polislerle ilgili kendisine bir liste verdik. Hatırladığım kadarıyla, bu listenin başında da Ali Fuat Yılmazer var. Kendisi aldı, ilgileneceğini söyledi. Sonuç alamadık, gelişme olmadı. Sayın Başbakan, tutukluluk durumuma karşı net tavır aldı, bunda hiçbir tereddüttüm yok. Ancak bu tutukluluk 26 ay sürdü ve Sayın Başbakan bu süreçte, özellikle benim ve karargahımın darbeci olarak nitelenmesine karşı net bir tavır almadı. Burada da net bir tavır almasını beklerdim.”

http://www.hurriyet.com.tr/2014te-soylemisti-erdogana-emniyetteki-listeyi-verdim-40156939 (http://www.hurriyet.com.tr/2014te-soylemisti-erdogana-emniyetteki-listeyi-verdim-40156939)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 09:14:04
Değerli üyelerimiz!

Çirkin tartışmalara sahne olmaya başladığı için kilitlemek zorunda kaldığımız bu konuyu, ülke gündemini ilgilendiren önemli bir konu olduğu ve bazı arkadaşlarımızın ricası üzerine tekrar yoruma açık hale getiriyorum. Birbirinize karşı saygılı, hakaret ve tehdit içermeyen iletilerle gelişmeleri tartışacağımızı umuyorum. Kurallara uymayanların cezalandırılacağını da belirtmek istiyorum.

Lütfen dikkatli olalım!
Başlık: Cumhurbaşkanı Başyaveri: Uçağın Kodunu Sorduysam Beni İdam Etsinler
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 09:58:50
Cumhurbaşkanı Başyaveri: Uçağın Kodunu Sorduysam Beni İdam Etsinler

Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan Cumhurbaşkanı'nın Başyaveri'nin savcılıktaki ifadesinde, "Cumhurbaşkanı'nın bineceği uçağın kodunu sorduysam beni idam etsinler" demiş.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın savcılıktaki ifadesinde darbe girişimi sırasında yanlış tercihler yaptığını söyledi. Başyaver, Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu uçağın kodunu sormadığını öne sürdü.

"SORUMLULUKLARIMI CİDDİYETLE YERİNE GETİRDİM"

Albay Yazıcı'nın, Ankara Adliyesinde savcıya verdiği ifadede, Türkiye Cumhuriyeti makamının başyaveri olduğunu, bu görevi 27 Temmuz 2015'ten beri yaptığını anlattığı belirtildi.

Farklı birliklerde görev aldıktan sonra 2015'te kıta görevine çıkacağını ancak Cumhurbaşkanı'nın kendisini seçmesiyle geçen yıl 27 Temmuz'da başyaver olarak göreve başladığını ifade eden Yazıcı'nın sorumluluklarını yerine getirdiğini, görevini ciddiyetle yaptığını savunduğu kaydedildi.

"ÇORLU TOPÇU ALAY KOMUTANLIĞIMA TAYİNİM ÇIKTI"

Sorumluluk ve görevlerini yerine getirirken Cumhurbaşkanlığı makamının danışmanlarının müdahalesine müsaade etmediğini anlatan Yazıcı'nın, "Bu nedenle Cumhurbaşkanımıza aleyhimde propaganda yapıldığı için 2016'nın Nisan ayında Çorlu Topçu Alay Komutanlığına tayinim çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın uygun göreceği bir zamanda Çorlu Alay Komutanlığına gidecektim ancak 15 Temmuz tarihi itibarıyla görevimin başındaydım." ifadelerini kullandığı öğrenildi.

"ARAMIZDA DARBE KONUŞMASI HİÇ GEÇMEDİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ailesiyle Marmaris'e tatile gittiğini, kendisinin de fırsattan istifadeyle Tokat Erbaa'daki eşi ve çocuklarını ziyarete gittiğini anlatan Yazıcı'nın, "11 Temmuz'da Tokat'a geldim. 14'ünde Ankara'ya döndüm. 14 Temmuz tarihinde öğle sıralarında Ankara'ya geldim. O gün Alay Komutanı Kutsi Barış ile görüştüm. 15 Temmuz gecesi tatbikat olacağını, kimlerin katılabileceğini sordu. Ben de 2 astsubayın katılabileceğini söyledim. İki astsubayın isimlerini verdim. Aramızda darbe konuşması hiç geçmedi. Sonra ben Çankaya Köşkündeki lojmanıma geçtim. Evde yalnız kaldım, misafirim yoktu." şeklinde savunma yaptığı kaydedildi.

"CUMHURBAŞKANI'NIN TATİL YAPTIĞI YERİ SORDU"

Yazıcı'nın, cuma günü 11.30'da evden çıktığını, Alay Komutanı Kutsi Barış ile Cumhurbaşkanlığı Alay Komutanlığı Sosyal Tesisleri'nde kahvaltı yaptıklarını, Barış'ın kendisine "Cumhurbaşkanı, Otluk köyünde mi tatil yapıyor?" diye sorduğunu, kendisinin de "Marmaris'te Grand Yazıcı Oteli'nde tatil yapıyor" dediğini, Barış'ın da bunun üzerine Erdoğan'ın Otluk köyünde olduğunu söylediğini anlattığı belirtildi.

Yazıcı'nın, bunun üzerine kahvaltının ardından Karacı Yaver Mete Yarbay ve Havacı Yaver Binbaşı Erkan'ı aradığını, nerede olduğunu sorduğu Erdoğan'ın Otluk köyünde olduğunu ancak Grand Yazıcı'ya döndüğünü söylediklerini, Kutsi Barış'ın kahvaltıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tatil yaptığı yeri sorduğunu, kendisinin de söylediğini, başka bir şey sormadığını, akşamki tatbikatla ilgili herhangi bir şeyden bahsetmediğini, 12.30'da evine geçtiğini, 16.30'a kadar burada kaldığını, yola çıkacağı için hazırlık yaptığını anlattığı öğrenildi.

"BENİ ANTALYA'YA GÖTÜRÜR MÜSÜN"

15 Temmuz'da 16.30 sıralarında kendisine tahsis edilen plakasını hatırlayamadığı araçla Muhafız Alayının kapısından çıkacağı sırada avlunun içinde yarbay olduğunu söyleyen sivil giyimli kişinin yanına geldiğini ve Antalya'ya gideceğini söylediğini ifade eden Yazıcı'nın, "Bana 'Nereye gidiyorsun?' diye sordu. Ben de Antalya'ya gideceğimi söyledim. O da 'Beni de Antalya'ya götürür müsün?' diye sorunca 'Gel, götüreyim' dedim. Ben arabaya bindikten sonra ismini sordum, o bana isminin Emin olduğunu, yarbay rütbesinde bulunduğunu söyledi. Ben bu şahsı görsem tanırım. Çıktığım kapıda güvenlik kamera kayıtları belki vardır." şeklinde konuştuğu kaydedildi.

Yazıcı'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya'da Messi'nin de geleceği futbol etkinliğine katılacağı için önceden yola çıktığını söylediği öğrenildi.

"BURAYA GELMENİN ANLAMI KALMADI"

Yazıcı'nın savunmasında şu ifadeler yer aldı:

"Ancak Cumhurbaşkanı'nın programı önce İstanbul'a uğramak şeklinde değişseydi, ben o yoldan Marmaris ya da İstanbul'a dönecektim ancak Emin isimli yarbayı da aracıma almıştım. 21.30 sıralarında beni Genel Sekreter Fahri Kasırga, Afyon civarında bulunduğum sırada aradı. 'Haberler duyuyorum. Ne oluyor albayım?' dedi. Ben de 'Bilmiyorum, araştırayım' dedim. Kısa bir süre sonra Başdanışman Davut Kavranoğlu aradı, o da 'Neler oluyor? Darbe girişimi mi var?' dedi. Ben de 'Araştırıp döneyim' dedim. Daha sonra Ankara Çankaya Köşkündeki Atahan Tatar Albay beni alaydan aradı. Silahlar patladığını söyleyince 'Oradan ayrılın.' dedim. Bir süre sonra Cumhurbaşkanı'nın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Marmaris'ten aradı. Sonra Protokol Şube Müdürü Alparslan Acarsoy, saat 23.00 sıralarında Antalya'dan aradı, 'Buraya gelme, buralar karışık. Buraya gelmenin anlamı kalmadı.' dedi. Cumhurbaşkanı'nın fizyoterapisti Ahmet Çotuk, Marmaris'ten aradı. 'Neler oluyor? Darbe teşebbüsü var. Bu emir-komuta zinciri içerisinde mi oluyor? Hulusi Paşa nerede?' diye sordu.

"EN YAKIN ASKERİ BİRLİĞE GİDELİM"

Ben de 'Bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı'nın emir subayını arayayım, sorayım' dedim. Yarbay Levent Türkkan'ı cep telefonundan aradım fakat ulaşamadım. Aradan bir süre geçtikten sonra Ahmet Çotuk mu beni aradı, ben mi onu aradım, hatırlamıyorum. Ahmet Çotuk'a, 'Bu işin içinde ben yokum, Hulusi Paşa'nın bu işin içinde olduğunu sanmıyorum.' dedim. Bu konuşmaları yaparken ben İzmir yoluna doğru dönmüştüm. Yanımda bulunan, isminin arabada Yarbay Emin olduğunu öğrendiğim şahıs bana ' İzmir Çiğli'deki 2. Hava Üs Komutanlığına en yakın askeri birliğe gidelim.' dedi. Bu teklif bana makul geldi. Ben de İzmir yoluna döndüm, saat 01.30 sıralarında İzmir'deki Hava Üs Komutanlığına geldik."

"VATANDAŞLARLA BERABER KONYA ÇALDIM"

Yazıcı'nın 2. Hava Üs Komutanlığına girerken askerlerin kendilerine buraya gelme nedenlerini, kendisinin de darbe girişimi olduğunu söyleyip, geceyi orada geçirip geçiremeyeceklerini sorduğunu, içeri alındıklarını, televizyondaki darbe girişimi faaliyetlerinin devam ettiğini gördüğünü söylediği belirtildi.

Askeri birlikte televizyon açıkken uyuyakaldığını anlatan Yazıcı'nın, "07.30'da Ankara'ya doğru yola çıktım. Yoldayken Yiğit Bulut ve Lütfullah Göktaş isimli başdanışmanlar beni aradılar. ' İstanbul'a gitmemin nedenini' söylediler. 'Ne yapmam gerektiğini, Hasan Doğan'a sormamı söylediler.' Lütfullah Göktaş da Cumhurbaşkanı'nı arayıp aramadığımı sordu. 'Aramadım' dedim. 'Keşke arasaydın, İstanbul'a gelmen daha uygun olur.' dedi. Bunun üzerine Ankara yerine İstanbul'a gitmeye karar verdim. İstanbul yoluna döndükten bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alparslan aradı. ' İstanbul'a değil, Ankara'ya gelmemin uygun olacağını' söyledi. Bunun üzerine İstanbul yolundan tekrar Ankara'ya döndüm. 22.30 sıralarında Ankara'ya, lojmana geldim. Sonra Beştepe'ye gitmek için yola çıktım. Konvoya takıldım, vatandaşlarla beraber konvoyla korna çaldım." ifadelerini kullandığı kaydedildi.

"BÜYÜK BİR HATA OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM"

Beyanlarının ardından cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlayan Yazıcı'nın, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ile bazı danışmanların kendisini arayıp, darbe olup olmadığını sormaları üzerine neden taleplere cevap verdiğinin sorulması üzerine, "O sırada darbe girişimi olduğu için Hasan Doğan'a, Fahri Kasırga'ya dönüş yapmadım. Sadece Ahmet Çotuk ile görüştüğümde Levent Türkkan'a telefonu kapalı olduğu için ulaşamadığımı söyledim." dediği öğrenildi.

Darbe girişimini öğrendikten sonra neden Marmaris'e değil de İzmir'e gittiği sorulan Yazıcı'nın, " Marmaris civarlarının karışık olduğunu öğrendiğim için en yakın askeri birliğe teslim olmak amacıyla İzmir Çiğli'deki komutanlığa gittik." diye konuştuğu belirtildi.

Albay Yazıcı'nın, bulunduğu yere en yakın birlik yerine neden İzmir'e gittiği sorusuna da "Aracımda bulunan Emin isimli yarbay öyle söylediği için oraya gittim." karşılığını verdiği kaydedildi.

Yazıcı'nın daha önce tanımadığı birini neden aracından indirmeyip İzmir'e götürdüğünün sorulması üzerine de "Keşke aracımdan indirseydim. Keşke İzmir yerine Marmaris'e gitseydim. Bunun büyük bir hata olduğunu kabul ediyorum." dediği öğrenildi.

"BU SORUYA MANTIKLI BİR CEVABIM YOKTUR"

Darbe girişimini öğrendikten sonra Cumhurbaşkanı'nı neden aramadığı, güvenliğinin yerinde olup olmadığını, güvenlik tedbirleri ile ilgili neler yapabileceğini niçin sormadığı sorusu üzerine Yazıcı'nın, "Bu soruya verilecek mantıklı bir cevabım yoktur." diye yanıt verdiği kaydedildi.

Yazıcı'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tatil yaptığı otelin bilgisini ilgisiz kişilere niçin verdiği sorusunu da "Bu bilgi basında da çıktığı, bir tehlike görmediğim için, gizli bir yanı kalmadığından söyledim." şeklinde cevapladığı belirtildi.

"BEN FETÖ'CÜ DEĞİLİM"

Ali Yazıcı'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının kodunu helikopter pilotlarına sorup sormadığı yönündeki soru üzerine de "Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'a gittiği ya da gideceği sırada bindiği uçağın havadaki ve radardaki kodunu kimseye sormadım. Öğrenmedim, bu bilgiyi kimseye vermedim. Bu, ispat edilirse her türlü cezaya razıyım. Fetullah Gülen'i televizyonlardan tanıyorum. Askeri okullarda okuduğum yıllarda Fetullah Gülen ile hiç görüşmedim, evlerinde kalmadım, hiç cemaat abisi tanımadım. Ben, FETÖ'cü değilim. Benim için Fetullah Gülen terör örgütü lideridir." dediği kaydedildi.

"UÇAĞIN KODUNU SORDUYSAM BENİ İDAM ETSİNLER"

Cumhurbaşkanı'nı korumakla görevli olmasına rağmen darbe girişimi sırasında Erdoğan'ın yanına gitmek yerine askeri birliğe gitmeyi tercih etme nedeni sorulan Yazıcı'nın, "Düşünemedim. Marmaris yerine İzmir'i tercih ettim ve yanlış tercih yaptım. Bu tercihim nedeniyle pişmanım. Darbe girişiminin içinde olduğumu kabul etmiyorum. Fetullah girişiminin içinde değilim. Eşim Ankara'da öğretmendir. Eşimle ben doğum günü partisinde tanıştık ve evlendik. Beni, Fetullah Gülen cemaati evlendirmedi. O grupla da herhangi bir ilgim yoktur. Cumhurbaşkanı'nın bineceği uçağın kodunu sormadım. Sorduysam ve birine verdiysem beni idam etsinler. Yok, sormayıp vermemişsem serbest bırakılmayı talep ediyorum ancak darbe girişimi sırasında yanlış tercihler yaptığımı, Cumhurbaşkanı'nın yanına gitmeyip, İzmir'e gitmekle hatalı olduğumu kabul ediyorum. Kutsi Barış'a, Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otelin adını söylemekle de hata ettiğimi kabul ediyorum." şeklinde savunma yaptığı öğrenildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-feto-nun-darbe-girisimine-iliskin-sorusturma-8631074/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-feto-nun-darbe-girisimine-iliskin-sorusturma-8631074/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 21 Temmuz 2016, 11:30:37
Darbe gecesi tankın altına yatan yada üstünden 2 tane tank gecen arkadaşı görmüşsünüzdür tv lerde sanırım röportajı da çıktı. O arkadaş savunmatürk ve savtera adlı savunma sanayi forumlarında ingilizce ve Türkce bilgiler ve belgeler paylasan Türkdefence rumuzlu arkadaşımızdır. Kendisinin parmaklarını kaybetme riski var. Hakkı büyüktür. Gecmiş olsun kardeşim. Umarım çabuk atlatır ve sağlığına ve sevenlerine biran önce kavuşursun.... 
kaynak wowturkey.
Başlık: Güvenlik kaynağı: Gülen örgütünün şifreli yazışma mekanizması deşifre oldu
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 11:31:40
Güvenlik kaynağı: Gülen örgütünün şifreli yazışma mekanizması deşifre oldu

BBC Türkçe21 Temmuz 2016 - 08:28Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 08:58
Güvenlik kaynağı: Gülen örgütünün şifreli yazışma mekanizması deşifre oldu

Bir güvenlik kaynağı yaptığı açıklamada, Fethullah Gülen Cemaati üyeleri olduğunu belirttiği on binlerce kişi arasında yapılan şifreli yazışmaları darbe girişiminden önce tespit ettiklerini söyledi.

Güvenlik kaynağı: Gülen örgütünün şifreli yazışma mekanizması deşifre oldu

Güvenlik kaynağı, "Bu uzun süreli bir çalışma. Paralel devlet yapılanmasının gizli muhaberesini yürüttüğü bir gizli mekanizmayı ortaya çıkardık," diye konuştu.

Aynı kişi, bu şifreli mesajlaşmalarda yer alan 40 bin kişinin isimleri, telefon numaraları ve TC kimlik numaralarının tespit edildiğini belirtti.

Bu bilgilerin Genelkurmay ve Emniyet'teki istihbarat birimlerine iletildiğini söyleyen yetkili, darbe girişiminde bulunanların "deşifre olduklarını" fark etmelerinin ardından planladıklarından daha erken harekete geçmeye karar vermiş olabileceklerini savundu.

Yetkili, şifreli mesajlaşmanın yapıldığı mekanizmanın sadece Fethullah Gülen Cemaati'nin izin verdiği kişiler tarafından kullanıldığını, dolayısıyla söz konusu 40 bin kişinin tümünün hareketin üyesi olduğunu savundu.

Bu kişiler arasında "kritik pozisyonlarda bulunan askerler, akademisyenler, polisler, savcılar, hakimler, her kesimden kişiler" olduğunu ifade eden yetkili, şu bilgiyi de verdi:

"Darbeden 3 gün önce, 12 Temmuz Salı günü, ordu içerisinde 600 subayın Paralel Devlet Yapılanmasıyla ilişkisi olduğu tespit edilmişti ve bu Genelkurmay'a bildirilecekti."

Yetkili, bu bilgilerin Ağustos başında toplanacak bir sonraki Yüksek Askeri Şura'da yapılacak atamaları da etkileyebileceğini söyledi.

BBC Türkçe'ye konuşan bir diğer kaynak ise söz konusu şifreli mesajlaşma mekanizmasında 110 bin kadar kişinin yer aldığını, mesajların öncelikle cep telefonu üzerindeki bir uygulama üzerinden yapıldığını, bu sistemin deşifre olması nedeniyle başka bir "araç" üzerinden mesajlaşmaların yapılmaya başlandığını ileri sürdü.

Ancak ilk konuştuğumuz kaynak bu bilgileri teyit etmedi.

BİNLERCE KİŞİ GÖZALTINDA YA DA GÖREVDEN ALINDI

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 50 bin kişiden fazla kamu görevlisi görevden alındı. Darbe girişimiyle ilgili olarak bine yakını silahlı kuvvetler, emniyet ve yargı mensubu olmak üzere çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Bazı Avrupa ülkeleri, bu kadar çok sayıda kişinin kısa süre içinde tespit edilmesi karşısında "önceden hazırlanmış bir liste" olup olmadığı yönünde kaygılarını dile getirmişti. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da Türkiye'yi, muhaliflere karşı "intikam güdüsüyle" hareket etmekle suçlamıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/guvenlik-kaynagi-gulen-orgutunun-sifreli-yazisma-mekanizmasi-desifre-oldu-40157562 (http://www.hurriyet.com.tr/guvenlik-kaynagi-gulen-orgutunun-sifreli-yazisma-mekanizmasi-desifre-oldu-40157562)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 11:45:27
Senelerdir dillendirilen fetoya ait birimlerin TSK içerisine sızması, diğer devlet kurumlarına sızması gibi iddiaların belgelerle delile dönüştürülmesi çok önemli. Savunma forumlarında çok defa tartışmışızdır. Bir dini cemaat lideri neden kendi ülkesinde değil de, ABD'de CIA tarafından korunan bir çiftlikte yaşar! 24 saat boyunca yemeden, içmeden, uyumadan yazsa bile yetiştiremeyeceği kadar çok kitabı nasıl olur! Dünyanın farklı yerlerine açtığı okulların kaynağı nereden gelir vs...

Bizler bu gibi mantıklı soruları sorarken birileri de "muhterem hoca efendiye iftira atmakla" suçlardı. Sonrasında orduya kumpas kurulduğunda da pek çok şerefli subaya yargısız infaz yapan bir medya ve büyük bir grup vardı. O zamanki suçlamalarda kullanılan delillerin sahte olduğunun ortaya çıktığını söylediğimiz de de bizi daha önce iftira atmakla suçlayanlar, bu sefer de darbeye destek verenler olarak suçlamışlardı.

Bugün görüyoruz ki haklı olan bizlermişiz!

Askerlerin ifadelerine bakıldığında feto yine orduya büyük bir kumpas kurmuş. İçerisine sızdırdığı elemanları ile TSK'nın komuta kademesinin değiştiği ve tüm birimleriyle yönetime el koyduğu algısı yaratıp, bütün birliklere bu şekilde hareket etmeleri için emir göndermişe benziyor. Neyse ki birliklerin çoğu bu oyuna düşmemişler. Keşke diğerleri de daha temkinli davransalarmış.

Şimdi bu yapılanmanın tüm hücreleri tek tek belirlenip belgelenmeli. Bu yapılanma bu kadar donanım ve yeteneğe kendiliğinden sahip olmuş olamaz. Sonrasında bu yapılanmanın arkasında olan ülkelere karşı uluslararası hukuk kuralları gereğince ne gerekiyorsa yapılmalı!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 21 Temmuz 2016, 12:44:42
Tartisma gorus ayriliklarindan dogar, ancak bazi gercekler var goz ardi edilmemeli. Fetocular elini kolunu sallayarak koklenip budaklamalarina kimler olanak sagladi? Daha dune kadar AKP - Feto icli disliydi. Simdi askerlerimiz "teroristlikle" suclaniyor, bunu sindiremiyorum!
Başlık: "Rusya saatler önce Erdoğan'a haber verdi"
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 12:54:18
Rus basınından ilginç ama gerçek olduğunu sanmadığım bir iddia!

"Rusya saatler önce Erdoğan'a haber verdi"
DHA21 Temmuz 2016 - 12:11Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 12:15

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790928e18c776611c3fcb8b.jpg)

Rus basınının Fars Haber Ajansı'na dayandırarak verdiği haberde, Rus Hava Kuvvetleri'nin Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü'nün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldırıya giden helikopterlerin telsiz konuşmalarını yakaladığı iddia edildi. Haberde bu bilginin Erdoğan'a iletildiği ileri sürüldü.

Ajansın haberine göre Rus diplomatların açıklamalarına göre, bölgede bulunan Rus askerlerinin bazı askeri görüşmeler tespit ettiği ve şifrelerini çözdükleri konuşmalarda, ordunun Ankara'da yönetime karşı darbe hazırlığı hakkında konuştuklarını tespit ettikleri öne sürüldü.

Görüşmeler sırasında Erdoğan'ın Marmaris'te bulunduğu otelde tutuklanması ya da öldürülmesi için askeri helikopterler gönderme emri verildiği belirtildi.

Diplomatlar, Rusya'nın bu sinyalleri nasıl tespit ettiklerini söylemeyeceklerini, ancak Rus Hava Kuvvetleri'nin Suriye'deki Hmeymim hava üssünde bu sinyalleri yakalayacak sistemlerin olduğunu bildiklerini söylediler.

http://www.hurriyet.com.tr/rusya-saatler-once-erdogana-haber-verdi-40157897 (http://www.hurriyet.com.tr/rusya-saatler-once-erdogana-haber-verdi-40157897)
Başlık: Erdoğan'a suikaste giden askerlerin ifadeleri ortaya çıktı!
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:06:44
Erdoğan'a suikaste giden askerlerin ifadeleri ortaya çıktı!

AA21 Temmuz 2016 - 11:31Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 12:53
Erdoğan'a suikaste giden askerlerin ifadeleri ortaya çıktı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57908f4b18c776611c3fcac5.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından Marmaris'te kaldığı otele düzenlenen saldırıya katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında konuşlu Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Birliğinde görevli Astsubaylar Serkan Elçi ve Selman Çankaya'nın ifadelerine ilişkin görüntüler ortaya çıktı.

Görüntülerde İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde ifade veren Astsubay Elçi, saldırıyı ayrıntılarıyla anlatıyor.

MAK Birliğinde görev yaptığını, 15 Temmuz'da çağrı üzerine birliğe gittiğinde bazı arkadaşlarının malzeme hazırladıklarını gördüğünü, hazırlık sonrası bir komutanın kendilerini paraşüthanedeki odaya alarak operasyonla ilgili bilgi verdiğini anlatan Elçi, "Orada komutan bize 'Bir terör örgütünün üst düzey yöneticisini almaya gideceğiz. Bununla ilgili çok önemli bir görevimiz var. Yalnız bundan dönüş olmayabilir, şehit olabilirsiniz, kuvvetle muhtemel şehit olacaksınız, geri dönemeyebilirsiniz.' dedi. Operasyonun ayrıntısını İstanbul'dan gelecek bir ekibin detaylarıyla anlatacağını söyledi." ifadelerini kullandı.



YERİ DEĞİŞİNCE PLAN BOZULDU

İstanbul'dan üsse özel kuvvetlerden bir ekip geldiğini, malzemeleri kuşanarak dışarıya çıktıklarını, krokideki hava fotoğrafları üzerinden kendilerine brifing verildiğini anlatan Elçi, saldırı planının ayrıntılarına dair şunları söyledi:

"Beklemeye başladık. Sonra özel kuvvetlerden gelen bir binbaşı, yaptığı telefon görüşmesi sonrası yerin değiştiğini söyledi ancak değişen yerin fotoğrafının olmadığını, sadece bir otel olduğunu, içerisinde birçok villasının olduğunu, hepsine tek tek bakılacağını söyledi. Bu nedenle net, ayrıntılı bir planlama yoktu çünkü bölge bilinmiyordu. Daha sonra helikopter başına gittiğimizde bir general, 'Ben size şimdi tam olarak açıklıyorum. Askeriye, hükümete el koydu, belki duymuşsunuzdur.' dedi ama biz depoya geldikten sonra telefonlarımızı kapatıp, teslim etmiştik. Daha sonra tekrar dağıtıldı ama biz kesinlikle açmadık, kapalı duruyordu. O yüzden o ana kadar darbe gibi bir girişimin olduğundan haberdar değildik. Herkes, bize söylenenin şokuyla helikoptere bindi. Kimse itiraz etmedi, daha sonra helikopterde yarım saat civarı bekledik.

SİVİLLERİ DAĞITMAK İÇİN ATEŞ AÇILDI

Büyük ihtimalle yerle ilgili sıkıntılar vardı. Benim timimde 5 kişi vardı, diğer helikopterlerde kaçar kişi vardı bilmiyorum. Daha sonra kalktık, direkt olarak otelin olduğu bölgeye geldik. Ben baktığımda otelin mavi bir tabelada yazan ismini gördüm. Özel kuvvetler ekibi önde gidiyordu. Biz onları takip ediyorduk. Onların emniyetini alıyorduk. İlk indiğimizde birkaç el ateş edildi, o da oradaki sivilleri dağıtmak içindi. Ortalıktan kaybolsunlar diye. Daha sonra çatışmanın olduğu yere doğru ilerlemeye başladık. Özel kuvvetler ekibi önden girdi. Arkadan saldırı ihtimaline karşı çevre emniyetini aldık. Onlar tek tek polisleri dışarı çıkarıyorlardı, sorular soruyorlardı, birkaç tanesini duyduk, 'nerede, nereye gitti, ne zaman çıktı?' gibi sorular soruyorlardı."

KARŞIMIZA ÖZEL HAREKAT POLİSİ ÇIKTI

Elçi, bir polis memurunun içeride bir yaralı olduğunu söyleyerek ambulans çağrılmasını istediğini belirterek, "Bunu diğer time söyledim. Onunla ilgili bir dönüş olmadan içeriden özel kuvvetlerden gelen binbaşı çıktı ve burayı derhal terketmemiz gerektiğini söyledi. Özel harekat polislerinin oraya geldiğini, helikopterle bizi tarayabileceklerini falan söyledi. Acele şekilde çıktık ve tekrar o indiğimiz bölgeye doğru giderken karşımıza özel harekat polisleri çıktı ve zırhlı araçla bize ateş etmeye başladılar. Biz siper aldık, daha sonra özel kuvvetlerden gelen ekip karşılık verdi." şeklinde konuştu.

Yaşanan hengamede otele girerek bodrum katına indiğini, otelin arka kısmından buldukları çıkıştan sahil kenarındaki barakaya sığındığını belirten Elçi, sesini duyduğu helikopterin bölgeye geldikleri Sikorsky olduğunu anladığını ancak helikopterle özel harekat polisleri arasında çıkan çatışma nedeniyle bulunduğu yeri terk edemediğini söyledi.

Helikoptere izli mermi atıldığını ve büyük ihtimalle isabet aldığı için olay yerinden uzaklaştığını gördüğünü belirten Elçi, "Daha sonra bütün atışlar üzerimize oldu. Uzun süre atış yedik ve siperden çıkamadık. Daha sonra havaya ateş etmeye başladık. O an karşılık biraz durdu. Bu sırada sahil kenarından dağa doğru yürümeye başladık. Dağa ulaştığımızda çatışma bitmişti. En son ekip dağıldı ve kaçtım." diye konuştu.

ŞEHİT OLURUZ DİYE ABDESTLİ ÇIKTIK

Saldırıya katılan askerlerden Astsubay Çankaya da okul komutanının emriyle geldiği birliğinde özel kuvvetleri görünce büyük bir işe gidileceği düşüncesiyle hazırlandıklarını anlattı. Gidecekleri yerde çatışmanın kaçınılmaz olacağının kendilerine söylendiğini belirten Çankaya, terör elebaşısını yakalayacaklarının kendilerine söylenmesi nedeniyle herkesin abdest aldığını, vatani duygularla yola çıktıklarını söyledi.

Başlarındaki özel kuvvetlerde görevli binbaşının gidilecek yeri eliyle koymuş gibi bulduğuna dikkati çeken Çankaya, TSK'nın yönetime el koyduğunun kendilerine söylenmesinin şaşkınlığını yaşadığını, ne yapacaklarını bilemediklerini ve korktuklarını ileri sürdü.

'SİLAHI BOZAYIM, DÜŞÜREYİM' DİYE DÜŞÜRDÜM

Çankaya, "Ben helikopterciyim, gidene kadar dua ettim. 'Rabbim, bunu kullanmayı bana nasip etme' dedim. En azından gidene kadar 'Silahı bozayım, aşağıya düşüreyim' diye düşündüm, helikopteri vurmak bile geçti aklımdan ama ne bileyim içeride arkadaşlar da vardı cesaret edemedim." diye konuştu.

Kendilerine gidilen hedefin Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otel olduğunun söylenmediğini iddia eden Çankaya, şu itiraflarda bulundu:

"Dalaman'a diye gidiyorduk, daha sonra başka bir üsse gelmişler. Kara Kuvvetlerinin helikopterlerinin olduğu bir üsse indik, yakıt almak için. Sonra geri dönüp o helikopterleri alacaklardı, plan oydu. Daha sonra yakıt veren olmadı, bir şey veren olmadı, sabah oldu. Ezan sesini duydum, gün ağarmaya başlarken bir Sikorsky helikopter geldi, içinde bir tane yaralıyla. Sonra bizim malzemeleri oraya yükleyerek dağların, taşların arasından ağaçlara sürte sürte kaçar gibi üsse döndük. Bir general geldi. Ben zaten işin içinden sıyrılmak istiyorum. Nasıl bir yere götürüldük, sivil halka ateş ettirmek zorunda bıraktılar. Aşağıda kimlerle karşı karşıya geldik, bilmiyoruz, 'korumaları' diyorlar ama kimin korumaları bilmiyoruz."

http://www.hurriyet.com.tr/erdogana-suikaste-giden-askerlerin-ifadeleri-ortay-acikti-40157834 (http://www.hurriyet.com.tr/erdogana-suikaste-giden-askerlerin-ifadeleri-ortay-acikti-40157834)
Başlık: Generalden cemaat itirafı: 10 yıl hizmet ettim
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:19:14
Generalden cemaat itirafı: 10 yıl hizmet ettim

İHA21 Temmuz 2016 - 11:48Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 11:53
Generalden cemaat itirafı: 10 yıl hizmet ettim

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57908d10c03c0e642c2145d9.jpg)

Sivas 5'inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, cemaatle yakından ilgisi olduğunu itiraf etti. Sağır, "1988-1992 yılları arasında cemaatle yakın ilgim vardı. Bu süre zarfında evlere ve yurtlara gidiyordum, toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim" dedi

Sağır, savcılıktaki ifadesinde, cemaatle yakından ilgisi olduğunu, zaman zaman yurtlara ve evlere gittiğini, seri toplantılara katıldığını söyledi. Fethullah Gülen cemaati ile yakın ilişkisi olduğunu anlatan Sağır, "1988-1992 yılları arasında cemaatle yakın ilgim vardı. Bu süre zarfında evlere ve yurtlara gidiyordum, toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim. 2007 yılından sonra özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından uzaklaşmaya başladım. İlişkimi askıya aldım" dedi.

Sağır, darbe girişimi ile ilgili emri saçma bulduğunu ve o nedenle uygulamadığını, bombalamalar karşısında çok üzgün olduğunu da söyledi. 5'inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, darbe girişiminin ardından gece geç saatlerde valilik binasına gelmiş ve geceyi Sivas Valisi Davut Gül ile geçirmişti. Darbe başarılı olsaydı Sivas Sıkı Yönetim Komutanı olarak atanacağı ortaya çıkan Sağır, sabah saatlerinde gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

http://www.hurriyet.com.tr/generalden-cemaat-itirafi-10-yil-hizmet-ettim-40157862 (http://www.hurriyet.com.tr/generalden-cemaat-itirafi-10-yil-hizmet-ettim-40157862)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:20:20
5 kişiyi tankla ezen 3 asker tutuklandı!

DHA21 Temmuz 2016 - 12:29Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 12:44
5 kişiyi tankla ezen 3 asker tutuklandı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790962518c777611ca44d61.jpg)

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü TEM Otoyolu Esenler Mevkii’nde tankla 5 kişiyi ezerek öldürdüğü belirtilen 3 asker tutuklandı.

Askerler, olay günü Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Yüzbaşı Serdar Değirmendere, Astsubay Maksut Keleşoğlu, Uzman Çavuş İdris Yeter dün adliyeye sevk edildi. 3 asker çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

İSTANBUL EMNİYETİ’Nİ KURTARMAYA GELDİKLERİNİ İDDİA ETTİ

Astsubay Maksut Keleşoğlu’nun Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinde, "Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı olduğu yönünde 66. Mekanize Piyade Tugayı 2. Tank Taburu Komutanı olan Yarbay Serbülent Eker’den bilgi geldi. Bu bilgi doğrultusunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü kurtarmak için Topkule’de bulunan birliğimizden yola çıktık" dediği öğrenildi.

"AKRABALARIMDAN ASKERİ DARBE MESAJI GELDİ"

Astsubay Keleşoğlu’nun, "Askeri darbe yapıldığı yönünde yakınlarım cep telefonu mesajı attı. Ben mesajlara darbe olmadığını emniyet müdürlüğüne destek için geldiğimiz konusunda geri mesajlar attım" dediği belirtildi.

5 kişiyi tankla ezen 3 asker tutuklandı!

"YOLDAN ÇIKARAK ARAZİYE GİRDİĞİMİZİ SANDIM"

"Vatandaşların yolu kapattığını görünce kışlaya geri döndüğümüzü öğrendim" diyen Keleşoğlu’nun tankın yoldan çıkarak araziye girdiğini sandığını belirterek, "Bir ara tank hızlanıp yavaşlamaya başladı. Yoldan çıkarak araziye girdiğini sandım, çünkü tank aşırı sallanıyor ve zaman zaman yan yatıyordu. Daha sonra vatandaşlar tankın üzerine çıktı. Tankın kulesinde bulunan komutanımız Yüzbaşı Serdar Değirmendere’nin vatandaşlar tarafından darp edildikten sonra tankın içine indiğini gördüm" şeklinde konuştuğu kaydedildi.

http://www.hurriyet.com.tr/5-kisiyi-tankla-ezen-3-asker-tutuklandi-40157926 (http://www.hurriyet.com.tr/5-kisiyi-tankla-ezen-3-asker-tutuklandi-40157926)
Başlık: MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Teyit Alamadığı İçin Erdoğan'a Haber Verememiş
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:37:47
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Teyit Alamadığı İçin Erdoğan'a Haber Verememiş

Hakan Fidan, darbe girişimi istihbaratının ulaşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan'ı anında bilgilendirmemesiyle ilgili sorulara MGK'da cevap verdi.

(http://img.sondakika.com/haber/112/hakan-fidan-dan-marmaris-e-uyari-telefonu-8631112_x_6033_o.jpg)

Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, bugünkü yazısında darbe girişiminden saat 16:00'da haberi olan MİT'in bu bilgiyi neden Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a bildirmediği gibi karanlık noktalara cevap aradı. Çevikcan, MİT Müsteşarı Fidan'ın, Marmaris'te otelde dinlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koruma müdürü Muhsin Köse'yi bizzat aradığını, "Karadan, havadan ya da denizden gelebilecek bir tehdide karşı önlemleriniz var mı?" diye sorduğunu ancak o sırada tam teyit alamadığı için "Bir darbe girişimi başladı" diyemediğini yazdı.

İşte o yazı:

Son 48 saatin en kritik sorusu; "MİT Müsteşarlığı madem darbe istihbaratını saat 16.00'da aldı, bunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a bildirilmesi neden saat 20.00'yi buldu?"

MİT Müsteşarlığı'nın geç kaldığından, istihbaratın ulaştırıldığı Genelkurmay Başkanlığı karargâhında karanlık noktaların olduğuna varıncaya kadar pek çok spekülasyon yapılıyor.

TEYİDİN KESİNLEŞMESİ BEKLENDİ

MİT'ten bu spekülasyonlara karşı verilen yanıtın özeti istihbaratın teyidinin kesinleşmesinin beklendiği yönünde.

Kamuoyuna yansıyan bu özet gerekçenin göz ardı edilmemesi gereken detayları var.

Bu konuda doğrudan kaynaklardan aldığım bilgileri şöyle aktarabilirim:

FİDAN SAAT 16:00'DA AKAR'LA TELEFONLA KONUŞTU

Kaynaklar, teşkilatın elde ettiği istihbaratların "istihbarat çarkı" denilen bir sistemle analiz edildiğini, bu çerçevede önce iddianın kaynağına gidilerek bilginin doğru olup olmadığının teyit edildiğini belirtti. Nitekim MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 16.00'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı telefonla bilgilendirdiği, 16.30'da MİT Müsteşar Yardımcısı'nın Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'le karargâhta görüştüğü, 18.00'de Fidan'ın karargaha giderek Akar'la bizzat görüştüğü kamuoyuna yansıdı.

KORUMA MÜDÜRÜ'NE TELEFON: ÖNLEMİN VAR MI?

- Bu temaslar sonrasında iki karar alınıyor. Bunlardan biri, hareketlilik olduğuna yönelik istihbaratların geldiği Kara Havacılık Okulu'na Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'ın Genelkurmay Başkanı Akar'ın talimatıyla gönderilmesi, ikincisi ise Genelkurmay Başkanı'nın hava sahasının kapatılması, askeri uçakların havalanmaması, birlik hareketlerinin ve tank hareketlerinin yasaklanması konusunda emir yayınlaması.

"DARBE GİRİŞİMİ OLUYOR BİLGİSİNİ VEREMEDİ"

- MİT, bilgilerin teyidi konusunda Uyar'ın Kara Havacılık Okulu'ndan bilgi almasını bekliyor. Buna karşılık Kara Havacılık Okulu'ndaki hareketlilikle uç veren darbe girişimine ilişkin teyit bir türlü gelmiyor. Teyidin gelmemesinde komutanların en yakınındaki isimlerin darbeciler arasında bulunmasının da etkisi var. MİT, bu kesin teyidi alamadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a "Darbe girişimi oluyor" bilgisini veremiyor. İstihbarat kaynakları dün bu konuda, "Biz teyit etmek zorundayız, teyit etmeden bilgi veremeyiz" ifadesini kullandı.

SIZMA ENDİŞESİ

- MİT teyit beklerken Genelkurmay karargahı koridorlarında darbecilerin hareketliliği yoğunlaşıyor ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 18.00'de karargahta olması darbeciler tarafından "sızma" endişesine yol açıyor. Bu durum darbenin öne çekilmesinde etkili oluyor.

HAKAN FİDAN BİZZAT ARADI

- İstihbarat tam olarak teyit edilememesine rağmen MİT Müsteşarı Fidan, Marmaris'te otelde dinlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koruma müdürü Muhsin Köse'yi bizzat arıyor. Fidan, "Karadan, havadan ya da denizden gelebilecek bir tehdide karşı önlemleriniz var mı?" diye soruyor ancak o sırada tam teyit alamadığı için "Bir darbe girişimi başladı" diyemiyor. Fidan, ihtiyaten yaptığı bu uyarıya karşılık, "Önlemlerimiz var" yanıtını alıyor. Bu görüşme Cumhurbaşkanı'nın darbe girişimini öğrendiğini belirttiği saat 20.00'den önce gerçekleşiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dün gece Al Jazeera kanalına verdiği mülakatta darbe girişimine ilişkin ilk somut haberi eniştesinden aldığını ancak MİT ve başka kaynaklardan da bilgiler geldiğini söyledi.

BAŞARMA RİSKLERİ YÜKSEKTİ

- MİT Müsteşarlığı, gelen istihbaratın saat 16.00'da Genelkurmay Başkanlığı'yla paylaşıldığını, başta Cumhurbaşkanı'nın güvenliği olmak üzere yurt genelinde ilk önlemlerin alınabilmesi için devlet aygıtının kendileri tarafından harekete geçirildiğini belirterek, "Genelkurmay'la bu temaslar kurulmamış, darbeciler bu nedenle tedirgin olmamış ve darbe planlandığı gibi 03.00'te yapılmış olsa başarıya ulaşma riski daha yüksek olabilirdi" değerlendirmesini yapıyor.

- MİT Müsteşarı dünkü MGK'da bütün bunları paylaştı. Fidan'ın elinde son dönemde yapılmış onlarca darbe ihbarı ve bu ihbarla ilgili teyit çalışmalarını içeren bir dosya da vardı. Fidan'ın istihbarat çarkı, teyit zorunluluğuyla ilgili süreçleri ve yapılan çalışmaları bu dosya üzerinden kurul üyeleriyle paylaştığı öğrenildi.

"FİDAN GÜVENLİ YERE GEÇİYOR"

- Aynı akşam, kullanılmaz hale gelen, çok sayıda polisin şehit düştüğü Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Emniyet Özel Harekât'a yönelik saldırılara benzer bir saldırının MİT'e yapılacağı istihbaratı da alınıyor. Fidan, Genelkurmay'daki temaslarından sonra MİT'e geliyor. İlerleyen saatlerde darbecilerin saldırıları başlıyor. Fidan, Ankara Emniyeti'ne yönelik saldırı haberi alındıktan sonra makamından operasyonu yönetebileceği güvenli bir yere geçiriliyor. Fidan, buradan telsiz ve uydu telefonu kullanarak bir yandan havadan yapılan saldırılara karşılık veren MİT operasyon birliklerini yönetiyor, diğer yandan da Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la sürekli temas ediyor.

MGK'YA SALDIRI İHBARI

Bu arada dünkü MGK öncesinde de MİT'e, MGK toplantısı sürerken Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne yönelik bir F-16 ile saldırıda bulunulacağı ihbarı geldi. Teşkilatın internetteki ihbar hattı üzerinden gelen bu bilginin ardından 10 kişilik bir ekiple operasyon gerçekleştirildi. İhbarın yapıldığı yerin bulunması için IP adresleri incelendi. İhbarın yapıldığı kent ve konum bulunduktan sonra ihbarı yapanın kimliğine ulaşıldı.

Bu kişinin yakalanması için hemen harekete geçildi. Yakalanan şahıs, camide namaz kılarken aklına böyle bir saldırı olabileceğini düşündüğünü, uyarmak istediğini, bu nedenle bu maili yazdığını söyledi. İhbar asılsız çıktı ancak MGK toplantısı nedeniyle başkentte olağanüstü bir güvenlik vardı.

http://www.sondakika.com/haber/haber-hakan-fidan-dan-marmaris-e-uyari-telefonu-8631112/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-hakan-fidan-dan-marmaris-e-uyari-telefonu-8631112/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:47:02
Bence bu konuda Hakan Fidan hatalı davranmış. Böyle bir istihbarat alındığında cumhurbaşkanına mutlaka haber vermeliydi. 16 civarı istihbaratı almış, G. Kurmay ile görüşmüş, 20 civarı Cumhurbaşkanının haberi olmuş. Teyit edilmediği için haber vermedim diyor. Cumhurbaşkanı darbe olduğunu eniştesinden öğrendiğini söyledi dün. Demek enişte MİT'den önce teyit etmiş!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koruma müdürü Muhsin Köse'yi bizzat arayıp "Karadan, havadan ya da denizden gelebilecek bir tehdide karşı önlemleriniz var mı?" diye sorduktan sonra ben olsam, ki olması gereken de budur; "bir darbe olacağı hakkında istihbarat aldıklarını, henüz teyit edilmediğini, konuyla ilgili G. Kurmay Başkanıyla da görüştüğünü, önlem olarak cumhurbaşkanını daha güvenli bir adrese götürmelerini vs " söylerdim. Ki cumhurbaşkanı o saatlerde çok önemli bir toplantıda falan değil, tatildeydi! Yarım bırakması gereken önemli bir işi yoktu. Öyle ki kendisi otelden ayrıldıktan sonra sadece dakikalar sonra darbeci askerlerin saldırdığı yazıyor medyada günlerdir. Ya enişte haber vermeseydi!

Ayrıca böyle önemli durumlar için seyahatte bile olsa Cumhurbaşkanı ve diğer devlet yöneticilerinin saklanıp sığınabilecekleri, kriz yönetim merkezi olarak kullanabilecekleri mekanların gizlilikle önceden belirlenmesi gerekir!
Başlık: Erdoğan'ın Oteline Saldırıyı Koordine Eden Komutan: Çocuklarım Soyisimlerini Değ
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:50:52
Erdoğan'ın Oteline Saldırıyı Koordine Eden Komutan: Çocuklarım Soyisimlerini Değiştirsin

'Erdoğan'ı ölü ya da diri getirin' talimatı veren Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, savcıdan özel istekte bulundu: Eşime söyleyin beni boşasın, çocuklarım soyisimlerini değiştirsin.

(http://img.sondakika.com/haber/009/erdogan-in-oteline-saldiriyi-koordine-eden-8632009_7080_m.jpg)

Darbe girişimin yaşandığı 15 Temmuz Cuma gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele yönelik yapılan saldırıyı koordine ettiği belirtilen Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in ifadesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittiğini itiraf ettiği öğrenildi. O gece darbe yapmaya çalıştıklarını da kabul eden Sönmezateş'in "Ancak cemaatçilerin oynuna geldim" dediği ileri sürüldü.

ERDOĞAN'IN KALDIĞI OTELE GİDEN EKİBİN BAŞINDAYDI

Darbe girişiminin yaşandığı gece Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından kaldığı otele yönelik yapılan ve 2 polisin şehit olduğu baskının kilit ismi Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'ın verdiği ifadenin ayrıntıları ortaya çıktı.

"CEMAATÇİ DEĞİLİM, ONLARIN OYUNUNA GELDİM"

Marmaris baskınıyla ilgili itiraflarda bulunan Sönmezateş "Darbe yapmak isteyen ekibin içinde bulundum. Marmaris'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittik. Bunun suçunun da idam olduğunu biliyorum. Ancak kesinlikle cemaatçi değilim. Cemaatçiler tarafından kandırıldım" dedi.

"EŞİME HABER VERİN BENİ BOŞASIN, ÇOCUKLARIM SOYİSİMLERİNİ DEĞİŞTİRSİN'

Hayatı boyunca cemaatçilerin içinde bulunmadığını ileri süren Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in savcılık yetkililerinden özel bir isteği de olduğu öğrenildi. Sönmezateş'in "Eşime haber verin, bana boşanma davası açsın. Çünkü ben büyük bir suç işledim. Çocuklarım soyisimlerini değiştirsin" dediği belirtildi.

'SAĞ YA DA ÖLÜ ANKARA'YA GETİRİN' TALİMATINI VERMİŞTİ

Tuğgeneral Gökhan Sönmez, Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı otele baskına giden, 14'ü özel kuvvetler, 13'ü Arama Kurtarma Timi ve 2'si SAT komandosundan oluşan ekibe komuta etmişti. Sönmez'in Çiğli 2. Anajet Üssü'nde yaptığı konuşmada, "Ülkede şu anda bir darbe meydana geldi. Biz Genelkurmay'a bağlıyız. Orgeneral Hulusi Akar'ın emir ve talimatları doğrutusunda görev yapıyoruz. Marmaris'e bir otelde kalmakta olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı mümkünse sağ, son çare ölü olarak Ankara'ya getirin. Gerekirse ölün ama Cumhurbaşkanı'nı kesinlikle Ankara'ya götürün" dediği belirtilmişti. (Kaynak: Habertürk)

http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-tuggeneral-gokhan-sonmezates-cocuklarim-8632009/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-tuggeneral-gokhan-sonmezates-cocuklarim-8632009/)
Başlık: Gözaltındaki Mehmetçiğin İsyanı: Emri Veren Bu Şerefsizdi
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 13:52:45
Gözaltındaki Mehmetçiğin İsyanı: Emri Veren Bu Şerefsizdi

Darbe girişimine karıştığını emniyette öğrenen bir er, polisin Size talimatı kim verdi?" sorusuna darbeci astsubayı göstererek sinirli bir şekilde "Emri veren bu şerefsizdi" demiş.

15 Temmuz gecesi gözaltına alınan askerlerin birçoğu darbe girişimine kalkıştıklarını emniyette öğrendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde tatbikat yerine darbeye gittiklerini öğrenen erlerin çoğunun pişman olduğu "Suçumuz yok. Biz böyle olduğunu bilsek çıkmazdık" dediği bildirildi. Bazı erlerin de gözyaşı döktüğü belirtildi.

SİNİRLİ ER, DARBECİ ASTSUBAYI İŞARET ETTİ

Erlerden birinin komutanı olan darbeci astsubayın yüzüne söylediği ise şaşırttı. Edinilen bilgiye göre polisin "Size talimatı kim verdi?" sorusuna sinirlenen erin darbeci astsubayı göstererek "Emri veren bu şerefsizdi" şeklinde cevap verdiği öğrenildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-gozaltindaki-mehmetcigin-isyani-emri-veren-bu-8631736/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-gozaltindaki-mehmetcigin-isyani-emri-veren-bu-8631736/)
Başlık: Son dakika haberi: Hükümetten çok önemli OHAL açıklaması
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 14:29:00
Son dakika haberi: Hükümetten çok önemli OHAL açıklaması
Deniz ZEYREK/ANKARA21 Temmuz 2016 - 13:47Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 14:16
Son dakika haberi: Hükümetten çok önemli OHAL açıklaması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790a91918c777611ca45289.jpg)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş medya temsilcileri ile buluştu. Kurtulmuş özellikle OHAL ilanı ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, medya mensuplarına şunları söyledi:

Türkiye onlarca OHAL ilan etti, onların çoğu millete karşıydı.
Şimdiki OHAL millete karşı değil devletin içindeki bu yapılanmaya karşı ilan edildi.

Millete karşı hiçbir şey olmayacağının sözünü veriyoruz.
AİHS’nin 15. maddesi çerçevesinde sözleşme askıya alınacak, bu üç ayda sözleşme işlemeyecek.
Sokağa çıkma yasağı olmayacak, temel haklardan ödün verilmeyecek.
Serbest piyasa kuralların işleyişinde en ufak bir aksama olmayacak.
Anayasa 120. maddesine göre bir OHAL’dir, darbeye teşebbüs edenlerle ilgili işlemlerin süratla yapılmasına yöneliktir.
Başka konularda OHAL uygulamalarına gidilmeyecek.
Diğer partilerden, farklı hayat tarzlarından hiçkimsenin rahatsız olmayacağını söylüyoruz.
Türkiye bu kadar büyük bir ihaneti daha önce görmedi, ancak bu badireyi atlattı.
Türkiye’yi dağıtacak bir darbe hazırladıkları ortada, devletin kurumları bakımından ciddi eksiklikler olduğu aşikar.
İlk iş FETÖ’cülerin tasfiyesini sağlamak, sonra da eksiklikleri gidermek.
En büyük teşekkür millete.
Şimdi yaraları sarma zamanı.
Millete yansımadan 15 Temmuz darbe girişiminin izlerini silerek, yolumuza devam etmeliyiz.
Amacımız OHAL’i mümkün olduğunca kısa tutmak, inşallah 1-1,5 ay içinde işlerimizi tamamlar kaldırır ve normale döneriz.
ABD’de terörü destekleyen bir papazı, Ankara İncek’te bir villada misafir edersek ne düşünürler ve hissederlerse biz de aynısını düşünüyor ve hissediyoruz.
YAŞ’ın yapılmaması gibi bir kararımız, süreç normal işliyor.
Emekli askerlerin çağrılacağını zannetmiyorum, TSK’nın personel zafiyetine girmeyeceği görülüyor, darbecilerin yerine atamalar hızla yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız alayı lağvedilebilir, ancak bu konu henüz konuşulmadı.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis’in hava savunmasının güçlendirilmesinin gerektiği ortaya çıktı.
Bu kurumlar özel birliklerle korunmalı.
Darbeyi yapanlar, sapkın dinici inanışa bağlı, askeri diktatörlük peşinde koşan bir grup. Yarı tanrısal bir güce inanıyorlar. Cumhurbaşkanını değil imamı dinliyorlar.

Darbe girişimindeki olaylarda 241 kişi hayatını kaybetti, bin 537 kişi yaralandı. 9 bin 194 kişi gözaltına alındı. 2 bin 592 kişi hakkında tutuklama kararı verildi.
2 bin 277 hakim ve savcı gözaltına alındı, bin 270’i tutuklandı, 730’u gözaltında. Gözaltına 6 bin 823 asker alındı. Bunlardan bin 457’si tutuklandı. 246’sı adli kontrol ile serbest bırakıldı, 87’si doğrudan serbest kaldı.

http://www.hurriyet.com.tr/kurtulmus-ohal-millete-karsi-degil-bu-yapiya-karsi-ilan-edildi-40158248 (http://www.hurriyet.com.tr/kurtulmus-ohal-millete-karsi-degil-bu-yapiya-karsi-ilan-edildi-40158248)
Başlık: TSK'dan 15 Temmuz açıklaması
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 15:30:55
TSK'dan 15 Temmuz açıklaması

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 15:11Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 15:20
TSK'dan 15 Temmuz açıklaması

Genelkurmay Başkanlığı'ndan son dakika açıklaması geldi. Açıklamada 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece neler olduğu anlatıldı.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

''Daha önce açıklandığı üzere; 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16:00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargâhında; Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Gnkur. II’nci Başkanı’nın katılımıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak;

Genelkurmay Başkanı tarafından;
(1) Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi telefonla aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vb.) havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi,

(2) Kara Havacılık Komutanlığına gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması,

(3) Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğt.Tüm. Komutanlığına gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirleri ilgili personele verilmiştir.

Gnkur.II’nci Başkanı tarafından da; Gnkur.Bşk.nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir.

DURUM KONTROL ALTINDA

Bu kapsamda;
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve milleti için var olan Hava Kuvvetlerine sızmış olan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimlerine yönelik olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR’ın talimatları doğrultusunda büyük çoğunluktaki mensupları ile mücadele edilmiş ve durum kontrol altına alınmıştır.

UÇUŞLARIN DURDURULMASINA İLİŞKİN İŞLEMLER 19:26 İTİBARİYLE TAMAMLANMIŞTIR

Genelkurmay Başkanlığının, uçuşların durdurulması ve havadaki görevli uçakların indirilmesine ilişkin talimatı Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine iletilmiş, bu direktif Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi tarafından tüm birliklere tebliğ edilmiş, uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemler saat 19:26 itibariyle tamamlanmıştır. Direktif, 19:56 ve 20:31 itibariyle tüm birliklere teyyiden tekrar iletilmiştir.

TÜM İKAZLARA RAĞMEN 21.45'TEN İTİBAREN KALKIŞ YAPILDIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR

Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ve Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde görevli ekiplerce direktifin gereği yakından takip edilmiştir. Tüm bu ikaz ve uyarılara rağmen 21:45’ten itibaren bir kısım meydanlardan değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleri kullanılarak kalkış yapıldığı tespit edilmiştir.

ABİDİN ÜNAL TARAFINDAN BAĞLANTILARIN KESİLMESİ TALİMATI VERİLDİ

İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul’da bulunan Hv.K.Komutanı Org.Abidin ÜNAL tarafından Ankara’da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekiline Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hv.K.Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır.

Ayrıca Hv.K.Komutanı Ankara’da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü AKINCI’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir.

Üs Komutanlarına verilen doğrudan direktifler sonucu, kalkışmanın 3 meydan ile sınırlı olduğu belirlenmiştir. Eskişehir Hava Harekât Merkezinde bulunan personeli takviye amacıyla üst rütbeli generaller görevlendirilmiştir. Bu işlemlerden sonra İstanbul’da Karargah dışında bulunan Hv.K.Komutanı Org. Abidin ÜNAL ve beraberindeki Muh.Hv.Kv.Komutanı Korg. Mehmet ŞANVER illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından gözaltına alınmıştır.

Bilahare Sn.Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın bilgisi ve direktifleri doğrultusunda planlamalar yapılmış, öncelikle illegal kalkışlara reaksiyon olarak, değişik meydanlardan F-16 alarm reaksiyon uçakları kaldırılarak havadaki uçaklar inişe zorlanmış; talimatlara uymamaları durumunda vurulacağı bildirilmiştir.

Müteakiben uçakların kalkış yapmalarını engellemek amacıyla meydan üzerinde baskı kurulmuş, AKINCI meydanındaki uçuş pistleri F-4 uçakları ile bombalanarak kapatılmıştır. Ayrıca aynı meydandan kalkış yapmak isteyen helikopterler taciz ateşiyle engellenerek, AKINCI meydanı kontrol altına alınmıştır. Tüm bunlara ilave olarak illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) teslim olmalarını sağlamak maksadıyla, üs içindeki bazı noktalar bomba ile vurularak baskı devam ettirilmiş ve eylemin kırılması sağlanmıştır.

Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır.

Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde Devletimizin ve yüce Milletimizin emrinde, görevinin başındadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Türk Silahlı Kuvvetleri''

http://www.hurriyet.com.tr/tskdan-aciklama-40158613 (http://www.hurriyet.com.tr/tskdan-aciklama-40158613)
Başlık: En tehlikeli firari Astsubay Zekeriya Kuzu aranıyor
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 15:59:34
En tehlikeli firari Astsubay Zekeriya Kuzu aranıyor

Taylan YILDIRIM - Doğuş ESAT BERME/MARMARİS (Muğla), (DHA) 21 Temmuz 2016 - 14:18Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 14:28
En tehlikeli firari Astsubay Zekeriya Kuzu aranıyor

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790b00e67b0ad20589cd7ea.jpg)

Marmaris’te, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın kaldığı otelden ayrılmasından kısa süre sonra saldırıp 2 polisi şehit eden özel timin firari üyelerinin yakalanması dağlık alandaki operasyonlar sürüyor. Saldırıdaki en önemli isimlerden biri Hava Astsubay Zekeriya Kuzu oldu. Aranan askerler arasında fotoğrafı bulunmayan Kuzu’nun fotoğrafı ekiplere gönderildi. Kuzu’nun en tehlikeli firari olduğu ve çatışmaya girebileceği ifade edildi.

Ankara’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında görev yapan Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le birlikte Marmaris saldırısını organize eden Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndaki ’cemaatın imamı’ olan MAK timi komutanı Astsubay Zekeriya Kuzu’nun fotoğrafı da operasyon merkezine ve ekiplere ulaştırıldı. Firariler içerisindeki ’en tehlikeli kişi’ olduğu, çatışmaya girebileceği uyarısında bulunulan Astsubay Kuzu’nun üsteki konumunun detayları da ortaya çıktı. Zekeriya Kuzu’nun astsubay rütbesine olmasına rağmen cemaat üyeleri arasında üs komutanı gibi görüldüğü, lakabının da ’paşa’ olduğu öğrenildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5790b00e67b0ad20589cd7e4)

TSK içerisindeki FETÖ üyesi askerlerin 15 Temmuz cuma gecesi kalkıştıkları darbe girişiminin en önemli noktalarından biri Muğla’nın Marmaris İlçesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilçede tatilini geçirdiğini önceden belirleyen darbeci askerler, helikopterlerle ilçeye gelip, saldırıda bulundu, ardından kaçtı. Erdoğan’ın ayrılmasından sonra kaldığı otele yapılan saldırıda darbeci askerler 2 polisi şehit etti.

15 Temmuz gecesi düzenlenen saldırıdan sonra Marmaris merkezin yanı sıra ormanlık alanda firari askerlerin yakalanması için polis ve askerler operasyon başlattı. İlçede son olarak firari darbeci askerlerden SAT komandosu Üsteğmen Ali Sarıbey otostop yaparken yakalandı.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5790b00e67b0ad20589cd7e6)

Halen firarda oldukları bilinen darbeci SAT komandosu 7 askerin yakalama çalışmaları ise devam ediyor. Bu arada, firari askerlerin sivil kıyafetler çaldığının belirlenmesi, Üsteğmen Ali Sarıbey’in yine şort ve gömlekle yakalanması üzerine, kendilerini kamufle etmek için, insanların yoğun olarak bulunduğu şehir merkezlerine inmeyi tercih ettikleri saptandı.

ARAMALAR KENT MERKEZLERİNDE YOĞUNLAŞTI

Bu gelişme ve elde edilen yeni bilgiler doğrultusunda aramalar kent merkezlerinde, insanların yoğun bulunduğu tatil çevrelerinde yoğunlaştırıldı. Marmaris’te de tüm ilçe giriş ve çıkışlarında bu gelişme üzerine önlemler bir kat daha arttırıldı. Çelik yelekli, uzun namlulu silah taşıyan çevik kuvvet ekiplerinin görev yaptığı arama noktalarında, polisler, kendilerine dağıtılan firari askerlerin fotoğraflarıyla araçlarda tek tek kimlik kontrolü yaptı.
Turist kafilelerini taşıyan otobüsler bile durdurulup Türk yolcu bulunup bulunmadığı kontrol edildi. Bu anlarda kontrol yapanların hemen arkalarında olası bir çatışma ihtimaline karşı polisler de elleri tetikte bekledi.

EN TEHLİKELİ FİRARİ, ÜS İMAMI ZEKERİYA KUZU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırıdaki en önemli isimlerden biri Hava Astsubay Zekeriya Kuzu oldu. Polisin araştırmalarından ve gözaltındaki MAK timi askerlerinin verdiği ifadelerden, saldırıyı Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le birlikte, cemaatin Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndaki ’imamı’ olan MAK timi komutanı Astsubay Zekeriya Kuzu’nun organize ettiği belirlendi. Saldırıya katılan özel eğitimli MAK timlerini bizzat Astsubay Kuzu’nun seçtiği öğrenildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5790b00e67b0ad20589cd7e2)

FOTOĞRAFI ARAMA YAPANLARA GÖNDERİLDİ

Polisin elindeki firari askerlere ait fotoğraflar arasında da görüntüsü bulunmayan Astsubay Zekeriya Kuzu’nun fotoğrafı da, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda arama yapan ekiplere verildi.

Bu fotoğraf, yine operasyonun yönetildiği kriz merkezine ulaştırıldı. Ekipler de en önemli firari asker durumunda olan Zekeriya Kuzu için özellikle uyarıldı. En tehlikeli firari olarak çatışmaya girebileceği ifade edildi.

ANA JET ÜSSÜNÜN PAŞASI
Hava Astsubay Zekeriya Kuzu’yla ilgili çarpıcı bilgilerde ortaya çıkmaya devam etti. Rütbesi düşük olmasına rağmen Astsubay Zekeriya Kuzu’nun, Çiğli 2’nci ana jet üssünde cemaat üyesi tüm askerlerin rütbesi ne olursa olsun başında olduğu anlaşıldı. Astsubay Zekeriya Kuzu’nun üsteki lakabının da ’paşa’ olduğu öğrenildi. Üsteki en önemli birimlerden Muharebe Arama Kurtarma (MAK)  timi komutanı olan Zekeriya Kuzu’nun, ayrıca diğer birimlerden de sorumlu olduğu, personele dair kararlarda etkili olduğu ifade edildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5790b00e67b0ad20589cd7e0)

BORDO BERELİLER OPERASYONDA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırı düzenlemek amacıyla Marmaris’e gelen ve çatışmada iki polisi şehit ederek kaçan darbeci askerlerden yakalanması için çalışmalar sürüyor.

Muğla- Denizli karayolu Gazeller Mevkii’ndeki dağlık ve ormanlık alanda eli silahlı askerlerin gezindiği ihbarıyla, bordo bereli askerlerin katılımıyla operasyon başlatıldı. 40’ı Marmaris Şehir Stadı’na inen iki helikoptere binen, 20’si ise karadan yola koyulan toplam 60 bordo berelinin katılımıyla bölgede operasyon başlatıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/en-tehlikeli-firari-astsubay-zekeriya-kuzu-araniyor-40158396 (http://www.hurriyet.com.tr/en-tehlikeli-firari-astsubay-zekeriya-kuzu-araniyor-40158396)
Başlık: Bunu yapanlar Türk askeri olamaz
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 16:46:32
Bunu yapanlar Türk askeri olamaz

DHA21 Temmuz 2016 - 15:51Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 16:09
Bunu yapanlar Türk askeri olamaz!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790c5de67b0ad20589cdbb9.jpg)

Darbe girişimi gecesi Boğaziçi köprüsündeki olayların MOBESE kamerasına yansıyan görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde askerlerin halka ateş açması da yer alıyor.

Olaylar sürerken İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan da telsiz anonsuyla polislere uyarılarda bulunuyor. Çalışkan'ın askerlere megafonla seslenmesi de kayıtlara yansıyor.

BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NDEKİ HAREKETLİLİK KAMERALARDA

15 Temmuz akşamı, saat 21.38’de Boğaziçi Köprüsü’nün Anadolu yakasında köprü trafiğini kapatmak üzere bir askeri araç ve ardından bir itfaiye aracı hareket ediyor. Saat 21.46’da ise köprünün Avrupa’ya geçişi askeri araç tarafından kapatıldı, trafik tamamen durduruldu. Askerler köprü girişinde indirildi. Avrupa yakasından Anadolu’ya geçiş ise serbest bırakıldı.

TANKLAR KÖPRÜ ÜZERİNDE HALKA ATEŞ AÇTI

Boğaziçi Köprüsü’nün Anadolu yakasını gösteren kameralarda, saat 00.54’te Altunizade yönünden gelen 2 tankın, köprüye doğru hareket ettiği görülüyor. Saat 01.30 sıralarında vatandaşlar da köprüde toplanmaya başlıyor. Uzun süreli bekleyişin ardından gün ağarırken, tanktan metrobüs duraklarının olduğu noktada bekleyen vatandaşların üzerine doğru atış yapıldığı, alevler içerisinde kalan vatandaşların can havliyle kaçıştı. 05.28’de meydana gelen olayda bir kişi hayatını kaybetti.

VATANDAŞLAR ASKERLERİN ÜZERİNE DOĞRU KOŞUYOR

Boğaziçi Köprüsü’nü gösteren Mobese görüntülerinde, askerlerin saat 06.10’da ellerini havaya kaldırarak silahsız bir şekilde teslim olduğu görülüyor. Vatandaşların askere tepkisi, yüzlerce vatandaşın askerlere doğru koşuşu ve yaşanan arbede kameralarca kaydedildi. Saat 10:30’a gelindiğinde köprü çift yönlü olarak trafiğe açıldı.

İKİNCİ KÖPRÜ DE TRAFİĞE KAPATILDI

Boğaziçi Köprüsü’ndeki hareketlilik devam ederken, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde de trafik 22.42’de kısmen, saat 01.00’de ise tamamen kapatıldı. Emniyet güçleri TEM Mahmutbey’de 03.50’de tırlarla barikat kurarak İstanbul’a giriş ve çıkışlar kapattı. Trafik saat 10.00’da iki yönlü olarak yeniden açıldı.

İBB İÇİN 6 ASKERİ ARAÇ YOLA ÇIKTI

17 kişinin hayatını kaybettiği Fatih Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Binası önüne saat 22.00 sıralarında Mahmutbey ve Bayrampaşa yönünden gelen 6 askeri araç yola çıktı. Bu araçlar 23.08’de İBB binası önüne ulaştı. İBB önünden geçen Şehzadebaşı caddesinin Vezneciler yönü 3 asker tarafından trafiğe kapatıldı. Darbeye karşı çıkmak üzere vatandaşlar İBB önünde saat 01.10 sularında toplanmaya başlarken, İBB’ye ait iş makinaları da askeri araçları engellemek üzere devreye girdi.

ASKERİ İKNA ETMEK İÇİN BEYAZ BAYRAKLA YÜRÜYENLER VURULDU

Mobese görüntülerine yansıyan en çarpıcı anlardan biri de, askerin silahlarını bırakması ve kışlaya geri dönmeye ikna etmek isteyen vatandaşların asker tarafından vurulması oldu. Vatandaşların isyanının ve askerlerle mesafenin azaldığının görüldüğü kayıtlarda bir vatandaş açılan ateş sonucu yaralandı. Elinde beyaz bayrak ve Türk bayrağı olan bir kişi ile ellerini havaya kaldırarak askere doğru ilerleyen 2 kişi de saat 02.17’de ayaklarından vuruldu.

VATANDAŞLAR ÖZEL HAREKATIN PEŞİNDEN BİNAYA DALDI

İBB’ye operasyon yapmak üzere saat 02.30’da özel harekat polisleri devreye girdi. Operasyonun başlaması ile askerlerin büyük bir kısmı İBB binası içine girdi. Çatışmalar nedeniyle toz duman içerisinde kalan bina önünde hareketlilik yaşandı. Özel harekat polislerinin ardından vatandaşlar da binaya akın etti. Kameralara bazı vatandaşların ellerinde sopaların olduğu yansıdı. Şehzadebaşı Caddesi’ni trafiğe kapatan 3 asker 03.00 sularında teslim oldu. Bina içinde etkisiz hale getirilen askerler de dışarı çıkarıldı.

VATAN EMNİYET'E DOĞRU 7 TANK HAREKETE GEÇTİ

Saat 22.00 sularında Bayrampaşa yönünden gelen 7 tank, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu Vatan Caddesi’ne geldi. 23.11’de Emniyet güçleri Vatan caddesini bir hafriyat kamyonunu yatay olarak yola çekerek tankların geçişlerini engelledi. Bunu üzerine tanklar 00.54’te tanklar geldikleri kışlaya doğru geri dönüş yaptı. Tek başına kalarak kalabalığın arasından ilerleyen bir tank da Yüzyıl Köprüsü üzerinde seyretti. Vatandaşların tanklara yönelik tepkileri ve gece boyu süren hareketlilik kameralar tarafından kaydedildi.

http://www.hurriyet.com.tr/bunu-yapanlar-turk-askeri-olamaz-40158654 (http://www.hurriyet.com.tr/bunu-yapanlar-turk-askeri-olamaz-40158654)
Başlık: Genelkurmay açıklamasındaki Akın Öztürk detayı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 16:51:38
Genelkurmay açıklamasındaki Akın Öztürk detayı

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 15:51Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 15:57
Genelkurmay açıklamasındaki Akın Öztürk detayı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5790c5f567b0ad20589cdbc1.jpg)

Genelkurmay'ın açıklamasında darbe girişimiyle ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün ifadesiyle ilgili bir bölüm yer aldı.

Genelkurmay'ın bugün yaptığı açıklamada eski Hava Kuvvetleri Komutanı, YAŞ üyesi Akın Öztürk'le ilgili de bir bölüm yer aldı. Açıklamada, özetle saat 16.00'da MİT'ten istihbarat gelince toplantı yapıldığı, Uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemlerin saat 19:26 itibarıyla tamamlandığı kaydedildi. Ancak Tüm uyarılara karşın 21:45'ten itibaren değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleriyle kalkışların yapıldığı belirtildi.

Açıklamada bundan sonra yapılanlar anlatıldı, "İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul’da bulunan Hv.K.Komutanı Org.Abidin ÜNAL tarafından Ankara’da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekiline Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hv.K.Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır.

AKIN ÖZTÜRK’Ü ARADI, “KALKIŞLAR İLLEGAL, GİDİP İKNA ET”  DEDİ

Ayrıca Hv.K.Komutanı Ankara’da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü AKINCI’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir" denildi.
Açıklamadaki bu bölüm akıllara darbe girişimiyle ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün ifadesini getirdi.

DETAY VERİLMEDİ

Tutuklanan eski Hava Kuvetleri Komutanı Akın Öztürk, savcılık ifadesinde darbe girişimine katıldığı iddiasını reddetmişti. Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal tarafından arandıktan sonra kalkışmayı durdurmak için Akıncı Üssü'ne gittiğini savunmuştu. Öztürk'ün bu ifadesi Genelkurmay açıklamasında doğrulandı. Ancak Genelkurmay açıklamasında Akın Öztürk'ün Abidin Ünal'dan gelen direktifleri uygulayıp uygulamadığına dair bir detay verilmedi.

ÖZTÜRK'ÜN İFADESİ

Öztürk ifadesinde şunları söylemişti: "Ben Akıncı Üssündeki Lojmanda akşama kadar vakit geçirdim. Düğün sahibi Mehmet Şanver'i aradım. Tebrik ettim. Bir süre sonra o da beni tekrar geri aradı. Uçakların alçak uçuş yaptığını, ne olduğunu sordu. Televizyonda alt yazı geçtiğini söyledi. Bende bu sırada televizyonda gelişmeleri izliyordum. Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve uçuşların Ankara'da alçak geçiş yaptığını, bu duruma müdahale et dedi. Bende bunun üzerine üs komutanlığına telefon ettim. Görüştüğüm kişi üs komutanı ve misafir olarak orada bulunan Kubilay Selçuk'tu. Genelkurmay Başkanı'nın da üste olduğunu söyledi. Bende hemen yanına gittim. Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte çay içiyordu. Bana 'Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et" dedi. Ben onlarla konuşmaya başladım. Bu sırada İstanbul'da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Üste oda içerisinde televizyon açıktı. Bunları görebiliyordum. Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını, demokratik kurumların işlediğini, halkın bu işe tepki gösterdiğini anlatıp ikna etmeye çalıştım.Kendilerine itiraz ettikçe bağırıp çağırdım. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı da onları ikna etmeye çalıştı. 3-4 kez bunları tekrarladım. Benim onlara emir verme yetkim yoktur. Ancak bir büyük olarak, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal'ın isteği üzerine onlara telkinde bulunup ikna etmeye çalıştım. Bu sırada soyadını bilmediğim Ömer isimli bir Amiral de oraya geldi. Benim telkinlerim sonuç verdi. İkna oldular. Yeni uçak üsten havalanmadı. Havadakilerin görevleri devam etti. üsse dönen uçaklar bir daha gönderilmedi."

http://www.hurriyet.com.tr/genelkurmay-aciklamasindaki-akin-ozturk-detayi-40158649 (http://www.hurriyet.com.tr/genelkurmay-aciklamasindaki-akin-ozturk-detayi-40158649)
Başlık: Başbakan Yardımcısı Şimşek: 1000'den Fazla Asker Firar Etti
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 17:02:19
Başbakan Yardımcısı Şimşek: 1000'den Fazla Asker Firar Etti

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, darbe girişimine karıştığı iddia edilen 1000'den fazla askeri personel firari olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek: 1000'den Fazla Asker Firar Etti, System.String[]
Kendilerine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren cuntacıların bastırılan darbe girişimine ilişkin konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek 1000'den fazla askeri personel firari olduğunu belirtti.

BİNLERCESİ GÖZALTINDA

Darbe girişiminin bastırılmasının ardından başlatılan soruşturmalarda 6 bin 823 asker gözaltına alınmıştı.

http://www.sondakika.com/haber/haber-basbakan-yardimcisi-simsek-1000-den-fazla-asker-8633382/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-basbakan-yardimcisi-simsek-1000-den-fazla-asker-8633382/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: EfsaneANKA - 21 Temmuz 2016, 17:28:12
 AKIN ÖZTÜRK Paşa ya boşu boşuna psikolojik ve fiziksel saldırı yapmışlar darbeyle alakası yokmuş anladığım kadarı ile
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: мคяครℓเ - 21 Temmuz 2016, 20:05:51
(http://wowturkey.com/tr748/nevrans_FB_IMG_1469120498151.jpg)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 20:34:50
Resim görünmüyor!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 21 Temmuz 2016, 20:40:50
Nutuk acaba hangi askerlerimizden bahsediyorsun sindirim sorunu yaşamana sebep oluşturan?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 21 Temmuz 2016, 20:49:59
Adamlar general seviyesine gelmiş,tsk nın; istihbarat daire baskanlıkları,personel Daire si genelkurmay karagahını ele geçirmiş ve darbe yapılmış.78 lerden gelen olayı hatası var dediğim tek bir partiye ve irtica ile mücadele edicem diye askeri liselere girebilecek kapasitede olupta anası babası namaz kılıyor başı kapalı diye vatan millet aşığı anadolu delikanlılarını almayan askeriyenin hiçmi suçu yok sizce.
Başlık: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: мคяครℓเ - 21 Temmuz 2016, 21:09:08
Kobra'nın Shorland'ı vurma anı

youtu.be/CFQ9T8mqb3c?t=1m19s  (http://youtu.be/CFQ9T8mqb3c?t=1m19s)
Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombalayan savaş uçağının görüntüsü. Ancak bu uçak F-16 yada F-4 değil.

2:38'DEN İTİBAREN ÇOK DİKKATLİ İZLEYİN..

youtu.be/uhNddcH-fzQ (http://youtu.be/uhNddcH-fzQ)
Bizim basinin sacmalamasimi yine bu.

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Viyana'daki darbe karşıtı gösterilerden sonra (pro-erdogan demos) Türk Büyükelçisi'ni çağırıp bu insanların Avusturya'yı terk etmesini önermiş


http://derstandard.at/2000041493584/Kurz-bestellt-tuerkischen-Botschafter-ins-Aussenministerium (http://derstandard.at/2000041493584/Kurz-bestellt-tuerkischen-Botschafter-ins-Aussenministerium)


Ayrıca çifte vatandaşlığı bulunan Türklerin vatandaşlığı birden bire ''illegal'' oluverdi.

http://www.tt.com/politik/11784044-91/t%C3%BCrkei-informiert-nicht-%C3%BCber-doppelstaatsb%C3%BCrgerschaften.csp (http://www.tt.com/politik/11784044-91/t%C3%BCrkei-informiert-nicht-%C3%BCber-doppelstaatsb%C3%BCrgerschaften.csp)

Sozde insan dusunce ve ozgurluklerini destekleyen. Cici muttefiklerimiz. Pkk li herturlu gosteri yaparken destek. Cadir actirmalar. Turk yurunce ulkeyi terk etsin.


Bir de bu var. Dogruysa...
Ankarada darbecilerden ele geçen 20 kamyon kasırga...

http://www.ntv.com.tr/video/turkiye/darbecilerin-fuze-rampalari-ele-gecirildi,rwiiz8ekgkypgUXp-Oi63A (http://www.ntv.com.tr/video/turkiye/darbecilerin-fuze-rampalari-ele-gecirildi,rwiiz8ekgkypgUXp-Oi63A)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 21 Temmuz 2016, 21:15:56
Video kolaj yapılmış.Zannedersem ham görüntüleri eklerken gerçeklik unsuru için eklenmiş yayına yetiştirme derdi olabilir hattı zatındà halk bu detayları bilmez zaten.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 21:23:10
Videoda Süper Cobra ve Atak helikopterini gördüm. Uçak da F-15! Bizde F-15 yok. Başka bir videodan haber için montajlandığını düşünüyorum!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 22:27:24
Adamlar general seviyesine gelmiş,tsk nın; istihbarat daire baskanlıkları,personel Daire si genelkurmay karagahını ele geçirmiş ve darbe yapılmış.78 lerden gelen olayı hatası var dediğim tek bir partiye ve irtica ile mücadele edicem diye askeri liselere girebilecek kapasitede olupta anası babası namaz kılıyor başı kapalı diye vatan millet aşığı anadolu delikanlılarını almayan askeriyenin hiçmi suçu yok sizce.


Öyle. Ama...

Ama önceleri yapılan mücadele, İran üzerinden Türkiye'ye dini kullanarak devleti ele geçireceklerin varlığı nedeniyle meydana gelen endişeden dolayıydı. Mücadele yöntemi sert olsa da belki gerekliydi. (Bence de daha hasaas davranılmalıydı!)

Ancak feto olayında durum biraz daha farklı! Feto orduya geçen ikinci kumpası kurdu! İlkinden çok önce, İran'dan rejim ihracı yapacaklar dışında, ABD'den Fetonun elemanlarının orduya sızmaya çalıştığı biliniyor ve TSK bu konuda olabildiğince dikkatli davranıyordu. Buna rağmen mevcut hükümet, Feto ve diğer cemaatlere olabildiğince özgür hareket edebilme imkanı sağladı. VE daha da ileriye gitti!

(https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13754684_1134406519928693_2177698486719606177_n.jpg?oh=a0dc66df544c1e09d7633411b3d7be3f&oe=582D64DE)

Ve sonrasında Feto orduya kumpas kurdu. O günlerdeki gazete maşetleri şöyleydi:

(https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/s526x395/11891103_1060962483913764_4023521752857147175_n.jpg?oh=3ab5edd2d338ef94c5f4c5266e5eb915&oe=583583B9)

Senelerce iftiraya uğrayan şerefli subaylar darbecilikle suçlanıp hapis yattı. Bazıları kahırlarından intihar etti, bazıları hastalanıp öldü! Ama hükümet yine de uyanmadı!

Taaki 17/25 gerilimi tırmanana kadar!

Feto orduya kumpas kurduğunda gerçeği araştırarak o zaman engel olsalardı, sonrasında kararlılıkla devletin içerisine sızanlar tespi edilip temizlenseydi, geçen hafta yaşadığımız vahip tabloyu göremezdik!

Malesef pek çok kritik konuda olduğu gibi yine geç kaldılar!

Ve sokağa dökülen milyonlara rağmen daha halen uyanmakta zorlananları var...

Bülent Arınç: Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz

Hürriyet Haber
21 Temmuz 2016 - 20:05Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 20:38
Bülent Arınç: Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791039167b0ad20589cdf10.jpg)

Bülent Arınç, 15 temmuz darbe girişimi sonrasında Twitter'daki resmi hesabından bir açıklama yayınladı. 5 bölümlük bir video halinde yapılan açıklamada Arınç, 'Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz' dedi.

Bülent Arınç'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;

"Olayın ilk saatlerinden itibaren halkımızı uyaran Cumhurbaşkanımız bu olayı fethullahçı terör örgütü tarafından yapıldığını söyledi. Başbakanımız da bunu çoğu kez tekrarladı.

Onlarca insanımız öldü, onlarca kurumumuz bombalandı... Bunları gördükten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine aynen katılıyorum.

Bu silahlı darbe girşimini yapan ekibin fethullahçı silahlı terör örgütü olduğuna karşı herhangi bir tereddüte mahal yok.

Ben hükümetin içinde ve MGK üyesi olarak da bu yapıyla mücadele eden insanlardan birisiyim. Bu yüzden kimse beni paralel devlet yapılanması ile ilgili irtibatlı, onları savunan bir kişi olarak görmesin.

Ancak silahlı terör örgütü lafı bir iddianaemyle kanıtlanmalı, eyte kemiğe bürünmeli diye düşünmüştüm. Bugün yaşadığımız silahlı darbe girişiminin içinde Fethullah Gülen'le irtibatlı, onun emir ve direktifleriyle bunu yaptıklarını söyleyen insanlar vardır.

Şunu açıkca söylüyorum, bunu ben darbe gecesi öğrenmiş olmakla, 'yahu ne kadar ahmakmışsın, bunu herkes söylüyordu' diyebilirler. Silahlı terör örgütünün fethullahçı olması, o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim ama sayın Cumhurbaşkanımız da o gece öğrendi. Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi. Onların bilmediklerini ben nasıl bilebilirim?

Darbe girişimi rezil oldu, başındaki sonundaki hepsi yargının önüne çıkacak hale geldi. Darbeyi yapan sadece FETÖ’ye bağlı askerler mi? Başka bir tartışma, farklı bir koalisyon yapıldığını da söylüyor. Kimse bu alçaklar, FETÖ mensuplarıyla başka koalisyon yaptıkları güçlerle aydınlatılmalı."

http://www.hurriyet.com.tr/bulent-arinc-silahli-teror-orgutunun-fethullahci-oldugunu-o-gece-ogrendim-bana-ahmak-diyebilirsiniz-40159063 (http://www.hurriyet.com.tr/bulent-arinc-silahli-teror-orgutunun-fethullahci-oldugunu-o-gece-ogrendim-bana-ahmak-diyebilirsiniz-40159063)

Ya feto cemaati ile hükümetin arası açılmamış olsaydı, bugünkü durum ne olurdu!

Bir musibet bin nasihatten iyidir! Umarım bundan sonra her şey yolunda gider. BEnzer hataları görmeyiz...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 21 Temmuz 2016, 22:49:06
Ömer Çelik: 'Yeni bir darbe' haberleri yayınlıyorlar

Hürriyet Haber
21 Temmuz 2016 - 22:41Son Güncelleme : 21 Temmuz 2016 - 22:42
Ömer Çelik: 'Yeni bir darbe' haberleri yayınlıyorlar

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57912583c03c12642c962e08.jpg)

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, bu akşam Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda şunları kaydetti:

“Darbeci katiller hala milleti tehdit ediyor. Buna karşı sokakları, meydanları hınca hınç dolduralım. Üniformasına ihanet etmiş katiller adına konuştuğunu söyleyen birileri, yeni bir darbe yapacağız diye haber yayıyor. Herkes meydanlara! Milletine ihanet eden, milletine silah çeken katiller hala tehdit peşinde. Bunlara gereken cevabı meydanlarda verelim! Bütün evler, bütün sokaklar, bütün meydanlar darbeci katillere karşı ses versin.

TEHDİT BİTENE KADAR SOKAKLARDAYIZ

Vatan ve namus nöbeti devam ediyor! Ruhunu şeytana satmış darbeci katillere karşı meydan meydan vatan nöbetine koşuyoruz. Bu ülkeyi sapık bir dini anlayışa dayanan askeri diktatörlük kurmak isteyenlere dar edelim. Meydanlara daha güçlü çıkıyoruz. Aziz milletimiz, darbeci katillerden oluşan düşman tehdidiyle karşı karşıyadır. Tehdit tamamen bitene kadar meydanlardayız. Bu milleti kimse yenemez. Darbeci katillere karşı sesimiz meydanlarda daha gür çıkacak! Meydanları hınca hınç dolduruyoruz. Büyük milletimiz dünya demokrasi tarihini yeniden yazıyor. Tarih yazan bu millete helal olsun!”

http://www.hurriyet.com.tr/omer-celik-yeni-bir-darbe-haberleri-yayinliyorlar-40159413 (http://www.hurriyet.com.tr/omer-celik-yeni-bir-darbe-haberleri-yayinliyorlar-40159413)
Başlık: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: мคяครℓเ - 22 Temmuz 2016, 03:26:07
(http://1.1.1.4/bmi/wowturkey.com/tr748/2_73284713200.jpg)
(http://1.1.1.1/bmi/wowturkey.com/tr748/3_73284713201.jpg)
(http://1.1.1.4/bmi/wowturkey.com/tr748/4_73284713202.jpg)
(http://1.1.1.2/bmi/wowturkey.com/tr748/5_73284713203.jpg)
(http://1.1.1.2/bmi/wowturkey.com/tr748/6_73284713310.jpg)
(http://1.1.1.2/bmi/wowturkey.com/tr748/Cn61NrcWIAEjUnt_732847.jpg)
(http://1.1.1.1/bmi/wowturkey.com/tr748/1_73284725040.jpg)
(http://1.1.1.4/bmi/wowturkey.com/tr748/2_73284725041.jpg)
(http://1.1.1.3/bmi/wowturkey.com/tr748/1_73284730340.jpg)
(http://1.1.1.1/bmi/wowturkey.com/tr748/5_73284730342.jpg)
(http://1.1.1.2/bmi/wowturkey.com/tr748/1_73284751250.jpg)
(http://1.1.1.5/bmi/wowturkey.com/tr748/2_73284751251.jpg)
(http://1.1.1.3/bmi/wowturkey.com/tr748/3_73284751252.jpg)
(http://1.1.1.5/bmi/wowturkey.com/tr748/4_73284751253.jpg)
(http://1.1.1.4/bmi/wowturkey.com/tr748/5_73284700540.jpg)
(http://1.1.1.1/bmi/wowturkey.com/tr748/6_73284700541.jpg)
(http://1.1.1.2/bmi/wowturkey.com/tr748/8_73284700543.jpg)
(http://1.1.1.3/bmi/wowturkey.com/tr748/9_732847.jpg)
(http://1.1.1.5/bmi/wowturkey.com/tr748/10_732847.jpg)
(http://1.1.1.4/bmi/wowturkey.com/tr748/11_732847.jpg)
(http://1.1.1.3/bmi/wowturkey.com/tr748/12_732847.jpg)
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=152000&start=5260 (http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=152000&start=5260)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 08:28:44
2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin ifadesi: Paşa, albaydan emir alıyordu  >> http://www.hurriyet.com.tr/2nci-ordu-komutani-orgeneral-adem-huduti-akar-beni-aradi-40159701 (http://www.hurriyet.com.tr/2nci-ordu-komutani-orgeneral-adem-huduti-akar-beni-aradi-40159701)
Başlık: ABD’den Türkiye’ye çok kritik Gülen teklifi
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 08:32:09
ABD’den Türkiye’ye çok kritik Gülen teklifi

Tolga TANIŞ / WASHINGTON22 Temmuz 2016 - 00:39Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:42
ABD’den Türkiye’ye çok kritik Gülen teklifi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791417818c777611ca46e48.jpg)

ABD yönetimi, darbe girişimi sonrası Ankara’ya yaptığı soruşturma için teknik destek sağlama önerisinden sonra ikinci bir kritik teklifte daha bulundu. WashinGton, Fetullah Gülen’in iade başvurusuna yardım edecek, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı mensuplarından oluşacak karma bir özel ekip kurulup Ankara’ya yollanabileceğini belirtti.

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama arasında yapılan telefon görüşmesinden sonra Washington Yönetimi, Fetullah Gülen konusunda yeni adımlar attı. ABD, Türkiye’de üç ay olağanüstü hal ilan edilmesiyle ilgili eleştirel bir dil kullanmaktan özellikle kaçınıp Türkiye’yi “anladığını” belirtirken, Gülen için Türkiye’nin başlattığı iade teklifi sürecinde de Ankara’ya yardımcı olacak karma bir ekip kurma önerisinde bulundu.

TÜRKİYE’Yİ HEPİMİZ ANLAYABİLİRİZ: ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, perşembe günkü basın toplantısında Türkiye’de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması konusunda,  “Demokratik yollarla seçilen hükümetlerine yönelik bir tehdit vardı. Ve sanırım bu tür bir tehdide ciddi yaklaşmalarını hepimiz anlayabiliriz” dedi.

KARMA EKİP ÖNERDİK: Kirby, Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’nin yolladığı belgelerin incelenmesinin halen sürdüğünü ifade edip şöyle devam etti: “Biz süreç için onlara yardım edecek biçimde bir Türk ekibine burada (Washington) ev sahipliği yapma ya da oraya karma bir ekip gönderme önerisinde bulunduk. Hem Bakan Kerry’nin dün dediği hem de bizim birçok kez dile getirdiğimiz gibi eğer bir iade başvurusu olacaksa bu kanıt bazında olmalı.”Kurulması önerilen karma ekibe ABD Dışişleri ve Adalet Bakanlığı’ndan yetkililerin katılacağını belirten Kirby, “Biz öneride bulunduk. Buna mecbur değildik ama talep sürecinde yardım etmeyi önerdik. O yüzden iade anlaşması sorumluluklarımızı dikkate aldığımızı göstermek için çok uğraşıyoruz. Öneriler samimiydi.”

İNCİRLİK GÜVENCESİ: ABD Savunma Bakanı Ashton Carter önceki gün, elektrikleri kesilen İncirlik üssündeki durumun yakın zamanda normale döneceğini söyledi. Carter, Türkiye Savunma Bakanı Fikri Işık ile telefonla görüştüğünü belirterek şöyle konuştu: “(Bakan Işık), İncirlik’te durumun kısa sürede normale döneceği konusunda bana güvence verdi. IŞİD’e karşı yürüttüğümüz kampanya bu durumdan etkilenmedi.”

http://www.hurriyet.com.tr/diyarbakirda-pkknin-hucre-evine-operasyon-3-polis-sehit-40160507 (http://www.hurriyet.com.tr/diyarbakirda-pkknin-hucre-evine-operasyon-3-polis-sehit-40160507)
Başlık: Darbecilerin mesajlarını birliklere nasıl gönderdiğini anlattı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 08:35:54
Darbecilerin mesajlarını birliklere nasıl gönderdiğini anlattı

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 07:40Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:50
Darbecilerin mesajlarını birliklere nasıl gönderdiğini anlattı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791a420c03c0e629c974ac5.jpg)

Tuğgeneral Adem Boduroğlu, Tuğgeneral Erhan Cağa’nın kendisine “Birliklere, yayınla dağıt” demesi üzerine ‘Yurtta Sulh Konseyi Bildirisi’ ilgili birimlere gönderdiğini söyledi.

Darbecilerin sıkıyönetim ve yürütmeye el koyma mesajını birliklere gönderen Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekât ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu, ifadesinde darbecilerin mesajlarını birliklere nasıl gönderdiğini anlattı.

Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, Boduroğlu, Tuğgeneral Erhan Cağa’nın kendisine “Birliklere, yayınla dağıt” demesi üzerine ‘Yurtta Sulh Konseyi Bildirisi’ ve atama listelerini ilgili birimlere gönderdiğini ifade ederek, “İmzalayan Tuğgeneral Erhan Cağa’dır” dedi.

Edirne, Lüleburgaz ve İstanbul’daki birliklerin kendisini aradığını kaydeden Boduroğlu, “Bana ‘Ne yapacağız?’ diye soranlar oldu. Ben de ‘Herkesin komutanı var. Herkes emir-komuta altında hareket ediyor, mesajları aldınız, bana bir şey sormayın’ dedim” ifadesini kullandı.

İstanbul’dan Merkez Komutanı Tuğgeneral Kazım Dalkıran’ın saat 09.30- 10.00 sıralarında kendisini aradığını söyleyen Boduroğlu, “Kendisi, ‘Sıkıyönetim, yönetime el koyma mesajına iptal mesajı yazabilir misin?’ dedi. ‘Genelkurmay’ın emri, biz elimizden geleni yaparız’ dedim. Benim görevim olmadığı için iptal etmedim” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/sikiyonetim-mesajini-cekmek-zorundaydim-40161375 (http://www.hurriyet.com.tr/sikiyonetim-mesajini-cekmek-zorundaydim-40161375)
Başlık: Ankara'da füzeyle vuracaklardı!
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 08:40:04
Ankara'da füzeyle vuracaklardı!

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 21:25Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:58
Ankara'da füzeyle vuracaklardı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791a7b918c7733e7cb7d77f.jpeg)

Darbeciler, Türk silahlı Kuvvetleri'nin sınır hattında konuşlandırdığı 'Kasırga çok Namlulu Roketatar'ı Ankara'ya getiriyordu. Söz konusu füze rampaları 150 kiloluk çelik bilyeli tahrip başlıklarına sahip. 100 kilometre öteden nokta atış yapabiliyor.

Darbe için 58. Topçu Tugayı'ndan 80 asker ve füze rampalarıyla birlikte verilen sahte talimatla birlikte Ankara'ya doğru yola çıkmıştı. Bununla Ankara çevresindeki zırhlı araçlar da Ankara'ya yönlendirilmişti.

Ancak Temelli yakınlarında araçların yolu kesildi. Vatandaşlar toplanmıştı. Polisin uyarısına karşın konvoy durmadı. Araç durmayınca lastikleri patlatıldı. Darbe girişiminin başarısız ve askerlerin teslim olmaya başladığının duyulmasının ardından araçtaki askerler de teslim oldu.

ANKARA HARİTASI BULUNDU

NTV'nin haberine göre Kasırga Çok Namlulu Roketatarına mühimmat da Konya'dan sevk edilecekti. Konya'dan Ankara'ya başka füzeler ve mühimmat da gönderilmiş. Birliğin komuta merkezinde ise Ankara haritası ve ele geçirilmek istenen yerlerin olduğu görüldü. Belgede 'Gizlilik derecesinin yüksek olduğu' ifade ediliyor. 11. Ordu Harekat plan subayının imzası var.

Polatlı'da konuyla ilgili çok yönlü soruşturma sürdürülüyor.

Bunun dışında 17 zırhlı araç da Polatlı Stadyumu'na çekildi.

Darbecilerin hedefi Meclis, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıklarıydı. Ankara çevresindeki birliklerden o bölgeye takviye çağrılmıştı. Füze rampaları darbe girişiminde kullanılacaktı.

http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-fuzeyle-vuracaklardi-40159146 (http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-fuzeyle-vuracaklardi-40159146)
Başlık: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 08:54:17
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 23:03Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:26
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791936067b0a920d08cc925.jpg)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters'a önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "İstihbaratta önemli boşluklar ve eksiklikler olduğu açıktır. Bunu saklamaya veya reddetmeye çalışmaya gerek yok. Bunu MİT Müsteşarı'na da söyledim." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

'MİT MÜSTEŞARINA, GENELKURMAY BAŞKANI'NA ULAŞAMADIM'

Marmaris'te ailemle beraberdik. Saat 4-4.5 civarında eniştemden bir telefon aldım. Eniştem, "İstanbul’da bazı sıkıntılar var. Beylerbeyi Sarayı’nın orada askerler tarafından yollar kesiliyor, köprüye geçit verilmiyor." dedi.

Haberi alınca doğrusu inanmadım da. Hemen MİT Müsteşarı'nı aradım ulaşamadım, Genelkurmay Başkanı'nı aradım ulaşamadım. Çünkü telefonlara cevap veremiyorlardı. Başbakanımız'la iletişim kurma gayretine girdik. Sıkıntılı da olsa iletişim kurabildik.

Bu süreçte bu arada saat 8’e kadar bu süreç devam etti. 8’de bulunduğumuz yerde değerlendirme yaptık. İlk işimiz oradaki televizyon medya gruplarını olduğumuz yere davet ettik.

'HAKLIMI MEYDANLARA DAVET ETTİM'

TV'lerde yaptığım açıklamada halkın gücünü vurguladım. Milli iradenin iş başına getirmiş olduğu ne hükümete ne Cumhurbaşkanı'na yapılmış böyle bir darbenin başarıya ulaşamayacağını ifade ettim. Sonra halkımı meydanlara davet ettim.

Halkımın ülke genelindeki tepkisini izledim. İnsanlara meydanlara iniyor ve bunu görünce Marmaris’te durmanın gereksizliğini anladım. Süratle oradan ayrılmanın planlarını yaptık ve helikopterle Dalaman’a geçmenin uygun olduğunu düşündük. Hep beraber önce Dalaman’a ardından ortaya bir belirsizlik koyup nereye gideceğimizi açıklamadık.

'PİSTİN KARARTILDIĞINI ÖĞRENDİK'

Havaalanlarındaki kulelerin durumunu da soruyoruz. İstanbul’da kulenin işgal altında olduğunu öğrendik. Pistin karartıldığını öğrendik. Pilot üç dört saatlik yakıtım var dedi. Bu haliyle inerim ama sizi riske edemem dedi. Pistin üzerinde bir kaç tur at. Herhangi bir unsur var mı dedim. Bu arada İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile irtibat halindeydik. Kısa sürede burayı boşaltacağız dedi. Fazla sürmeden kule boşaltıldı. Ardından pist aydınlatıldı

Darbeciler üzerimizden ses hızını aşarak geçtiler. Ne yazık ki darbecilerin uçakları, milletin uçaklarıydı bunlar, alçak uçuşlarla ses hızını aştılar ve camlar kırıldı, yaralananlar oldu. Gerek Valimiz gerek 1.Ordu Komutanımız, ondan sonrasını oradan yönettik. Öğlene kadar havalimanında kaldık. Normalleşme süreci olsun istedik. Bir taraftan uçak inişleri yasaktı. Onların önünü açtık. Buranın normalleşmesi başlasın dedik.

"PİST BOMBALANDI"

Akıncılar, önemli bir hareket merkezi haline gelmiş, rehin alınanların hepsi oraya götürülüyordu. Uçuşları engellemek için pist bombalandı, uçuşlar engellendi. İşin ilk etabı bitti. 12 saatte kontrol hemen hemen ele geçti.

Milletimiz meydanlara çıkması her şeyin üstündeydi.

"HER TÜRLÜ RİSKE HAZIRIZ"

Kadere imanımız var. Dolayısıyla inanıyoruz ki kader planımız içinde ne varsa o olacak. Pilotumuza şunu söyledim, biz her türlü riske hazırız. Sen inebilir misin, inemez misin yeter ki bunu söyle. O da inerim riski var dedi. Bu arada biz iniş için pistin aydınlatılmısını sağlamış olduk. Bütün hesapların üzerine bir hesap var. O da Allah’ın hesabıdır. Allah’ın hesabının üzerinde bir hesap yoktur. Bu hesap kader planımızın bu şekilde devamı olayını ortaya koymuştur.

"BUNU GİZLEMENİN ANLAMI YOK"

İstihbarat teşkilatları her şeye dört dörtlük sahip değildir. Bu olayda da istihbarat zayıflığının olduğu besbellidir. Bunu gizlemenin anlamı yok. Ben bunu MİT Müsteşarı'na da söyledim. Ben bunu eniştemden duyduğum an’a kadar ben bunu duymadım. Tabi bu bir sıkıntı mı değil mi sıkıntı. Kaldı ki ben buna artık kalkışma demiyorum. Bu bir silahlı darbe girişimidir. Bu 24 saatlik durum değildir. Bunu muhakkak gerisi vardır. Şimdi tabi bütün bunlardan ders alınarak atılacak adımların planlamasını yaptık.

"BU DARBE GİRİŞİMİ MİLLETE KARŞI"

Kimse 11 Eylül’ü Amerika yaptı diyor mu? Fransa’daki son olayı kalkıp da Hollande yönetimi yaptı diyor mu? Kimse böyle bir şey demiyor. Bu darbe girişimi millete karşıdır. Niye? Kuleler değil, TBMM bombalanıyor, milette karşıdır. Külliyemizi bombalıyorlar. Başbakanlığa saldırıyorlar. Demek ki milletin dinamik unsurları neresiyse oralara saldırdılar. Millet, işi ele alıyor ve sağolsun çağrıma verdiği cevap milletin benim için iftihar vesilesidir.

246 ŞEHİT, 2185 YARALI

Şu anda tablo, 246 şehit, 2185 yaralı, 10 bin 410 gözaltı var, 4 bin 60 tutuklu var; tutukluların 103’ü general, 80’i rütbeli emniyet mensubu. Yargıya bir kez daha teşekkür ediyorum. Yargıda gece gündüz demeden hukuk içerisinde çalışıyor. Anayasa’ya uygun adımlar atılması için uğraşıyorlar. OHAL yasası için MGK’yı topladık, ardından Bakanlar Kurulu’nu topladık. Bunlardan sonra OHAL için MGK, teklifini yaptı, Bakanlar Kurulu da kararını açıkladı. Ardından resmi gazete de yayınlandı. Bugün de parlamentomuz da oylanması yapıldı ve geçti Bu vesileyle bu gazi parlamentomuz bu kararı almak suretiyle yeni bir istiklal, istikbal mücadelesinin de adımı attı. Şimdi bundan sonra 3 ay sonra yoğun çalışmalar yapacağız. Kesinlikle endişeye kapılmasın halkımız. Bu OHAL tamamıyla demokratik kurumlarımız daha sağlıklı çalışmasını sağlamak içindir. Bu bölücü terör örgütleri üzerinde de ilgili kurumlarımız daha rahat çalışsın diye alınmış bir karardır.

Kararnamelerle hükümete ne lazımsa adımlar atılacak. OHAL için gerekirse bir 3 ay daha talep edilebilir.

YAŞ toplantısı bir hafta öne alınabilir. Yeni bir darbe girişimi olabilir ama kolay olmaz.

S&P'ye üye değiliz, bizi derecelendiremezler. Uluslararası bazı kuruluşlar, darbenin yanında yer aldı, halkın değil. Mali disiplinden taviz vermeden devam edeceğiz.

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogandan-reutersa-flas-aciklamalar-40159494 (http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogandan-reutersa-flas-aciklamalar-40159494)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 09:02:59
Askerler köprüyü trafiğe kapatıyorlar ve cumhurbaşkanı bunu eniştesinden öğreniyor. İstihbaratın başındaki kişi ise halen darbe bilgisini teyit etme derdinde! Cumhurbaşkanına haber vermiyor. Çok büyük hata!

Son dönemde zaten terörle mücadele, dış ülkelerde bize etkisi olan olaylarda da istihbarat konusunda çok büyük sorunlarla karşılaştık. Neyse ki cumhurbaşkanı durumun farkına varmış. Gerekli önlemleri alacağını düşünüyorum.

Süren soruşturmalar kapsamında kamuda pek çok personel gözaltına alındı, pek çoğu görevden alındı. Soruşturmalar sürdükçe bu durumun meclise, hatta hükümete kadar uzanabileceği olasılığı var. En güvenilir kurum olan TSK içerisinde bu şekilde yerleşebilen fetocuların, onlara kolaylık sağlayabilmesi için de ülkeyi yönetenlerin arasına sızmış olma ihtimallerinin göz ardı edileceğini sanmıyorum.
Başlık: Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 11:01:00
Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 10:26Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 10:45
Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5791cd8918c7733e7cb7e397)

MUĞLA’nın Marmaris İlçesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı oteli basan askerlerden olduğu belirtilen, olayda yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılan ve üzerinden ’H.E. duaları’ (Hoca Efendi) yazılı bir de not çıkan Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in tedavisi devam ediyor.

Bu arada, darbe girişiminin yaşandığı gece, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı çevresini saran Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli özel timlerle darbecilerin çatışmanın eşiğine geldiği, üs nizamiyesinde uçaksavar kurulu olduğu ortaya çıktı. Ayrıca soruşturma kapsamında tutuklanan, 2’nci Ana Jet Üs Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ramazan Elmas’ın görevli polislere, "Elimde MAK timi var, içeriye girmeye çalışırsanız çatışırız" dediği, sonrasında da Marmaris’teki baskından dönen askerlerin kaçmasını kolaylaştırmak için polise teslim olup, üs çevresindeki güvenlik önlemlerinin kaldırılmasını istediği öne sürüldü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı Marmaris’teki oteli geçen 15 Temmuz gecesi basan askerlerden olduğu belirtilen ve çıkan çatışmada yaralandıktan sonra askeri helikopterle Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’na getirilen Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisi devam ediyor. O gece, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda yaşananların ayrıntısı da ortaya çıktı. İstanbul ve Ankara’daki askeri hareketliliğin hemen ardından, İzmir Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki tüm polislerin göreve çağırıldığı, kentteki kışlaların çevrelerinin sarıldığı, giriş ve çıkışlarla kentin ana arterlerinin ise belediye otobüsleriyle kapatılacak şekilde önlemler alındığı bildirildi.

’İÇERİYE GİRMEYE ÇALIŞIRSANIZ ÇATIŞIRIZ’

Marmaris’e giden özel eğitimli askerlere bu emri verdiği iddia edilen ve darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan 2’nci Ana Jet Üs Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ramazan Elmas’ın, üs çevresinde güvenlik önlemi alan polislere, "Elimde Hava Kuvvetleri Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerim, mühimmat yüklü helikopterlerim var. Eğer içeriye girmeye çalışırsanız çatışma çıkar" dediği öne sürüldü. İddiaya göre daha sonra şu gelişmeler oldu:

NİZAMİYEYE UÇAKSAVAR KURULDU

Bunun üzerine üs çevresinde konuşlu Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne bağlı özel timler, çatışma olasılığına karşı bölgede keşif yaptı ve üssün nizamiyesinde uçaksavar kurulu olduğunu gördü. Polisin çatışmadan kaçmayacağını anlayan Kurmay Albay Elmas, bu kez farklı bir plan yaparak Marmaris’teki çatışmadan dönen birliklerin üsten kaçmasını kolaylaştırmak amacıyla güvenlik önlemlerini kaldırtmak için teslim oldu, "Tamam artık teslim oldum, kapıları açın önlemleri kaldırın" dedi, ancak polisin buna yanaşmadı. Kurmay Albay Elmas’ın teslim olmasından kısa süre sonra üsse iki helikopterin iniş yaptığını fark eden polis, bunların Marmaris’te çatışmaya giren askerler olduğunu belirledi. Helikopterlerin inişinden 20 dakika sonra bir ambulansın çıkış yaptığını gören polis, çatışmayı önlemek için ambulansın birlikten çıkmasını bekledi, ardından da içindeki yaralı askeri fark edince hemen gözaltına aldı. Bu kişinin de Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez olduğu anlaşıldı.

CEBİNDEN DUA ÇIKTI

İlk olarak Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’ne kaldırılan, ilk müdahalenin ardından da Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in üzerinden ’H.E. duaları’ yazılı bir kağıt çıktığı belirtildi. Notta ’Sultana uy, zalimden korkma’, ’Cihad’, ’Korku Anında’ ve ’Hizbul hasin’ ara başlıklarının bulunduğu görüldü. Polis kontrolünde olan Yüzbaşı Gülmez’in tedavisinin ise sürdüğü belirtildi.

http://www.hurriyet.com.tr/o-askerin-uzerinden-sifreli-dua-cikti-40162056 (http://www.hurriyet.com.tr/o-askerin-uzerinden-sifreli-dua-cikti-40162056)
Başlık: Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yaka
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 11:08:31
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı

AA22 Temmuz 2016 - 09:57Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 10:27
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791c81667b0a920d08ccdd8.jpeg)

Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci askerler arasında bulunan 4 kişinin Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi. Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur "Dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır" dedi.

Darbeci askerlerden 4'ünün Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi.

NTV'nin haberine göre o isimlerden biri Marmaris baskınında görev yapan Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak. Uzman olarak olay yerine giden Aydın. Özsıcak., açılan davada helikopterin irtifa bilgilerinin yeraldığı radar altimetresini sökmekle suçlandı. Marmaris'e darbeci askerleri taşıyan helikopterde bulunan 3 pilot da Yazıcıoğlu'nun helikopterini arayan arama kurtarma ekibindendi.  Kazanın ardından 48 saat boyunca Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşılamamış GSM sinyallerine rağmen helikopterin yanlış yerde arandığı ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından 132 şüpheli hakkında, ‘ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme’ gibi suçlardan soruşturma başlatılmış. Ama sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek görmeyerek takipsizlik kararı vermişti.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı

 BBP: DOSYA TEKRAR AÇILMALI

Büyük Birlik Partisi (BBP) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı, araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun dava arkadaşı olduğunu, kaza sonrası Keş Dağları'nda  arama ve kurtarma çalışmalarında yer aldığını anımsattı. Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının öldüğü olay sonrası haklarında soruşturma açılan ve daha sonra takipsizlik kararı verilen 132 kişi arasında darbe teşebbüsünde bulunan vatan haini iki askerin de bulunduğunu bildiren Öznur, "Helikopterin Global Positioning System (GPS) aletlerini söken kaza kırım ekibinde bulunan Astsubay Aydın Özsıcak ve Kurmay Yarbay Davut Uçum'un, darbe teşebbüsünde bulunan, demokrasi ve milli irade düşmanı dış odaklarla bağlantılı cuntanın elemanları olduğu ortaya çıkmıştır. Tornavidalı karartma operasyonu yapanlar cuntanın elemanı çıkmıştır" diye konuştu.

Öznur, bu kişilerin bir süre cezaevinde yattıktan sonra serbest bırakıldığını, yürütülen soruşturmada ise takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı.

'ZEVK İÇİN, HATIRA OLSUN' DEMİŞLERDİ

"Helikopterin cihazını söken ve olay yerindeki delilleri karartan üniformalı teröristler, darbe girişimde bulunan illegal çetenin mensupları çıkmıştır" diyen Öznur, Aydın Özsıcak'ın, sorguda GPS cihazlarını neden söktüğü sorusuna "Zevk için, hatıra olsun" yanıtını verdiğini aktardı.

"Neocon destekli" kanlı darbe girişimini yapan askerler arasında bulunan Davut Uçum'un da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik Marmaris baskınında yer aldığını belirten Öznur, "Darbeci çetenin mensupları arasında yine şehit liderimiz Yazıcıoğlu davasında ismi geçen, helikopterin cihazı sökülürken orada olan, askeri kaza kırım ekibinden o dönem yüzbaşı şimdi ise kurmay yarbay olan Davut Uçum da vardır. Elim olay olduğunda Malatya 2. Ordu’da görev yapan bu hain, kısa bir süre yattıktan sonra tahliye edilmiştir. Daha sonra görevine devam etmiş, en son İstanbul 4. Kara Havacılık Alayı’nda görev yapmıştır. Davut Uçum, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerden oluşan illegal çetenin mensuplarından biri olarak Marmaris baskınında karşımıza çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

Öznur, "Darbe girişiminde bulunanlar içerisinde, bu davada ismi geçen diğer suçlular da var mı" diye araştırmaya devam ettiklerini belirtti.
Bu askerlere "GPS cihazlarını sök" emrini verenlerin ortaya çıkarılması ve süreçte ismi geçen askeri kurumlar ile kurumlardaki komutanların sorgulanması gerektiğini belirten Öznur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yazıcıoğlu'na ilişkin dava dosyası tekrar açılmalı, bütün şüphelilerle ilgili yeniden derin sorgulamalar yapılmalıdır. Bu dosya asla kapatılmamalıdır. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olayda ismi geçen bazı şüphelilerle darbe teşebbüsü yapan ihanet şebekesi, Amerikan ve İsrail muhbiri cuntacılar arasında bir bağ olduğu ortaya çıkmıştır. Takipsizlik kararı veren mahkeme olayın tamamen 'pilotaj' hatasından kaynaklı olduğuna kanaat getirmiştir. Bunun ne kadar yanlış ve gayri ciddi olduğu açık ve nettir. Onlarca belge ve bilgiye rağmen davaya takipsizlik kararı veren mahkeme adalete gölge düşürmüştür. Açıkça bürokratik oligarşi ve işbirlikçileri mahkemeye müdahale etmiştir. Bu dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır ve asla kapatılmamalı, örtbas edilmemelidir."

BİLİRKİŞİ RAPORU GERÇEKLE ÖRTÜŞMÜYOR

"Enkaz" görüntülerini izleyen, irkilen, daha sonra "endişelerim var" diyen, bunu da kamuoyuyla paylaşan dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, meselenin üzerine daha sonra kararlılıkla gitmediğini savunan Öznur, şunları kaydetti. "Milletimizin devletin başı olarak kendisinden ve diğer devlet yetkililerden beklediği, Yazıcıoğlu soruşturmasının takibi, unutulmaması ve aydınlatılması idi. Ancak Sayın Gül de bir iki çıkışının dışında üzerine gitmedi. Milletimizin beklentisi, bu konunun aydınlatılmasıdır. Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının şehit düştüğü olayla ilgili inanılması zor önemli gerçeklere ulaşıldığını söyleyen Gül, o gerçekleri niye milletimizle, kamuoyuyla paylaşmıyor?"

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ortaya çıkan belgelere rağmen olayın çözülmesi konusunda gereken duyarlılığı göstermediğini iddia eden Öznur, askeri ve sivil kurumların olayla ilgili belgeleri ve bilgileri savcılara teslim etmediğini, davaya ilişkin bilirkişi raporunun maddi gerçeklerle örtüşmediğini söyledi.     

CESUR SAVCI VE HAKİMLERE İHTİYAÇ VAR

Sivil Havacılık Kurumunun üzerine gidilmesi ve o süreçte görev yapanların soruşturulması ve yeniden kaza kırım raporu yazılması gerektiğini söyleyen Öznur, şunları kaydetti: "Bu dosyayı ciddi bir şekilde ele alacak, yeniden bütün safhalarıyla, her şeyiyle gözden geçirecek, olayda kusuru, ihmali olan bütün suçluların üzerine gidecek, onları yargıya teslim edecek, hiçbir baskıdan çekinmeyecek cesur savcılara ve hakimlere ihtiyaç var. Kayseri Valiliği kaynaklı 'Kurtarıldı, geliyor' açıklamasıyla oluşan bilgi kirliğinin esas kaynağının tespitini istiyoruz. Bilgi kirliliğine sebep olan, köylülerin olay yerine varmasını engelleyen bu dezenformasyonu kim ya da kimler yaptırdı? Türk siyaseti ve demokrasisi açısından son derece önemli olan, yüzyılın en önemli olaylarından biri olan bu olayı aydınlatmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak için her şeyi yapması gereken devlet kurumları hiçbir şey yapmadı. DDK raporunda olayla ilgili şüpheler, ihmal ve kusurlar ortaya kondu. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın ölümleri şüpheli bulundu." 

http://www.hurriyet.com.tr/muhsin-yazicioglunun-helikopterinden-alet-soken-askerler-darbe-girisiminde-yakalandi-40161911 (http://www.hurriyet.com.tr/muhsin-yazicioglunun-helikopterinden-alet-soken-askerler-darbe-girisiminde-yakalandi-40161911)
Başlık: Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 11:24:16
Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 09:16Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 09:21
Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791bad967b0a920d08ccc52.jpg)

Güvenlik uzmanı Mete Yarar, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin perde arkasındaki olayları anlattı: Özel Kuvvet Komutanı normalde düğüne gitmeyecek. Özel Kuvvet Komutanı'nı karargahtan arıyorlar. Deniyor ki, komutan özellikle sizin götürüp takmanızı rica etti. İçeri girdiği anda bir tuhaflık var, diyor. Aceleyle gidip hediyeyi takıyor, bir an önce gitmeye çalışıyor. Kapıdan çıkıp aşağı inerken iki arabanın kendisini takip ettiğini fark ediyor. Adamların yaklaşmasına müsaade ettikten sonra, "sizi almaya geldik" dedikleri an kapıyı açıyor, tekmeyi atıyor ve iki arabanın arasından kaçıyor. Genelkurmay'da, komuta kademesi çökertiliyor. Gölbaşı'nda Özel Kuvvetleri alsalardı, bu işi bitireceklerdi. Cuntacıların helikopteri karargahın önüne iniyor. Ağaçların arasından yavaşça çıkıyor o kahraman başçavuş Ömer Halisdemir, yirmi yıllık özel kuvvetçi. O 6 kişinin arasında Semih Terzi'yi öldürüyor. Yalnızca bir tabancası var, vuruyor ve orada şahadet şerbetini içiyor. Arkasından çatışmalar devam ediyor. Bu arada oraya gelen ekip bir darbe olduğunun farkına varıyor. Karargahın içine cuntacı gibi girip, cuntacıları öldürüyorlar.

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar darbe girişimi ve sonrasında yaşananları Habertürk TV'de Akılda Kalan programında anlattı. Güvenlik Uzmanı Mete Yarar'ın konuşmasından satır başları şöyle:

İlk darbe girşimi TSK'ya yapıldı. Bu cunta girişiminin 12 Eylül'le ilgili en büyük farkı, 12 Eylül emir-komuta zinciri içinde yapıldığı için siyaset yapılmıştı öncelikle. Burada cumtacıların ilk hedefi, Silahlı kuvvetlerinin ele geçirilmesiydi. Yakın tarihimize bakıldığında bu bir ilk! O yüzden şu sorunun cevabını herkese verelim; "Neden bütün siyasetçiler toplanmadı?" cevabı aslında burada yatıyor. Çünkü orada tüm angajman siyasilerin üzerineydi. Ama burada (15 Temmuz'da) önce cuntacılar komuta kademesini ve birlikleri ele geçirmeye çalıştı. Bununla beraber tek siyasetçi hedefleri vardı; o da sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan.

"BİR ASKER DARBENİN İHBARINI MİT'E YAPIYOR"

Saat 15.00'te bir asker darbenin ihbarını MİT'e yapıyor. Sorgu öncesi zaman kaybetmemek adına MİT, Genelkurmay'a faks çekiyor, 16.00'da, önemli bir istihbarat var diyor. Genelkurmay Karargahı'nda bu sırada Genelkurmay Başkanı'nın soru soracakları kim? Biraz sonra cuntacı olarak karşısına gelecek şahıslar.
Bir defa olay o kadar adrenalin içinde geçiyor, insanların yaşadığı bazı şeyleri görmek mümkün değil. Soruyorum, bu hangi saatte oldu? Bilmiyorum, diyor.

"MASUM ZANNETTİKLERİMİZ SUÇLU, SUÇLU ZANNETTİKLERİMİZ MASUM ÇIKABİLİR"

Masum zannettiklerimiz suçlu, suçlu zannettiklerimiz masum çıkabilir. Bu ülkenin geçmişte de yaşadığı bazı senaryolar var. Burada söylediğimiz bir kelime, insanları infaz etmeye kadar götürebilir. Karşımızda bir kriptolu örgüt var. Bu darbe kripto bir darbe. Hala kripto adamlar var. Bir ülkeyi bir günde topluca travma geçiren bir olaydı. Bu olayın içine kaç kişi karıştı? Binlerce insan karıştı. Belki yüz kişinin pozisyonu farklı olabilir, bunu ben bilemem.

"BAŞKA BİR KAHRAMAN DAHA VAR: MİT'TEN BİRİ; HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN..."

Bu olayı düzelten birkaç tane adam var. Özel Kuvvet Komutanı'nı anlatayım, ama başka bir kahraman daha var. MİT'ten biri. Bütün her şeyi değiştiren.
18.30'da şu karar alınıyor; darbe girişimi olması muhtemel. Zırhlı birliklerdeki bütün faaliyetler durdurulsun. Ankara'da önemli faktörlerden biri de, Kara Havacılık Merkezi. Orada da diyor kalkmayacak hiçbir şey. Helikopter faaliyeti orada icra edilir, o faaliyetler durdurulsun diyorlar. Bu toplantının kararı çıktığı saat, 18.35! Yüzlerce darbe ihtimali geliyor ama doğru değerlendirmek için veri gerekiyor. Yüzde yüz değil ama risk olduğunu düşünüyorlar. 18.30'da hala masadalar ama birliklere fakslar çekilmeye başlanıyor. Bu faksları çektikleri yerler kimlerin kontrolünde? Bu araştırılacak. Hava Kuvvetleri'nin komuta kontrol merkezinin ele alınması için bütün kabloları kesiyorlar. Orada bütün irtibatı kesiyorlar, Eskişehir'deki diğer birliğe aktarıyorlar. Çektikleri yerlerdeki bütün herkes bir şekilde buna hazır.

"AKŞAM GÖRDÜĞÜNÜZ TÜM GÖRÜNTÜLERİ KAFANIZDAN SİLİN, BU PLANLANMIŞ DEĞİLDİ"

Bu olay sabah saat 03.00'te gerçekleştirilecek. O yüzden akşam gördüğünüz bütün görüntüleri kafanızdan silin, bu planlanmış değildi. Plan bu değil. Saat 18.30'da MİT'in adamı geldiği andan itibaren, bu faks cuntayı yapacak şahısların eline geçiyor. Darbeyi yapacaklar neyi görüyor, darbe yapılacağı ihbarını görüyor. Darbeyi saat 21.00'e alıyorlar. Komutanların evden alınacağı saat, normal plan gitmiş olsaydı 20.30... O yüzden zaman çizelgesine çok fazla takılma. Bu adamların aslında o güne nasıl geldiklerini sormak lazım. Bu ekip nasıl hazırlıkla geldiler 18.30'a? Onu konuşalım. Bu ayrıntıların bir kısmını vereceğim, çok önemli ayrıntılar.

"15 TEMMUZ'DA BİRLİKLERE O KADAR ANLAMSIZ ŞEKİLDE İNSANLAR GERİ DÖNÜYOR Kİ..."

O gece şöyle bir şey yaşanıyor, herkes ertesi gün görev yerlerinde olmasıyla ilgili bir karar alarak gidiyorlar. 15 Temmuz günündeyim. Birliklere o kadar anlamsız şekilde insanlar geri dönmeye başlıyor ki. Kontrolsüz bir atak yapmaya çalışıyorlar. Aslında plan TÜRKSAT'ı tahrip etmek.
Burada önemli iki kişi var, mesela biri ikinci başkanın emir subayı. Emir subayı o sırada bir kursta, ve geri dönüyor. Komutanı diyor ki burada ne işin var? Bugün kalıp yarın birliğime geri döneceğim komutanım, diyor. Darbeyi yapacak olanlar dışarı gitmiyorlar, onlar nerede kalıyorlar? Birliğin içinde.
Aynı şey Akıncı Üssü'nde de gerçekleşiyor. Diyorlar ki hava çok sıcak, uçuşlar olmayacak. Nöbetçi olmayanlar haricinde herkes evine gitsin.

"TSK NEDEN KARŞI DARBE YAPMADI?"

Herkesin aklına şu soru geldi, neden karşı darbe yapmadı TSK? İstanbul'da 3 tane tank çıktığında ordu neden buna müdahale etmedi diye? Çok anlamlı bir soruydu. Bu bütün subay astsubayı önce kışlaya sokacaksın. Önce kışlayı ele geçirmesi lazım adamların. Darbeciler kışlayı tutmuşlar. Karşı darbeyi yapacak adamlar dışarıda, diğerleri elinde ne kadar malzeme varsa birliğin içindeler. 1. Ordu Karargahı yalnızca karargah. Yerin altından zırhlı araçlar çıkıp saldırmıyor. Genelkurmay Karargahı'nda yalnızca Muhafız Birliği var. Herkes dışarıda, Özel Kuvvetler bunun istisnası. Ben şunu öğrendim, bir girişim var ama emir komuta zinciri içinde değil. Öğrendiğim andan itibaren yemin ediyorum sırtımdan bıçaklanmış gibi hissettim.

"BU LAF BENİ BİTİRDİ"

O akşam Ankara semalarında konuşma nasıl geçiyor biliyor musun? Havada uçak var, dost mu düşman mı sorusu. Öl daha iyi. Bana da ilk gelen telefon "ağabey kimin dost, kimin düşman olduğunu bilmiyoruz." Bu laf beni bitirdi.  Şunun açıklamasını yapayım, İncirlik'ten uçak kalkması için NATO'dan izin almak gerekiyor mu? Hayır. O Türk malı bir uçak. Oradan da kalkıyor uçaklar Akıncı Üssü'ne geliyor. Aslında faaliyet bu mesajlar çekildiğinde, bitmiş durumda. Giden faksların hepsi zaten aynı adamlara geliyor. Bazı gruplardaki adamlar, komutanları ele geçirmeye çalışmıyor. Direk öldürecekler. Örneğin, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı. Jandarma Asayiş Komutanı. Bunlar bireysel operasyon yürütebilen adamlar.  Jandarma Asayiş Komutanı'nı Siirt'e çağırıyorlar. Gitmek üzereyken, uçmama yasağı çıkıyor. Makamına geri dönüyor. Ama Siirt'ten kalkan helikopter suikast için Van'a gidiyor.  Aslında sen emir verdiğinde, diğer birlikleri bastırıyorsun, öbürleri havaya kalkıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanı da bu arada kendi karargahına gitti. Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri komutanları İstanbul'da faaliyetlerini sürdürüyorlar.

GENELKURMAY'DA NE OLDU?

Bir kişi, Özel Kuvvetler'de öldürülen general, yanında bir ekip getiriyor. Bu ekipten 10 ila 20 arasında bir grup geliyor. Bunları içeriye komuta kademesinin emir subayları içeri alıyor. Biri içeri girecekse silahlı, emrini komuta kademesi vermesi gerekir. Özel durum var diye içeri alınıyor ve direk komuta katına götürülüyorlar. Hırsız içerdeyse, kilit tutmaz. Bunun o kadar güzel organizasyonunu yapmışlar ki. Bu kadar adam nasıl yerleşmiş, dedim. Hiç mi haberiniz olmadı, dedim. Çok ilginç bir hikaye anlattılar. Aslında bir şablon vardı, 17-25'ten sonra şablon çözdük mü? Hangi dairelerdelerdi? Bu şablonun aynısını al Genelkurmay'ın ortasına koy. Atama, personel, istihbarat.

Ben diyorum ki komutan olarak, bana emir subayı bul. Önüne seçenekler koyarsın. Alırsın 10 seçenek, fotoğraflar ve özgeçmişleri ile. 10 tanesi de onlardan. Albay Üçok neydi, Hava Kuvvetleri savcısıydı. Hava Kuvvetleri'nde paralel yapıyla mücadeleyi ilk başlatandı. Yapılan suçlamaları hatırlıyor musun? 420 küsur yılla yargılandı.

Spesifik birisini atadığında, o mevkiinin daha sonraki çizelgesini de hazırlıyorsun. Adam adama markaj. O dönemde bu olaylar yaşanırken, Balyoz ve diğer davalarda yakalananlar, "mesele biz değiliz, TSK" diyordu.  Biz bir üst akıldan bahsediyoruz, değil mi? Suriye'deki, Irak'taki gelişmelere bakıyorsun, bütün baktığımız çerçevenin içinde bütün devletlere uygulanan şablon gibi. Devleti önce zayıflatmak, sonra istediğin gibi kullanabilmek. Türkiye'ye dokunmayalım diyecek bir düzen mi var?  Cumhurbaşkanı'na bir şey olmadı, darbe başarısız oldu. Bunu iç savaşa götürüp götürmeyecek seçenek kimde? Bizde. Bugüne kadar bütün hamleleri onlar yaptılar, ilk defa hamle sırası bize geldi. Biz ne yapmalıyız ki bizi iç savaşa götürmeyecek senaryoda başarılı olalım?

GAZİ ORDUEVİ'NDEKİ DÜĞÜNDE YAŞANANLAR

Özel Kuvvet Komutanı normalde bu düğüne gitmeyecek. Gazi Orduevi'ni biliyorsunuz, tepede olan bir yerdir. Bütün bu resepsiyonların yapıldığı yer. Düğün organizasyonu bir şekilde amaç olarak kullanılmış. Özel Kuvvet Komutanı'nı karargahtan arıyorlar. Diyorlar ki normalde böyle geleneklerde para toplanır ve hediye olarak gönderilir. Deniyor ki, komutan özellikle sizin götürüp takmanızı rica etti. Özel Kuvvetler Komutanı diyor ki, işim var. Birkaç defa söylenince, düğüne gidiyorlar. Saatler 20.30. Özel Kuvvetçi olmanın bir özelliği vardır, insan davranışlarını tavırlarını bilirsin. İçeri girdiği anda bir tuhaflık var, diyor. Aceleyle gidip hediyeyi takıyor, bir an önce gitmeye çalışıyor. Kapıdan çıkıp aşağı inerken iki arabanın kendisini takip ettiğini fark ediyor.
Beştepe'nin önüne döndüğü anda önü kesiliyor. İçinden çok ilginç bir adam çıkıyor; kendisi karargahta olacak yeni tayin edilmiş bir adamın arabadan indiğini görüyor. O an anlıyor bir darbe olduğunu. Adamların yaklaşmasına müsaade ettikten sonra, "sizi almaya geldik" dedikleri an kapıyı açıyor, tekmeyi atıyor ve iki arabanın arasından kaçıyor. Şoför eğitimi aldığı için kurtuluyor. Şehrin içinde bir yere gidiyorlar. Ve darbeyi önlemek için operasyona başlıyorlar. Bütün oyunu bozan çok önemli bir adam, Zekai Aksakallı.

Semih Terzi ismindeki general o sırada Silopi'deki karargahta görevli. Çok özel bir mazeret sunarak, babam çok ağır hasta diyor. Silopi'den Ankara'ya gelecek, Cuma günü Ankara'da olabilmek için. Müsaade ediliyor, Ankara'ya geliyor.  21.00 sıralarında komutana operasyon yapılmak üzere, Hulusi Paşa'ya. Semih Terzi o sırada, Ankara'daki Hava Eğitim Merkezi Komutanlığı'ndan aldığı bir timle Özel Kuvvetler'in içine iniyor. Komutan o sırada karargahı arıyor, diyor ki bir durum var, bana ekip gönderin. Artık siz komutan değilsiniz, deniyor bütün birliklerde.

KOMUTA KADEMESİ ÇÖKERTİLİYOR

Genelkurmay'dan bütün fakslar birliklere çekiliyor, komuta kademesi çökertiliyor. Darbeci cunta da karargahta. İçeride çok güvendiği adamları arayıp diyor ki, çatışmaya başlayın karargahın içinde. Oradaki ekip çatışmaya başlıyor Özel Kuvvetler'in içinde. Komutana bir koruma ekibi gönderiyorlar. Zekai Paşa evine gidemiyor. Güvenli bir yere sığınıyor. Orada adamlarını bekliyor. Zekai Paşa'yı almaya gidecek koruma ekibine, bir helikopter füze atıyor. Zırhlı araç paramparça oluyor. Zekai Paşa güvendiği adamları arıyor. Albaylar buluşuyorlar, ama silah yok. Bunların hepsi Ankara'nın içinde oluyor.
Burada çok önemli bir adam devreye giriyor, MİT'teki bu adama ulaşılıyor. Diyor ki acil silah ihtiyacımız var. En güvendiğin adamlara güvenmek zorundasın. Aramıza nifak soktular.

TEK KURŞUNLA SEYRİ DEĞİŞTİRDİ

Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5791bad967b0a920d08ccc56)

Bir şekilde onlara silah ulaştırılıyor. Öbür taraftaki ekipte her şey var. Bir tane kobra helikopter Gölbaşı'nı koruyor. Kimse orayı almasın diye. Orayı alsalardı, bu işi bitireceklerdi. Silahlarını alıp Gölbaşı'nda gidiyorlar ve çatışmaya başlıyorlar. Karargahın orada çatşmalar yoğun. Ne yapmaya çalışıyor Zekai Paşa, karargahı düşürmemeye. Karşıda daha fazla ağır silah var, havada kobra var ama pes etmiyorlar direniyorlar.
O MİT'çi adam çok önemli bir adam, Ankara'da çok şey yaptı. Ankara'da ve İstanbul'da birçok şeyi değiştirdi. Helikopter karargahın önüne iniyor. Ağaçların arasından yavaşça çıkıyor o kahraman başçavuş Ömer Halisdemir, yirmi yıllık özel kuvvetçi. O 6 kişinin arasında Semih Terzi'yi öldürüyor. Yalnızca bir tabancası var, vuruyor ve orada şahadet şerbetini içiyor.

Arkasından çatışmalar devam ediyor. Bu arada oraya gelen ekip bir darbe olduğunun farkına varıyor. Karargahın içine cuntacı gibi girip, cuntacıları öldürüyorlar.  Sonuna kadar, karargahın geri alınması için yapmaları gereken her şeyi yapıyorlar.

O SIRADA GENELKURMAY BAŞKANI...

Genelkurmay Başkanı'na ne yapıyorlar o sırada? Genelkurmay Başkanı kabul etmiyor. Bu saat 21.30 gibi. Tam o sırada, Genelkurmay Karargahı'nda "bugün burada kalmam gerekiyor" diyen emir subayı, 2. başkanı dışarı çıkarmaya çalışıyor. Muhafız Tabur Komutanı yarbay da o sahneyi görüyor. Müdahale etmeye çalışırken, oradaki emir subayı, yarbayı kafasından vuruyor. O yarbay şu anda hayatta. Yanındaki üsteğmen de emir subayını vurup öldürüyor.

İçeri adamlar sokmuşlardı ya, hala karargahtalar. Cuntacı bir özel kuvvet ekibi de var içeride. Burada Kurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı da binaya giriyor. Kronolojik sırada herkes farklı farklı şeyler söylüyor. Kurmay Başkanı'nın da yanında yakın korumaları var. Komuta katına girdiklerinde, onlara sizi teslim alacağız dendiğinde, ikisi karşılık vermeye çalışıyor. Bir koruma astsubayını iki bacağında vuruyorlar, diğerini de şehit ediyorlar.
Şu anda kimleri aldılar içeride? Genelkurmay Başkanı ve kendisine ait olmayan adamları. Arkasından iki helikopterle bunları Akıncılar Üssü'ne götürüyorlar. Genelkurmay Başkanı ile odasına girip tebligat yapanı aynı helikoptere bindiriyorlar. Kelepçeli.  Bu arada Genelkurmay Karargahı'nın içerisine dışarıdan adamlar alınmaya devam ediyor.

EN İYİ TANKLARI ÇIKARDILAR SAHAYA

Akın Öztürk de o güne kadar izinli ama o da Cuma günü dönüyor ve bu tarafa geçiyor. Burada tanklar geliyor, Genelkurmay'ın içine yerleşiyor. Etimesgut'taki birlikten geliyor. En iyi tankları çıkardılar sahaya. Boğaziçi Köprüsü'ne çıkanlar leopar tanklardı.  Jandarma Genel Komutanlığı'nın Beştepe'deki karargahını o arada ele geçiriyorlar. Hepsi aynı şekilde alınıyor.

Artık alçaktan uçaklar geçmeye başladı Ankara'da. Bir hareketlilik olduğu anlaşılınca komutan bir şekilde düğünden çıkmaya çalışıyor. Akın Öztürk de bu sırada, eski Hava Kuvvetleri Komutanı, aynı zamanda YAŞ üyesi. Normalde bu istihbarat ve Balyoz gibi olaylar yüzünden çok fazla orgeneral olmadığı için, bu açığı kapatabilmek için YAŞ üyesi seçtiler.  Bu darbeyi önleyen çok önemli kahramanlar var, birincisi Cumhurbaşkanı.

İlk Başbakan çıktı, "bir durum var, insanlara sakin olmasını tavsiye ediyorum" dedi. O önce ne olduğunu anlamaya çalıştı. Saat 00.20'de sokağa çıkın çağrısını Cumhurbaşkanı yaptı.  İkincisi, halk. Üçüncüsü, cuntacılara boyun eğmeyen TSK'nın şerefli üyeleridir. Dördüncüsü, bombalanmayı veya diğer şeyleri düşünerek çalışan basın mensupları var. Bir de hiç haklarını ödeyemeyeceğimiz, sabaha kadar çatışan emniyet var. Kahramanlığın sırası olmaz.
Bir uyarıyı yapalım, bu kadar çok çabaladık. Bu çaba boşa gitmesin. Bu şehitlerin anıtını biz nasıl dikebiliriz biliyor musunuz, demokrasimi kuvvetlendirerek. Ne yapacaksak, onurla yapacağız.

Akın Öztürk suçlu mu, suçsuz mu sorusunu bize de soruyorlar. Örgüt yapısı şu an ortaya çıkıyor. Belki kendini gizlemiş kriptolar bir gün sonra suçlu olacak. Temkinli olmakta yarar var. Bazıları gerçekten suç üstü yapılmış durumda. Ama muallak olan insanlar var, bu konuda bir şey söylemek istemiyorum.

İSTİHBARAT NEDEN İLETİLMEDİ?

Bilgi Cumhurbaşkanı'na neden iletilmedi? O kadar çok darbeyle ilgili bilgi geliyor ki, her gün Cumhurbaşkanı'na iletilemez dendi. Bu bilgiyi iletmekle kim sorumlu? Normalde bilgiyi MİT, Başbakan'a iletmeli. Darbeyi yapacak olan gruba, siz darbe yapacaksınız diyorsun, ama darbeye muhatap olacak isimlere bilgi vermiyorsun.
Mantık anlamında ben, siyaseten darbe yapılacak olan gruba da söylerim.
Ben darbeyi başka birisinden öğrendim demesi, sayın Cumhurbaşkanı'na yapılmış en ağır davranıştır bence. MİT Müsteşarı'ndan öğrenmesi gerekiyordu. Başbakan'a söylenecekti, Başbakan da telefon açacaktı bu durum konuşulacaktı.
Teknik anlamda bazı şeylerde hata yapmışlar dediğim yerler var. Bu ekip daha önce sızmış olsaydı, otelin olduğu bölgeye ne olacaktı? Adamların zamanlama hatası, erken deşifre olunca ekipleri toplamakta zorlanmışlar.
MİT'in Genelkurmay'a hızlı hareket etmiş olması, darbenin yüzde 50'sini başarısızlığa götürdü. Şunu da söyleyebilirdi, arkadaşlar her gün geliyor önemsemeyin diyebilirlerdi.

03.00'DE OLSAYDI DARBE BAŞARIYA ULAŞACAKTI

Belki bu darbe başarıya ulaşabilirdi, onların gözünde. Saat sabaha karşı 03.00'te olsaydı, kimse kanalları izlemeyecekti. Sayın Cumhurbaşkanı muhtemelen orada olacaktı ve arzu etmediğimiz tabloyla karşılaşmış olacaktık.
Bir grubun darbeden haberi yok, tecrit olayı yaşanmış ve onlara "Marmaris'te terörist lider var, onu öldürmeye gidiyoruz" demişler. Bu MİT'teki arkadaş aynı zamanda Cumhurbaşkanı Külliyesi'ne de gidiyor, polislere destek vermek için. Ekibiyle beraber gittiğinde bir bilgi geliyor, Marmaris'ten 4 helikopterin kalktığı ile ilgili. Herkes şu soruyu soruyor, Çiğli'den gelen helikopterler nereye gidiyor?
Soruyorlar, kim var orada? Sayın Cumhurbaşkanı. Ramazan Bey, Koruma Şube Müdürü, o sırada Beştepe'de. Ona soruyorlar diyorlar ki, Cumhurbaşkanı'nı uyarın. Bunu teyit etsinler.

Olaylar başladıktan sonra, o gruptan bir grup şu anda nerede? Dağlarda. Bunların aldıkları eğitim kaçma kurtulma eğitimi aynı zamanda. Bir kısmı yollarda yakalandı, bir kısmı teslim oldu.

Eğitim alırken, bu tür eğitimlerde birbirimizi kovalarız. Bir grup öbür grubu yakalamaya çalışır. Şu sahnelerin hiçbirini Allah bana göstermesin. Şu anda 60 kişilik bir tim, geçmişteki silah arkadaşlarını, cuntacıları arıyorlar. Allah bu ülkeye bunu göstermeseydi.

Bu cuntaya girenlerin çoğu önce askeriyeye girmedi, onlar asker olmak için yetiştirildiler. Ben asker olmak için yetiştirilmedim, ben asker oldum. Ben vücuduma giydim bu elbiseyi. Onlar hiçbir zaman emir komuta zinciri içinde olmadı.

"YA BİRLİK OLACAĞIZ, YA SURİYE OLACAĞIZ"

17-25 Aralık'ta ne oldu? Bir polis darbesi yaşadık. Arkasından 7 Haziran süreci geldi. 12 ay süren, anlamsız bir terör sarmalı var Türkiye'de. Ne oldu Türkiye'de, bir şey mi var bu kadar anormal bir tehditle bu kadar çok mücadele ediyoruz? Neden sorusunun yanıtını yavaş yavaş alıyoruz.
Gördüklerimi ancak devlet terbiyesi içinde anlatabiliyorum.

Bugün gördüğüm tabloda mevzu şu; çok fazla hainlik gördüm ben. 7 Haziran'dan bu yana darbeye zemin hazırlıyorlardı. Bütün bu bombalardan sonra çıkıp ne dedim? Amerika'da, Fransa'da üstleniyorsun da Türkiye'de neden bir tane IŞİD eylem üstlenmiyor dedim.
Türkiye, IŞİD'le mücadele edeceği noktada, aynı gün PKK devreye girdi. Bu kadar mı rastlantı? Darbeye zemin hazırlamaya çalıştılar. Bu oyunu bölge halkı, askerimiz ve polisimiz çözdü.

O gün geldiğinde insanlara "yeter, benim için güvenlik önemli" dedirtmeye çalıştılar Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, o oyunu gerçek asker ve polis bozdu. İç savaşı çıkarmadılar.

Darbeden sonraki doz, iç savaşı çıkartacak hamleler. Suikastler, bombalar, belli mezheplerin özel yerleri... Son dönemde hatırla, her gün kahve taranıyordu. Kimsenin haberi olmadı. Mahalleliyi kızıştırmaya çalışıyorlar.

Mesaj yağıyor bana, şu mahalleye saldırılıyor, bu mahalleye saldırılıyor. Yok öyle bir saldırı. Dikkatli olun. Ya birlik olacağız, ya suriye olacağız. Asıl OHAL'i birlik anlamında kurmak zorundayız. Birliğe ihtiyacımız var, parti gözetmeden, din gözetmeden. Allah rızası için herkes kendine gelsin.
Bomba düştüğünde ne olur? Camlar falan kırılır. O etkinin aynısını ses hızına geçtiğinde uçak yapar. Alçaktan uçuşlar halkı sokaklardan uzak tutmak için yapıldı. O gün, Diyarbakır'da bulunan iki özel kuvvet taburu Ana Jet Üssü'nü kontrol altına aldı. Ve orada iki tane çok güvenilir pilot bulundu. Kaldırılarak Ankara'ya gönderildi, kontrolü sağlamak için.

"ÖZEL KUVVETLER BİR TRAVMA YAŞIYOR"

Özellikle bu darbeci cuntaların en çok kapatmak istediği kurum, Özel Kuvvetler'di. Özel Kuvvetler kendisini Osmanlı'daki Akıncılar'ın devamı olarak görür. Evlenmezler, çocuk sahibi olmazlar ve kefalet sistemiyle çalışırlar. Bütün sefahatı incelenir. Eğitimler sırasında öyle zorlarlar ki, kan kustururlar. İtaatini ölçerler. Ama aradan 100 kadar hain de çıktı. Ama siyah taş daha az çıktı.

Uzun zamandan beri Özel Kuvvetler bir travma yaşıyor. Özel Kuvvet Komutanı'nın tek yapamadığı şey o, komuta heyetini seçemiyor. İsimleri önüne koyuyorlar tek tek, al bunun içinden seç.

Yaklaşık birkaç önce, bazı adamlardan onlardan olduğunu öğreniyor, sezinliyor. İki adamı görevden aldırıyor. Eğer diyor ki o adamlar orada olsaydı, hepsi çıkacaktı. Sistemi geçirmek için zorluyorlar, direnebildiği kadar direniyor.

Çok önemli bir görevdeki adam, komutandan randevu alman için ast rütbedeysen, üstekini geçmen lazım, dedin ki emir komutayı bozayım, komutanla görüşeyim, kime haber veriyorsun? Özel kaleme, emir subayına. Bu adamı görüştürmüyorlar 1 yıldan beri. Bu yalnızca TSK'da olan bir mevzu değil, birçok yerde böyle. Türkiye'nin birçok yerinde işliyor bu sistem.

http://www.hurriyet.com.tr/dakika-dadika-o-gece-seyri-degistiren-tek-kursun-40161736 (http://www.hurriyet.com.tr/dakika-dadika-o-gece-seyri-degistiren-tek-kursun-40161736)
Başlık: 15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 11:28:15
15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 08:49Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 08:53
15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791b408c03c0e629c974b4d.jpg)

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım'ın da darbe girişimi gecesi MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a ulaşamadığı ortaya çıktı. Yıldırım'ın askeri hareketliliği Boğaziçi Köprüsü'nden geçerken kendi gözleriyle görüp 'hissettiği'ni söylediği öğrenildi.

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Önceki gün El Cezire’ye verdiği röportajda hain kalkışmayı eniştesinden haber aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan dün de Reuters’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“ARADIM AMA ULAŞAMADIM”

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan’ı aradığını ancak ulaşamadığını belirtti.
“İstihbarat servisleri her şeye dört dörtlük hakim değildir.” diyen Cumhurbaşkanı  “Burada ciddi bir istihbarat zaafı var. Bunu Müsteşarada söyledim. Ben eniştemden duyana kadar haberim olmadı. Haberi aldığımda MİT Müsteşarı'nı aradım ama ulaşamadım. Bu bir sıkıntıdır. Bu bir darbe girişimidir. Bunun muhakkak öncesi vardır. 24 saatte olmuş birşey değildir. Bütün bunlardan ders alarak atılacak adımların şuanda planlamasını, hesaplamalarını çok daha farklı bir şekilde yaptık. Değerlendirmesini de tabi ki yapacağız” dedi.

FİDAN’A BAŞBAKAN DA ULAŞAMAMIŞ

Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım’ın da darbe girişiminin olduğu gece Hakan Fidan’a ulaşamadığı ortaya çıktı. Yazarımız Abdülkadir Selvi’nin yazısına göre; Başbakan Binali Yıldırım darbe girişimini saat 21:00’dan önce Boğaziçi Köprüsü’nden geçerken ‘hissetmiş’ MİT müsteşarını aramış ancak ulaşamamış. Bu gelişme üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradığını belirten Yıldırım “Kendisine ulaşan bazı bilgiler olduğunu söyledi, ‘Eve
gitme' dedi. O andan itibaren hareket halinde oldum” dedi.
TSK:16:00’DA HABERDAR ETTİ

Türk Silahlı Kuvvetleri ise darbe girişimi gecesine ilişkin yaptığı açıklamada, MİT’in kendilerini saat 16:00 sıralarında ‘uyardığını’, Hakan Fidan’ın da 16:30 sıralarında bizzat Genelkurmay’a gelerek ‘durum değerlendirmesi yaptığını’ açıklamıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisiminde-hakan-fidan-muammasi-40161639 (http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisiminde-hakan-fidan-muammasi-40161639)
Başlık: Kumpas Mağdurlarına 'Acil Görev' Emri
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 12:21:03
Kumpas Mağdurlarına 'Acil Görev' Emri

Balyoz, Askeri Casusluk gibi davalar nedeniyle 3-4 yıl cezaevinde yatan kurmay subaylar, darbe girişiminin ardından "acil" koduyla göreve çağrılıp kritik ve önemli konumlara yerleştirildi.

15 Temmuz gecesi yaşanan askeri darbe girişimi sonrasında Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı'nda çok sayıda general, amiral ve subay tutuklanırken, boş kalan önemli görevlere, "kumpas davaları" olarak bilinen "Balyoz", "Askeri Casusluk" gibi çeşitli davalardan yargılanan ve beraat eden subaylar getirilmeye başlandı.

Deniz Kuvvetleri'nde hepsi de kurmay olan ve davalardan önce amiralliklerine kesin gözüyle bakılan albaylar, kritik ve önemli konumlara yerleştirildi. Bülent Olcay Sahil Güvenlik Komutanı, Önder Çelebi Amfibi Görev Kuvvet Komutanı, Aykar Tekin Güney Görev Grup Komutanı oldu. Kurmay albaylardan Cem Okyay ve Yankı Bağcıoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı emrinde kritik görevlere atandı. "Acil" koduyla göreve çağırılan kurmay albaylar, göreve başladı.

SAHİLLER ONA EMANET

Emekli Hava Korgeneral Erol Olcay'ın da oğlu olan Kurmay Albay Bülent Olcay, Balyoz davası öncesine kadar geleceği en parlak subaylardan biri olarak gösteriliyordu. Balyoz kapsamında tutuklanarak Maltepe Cezaevi'ne konulan Olcay, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olcay, 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "hak ihlali" kararının ardından 18 Haziran 2014'te tahliye oldu. Yeniden yapılan yargılamada beraat eden Olcay, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda atıl bir görevdeydi. Tümamiral Hakan Üstem'in askeri darbe girişimi nedeniyle görevden alınmasının ardından Sahil Güvenlik Komutanı oldu. Olcay, daha önce savaş filosu olan Muhrip Filotilla Komutanlığı da yapmıştı.

(http://img.sondakika.com/haber/840/kumpas-magdurlarina-acil-gorev-emri-8634840_4700_m.jpg)

KOMANDO KOMUTANI

Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi de Balyoz davası kapsamında 3 yıl cezaevinde yattı, 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. AYM'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye olan ve yeniden yargılama sonucu beraat eden Çelebi, Foça'da bulunan Amfibi Görev Grup Komutanlığı'na atandı. Darbeciler tarafından rehin alınan Tuğamiral Aydın Şirin'in yerine atanan Kurmay Albay Çelebi, denizden karaya çıkartma yapabilen eğitimli komandolardan sorumlu olacak.

AKSAZ'A ATANDI

Deniz Kurmay Albay Aykar Tekin, Balyoz'da 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 3.5 yıl hapis yatan, tahliye olduktan sonra beraat eden Tekin, Haziran 2014'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda göreve döndü. Atıl bir görevde bulunan Tekin, Aksaz'daki deniz üssünde Güney Görev Grup Komutanı olarak görevlendirildi. Tekin, Akdeniz ve Ege'de devriye gezen, tatbikatlara ve uluslararası görevlere katılacak firkateyn, hücumbot, korvet ve denizaltılardan sorumlu olacak.

GÖREVİ PLANLAMA

Donanma'nın en büyük savaş gemilerinden olan TCG Gaziantep'in komutanlığını yaptıktan sonra Harekat Plan Şube Müdürü iken Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan Kurmay Albay Cem Okyay, Maltepe Askeri Cezaevi'nde 3 yıl yattı. 16 yıl ceza alan Okyay, AYM'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye oldu. Yeniden yargılamada beraat etti ve Harp Akademileri'nde göreve başladı. Okyay, darbe girişiminin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın en önemli savaşa hazırlık birimi olan Harekât Başkanlığı Plan ve Teşkilat Daire Başkanlığı'nın başına getirildi. Okyay, deniz harekatlarının planlanması ve gemilerin seçilmesinde önemli söz sahibi olacak.

HAREKAT BAŞKANI OLDU

Deniz Kurmay Albay Yankı Bağcıoğlu, İstanbul Askeri Casusluk davası kapsamında 3 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu ve beraat etti. Stratejist ve planlama uzmanı olan Bağcıoğlu, darbe girişiminin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Harekat Başkanlığı'na atandı. Harekat ve savaşa hazırlık, gemilerin seçimi ve koordinesi, personelin yönlendirilmesi gibi önemli bir görevi üstlenen Bağcıoğlu görevine başladı. (Kaynak: Milliyet)

http://www.sondakika.com/haber/haber-kumpas-magdurlarina-acil-gorev-emri-8634840/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-kumpas-magdurlarina-acil-gorev-emri-8634840/)
Başlık: CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 14:21:33
CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 12:15Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 12:59
CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791e4e567b0aa20d0022107.jpg)

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın MHP'yi arayıp kandırmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Aynı gece CHP'ye de telefon açılmış, yanıltmaya çalışılmış. CHP lideri Kılıçdaroğlu, o gece darbeci askerlere verilen yanıtı açıkladı: "Biz hemen, 'kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız' dedik. Böyle bir süreç yaşadık."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Yaveri Levent Türkkan darbe girişiminde kilit rol oynadığı ortaya çıkmış,  itiraflarıyla Türkiye'yi sarsmıştı.

Yaver Türkkan'ın darbe girişiminin olduğu gece MHP'yi arayıp 'Şu an bir sorun yok' diye kandırmaya çalıştığı da ortaya çıkmıştı.

O gece CHP'ye de darbeci askerlerden telefon açılmış. Darbeciler, CHP'yi de kandırmak için, "Genelkurmay Başkanı darbenin başında" demiş. CHP'den ise "Biz kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız" yanıtı verilmiş.

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU O GECEYİ ANLATTI

CHP Genel Balkanı Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin NTV canlı yayınında şunları söyledi:

-Doğrudan bir iletişimimiz yoktu. Ne olup bittiğini biz de merak ediyorduk. Uçaktayken haber geldi. 21:50 uçağı ile biz dış politika ile ilgili strateji belgesini açıklamak üzere İstanbul’a gitmiştik.

-Daha uçak piste iner inmez cep telefonlarından biz olayı ve vahameti öğrendik.

-Darbe konusunda Sayın Genelkurmay Başkanı'nın darbenin başında olduğu bilgisi bize geldi Genelkurmay Özel Kaleminden.

"DARBEYE KARŞIYIZ" DEDİK

Biz hemen "Kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız" dedik. Böyle bir süreç yaşadık.

BİZİ YANILTMAYA ÇALIŞAN ÇABA HİÇBİR ETKİ YAPMADI

Bizi yanıltmaya ya da bizi yönlendirmeye çalışan bir çaba bizim nezdimizde hiçbir etki yapmadı. Çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz daha iyi bir demokrasiyi savunuyoruz.

Bu telefondan önce biz medyaya açıklama yapmıştık, “Türkiye darbelerden çok çekti” şeklinde.

Büyük bir ihtimalle bu açıklamalar üzerine bu tür bilgiler geldi bize.

İstihbarat zaafiyeti varsa bir yerde yönetimde zaaf var demektir. Siz devletin en temel kurumuna bir kişiyi getiriyorsunuz. Bu kurum bu kadar büyük bir darbe organizasyonunu zamanında haber alamıyorsa istihbarat zafiyetinin ötesinde bir yönetim zaafı var demektir.

Liyakat olabilseydi, işi ehline verebilseydik bu darbelerin çok öncesinden haberdar olur ve bunların belki de hiçbirisi olmazdı.

'YILLAR YILI SÖYLEDİK AMA ANLATAMADIK'

Dün Sayın Abdullah Gül’ün, meclis başkanının, adalet bakanının olduğu bir ortamda şunu söyledik: Biz yıllar yılı Fethullah Gülen’in ne kadar tehlikeli olduğunu söyledik ama anlatamadık sizlere.

Yargıtay’a 150 militan atıyorsunuz dediğimde eleştirilen ben oldum. Şimdi haklı çıktık. Devlete bütün bu atamaları kim yaptı. Ben mi yaptım. Bütün bunların yanlış olduğunu ben söyledim.

Ergenekon balyozun yanlış olduğunu söyledik. Ben suçlandım. Benim hakkımda fezleke düzenlendi. Bugün ben gidiyorum mahkemelere hesabını veriyorum.

Şimdi 17-25 Aralıkl'a ilgili olarak… Bu olayı kullanarak başka bir olayı aklamaya kimse çalışmasın. Her şey farklı.

Bakanlıkların cemaatler tarafından paylaşıldığını da biliyoruz. Ben kişilerin inancına saygı gösteririm ama benim inancım benim yükselmeme gerekçe olmamalı.

Yoksa ben cemaatin veya belli bir inancın arkasına saklanarak yükseliyorsam doğru karar veremem.
TSK bu tür yapılanmalara izin vermek istemedi. Ama 2002’den başlayarak, üzülerek söylemek istiyorum, belli yapılanmaları ordunun dışına çıkarmak istediler.

'MUHALEFET ŞERHLERİNİ BEN Mİ KOYDUM'

Ordular, cemaat etnik belli kimlik yapılanmaları değildirler. Orduların amacı devleti korumaktır. Ne yapıldı YAŞ’larda? Bu askerleri atamazsınız diye kararlara muhalefet şerhi konuldu. Bu muhalefet şerhlerini ben mi koydum? Bu darbeden hepimizin çıkaracağı dersler var. Bütün siyasi partilerin oturup özeleştiri yapması lazım.

Üç beş kişiyi görevden alarak değişmez bu zihniyetin değişmesi lazım.

TSK, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NA BAĞLANACAK MI?

MSB’ye bağlı olmasıyla Başbakanlığa bağlı olması arasında ne fark var? Asker dedi ki, “Bunlar Fethullah gülen cemaatindedir.” Dönemin cumhurbaşkanı başbakanı dedi ki “hayır bunların kalması lazım.” Başbakanlığa bu dönemde Genelkurmay bağlıydı. Sıcak siyaseti kurumların içinde sokmama lazım.

Bürokraside olduğum dönemlerde başbakanlık konutunda Sayın Özal ile, Sayın Çiller, Sayın Demirel ile tartışırdık. Bu yanlıştır derdik. Doğrusu budur derdik ama siyasi tercih size ait derdik. Ama benim görevim neyin yanlış olduğunu siyaset kurumuna anlatmaktır. Bürokrasi siyaset kurumuna ayrıntıları anlatacak.

CHP’YE SIZAN PARALEL YAPILANMA VAR MI?

Bizim bir istihbarat örgütümüz yok. Devletin istihbaratı bize gelip “şu kişi şöyledir bu kişi şöyledir” derse bakarız. Ülkenin çıkarları bağlamında yanlış yönlendiren varsa biz gereğini yaparız. Bize ulaşan her bilgiyi check etmeden biz kullanmayız. Bize ulaşan her bilgiyi check eder sonra kullanırız.

TAKSİM MİTİNGİ

Tabandan da miting talebi geldi. Arkadaşlar bize ilettiler ben de “tamam yapabiliriz” dedim. Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkma anlamında miting yapacağız. Bizim geçmişi bir tarafa bırakıp toplumun sakinleşerek geleceği birlikte bakmamız lazım. Mustafa kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye demokrasinin tam anlamıyla taçlandırıldığı bir Türkiye olmalıdır. Yine mazlum ülkelere tüm İslam dünyasına örnek olabiliriz. Bu fırsatı kaçırmamalıyız.

“CUMHURBAŞKANI BENİ ARAYIP TEŞEKKÜR ETTİ”

Sayın cumhurbaşkanını ben aramadım sayın cumhurbaşkanı aradı. Darbe karşıtı söylem ve CHP’nin tutumu konusunda, TBMM’ye bomba yağarken CHP’liler oradaydı bu bağlamda teşekkür etti. Ben de telefonu dolayısı ile teşekkür ettim.


“GENELKURMAY BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜM”

Genelkurmay Başkanımızla bir görüşmem oldu. Genelkurmaydan alınıp Akıncılar üssüne nasıl götürüldüğüne dair bilgileri paylaştı. Ama bu bilgileri izin almadan burada aktarmam doğru olmaz.

http://www.hurriyet.com.tr/chp-yaniltmaya-calisan-darbecilere-bu-yaniti-verdi-40162532 (http://www.hurriyet.com.tr/chp-yaniltmaya-calisan-darbecilere-bu-yaniti-verdi-40162532)
Başlık: Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 14:22:51
Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 13:17Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 14:03
Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar...

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5791f43167b0aa20d00225f9.jpg)

15 Temmuz darbe girişiminin ardından birbirinden çarpıcı detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.

NTV’den Gökhan Gerçek’in verdiği bilgiye göre darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından Genelkurmay karargahında yüklü miktarda döviz ele geçirildi.

Darbeci subayların, darbenin ardından dövizin artacağını ön görerek tüm  hesaplarını boşaltıp dövize çevirdiği iddia ediliyor. Genelkurmay karargahında ayrıca darbe sonrasında çalışılacak subaylara ilişkin liste ele geçirildi. TSK'da görev yapan subaylarla ilgili 'güvenilir, güvenilmez' diye notlar alınmış.Güvenilir listesine konan askerlerle ilgili notlar bulundu. Listede darbeden haberi olmayan subayların yanında güvenilir-güvenilmez şeklinde notlar düşüldüğü belirtildi.

'BOŞANMA FETVASI' ÇIKARILMIŞ

Bu arada darbenin başarısız olma ihtimali ve eşlerin zarar görmemesi için darbeden önce ‘boşanma fetvası’ verilmiş. Çok sayıda askerin darbeden bir ay önce boşandığı iddia ediliyor.

GÖRÜNTÜLER İMHA EDİLMİŞ

Genelkurmay'a baskın anı ve içeride yaşananlara ilişkin görüntülerin de darbeciler tarafından imha edildiği belirtiliyor. Harddisklerin üzerinden defalarca tanklarla geçildiği öğrenildi. Hasar görmüş hardiskler kurtarılmaya çalışılıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisimi-sonrasi-carpici-bilgiler-40162785 (http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisimi-sonrasi-carpici-bilgiler-40162785)
Başlık: Darbeci askerlerin GATA oyunu!
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 14:56:46
Darbeci askerlerin GATA oyunu!
AA22 Temmuz 2016 - 14:41Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 14:45
Darbeci askerlerin GATA oyunu!

Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) örgütlenen terör örgütü FETÖ üyelerinin, verdikleri sağlık raporlarıyla,Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel yapısında söz sahibi olduğu belirtildi.

GATA'da tabip olarak görev yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir subay, AA'ya, FETÖ'nün GATA'daki yapılanmasını anlattı. FETÖ'nün, son 5-6 yıldır, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin muayenelerinin yapıldığı, heyet raporlarının verildiği GATA'da etkinliğini artırdığını belirten subay, örgütün, verdiği sağlık raporlarıyla istediklerinin Silahlı Kuvvetlerin çeşitli birimlerinde yükselmesini sağladığını kaydetti.

Paralel örgütün, istemedikleri kişilerin ise "sağlık problemi var" şeklinde rapor yazarak kurumdan ayrılmasına neden olduğunu söyleyen tabip, "Heyet muayenelerinde çoğunluğu elinde bulunduran örgüt, Sağlık Astsubay Meslek Yüksek Okulu ve Harp Okulu da dahil olmak üzere, personel alımlarında söz sahibi oldu. FETÖ böylece, Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel yapısını şekillendirmeye çalıştı. Örgüt, kritik bir kurum olan GATA'da yapılanmasını gizlemek için özel bir çaba sarf etti." ifadesini kullandı.

Başarılı subayların önünü kesti

GATA'nın etik ve akademik kurullarında önemli mevkileri ele geçiren örgütün, üyesi olmayan başarılı subayların akademik ilerlemelerine engel çıkardığını anlatan subay, iftiralar atan örgütün, çok sayıda personelin istifasına neden olduğunu belirtti.  Subay, yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarına geçişlerde, FETÖ üyesi olmayanlara izin vermeyen örgütün, gelecek vaat eden subayların önünü kestiğini söyledi.

FETÖ'cü olmayanlara kadro yok

Akademik personelin yazdığı makalelerin yayımlanmasında, örgüt üyesi olmayanlara yer vermeyen terör örgütünün, puanlarını düşük tuttuğu subayların, akademik ilerlemelerini durdurduğunu belirten subay, şunları kaydetti:

"Bu örgütün Allah korkusu yok. Her türlü iftirayla, yalanla, kumpasla insanları yok etmeye çalışıyorlar. Kendinden olmayanlara GATA'da kadro açmayan FETÖ, çok sayıda doçenti ve profesörü, Türkiye'nin değişik yerlerindeki askeri hastanelere gitmeye zorladı, sürdü. Üst kademelerde, ağırlıklı olarak albay ve general seviyesinde bulunan örgüt üyelerinin asıl hedefi, kuruma yeni alınmış ya da alınacak personel. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. GATA gözlerden uzak olduğu için fazla sorgulanmıyor ama en büyük sorun burada. Çünkü, Türk Silahlı Kuvvetlerine alınacak personelin belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Buradaki Fetullahçı yapının tasfiyesi gerekiyor."

http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-askerlerin-gata-oyunu-40163156 (http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-askerlerin-gata-oyunu-40163156)
Başlık: Askeri Öğrenci: 'Canlı Bombaları Engelleyeceğiz' Diye Kandırdılar
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 15:30:09
Askeri Öğrenci: 'Canlı Bombaları Engelleyeceğiz' Diye Kandırdılar

(http://img.sondakika.com/haber/791/askeri-ogrenci-canli-bombalari-engelleyecegiz-8635791_x_6105_o.jpg)

Darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nü kapatan askeri öğrencilerden Kağan Karalürt, komutanlarının 'canlı bombaları engelleyeceğiz' yalanıyla kandırdıklarını söyledi.

Askeri Öğrenci: 'Canlı Bombaları Engelleyeceğiz' Diye Kandırdılar, System.String[]

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nü trafiğe kapatan ve sonrasında tutuklanan askeri öğrencilerden Kağan Karalürt, savcılık ifadesinde "Komutan 'canlı bomba eyleminin bulunduğunu ve bunun sekiz adet olduğunu ve bunu engellemek için geldiklerini' söyledi." iddiasında bulundu.

"YAZ KAMPI İÇİN YALOVA'YA GİTTİK"

Yeşilköy Hava Harp Okulu ikinci sınıf öğrencisi Karalürt, " Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan hakkında yürütülen soruşturma kapsamında savcıya verdiği ifadede, yaz kampı için Yalova'ya gittiklerini söyledi.

"22.10'DA İÇTİMA ALANINA ÇAĞRILDIK"

Darbe teşebbüsü gecesi saat 21.45'te içtimalarını verdiklerini ve yatmak üzere dağıldıklarını anlatan Karalürt, "22.10'da tekrar içtima alanına eğitim için çağrıldık. Bu durumda tam teşkilatlı ve silahlı olarak eğitim alanına gittik. Burada bazı isimler okundu ve bu kişiler ayrıldı. İsmi okunmayanları başka bir yere ayırdılar." dedi.

"GECE ATIŞ TALİMİNE GİDİYORUZ"

Karalürt, isimleri okunanların üç otobüsle Yalova'dan hareket ettiğini belirterek, içtima alanında isimleri okuyanların ise Üsteğmen Ali Akçay ve Yüzbaşı Metin Kazancı olduğunu bildirdi.

Teğmen Harun Ay ile Burhanettin Koyuncu'nun da kendilerini İstanbul'a taşıyan otobüste bulunduğunu kaydeden Karalürt, "Hareket etmeden önce otobüse mühimmat getirdiler. Otobüsün başında komutan olarak Gazi Odacı vardı. Hareket ettiğimizde kendisine 'nereye gittiğimizi' sorduğumuzda 'planlı eğitimlerin dışında, plansız eğitimlerin de bulunduğunu, gece atış talimine ve eğitimine gittiğimizi' söyledi." beyanında bulundu.

'CANLI BOMBA EYLEMİ YALANI'

Karalürt, otobüste komutana ısrarlı şekilde "Nereye götürüldüklerini" sorduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Gaziosmanpaşa Köprüsü'ne geldiğimizde yolda trafik olduğunu ve ters bir durum olduğunu fark ettik. Israrlı bir şekilde komutana sorduk. Komutan'canlı bomba eyleminin bulunduğunu ve bunun sekiz adet olduğunu ve bunu engellemek için geldiklerini'söyledi. Hatta biz, ' İstanbul'da bu kadar görevli varken bizi neden götürüyorlar?' diye sorduk. Sinirlenip bize 'Susun, kendi aranızda konuşmayın' dedi."

EMNİYET 'KİRPİ' ARACIYLA DURDURDU

Güvenlik şeridinden yola devam ederek Boğaziçi Köprüsü'ne yakın bir yere geldiklerini kaydeden Karalürt, burada emniyetin "kirpi" olarak bilinen aracı tarafından önlerinin kesildiğini söyledi. Bu sırada bazı vatandaşların kendilerine "Bunlar bizim çocuklarımız" diyerek sevgi gösterisinde bulunduğunu, bazılarının da taşlarla saldırmaya başladığını aktardı.

"HAVAYA ATEŞ ETTİM"

Karalürt, ifadesinde şunları da anlattı:

"Köprüde konuşlu bulunan tankların ve askerlerin olduğu yöne doğru 'koş' emri ile koştuk. Silahlarımız yanımızdaydı ancak bazı arkadaşlar silahlarını alamamıştı. Hatta vatandaşa silahlarını veren de olmuştu. Bu sırada bulunduğumuz yerden vatandaşlara silah atışı yapılıyordu, tanklardan da ateş edildi. TOMA'lar sürekli artıyordu. Hatta Tuncay Binbaşı, 'TOMA'lardan birini vuralım' dedi. Bize direkt ateş emri verildi ancak ben 'vatandaşa zarar gelmesin' diye havaya ateş ettim. Komutanlar sürekli ellerindeki cep telefonlarıyla birtakım mesajlar yazıyorlardı."

"VURULACAĞIZ ENDİŞESİYLE KAÇTIK"

Komutanların, sabaha doğru polise teslim olmaya karar verdiklerini belirten Karalürt, "Ancak içlerinden birkaçı 'Teslim olmayacağız, Güneydoğu'da teslim olmadım, burada mı teslim olacağım' dediler." ifadelerini kullandı.

Karalürt, teslim olduktan sonra vatandaşların silahları alıp, tankların üstüne çıktığını aktararak, "Vurulacağız endişesiyle kaçtık. Polis araya girdi. Bir şey olmayacağını söyledi, yere yatmamızı söyledi." dedi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-canli-bombalari-engelleyecegiz-diye-kandirdilar-8635791/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-canli-bombalari-engelleyecegiz-diye-kandirdilar-8635791/)
Başlık: Efkan Ala'dan önemli açıklamalar
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 16:57:35
Efkan Ala'dan önemli açıklamalar

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 16:44Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 16:53
Efkan Ala'dan önemli açıklamalar

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5792239c67b0aa20d0023989.jpg)

İçişleri Bakanı Efkan Ala, darbe girişimiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Jandarmaya yeni düzenleme geliyor.

Canlı yayında konuşan Ala'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

Darbe girişimi gecesi Van’dan Ankara’ya geliyordum. Havaalanına indikten sonra ilk anda cumhurbaşkanımız ve başbakanımıza ulaşamadım.

Emniyete hemen buna müsaade edilmeyeceğini net ve kararlı cümlelerle yakalanması ve gözaltına alınması talimatını verdim.

Havalanın içinde bir karargah oluşturduk ve meseleyi yönetmeye başladık. Benim yaver albayım hemen giderek havaalanı bölük komutanlığına el koydu burayı ben yönetiyorum diyerek.

UÇAĞIM İÇİN DE TALİMAT VERMİŞLER

Benim uçağım için de talimat vermişler Malatya’ya indirilmesi konusunda.

Maalesef durum bu. Evet istihbarat zafiyeti açıkça görülüyor. Sistem zafiyeti var aslında. Bu yapıyı öyle bir kurgulamalıyız ki bir daha darbenin iması dahi olmamalı.

Bu yapı darbe üretiyor öyle ya da böyle. Çünkü güç dağılmamış.

Ben istihbarat konusunda peşin hükümle değerlendirme yapmak istemiyorum ama haber verilmeliydi.

Tehlike tamamen ortadan kalkmadı. Çok hızlı kara alıyoruz. Umarım bu kararları uyguladıktan sonra ortadan kalkar.

Şu anda kayıp asker değil de kaçaklar var. Gözaltına alınması gerekirken henüz gözaltına alınmamış olanlar var

Marmaris'te cumhurbaşkanımızın bulunduğu otele giden 36 kişiden 19’u yakalandı 17’si de aranıyor. Zaman zaman her gün birkaç tanesi daha yakalanıyor. Tedbirleri başından beri aldık.

10 bin 856 kişinin pasaportunu iptal ettik. Bundan 10 bine yakını kamu görevlisi. Yeşil pasaport, hizmet pasaportu sahibi.

246 şehidimiz, 2185 yaralımız var. Gözaltı 10 bin 607, 4496 tutuklu var.

JANDARMAYI TAMAMEN BAKANLIĞA BAĞLAYACAĞIZ

Jandarmayı kesinlikle tamamen içişlerine bağlayacağız.

Benim sistem sorunundan kast etiğim şey, yani sistem öyle bir oluşmalı güç öyle bir dağılmalı ki siyaset karar verdiğinde güç bir yerde savaş varsa oraya yönlendirilebilmeli ve bir daha istihbarat almasanız da kimse darbe yapmaya niyetlenmemelidir.

Sistemi o hale getirmek lazım. Bu yapı böyle devam ederse, istihbaratı gözden geçirsek de bunlar yaşanmaya devam eder.

Mekanize zırhlı tugayın Ankara’da ne işi var? Bu durum kişilerden bağımsız.

Siyasi partilerin hepsine teşekkür ediyorum. Türkiye bir şeyi yakaladı bizim hükümetlerimiz zamanda her krizden bir fırsat çıkarıyoruz.

Kriz büyük bir tehditti ama gereğini yaparsanız sistemi dönüştürmek için de bir fırsattır.

Yetiştirmesi, ataması, görevden alması… Emniyet Genel Müdürlüğü nasılsa Jandarma da öyle olacak.

http://www.hurriyet.com.tr/efkan-aladan-onemli-aciklamalar-40163725 (http://www.hurriyet.com.tr/efkan-aladan-onemli-aciklamalar-40163725)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 22 Temmuz 2016, 17:50:18
15 temmuz Haçlıların kudüsün işgali. 15 temmuz tarihi bilinçli seçilmiş olabilir. Eğer bu Darbeyi  yabancı istihbarat planladıysa böyle rastlantılar olabilir.

Takvim yaprağı çok şeyi anlatıyor.
(http://i.hizliresim.com/l1AARr.jpg)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 17:51:36
15 temmuz Haçlıların kudüsün işgali. 15 temmuz tarihi bilinçli seçilmiş olabilir. Eğer bu Darbeyi  yabancı istihbarat planladıysa böyle rastlantılar olabilir.

Takvim yaprağı çok şeyi anlatıyor.
([url]http://i.hizliresim.com/l1AARr.jpg[/url])


Biraz ciddiyet lütfen!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 22 Temmuz 2016, 17:56:18
sıradan bir tarihi neden seçsinler. Sadece Gülenin bu darbeyi planlandığını düşünenler yanılır.

Arkasında muhakkak bazı ülkeler çıkacak.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 18:01:21
sıradan bir tarihi neden seçsinler. Sadece Gülenin bu darbeyi planlandığını düşünenler yanılır.

Arkasında muhakkak bazı ülkeler çıkacak.

Neden seçmesinler! 15 Temmuz ile ilişkilendirilebilecek tarihte o kadar çok şey var ki! Birine lotodan büyük ikramiye çıkma olasılığından bile az bir rastlantı neden gerçeği yansıtsın?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TR(B) - 22 Temmuz 2016, 19:01:05
SKYWOLF sen yabancıların içindeki  Türk düşmanlığının ne kadar büyük olduğunu bilmiyorsun. adamlar yemeden içmeden forumlarda, sitelerde Türk düşmanlığı yapıyor. Düşmanlarımız, sözde müttefiklerimiz pydyi, pkkyı , solcu, sağcı terör örgütlerini  destekliyor. işid ile anlaşabilseler onları bile desteklerler.

Bölgede ve dünyada Genlerine kadar işlemiş Türk düşmanlıkları var.  Romanyalı bir çingene ile  ermeninin ortak özeliği Türk düşmanlığıdır. bir sırp ile avustralyalı anzak piçinin ortak özelliği Türk düşmanlığıdır. Bir yunan ile bir çinlinin ortak düşmanı Türklerdir.  Bölgede rusya ile amerikanın başını ağrıtan düşman Türklerdir. Yani şunu demek istiyorum Türk düşmanlıkları birçok etnik yapıyı birleştiriyor. aynı şekilde araplarda da Türk düşmanlığı var.

Büyük oynayanlar büyük planlar yapar. ben darbe girişimi olduğu gün, küçük bir kesim bu kalkışmayı yaptı sanmıştım. düşüncem her geçen dakika yeni bilgiler ile değişiyor. Planlanmış organize edilmiş büyük bir darbe girişimiydi. Halk sokağa dökülmezse başaracaklardı.

Dar pencereden bakınca bazı şeyler saçma gelebilir. Büyük pencereden bakıp her şeyi anlamaya çalışmalıyız.

Avrupanın en büyük gücü Almanya dır. ingiltere, fransa, ispanya, italya Tükenmiş durumda nüfusları yaşlanıyor .  almanyanın bu planlarda muhakkak parmağının çıkacağını düşünüyorum.  Nüfusumuz neredeyse almanyayı yakaladı. Şu an  Avrupanın 2 büyük nüfusuna sahibiz. 3-5 yıl içinde almanyanın nüfusunu geçerek avrupanın en kalabalık ülkesi olacağız.

 ABD güleni teslim edecek mi hep birlikte göreceğiz. Söz de müttefiklerimizin kıvırmalarını hep birlikte göreceğiz.

Darbe sadece siyasilere yapılmadı. Türkiye Cumhuriyetine karşı yapıldı. Ülkemiz çok büyük bir saldırı atlattı.

oyunları büyük kuranlar saçmalamış. Türk halkı bu saçmalıklara kanıyla cevap verdi.

Tankın önüne yatan saçma iş yapan arkadaşları hesaba katmamışlar. Mermilerin üstüne ısrar ile yürüyerek saçmalayan Türkleri hesaba katmamışlar.

Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 20:06:48
Sen de herşeyi çok biliyorsun (!)
Neyi bilip bilmediğimi nereden biliyorsun?
Kaç yaşındasın merak ediyorum!
Kimler yemeden içmeden hangi forumlarda Türk düşmanlığı yapıyorlar?
Sadece Türk düşmanlığı mı yapıyorlar yoksa başkalarına da düşmanlar mı?
Tek tek kayıt altına almış gibisin de ondan soruyorum.
Bütün dünya bize düşmansa neden hepsi birleşip bize saldırmıyor?
Bunun yerine neden her sene milyonlarcası ülkemize turist olarak gelip para bırakıyor?

Dar pencereden bakmıyoruz ki!
Senelerdir  büyük resmi göstermek için yırtınıyorum kör gözlere. Aha o resim şimdi bazı körlerin br tarafına....

Fırsat bulursan yurtdışına çık. Bak bakalım insanlar dışarıda yemeden içmeden Türk düşmanlığı yapıyor mu?
Yoksa herkes bizim gibi işinde gücünde mi?

Almanya daha çok şu sakallı, sarıklı, cübbeli tiplerle dolu olan cemaatlere destek veriyor senelerdir. Ama feto ABD'de CIA tarafından korunuyor. Şimdi fetonun suçlarını belgelediğimizde, onun da arkasında olana hesap soracak mıyız? Yoksa sormayacak mıyız? Belki bu gü ABD, belki Avrupada, yada hepsi, veya hepsini parmağının ucunda oynatan gizli masonik örgütler!
Başlık: Üç bakan Gülen'in iadesi için Amerika'ya gidiyor
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 20:28:18
Üç bakan Gülen'in iadesi için Amerika'ya gidiyor

Hürriyet Haber
22 Temmuz 2016 - 18:48Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 18:50
Üç bakan Gülen'in iadesi için Amerika'ya gidiyor

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579240cb67b0aa20d0023f94.jpg)

Enerji Bakanı Berat Albayrak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Fethullah Gülen’in iadesi konusunu görüşmek için ABD’ye gideceğini söyledi.

Enerji Bakanı Berat Albayrak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Fethullah Gülen’in iadesi konusunu görüşmek için ABD’ye gideceğini söyledi.

ABD: Birlikte çalışalım

ABD yönetimi, darbe girişimi sonrası Ankara’ya yaptığı soruşturma için teknik destek sağlama önerisinden sonra ikinci bir kritik teklifte daha bulunmuştu. Washington, darbe girişimini planlamakla suçlanan Fetullah Gülen’in iade başvurusuna yardım edecek, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı mensuplarından oluşacak karma bir özel ekip kurulup Ankara’ya yollanabileceğini belirtmişti.

 İade talebi elektronik ortamda iletilmişti

 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fethullah Gülen’in iadesinin elektronik ortamla ABD'ye iletildiğini belirterek, "Bu istek talebinde geçici olarak tutuklanmasını talep ettik" demişti.

http://www.hurriyet.com.tr/uc-bakan-gulenin-iadesi-icin-amerikaya-gidiyor-40163974 (http://www.hurriyet.com.tr/uc-bakan-gulenin-iadesi-icin-amerikaya-gidiyor-40163974)
Başlık: Obama'dan flaş Türkiye açıklaması
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 20:30:50
Obama'dan flaş Türkiye açıklaması

REUTERS
22 Temmuz 2016 - 19:45Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 20:07
Obama'dan flaş Türkiye açıklaması

ABD Başkanı Barack Obama Türkiye'deki darbe girişimine dair flaş açıklamalarda bulundu. Obama "ABD'nin, Türkiye'deki darbe girişimiyle ilgisi olduğu yönündeki tüm iddialar asılsızdır" dedi.

Obama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ABD'nin demokratik yollarla seçilmiş hükümeti desteklediğini belirtrti.

Ayrıca Obama, demokrasiyi devirmeye yönelik girişimlere şiddetle karşı çıktığını aktardı. Obama, "ABD'nin darbeden daha önce haberdar olduğu bilgisi tamamen yanlış. Bu tür dedikodular Türkiye'deki ABD vatandaşlarını tehlikeye sokuyor" dedi. Obama, her türlü iade talebinin  ABD'nin yasal süreçlerini takip edeceğini aktardı.

Obama, "Gülen'in iadesiyle ilgili süreç hukuka uygun şekilde ilerleyecek; karar verici ben değilim" dedi.

Öte yandan Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Gülen'in, başarısız darbe girişiminde dahli olduğunu düşünüyorsa kanıt sunması geretiğini söylediğini aktardı.

Obama IŞİD karşıtı koalisyonda Türkiye ile varılan mutabakatta bir değişikliğin olmamasının önemli olduğunu kaydetti.

http://www.hurriyet.com.tr/obamadan-flas-turkiye-aciklamasi-40164033 (http://www.hurriyet.com.tr/obamadan-flas-turkiye-aciklamasi-40164033)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 22 Temmuz 2016, 21:17:36
Mustafa Kemal Atatürk' ün büyüklüğünü her geçen gün daha iyi anlayabiliyoruz. Ne diyor du;

'' Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz;
en doğru, en hakiki yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir.”

Ne kadar doğru ve güzel bir sözdür- Bugünlerde daha iyi idrak ediyoruz.

Bir şıh' a, şeyh' e, dervişe' e müritlik etmek; mensubiyet duygusu ile bağlanmak insan olana yakışmaz diyor. İllaki bir tarikata bağlanacaksak; en doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır. İnsan olmak için medeniyet tarikatına bağlı olmak yeterlidir- diyor. Muhteşem bir tespittir.

Neticede insanı hayvandan ayıran şey nedir diye sormuş olsalar; doğru cevaplardan birisi de elbette çağdaşlıktır, medeniyettir, uygarlıktır. Bir maymunun, kedinin, horozun, sığır sürüsünün medeniyet yarattığı, uygarca hareket ettiği görülmüş müdür (!)

Kula kulluk edenlerde, olmayacak kişilere mensubiyet duygusu ile bağlı olanlarda vatan, millet, bayrak, din, iman duygularının saptırılmış olduğunu; her insanda olması gereken genel ahlâk kurallarından ise mahrum olduklarını söylemeye bile hacet yoktur.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TCG Dumlupınar - 22 Temmuz 2016, 21:26:42

Neticede insanı hayvandan ayıran şey nedir diye sormuş olsalar; doğru cevaplardan birisi de elbette çağdaşlıktır, medeniyettir, uygarlıktır. Bir maymunun, kedinin, horozun, sığır sürüsünün medeniyet yarattığı, uygarca hareket ettiği görülmüş müdür (!)


Görülmüştür... evrimciler diğer bir adıyla ateistler. Maymundan geldiğimizi söylüyorlar ya...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 22 Temmuz 2016, 21:32:42

Neticede insanı hayvandan ayıran şey nedir diye sormuş olsalar; doğru cevaplardan birisi de elbette çağdaşlıktır, medeniyettir, uygarlıktır. Bir maymunun, kedinin, horozun, sığır sürüsünün medeniyet yarattığı, uygarca hareket ettiği görülmüş müdür (!)


Görülmüştür... evrimciler diğer bir adıyla ateistler. Maymundan geldiğimizi söylüyorlar ya...

 :) farklı bir bakış açısı oldu- teşekkür ederim.

Hadi ateistler için dediğinizi doğru kabul edelim;
peki sığır sürüsünden evrim geçiren olmuş mu ?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TCG Dumlupınar - 22 Temmuz 2016, 21:35:43
Oda var aha bu fetöcüler otlak dar gelmiş. :)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 21:57:27
Oda var aha bu fetöcüler otlak dar gelmiş. :)


Akşam akşam... ;D ;D ;D ;D

Otlaktan çıkıp orduya yerleşmelerini anlatan gerçek bir hikaye...

Alıntı
az kaldı az...

yıllar evvel bu adamlar yüzünden hayatım karardığında arkadaşlarım "sen merak etme hak yerini elbet bulur" falan derlerdi. harp okulu'ndan henüz ayrılmıştım o zaman, daha doğrusu ayrılmak zorunda kalmıştım. mal gibiydim lan, boş boş olanları anlamaya çalışıyordum. 10 yaşından beri hayalini kurduğum mesleği ellerimden aldılar. ne yapacağımı bilmiyordum...

Devamı için >> https://eksisozluk.com/entry/61869413 (https://eksisozluk.com/entry/61869413)

Acaba kaç uyarı yapıldı! >> http://cokizlenen.xyz/bu-fethullah-gulen-basiniza-bela-olacak-kamer-gencle-dalga-gecmek-yerine-dinleseydiniz-bunlar-basimiza-gelmezdi-1 (http://cokizlenen.xyz/bu-fethullah-gulen-basiniza-bela-olacak-kamer-gencle-dalga-gecmek-yerine-dinleseydiniz-bunlar-basimiza-gelmezdi-1)
Başlık: Darbeci askerler düğündeki generalleri böyle gözaltına almış
Gönderen: SKYWOLF - 22 Temmuz 2016, 22:21:13
Darbeci askerler düğündeki generalleri böyle gözaltına almış

Hürriyet Haber
22 Temmuz 2016 - 18:24Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 18:30
Darbeci askerler düğündeki generalleri böyle gözaltına almış

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57923b3c0f25454a080293cd.jpg)

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Şanver'in kızının, İstanbul Moda Deniz Kulübü'ndeki düğününde bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı ve üst düzey 10 generalin darbeci askerler tarafından gözaltına aldıkları görüntüler ortaya çıktı.

http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-askerler-dugundeki-generalleri-boyle-gozaltina-almis-40163946 (http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-askerler-dugundeki-generalleri-boyle-gozaltina-almis-40163946)
Başlık: Üsteğmen Kafkas: Partigöç, Akın Öztürk'ü Arayıp 'Siz de Akıncı'ya Geçin' Dedi
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 09:20:02
Üsteğmen Kafkas: Partigöç, Akın Öztürk'ü Arayıp 'Siz de Akıncı'ya Geçin' Dedi

Genelkurmay Başkanlığı'nda darbe girişimine tanıklık eden ve ifade veren Üsteğmen Fahri Kafkas, hainlik gecesini ayrıntılarıyla anlattı.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı'nda yaşananlara tanıklık eden Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı'nda takım komutanı olan Üsteğmen Fahri Kafkas'ın ifadesi ortaya çıktı. Kafkas, o gece komuta katında yaşananları Genelkurmay Görüntü İzleme Merkezi'nde saniye saniye izledi.

BİLGİ SAHİBİ SIFATIYLA İFADESİNE BAŞVURULDU

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'bilgi sahibi' sıfatıyla ifadesine başvurulan Kafkas, saat 21.30 sularında karargâhın 1-A Kapısı'nda görevli Uzman Çavuş Serkan'ın, tabur komutanlarını anons ederek, Emir Subayı Levent Türkkan'ın 1-A Kapısı'nda hiçbir rütbeli personel kalmaması talimatını ilettiğini söyledi.

"GÖRÜNTÜ İZLEME MERKEZİNE GELMEMİ İSTEDİ"

Türkkan'ın talimatının ardından başlarında bir kurmay albay olan 25-30 kişilik Özel Kuvvetler timinin yanından geçerek, 1-A Kapısı'ndan komutan katına girdiğini belirten Kafkas, "Tabur komutanımız Hasan Yücel, telsizle Görüntü İzleme Merkezi'ne gelmemi istedi.

"YAŞANANLARI İZLEMEYE BAŞLADIK"

Tabur komutanım olağandışı bir durum olduğunu düşünerek Görüntü İzleme Merkezi'ne gelip görüntüleri takip ettiğini söyledi. İçeride Destek Kıtaları Grup Komutanı Albay Cengiz Aydın da vardı, kapıyı içeriden kilitledik ve komuta katında yaşananları izlemeye başladık" diye konuştu.

Kafkas, o geceyi şöyle anlattı:

"TATBİKAT OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜK"

Genelkurmay Başkanı'nın karargâhında Tümgenaral Mehmet Dişli, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Albay Ramazan Gözel, Yarbay Levent Türkkan, Yarbay Oktan Felekoğlu, Yarbay Bünyamin Tüneri'yi gördüm. Bu şahısların sürekli konuşarak gezmesi dikkatimi çekti. 25-30 kişilik Özel Kuvvetler ekibi katlara dağıldı. Genelkurmay Başkanı'mızın koruma ekibi ile Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü'nün ellerinin ve gözlerinin bağlı olduğunu gördüm. İlk başta tatbikat olduğunu düşündük.

"KKK KOMUTANI ÇOLAK YERE SERİLDİ"

Bir müddet sonra Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Salih Zeki Çolak ve KKK Kurmay Başkanı İhsan Uyar, araçla karargâh kapısına geldi. İkisi de araçtan iner inmez Özel Kuvvetler tarafından yere serildi ve elleri arkadan bağlandı. Kalabalık olmasından dolayı nereye götürdüklerini tespit edemedim.

'KOMUTANLAR TUTUKLANACAK' YALANI

Bir süre sonra Partigöç ile Yarbay Gökhan Eski, Görüntü İzleme Merkezi'ne geldi. Kapıyı çaldılar, açtık ve içeri girdiler. Partigöç cep telefonu ile mesajlaşıyordu. Grup Komutanı Cengiz Aydın durumun ne olduğunu sorunca Partigöç, "Yaklaşık 1 haftadır komutanlarımızın güvenliğiyle ilgili duyumlar aldık. Hükümet tarafından tutuklanacağını duyduk. Onlardan önce hareket edip komutanlarımızı güvenli yere sevk edeceğiz. Komutanları tahliye ettikten sonra halk galeyana gelebilir. Genelkurmay çevresinin emniyetinin sağlanması gerekiyor" dedi.

"ZORLAMA OLMADI"

Bir süre sonra Partigöç ve Eski gitti. Görüntüleri takip ettiğimiz sırada Genelkurmay Başkanı'mızın komuta katından tahliye edildiğini gördüm. Etrafı Özel Kuvvetler tarafından çevrelenmiş şekilde binadan çıktı. Elinde kepi ve montu vardı, herhangi bir zorlama olmadı. Genelkurmay 2. Başkanı'nın nasıl dışarı çıkarıldığını göremedim.

"AKIN ÖZTÜRK'Ü ARADI"

Partigöç, tekrar Görüntü İzleme Merkezi'ne geldi. Genelkurmay Başkanı'nı emniyetli bir yere tahliye ettikleri söyledi. Bu sırada Partigöç, YAŞ üyesi Akın Öztürk'ü arayarak, "Komutanı Akıncı Üssü'ne tahliye ettik, siz de oraya geçin" dedi. Görüşmeyi sonlandırdıktan sonra grup komutanımıza halkın karargâha girme ihtimaline karşı çevre emniyetinin sağlanması gerektiğini söyledi. Çıkarken de pide-fırın bölgesinde kollarından bağlanmış er ve birkaç rütbeli personelin Özel Kuvvetler personeli tarafından bekletildiğini söyleyerek, "Ben şimdi talimat veriyorum, onları bırakacaklar, siz bunları tabura güvenli bir şekilde götürürsünüz" dedi.

"SİPER ALDIK"

Hava aydınlanana kadar Hizmet Taburu'nda bekledik. Gün ağardıktan sonra hasar tespiti yapmak üzere tabur komutanım Yücel ile birlikte komuta katına gittik. Genelkurmay Başkanı'nın emir subayının odasında daha önce paralel yapılanmadan işlem yapılan Albay Muharrem Öztürk'ü gördük ancak yanına gitmeden dışarı çıktı. Yücel ile Genelkurmay Başkanı'nın tahliye edilmediği, darbe girişimi olduğu sonucuna vardık. Hizmet Taburu'na gidip istişare yaptık, tüm er ve erbaşları tahliye etmemiz gerektiğini düşündük. Grup komutanımız Cengiz Aydın'a durumu bildirdik. Bunun üzerine Genelkurmay'ın 5 No'lu kapısına yaklaşık bin askeri yönlendirdik ve polisle koordineli tahliyelerini sağladık.(Kaynak: Habertürk)

http://www.sondakika.com/haber/haber-ustegmen-kafkas-partigoc-akin-ozturk-u-arayip-8638868/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-ustegmen-kafkas-partigoc-akin-ozturk-u-arayip-8638868/)
Başlık: Ünal: Akın Paşa Yalan Söylüyor, Genelkurmay'ın Açıklaması da Doğru Değil
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 09:20:45
Ünal: Akın Paşa Yalan Söylüyor, Genelkurmay'ın Açıklaması da Doğru Değil

15 Temmuz gecesi Moda Deniz Kulübü'nde rehin alınan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal, personelini topladı, olay gününü anlattı.

15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gecesi Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğünü için bulunduğu Moda Deniz Kulübü'nde rehin alınan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, personelini karargahta topladı. Darbe girişiminde yaşananları öfkeyle ve kızgınlıkla anlattı.

Org. Ünal, Hava Kuvvetleri'ni FETÖ'den temizlemeye and içti. Ünal'ın personeliyle paylaştığı bilgilere göre olay şöyle gelişti:

ERBİLGİN'İN EŞİ SORDU

Abidin Ünal, darbe girişimine yönelik hareketlilikten, darbeci askerlerin gözaltına aldığı Korgeneral Fikret Erbilgin'in eşinden gelen telefonla haberdar oldu. Erbilgin'in eşi, panikle Ünal'ın eşini arayarak Erbilgin'in neden gözaltında olduğunu öğrenmeye çalıştı. Ünal, bunun üzerine saat 21.30'da Genelkurmay Karargahı'nı arayarak Org. Hulusi Akar ile görüşmek istedi ancak Akar'ı olay gecesi derdest edenler arasında bulunan emir subayından, "Şu an toplantı halinde, müsait olunca görüştüreceğim" yanıtını aldı. Ünal'a o gece Karargah'tan kimse dönüş yapmadı.

İKİNCİ HELİKOPTER İNDİ

Saat 23.00 sıralarında Moda Deniz Kulübü'ne bir helikopterle gelen askerler Org. Ünal'a, "Güvenliğiniz tehlikede, sizi korumaya almamız lazım" diyerek komutanı götürmeye çalıştı. Ancak Ünal, helikoptere binmedi ve askerleri uzaklaştırdı. İlk helikopter ayrıldıktan sonra saat 24.00'te Moda Deniz Kulübü'ne ikinci helikopter indi.

DERDEST EDİLDİ

Org. Ünal, Korg. Şanver ve diğer bazı generaller darbeci subaylar tarafından derdest edilerek Akıncılar'a götürüldü. Akıncılar'da Ünal'ı, bir önceki Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Ahmet Özçetin karşıladı.

"AKINCI ÜSSÜ'NÜ VURUN"

Org. Ünal, Akıncı Üssü'nde bir odaya kapatıldı. Başına da bir muhafız dikildi. 16 Temmuz günü saat 12.00 sıralarında darbe girişiminin başarısız olduğu anlaşılınca odadaki muhafız durumdan korkarak cep telefonunu Orgeneral Ünal'a verdi. Telefonunu alan Ünal'ın ilk talimatı, "Akıncı Üssü'nü vurun" oldu. Üssün savaş uçaklarıyla bombalanmasının ardından saat 16.00 sıralarında darbe girişimi bitirildi, Akıncı Üssü ele geçirildi.

"AKIN PAŞA'YA GÜVENMİYORUM, GENELKURMAY'IN AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL"

Alınan bilgiye göre Abidin Ünal, personeline, darbe girişiminden tutuklanan ve Genelkurmay Başkanlığı açıklamasıyla aklanmaya çalışılan YAŞ Üyesi Akın Öztürk hakkında da "Ona güvenmiyorum" dedi. Ünal, "Akın Paşa kesinlikle doğru söylemiyor. Genelkurmay'ın açıklaması da doğru değil. Hiçbirine kefil değilim. Güvenecek kimse kalmadı" ifadelerini kullandı.

"YA SİYAHSINIZ YA BEYAZ"

Hava Kuvvetleri'nde FETÖ üyesi asker bırakmamaya and içen Ünal, personelini şu sözlerle uyardı: "Gri yok. Siyah ya da beyaz var. Ya siyahsınız ya beyaz. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda 20 bin personel var. Gerekirse 10 bin kişi ile çalışırım ama 1 tane bile FETÖ'cü kalmayacak."

Kaynak: Yeni Şafak
http://www.sondakika.com/haber/haber-hava-kuvvetleri-komutani-akin-pasa-dogru-8638891/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-hava-kuvvetleri-komutani-akin-pasa-dogru-8638891/)
Başlık: Erdoğan'dan Hakan Fidan'a: Çok Kötü Sınav Verdiniz
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 09:21:50
Erdoğan'dan Hakan Fidan'a: Çok Kötü Sınav Verdiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a "Çok kötü sınav verdiniz" dediği, Fidan'ın da "Ne emrederseniz onu yapmaya hazırım" yanıtı verdiği öğrenildi.

Darbe girişiminin ardından en çok tartışılan konuyu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın durumu oluşturuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, katıldığı televizyon programlarında istihbarat zafiyeti olduğunu kendisine de söylediğini dile getirirken, bir gün önce Erdoğan ile Fidan arasında ilginç bir diyalog geçtiği öğrenildi.

GÖREV İHMALİ TARTIŞMALARI

Darbe girişimi ihbarı üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı arayıp saat 16.00'da toplantı düzenleyen ve önlemleri görüşen Fidan'ın ondan sonraki süreçte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı aramakta gecikmesi, 'görev ihmali' tartışmasını beraberinde getirdi.

"SÜRECİ YÖNETEMEDİNİZ, ÇOK KÖTÜ SINAV VERDİNİZ"

El Cezire televizyonu ve Reuters haber ajansına verdiği röportajlarda darbe girişimini eniştesinden öğrendiğini söyleyen Erdoğan, edinilen bilgiye göre Fidan'a, "Süreci yönetemediniz, çok kötü sınav verdiniz" dedi. Fidan'ın ise "Ne emrederseniz onu yapmaya hazırım" yanıtı verdiği öğrenildi.

Erdoğan'ın TSK, MİT ve diğer istihbarat birimlerinde görev değişikliği planladığı, ancak, 'geçiş süreci'nde yeni zafiyet yaratmamak için aceleci davranmayacağı dile getirildi.

CİDDİ BİR KARAR

Parti içinde bazı kurmaylar, "Fidan'ı başarısız diye eleştirirken, yerine getirilecek isimle ilgili emin olmak gerekiyor. Hem daha başarılı olacağına, hem de güvenilir olacağına dair doğru tespit yapmak lazım. Bu çok ciddi bir karar. Cumhurbaşkanı bu nedenle bir süre daha bekleyecek" değerlendirmesinde bulunuyor.

İSTİHBARAT ZAFİYETİ VAR

Bazı parti kurmayları ise " Cumhurbaşkanı YAŞ'la birlikte bir dizi görevden almaya karar verecek. Daha fazla beklemeyecek. Bunlardan biri de Fidan olacak. Fidan'la ilgili sorun ilk kez yaşanmıyor. Açık bir istihbarat zafiyeti var. MİT'e bilgi öğlen geliyor, öğleden sonra Genelkurmay'a gidiyor, toplantı yapıyor. Saat 21'den önce kendisine ulaşılamıyor. Cumhurbaşkanı saat 15.00 gibi eniştesinden gelen telefonla 'bir hareketlilik' olduğunu öğreniyor" diye konuştu.

İSTİHBARATA ÇATI ÖRGÜT

Devletin zirvesinin bir araya geldiği güvenlik toplantılarında, istihbarat zafiyeti de tartışıldı. Daha önce ortak çalışmayı arttırmak için yapılan yasal düzenlemelerin de yeterli olmadığı konuşuldu. Askeri istihbarat, emniyet istihbarat ve MİT'in koordineli çalışmasını sağlamak için "yeni bir çatı örgütlenmesine ihtiyaç olduğu" ifade edildi. Bu çatı örgütün bir sivil kurum olması gerektiği dile getirilirken, yeni yapılanmada bu üst yapının MİT olmasının doğru olacağını söyleyenler oldu. Ancak köklü bir çalışma gerektiği ifade edildi. Toplantılarda, bu konuda yasal düzenlemeye ilişkin çalışma yapılması ve bunun sonraki toplantılarda tekrar değerlendirilmesi karara bağlandı.

GÖREVDEN ALMA DA İSTİFA DA YOK

Erdoğan'ın Fidan ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda görüştüğü haberi dün akşam saatlerinde açıklandı. Yaklaşık 2 saat süren görüşme talebinin Fidan'dan geldiği öğrenildi. İstihbarat zafiyeti bulunduğu açıklamaları göz önüne alındığında Fidan'ın istifası ya da görevden alınacağı beklentisi ortaya çıkmıştı. Ancak görüşmede bunların gündeme gelmediği iddia edildi. Bir yetkili, "Görevden alma da istifa da yok, Sayın Müsteşar devam ediyor" dedi. Fidan'ın darbe girişimi ve sonraki süreçle ilgili Erdoğan'a MİT'in yaptığı analizle ilgili bilgi verdiği öğrenildi.

Kaynak: Hürriyet
http://www.sondakika.com/haber/haber-erdogan-dan-hakan-fidan-a-cok-kotu-sinav-8638859/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-erdogan-dan-hakan-fidan-a-cok-kotu-sinav-8638859/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 09:34:20
O Albaylar Gitti, Yerine Darbeciler Geldi >> http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/sedat-ergin_308/o-albaylar-gitti-darbeciler-geldi_40164262 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/sedat-ergin_308/o-albaylar-gitti-darbeciler-geldi_40164262)

Katıldığım çok güzel bir yazı >> http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/kan-akittin-kan-ey-fetullahci_40164279 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/kan-akittin-kan-ey-fetullahci_40164279)
Başlık: Düğünde şahitken Akın Öztürk gitmemiş
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 10:57:43
Düğünde şahitken Akın Öztürk gitmemiş
Abdulkadir SELVİ23 Temmuz 2016 - 07:36Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 07:48
Düğünde şahitken Akın Öztürk gitmemiş

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5792f574c03c0e287c18b37f.jpg)

Hava Kuvvetleri 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece İstanbul’da Eskişehir Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver’in kızının düğünündeydi.

Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal ile Şanver Paşa darbeciler tarafından düğünde derdest edilmişlerdi. İleride Hava Kuvvetleri Komutanı olacak gözüyle bakılan Şanver Paşa’nın kızının düğününde bir tek Akın Öztürk Paşa yoktu. Akın Öztürk’ün o gece düğüne gitmek yerine darbeye iştirak etmesi ise şaşkınlıkla karşılanmıştı.

ŞAHİTKEN GİTMEMİŞ

Darbenin lideri olarak gösterilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın Öztürk hakkında da çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Akın Öztürk’ün o düğünde nikâh şahitlerinden biri olduğu ortaya çıktı. Düğüne katılacağı ve kız tarafının şahidi olarak nikâh masasında yer alacağını bildiren Akın Öztürk, öğle saatlerinde Şanver Paşa’yı arayıp nikâha katılamayacağını bildiriyor. İstanbul’daki nikâh yerine Akıncı Üssü’ne geçmek suretiyle darbeye karışan Akın Öztürk’le ilgili ilginç nokta sadece bu değil. 24 Temmuz tarihine kadar izinli olan ve tatilini geçirmek üzere İzmir Gümüldür’de bulunan Öztürk Paşa, tatilini yarıda keserek 15 Temmuz Cuma günü İzmir’den Ankara’ya geçerek en yüksek rütbeli general olarak darbeye katılıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/dugunde-sahitken-akin-ozturk-gitmemis-40164809?utm_source=email&utm_medium=newsletter&utm_channel=Mail&utm_content=manset_gorsel (http://www.hurriyet.com.tr/dugunde-sahitken-akin-ozturk-gitmemis-40164809?utm_source=email&utm_medium=newsletter&utm_channel=Mail&utm_content=manset_gorsel)
Başlık: Er 'darbeci' olduğunu markette öğrendi
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 11:38:51
Er 'darbeci' olduğunu markette öğrendi
Hürriyet Haber23 Temmuz 2016 - 09:49Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 10:17
Er 'darbeci' olduğunu markette öğrendi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5793140167b0a91a6c949711.png)

Darbecilerin tatbikat diye kandırdığı erlerden biri marketten su alırken televizyonda söylenenleri görünce şok oldu.

Darbeciler tarafından 15 Temmuz gecesi ''tatbikat var' deyip yataklarından kaldırılıp tanklarla İstanbul Valiliği'ne götürülen erler, darbe girişimini marketteki televizyondan öğrendi.

aHaber'de yayınlanan görüntülerde su almak için markete giren bir asker televizyonda söylenenleri görünce şok oldu. Şaşkınlığı yüzünden okunan er, bir süre televizyonda söylenenleri dinledikten sonra gözyaşları içinde darbecilerin safından vatandaşın yanına geçip bayrağı öptü.

http://www.hurriyet.com.tr/er-darbeci-oldugunu-markette-ogrendi-40164950 (http://www.hurriyet.com.tr/er-darbeci-oldugunu-markette-ogrendi-40164950)
Başlık: 81 ile resmi yazı... Suikast alarmı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 11:53:01
81 ile resmi yazı... Suikast alarmı
Hürriyet Haber23 Temmuz 2016 - 09:59Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 10:06
81 ile resmi yazı... Suikast alarmı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/408x545/5793163618c77344d4d070ca)

15 Temmuz’daki darbe girişiminden 3 gün sonra Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 81 ildeki Emniyet birimlerine gönderilen gizli ibareli bilgi notunda “HDP’lilere yönelik suikast girişimi olabilir” uyarısı yapıldı.

Suikast korkusu 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminden 3 gün sonra 81 ilde Emniyet birimlerinin HDP’lilere yönelik suikast girişimine karşı uyarıldığı ortaya çıktı. Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, 81 ilin Emniyet Müdürlüğü’ne 18 Temmuz 2016 tarihinde gönderdiği ‘gizli’ ibareli bilgi notunda PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kaldığı İmralı Cezaevi’nin “cemaat yapılanmasına bağlı kişilerce askeri amaçlı ve donanımlı hava 81 ile resmi yazı... Suikast alarmı
araçlarıyla tahrip edilmesinin planlandığı” bilgisine de yer verildi. Bilgi notunda HDP milletvekilleri ile yöneticilerine yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmesi halinde “darbe girişimine karşı sokağa dökülen yurttaşlar ile PKK/ KCK’ye yakın kişilerin karşı karşıya gelebileceği” ülke genelinde karşıt grupların çatışmalarının kaos ortamı yaratacağı uyarısı yapıldı.

DARBE GECESİ GÜVENLİK ALARMI

Darbecilerin 15 Temmuz’daki kanlı girişiminin ardından İmralı’yla ilgili çok sayıda iddia gündeme gelmişti. Darbe girişimi soruşturması kapsamında Kazlıçeşme’de yakalanan 12 albayın, Zeytinburnu’ndan zodyak botlarla donanma gemilerine gitmeyi, oradan da Abdullah Öcalan’ı kaçırmak için İmralı Adası’na ulaşmayı planladıkları iddia edilmişti. Darbe girişiminin gerçekleştirildiği gece İmralı’da da güvenlik alarmı verildi. 15 Temmuz’dan 3 gün sonra ise 81 ilin Emniyet Müdürlüğü’nün hem İmralı için hem de HDP’li milletvekillerine yönelik saldırı girişimlerine yönelik uyarıldığı uyardığı ortaya çıktı.

http://www.hurriyet.com.tr/81-ile-resmi-yazi-suikast-alarmi-40164967 (http://www.hurriyet.com.tr/81-ile-resmi-yazi-suikast-alarmi-40164967)
Başlık: 1200 Er Serbest Bırakıldı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 11:54:00
1200 Er Serbest Bırakıldı

Hürriyet Haber23 Temmuz 2016 - 11:07Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 11:42
Son dakika haberi: 1200 er hakkında flaş karar

Son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak yaptığı açıklamada, darbe suçuna karışmamış 1200 erin serbest bırakıldığını açıkladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Kodalak, "Halka ateş açmamış, halkın üzerine askeri araç sürmemiş, ne olduğunu bilememiş erleri hızla ayıklayacağız. O hainlerin Ergenekon, Balyoz soruşturmalarında yaptıkları gibi, masum askerleri de tabii ki katmayacağız. Bizim soruşturmamız onlarınkine benzemeyecek. Biz adil davranacağız. Biz devletin savcılarıyız, onlar örgütün hakim, savcıları idi" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-1200-er-serbest-birakildi-40165078 (http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-1200-er-serbest-birakildi-40165078)
Başlık: "Eşcinsel ilişkiyle suçlayıp askeri okuldan attılar"
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 12:21:04
Askeri okullarda fetocuların kendileri gibi olmayan öğrencileri nasıl uzaklaştırdıklarını anlatan başka bir örnek daha!

"Eşcinsel ilişkiyle suçlayıp askeri okuldan attılar"

AA23 Temmuz 2016 - 11:43Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 12:02

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) baskıları nedeniyle 2011 yılında İstanbul Tuzla'daki Deniz Harp Okulunu bırakan C.K, askeri okullarda da örgütlenen örgüt mensuplarının kendilerinden olmayanları yıpratmak için komplolara başvurduğunu ve iftiralar attığını söyledi.

Eskişehir'de yaşayan C.K, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2003 yılında Heybeliada Deniz Lisesini kazandığını belirterek, okula başladıktan bir süre sonra çok başarılı öğrenciler hakkında linç kampanyalarını gördüklerini ancak ne olduğunu anlamadıklarını kaydetti.

Devre birincisi olan çocuk hakkında hırsızlık iftirası atıldığını ve bu kişinin istifa etmek zorunda bırakıldığını aktaran C.K, şöyle konuştu:

"Bazı öğrenciler hakkında 'cinsel içerikli partilere katılmış, videoları var' diye söylentiler çıktı. Halbuki kimse video görmedi. Bazı başarılı öğrencilerin okula uyuşturucu getirdiği söylendi. Türk Silahlı Kuvvetlerinde üzerinize böyle bir iftira atıldıysa rütbe almanız zorlaşıyor. Temize çıksanız da üzerinizde leke kalıyor. Okul içinde ayakkabın boyasız, saç tıraşın kötü gibi bahanelerle üzerimize baskı kuruldu. Bazı arkadaşlarımızın çantasında onlardan habersiz bırakılan yasak objeler bulundu. Bazı insanların hiç hak etmediği halde linç edildiğini, bazılarının ise parladığını görmeye başladık. Okul birincisi arkadaşımızı sınıfta bıraktıklarını biliyorum. O arkadaşımız yıpratıla yıpratıla istifaya zorlandı."

"İFTİRALARI FETÖ'YE YAKINLIĞIYLA BİLİNEN MEDYADA YAYINLADILAR"

Lisenin ardından İstanbul Tuzla'daki Deniz Harp Okuluna başladığını ve o dönemde Ergenekon davalarının gündemde olduğunu anlatan C.K, "O dönemde bir temizlik harekatı başladı ama bir baktık bize saldırılıyor. Okuldan bir kız arkadaşımla Kadıköy'de el ele yürüdüğümüz ve örgüt evine gittiğimiz iddia edildi. Beni örgüt lideriymişim gibi gösterdiler." dedi.

Resme karşı yatkınlığı bulunduğunu vurgulayan C.K, "Resim yapma bahanesiyle öğrencileri örgüt evine götürüyormuşum gibi lanse ettiler. Bu iftiraları FETÖ'ye yakınlığıyla bilinen internet sitelerinde yayınladılar." ifadelerini kullandı.

C.K, özellikle 2009 yılında çok fazla öğrencinin yıpratıldığını ve okulu bırakmaya zorlandığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bazı komutanların o dönem parlatılan çocuklarla gezmeye başladığını görünce artık iş ayyuka çıkıyordu. Birine ise sözlü saldırdıklarında o kişinin kurtuluşu yoktu. Birinci sınıftaki bir öğrenciye kurmay binbaşı hiçbir şey yapamıyordu. Sonradan söz konusu binbaşının da tehdit edildiğini öğrendik. 2003 yılında okula giren 216 kişiydik bunlardan sadece 30'u mezun oldu. Bunların da çok azı donanmada kaldı. Diğerlerini de başka görevlere verdiler. Bölük komutanı 'kaşının altında gözün var' deyip öğrencileri hapse attırıyordu. Öyle bir örgütleme var ki kime güveneceğimizi bilmiyorduk çünkü yıllar önce yerleşmeye başlamışlar."

FETÖ'nün okulda istemediği öğrencilerle ilgili çok ağır bir yıpratma politikası izlediğini vurgulayan C.K, “Bana okulda uzun süre ceza verdiler. Suçsuz yere hapse attılar. 3. sınıfı bitirdim. Açık deniz eğitimi için Akdeniz turu yapıyoruz. O eğitimi yaparken her şey güzeldi, dönüşte ise çok basit şeylerden savunmamı almaya başladılar. Artık disiplin puanımın da sonuna gelmiştim ve istifa ettim." dedi.

C.K, FETÖ ile bağlantılı maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin hafta sonları bazı evlere gidip çok güzel kıyafetlerle paralı şekilde döndüğünü anlattı.
2008-2011 döneminde, kıyımın çok fazla yapıldığını vurgulayan C.K, şunları kaydetti:

"Yasak yayın koyup odasına baskın yaptılar. 'Zekası geri', 'doğru düzgün konuşamaz', 'tehlikelidir' gibi raporlar tutuyorlardı. En parlak öğrencileri eşcinsel ilişkiyle suçlayıp okuldan attılar. Öğrencilerin bilgisayarlarını topladılar. Bazı öğrencilerin bilgisayarlarında pornografik görüntüler olduğu ortaya çıktı. Şans eseri birinin bilgisayarı yeniydi. Tarihleri eskiye alıp görüntü yüklemişler. Çocuk satın alma faturasını gösterdi, bunun doğru olmadığını söyledi. Alay komutanı ise 'bana bir şey olmaz ama sana kötü şeyler olur' diye tehdit etti."

Öğrencilerin evlerine çeşitli CD'ler gönderildiğini ifade eden C.K, "Ailem CD'yi açtığında eşcinsel, pornografik görüntüleri görüyor. 'Sizin çocuklarınız bu durumda' diye mesaj gönderiyorlar. Amaç, aileleri de yıpratıp çocuklarını okuldan almalarını sağlamaktı." diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/escinsel-iliskiyle-suclayip-askeri-okuldan-attilar-40165124 (http://www.hurriyet.com.tr/escinsel-iliskiyle-suclayip-askeri-okuldan-attilar-40165124)
Başlık: Danıştay hakiminden sarsıcı itiraflar
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 16:21:06
Danıştay hakiminden sarsıcı itiraflar
AA
23 Temmuz 2016 - 14:57Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 15:14
Danıştay hakiminden sarsıcı itiraflar


Darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp savcılık sorgusunun adından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel, yargı içindeki örgütlenmeye ilişkin önemli itiraflarda bulundu.

Başel, savcılığa verdiği ifadede, Fethullah Gülen cemaatine mensup insanlarla Sivas Selçuk Anadolu Lisesinde tanıştığını, babasının mezar işçisi olduğunu, ailesinin maddi durumunun kötü olduğu için Sivas'ta pansiyonda kaldığını söyledi. Bu pansiyonun devlete ait ve parasız olduğunu dile getiren Başel, bu dönemde ışık evlerine gidip gelmeye başladığını belirterek, "Bu evlerde bizi askeri okullara hazırlıyorlar ve yönlendiriyorlardı. Bu evlerde abi diye hitap ettiğimiz kişiler bulunuyordu. Bu kişiler bizden yaşça büyük üniversite öğrencileriydi. Bu evlere ders çalışmaya gidiyor, bazen de kalıyorduk. O dönem bu evlere gitmek bir ayrıcalıktı. Çok hoşumuza gidiyordu" diye konuştu.

Söz konusu evlerde Fetullah Gülen'in kitaplarını okuduklarını ve bazı kasetlerini dinlediklerini aktaran Başel, şöyle devam etti:  "Ben askeri lise sınavlarına girmedim. Çünkü benim Akdeniz Ateşi hastalığım o dönemde de vardı. Atak geçirdiğim için o sınavlara girememiştim. Anadolu lisesine devam ettim ve 2001'de mezun oldum. Orta üçe kadar bu ışık evlerine devamlı olarak gittim. Ancak daha sonra sigara alışkanlığım olması nedeniyle evlerine gittiğimde benimle ilgilenmediler. Bir daha da çağırmayınca lise bitimine kadar bu evlere gitmedim. Devam ettiğim Sivas Anadolu Lisesinde Fetullah Gülen'e yakın ve sempati duyan çocuklar yoktu. Bu nedenle lise birden sona kadar bu şahıslarla irtibatım olmadı.

2001'e Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Ailemin maddi durumu kötü olduğu için Etimesgut'ta Yunus Emre isimli pansiyonda kalmaya başladım. Bu pansiyon Fetullah Gülen cemaatine yakın kişilerin kurduğu ve devam ettiği bir pansiyondur. Ben üniversite sınavlarına hazırlandığım zaman dershane olarak Sivas'ta bulunan Selçuk Fen Dershanesine devam ettim. Bu dershane de Fethullah Gülen cemaatine yakın bir dershaneydi. Bu dershaneyi burslu olarak kazanmıştım. Ankara Hukuk Fakültesini kazanınca dershane öğretmenleri beni o dönem yeni açılan kendilerine yakın Ankara Etimesgut'ta bulunan Yunus Emre pansiyonuna gönderdi. Daha doğrusu dershane öğretmenimiz beni önce Ankara Beşevler'de bulunan Saitbey yurduna gönderdi. Bu yurdun cemaatin toplama ve dağıtım yurdu olduğunu anladım. Bu yurda bizi dershanedeki biyoloji öğretmenimiz getirmişti. Birlikte Ankara'ya geldik. Benimle birlikte 4 öğrenci daha getirmişti."

'ABİLERİ DAHA SONRA YARGI TEŞKİLATINDA GÖRDÜM'

Saitbey yurdunda görevlilerin maddi durumlarını sorduğunu, kendisinin ayda 70 lira ödeyebilecek durumda olduğunu söylediğini, yurttaki görevlilerin de bunun üzerine kendisini Etimesgut'taki Yunus Emre Pansiyonuna gönderdiğini anlatan Başel, bunun dışında Abidinpaşa'da bulunan Toprak Kale Yurdu ve ışık evlerini bildiğini söyledi.

İlk yıl yurttaki oda arkadaşları arasında değişik siyasi görüşlerden kişilerin bulunduğunu aktaran Başel, "Burası toplanma yeri gibi bir yerdi. Buradaki insanları bir yıl sonra durumlarını değerlendirip evlere gönderiyorlardı. Bu yurtta sadece birinci sınıf öğrencileri kalmaktaydı. Bir yıl sonra bu yurtlarda kalmanız mümkün değildi" diye konuştu.

Yurtta kaldığı bir yıl boyunca Ramazan ve kandil gibi özel günlerde ışık evlerine davet edildiklerini belirten Ebubekir Başel, bu evlerde Fetullah Gülen ve Sait Nursi'nin anlatıldığını belirterek, "Bizim yurttan o dönem Gazi Üniversitesi Coğrafya Öğretmenliği okuyan ismini Murat olarak bildiğim bir kişi sorumluydu. Murat abi bizi Sincan'da bir eve götürüyordu. Gerek kendisi gerekse bu evde kalan abi olarak nitelendirdiğimiz kişiler bize bu dersleri veriyorlardı" dedi.  Abi olarak bilinen kişilerden bir kısmının gerçek ismini kullanmadığını sohbetler sırasında kendilerini başka isimlerle tanıttıklarını gördüğünü ifade eden Başel, şöyle devam etti:  "Abi diye bilinen ve tanıdığım kişileri daha sonra yargı teşkilatında gördüm. O dönem ismini Durmuş olarak duyduğum ve ilk yıl kalmış olduğum pansiyonda kantini işleten şahsın kardeşi olan kişinin daha sonra hakimliğe geçtiğini öğrendim. Gerçek adının Doğan olduğunu öğrendiğim bu kişiyle Ankara Vergi Mahkemesinde hakim olduğum dönemde karşılaştık. Kendisinin adli yargı adayı olduğunu ve eşinin de Fatih Üniversitesinde hemşire olduğunu söylemişti.

Birinci sınıfın sonu olan 2002 yılında ışık evlerine geçtim. Bu ev Sincan'da Lale durağına yakın bir yerdeydi. Apartman dairesinde yaklaşık 6-7 kişi kalıyorduk. Ev imamı diye nitelendirdiğimiz kişiler bizden iaşe bedeli diye para alıyorlardı. İmam diye söylediğimiz ve abi diye hitap ettiğimiz kişi bizimle aynı evde kalıyordu. Bizden bir, iki yaş büyük üniversite öğrencisiydi. Sincan'daki ışık evlerinde genellikle Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim ve Eğitim Fakültelerinde okuyanlar kalıyordu. Bu abi bizi sabah namazına kaldırmadan tutun evin tüm idaresini yapıyordu. Bu evde kimlerin alacağına bölge imamları karar veriyordu. Sincan'daki bu imamın ismini M.K. olarak biliyorum. Kendisi Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okuyordu. Daha sonra duydum ki bu kişi Avusturya'daki cemaat grubuna dahil olmuş. Yurtta kaldığımız dönemde bu abiler ve bölge imamı bizim hangi evde kalacağımıza karar vermişti. Benim de belirttiğim evde kalacağımı söylediler. Daha sonra yurttan eşyalarımızı alıp bu eve geldik. Bu evin abisi Gazi Teknik ikinci sınıfta okuyan Mustafa olarak bildiğim bir kişiydi."

'ÇETELE TUTULUYORDU'

Söz konusu evlerde kendilerine eğitimler verildiğini aktaran Başel, Fetullah Gülen ve Sait Nursi'nin kitaplarını okuduklarını, bunlara ilişkin CD'leri dinlediklerini, oruç tuttuklarını ve bu etkinliklere ilişkin çetele olarak tabir edilen notların tutulduğunu anlattı.  Başel, "Bu çetelenin amacı, çetelenin yüksek olması halinde size farklı ve üst görevler veriliyordu. Ben bu evde kaldığım sürede evlere gelen askeri liselere hazırlandığını anladığım lise öğrencilerine matematik dersi veriyordum. Benim görevim buydu" dedi.  Ankara Üniversitesinde okurken okul abisini tanımadığını, bunun Sincan'da kalmasından kaynaklandığını ifade eden Başel, şu itiraflarda bulundu:

"Ancak hukuk fakültesine yakın ışık evlerinde kalan arkadaşların abi diye hitap ettiği kişiler olduğunu biliyordum. Benim zamanımdaki kişinin ismini Nadir olarak duymuştum. Bu kişinin de daha sonra hakim olduğunu biliyorum. Ancak ben kendisini bir defa görmüştüm, bir daha görmedim. Bu abiyle benim irtibatım yoktu. Bu abiye bağlı olan arkadaşlarımın isminin halen Adli Yargı Hakimi olan A.P, C.A. ve Başbakanlıkta çalışan M.Ö. olduğunu biliyorum.
Bu kişilerle Ankara Hukuk Fakültesinde aynı sınıfta okuyorduk, kendileriyle arkadaştık. A.P. ile samimi bir arkadaşlığım vardı. Bu üçünün de ışık evlerinde kaldığını biliyordum. A.P, beni fakülteler kısmındaki cemaatin toplantısına bir defa davet etmişti. Ben bu davete gittim. Bu toplantıda cemaate nasıl adam kazandıracağız şeklinde sohbet oldu. Bunun dışında hukuk fakültesinde okuduğum arkadaşlarla sohbet toplantısına gitmiş değilim. Ben sohbetleri Sincan'daki arkadaşlarla yapıyordum.

Evde kaldığımız süre içinde bölge imamı ev imamına bazı notlar gönderiyordu. Bu notlardaki hususları tartışıyorduk. Gündemdeki olayların tartışılması bu notlar arasında yer alıyordu. Altı ayın sonunda cemaatle ilgisi olmadığını bildiğim ortaokul arkadaşım M.K. ve N.A. ile Demetevler'de bir ev tuttuk. N.A, okuyucu grubuna ait bir evde kalıyordu, oradan gelmişti. Bu evlerden ayrılmamın nedeni programların ağırlığından kaynaklanıyor. Örneğin sabah namazına kalktığımız zaman bir daha uyumayacaksınız, tesbihatlara katılacaksınız gibi. Benim manevi yönüm bu kadar güçlü olmadığı için bu programlar bana ağır geliyordu. Bu arkadaşlarla yaklaşık 1 yıl kaldık. Tartışınca bu evi dağıttık. Önce Sivas'a ailemin yanına gittim. Kalacak yerim olmadığı için yurttan daha önce tanıdığım Gazi Üniversitesi öğrencisi Lokman'a durumu anlattım. O da benim tekrar Yunus Emre Pansiyonuna yerleşmemi sağladı. Dördüncü sınıfta da aynı yerde kaldım."

İLK MAAŞIMIZI VERİYORDUK

Bu yurtta kaldığı süre içinde "abi", imam veya bölge imamı veya O3 imamı olarak görevlendirilmediğini, sadece özel günlerde etkinliklere katıldığını aktaran Başel, O3 imamının ne olduğunun sorulması üzerine, bu kişilerin ortaokul öğrencilerini askeri okullara hazırlayanlar olduğunu bildirdi.
Hukuk fakültesini 2005'te bitirdiğini anlatan Başel, "Bu yurtlarda ve evlerde kalan son sınıf öğrencileriyle mülakat yapılırdı. Bu mülakatı yapan şahıs, öğrenciyle konuşur ve bu konuşma sonucu hizmet içinde görevine devam edip etmeyeceği, yurt dışına hicret edip etmeyeceği ya da kamuda çalışıp çalışmayacağı konusunda karar verilirdi. Hizmet içinde görev yapmak isteyenlere bölge imamı veya başka görevler verilirdi. Bu kişilerin hizmetten öğretmen maaşı aldığını bilirim. Ancak maaşı kimin verdiğini bilmiyorum" dedi.

Kendisiyle mülakat yapmaya tanımadığı ve ismini bilmediği bir kişinin geldiğini anlatan Başel, "Mülakatta kendisine savcı olmak istediğimi ve çalışma evlerinde kalmak istediğimi belirttim" diye konuştu.

Başel, şöyle devam etti:  "Bunun üzerine murakıp olarak nitelendirdiğimiz bir kişi geldi ve beni Keçiören Evcil Hayvanlar Parkında bulunan bir daireye götürdü. Gittiğimiz ev dayalı döşeliydi. Bu murakıbın ismi R.K. idi. R.K, bizden önce hakim adayı olarak sınavı kazanan bir kişiydi. Halen İdari Yargıda hakim olduğunu biliyorum. Bu evde benim dışımda hakimlik sınavına çalışan halen adli yargıda hakim olan H.D, Y.Ö, M.K, M.E.T, ile daha sonra hakimlikten istifa eden ve avukatlık yapan Ö.Ö vardı. Ö.Ö'nün bir AK Parti milletvekilinin damadı olduğunu, halen AK Parti'de bir bakanın yanında olduğunu biliyorum. Şu anda cemaatle ilgisi var mı bilmiyorum. O dönem cemaat mensubuydu. Bizim başımızda kimse yoktu. Sabah namazında kalkıyor, gece 12'ye kadar ders çalışırdık. Günde en az 10 saat ders çalışmak mecburiydi. 10 saatten az çalışırsak evden atmayla tehdit ediyorlardı. Bu çalışmayı R.K, takip ediyordu. Haftada bir gün gelir, bizim günlük ders programımıza ve çalışma saatlerini kaydettiğimiz deftere bakardı. R.K, o evde kaldığımız süre içinde bize aylık bir para veriyordu. Bu paranın halen hakim ve savcı olan kişilerden toplanarak getirildiğini biliyordum. Ev kirası ve elektrik, su gibi giderlerin parasını kimin ödediğini bilmiyorum. Bu evin hizmete ait olduğunu biliyorum. Ben de hakimlik stajını kazandıktan sonra ilk maaşımı bu amaçla abi olarak bildiğim İ.A'ya verdim. İ.A, halen idari yargı hakimidir ve dönem arkadaşım olduğu gibi dönem abisidir. İ.A, bana ilk maaşın Fetullah Gülen'e verileceğini ve onun belirleyeceği yere sarf edileceğini söyledi. Diğer kamu kurumlarında çalışanlar için de kuralın bu olduğunu biliyorum. İ.A, parayı elden aldı. Bu paranın bin 175 lira olduğunu hatırlıyorum. Çünkü ilk maaşım buydu ve tümünü verdim. Ben hiçbir zaman abi ve imam olmadığım için bu şekilde para toplamadım ancak abiye iletmek üzere stajyer arkadaşların verdiği parayı alıp abiye teslim etmiş olabilirim."

http://www.hurriyet.com.tr/danistay-hakiminden-sarsici-itiraflar-40165399 (http://www.hurriyet.com.tr/danistay-hakiminden-sarsici-itiraflar-40165399)
Başlık: Silivri'de tutuklu Albay kendini astı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 17:36:08
Silivri'de tutuklu Albay kendini astı

DHA
23 Temmuz 2016 - 17:15Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 17:32
Silivri'de tutuklu Albay kendini astı

FETÖ darbe girişiminin ardından tutuklanan, Albay İsmail Çakmak tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde intihar etti.

Alınan bilgiye göre, darbe girişimin ardından İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs" suçundan tutuklanan ve Silivri Cezaevine gönderilen İsmail Çakmak'ın bulundu B Blok 25 numaralı odada çağrı butonuna basıldı. Odaya giren yetkililer Çakmak'ın çarşafla kendini merdiven boşluğuna astığını tespit etti.  Sağlık memurları eşliğinde odadan çıkarılan Çakmak'a mahkum kabul bölümünde ilk müdahale yapıldı.  Cezaevine gelen ambulansla hastaneye kaldırılan Çakmak, yapılan tüm müdahalelere karşın hayatını kaybetti.
http://www.hurriyet.com.tr/silivride-tutuklu-yarbay-kendini-asti-40165583 (http://www.hurriyet.com.tr/silivride-tutuklu-yarbay-kendini-asti-40165583)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 23 Temmuz 2016, 17:47:19
Düşük yoğunluklu işkence yapılıyor tutuklulara. Darbe olunca buna biraz fazla tolerans gösterildi hak etme gibi görüntü oluştu ne yapan çekiniyor ne yapılan şaşırıyor ne şahit olan itiraz ediyor.
TV de bile insanları karakolda tekmeliyorlar tokatlıyorlar sırtlarına vuruyorlar. Darbeci generallerin her yeni fotosu biraz daha yara bere içinde. İşkence yapmanın çok masul yolları var. Adamın elini plastik kelepçe ile arkadan iyice sıkarsan onuda iki gün öyle tutarsan elektrik vermekten daha büyük işkencedir ve kimsede adamı niye kelepçeledin demez desede çok sorun edilmez. Bunlar insanların bazılarını intihara sürükleyebilir bir kaç gün sonra kolaylıkla.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: tumucin - 23 Temmuz 2016, 18:49:32
Bu hükümedi sevinmedigi icin yapilanlara karsi yapilmis harakettir

Fethullah Gülen  ile ilgili oldugunu sanmiyorum   yandas haberde  hep  Fethullah Gülen  ile ilgili

cikiyor  ayakkabi kutusundaki para görüntüleri  ile bu zamana geldik   genelkurmay baskani bile   hapis yatti o  zaman bu hükümet vardi
Başlık: İnternette 'Hakan Fidan' tuzağı!
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 21:50:37
İnternette 'Hakan Fidan' tuzağı!
Hürriyet Haber
23 Temmuz 2016 - 17:50Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 17:51
İnternette 'Hakan Fidan' tuzağı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579384610f25443d10ab42e0.jpg)

FETÖ’cüler sosyal medyada vatandaşları sahte hesaplardan atılan asparagas haberler üzerinden tuzak kurmaya başladı!

FETÖ'cüler sosyal medyada aralarında Cumhuriyet gazetesinin adına açılmış sahte hesaplarında bulunduğu bir çok 'fake' kullanıcıdan ‘Mit Müsteşarı Hakan Fidan Gözaltında’ diye aslı astarı olmayan yalan haberleri tweet atarak vatandaşı virüslü linklere yönlendirmeye çalışıyor.

SAKIN O LİNKLERE TIKLAMAYIN
Terör örgütü mensupları atılan tweete tıklandığında ise hesaplara ait tüm bilgileri ele geçirebiliyorlar.

http://www.hurriyet.com.tr/internette-hakan-fidan-tuzagi-40165626 (http://www.hurriyet.com.tr/internette-hakan-fidan-tuzagi-40165626)
Başlık: Kadın savaş pilotu tutuklandı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 21:57:16
Kadın savaş pilotu tutuklandı
AA
23 Temmuz 2016 - 21:24Son Güncelleme : 23 Temmuz 2016 - 21:29
Kadın savaş pilotu tutuklandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5793b73618c77344d4d0775b.jpg)

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, şu ana kadar bin 908 şüpheli tutuklandı. Tutuklananlar arasında Sabiha Gökçen'den sonra ilk kadın savaş pilotu olan Kerime Kumaş'ta bulunuyor. Kumaş, darbe girişimi gecesi İstanbul semalarındaki F-16'lardan birini kullanmış.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve savcılık işlemleri de tamamlanan çoğu asker şüphelilerden gruplar halinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayına sevk edilenlerin işlemleri tamamlandı. Şu ana kadar tutuklanmaları talebiyle İstanbul sulh ceza hakimliklerine sevk edilen şüphelilerden aralarında 12 general ve bir amiral, polis, öğretmen ve askerlerle askeri hakim savcıların da bulunduğu bin 908'i tutuklandı. Hakim ve savcılara ilişkin soruşturmada da İstanbul genelinde görev yapan 218 hakim ve savcı tutuklanmıştı.

Tutuklananlar arasında, 170 Hava Harp Okulu öğrencisi, 73 askeri okul öğrencisi, 6 tuğgeneral, 5 tümamiral, 14 yarbay, 56 yüzbaşı ve 12 askeri hakim bulunuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde görevli 4 kişi de tutuklananlar arasında yer alıyor. Bunlar arasındaki Mehmet Tunç'un FETÖ'nün belediyedeki imamı olduğu iddia edildi.

KADIN PİLOT TUTUKLANDI
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Sabiha Gökçen'den sonra ilk kadın savaş pilotu olarak görev yapan ve darbeye teşebbüsün yapıldığı 15 Temmuz gecesi İstanbul üzerine F-16 ile uçuş yaptığı tespit edilen Kerime Kumaş'ın da Yalova'da tutuklandığı öğrenildi.
Yunanistan'da tutuklanan askerler hakkında ise iade sürecinin başladığı belirtildi.

50 AVUKATA GÖZALTI KARARI
FETÖ darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, 50 avukat hakkında da gözaltı kararı çıkarıldı. Hem İngiliz, hem de Irak vatandaşı olan 1 avukatın da aralarında bulunduğu 12'si yakalandı.

Soruşturma kapsamında Ergenekon ana davasının sanıkları arasında yer alan emekli Orgeneral Nusret Taşdeler'in kardeşinin de aralarında bulunduğu 3 tümgeneralle bir tuğgeneral de gözaltına alındı.

Devlet yetkililerine suikast düzenleyecekleri iddia edilen Beykoz'daki SAT (Su Altı Taarruz) Komutanlığındaki komandoların imamı oldukları iddia edilen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) uzmanı "hidayet" kod adlı Kemal Işıklı ve Emre Aksoy'un da soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi.

ERLERİN İFADELERİ YENİDEN ALINACAK
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul genelinde bulunan bütün askeri birliklerin giriş çıkışlarındaki kamera kayıtları alındı. Ayrıca aramalarda ele geçirilen kırılmış vaziyetteki Harddiskler de emniyette incelemeye alındı.

Soruşturma kapsamına tutuklanan erlerin ise savcılardan oluşturulacak bir ekip tarafından tutuklu bulundukları Silivri Cezaevinde yeniden ifadeleri alınacak.

http://www.hurriyet.com.tr/kadin-savas-pilotu-tutuklandi-40165848 (http://www.hurriyet.com.tr/kadin-savas-pilotu-tutuklandi-40165848)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 23 Temmuz 2016, 22:01:56
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler o gece yaşadıklarını anlattı >> http://www.hurriyet.com.tr/genelkurmay-ikinci-baskani-orgeneral-yasar-guler-o-gece-yasadiklarini-anlatti-40165695 (http://www.hurriyet.com.tr/genelkurmay-ikinci-baskani-orgeneral-yasar-guler-o-gece-yasadiklarini-anlatti-40165695)
Başlık: Adalet Bakanı Bozdağ: ABD Bu Darbe Girişimini Gülen'in Yaptığını Biliyor
Gönderen: SKYWOLF - 24 Temmuz 2016, 12:18:35
Adalet Bakanı Bozdağ: ABD Bu Darbe Girişimini Gülen'in Yaptığını Biliyor

(http://img.sondakika.com/haber/417/adalet-bakani-bozdag-abd-bu-darbe-girisimini-8641417_x_5987_o.jpg)

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Amerika Birleşik Devletleri'nin, Obama'nın da 15 Temmuz'daki darbe girişimini Fetullah Gülen'in yaptığını bildiğinden emin olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yargı ve sivil diğer bürokrasi içindeki ayakların bu darbe ile bir şekilde ilgisi olduğuna emin olduğunu belirtti. "Yargıtay, Danıştay ve yüksek yargıda olanların, yargının içerisinde belli bir düzeyde olanların, bu darbe teşebbüsünün Cuma günü gerçekleştirileceğini, adımı nasıl biliyorsam, öyle bildiklerine eminim" diye konuşan Bozdağ, şunları kaydetti:

"ÇOK NETİM, ÇOK EMİNİM"

" Amerika Birleşik Devletleri'nin de bu darbeyi Fetullah Gülen'in yaptığını, Sayın Obama kendi adını nasıl biliyorsa o kadar bildiğinden eminim. Amerikan istihbaratının bildiğinden eminim. Amerika Dışişleri Bakanı'nın bildiğinden eminim. Yani şu saatten sonra bunda bir tereddütleri olmadığından çok netim, çok eminim."

http://www.sondakika.com/haber/haber-adalet-bakani-bozdag-feto-nun-darbe-girisimi-yargi-8641417/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-adalet-bakani-bozdag-feto-nun-darbe-girisimi-yargi-8641417/)
Başlık: Derdest Edilen Genelkurmay İkinci Başkanı: Ellerimi Akın Öztürk Çözdü
Gönderen: SKYWOLF - 24 Temmuz 2016, 12:22:40
Derdest Edilen Genelkurmay İkinci Başkanı: Ellerimi Akın Öztürk Çözdü

Darbe girişimi gecesinde derdest edilen Genelkurmay 2'nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ifadesinde, "Akın Öztürk bizzat kendisi ellerimdeki ve bacaklarımdaki kelepçeleri kesti." dedi.

15 Temmuz gecesinde darbeciler tarafından elleri, ayakları ve gözleri bağlanarak rehin alınan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, savcılık ifadesinde darbe girişiminin yaşandığı gece kendi emir subayı tarafından nasıl derdest edildiğini anlattı.

Güler'in ifadesi, rehin alınarak götürüldüğü Akıncı Üssü'nde Org. Akın Öztürk'ün tam bir hareket serbestisi içinde davrandığını ve darbeci askerlere talimat verdiğini de ortaya çıkardı.

Güler'in savcılıkta verdiği ifade şöyle:

'YERE YAT' SESLERİ

15 Temmuz 2016 saat 21.25 sıralarında makam odamda yalnız başıma çalışmaktaydım. Kapı çalındı. Girmesini söyledim. Birden bir patırtıyla 'Yere yat yere yat' sesleri yükseldi. Odamda eğitim kıyafetli silahlı, silahların hepsi üzerime çevrilmiş yaklaşık 10 personeli gördüm. İçlerinden biri tekrar 'Yere yat' şeklinde bağırdı. Ben de 'Siz kimsiniz' diye sordum. Tekrar 'Yere yat' diyerek üzerime saldırdılar.

"BİRİNİ FIRLATTIM"

Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük bir öfkeyle üzerime çullandılar. Yüzükoyun yere yatırdılar, içlerinde bir tanesi kafama ayağıyla bastırdı. Ayaklarımı ve kollarımı ayırıp çekiyorlar. Ellerimi arkadan bağladılar. İlk başta ağzımı bantladılar.

"ONLARI EMİR SUBAYIM YÖNETİYORDU"

O vaziyetteyken sivil biri sırıtarak omzuma vurdu. 'Komutanım merak etmeyin bir tatbikat' diye alaycı ifadelerle konuşunca baktım benim emir subayım Mehmet Akkurt'tu. Ekibin yöneticisi olduğunu anladım. Kafama yüzümü kapatacak şekilde bere geçirdiler. Bu şekilde zorla beni kaldırdılar. Ben bu yapılanlara karşı direniyordum. Beni yerde sürükleyerek koridora çıkardılar.

"3 KAT SÜRÜKLEDİLER"

Beni koridorda sağa doğru çevirerek sürüklediler. 3 kat aşağıya sürükleyerek götürdüler. Daha sonra binanın yan tarafında bulunan kapıdan dışarı çıkardılar. Bir araca soktular. Araç hızla hareket etti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın istikametindeki kapıya doğru götürdüler. Nizamiyeye gelince kapıları aç diyerek bağırıyordu. Bağıran kişi sesinden tanıdığım kadarıyla emir subayım Mehmet Akkurt idi. Kapıya orada bulunan mantar bariyerlerin içeriden indirilmemesi nedeniyle açtırmayınca öndeki Mehmet Akkurt araçtan idi.

"ATEŞ ETTİLER"

Oradaki birilerine kapıyı aç yoksa ateş edeceğim diye bağırdı ve ateş etti. Karşı taraftan da mukabil ateşle karşılık verildiğimi anladım. İçerisinde olduğum araca mermiler isabet ediyordu. Araçta benim yanımda oturan biri araçtan indi ve 'Bir şehit' diyerek bağırdı. O anda araçta solumda bulunan şahsa omuzum ile şiddetli bir şekilde vurdum. Bunun üzerine açık olan arka kapının muhtemelen dışında sol tarafta bulunan diğerleriyle birlikte beni araçtan dışarı çıkardılar ve dizlerimin üzerinde asfalt üzerinde sürüterek başka bir araca götürdüler. Kışla içinde yere götürdüler uzunca bir süre bekledik. Helikopterle Akıncı Üssü'ne getirildim.

"YAKA PAÇA 1 SAAT AŞAĞIYA İNDİK"

Yanımda kimse yokken arka koltukta 2-3 dakika beklememin ardından tekrar beni indirdiler ve berenin aralıklarından gördüğüm kadarıyla ambulansa bindirdiler. Genelkurmay kışlası içerisinde araç hareket ettikten bir süre sonra dolaştırarak bir binanın önünde durdular. Beni yaka paça araçtan çıkartarak çok dar bir merdivenden muhtemelen 1 saat aşağıya indik. Orada bir odanın içerisine beni soktular. Daha sonra beni yukarı doğru çıkardılar, tam binadan çıkarken birisi hayır olmadı dedi ve tekrar aynı merdivenden inerek aynı odaya girdik.

"ÜS BOMBALANINCA RAHATLADIM"

Daha sonra uzun bir zaman geçti. Bu arada seslerinden duyduğum F-16 olmadığını ve F-4 olduğunu değerlendirdiğim jetlerin uçtuğunu ve manevra yaparak makineli top ile bomba atarak taarruz ettiğini fark ettim. Bunun isyancılara karşı silahlı kuvvetlerin bir karşı hareketi olduğunu değerlendirdim. O anda bir rahatlama hissettim.

"KELEPÇELERİ AKIN ÖZTÜRK ÇIKARDI"

Kapı açıldı Orgeneral Akın Öztürk'ün sesini duydum. 'Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun, senin burada olduğundan hiç haberim yok.' dedi. Gözlerimi bağlayan bezi kendisi açtı. O esnada odada ikimizden başka kimse olmadığını gördüm. Akın Öztürk kapıyı açıp dışarıda bekleyen şahsa "Komutanın neden ellerini ayaklarını bağladınız. Çabuk oradan bir şey getir ve bunları aç" dedi. Akın Öztürk yine bizzat kendisi ellerimdeki ve bacaklarımdaki kelepçeleri kesti. Karşıma oturdu ve kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil kişiye çay, su ve bir tabaka da çerez getirtti.

"SİLAHLI NÖBETÇİ VAR DEYİP GİTTİ"

Ayrıca o şahsa 'Yaşar Paşa'nın evini ara ve kendisinin sağ olduğunu ailesine haber ver.' dedi. Akın Öztürk konuşmaya başladı ve bana hitaben 'bu herifler manyak, sen devlete karşı nasıl böyle bir şey yapabilirsin?' dedi. Dün gece 23.00'ten beri burada olduğunu ve herifleri bu hareketi bırakmaları için ikna etmeye çalıştığını, bir kısmını ikna ettiğini söyledi. Sonra kapıda silahlı nöbetçi olduğunu söyleyerek çıkıp gitti.

http://www.sondakika.com/haber/haber-derdest-edilen-genelkurmay-ikinci-baskani-8641329/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-derdest-edilen-genelkurmay-ikinci-baskani-8641329/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 24 Temmuz 2016, 14:01:28
Saf mi bu adalet bakani?

CIA'nin kuklasi zaten adam
Başlık: Tutuklanan Kerime Kumaş'ın ilk ifadesi
Gönderen: SKYWOLF - 24 Temmuz 2016, 23:01:19
Tutuklanan Kerime Kumaş'ın ilk ifadesi
DHA
24 Temmuz 2016 - 19:46Son Güncelleme : 24 Temmuz 2016 - 20:19
Tutuklanan Kerime Kumaş'ın ilk ifadesi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5794f18bc03c0e0ad8d75838.jpg)

Darbe girişimi sırasında Yalova’dan havalanıp İstanbul’a 3 sorti yapan kadın Pilot Üsteğmen Kerime Kumaş, ifadesinde Vodafone Arena’ya asker indirdiğini, Boğaz Köprüsü’nde sıkışan askerleri kurtardığını ve helikopterinin isabet aldığını anlattı. Tutuklanan Üsteğmen Kumaş, "Olayın darbe girişimi olduğunu sonradan öğrendim, yine de verilen emirleri uyguladım" dedi.

15 Temmuz darbe soruşturması kapsamında dün Yalova’da gözaltına alınıp tutuklanan Üsteğmen Kumaş verdiği ifadesinde, 2008 yılında İzmir Çiğli 2’nci Ana Jet Üssü’nde pilot eğitimini tamamladıktan sonra helikopter pilotu olarak Konya’daki 3’üncü Ana jet Üs Komutanlığı’nda göreve başladığını belirterek, 2012 Hava Harp Okulu 5’inci Filo’ya atandığını söyledi.

Üsteğmen Kumaş, Hava Harp Okulu Öğrenci Alayı Komutanı Albay Hüseyin Ergezen ve 5’inci Filo Komutanı Albay Yusuf Yenihayat’ın talimatları doğrultusunda 15 Temmuz günü kullandığı UH1H tipi helikopterle İstanbul semalarına üç sorti yaptığını söyledi. Kumaş ayrıca Albay Hüseyin Ergezen’in talimatıyla TRT binasına gittiğini, Albay Yusuf Yenihayat’ın talimatıyla da bir grup askeri öğrenciyi Beşiktaş’taki Vodefone Arena stadına indirdiği kaydetti.

Üsteğmen Kumaş, yine Albay Erhan Korcan’ın talimatıyla Atatürk Havalimanı’na gittiğini, daha sonra Boğaz Köprüsü’nde mahsur kalan darbeci askerleri almak için görevlendirildiği, burada helikopterinin isabet aldığını, buna rağmen köprüye iniş yaparak askeri personeli aldığını anlattı..

Kumaş, FETÖ terör örgütünün yaptığı bu darbe girişimini sonradan anlayabildiğini, ancak talimatlara uymaya devam ettiğini de sözlerine ekledi.

http://www.hurriyet.com.tr/tutuklanan-kerime-kumasin-ilk-ifadesi-40167352 (http://www.hurriyet.com.tr/tutuklanan-kerime-kumasin-ilk-ifadesi-40167352)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 01:09:06
! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=UMMwfptwGEI&feature=youtu.be#)
Başlık: Annem 'teslim ol oğlum' dedi
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 08:42:33
Annem 'teslim ol oğlum' dedi

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA24 Temmuz 2016 - 21:56Son Güncelleme : 24 Temmuz 2016 - 23:03
Annem 'teslim ol oğlum' dedi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57951ef7c03c0e0ad8d75b47.jpg)

Darbe girişiminde 28. Mekanize Piyade Tugayı’ndan tanklarla Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne gelen erler ifadelerinde, o gece “Genelkurmay’a saldırı var” denilerek kandırıldıklarını savundu. Erlerden biri, telefonda annesinin kendisine teslim olmasını söylediğini aktardı. Askerlerin ifadeleri özetle şöyle:

DARBEYİ BABAM SÖYLEDİ

S.Ö.: Cuma akşamı ‘yat içtimasını’ bekliyorduk. Acilen toplanmamız gerektiği söylendi. Tanklar hazırlandı. Kısa bir süre sonra Genelkurmay önüne geldiğimizi fark ettim. Saat 02.00 - 03.00 sıralarında ailemle görüştüğümde babam darbe olduğunu, kesinlikle kimseye ateş etmememizi söyledi. Darbe olacağını bilmiyordum. Genelkurmay’a saldırı düzenlendiğini, bu sebeple çevre güvenliğini alacağımızı söylüyorlardı.

POLİSTEN YARDIM İSTEDİM

T.I.: Tabur komutanının emriyle tanklarla harekete geçtik. Saat 23.30 sıralarıydı. Bize nereye gittiğimizi kimse söylemedi. Saat 01.00 sıralarında annemle konuştum. Bana ‘Bir fırsatını bulup teslim ol oğlum’ dedi.

Genelkurmay nizamiyesinin önünde tankın içinde sabaha kadar bekledik. Ben 155’i arayarak polisten yardım istedim. Tanktan indiğimizde karşımızda tabur komutanını gördük. Tabur komutanımız bize basında çıkan haberlerin yanlış olduğunu, elinde yazılı emir olduğunu, bizim buraya Genelkurmay Başkanı’nı korumak için geldiğimizi söyledi. Su içme bahanesi ile nizamiyeden içeri girdik. Orada beyaz gömlekli, siyah pantolonlu bir kişi ‘hepimizin kandırıldığını’ söyledi.

EZİN GEÇİN TALİMATI

S.A.: Tankla yola çıktık, yolda bize Genelkurmay Başkanlığı’na saldırı var, çevre emniyetini almak için oraya gittiğimiz söylendi. Telsizden ‘altınızdaki araç oyuncak değil, ezin geçin’ şeklinde emir verildiğini duydum. Emri verenin kim olduğunu bilmiyordum.

GEREKİRSE ATEŞ AÇIN

T.T.: Bölük komutanımız, tabur komutanı ile görüşmeden yukarıdan helikopterden ateş açıldı. Ateş, aracımızın hemen yakınındaki halka isabet etti. Bölük komutanımız da sağ gözünden yaralandı. Tabur komutanımız Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi’yi aradı. Tabur komutanı, ‘Gerekirse polise ve halka ateş açın, sakın dışarı çıkmayın’ diye emir verdi. Emri yerine getirmedik. Polisler gelip aldı bizi.

KOMUTAN: OYUNA GELDİK

S.U.: Hareket etmeden önce Genelkurmay’a saldırı olduğu bize söylendi. Halk dağılınca Genelkurmay nizamiyesine girdik. Saat 04.00 sıralarında bölük komutanımız araç komutanını arayarak oyuna geldiğimizi, polise teslim olmamızı söyledi.

VATAN SAVUNMASI

S.D.: Saat 23.00 sıralarında birlikten araçlarla çıktık. Yolda vatandaşların ellerinde bayraklarla tezahürat yaptıklarını gördük. İşin bize kaldığını düşünerek vatan savunması duygusuyla yolumuza devam ettik. Saat 01.00 sıralarında halkın kalabalıklaştığı anda ne olduğu göremediğimiz bir hava aracından bulunduğumuz bölgeye ateş açıldı. Saat 01.30 sıralarında sela okunduğunu, Cumhurbaşkanımız ve Diyanet İşleri Başkanımız’ın halktan sokağa çıkmalarını istediği yönünde bir duyuru yapıldığını duydum. Bazı şeylerin ters gittiğini anladım. Saat 04.00 sıralarında JÖH ve PÖH olduğunu giyimlerinden anladığımı bir grup asker ve polis teslim olmamızı söyledi.

BİZE ‘TATBİKAT’ DENİLDİ

S.B.: Saat 18.00 gibi izinden gelmiştim. Çıkıp yattım. Saat 21.30’da alarm zili çaldı. Yola çıktık, havada savaş uçaklarının uçtuğunu fark ettim. Bölük komutanlarından bu eylemin bir tatbikat olduğu bize söylendi. Kimseye ateş açmadık. Bizi bu durumlara düşüren komutanlarımızdan şikayetçiyim.

SİVİLLERİ GİYİP GİTTİ

R.Y.: Araçtaki komutanlarımız aileleriyle görüştüler. Onlara darbe girişimi olduğu söylendi. Albay tanktan ayrılıp 45 dakika sonra elinde sivil bir elbiseyle geri geldi. Tankların arasında üzerini değiştirip Genelkurmayın nizamiyesinden ayrıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/annem-teslim-ol-oglum-dedi-40167522 (http://www.hurriyet.com.tr/annem-teslim-ol-oglum-dedi-40167522)
Başlık: Eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Aktepe, İtirafçı Oldu; Tek Tek İsimleri
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 08:54:55
Eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Aktepe, İtirafçı Oldu; Tek Tek İsimleri Saydı

(http://img.sondakika.com/haber/955/eski-istihbarat-daire-baskan-yardimcisi-aktepe-8642955_x_2692_o.jpg)

FETÖ darbe girişiminin ardından gözaltına alınan eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe, itirafçı olarak örgütün emniyet yapılanmasını anlattı.

Eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Aktepe, İtirafçı Oldu; Tek Tek İsimleri Saydı, System.String[]
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından gözaltına alınan eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe, "Emniyet imamı" olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir'in, 2006-2007'ye kadar emniyet sorumlusu olduğunu belirterek, "Özdemir, Emniyet sorumluluğundan ayrıldığında kendisiyle bir kısım Emniyet görevlileri de bizden ayrıldılar ve Özdemir ile birlikte hareket etmeye başladılar. Bunlar hatırladığım kadarıyla Sabri Dilmaç, Fikret Salmaner ( Adıyaman Emniyet Müdürü), Hanefi Avcı'dır." dedi.

DARBE GECESİ İSTİHBARATI ELE GEÇİRECEKTİ

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten atılan ve darbe girişimi gecesi Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmek üzere buraya geldiği iddia edilen Aktepe, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının giriş kapısı yakınlarında gözaltına alınmıştı.

TEK TEK İSİMLERİ SAYDI

FETÖ'nün İstihbarat Daire Başkanlığındaki yapılanmasına ilişkin bilgi vermek ve bu konuda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten Aktepe, şunları anlattı:

"İstihbarat Daire Başkanlığında ve bağlı birimlerde görev yapanlardan daire başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak'ın, başkan yardımcıları Recep Güven, Coşkun Çakar, Hüseyin Özbilgin ve Ayhan Falakalı ile diğer görevliler Tamer Özbek, Ahmet Koçak, Yunus Yazar, Sadetin Akgüç, Ahmet Ümit Seçgin, Sadık Akpınarlı, Ali Ağıllı, Emre Baykal, İbrahim Tuka, Lokman Kırcılı, Sedat Zavar, Hami Güney, Enes Çiğci, İlker Usta, Ali Özdoğan, Okan Aytekin, Ahmet Koçak, Ali Arslantaş, Özgür Türker, Erol Doğan, Salih Keskinkılıç, Teymur Çirak, Hasan Ali Okan, Muarrem Durmaz, Veli Özdemir, Tamer Bülent Demirel, örgütle bağlantılı olduklarını bildiğim isimler. Şu an nerede görev yaptığını bilmediğim kendi devrelerimden Alpaslan Çalışkan ile Basri Aktepe, Hasan Hüseyin Gerçek de bu örgütle bağlantılı olduğunu bildiğim arkadaşlarımdır."

"Emniyet imamı" olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir'in 2006-2007 yıllarında, FETÖ'nün Emniyet'e bakan kısmının sorumluluğundan ayrıldığını belirten Aktepe, Özdemir'in yerine ise " Kozanlı Ömer" lakaplı Osman Hilmi Özdil'in bu göreve getirildiğini kaydetti.

Özdil ile iki defa görüştüğünü anlatan Aktepe, şu ifadeleri verdi:

"İlkinde daireye geldiğimde kendisiyle tanışma görüşmesi yaptım. İkincisinde de bir think tank tarzı görüşme yaptık. Bu görüşmede kendisine 'Herkesi kendimize düşman yapmayalım.' demiştim. Ondan sonra bir daha görüşme fırsatı bulamadım. Kemalettin Özdemir'in örgütten ayrılma nedenini bilmiyorum ancak Özdemir, Emniyet sorumluluğundan ayrıldığında kendisiyle biri kısım Emniyet görevlileri de bizden ayrıldılar ve Özdemir ile birlikte hareket etmeye başladılar. Bunlar hatırladığım kadarıyla Sabri Dilmaç, Fikret Salmaner, Hanefi Avcı'dır.

LOGLARIN SİLİNMESİ OLAYI

İstihbarat Daire Başkanlığının loglarının silinmesinde ben daire başkanıydım. Daha doğrusu, İRİS programının kurulma aşamasında ben bu görevdeydim. Bu konuda herhangi bir talimat vermedim. Bu, teknik bir konudur. Fazla detaylı bilgiye sahip değilim."

http://www.sondakika.com/haber/haber-eski-istihbarat-daire-baskan-yardimcisi-aktepe-8642955/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-eski-istihbarat-daire-baskan-yardimcisi-aktepe-8642955/)
Başlık: Hulusi Akar, Dişli'ye Bağırmış: Ne Darbesi Ulan, Sen Manyak mısın!
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 13:11:37
Hulusi Akar, Dişli'ye Bağırmış: Ne Darbesi Ulan, Sen Manyak mısın!

Genelkurmay Başkanı Org. Akar, 15 Temmuz günü yaşadıklarını tanık anlattı. 'Herkesi alacağız' diyen Dişli'ye, "Ne diyorsun ulan, ne darbesi, manyak mısın" diye bağırmış.

15 Temmuz darbe girişiminde bir süre alıkonulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz günü yaşadıklarını tanık sıfatıyla savcıya anlattı. Akar, "Beni Gülen ile Tuğgeneral Hakan Evrim görüştürmeye çalıştı. Darbeye karşı durdum, "Yapmayın, yanlış yoldasınız, kan dökmeyin" dedim, dinletemedim" dedi.

Akar'ın ifadesinden öne çıkanlar şöyle:

DİŞLİ "OPERASYON BAŞLADI, HERKESİ ALACAĞIZ" DEDİ

''Yapmayın, yanlış yoldasınız dedim. Ama darbenin başındaki isimlerden Tümgeneral Mehmet Dişli 'komutanım geri dönüş yok, biz bu yola çıktık' dedi. 'Komutanım operasyon başladı herkesi alacağız' gibi şeyler söyledi.

"ULAN NE OPERASYONU, SEN MANYAK MISIN?" DİYE BAĞIRDIM

Hiddetle 'Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın ha yapmayın' şeklinde bağırdım. Benim seninle böyle işlerle olanlarla hiçbir işim olamaz kim bunlar siz kimsiniz dedim.

"ÖLÜM OLMADAN BİTİRİN' DEDİM, İKNA EDEMEDİM"

Bu girişimin başarısız olacağını hiddetle anlatıyordum. Cezasını çekeceklerini hiç olmazsa bir erkeklik gösterip bu işi sonlandırmalarını söyledim 'ölüm olmadan bitirin' dedim fakat ikna edemedim. 'Komutanım bu iş bitti, herkes yola çıktı' anlamında şeyler söylüyordu.''

Orgeneral Hulusi Akar'a Fethullah Gülen'le görüştürme teklifini götüren Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim

"DİŞLİ'NİN RUH HALİ FARKLIYDI"

Darbe girişimiyle ilgili olarak ilk bilgi Tümgeneral Mehmet Dişli tarafından verildi. Geçmişte bildiğim ruh halinden farklı bir tarzda içeri girdi ve farklı bir tarzda konuşmaya başladı. "Birazdan göreceksiniz, taburlar yola çıktı, birazdan göreceksiniz "diyordu."

"ERDOĞAN'IN KONUŞMASI MORALLERİNİ BOZDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'nda konuşması darbecilerin ümitlerini kırdı. 'Savaştan bile beter ettiniz gidip teslim oldun' dedim. Zaman ilerledikçe darbecilerin moralleri çöktü. Akın Öztürk'e ısrarla 'Onları vazgeçir' diyordum. 'İnsanları kandırmayın' diye onlara çıkıştım, 'Tamam komutanım biz vazgeçiyoruz' dediler. Beni Cumhurbaşkanı veya Başbakan ile görüştüreceklerini söylediler. Teşebbüse son verdiler."

GÜLEN'LE GÖRÜŞTÜRMEK İSTEYEN GENERAL'İN ADINI VERDİ

Orgeneral Akar, kendisine zorla darbe bildirisini imzalatmak isteyen ismin Tuğgeneral Hakan Evrim olduğunu ve bu kişinin de "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim" dediği yönünde ifade verdi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-ifadesi-beni-gulen-ile-8644112/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-ifadesi-beni-gulen-ile-8644112/)
Başlık: Askeri okuldan atılan Asuman Korkmaz'ın isyanı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 14:19:57
Askeri okuldan atılan Asuman Korkmaz'ın isyanı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5795e62d67b0a90e447372e6.jpg)

AA25 Temmuz 2016 - 12:56Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 13:18
Askeri okuldan atılan Asuman Korkmaz'ın isyanı

Kara Harp Okulunda ilk iki sınıfı takdirnameyle tamamlamasına rağmen Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) bağlı askerlerin iftiralarıyla 3. sınıftan atılan Asuman Korkmaz, alay disiplin kuruluna çıkarılmadan bir ay içerisinde sürekli yüksek cezalar verilerek direkt yüksek disiplin kuruluna çıkarıldığını belirterek, "Orada ilişiğim kesildi. Atıldığım zaman, benimle uğraşan ve bana 'ben istersem buradan atılırsın' diyen komutan, bugün gördük ki tutuklananlar arasındaki komutanlardan" dedi.

FETÖ'cü subay ve astsubayların kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine yaptıkları zulmün mağdurlarından biri de Asuman Korkmaz. Okuldan atıldıktan sonra özel bir üniversitenin Hukuk Fakültesine devam eden Korkmaz, kendisi gibi mağdur olanların haklarını savunmak için avukat oldu.
Kara Harp Okulundaki ilk 2 yılını başarıyla tamamladıktan sonra 3. sınıfta FETÖ'cü askerlerin iftiralarına maruz kalarak okuldan atılan Korkmaz, yaşadıklarını anlattı.

3. sınıftayken sistem similasyonu dersinde önce yazılı, bir saat sonra da uygulamalı sınava girdiğini ancak uygulamalı sınavdan "sıfır" aldığını belirten Korkmaz, sınavda kağıdına herhangi bir işaret koyulmamasına karşın sınavdan 10 gün sonra kopya çektiğine dair savunmasının istendiğini ifade etti. Korkmaz, aksini ispatlama şansı olmadığı için bu olay nedeniyle alay komutanı tarafından 10 gün hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti.
Okul olarak, Mustafa Kemal Atatürk'ün Harp Okuluna adım attığı 13 Mart dolayısıyla gösteriler yaptıklarını dile getiren Korkmaz, gösterilerden 10 gün sonra alkol aldığı ve uygunsuz davranışlarda bulunduğunu belirten bir yazı geldiğini söyledi. Korkmaz, "Neredeyse 150 general ve onun 2-3 katı albay olan bir organizasyonda böyle bir şey yapmam imkansız. Yapmış olsam bile beni revire götürüp kan testine sokabilirlerdi ve o zaman delilli olarak ispat edebilirlerdi. Götürme gereği duymadılar çünkü onlar da çok iyi biliyordu böyle bir şey olmadığını. Bu savunmayı hazırlayan ise başka bir taburda beni tanıması imkansız bir komutan. Zaten gördük ki 15 Temmuz'dan sonra o da tutuklananlar arasında" diye konuştu.

'TABİP BİNBAŞI NAMUSUMLA OYNADIKLARINI SÖYLEDİ'

Dönemin revir komutanının yapılanmanın farkına vararak kendisini uyardığını anlatan Korkmaz, "Tabip Binbaşı Sedat isminde bir komutanımız vardı. O beni yanına çağırdı, şu an tutuklu olan Mehmet Şükrü Eken, Ali Kalyoncu, şu anda tutuklanmayan ancak tutuklanacağına emin olduğum eski bölük komutanım Tabip Binbaşı'yı çağırıp, benim ahlaksız olduğumu söylemiş. Benimle ilgisi olmayan raporu göstererek namusumla oynamaya kalktıklarını, kendisinin de imza atmasını istediklerini, böylece Harp Okulundan ilişiğimin kesileceğini söylediklerini, kendisinin ise bu raporun erkeklerde olabileceğini belirterek, raporun tıbbi olarak mümkün olmadığını onlara ilettiğini söyledi " ifadelerini kullandı.

Bu şekilde başarılı olamayınca "ceza kampanyası" başlatıldığını dile getiren Korkmaz, 10 gün içerisinde 24 günlük disiplin suçuna çarptırıldığını belirtti.
Normalde bu cezayı alanların alay disiplin kuruluna çıkması gerektiğini aktaran Korkmaz, bu kurulun önüne ilk kez çıkanlara alay komutanı tarafından uyarı yapılıp ikinci bir şans verildiğini ancak kendisi için böyle bir uygulamaya gidilmediğini ifade etti.

Korkmaz, şöyle devam etti: "Maalesef ben alay disiplin kuruluna çıkarılmadan bir ay içerisinde sürekli yüksek cezalar verilerek direkt yüksek disiplin kuruluna çıkarıldım. Orada ilişiğim kesildi. Atıldığım zaman, benimle uğraşan ve bana 'Ben istersem buradan atılırsın' diyen komutan bugün gördük ki tutuklananlar arasındaki komutanlardan. FETÖ'cü komutanlar eğitimlerle yıldırmaya çalıştı ancak biz pes etmedikçe iftiralara başladı. Benim döneminde 2005 yılında kampta aşırı eğitime dayanamayıp aşırı su kaybı nedeniyle vefat eden arkadaşım vardı. Bunun dışından eğitimlerle atamadıkları için 'hırsız' iftirası attıkları bir arkadaşım bunu kaldıramayıp 7. kattan atlamıştı. 6-7 ay hastanede kaldıktan sonra onun da ilişiğini kestiler. Başka bir arkadaşımı da 'Zeka seviyesi eksiktir' diye rapor hazırlayarak attılar. O da şu an pilot."

'KAZANDIĞIM ÜNİVERSİTEYE YAZI GÖNDERMİŞLER'

Harp Okulundan atıldıktan sonra kendisi gibi haksız yere ihraç edilenlerin hakkını aramak için avukat olmaya karar verdiğini anlatan Korkmaz, "Tam burslu olarak kazandığım özel bir üniversiteye başlamadan benim hakkımda yazı göndermişler. Sosyal medyadan hakaretler etmeye, taciz etmeye de devam ettiler ancak şikayet ettiğimizde IP adresleri Amerika olduğu için bir şey yapılamayacağını söylediler." dedi.

Askeri mahkemede dava açtığını belirten Korkmaz, mahkeme sürecinde raporla haklılığını anlatmasına karşın bir sonuç alamadığını, o dönem sivil mahkemelere dava açamadığı için de dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götürdüğünü belirtti. Korkmaz, AİHM'deki davanın sürdüğünü bildirdi.  Kendisi gibi olanların "Türk Silahlı Kuvvetlerinden Atılanlar Platformu" kurduğunu, burada 2 binin üzerinde mağdur bulunduğunu aktaran Korkmaz, "Yakalananların en ağır şekilde cezalandırılmaları, yakalanmamış olanların da yakalanması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunun için hukuki mücadele başlattık. Bizler sadece 2 bin öğrenci ve aileleri değil şu anda birçok kişinin arkamızda olduğunu gördükçe daha çok güçleniyoruz. Şu anda üst düzey komutanların yakalandığını düşünüyorum. Bunun dışında teğmen, üsteğmen rütbesinde olup da bu gruba mensup olan ve yakalanmayan birçok kişi var" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/null-40168562 (http://www.hurriyet.com.tr/null-40168562)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 14:42:24
Kim bilir daha kaç kişinin hakkını yediler! Bu şekilde ordu ve diğer kurumlar içerisine sızan çok kişi olduğu için, bunlar temizlenene kadar tehlike geçmiş değil!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 14:49:44
İncirlik’te o gece yaşananları ’Çiğli imamı’ Kuzu’nun oğlu anlattı

Bekir KARAKOCA/ ADANA, (DHA)25 Temmuz 2016 - 12:51Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 12:59
İncirlik’te o gece yaşananları ’Çiğli imamı’ Kuzu’nun oğlu anlattı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Marmaris’te kaldığı oteli vurmakla görevli Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda ’generallere dahi emir veren’ üs imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu’nun İncirlik’te görevli oğlu Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu, ifadesinde ilginç detaylar verdi. Darbe girişimi nedeniyle birlikte tutuklandığı komutanı ile birlikte İncirlik Üssü’nde geçirdiği 11 saati anlatırken, Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın ABD’ye iltica isteğini bizzat üsdeki Amerikalılara ait binaya giderek yaptığı ortaya çıktı.

İncirlik’teki Türk birliği olan 10’uncu Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Van’ın ’emir eri, şoförü ve koruması olan Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu, komutanı ve bazı üst düzey toplam 15 askerle birlikte tutuklandı. Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında sorgulanan Uzman Çavuş Muhammet Emrah Kuzu’nun ifadesi ’Generallere dahi emir veren üs imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu’nun oğlu olması ve TBMM’yi bombalayan uçaklara yakıt ikmali yapan tanker uçakların uçuşuna izin veren Tuğgeneral Van’ın koruması ve şoförü olması nedeniyle ayrı bir önem taşıyor.

Bu çerçevede sorgulanan Uzman Çavuş Kuzu, babasıyla fikirlerinin uyuşmaması nedeniyle aralarının soğuk olduğunu ve çok sık görüşmediklerini ileri sürdü. 3 yıllık uzman çavuş olduğunu ve son 1 yıldır Tuğgeneral Van’ın koruması ve şoförlüğünü yaptığını belirten Kuzu, komutanının o gece saat 22.30’dan teslim olduğu saat 09.30’a kadar 11 saat boyunca neler yaptığını bir bir anlattı.

AMERİKALILARIN YANINDA 15-20 DAKİKA KALDI

15 Temmuz’da mesainin ardından lojmana gittiğini saat 22.30’da Tuğgeneral Van’ın kendisini arayarak göreve çağırdığını vurgulayan Uzman Çavuş Kuzu, ifadesinde şunları söyledi:

"Karargaha gittiğimde nöbetçi astsubay bir zarf getirdi. Komutan odasında yalnızdı. Bir ara bana silahımı alıp karargah girişinde nöbet tutmamı istedi. Sabah saat 06.00’a kadar aralarında albayların da bulunduğu rütbeli askerler gelip gitti. Saat 08.00’de biz komutanla araca binerek üs içinde Amerikalara ait bir binanın önüne geldik. Komutan içeri girdi ben araçta kaldım. 15-20 dakika içerde kaldı. Bu sırada harekat komutanı Albay Erhan Gazioğlu telefonla arayıp komutanı sordu. Nerede olduğunu söyledim o da geldi binaya girdi. komutanla birlikte çıktılar. Biz komutanla birlikte makama döndük. İçeri girip çıktı, elinde mavi renkli bir çanta vardı. Kapıları kilitlememi istedi. Sonra Tuğgeneral İrfan Özsert geldi odayı açmamı istedi. İçeri girip baktılar sonra ortam kalabalıklaştı. Yaklaşık 40 dakika sonra Üs Komutanı yanında bir personel ile geri döndü. Odasına girdi, orada bekleyenler de içeri girdi. Sonra polis ve cumhuriyet savcısı geldi."

’BAYRAK TÖRENİ ERKENE ALINDI’

15 Temmuz günü saat 14.00’de rutin dışı bayrak töreni yapıldığını belirten Emrah Kuzu, babasının Tuğgeneral Van ile tanıştığını, detayını bilmediğini, komutan ile babasının İzmir’deki Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluş yıldönümü töreninde bir ara ayaküstü sohbet ettiklerini gördüğünü belirtti. Fethullahçı Terör Örgütü ile hiç bir bağlantısının olmadığını ileri süren Kuzu, polislik sınavını kazanamadığı için uzman çavuş olduğunu söyledi. Darbe teşebbüsünün ülke adına kötü bir olay olarak değerlendiren Kuzu, ifadesinde, "Bana verilen emirleri yerine getirdim. Darbe girişimini Cumhuriyet Savcısı ve polis gelince öğrendim. Darbeyi benimsemiyorum. Kim yapmış ise kim suçlu ise cezalandırılsın. Babam da olsa cezalandırılsın. Kendi çapında askerlik mesleğini yapmaya çalışan bir uzman çavuşum."

http://www.hurriyet.com.tr/incirlikte-o-gece-yasananlari-cigli-imami-kuzunun-oglu-anlatti-40168554 (http://www.hurriyet.com.tr/incirlikte-o-gece-yasananlari-cigli-imami-kuzunun-oglu-anlatti-40168554)
Başlık: Rus Milletvekili: Gülen CIA İçin Çalışıyor, ABD İade Etmeyecek
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 17:59:21
Saf mi bu adalet bakani?

CIA'nin kuklasi zaten adam


Hey gidi günler. Nereden nereeeyeee...

(https://scontent-bru2-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13619948_1159757004094358_3386090320934327975_n.jpg?oh=dee458661b8f277ba1f130590f4cd077&oe=5836BE18)

Rus milletvekili bile biliyor!

Rus Milletvekili: Gülen CIA İçin Çalışıyor, ABD İade Etmeyecek

Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Milletvekili ve Duma Eğitim Komisyonu Başkanı Vyaçeslav Nikonov, Fetullah Gülen'in CIA için çalıştığını ve ABD'nin Gülen'i Türkiye'ye iade etmeyeceğini öne sürdü.

Darbe girişiminin tartışıldığı Rus devlet televizyonu Rossiya 1'de yayımlanan Voskresniy Veçer programında Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Ruslan Kurbanov şu ifadeleri kullandı: " Türkiye halkı meşru cumhurbaşkanı ve egemenliği için ayağa kalktı. Türkiye'de darbe girişimi yaptıran güçler, Ukrayna'da da darbe yaptı, Rusya'yı da karıştırmak istiyor. Gülen ağını CIA'in kendisi oluşturdu. Gülen'in Yeşil Kart başvurusunun reddi yönündeki kararın düzeltilmesi için açılan davaya destek verenler arasında CIA eski çalışanları George Fidas ve Graham Fuller, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz gibi isimler var."

''DARBE GİRİŞİMİNDE AMERİKAN İZİ VAR''

Gülen'in ABD'nin yardımıyla kendi elemanlarını Türk eliti ve devlet makamlarına sızdırdığını öne süren Kurbanov ayrıca, Türkiye halkının kahramanlığı sayesinde darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Rus milletvekili Nikonov da "Bu darbe girişiminde Amerikan izi var. Gülen'in CIA için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini herkes epey zamandır biliyor. Gülen'i iade etmeyecekler. Bu arada NATO Varşova zirvesinde kimse Erdoğan'ın elini sıkmadı. ABD ve NATO yöneticileri dahil. Çünkü Erdoğan, zirveden 3 gün önce Putin ile barışmıştı." dedi.

''ERDOĞAN'IN FETÖCÜLERİ İŞTEN ÇIKARMASI RUSYA İÇİN İYİ''

Şarkiyat ve Uluslararası Araştırmaları Merkezi Direktörü, Türkolog Vladimir Avatkov ise Erdoğan'ın yargı ve eğitim kurumlarından Gülen yanlılarını işten çıkarması konusunda "Rusya'nın çıkarları açısından bu güzel. Böyle de devam etmeli. FETÖ Rusya'da da yasaklı. Gülen'in okulları eski Sovyet cumhuriyetlerinde var. Türkiye'de çok güçlü Amerikan karşıtlığı var. Rusya bundan yararlanmalı. Eğer Türkiye yeni Osmanlı ihtiraslarından vazgeçerse bu durumda biz yeni bir Rus - Türk ilişkileri ile karşılaşabiliriz." dedi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-rus-milletvekili-gulen-cia-icin-calisiyor-abd-8645557/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-rus-milletvekili-gulen-cia-icin-calisiyor-abd-8645557/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 25 Temmuz 2016, 19:25:03
Ruslara hep gizliden sempati beslemişimdir.
Başlık: Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 22:53:23
Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

Hürriyet Haber
25 Temmuz 2016 - 17:56Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 21:57
Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

Bugün Marmaris’te menfezde yakalanan darbeciler arasında Çiğli hava Üssü İmamı Zekeriya Kuzu’nun da yakalandığı öğrenildi.

7 darbeciden son 4’ünün İzmir’in Çiğli İlçesi’ndeki 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda görev yapan ve Fethullahçı Terör Örgütü’nün buradaki ’imamı’ olduğu belirtilen Hava Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu ile Hava Astsubay Üstçavuş Ömer Faruk Göçmen, Hava Astsubay Kıdemli Çavuş Abdülhamit Gülerden, Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat olduğu belirtildi.

Darbeci askerlerden Binbaşı Taner Berber ile Astsubaylar İlyas Yaşar ve Gökhan Güçlü bugün daha önce yakalanmıştı.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579630bf67b0aa0e441819e9.jpg)

Kaçak darbeci Zekeriya Kuzu Marmaris'te yakalandı

7 DARBECİ KOM ŞUBEYE GETİRİLDİ

Cumhurbaşkanına suikast düzenlemek için Marmaris’e gelen ve çıkan çatışmada ormanlık alana kaçarak izlerini kaybettiren 35 darbeciden 25’i yakalanırken, bugün yakalanan 7 kişilik ekibin içinde MAK timinde görevli ve Paşa lakaplı Zekeriya Kuzu da yer alıyor.

Muğla-Marmaris karayolu Çetibeli mevkiinde yakalanan 7 kişi Jandarma ekipleri tarafından Muğla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Geniş güvenlik önlemleri arasında getirilen 7 kişinin sorgusu ve evraklarının hazırlanmasının ardından Muğla Adliyesine sevk edilecekler. Yakalanan 7 darbecinin sağlık kontrolleri güvenlik gerekçesi ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları KOM Şubeye giderek şubede yapıldı.

Muğla Valisi Amir Çiçek yaptığı açıklamada, “Muğla'nın Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın konakladığı otele saldırıda bulunan asker kılıklı ihanet çetesi FETÖ/PDY mensubu darbeci eli kanlı canilerin MAK (Muharebe Arama Kurtarma) Timinden Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar ve Astsubay Gökhan Güçlü isimli 3 terörist güvenlik güçlerince yapılan arama çalışmaları esnasında Muğla-Marmaris karayolu Çetibeli Mevkiinde saat 16.00 sıralarında yakalanmıştı. Devam eden arama çalışmaları neticesinde Çetibeli Gökçetepe mevkiinde MAK Timinde Paşa Lakaplı Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Ömer Faruk Göçmen, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Abdulhamit Gül Erdem olmak üzere 4 terörist daha yakalandı. Son yakalananlar ile birlikte toplan 7 terörist yakalanmıştır. Diğer 10 teröristin arama çalışmaları titizlikle ve kesintisiz olarak devam etmektedir” dedi. (İHA)

http://www.hurriyet.com.tr/kacak-darbeci-zekeriya-kuzu-marmariste-yakalandi-40169014 (http://www.hurriyet.com.tr/kacak-darbeci-zekeriya-kuzu-marmariste-yakalandi-40169014)
Başlık: Org. Galip Mendi'nin ifadeleri ortaya çıktı
Gönderen: SKYWOLF - 25 Temmuz 2016, 23:18:15
Org. Galip Mendi'nin ifadeleri ortaya çıktı
AA
25 Temmuz 2016 - 18:19Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 20:34
Org. Galip Mendi'nin ifadeleri ortaya çıktı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57962e3b0f25452fd41290c9.jpg)

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, 15 Temmuz akşamı Gazi Orduevi'nde düğünde olduğunu, buradan Genelkurmay Başkanlığına gideceği söylenerek Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü belirterek "Emir subayım Murat Yılmaz'a 'Sen 8 yıldan beri benimle çalışıyorsun. Sen de çetenin içindeymişsin. Yazıklar olsun sana' dedim. Timurcan Ermiş, Akıncılar Kışlasına gidinceye kadar silahı doğrultulmuş şekilde durdu. Bu esnada ben, 'Siz çetesiniz. Allah belanızı versin. Vuracaksan şimdi vur' diye sürekli bağırarak söylenmeye devam ettim. Akıncılar Kışlasının kapısına kadar bu şekilde geldik." dedi.

Orgeneral Mendi, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı savcılarınca, mağdur sıfatıyla alınan ifadesinde, 15 Temmuz günü, daha önce beraber çalıştığı bir tümgeneralin kızının düğünü için Ankara Gazi Orduevi'nde bulunduğunu söyledi.

Orgeneral Mendi, saat 21.00'den sonra emir astsubayının yanına geldiğini, Genelkurmay nizamiyesi giriş kapısında silah seslerinin duyulduğunu ve bir çatışma olduğunu söylediğini aktardı.

Konuyu netleştirmek için düğün salonu dışına çıktığını, Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Merkezini aradığını ifade eden Mendi, yaşananları şöyle anlattı:

"Telefonlar kesikti. Genelkurmayı da aradım, orada da telefonlar kesikti. Cevap alamayınca Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Tümgeneral Arif Çetin'i telefonla aradım, durumu sordum. Arif Çetin bana, 'Komutanım, ben de ulaşamıyorum. Siber saldırı olabilir' dedi. Ben de 'Komutanlık karargahına hemen git, durumu açıklığa kavuştur ve bana bilgi ver' dedim. Bir ara ben emir subayım Piyade Yarbay Murat Yılmaz'ın koşarak yanıma geldiğini gördüm. Sivil giysiliydi. Düğüne emir subayımla değil, emir astsubayımla geldiğim için emir subayımın sivil elbise ile yanıma koşarak geldiğini görünce çok şaşırdım. Bana, Genelkurmay 2. Başkanı'nın beni Genelkurmay Karargahında beklediğini söyledi. Eşime, onu eve bırakıp Genelkurmaya geçeceğimi söyledim. Emir subayım eşime ayrı bir araba getirdi, 'Onu araba ile evine göndeririz, siz hemen arabanıza binin beraber Genelkurmaya gidiceğiz' dedi. Ben düğüne geldiğim arabama bindikten sonra birden aracın sol arka kapısı açıldı. Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş arabaya bindi. Üzerinde eğitim elbisesi ve tabanca vardı."

"KONYA'DAN NİYE BURAYA GELDİN"

Orgeneral Mendi, Tuğgeneral Ermiş'e "Benden habersiz Konya'dan niye buraya geldin?" diye sorduğunu, bu arada aracın hareket ettiğini, Ermiş'in de kendisine, "Burada ben size bir şey söylemeyeceğim. Akıncılar Kışlasında size tebliğ edilecek." diye cevap verdiğini söyledi.

Aracın ön tarafında emir subayı Yarbay Murat Yılmaz'ın bulunduğunu, şoförün er olduğunu aktaran Mendi, şunları kaydetti:

"Arabanın hızla Akıncılar Kışlasına gideceğini öğrenince ben hem Murat Yılmaz'a hem de Timurcan Ermiş'e 'Hani bu araba Genelkurmay Başkanlığına gidecekti' diye bağırdım. Ermiş, bana tekrar 'Akıncılar Kışlasında size iletilecek.' dedi. Ben işin içinde başka bir iş olduğunu anladım ve bağırarak kendilerine 'Siz eşkiya mısınız, çete misiniz?' dedim. Bunun üzerine Ermiş bana 'Sizi de aramızda görmek istiyoruz.' dedi. Ben buna şiddetle karşı cevap verdim ve 'Ben sizin adamların yanında niye olayım? Allah hepinizin belasını versin.' dedim. Bunun üzerine Timurcan Ermiş birden belindeki tabancasını çıkartıp bana doğrulttu. Ben, 'Siz de çetenin içindeymişsiniz', aracın önündeki emir subayım Murat Yılmaz'a 'Sen 8 yıldan beri benimle çalışıyorsun. Sen de çetenin içindeymişsin. Yazıklar olsun sana' dedim. Timurcan Ermiş, Akıncılar Kışlasına gidinceye kadar silahı doğrultulmuş şekilde durdu. Bu esnada ben, 'Siz çetesiniz, Allah belanızı versin. Vuracaksan şimdi vur' diye sürekli bağırarak söylenmeye devam ettim. Bir ara Timurcan Ermiş'i Konya'dan getiren minibüs bizim taksinin önüne geçti. Akıncılar Kışlasının kapısına kadar bu şekilde geldik."

"KORUMA EKİBİM BİZİ TAKİP ETTİ"

Akıncılar Kışlasının kapısında, 25-30 kişilik teğmen ya da üsteğmen rütbesinde, tulum şeklinde pilot kıyafetli ve ellerinde açıkta tabancalar bulunan askerlerin kendisini karşıladığını anlatan Mendi, bu kişilerin aracın etrafını üçerli, beşerli şekilde çevirdiklerini söyledi.

Bu arada, düğün salonundan Akıncılar'a kadar arkadan başka bir araçla koruma ekibinin kendilerini takip ettiğini anlatan Mendi, şu ifadeleri verdi:
"Akıncılar Kışlasına gelip durduğumuzda arkamızdan gelen koruma ekibimden Jandarma Astsubay Halil Gözalıcı hemen bizim arabanın şoför mahallindeki eri, arkadaki koruma arabasına gönderdi. Kendisi de bizim aracın şoför mahalline oturdu. Bu esnada Timurcan Ermiş arabadan indi. Önümüzden giden minibüse gidip kapısı açık olan minibüsten içeride oturan birisiyle konuştu ancak kiminle konuştuğunu görmedim. Fakat içerideki bu kişi darbeyi organize eden kişilerden biri olabilir. Daha sonra arabanın etrafını çevreleyen pilotlardan birkaç kişiyle konuştu. Ancak ne konuştuklarını duymadım. Duymam da imkansızdı. Arabadan beni indirmeden demir kapılı olan bir yere arabayla girdik. Sağa dönüp bir yere doğru hareket etmeye başladık. Karanlıkta tek tük ağaç olan bir yerde durduk. Beni araçtan indirdiler. Başlangıçta ışık olan daha sonra dehliz gibi bir yolu olan bir odaya soktular. Bina müstakil binaydı ancak binada hiç cam yoktu. Düz duvardı. Binanın içinde 'sorgu merkezi' yazan bir tabela gördüm. Aralarında yaklaşık 1 metre olan yan yana 2 sandalye vardı."

"YUNANLILARA ESİR OLSAYDIM, BU MUAMELEYİ GÖRMEZDİM"

Burada yanında tulumlu, pilot kıyafetli bir üsteğmen ile iki teğmen bulunduğuna, zaman zaman dışarı çıktıklarına işaret eden Orgeneral Mendi, şöyle devam etti:

"Ancak her zaman mutlaka bir veya ikisi duruyordu. Kısa bir süre geçtikten sonra birden ayak sesleri duydum. Çok kişinin yürüdüğünü anladım. Birden bir tanesi, yüzbaşı olan, diğer teğmen ya da üsteğmen olan 6-7 kişilik bir grup içeri girdi. Bunların başındakinin yüzbaşı olduğunu anladım. Yüzlerini görsem tanırım. Yüzbaşı şu anda hatırlayamadığım, kurdukları teşkilatın adını söyleyerek, 'O kuruluşun adına sizi tutukluyorum.' dedi. Ben buna şiddetle karşı çıktım. Kendisine 'Seni PKK'dan, IŞİD'den korumak için mücadele ediyorum, 46 yıllık subayım. Sen beni tutuklayacağını hangi yetkiye dayanarak söylüyorsun.' diye şiddetle çıkıştım. Bunun üzerine yanda duranlar iki koluma bu plastik kelepçeyi taktılar. İnanılmaz kin ve nefretle kolumu, yani bileklerimi sıktı. Bu esnada ben, 'Yunanlılara esir olsaydım, bu muameleyi görmezdim.' dedim. Daha sonra yan tarafta duran iki kişi ile beraber yüzbaşı da ayaklarımı birleştirip ayaklarımı da kelepçelediler. Ben yine aynı şekilde tepki verdim. Daha sonra kafama gözlerimi de kapatacak şekilde siyah bir kukuletaya (siyah bere) benzer bir şey geçirdiler. Ben, bu bereyi ellerimle çıkarmak istedim. Ellerimi indirdiler, ağzıma da bir bant yapıştırdılar."
Bu ekibin gittiğini, iki teğmen ve üsteğmenin burada kalmaya devam ettiğini, bereyi kafasından tekrar çıkardığını ve yüzünü açtığını anlatan Mendi, "Bunlardan önce ellerimi çok sıktıklarını söyleyince kelepçeyi hafif gevşetmişlerdi. Benim hareketlerim nedeniyle bu sefer önden olacak şekilde bağlanan ellerimi arkadan plastik kelepçe ile tekrar kelepçelediler." dedi.

Yaklaşık 30 dakika sonra yeniden ayak sesleri duymaya başladığını bildiren Mendi, birisini yanındaki sandalyeye oturttuklarını hissettiğini ve "kendisi gibi, arkadaşlardan birisini derdest edip getirdiklerini tahmin ettiğini" söyledi.

Yanına getirdikleri kişinin diğerlerine, "Benim gözlüklerim vardı, sizde mi?" diye sorduğunu, onların da "Evet" yanıtı verdiğini belirten Mendi, sesinden bu kişinin Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu olduğunu anladığını ifade etti. Galip Mendi, ifadesinde şunları kaydetti:
"Kendisine, 'Kamil, sen misin evladım?' diye söyledim. Kamil, 'Evet komutanım, benim' diye cevap verdi. Onun da ağzında bant vardı. Ancak bantlar dille ıslanınca yapışkanları çözülüyordu, bant açılıyordu. Ben kendisiyle aralıklı, zaman zaman konuşmaya başladım. Ona, 'Sana nasıl geldiler' diye sordum. Kendisinin evden üstü başı giyinik olmayacak şekilde, şort ve atletle olduğu halde alındığını, eşinin gözünün önünde kafasına bere geçirerek, ambulansa getirdiklerini ifade etti. Sabaha kadar bu şekilde sandalyede oturarak konuştuk. Biz bu şekilde konuşurken başımızda duran üsteğmen bize pek müdahalede bulunmadı. Biz, Kamil ile beraber başımızda duran üsteğmene evli olup olmadığını sorduk. Evli olduğunu söyleyince nasihatlarda bulunmaya çalıştık. Bu işin sonu olmayacağını ve derhal vazgeçmeleri gerektiğini kendisine söyledik. Benim ve Kamil'in tuvalet ihtiyacı olmuştu. Önce Kamil tuvalete gitmişti, daha sonra ben gittim. Tuvalet 50-60 metre uzaktaydı. Üsteğmen nasihatta bulunduğumuzdan etkilenmiş olacak ki döndüğümüzde arkada olan kelepçeleri önden bağladılar çünkü biz arkadan bağlanmanın çok rahatsız edici olduğunu söylemiştik. Bundan dolayı ellerimizi önden bağladılar ancak ayaklarımızı aynı şekilde tekrar bağladılar. Kamil ile sandalyede oturmaktan kafamız sağa sola kayıyor, 'En azından bir masa getirin' diye Kamil söyledi. Bunun üzerine yere, tahminime göre bir pilot montu koymuşlar, bir de bezlerden yastık yapmışlar, buraya bizi yatırdılar. Bu esnada ayaklarımızı çözdüler. Bu şekilde sabahı ettik."

 HER ŞEY NORMAL GÖRÜNÜYORDU

Orgeneral Mendi, Batı Adliyesi savcılarınca mağdur sıfatıyla alınan ifadesinde, Akıncı Kışlası'nda tutulduğu yerde, gece boyunca jetlerin inip kalktığını duyduklarını ve sabah pistin yakınında olduklarını anladıklarını söyledi.

Bu sırada helikopter seslerinin, malzeme taşıyan nakliye uçaklarının seslerinin de geldiğini anlatan Mendi, şu beyanı verdi:

"Uçakların seslerini yükselttiklerini tahmin ettim. Daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanımızdan uçakların bu şekilde seslerini yükseltebileceğini öğrendim. Bu ses yükseltmeyi sırf bize baskı olsun diye yaptıklarını anladık. Sabah olduğunu benim saatim fosforlu olduğu için ve kapıdan kısmen ışık sızdığını gördüğümüzde anladık. Saatin 09.00'a doğru geldiğini anladık. Bu esnada odada Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu ve benden başka kimsenin olmadığını fark ettik. Yanımızda kimse olmadığı için kafamızı kapatan bereyi ellerimizle yukarıya kaldırdık. Kapıdan iki kişinin geldiğini gördük. Arkadan ışık vurduğu için yüzlerini seçemedim. Kamil de ben de tuvalet ihtiyacımız olduğunu söyledik. Bir kişi yanımıza geldi, bizi dışarı çıkardı, önce beni çıkardı. Gözlerim açıktı ve bana hiçbir müdahalede bulunmadı. Gözlerim açık şekilde tuvalete gittik. Bu kişi pilot kıyafetli değildi, sivil giyimliydi. Ben kendisine 'Dün akşamkiler nerede' diye sorduğumda bana 'Ben jandarmayım komutanım, sizleri tanıyorum' dedi."

Sürekli bomba ve makineli tüfek sesleri duyduklarını aktaran Mendi, yanlarına gelen bir kişinin, "Uçaklar bombalama yaptığı için Komutanım biraz duralım" dediğini ve koluna girerek tuvalete götürdüğünü söyledi. Bu kişinin "Size saygımız var ama bunu yapmak zorundayız" diyerek kendisini tekrar odaya getirdiğini anlatan Mendi, "Aynı şekilde Kamil de tuvalete gidip geldi. Bombalama sesleri yine geliyordu. Bomba sesleri kesilince bu kişi yine Kamil ile bana gelerek, 'Size dışarıda kahvaltı hazırladık' dedi ve bizi dışarı çıkardı, kapının eşiğine kadar getirdi. Burada bir bank vardı. Bunun üzerinde birkaç lokma yedik. İkimizi de tekrar içeri aldılar. En dış kapı demir kafesli çerçeveli bir kapıydı. Bu kapıyı da üzerime kapattılar." diye konuştu.

"SİZİ VURACAKLAR"

Odada kimse olmayınca Kamil Başoğlu ile rahat hareket etmeye başladıklarını dile getiren Mendi, şöyle devam etti:

"Ayaklarımız bağlı olmadığı için kapının aralığından dışarıyı görmeye çalışıyorduk. Sonunda kapıda koruma astsubayı olan Halil belirdi. Halil Astsubay heyecanlı bir şekilde bana, 'Komutanım duydum, sizi vuracaklar. Süratli bir şekilde derhal burayı terk etmemiz lazım' dedi. Eskişehir'den kalkan uçakların bombalaması sonucunda başımızda duran ve jandarma olduğunu iddia eden kişinin, 'Başarısız olduk' diye mırıldandığını duydum. Halil Astsubay bize 'dışarı çıkalım' diye söyleyince Kamil ve ben koşarak hızla arabanın yanına koştuk. Beni getiren arabaya bindik. Şoför mahalline Astsubay Halil geçti ve 'Komutanım, buradan uzaklaşmamız gerekiyor' diyerek aracı sürdü. Halil Astsubay cep telefonu ile en baştan beri bizi arkadan takip eden ve dışarıda bırakılan koruma aracında bulunan korumalarımdan Astsubay Jandarma Başçavuş Erdem Er'e telefondan 'Sancağı aldım, kurtardım, dışarı çıkmak için hareket ettim' diye söyledi. Buradan süratle çıkış yolu aradık. Sonra yolu bulduk ve ana yola çıktık."

Dışarıda yol güvenliğini tutan polislerin kendilerini durduğunu, kimliklerini öğrendiğinde bir emniyet amiri ve bir polis nezaretinde Kazan Emniyet Müdürlüğüne kadar götürdüklerini, emniyet müdürlüğünde görevli polislerle bir müddet sohbet ettiklerini ve kendilerine çay ikram edildiğini belirten Galip Mendi, "Genelkurmay Başkanının Başbakanlıkta olduğunu öğrendikten sonra oraya gittim. Kendisini dışarı çıkararak bilgi verdim. Daha sonra eve gidip üstümü değiştirdim ve resmi üniformamı giyerek karargaha geçtim" dedi.

"ODALARIN ANAHTARINI TOPLAMIŞLAR"

Karargahta kötü bir manzarayla karşılaştığını dile getiren Mendi, şunları kaydetti:

"Bina harabe edilmiş ve odaların tamamı kullanılamaz hale gelmişti. Cesetler yerdeydi. Orada durumu netleştirdik. Karargah başkanlarını topladım ve yapılacak işleri belirledim. Kendilerine emir verdim. Bir müddet etrafı kontrol ettikten sonra buradan ayrıldım.

Bu olayların olmasına yönelik olay tarih ve saatinden önce hiçbir şey hissetmedik. Ancak olaylardan sonra öğrendiğime göre Kurmay Albay Erkan Öktem'in cuma günü yani darbeye kalkıştıkları gün bir iki saat önce karargahtaki muhtemelen arama yapacakları odaların anahtarını aldığını beyan ettiler. Bunun dışında her şey normal gözüküyordu. Bütün bu olaylar olurken bana müessir fiilde bulunulmadı. Hakaret ve tehditlerde bulunulmadı. Sadece ilk etapta ellerimi çok sıkı olacak şekilde kelepçelediler ve bunu yaparken hakir davrandılar. Beni tutukladığını söyleyen kişi kendisini benden çok üstün görüyordu. Ben bu olaydan dolayı mağdur oldum. Bunu yapanlardan davacı ve şikayetçiyim. Bunun yapan ve alet olanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum."

http://www.hurriyet.com.tr/org-galip-mendinin-ifadeleri-ortaya-cikti-40169041 (http://www.hurriyet.com.tr/org-galip-mendinin-ifadeleri-ortaya-cikti-40169041)
Başlık: Fethullah Gülen'den "İade etmeyin" çağrısı: Batı'nın hizmetindeyiz
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 08:28:01
Fethullah Gülen'den "İade etmeyin" çağrısı: Batı'nın hizmetindeyiz
Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 07:43Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 07:53
Fethullah Gülen'den

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5796eb4ac03c0e44f86362c8.jpg)

FETÖ lideri Gülen ABD'ye çağrı yaparak, 'Beni Türkiye'ye iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım Batı'nın hizmetindeyiz' dedi. Terör örgütü elebaşı Gülen, ABD'nin New York Times gazetesine kendi adıyla yazdığı makalede, “Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duydukları bir dönemde, "hizmet" içindeki ben ve arkadaşlarım Batının yanında yer aldık.” diyerek Obama yönetimine mesaj verdi.

Fethullah Gülen, New York Times gazetesinde çıkan yazısında "Türkiye'ye gönderilmesi durumunda adil yargılanmayacağını" öne sürdü.
ABD’den iadesi istenen Fethullah Gülen, Amerikan yönetimine çağrı yaparak Türkiye'ye gönderilmesi durumunda adil yargılanmayacağını iddia etti.
Gülen'in, New York Times gazetesinde çıkan yazısında, "ABD, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a istediğini vermeye direnmeli" ifadeleri yer aldı.
Fethullah Gülen, darbe girişiminin arkasında olmadığını da öne sürdü.
New York Times gazetesinde Fethullah Gülen imzasıyla yayımlanan makelede “Batı'nın ılımlı Müslüman seslere ihtiyacı olan bu dönemde” kendisi ve arkadaşlarının Batı'nın hizmetinde olduğunu söyledi.

http://www.hurriyet.com.tr/fethullah-gulenden-iade-etmeyin-cagrisi-batinin-hizmetindeyiz-40169887 (http://www.hurriyet.com.tr/fethullah-gulenden-iade-etmeyin-cagrisi-batinin-hizmetindeyiz-40169887)
Başlık: Yarbay Hakan Karakuş tutuklandı
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 08:29:07
Yarbay Hakan Karakuş tutuklandı
AA26 Temmuz 2016 - 00:29Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 00:36
Yarbay Hakan Karakuş tutuklandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579685ee0f25452fd4129411.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmanın şüphelilerinden, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş ve 15 Temmuz gecesi bombardımana katıldığı belirtilen Pilot Yarbay Mustafa Azimetli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

FETÖ darbe girişiminin ardından Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, 141. Filo Komutanı Pilot Yarbay Karakuş ve 143. Filo Komutanı Pilot Yarbay Azimetli Ankara Batı Adalet Sarayına getirildi. Şüpheliler, savcılık ifadelerinin ardından tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesine çıkarıldı.

Mahkeme, Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Öztürk'ün damadı olan ve darbe girişiminin yapıldığı gece bombardımanda kullanılan uçakları koordine ettiği belirtilen Yarbay Karakuş ile 15 Temmuz gecesi bombardımana katıldığı öne sürülen Yarbay Azimetli'nin tutuklanmasına karar verdi.
Karakuş ve Azimetli, Akıncı Hava Üssü lojmanlarında gözaltına alınmış ve şüphelilerin evlerinde 1'er dolarlık banknotlar ile örgütsel doküman niteliğinde dijital kayıtlar bulunmuştu.
http://www.hurriyet.com.tr/yarbay-hakan-karakus-tutuklandi-40169476 (http://www.hurriyet.com.tr/yarbay-hakan-karakus-tutuklandi-40169476)
Başlık: Darbe için imam fetvası
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 08:32:03
Darbe için imam fetvası
Fevzi KIZILKOYUN / ANKARA25 Temmuz 2016 - 21:31Son Güncelleme : 25 Temmuz 2016 - 21:33
Darbe için imam fetvası

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57965b1a0f25452fd4129254.jpg)

Darbe girişiminin ana üssü olan Akıncı’da, Ankara Başsavcılığı’ndan bir başsavcıvekili ile 5 savcının 7 gündür yürüttüğü incelemede çok çarpıcı tespitlere ulaşıldı.

Çoğu üst düzey rütbeli 98 darbeci askerin içindeki tek sivil olan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz’ün de hava üssüne giderek Gülen’in talimatlarını darbecilere ilettiği ve darbe fetvası verdiği öğrenildi. Başsavcılık kaynakları, Öksüz’ün PDY/FETÖ’nün kara kutusu ve askeri havacılık imamı olduğu, Gülen’in ‘darbe fetvası’nı askerlere ilettiği, darbe gecesi Gülen’e gelişmeleri aktardığı iddialarını gündeme getirdiler. Öksüz, “Tarla bakmaya gitmiştim” diyerek ifade verdikten sonra serbest bırakılmış, hakkında yeniden yakalama kararı çıkartıldığında ise kayıplara karışmıştı.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/57965b6a0f25452fd412925a)

BENİ DE REHİN ALDILAR

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın ise rehin alındıktan sonra Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk’un bulunduğu odaya götürüldüğü belirlendi.

Akar’a, “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen ile görüştürelim” dediği belirtilen Tuğgeneral Hakan Evrim’in ise ifadesinde, savaş uçaklarına bomba ve mühimmat yüklenmesi talimatını kendisinin verdiğini kabul ettiği öğrenildi. Tutuklanan Evrim, “Harekât komutanlığından bana ‘PKK’ya yönelik iç güvenlik harekâtı var, uçakları hazırla’ talimatı aldım. Daha sonra saat 23.00 sıralarında beni de rehin aldılar. Zorla bana istediklerini yaptırdılar. Saat 23.00’ten sonra önce Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı ardından da diğer kuvvet komutanlarını getirdiler. Akın Öztürk’ün de hava üssüne geldiğini, biraz konuştuklarını, ardından ayrıldığını biliyorum” dedi.

ODAYA AKAR GETİRİLDİ

Akıncı Hava Üssü’nde yakalanan İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk’un ise Üs komutanı Hakan Evrim’i ziyarette gittim. Kardeşim Ankara’da oturuyordu, hafta sonunu kardeşimin yanında geçirecektim” diye ifade verdiği öğrenildi. Savcılığın, “Saat 14.00’te gitmenize rağmen darbe girişimi saatinde üste ne yapıyordunuz?” sorusuna ise tutuklu Tümgeneral Selçuk, “Sohbet uzadı” yanıtını verdi. Akar’ın hava üssüne getirilişini de anlatan Tümgeneral Selçuk, “Ben ve Hakan Evrim’in bulunduğumuz odaya Hulusi Akar getirildi. Yüzünde yara vardı, odada televizyondan olayları izledik. Akın Öztürk de sonra geldi, diğer kuvvet komutanlarının da getirildiğini gördüm” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/darbe-icin-imam-fetvasi-40169274 (http://www.hurriyet.com.tr/darbe-icin-imam-fetvasi-40169274)
Başlık: Hulusi Akar'ın Cevaplamadığı Sorular
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 08:51:07
Hulusi Akar'ın Cevaplamadığı Sorular

15 Temmuz gecesi olup bitenlere dair söyleyecekleri en çok merak edilen isim Genelkurmay Başkanı Akar'dı. Ancak ifadesinde temel soruların cevabı yok.

15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasından sonra herkesin gözlerini çevirdiği isim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'dı. Darbeye karşı çıkmış, darbecilerin imzalatmak istediği bildiriyi imzalamamış, 'kanaat önderimiz Gülen ile sizi görüştürelim' teklifini geri çevirmişti. Bu haliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kendisine teşekkür edilmişti.

Ancak Genelkurmay Başkanı Akar darbe gecesi tam olarak ne olup ne bittiğini kamuoyuna tatminkar açıklamalar yapmış değil. Akar'ın ifadesi bu açıdan önemliydi, darbeye dair temel soruların burada aydınlığa kavuşması bekleniyordu ancak öyle olmadı.

Hulusi Akar ifadesinde saat 17-18 sıralarında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in yanına geldiğini ve kendisine MİT'ten gelen bilgiyi aktardığını, bu bilgiyle ilgili görüşmek üzere MİT'ten bir heyetin yolda olduğunu söylediğini belirtiyor:

"Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık. Derhal ve öncelikle karargahımızdaki SKKHM ile görüşüp sadece Ankara hava sahasının değil, tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakları kapsadığını, dolayısıyla havada bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da engel olunmasına ilişkin emrimi ilgili komutanlara verdim. 2. Başkan Yaşar Güler de bu emri Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezine iletti ve bu şekilde tüm askeri hava araçlarının uçuşlarının durdurulması emrimiz ulaştırılmış oldu. MİT'ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetlerinin somutlaştırılması ihtimaline binaen bu hususun açıklığa kavuşturulması için Kara Kuvvetleri Komutanına derhal gereken en hızlı ve etkili tedbir ile işin üzerine gidilmesi için emirlerimi verdim. Kurmay Başkanı, Merkez Komutanlığından ve Adli Müşavirlikten personeller alıp, Kara Havacılık Okuluna derhal gitmesi, olayı tereddüde yer bırakmayacak şekilde çözüp, idari ve adli tedbirleri ivedi bir şekilde almasını talimatlandırdım. Gittiğinde devamlı bilgi vermesini söyledim.

Değerlendirmelerimizde ve gelen bilginin daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik ve aldığımız bu tedbirlerle yetinmeyerek, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak'ı telefondan arayıp, bizzat Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümenine gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın hiçbir sebeple birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesi yönünde tedbirler almasını emrettim. Bu şekilde öncelikle tedbirleri aldıktan sonra toplantımız bitti."

CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANI NEDEN ARAMADI?

Bu ifadeden sonra da darbe istihbaratının alınmasından darbecilerin harekete geçtiği ana kadar atılan adımlara ilişkin soru işaretleri devam ediyor. En önemli soru Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a bilgi verilmemesiyle ilgiliydi. Saat 16.00'da gelen istihbaratın 18.30'a doğru teyidinin de alındığı biliniyor. Buna dayanarak ilgili birimlere emirler gönderildi. Ancak 18.30'dan sonra bile Genelkurmay Başkanı'nın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile hiçbir şekilde temas etmediği ortaya çıktı. Akar'ın bu durumu nasıl izah ettiği yazılı ifadesinde yok.

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI'NA NEDEN BİLGİ VERMEDİ?

Akar'dan cevabı beklenen kritik bir soru da darbe istihbaratının teyidinin ardından neredeyse bütün hava unsurlarına emirler gönderilirken Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'a hiçbir şekilde haber vermemesiyle ilgiliydi. İstanbul'da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı'nın istihbaratın alındığı saat 16.00'dan Akıncı Üssü'nden ilk uçağın kalktığı 21.45'e kadar hiçbir şeyden haberi olmamış, saat 23.00 civarında da düğün için bulunduğu mekânda darbeciler tarafından derdest edilmişti.

Akar'ın Orgeneral Abidin Ünal'a neden haber vermediğinin cevabı Anadolu Ajansı tarafından geçilen altı sayfalı yazılı ifadesinde yok.

İFADEDE HAKAN FİDAN GÖRÜŞMESİ YOK

Akar ifadesinde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in kendisine bilgiyi getirdiği anda MİT'ten gelen bir heyetin yolda olduğunu söylediğini belirtiyor. Ancak daha sonra Akar'ın ifadesinde MİT heyeti ile bir görüşme gerçekleştiğine dair bir anlatım yok. Oysa Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi o geceyi anlattığı yazısında saat 18:00'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile bir toplantı yapıldığını belirtmişti.

Bundan sonra Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ayrıca görüştüklerini yazmış, Al Jazeera Türk de Akar ile Fidan arasında bir görüşme olduğunu kendi kaynaklarından teyit etmişti. Kaldı ki Akar'ın yaveri Levent Türkkan da ifadesinde Hakan Fidan'ın karargâhtan ayrılmasından sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan darbeci unsurların karargâha girmeye başladığını anlatıyordu.

Hulusi Akar, saat 16.00'dan sonraki trafiği anlatırken MİT Müsteşarı Fidan ile yapılan bir görüşmeden söz etmiyor.

AKIN ÖZTÜRK MUAMMASI DEVAM EDİYOR

21 Temmuz tarihinde TSK tarafından yapılan açıklamada darbenin lideri olduğu öne sürülen ve halen tutuklu olan Emekli Orgeneral Akın Öztürk'ün aranarak "Akıncı Üssü'nden kalkan uçakların yasa dışı olduğu, ivedilikle Akıncı'ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir." denilmişti. Bu açıklama TSK, Öztürk'ü "temize çıkardı" şeklinde yorumlanmıştı. Oysa Hulusi Akar ifadesinde darbecilerin teslim olma kararını vermelerinin ardından kendisi ile birlikte Başbakanlığa gelmek isteyen Akın Öztürk için;

"Ben pozisyonu itibariyle ve gece boyunca şahsıyla yaşadığım izlenimler karşısında bunun uygun olmayacağını düşündüm ve "Sen burada kal, kızının evi burada" dedim." diyor. Akar'ın bu ifadesi Akın Öztürk hakkındaki ilk TSK açıklamasındaki "temize çıkarma" yaklaşımından uzak.

TUĞGENERAL DİŞLİ NEDEN HELİKOPTERDEYDİ?

Darbe girişiminin önemli isimlerinden olan ve halen tutuklu bulunan Tuğgeneral Mehmet Dişli. Hulusi Akar, darbeciler tarafından bırakılınca onunla birlikte aynı helikopter ile Başbakanlığa gelmişti. Akar, Dişli'ye ilişkin iki farklı yerde anlatımlarda bulunuyor. Akar'ın anlatımlarına göre kendisi darbe girişimimin başladığını Dişli'den öğreniyor:

"Dişli, oturmakta olduğum masadaki sandalyelerden birine oturup heyecanlı ve geçmişte bildiğim, alışık olduğum ruh halinden farklı bir tarzda 'Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar, tugaylar yola çıktı. Biraz sonra göreceksiniz' gibi şeyler söyledi. Ben ilk önce anlamlandıramadım. Cümle içinde belki 'uçaklar' demiş olabilir. Ancak bunun bir kalkışma olarak ifade edebileceğim bir operasyon olduğunu anladım ve hiddetle 'Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın ha' şeklinde bağırdım"

Akar söylediklerini "ilk önce anlamlandıramadım" dediği Dişli ile beraber Başbakanlığa gidişini ise ifadesinde şöyle anlattı:

"Birisi bir helikopteri işaret etti ve onu çalıştırdılar. Fakat biri üsten kalkan helikopterlere ateş edilebileceğini söyleyince 'Genelkurmay Başkanının içerisinde olduğunun belirtilmesi gerekir' gibi bir şey söylendi. Hatta, ben Mehmet Dişli'ye, 'Sen kal' dediğim halde bu hususu belirterek, 'Ben telefon ile irtibat kuracağım' dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile son durumu bir yerlere iletti. Helikopter havadayken de bir yerlerle irtibat halindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkü'nde Başbakanlığa iniş yaptık. Başbakanlık Müsteşarı bizi karşıladı. Ben ve peşimde Mehmet Dişli geldi. Açıkçası arkamdan gelenleri kontrol etmedim. Başbakanlık binasına girdik. Bu şekilde ben de hürriyetime kavuştum. Müsteşar Bey ile baş başayken bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu. Ben de yaşadığım olayları kısaca özetledim ve Mehmet Dişli'nin gözaltına alınmasının uygun olacağını değerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı işlemi yapıldığını öğrendim."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ifadesi iki ayrı günde alındı. İlk olarak 18 Temmuz 2016' günü alınmaya başlanan ifadeye Akar'ın iş yoğunluğu ara verildi. İfade ertesi gün yani 19 Temmuz 2016'da tamamlandı. (Kaynak: Al Jazeera)

http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-cevaplamadigi-sorular-8647197/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-hulusi-akar-in-cevaplamadigi-sorular-8647197/)
Başlık: İki komutan Kabil'den Dubai'ye kaçarken yakalandı
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 11:03:53
İki komutan Kabil'den Dubai'ye kaçarken yakalandı

AA26 Temmuz 2016 - 09:13Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 09:47
İki komutan Kabil'den Dubai'ye kaçarken yakalandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57970415c03c0e44f8636487.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentine kaçmaya çalışan Afganistan'daki Türk Görev Gücü Komutanı Tümgeneral Cahit Bakır ile Kabil Eğitim, Yardım ve Danışma Komutanı Tuğgeneral Şener Topuç yakalandı.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Bakır ve Topuç'un başkent Kabil'den Dubai'ye kaçtıklarını öğrenen Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı harekete geçti.

Bu kapsamda, hızla yapılan girişimler ve Birleşik Arap Emirlikleri makamlarının işbirliği sayesinde söz konusu şahıslar Dubai Havaalanı'nda yakalandı.
Bakır ve Topuç, bu sabah Türkiye'ye getirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/iki-komutan-kabilden-dubaiye-kacarken-yakalandi-40169992 (http://www.hurriyet.com.tr/iki-komutan-kabilden-dubaiye-kacarken-yakalandi-40169992)
Başlık: Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 11:05:08
Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 09:11Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 09:20
Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/5797005fc03c0e44f8636431)

Balyoz Davası'ndan 3'er yıl hapis yatan 3 subay, darbe girişimini gece evde öğrendi. Beylik tabancalarını alıp sivil kıyafetle Jandarma Genel Komutanlığı'na koştular ve darbecilerle sabaha kadar çatıştılar.

15 Temmuz Darbe Girişimi gecesi Jandarma Genel Komutanlığı'nı karargah olarak kullanmayı hedefleyen darbeci askerler, ilk olarak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi rehin aldı. Ardından komutanlığı ele geçirmek için harekete geçmişlerdi. Komutanlıkta çok şiddetli çatışmalar yaşandı ve darbeciler helikopter ve savaş uçaklarından destek isteyerek komutanlığı bombalattı.

BALYOZ'DAN CEZA ALMIŞLARDI

Posta'nın haberine göre, darbe girişimini duyan Jandarma Genel Komutanlığı Personel Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Jandarma Plan Prensip Başkanı Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu ile Kurmay Albay Ali Demir'i aradı. Bu üç askerin ortak özelliği, Balyoz Davası'nda 16 yıl hapis ceza almaları ve 3'er yıl hapis yatmalarıydı.

Darbe gecesi kimsenin bilmediği çatışma

18 HAİN İÇERİ GİRMİŞTİ

Balyoz mağduru komutanlar aynı askeri lojmanda oturuyorlardı. Bu üç askere Albay Nurettin Alkan ile Albay Güven Şağban da katıldı. Yanlarında sadece beylik tabancaları vardı. Sivil kıyafetlerle bir otomobile binip Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiler. Darbeci Kurmay Yarbay Süleyman Karaca karagahı ele geçirmek için 18 darbeci askerle komutanlığın içindeydi.

DESTEK GELENE KADAR ATEŞ

Bu 5 subay çatışarak içeri girdiler. Albay Nurettin Alkan kolundan yaralandı. Çatışma sabaha kadar sürdü. Bu 5 subay destek gelene kadar Jandarma Genel Komutanlığı'nın darbecilerin eline geçmesini önledi. Özel Kuvvetler de sabah 07.00'de operasyon düzenleyip darbecileri etkisiz hale getirdi.

http://www.hurriyet.com.tr/darbe-gecesi-kimsenin-bilmedigi-catisma-40169988 (http://www.hurriyet.com.tr/darbe-gecesi-kimsenin-bilmedigi-catisma-40169988)
Başlık: Bahçeli'den flaş açıklamalar
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 11:06:12
Bahçeli'den flaş açıklamalar

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 10:37Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 10:50
Bahçeli'den flaş açıklamalar

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579714b5c03c0e44f863670e.jpg)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu darbenin arkasında CIA’nın olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Şayet bu iddialar doğruysa yani hainlerin arkasında CIA ve Pentagon duruyorsa karşımızda çok ciddi bir sorun var demektir. ABD bunun altından kalkamayacaktır. Eğer böyleyse iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi ciddi anlamda zarar görecektir" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den satır başları şöyle:

Türkiye ile hesabı olan çevreler terörist başı Gülen’i koz olarak ellerinde tutmuşlardır. FETÖ’cü terör çetesi kimin işine yarıyorsa onun tarafından silah gibi kullanılmıştır. Türkiye tarihindeki darbe girişimlerinden hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti’ni bu kadar derinden sarsmamıştır. Bize göre 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayan namussuzlarla Osmangazi’nin türbesini tekmeleyen barbarlar arasında hiç fark yoktur. FETÖ terör örgütü düşmanın ta kendisidir, lanet oluşumudur. Din ve iman muhalifidir. Paralel devlet yapısı Türkiye’ye PKK kadar ağır darbe vurmaya cüret eden şebekedir. Bunlar devleti ele geçirip tüm güvenlik kilitlerini kırarak devleti parçalamayı amaçlamışlardır. Şu ana kadar 13 bini aşkın kişi gözaltına alınmıştır. 45 bin 954 kamu görevlisi görevinden uzaklaştırılmıştır. TSK’nın general kadrosunun yüzde 35’i şu anda demir parmaklıklar arasındadır.

Bizim anlayışımıza göre OHAL millete karşı alınmış bir karar değil, millete pusu kuranlara karşı anayasal bir tedbirdir. FETÖ terör örgütünün ve bunun yanında duran zararlı oluşumların temizlenmesi için OHAL bir yöntemdir. Paralel devlet yapılanmasının tüm yönleri araştırılmalıdır.

Bu yapılırken suçsuz günahsız insanlarımızı mağdur etmek en az terör örgütünün yaptığı kadar yanlıştır. Toplu görevden almalar yaparken sağlam delillere dayanmak esastır. İdari tedbirler hızla alınırken mazlumlara ilişilmemiştir. Suçlu ile suçsuz birbirine karıştırılmamalıdır. Bu milletin tertemiz ve şerefli evlatları sokaklarda işsiz güçsüz gezerken, terör örgütü FETÖ’nün TSK’ya yasa dışı yollardan girip devlete saldırma aşamasına gelmesi herkese ders olmalıdır. Yıllarca pırıl pırıl milliyetçi, ülkücü kimseler bürokrasiden dışlanmıştır. AKP Hükümeti de maalesef buna sessiz kalmış, çoğu kez de ortak olmuştur. Önce Türk Milleti, önce Türkiye demedikten sonra allame olsa ne yazacak? Hem övüneceğiz, hem çok çalışacağız. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bunu bileceğiz ve unutmayacağız.

Bu darbenin arkasında CIA’nın olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Şayet bu iddialar doğruysa yani hainlerin arkasında CIA ve Pentagon duruyorsa karşımızda çok ciddi bir sorun var demektir. ABD bunun altından kalkamayacaktır. Eğer böyleyse iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi ciddi anlamda zarar görecektir. Suriye’deki kabus atmosferi Türkiye’ye kaydırılmak istenmektedir. 

http://www.hurriyet.com.tr/bahceli-hic-biri-bu-kadar-derinden-sarsmadi-40170130 (http://www.hurriyet.com.tr/bahceli-hic-biri-bu-kadar-derinden-sarsmadi-40170130)
Başlık: Emekli binbaşıdan çarpıcı sözler
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 12:52:38
Emekli binbaşıdan çarpıcı sözler

AA26 Temmuz 2016 - 11:25Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 12:06
Emekli binbaşıdan çarpıcı sözler

Hava Kuvvetleri Komutanlığından 2010 yılında "Binbaşı" rütbesindeyken zorla emekli edilmeye çalışılan ve daha sonra istifa ettirilen Hakan Filiz, askeri hayatı boyunca Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleriyle yaşadıklarını ve mücadelesini anlattı.

Filiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1985'te Kuleli Askeri Lisesini kazandığını, mezun olduktan sonra 1989 yılında başladığı Hava Harp Okulundan 5 yıl sonra "havacı teğmen" olarak mezun olduğunu belirtti.

2007 yılına kadar çeşitli komutanlıklarda görev yaptığına işaret eden Hakan Filiz, 2007-2010 arası ise Orgeneral Akın Öztürk'ü mahkemeye verdiği sürecin başladığını ve uçuşlarının durdurulup, binbaşı rütbesiyle ordudan ayrılmak zorunda bırakıldığını söyledi.

Ordudan istifa ettirilen ve halen özel bir havayolu şirketinde pilot olarak görev yapan Filiz, 1986 yılında askeri lisedeki ikinci yılında yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
"Okul komutanımız Kurmay Albay Yaşar Büyükanıt'tı. Derslerimize devam ederken sınıftan bazı arkadaşlarımızı dersten alıp, bir süre sonra geri göndermeye başladılar. İlk başlarda ne olduğunu anlamamıştık. Daha sonra sayı artmaya başlayınca, ben çağrılanlardan birine neler olduğunu sordum. Benim için bu konuşma 'milat' niteliğindedir. 'Bizi okuldan atacaklar, Biz Fetullah Gülen'in elemanlarının ortaokullardaki başarılı gördüğü ve daha sonra soruları vererek bu okula soktuğu çocuklarız. Bizi atacaklar ama önümüzde ve arkamızda gelenler var. Başka okullarda okuyanlar var. Biz Türkiye'nin 2020'li yıllarının orgeneralleri, hakim ve savcıları, polis müdürleri olacağız. Devleti ele geçireceğiz. Bu küçük grubu atmaları bu gerçeği değiştirmeyecek.'
Bu konuşmadan birkaç gün sonra küçük grup dediği yaklaşık 80 öğrenci okuldan atıldı. Hafta sonu, 'dayıma, amcama gidiyorum' diye çarşı iznine çıkan bu kişiler meğerse ışık evlerinde paralel bir eğitim daha alıyorlarmış."

Hakan Filiz, 1989 yılında Hava Harp Okulu seçmelerine katıldıklarını, ancak Kuleli Askeri Lisesinden gelen öğrencilere tam manasıyla bir zulüm yapıldığını belirterek, diğerlerinden farklı muamele gördüklerine işaret etti.

Fareli koğuşlarda yatırılıp, her gün dikenli arazide süründürüldüklerini aktaran Filiz, "Birçok arkadaşımız vazgeçmek zorunda kaldı ve bıraktı. O yıl aramızdan çok az kişi okula girebildi. Sonradan anladık ki bizim devremiz bunlardan arındırıldığı için diğer okullardan gelenlere yer açmaya çalışıyorlarmış. Teknolojiye çok önem veriyorlardı. Cep telefonlarının ilk çıktığı yıllarda ses kaydı yapan cep telefonlarından edindiler. Bu kayıt ve arşiv çalışmalarının daha sonraki Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında ne işe yaradığını hep beraber gördük. O yıllarda işlerine yarayabilecek her şeyi kaydetmeye, kişiler hakkında dosyalar oluşturmaya başladılar." şeklinde konuştu.

FETÖ üyelerinin teşkilat olarak önceliklerinin kendi adamlarının sisteme girmesiyle olacağı için ilk örgütlenmeyi eğitim kurumlarında ve insan kaynağı alımı yapan yerlerde yaptıklarını ifade eden Hakan Filiz, Hava Harp Okulu Ölçme ve Değerlendirme gibi bölümlerde sivil kaynaktan tahsis edilen subaylar vasıtasıyla soruların bunlara sızdırıldığına bizzat şahit olduğunu vurguladı.

"Seçilmeden o uçaklara bindiklerinden kabiliyetsizdirler"

Bir subayın Hava Kuvvetlerinde yükselebilmesi ve general olabilmesi için ilk önce pilot olması gerektiğini anımsatan Filiz, kendi uçuş öğretmenlerini kendi öğrencileriyle uçurduklarını ve bu şekilde pilot yaptıklarını, hak etmedikleri halde pilot olduklarını dile getirdi.

Bu şekilde bir organizasyon yapmadan hiçbirinin pilot olamayacağına inandığına dikkati çeken Hakan Filiz, "Pilotluk, vatan, millet sevgisiyle çelikleşmiş cesur bir yürek gerektirir. Tutuklanan pilotlara bakınız. Hiçbirinin gözünde o ışığı göremezsiniz. Çünkü cesur değillerdir, bu işi baştan beri başkalarının hizmetinde yaptıklarından o heyecanı duyamazlar. Hak etmeden o payeyi aldıklarından öz güvenleri yoktur. Seçilmeden o uçaklara bindiklerinden kabiliyetsizdirler, kalkışma günü altlarında dünyanın en iyi savaş makinesi olmasına rağmen yaptıkları beceriksizlikler bunun kanıtıdır." diye konuştu.

Hızla ve rakipsiz olarak generalliğe kadar ilerlediler

FETÖ'cülerin kendilerinden olmayan başarılı pilot subayları tasviye etmek için de çeşitli hastalıklar uydurduklarını, bu konuda delilleri bulunduğunu bildiren Filiz, bazı subayların ise Ergenekon ve Balyoz davalarıyla etkisiz hale getirildiğini aktardı.
Hakan Filiz, FETÖ'cülerin bu sayede önleri boş olduğundan hızla ve rakipsiz olarak ilerlediklerini ve tümgenerallik seviyelerine kadar geldiklerine işaret etti.

"Bu yakalananlar buz dağının görünen kısmıdır." diyen Filiz, "Hangi siyasi görüşü desteklediğinizi bir kenara bırakarak, bu temizlik harekatına destek olunuz. Devletimizin bütün kurumlarını bir an önce bu hainlerden temizleyerek, gelebilecek ikinci dalga tehditlerin önüne geçmeliyiz." ifadelerini kullandı.

"Altın nesil"

Hakan Filiz, şu anda darbe girişimi nedeniyle yakalanan tuğgeneral rütbesinin altında "Altın nesil" denilen albay ve yarbay bir kadro bulunduğunu belirterek, "Biz 1985 yılında askeri okula girerken sorular verilip de giren asıl ekip var. Bunlar çok kalabalıklar. Asıl onlar şu anda deşifre olmadı. Şu an deşifre olan kısım 3'te 1'i. Askerlik öyle bir meslek ki aranızda bir hain bile olsa bütün güç dengesini alt üst ediyor. Güneydoğu'da askerimiz sürekli pusuya düşüyor. Sürekli nasıl pusuya düşer bir ordu? İçinizde hain var çünkü." dedi.

Çiğli Hava Üssünde eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün yakınında görev yaptığını anlatan Filiz, kendisine bunları hep söylediğini, ancak Öztürk'ün kulak arkası ettiğini dile getirdi.

"ABD'li binbaşı yakaladım, Akın Öztürk beni hastaneye kapattı"

Hakan Filiz, Çiğli'de 2007 yılında bir filo gecesi düzenlendiğini ve o dönem üsse telefon ve kamera sokulmasının yasak olduğunu belirterek, "Burada bir tane yabancı personel gördüm. Kamerayla çekim yapıyor. Sıkıştırdım biraz kendisini. Daha sonra ben bu adamı Akın Öztürk'e rapor ettim. Meğer bu kişi İncirlik Hava Üssünün istihbaratçı binbaşısıymış, Amerikalı. Bu adamın normalde askeri savcılığa verilip cezalandırılması lazım. Burada başladı bizim eziyetimiz." ifadelerini kullandı.

Kendisinden dilekçeyi geri çekmesinin istendiğini anlatan Filiz, "Akın Öztürk, doktorları, psikologları başıma sardı. Uçuşu kesti. Hastaneye silah zoruyla kapattırdı. 6 gün içeride bıraktıktan sonra 6 ay istirahat verildi. Doktor görmeden raporlar geliyor. 3 yılı tamamlayıp emekli etmeye çalıştılar. Ben bu durumu bir üst komutana ilettim. Oradan da 'Burada bir suç unsuru yoktur' diye cevap geldi. Hava Kuvvetleri Komutanına konuyu arz ettim. Oradan da cevap gelmedi. Er koğuşunda yatırıldım, zorla ilaç vermeye çalıştılar." şeklinde konuştu.

O dönem duruşmalı mahkeme talep ettiğini, mahkemeye çıktığında olan biteni anlattığını vurgulayan Hakan Filiz, şöyle devam etti:
"Bütün bu olaylardan sonra o dönem korgeneral olan Akın Öztürk, o zamanki sağlık komutanı, GATA'da psikiyatri bölümünde görevli birçok profesör, doçent ve doktor, Hava Kuvvetlerine ait birçok kurmay subaya, 'vatana ihanet ve çete oluşturma' suçlamasında bulundum. Mahkemeye, ya bu adamları araştıracaksınız ya da beni iftira atmaktan hapse atacaksınız, size başka bir seçim şansı kalmıyor dedim. Mahkeme, davayı almadı ve konu böylece kapanmış oldu."

Filiz, bir yandan da raporunun bittiğini ve emre itaatsizlik yaparak yeniden hastaneye gitmediğini aktardı.

"FETÖ'cüler hiçbir zaman ön cephede çalışmazlar. Hep böyle masa başı, koordinasyon, istihbarat, personel, eğitim... Hep geleceğe doğru çalıştıkları için çok iyi bir av pilotu, savaş pilotu, komando çıkmaz içlerinden." diyen Hakan Filiz, şunları kaydetti:
"SAT komandolarındaki yapılanmalarına da çok şaşırdım. Bunlardan savaşçı çıkmasına çok şaşırdım. Hala daha inanamıyorum. Eline silah alıp göğüs göğüse mücadele edecek yürekleri yok çünkü memleket için, millet için yapmıyorlar ama komplo konusunda uzman oldukları aşikardır."

http://www.hurriyet.com.tr/emekli-binbasidan-carpici-sozler-40170215 (http://www.hurriyet.com.tr/emekli-binbasidan-carpici-sozler-40170215)
Başlık: İşte Yarbay Karakuş'un ifadesi
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 16:20:35
İşte Yarbay Karakuş'un ifadesi

AA26 Temmuz 2016 - 14:55Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 15:29
İşte Yarbay Karakuş'un ifadesi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5797506b0f254545f42b4ad2.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş, darbe girişiminin saat 22.30'da farkına vardığını belirterek, "Dürbünle baktığımda komutanı arabaya bindirip 141. Filo'ya götürdüler, hava karanlık olduğundan elleri bağlı olup olmadığını göremedim. Sabaha karşı helikopter ve uçaklar geldi, pist ve kuleye atış yaptılar. Helikopterler saat 06.00 civarından piste iniş yapınca, Özel Kuvvet elemanları indi, kuleye ateş açılınca sığınağa kaçtım, 06.30'da da eve kaçtım" dedi.

Karakuş, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında savcılara verdiği ifadede, 14 Temmuz günü Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in, "havanın sıcak olması nedeniyle 15 Temmuz'da blok uçuş planlaması" yapıldığını söylediğini aktardı.

Uçuşların 13.30 itibarıyla bittiğini, 141. Filo'ya gittiğini, burada emekli subay Dursun Dönmez'i gördüğünü anlatan Karakuş, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim filonun eski komutanı olduğu için filoyu gezdirdim. Saat 14.00'te banka işlerimi halletmek için filodan çıktım. Babamın kredi borcunu yatırmak için bankaya gittim. 17.00'de lojmana geldim. Evde bulunduğum sırada Yüzbaşı Pilot Erhan Güner beni aradı. Ben Filo'ya 19.00'da geldiğimde harekat komutanını cepten aradım. Terörle mücadele harekatı olacağını, kimsenin filodan ayrılmamasını ve dışarıdan pilot çağrılmasına gerek olmadığını söyledi. Ben bu sırada kursiyerlere terörle mücadele uçuşuyla ilgili konuşma yaptım. Albay Ahmet Özçetin beni arayarak, Yuva-4 misafirhanesine kursiyerleri yerleştirmemi, kuleye geçmemi söyledi ve uçuş kontrol amiri olarak görev yapacağımı söyledi.

Kuleye gittiğimde Yarbay Murat Doğan, Üsteğmen Mustafa Enez, Yarbay Nihat Altıntop ve ismini bilmediğim üç astsubay vardı. Kule ve harekat amiri Yarbay Nihat Altıntop'tur. 'Terörle mücadele uçuşu için yakıt yeter mi' diye sordum, bana 'Tanker uçak kalkacak' dedi. 21.30'da kuledeydim. 2 uçak üstten kalkış istedi, pilotların kim olduğunu bilmiyorum. Sonra tekrar iniş yaptılar, bir terslik olduğunu anladım, harekat amiri Ahmet Özçetin'e sordum. Onların görevlerini yaptığını, bizim karışmamamız gerektiğini söyledi. Daha sonra uçaklar ışıklarını yakmadan pistten kalkmaya başladı. İlk uçuşlar 21.30 civarında yapıldıktan sonra, kontrolsüz olarak uçaklar indi."

"UÇAKLARIN İNCİRLİK'E AİT OLDUĞUNU ÖĞRENDİK"

Hakan Karakuş, Kule'den uyarı yapmalarına rağmen 12-13 uçağın belirli aralıklarla iniş yaptığını, gece saat 04.00'te bordo berelilerin geldiğini aktararak, şöyle konuştu:

"Kuleye beni ve Nihat Yarbay'ı sordular, kendileriyle gelmemizi istediler. Birlikte giderken uçuş emniyetini sağlamam üzerine beni orada bırakıp Nihat Yarbay'ı götürdüler. Üsteğmen Mustafa Enez ve üç astsubay kulede bekledik. Sabah 05.00'te bir uçak daha kalktı. Dışarıdan gelen uçaklar pisti bombaladı. Bu uçakların İncirlik'e ait olduğunu öğrendik. Darbe girişiminin 22.30'da farkına vardım. Helikopterler çok fazla inip kalkıyordu, kim tarafından kontrol ediliyor bilmiyordum. Gece 00.00 sıralarında 'casa uçağıyla' Hava Kuvvetleri Komutanının geldiğini söylediler, ben de olayların durulacağını düşündüm. Dürbünle baktığımda komutanı arabaya bindirip 141. Filo'ya götürdüler, hava karanlık olduğundan elleri bağlı olup olmadığını göremedim. Sabaha karşı helikopter ve uçaklar geldi, pist ve kuleye atış yaptılar. Helikopterler saat 06.00 civarından piste iniş yapınca, Özel Kuvvet elemanları indi, kuleye ateş açılınca sığınağa kaçtım, 06.30'da da eve kaçtım."

"AKIN ÖZTÜRK'Ü HİÇ GÖRMEDİM"

Karakuş, kayınpederi Akın Öztürk ile ilgili savcılığa şunları söyledi:

"YAŞ üyesi Akın Öztürk benim kayınpederimdir. Cuma misafir olarak geldi, cumartesi lojmandan üsse gittiğini Fatih Çavur'dan duydum. Sabaha karşı Hulusi Akar'ın bulunduğu yere gittim ama Akın Öztürk'ü hiç görmedim. Yurtta Sulh Konseyi'nden haberim yoktur. Nihat Yarbay'ın bana iletmesiyle duydum. Kimlerden oluştuğunu ve ne olduğunu bilmiyorum."

"1 DOLARLARI ARTAN PARA ÜSTLERİNDEN BİRİKTİRDİM"

Hakan Karakuş, evinde bulunan doların sorulması üzerine de "Evimde yapılan aramada 69 adet 1 dolar buldular. Ben bu dolarları Amerika'ya tatbikata gittiğimde harcamalar sonrasında artan para üstleri şeklinde biriktirdim. Onlar hatıra olsun diye çekmecede duruyordu. Kimseye 1 dolar vermedim, kimseden de almadım. FETÖ/PDY ile bağlantım yoktur. Sülalemde de yoktur, dershaneye bile hiç gitmedim" diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/iste-yarbay-karakusun-ifadesi-40170533 (http://www.hurriyet.com.tr/iste-yarbay-karakusun-ifadesi-40170533)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 16:23:08
'Ben senin FETÖ'cü olmadığını nereden bileyim'

ADANA (AA)26 Temmuz 2016 - 15:21Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 15:27
'Ben senin FETÖ'cü olmadığını nereden bileyim'

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579756a60f254545f42b4b5a.jpg)

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, darbe girişimi gecesini anlattı. Vali Demirtaş, "Eskişehir'den bir tuğgeneral telefonla beni aradı. Bize 'Sayın Valim Başbakan'ı korumak için üç tane F-16'ya ihtiyacımız var. Müsaade ederseniz İncirlik'ten kaldırmayı düşünüyoruz' dedi. Biz de kendisine 'Kardeşim bundan sonra sizin de FETÖ'ye üye olup olmadığınız nasıl bileceğim. Siz ne taraftasınız. Kusura bakmayın müsaade edemeyiz' dedik. Araştırdık, general FETÖ'cüymüş. Tutuklu şu anda" diye konuştu.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında İncirlik'te konuşlu 10. Tanker Üs Komutanlığından üç F-16 istendiğini ancak izin vermediğini belirtti. Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbecilerin hain olduğunu, Türk toplumunun bugüne kadar böyle bir ihanetle karşı karşıya kalmadığını söyledi.

İncirlik'te konuşlu askeri birliğin darbeciler için de önem taşıdığını anlatan Demirtaş, buna karşı önlemler aldıklarını, üsten kimsenin girip çıkmasına izin vermediklerini kaydetti. Olay günü polis telsizinden darbeci söylemlerini anons eden polis memurlarını hemen tespit edip gözaltı işlemleri gerçekleştirdiklerini bildiren Demirtaş, olaylar sırasında kentte güvenlik birimlerinden geniş destek gördüklerini belirtti.

Demirtaş, Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'in anonsuyla darbecilere karşı silah kullanma yetkisi verildiğini, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ın darbecilere, yaptıklarının suç olduğuna dair telsizden anons yaptığını anlatan Demirtaş, "Başsavcımız sağolsun, telsizden, bunun anayasal bir suç olduğunu, Türk Ceza Kanunu'nda ağır cezası olduğunu belirtti, 'Bundan geri adım atın' dedi. Bu da çok önemli. Adana'da hem emniyetimize cesaret verdi, hem de karşı tarafta, ortada olanlarda da 'Kardeşim bu suç, yanlış yapmayalım' duygusu geliştirdi." dedi. Demirtaş, Adana gibi büyük ve önemli bir şehirde güvenlik güçleri ile büyük işbirliği içinde el ele, kol kola vererek kimsenin burnu kanamadan olayı sonuçlandırdıklarını belirtti.

O GECE YAŞANANLARI ANLATTI

Kentte askeri birliklerin de kendilerine geniş destek verdiğini anlatan Demirtaş, şöyle konuştu:

"6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Aytekin Şahin'in telefonla arayıp 'Sayın Valim, biz devletimizin ve sizin emrindeyiz' demesi, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Fatih Yılmaz'ın gelip benim yanımda 'Biz sizin, devletimizin emrindeyiz' demesi bile bizim gücümüze güç kattı. Komutanlarımızın darbeci komutanın telefonlarına olumsuz cevap vermeleri onları alt üst etti. Belki 10 defa aramıştır Albay Yılmaz'ı 'Gel bir görüşelim' diye ama o reddetti. Ben 'Vali Bey'in emrindeyim' dedi. Devlete, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onuruna sahip çıktıkları için sağ olsunlar çok teşekkür ediyorum."

Olay günü İncirlik'teki üsten üç F-16 istendiğini, ancak güvenmedikleri için uçakların kalkmasına müsaade etmediklerini belirten Demirtaş, şunları kaydetti:
"Eskişehir'den bir tuğgeneral telefonla beni aradı. Bize 'Sayın Valim Başbakanı korumak için üç tane F-16'ya ihtiyacımız var. Müsaade ederseniz İncirlik'ten kaldırmayı düşünüyoruz' dedi. Biz de kendisine 'Kardeşim bundan sonra sizin de FETÖ'ye üye olup olmadığınızı nasıl bileceğim. Siz ne taraftasınız. Kusura bakmayın müsaade edemeyiz' dedik. Araştırdık sonradan general FETÖ'cüymüş. Tutuklu şu anda. Eğer o uçakları biz kaldırmış olsaydık bu uçaklar vatandaşlarımızı veya kamu kurumlarını bombalayacaklardı, Allah korusun. 'Kardeşim size uçak vermiyoruz biz araştırmamızı yapana kadar' dedik. Hatta 'Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın sesini duymadan buradan uçak kaldırmayacağız' dedik."
http://www.hurriyet.com.tr/ben-senin-fetocu-olmadigini-nereden-bileyim-40170576 (http://www.hurriyet.com.tr/ben-senin-fetocu-olmadigini-nereden-bileyim-40170576)
Başlık: Ümit Karan'dan darbeciler için şok iddia!
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 16:27:12
Ümit Karan'dan darbeciler için şok iddia!
Kısıklı Meydanı'nda yapılan demokrasi nöbetine katılan eski futbolcu Ümit Karan, darbeciler nedeniyle yıllardır büyük sıkıntı yaşadığını belirterek, "Spora başladığım ilk günden beri bunlar futbolun içindelerdi. En iyi olduğum dönemde bile beni milli takıma almadılar. Şike davasında cezaevine girdiğimde, beni hapisten çırartmak için eşimden 150 bin dolar para istediler" dedi.

Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 14:34:00
Ümit Karan'dan darbeciler için şok iddia!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57974c6b67b0aa1bcc27fe87.jpg)

Kısıklı Meydanı'nda yapılan demokrasi nöbetine eski futbolcu Ümit Karan da katıldı. Darbecilerden dolayı uzun yıllar büyük sıkıntı çektiğini ifade eden Karan çok konuşulacak sözler söyledi. İşte Ümit Karan’ın Kısıklı Meydanı’ndaki açıklamaları:

“EN İYİ DÖNEMİMDE BENİ MİLLİ TAKIMA ÇAĞIRMADILAR”
“Spora başladığım ilk günden beri bunlar futbolun içindelerdi. En iyi olduğum dönemde bile beni milli takıma çağırmıyorlardı. Kendilerinden olmayan insanları dışlıyorlardı. O günden beri bu mücadeleyi sürdürüyorum.”

“ŞİKE DAVASIYLA YILLARDIR HAKKIM YENİLİYOR”
“Sadece kamu kurumlarından değil, büyük bir temizlik lazım. Şike davasıyla yıllardır hakkım yeniliyor ve sırf bu yüzden teknik direktör olamıyorum. Şike davası sürecinde cezaevine girdiğimde eşimden 150 bin dolar para istediler ki beni çıkartsınlar diye. Ben hiçbir zaman bu vatan hainlerine biat etmediğim için beni hep bitirmeye çalıştılar. Futbol camiasında bu terör örgütüne hizmet ettiği bilinen kişiler var, bir de bilinmeyenler var. O perde arkasındaki isimlere kadar hepsi temizlenmeli. Ben bunun savaşını vereceğim.” (amkspor.sozcu.com.tr)

http://www.hurriyet.com.tr/umit-karandan-sok-iddialar-40170498 (http://www.hurriyet.com.tr/umit-karandan-sok-iddialar-40170498)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 17:47:41
"Pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler"

AA26 Temmuz 2016 - 16:00Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 17:26

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5797731a0f254545f42b500a.jpg)

İzmirli Melike Bulut Şehirli, Hava Harp Okulunu gördüğü baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını anlattı. Şehirli, "Bu okula neden geldin, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun, dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler" dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) subayların kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine yaptıkları zulmün mağdurlarından İzmirli Melike Bulut Şehirli, askeri helikopter pilotu olmak için girdiği Hava Harp Okulunu baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını belirtti.

Askeri okulu bıraktıktan sonra Balıkesir'de hemşirelik eğitimi alan ve hayallerinden uzak yeni bir yaşama başlayan Melike Bulut Şehirli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1992'de İzmir'in Bergama ilçesinde doğduğunu ve küçük yaşlarından itibaren hep askeri helikopter pilotu olmak istediğini söyledi.
İlçedeki 13 Nisan Anadolu Lisesini tamamladıktan sonra 2010'daki LYS ile Hava Harp Okulunu kazandığını, Yalova'daki öğrenci seçme uçuşundan da başarıyla geçtiğini ifade eden Melike Bulut Şehirli, "Uçuşlarımdan birini de 2011 yılında Balyoz Davası nedeniyle içeri alınan Tümgeneral İsmail Taş ile gerçekleştirmiştim. Uçuş sınavlarını başarıyla geçtikten sonra intibak dönemine başladık. İşte o dönem çok zorluydu" dedi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/57976043c03c0f44f8652ff1)

"BİZE BUNLARI YAPAN BELLİ BİR GRUP VARDI"

İntibak döneminde üst üste gece nöbeti tutmak zorunda kaldığını ancak başkalarının aynı nöbeti tutmadığını fark ettiğini söyleyen Şehirli, şöyle devam etti:

"Art arda tuttuğum nöbetler aslında bu baskının bana özel yapıldığını gösteriyordu. Sürekli olarak 'Ülkeye hizmetini sadece burada değil, başka yerde yap' baskısı altındaydım. Yine de bu baskılardan sıyrılıp askerlik yemini ettim ve herkes gibi Harbiyeli olduğumu sandım. İlerleyen zamanda herkes gibi olmadığımı anlayacaktım. İlk olarak nöbet çizelgelerinde yer almayan nöbetleri tutmadığım için ceza aldım. Ondan sonra da 3'er günlük oda hapisleri çekmeye başladım. 27 Şubat 2011 tarihinde de bir gece yatağımdan komutanların seçtiği kadetler tarafından kaldırıldım. Bayanlar katındaki uçuş odasına alındım. Pencereye doğru esas duruşta 1 saat boyunca beklememi istediler. Bu sürede bana 'Melike Bulut, bu okula neden geldin, bırakmayı düşünmüyor musun, neden bırakmıyorsun, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun' dediler. Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler. Atlamayacağımı anlayınca odama gitmeme izin verdiler."

Okulda hiçbir zaman "Fetullahçı, cemaatçi" kavramlarının kullanılmadığını dile getiren Şehirli, "Ama bize bunları yapan belli bir grup vardı. Biz bu grubun kim olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Niçin biz diye soruyorduk. Biz hep bizde sorun olduğunu düşündük ama sonra anladık ki sorun bizde değilmiş. Askeri okuldan ayrılmaya zorlananların değil de okulda kalanların ortak bir özelliği vardı ve o gruba dahillerdi" diye konuştu.

"NAMUSUMA SAHİP ÇIKAMIYORUM KOMUTANIM DİYE BAĞIRTTILAR"

Eğitimler sırasında çok zorlandığını, aç ve susuz bırakıldığını, komutanların bir gruba ise hiç de kötü davranmadığını ifade eden Melike Bulut Şehirli, eğitimler sırasında esas duruştayken üst devrede olan öğrencilerin silahını tekmelediğini, düşen silahın ise kendisinden kaçırıldığını, yasak olduğu için esas duruşu da bozamadığını dile getirdi.

Melike Bulut Şehirli, eğitimlerde yaşadıklarını da şöyle anlattı:

"Silah düşünce alıp kaçıyorlardı. Sonra da 'Silah benim namusum. Ben silahıma sahip çıkamıyorum, demek ki ben namusuma da sahip çıkamıyorum komutanım' diye 25 kez bağırmamı istiyorlardı. Çok ağrıma gidiyordu, 25. kez söylerken artık ağlıyordum. Erkek devre arkadaşlarım bile artık gördüğüm zulme dayanamıyor, bu aşağılanma karşısında artık bırakıp gitmem gerektiğini söylüyordu."

Dolabının sık sık kontrol edildiğini, iç çamaşırlarının ortaya saçıldığını da dile getiren Melike Bulut Şehirli, yaşadıklarını bazı öğretmenlerine anlattığında "Halüsinasyon görüyorsun" yanıtını aldığını söyledi. Kurmay bir yüzbaşının aynı devredeki diğer 8 kadın öğrenciyle konuştuğunu, bu konuşmadan sonra devre arkadaşlarının kendisine küstüğünü ve tamamen yalnızlığa itildiğini anlatan Melike Bulut Şehirli, ikinci sınıftayken kendisinden habersiz okula çağrılan ailesine başarısız" ve "isteksiz" olduğunun anlatıldığını dile getirdi.

http://www.hurriyet.com.tr/pencereyi-acip-3-kattan-kendimi-atmami-istediler-40170641 (http://www.hurriyet.com.tr/pencereyi-acip-3-kattan-kendimi-atmami-istediler-40170641)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Tuco - 26 Temmuz 2016, 17:55:22
Bakalım hangi askeri yerli projelerin detaylarını işbirlikçilerine sızdırdılar, çok merak ediyorum...
Başlık: Darbe Gecesi Gölbaşı'nı Bombalayan Pilot: Darbeyi Duyunca Sorgulamadım
Gönderen: SKYWOLF - 26 Temmuz 2016, 22:36:04
Darbe Gecesi Gölbaşı'nı Bombalayan Pilot: Darbeyi Duyunca Sorgulamadım

15 Temmuz darbe gecesi Gölbaşı Polis Özel Harekat Okulunu bombalayarak 42 kişinin ölümüne neden olan pilotun kan donduran ifadesi ortaya çıktı.

Fetullahçı Terör Örgütünün darbe girişimine ilişkin tutuklanan Pilot Yarbay Mustafa Azimetli, savcılık ifadesinde, darbe girişimi gecesi saat 19.00'da Albay Ahmet Özçetin'in darbe yapılacağını bildirdiğini belirterek, "Gölbaşı Özel Harekat binasında uçuş yapacağımı ve bir hareketlilik halinde de müdahale etmemi söyledi." dedi.

HANGARDAN HELİKOPTER ÇIKINCA VURMUŞ

Azimetli, Gölbaşı'nda bir saatin sonunda helikopter hangarından iki helikopter çıktığını görmeleri üzerine atış yapmaya karar verdiğini öne sürerek, birinci uçağın helikopteri lazerle işaretlediğini, ikinci uçağın ise bombaladığını aktardı.

HAFTA SONU KURSLARA GİDEREK KAZANMIŞ

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde Pilot Yarbay Mustafa Azimetli, hafta sonları kurslara giderek, 1991'de Maltepe Askeri Lisesini kazandığını,1995'te de Yeşilyurt'ta bulunan Hava Harp Okuluna girdiğini anlattı.

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz sabahı komutanın bulunduğu 143. Filo'da göreve başladığını belirten Azimetli, şunları kaydetti:

"DARBE YAPILACAĞINI DUYUNCA SORGULAMADIM"

"Hakan Evrim odama geldi. Teröristle mücadele harekatı olacağını söyledi ve uçaklara mühimmat yüklememi emretti. Albay Ahmet Özçetin kurmay pilotlara kalmasını söyledi. Akşamüstü de bir misafirin geleceğini söyledi. Tümgeneral Mehmet Dişli ve bir de ismini hatırlamadığım tuğamiral vardı. Saat 18.00'de bizim filoya geldiler. Ben 14.00'ten 18.00'e kadar filoya gelen misafirleri karşıladım. Saat 19.00'da Ahmet Özçetin darbe yapılacağını bildirdi. Ben bu durumu sorgulamadım. Gölbaşı Özel Harekat binasında uçuş yapacağımı ve bir hareketlilik halinde de müdahale etmemi söyledi."

HELİKOPTERİN HANGARDAN ÇIKTIĞINI GÖRÜNCE ATIŞ YAPMIŞ

Saat 22.00 civarında diğer pilotlarla birlikte 141. Filo'ya gittiklerini söyleyen Azimetli, "Uçuş kıyafetlerimi giydim. Benim uçağımda Ekrem Aydoğdu, arkasında da ben vardım. İkinci uçakta 1. Pilot Üsteğmen Çetin Kaplan, 2. Yüzbaşı Ertan Koral vardı. Benim uçağımda bulunan hedefleme kod adlı sistemi bilmediğimden, 1. Pilot Ekrem Aydoğdu uçağa bindi. 22.45-23.00 gibi kalkıp Gölbaşı'nda beklemeye başladık. Bu uçuşun bir uçuş planlaması olmadığından 'Aslan-1' olarak çağrı adını verdiler. Bölgede bir saat bekledik, herhangi bir hareket olmadı. Bir saatin sonunda helikopter hangarından iki helikopter çıktığını gördük. Bunun üzerine atış yapmaya karar verdim. Birinci uçak helikopteri lazerle işaretleme yaptı, ikinci uçak bombalama yaptı. Burada sadece bir bomba attık, onu da helikopter pistine attık. Yakıtımızın azalması sebebiyle bölgeden ayrıldık" şeklinde konuştu.

KIZILAY'DA ALÇAK UÇUŞ

Azimetli, saat 00.15 civarında yeniden 141. Filo'ya indiklerini belirterek, kalkarken kendilerine Ankara üzerinde bekleme talimatı verildiğini ifade etti. Bir müddet bekledikten sonra Yüzbaşı Ahmet Tosun'un telsizden "Kızılay'a alçak uçuş yapmasını" söylediğini anlatan Azimetli, şöyle devam etti:

PİST KULLANILAMAZ HALE GELMİŞ

"Biz de alçak uçuş yaptık. Daha sonra yakıt tükendiği için Akıncılar'a iniş yaptık. 141. Filo'ya gittim ve yakıt deposunda yetkili kimseyi bulamadım. 143. Filo'ya giderek yakıt sıkıntısı olduğunu Albay Ahmet Özçetin'e ve üssün komutanı General Hakan Evrim'e söyledim. Evrim ile depoya gittik, tankerin depoya yanaştığını gördük, nasıl boşaltıldığını bilmediğimiz için yakıt alamadık. 04.00 sıralarında Evrim ile 143. Filo'ya döndük. Elektrikler kesildi. Ahmet Özçetin ile trafoya gittik, elektriği halledemedik, tekrar filoya döndük. Sabah 08.00'de elektrik gelince yakıt yüklemeye başladık. Yakıt bölgesinde bulunan başka uçaklar üssün pistine ateş edip, pisti kullanılamaz hale getirdi."

GÖZALTINA ALINANA KADAR LOJMANDA BEKLEMİŞ

Azimetli, daha sonra 143. Filo'daki odasına geçip 11.00'e kadar beklediğini belirterek, pistin tekrar bombalanmasının ardından lojmana gittiğini ve gözaltına alınana kadar orada beklediğini anlattı.

"AKIN ÖZTÜK'ÜN ZORLA TUTULDUĞNU GÖZLEMLEMEDİM"

"Talimatı Albay Ahmet Özçetin'den aldığını" savunan Azimetli, "16 Temmuz sabah 08.00 gibi Akın Öztürk'ün 143. Filo'ya geldiğini gördüm. Halen Üs Komutanı Evrim ön tarafta duruyordu. Akın Öztürk, Hakan Evrim ile konuştuktan sonra makam aracıyla 143. Filo'dan ayrıldı. Kendisinin zorla tutulduğunu gözlemlemedim." dedi.

"ÇEVRE GÜVENLİĞİ TALİMATI VERDİM"

Azimetli, daha sonra Albay Özçelik'in 37 teğmene çevre emniyeti görevi vererek, nizamiyelere göndermesi talimatı verdiğini anlattı ve "Ben de teğmenleri gazinoda toplayıp, çevre güvenliği talimatı verdim. Teğmenlere teröristle mücadele harekatı olacağını, ayrıca filoya misafirlerimizin geleceğini söyledim" beyanında bulundu.

http://www.sondakika.com/haber/haber-feto-nun-darbe-girisimine-iliskin-sorusturma-8648559/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-feto-nun-darbe-girisimine-iliskin-sorusturma-8648559/)
Başlık: Deniz’den sonra Kara’da da benzer tablo: Darbe 2013'ten
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 08:23:56
Deniz’den sonra Kara’da da benzer tablo: Darbe 2013'ten

HABER ANALİZ: ANKARA26 Temmuz 2016 - 21:21Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 01:23
Deniz’den sonra Kara’da da benzer tablo: Darbe 2013'ten

Darbe girişiminden tutuklanan generallerin önemli bölümü 2013, 2014 ve 2015 YAŞ terfilerinden. Özellikle de 2013’ten. 2013 YAŞ’ından 21 general tutuklandı. Bunlardan 18’i, 2013’te albaylıktan terfi eden tuğgeneraller. Dikkat çeken nokta, ilk 9 sırada terfi eden subayların hepsinin de tutuklanmış olması. 2014’ten 19 (1 de ölü), 2015’ten ise 22 general tutuklu.

15 Temmuz darbe girişimi çerçevesinde tutuklanan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mensup generallerin önemli bir bölümünün 2013, 2014 ve 2015 yıllarında yapılan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantılarında generalliğe terfi ettirildiği ortaya çıktı. Benzer bir durumun kısmen Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıklarında da yaşanması bu şûra toplantılarının darbe girişiminin önünün açılması bakımından bir hayli kritik bir önem taşıdığını gösteriyor.
Özellikle 2010 sonrasındaki dönemde Balyoz, Askeri Casusluk, Poyrazköy gibi bir dizi kurmaca dava ile yüzlerce kurmay subay, sanık ya da mahkûm durumuna düştüğü için terfilerin kararlaştırıldığı YAŞ toplantılarında değerlendirme dışı kalarak sistem dışına çıkmıştı. Bu şekilde yüzlerce kurmay subay sistemden dışlanırken, önü açılan ya da eksik rekabet koşulları içinde terfi eden diğer kurmay albayların büyük bir bölümünün darbe girişimine karışmış olması, bu kurmaca davalardan nasıl yararlandıklarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Bir grup Balyoz mağduru subayın tümüyle açık kaynaklar üzerinden 2011-2015 dönemi YAŞ kararları ile tutuklanan generallerin listesini karşılaştırarak yaptıkları bir çalışmaya bakıldığında şöyle bir tablo beliriyor.

2011 YAŞ: (Genelkurmay Başkanvekili ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Özel)

Bu şûrada korgeneralliğe terfi eden 5 generalden biri darbe girişiminden sonra tutuklandı. (Yıldırım Güvenç) Bu korgeneral 2015 şûrasında da temdit almıştı. Aynı şûrada tuğgenerallikten tümgeneralliğe terfi eden 11 generalden 2’si darbe girişimden dolayı tutuklu. Her ikisi de (Satı Bahadır Köse ve Mustafa Özsoy) 2015 şûrasında korgeneralliğe terfi ettirildi. 2011 şûrasında toplam 22 kurmay albay generalliğe terfi etti; bunlardan yalnızca 3’ü tutuklu. Bu sayı, 2011 YAŞ toplantısı adı darbeye karışan generaller açısından düşük bir oran gösteriyor.

2012 YAŞ: (Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu)

Bu şûrada korgeneralliğe terfi eden 5 tümgeneralden bir ve ikinci sırada terfi eden 2 tümgeneral 15 Temmuz’dan sonra tutuklandı (Metin İyidil, Erdal Öztürk). Aynı şûrada 12 tuğgeneral tümgeneral oldu. Bunlardan 2’si darbeye karıştıkları gerekçesiyle tutuklu. 2012 YAŞ’ında 23 kurmay albay tuğgeneral oldu. Bunlardan 6’sı 15 Temmuz sonrasında tutuklanmış bulunuyor. Bu dönemin terfileri içinde darbe girişimine katılım oranı açısından sınırlı bir artış var.

2013 YAŞ: (Orgeneral Özel/Orgeneral Kıvrıkoğlu)

Bu şûrada 5 tümgeneral “kor” rütbesine terfi etti. Bunlardan yalnızca 1’i tutuklu (İlhan Talu). “Tuğ” rütbesinden “tüm” rütbesine terfi eden 11 generalden yalnızca 2’si darbe girişiminde tutuklandı. Aynı şûrada tuğgeneralliğe terfi eden 25 kurmay albay vardı. Bunlardan 18’i 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklandı. Dikkat çeken nokta, ilk 9 sırada terfi eden subayların hepsinin de tutuklanmış olması. Örneğin, bu dönem birinci sırada terfi eden, bu devrenin birincisi olan Denizli 11. Komando Tugay Komutanı Kamil Özhan Özbakır da tutuklu.

2014 YAŞ: (Orgeneral Özel/Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar)

Bu YAŞ’ta bir korgeneral “or” rütbesine terfi etti (Adem Huduti). İkinci Ordu Komutanı Huduti darbe girişi sonrasında tutuklandı. Bu şûrada 5 tümgeneral “kor” rütbesine çıktı. Bunlardan 2’si (İbrahim Yılmaz ve Salih Ulusoy) 15 Temmuz sonrasında tutuklandı. Aynı toplantıda 11 tuğgeneral “tüm” oldu. Bunlardan 5’i bugün tutuklu. Bu şûrada 21 kurmay albay paşalığa terfi etti. Bu 21 tuğgeneralden 12’si bugün tutuklu bulunuyor (oran yüzde 57). Bu devrenin birincisi olan ve darbe girişiminin önde gelen isimlerinden biri olan tuğgeneral Semih Terzi 15 Temmuz akşamı Özel Kuvvetler Karargâhı’nı bastığında kendisine direnen astsubay Ömer Halisdemir tarafından alnından vurularak öldürüldü.

Deniz’den sonra Kara’da da benzer tablo: Darbe 2013'ten

2015 YAŞ: (Orgeneral Özel/Orgeneral Akar)

Bu YAŞ’ta 6 tümgeneral “kor” rütbesine çıktı. Bunlardan 2’si bugün tutuklu. Bu korgeneraller 2011 YAŞ’ında tüm yapılmıştı (Köse/Özsoy). 2015 şûrasında tuğgenerallikten tümgeneralliğe terfi eden 9 generalden 2’si tutuklu. Biri Mehmet Dişli. Geçen yılki YAŞ’ta kurmay albaylıktan tuğgeneralliğe terfi eden 26 tuğgeneralden 18’i 15 Temmuz sonrası bugün tutuklu bulunuyor (yüzde 70).

TUTUKLU KARA GENERALLERİN YARIDAN FAZLASISADECE 3 ŞÛRADAN ÇIKTI

Bu veriler yan yana getirildiğinde, 2013, 2014 ve 2015 YAŞ toplantılarının darbe girişimine karışan generallerin önünü açan bir işlev gördüğü ortaya çıkıyor. Sadece bu 3 şûra toplantısında generalliğe terfi eden kurmay subayların toplamı 48’e ulaşıyor ve tutuklu ya da gözaltında olan şüpheli konumdaki karacı subaylar (toplam 90/biri ölü) içinde belirgin bir ağırlık oluşturuyor.

Benzer bir gözlemi Deniz Kuvvetleri için de yapabilmek mümkün. 2013 yılındaki YAŞ’ta toplam 8 kurmay albay tuğamiralliğe terfi etti. Bunlardan 7’si bugün tutuklu. 2015 YAŞ’ında tuğamiral olan 9 deniz subayından 3’ü tutuklu, 2’si de firari... 2013 YAŞ toplantısında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tuğgeneralliğe terfi eden 9 subaydan 4’ü bugün tutuklu bulunuyor.

EN KÖR ŞAHIS OYDU

ESKİ Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı, emekli Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, darbe girişimiyle ilgili eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i eleştirdi. Orgeneral Özel’in “Darbeci olduklarını anlamadık” açıklamasını hatırlatan Üçok, özetle şunları söyledi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terfi sisteminde ne kadar çok terör örgütü mensubunun yer aldığını, ne kadar büyük oranlarda terfi ettiklerini görüyoruz. Zaten sayın Özel, böyle bir terör örgütünün farkında olsaydı, bunları terfi ettirmezdi. ‘Farkında olmuyoruz’ demek buradaki problemi, sorumluluğu ortadan kaldırmıyor. TSK kumpasa uğradığında, Genelkurmay Başkanlığı’nın ilk Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında 12 general-amiral arkadaşımızı ‘Balyozcu’ diye emekliye sevk etti. İkinci yılında 37 general-amiral arkadaşımızı emekliye sevk etti. Üçüncü yılında Anayasa Mahkemesi Balyoz davalarında hukuka aykırılık vardır diyerek ihlal kararı vermiş olmasına rağmen, 1.5 ay sonra 12 arkadaşımızı daha emekli etti. Yani şunu demeye getiriyorum. Bu süreçteki en kör şahıs sayın Özel’di.” (DHA)

http://www.hurriyet.com.tr/denizden-sonra-karada-da-benzer-tablo-darbe-2013ten-40171048 (http://www.hurriyet.com.tr/denizden-sonra-karada-da-benzer-tablo-darbe-2013ten-40171048)
Başlık: Bekir Bozdağ'dan 'Akın Öztürk' açıklaması
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 08:26:51
Bekir Bozdağ'dan 'Akın Öztürk' açıklaması
Hürriyet Haber26 Temmuz 2016 - 18:17Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 18:27
Bekir Bozdağ'dan 'Akın Öztürk' açıklaması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5797811e0f254545f42b5100.jpg)

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'darbeci askerlere işkence' iddialarıyla ilgili konuştu. Bozdağ işkence gördüğü iddia edilen Akın Öztürk’le ilgili olarak, “"Akın Öztürk'ün helikopteri vuruluyor. Yukarıdan inişe zorlanıyor, atış yapılıyor. Havaalanı, Akıncı Üssü kontrol altında. O zaman iniş sırasında bir yaralanma. Yüzündeki ve kulağındaki darbeler bu olayla alakalı” dedi.

Bozdağ, A Haber'de katıldığı canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.


Fetullah Gülen'in Amerika Birleşik Devletlerinden iadesine ilişkin Bozdağ, darbe teşebbüsünden sonra Gülen'i iade etmemesinin, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'yle ilişkilerini sıkıntıya sokacağını bildirdi.
Darbe dosyasıyla ilgili hazırlıkların devam ettiğini aktaran Bozdağ, ifadelerin alındığını ve delillerin toplandığını belirtti.


Türkiye olarak Fethullah Gülen'in geçici olarak tutuklanması ve Türkiye'ye iadesini talep ettiklerini, dört ayrı dosyayı da gönderdiklerini vurgulayan Bozdağ, "Bunun üzerine ABD'li yetkililer, Türkiye'yle bu konuda işbirliğine hazır olduklarını söyledi." diye konuştu.

ABD'li yetkililerin, Türkiye'nin taleplerinin değerlendirilmesine yönelik yaklaşımlarının Gülen'i tedirgin ettiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"İade edilmemesi için ABD yönetimine karşı talepte bulunuyor. Darbenin arkasında olduğu açık çünkü bir gün önce yaptığı bir konuşmada da darbeci subaylara ve kişilere 'dik durun, itirafçı olmayın, şöyle böyle olun' diye tavsiyede bulunuyor, 'tarih sizi yazacak' diye gaz veriyor onlara adeta. Kendisi ABD'ye yalvarıyor, 'beni iade etmeyin' diye. Ama tarih gel seni yazsın, Türkiye'ye gel yargıya hesap ver, tarih seni yazsın sayfa sayfa, paragraf paragraf yazsın. Nasıl yazacaksa yazsın. Ama kandırdığı, beynini yıkadığı, katil yaptığı, ülkesine, milletine düşman hale getirdiği bu darbecilere 'tarih sizi yazacak, dik durun, itirafçı olmayın' diyor.

Öte yandan Türkiye'ye gelmemek için ABD'li yetkililere yalvarıyor. Bu onun gerçek yüzünü, kimliğini göstermesi bakımından da son derece önemli. Ben buradan Fetullah Gülen'e de çağrı yapıyorum, buyur gel Türkiye'ye, Türkiye adil yargılama yapar. Çünkü Türkiye hukuk devletidir, Fetullahçıların yaptığı yargılama gibi değil. Anayasaya, hukuka, kanuna bağlı bir vicdanla seni Türkiye'de yargılayacak hakimler vardır, bütün dünya da bu yargılamanın ne kadar adil olduğunu görür. Ama maalesef bugüne kadar Türkiye'ye gelmemek için uğraşıyor."

Bozdağ, Gülen'in bazı ülkelere kaçmaya yönelik çalışmalar yaptığına dair istihbari bilgiler geldiğine değinerek, "O bilgilerle ilgili çalışmalar yapılıyor, teyidi nedir, ne değildir bakılıyor. Ama böyle bir arayışın içerisinde olduğu hatta bu arayışları yapan kişilerin isimlerine kadar bilgiler var, hangi ülkede kim bu girişimleri yapıyor, buna kadar gelen, akan bilgiler var. O nedenle biz Türkiye olarak diyoruz ki bu, kaçmak için şu anda keşif yapıyor, kendi kafasına göre belirlemiş bazı ülkeleri. Türkiye'ye iade edilmeyeceğine inandığı ülkeler veya Türkiye ile arasında adli işbirliğine dair anlaşma olmayan ülkeleri seçerek buralarda kendisine yer arıyor ve her an oralardan birini kaçabilir. Mısır, Meksika, Kanada, Avustralya, Güney Afrika geçiyor." ifadesini kullandı.

"Uluslararası Af Örgütü'nün açıklaması gerçeğe dayanmamaktadır."

Bakan Bozdağ, Uluslararası Af Örgütünün, darbe girişiminin ardından gözaltına alınanlara işkence yapıldığına yönelik iddialarını da değerlendirdi.

Bozdağ, şu görüşleri paylaştı:
"Uluslararası Af Örgütü'nün bu açıklaması gerçeğe dayanmamaktadır. Zira darbenin başarısız olmasının hemen akabinde Fetullahçı Terör Örgütü ve ona müzahir olan çevreler, gözaltına alınan askerlere ve diğer darbecilere kötü muamele yapıldığına dair birtakım haberler yaymaya başladı. Ben çok net ifade ediyorum, gözaltına alınırken kişiler, sağlık kontrolünden geçiriliyorlar, ondan sonra durumu tespit ediliyor. Yüzünde, gözünde, elinde, ayağında, vücudunda herhangi bir yerinde yara bere var mı tespit ediliyor, ayrıca hastalığı var mı o da tespit ediliyor, ona göre gözaltına alınıyor. Gözaltından çıkarken de yine durumu raporla tespit ediliyor ki bu tür işkence, kötü muamele iddiaları olduğu zaman devletin de buna cevabı olsun. Bir defa bu raporlar açık ve net ortada. Bunların hiçbirisi bu iddiaları doğrulamıyor, aksine yalanlıyor."

"Öztürk'ün helikopteri vuruluyor"

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'e kötü muamelenin de söz konusu olmadığına işaret eden Bozdağ, "Akın Öztürk'ün helikopteri vuruluyor. Yukarıdan inişe zorlanıyor, atış yapılıyor. Havaalanı, Akıncı Üssü kontrol altında. O zaman iniş sırasında bir yaralanma. Yüzündeki ve kulağındaki darbeler bu olayla alakalı. Ama bunu ne yapıyorlar, sanki Akın Öztürk'e kötü muamele ve işkence yapılmış gibi yansıtmaya çalışıyorlar, birtakım iftiralar yayılıyor." dedi.

Bozdağ, yakalanmadan önceki hadiseleri gözaltında gerçekleşmiş gibi göstermenin yanlış olduğunu vurgulayarak, gözaltında kötü muameleyle bu durumun bir alakasının olmadığını, Öztürk'ün de kendisine sorulduğunda bunun nereden kaynaklandığını açıklayabileceğini kaydetti.

http://www.hurriyet.com.tr/bekir-bozdagdan-akin-ozturk-aciklamasi-40170831 (http://www.hurriyet.com.tr/bekir-bozdagdan-akin-ozturk-aciklamasi-40170831)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 08:28:45
Akın Öztürk'ün helikopteri vurulup inişe zorlandığı için bu halde olduğunu doğru kabul edelim.
Diğerlerinin de tankı falan vuruldu, ayağı takılıp düştü, kapı çarptı vs herhalde.  ;D ;D
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 08:34:34
'Pişman oldum' demişti, rehin alan çıktı!

Hürriyet Haber27 Temmuz 2016 - 07:58Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 08:04
'Pişman oldum' demişti, rehin alan çıktı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5798409ac03c0e4ed8118569.jpg)

Darbe girişimi sırasında tutuklanan isimlerden biri de Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş... Ermiş, ifadesinde "Darbe girişiminden önceden haberdar olmadığını savunmuş, "Pişman olmuş ama gecikmiştim" demişti. Ancak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi kaçıran ismin Ermiş olduğu ortaya çıktı.

Ermiş, ifadesinde iddialara göre darbe girişiminden önceden haberdar olmadığını savunmuştu. Ermiş’in, “Sonradan haberdar oldum. Pişman olmuştum ama gecikmiştim. FETÖ üyesi değilim. Darbenin istikameti FETÖ’ye doğru gitmekteydi. Akıncılar üst komutanının kim olduğunu bilmiyorum. Teslim olmaya yakın uçaklar alçak uçuş yapmaya başladı” dediği iddia edilmişti.

MENDİ: SENİN NE İŞİN VAR BURADA

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi ise savcılık ifadesinde, katıldığı bir düğünden, emir subayı ve Jandarma Bölge Komutanı Timurcan Ermiş’in de aralarında bulunduğu bir grup asker tarafından nasıl kaçırıldığını anlattı.

Mendi şöyle ifade verdi: “Bir ara ben emir subayım olan Piyade Yarbay Murat Yılmaz’ın koşarak yanıma geldiğini gördüm, sivil giysiliydi, çünkü ben düğüne emir subayımla değil emir astsubayımla geldiğim için çok şaşırdım. ‘Genelkurmay 2. Başkanımın beni karargahta beklediğini’ söyledi. Ben düğüne geldiğim arabama bindikten hemen sonra birden aracın sol arka kapısı açıldı, Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş arabaya bindi, üzerinde eğitim elbisesi ve tabancası vardı, tabanca da elindeydi.

'Pişman oldum' demişti, rehin alan çıktı!

SİZ EŞKIYA MISINIZ

Ben kendisine ‘Benden habersiz Konya’dan niye buraya geldin’ diye sordum. ‘Akıncılar kışlasında size tebliğ edilecek’ diye bana Timurcan Ermiş cevap verdi. Arabanın ön tarafında da emir subayım Yarbay Murat Yılmaz vardı.

'SİZİ ARAMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ'

Ben işin içinde başka bir iş olduğunu anladım ve kendilerine bağırarak kendilerine ‘siz eşkıya mısınız, çete misiniz’ diye bağırdım. Bunun üzerine Timurcan Ermiş bana, ‘Sizi de aramızda görmek istiyoruz’ dedi. Ben buna şiddetle karşı cevap verdim ve bende ‘Sizin adamların yanında niye olayım, Allah hepinizin belasını versin’ dedim.

Akıncılar Kışlasına gelip durduğumuzda arkamızdan gelen koruma ekibimden Jandarma Astsubay Halil Gözalıcı hemen bizim arabanın şoför mahallindeki eri, arkadaki koruma arabasına gönderdi. Kendisi de bizim aracın şoför mahalline oturdu. Bu esnada Timurcan Ermiş arabadan indi. Beni dehliz gibi bir yolu olan bir odaya soktular. Bina müstakil binaydı, ancak binada hiç cam yoktu, düz duvardı. Binanın içinde ‘sorgu merkezi’ yazan bir tabela gördüm. Ben bizi sorgulayacaklarını düşündüm. Bir süre sonra bir yüzbaşı şu anda hatırlayamadığım, kurdukları teşkilatın adını söyleyerek, ‘sizi tutukluyorum’ diye bana söyledi.

KAFAMA BERE GEÇİRDİLER

Ben buna şiddetle karşı çıktım. Yanda duranlar iki kolumu birleştirerek bu plastik kelepçeyi bana taktılar, inanılmaz kin ve nefretle bileklerimi sıktı, bu esnada ‘Ben Yunanlılara esir olsaydım, bu muameleyi görmezdim’ dedim. Daha sonra yan tarafta duran iki kişi ile beraber yüzbaşı da iki ayaklarımı birleştirip ayaklarımı da kelepçelediler, ben yine aynı şekilde tepki verdim.

Daha sonra kafama gözlerimi de kapatacak şekilde siyah bir bere geçirdiler. Ağzıma da bir bant yapıştırdılar.

KAMİL SEN MİSİN

Yaklaşık 30 dakika sonra ayak sesleri duymaya başladım. Birisini benim yanımdaki sandalyeye oturttuklarını hissettim. Yanıma getirdiler, o arkadaş bu kişilere benim gözlüklerim vardı sizde mi diye sordu. Onlar da evet dediler, sesinden bu arkadaşın Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu olduğunu anladım ve kendisine ‘Kamil sen misin evladım?’ diye söyledim. Kamil, ‘Evet komutanım, benim’ diye cevap verdi.

BAŞARISIZ OLDUK DEDİ

Odada kimse olmayınca Kamil ile rahat hareket etmeye başladık. Bir süre sonra Halil Astsubay bana ‘Komutanım duydum, sizi vuracaklar, süratli bir şekilde derhal burayı terk etmemiz lazım’ diye bağırdı. Eskişehir’den kalkan uçakların bombalanması sonucunda başımızda duran ve jandarma olduğunu iddia eden kişinin ‘Başarısız olduk’ şekilde mırıldanmasını duydum.

Halil Astsubay dışarı çıkalım deyince Kamil ve ben arabanın yanına koştuk. Genelkurmay Başkanının yerini öğrendikten sonra Köşk’te, Başbakanlık’ta olduğunu öğrendim ve oraya gittim.

Bu olayların olmasına yönelik olay tarih ve saatinden önce hiçbir şey hissetmedik. Ancak olaylardan sonra öğrendiğime göre Kurmay Albay Erkan Öktem’in cuma günü yani darbeye kalkıştıkları gün biri iki saat önce karargahtaki muhtemelen arama yapacakları odaların anahtarlarını aldığını beyan ettiler. Bu olaydan dolayı mağdur oldum, bunu yapanlardan şikayetçiyim.”

ERMİŞ'E: VURACAKSAN ŞİMDİ VUR

“Timurcan Ermiş belindeki tabancasını çıkartıp bana doğrulttu. Ben ‘Siz de çetenin içindeymişsiniz’, arabanın önünde oturan emir subayım Murat Yılmaz’a ‘Sen 8 yıldan beri benimle çalışıyorsun, sen de çetenin içindeymişsin, yazıklar olsun sana’ diye söyledim. Aynı şekilde Ermiş’e de söyledim. Ermiş, Akıncılar Kışlasına gidinceye kadar hep bana silahını doğrulttu, bu esnada ben sürekli bağırarak ‘Siz çetesiniz, Allah belanızı versin, vuracaksan şimdi vur’ diye sürekli söylendi.

http://www.hurriyet.com.tr/mendinin-isaret-ettigi-komutan-sonradan-ogrendim-demisti-40171710 (http://www.hurriyet.com.tr/mendinin-isaret-ettigi-komutan-sonradan-ogrendim-demisti-40171710)
Başlık: Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 08:52:57
Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı

AA26 Temmuz 2016 - 18:34Son Güncelleme : 26 Temmuz 2016 - 19:08
Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5797839e0f254545f42b511d.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, darbe girişimine ilişkin üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini belirterek "Bana, 'Sana güvenir, sen ikna edersin, yoksa ikinizi de paketleyip götüreceğiz' dediler. Bana uçakların havada olduğunu, sıkıyönetim emrinin yayımlandığını söylediler. Bütün komutanların bunun içinde olduğunu söylediler. 'Olmayanları şu anda alıyoruz. Zaten tutuklanıyorlar' dediler. Beni Komutan'ın (Orgeneral Akar) odasına soktular" dedi.

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Dişli, savcılıktaki ifadesinde, her dairenin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a bir arz günü olduğunu belirtti.

Usul gereği özel kalem müdürü ya da emir subayı aradığında gidip kendi daire başkanlıklarıyla ilgili konuları paylaştıklarını ifade eden Dişli, "O gün beni klima çarptığı için akşam 19.00 civarı evime geçtim. O gün de beni ofisimden ya özel kalem ya emir subayı ya da danışman aradı. Tam hatırlamıyorum kimin aradığını" diye konuştu.

Arama üzerine Genelkurmay Başkanlığı Karargahına geçtiğini dile getiren Dişli, "Komutanın odasına girerken o katta özel kuvvet giyimli 2-3, yüzleri açık ancak tanımadığım şahıslar karşıladı. Komutan'ın odasına girmeden 2 ofis vardır. Birine beni çektiler. 'Silahlı Kuvvetler duruma, yönetime el koydu. Yurtta Sulh Cihanda Sulh Operasyonu başladı. Komutan'ın da bizimle olmasını istiyoruz' dediler" ifadelerini kullandı.

"BANA, 'SANA GÜVENİR, SEN İKNA EDERSİN' DEDİLER"

Orgeneral Akar ile 16 yıldır birlikte çalıştığını, kendisini yakinen tanıdığını anlatan Dişli, "Bana, 'Sana güvenir, sen ikna edersin, yoksa ikinizi de paketleyip götüreceğiz' dediler. Bana uçakların havada olduğunu, sıkıyönetim emrinin yayımlandığını söylediler. Bütün komutanların bunun içinde olduğunu söylediler. 'Olmayanları şu anda alıyoruz. Zaten tutuklanıyorlar' dediler. Beni Komutan'ın odasına soktular" dedi.

AKAR'IN APOLETLERİ DÜŞTÜ

Odaya girdiğinde Orgeneral Akar'ın evrak okuduğunu aktaran Tümgeneral Dişli, kendisini takdim ettikten sonra komutanın "Otur" dediğini belirtti. Akar'ın dışarıda yaşananlardan haberi olmadığını belirten Dişli, Genelkurmay Başkanı'nın kendisine "Hayrola, ne yaptın?" dediğini aktardı. Durumu Orgeneral Akar'a arz ettiğini bildiren Dişli, şunları söyledi:

"Bana 'Dalga geçecek zaman mı?' dedi. Kendisi ile samimi olduğumuz için bu şekilde söyledi. Kendisine 'Birazdan canlı yayın olacağını, orada bildiri yayımlanacağını' söyledim. Yüz ifadesi değişti. Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri duyuldu. Bana 'Bak' dedi. Ben dışarı çıktım. O sırada 2. Başkan Yaşar Paşa'ya girerken ya da onu götürürken biri vuruldu. Ben içeri tekrar döndüğümde işin ciddi olduğunu söyledim. Tekrar yoğun silah sesleri duydum. Sonra alçaktan uçak geçti. Bana dışarıdan Yaşar Paşa'yı çağırmamı söyledi. Özel kuvvetçiler beni Yaşar Paşa'ya göndermedi.

Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı

Sürekli benim üzerimden 'Komutan kabul etti etti, yoksa ikisini de götüreceğiz' dediler. Kendilerinin neden Komutan'ın yanına, odasına girmediklerini bilemeyeceğim. Benim kendisini ikna edebileceğimi düşünmüş olabilirler. Genelkurmay Başkanı Akar çok ağır sözler söyledi. 'Kim bunlar, hangi devirde yaşıyoruz?' diye tepki gösterdi. Ben Hulusi Paşa'nın tepkisini söylediğimde bir süre sonra onlar içeri girdiler. Komutan'a kelepçe takmak için zorladılar. Ben müdahale ettim, 'Burada konuşuyoruz, Komutan'a eziyet etmeyin, zarar vermeyin' dedim. Komutan'ın apoletleri düşmüştü, onu alıp tekrardan omuzuna takıp 'Genelkurmay Başkanımızdır' dedim."

Herhangi silahının ya da teçhizatının olmadığını, karargah çalışmasına silahla girilmediğini belirten Dişli, "Komutan'la koltuklara geçip yan yana oturduk. Komutan'la sürekli konuştuk. Televizyona baktık. Boğaz köprüsünün kapatıldığını görünce işin ciddiyetini anladık" dedi.

"ODADA TELEVİZYON VARDI, GELİŞMELERİ TAKİP EDEBİLİYORDUK"

Hareketliliğin artmasının ardından Akar'ın götürülmesi gerektiğini söylediğini anlatan Dişli, bir helikopterin çağrıldığını bildirdi. Akar ile kendisinin ve Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli 2-3 kişinin gelen helikoptere bindiğini ifade eden Dişli, 20 dakikalık uçuşun ardından Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığına indiklerini söyledi.

"Ne komutan ne ben bağlanmadık" diyen Tümgeneral Dişli, şöyle devam etti:

"Özel kuvvet görevlilerinde silah vardı. Komutan'ı ikna etmek için, 'Kan dökülmesin, bu işin içinde siz de olun. Rüştü Paşa'nın (Erdelhun) başına gelenler sizin başınıza gelmesin' dediler. Ben Komutan'a, 'Bunlar dışarıda birini vurdular. Bunların gözü dönmüş' dedim. Dışarıda kanlar da vardı. Akıncılar Hava Üssü'nde ikimizi bir arabayla bir odaya götürdüler.

İFADEDE AKIN ÖZTÜRK'ÜN ADI GEÇİYOR

Oturduk, çay ve kahve içtik. Odada televizyon vardı, gelişmeleri takip edebiliyorduk. Daha sonra odaya havacı komutan Kubilay Selçuk geldi. Komutan'a 'Silahlı kuvvetler bu işe el koydu. Tüm kuvvetlerin dahil olduğu bir şey olduğunu' söyledi. Komutan, hava kuvvetlerinde durumun ne olduğunu söyledi. O da 'Akın Paşa sizin ağzınıza bakıyor. Siz 'Evet' derseniz o da bu işe dahil olacak. Akın Paşa bu işte yok' dedi. 'Ama isterseniz çağırabilirim' dedi."

Telefonla üsse çağrılan YAŞ üyesi eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün sivil kıyafetle geldiğini dile getiren Tümgeneral Dişli, "Üçümüz birlikte televizyonlara baktık. Komutan sürekli tepki gösterdi, 'Böyle bir şey olur mu?' dedi. Akın Paşa da aynı tepkiyi verdi. Komutan, Akın Paşa ile buraya
getiriliş sürecimizi konuştuk. Sonra 'Dışarı çık ne istiyorlar, gelsinler konuşalım' diye beni gönderdiler" dedi.

Kendisinin Kubilay Selçuk ile binanın dışına çıktığını, burada bir amiral, havacı bir tuğgeneral ile bir karacı ya da jandarma albayın bulunduğunu belirten Tümgeneral Dişli, "Onlar bize yurtta sulh cihanda sulh konseyinin olduğundan bahsettiler. 'Onlar birazdan gelecek, siz de kabul ediyorsanız, siz de bu konseyin bir parçası olarak bir bildiri yayınlayacağız' dedi." ifadesini kullandı.

"EŞİNE HALA MESAİDE OLDUĞUNU SÖYLEDİ"

Söz konusu kişilerin TRT'den canlı yayın aracı ayarlandığını söylediğini aktaran Dişli, daha sonra hep birlikte Orgeneral Akar'ın yanına geçtiklerini söyledi. Bu kişilerin elinde yazılı bir bildiri olduğunu, bir kişinin bu bildiriyi okuduğunu aktaran Tümgeneral Dişli, şöyle konuştu:

"Bu hareketin amacının hukukun yeniden sağlanması, halkımıza karşı olup olmadığı, terörün bitirilmesi, vatandaşın güvenliğinin sağlanması gibi temel ifadeler vardı. Komutan'ımıza 'Komutan'ımız, siz de bizimle birlikte katılın, okuyalım, duyuralım. Halk sizi görürse yatışır, bu iş bitmiş olur' dediler.

Genelkurmay Başkanı'mız kesinlikle kabul etmedi. Onlar gitti, yine ben Komutan ile odada kaldım. Sürekli olarak Komutan bu hareketin sadece Silahlı Kuvvetlere değil tüm ülkeye zarar vereceğini söyledi. 'Biz, Güneydoğu'da polislerle birlikte teröristlere karşı savaşıyoruz. Bunlar polisleri vuruyor' şeklinde tepki gösterdi. Bana tekrar 'Git şunlarla görüş' dedi. Ben sürekli olarak kendi şahsi telefonlarımla karargahı arayarak olup biten hakkında bilgi alıp Komutan'ın eşini aradık. Eşine hala mesaide olduğunu söyledi. Ben evden geldiğim için şahsi ve resmi cep telefonlarım yanımdaydı.

Kuvvet komutanlarının yakalandığını televizyonlardan takip ettik. Bütün her şeyi Komutan talimat vererek benim cep telefonum vasıtasıyla, benim üzerimden yapıyordu. Hatta Başbakan ve MİT Müsteşarı'nı benim cep telefonumdan aradı. Cumhurbaşkanı'nı da aradı ama ulaşamadım. Başbakan ve MİT Müsteşarı ile tüm Silahlı Kuvvetlerin kışlalarına dönmesi için talimat vereceğini, 'Bu adamlar hakkında ne gerekiyorsa yapacağız, insanlarımız ölmesin, siz polisi geri çekin, ben de Silahlı Kuvvetleri geri çekeyim. Genelkurmay'a gideyim, oradan emir-komutayı devralayım ve durumu tüm Silahlı Kuvvetlere bildireyim' dedi. Ancak Başbakan Çankaya'ya gelmesini istedi."

"BU OLAYDA BEN MAĞDURUM"

Akıncı'daki üssün 16 Temmuz sabahında bombalanmasıyla "karşı taraf"ın direncinin kırıldığını bildiren Dişli, Orgeneral Akar'ın teklifini kabul ederek kendilerine iki helikopter verdiklerini anlattı. Kendisi ve Orgeneral Akar'ın bindiği helikopterin Çankaya Köşkü'ne gittiğini anlatan Dişli, orada Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş tarafından karşılandıklarını, daha sonra da diğer bakanların geldiğini aktardı.

"FETÖ İLE İLGİLİ SORULAN SORUYU HAKARET KABUL EDERİM"

Kriz masası oluşturulduğunu dile getiren Tümgeneral Dişli, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Ben sürekli durumu takip edip Komutan'a bilgi verdim. Komutan, Akıncı Üssü'nden giderken Akın Paşa'ya 'Sen burada kal, bunlara mukayyet ol. Ben seni buradan aldıracağım' dedi. FETÖ ile benim herhangi bir bağlantım yoktur. Ben 5 dönem AKP milletvekili olan ve AKP'nin kurucu üyesi olan, şu anda da Genel Başkan Yardımcısı olan Şaban Dişli'nin kardeşiyim. FETÖ ile ilgili sorulan soruyu bir hakaret kabul ederim. Bu olayda ben mağdurum. Ben devletin tarafıyım. Aynı şekilde ölümle tehdit edildim, alıkonuldum, bu nedenle de mağdurum. Bu olayın hiçbir yerinde yokum. Yaptığım bütün görüşmeleri Komutan'ın emriyle, onun bilgisi dahilinde can güvenliği için yaptım.

Ben Komutan ile 16 yıldır değişik kademelerde çalıştım. Komutan'ı ailemin bir parçası olarak gördüğüm için 'Öleceksek de birlikte ölelim' diye düşünceyle onun yanında oldum. Onun can güvenliğinin sağlayabilirim diye karşı taraf ile belirttiğim görüşmeleri yaptım."

"CEMAATİN ORDU İÇERİSİNDEKİ YAPILANMASI HAKKINDA DUYUMLARIMIZ OLDU"

Darbe girişiminin ardından yapılması planlanan atamaların bulunduğu listeden haberinin olmadığını söyleyen Dişli, "Bu darbenin FETÖ ile bağlantısının olup olmadığı hususunda bilgim yoktur." dedi.

Harp Okuluna sivil liseden sonra girdiğini, ortaokul ve lise öğrenimini devlet okullarında tamamladığını belirten Dişli, "Cemaatin ordu içerisindeki yapılanması hakkında duyumlarımız oldu. Bununla ilgili herhangi bir görevim olmadığı için herhangi bir çalışma yapmadık. Ben ordunun değişim ve dönüşümüyle ilgili çalışma yapmaktayım." diye konuştu.

 Tümgeneral Dişli, darbe girişimi hazırlıkları hakkında bilgisinin olmadığını yineleyerek yazışmalarda adının kendi rızasının dışında yer aldığını savundu. Herhangi bir evrakta ıslak imzasının olmadığını öne süren Dişli, üzerine atılan suçları kabul etmediğini de belirtti.

http://www.hurriyet.com.tr/mehmet-dislinin-ifadesi-ortaya-cikti-40170853 (http://www.hurriyet.com.tr/mehmet-dislinin-ifadesi-ortaya-cikti-40170853)
Başlık: Ahmet Davutoğlu'ndan 'düşürülen Rus uçağı' açıklaması
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 12:23:31
Ahmet Davutoğlu'ndan 'düşürülen Rus uçağı' açıklaması

Hürriyet Haber27 Temmuz 2016 - 11:36Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 12:05
Ahmet Davutoğlu'ndan 'düşürülen Rus uçağı' açıklaması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5798730dc03c0e4ed8118866.jpg)

Eski Başbakan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu gündeme dair açıklamalarda bulundu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Rus uçağını düşüren iki pilotun da tutuklandığı açıklanmıştı. Davutoğlu, Rus uçağının düşürülmesine ilişkin 'Emri ben verdim' eleştirileriyle ilgili soruya da cevap verdi. Davutoğlu eleştirilerle ilgili olarak, “Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü?” derken, “Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam” ifadelerini kullandı.

NTV’de konuşan Davutoğlu şunları söyledi:

15 Temmuz gecesi, güvenli bir eve gittik. Ben yine de zor bir gece olduğu için gideceğimiz evi sorun, kendisinin rızası varsa deyin dedim. Sayın cumhurbaşkanımıza başbakanımıza ulaşmak için çabamız oldu. Ardından beş yerli, dört yabancı kanala demeçler vererek, ilk tweeti attık. Belli olan bir husus vardı, bu bir kader gecesiydi. Herkes kader gecesinde doğru yerde olmak zorundaydı. Özellikle yabancı kanallarda izahat yanlışı görünce, yabancı kanallara bağlandım. Ben burada bütün medyaya, görünür olmak risk getirir ama siz bunu üstlendiniz. O gece bizim için onur gecesiydi. Allah bir daha öyle karanlık gecesi göstermesin.

YAPTIKLARI VAHŞETİN GÖRÜNTÜLERİ DE ORTAYA ÇIKTI…

Büyük bir sarsıntı, açık söyleyeyim. Size bağlandığımda bir tarafta kararlı ve rasyonel olmak zorundasınız, halka ve TSK’ya da seslenişte de bulundum. Çoğunu tanıdığım komutanların enterne edilmesi söz konusuydu. Fakat derin bir hüzün de hissediyorsunuz. Devletin bütün geleneklerinin ana odağı olan ordunun algısının sarsılması kalıcı bir etki yapabilirdi. Siyasi partiler yüzde 50-60’a ulaştığında başarılıdırlar. Örneğin ordu hukuk adliye diyanet yüzde 100’e güven vermek zorunda. Bir kısım o kurumdan şüphe ettiği zaman kamu düzenini korumak mümkün olmaz.

Biz tarihte çok isyan gördük. Ama Osmanlı’daki yeniçeri isyanları da dahil, darbeler de dahil, milletin kurumlarına kendisine alçakça saldıran bir darbe, kalkışma olmadı. Yaşadığımız bir ilk ama son olacağını tahmin ediyorum.

BU YAPI İÇİN NELER SÖYLERSİNİZ… NASIL BİR YAPI?

Bu yapı hem bürokrasiye sızma bakımından, sınav sorularının çalınmasından hukuk sistemine kadar, ama en fazla zihniyeti tehlikelidir. Öyle bir yapıdan bahsediyoruz ki, kendisinin mehdi olduğuna inanılan, metafizik güçleri olduğuna inanılan başka otoriteye bağlı olan bürokrasi ve böyle bir sapık zihniyet etrafında toplanan bir yapı. Önce bu zihniyete savaş açmak lazım.

Tabi bu yapının böylesi bir özelliği olduğunu son yıllarda keşfettik. Diğer yıllarda eğitim kurumlarıyla meşrulaştırmaya çalıştı. Sayın cumhurbaşkanımızın başbakan olarak ofisi dinlendi, benim ofisim dinlendi. Son 3 yıl içinde yapmak istedikleri şey, Türkiye’nin yurtdışındaki itibarını sarsmak ve meşru hükümeti gayri meşru çerçeve içine oturtmak.

Benim ofisimdeki, bu şahsi olarak da doğrudan mücadele ettiğim ve edeceğim bir yapıdır. Hiç kimse vatandaşlarımızı böyle bir haşhaşi mantıkla esir alamaz. Siyasi olarak bu yapıyla mücadele boynumuzun borcudur. Onların oyunlarını bozan aslında 1 Kasım seçimleri, hatta cumhurbaşkanlığı seçimi, hatta mart mahalli seçimler. Çünkü mahalli seçimlerde siyasi iktidarın sarsılacağını düşündüler. Cumhurbaşkanımızın sesinin kısılmasına giden yoğun performansıyla bu badire atlatıldı.

BİR ADAYLARI MI VARDI?

Mesele kimin olduğundan daha çok kimin olmaması gerektiği… Cumhurbaşkanımızın takip ettiği siyasi çizgi, benim de başbakan olarak sürdürdüğüm çizgiden rahatsızdılar. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti çok büyük bir güçle tekrar 4 yılı teminat altına alacak bir demokrasi sınavından geçince, 2015 YAŞ’ı kritiktir. O kritik YAŞ’ta aldığımız kararlarla budanmışlardı. Cumhurbaşkanımızla ikili olarak mutabakata vardığımız sonuçlar vardı. Şunu hesap ettiler, siyasi iktidarı 4 yıl değiştirmek mümkün değil, bu YAŞ’ta geçerse geri kalan unsurlar da temizlenebilir, o zaman 15 Temmuz tarihinin böyle bir alakası var.

OFİSİM DİNLENDİ DEDİNİZ… BAŞBAKAN İKEN Mİ?

Hayır, dışişleri bakanıyken. Bugün de aynı isimler hedefte. İkinci başkan Yaşar Güler, bu şeyde de en fazla hedef edilen komutanlarımızdandır. Sayın Hakan Fidan ve Feridun Sinirlioğlu. Konuşulan konu Türkiye’nin Suriye politikasıyla ilgili. Bunu dinleyen alçak yapının hedefi çok açıktı. Suriye bağlamında Türkiye’yi suçlu konumuna oturtmak, diğer aktörleri aklayacak, bütün veballeri Türkiye’ye atmak…

Bir hakimin çekmecesinden çıkan bir iddianamede de bir numara olarak cumhurbaşkanımız, iki numarada ben, eski başbakan yardımcımız, hakan fidan bir seri isimle, suçlama da şu terör örgütlerine yardım. Terör suçlaması daha önceden hazırlanan, üç beş ay öncesinden hazırlanan bir çalışma. Bu aylar üzerinden hazırlanan bir kumpas. Bugün olsaydı sayın Binali Yıldırım da aynı şeye çekilecekti. Çünkü AK Parti hükümetleri bir sürekliliktir.

DİNLEMENİN FAİLİ BELLİ Mİ?

O zaman çok araştırdık, bir takım şeyler de bulundu. Emniyet istihbarat MİT araştırdılar. Ama bakanlık içinden olduğu kesindi. Başka birinin benim odama girip nüfuz etmesi mümkün değil. Mesela şimdi bazen çıkıyor, başbakanlık uzmanı şu kadar kişi gözaltına alındı. Bütün bakanlıklarda aktif görevde olup da, bizim görevden el çektirdiğimiz, göreve dönme riski taşıyan zararlı unsurları hepsini pasif göreve getirdik. Çünkü alıyorsunuz görevden, mahkemeden geri dönüyor. Aynı yere atadığınızda paralel ihaneti yapmaya devam ediyor. Bütün bakanlıklardaki en zararlı unsurları, başbakanlıkta görevlendirmek. Onunla ilgili bir birim oluşturup orada kontrol altında tutmak. Bazen şu kadar başbakanlık uzmanı gözaltına alındı gibi, bizim pasife aldığımız unsurlar.

İSTİHBARAT ZAAFİYETİ ÇOK KONUŞULUYOR…

Şöyle ifade etmek lazım. O gece yaşananları, ben sürecin içinde değilim. Bir hüküm de vermek istemem. Çünkü nihayet MİT Müsteşarımız başbakanımıza bağlıdır, cumhurbaşkanımız bu değerlendirmeleri yapar. Ama bu yapının mevcudiyeti konusunda MİT Müsteşarlığımızın 2012’den itibaren çok ciddi uyarıları oldu. O yüzden bu yapı istihbarat bilişim ve personel, buralara sızarak sistemi kontrol etme dumura uğratma yolunu tercih etti. Hakan Fidan’a karşı yapılan eylem, o zaman kendisini yerinden etmek istediler. Hakan Fidan bunların kodlarını ortaya çıkaran çalışma içindeydi. Biz o zaman, bu konuları hep beraber değerlendirdiğimiz, risk unsuru olarak o zaman ortaya çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanımız, MİT’in bu yapının eline geçmesini engelleyen tavır sergiledi. 17-25’e kadar potansiyel bir tedbir olarak görüyorduk bunu.

Bazı insanlar suçlanırken, hangi dönemde ne yaptığına bakmamız lazım. 7 Şubat 2012’den önce devletin uyarıcı önlemi yoktu. Her yerde her bakanlıkta diğer insanlar gibi vardılar. Ama o andan itibaren alarm durumu vardı. Bir potansiyel… Bu potansiyel tehdit 17-25 Aralık’ta aktife döndü. O gece itibariyle olan biten ben de çok geç ve doğal yollarla bilgi sahibi oldum. Belki hepimize bunun önceden bildirilmesi lazımdı. Hatta bu tür olağanüstü durumlarda kimin nereye gideceği… Ama şunu biliyoruz, o gün MİT de çok ciddi çatışmalar oldu ve MİT karargahını ele geçiremediler. Burada hakkaniyetle bakmamız lazım.

Esas ilk ihbar Hakan Fidan’a yapılacak bir suikast şeklinde geliyor, darbe şeklinde değil de helikopterle Fidan’a yapılacak bir eylem şeklinde. Hakan Fidan da bunu genelkurmay başkanımızla görüşerek çözme yoluna gidiyor. Ben de başbakanlık konumunda olsam bu soruyu sorardım. Hepimizi uykuda yakalayacak darbenin erkene çekilmesinin sebebi bu. Bunlar tabi biraz da hepimizin o kritik süreçte yaşadığı zor anlar.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINDA GÖREVDEN ALMALAR OLDU. BİRİSİ DE ÖZEL KALEM MÜDÜRÜNÜZ…

Onun için 2009 yılında ben bakan olduğumda, bu bahsedilen diplomat özel kalem müdürüydü. Onu ben buraya getirmiş değilim. Ama şunu söyleyeyim. Bu yapıda kim olursa olsun, halka bu zulmü yapmış olan kim olursa olsun üzerine gidilmeli. Kim olursa olsun. İrtibatı kim varsa gerekli cezaya tabii tutulmalı. O süreçler yaşandıktan sonra bu tür ismi geçen kişiler, herhangi bir aktif görevde tutulmamaya özen gösterildi, dışişleri bakanlığında Gürcan Balık da dahildir. Aktif görev içinde yer almadılar. Bir takım spekülasyonlar üzerinden şey yapmak doğru değil. Bir ortaya çıkarıcı ve cezalandırıcı süreç.

Darbe karşısında bütün siyasilerin ortak bir çizgide buluşması… Burada da özellikle pazartesi günü muhalefet liderleriyle yapılan toplantılar, tarihi toplantılardır. Burada geçmiş tartışmaları bir kenara bırakarak gerçekleştirilen toplantı, son derece önemli bir adımdır. OHAL doğru karardır, bütün bu odaklara şer odaklarına karşı da mücadele kesintisiz sürmelidir.

RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİYLE İLGİLİ OLARAK “EMRİ BEN VERDİM” SÖZÜNÜZ ELEŞTİRİ İÇERİKLİ OLARAK SİZE YÖNLENDİRİLDİ.D AHA SONRA DÜŞÜRENLERİN GÖZALTINA ALINMALARI ELBETTE BU YAPIYA BAĞLI OLMALARI DÜŞÜNCESİNİ UYANDIRDI. AMA EMRİ BEN VERDİM SÖZÜNÜZ TARTIŞILIYOR.

Bu sözden hareketle hükme varanlar devlet işleyişini bilmeyenler ya da art niyetlilerdir. Devlette bu şey nasıl yürür? Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü? Pilot duracak, silsile var. Hava kuvvetleri komutanı, genelkurmay başkanını arayacak, o da beni arayacak ben de vurun diyeceğim…

Burada kesin art niyet var. Kendince birileri geçmişi böyle saptırarak anlatma, bazıları da dış politikayı sorgulama şeyi var. Burada olan şey şudur. 19 Haziran 2012 uçağımız düştüğü zaman, silahlı kuvvetlere, o zaman başbakanımız, şimdi cumhurbaşkanımız Erdoğan, benim de katıldığım toplantıda değerlendirdik. Artık bundan sonra Suriye’den ülkemize yaklaşan uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı dendi. Yani Suriye’den uçan, hava sahası ihlali olmasa bile tehdit olsa dendi.

Eylül 2015’te Rusya sahaya girip, arka arkaya hava sahası ihlali yapınca, MGK’da istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme ihtiyacı ortaya çıktı. 10 Ekim 2015 tarihinde, bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay başkanına yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil, hava ihlali yapan uçaklara angajman kuralları uygulanır dedi. Nihayetinde başbakan imzasıyla verildi.

11 Ekim’de de genelkurmay başkanımız hava kuvvetleri komutanına, o da filo komutanına verir. Yoksa Rus uçağı olduğunu bilip, başka ülke uçağı da olabilirdi. Alanda meçhul bir uçakta olabilirdi. Ama talimat istişareler sonucu, benim de verdiğim talimat, pilotlarımız şu şu şartlarda ihlal eden uçağı vurur.

Burada 24 Kasım günü, sonra da üç dört uçak oldu. Cumhurbaşkanımız Putin’i nazikçe uyardı, söylendi. 24 Kasım günü, o gün ben hükümeti kuracağım, 11’de cumhurbaşkanımızla buluşacağız. Genelkurmay başkanımız bilgiyi bana aktardı. Siz dışişleri bakanımızı, mit müsteşarımızı alın, tedbirleri geliştirin dedim. Cumhurbaşkanımızla görüştük, bu arada bunu da konuştuk. Cumhurbaşkanımız da o zaman öğleden sonra tekrar buluşalım dedi. Ben de bakanlar kurulunu açıkladım. Sonra bir araya geldiğimizde, tedbirleri geliştirdik. Sayın cumhurbaşkanımızın Putin ile görüşme talebine olumlu yanıt vermedi.

Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam. Angajman kuralları uygulanması konusunda kimse sorumlu addedilemez.

Bu arada bu pilotla ilgili bazı şüpheler, kamuoyunda bazı tartışmalar vardı. Genelkurmay başkanımızın tetkik etmesini istedim. İrtibat tespit edilmedi. O arada hava sahası ihlal edilen ülke biziz. Biz suçlu değiliz.

Peki bu uçak başka uçak olsa, İskenderun’u bombalasa, hesaba çekilmez miydik hepimiz? Siyasi sorumluluktan kaçınmam. Ama şu anda yürütülen Rusya politikası doğrudur.

 http://www.hurriyet.com.tr/ahmet-davutoglundan-dusurulen-rus-ucagi-aciklamasi-40172020 (http://www.hurriyet.com.tr/ahmet-davutoglundan-dusurulen-rus-ucagi-aciklamasi-40172020)
Başlık: Partigöç: 'Şu adam Fetullahçıdır' dediğimiz kimse olmadı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 12:25:38
Partigöç: 'Şu adam Fetullahçıdır' dediğimiz kimse olmadı

AA27 Temmuz 2016 - 11:02Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 11:28
Partigöç: 'Şu adam Fetullahçıdır' dediğimiz kimse olmadı

15 Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç, "Zaman zaman orduda Fetullahçılar hakkında iddia olur, benim bizzat bildiğim bir husus yoktur, herhangi bir şeye tanık olmadım. İşim gereği bu iddialar gelir, biz de inceleriz. Genelde MİT ve emniyet kaynaklı teyit etmeye çalışırız. Bunu kendi makamlarımıza arz ederiz. 'Şu adam Fetullahçıdır' dediğimiz hiçbir kimse olmadı." ifadelerini kullandı.

Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç darbe girişiminin kritik isimlerinden... Partigöç, kendilerine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren cuntacıların 'Yıldırım' darbe planını Albay Cemil Turhan'la birlikte kaleme alan isim. Partigöç'ün sıkıyönetimle ilgili atamalar ve listeleri hazırlayan isim olduğu iddia ediliyor. Hazırlanan listede tüm illere atanan sıkıyönetim komutanları da yer alıyordu.

Partigöç'ün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde, çelişkili cümleleri dikkati çekti.

Darbe girişiminde herhangi bir şekilde bulunmadığını, darbeciler tarafından hazırlanan evraklarda isminin yer almasından haberdar olmadığını savunan Partigöç, şunları anlattı:

"Ben mesaiden genelde 8-9 gibi çıkarım. Olay günü de odamda oturuyordum. Bir gürültü duydum ve saat 20.00 sıralarında bahçeye çıktım. Koşuşturma vardı, 'tatbikat' diye sesleniyorlardı. Odama geri dönerken, binanın girişinde Cemil Turhan isimli şube müdürünün beni aradığını öğrendim. Resmi hattan yaptığımız görüşmede Cemil Turhan, bana, 'Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in emir subayı Binbaşı Mehmet'in birkaç mesaj çekilmesi için emir getirdiğini' söyledi. Ben de teyit etmek için 2. Başkanın makamına çıktım. 2. Başkanımız yerinde yoktu. Özel Kalem Müdürü Bünyamin Tuncer'e, 'nerede olduğunu' sorduğumda, 'şu an bir belirsizlik durumu olduğunu ve kışla dışına çıkarıldığını' söyledi. Ben de Şube Müdürü Cemil Turhan'a, 'Komutanımızın emri ne ise yerine getirin.' dedim."

Gürültüler üzerine çıktığı bahçede askeri kıyafetli özel kuvvetler personelini gördüğünü belirten Partigöç, "İkaz ettim. Kışlanın emniyetinden sorumlu olan destek kıtaları komutanı Cengiz albayın yanına gidip, 'durumun ne olduğunu' sordum. 'bilmediğini' söyledi. Dost ateşi olmaması için onu uyardım." ifadelerine yer verdi.

"KAMERALARI İNCELEDİK"

Partigöç, daha sonra Cengiz albay ile kışlanın kamera odasına geçip inceleme yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Kameradan, Genelkurmay Başkanımızı gördüm. Yanında bir general ve iki koruma ile helikopter pistine doğru gidiyorlardı. Daha sonra önce kendi odama gittim, sonra da aynı katta bulunan Genelkurmay Başkanının makamına geçtim. Komutanın odasına girmedim. Emir subayının koltuğunun kenarındaki sandalyeye oturdum. Genelkurmay Başkanı Özel Kalem Müdürü Ramazan Göze ve emir subayı Binbaşı Levent ile durumun nasıl olduğunu konuştuk. Oradan, Genelkurmay Harekat Merkezi'ni aradım, onlara sordum. Kendi işlerine devam ettiklerini, durumlarında değişiklik olmadığını söylediler. Daha sonra saat 22.00 gibi Akıncı Üssü'nün Harekat Merkezi'ni aradım. Komutanımızın orada olduğunu söylediler. Daha sonraki gelişmeleri medyadan takip ettim."

Daha sonra destek kıtaları ve özel kuvvetler personeline herhangi bir çatışma olmaması hususunda telkinde bulunduğunu ileri süren Partigöç, "Destek kıtaları komutanı, 'çevre emniyeti için personel görevlendirdiğini' söyledi. Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı bölgesine 3-4 zırhlı araç geldi. Halka zarar verilmemesi için zırhlı araçların içeriye alınması talimatını verdim. Bunun üzerine araçları içeri aldılar." dedi.
Partigöç, sonrasında odasına geçip, sabaha kadar gelişmeleri medyadan takip ettiğini söyledi.

"NİZAMİYEDEN SAVCI BENİ ARADI"

Amiri olan Korgeneral İlhan Talu'nun emir astsubayının telefonundan kendisini aradığını aktaran Partigöç, şöyle devam etti:
"Talu, 'durumun farklı bir mecrada geliştiğini ve Genelkurmay Karargahı'ndakilerle müzakere yapmak gerektiğini' söyledi. 'Genelkurmay Başkanımızın personelinin silahını bırakarak, kışladan çıkması' yönünde emri olduğunu anlattı. Bu konuyu, Destek Kıtalar Komutanına söyledim. O da 'erbaş ve erleri topladığını, düzenli bir şekilde dışarı çıkacaklarını' söyledi. Komuta katına gittiğimde, saat 10.30 sıralarında özel kuvvetler personelinin mevzilendiğini gördüm. Onların kıdemlilerini çağırdım. Genelkurmay Başkanımızın emrini ilettim, onlar da 'kendi aralarında görüşeceklerini' söylediler. Bir süre sonra telefonla geri dönüp 'kabul ettiklerini ve dışarı çıkacaklarını' söylediler. Ben de tekrar Korgeneral İlhan Talu ile görüştüm, 'nasıl yapacağımızı' sordum. O da 'bir savcının nizamiyeye gelerek, beni arayacağını' söyledi."
Genelkurmay nizamiyesinden bir savcının kendisini arayarak, "Üzerinizi çıkarın, silahlarınızı bırakın ve çıkın" dediğini belirten Partigöç, bunu, özel kuvvetler personelinin kabul etmediğini, "pantolon ve gömlekle çıkmak istediğini" anlattı.

Partigöç, savcının kabul etmesi üzerine, özel kuvvetler personelinin silahlarını bir yere koyarak çıktığını, yanlarında 8-10 kişilik karargah personelinin de bulunduğunu kaydetti.

"TALİMAT ALMADIM"

Daha sonra savcıyı tekrar telefonla aradığını ifade eden Partigöç, şunları anlattı:

 "Savcı, 'benim de gelmemi' istedi, ben de nizamiyeye gittim. Diğer personel otobüslere bindirilmişti, savcı bey beni ayırdı. Oranın özel kuvvetler komutanı ile görüştürdü. O da 'durumun ne olduğunu' sordu. Ben, 'özel kuvvetler personelinin ayrıldığını' söyledim. Savcı bey, beni kendi arabasına almıştı. Daha sonra polisler beni otobüse atıp götürdüler. Benim darbe girişimiyle alakam yoktur. Fetullah Gülen'i medyadan duyduğum kadarıyla bilirim, Fetullahçı değilim. Öğrenciliğimde onların dershanesine, evlerine gitmedim. Zaman zaman orduda Fetullahçılar hakkında iddia olur, benim bizzat bildiğim bir husus yoktur, herhangi bir şeye tanık olmadım. İşim gereği bu iddialar gelir, biz de inceleriz. Genelde MİT ve emniyet kaynaklı teyit etmeye çalışırız. Bunu kendi makamlarımıza arz ederiz. 'Şu adam Fetullahçıdır' dediğimiz hiçbir kimse olmadı. Ancak şüpheli kişilerin kritik yerlerden alınmasını isterdik."

Partigöç, emir komutasındaki personelden darbe girişimine katılan herhangi bir kimsenin olduğunu görmediğine dikkati çekerek, "Darbe girişimi konusunda kimseden talimat almadım, kimseye talimat vermedim. Darbe hazırlıkları hakkında herhangi bir bilgim yoktur." şeklinde ifade verdi.

http://www.hurriyet.com.tr/partigoc-su-adam-fethullahcidir-dedigimiz-hicbir-kimse-olmadi-40171970 (http://www.hurriyet.com.tr/partigoc-su-adam-fethullahcidir-dedigimiz-hicbir-kimse-olmadi-40171970)
Başlık: 'Şok mangaları'nı anlattı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 12:29:12
'Şok mangaları'nı anlattı

DHA27 Temmuz 2016 - 10:06Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 11:24
'Şok mangaları'nı anlattı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57985f37c03c0e4ed8118761.jpg)

FETÖ'ye mensup subay ve astsubayların, askeri okullarda kendilerinden olmayan askeri okul öğrencilerine şok mangalarında işkence uygulayıp okullardan ayrılmaları için baskı yaptığı iddia ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Ayrılan ve Atılan Askeri Öğrenciler Platformu İzmir Koordinatörleri Tayfun Özcana ve Mengü Çağatay Özer, askeri okuldayken kendilerine eğitim adı altında işkence ve baskı yapan subay ve astsubayların 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan askerlerle aynı kişiler olduğunu söylüyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup askerin 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunmasının ardından, FETÖ/PDY üyesi askerlerin orduda yaptıkları usulsüzlükler de ortaya çıkmaya devam ediyor. ’Şok Mangaları’ denilen kamplarda subay ve astsubayların kendileri gibi düşünmeyen askeri öğrencilere yaptıkları baskı ve işkenceler yüzünden, yüzlerce askeri öğrenci okullardan ayrılmak durumunda kaldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Ayrılan ve Atılan Askeri Öğrenciler Platformu İzmir Koordinatörleri Tayfun Özcana ve Mengü Çağatay Özer, o dönemde yaşadıklarını ve bundan sonraki dönemden beklentilerini anlattı.

2008-2009'DAN İTİBAREN ARTTI

Maltepe Askeri Lisesi’nin bitirdikten sonra Ankara’daki Kara Harp Okulu 3’üncü sınıftan baskılar yüzünden ayrıldığını ifade eden Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Tayfun Özcana (27), "Ben 2007 Maltepe Askeri Lisesi mezunuyum. Daha sonra Kara Harp Okulu 3’üncü sınıftan kendi isteğimle ayrıldım. Bizler sayısı 2 bin 500’ü bulan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılan ve atılan öğrenciler adına, yıllarca gördüğümüz eziyetler ve haksızlığa karşı itibarlarımızın iadesini istiyoruz. Bütün askeri okullarda 2008 ve 2009’dan itibaren artan baskı yönetiminin olduğuna tanıklık ettik. Bu süreçte pek çok arkadaşım haksız yere aldığı savunmalarla, cezalarla disiplin kurullarına sevk edilerek, okulla ilişkisi kesildi ya da ayrılmak durumunda kaldı. Örneğin bu muayenelerde çok arkadaşım sağlık sorunu olmadığı halde D kodunu verdiğimiz ’askeri öğrenci olamaz’ raporlarıyla okullardan ilişkisi kesildi.

Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı
Mehmet Dişli'nin ifadesi ortaya çıktı
SINAV KAĞITLARIYLA OYNANDI

Bir diğer uğradığımız haksızlık ise okuldan ilişkisi kesilmek istenen öğrencilerin sınav kağıtlarıyla oynanmasıydı. Bunun farkına varan arkadaşlar sınav kağıtlarındaki kodlamayı tükenmez kalemle yapınca sınav talimatlarına aykırı davrandı diye notları düşürüldü. Kendi şahit olduğum bir olay ise askeri okullara sivil alımlarının artmasıyla, okulda bir ihbar ortamı oluştu. Özellikle bu sivillerin komutanlara yaptıkları ihbarlarla, iftiralarla benim gibi üst sınıfların atılma tehditlerine maruz kaldık" dedi.

"FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK İŞKENCE GÖRDÜK"

Çok sevdiği askeri okuldan baskılara dayanamadığı için ayrıldığını belirten Özcana, "Biz maalesef hiçbir savunma hakkı verilmeden bu haksızlıklara uğradık. Bazılarımız okuldan atılırken, benim gibi bazı arkadaşlarda bu durumu kaldıramayıp okuldan ayrılmak zorunda kaldık. Şok mangası diye adlandırılan özel kamplar, özel komutanlar seçilerek fiziksel ve psikolojik işkence ortamının oluşturulduğu yerlerdi. Uykusuz bırakma, aç bırakma, içilmeyecek miktarda su içirme gibi insanlıkla, insan haklarıyla bağdaşmayan uygulamalara şahit olduk. Bu kişiler ayrıca öğrencilere askeri okulları hak etmedikleri yönünde psikolojik baskı uyguluyorlardı. Bu tür baskılara dayanan arkadaşlar okullarına devam etti. Dayanamayan arkadaşlar ise kendi istekleriyle ayrılmak yerine, kendilerine şablon şeklinde hazırlatılan ’Askeri öğrenci olmayı hak etmiyorum’ tarzında ibarelerin bulunduğu, yazanı zan altında bırakacak, yazdıranı ise sorumluluktan kurtaracak dilekçeleri baskıyla imzalamak durumunda kaldı" diye konuştu.

"O DÖNEM Kİ ASKERLERLE DARBECİLER AYNI KİŞİLER"

Darbe girişiminin yaşandığı gece gerçeklerin ortaya çıktığını vurgulayan Özcana, "Bize o uygulamaları yapan subayların birileriyle bağlantı içerisinde olduklarından şüpheleniyorduk. Ama herhangi bir örgüt mensubu olduklarını ispatlayacak yeterlilikte değildik. Ancak bugün görmekteyiz ki o subayların çoğu 15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişiminde bizzat görev aldıkları hatta pek çoğunun gözaltına alındığını, tutuklandığını gördük" dedi.

"BU OLAYLAR TÜM ASKERİ OKULLARDA YAŞANIYOR"

Kara Harp Okulu’ndan 2008 yılında ayrılan Endüstri Mühendisi Mengü Çağatay Özer (26), kendilerine yapılan baskı ve işkencelerin tüm askeri okullarda yapıldığını söyledi. Özer, "Maltepe Askeri Lisesi’nden sonra 2008 Kara Harp Okulu girişliyim. Bu yapılanma sebebiyle çok sevdiğim kutsal yuvadan ayrılmak durumunda kaldım. Ben okulda şok mangasını yaşadım. Bu şok mangası ileride kendilerine sorun çıkartabilecek, yapacaklarını engelleyecek subay adaylarını henüz intibak aşamasındaki kampta öğrencilerin önlerini tıkamak için yapılan keyfi ve insanlığa uygun olmayan eğitimlerdir. Bunları milletimiz duyduğunda ’Askerdeyken bizde yaptık’ diyebilir.

ÇÖP KUTUSUNDA AMUDA KALKMIŞ HALDE BEKLETİLDİK

Biz oraya 18 yaşında vatan millet aşkıyla giden öğrencilerdik. Standart eğitimler dışında bizim ayrılmamız için keyfi eğitimlere maruz kaldık. Geceleri uyuyamadık, sabahları kalkamadık. Bölüğümüzle eğitim yapamadık, yemek yiyemedik. Bu şok mangalarında yapılan eğitim televizyondaki bant yayınlara benzemez. Saatlerce sürünen, yat kalk yapan, ağır silahlarla dağa sürünerek çıkmak, çöp kutularının içinde amuda kalkmış vaziyette saatlerce bekletilen arkadaşlarımız oldu. Bizler bunları iyi yetişmemiz gerektiği için bize yaptırılıyor diye düşündük. Ancak bize bunu yapanlar, o yapının subayları bugün silahlarını bize halka doğrulttu. Darbe sonrası yakalanan subaylar bizim kamplardaki subaylardı. Bunlar bizim çocukluk hayalimizle oynadı. Bizim evimizde duvarlarda asılı olan üniformalı resimlerimizi indirmemize neden oldu. Şok mangalarına dayanan arkadaşlarımıza zorunlu doktor raporu aldırarak ayrılmaları sağlandı. Bu olaylar tüm askeri okullarda yaşanıyor" dedi.

"YAŞADIKLARIMIZI KİMSEYE ANLATAMADIK"

Okulda yaşadıklarından sonra sorunların devam ettiğini belirten Özer, "Biz bu okullardan ayrılıp memleketlerimize döndük. Memleketlerimizde insanlara neden döndüğümüzü anlatamadık. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kötülemedik. Çünkü bizim için orası kutsaldı. Dönüp dava bile açamadı benim ailem. Dediler ki, ’İki üç tane insanın yaptığı şeyler yüzünden biz o koca şanlı yuvayı sorumlu tutamayız. Yapamayız, dava açamayız.’ Biz hakkımızı Allah’tan aradık. Çok şükür 5 yıl sonra ilahi adalet yerini buldu. Bizim amacımız bizim askeri okullardan bu baskılar, haksızlıklar yüzünden ayrıldığımızı Türk Halkının gerçekleri bilmesini istiyoruz. Okuldan ayrılanlar, zorunlu olarak atılanlar hayatlarına zorluklar içinde devam ediyor. Bunun bilinmesini istiyoruz. Adına konuştuğumuz 2500 kişinin iade-i itibarımızın sağlanmasını istiyoruz" diye konuştu.

ŞOK MANGASINDA İŞKENCE GÖREN ARKADAŞIMIZ 15 TEMMUZ’DA ŞEHİT OLDU"

Okuldan ayrılan ve atılan öğrencilerin yeniden topluma ve devlete kazandırılmasını isteyen Özer, "Bu olaylardan daha çok etkilenen aileler oldu. Bu aile Aydın Çapur’un ailesi. Bu çocuk şok mangaları yüzünden benim taburumdan ayrıldı. Bu çocuk 15 Temmuz gecesi darbecilerin helikopterlerinden açılan ateşle demokrasi şehidi oldu. Bu çocuk Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sahiplenilmeli. Bu çocuk bizim öz evladımız. Devlet kadroları devleti yıpratıcı insanlarla dolacağına, vatan millet aşkıyla, vatanını seven insanlarla dolsun. Biz bu devletin bekasını istiyoruz. Darbecilerden boşalan devlet kadroları neden bu güzel insanlardan dolmasın" dedi.

Mehmet CANDAN / İZMİR, (DHA)

http://www.hurriyet.com.tr/sok-mangalarini-anlatti-40171878 (http://www.hurriyet.com.tr/sok-mangalarini-anlatti-40171878)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: bostancıbaşı - 27 Temmuz 2016, 12:37:46
o değilde kimsenin hiç bireyden haberi yok
herkes ben yapmadım bilmiyorum havasında
 hatta karargahta olanlar ve hatta hatta kuvvet komutanlarını derdest edenler....
ya biriniz de çıkın deyin arkadaş he bu haltı biz yedik diye ya çok değil 1 dakika adam olun yahu
hala daha bu iş fötöcülerin ama bu cuntacıların başında kim var bilmiyoruz böyle saçma sapan bir iş görmedim yahu
kim kahraman kim değil kim hain kim değil iş iyice karışmaya başladı
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: enes8101 - 27 Temmuz 2016, 15:26:30
Jandarma ve Sahil güvenlik komutanlığının İç işleri bakanlığına bağlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 27 Temmuz 2016, 15:37:54
Erdoğan'ın başyaveri Ali Yazıcı'yı işaret etti

Hürriyet Haber27 Temmuz 2016 - 14:39Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 15:03
Erdoğan'ın başyaveri Ali Yazıcı'yı işaret etti

Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Piyade Yarbay Emin Güven, darbecilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast planının detaylarını anlattı. İddiaya göre Güven, ifadesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başyaveri Ali Yazıcı'yı işaret etti. Güven'in, maaşının yüzde 20'sini her ay cemaate himmet olarak verdiğini söylediği de iddialar arasında.

İddialara göre darbeci askerler tarafından suikast planının son değerlendirmesi Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanıyla kurmay Albay Fırat Alakuş plana son şeklini verdi.

Yarbay Emin Güven'in ifadesi şöyle: "15 Temmuz saat 15.30 sularında Muhafız Alayı'na ulaştık. Muhafız Alay Komutanı ve Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı sivildi. Masanın üzerinde otel ya da tatil köyü olabileceğini değerlendirdiğim üzerinde Marmaris yazılı olan coğrafi analiz sistemi uydu görüntüleri ve planlar vardı.

Cumhurbaşkanı'nın yeri öğrenilecek ve bir ekip gidip Cumhurbaşkanı'nı alacaktı... Ama tam yerini bilmiyorlardı. Cumhurbaşkanı'nın olması muhtemel yerler haritada işaretlenmişti. Yaver Ali Yazıcı'nın görevi Marmaris'e giderek Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit etmek ve koordinatlarını Kurmay Albay Fırat Alakuş'a bildirmekti"

İfadeye göre Cumhurbaşkanı'nın yeri tespit edilemezse B planına geçilecekti.

"BEN YERİNİ ÖĞRENİRİM" DEDİ

İfadedeki diğer iddialar şöyle: "Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı, "Ben Cumhurbaşkanı'nın yanına gider yerini öğrenirim. Benden şüphelenmezler" dedi. Ali Yazıcı, "Eğer yerini öğrenmekte sıkıntı yaşarsam, Cumhurbaşkanı'nı arar, Genelkurmay Başkanı'nın beni aradığını, içinde paralel yapıyla ilgili çok önemli bilgilerin bulunduğu bir zarfın size ulaştırılmasını istediğini söylerim. Bu bahaneyle Cumhurbaşkanı'nın yerini tespit edebiliriz" ifadesini kullandı. Bu amaçla boş bir zarf bile hazırlamıştı. Cumhurbaşkanı'nı Fırat Alakuş'un ekibi ya da Akademi'den gelen bir ekip alacaktı"

Emin Güven ifadesinde Başyaver Ali Yazıcı ile Marmaris'e doğru yola çıktıklarını, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine İzmir Çiğli askeri üssüne gittiklerini söyledi.

İfadelerin devamı şöyle: "Yolda Ali Yazıcı telefonda Cumhurbaşkanlığı'ndan olduğunu düşündüğüm kişilerle konuşuyordu. Konuşmalarda "Antalya'da maç yapılacak maça bakmaya gidiyorum" diyordu. Bunu asıl faaliyeti maskelemek için söylediğini düşünüyorum. Ali Yazıcı'yı arayan kişi "Çiğli'ye gidin işler karıştı" dedi.

Yarbay Güven Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği'nde tutuklandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın ifadesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın ifadesi
 6 KİŞİ ÇARDAK ALTINDA TOPLANMIŞLAR

NTV'den Gökhan Gerçek'in haberine göre bu ifadeyi veren Piyade Yarbay Emin Güven, Başyaver Kurmay Albay Ali Yazıcı'nın şoförlüğünü yapıyordu. Darbe gece 03.00-03.30 sularında yapılacaktı ancak erkene alındı. Bunun üzerine darbeci askerler arasında olağanüstü bir hareketlilik yaşandı.

Darbe 21.00 sularına alınınca askerler büyük bir süratle hareket etti. Darbeci askerler Çetin Emeç bulvarında sivil kıyafetlerle buluşup sivil araçlarla Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gitti. Çardak altında son değerlendirmeler yapıldı. Operasyonu yöneten 6 kişi arasında Cumhurbaşkanı'na en yakın isimlerden Ali Yazıcı da vardı. Masada coğrafi analiz sistemi haritaları vardı. Harita üzerinde otel isimleri değerlendirildi. Cumhurbaşkanı'nın futbolcu Eto'o'nun maçı için Antalya gitme ihtimaline yönelik de değerlendirme yapıldı. Saat 23.00 sularında Ankara'dan yola çıkan Ali Yazıcı ve Emin Güven, "Cumhurbaşkanlığını aradı".

CEMAATE HİMMET

İfadesinde cemaate nasıl girdiğini anlatan Güven'in "Maaşının yüzde 20'sini (1000-1200 TL) her ay cemaate himmet olarak verdiğini" söylediği belirtiliyor.

Güven'in "Bir kızı sevdim, beni evlendirmediler. Cemaat tarafından yönetildim, yönlendirildim. Yaşananlardan sonra çok pişmanım" dediği iddia edildi. ,

http://www.hurriyet.com.tr/erdoganin-basyaveri-ali-yaziciyi-isaret-etti-40172300 (http://www.hurriyet.com.tr/erdoganin-basyaveri-ali-yaziciyi-isaret-etti-40172300)
Başlık: TSK'dan ihraç kararları
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 00:37:23
Son dakika haberi: TSK'dan ihraç kararları
AA
27 Temmuz 2016 - 21:23Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 23:53
Son dakika haberi: TSK'dan ihraç kararları

OHAL kapsamında alınması gereken tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararname ile milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan Kara Kuvvetleri Komutanlığında 87 general, 726 subay, 256 astsubay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 32 amiral, 59 subay, 63 astsubay, Hava Kuvvetleri Komutanlığında 30 general, 314 subay, 117 astsubay olmak üzere toplam bin 684 asker, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarıldı. İhraçlar sonrasında TSK'da 209 general kaldı.

"Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.

OHAL kapsamında alınması gereken tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamede, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılan asker kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın askeri rütbe ve memuriyetleri alınır ve bu kişiler yeniden Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmezler. Bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler, bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, denetim kurulu tasfiye kurulu üyeliği vesair görevleri de sona ermiş sayılır." hükmüne yer verildi.

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI VE SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLANDI

OHAL Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, İçişleri Bakanlığına bağlandı.

BİN 684 ASKER TSK'DAN İHRAÇ EDİLDİ

OHAL kapsamında alınması gereken tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararname ile milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan Kara Kuvvetleri Komutanlığında 87 general, 726 subay, 256 astsubay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 32 amiral, 59 subay, 63 astsubay, Hava Kuvvetleri Komutanlığında 30 general, 314 subay, 117 astsubay olmak üzere toplam bin 684 asker, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarıldı.

OHAL kapsamında alınması gereken tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararname ile TSK'dan çıkarılan askeri personel arasında eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk, Orgeneral Adem Huduti, Korgeneral Metin İyidil, Korgeneral Yıldırım Güvenç, Korgeneral İlhan Talu, Korgeneral Salim Ulusoy, Tümgeneral Mehmet Dişli, Tümgeneral Kubilay Selçuk, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinden Tümamiral Bekir Sıtkı Cebeci ile Pilot Kurmay Yarbay Hakan Karakuş da yer alıyor.

KARARLAR 29 TEMMUZ 2016 TARİHİ İTİBARIYLA UYGULAMAYA GİRECEK

OHAL kapsamında alınması gereken tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararnameye göre yarın yapılacak Yüksek Askeri Şura'da alınacak kararlar ile yapılacak olan terfi, atama, nasıp, kadroların kullanılması, emekliye sevk ve ilişik kesme işlemleri, 29 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla uygulanacak.

İŞTE GÖREVDEN ALINAN GENERALLERİN İSİMLERİ

KARA KUVVETLERİ

Org. Adem Huduti
Tumg. Hasan Nevzat Taşdeler
Tuğg. Nihayet Ünlü
Tuğg. Semih Terzi
Tuğg. Numan Yediyıldız
Tuğg. İsmet Gökhan Gülmez
Tuğg. Kerim Acar
Tuğg. Arif Settar Afşar
Tümg. Metin Akkaya
Tümg. Mehmet Akyürek
Tuğg. Şenol Alkış
Tuğg. Metin Alpcan
Tümg. Avni Angun
Tuğg. Hidayet Arı
Tuğg. Yavuz Ekrem Arslan
Tuğg. Özkan Aydoğdu
Tuğg. Murat Aygün
Tuğg. Mehmet Nuri Başol
Tümg. Abdullah Baysar
Tuğg. Bülent Ahmet Beşirbellioğlu
Tuğg. Savaş Beyribey
Tuğg. Adem Boduroğlu
Tuğg. Erhan Caha
Tuğg. Ali Rıza Çağlar
Tuğg. Ekrem Çağlar
Tuğg. Alpaslan Çetin
Tuğg. Ünsal Çoşkun
Tümg. Mehmet Dişli
Tuğg. Cemalettin Doğan
Tuğg. Yüksel Durak
Tuğg. Mehmet Şükrü Eken
Tuğg. Cihat Erdoğan
Tümg. Halil İbrahim Ergin
Tuğg. Hakan Eser
Tuğg. Yüksel Gönültaş
Tümg. Halit Günbatar
Tuğg. Orhan Gündüz
Tuğg. İsmail Güneşer
Tuğg. İsmail Gürgen
Tuğg. Eyyüp Gürler
Korg. Yıldırım Güvenç
Tümg. Oğuz Serhad Habiboğlu
Tümg. Memduh Hakbilen
Tümg. Mustafa İlter
Korg. Metin İyidil
Tuğg. Hayrettin Kaldırımcı
Tuğg. Ali Kalyoncu
Tuğg. Zeki Karataş
Tuğg. Erdem Kargın
Tuğg. Salih Kırhan
Tuğg. Ahmet Bican Kırker
Tuğg. Bekir Koçak
Tuğg. Yunus Kotaman
Korg. Satı Bahadır Köse
Tuğg. Mustafa Kurutmaz
Tuğg. İbrahim Lütfi Nuhoğlu
Tuğg. Ahmet Otal
Tuğg. Mehmet Ozan
Tuğg. Kamil Özhan Özbakır
Korg. Mustafa Özsoy
Korg. Erdal Öztürk
Tuğg. Mehmet Partigöç
Tuğg. Hasan Polat
Tuğg. Fatih Celaleddin Sağır
Tuğg. Ali Salnur
Tuğg. Mesut Savaş
Tuğg. Osman Nadir Saylam
Tuğg. Mustafa Serdar Sevgili
Tümg. Salih Sevil
Tuğg. Murat Soysal
Tuğg. Uğur Şahin
Tuğg. Ahmet Şimşek
Korg. İlhan Talu
Tuğg. Mücahit Tamer
Tuğg. Şener Topuç
Korg. Salih Ulusoy
Tuğg. Abdülkerim Ünlü
Tümg. Osman Ünlü
Tuğg. Lütfü İhsan Yanıkoğlu
Tuğg. Murat Yaygın
Tuğg. Murat Yetgin
Tuğg. Ersin Yıldırım
Korg. İbrahim Yılmaz
Tuğg. Mustafa Yılmaz
Tuğg. Mehmet Nail Yiğit
Tuğg. Atila Güngör

DENİZ KUVVETLERİ

Tümamiral Hakan Üstem
Tümamiral Bekir Sıtkı Cebeci
Tümamiral Sinan Azmi Tosun
Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu
Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık
Tuğamiral Hasan Doğan
Tuğamiral ALi Murat Dede
Tuğamiral Muhittin Elgin
Tuğamiral Hayrettin İmren
Tuğamiral Oğuz Karaman
Tuğamiral Ercan İnceoğlu
Tuğamiral İfran Arabacı
Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan
Tuğamiral Hasan Kulaç
Tuğamiral Nazmi Ekici
Tuğamiral Yaşar Çamur
Tuğamiral Namık Alper
Tuğamiral Tezcan Kızılema
Tuğamiral Serdar Ahmet Gündoğdu
Tuğamiral Gökhan Polat
Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız
Tuğamiral İhsan Bakar
Tuğamiral Ahmet Hakan Güneş
Tuğamiral Sinan Sürer
Tuğamiral Himmet Taner Çengel
Tuğamiral Süleyman Manka
Tuğamiral Murat Şirzai
Tuğamiral Ayhan Bay
Tuğamiral Ali Suat Aktürk
Tuğamiral Mustafa Sözer
Tuğamiral Erdal Ergün
Tuğamiral Ömer Mesut Ak

HAVA KUVVETLERİ

Orgeneral Akın Öztürk
Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan
Tümgeneral Kubilay Selçuk
Tümgeneral Haluk Şahar
Tümgeneral Recep Yüksel
Tümgeneral İdris Aksoy
Tümgeneral İsmail Yalçın
Tümgeneral Fethi Alpay
Tümgeneral Atilla Darendeli
Tümgeneral Suat Murat Semiz
Tümgeneral Şaban Umut
Tümgeneral Serdar GÜlbaş
Tümgeneral Ahmet Cural
Tuğgeneral Hakan Evrim
Tuğgeneral Aydemir Taşçı
Tuğgeneral Emin Ayık
Tuğgeneral Recep Sami Özatak
Tuğgeneral Bekir Ercan Van
Tuğgeneral Osman Nuri Gür
Tuğgeneral Deniz Kartepe
Tuğgeneral Cengiz Karacabey
Tuğgeneral Kemal Akçınar
Tuğgeneral Veyis Savaş
Tuğgeneral İshak Dayıoğlu
Tuğgeneral Cemal Akyıldız
Tuğgeneral Kemal Mutlum
Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş
Tuğgeneral Fikri Özgür
Tuğgeneral Mehmet Zeki Kıralp
Tuğgeneral Melih Hamdi Ünal

http://www.hurriyet.com.tr/tskdan-ihrac-kararlari-40172852 (http://www.hurriyet.com.tr/tskdan-ihrac-kararlari-40172852)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 00:40:33
 Org. Abidin Ünal'ın ifadesi >>  http://www.hurriyet.com.tr/org-abidin-unalin-ifadesi-ortaya-cikti-40172614 (http://www.hurriyet.com.tr/org-abidin-unalin-ifadesi-ortaya-cikti-40172614)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 28 Temmuz 2016, 01:52:08
Mübarek general kalmadı orduda, birde birşey duydum birde siz dinleyin, diyorki 30 tane milli pilot arasanız bulamazsınız diyor
https://www.youtube.com/watch?v=Ztv3wdIbV0U (https://www.youtube.com/watch?v=Ztv3wdIbV0U)

Darbenin sivil ismi(adil öztürk) bu yüzden mahkemece serbest bırakılmış
Başlık: Arınç: Puslu Havada Avlanmak İsteyenler Kendilerini Ele Verdiler
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:22:23
Arınç: Puslu Havada Avlanmak İsteyenler Kendilerini Ele Verdiler

(http://img.sondakika.com/haber/024/arinc-puslu-havada-avlanmak-isteyenler-8654024_x_6993_o.jpg)

Bülent Arınç, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek'in kendisine hitaben söylediği "Herkes hesap verecek" sözlerine sert yanıt verdi.

Arınç: Puslu Havada Avlanmak İsteyenler Kendilerini Ele Verdiler, System.String[]
Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek'in kendisine hitaben söylediği "Herkes hesap verecek" sözlerine Twitter'dan yanıt verdi. Arınç, "Esasen ne bu Sn. Başsavcının ne de diğer kronik Bülent Arınç muhaliflerinin sözlerini ciddiye almadığımdan onlara cevap vermek, onları muhatap almak istemiyorum. Fakat puslu havada avlanmak isteyenler, şahsım üzerinden yaptıkları açıklamalarla aslında bambaşka bir niyetlerinin olduğunu açık edip, kendilerini ele verdiler" dedi.

"BANA AHMAK DİYEBİLİRSİNİZ" SÖZÜNE "HERKES HESAP VERECEK" KARŞILIĞI

Bülent Arınç'ın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra söylediği "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" sözlerinin ardından açıklama yapan Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek, "Bunlara destek olan kişiler, bugün çıkmış 'Biz ahmakmışız, biz bilmem neymişiz' diyor. Böyle bir şeyi ben kabul etmiyorum. İsme girmiyorum. Ne demek istediğimi anladınız. Hiç kimse kusura bakmasın. Herkes bugüne kadar bu ülkeye ihanet eden kişilerin içerisinde yer alan, bunlara destek olan, bunların suiistimallerine göz yuman, karşılarında bize saldıran herkes hesap verecek" demişti.

ARINÇ'TAN YANIT: KENDİLERİNİ ELE VERDİLER

Konuyla ilgili Twitter hesabından oldukça uzun bir yanıt veren Arınç şunları söyledi:

"15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece ve sonrasında darbeyi lanetleyen açıklamalarımdan rahatsız olan Manisa Başsavcısının ve medyadaki kronik Bülent Arınç muhaliflerinin şahsımla ilgili bazı açıklamaları oldu. Esasen ne bu Sn. Başsavcının ne de diğer kronik Bülent Arınç muhaliflerinin sözlerini ciddiye almadığımdan onlara cevap vermek, onları muhatap almak istemiyorum. Fakat puslu havada avlanmak isteyenler, şahsım üzerinden yaptıkları açıklamalarla aslında bambaşka bir niyetlerinin olduğunu açık edip, kendilerini ele verdiler.

Hal böyle iken, önce bu Sn. Başsavcıyla, ilerleyen günlerde ise bazı medya ve siyaset aktörleri ile ilgili bir kaç hususu kamuoyunun bilgisine sunmak ve akıl sahiplerinin akıllarına gelen bir kaç soruyu milletimizin huzurunda sormak istiyorum.

Tespit ve sorulara geçmeden önce bazı hatırlatmalarda bulunayım.

Ben, neredeyse 18 aydır Manisa'da yürütülen bir soruşturma ile ilgili ne demiş, neyi eleştirmiştim hatırlayalım.

HATIRLATMA 1)

"Tutukluluk bir tedbirdir, ceza değildir. Zorunluluk olmadıkça buna başvurulmamalıdır." demiştim.

Aynı kaygı ve tavsiyelerimi Ergenekon, Balyoz gibi kamuoyunun yakından takip ettiği davalar ve tutuklu milletvekilleri için de dile getirmiş, tutukluluğun cezaya dönüşmemesi gerekliliğini o davalar için de defaatle belirtmiş, hukuk prensiplerini hatırlatmıştım. Dünden bugüne bu konularda durduğum yer hep aynıdır.

HATIRLATMA 2)

Ev hanımı ya da sadece öğretmenlik yapan kadınların ellerinin kelepçelenerek götürülmesinin ülkede rahatsızlığa yol açtığını dile getirmiş, eleştirmiştim.

Bu manzara Sn. Başbakan'ı ve Sn. İçişleri Bakanını da rahatsız etmişti ve bu manzaraya sebep olan emniyet müdürü görevden alınmıştı.

HATIRLATMA 3)

Manisa'da, ellerine kelepçe vurularak gözaltına alınan ev hanımlarını, öğretmenlik yapan kadınları görünce, milletimizin ve Sn. Başbakan'ın, Sn. İçişleri Bakanı'nın rahatsız olduğu o görüntü karşısında "Cüppemi giyesim geliyor" da demiştim. Bu sözümün, gözaltına alınma usulüne ve milletimizin rahatsız olduğu o muameleye karşı söylenmiş olduğunu bilen her kesimden insan bana hak vermiş, gerek kamuoyu önünde gerek özel sohbetlerimizde aynı düşüncede olduklarını ifade etmişlerdi.

HATIRLATMA 4)

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çatı dava olarak yürütülen FETÖ davasının dahi iddianamesi çoktan kabul edilmiş ve yargılama süreci başlamışken ve ayrıca Türkiye'de en az 15 ilinde ilgili davalar çoktan görülmeye ve hatta sonuçlanmaya başlanmışken, aynı iddialarla Manisa'da başlatılan soruşturmada halen bir iddianame dahi yazılamamış olmasını, bu durumun mağduriyetlere yol açacağını dile getirmiştim.

Şimdi bu hatırlatmalar çerçevesinde akla gelen bazı soruları sormak isterim.

SORU 1)

15 Temmuz darbe girişimi ardından, içerik olarak tamamen darbeyi lanetlediğim bir açıklamamdan sonra Manisa Başsavcısı görevi olmadığı halde açıklamalarımı basın huzurunda değerlendirmiş ve sanki bir yargı mensubu, kamu görevlisi değilmiş gibi, adeta bir siyasetçi edasıyla "Hesap verecek" ve "Özür dilesin" ifadelerini de kullanmıştır.

Atanmışların seçilmişlere karşı giriştiği darbe girişimini lanetlediğim açıklamalarımın hangi kısmı bu atanmış Sn. Başsavcı'yı rahatsız etmiş olabilir ki şahsım hakkında "Hesap verecek" gibi bir ifadeyi kullanabilmiştir?

Sn. Başsavcı'nın şahsım hakkında alelacele yaptığı açıklamalar ve meslektaşları hakkında apar topar yaptığı işlemler, acaba kendi ayıplarını örtme telaşı olabilir mi?

SORU 2)

Şüphe yoktur ki Manisa Başsavcısı yaptığı bu açıklamalarla tarafsızlığını kamuoyu önünde yitirmiş bir yargı mensubu durumuna düşmüştür. Ayrıca kamu görevlileri için yasaklanmış olan siyaset alanına girmiş ve açıkça kanun ihlali de yapmıştır.

Görevinin ve kendini bağlayan kanunların sınırları dışına çıkan bu Sn. Başsavcı hakkında HSYK'nın bir tasarrufu olacak mıdır; yoksa gereği zamana mı bırakılacaktır?

SORU 3)

15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaptığım görüntülü açıklamaların önü arkası kesilerek, sadece bir cümle üzerinden art niyetle yapılan "Bana ahmak diyebilirsiniz" şeklindeki cımbız haberlerin şehvetine kapılan ve aynı ifadeyi kendi sosyal medya hesabında da kullanarak, açıklamalarım hakkında "Cüppesini giysin bekliyoruz" diyen bu Sn. Başsavcı'yı, sanki Cumhuriyetin savcısı değilmiş de adeta mitinglerde rakip partilere meydan okuyan bir siyasetçiymiş havasına sokan şey nedir?

SORU 4)

Benim o görüntülü açıklamalarımdaki tek bir cümlenin cımbızlanarak başlığa çekilmesiyle gözden kaçan, kaçırılan bir nokta var.

Ben o açıklamamda, 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte Sn. Cumhurbaşkanımızın, Sn. Başbakanımızın beyanları doğrultusunda FETÖ yapılanmasına ilişkin bir öz eleştiride bulunmuş ve bazı şeyleri 15 Temmuz sonrasında Sn. Cumhurbaşkanımız ve Sn. Başbakanımızın beyanları ile öğrendiğimi ifade etmiştim.

Şimdi;

Bu konuyu Sn. Başsavcının daha iyi anlayabilmesi için, kendisine hitapla kendisinden bir örnek vereyim.

Sn. Başsavcı,

15 Temmuz darbe girişiminden tam 1 hafta sonra basına açıklama yaparken "32 hakim ve savcı hakkında işlem yapıldığını, Manisa merkezde, Akhisar'da, Turgutlu'da, Alaşehir'de hakim ve savcıların tutuklandığını" söylediniz.

Bu noktada size 2 sorum var.

1. Uzun yıllardır birlikte çalıştığınız bu insanların FETÖ ile iltisaklarını darbe akşamı mı öğrendiniz? Cevabınız "evet"se, sizin de benim durumumdan farkınız yok, size de herkes bir şeyler söyleyebilir ve sosyal medyada alıntı yaparak beni eleştirdiğiniz o ifadenin muhatabı olabilirsiniz.

2. Yok eğer birlikte mesai yaptığınız arkadaşlarınızın böyle bir ilişki içinde olduğunu önceden biliyordunuz ve bir şey yapmadıysanız, 15 Temmuz'a kadar güle oynaya iş yapmış, kararlar vermiş, törenlere katılmış, ailece dostluklarınızı devam ettirmişseniz, başka birileri de çıkıp, sizi, darbecilere göz yummakla, görevinizi kötüye kullanmakla, hatta darbecilerle iş birliği yapmakla suçlayabilirler.

SORU 5)

Sn. Başsavcı, basına yaptığı değerlendirmelerde her kurumdan gözaltılar olduğunu da söylemişti. Bu işlemlerin hepsi tedbir olarak doğru ve yerinde olabilir.

Fakat adalet o dur ki, insanlar, yeterli ve somut delil olmadan, sadece şikayet, zan, tahminlerle, kesin ve hukuki kanıt olmadan darbe girişimiyle suçlanırsa insan hakları ihlal edilmiş olur.

Sn. Başsavcı, Ahmetli Kaymakamı'nın da gözaltına aldığını söylemişti.

Peki sonra ne oldu?

Bu onurlu insan, eşi, çocukları ve toplum önünde vatan hainliğiyle suçlanınca intihar etti!

Kaymakamın arkada bıraktığı mektubu herkes gibi umarım Sn. Başsavcı da okumuştur. Vatan hainliğiyle suçlanmayı gururuna yediremeyip intihar eden bu kaymakamın mektubunda yazdıklarının tamamının doğru olduğuna inanıyorum.

Geride bıraktığı mektuptan da anlaşıldığı üzere darbe girişimine karşı kendi imkanları doğrultusunda büyük bir mücadele vermiş, diğer Vali ve Kaymakam arkadaşlarını darbecilere karşı direnişe çağırmış bu insanın intiharına yol açacak bir haksızlığı kimler yapmışsa, hem bu dünyada hem ahirette yakasına yapışıp hesap soracak bir el olmayacak mı?

SONUÇ:

Beni, kendisinden özür dilemeye davet eden bu Sn. Başsavcı, esasen Manisa halkına özür borçludur. Manisa halkını yıllarca TBMM'de temsil etmiş, Manisa'ya» Manisalıya hizmet etmiş bir siyasetçi olarak şahsıma yapılan bu yakışıksız ve art niyetli açıklamalar, parti ayırımı yapmaksızın Manisa'nın seçilmiş tüm siyasilerine karşı da yapılmış sayılır.

Evet, ortada dilenmesi gereken bir özür vardır, o da Manisa Başsavcısının Manisa halkına borcudur.

Son olarak; sözlerimi, sözlerin en güzeli olan Allah'ın kelamıyla ve şu günlerde hepimize rehber olması temennisi ile bitiriyorum.

"EY İMAN EDENLER!

ALLAH İÇİN HAKKI TİTİZLİKLE AYAKTA TUTAN, ADALETLE ŞAHİTLİK EDEN KİMSELER OLUN.

BİR TOPLULUĞA OLAN KİNİNİZ SİZİ ASLA ADALETSİZLİĞE İTMESİN. ADİL OLUN.

BU, ALLAH'A KARŞI GELMEYE SAKINMAKTAN DAHA YAKINDIR. ALLAH'TAN SAKININ.

ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH YAPTIKLARINIZDAN HAKKIYLA HABERDARDIR."

(Maide, 5/8)

Bülent ARINÇ 22. Dönem T.B.M.M. Başkanı"

http://www.sondakika.com/haber/haber-arinc-puslu-havada-avlanmak-isteyenler-8654024/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-arinc-puslu-havada-avlanmak-isteyenler-8654024/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:28:49
Adam  birilerinin sözlerinden rahatsız olmuş, muhatap almak istemiyorum demiş. Demiş ama sona destan yazmış.  ;D ;D

Ayrıca bana ahmak diyebilirsiniz diyen aynı şahıs, akıl sahiplerinin aklına gelen bir kaç soruyu sormak istiyorum diyerek bir başsavcının siyasetçi, edasıyla hesap sorduğunu belirtmiş. Muhtemelen kendisiyle ilgili iddialar için laf değil icraat istiyor.  ;D ;D
Başlık: Darbecilerin B PLANI ürkütüyor
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:44:28
Darbecilerin B PLANI ürkütüyor >> http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/abdulkadir-selvi_615/darbecilerin-b-plani-urkutuyor_40172835 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/abdulkadir-selvi_615/darbecilerin-b-plani-urkutuyor_40172835)
Başlık: Okullarında okudum biliyorum
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:47:50
Okullarında okudum biliyorum

Serkan DEMİRTAŞ/ANKARA27 Temmuz 2016 - 22:17Son Güncelleme : 27 Temmuz 2016 - 22:18
Okullarında okudum biliyorum

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579908eac03c0e4ed8118fdd.jpg)

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, son araştırmaya göre Türk halkının yüzde 95-96’sının darbe girişiminin ardında Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bulunduğu kanaatinde olduğunu söyledi.

Yabancı basın temsilcilerini kabul eden Albayrak, “Bu yapıyı 30 yıldır bilen, onun ilkokulunda okumuş biri olarak son derece riskli bir proje olduğunu söylüyordum. 17/25 Aralık sonrasında ‘Bunlardan her şey beklenir’ diyordum. Şahsi tespitim, bunların IŞİD, PKK’dan falan tehlikeli olduğudur. 30 yıldır tanıdığım, benim IQ’umdan çok daha yüksek insanlar var. 30-40 yıldır sistematik planlamayla bu noktaya gelip devleti ele geçirmeye çalıştılar” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/okullarinda-okudum-biliyorum-40172919 (http://www.hurriyet.com.tr/okullarinda-okudum-biliyorum-40172919)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:49:14
Artık onlar koruyacak

Erdinç ÇELİKKAN / ANKARA27 Temmuz 2016 - 23:13Son Güncelleme : 28 Temmuz 2016 - 06:36
Artık onlar koruyacak

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5799171c18c77317cc27cd3d.jpg)

DARBE girişiminde helikopterlerin yoğun ateşine maruz kalan Cumhurbaşkanlığı Sarayı, füze savunma sistemleriyle donatılıyor.

Saray’a hava savunma dahil son teknolojik savunma sistemleri kurulacak. Cumhurbaşkanlığı’nın Aselsan tarafından üretilen ‘Korkut’ isimli ağır silah tarafından korunması da gündemde. Saray’a kurulacak sistemlerin olası bir tehditte önleme ve püskürtme kabiliyetine sahip olacağı kaydedildi. Hava savunma sisteminin en kısa zamanda kurulacağı belirtiliyor.

Cumhurbaşkanlığı’nda alınan tedbirler kapsamında yeni dönemde Muhafız Alayı lağvedilecek, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın güvenliği de tamamen Polis Özel Harekât ve Cumhurbaşkanlığı korumalarına verildi. Darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her programında uzun namlulu silahları ve son teknolojiyle donatılan kamuflajlarıyla özel harekâtçılar görev yapıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/artik-onlar-koruyacak-40172981 (http://www.hurriyet.com.tr/artik-onlar-koruyacak-40172981)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 08:49:35
İyi de korkut bir füze sistemi değil ki!
Başlık: Darbeci pilot: Hava Kuvvetleri ülkeyi yerle bir edecekti
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 10:30:11
Darbeci pilot: Hava Kuvvetleri ülkeyi yerle bir edecekti
Hürriyet Haber28 Temmuz 2016 - 09:36Son Güncelleme : 28 Temmuz 2016 - 09:39
Darbeci pilot: Hava Kuvvetleri ülkeyi yerle bir edecekti

Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen darbeci pilot Murat Bolat ifadesinde, darbecilerin kendisine "Cumhurbaşkanı’nı alamayacakları takdirde Hava Kuvvetleri’nin ülkeyi yerle bir edeceklerini" söylediklerini anlattı.

Ankara’da yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe soruşturmasına ilişkin kritik nitelikte bir ifadeye daha ulaştı.

Habertürk'den Fevzi Çakır'ın haberine göre, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söyleyen Kara Pilot Yarbay Murat Bolat’ın ifadesinden satır başları şöyle:

‘MİT’E İNDİRMEYİ SEN YAP’

1-16 Temmuz’da izinliydim. Alay Komutan Yardımcısı H.G. ısrarla iznimi kesip dönmemi istedi. 13 Temmuz’da mesaiye gittim. “Konu nedir? Darbe filan mı yapıyorsunuz?” dedim, “Aynen öyle” dediler. Benden 3 şey istediler. Birincisi; MİT Başkanlığı’na bir hava indirme harekâtının yapılacağını, bunu benim yapmamı istediler. İkincisi; darbe günü helikopterleri dışarıda bırakmamı söylediler. Üçüncüsü; 2 Sikorksy helikoptere hızlı indirme teşkilatı kurmamı istediler.

MARMARİS, PLANI BOZDU

Darbeden bir gün önce OSTİM semtinde bir daireye hep birlikte çıktık. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’da alınması planlanmış ama Cumhurbaşkanı Marmaris’e gidince bu plan bozulmuş. Plana göre İstanbul’da Cumhurbaşkanı’nı SAT/SAS komandoları alacakmış ve bu ekip de belliymiş. Cumhurbaşkanı Marmaris’e gidince plan değişmiş ama bu ekip değişmemiş. 80-90 kişilik bir güçle Cumhurbaşkanı’nı kaldığı otelden rehin alarak Milas üzerinden Çiğli’ye getireceklerini söylediler. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Lojmanları’ndaki villasından alınacaktı. “Bu darbenin başında kim veya kimler var?” dediğimde “Genelkurmay Başkanı bu işin başındadır” dedi. Bana Cumhurbaşkanı’nı alamayacakları takdirde Hava Kuvvetleri’nin ülkeyi yerle bir edeceklerini söylediler.

http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-pilot-hava-kuvvetleri-ulkeyi-yerle-bir-edecekti-40173627 (http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-pilot-hava-kuvvetleri-ulkeyi-yerle-bir-edecekti-40173627)
Başlık: FETÖ iddianamesinde çok çarpıcı ayrıntılar
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 13:07:41
FETÖ iddianamesinde çok çarpıcı ayrıntılar

Hürriyet Haber28 Temmuz 2016 - 12:21Son Güncelleme : 28 Temmuz 2016 - 12:34
FETÖ iddianamesinde çok çarpıcı ayrıntılar

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5799d08fc03c0e4d70e47f01.jpg)

Edirne'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 19'u tutuklu 43 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede çok çarpıcı detaylar yer aldı. Örgütün zeki ve başarılı öğrencileri hedef aldığı, bu öğrencilere IQ testi yaptırdığı ortaya çıktı. Ayrıca örgütün yetişmiş kadrosuna CIA ve FBI tarafından eğitimler verildiği iddianamede yer aldı.

Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamındaki tanık ve müşteki beyanlarına atıfta bulunuldu.

"BAŞARILI ÖĞRENCİLER HEDEF ALINDI"

Beyanlara göre, örgütün özellikle zeki ve başarılı öğrencileri seçtiği belirtilen iddianamede, örgüt eğitim kadrosunun nitelik ve nicelik açısından yeterli düzeye ulaşmasının ardından kendisine bağlı öğrencileri çağın gereksinimleri doğrultusunda yönlendirildiği ifade edildi.  FETÖ/PDY'nin başarılı öğrencileri hedef aldığı vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"ÖĞRENCİLERE IQ TESTİ YAPTIRILDI"

"Eğitim gönüllüsü diğer kuruluşların ve dini referanslı yapıların aksine FETÖ/PDY, ihtiyaç sahibi olan öğrencileri değil, zeki ve başarılı öğrencileri hedef almış, hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırmıştır. Böylelikle örgütün devleti ele geçirme amacına ulaşmasına katkı sağlayacak kadrolaşma faaliyetlerinin önü açılmıştır. Sonuç olarak Fetullah Gülen'in 1970’lerin sonunda başlattığı uzun vadeli projenin ilk halkasını eğitim oluştururken, tedrisattan geçenler başta emniyet, yargı, TSK ve mülkiye olmak üzere devletin önemli kademelerine yerleştirilmiş, bir kısmı ise iş adamı olmaya aday gösterilmiştir. Örgüt bir yandan eğitimle kadro yetiştirip, bir yandan da diğer alanlarda etkinliğini artırmıştır.”

"CIA VE FBI TARAFINDAN EĞİTİM VERİLDİ"

Yabancı gizli servislerin "cemaat"e ait kültür merkezlerinde yetişmiş kadroya değişik konularda eğitim verdiği öne sürülen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"CIA ve FBI tarafından, hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik konularda eğitimler verildi. Bunun en iyi örneklerini ise 17 Aralık sürecinde savcılar ve güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları içine alabiliriz. Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm kurumlarıyla zayıf düşürmek amacı taşımaktaydı. Bahsedilen eğitimlere dahil olan adli ve güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir."

FETULLAH GÜLEN'İN PLANI...

İddianamede, örgütün elebaşı Gülen'in "devletin içine sızmaya yönelik planları"na ilişkin açıklamalarına da yer verildi.

FETÖ elebaşı Gülen'in, 1970'li yıllardan itibaren devlet içerisine sızarak özellikle mülkiye, adliye, emniyet, Milli Eğitim ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya gidilmesinin öneminin altını çizdiği konuşmaları şöyle:

"SİVRİLMEDEN CAN DAMARLARI İÇİNDE DOLANIN"

Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin. Türkiye'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır.

Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır.

"BAZEN HASIMDAN KAÇMAK BİLE ÇOK ÖNEMLİ"

Yani siz hakim değilsiniz, başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik kuvvetleri hesap edecek, dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki geriye adım atmayalım. Yani her şey bir oyundur. Kungfu gibi oyun, tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun, her zaman insanın hasmını yenmesi, öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir. Bazen hasımdan kaçmak bile çok önemli bir manevra. Çok iyi bilecek, çok iyi planlayacak, ona göre yürüyeceksiniz, kuvvet dengesi olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız.

Teknik, taktik yerine sizin kalbiniz önemlidir. Ben yine kuvvet dengesi olmadığı için şahsen o yol yerine kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu tercih ederim.

Zaman henüz uygun değil, bütün dünyayı omuzlayıp, taşıyabileceğiniz zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek beklemelisiniz. Bilhassa haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır.

"MAFYANIN AĞZINA AZICIK BAL SÜRÜLEBİLİR"

Her yerde hususen geri kalmış yerlerde mafyanın ağzına azıcık bal sürülebilir.

Yüzlerce arkadaşlar, yüzlerce diyorum tabii, Türkiye'nin içinde binlerce yurt dışında burs veriyorlar. Amerika'da otuz küsur değişik üniversitelerde kariyer yapıyorlar. Kariyerin yapılmasının yanında kariyer yapmanın yanında aynı zamanda bu arkadaşlarımız orada hizmet de yapıyorlar ve bu iki üç senelik ömrü olan bir şey. Daha önce de vardı üç beş arkadaş ama fakat bunlar Allah'a çok şükür organize edildi.

Himmetler belli bir noktada (kesinti) edildi ve şimdi orada çok iyi güdülüyorlar. Allah'ın inayet ve keremiyle her sene de besleniyorlar. İngiltere’den Almanya’ya oradan Avustralya’ya oradan Amerika’ya kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar ve bu arkadaşlar bizim gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim tebliğcilerimiz olacaklardır. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerdeki olacaklar."

http://www.hurriyet.com.tr/feto-iddianamesinde-cok-carpici-ayrintilar-40173918 (http://www.hurriyet.com.tr/feto-iddianamesinde-cok-carpici-ayrintilar-40173918)
Başlık: Ynt: Darbeci pilot: Hava Kuvvetleri ülkeyi yerle bir edecekti
Gönderen: Partikül - 28 Temmuz 2016, 14:46:50

...Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen darbeci pilot Murat Bolat ifadesinde, darbecilerin kendisine "Cumhurbaşkanı’nı alamayacakları takdirde Hava Kuvvetleri’nin ülkeyi yerle bir edeceklerini" söylediklerini anlattı.

Bunu yapmakda ki amacın ne olduğunu ortaya çıkartmak lazım.
Her daim söyledik; ASIL HEDEF TÜRKİYE

Aklıma geleni söylemiş olayım; Türkiye' yi işgal etmek için kendi Hava Kuvvetlerimizi kullanacaklardı.
Belki de ülkenin en stratejik sanayi tesislerini, enerji nakil hatlarını, barajlarını, köprülerini bombalayacaklardı.
Bu sayede ülkenin sinir sistemlerini felç edip ülkeyi savunulamaz hale getireceklerdi.
İç karışılıklar çıkartmak suretiyle ülkeyi uluslararası müdehaleye açık hale getirecekler;
Ondan sonrası ise Türk-Amerikan Savaşıdır; en sonunda Amerika gelip ülkeyi işgal edecekti.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 15:54:21

...Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen darbeci pilot Murat Bolat ifadesinde, darbecilerin kendisine "Cumhurbaşkanı’nı alamayacakları takdirde Hava Kuvvetleri’nin ülkeyi yerle bir edeceklerini" söylediklerini anlattı.

Bunu yapmakda ki amacın ne olduğunu ortaya çıkartmak lazım.
Her daim söyledik; ASIL HEDEF TÜRKİYE

Aklıma geleni söylemiş olayım; Türkiye' yi işgal etmek için kendi Hava Kuvvetlerimizi kullanacaklardı.
Belki de ülkenin en stratejik sanayi tesislerini, enerji nakil hatlarını, barajlarını, köprülerini bombalayacaklardı.
Bu sayede ülkenin sinir sistemlerini felç edip ülkeyi savunulamaz hale getireceklerdi.
İç karışılıklar çıkartmak suretiyle ülkeyi uluslararası müdehaleye açık hale getirecekler;
Ondan sonrası ise Türk-Amerikan Savaşıdır; en sonunda Amerika gelip ülkeyi işgal edecekti.

Bir ülke başka bir ülkeyi işgal etmek istediğinde, işgal edeceği ülkenin vatandaşları arasından seçtiklerini o ülkenin ordusuna yerleştirip bir süre sonra kendi ordusuyla bu şekilde saldırı gerçekleştirebilir mi?
Başlık: Hakan Evrim'in ifadesi ortaya çıktı
Gönderen: SKYWOLF - 28 Temmuz 2016, 17:46:11
Hakan Evrim'in ifadesi ortaya çıktı

Hürriyet Haber28 Temmuz 2016 - 17:15Son Güncelleme : 28 Temmuz 2016 - 17:26
Hakan Evrim'in ifadesi ortaya çıktı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579a1437c03c0e4d70e481f2.jpg)

Darbe girişimi sırasında rehin alınan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a ‘’Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim’’ diyen Akıncı Üs komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim, suçlamaları reddetti. ‘’Gülen’i tanımam’’ dedi.

Sözcü’den Asuman Aranca’nın haberine göre Evrim, kendisinin de 3 silahlı şahıs tarafından rehin tutulduğunu öne sürerek, “İstediklerini yapmak dışında başka bir çarem yoktu. O gece Akın paşayı sol ayağının topuğundan vurdular'' dedi. ‘'Hava Kuvvetleri komutanı aradı, ikimizin de can güvenliği olmadığını söyledim. 80 kişilik bir grup bizi teslim aldı. Yurtta sulh Konseyinin adını TV'de duydum. Akın Öztürk'ün herhangi bir talimat verdiğini de görmedim.

Paşanın damadı Hakan Karakuş, Diyarbakır'dan gelen pilotlar ile birlikteydi. FETÖ/PDY ile kesinlikle bir bağlantım yok'' dedi ve şunları söyledi:

BEN DE REHİNDİM

“O gün beni 3 silahlı şahıs rehin aldı. Saat 01.30 sıralarında karargahtaki odama yanımda bulunan 3 kişi ile birlikte geçtim. Bu şahıslar 2. Başkan Yaşar General, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve şu anda ismini hatırlamadığım üst düzey rütbesinde komutanları aldıklarını söylediler ve Genelkurmay Başkanını benim odama getirdiler. Beni makam odasından çıkardılar. Genelkurmay başkanının yüz kısmında hafif kızarıklık vardı. Karargah içerisinde silahlı kişiler çok fazla sayıda vardı. İstediklerini yapmak dışında başka bir çaremiz bulunmamaktaydı” dedi.

ÖZTÜRK VURULDU

Akın Öztürk de darbeciler tarafından etrafı sarılı biçimde Genelkurmay Başkanının bulunduğu odaya getirildi. Sabah 9.00 sıralarında Genelkurmay Başkanını helikopter ile götürdüler. Genelkurmay Başkanını çıkardıktan sonra Akın Paşa'yı da odadan çıkardılar. Hatta Akın Paşa sol ayağının topuk kısmında mermi isabet ettiğinden yaralanma olduğunu söyledi. Öztürk'ün herhangi bir talimat verdiğini görmedim.

PKK'YA HAREKAT YAPILACAK

15 Temmuz tarihinde Harekat Komutanım albay Ahmet Özçetin tarafından gece saatlerinde PKK'ya yönelik iç güvenlik harekatı yapılacağını, uçakların hazırlanması gerektiğini, Diyarbakır'dan uçakların üssümüze geleceğini söyledi. Bizde böyle rutin uygulamalar olduğu için bu durumu sorgulamadım ve uçakların hazırlanması emrini saat 14.00 sıralarında Bakım Komutanı Binbaşı Ersin Eryiğit'e verdim.

SİVİL GİYİMLİ ŞAHISLAR

Akşam 19.00 sıralarında ben üste,  bulunduğum sırada uçakların hazır olup olmadığına bakmak amacıyla dışarı çıktığımda rutinin dışında bir hareketlenme olduğu, 141. Filonun bulunduğu yerde sivil giyimli birkaç şahsın olduğunu gördüm. Diyarbakır'ın uçak ve pilotlarının da filoda olduğunu gördüm. Sonra uçaklar havalanmaya başladı. TV'lerden Ankara ve İstanbul'daki olayları izlerince bir sıkıntı olduğunu anladım ve 141. Filoya 22-23.00 gibi gittiğim sırada bir anda etrafımda sivil ve resmi kıyafetli silahlı askerler sardı. Harekat merkezi 143. Filo gazinosuydu. Eylemleri buradan yönetiyorlardı.

‘CANIMIZ TEHLİKEDE' DEDİM

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal beni cep telefonumdan aradı, Ankara'da neler olduğunu sordu. Ben de Akıncılar üssünden kalktığını, benim ve kendisinin can güvenliği olmadığını söyledim. Yakalanan üst düzey komutanlar üsse getiriliyordu.

AKAR GELDİ

Yanımda bulunan şahıslar 2. Başkan olan Yaşar General'in olduğunu, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanını aldıklarını söylediler ve Genelkurmay Başkanını benim odama getirdiler. Yanında kendi koruma ekibi ile tanımadığım başka şahıslar vardı. İstediklerini yapmak dışında başka bir çaremiz bulunmamaktaydı. Akın Öztürk'ü de Genelkurmay Başkanının bulunduğu odaya etrafı sarılı şekilde getirdiler.

KONSEYİ TRT'DEN DUYDUM

Yurtta sulh Konseyinin kimler tarafından, nasıl, ne zaman ve hangi amaçla kurulduğu bilmiyorum. İlk defa TRT'de olay günü bu konseyden haberim oldu. Olay zaman dilimi içerisinde herhangi bir uçak silah veya başka bir mühimmat kullanmadım. Vatandaşların üsse geldiğinden haberim olmadı. Bu nedenle bunların nasıl ve ne şekilde öldüklerini bilmiyorum. Üssü ele geçiren grubun nizamiye kapısında elemanları vardı. Bunların ateş etmiş olabileceğini düşünüyorum.

FETÖ İLE BAĞLANTIM YOK

FETÖ/PDY ile kesinlikle bir bağlantım bulunmamaktadır. Fetullah Gülen'i veya başka bir örgüt yöneticisini tanımamaktayım. Bunların işletmiş olduğu dershanelere gitmedim, yurtlarında kalmadım, evlerine gitmedim, bunlarla ilgili haberleri basın ve bize iletilen istihbarat bilgilerinden biliyorum. 1984 yılında Harp Okuluna girdiğim sırda ailem Ödemiş'te ikamet etmekteydi. Ben sınavlara İstanbul'da girdim. Ailem halen Ödemiş'te ikamet etmektedir. Benim kesinlikle böyle bir örgüt ile bağım bulunmamaktadır. Üssü ele geçiren grup ile anlaşılması üzerine askeri savcılık ile birlikte gelen kuvvetler beni de teslim aldılar. Suçlamaları kabul etmiyorum”

http://www.hurriyet.com.tr/hakan-evrimin-ifadesi-ortaya-cikti-40174361 (http://www.hurriyet.com.tr/hakan-evrimin-ifadesi-ortaya-cikti-40174361)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 28 Temmuz 2016, 19:36:56
Bir ülke başka bir ülkeyi işgal etmek istediğinde, işgal edeceği ülkenin vatandaşları arasından seçtiklerini o ülkenin ordusuna yerleştirip bir süre sonra kendi ordusuyla bu şekilde saldırı gerçekleştirebilir mi?


Ben de şöyle bir soru sorayım bari;
Bir ülkenin askeri, kendi ülkesinin Millet Meclisini bombalayabilir mi? Kendi uçağını, helikopterini düşürebilir mi? kendi halkına kurşun sıkabilir mi? vs... Hele ki bu asker TÜRK Askeri ise (!) Bir Türk subayı' nın, bir Türk askeri' nin böyle bir şey yapabileceğini insanın hafsalası almıyor açıkçası.

Bakınız yıllar öncesinde Ramiz İlker Paşa Ergenekon ve Balyoz  davaları için davet edildiği kanalda adeta feryat ediyordu. Aşağıda ki videoda ''Fatih Camisini bombalayacaklar, Sultan Ahmet' i bombalayacaklar'' iddiaları için bakınız neler söylüyor; böyle bir şey olabilir mi diyor...

3:50 den başlamak üzere izleyiniz -baştan izleseniz daha iyi aslında-  Bakınız neler söylüyor;

'' Ben nasıl vururum arkadaşımı ya (!)
Düşünebiliyor musun; bir Türk pilotunun, bir Türk pilotunu vurabileceğini (!)
Böyle bir şey olabilir mi ya ?
Bunu düşünmek bile fevkalade şerefsizliktir diyorum... '' demişti.

Öyle anlaşılıyor ki, böyle bir şeyin olabileceğini paşamızın aklı bile almıyormuş. Ancak öyle de oldu değil mi! Ramiz Paşa' ya şimdi sorsalar acaba ne derdi; merak ediyorum açıkçası...

Valla hocam, bunları gördükten sonra olmaz diye birşey yok. BİNYILIN MEYDAN OKUMASI  2002 tatbikatını yaptılar biliyorsunuz; Türkiye' nin işgal takbikatıydı.


! No longer available (http://www.youtube.com/watch?v=4OEJEvZLnO0#)
Başlık: Muhataplarımız tutuklandı’
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 08:21:05
Muhataplarımız tutuklandı’

Hürriyet Haber29 Temmuz 2016 - 00:53Son Güncelleme : 29 Temmuz 2016 - 08:03
‘Muhataplarımız tutuklandı’

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579a85cb67b0a915f0940fe6.jpg)

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, darbe girişimi sonrası Türkiye’deki bazı muhataplarının tutuklandığını söyledi. Türkiye'deki darbe girişimiyle ilgili 'tuhaf' bir açıklama da, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel'den geldi. Amerikalı komutan, FETÖ'nün darbe girişiminden çok, ABD'nin bölgedeki operasyonlarını etkilenmesinden endişe duydu.. The Wall Street Journal gazetesinde yer alan habere göre Votel, darbe girişimi sonrası tutuklanan terör örgütü mensuplarını da, "ABD ordusunun yakın müttefikleri" olarak gördü.

Wall Street Journal gazetesinin haberine göre ABD’nin Colorado eyaletindeki bir güvenlik forumunda dün konuşan Clapper, “Darbe girişimi ve geri tepmesi, Türkiye’deki ulusal güvenlik aygıtının tamamını etkiledi. Bizim bazı muhataplarımız, ya temizlendi ya da tutuklandılar” dedi.

‘İŞBİRLİĞİNİ ETKİLEYECEK’

ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel de aynı forumda, Türk ordusu içinde IŞİD’le mücadele konusunda müttefiklerinin olduğunu belirterek, darbe sonrasındaki tutuklamaların Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğinin seviyesini etkileyebileceğini kaydetti.

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel'den itiraf gibi açıklamalar geldi. General Votel, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin başarısız olmasının ardından ikili ilişkiler adına 'endişeli' olduklarını belirterek, ABD'nin bölgedeki operasyonlarının zayıflayacağını söyledi.

http://www.hurriyet.com.tr/abdden-cok-onemli-aciklama-40174899 (http://www.hurriyet.com.tr/abdden-cok-onemli-aciklama-40174899)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 08:26:35
Bir ülke başka bir ülkeyi işgal etmek istediğinde, işgal edeceği ülkenin vatandaşları arasından seçtiklerini o ülkenin ordusuna yerleştirip bir süre sonra kendi ordusuyla bu şekilde saldırı gerçekleştirebilir mi?


Ben de şöyle bir soru sorayım bari;
Bir ülkenin askeri, kendi ülkesinin Millet Meclisini bombalayabilir mi? Kendi uçağını, helikopterini düşürebilir mi? kendi halkına kurşun sıkabilir mi? vs... Hele ki bu asker TÜRK Askeri ise (!) Bir Türk subayı' nın, bir Türk askeri' nin böyle bir şey yapabileceğini insanın hafsalası almıyor açıkçası.

Bakınız yıllar öncesinde Ramiz İlker Paşa Ergenekon ve Balyoz  davaları için davet edildiği kanalda adeta feryat ediyordu. Aşağıda ki videoda ''Fatih Camisini bombalayacaklar, Sultan Ahmet' i bombalayacaklar'' iddiaları için bakınız neler söylüyor; böyle bir şey olabilir mi diyor...

3:50 den başlamak üzere izleyiniz -baştan izleseniz daha iyi aslında-  Bakınız neler söylüyor;

'' Ben nasıl vururum arkadaşımı ya (!)
Düşünebiliyor musun; bir Türk pilotunun, bir Türk pilotunu vurabileceğini (!)
Böyle bir şey olabilir mi ya ?
Bunu düşünmek bile fevkalade şerefsizliktir diyorum... '' demişti.

Öyle anlaşılıyor ki, böyle bir şeyin olabileceğini paşamızın aklı bile almıyormuş. Ancak öyle de oldu değil mi! Ramiz Paşa' ya şimdi sorsalar acaba ne derdi; merak ediyorum açıkçası...

Valla hocam, bunları gördükten sonra olmaz diye birşey yok. BİNYILIN MEYDAN OKUMASI  2002 tatbikatını yaptılar biliyorsunuz; Türkiye' nin işgal takbikatıydı.


! No longer available ([url]http://www.youtube.com/watch?v=4OEJEvZLnO0#[/url])


İnanması çok güç ama malesef gerçekleşti bunlar. Bir askeri okulda yüksek vatani duygularla eğitilen insanları, kendi insanlarına saldıracak kadar ihanet içerisine sokan yapı nasıl bir beyin yıkama gerçekleştiriyor. Bu askerler ihanet sonrasında hayatlarının kararacağını göremeyecek kadar aptal değillerdir herhalde! Ne vaad ettiler de bu kadar gözlerini boyadılar!
Başlık: İhraçlar sonrası TSK'da kaç pilota ihtiyaç var?
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 08:27:58
İhraçlar sonrası TSK'da kaç pilota ihtiyaç var?

Hürriyet Haber28 Temmuz 2016 - 17:42Son Güncelleme : 28 Temmuz 2016 - 17:43
İhraçlar sonrası TSK'da kaç pilota ihtiyaç var?

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579a1a06c03c0e4d70e4824a.jpg)

Son kararnameden en çok etkilenen hava kuvvetleri oldu. Çoğunluğu savaş pilotu olan 213 subay TSK'dan ihraç edildi. Uzmanlara göre envanterdeki uçak sayısı düşünüldüğünde 675 pilot alınması gerekiyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nde gerçekleştirilen büyük tasfiyenin en çok etkilediği kuvvet, Hava Kuvvetleri Komutanlığı oldu. Bu kuvvette 30 general ihraç edildi.

Ancak asıl darbe Hava Kuvvetleri'nin vurucu gücünü oluşturan ana jet üs komutanlıkları ile savaş pilotlarına oldu. 7 ana jet üs komutanı atıldı. Bu üslerde görevli büyük çoğunluğu savaş pilotu olan 213 subayın ilişiği kesildi.

Hava Kuvvetleri'nde en az pilotlar kadar önemli olan ve uçakları uçuşa hazırlayan 44 uçak bakım teknisyeni astsubay da ihraç edilenler arasında bulunuyor.
Hava Kuvvetleri'ndeki tasfiyeden en çok etkilenen darbe girişiminin merkezi olduğu belirtilen Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı oldu. Bu komutanlıkta tam 110 subay ordudan atıldı.

Çiğli'deki 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda ise 23 subayın ilişiği kesildi. Hava Kuvvetleri'nin hava ulaştırmasının belkemiğini oluşturan Kayseri Erkilet'teki 12. Hava Ulaştırma KomutanlığıDnda ise 29 pilot ihraç edildi.

Sınırötesi harekatlarda başrölü oynayan Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nde ise 8 pilot atılanlar arasında.  Hava Kuvvetleri'ndeki bu tasfiye, hava savunmasında zaafiyet tartışmasını da beraberinde getirdi.

Askeri kaynaklar, Hava Kuvvetleri'nin bir uçağa bir buçuk pilot düşecek şekilde yapılandırıldığına dikkat çekiyor. Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterinde değişik tipte yaklaşık 450 uçak var.

Bunlardan 300 kadarı F-16 ve F-4 savaş uçakları. Bu durumda muharip uçaklar için 450, tüm uçaklar içinse 675 pilot istihdam edilmesi gerekiyor.

İhraç edilen 213 pilot subaydan 150 kadarının muharip uçak pilotu olduğu dikkate alındığında, F-16 ve F-4'ler için istihdam oranının bir uçağa bir pilota indiği belirtiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/ihraclar-sonrasi-tskda-kac-pilota-ihtiyac-var-40174392 (http://www.hurriyet.com.tr/ihraclar-sonrasi-tskda-kac-pilota-ihtiyac-var-40174392)
Başlık: YAŞ Kararları Sonrası 99 Albay General ve Amiralliğe Yükseltildi
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 08:51:29
YAŞ Kararları Sonrası 99 Albay General ve Amiralliğe Yükseltildi

Kritik YAŞ kararlarının detayları ortaya çıkmaya başladı. Kararlara göre 99 albay general ve amiralliğe yükseltildi. Ayrıca TSK tarihinde ilk defa bir astsubay tuğgeneral oldu.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Çankaya Köşkü'nde Başbakan başkanlığında toplanan Yüksek Askeri Şura kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylandı. Kararlara göre 99 albay general ve amiralliğe yükseltilirken 20 general ve amiralin görev süresi de uzatıldı.

TSK TARİHİNDE BİR İLK YAŞANDI

Ayrıca Astsubay Cemal Balıkçı tuğgeralliğe yükseltildi. Böylece TSK tarihinde ilk kez bir astsubay, generallik rütbesine yükseltilmiş oldu.

Yaş kararları sonrası TSK'dan kararların detayıyla ilgili bir açıklama yapıldı.

İşte TSK'dan yapılan o açıklama:

"29 Temmuz 2016 tarihinden geçerli olmak üzere; 16 general ve amiral bir üst rütbeye, 99 albay ise general ve amiralliğe yükseltilmiş; 20 general ve amiralin görev süreleri bir yıl uzatılmıştır.

Ayrıca bu yıl rütbe bekleme süresini dolduran 47 general ve amiral kadrosuzluk nedeniyle 29 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, 1 general ise yaş haddini doldurduğu için 01 Eylül 2016 tarihinden itibaren emekli olacaklardır."

YÜKSEK ASKERİ ŞURA KARARLARI

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı, "Eşkiyalar başarılı olamayacaklar" diyerek tepki gösteren Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları kapsamında korgeneralliğe yükseldi. Ayrıca kamuoyunda "Balyoz", "Askeri Casusluk" olarak bilinen davalardan beraat eden bazı subaylar da bir üst rütbeye terfi etti.

Yüksek Askeri Şura kararları kapsamında 16 general ve amiral bir üst rütbeye, 99 albay ise general ve amiralliğe yükseltildi.

DARBENİN GİDİŞATINI DEĞİŞTİREN TÜMGENERAL, KORGENERAL OLDU

Terfi eden isimlerin arasında Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Aksakallı da yer aldı. FETÖ'nün darbe girişimi sırasında bir televizyon kanalında, "Eşkiyalar başarılı olamayacaklar" diyerek tepki gösteren Aksakallı, koruma astsubayı Ömer Halisdemir'e darbe yanlısı askerlerin karargaha girmelerine engel olunması emrini vermişti. Halisdemir de bu emir doğrultusunda darbe girişimine katılan Tuğgeneral Semih Terzi'yi vurmuş ve Terzi'nin yanındaki askerlerce şehit edilmişti. Darbenin gidişatını değiştirdiği belirtilen Aksakallı, YAŞ kararları kapsamında tümgenerallikten korgeneralliğe terfi ettirildi.

"ONLAR TÜRK ASKERİ DEĞİL, KATİLLER" DİYEN İSİM DE KORGENERAL OLDU

Kamuoyunda FETÖ üyeleri tarafından şehit edilen bir askerin cenazesinde, "Türk askeri katil olmaz. Onlar Türk askeri değil katiller" diye gösterdiği tepkiyle bilinen 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş da korgeneral oldu.

BERAAT EDENLERE TERFİ

"Balyoz" ve "Askeri Casusluk" gibi davalardan aldıkları cezaların ardından beraat eden bazı subaylar da bir üst rütbeye terfi ettirildi.

İzmir'deki "Askeri Casusluk" davasında tutuksuz yargılandıktan sonra beraat eden Tümamiral Ercüment Tatlıoğlu koramiralliğe yükseldi.

Balyoz davasından aldıkları 16 yıl hapis cezası bozularak beraat eden Piyade Kurmay Albay Barbaros Kasar, Topçu Kurmay Albay Bahtiyar Ersay ile Topçu Kurmay Albay Sırrı Yılmaz da tuğgeneralliğe yükselen isimler arasında yer aldı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığında da "İstanbul'daki Askeri Casusluk" davasında üç yıl hapis yattıktan sonra tahliye olan ve sonrasında da beraat eden Deniz Kurmay Albay Yankı Bağcıoğlu ile "Balyoz" davası kapsamında üç yıl cezaevinde kalan ve yeniden yargılama sonucu beraat eden Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi ile yine aynı dava kapsamında 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra yeniden yargılama sonucu beraat eden Kurmay Albay Bülent Olcay da tuğamiral oldu.

KÜÇÜKAKYÜZ ORGENERAL OLDU

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününden, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ile rehin alınan Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Hasan Küçükakyüz, orgeneralliğe terfi ettirildi.

Orgeneral Küçükakyüz, Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığına getirildi. Korgeneral Mehmet Şanver'in ise görev süresi bir yıl uzatıldı.

Ayrıca Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü de görev süresi bir yıl uzatılan generaller arasında yer aldı.

http://www.sondakika.com/haber/haber-yas-kararlari-sonrasi-99-albay-general-ve-8656773/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-yas-kararlari-sonrasi-99-albay-general-ve-8656773/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 09:13:06
Ankara'da F-16'lara Yakıt İkmali Yapan Pilotun İfadesi Ortaya Çıktı

Darbe gecesi Ankara'yı bombalayan F-16'lara havada yakıt nakli yapan tanker uçağının pilotu Üstteğmen Fatin Akbulut'un ifadesinde telsizden kimseyle temas kurmadıklarını söyledi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sırasında F-16'lara tanker uçağıyla havada yakıt nakli yaptığı iddiasıyla tutuklanan pilotlardan Üsteğmen Fatih Akbulut, darbe gecesi İncirlik 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın "Kuzey yönüne, Ankara tarafına gideceksiniz, sizden yakıt talep eden uçaklara yakıt ikmali sağlayacaksınız, telsizden kimseyle temas kurmayacaksınız" talimatı verdiğini belirtti.

ANKARA ÜZERİNDEKİ SAVAŞ UÇAKLARINA İKMAL YAPTIKLARINI ANLATTI

Pilot Üsteğmen Akbulut, Adana Adliyesi'nde savcıya verdiği ifadede, 16 Temmuz'da Ankara üzerinde savaş uçağına yakıt nakli yaptıktan sonra döndükleri Adana'daki 10. Tanker Üs Komutanlığında apronda uçaktan indiklerinde polislerce gözaltına alındığını söyledi.

"ASKER ÖĞRENCİLERİN CEMAAT EVLERİNE GİTTİKLERİNİ DUYDUM"

Babasının astsubay olduğunu, Hava Harp Okulunda okurken FETÖ'ye mensup asker öğrencilerin cemaat evlerine gittiklerini duyduğunu anlatan Akbulut, İzmir Çiğli 125. Filo Komutanlığında bir süre görev yaptıktan sonra 2014 yılı şubat ayında ABD'ye tanker uçağı eğitimi almaya gittiğini, aynı yılın ekim ayından beri 10. Tanker Üs Komutanlığında yardımcı pilot olarak çalıştığını belirtti.

TALİMAT İNCİRLİK ÜS KOMUTANI VAN'DA

Tutuklanan Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van ile fazla görüşme yapmadığını, bir sunum sırasında konuştuğunu, kendisinin herhangi bir cemaate mensup olup olmadığını bilmediğini öne süren Akbulut, darbe girişimi gecesi ve sabahında yaşananları şöyle anlattı:

"MESAİ BİTİNCE EVE GİTTİM"

"Darbeye teşebbüs günü üste anormal, olağanüstü herhangi bir durum olmadı. O gün 'bekle' nöbetçisiydim. Mesai bitince eve gittim. Saat 21.15'te filo komutanı binbaşı Orçun arayıp, 'Uçuş ekipmanlarını al, delta havuzuna git' emrini verdi. Üsse gittiğimde kimse yoktu. 2 tanker uçağı motorlarını çalıştırmış, hazır halde bekletiliyordu.

"YÖN VE GÖREVLERİMİZLE İLGİLİ BİLGİ VERİLMEDİ"

Hızır Özyuva üsteğmen, uçaktan eliyle bana bulunduğu uçağa gelmemi istedi. Uçağa bindim. Yer bakım ekibi vardı. Bana gideceğimiz yön ve görevimizle ilgili bir bilgi verilmedi. Kalkışa geçildiği sırada söyleneceği belirtildi. İlk tanker uçak kalktıktan sonra içinde bulunduğumuz uçağı hazır hale getirip filoya döndük.

"TELSİZDEN KİMSEYLE TEMAS KURMAYACAKSINIZ"

Filoda 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van, uçuş ekibine 'Kuzey yönüne, Ankara tarafına gideceksiniz, sizden yakıt talep eden uçaklara yakıt ikmali sağlayacaksınız, telsizden kimseyle temas kurmayacaksınız' dedi. Bu sözler üzerine şüphelendim. Normalde terörle mücadele edilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine giderdik, oysa komutan bize kuzeye, Ankara'ya gideceğimizi emrediyordu. O an ben oralarda terörist faaliyetlerin olabileceğini düşündüm. Üst komutanı sert mizaçlı biri olduğu için soru sormayı düşünmedim. Bize 'Siz gidin yatın, diğer uçaklar döndüğünde siz gideceksiniz' dedi."

"SABAH SAAT 04.00'DA HAVALANDIK"

Sabah saat 04.00'te üstten havalandıklarını anlatan Akbulut, "Saat 04.00'de Devrim binbaşı 'kalk, gidiyoruz' diyerek kaldırdı. Uçağa binip havalandık. Bir saat sonra Ankara'nın 20 mil güney bölgesine ulaştık. Orada dairesel olarak dönmeye başladık. Dolanırken boom operatörünün yakıt ikmali yapmaya hazırlandığını anladım." ifadelerini kullandı.

Telsizle herhangi bir irtibat kurmadan savaş uçağının tanker uçağının altına uygun pozisyona geldiğini ve 3 dakikada yakıt ikmalinin tamamlandığını anlatan Akbulut, ifadesinde şu bilgileri verdi:

YAKIT İKMALİ 06.30'DA YAPILDI

"Boom operatörü uçağın silah yüklü olmadığını söyledi. Savaş uçağının geliş aşamasından ayrılışına kadar telsizden bağlantı kurmadık çünkü üs komutanı bize uçaklarla hiçbir telsiz teması kurmayacağımızı söylemişti. Savaş uçağı da bizimle herhangi bir telsiz teması kurmadı. Normal şartlarda az ya da çok görüşme yapılırdı. Yakıt ikmalini saat 06.30'da yaptık. Bölgede bizim dışımızda başka tanker uçağı yoktu. Adana'ya dönmeden önce Samsun bölgesinde de uçtuk. Saat 11.00 gibi Adana'ya vardık. Uçaktan inerken polisler bizi gözaltına aldı. Biz, alana indiğimizde bizden önce kalkan 2 tanker uçağı geri dönmüştü."

"DARBE GİRİŞİMİNE DAİR BİR KONUŞMA GEÇMEDİ"

Uçağın içinde darbe girişimi yapıldığına dair aralarında herhangi bir konuşma geçmediğini öne süren Akbulut, "Ancak, yakıt alan uçağın Ankara bölgesinde nereye gittiği, ne gibi bir görevi olabileceği yönünde konuşmalarımız oldu." dedi.

Pilot Üsteğmen Akbulut, polislerle birlikte araçlarla adliyeye giderken cep telefonundan son dakika haberlerine baktığında darbe girişiminden haberinin olduğunu ileri sürdü.

"VİCDANİ SORUMLULUK DUYUYORUM"

Darbeye kalkışan askerlerin uçurduğu uçağa yakıt ikmali yapacağını bilmesi halinde görevi kabul etmeyeceğini ifade eden Akbulut, "Bombalama yapıp insanları öldüren savaş uçağına yakıt ikmali sağladığımız için de vicdani sorumluluk duyuyorum. Darbe teşebbüsünde bulunmadım." dedi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-f-16-lara-yakit-ikmali-yapan-pilottan-itiraflar-8655521/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-f-16-lara-yakit-ikmali-yapan-pilottan-itiraflar-8655521/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 09:20:22
İlginç ifadeler...

21:15'de üsse çağırmışlar.
Üs komutanı görevde telsizle kimseyle irtibat kurmayın diye emir vermiş!
Görev uçuşuna kadar yatmaları emrini de vermiş!
04:00'da Ankara'ya doğru havalanmışlar.

Ancak bahsettiği zaman dili içerisinde ülkede bir darbe girişimi oldu ve bütün ülke ayaktaydı. Nasıl olmuş da haberleri olmamış. Üste telefonları kapalı mı? Kimse arayıp sormamış mı?
Başlık: Ordudan Atılınca İntihar Eden Üsteğmen Nazlıgül'ün Komutanı FETÖ'cü Çıktı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 09:23:13
Ordudan Atılınca İntihar Eden Üsteğmen Nazlıgül'ün Komutanı FETÖ'cü Çıktı

"Neden makyaj yapıyorsun?" diye sorgulanıp ordudan atılınca intihar eden Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun komutanları FETÖ'cü çıktı.

'Neden makyaj yapıyorsun?' diye sorgulanıp 'Disiplinsizlik ve ahlaki durum' gerekçesiyle ordudan uzaklaştırılınca intihar eden 1 çocuk annesi Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun son görev yeri olan 12'nci Hava Ana Ulaştırma Üssü'nün o dönem komutanı olan Tümgeneral Mehmet Cahit Bakır ile Genelkurmay Başkanı adına olayın soruşturması için görevlendirilen Korgeneral Mustafa Özsoy, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklandı. Özsoy, OHAL'in 2'nci kanun hükmünde kararnamesiyle ordudan da ihraç edildi. Annesi Nevin Daştanoğlu, 'üstü kapatılan dosyanın yeniden açılmasını' istedi.

Nazlıgül'ün annesi Nevin Daştanoğlu, kızının 'uydurma gerekçelerle' ordudan atıldığını savunarak, "Nazlıgül'ün oğlu 'Annem aklıma gelince kalbim ağrıyor. Beni doktora götür nene' diyor. Atatürkçü, özgür ruhlu, vatan millet sevdalısı kızımı ahlaksızlıkla suçlayıp, öldürdüler, şimdi kimin ahlaksız olduğu ortaya çıktı. Allah onları kahretsin." dedi.

29 YAŞINDAYDI

Kayseri 12'nci Hava Ana Ulaştırma Üs Komutanlığı'nda görevli 29 yaşındaki Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu 7 Kasım 2012'de Kayseri'de bir parkta beylik tabancası ile kalbine tek el ateş ederek canına kıydı. Aşık olduğu astsubay ile evlenip 1 çocuk sahibi olan Nazlıgül, bu evliliğini 10 Aralık 2010'da sonlandırdı. Ayrılıktan sonra 'ahlaksızlık ve disiplinsizlik' gerekçe gösterilerek Türk Hava Kuvvetleri'yle ilişkisi kesildi.

Boşandıktan sonra birlikte görev yaptığı meslektaşı teğmen tarafından kendisine cinsel içerikli mesajlar gönderildiği de ileri sürülen genç kadın, ilişiği kesilmeden önce yaklaşık 10 saat süren sorgusunda, ailesine anlattığına göre "Neden evlendin? Neden boşandın? Çocuğun velayeti neden sende? Arif neden sana mesaj atıyordu? Milli güvenlik derslerinden sonra neden sivil öğretmenlerle görüşüyordun? Neden makyaj yapıyorsun?" sorularına muhatap oldu.

ATA'MIN ASKERİ

Kars nüfusuna kayıtlı olmalarına karşın baba Talip Daştanoğlu'nun Halk Eğitim Müdürü olarak görev yaptığı Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde toprağa verilen genç kadının emekli öğretmen annesi Nevin Daştanoğlu, o tarihte hıçkırıklar arasında şöyle dedi:

"Atatürk'ün bağışladığı topraklarda, benim sütüm de helal olsun kızım sana. Sen çok cesur çalıştın. Bu güzelliği kara topraklar çürütemez. Cumhuriyet'in onurlu, şerefli, başı dik, namuslu, ahlaklı, askeriydi. Benim kızımı bu hale getirenler utansın."

(http://img.sondakika.com/haber/080/ordudan-atilinca-intihar-eden-ustegmen-nazlig-3-8655080_o.jpg)

Nazlıgül'ün intiharıyla ilgili başlatılan soruşturmada 'takipsizlik' verilmiş o dönem ailenin iddiaları üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında tutuklanıp ordudan ihraç edilen Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy'u görevlendirmişti. İntiharın ardından Nazlıgül'ün annesi Nevin ve babası Talip Daştanoğlu ile görüşüp karargahta inceleme ve araştırma yapan Özsoy'un girişiminin ardından herhangi bir işlem yapılmadı.

Ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı da ailenin kızlarını intihara sürüklediği iddia edilen meslektaşlarıyla ilgili suç duyurusu sonucu kadın üsteğmenle ilişkiye girdiği iddia edilen erkek askeri personel hakkında 'kovuşturmaya yer yok' kararı verildi.

İKİ KOMUTANI DA TUTUKLANDI

Üsteğmen Nazlıgül dosyasıyla ilgili tarafları dinleyen ancak herhangi bir işlem yapmayan Korgeneral Mustafa Özsoy'un yanı sıra, baskı yaptığı ileri sürülen o tarihte Kayseri 12'nci Hava Ana Ulaştırma Üs Komutanı olan Tümgeneral Mehmet Cahit Bakır da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY soruşturması çerçevesinde Tuğgeneral Şener Topuç ile birlikte kaçarken Dubai Havaalanı'nda yakalandı.

(http://img.sondakika.com/haber/080/ordudan-atilinca-intihar-eden-ustegmen-nazlig-4-8655080_o.jpg)

'TORUNUM ANNEM AKLIMA GELİNCE KALBİM AĞRIYOR DİYOR'

Anne Nevin Daştanoğlu, Türkiye'ye iade edilecek olan Mehmet Cahit Bakır'ın kızına mobbing uyguladığını, ahlaksızlıkla suçlanıp ordudan atılmasına ardından da intihar etmesine neden olanlardan biri olduğunu ileri sürdü. Bakır'ın Kayseri'de göreve başlamasından sonra kızına yönelik baskıların ve suçlamaların başladığını belirten Daştanoğlu, "Kızımın yürüyüş yapması, bisiklete binmesi, yüzmesi, makyaj yapması, suç oldu. Erkeklerle konuşması suçun suçu oldu. Kızım kıskanıldı, çok başarılı Atatürkçü, vatansever, milliyetçi, dürüst çalışkan bir askerdi. Kızımı öldürdüklerinde 4.5 yaşında olan torunum bana 'Annem aklıma gelince kalbim ağrıyor. Beni doktora götür nene' diyor. Kızımı öldürenler bir yavruyu da öksüz bıraktılar. Şimdi kimin ahlaksız olduğu ortaya çıktı. Allah onları kahretsin." dedi.

FETO'CUYU FETO'CUYA ŞİKAYET ETMİŞİZ

Darbe girişiminin ardından gelişmeleri takip eden anne Nevin Daştanoğlu, "Hiçbir delil olmadan kızımı çok sevdiği ordudan atıp, intihar etmesine neden olanları şikayet etmiştik. Ancak soruşturma bile açılmadı. Şimdi görüyoruz ki FETO'yu FETO'cuya şikayet etmişiz. Kızımın ölümünden sorumlu olan ve bizim şikayetimizi dikkate almayanlar darbe yapmaya çalıştı. Fethullahçı oldukları gerekçesiyle tutuklandı." diye konuştu.

'ASKERİYEDE ATATÜRKÇÜ YOK'

Kayseri'de Nazlıgül ile birlikte 2 yıl kaldığını ve torununa baktığını hatırlatan Nevin Daştanoğlu, daha sonra şunları söyledi:

"Kızım Harp Okulu'nda okurken çok mutlu olmuştum. Sürekli ' Atatürk'ün ordusundasın. Peygamber ocağındasın içim çok rahat' derdim. Bir gün yine aynı konu açıldığında bana 'Anne askeriye sizin bizim bildiğimiz gibi ne Atatürkçü ne de Peygamber ocağı. Ne Harp Okulu'nda ne de görev yaptığım birliklerde Atatürk'ün ismini bile anmıyorlar. Orduda 'Atatürkçü' kalmamış, bizleri de bir gün ordudan atarlar' diyordu. O zaman kızımıza inanıyorduk ama Türk Ordusu'na yakıştıramıyorduk. Ama bugün gördük ki gerçekmiş. Kızım Harp Okulu'nda da çok başarılı bir öğrenciydi. Ama sürekli ceza verirlerdi, oda hapsine atarlardı. Kızımı askeriyenin düzenlediği eğlencede 'oynadı' diye bile şikayet ettiler."

(http://img.sondakika.com/haber/080/ordudan-atilinca-intihar-eden-ustegmen-nazlig-8655080_o.jpg)

PİLOT YAPMADILAR

Nazlıgül'ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Marmaris'te operasyona giden timin bulunduğu Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nda pilotluk kursuna gittiğini de hatırlatan anne Daştanoğlu bu konuda da şöyle konuştu:

"Kızım, erkekli kızlı 260 pilot adayı arasında en başarılısıydı. Öğretmeni, bizzat bana, "Ne kadar güzel bir çocuk yetiştirmişsiniz. 260 adayın en iyisi. Sağlık sorunu çıkmaz ise kesin pilot olacak' demişti. Son bir gün öğretmeni değiştirildi ve kızımı çok istemesine rağmen pilot yapmadılar. Pilot yaptıkları subayı da gördük, kendi insanlarını bombaladı."

Nevin Daştanoğlu o dönem Nazlıgül'ü intihara sürükleyenler hakkında Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını, savcılığın söz konusu personel hakkında 'kovuşturmaya yer yok' kararı verdiğini hatırlatarak, bu şikayetli ilgili dosyanın da kaybolduğunu ileri sürdü, tekrar ele alınmasını istedi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-ordudan-atilinca-intihar-eden-ustegmen-nazligul-un-8655080/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-ordudan-atilinca-intihar-eden-ustegmen-nazligul-un-8655080/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 09:34:05

"Kızım Harp Okulu'nda okurken çok mutlu olmuştum. Sürekli ' Atatürk'ün ordusundasın. Peygamber ocağındasın içim çok rahat' derdim. Bir gün yine aynı konu açıldığında bana 'Anne askeriye sizin bizim bildiğimiz gibi ne Atatürkçü ne de Peygamber ocağı. Ne Harp Okulu'nda ne de görev yaptığım birliklerde Atatürk'ün ismini bile anmıyorlar. Orduda 'Atatürkçü' kalmamış, bizleri de bir gün ordudan atarlar' diyordu. O zaman kızımıza inanıyorduk ama Türk Ordusu'na yakıştıramıyorduk. Ama bugün gördük ki gerçekmiş. Kızım Harp Okulu'nda da çok başarılı bir öğrenciydi. Ama sürekli ceza verirlerdi, oda hapsine atarlardı. Kızımı askeriyenin düzenlediği eğlencede 'oynadı' diye bile şikayet ettiler."


İddialar çok vahim! Yaşananlar da iddiaları doğrular nitelikte!  Bu durumdan nasıl kurtulacağız!
Başlık: Fikri Işık: Özel Kalem Müdürüm Firarda
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 11:34:34
Fikri Işık: Özel Kalem Müdürüm Firarda

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Özel kalem müdürü Kurmay Albay Tevfik Gök'ün gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra firar ettiğini söyledi.

(http://img.sondakika.com/haber/344/fikri-isik-ozel-kalem-mudurum-firarda-8657344_x_7600_o.jpg)

Milli Savunma Bakanı (MSB) Fikri Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dere geçilirken at değiştirilmez" sözlerini hatırlatarak, kuvvet komutanlarının görev sürelerinin Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) değerlendirilmediğini, bunun üçlü kararname ile düzenlendiğini söyledi.

Işık, YAŞ öncesi Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Orgeneral Kamil Başoğlu Türk Silahlı Kuvvetleri'nden istifaları hakkında, "YAŞ'ın gündeminde bunlar olmadığı için bilgimiz dahilinde gelişme olmadı. İstifa açıklaması bize gelmedi" ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, NTV canlı yayınında Funda Görey'in, hem TSK'daki ihraç ve YAŞ kararları hem de 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sorularını yanıtladı.

İşte o röportaj:

YAŞ kararları ile tüm kuvvet komutanları görevlerine devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu karar nasıl alındı?

Türkiye'de YAŞ ile ilgili farklı bilinenler var. YAŞ'ın kanunda verilen yetkisi danışma organı olması ikincisi albaylıktan generalliğe terfi ettirilecek ve generalliğe yükselecek asker kişilerin terfisine karar veriyor. YAŞ bir atama organı değil. Dünkü YAŞ'ın gündeminde olan konular kuvvet komutanlarının ve genelkurmay başkanının devam edip etmemesi değildi. Dünkü YAŞ ile bugünkü gazete manşetleri arasında fark var. Bu komuta kademesiyle ilgili oramaril Bülent Bostanoğlu'nun görev süresi 30 Ağustos'ta doluyordu görev süresinin 1 yıl uzatılmasına karar verildi. Benim başbakanın ve cumhurbaşkanın imzasıyla uzatıldı bu dahi dünkü YAŞ'ta görüşülmedi. Kuvvet komutanlarının görevlerine devam edip etmemesi YAŞ'ın konusu değil. Cumhurbaşkanımız daha önce ifade etti 'Dere geçilirken at değiştirilmez' ben de merak ettim Fransızlar nasıl çevirdi diye siyasi olarak sorunun cevabı bu dere değiştirilirken at değiştirilmez.

YAŞ ÖNCESİ İSTİFA EDEN 2 ORGENERAL

YAŞ öncesi iki komutan görevlerinden ayrıldı. Neden ayrıldılar?

İki orgeneral de YAŞ üyesiydi YAŞ'a girmeleri istenmedi, istifaları istendi istifalarını verdiler.

Komutanlar usulen istifalarını sundu mu?

YAŞ'ın gündeminde bunlar olmadığı için bilgimiz dahilinde gelişme bir şey olmadı. İstifa açıklaması bize gelmedi.

Son ihraçlar çok tartışılıyor. Bin 684 ordu mensubu ihraç edildi. Darbeci askerlerin TSK'nın personel mevcudunun 1.5'una denk geldiğine ilişkin açıklama için ne söyleyeceksiniz?

Generallerin yüzde 50'den fazlası bu darbe girişimine müdahil olmuşlar bazıları direkt girmiş bazıları görevini yapmamış.

ASKERİ OKULLARIN KAPATILMASI

2000'den 2014 yılına kadar soruların çalındığı kanaatindeyiz. 2014 yılındaki skandal sonrası yapı değişince soruıarı çalamamışlar yüksek puanla askeri liselere girme hakkı kazananları da mülakatta elemiştir. Kurumsal zaaf var, çalışmalar devam ediyor. TSK içindeki habis uru temizlemek birinci görevimiz. Darbe üreten anlayışı temizlememiz lazım. Şu anda askeri okullar maalesef bu yapının yuvası haline gelmiş.

Genelkurmay Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı'na bağlanması konusu...

Bizim sistemimizde anayasamıza göre ordunun başkomutanı Cumhurbaşkanıdır. Artık Cumhurbaşkanı'nı halk seçiyor Genelkurmay Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanımıza bağlanması daha doğru olur. Kuvvet komutanlarının da Milli Savunma Bakanlığına bağlanması doğru olur.

''ÖZEL KALEM MÜDÜRÜM FİRARDA''

Özel kalem müdürünüz Kurmay Albay Tevfik Gök'ün durumu nedir?

Gözaltına alınmış bırakılmış şu anda firarda.

197 general ve amiral TSK dışında fakat 99 terfi oldu 227'ye düşmüş gözüküyor general amiral sayısı.

TSK'da general sayısı zaten fazlaydı. General sayısının fazla olduğu konuşuluyordu uzun süredir.

İlk defa korgeneral ataması gördük...

Ordu komutanı illa orgeneral olur diye bir şey yok.

DARBEYLE SUÇLANAN EMİR SUBAYLARI

İhraçlarda neden yoktular...

Darbeye karışanlarla ilgili soruşturma henüz tamamlanmadı. İkinci bir liste var onları da göndereceğiz içinde bu yaverler de var. Darbeye katılan hiçbir teröristi TSK içinde barındırmayacağız.

ASKERİ YARGIDAKİ DÜZENLEMELER

Herkesi suçlamak haksızlık olur. 15 Temmuz'u bir sadece vak'a bazında değerlendirirsek yanılırız. Gerek şart ama yeter şart değil. Sebeplerine temellerine inmek neden böyle oldu? 60'da 80'de oldu neden böyle oluyor sorusuna köklü cevaplar getirmek zorundayız. Buna çalışıyoruz.

Ordunun envanterindeki tanklar uçaklar nasıl etkilendi?

Kullanılamaz durumda olan helikopter uçak yok kayıp helikopter uçak da yok.

Kayıp firari ordu mensubu var mı?

Var. Özel kalem müdürüm gibi.. Firarda olanların listesi Genelkurmay'da.

1 numara tespit edilebildi mi?

Onlarda hiyerarşi bizim bildiğimiz değil astsubaya paşa lakabı takmışlar generaller ondan emir alıyor. Darbeyi kimin yönettiğini biliyoruz. Akıncı'da yöneten isimler var. Bir tane tümgeralle üç tane tuğamiral tuğgeneralin yönettiğni biliyoruz. Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'a diyorlar ki ne işin vardı Akıncı Üssü'nde 'Merak ediyordum görmemiştim görmeye geldim' diyor. Bu yapının 1 numarası Pensilvanya'daki o kişi.

Pilot açığı olur mu?

Hava Kuvvetlerimiz bir zaaf yaşamayacak. Ayrılan pilotların geri dönme talebi var. İstifa edip gidenlerin dönme talebi var.

Bu yapının baskıları sonucunda askeri okullardan ayrılanların yaşadıkları haberlerini yapıyoruz. Devlete ödedikleri tazminatlar var.

Bu konuda çalışmayı tamamladık. Birkaç alternatifli çalışmamız var. O arkadaşlarımızın sorunlarını çözecek düzenlemeyi sağladık. Geri dönmelerde dikkatli olmamız gerekiyor. Tazminat konusunda çalışma yaptık. Geçmişe dönük bir düzenlemeyi hazırladık ama kapsamını başbakanımız ve maliye bakanımızla istişare ile belirleyeceğiz.

Yaverlik uygulaması kaldırılacak mı?

Cumhurbaşkanmımız yaver kullanmak istemiyor ben de bazen askeri törenlerde ihtiyaç oluyor. Asker askerlik işine odaklansın. Yaver olsun mu olmasın mı noktasına gelemedik.

Kayıp askerler risk yaratıyor mu?

Onlardan ziyade bireysel olarak bir şey olabilir mi endişesi olur. Kitlesel darbe girişimi daha olmaz ama bireysel girişime tedbirli olmalı.

Akın Öztürk'ün gözaltı görüntülerini izlediğinizde ne düşündünüz?

Bilgilerimle gözaltı görüntüleri arasında çelişki gördüm. Biraz şüpheyle yaklaştım. Öztürk'ün ifadelerine de... Çözümün kilit isimlerinden birinin Akın Öztürk olduğunu düşünüyorum. Temkinli yaklaşıyorum nerede ve ne zaman o darbeleri aldığını bilmiyorum.

http://www.sondakika.com/haber/haber-fikri-isik-ozel-kalem-mudurm-firarda-8657344/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-fikri-isik-ozel-kalem-mudurm-firarda-8657344/)
Başlık: Adana'da Binlerce Kişi İncirlik'e Yürüdü: Darbeci Amerika'ya Mesajımız Var
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 11:40:28
Adana'da Binlerce Kişi İncirlik'e Yürüdü: Darbeci Amerika'ya Mesajımız Var

Adana'da binlerce kişi, 'Darbenin merkez üssü İncirlik'e yürüyoruz' ve 'Darbeci Amerika'ya mesajımız var' sloganıyla İncirlik Üssü'ne yürüdü.

(http://img.sondakika.com/haber/647/adana-da-binlerce-kisi-incirlik-e-yurudu-8656647_5171_m.jpg)

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan, darbe girişiminde cuntacıların kontrolündeki F-16 savaş uçaklarına havada yakıt ikmali yapan tanker uçakların havalandığı Adana'daki İncirlik Üssü'nü istemediklerini söyledi.

'Darbenin merkez üssü İncirlik'e yürüyoruz' ve 'Darbeci Amerika'ya mesajımız var' sloganıyla Merkez Park'ta toplanan AGD üyeleri, uzun araç konvoyuyla İncirlik Üssü yakınlarındaki bulvara gitti. Saadet Partisi ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği eylemde toplanan binlerce kişi, 'Kahrolsun ABD', 'Kahrolsun İsrail' sloganları attı. 'Bir milletin asıl gücü tankı, topu, tüfeği değil imanlı ve inançlı evlatlarıdır. Aziz milletimize karşı yapılan hain darbe girişimini reddediyoruz' yazılı pankart taşıyan grup, ABD ve İsrail bayrakları yaktı.


"FİTNENİN MERKEZ ÜSSÜ"

Kanlı darbe girişimi ile ilgili birçok haber kaynağında ABD'li bir generalden bahsedildiğini dile getiren Turhan, "Bu ABD'li general 15 Temmuz öncesi iki kez gizlice Türkiye'yi ziyaret ediyor. Erzurum'da ve Adana'da darbecilerle gizli görüşmeler yapıyor. Yine CIA tarafından oluşturulan bir ekibin Nijerya ile Türkiye arasında en az 6 ay süren para trafiği gerçekleştirmesinden bahsediliyor. Bu paralarla bir kısım insanın darbeye ikna edildiği konuşuluyor. İncirlik Üssü ifsadın, fitnenin merkez üssüdür. 15 Temmuz İncirlik Üssü'nün gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır" dedi.

(http://img.sondakika.com/haber/647/agd-genel-baskani-turhan-incirlik-ussu-nu-5-8656647_o.jpg)

Kur'an-ı Kerim'in de okunduğu eylemde AGD Genel Başkanı Salih Turhan bir konuşma yaptı. İncirlik'te eylem yapmaya karar verdiklerinde bazı kişilerin kendilerine 'Neden İncirlik Üssü'nden yapıyorsunuz? İncirlikten kalkan uçaklar IŞİD'i vurmaya gidiyor. Siz onlara mı karşısınız' gibi ifadeler kullandığını ve bundan dolayı çok üzüldüklerini belirten Turhan, şunları söyledi:

"İSRAİL'İ MUHAFAZA ETMEK İÇİN"

"Bu İncirlik Üssü'nden 1954'ten bugüne kadar Türkiye'yi muhafaza etmek için değil, İsrail'i muhafaza etmek için uçaklar kalkmış oldu. Bu İncirlik Üssü'nden 11 Eylül meselesinden sonra Amerika'yı muhafaza etmek, Afganistan ve diğer taraflardaki Müslümanlara kurşunlar yağdırmak üzere bombalar yüklediler. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu İncirlik Üssü'nden 4 bin 990 tane sortiyi Amerikalılar Irak'taki 1,5 milyon Müslüman kardeşimiz katletmek için yaptı. Bu üssü bizim kabul etmemiz mümkün değil. Hamdolsun bizler özgür ve bağımsız bir ülkeyiz. Allah aşkına bu bağımsız olan ülkenin içerisinde bu NATO Üssü'nün, Amerikan Üssü'nün ne işi var? Biz bunu kabul etmiyoruz."

(http://img.sondakika.com/haber/647/agd-genel-baskani-turhan-incirlik-ussu-nu-4-8656647_o.jpg)

"DARBE GİRİŞİMİNDE KULLANILDI"

15 Temmuz'da yaptığı darbe girişiminde İncirlik Üssü'nün de kullandığını ifade eden Salih Turhan, "Bu İncirlik Üssü'nden kalkan ikmal uçakları Ankara'daki, İstanbul'daki F-16'lara yakıt taşıyan uçaklar oldu. Bunu kabul eder mi Adanalı kardeşim? İşte biz bu yüzden buradayız" diye konuştu.

http://www.sondakika.com/haber/haber-agd-genel-baskani-turhan-incirlik-ussu-nu-8656647/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-agd-genel-baskani-turhan-incirlik-ussu-nu-8656647/)
Başlık: "Darbenin Arkasında Onlar Var" İddialarına ABD'den Yanıt: Bir Bağımız Yok
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 11:42:40
"Darbenin Arkasında Onlar Var" İddialarına ABD'den Yanıt: Bir Bağımız Yok

ABD'nin Türkiye'deki kanlı darbe girişiminin arkasında olduğu yönündeki sözlere tepki gösteren sözcü John Kirby, "Türkiye sadece bir müttefik değil, aynı zamanda dost" dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, ABD'nin Türkiye'deki kanlı darbe girişiminin arkasında olduğu yönündeki sözlere tepki göstererek, " Türkiye sadece bir müttefik değil, aynı zamanda dosttur." dedi.

Kirby günlük toplantısında, elebaşı ABD'nin Pennsylvania eyaletinde yaşayan ve Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimini organize eden Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin konuştu.

"DARBE GİRİŞİMİYLE BİR BAĞLANTIMIZ YOK"

Sözcü Kirby, bir soru üzerine Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD'nin olduğuna dair yapılan yorumlara tepki göstererek, "Darbe girişimiyle bir bağlantımız yok." dedi.

Türkiye'nin sadece bir müttefik değil, bir dost olduğuna dikkat çeken Kirby, terör örgütü DAEŞ'e karşı yapılan operasyonlarda Türkiye'nin önemli bir rolü olduğunu ve bu konuda Washington ve Ankara arasındaki ilişkilerin devam edeceğini söyledi.

"GÜLEN'İN İADESİ KANITLARA DAYALI BİR DURUMDUR"

Kirby, toplantıda soru üzerine Gülen'in iadesi söz konusu olmazsa ABD ve Türkiye ilişkilerinin etkileneceği yönündeki yorumlara değinerek, "Biz Gülen ve iadesi hakkında düzenli olarak konuşuyoruz ve iadesi kanıtlara dayalı bir durumdur." dedi.

Bu sürecin Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde, olması gerektiği gibi ilerlediğini belirten Kirby, "Daha önce söylediğim gibi bazı belgeler bize ulaştı ve şu anda analiz ediliyor. Bu konuda yeni bir gelişme yok." diye konuştu.

"DARBE GİRİŞİMİNİ SONUNA KADAR ÇÖZMEK HÜKÜMETİN VATANDAŞLARINA OLAN BORCUDUR"

Darbe girişimini kınadıklarını ve bu girişimden sonra ise Türkiye hükümetinin attığı adımları anladıklarını belirten Kirby, "Bu meseleyi sonuna kadar çözmek hükümetin vatandaşlarına olan borcudur. Araştırmalıdır ve darbe girişiminde bulunanları sorumlu tutmalıdır." ifadesini kullandı.

Kirby, Türkiye'de darbe girişimi sonrasında atılan adımlara ilişkin basın toplantısında kendisine yöneltilen sorulara cevap vermeyi bir "alışkanlık" haline getirmeyeceğini belirterek, "Haberleri bizde sizinle aynı zamanda okuyoruz. Aldıkları kararın sebepleri hakkında konuşmayı Türk yetkililere bırakıyorum. Demokratik başarıları bizim için önemlidir. Dost ve müttefik olarak Türk yetkililerle bu süreç içerisinde yakın ilişki içinde olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ

Önümüzdeki haftalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine ise Kirby şunları kaydetti:

" Türkiye bağımsız bir ülke olarak kendisini güçlendireceğini ve ilerleteceğini düşündüğü ikili ve çoklu ilişkiler kurmak konusunda bütün haklara sahiptir. Bizim için önemli olan Türkiye'yle NATO üzerinden ve DAEŞ karşıtı koalisyon üzerinden kurduğumuz ilişkilerdir."

http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-disisleri-bakanligi-sozcusu-kirby-aciklamasi-8656684/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-disisleri-bakanligi-sozcusu-kirby-aciklamasi-8656684/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 11:51:49
Balyoz mağduru Ali Türkşen gözyaşlarını zor tuttu

Hürriyet Haber29 Temmuz 2016 - 10:08Son Güncelleme : 29 Temmuz 2016 - 10:48
Balyoz mağduru Ali Türkşen gözyaşlarını zor tuttu

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579b023967b0a90538d7def6.jpg)

Balyoz davası mağdurlarından, Kardak operasyonunu yöneten Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, cezaevinde kaldığı günlerde 7 yaşındaki oğluna durumu nasıl anlattıklarından ve oğlunun yaşadıklarından bahsederken gözyaşlarını zor tuttu.

1996'da Kardak adasına çıkan su altı komandolarının komutanı olan ve daha sonra Balyoz kumpasında cezaevinde yatan Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'in anlattıkları sosyal medayada günlerdir elden ele dolaşıyor.

Habertürk'te önceki gün konuşan Türkşen, cezaevinde kaldığı günlerde 7 yaşındaki oğluna durumu nasıl anlattıklarını ve oğlunun yaşadıklarını anlatırken, şunları söyledi:

"Kandırıyoruz yani anlatmaya çalışıyorduk. Benim küçük oğlum 7 yaşındaydı. Uzun süre sakladık biz tabi. Babanın görev yeri değişti. Birçok çocuğa söylenebilen yalanlardan bir tanesi işte. Daha küçüklere burada ağaçların arkasında bir gemi yapıyoruz. O geminin bitmesi lazım. O gemi ne zaman biterse eve döneceğiz. Zaman uzadıkça ne bitmez gemiymiş? Ne zaman bitireceksiniz? soruları. Hep kandırmaya çalışıyoruz."



AKINCI'DAKİ İSMİ ESKİDEN TANIYOR

Türkşen, geçmişte yaşananları ise şöyle anlattı:

1993 yılında Lucky-S uyuşturucu gemisi krizi olduğunda tim komutanı olarak görevdeydim. Tim bütünlüğünü sağlamak için bir otelde yemek düzenledim. İki astsubay personel bu yemeğe katılmak istemedi. Sebebinin ise; yılbaşını içkili yerde kutlamanın inançları gereği doğru olmadığını söylediler. O iki personelden biri TSK'dan yüksek askeri şura kararıyla atıldı. Ve atılırken de SAT Komutanlığı'nın koridorlarında "Menderes'i de bu subaylar astı. Beni atsalar çok mu?" diye bağırarak çıktı ordudan. Diğer astsubay Akıncılar üssünde bu fenalıkları yapmak için üsse giden timin içindeki astsubaydı. İsmini ailesini düşenerek açıklamak istemiyorum.

1993 yılında inançları gereği böyle bir kutlamaya katılamayacağını söyleyen astsubay 2009-2010 yılında böyle bir faaliyette yanıma oturup içki içip kadeh tokuşturduğumuz birisi haline geldi. Aynı kişiden bahsediyoruz. Aynı kişi Akıncılar üssünde yakalanan vatan hainlerinden bir tanesi. Bu bir emare.
Bir arkadaşımı  yanlış anlaşılabilir diye namaz kıldığı için uyarmıştım. Ama o arkadaşım o davranışın dışına hiç çıkmadı. "Ben bir gün öyle bir gün böyle davranmıyorum. Beni tanıyın." dedi. Ben onu korumaya çalıştım her zaman. Hiçbir zaman bu tarafa da kaymadı o çocuk. Ama siz bir inanç doğrultusundan bir sebeple yön değişikliği gösteriyorsanız onda bir sıkıntı vardır.
Söylemleriyle kendilerini belli ederler. Dürüst değillerdir. Siz eğer zihninizin gerisinde birşeyleri saklamaya yönelik konuşursanız, yalanı aklınızda tutmanız lazım. Çok zor bir şey yani. Bir süre sonra açık vermeye başlarsınız.

http://www.hurriyet.com.tr/balyoz-magduru-ali-turksen-gozyaslarini-zor-tuttu-40175323 (http://www.hurriyet.com.tr/balyoz-magduru-ali-turksen-gozyaslarini-zor-tuttu-40175323)
Başlık: Darbe gecesiyle ilgili çarpıcı ayrıntı!
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 17:17:39
Darbe gecesiyle ilgili çarpıcı ayrıntı!
Bekir KARAKOCA- Salih ÜÇTEPE/DHA29 Temmuz 2016 - 16:11Son Güncelleme : 29 Temmuz 2016 - 17:00
Darbe gecesiyle ilgili çarpıcı ayrıntı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579b56850f2544579497040d.jpg)

ADANA’da darbe gecesi İncirlik Üssü’nden kalkan tanker uçaklara ait uçuş güzergahlarını belirleyen radar kayıtları ortaya çıktı. 3 tanker uçağın gece boyunca F-16’lara 20’den fazla yakıt ikmali yaptığı saptandı.

Radar kayıtlarına göre, darbe girişimi gecesi kalkan uçaklardan 1 numaralı tanker uçağının, saat 21.50’de İncirlik’ten kalkıp 16 Temmuz saat 06.03’te geri dönüş yaptığı, bu sürede Afyon, Ankara ve İstanbul üzerinde uçuş yaptığı, 2 numaralı tanker uçağının ise, 15 Temmuz’da, saat 21.45’te kalkış yapıp, 16 Temmuz sabahı saat 05.28’te üsse geri döndüğü, bu sürede Ankara güzergahı üzerinde uçuş yapıp darbe girişimine katılan savaş uçaklarına yakıt ikmali yaptığı, 3 numaralı tanker uçağının da 16 Temmuz sabahı 04.59’dan üsten hareket edip, 10.42’de dönüş yaptığı, yaklaşık 6 saatlik zaman diliminde Orta Karadeniz bölgesi ile Ankara üzerinde uçuş yapıp darbeci F-16’lara yakıt ikmali yaptıktan sonra geri döndüğü belirlendi.

DARBENİN ETKİNLİĞİNİ ARTTIRMAK İÇİN 20’DEN FAZLA YAKIT İKMALİ

Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından tespit edilen ilgili trafiklere ait radar kayıtlarında, İncirlik Üssü’nden havalanan 3 tanker uçağının darbe girişimine katılan F-16 uçaklarına 20’den fazla yakıt ikmali yaptıkları tespit edildi. Tanker uçaklarının İstanbul’da alçaktan uçuş yapan, Ankara’da ise bombalamaya katılan uçaklara yakıt ikmali yaptığı belirlendi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmadan sonra tutuklanan ve ardından ordudan ihraç edilen Tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın emriyle 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’ndan kalkan tanker uçaklarının, yakıt ikmali yaptıkları F-16’ların havada kalma sürelerini arttırarak, darbe girişimi etkinliğini arttırmayı amaçladıkları öğrenildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579b56b80f25445794970418)

7 TANKER UÇAĞINDAN 4’ÜNÜ HAZIRLAMIŞLAR

İstanbul’da uçan F-16’lara Afyon üzerinde, Ankara’dakilere ise Akıncılar Üssü civarında yakıt ikmali yaptıkları belirlendi. Türkiye’de sadece Adana’daki İncirlik Hava Üssü’nde bulunan 7 tanker uçağından 4’ünü darbe girişimi için hazırladıkları, bu uçaklardan 3’ünün havalandığı, 1’inin ise kalkış için hazırda bekletildiği öğrenildi. Ayrıca darbe girişimi günü, 1 tanker uçağının bakımda olduğu saptanırken, böylelikle sadece 2 tanker uçağını darbe girişimi için kullanmadıkları tespit edildi.

UÇUŞ EKİBİNİ DİNLENDİRMİŞ, DİĞER PERSONELİ YAYLA VE DENİZE GÖNDERMİŞ

10’uncu Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın, darbe gecesi uçuşa katılacak olan pilot ve uçuş ekibine önceden dinlenip hazır olmalarını istediği, darbe günü de havanın sıcak olmasını gerekçe gösterip, denize ve yaylaya gidecek personeli için mesaiyi saat 15.00’te bitirmeleri talimatını verdiği ortaya çıktı. Ayrıca, darbe gecesi 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’nda kalan yakıt dolumu ve bakım yapan vardiya personeline, üsse ait telsiz hatları ile cep telefonlarından görüşme yapmamasını, yüz yüze haberleşme talimatı verdiği öğrenildi.

DARBE KARŞITI UÇAKLARIN KALKIŞINI ENGELLEMEYE ÇALIŞMIŞ

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen darbe soruşturmasında Bekir Ercan Van’ın gece boyunca kuleye dahi çıkarak pilotların uçuş hazırlığı sırasında bizzat refakat ettiği belirlendi. Ayrıca İncirlik Üssü’nde bulunan 154. Filo’ya ait F-16 pilotlarına Eskişehir’de bulunan Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nden kalkış yapmaları yönünde gelen emirlere rağmen, Bekir Ercan Van’ın bu kalkışları engellemeye çalıştığı bildirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/darbe-gecesiyle-ilgili-carpici-ayrinti-40175621 (http://www.hurriyet.com.tr/darbe-gecesiyle-ilgili-carpici-ayrinti-40175621)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 21:23:43
Ekşi sözlükte durumu gayet güzel açıklamışlar...

verilen ifadelere göre genelkurmay da ne olduğu tam olarak belli olmayan hain girşim.
ifadelerden anlaşılanlar
tüm dişli-komutanım şu evrağı imzala,
gkb akar- ne belgesi, manyakmısınız lan siz
dişli- seni genelkurmay başkanı yapacaz!
akar- ben zaten genelkurmay başkanıyım
gk 2.başkanı-ne oluyor burada
dişli-darbe oldu
2.başkan- ne darbesi lan
dişli-ne bileyim, öyle bir söylenti var
akar-nasıl söylenti var? bana evrak imzalatıyordun
dişli-bana imzalat dediler
2.başkan-kim dedi
dişli-bilmiyorum, tanımıyorum
akar-ne olacak o zaman
dişli-biz sizi bir tutuklayayım sonra bakarız
akar-sıkmazsan şerefsizsin
dişli-neden sıkayım
2.başkan-darbe varya
dişli-ne darbesi, kim yapmış
akar-manyakmısınız siz lan
1.yaver-herkes yere yatsın! akıncılara götürecem sizi
akar-neden
yaver-darbe var-
2.başkan-kim yapmış?
yaver-neyi kim yapmış!
akar- darbeyi
yaver- ne darbesi?
dişli- en iyisi akıncılara gidelim
akar- öztürk paşa da oraya gitsin
yaver- o orada zaten
2.başkan- o mu yapmış darbeyi?
yaver- ne darbesi? darbe mi olmuş!
akar- kalkın akıncılara gidelim yoksa kendimi kesecem
akıncılar
öztürk paşa- komutanım hayırdır?
akar-ne hayırdır?
öztürk- ne işiniz var akıncılarda?
akar-siz getirdiniz ya!
öztürk- biz neden getirtelim sizi
akar- darbe olmuş ya
öztürk- ne darbesi
akar- ebenin.. neyse sen ne arıyorsun burada
öztürk- darbecileri ikna etmeye siz gönderdiniz ya
akar- işte darbe diyorsun, kim yapmış
öztürk- ne darbesi?
akar- allaha imanı olan biri beni vursun
imam- sonra kanlı darbe yaptılar desinler demi, yemezler
akar- sen kimsin ulan
imam- ben hava kuvvetleri imamı
akar- tamam sakinim, öztürk paşam diğer paşalar nerede?
öztürk- düğündeler hocam
akar- haberleri yok mu?
öztürk- neden haberleri yok mu?
akar- yok birşey öztürk yok birşey
öztürk- komutanım birazdan diğer paşaları da getirecekler düğünden
akar- kim getirecek?
öztürk- darbeciler
akar- darbeciler kim?
dişli- darbe yapan kişiler
akar- ne istiyorlar
öztürk- darbe yapmak
akar-kim lan bunlar
dişli-darbe yapan kişiler
2.başkan-darbe oldu o zaman
öztürk- darbe mi oldu? kim yapmış? ne zaman yapmış
akar- öztürk buradan sağ çıkalım seni, dişliyi ve o yaveri bu imamın evinde tövbe tövbe
öztürk- yav yaşar sen ne arıyorsun burada
2.başkan yaşar-beni zorla buraya getirdiler
öztürk- kim getirdi
2.başkan-darbeciler
öztürk- darbe mi yapmışlar?
dişli: ya birileri birşeyler yapıyor ama kimse bilmiyor ne olduğunu
yaver- ya komutanım ne oldukları belli olmayan adamları, en yakınlarına getiriyor bizim komutanlar, sonra ne oldu, ne zaman oldu, yanlış bence
akar- o 1 dolarlar ne?
imam- büyüden korusun diye
akar- bu kim lan
yaver- valla biz komutan diyoruz ama bazıları imam diyor bende anlamadım ne olduğu belli değil
2.başkan- komutanım tv lerde darbe olmuş diyorlar
dişli- darbe mi? kim yapmış
yaver- allah memleketi korusun ne adamlar var ya, resmen ülkeye ihanet!
akar- ulan buradan bir sağ çıkayım ben

https://eksisozluk.com/entry/61969005
Başlık: Köprüde linç edilen askerin terhisine 12 gün kalmıştı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 21:41:15
Köprüde linç edilen askerin terhisine 12 gün kalmıştı

DHA
29 Temmuz 2016 - 19:27Son Güncelleme : 29 Temmuz 2016 - 20:33
Köprüde linç edilen askerin terhisine 12 gün kalmıştı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579b866618c77333e85b834e.jpg)

Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bur grubun 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kalkışmanın kilit noktalardan biri olan, daha sonra adı Şehitler Köprüsü olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü’nde linç edilen piyade er Kurtuluş Kaya’nın babası Satılmış Kaya, "Oğlumu ’tatbikat var’ diyerek oraya götüren komutanlarından ve linç edenlerden davacı olacağım" dedi.

Çankırı merkeze bağlı Germece Köyü’nde yaşayan 4 çocuk babası Satılmış Kaya, İstanbul’daki Kuleli Askeri Lisesi Lojistik Destek Komutanlığı emrinde kantinci olarak vatani görevini yapan oğlu Kurtuluş Kaya’nın, terhisine 12 gün kala darbe girişimi sırasında linç edildiğini söyledi. Baba Kaya, vatani görevini yapması için gönderdiği oğlunun linç gibi korkunç bir olaya kurban gitmesinin acısını yaşayan Satılmış Kaya, bunun peşini bırakmayacağını belirtti. Satılmış Kaya, şunları söyledi:

"Ben oğlumu vatan borcunu ödemesi için gönderdim. Tatbikat var diye oğlumu götürmüşler. Orada halk tarafından linç edilerek öldürülmüş. Köyün muhtarı internetten linç görüntülerinden tanıyıp haber verdi. Hiçbir yetkili aramadı, ben oğlumun vefat ettiğini köylülerimden öğreniyorum. Ben devletin yardımlarıyla geçinen bir insanım. Benim çocuğum darbe nedir bilmez, anlamaz. Hiç bir cemaatten ilgisi yoktur. Kendi halinde bir Anadolu delikanlısıdır. Onu tatbikat var diyerek alıp götüren komutanların hepsinden ve linç edenlerden davacı olacağım. Ve bu işin peşini sonuna kadar bırakmayacağım."

Köprüde linç edilen askerin terhisine 12 gün kalmıştı

Darbe girişiminden 2 gün sonra oğlu Kurtuluş’un cenazesini köyde toprağa veren baba Satılmış Kaya, ikiz oğullarına sarılarak teselli buluyor. Kendisinin ve evlatlarının vatansever olduğunu belirten Satılmış Kaya, "Ben oğlumu devlete teslim ettim. Bana ölüsü geldi, iki oğlum daha var. Bu vatan için onları da vermeye hazırım. Devlet yetkililerinden mağduriyetimizin giderilmesi için yardım bekliyoruz" dedi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579b8add0f25445794970688)

Köy camisinde oğlu için mevlit okutan Satılmış Kaya, oğlunun darbeci gibi gösterilmesi ve linç edilmesi nedeniyle kendilerine farklı gözle bakılmasından büyük rahatsızlık duyduğunu da sözlerine ekledi.

http://www.hurriyet.com.tr/koprude-linc-edilen-askerin-terhisine-12-gun-kalmisti-40175756 (http://www.hurriyet.com.tr/koprude-linc-edilen-askerin-terhisine-12-gun-kalmisti-40175756)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 29 Temmuz 2016, 21:42:28
"Uçamaz" raporu verilen pilotlara dönüş yolu açıldı

Hürriyet Haber
29 Temmuz 2016 - 20:58Son Güncelleme : 29 Temmuz 2016 - 21:03

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579b99e60f25445794970794.jpg)

Milli Savunma Bakanlığı'nın başlattığı çalışma ile Hava Kuvvetleri'nde son ihraçlarla oluşan pilot açığı, usulsüz sağlık raporları ile ordudan uzaklaştırılan pilotlarla kapatılacak.

Sağlık raporu alamadığı için pilot olamayan ya da meslekleri ellerinden alınan pilotlara geri dönüş yolu açılıyor. Milli Savunma Bakanlığı çalışmayı başlattı.

Habertürk'ün haberine göre; yıllık muayenelerden geçemeyen 500'ü aşkın pilotun "uçamaz" raporuyla sistem dışına itildiği belirtilmişti. Askeri hastanelerdeki yapılanmaların o raporları kasıtlı olarak hazırladığı ileri sürülmüştü.

Bu nedenle görevden ayrılıp, tazminat ödemek durumunda kalanlar olmuştu. Şimdi tüm bu mağduriyetlerin giderilmesi için çalışma yapılıyor.

Hem pilotların TSK'ya dönmesi, hem de tazminatlarının geri ödenmesi üzerinde duruluyor. Bu kez sağlık raporu Sağlık Bakanlığı'nın belirleyeceği kurul tarafından verilecek.
TSK'daki son ihraçlarla çoğu savaş pilotu olan 213 subayın ordu ile ilişiği kesilmişti.

Askeri uzmanlara göre envanterdeki uçak sayısı düşünüldüğünde 675 pilot alınması gerekiyor.

http://www.hurriyet.com.tr/ucamaz-raporu-verilen-pilotlara-donus-yolu-acildi-40175804 (http://www.hurriyet.com.tr/ucamaz-raporu-verilen-pilotlara-donus-yolu-acildi-40175804)
Başlık: Darbeci Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş Marmaris baskını anlattı
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 08:25:23
Darbeci komutan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş dakika dakika Marmaris baskını anlattı: MAK’a Erdoğan’ı söylemedim

Banu ŞEN/İZMİR29 Temmuz 2016 - 22:20Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 08:02
Darbeci komutan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş dakika dakika Marmaris baskını anlattı: MAK’a Erdoğan’ı söylemedim

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579bacf20f254457949708e0.jpg)

Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele baskını yöneten Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, “Görevim Cumhurbaşkanı’nı alıp Akıncı’ya getirmekti. MAK (Muharebe Arama Kurtarma) personeline hedef kişinin Cumhurbaşkanı olduğunu deklare etmedim. Pilotlara dahi söylemedim. Helikopterdeki teknisyen, olağan dışı durum olduğunu fark ederek bana yanlış bir şey yapıp yapmadığımızı sordu” dedi. Sönmezateş’in Muğla 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nde verdiği 7 sayfalık ifade özetle şöyle:

13 TEMMUZ’DA GÖREVİMİ ÖĞRENDİM

“11 Temmuz’da Milsec adlı güvenli hattan, rutinde olduğu gibi Özel Kuvvetler’den Tuğgeneral Semih Terzi (15 Temmuz gecesi Ankara’da bir astsubay tarafından vurularak öldürüldü) beni aradı. Ancak bu sefer benimle PKK ile ilgili konuşmadı. Ülkenin zor günler geçirdiğini, rahatsızlık duyduğunu, benim de onun gibi düşünüp düşünmediğimi sordu. Bana ihtilalden bahsetmedi. Ancak bu jargon bizde ihtilali çağrıştırmaktadır. Ben onun gibi başka kimlerin düşündüğünü, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşa’nın, Genelkurmay Komutanı’nın, diğer kuvvet komutanlarının da bu düşünceye destek verip vermediklerini sordum. Onların da bu şekilde düşündüklerini söyledi. 13 Temmuz’da aynı güvenli hat üzerinden Semih Paşa yeniden aradı. Bu kalkışmanın geçmiştekilere benzer olacağını, ancak çok hızlı gerçekleşeceğini, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin öncelikle alınıp mahkemeye sevk edileceklerini, yargılama konularının da çözüm sürecindeki hatalar, rüşvet iddiaları, IŞİD’in her yere elini kolunu sallayarak gitmesi gibi iddialar olacağını söyledi. Görevimin ne olduğunu açık anlatmasını istedim. Kendisinden o tarihte Cumhurbaşkanı her nerede bulunuyorsa oradan alıp refakatçi olarak Ankara’ya getirmek olduğunu öğrendim.

ÖZEL KUVVETLER SAAT 22.00’DE ÇİĞLİ’DE

(15 Temmuz öğle saatlerinde İstanbul’dan İzmir Çiğli Ana Jet Üssü’ne geldikten sonra hareket anına kadar yaşananları anlatırken) Ramazan Elmas Albay’ın odasına gittim. Kendisine özel bir görev olduğunu, İstanbul’dan helikopterle Özel Kuvvetler personelinin geleceğini, buradaki MAK ekibiyle birlikte bir yere gideceğimizi söyledim. Ancak kendisine Cumhurbaşkanı’na ilişkin plandan bahsetmedim. Onun da böyle bir plandan haberi yoktu. Ramazan Elmas Albay’ın odasına MAK Komutanı Taner Berber binbaşıyı çağırdım. MAK ekibinin malzemelerinin hazırlanmasını istedim. Saat 22.00 civarında Özel Kuvvetler helikopterlerle indi. Bu helikopterler İstanbul’dan geliyordu. Tek tek saymadım, 2 SAT personeli de bu sayıya dahil mi bilmiyorum ancak pilotlar hariç MAK ekipleri ile birlikte 27-28 kişilik bir grup oluşturduk. Bu, beklentimin yarısı idi. Şükrü binbaşı, Cumhurbaşkanı’nın yanında 3-4 kişilik bir koruma ekibi olduğunu, tatil modunda olduklarını, Özel Kuvvetler’in operasyonu gerçekleştireceğini, MAK ekibinin ise geri emniyeti alacağını dolayısıyla sayının yeterli olduğunu söyledi.

ERDOĞAN’I CANLI OLARAK ALACAKTIK

(Belirtilen saatte TSK içerisindeki bir grubun kalkışma eylemine başladığına ilişkin sosyal medyada haberler çıkmaya başladığı hatırlatılınca) Hazırlık sırasında tüm personelin cep telefonlarını kapattırmıştık. Saat 22.30 civarı emir astsubayım gelerek, TSK’nın ülke bütününde yönetime el koyduğunun Genelkurmay sitesi üzerinden açıklandığını söyleyince ben işlerin doğal seyrinde gittiğini düşünmeye başladım. Operasyona katılacak MAK ekibi ile Özel Kuvvetler’i bir araya topladım. Bu sırada pilotlar ve uçuş ekibi pistte bekliyordu. Biz ise depodaydık. Her iki ekibe hitap ederek TSK’nın ülke bütününde yönetime el koyduğunu, bundan sonraki emirlerin Genelkurmay Başkanı tarafından verileceğini duyurdum. Hem Semih Paşa’nın telefondaki sözleri hem de Genelkurmay’ın internet sitesinde yapılan bu açıklama üzerine bende taşlar yerine oturdu ve bu girişimi Genelkurmay Başkanı ile birlikte tüm kuvvet komutanlarının desteklediği düşüncesine kapıldım. Ekibe Şükrü binbaşının emri altında olduklarını söyledim. Çünkü aşağıya inip operasyonu o gerçekleştirecekti. Benim helikopterde kalma sebebim şudur: Yukarıdan, aşağıda yaşanan olayları net bir şekilde görme imkânım olacaktı. Şükrü binbaşı ile telsizle irtibat kuracaktık. MAK personeline operasyonun mahremi yani hedef alınacak kişinin Cumhurbaşkanı olduğunu ben hiç deklare etmedim. Özel Kuvvetler’den de kimseye bu durumu söylemedim. Pilotlara dahi bu durumu söylemedim. Hatta helikopterdeki teknisyen uçuş sırasında olağan dışı bir durumun olduğunu fark ederek bana yanlış bir şey yapıp yapmadığımızı sordu. Ben de ona yanlış bir şey yapmadığımızı söyledim. Bizim öldürmek gibi bir amacımız yoktu, öyle olsa bomba atar ölümünü sağlardık. Tersine canlı olarak alıp Ankara Akıncı Üssü’ne nakletmek görevi edinmiştik. Cumhurbaşkanı’nı alıp helikopterle Dalaman’a indirip, oradan uçakla Ankara’ya götürüp Akıncı Hava Üssü’ne teslim edecektik. İsim olarak kime teslim edeceğimi bilmiyorum. Görevim uçuş sürecinde Cumhurbaşkanı’na refakat etmekti.

03.30 CİVARI OTELE GELDİK

(Çiğli’de uzun süre talimat beklediklerini anlatarak) Operasyonun saat 01.00-01.30 civarında olduğu bilgisini Şükrü binbaşı cep telefonundan aldı. Operasyon yeri ile ilgili iki alternatif vardı. Biri Okluk Koyu’ndaki yazlık, diğeri Grand Yazıcı Oteli idi. Cumhurbaşkanı’nın otelde olduğunu öğrenince Google üzerinden edindiğimiz hava haritası üzerinde çalışma yaptık. Helikopterlere bindik. Helikopterler çalıştıktan sonra Şükrü binbaşı yanıma gelerek görevin iptal olduğunu söyledi. Hepimiz yeniden çalışır vaziyetteki helikopterde beklemeye başladık. O esnada göreve gelmek istemeyen iki pilot olduğunu ben sonradan öğrendim. Önemli olan personelin tamamının belirtilen noktaya nakledilebilmesiydi. 3 helikopter bu iş için yeterliydi. Helikopterde beklerken yaklaşık yarım saat kaybettik. Yakıt konusunda bizi sıkıntıya sokan ana sebep bu oldu. Yarım saat kadar sonra Şükrü binbaşı yeniden operasyona başlayacağımızı söyleyince havalandık. Şimdi düşündüğümde bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiğini düşünüyorum. Zamanında yola çıksaydık hedefimizi bulacaktık. Bu sırada saat 02.15-02.30 civarı idi. 1 veya 1 saat 15 dakikalık uçuş süremiz oldu. 03.30-03.45 civarında otelin olduğu yere geldik. Plana göre önce biz iniş yapacaktık.

DİRENENE BELDEN AŞAĞI ATEŞ EMRİ

Ancak iniş aşamasında kalkan tozlar nedeniyle tekrar yükseldik. Arkamızdaki helikopter kabaca hesap ile 300 metre uzaklıkta bulunan otluk alana birer birer inmek suretiyle personellerini bıraktılar. Biz de üçüncü sırada personelimizi indirdik. Bu aşamada ne helikopterden ne de yere iniş eden personelden ateş eden olmadı. Bu operasyonu en fazla 30 dakikada bitirmeyi planlıyorduk. Ancak Cumhurbaşkanı’nın hangi villada olduğunu bilmediğimizden sürenin biraz daha uzayabileceğini de hesaba katmıştık. Yanında oğlu veya eşi veya diğer akrabaları olsaydı dahi hedefimiz sadece Cumhurbaşkanı’nı almaktı. Şükrü binbaşıya operasyon öncesinde mukavemet olması halinde ne yapacaklarını sorduğumda öncelikle “yat” komutu vereceklerini, uymama halinde önce belden aşağı ateş ederek yaralama yoluyla mukavemet edeni etkisiz hale getirmeyi planladıklarını söylemişti. Bizim sivillerle ilgili herhangi bir insanlık dışı planımız bulunmamaktaydı.”

YAKIT AZALDI PLAN BOZULDU

(Askerleri Marmaris’te Erdoğan’ın kaldığı otelin olduğu bölgeye indirdikten sonra baskın sırasında neler yaşandığına ilişkin) Pilotumuz Dalaman’dan yakıt alamayacağımızı, yine Dalaman’da bizi beklemesi gereken uçağın da olmadığını söyledi. Tek alternatifin Imsık meydanına inmek olduğunu belirtti. Bu süreçte Şükrü binbaşı ile telsiz irtibatı kurmaya çalışıyordum. Kendisi bana villayı bulduklarını, Cumhurbaşkanlığı korumalarına ulaştıklarını, ancak Cumhurbaşkanı’nın oradan ayrılmış olduğunu söyleyince kendilerini indirdiğimiz yere iniş yaparak onları beklemeye başladık. Kısa süre bekledikten sonra aşağıdaki unsurlar helikoptere intikal edemedi. Pilotumuz da yakıtın çok kritik seviyede olduğunu, mutlaka kalkmamız gerektiğini söyledi. Başka çare olmadığından aşağıdaki unsurları beklemeden kalkış yaparak Imsık Meydanı’na indik.

http://www.hurriyet.com.tr/maka-erdogani-soylemedim-40175854 (http://www.hurriyet.com.tr/maka-erdogani-soylemedim-40175854)
Başlık: Kirby: Gülen dosyalarını inceliyoruz
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 08:26:34
Kirby: Gülen dosyalarını inceliyoruz

AA30 Temmuz 2016 - 01:10Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 01:15
Kirby: Gülen dosyalarını inceliyoruz

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579bd54e0f25445794970b2b.jpg)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi istemiyle Türkiye'den gönderilen belgelerin ulaştığını belirterek, "Adalet Bakanlığı şu anda bunları inceliyor. Bütün iade süreci hukuki bir çerçevede devam edecektir ve biz de bu sürece saygı duyacağız." dedi.       

Kirby günlük basın toplantısında, Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimini organize eden FETÖ'nün elebaşı Gülen’in iadesi istemiyle ilgili yürütülen işlemler konusunda bilgiler aktardı.               

Gülen’in iadesi konusunda henüz bir gelişme olmadığını belirten Kirby'e, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, "FETÖ elebaşının ABD’den başka bir ülkeye kaçabileceği" yönündeki uyarıları anımsatılarak, "ABD’nin Gülen’in kaçmaması için bir önlem alıp almadığı" soruldu.               

Beyaz Saray'dan 'FETÖ' açıklaması
Beyaz Saray'dan 'FETÖ' açıklaması

Kirby, konunun ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından takip edilmediğini dile getirerek, “Bu Adalet Bakanlığı ile ilgili bir durum ve ben bu konuda konuşamam.” dedi.               

Bu konuda söyleyebileceği bir şey olmadığını savunan Kirby, "Adalet Bakanlığı ve güvenlik kuvvetlerinin cevap vermesi gerekir. Biz bazı belgeler aldık ve Adalet Bakanlığı şu anda bunları inceliyor. Bütün iade süreci hukuki bir çerçevede devam edecektir ve biz de bu sürece saygı duyacağız. Bunun ötesinde bir şey söyleyemem.” diye konuştu.               

'BELGELERİ ANALİZ ETMEYE BAŞLADIK'             
ABD Adalet Bakanlığı sözcülerinden Peter Carr ise AA muhabirinin, "FETÖ'nün elebaşı Gülen’in ülkeden kaçma ihtimali"ne ilişkin sorularını cevapsız bıraktı. Carr, “Türkiye Adalet Bakanlığı Gülen hakkında bize belgeler verdi ve biz de bu belgeleri analiz etmeye başladık.” dedi.               

ABD Dışişleri Bakanlığından üst düzey bir yetkili ise, Kirby’nin Gülen dosyası ile ilgili açıklamaları konusunda AA’ya yaptığı değerlendirmede, ABD Adalet ve Dışişleri bakanlıklarının ortak bir grup kurduğunu ve bu grubun dosya üzerine çalıştığını bildirdi.

http://www.hurriyet.com.tr/kirby-gulen-dosyalarini-inceliyoruz-40175920 (http://www.hurriyet.com.tr/kirby-gulen-dosyalarini-inceliyoruz-40175920)
Başlık: Astsubaylıktan gelen Tuğgeneral Cemal Balıkçı'ya şok haber
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 08:30:18
Astsubaylıktan gelen Tuğgeneral Cemal Balıkçı'ya şok haber

Hürriyet Haber30 Temmuz 2016 - 06:48Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 06:57
Astsubaylıktan gelen Tuğgeneral Cemal Balıkçı'ya şok haber

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579c23fc67b0a9279418ea10.jpg)

TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) astsubay olarak göreve başlamasının ardından önce albaylığa, önceki gün de Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararıyla tuğgeneralliğe yükselen Cemal Balıkçı’nın terfi sevinci kısa sürdü. Balıkçı’nın darbe girişimi soruşturması çerçevesinde görevinden uzaklaştırıldığı öğrenildi.

Habertürk Gazetesi'nden Murat Gürgen'in haberine göre Balıkçı, astsubaylıktan gelip generalliğe yükselen ilk isim olarak tarihe geçmişti.

DÜN TUĞGENERAL RÜTBESİNİ KAZANDI

Terfi kararları 30 Ağustos itibarıyla geçerli oluyor. Kanun hükmünde kararnamede (KHK) bu yıl terfilerin 29 Temmuz’da yürürlüğe gireceği hüküm altına alındı. Balıkçı, bu çerçevede, dün itibarıyla tuğgeneral rütbesini kazandı.

SÜRPRİZ GELİŞME: İSMİ DARBE SORUŞTURMASINDA GEÇİNCE GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI

YAŞ’ın tamamlanıp kararların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından imzalanmasından kısa süre sonra ise sürpriz bir gelişme yaşandı. Balıkçı’nın ismi darbe girişimi soruşturmasına dahil edildi. Bunun üzerine Balıkçı’nın görevinden uzaklaştırıldığı öğrenildi.

http://www.hurriyet.com.tr/astsubayliktan-gelen-tuggeneral-cemal-balikciya-sok-haber-40175996 (http://www.hurriyet.com.tr/astsubayliktan-gelen-tuggeneral-cemal-balikciya-sok-haber-40175996)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 30 Temmuz 2016, 11:57:00
Tsk işi şakadan da beter dün kahramansın bugün hain yarında Allah'a kalmış
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 30 Temmuz 2016, 12:04:34
Assubaylıktan Tuğgeneralliğe nasıl yükseldiği anlaşılıyor
Başlık: Darbenin parası Körfez’den mi geldi
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 12:33:19
Darbenin parası Körfez’den mi geldi

Hürriyet Haber30 Temmuz 2016 - 11:27Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 11:42
Darbenin parası Körfez’den mi geldi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579c654e18c7731368a5ff14.jpg)

İngiltere’nin saygın gazetelerinden The Guardian’ın eski editörü David Hearst, genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Middle East Eye haber sitesinde önemli iddialar ortaya attı. Buna göre Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti FETÖ darbecilerine Muhammed Dahlan aracılığıyla para gönderdi. Türk istihbarat servislerine yakın kaynaklara dayandırılan haberdeki iddialar özetle şöyle:

* 15 Temmuz darbe girişiminden haftalar önce Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hükümeti, FETÖ’ya para aktardı. Para transferi için bir aracı belirlediler.

* Bu aracı, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zeyid el Nahyan ile yakın ilişkileri olan Muhammed Dahlan oldu.

* Gazze’de Hamas iktidara gelmeden önce El Fetih partisinin bu bölgedeki lideri olan Dahlan, yolsuzluktan yargılanmaya başlayınca Filistin’i terk edip Körfez’e sığınmıştı.

* Hamas’a karşı ABD destekli bir darbe tasarlamak ve Yaser Arafat’a suikast planlamak gibi suçlamalar da yöneltilen Dahlan, sürgün yeri olarak Abu Dabi’yi seçti.

FİLİSTİNLİ İŞ ADAMI DEVREDE

* Habere göre Dahlan’ın Fetullah Gülen ile iletişim kurmasına, ABD’de yaşayan Filistinli bir iş adamı yardımcı oldu. Bu iş adamının kimliğinin Türk gizli servisi tarafından bilindiği belirtildi.

* BAE’de bulunan Sky News Arapça ve Al Arabiya gibi medya kuruluşları, 15 Temmuz gecesi Türkiye’deki darbe girişiminin başarılı olduğu ve hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışına kaçtığı gibi asılsız iddialar ortaya attılar.

* BAE hükümeti ancak 16 saat sonra, yani ancak darbe girişiminin başarısız olduğu kesinleşince bu girişimi kınadı.

* BAE sosyal medyasında Dahlan’a yönelik öfke dolu mesajlar paylaşılmaya başladı. Dahlan daha önce de Libya’da iç savaş çıkarmaya çalışmakla suçlanmıştı.

MISIR'A GEÇTİĞİ SANILIYOR

* Bunun üzerine BAE hükümeti Dahlan ile arasına mesafe koydu. Dubai havalimanında darbeci olduğu öne sürülen iki Türk generali yakalayıp iade ederek Ankara ile ilişkileri düzeltmeye çalıştılar.

* Dahlan BAE’yi de terk etmek zorunda kaldı ve şimdi Mısır’da yaşadığı sanılıyor. Mısır ve BAE’nin yanısıra Ürdün de, Dahlan’ın Mahmud Abbas’dan sonra Filistin lideri olmasını istiyor. FETÖ üyelerinin de Mısır’a sığınabileceği yönünde iddialar ortaya atılmıştı.

* Dahlan’ın ABD’deki Filistinli işadamı vasıtasıyla Gülen ile görüşmesinin, Gülen’in ABD’den Türkiye’ye iade sürecinde kullanılabileceği belirtiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/darbenin-parasi-korfezden-mi-geldi-40176142 (http://www.hurriyet.com.tr/darbenin-parasi-korfezden-mi-geldi-40176142)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 30 Temmuz 2016, 12:44:12
Bizim istihbarat bu kadar şeyi öğreniyorda darbeyi nasıl öğrenemiyor ben onu anlamadım. Darbenin her şeyini biliyorlar bir şey eksik oda darbe olacağı.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 13:02:22
Bizim istihbarat bu kadar şeyi öğreniyorda darbeyi nasıl öğrenemiyor ben onu anlamadım. Darbenin her şeyini biliyorlar bir şey eksik oda darbe olacağı.

Artık herkes istihbarat zafiyetimiz olduğunu kabul ediyor. Bu tip örgütlerin neler yapacağını önceden kestirebilmek için içerisine sızmak gerekir. Nasıl ki fetö devletin içerisine sızmış, gizli hücre vs delilen elemanları ile her şeyden haberdar, bizim istihbaratçıların da benzer şekilde Fetö veya pkk gibi örgütlerin içerisine sızmaları ve bilgi sağlamaları gerekirdi. Hatta bu darbe girişimin benzerini bu örgütlere içeriye sızdırdıkları elemanlarla yapmış olsalardı bu tip örgütler çoktan ortadan kalkmış olurdu.
Başlık: 'Paşa'nın ifadesi ortaya çıktı: Cumhurbaşkanı'nı alıp geleceksiniz
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 20:41:35
'Paşa'nın ifadesi ortaya çıktı: Cumhurbaşkanı'nı alıp geleceksiniz

Taylan YILDIRIM/DHA
30 Temmuz 2016 - 16:17Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 18:29
'Paşa'nın ifadesi ortaya çıktı: Cumhurbaşkanı'nı alıp geleceksiniz

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579cab1718c7731368a6022b.jpg)

Muğla’nın Marmaris ilçesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele saldırı düzenleyip kaçan karma timdeki yakalanan 7 asker arasında yer alan Çiğli 2’nci Ana Jet Üssü’nün ’cemaat imamı’, ’Paşa’ lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu’nun ifadesi ortaya çıktı. Astsubay kuzu, FETÖ ile 2007 yılında temasının olduğunu, bağlantıda olduğu cemaat üyesiyle zaman zaman buluştuğunu, dışarıda birbirlerini gördüklerinde ise tanımazlıktan geldiklerini anlattı. Saldırıda bulunan herkesin hizmet hareketinden olduğunu da aktaran Astsubay Kuzu, Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in kendilerine "Cumhurbaşkanını alıp geleceksiniz" dediğini de söyledi.

15 Temmuz’da Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki FETÖ üyesi askerlerin darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te tatilini geçirip, ayrıldığı otele saldırı düzenlendi. İzmir’in Çiğli İlçesi’ndeki 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan Marmaris’e gelen karma tim, başarısız operasyon sonrasında, 2 şehit veren polisin yoğun ateşi yüzünden helikopter yere inemeyince, ormanlık alana kaçmak zorunda kaldı. Ormanlık alanda gizlenmeye çalışan askerlerden Çiğli Ana Jet Üssü’nün imamı ’Paşa’ lakaplı Hava Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu, Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü, Hava Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat, Hava Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Faruk Göçmen ile Hava Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Abdülhamit Gül Erdem, günler süren takip sonrasında, geçen pazartesi günü yakalandı.

5 DARBECİ ASKER TUTUKLANDI

Gözaltındaki askerlerden iki astsubay İlyas Yaşar ile Gökhan Güçlü dün sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Bugün de astsubaylar Zekeriya Kuzu, Erkan Çıkat ve Abdülhamit Gül Erdem sevk edildikleri adliyede tutuklandı.

İFADESİNDEN AYRINTILAR

Geçen pazartesi gününden beri emniyetteki sorgusu süren Zekeriya Kuzu, ifadesinde tüm suçlamaları kabul etti. Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırının ayrıntılarını anlatan Zekeriya Kuzu, "Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, darbe girişiminden yaklaşık bir hafta önce bize, ’Size Güneydoğu’da görevlendirme var’ dedi. Cuma günü de saat 17.00 sıralarında üs komutanı Ramazan Elmas, Taner Binbaşı ve beni odasına çağırdı. Odada bulunan Gökhan Şahin Sönmezateş çalışma olacağını, bizlere gerek olabileceğini söyledi. Tümgeneralin isteğiyle Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi için 50 kişilik malzeme hazırladık. Taner Binbaşı, ’yeterli personel gelmiyor, sizden de yararlanacağız’ dedi. Bana da yukarıdan çekilmiş bir fotoğrafta kırmızı kalemle işaretlenmiş yeri gösterdi, ’Burada PKK üst sorumlusu var, onu alacağız’ dedi" diye konuştu.

Astsubay Zekeriya Kuzu, Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in, gelecek olan özel kuvvetlere bağlı timin işlerini bildiğini, kendilerinin de artçı kuvvet olarak görev yapacağını söylediğini anlattı.

HELİKOPTER PİLOTLARIYLA TARTIŞMA ÇIKTI

Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı timin helikopterle Çiğli’ye geldiğini anlatan Astsubay Kuzu ifadesinin devamında şunları söyledi:

"14 kişiydiler. Hepsi kamuflajlıydı. Teçhizatları yoktu. İsmini Şükrü binbaşı olarak bildiğim kişi ’malzemeler bunlar mı’ diye sordu. Sonra herkes malzemesini aldı. Helikoptere binmeden pilotlarla tartışma oldu. Gökhan Paşa ’Ben Genelkurmay Başkanı adına buradayım. Cumhurbaşkanını alıp geleceksiniz’ dedi."

ŞÜKRÜ BİNBAŞI’NIN KOD ADI ’BARBAROS’

Saldırının koordinasyonu sağlayan Şükrü Binbaşı’ya ’Barbaros’ kod adıyla seslenildiğini söyleyen Astsubay Zekeriya Kuzu, "Şükrü Binbaşı, ’Helikopterin biri havada kalacak, ateş edilirse karşılık verecek’ dedi. Helikopter yaklaşık 100 metre mesafede indi. Duvarların arkasına saklanarak otele gelindi. Sivil vatandaşlar uzaklaştırıldı. Bir anda çatışma çıktı. Bizi yönlendiren Mehmet Üsteğmen’di. Şükrü Binbaşı ’roket atıyorum’ dedi. Ancak taarruz tipi el bombası attığını gördüm. En önde Şükrü Binbaşı, İsmail Yüzbaşı, Mustafa Serdar Yüzbaşı vardı. Hepsi maskeliydi. Antre gibi bir yer vardı. Oranın camını kırıp el bombası attılar. Yanımızdakiler bize ’Boş durmayın sağa sola ateş edin’ diyorlardı. İçerdekileri süründürerek yanımıza getirdiler, hatta birinin başının yanında ateş ettiler. Şükrü Binbaşı ’Girin içeri ne kadar silah varsa alın gelin’ dedi. Bir uzunlu namlulu silahla birkaç tabanca ve gece görüşlü dürbün aldık. Yerdeki polislerin para ve cüzdanlarını da aldı. Arazide, aldığımız paranın bin 500 lira civarında olduğunu gördük. Şükrü binbaşı ’Daha sonra helalleşiriz, ölenlere de dua edin’ dedi. Sahilden yan otelin duvarından atladıktan sonra ormana girdik" dedi.

Kaçtıktan sonra bir süre dinlendikleri yerde İsmail Yüzbaşı’nın kendilerine "Buradaki herkes hizmet hareketinden mi" sorusunu yönelttiğini, soruya kimsenin itiraz etmediğini aktaran Zekeriya Kuzu, timdeki herkesin hizmet hareketinden olduğunu tahmin ettiğini ifade etti.

"YAKALANIRSAK BİZİ ÖLDÜRÜRLER"

Saldırıda bulunanlardan İsmail yüzbaşı ve Şükrü binbaşının yakalanmaları durumunda kendilerinin öldürüleceğini söylediğini anlatan Astsubay Zekeriya Kuzu, "Her ne şekilde olursa olsun hayatta kalmalıydık. Ormanda kaldığımız zamanda, ihtiyaçlarımızı ormandaki meyvelerle karşıladık. Sürekli yüksek gerilim hatlarını takip ederek yerleşim yerlerine ulaşmaya çalışıyorduk" dedi.

CEMAAT ÜYELİĞİNİ KABUL ETTİ

Cemaatle ilgili soruları da yanıtlayan Astsubay Zekeriya Kuzu, "2007 yılında yapı ile temasım oldu. Bu kişiyle zaman zaman buluşuyorduk, personel ile ilgili benden bilgi alıyordu. Benim ya da onun evinde buluşuyorduk. Astsubaylar isteklerini ve şikayetlerini bana söylüyorlardı. Ben de bunları üs komutanına iletiyordum" dedi.

FETÖ içerisinde bağlantıda olduğu kişinin kendisine verdiği bilgilerin çoğunun doğru çıktığını söyleyen Zekeriya Kuzu, "Bana ’Dışarıda birbirimizi görsek bile tanımazlıktan geleceğiz’ diyordu. ’Telefon sıkıntılı, görüşmeler yüz yüze olacak’ diyordu. Üs komutanı bana ’Bir personelin yerini değiştir’ dediği zaman ben de bu kişiye soruyordum. Ve onun önerdiği kişiyi atıyordum. Sadece Tosun Albay direniyordu. Bana ’İşyerinde fazla sivrilme, rengini beli etme’ diye tavsiyelerde bulunuyordu. Üste olan her türlü durumu o kişiye anlatıyordum" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/pasanin-ifadesi-ortaya-cikti-cumhurbaskanini-alip-geleceksiniz-40176389 (http://www.hurriyet.com.tr/pasanin-ifadesi-ortaya-cikti-cumhurbaskanini-alip-geleceksiniz-40176389)
Başlık: Nazlı Ilıcak: Örgütü 15 Temmuz'da gördüm
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 20:44:45
Son dakika haberi: Nazlı Ilıcak: Örgütü 15 Temmuz'da gördüm

AA
30 Temmuz 2016 - 14:44Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 17:20
Son dakika haberi: Nazlı Ilıcak: Örgütü 15 Temmuz'da gördüm

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579c93c018c7731368a600f7.jpg)

Fethullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanmasına ilişkin soruşturmada tutuklanan Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesi ifadesinde, "Yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım" dediği ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak, "Yanıldığımı, bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım" ifadelerini kullandı.

Ilıcak, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat Çağlak'a verdiği ifadede, "darbe mağduru" olduğunu savundu. 28 Şubat süreci de dahil her zaman mağdurların yanında durmaya gayret ettiği için Merve Kavakçı'nın yanında olduğunu, milletvekilliğinin de bu nedenle 2 yılda sona erdiğini anlatan Ilıcak, aynı dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da yanında durduğunu kaydetti.

Nazlı Ilıcak, "Benim mağdurların yanında olmak gibi bir karakterim olduğu için 17-25 Aralık sonrasında da dindar insanların üzerine insafsızca gidildiği yönünde bir kanaatim oluştu. Benim 17-25 Aralık'la ilgili soruşturmaların etkin yapılması yönünde bir kanaatim oluştu. Yolsuzlukların irdelenmesi gerektiğine vurgu yaptım. Herhangi bir örgütle ve cemaatle bir ilişkim yoktur. Olsaydı maddi, manevi birtakım menfaatler elde etmem gerekirdi." diye konuştu.  O dönemde Sabah gazetesinde çalıştığını, CNN Türk ve Kanal D'de program yaptığını anlatan Ilıcak, mağdur olduğunu düşündüğü kitlenin yanında yer alıp, "cadı avı"na karşı çıktığını, bu nedenle de basın yayın kuruluşlarındaki görevlerine son verildiğini kaydetti.

'CEMAATLE ORGANİK BAĞIM YOK'

Sonrasında iş aradığını, Bugün TV ve Bugün gazetesinde işe başladığını, aynı dönemde Samanyolu TV ve Zaman gazetesinden de teklif geldiğini aktaran Ilıcak, şöyle devam etti:  "Herhangi bir darbeyi tasvip etmem mümkün değildir. 15 Temmuz akşamı öğrendiğim ilk dakikada, yani köprüden geçişlerin engellendiği anda, karşı olduğuma dair tweetler attım. Benim cemaatle herhangi bir organik bağım yoktur. Organik bağım olsaydı, daha önceki soruşturmalar döneminde Hanefi Avcı'nın bana yazdığı özel mektupları, Odatv ve Balyoz davalarında delillerin sahte olduğuna dair mağdurların açıklamalarını görev yaptığım gazetenin köşesinde yayınlamazdım. Ben gazetecilik mesleği refleksiyle haberleri yaptım. Ayrıca Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarının yapıldığı dönemde, AK Parti'nin destekleyicisiydim. O dönemde AK Parti'de, soruşturmaların yapılması yönünde fikir birliği içerisinde hareket edip, beyanlarda bulunuyordum. Sonrasında Erdoğan da yanıldığını söylemişti. Ben de şu anda özellikle darbe yapılması, darbe esnasında Genelkurmay Başkanı'na darbeye katılanların Fetullah Gülen ile görüştürme teklifleri, darbeye karışanlardan çıkan 1'er dolarlık banknotlar, darbeye karışanların polise ve vatandaşlara ateş talimatı vermesi ve Meclis'in bombalanması gibi hususları gördüğümde, bu insanların aslında mağdur olmadığını anladım. Ben de yanıldığımı düşünüyorum. Bu yapının aslında dindar bir yapı olmadığını, mazlum bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm."

'HABERİM YOKTU'

İşinden atılınca nafakasını kazanmak için Bugün TV'de programlara başladığını, sonrasında Can Erzincan TV'de çalıştığını ifade eden Nazlı Ilıcak, şu beyanlarda bulundu:  "Bu kuruluşların bir örgütün hedefi doğrultusunda hareket ettiğinden haberim yoktu. 15 Temmuz'dan sonra özellikle Genelkurmay Başkanı'na örgüt mensubu bir askerin 'Fetullah Gülen ile sizi görüştürelim' talebi beni çok sarstı. Bu ne biçim bir zihniyet ki koskoca Genelkurmay Başkanı'nı bu şekilde ikna edebileceğini düşünmektedir. Ayrıca 1 dolar meselesi çıktı. Bunun da hakikaten görev dağılımı olabileceğini düşündüm. Asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim. Bu kabul edilemez. Daha önce bu iddialar vardı. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri de bu iddiaları reddediyordu, bunları benim bilmem mümkün değildir. Yanıldığımı, bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm, daha önce bilseydim ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım."

'SUÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'

Üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmeyen Ilıcak, program ve yazılarında bilerek suç işlemediğini savundu.  Tutuklu Nazlı Ilıcak, şunları kaydetti: "Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim, suç olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2016 tarihiyle idrak etti. Herhangi bir kastım yoktur, ben 40 yıllık gazeteciyim, iyi niyetimin kurbanı oldum. Ben çalıştığım dönemde şu anda yurt dışına kaçmış olduklarını öğrendiğim, daha önce öğrendiğimde de aşırı derecede tepki gösterdiğim Tarık Toros ve Erkan Başyurt gibi çalıştığım kurumda yönetici olan kişilerle örgütsel bir bağ içerisinde bulunmadım. Kendileri de bana programımla ilgili herhangi bir telkinde bulunmadılar. Çalıştığım dönemde örgütsel bir faaliyet olduğunun farkında değildim."

http://www.hurriyet.com.tr/nazli-ilicak-orgutu-15-temmuzda-gordum-40176321 (http://www.hurriyet.com.tr/nazli-ilicak-orgutu-15-temmuzda-gordum-40176321)
Başlık: 'Tuğgeneral darbe oldu, Cumhurbaşkanı’nı alacağız' dedi
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 20:50:37
Üzerinden Gülen’in duası çıkan Yüzbaşı Gülmez’in itirafı: 'Tuğgeneral darbe oldu, Cumhurbaşkanı’nı alacağız' dedi

Taylan YILDIRIM - Doğus Esat BERME/MARMARİS (Muğla) (DHA)
30 Temmuz 2016 - 14:19Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 14:34
Üzerinden Gülen’in duası çıkan Yüzbaşı Gülmez’in itirafı: 'Tuğgeneral darbe oldu, Cumhurbaşkanı’nı alacağız' dedi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579c8df967b0a9279418f182.jpg)

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı Muğla’nın Marmaris İlçesi’ndeki otele düzenlenen saldırı sırasında yaralanan ve üzerinden Fethullah Gülen duaları çıkan SAT komandosu Yüzbaşı Haldun Gülmez’in ifadesinde saldırının detayları ortaya çıktı. Operasyonda son anda Marmaris’e gidilmesine karar verildiğini anlatan Yüzbaşı Gülmez, time megafonla detayların anlatıldığını, ’birisinin paketleneceği’ belirtildikten sonra, darbe yapıldığı ve Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu otelden alınacağının söylendiğini ileri sürdü. Darbeci Yüzbaşı Gülmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ölü ya da sağ mı ele geçilmek istendiği konusunda ise bilgisinin bulunmadığını ifade etti.

15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te tatilini geçirip, ayrıldığı otele saldırıda bulunan askerlerden biri de SAT komandosu Yüzbaşı Haldun Gülmez oldu. Polislerini açtığı ateş sonucu yaralanan ve İzmir’deki tedavisinden sonra tutuklanan darbeci Yüzbaşı Gülmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırı öncesi yaptıklarını ve o anları detaylarıyla anlattı.

    Üsteğmen Hızır Özyuva'nın ifadesi: Yakıt ikmali emrini üs komutanı Van verdiÜsteğmen Hızır Özyuva'nın ifadesi: Yakıt ikmali emrini üs komutanı Van verdi

''DARBEDEN 2 GÜN ÖNCE ’OPERASYON VAR’ DEDİLER''

Darbeden iki gün önce eşiyle İstanbul’da bulunduğu sırada kendisine telefon geldiğini ve operasyon olduğu bilgisi verildiğini söyleyen Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Ben Kuzey SAT Grup Komutanlığı’nda 21’inci tim komutanı olarak görev yaparım. Olay gününden 1 ya da 2 gün önce benimle aynı birlikte görev yapan Yüzbaşı Özay Çödel arayıp, içeriğiyle ilgili bilgi vermeksizin operasyon olacağını, detayları vermek üzere beni tekrar arayacağını söyledi. 14.07.2016 tarihinde Özay Çödel beni aradı. O sırada eşimle birlikte çarşıda olduğum için müsait olmadığımı söyledim. Sonrasında eve gidince kendisini aradım. Bir süre sonra ise Üsteğmen Ali Sarıbey (Marmaris’te yakalanıp tutuklanan) evime geldi. Bana operasyon olacağını, ekiplerin Kara Havacılık Komutanlığı’nda toplanacağını söyledi. Sonra beni Özay Yüzbaşı aradı ben de evine gittim. Evinde konuştuk" dedi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/628x737/579c8e8867b0a9279418f18e)

"BİRİSİNİN PAKETLENECEĞİ SÖYLENİYORDU"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırı için toplanan operasyon ekibinin irtibat noktasının halen firarda olana Binbaşı Şükrü Seymen olduğunu anlatan Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Darbe teşebbüsü günü saat 18.30’da Ali Sarıbey beni evden aldı. Saat 20.00’de Hava Harp Okulu’nun Yeşilköy’deki askeri apronda hazır olduk. Gittiğimizde kimse yoktu. Meydanda iki tane casa tipi uçak vardı. Ancak uçuşa hazır halde değildi. Bir süre sonra sayıları 10-15 aralığında olan Özel Kuvvetlere ait tim geldi. Aralarında operasyonun detaylarını konuşuyorlardı. Bu konuşmalar sırasında Cumhurbaşkanının ismini duymadım. Sadece Şükrü binbaşı, birisinin paketleneceğinden söz ediyordu. Bizim jargonumuzda birisini paketlemek, yakalamak anlamına gelir. Silah zoruyla yakalama söz konusu olacağından, paketlemek kavramı silahlı müdahaleyi de içermektedir" dedi.

OPERASYON YERİ SON ANDA MARMARİS OLMUŞ

Operasyona ilk olarak SAT ve Özel Kuvvetlere bağlı timlerin katılacağının açıklandığını, ancak SAT timinden sadece kendisinin ve Üsteğmen Ali Sarıbey’in olduğunu ifadesinde aktaran Yüzbaşı Haldun Gülmez şunları söyledi:
"Şükrü binbaşı, operasyonun ilk önce İstanbul’da olacağını söyledi. Sonra Ankara’da olacağını söyledi. Kendisi sürekli cep telefonuyla bir kısım kişilerle görüşüyordu. Sonrasında operasyon yeriyle ilgili fikir değiştiriyordu. Tam bir netlik yoktu. Saat 21.30 gibi bir tane Sikorsky helikopter geldi. Şükrü binbaşı, hep beraber Çiğli’ye gideceğimizi söyledi. Teçhizatların Çiğli’de tedarik edileceği söylendi."

"TEÇHİZAT YETERSİZDİ"

Çiğli’de silahların kendilerine verildiğini, timlerin burada toplandığını söyleyen Yüzbaşı Haldun Gülmez, ellerindeki silahların de yetersiz olduğunu savunup, "Helikopterle hep birlikte Çiğli’ye gittik. Hangardan kendimize silah, teçhizat aldık. Teçhizat yetersizdi. Orada biri iki tim daha vardı. Tahmin ediyorum MAK timleriydiler. Birisini tuğgeneral olarak tanıttılar. Bu insanlar arasında Ali Sarıbey dışında tanıdığım kimse bulunmuyordu. Şükrü Binbaşı, hava fotoğrafı benzeri bir şey gösterdi. Fotoğrafta ormanlık biri alanda içerisinde 500-600 metre uzunluğundaki bir şerit üzerinde küçük binalardan oluşmuş turistik tesisi benzeri bir yapı vardı. Çevresinde yerleşim yeri yoktu. Şükrü binbaşı, operasyon yerinin burası olduğunu söyledi" dedi.

Yüzbaşı Gülmez, plana göre ekipler yere indirildikten sonra helikopterde kalan makineli tüfekçilerin de doğudan batıya doğru tarama yapacaklarını aktardı.

"DARBE OLDU, CUMHURBAŞKANINI ALACAĞIZ"

Operasyona başlamadan önce kendilerine darbe olduğunun söylendiğini de ifade eden Yüzbaşı Haldun Gülmez şunları anlattı:
"Alanda bulunan tuğgeneral bize hitaben, TSK’nın ülke çapında darbe yaptığını, yönetime el koyduğunu bundan sonra emirlerini bizzat Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınacağını, kendisinin de Genelkurmay Başkanlığı ile irtibatlı olduğunu, görevimizin de Cumhurbaşkanının bulunduğu yerden alınması olduğunu söyledi. Bu sözleri çoğu kişi duymuştur. Bir tek pilotlar o esnada orada değildi. Kimse bu konuyla ilgili tepki göstermedi."

''GEREKİRSE ÇATIŞILACAK''

Operasyon sırasında silahlı mukavemet olduğu zaman ne yapacaklarına ilişkin kendilerine bir talimat verilip verilmediğine ilişkin soruya ise Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Kimin söylediğini net olarak hatırlamamakla birlikte Şükrü binbaşı veya tuğgeneral biri megafon getirilmesini istedi. Bu megafonla, teslim ol çağrısı yapılacağını, silahlı mukavemet olması halinde ise çatışılacağını söyledi. Cumhurbaşkanının sağ mı ya da ölü mü alınmasının istendiğini hatırlamıyorum. Şükrü binbaşı SAT’çı olarak Ali ya da benim makineli tüfekçi olmamız gerektiğini söyledi. İkimiz de gönüllü olmayınca beni seçti" dedi.

OPERASYON NOKTASI SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLMİŞ

İfadesinde, hava üssünde beklediklerini, operasyon noktasının sürekle değiştiğini söyleyen Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Teçhizat yetersizliğinden ve hazırlıksız olduklarından dolayı durumdan rahatsız oldum. Ancak bana söz düşmeyeceği için bir şey söylemedim. Sonra helikopter başına gittik. Orada cumhurbaşkanından bahsedilip bahsedilmediğinden emin değilim. Bahsedilmiş olabilir. Benim görev tanımım belliydi. Sadece adamlarımızı vurmamaya dikkat edecektim. Bu nedenle yerde operasyon yapacak kişilerin miğferlerine kimyasal çubuk yerleştirmiştik. Ben onları bu şekilde diğerlerinden ayırt edecektim" dedi.

Alanda helikopter çalışır vaziyette yarım saat beklediklerini de aktaran darbeci askerlerden Yüzbaşı Haldun Gülmez, "O esnada görevin iptal olduğu ve Ankara’ya gideceğimiz söylendi. Helikopteri boşaltmamız istendi. Ben de başka bir helikoptere taşındım. Ardından tekrar Marmaris’e gideceğimiz söylendi. Bir kez daha aynı helikoptere geçtim. Marmaris’e geldik. Sahil ışıklıydı. Gece görüş gözlüğünü etkiliyordu. Helikopterler, personeli indirdikten sonra havada beklemeye başladılar. Benim içerisinde bulunduğum helikopterin yakıtı azalınca ayrıldık. Ayrılana kadar çatışma yaşanmadı. Dalaman’a gittik. Kule bizden kimliğimizi ve niyetimizi bildirmemizi istedi. Pilotlar cevap vermeden doğrudan iniş yaptılar. Yere indikten sonra kule, motor susturmaları ve yere inmeleri talimatını verdi. Pilotlar yakıt verilmesini istedi. Kule de etrafımızın sarıldığını talimatlara uyulması gerektiğini söyledi. Yakıt almadan 15 dakika yerde kaldık. Pilotlar görev uçuşunda olduklarını söyledi. Ardından yakıt alıp havalandık" dedi.

''MAKİNELİYLE 350 MERMİ KULLANDI''

Yakıt aldıktan sonra tekrar döndükleri Marmaris’te yaşanan çatışmaları da anlatan Yüzbaşı Haldun Gülmez, "Marmaris’e geldiğim zaman silah sesleri vardı. Yerdeki timlere yardım etmek içini ateş açtım. Bir mayon kadar mermi kullandım. Bir mayon 300 ile 350 mermiye tekabül eder. İkinci mayonu kullandığım zaman silahım tutukluk yaptı. O sırada göğsümden vuruldum. Ben de ateş etmeyi bıraktım. Daha sonra Çiğli’ye döndüğümüzü hatırlıyorum" dedi.

"KİMSEYİ VURDUĞUMU SANMIYORUM"

Yüzbaşı Haldun Gülmez, ifadesinin sonunda ise yaklaşık 350 mermi kullanmasına rağmen kimseyi vurduğunu düşünmediğini, pişman olduğunu ifade edip, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını da ileri sürdü. Yüzbaşı Gülmez, cemaate ait evlerde kalmadığını, arkadaşları arasında bu evlere gidip gelen olmadığını da söyledi.

http://www.hurriyet.com.tr/uzerinden-gulenin-duasi-cikan-yuzbasi-gulmezin-itirafi-tuggeneral-darbe-oldu-cumhurbaskanini-alacagiz-dedi-40176295 (http://www.hurriyet.com.tr/uzerinden-gulenin-duasi-cikan-yuzbasi-gulmezin-itirafi-tuggeneral-darbe-oldu-cumhurbaskanini-alacagiz-dedi-40176295)
Başlık: Bir astsubayın itirafları
Gönderen: SKYWOLF - 30 Temmuz 2016, 21:26:58
Bir astsubayın itirafları

AA
30 Temmuz 2016 - 11:58Son Güncelleme : 30 Temmuz 2016 - 14:33

15 Temmuz'daki kanlı darbe girişimi sonrasında vicdanen duyduğu rahatsızlık üzerine Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran Astsubay S.A, çocuk yaşta tanıştığı yapı hakkındaki bildiklerini bütün ayrıntılarıyla anlattı. Astsubay S.A. ifadesinde "Bize 'Bülent abi' diye tanıttıkları kişi peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiğini ve toplamda 14 alimin geleceğini, Bediüzzaman Said Nursi'nin 13. alim olduğunu, 14. alimin ise sözde Fetullah Gülen olduğunu, Gülen'in her gece uykusunda peygamber efendimizle görüştüğünü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini anlattı" dedi.

FETÖ/PDY'nin darbe girişiminin ardından, "milletine silah sıkacak, hedef gözetmeksizin bombalayacak kadar gözü dönmüş caniler" dediği yapının devletin önemli kurumlarına nasıl sızdığını önce komutanına anlatan S.A, komutanının da yönlendirmesiyle savcılığa başvurdu.                 

Lise yıllarında tanıştığı FETÖ'nün nasıl yapılandığı hakkında bilgi veren S.A'nın ifadeleri, yürütülen soruşturma dosyasına eklendi.         

''SINIFIN EN BAŞARILI ÖĞRENCİSİYDİM''

S.A, ifadesinde, Elazığ'da okuduğu lisede FETÖ yapılanmasıyla tanıştığını belirterek, "Lisede sınıfın en başarılı öğrencisiydim. Üst sınıflardan birkaç kişi bir gün yanıma gelerek, beni üniversitede okuyan arkadaşlarının yanına çiğ köfte yemeye davet ettiler. Çiğ köfte yemeye gittiğimde üniversitede okuyan 5 ev arkadaşı bana, 'Biz derslerimizde çok başarılıyız. Hem kendimizi geliştirmek hem de size yardımcı olmak istiyoruz. Bu nedenle derslerinizde size yardımcı olmak istiyoruz. Bunun karşılığında sizden herhangi bir ücret talep etmiyoruz' dediler. Paralel yapı ile tanışmam burada oldu" dedi.   

''GÜLEN'İN KİTAPLARINI OKUMAMI TAVSİYE ETTİLER''           

Kendisi gibi çiğ köfte yemeye gelen 15 öğrencinin daha bulunduğunu anlatan S.A, "Hepsine de aynı şeyi söylediler. Ben de o günden sonra yaklaşık 6 ay boyunca her hafta pazar günleri bu eve gitmeye devam ettim. 6 aydan sonra yavaş yavaş cemaatle namaz kılmaya başladık. Oradaki evin abisi imam oluyordu. Namazdan sonra da Fetullah Gülen'in 'Sonsuz Nur' kitabından kesitler okuyarak sohbet yapıyorlardı. Bana da bu kitapları okumamı tavsiye etmeye başladılar" ifadesini kullandı. 

    Üzerinden Gülen’in duası çıkan Yüzbaşı Gülmez’in itirafı: 'Tuğgeneral darbe oldu, Cumhurbaşkanı’nı alacağız' dediÜzerinden Gülen’in duası çıkan Yüzbaşı Gülmez’in itirafı: 'Tuğgeneral darbe oldu, Cumhurbaşkanı’nı alacağız' dedi
       
''DERSHANE YERİNE EVDE EĞİTTİLER''

Her pazar günü ders çalıştıktan sonra yarım saat bu kitapları okuduklarını anlatan S.A, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:              �
"Bu durum lise 3. sınıfı bitirene kadar böyle devam etti. Başarılı bir öğrenci olduğum için bir dershaneden burs kazanmıştım. Ancak evlerine gittiğim bu abiler beni bu dershaneye gitmemeye ikna ettiler. Beni FEM Dershanesi'ne ücretsiz olarak göndereceklerini söylediler ancak yapmadılar. Ben de burs kazandığım Final Dershanesi'ne başlayacağımı söyledim. Bana, 'Oraya gidersen ahlakın bozulur, dinin tehlikeye girer, oraya gitmen doğru değil' diyerek ikna ettiler. Dershaneye gitmememe sebep oldular."         

''3 YIL BOYUNCA GÜLEN'İN VİDEOLARINI İZLETTİLER''       

S.A, lise hayatı boyunca hep bahsettiği söz konusu eve gittiğini belirterek, "3 yıl boyunca Fetullah Gülen'in vaazlarının ve kısa videolarının bulunduğu klipleri izlettiler. Kitaplarını okuttular. Lise 3. sınıfın başındayken o evin abisi gitti yerine bilgisi yetersiz ve tecrübesiz olan başka biri geldi. Ben bu şahısla anlaşamadığım için 3. sınıfın ikinci döneminde evden ayrıldım. Evin imamının adı Mehmet Emin idi. Soy isimlerini söylemezlerdi. Takma isim de olabilir. Fırat Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği okuyordu. Evde kalan diğer 4 kişiyi neredeyse hiç görmüyorduk. Eve gittiğimde beni direk Mehmet Emin'in odasına alıyorlardı." dedi.               

''KAYIT YAPAN ÖĞRENCİLER FETÖ'NÜN EVLERİNE YÖNLENDİRİLDİ''

Maddi durumu iyi olmadığı için dershaneye gitmeden 2006 yılında Fen Bilgisi Öğretmenliğini kazandığını anlatan S.A, FETÖ yapılanmasıyla kayıt yaparken de karşılaştığını söyledi.                 

"Kayıt için gittiğimde uzun bir kuyruk vardı, sıra numarası alarak beklemeye başladım. Bir kişi yanıma gelerek, 'Bende fazladan numara var, boşuna kuyrukta bekleme' diyerek, 4 numarayı verip sıranın başına geçirdi." diyen S.A, "Kayıt işlemi sonrası yanıma gelen aynı kişi, 'İstersen bu gece seni evde misafir edeyim, senin şimdi otele verecek paran yoktur. Boşuna para harcama, ben arkadaşımla bir ev tuttum, zaten bir sürü öğrenci gelmiş, bu nedenle ev de bulamazsın' diyerek eve davet etti. Eve girer girmez zaten daha önce de paralel yapının evlerinde kaldığım için evin cemaat evi olduğunu anladım. Beni eve davet eden kişinin yeni kayıt yaptırmadığını zaten okulun öğrencisi olduğunu bana yaptığı şeyin eleman kazanmak için bir taktik olduğunu anlamam da uzun sürmedi" ifadesini kullandı.               

''4 YIL SONRA EVİN SÖZDE İMAMI OLDUM''

Kendisini eve getiren kişinin adının F.K olduğunu hatırladığını kaydeden S.A, ifadesinde şöyle dedi:                 
"Sınıf öğretmenliği bölümü 3. sınıf öğrencisiydi. 6 ay kaldıktan sonra evi değişti. Zaten cemaat evlerinde yaklaşık 3-4 ayda bir ev değişiyordu. Benimle birlikte 3 öğrenci daha bu evde kalıyordu. Zaten maddi durumları çok iyi olmayan ve şehre geldiğinde kalacak yer bulamayan birçok öğrenci üniversitenin ilk yıllarında paralel yapının evlerinde kalıyordu. Benim kaldığım evde yalnızca tek gazete okunurdu, televizyon ve internet bulunmaz, sigara, alkol ve kız arkadaş edinme gibi şeylere müsamaha gösterilmezdi. Ben 4 yıl bu evlerde kalmaya devam ettim. Üniversite 2. sınıfta ben bulunduğum evin 'sözde imamı' oldum. Bulunduğum evde benden hariç 4 kişi kalırdı, 3-4 ayda bir sürekli değişiyordu. Bu nedenle bir çoğunun adını hatırlamıyorum." 

''BDP'Lİ OLUP EVLERDE KALANLAR VARDI''

Evde kalanların bir kısmının bazı şeylerden haberlerinin bulunmadığını sadece dini kitap okuyup, namaz kıldıklarını ifade eden S.A, "Birçoğu namaz bile kılmazdı fakat her şeye rağmen en azından evde kalıyorlar diyerek hoşgörü gösterirdik. Mesela BDP isimli siyasi partiye çalışıp sadece bilgi toplamak için evlerde kalanlar vardı. Ben bu kişileri benim daha üstümde bulunanlara söylediğimde, 'En azından evde kalıyorlar, başka kötülüklere bulaşmıyorlar' diyerek göz yumuyorlardı" dedi.                 

''ÖRGÜTLENMEYİ PARÇA PARÇA BÖLEREK YÖNETİYORLAR''

FETÖ/PDY içerisinde sırasıyla sözde ev imamları, bölge talebe mesulleri, il imamları, ülke imamları, kıta imamları ve dünya imamının bulunduğunu dile getiren S.A, yapının çok büyük olduğunu ve bu şekilde dünyadaki örgütlenmelerini parça parça bölerek yönettiklerini söyledi. 

''TOPLANTILARA CEP TELEFONU SOKULMAZDI''             

Ev imamı olduktan sonra haftada bir kez imamların toplantılarına katılmaya başladığını belirten S.A, şunları anlattı:                 
"Sözde imamlar her hafta bir kez bu şekilde toplanırdı. Biz toplantıları paralel yapıya bağlı bir öğrenci yurdunun toplantı salonunda yapardık. Toplantılara kesinlikle cep telefonu sokulmazdı. Telefonlar dışarıda bırakılırdı. Toplantıların konuları genellikle Fetullah Gülen'in haftalık mesajları olurdu. Mesajların içeriği genellikle dini nitelikliydi. Mesajlarda evde o hafta hangi konuda sohbet yapılacağı, nelere dikkat edileceği, eve gelen ortaokul ve lise öğrencilerine nasıl davranılacağı ve neler anlatılacağı şeklindeydi. Bu hususlar da İslam dininin doktrin ve öğretilerine dayalıydı."               

''REFERANDUMDA 'EVET' ÇIKMASI AK PARTİ'NİN 50 DEFA SEÇİM KAZANMASINDAN DAHA ÖNEMLİ''

Toplantılarda kendilerine iletilen mesajlarda siyasi bir içeriğin kesinlikle yer almadığını kaydeden S.A, "Ancak seçim zamanları isim vermeden hep AK Parti övülür ve paralel yapının mensuplarının AK Parti'ye oy verilmesi teşvik edilirdi. Açık açık bir şeye oy verilmesi istendiği zaman 2011 referandumuydu. Bu referandumun çok önemli olduğunu ve herkesin 'evet' oyu vermesini istemişlerdi. Hatta bu referandumda 'evet' sonucu çıkmasının AK Parti'nin 50 defa seçim kazanmasından daha önemli olduğunu söylemişlerdi." ifadesini kullandı.               

''FETÖ'DE EN ÖNEMLİ ŞEY, İTAAT''

FETÖ'de itaat ve istişarenin önemine değinen S.A, şunları anlattı:               
"Sözde ev imamı toplantılarında neredeyse istinasız olarak her hafta itaat ve istişarenin öneminden bahsedilirdi. Bu husus sürekli paralel yapı içerisinde vurgulanan bir şeydi. Ben bu şekilde 1.5 yıl boyunca sözde ev imamlığı yaptım. Daha sonra 3. sınıfın ikinci döneminde bölge talebe mesulluğu görevi de yaptım. Bana bağlı birkaç ev vardı. Ben bu evleri takip ediyordum. O evlere her hafta düzenli olarak ortaokul veya lise öğrencileri devam ediyor mu, öğrencilere bisküvi ve kola gibi ikram edecek şeyler için paraları var mı gibi şeyleri takip ediyordum. Öğrencilere ders verirken dikkat edilecek şeyleri sözde ev imamlarına söylüyordum. Mesela gelen küçük öğrencilerin çok sevimli olduğunu ancak öğrencilerle hiçbir şekilde fiziksel temas kurulmaması gerektiğini çünkü ailelerin bu durumu yanlış anlayabileceğini ve öğrenciyi bir daha eve göndermeyeceğini söylüyordum. Bunu da bize üstümüzdeki kişiler söylüyorlardı."               

''SÜREKLİ KOD İSİM KULLANIYORLARDI''

Paralel yapılanmada gizliliğin çok önemli olduğunu belirten S.A, "Paralel yapıda imamlık ve bölge talebe mesulluğu yapan kişiler yılda en az 2 defa telefon hatlarını ve cihazlarını farklı hat ve cihazlarla değiştiriyordu. Sürekli kod isim kullanıyorlardı. Mesela bir seferinde benim 'Mehmet' diye bildiğim bir kişi, kendisini başka birine gözümün önünde 'Ali' diye tanıtmıştı." dedi.       

''ÜNİVERSİTE 4. SINIFTA CEMAAT EVİNDEN ÇIKMAM EMREDİLDİ''

Üniversite 4'üncü sınıfa geçtiğinde kendisine herhangi bir arkadaşının yanında, bekar evinde kalabileceğinin söylendiğini, bunun bir teklif değil, her zamanki gibi itaat etmesi gereken bir emir olduğunu kaydeden S.A, cemaat evinden çıkarak, bekar, içki içen, kız arkadaşlarını eve getiren öğrencilerle kalmaya başladığını belirtti.         

''CEMAAT EVİNDEN AYRILDIKTAN SONRA DA BURS ALMAYA DEVAM ETTİM''       

Bu kişilerin paralel yapılanmayla bir bağlantısının olmadığını ifade eden S.A,"Bana 3 yıl boyunca vermeye devam ettikleri bursu ben cemaat evinden ayrıldıktan sonra da almaya devam ettim. Yalnızca haftada bir toplantılara katılmak dışında paralel yapıyla bir bağlantım kalmamıştı. Bütün arkadaşlarım da benim artık cemaatten koptuğumu sanıyordu. Ben evden ayrılırken kendime yeni bir hat ve telefon aldım. Artık paralel yapıdan sadece bir kişiyle görüşüyordum. Bu kişi B.U'ydu ve benim o zamana kadar iki yıl boyunca toplantıya gittiğim öğrenci yurdunun müdürüydü" dedi.               

''HZ. MUHAMMED'İN ÖLÜMÜNDEN SONRA DÜNYAYA 14 ALİM GELECEĞİNİ, GÜLEN'İN 14. ALİM OLDUĞUNU ANLATTILAR''

Erzurum'daki bir kolejde yapılan sohbete B.U. ile katıldığını bildiren S.A, şunları dile getirdi:                 
"Burada doğu illerinden gelen 60'a yakın benim gibi öğrenci vardı. Bu kolejde 40 yaşlarında Bülent isminde Fetullah Gülen ile bizzat görüştüğü söylenen biri, bu 60 kişiyle sohbet etti. Ben bu 60 kişiyi ilk kez orada gördüm. Bize 'Bülent abi' diye tanıttıkları kişi peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiğini ve toplamda 14 alimin geleceğini, Bediüzzaman Said Nursi'nin 13. alim olduğunu, 14. alimin ise sözde Fetullah Gülen olduğunu, Gülen'in her gece uykusunda Peygamber efendimizle görüştüğünü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini anlattı.

Ayrıca ondan almış olduğu emirleri cemaat mensuplarına ilettiğini, hayatı boyunca sadece bir gün peygamberimizi rüyasında görmediğini ve onun için bir şiir yazdığını, amaçlarının İslam dinini tüm dünyaya yaymak, ezanın ve peygamberimizin namının dünyanın her yerine ulaşmasını sağlamak olduğunu, bu amacı gerçekleştirmek için tüm varlığını ve ailesini bırakarak hicret ettiğini ve büyük mahrumiyetler içerisinde yurt dışında okullar açtıklarını, bizlerin de bu kişiler gibi fedakarlık yaparak onları örnek almamız gerektiğini, İslamı tüm dünyaya yayma hedefini mutlaka gerçekleştirmek gerektiğini, dünyaya İslamı ve barışı yaymanın tek yolunun tüm ülkelere dünya standartlarından daha kaliteli okullar açarak o ülkelerin beyin takımını yetiştirmeleri olduğunu anlattı."     

''GÖRECEKSİNİZ 40 YIL SONRA DÜNYADAKİ BÜTÜN BAŞBAKANLAR TÜRKÇE BİLECEK DEDİ''

FETÖ'nün birçok ülkede bulunan okullarında o ülke liderlerinin çocuklarının eğitim gördüğünün kendilerine anlatıldığını belirten S.A, şöyle devam etti:       "Hatta, 'Göreceksiniz 40 yıl sonra dünyadaki bütün başbakanlar Türkçe bilecek, bütün başbakanlar bir toplantı yaptığında bunun dili Türkçe olacak, şu anda birçok ülkede ülke liderlerinin çocukları bizim okullarımızda okuyor. Belki size komik gelecek ama Fetullah Gülen henüz 20 öğrenci yetiştirirken ben de oradaydım. Bize bir gün bütün dünyada okulları ve üniversitelerinin olacağını, Türkçe olimpiyatları düzenleyeceğini, kocaman statların bizlere dar geleceğini söylemişti. O zaman ben gülmüştüm ancak şimdi bunlar gerçek oldu.' şeklinde ifadeler kullanmıştı. Bu sohbette de mutlak itaat ve istişarenin önemi üzerinde uzun uzun konuştu. Bütün bu toplantı yaklaşık 2.5 saat sürdü."     

''BENİM İÇİN EN UYGUN MESLEĞİN ASTSUBAY YAHUT SUBAYLIK OLDUĞUNU SÖYLEDİLER''           

Toplantının ardından gelenlerle birebir görüşmelerin yapıldığını dile getiren S.A, "Ben de B.U. ile bir odaya gittim. Burada B.U. odadan çıktı ve kendisini İhsan olarak tanıtan 35 yaşlarında bir adam ile baş başa kaldım. Bu kişiyi o gün hayatımda ilk defa gördüm. Bana üniversiteden sonra hangi mesleği yapmak isteğimi sordu. Ben de öğretmen olmak istediğimi, bunun için sözde abilerin talimatları hilafına gizli gizli KPSS'ye çalıştığımı söyledim. O da bana sözde abilerle istişare ettiğini ve benim için en uygun mesleğin astsubay yahut subaylık olduğunu düşündüklerini söyledi. Ben fıtratıma uygun olmadığı için bu mesleği yapmak istemediğimi söyledim. O da bana itaatin çok önemli olduğunu alınan istişare kararına itaat etmem gerektiğini, eğer itaat etmezsem Allah tarafından cezalandırılacağımı, hayatımda mutsuz olacağımı söyledi. Ben de o günkü sohbetin etkisiyle ikna oldum ve subaylık sınavlarına girmeyi kabul ettim" dedi.               

''YAZILI SINAVI KAZANDIM, MÜLAKATTA NE OLACAĞI ÖNCEDEN ANLATILDI''

Erzurum Atatürk Üniversitesinde ÖSYM tarafından yapılan subaylık yazılı sınavına girdiğini kaydeden S.A, yaşananları söyle anlattı:                 
"Benim seviyeme göre çok sabit bir sınavdı. Yazılı sınavı rahatlıkla 40. asil olarak kazandım. Bir ay sonra da mülakata girdim. Mülakattan önce B.U bana bir sürü taktik verdi. Askerlerin durumsal farkındalığa çok önem verdiklerini, mülakat salonundan çıkarken kaç merdiven olduğuna, duvarların rengine, merdivende yazı olup olmadığına, odadaki tablolara dikkat etmemi, mülakat kurulunda bir bayan psikolog olacağını, bu kişinin özellikle paralel yapı mensuplarını tespit etmek için orada olduğunu, mülakat anında davranışlarıma çok dikkat edeceğini, özellikle ona karşı konuşmama ve kendisiyle tokalaşıp tokalaşmama hususuna çok dikkat edeceğini, bu bayana 'merhaba' derken gözlerinin içine bakmamı, elini sıkmamı, medeni bir şekilde kendimi tanıtıp, güler yüzlü ve esprili olmamı, kısa ve öz konuşmamı, kendi özgeçmişimi kısa ve öz şekilde anlatmamı, orada kendimle ilgili her bilgiyi doğru vermemi söyledi. 'Fetullah Gülen'i tanıyor musun' diye sorarlarsa, 'tanıyorum, televizyonlarda filan gördüm' şeklinde cevap vermemi, komutanlar bana kızgın bir şekilde bir şey söylerlerse bunun psikolojimi ölçmek için olacağını, bu durumda, 'Komutanım hayırdır, yengeye kızıp hıncını benden mi çıkarıyorsun' gibi esprili bir cevap vermemi bana tembihledi. Her şey B.U'nun anlattığı gibi çıktı. Ben de o taktikler doğrultusunda hareket ederek mülakatı geçtim."               

''KKK'DAKİ SINAVIN SORU VE CEVAPLARI VERİLDİ''

Ankara'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KKK) düzenlediği sözleşmeli subaylık sınavı öncesinde yaşadıklarını, ifadesinde detaylı bir şekilde dile getiren S.A, şunları kaydetti:                 
"Bu sınav Ankara'da olacaktı. Ben bu sınava girmeden önce B.U yanında Ankara'dan gelen 'Selami' isimli 30 yaşlarında, görsem tanıyabileceğim ancak her zamanki gibi soyadını ve isminin takma olup olmadığını bilmediğim bir şahısla beni tanıştırdı. Sınavdan bir gün önce Ankara'ya gitmemi, Ulus'ta heykelin önünde saat 15.00'de Selami ile buluşmamı kararlaştırdık. Uçak biletini zaten onlar almıştı. Ben kararlaştırdığımız gibi o gün o saatte Selami ile buluştum. Elinde bir çanta ile yürüyerek yanıma geldi. Bana, 'Gel senin kaldığın otele gidelim' dedi. Otele gidip kaldığım odaya çıkınca çantasından bir dizüstü bilgisayar çıkardı ve masanın üzerine koydu. Sonra bana çok önemli bir şey göstereceğini ancak göreceklerini kimseyle paylaşmamam için namusum ve şerefim üzerine yemin etmem gerektiğini söyledi. 3 kere yemin ettikten sonra bilgisayarın ekranını açtı ve bana bir takım sorularla bu soruların cevaplarını gösterdi. Bana sadece sorularla doğru cevaplarını okumamın yeterli olduğunu söyledi. Söylediği gibi yaptım. Ben okumayı bitirdikten sonra bu soruların ertesi gün gireceğim subaylık sınavının soruları olduğunu söyledi. Ben bunun kul hakkı yeme anlamına geldiğini, zaten başarılı bir öğrenci olduğumu, sınav sorularını önceden bilmeye ihtiyacım olmadığımı söyleyerek tepki gösterdim. Bunun üzerine bana ordu içerisinde yapılaşmak isteyen çok fazla hainin olduğunu, Hristiyanlar, Yahudiler, Masonların bu vatan hainlerinden olduğunu, onların kendi taraflarına bu şekilde soruları verdiğini, onlarla rekabet edebilmek için onların yerine vatanını seven insanların gelmesi için soruları vermek mecburiyetinde olduklarını söyledi. Eğer benim yerime onlardan biri gelirse onların yapacağı her kötülükte benim de sorumluluğum olacağını, ahirette Allah'ın 'Senin elinde böyle bir fırsat vardı, neden değerlendirmedin' diye hesap soracağını söyleyerek beni ikna etti. Girdiğim subaylık sınavındaki sorular bir önceki gün Selami'nin bana gösterdiği sorularla birebir aynıydı. 50 sorunun 5 tanesini bilerek yanlış yaptım. 45 doğru ile 25. asil olarak sınavı kazandım."     

''SUBAYLIKLA İLGİLİ GÜVENLİK SORUŞTURMASINDA ELENDİM, ASTSUBAYLIK SINAVINI İSE KAZANDIM''         

Subaylık sınavının mülakatını da rahatlıkla geçtiğini sözlerine ekleyen S.A, "Zaten B.U, bana astsubaylık sınavıyla ilgili taktik verirken bu durumun subaylık mülakatı için de geçerli olduğunu söylemişti. Bu nedenle mülakatı geçtim. Ben aktif olarak spor yaptığım için spor sınavını rahatça verdim. Ancak subaylıkla ilgili 6 aylık güvenlik soruşturmasında elendim. Astsubaylık sınavını ise kazandım" dedi.               

''LAVABONUN DUVARINDA TEYEMMÜM ALIP, GÖZLERİMLE NAMAZ KILMAM İSTENDİ''

Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığına 2011 yılında kaydını yaptırdığını, ondan sonra sadece Selami ile buluştuğunu ifade eden S.A, şöyle dedi:          "Her hafta pazar günü saat 15.00'te Ulus Meydanı'nda Atatürk heykelinin yanında buluşuyorduk. Biraz yürüyüp bir kafede ya da bir restoranda yemek yerdik. Bu şekilde konuşurduk. Bana hep tedbirin çok önemli olduğunu, aşikar şekilde namaz kılmamamı, lavabonun duvarında teyemmüm alıp yatağıma yatıp gözlerimle namaz kılmamı, Fetullah Gülen'in bizim bu şekilde namaz kılmamızın peygamberin kıldığı namaz kadar kutsal olduğunu söylediğini, telefonuma dini içerikli materyalleri indirmememi, kimseyle dini ve siyasi konuları tartışmamamı, tartışma olursa hemen kısa kesip oradan uzaklaşmamı tembihliyordu. Bende söylediklerimi dilimle tasdik ediyordum. Fakat yine de kendi bildiğim gibi davranıyordum. Tedbir ve gizli namaz kılma meselesi benim hiçbir zaman aklıma yatmadı. Okulun içerisinde mescit ve cami varken farklı bir yerde namaz kılmak istememiştim. Bu nedenle normal şekilde abdestimi alıp okulun mescidinde namazımı kılıyordum. Aradan 2-3 ay geçtikten sonra Selami tedbire dikkat etmediğim hususunda beni uyardı. Halbuki ben namazımı gizlemediğimi ona söylememiştim. Buradan bir şekilde beni içeriden birine gözlemlettirdiğini düşündüm. Okul bu şekilde 4,5 ay sürdü."

''KANEPENİN ALTINDAKİ GİZLİ BÖLMEDE GÜLEN'İN KİTAPLARI VARDI''

Astsubay S.A, ifadesinde, Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığından mezun olduktan sonra astsubay çavuş rütbesiyle kursiyer olarak jandarma okulunda eğitim almaya devam ettiğini belirtti.               

TSK'dan maaş almaya başladığını ve mesai sonrası evine gittiğini ifade eden S.A, paralel yapılanma içerisindeki Selami'nin kendisine Keçiören Sanatoryum Mahallesinde bir ev tahsis ettiğini, evin okuldan çok uzak bir yerde olduğunu söyledi.                 

Evi, öğrencilik yıllarından tanıdığı, cemaat evlerinde kendisi gibi kaldığını bildiği fakat astsubaylık sınavına girdiğini bilmediği S.A. ile paylaştığını anlatan S.A, sözlerini şöyle sürdürdü:                 
"Ev dayalı döşeli, kirası 450 liraydı. Ev sahibini görmedik. Kirasını ve faturalarını Selami'ye veriyorduk. Selami haftada bir evimize gelip dini konularda öğütler veriyor, tedbirin öneminden bahsediyordu. Evde dini kitaplar yoktu, yalnızca kanepenin altındaki gizli bölmede Fetullah Gülen'in kitapları, Cevşen-ü Kebir ve Risale-i Nur vardı. Kur'an da vardı ama onu saklamıyorduk. Bu şekilde 1 yıl daha geçtikten sonra 2012'de kura çekerek İzmir'e tayin oldum."     

''BABAM, PARALEL YAPIYLA BAĞLANTIMI HİÇBİR ZAMAN BİLMEDİ''

Ev arkadaşı S.A. ile astsubay okulundayken mesleği sevmediklerini ve istifa etmeyi düşündüklerini belirten S.A, şöyle devam etti:                 
"Bu nedenle evde KPSS'ye çalışıyorduk. Selami geleceği zaman kitapları saklıyorduk. Selami'de bizim evin anahtarı vardı. Bir gün biz işe gittiğimizde evi karıştırarak KPSS kitaplarını bulmuş, bizim sınava çalıştığımızı öğrenmiş. Bize sözde davaya ihanet etmememizi, mesleğimizden vazgeçmememizi söyleyerek bir sürü nasihat etti. Bu olaydan 1 hafta sonra ev arkadaşım S. A.'nın takım komutanı bölüğe kızdı ve bir direğin karşısına geçerek 'Ben eşeğim' diye bağırmasını emretti. O da emri uyguladı fakat olay gururunu çok zedelemiş, bunun üzerine istifa etti. Bende istifa etmek istedim, durumu babama anlattım. Babam benim öğretmen olmamı hayal etmişti. Bana, 'Sen benim sözümü dinlemedin ve asker oldun. Devlet seni yetiştirdi astsubay yaptı. Mesleğini bırakırsan vatana ihanet etmiş olursun. Eğer bu saatten sonra mesleği bırakırsan seni eve almam' dedi. Babam, paralel yapıyla bağlantımı hiçbir zaman bilmedi."               

''SADECE BİR NUMARANIN KAYITLI OLDUĞU ŞİFRELİ TELEFON VERİLDİ''

İzmir'e tayini çıktığında, FETÖ/PDY içerisinde Ankara'da faaliyet yürüten Selami'nin Mustafa isimli kişiyle tanıştırarak, "Seninle artık Mustafa ilgilenecek" dediğini kaydeden S.A, söz konusu kişinin içerisinde sadece bir numaranın kayıtlı olduğu telefonu kendisine verdiğini söyledi.                 

Mustafa'nın telefondaki numarayı ezberlemesini istediğini anlatan S.A, "Mustafa, bu telefonumu sadece kendisini ve arada bir 'sahibinden.com' isimli sitede ilan verip bir şeyler satan kişileri arayıp ürün sormamı söyledi. Sorduğumda TİB'in sadece tek kişiyle yapılan görüşmelerden şüphelendiğini ve bunları dinlediğini söyledi."               

''TEKNİK KISIMDA DİNLEME YAPAN PERSONEL OLARAK GÖREVE BAŞLADIM''

"Mustafa, benden, İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü Teknik Kısım Amirliğini arayıp, çıkan kişiye, İzmir'e atandığımı, çok iyi Kürtçe bildiğimi, teknik kısma alırlarsa çok iyi tape çözeceğimi ve çok faydalı olacağımı söylememi istedi." diyen S.A, şunları kaydetti:                 
"Ben de bunları söyledim. Telefonda konuştuğum başçavuş, özellikle uyuşturucu dosyalarında Kürtçe bilen personel sıkıntısı yaşadıklarını durumu alay komutanına bildiriceğini söyledi. Teknik kısımda dinleme yapan personel olarak göreve başladım. Mustafa ile bana verdiği telefon vasıtasıyla haftada 1-2 defa buluşuyorduk. Benim görev yerimin kendileri için çok kritik olduğunu belirtti. Görevimin, devletin bekasını ilgilendiren ciddi suçlar ve siyasilerle ilgili dosyalarda bir görüşme tespit edersem o görüşmelerin zaman aralığını ve görüşmeyi yapan şahısların kimlik bilgilerini söylemek olduğunu bana iletti. Bunun nedenini sorduğumda bu tür görüşmelerin sümen altı edildiğini, dinlemeyi yapan personelin başının belaya girmesinden korkarak savcılara olayın intikal ettirmeyeceğini ve bu nedenle önemli suçlarla ilgili gereğinin yapılmadığını ifade etti."               

''4 TELEFON NUMARASI VERİP, YASAL KILIFINA UYDURARAK DİNLEMEMİ İSTEDİLER''

Görev yaptığı kısmın sorumlusunun, yapılan görevin çok ciddi olduğunu, gizliği ihlal edecek hareketlerin ciddi hukuki sorumluluk doğrucağını söyleyerek herkesi uyardığını ifade eden S.A, "Ben de bunun üzerine bildiklerimi Mustafa ile paylaşmamayı kafama koydum. 17 Aralık 2013'ten bir ay önce Mustafa bana 4 tane telefon numarası verdi. Bu numaraları bir şekilde yasal kılıfına uydurarak dinlemem gerektiğini söyledi. Ben bu numaraların son 4 hanesini ezberledim. Sistemde sorgusunu dahi hukuki sorumluluktan korktuğum için yapmadım. Bu nedenle numaraların kime ait olduğunu bilmiyorum" dedi.   

''17 ARALIK'TA BÜTÜN YASAL DİNLEME İŞLEMLERİNİ SONLANDIRDIK''     

"Niyetim o numaralar yaptığım mevcut yasal dinleme kapsamında herhangi bir telefon numarasıyla irtibat kurarsa ve içinde suç unsuru da varsa tapesini çözüp tim komutanına vermekti." diyen S.A, "Ancak böyle bir konuşmaya denk gelmedim. Zaten bir ay sonra 17 Aralık günü biz bütün yasal dinleme işlemlerini sonlandırdık. Yalnızca terörle ilgili önleme dinlemesi yaptık. Bu işlem için de Ankara'dan karar alınmıştı. 17 Aralık'tan sonra da ben Mustafa ile bir defa görüştüm. Bu görüşmede bana verdiği telefonu geri aldı ve bana riskli bir dönemde olduklarını bu şekilde görüşmenin uygun olmayacağını söyledi. Zaten ben 2013 yılı Nisan ayında onların bulacağı biriyle değil de sevdiğim kızla evlendiğim için uzun süredir bana soğuk davranıyordu. Fakat yine de benden vazgeçmiş değildi" ifadesini kullandı.               

''ERBAKAN DÖNEMİNDEN BU YANA AK PARTİ BİZE SICAK BAKMIYOR''

FETÖ/PDY'nin görevlendirdiği Mustafa ile 17 Aralık süreci hakkında görüşme yaptıklarını kaydeden S.A, şunları dile getirdi:                 
"Benden, 17 Aralık sonrası yaptığımız görüşmede bu mevzuları kimseyle tartışmamamı, kimin haklı, kimin haksız olduğu konusunda fikrim olmadığını söylememi istedi. Telefonu aldıktan sonra iki kez daha evime geldi. Mustafa evime geldiğinde soruşturmaların darbe girişimi olmadığını, Erbakan döneminden bu yana AK Parti hükümetinin kendilerine sıcak bakmadığını, sırf ülkede iyi şeyler olsun diye AK Parti ile yakın durduklarını, bakanların yolsuzluklarını uzun süredir bildiklerini ve bunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ilettiklerini ve 17 Aralık sürecinden önce de eski bakanlar Kürşat Tüzmen, Kemal Unakıtan'ın yolsuzluğa bulaştığını ilettiklerini, bu nedenle bu iki bakanın görevden alındığını, fakat 17 Aralık 2013'te ortaya çıkan yolsuzluklara Başbakan Erdoğan ve ailesi de bulaştığı için bu konuda herhangi bir işlem yapmadığını, bunun üzerine savcıların yetimin hakkını korumak için her şeyi göze alarak bu operasyonu gerçekleştirdiğini söyledi. Bu konuları kimseyle tartışmamamı bana söyledi. Bu konuşma 17 Aralık darbe girişimi sürecinden kısa bir süre sonra benim cemaat hakkımdaki fikirlerim değişmesin diye yapıldı. Ben bunu şimdi anlıyorum."               

''TELEFONUMDAKİ MESAJLAR 2-3 SANİYEDE KENDİLİĞİNDEN SİLİNİYORDU''

Paralel devlet yapılanmasının gerçek yüzünü görmemesi için kendisini yanlış fikirlerle doldurduklarını belirten S.A, ifadesinde şöyle dedi:                "Mustafa'nın ikinci kez evime gelişi tayinim Hakkari'ye çıkmadan hemen önceydi. Yanında Ömer diye biriyle geldi. Benimle Van'da ilgilenecek kişinin Ömer olduğunu söyledi ve bizi tanıştırdı. Bana açık öğretim ve üniversite sınavlarına başvurmamı ve sınav bahanesiyle sık sık Van'a gelmemi Ömer isimli şahıs söyledi. Van'a ilk geldiğimde beni Ömer karşıladı. Benim telefonuma bir program yükledi. Bu programda iki telefon birbirine yaklaştığında birbirini algılayan ve bir arama tuşunun belirdiği bir ekran çıkıyordu. Arama tuşuna basınca benim telefonumda bir kod belirdi. Ben 'ok' tuşuna basınca mesajlaşma bölümü açılıyordu. Mesajlar okunduktan 2-3 saniye sonra kendiliğinden siliniyordu. Programa da bir şifre ile giriliyordu. Bana Van'da bu şekilde haberleşeceğimizi söyledi. Programda telefonlar yan yana gelip bir kere eşleştikten sonra bir yerden mesajlaşma imkanı veriyordu. Fakat benim akıllı telefonum çok iyi olmadığı için Hakkari'ye giderken format attım. Programı unutmuştum. Zaten 17 Aralık darbe girişimi sürecinden sonra paralel yapının gerçek yüzünü görmeye başlamış ve benden geçmişte istenen illegal talepler nedeniyle kendilerine bağlı hakim savcıları organize ederek gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru ve tek hükümetine karşı darbe girişiminde bulunmalarına ciddi şekilde ihtimal verir olmuştum. Bu olaydan sonra hiçbir şekilde onlarla irtibat kurmadım. Sadece bundan yaklaşık 2 ay önce eşimin telefonundan yabancı bir numara aradı ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben telefonu aldığımda sesinden Ömer olduğunu anladım ve kendisiyle görüşmek istemediğimi söyleyerek yüzüne kapattım."             

''ÇOK PİŞMANIM''

"Ben daha önce bu konuyu adli mercilere bildirmek istedim. Ancak dosyaya bakacak savcının FETÖ/PDY'nin bir üyesi olabileceği ve başımı belaya sokabileceği düşüncesiyle fikrimden vazgeçtim." ifadesini kullanan S.A, "Ancak 15 Temmuz 2016 gecesi milletin silahıyla milletin kendisini şehit edecek kadar gözü dönmüş bir yapı olduğunu tüm milletimizle birlikte görünce durumu komutanıma aktardım." dedi.               

FETÖ/PDY ile irtibatından dolayı çok pişman olduğunu belirten S.A, şunları kaydetti:                 
"FETÖ/PDY yıllar yılı başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün milletimizi kandırmış olan sinsi bir yapılanmadır. Benim bu yapının içerisinde bulunduğum dönemde herkesin malumu olduğu gibi neredeyse AK Parti ve hükümetimizle eşdeğer tutuluyordu. Her görüşten insanlar ve medya kuruluşları Türkçe Olimpiyatları'na methiyeler diziyordu. Zaten 2002 yılından 2013 yılına kadar sadece iki kez hukuka aykırı iş yaptıklarına şahit oldum. Görünüşte hepsi benimle aynı inancı paylaşan, benim gibi mütedeyyin ve ülkesine faydalı olmaya çalışan insanlardı. İllegal taleplerine de kendilerince bir gerekçe bularak beni de ikna etmişlerdi. Fakat 15 Temmuz 2016'da genç, yaşlı, kadın, erkek ayırt etmeksizin gafil avladıkları milletimize silah sıkacak, hedef gözetmeksizin bombalayacak kadar gözü dönmüş caniler olduklarını tüm milletimiz görmüştür. Yaşanan hadiseler dünyada itibarımızı sarstığı gibi tüm vicdanları derinden yaralamıştır. Ben de vicdanen rahatsız olarak bildiklerimi paylaşmak istedim. FETÖ/PDY ile olan irtibatım için çok pişmanım. Benden istedikleri hukuka aykırı eylemleri şu veya bu şekilde hiç gerçekleştirmedim."       

http://www.hurriyet.com.tr/bir-astsubayin-itiraflari-40176169 (http://www.hurriyet.com.tr/bir-astsubayin-itiraflari-40176169)
Başlık: 'Ürkütücü' albay da ordudan atıldı! İşte ihraç edilenler
Gönderen: SKYWOLF - 31 Temmuz 2016, 13:29:43
'Ürkütücü' albay da ordudan atıldı! İşte ihraç edilenler

Hürriyet Haber
31 Temmuz 2016 - 11:14Son Güncelleme : 31 Temmuz 2016 - 12:51
'Ürkütücü' albay da ordudan atıldı! İşte ihraç edilenler

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579da37418c7734d8ca3162d.jpg)

Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne bağlı 1389 askeri personel TSK'dan ihraç edildi. İhraç edilenler arasında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın 'ürkütücü' dediği isim Albay Fırat Alakuş da var.

Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameye göre askeri okullar kapatılırken, bin 196’sı Jandarma Genel Komutanlığı’nda olmak üzere bin 389 asker Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi.

ÖZEL KUVVETLERDE 100'DEN FAZLA İHRAÇ             

Resmi Gazete'de TSK ile bağı kesilen askeri personelin listesine de yer verildi. Buna göre, ihraç edilenlerin arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başyaveri Albay Ali Yazıcı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan, başdanışmanı Albay Orhan Yıkılkan, eski özel kalem müdürü Albay Ramazan Gözel ile özel kalem müdürü Yarbay Hüseyin Hakan Öcal, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın özel kalem müdürü Albay Tevfik Gök, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin özel kalem müdürü Kurmay Albay Erkan Öktem, Albay Fırat Alakuş da yer aldı. Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığından ise 100'ün üzerinde subay ve astsubay ihraç edildi.     

JANDARMADA 9 GENERAL... CELEPOĞLU DA LİSTEDE

Jandarma Genel Komutanlığından ise 9'u general olmak üzere subay ve astsubayların bulunduğu 1196 personelin Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesildi. Bu personelin arasına Aydın Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Murat Kırkaya, Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş, Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu, Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan da yer aldı. Adana'da durdurulan mühimmat yüklü MİT tırları soruşturması kapsamında tutuklanan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da ihraç edilen personel arasında yer aldı.

ASKERİ ATEŞELER DE ATILDI

Jandarma Genel Komutanlığından ihraç edilenlerin arasında askeri ataşeler de yer aldı. Buna göre Astana Askeri Ataşesi Jandarma Kurmay Albay Musa Deliçay, Lizbon Askeri Ataşesi Kurmay Albay Necip Akkoyun ile Kurmay Albay Bahadır Yalçın, Santiago Askeri Ataşesi Kurmay Albay Ramazan Rıza Barut, Gambiya Askeri Danışmanı Kurmay Albay İsmail Özcan, Cezayir Askeri Ateşeliğinden Kurmay Albay Şemsettin Eray, Taşkent Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Burçin Büyükikiz, Abuja Asker Ataşesi Kurmay Albay Sadık Gök Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edildi. Daha önce çıkarılan "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kararname"ye göre de milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan Kara Kuvvetleri Komutanlığında 87 general, 726 subay, 256 astsubay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 32 amiral, 59 subay, 63 astsubay, Hava Kuvvetleri Komutanlığında 30 general, 314 subay, 117 astsubay olmak üzere bin 684 asker, TSK'dan çıkarılmıştı.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579da11418c7734d8ca31613)

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı da ordudan atılan isimler arasında.

AKAR'IN ÜRKÜTÜCÜ DEDİĞİ İSİM

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın ifadesinde Albay Fırat Alakuş için şu sözler yer almıştı: “Bir müddet sonra gidiyoruz deyip beni aldılar. Kapıdan çıktığımda tam taçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin Kurmay Albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim"

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579db3a018c7734d8ca317d8)

Albay Fırat Alakuş'un, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın istememesine rağmen ataması yapıldığı iddia edilmişti.

 SİLAH VE PİLOT LİSANSLARI İPTAL EDİLİYOR

Söz konusu personelin askeri rütbeleri ve memuriyetleri, mahkumiyet kararı aranmaksızın alınacak. Bunlar yeniden TSK ve Jandarma Genel Komutanlığına kabul edilmeyecek, kamu hizmetinde istihdam olmayacak. İhraç edilen personelin uhdesindeki her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim, denetim kurulu, tasfiye kurul üyelikleriyle benzer görevleri de sona erdirilecek. Söz konusu askeri personelin silah ruhsatlarıyla pilot lisansları da iptal edilecek. Oturdukları kamu konutlarından 15 gün içinde tahliye edilecek bu personel, özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı da olamayacak.


ERMİŞ REHİN ALAN ÇIKMIŞTI

Darbe girişimi sırasında tutuklanan isimlerden biri de Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş olmuştu. Ermiş, ifadesinde "Darbe girişiminden önceden haberdar olmadığını savunmuş, "Pişman olmuş ama gecikmiştim" demişti. Ancak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi kaçıran ismin Ermiş olduğu ortaya çıktı.

http://www.hurriyet.com.tr/tskda-ikinci-ihrac-dalgasi-40176761 (http://www.hurriyet.com.tr/tskda-ikinci-ihrac-dalgasi-40176761)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 31 Temmuz 2016, 13:37:56
Konuyla ilgili ilginç bir haber >> Darbeyi bilen astrologlar: Herkes yerde ararken onlar gökte buldu (http://www.hurriyet.com.tr/darbeyi-bilen-astrologlar-herkes-yerde-ararken-onlar-gokte-buldu-40176591)
Başlık: İncirlik Üssü'ne giriş çıkışlar yasaklandı
Gönderen: SKYWOLF - 31 Temmuz 2016, 13:46:10
İncirlik Üssü'ne giriş çıkışlar yasaklandı

İHA
31 Temmuz 2016 - 01:03Son Güncelleme : 31 Temmuz 2016 - 10:26
İncirlik Üssü'ne giriş çıkışlar yasaklandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579d247518c7731368a60715.jpg)

Adana'da yeni bir darbe girişimi ihtimaline karşı stratejik noktalarda önlem alınırken İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı'na giriş ve çıkışlar ikinci bir emre kadar yasaklandı.

Adana Emniyet Müdürlüğü Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının 15 Temmuz 2016 tarihindeki gibi darbe girişiminde bulunacağı istihbaratını aldı. Polis hemen o gecede olduğu gibi teyakkuza geçerek bütün polisleri göreve çağırdı.

Saat 23.00 sıralarında yaklaşık 7 bin polis görev başına gelerek Adana Emniyet Müdürlüğü, Adana Valiliği, Adana Havalimanı, Kürkçüler Cezaevi önünde önlem aldı. Önlemlerin yanı sıra polis darbe girişimine karşılık Adana'da askeri birliklerin önüne de çevik kuvvet, terörle mücadele polislerini gönderip, zırhlı araç ve TOMA'larla önlem aldı.

Eski 10. Tanker Üs Komutanı Bekir Ercan Van'ın darbe üssü olarak kullandığı 10 Tanker Üs Komutanlığı bütün giriş çıkışlarında da polis olağanüstü önlemler aldı. 5 TOMA üssün önüne gelirken, çevik kuvvet ve terörle mücadele polisleri uzun namlulu silahlarla giriş ve çıkışlarda beklemeye başladı. Polis ayrıca üsse ikinci bir emre kadar giriş ve çıkışları yasakladı. Dışarıdan üsse girmek isteyen içeri alınmazken, içeriden çıkmaya çalışanlarda dışarı çıkartılmıyor. İncirlik Üssü'nde lojmanda kalan vatandaşlar üsse girmek için geldi ancak polis içeri almadı. İncirlik Üssü'ne giriş ve çıkışların tehlike geçene kadar devam edeceği öğrenildi.

ABD GENELKURMAY BAŞKANI İNCİRLİK'E GELİYOR

Öte yandan, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford bugün Türkiye'ye geliyor. Dunford, ziyaret kapsamında Ankara'da ikili temaslarda bulunacağı ve İncirlik Üssü'ndeki Amerikan askerlerini ziyaret edeceği bildirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/incirlik-ussune-giris-cikislar-yasaklandi-40176636 (http://www.hurriyet.com.tr/incirlik-ussune-giris-cikislar-yasaklandi-40176636)
Başlık: FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra
Gönderen: SKYWOLF - 31 Temmuz 2016, 14:03:23
FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

Polislikten atıldı, Gülen Cemaati’nin içyüzü hakkında ilk kitabı o yazdı. İşsiz kaldı, arabası kundaklandı, ölüm tehditleri aldı. Yıllardır inzivada, denizde yaşayan Zübeyir Kındıra ile gizli bir lokasyonda buluştuk.
Çınar OSKAY- Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU
30 Temmuz 2016 - 10:00:00
FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579c551c0f25442264ccbc2c.jpg)

Bu yazıyı cumartesi sabah 05.00’te Dalaman’da bir otelde yazıyorum.
Zübeyir Kındıra ise bir ambulansla hastaneye götürülüyor. Bütün günü birlikte Akbük’te geçirdik, teknesiyle dolaştık, röportaj yaptık. Tehditler yüzünden sık sık yer değiştiriyordu. Yerini gizliyordu. Gece yarısı İsmail Saymaz aradı: “Zübeyir’e saldırmışlar!” Elim ayağıma dolandı, aradım, ulaşamadım. Çok şükür, bir süre sonra döndü. 5 kişi teknesini basmış, tekme tokat girişmiş. “Öldürelim mi reis” diye bağırıyorlarmış. Bir şekilde teknesiyle açılıp kaçabilmiş. Karaya dönmesi saatler sürdü. Ambulanstayken konuşacak halde değildi. Bu yazıyı yazmak benim için zor, umarım pazar günü beraber okuyacağız. Kafasının dikine giden, müthiş zeki, cesur bir insan… Ve sıkı bir gazeteci… Polislikten atıldıktan sonra Gülen Cemaati’nin içyüzünü bir kitapta ilk kez yazan kişi…
İşte bu aşağılık saldırıdan birkaç saat önce söyledikleri…

 

Neden burada, ıssız bir koydasınız?

13 yaşımdan beri bu ülkeye hizmet ediyorum. Dokuz kitap yazdım. Benim de bir hayatım var ve yaşamak istiyorum. Köpeğimle beraber teknedeyim. E bir de Fethullah Gülen örgütünün şikâyetleri yüzünden yazdırmadılar bana.

Nasıl yazdırmadılar?

Bizzat bakan göndererek. Bugün onlara ‘ahmak’ diyebiliriz. Beni işten attırdılar. Para kazanma imkânı bulamadım. Tekne aldım, yelken öğretmenliği ve mavi tur yapıyorum.

Neden nerede olduğunuzu gizli tutmamı istediniz? Tehdit mi alıyorsunuz?

Defalarca aldım ama MİT’ten bir arkadaş yakın zamanda tehdidin kalktığını söyledi.

Kim tehdit etti sizi?

Bir arkadaşım bir gün Ankara Swissotel’de bana Cemaat’le uzlaşıp uzlaşmayacağımı sordu. “Önce birkaç soruma cevap vermeleri gerekir” karşılığını verdim.

 

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

Ne gibi?

Niye böyle bir örgüt kuruyorlar? Neden ülkenin canına okuyorlar, gibi. Bana “Böyle devam edersen iyi olmayacak. Bence Ankara’dan uzaklaş, yoksa canına kastedebilirler” dedi. “Sen bana arkadaş olarak ‘Çok keskinsin, dikkat et’ mi diyorsun, yoksa bir bilgiye dayanarak beni uyarıyor musun” diye sordum. “İkincisi” diye yanıtladı.

İlk siz mi yazdınız Cemaat’i?

Türkiye’de kitap olarak ilk yazan kişi benim. Fethullah Gülen davasında delil olarak kullanıldı. Meclis tutanaklarına yansıdı. Kitabın ismindeki ‘cop’ aynı zamanda İngilizce ‘polis’ demek. Bu da Emniyet Teşkilatı içinde literatüre geçti.

Nasıl başladı bu iş, ne zaman polis oldunuz?

Gaziantepliyim, babam şofördü. Orta halli bir aileden geliyorum. Polis Koleji sınavına 10 bin kişi girdi, 158 kişi alındı. Bu ülkenin zeki çocuklarıydı. Üçüncü sınıfta sicilim bozuldu. Sınıf komiserleri, Cemaat’in elemanları 1984’te hesabımı kestiler.

Yani 1980’lerin ortasında bile polis okulları Cemaat’in elindeydi...

Evet. Şimdi Erdoğan “buradan Cemaatçi geliyor, engelleyemiyoruz” diye kapattı hepsini.  1979’da ilk girdiğimde sağ-sol gibi bir ayrışma vardı. Bir grup vardı, ‘Işıkçılar’, ‘Nurcular’ diyorlardı. Sonra Gülen Hareketi oldu. Yeni gelen zeki, fakir çocukları “hadi gel hemşerim” diye bir yerlere götürüyorlardı. Işık Evleri’ne... Bunlara ‘şarj evleri’ diyordu Fethullah Gülen. Beyinleri yıkanıyordu. Kitaplar, risaleler okuyorlar, o evde yemekler yeniyor. Abiler var. Bu çocukları koruyup kolluyor, cebine iki kuruş harçlık veriyorlardı.

 

ÇİÇEKLE, BÖCEKLE KONUŞUYORLAR

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

Yoksul, gariban çocuklar hep...

Tabii. Ankara’yı bilmiyor. Hafta sonu izne çıkmış, nereye gideceğini bilmiyor. İşte ‘abi’si geliyor, götürüyor şarj evine. Zaten babası namaz kılan hacı amca, annesi başörtülü bir teyze... Dini duygularını sömürerek Cemaat’e bağlıyorlardı. Bir süre sonra bunların evliliklerine, içtiği içkiye, giydiği kıyafete kadar her şeyi belirliyorlardı. Sonra da teslim olmuş çocukları sınıf komiserleri himayesine alıyordu. Bizim gibi adamları da attılar okuldan.

Nasıl insanlardı?

Bunlar da Mars’tan gelmiyor ki! İçlerinde iyi, yumuşak huylu insanlar vardı. Bazıları din adına iyi bir şey yapıyorum diye düşünmüş olabilir. Ama bir polis koleji öğrencisi dine hizmet edecek diye bir şey yoktur. Mesleki, hukuki bilgiler vermeleri gerekir.

İlginç anılarınız var. Çiçeğe besmele çektirenler gibi...

Böyle oluyorlardı. O İsmail ilk geldiğinde böyle değildi ki. Bizim gibi birisiydi. Köyden gelmiş, okuyacak ama bunu aldılar. Dinden başka bir şeyle ilgilenmez oldu. Çiçekle konuşuyor, böcekle konuşuyor. Kadın hocaların yüzüne bakamaz, elini sıkmaz. Dışarda kızları görmemek için şapkalarıyla gözlerini örterlerdi. Ama bu mutaassıplığı aşılayan abiler kızlarla çıkardı. Kapalı kapılar arkasında neler olurdu...

Korkutuyorlar mıydı çocukları?

Bir tanesi çocuğun birine diyor ki: “Dün akşam seni uyurken gördüm. Hemen yanında Rus cini vardı!” Herhalde komünist cin! Böyle şeyler söylüyorlardı. Cinler, periler, hurafeler... Her türlü hile var bunlarda.

Peki tüm bunlar olurken bu okullardaki müfredat, hocalar filan etkisiz mi kaldı?

60 yıldır bu ülkede doğru dürüst bir sol iktidar olmadı. Menderes ile başlayan, din, muhafazakârlık eksenli iktidarlar vardır. Özal’ı, Erbakan’ı, Demirel’i, Çiller’i, hepsi...  Oy tabanınız böyleyse siz de bu okullarda muhafazakâr çocuklar yetişsin istersiniz, olan bitene yol verirsiniz... Okul yönetimi ne yapsın? Bir tane müdür atamışsınız. Normal eğitim sürsün istiyor. Ama akşam yatakhanede ne konuşulduğunu nereden bilsin? Ben şikâyet ettim. 13-14 yaşında çocuğun şikâyetinden ne olsun? O şarj evini bile bulamayız.

 

DİNLE İLGİLERİ YOK

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

Işık Evleri’nde anlattıklarınız, ‘Işık Süvarileri’ vs. gerçekten de Haşhaşi efsanelerini andırıyor...

Hasan Sabbah uyuşturucu verip, kızların koynuna sokup, Cennet’e götürüp getiririm diye kandırıyordu. Şimdi kandırma yöntemleri farklı. 13-14 yaşında girmiş, memur olarak çıkacak. Nereye gideceğini düşünüyor. Kars Kağızman’ı mı çekeceğim, İstanbul’u mu çekeceğim... Bir abi diyor ki: “Sen bizdensin, merak etme. Seni İstanbul’a veriyoruz. İstanbul Terör’ün başına vereceğim.” Şimdi kime borçlu bu adam? Cemaat’e... Haşhaşi’nin afyonunu yuttu. Diğer Cemaatçileri korur mu korumaz mı? Benim istediğim atamayı yapacaksın dedi, yapar mı yapmaz mı?

Peki din, şeriat kurmak filan fasa fiso mu?

Ne dini? Dinle filan ilgileri yok. Para ve güç elde etmek, nemalanmak... Aptal bir nesil yetişsin, bana bağlı olsun, ben bu ülkeyi yöneteyim... Arkasında da emperyalistler... Bunun çok emaresi var. Aşağıdaki adamların ‘rakı içilmesin, kızlar baldır bacak gezmesin’ gibi dertleri olabilir. Ama yukarıdaki mütevelli heyetinin yoktur.

 

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

ARKASINDAKİ GÜÇ BENCE CIA

Nasıl gizliyorlardı kendilerini?

Zaman zaman operasyonlar yapıldı, listeleri hazırlandı. Duyuyorduk Fethullah Gülen’den hemen talimat geldiğini: Karılarınızın başını açın. Sosyal ortamlara gidin. 10 Nisan polis gecesine gidin, orada rakı için. Rakı içemiyorsanız susuz içiyorum deyip su doldurun. Diskoda dans eder gibi oynayın... Böyle taktikler uygulandı. İlerleyemiyorsanız yerinizde sayın, hatta biraz geri çekilin...

Neden Süleymancılar ya da Nakşibendiler değil de Gülenciler böyle güçlendi?

Çünkü bence bunların arkasında birileri var. İlkokul mezunu, vaizlik sınavını bile geçemeyen bir adamın bütün bu operasyonları yapabilecek kapasitede olduğuna inanıyor musun? Arkasında bilimsel organizasyonu yapan bir güç var. O güç de CIA bence. Moon Tarikatı’nın teşkilatlanma şemasının hemen hemen aynısıdır. O da bir dini örgütlenme.

Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak “30 yıldır tanıdığım, benim IQ’mden çok daha yüksek IQ’lü insanlar var” dedi. Gerçekten zeki adamlar mıydı?

Evet. 10 bin kişi giriyor, 158’i kazandı. Ayrıca zeki çocukları arayıp buluyorlardı.

Kendilerini Hazreti Muhammet ve çevresindekilerden sonra gelen ‘İkinci İlkler’ olarak görüyorlarmış. Buna şahit oldunuz mu?

Tabii. ‘Mehdi’ diyorlar, tapıyorlardı. ‘Hocaefendi’ denince ayağa kalkan bakan gördüm.

Atatürk’e, Cumhuriyet’e bakışları nasıldı?

Sevmezler, hakaret ederler. Bunu televizyonda anlattım. Cemaatçiler bana dava açtı; Atatürk’e hakaret ettiğim gerekçesiyle! Kanun böyle, yayın yoluyla tekrarlamak da suç. Çıktım mahkemeye, savcı okudu: Beton Mustafa demişsin vs... “Evet efendim” dedim, “Ben suçluyum. Bana bir ceza verecekseniz kendinize de verin. Siz de tekrar ettiniz az önce! Kamuya açık iddianameye de koydunuz.” Beraat ettim. Benim gibi bir Atatürkçüye! Can damarımdan vurmaya çalışıyorlar. Bu davayı  açan  Bursa  Emniyet  Müdürü dün tutuklandı.

 

HEP GÖZ YUMULDU

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

Yolda Cemaat’ten ayrılmak isteyen oldu mu? Onları rahat bıraktılar mı?

Asla bırakmazlar. Hesap sorarlar. Rafet Yılmaz isimli bir polis vardı. Cemaat’te nemalandı fakat bir kıza âşık oldu. Başı açıktı. “Bununla evleneceğim” dedi. “Hayır” dediler, “Şu kızla evleneceksin”.

İnsanların kimle evleneceğini belirliyorlar mı?

Tabii, başörtülü, Cemaat mensubu... Ramazan Akyürek’i de böyle bağladılar. Evlenince tamamen değişti.

Okulda şiddet uygulayan sert kişileri anlatıyorsunuz. Sonraları tarz değiştiriyorlar, daha güleryüzlü, çağdaş insanlar oluyorlar.

Kurmay sınıfı, yani üst düzey emniyet müdürü, vali, yargıç elbette zeki, okuyan yazan insanlar. Artık bağnaz dincilik bitiyor, Cemaat bağlılığı kalıyor. İstihbarat başkanı olmuş, Anayasa Mahkemesi üyesi, milletvekili olmuş... Ama Cemaat’in felsefesi: Cahil güruh, akıllı kurmay sınıf ve her söylediğini yapacak bütün ekip...

Poliste örgütlenmeleri nispeten kolay mı oldu? Neden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmaları daha zordu?

Çünkü polis siyasi iktidara çok bağlıdır. İlki Oğuzhan Asiltürk’ün İçişleri Bakanlığı yaptığı zamandır. O zamandan beri göz yumuldu, korundular...

ASIL ECEVİT KANDIRILDI

Kamuoyunun kişiliğinden şüphe etmeyeceği, sol eğilimli Bülent Ecevit’in bile çok iyi ilişkileri olmuş. Nasıl oluyor?

Cumhurbaşkanı “Kandırıldık” diyor ya... Eğer birisi kandırılmışsa o Bülent Ecevit’tir. Yurtdışındaki okulları Türk kültürünü yaydığı, Türkçe eğitim verdiği için sevdi. Bunun iyi bir organizasyon olduğunu düşünüyordu. Gerçi sonra gördük, önce Özbekistan sonra Rusya bunları kapattı. Amerikan casusları var diye... Ecevit bunu göremedi.

Söyleyen de söylemiş. Başbakanlık Sivil Çalışma Grubu yıllar önce “Kalkışma yapacaklar. Şeyh Sait isyanından daha ağır sonuçları olacak” diye uyarmış.

Polisin en kritik birimindeki arkadaşlarım da “Biz yapacaklarını biliyorduk ama ne zaman yapacaklarını bilmiyorduk” diyor.

 

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

 

Gülen’e göre “Her şey kung fu, tekvando gibi bir oyundur. Yani her zaman insanın hasmını bir yumruk vurup yere yıkması şeklinde değildir. Bazen hasmından kaçmak bile bir manevradır. Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayın. Çok iyi planlayacak, ona göre yürüyeceksiniz...” Bu kadar stratejik bakan bir adam, 35 yıl sonra bu kadar başarısız kamikaze operasyonu neden yaptı?

Bu iktidardan rahatsız kanatların kendilerine destek vereceklerini düşündüler. Ve artık mecbur kaldılar. Recep Tayyip Erdoğan kinlendi. Onun mahremine kadar giren bu Cemaat kendini geri dönülmez bir kavgaya soktu. Erdoğan ölümüne kavga ediyor. Öyle yerlerde vurdu ki Cemaat’i... Vurabilir çünkü atamaları kendileri yaptı. O listeler de duruyor.

Eskiden her sabah İstiklal Marşı, Andımız okumak, Kemalist ideolojinin bazı katı unsurları eleştirilirdi. Bunlar bir harç mıydı toplumu iyi kötü ayakta tutan? Bize illa böyle bir harç mı gerekiyor?

Eğitim durumu düşük olan toplumlarda birtakım harçlara ihtiyaç vardır. Bizde Atatürk milliyetçiliği, Andımız, 10. Yıl Marşımız, bayrağımız, ülkemizin şanlı tarihi filan, bunlardır... Andımız olmasa da olur, o düzeye gelmişsinizdir, demokratikleşmişsinizdir, çok da önemli değildir... Ama onu kaldırıp yerine 8 yaşında başörtülü kızlar getirirseniz, okul açmayıp sürekli cami açarsanız daha iyi bir yola girmiş sayılmazsınız.


CEMAAT BİTTİ DİYEMEM

Beli kırıldı mı Cemaat’in?

Kırıldı ama bitti diyemem. Cemaat’in iç çatışmalarında ayrışanlar bugün Cemaat mensuplarının boşalttığı yerlere başka adlar altında, Okuyucu, Menzilci, Yazıcı olarak geliyorlar.

Kimler?

Hanefi Avcı’lar, Sabri Uzun’lar, Emin Arslan’lar... Bu Cemaat’in üyesi değil miydi?

Hanefi Avcı, Sabri Uzun, Cemaat’le korkusuzca mücadele etmiş, hapis yatmış isimler değil mi?

Hanefi Avcı bu mesleğin en parlak adamlarından biri değil mi? En kritik görevlerde bulunmadı mı?  Bu Cemaatçilerin kim olduğunu biliyor mu bilmiyor mu? Biliyor. Peki (Haliç’teki) Simonlar’ı yazana kadar herhangi bir açıklama yaptı mı? Tepki koydu mu? Ben kendisine sordum “Hepsini sen kollamadın mı?” diye. “Evet” dedi. Sabri Uzun da... Bunlar bir ekip. Kemalettin Özdemir, Cemaat’in tüm Türkiye’deki polis imamıydı. Sivildir, öğretmendir. Yıllar içerisinde çok güçlendi. Kaçakçılık, Organize, Narkotik, İstihbarat, İzmir, Ankara müdürü gibi bir ekipleri vardı. Özdemir Cemaat’in içinde çok güçlenince “Hocaefendi çok yaşlandı, ardılını söylesin bize” diyor. Kendisinin olacağını sanıyor, diğer adaylar zayıf çünkü. Hoca küplere biniyor. “Kopartın kellesini” emrini veriyor. Kemalettin’i alıyor, yerine birini atıyorlar: Osman Hamdi Özdil, yani Kozanlı Ömer, bilirsiniz... Demin bahsettiğim ekip bundan rahatsız oluyor.

İTİRAF EDEN İSİM KEMALETTİN ÖZDEMİR

Çok çarpıcı bir iddia...

Anadolu Ajansı haberi var: Gürsel Aktepe, 15 Temmuz’a karışan eski İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı... Tanıdığım, bildiğim Fethullahçılar derken bu isimlerin hepsini saydı. Ben Hanefi’ye de, Sabri’ye de (Uzun),  Emin Arslan’a da “Sizsiniz, siz yaptınız” dedim. “Evet, bilmiyorduk bu kadar olacaklarını” dediler. Bir Cemaat yemeğinde Kemalettin Özdemir -polis imamlığından ayrılmış ama hâlâ etkili- zehirleniyor ve çok korkuyor. Gidiyor MİT’te itirafçı oluyor. Ekibindeki isimlere “Bunlar beni öldürecekti, gereğini yapın” diyor. Kozanlı Ömer bir gün Amerika’ya gidiyor. Tak diye alıyor bunu Amerikan polisi. Alıyorlar çantasını. Bütün Cemaat belgeleri, operasyonlar, devletin gizli belgeleri...

FBI’a kim sattı?

Bu, CIA’e geçiyor; CIA de bizim Polis İstihbarat’a gönderiyor. Polis İstihbarat’ın başında Kozanlı’ya bağlı Recep Güven var, şu anda firarda. Recep “Abi, sen ne yaptın, bizi deşifre ettin” diye konuşuyor. Kozanlı “Bana operasyon yapıldı, bu normal bir arama olamaz” diye yanıtlıyor. “Bizi FBI’a kim sattı?” diye düşünüyorlar. Bir araştırıyorlar ki Emin Arslan kısa süre önce Amerika’ya gitmiş, FBI’ın özel konuğu olarak... Hatta helikopterle New York’un üstünde eşiyle tur atmışlar. Bu fotoğrafları bana kendisi gösterdi. “Emin’in arkasında Hanefi var, Sabri var” sonucunu çıkarıyorlar. İntikam almaya karar veriyorlar. Önce Kayseri’den Ankara’ya tayin olan Orhan Özdemir’e ihaleye fesat karıştırdı diye müdahale ediyorlar, sonra Sabri Uzun’u görevden alıyorlar... Emin Arslan’ın -ki adam Narkotik’ten sorumlu Genel Müdür Yardımcısı- uyuşturucu baronuyla ilişkisini gösteren resimler yayımlıyorlar. Bunun üzerine ekip Eskişehir’de toplanıyor. Hanefi Avcı oranın emniyet müdürü, “Ben bir kitap yazmıştım anılarımı anlatan. Buraya Cemaat’i de yazayım, mesajlarımızı verelim orada” diyor. Gözdağı verecek. Tabii Cemaat “Yoook” diyor, “biz artık çok güçlüyüz...” Hanefi Avcı’nın da defterini düreceğiz düşüncesiyle Devrimci Karargâh’tan içeri atıyorlar.

KENDİNE BAĞLI OLANLARI BÜYÜTTÜ

En çok neye üzülüyorsunuz?

- İçinden çıktığım teşkilatın bu hale getirilmesine... Ama asıl üzüldüğüm başka... 13 yaşında çok iyi niyetlerle oraya gelen yüzlerce arkadaşım var. Cemaat hilelerle hurdalarla hepsinin posasını çıkarıp attı. Kendine bağlı olanları büyüttü. O gariban Anadolu çocukları ömürlerini kıyı köşe kasabalarda çürüyerek geçirdiler. Ne yiğitler, ne zeki çocuklar, bu ülkeye çok büyük hizmetler yapacak insanlar heba edildi. Ben en çok onlara üzülüyorum.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579c55ba0f25442264ccbc6a)

YEŞİL KARTI İPTAL EDİLDİĞİNDE REFERANS VERENLER CIA’İN ADAMLARIYDI

FETÖ'yü ilk kez yazan adam: Zübeyir Kındıra

CIA bağlantısından emin konuşuyorsunuz. Sizce Obama’sı, Dışişleri’yle bu iş ABD’nin bir politikası olabilir mi gerçekten?
Obama da sorarsa öğrenir, başkan çünkü. Alttaki ‘bizim çocuklar’ “Bizim burada kontrolümüz var” diyor olabilirler. Ilımlı İslam projesi, Yeşil Kuşak’la başlayan bir şey. 40 yıl önce gelmişler, bunu bulmuşlar. Türkiye de buna müsait. Bizim halkımıza “Müslümanım” de, bir ekmeği varsa yarısını böler, verir. Yeşil Kartı iptal edildiğinde referans verenler Graham Fuller gibi CIA’in adamlarıydı.

http://www.hurriyet.com.tr/fetoyu-ilk-kez-yazan-adam-zubeyir-kindira-40176083 (http://www.hurriyet.com.tr/fetoyu-ilk-kez-yazan-adam-zubeyir-kindira-40176083)
Başlık: Darbeci yaverlerin 'abi'si yapılanmayı anlattı!
Gönderen: SKYWOLF - 31 Temmuz 2016, 17:45:06
Darbeci yaverlerin 'abi'si yapılanmayı anlattı!
Hürriyet Haber
31 Temmuz 2016 - 08:31Son Güncelleme : 31 Temmuz 2016 - 08:44
Darbeci yaverlerin 'abi'si yapılanmayı anlattı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579d902318c7734d8ca3154f.jpeg)

FETÖ darbe girişimi soruşturmasında itirafçı olan Genelkurmay Başkanı Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan’ın “Abi” dediği Muhammet Uslu, irtibatlı olduğu FETÖ’cülerin kod adlarını ve bildiği isimlerini savcıya verdi. Darbenin kendi evinde konuşulduğunu anlattı, ifadesinde "“Gülen Cemaati’ne Allah rızası için, vatan millete hayrı olsun diye girdim. İlk başta manevi, dini işleri yapıyordum ancak Genelkurmay Başkanı’nı dinleme işi başlayınca gizlilik içerisinde hareket etmem gerektiğini söylediler. Genelkurmay Başkanı’nı dinlerken yine Allah rızası için, hayır için yaptıklarını söylemişlerdi; ben de inandım. Ayrıca beni üniversite yıllarından beri okutup bugünlere getirdikleri için biraz da minnet duygusuyla hareket ediyorum.”

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)/Paralel Devlet Yapılanması (PDY) mensubu subayların 15 Temmuz gecesi darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında itirafçı olan Cemaat (FETÖ) ‘abi’sinin ifadesi ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın itirafçı olan emir subayı Yarbay Levent Türkkan’ın “Abi” dediği Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nde çalışan ‘Murat’ kod adlı Muhammet Uslu, irtibatlı olduğu FETÖ’cülerin kod adlarını ve bildiği isimleri savcıya verdi. Çoğu asker olan 22 kişiyle irtibatı olduğunu itiraf eden Uslu, Cemaat ‘abi’si olduğunu da kabul etti. İşte Uslu’nun ifadesi:

"ASIL MESLEĞİM ÖĞRETMENLİK"

Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre Fethullah Gülen Cemaati mensubuyum. Cemaat içerisinde ‘abi’ tabir edilen konumdayım. Halihazırda Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’ndeki büroda memur olarak görevlendirildim. Bana, Başbakan’a gelen davetiyeleri özel kalem müdürüne sunma görevi verilmişti. 3 haftadır orada çalışıyorum. Asıl kadrom Milli Eğitim Bakanlığı’ndadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda müsteşarlık katında uzman yardımcısı olarak çalışmaktaydım. Esas mesleğim öğretmenliktir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndayken Ercan Demirci ve Ahmet Emre Bilgili isimli müsteşar yardımcılarına bağlı olarak çalışıyordum. Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’ne beni bunlar önerdiler. Bildiğim kadarıyla Başbakan’ın özel kalem müdürü, daha önce Milli Eğitim Bakanlığı’nda olduğu ve kendisi de yeni atandığı için ismini verdiğim müsteşar yardımcılarını arayıp orada çalışabilecek kişi ismini istemiş. Onlar da benim ve 2 arkadaşımın ismini vermişler.

"AİLEMİN MADDİ DURUMU YOKTU"

Lise yıllarında Cemaat’le (FETÖ/PDY) tanıştım. Fakat Cemaat evlerine girmem esasen üniversite yıllarında oldu. 2000 yılında Eskişehir’de üniversiteyi kazanmıştım. O zaman ailemin beni okutacak maddi durumu yoktu. Abim beni orada Cemaat’e ait bir yurda yönlendirdi. Yurtta çok kısa bir süre kaldıktan sonra beni bir Cemaat evine yerleştirdiler. Evde 6-7 kişi kalıyorduk; namaz, ders, kitap okuma işleri yapıyorduk. Üniversite 3. sınıfta ‘ev abisi’ ben oldum. Son sınıfta ise birkaç tane evin ‘abi’si oldum. Evlerden birinde sürekli kalıyordum, diğerlerine de kontrol için gidiyordum.

‘MURAT’ KOD İSMİNİ KULLANDIM"

2004’te üniversiteden mezun oldum; Eskişehir’den ayrıldım. Ben ayrıldıktan sonra sorumlu olduğum evleri başkalarına devrettiler. 2010’da Y. isimli Cemaat ‘abi’si, daha çok asker şahıslarla muhatap olacağım için onların konumundan dolayı başka bir isim kullanmamı söyledi; ‘Murat’ ismini kullanmamı tavsiye etti. Ben de o tarihten itibaren sadece Cemaat işlerinde, daha ziyade bana gelen asker Cemaatçilerle muhatap olduğumda ‘Murat’ ismini kullandım.

"ABİLERİN DE ABİSİ VARDIR"

Mezun olduktan sonra 2 yıl Ankara’da bir rehabilitasyon merkezinde konuşma terapisi üzerine çalıştım. 2006’da öğretmen olarak Kars’a atandım, burada 3.5 yıl kaldım. 2009 sonunda Ankara’nın Kalecik İlçesi’ne tayinim çıktı. 2011 yılı başında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nde görevlendirildim. Söylediğim gibi son 3 haftadır da Başbakanlık’ta çalışmaktayım. Cemaat’te her ‘abi’nin mutlaka bir ‘abi’si vardır. Himmet parası vermeye, 2010 yılında Y. Abi’yle tanıştığımda başladım.

"ASKERLERE DERS VERDİM"

2010’da Y. Abi’yi daha önceden tanımıyordum. Bir gün beni telefonla aradı. Bana buluştuğumuzda “Seninle tanıştıracağım asker şahıslar var. Onlar sana gelsinler, onlara ders verirsin” dedi. Ben de kabul ettim. Y. Abi, bahsettiği şahısları tek tek benim evime getirip tanıştırdı. O zaman Etlik Basınevleri’nde oturuyordum, oradaki evime geldiler. Ben bugüne kadar toplam 20-25 civarında asker şahıslarla onların ve benim kod adımla irtibat kurdum. Basınevleri’ndeki eve tahminen 7-8 kişi gelip gitmiştir. Bunlar manevi yönden benden ders alıyordu, ayrıca himmet paralarını topluyordum. Genelde 300-400 TL civarında topluyorduk. Bu şekilde yaklaşık bin 500 TL civarında himmet toplayıp kendim de 200 TL içine katıp Y. Abi’ye elden veriyordum.

"GERÇEK İSİMLERİNİ BİLEMEZSİN"

Cemaat’te sistem öyle bir kurgulanmıştır ki herkesin Cemaat’e ilişkin bilgisi sınırlıdır. Örneğin; benimle ilgilenen ‘abi’nin en fazla oturduğu binayı öğrenebildim, o da biraz tesadüf oldu. Evine bıraktığım için öğrenebildim yoksa kesinlikle gerçek isimler, iş bilgileri, adres bilgileri sürekli görüşseniz bile açık edilmez.

"KARACILARI BANA BAĞLADILAR"

Bana Cemaat ‘abi’si olarak sadece Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askerler gönderilmiştir. Buradan hareketle şunu söyleyebilirim, demek ki askeriyede sınıflar arasında Cemaat içinde bir paylaşım söz konusudur. Bana bağlı asker Cemaatçileri listede yazdım. Bunlar ‘Ahmet’ kod adlı Yarbay Levent Türkkan, ‘Ramazan’ kod adlı Binbaşı Mehmet Akkurt, ‘Adem’ kod adlı soyadını bilmediğim Binbaşı Fatih, ‘Yusuf’ kod adlı gerçek adını bilmediğim yüzbaşı, gerçek ismini bilmediğim ‘Rauf’ kod adlı Genelkurmay’da çalışan astsubaydır. Bana bağlı olan subayların ödedikleri ve benim de Selahattin Abi’ye aktardığım himmet paralarını da el yazısı kâğıtta belirttim. Bana bağlı askerlere namaz kılma konusunda sıkıntı olursa ‘ima’ yoluyla namaz kılabileceklerini, ayrıca cem edebileceklerini, öncelikle cem etmelerini, mümkün olmazsa ima yoluyla namaz kılmalarını söyledim.

"EV DEĞİŞİNCE ASKERLER DE DEĞİŞTİ"

Y. Abi yurtdışına gideceğini söyleyerek, beni S. kod adlı başka bir Cemaat ‘abi’sine devretti. Ben 2012 yılı sonlarında Basınevleri’nden Balgat Cevizlidere’ye taşınmıştım. Cevizlidere’deki eve Basınevleri’ndeki eve gelen askerler bir süre gelmişlerdi, Y. Abi beni Selahattin Abi’ye devredince eskiden gelen askerlerde değişti.

"CEMAAT ADINA DİNLEDİK"

Genelkurmay Başkanı’nın emir subayı Levent Türkkan ‘Ahmet’ kod adını; Genelkurmay’da çalışan Gökhan Eski ise ‘Salih’ kod adını kullanıyordu. Bu 2 şahıs Genelkurmay Başkanı’nın odasına benim kendilerine verdiğim ‘radyo’ diye tabir ettiğimiz ses kayıt cihazlarını yerleştirip cihazlar dolduktan sonra bana getiriyordu. Ben de onlara boş cihazları veriyordum. Bu şekilde uzun süre Genelkurmay Başkanı’nı Cemaat adına dinledik. Genelde 2-3 adet radyo diye tabir edilen kayıt cihazı alıp veriyordum. Cihaz ince bir araç kumandasına benziyordu, siyah renkliydi, yassı yuvarlak saat pili vardı. Pilin ne kadar gittiğini dinleyen arkadaşlar ya da benim cihazı alıp verdiğim Selahattin Abi bilir. Elemanlar bana radyoları dolu vaziyette getiriyorlardı. Ben Selahattin Abi’ye veriyordum.

PROGRAM YÜKLÜ LAPTOP

Bir ara Selahattin Abi bana içerisinde program yüklü bir laptop getirdi. Radyolardaki ses kayıtlarını benim laptopa aktarıp oradan flash belleğe aktarmamı istedi. Bu işlemi 1 yıl yapıp flash belleği Selahattin Abi’ye verdim. Radyoları laptopa bağladığında içerisindeki ses dosyası görünüyordu. Onu bana verilen flash belleğin içine aktarıyordum. Aktarırken de ‘TC’ isimli bir şifreleme programı kullanıyordum. Bu program laptopun içinde kurulu olarak bana gelmişti. Radyonun içindeki ses dosyasını belleğe attıktan sonra içini siliyordum ya da formatlıyordum. Bu program sayesinde bellek başkasının eline geçse bile içeriğini görmesi mümkün olmuyormuş.

ŞİFRELİ PROGRAM

Merak edip bana gelen radyoda kayıtlı ses dosyasını dinlemek istedim. Ses dosyasını açtığımda çok anlaşılmaz kısık sesler geliyordu. Çıplak kulakla dinlemek ve anlamak mümkün değildi. Muhtemelen o sesleri dinlenebilir hale getirmek için belli teknik işlemlerden geçiriyorlardı. O işlemleri kim, nerede yapıyor, bilmiyorum. Ayrıca bu teknik işlemlerden sonra elde edilen ses verileri nereye gidiyor, onu da bilmiyorum. Selahattin Abi, “Ses kayıtlarını biz değerlendirip ilgili arkadaşlara veriyoruz, onlar da ne yapacaklarına, nasıl davranacaklarına karar veriyorlar” demişti. Yaklaşık 6-7 ay önce bu dinleme ses kayıt işlemini bıraktım. Selahattin Abi, ekipmanları benden alarak, “Tamam bırakıyorsun” demişti.

"2. BAŞKAN’I DA DİNLEDİK"

Levent Yarbay’dan sonra ses kayıt cihazlarını Rauf ve Serdar adında astsubaylar bir süre getirip bana teslim etmişlerdi. Astsubaylar eve girmeyip kapıdan cihazları verip alıyorlardı. Ayrıca Genelkurmay 2. Başkanı’nın emir subayı olan ‘Ramazan’ kod adlı Mehmet Akkurt isimli subay da 2. Başkan’ın ses kayıtlarını aynı kanaldan bana getiriyordu; ben de Selahattin Abi’ye aktarıyordum.

"TANGO İLE HABERLEŞTİK"

Selahattin Abi bana içerisinde ‘Tango’ programı yüklü bir tablet getirmişti. İçerisinde telefon hattı yoktu. Tablete takınca internete bağlanabileceğim bir mobil telefon hattı da vardı. Onu da Selahattin Abi vermişti. Bazen bu şekilde bazen de bulunduğum ortamda Wi-Fi varsa onun üzerinden internete bağlanıp Tango’dan Cemaat yazışmaları, görüşmeleri yapıyordum. Orada Selahattin Abi, Y. Abi ve Akkurt kayıtlıydı. Tango üzerinden yazışıyorduk. Kullandığım Tango programının orijinal program olup olmadığını, değiştirip değiştirilmediğini bilmiyorum. Darbe teşebbüsü olduktan sonra ve yakalanmadan hemen önce tableti kırdım, çöpe attım. Selahattin Abi, Çukurambar’da ikâmet etmektedir. Selahattin Abi’nin bağlı olduğu A. Abi bulunmaktadır. Benim en üst seviyede tanıdığım A. Abi’dir.

"İRTİBATLI OLDUĞU KİŞİLERİ VERDİ"

Benim evde olmadığım HTS kayıtlarından, işyerinden öğrenilebilir. El yazısıyla yazdığım 4 sayfalık listede bugüne kadar irtibatlı olduğum Cemaatçilerin kod adlarını ve bildiğim isimlerini yazdım, toplam 22 kişiyle irtibatım bulunmaktadır. Bunların çoğu asker şahıslardır. Sivil olanları parantez içerisinde yazdım; gerçek kimliklerini, adres ve işyeri bilgilerini bilmem mümkün değildir çünkü yasaktır.

‘DARBEYİ BENİM EVDE GÖRÜŞMÜŞLER’

“15 Temm uz tarihinden bir gün önce yani perşembe günü benim haberim olmadan Selahattin Abi benim evime gelip salonda birileriyle görüşme yapmışlar. Ben eve geldikten sonra eşim bana anlattı, hatta bana kızdı. Onun anlattığına göre Selahattin Abi önce tek başına gelmiş. Eşimden, ‘Salonu kullanabilir miyim? Bir görüşme yapmam gerekiyor’ diye izin almış. Yengem de eşimin yanına geldikten sonra mutfağa geçip kapıyı kapatmışlar. Dolayısıyla Selahattin’in salona kiminle geçtiğini, kiminle görüştüğünü bilmiyorum. Selahattin eve geldikten sonra eşim birkaç defa daha kapı zilinin çalındığını söyledi. Normalde ben evde olmadan eve gelmezler. Demek ki acil bir durum vardı ki darbe teşebbüsünden bir gün önce benim evde görüşme yapmışlar. Kimin eve geldiğini tam bilmiyorum. ‘Ahmet’ kod adlı Levent Yarbay ile ‘Salih’ kod adlı Gökhan Yarbay geldiklerini söylüyorlarsa doğrudur.”

‘ALLAH RIZASI İÇİN DİNLEDİM’

“Gülen Cemaati’ne (FETÖ/PDY), Allah rızası için, vatan millete hayrı olsun diye girdim. İlk başta manevi, dini işleri yapıyordum ancak Genelkurmay Başkanı’nı dinleme işi başlayınca gizlilik içerisinde hareket etmem gerektiğini söylediler. Genelkurmay Başkanı’nı dinlerken yine Allah rızası için, hayır için yaptıklarını söylemişlerdi; ben de inandım. Ayrıca beni üniversite yıllarından beri okutup bugünlere getirdikleri için biraz da minnet duygusuyla hareket ediyorum.”

‘AĞABEYİMİN ÖRGÜTSEL FAALİYETİ YOK’

“Ben sorumlu olduğum Cemaat mensuplarıyla kendime ait 12 numaralı dairede görüşme yapıyordum. Aynı binanın 10 numaralı dairesi ağabeyime aittir. Burada annem tek başına oturur. ‘Ahmet’ kod adlı Levent Türkkan o daireyi polislere neden göstermiş, bilmiyorum. Ağabeyim M., tatilde olduğu için polisler geldiğinde tesadüfen o evdeydi. Bu işlerle hiç ilgisi yoktur. Ağabeyim de Cemaatçidir fakat benim anlattığım gibi örgütsel faaliyeti yoktur.”

‘CEMAATÇİLER DARBEDE ROL OYNADI’

“Son darbe girişimi olayında asker ve polisin birbirine kırdırılması, sivil vatandaşların öldürülmesi benim kabul edebileceğim bir şey değildir. Benim bildiğim Cemaat bu tür faaliyetlere katılmamalıydı. Benim askeri elemanlarımın darbeden önce Selahattin Abi’yle yaptığı görüşmeler darbeyi Cemaatçilerin önceden bildiklerini, asker Cemaatçilerle görüşmeler yaptıklarım ortaya koymaktadır. Bu durum da Cemaat’in darbe girişiminde rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenlerle ben bir Cemaat mensubu olduğum için çok pişmanım. Genelkurmay Başkanlarının ve 2. Başkan’ın dinlenmesi faaliyetlerine katılmaktan dolayı da çok pişmanım. Mümkünse lehime etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum.”

‘TEKNOLOJİK İMKÂNLARIN KULLANILMAMASINA DİKKAT EDİLİR’

Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nde çalışan ‘Murat’ kod adlı Uslu, Selahattin Abi’nin Cemaat’in gizlilik kurallarını öğrettiğini de ifadesinde belirtti ve bu kurallarla ilgili şu bilgileri verdi: “Selahattin Abi bana birtakım kurallar öğretti. Bunlardan bahsetmek istiyorum: Gidilen yere telefonla gidilmez. Dışarıdan kontörlü telefonla konuşulmaz. Araç, gittiğin evin önüne bırakılmaz. Buluşamadıysan haftaya tekrar aynı saatte gidilir. Teknolojik imkânların kullanılmamasına dikkat edilir. Eleman devirleri, bağlı olunan ‘abi’ tarafından organize edilir. Devir işleri için farklı kişiler üzerinden alınmış farklı telefon hatları kullanılırdı. Devreden, devralan ve devralınan kişi buluşup tanışma ve devir işlemini yaparlardı.”

HER ŞEYİ İTİRAF ETMİŞTİ

Genelk urmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın en yakınındaki isim olan emir subayı Yarbay Levent Türkkan, savcılık ifadesinde her şeyi itiraf etmişti. Tutuklanan ve itirafçı olan Türkkan, ifadesinde şu bilgileri vermişti: “Cemaat bana örgütsel görevler vermeye başladı. Necdet Özel’i dinleme cihazı ile sürekli izliyordum. İki boğum parmak ucu kadar bir dinleme cihazını her gün paşanın odasına koyup akşam çıkarken alıyordum. Pili bir gün dayanıyordu. 10-15 saat ses kaydı yapıyordu. Bu cihazı bana Telekom’daki ‘abi’ verdi. Talimatı da o verdi; ‘Sadece bilgi amaçlı dinlenecek, bir şey olmayacak’ dedi. Haftada bir dolan cihazı ‘abi’ye götürüp veriyordum. Ara sıra Genelkurmay Başkanı’nın odasında dinleme cihazı araması yapılıyordu. Ben de doğal olarak aramanın yapılacağı zamanı bildiğim için cihazı alıyordum. Necdet Özel ve Yaşar Güler’in emir subayı da arkadaşım Binbaşı Mehmet Akkurt’tu. O da Fethullah Gülen Cemaati’ndendi. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık. 2. Başkan’ın odasına da dinleme cihazı yerleştirdik.”

2. BAŞKANIN EMİR SUBAYIYDI

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in emir subayı Mehmet Akkurt, İstanbul’da Harp Akademileri sınıf subayları için düzenlenen kursta olması gerekirken 15 Temmuz Cuma günü aniden Ankara’ya gitti. Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensubu askerlerle birlikte hareket eden Akkurt, Güler’in silah zoruyla rehin alınması olayının içinde yer aldı. Akkurt’a, Orgeneral Güler’in rehin alındığı olay sırasında darbe girişimine direnen karargâhtaki subaylar tarafından müdahale edildi. Bu sırada Akkurt, bir yarbayı silahıyla ağır yaraladı. Bunun üzerine, yaralı yarbayın yanında bulunan bir üsteğmen Akkurt’u vurarak öldürdü.

http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-yaverlerin-abisi-yapilanmayi-anlatti-40176750 (http://www.hurriyet.com.tr/darbeci-yaverlerin-abisi-yapilanmayi-anlatti-40176750)
Başlık: Son dakika haberi: Kaçak 11 darbeci asker yakalandı
Gönderen: SKYWOLF - 01 Ağustos 2016, 08:22:17
Son dakika haberi: Kaçak 11 darbeci asker yakalandı

DHA/AA31 Temmuz 2016 - 22:55Son Güncelleme : 01 Ağustos 2016 - 08:11
Son dakika haberi: Kaçak 11 darbeci asker yakalandı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579e90ef0f25444ee8a2abe2.jpg)

Kaçak darbeci askerler yakalandıKaçak darbeci askerler yakalandıKaçak darbeci askerler yakalandıKaçak darbeci askerler yakalandı
Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele saldırı düzenledikten sonra kaçan darbeci askerlerden 9'u Muğla'nın Ula İlçesi'nde gece saatlerinde, 2 firari asker ise sabah saatlerinde yakalandı. Böylece yakalanan firari askerlerin sayısı 11 oldu. Son firari asker olan Burkay Karatepe'nin ise 11 kişilik gruptan ayrı hareket ettiği ve başka bir bölgede gizlendiği iddia edildi.

İHBAR GELDİ, OPERASYON BAŞLADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğla'nın Marmaris ilçesinde konakladığı otele saldırı düzenleyen darbeci askerlerden 5'inin görüldüğü ihbarı üzerine, arama çalışmaları Ula ilçesine bağlı Şirinköy Mahallesi'nde yoğunlaştırıldı. Şirinköy Mahallesi'nde bir vatandaşın kaçan darbeci askerlerden 5'ini bir su kanalında gördüğü ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda Jandarma özel harekat ekibi sevk edildi.

Aramalar sırasında ekiplerin, sık sık "Teslim olun" diye çağrıda bulunduğu duyuldu.

GECE SAATLERİNDE 9 KAÇAK ASKER YAKALANDI

Gecenin ilerleyen saatlerinde 9 asker yakalandı. Muğla Valisi amir Çiçek konuyla ilgili açıklama yaptı.

Vali Çiçek, yaptığı açıklamada, yakalanan kişi sayısını 10 olarak açıkladığını hatırlatarak, "Olay yerinden bana ilk gelen bilgiler 10 kişinin yakalandığı yönündeydi fakat gözaltına alınanlar sayıldığında yakalanan kişi sayısının 9 olduğunu öğrendik. 2 kişiyi de arama çalışmaları sürüyor" dedi.

SABAH SAATLERİNDE 2 FİRARİ ASKER DAHA YAKALANDI

Sabah saatlerinde 2 darbeci asker daha yakalandı. Mustafa Serdar Özay ile Muammer Gözübüyük'ün deMuğla-Fethiye karayolu üzerindeki mısır tarlasında yakalanmasıyla yakalanan askerlerin sayısı 11 oldu.

Birisi ağaçta diğer ise mısırların arasında gizlenen darbeci askerler, üzerileri çıplak vaziyette Çetibeli Jandarma Karakolu’na getirildi.  Burada sağlık kontrolünden geçirilen 2 darbeci asker, diğer 9 kişi de olduğu gibi üzerilerine sivil kıyafet giydirilerek sorgulanmak üzere Muğla İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü’ne sevk edildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579e7c5ac03c0e138005b3e2)

VALİ ÇİÇEK: ÇATIŞMA YOK, UYARI ATEŞİ YAPILDI

Muğla Valisi Amir Çiçek, darbeci askerlerin yakalandığı operasyon hakkında bilgi verdi.

Operasyonların devam ettiğini vurgulayan Vali Çicek, şöyle dedi:
"Operasyon devam ediyor. 9 asker yakalandı, 2 tanesini de arıyoruz, havadan ve karadan sıkıştırıyoruz. Alan daraldı. Bu ekip 11 kişiydi. Bize gelen ihbarlarda 11 ihanet çetesi vardı. Bunlardan 9 tanesini yakaladık. Aldığımız ifadelerde de söylediler. Kendilerinde uzun namlulu silah yoktu. Tabanca vardı. Bunlar hiçbir yere kaçamazdı. Akşam 22.30 ihbar geldi ve operasyon başlatıldı. Operasyon devam ediyor. Yakalananlardan özel ifadeler alınıyor. Yakalandıkları yer ormanlık alan çok ağaç var. Bitki örtüsü çok sık. Bu fırsattan yararlanıp saklandılar. Bu bölgede vatandaşlar ihbar yönünden takdire şayandır. Vatandaşlarımız askerlerin bu bölgede yaşamalarına izin vermediler. Askerlere destek verdiler. Bunlara yiyecek vermediler. Bunlar yalnız kaldı."

Halkın duyarlılığına teşekkür eden ve darbeci askerlerin kaçmalarının mümkün olmadığını belirten Vali Çiçek, operasyon sırasında çatışma olmadığını, ancak uyarı ateşi açıldığını ifade ederken şöyle devam etti:
"Yakalanan askerlerin ifadelerini su aşamada açıklamak doğru olmaz. Bunlar suçludur. Soruşturma aşamasında bilgi vermek doğru olmaz. 15 Temmuz’dan bu yana kaçıp saklanıyorlar. Emniyet güçlerine teslim olmadılar. Sonuna kadar teslim olmamak için uğraştılar. Ama kaçacak bir yer olmadığı için yakalandılar. Biz kesin 12 kişi diyoruz. Ama bugün burada ihbarı aldığımız sayı 11’dir diğer kişi bu gruptan ayrılmış. Muğla turizm şehri. Bütün sahil şeridindeki yerlerimiz bu olaylardan etkilenmiştir. Ama güvenlik sorunu yoktur. Muğla hiçbir turizm kuruluşu bunlardan etkilenip rezervasyonları iptal etmemiştir. Bizde Yunanistan’a kaçtığı yönünde bilgi yok. Tur teknelerinde kimlik kontrolü yapıyoruz. Bu kadar güvenlik önlemi aldığımız yerde kaçmaları mümkün değil. Hepsinin kimlikleri belli. Eninde sonunda yakalanacaklar. İhbarların hepsini doğru gibi kabul settik. Bazı ihbarlar bize yardımcı oldu. Bazıları desteklemedi. Vatandaşlarını duyarlılığına teşekkür ediyorum."

HELİKOPTERLE GÖTÜRÜLDÜLER

Helikopterlere bindirilen 9 asker Çetlibeli Jandarma Karakoluna götürüldü.Yakalanan isimlerden birinin binbaşı Şükrü Seymen olduğu belirtildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579e7bdec03c0e138005b3dd)

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldırıyı düzenledikten sonra kaçan ve aralarında bu TİM'i kurduğu iddia edilen Binbaşı Şükrü Seymen

ZANLILARIN ÜZERİNDE 4 TABANCA ELE GEÇİRİLDİ

Ula ilçesine bağlı Şirinköy Mahallesi'nde vatandaşların ihbarı üzerine yakalanan 9 darbeci asker, Marmaris ilçesindeki Çetibeli Jandarma Karakolu'ndaki işlemlerinin ardından Muğla Emniyet Müdürlüğüne gönderildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579eb3a967b0a92888f38f5b)

Darbeci askerlerin karakolda gözaltında tutuldukları andaki fotoğraflarında, bazı askerlerin çıplak ayakla beton zemin üstünde oturdukları ve bitkin oldukları görüldü.

Öte yandan, operasyon sırasında yakalanan Enes Yılmaz, Ergün Şahin, İsmail Yiğit, Mehmet Demir, Muhammet Burak İpek, Murat Köse, Şükrü Seymen, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk'ün üzerinde 4 tabanca ele geçirildiği, bir silahın ise kayıp olduğu öğrenildi.

YAKALANAN ASKERLERİN İSİMLERİ BELLİ OLDU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenleyen ve Ula’da yaşanan çatışma sonrası yakalan darbeci askerlerin isimleri belli oldu. Binbaşı Şükrü Seymen, Yüzbaşı İsmail Yitğit, Yüzbaşı Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Üstteğmenler Murat Köse, Enes Yılmaz, Mehmet Demir, Muhammet Burak İpek.

Cumhurbaşkanı'nın oteline baskında çarpıcı detaylar

http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-haberi-kacan-darbeci-askerlere-operasyon-40177222 (http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-haberi-kacan-darbeci-askerlere-operasyon-40177222)
Başlık: 1 dolardan atılan komutanın ifadesi: Başbakan telefonda ‘vurun' diyordu
Gönderen: SKYWOLF - 01 Ağustos 2016, 08:25:37
1 dolardan atılan komutanın ifadesi: Başbakan telefonda ‘vurun' diyordu

Hürriyet Haber31 Temmuz 2016 - 21:26Son Güncelleme : 31 Temmuz 2016 - 21:30
1 dolardan atılan komutanın ifadesi: Başbakan telefonda ‘vurun' diyordu

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579e42ecc03c0e138005b132.jpg)

Darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan ve ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz’ın üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) şifre olarak kullandığı iddia edilen 1 dolar bulundu.

İbrahim Yılmaz ifadesinde, “Dış göreve gittiğimizde yabancı para bulundururuz. Yanlış hatırlamıyorsam bir 100 dolar, bir 5 dolar, iki de 1 dolar vardı. Sterlin ve euro evdeydi. Arkadaşlara sordum, ‘Para lazım olur üzerinizde kalsın. Sayarlar, tespit ederler, geri teslim ederler’ dediler. Paraları üstüme alarak geldim. Öyle bir şifre olsa paraları yok edebilirdim” dedi. Sulh Ceza Hâkimliği’ne verdiği ifadesinde “Darbeyi önleyen bir kişiyim” diyen Korgeneral İbrahim Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Başbakan Binali Yıldırım’ı aradığını anlattı. Yılmaz, ifadesinde özetle şöyle dedi:

KALDIRIN KARDEŞİM UÇAKLARI

“Kendimi tanıttım. ‘Eskişehir’den Diyarbakır’dan 2 uçak kaldırmamızı istiyorlar ve sizin onayınızın olduğunu söylüyorlar, bu uçakların kalkmasına izniniz var mı’ diye sordum. O da telefonla tekrar Eskişehir’e bağlandı. Aralarında (Eskişehir’deki hava üssünde bulunan Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan ile) şöyle bir konuşma geçtiğini duydum: Demirarslan, ‘Oradaki uçaklar gelecek buradaki uçakları vuracak’ diyor. Başbakan ‘Vurun’ diyor. O, ‘Yazılı emir gerekiyor’ deyince, Başbakan ‘Ben bu saatte sana nereden yazılı emir vereyim, sesimi kayda alın vurun’ dedi. Daha sonra bana da ‘Kaldırın kardeşim uçakları’ dedi, daha sonra telefonu kapattı.”

Korgeneral Yılmaz ifadesinde FETÖ’yle hiçbir bağlantısı olmadığını belirterek, “Benim bu hainlerle, halkına uçak bombası atanlarla, taarruz helikopterleri ile tarayanlarla ne şimdi, ne gelecekte ne de mezarda asla bir işim olamaz” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/1-dolardan-atilan-komutanin-ifadesi-basbakan-telefonda-vurun-diyordu-40177158 (http://www.hurriyet.com.tr/1-dolardan-atilan-komutanin-ifadesi-basbakan-telefonda-vurun-diyordu-40177158)
Başlık: FETÖ işkencesi: 7 saat boyunca karıncadan özür diletmişler
Gönderen: SKYWOLF - 01 Ağustos 2016, 11:42:14
‘Pars Gerçek’ talimatı whatsApp grubunda verildi >> http://www.hurriyet.com.tr/pars-talimati-whatsapp-grubunda-verildi-40177572 (http://www.hurriyet.com.tr/pars-talimati-whatsapp-grubunda-verildi-40177572)

FETÖ işkencesi: 7 saat boyunca karıncadan özür diletmişler
Hürriyet Haber01 Ağustos 2016 - 11:15Son Güncelleme : 01 Ağustos 2016 - 11:20
FETÖ işkencesi: 7 saat boyunca karıncadan özür diletmişler

Askeri okuldan gördüğü işkenceler neticesinde ayrılmak zorunda bırakıldığını söyleyen Kazım Çırakoğlu yaşadıklarını anlattı: "Eğitimlerde üzerine bastığım için karıncadan özür dilememi istediler. 7 saat boyunca “Senden özür dilerim karınca” sözünü tekrar ettim. Günde sadece 1 saat uyuyarak ayakta duruyordum. Hortumla ıslatarak uyandırıyorlar, aynı sistematik işkencenin bir parçası olarak ağaca tekmil verdirtiyorlardı."

 Askeri okuldan ‘FETÖ/PDY’ye mensup subay ve astsubayların baskı ve işkencelerine maruz kaldıkları için ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilerin hikayeleri ortaya çıkıyor.

Türkiye gazetesinden Murat Öztekin'in haberi şöyle: "Yıllar öncesinden darbeci kadrolarını oluşturmak için çalışan FETÖ, Kazım Çırakoğlu gibi birçok askerî lise talebesini akla hayale gelmez işkencelerle akademilerden ayırmış. Kazım Çırakoğlu yaşadıklarını e-mail yazarak anlattı. İşte başarılı ve dindar bir askeri lise öğrencisinin hazin hikâyesi:

“İsmim Kazım Çırakoğlu. Sizlere, son yaşanılan hadiselerde ülkemize zarar veren teröristlerin zamanında bizlere neler yaşattığını ve TSK içinde nasıl virüs gibi türediklerini kendi hatıralarım üzerinden anlatacağım.

Fen Lisesi kazanmış , annesi ev hanımı babası öğretmen olan dindar bir ailenin çocuğu olarak hayallerimin peşinden koşmuş ve Hava Kuvvetleri namına 2005 yılında Maltepe Askeri Lisesi’ne girmiştim. Okul hayatım müddetince ne sportif ne askeri eğitimler ne de disiplin kuralları açısından hiçbir başarısızlık ve sıkıntı yaşamayarak, başarılı bir akademik ortalamayla 2009 yılında mezun oldum. 2009 yılının Temmuz aylarında Yalova da Öğrenci Seçme Uçuşu kampına katıldım ve bu uçuşları başarıyla tamamlayan ilk ekip arasına girdim. Akabinde gerçekleşen İntibak Kampı ise bütün hayallerimi yıkan, ödediğimiz tazminatlarla belimizi büken ve en mühimi de sebepsiz işkencelerin görüldüğü bir kamp olacaktı.

“SENİ BURADAN MEZUN ETMEYECEĞİZ!”

İntibak Kampı girişinde öğrencileri iki gruba ayırdılar, benim ayrıldığım taraftakilerle müthiş bir işkence ve sistematik yıldırma politikası yürüttüler. Girer girmez sivil kıyafetlerimle sürünmeye başladım, elbiselerim paramparça oldu. Bayılıyordum, ayıltıp tekrar eğitime devam ettiriyorlardı. Bunu yapan komutanlar, “Seni buradan mezun etmeyeceğiz, yol yakınken ayrıl. Zeki bir çocuksun Tıp Fakültesi’nde falan oku” diyorlardı.

Eğitimlerde üzerine bastığım için karıncadan özür dilememi istediler. 7 saat boyunca “Senden özür dilerim karınca” sözünü tekrar ettim. Günde sadece 1 saat uyuyarak ayakta duruyordum. Hortumla ıslatarak uyandırıyorlar, aynı sistematik işkencenin bir parçası olarak ağaca tekmil verdirtiyorlardı. Kampı bırakmamız için de sürekli elimize ayrılık dilekçesi uzatıyorlardı. İşin enteresan yanı biz bu muamelelere maruz kalırken bir kısım öğrenciler rahat bir kamp geçiriyordu. Şimdi orada rahat eğitim görenler, darbe teşebbüsü çerçevesinde gözaltına alındı.

ARKADAŞIMIN DOLABINA UYUŞTURUCU KOYDULAR

Neticede hiçbirimiz bu işkencelere dayanamadık ve görülmemiş bir ayrılma süreci yaşandı. Yetmezmiş gibi bu ayrılan arkadaşlar yüklü miktarlarda tazminatlar ödedi. “Allah belanızı versin. Babamı arayın, ayrılıyorum” dediğimde, bana gülüşleri tıpkı kendilerine verilen ‘mukaddes’ vazifeyi yerine getirmenin ifadesi gibiydi. Maltepe Askeri Lisesi mezunu Hava Harp Okulu 3. öğrencisi bir arkadaşımın da dolabına uyuşturucu koyup, ayrılmasına sebep oldular.

Bunu yapan grubu çözmek ayrılan bütün arkadaşlarım için zor olmadı. Zira, ayrılan öğrencilerin tek ortak noktası, FETÖ’cü olmamalarıydı. FETÖ’nün çalışmalarını ayrıldıktan sonra da müşahede etme fırsatı buldum. Bizim gibi Fen Liseleri ayarındaki çocukları dışarı atan zihniyet gayet başarısız birçok öğrencinin harp okullarına girmesini sağladı. Hadise çok netti: Bizden olmayanlar gidecek, bizden olanlar girecek.

Tertemiz Anadolu çocukları ülkeyi ele geçirmek adına atıldı veya ayrılmak zorunda bırakıldı. Allahü teâlâ devletimize milletimize zeval vermesin. Tek dileğimiz; iade-i itibarımızı kazanarak mağduriyetlerimizin bir nebze azaltılması ve devlet kadrolarının bu hainlerden en kısa zamanda temizlenmesidir.”

http://www.hurriyet.com.tr/feto-iskencesi-7-saat-boyunca-karincadan-ozur-diletmisler-40177647 (http://www.hurriyet.com.tr/feto-iskencesi-7-saat-boyunca-karincadan-ozur-diletmisler-40177647)
Başlık: Grup seks iddiasıyla ordudan atıldılar: Çiğli'den ODTÜ'ye
Gönderen: SKYWOLF - 01 Ağustos 2016, 11:46:27
Grup seks iddiasıyla ordudan atıldılar: Çiğli'den ODTÜ'ye

Mert Gökhan KOÇ/ANKARA31 Temmuz 2016 - 20:22Son Güncelleme : 01 Ağustos 2016 - 06:47
Grup seks iddiasıyla ordudan atıldılar: Çiğli'den ODTÜ'ye

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579e3425c03c0e138005b0a6.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının genç subay ve astsubaylara yaptıkları baskılara yönelik iddialara her gün bir yenisi ekleniyor. Mehmet Çakır ve Erhan Yılmaz, 2012’de “Grup seks yapıyormuşsunuz, alkol alıyormuşsunuz” denilerek ordudan atıldıklarını anlattı. İki arkadaş şimdi ODTÜ’de okuyor.

2007 yılında İzmir Gaziemir’deki Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu’nu kazanan ve 2009 yılında mezun olduktan sonra birlikte ilk görev yerleri olan İzmir Çiğli’deki 2’nci Ana Jet Üssü Komutanlığı’na tayinleri çıkan Mehmet Çakır (28) ve Erhan Yılmaz’ın (27) hayatı 2012’den sonra alt üst oldu. Hava Astsubay Kıdemli Çavuş olan Çakır ve Yılmaz’a, soruşturmada herhangi bir delil gösterilmeden “Çok sayıda kız arkadaşları olduğu, grup seks yaptıkları, alkol aldıkları” gibi suçlamalar yöneltildi.

KADER ORTAKLARI

2’nci Ana Jet Üssü’ndeki soruşturmanın ardından Çakır ve Yılmaz, birçok subay ve astsubayla birlikte ‘ahlaksızlık ve disiplinsizlik’ nedeniyle ordudan atıldılar. Konuyu Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne taşıyan ancak reddedilen iki arkadaş, Anayasa Mahkemesi’ne de başvurdu. Ordudan atıldıktan sonra üniversite sınavına giren Mehmet Çakır, ODTÜ Makine Mühendisliği’ni, Erhan Yılmaz ise Türkiye 4’üncüsü olarak ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği’ni kazandı. İki kader arkadaşı, 2012’den bu yana yaşadıklarını Hürriyet’e anlattı:

600 KIZ ARKADAŞIN VAR

“Bunlar 2’nci Ana Jet Üssü’ne yuvalanmış, bizler de yuvanın içine düşmüşüz. 5 yılımız gitti, belki de evleneceğimiz, hayata atılacağımız yaşta sildiler her şeyi. Üsteki genç subay ve astsubaylara yönelik soruşturma başlattılar. Ankara’dan gelen bir subay ve bir astsubay istihbarat görevlisi, ‘Hava Kuvvetleri Komutanı’nın verdiği yetkiyle sizlere bazı sorular soracağız. Yalan söylemeyin’ dedi. 4 saat bir odada beklettikten sonra sorguya aldılar. Sorguda ‘Senin 600 kız arkadaşın var. Grup seks yapıyormuşsun. Özel hayatında uyuşturucu kullanıyorsun’ gibi suçlamalar yönelttiler.”

İMZALAMAZSAN ATTIRIRIM

Yarım saat sonra tekrar içeri girdiğimizde önümüzde bir ifade tutanağı vardı. Bize yönelttikleri suçlamalar yazıyordu. ‘İmzalamıyorum’ dedim. Bir kurmay albay çağırdılar. ‘İmzalayacaksın yoksa seni emre itaatsizlikten süründürürüm, attırırım seni’ dedi. İmzaladık. Soruşturma bitti ve bizi açığa aldılar. 4 ay boyunca atılacağız diye psikolojimiz mahvoldu. Bir gün sabah saatlerinde çağırdılar, ‘Silahını ve kimliği’ ver dediler. 10 yılı tamamlamadığımız için 23 bin TL de borç çıkardılar. Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’ne başvurduk ancak reddedildi. Orada da FETÖ’ye bağlı hâkimlerin olduğu ortaya çıktı.”

‘MEĞER KUZU DA ONLARDANMIŞ’

MEHMET Çakır ve Erhan Yılmaz Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oteline baskın düzenleyip 2 polisi şehit eden ‘suikast timi’nden Çiğli 2’nci Ana Jet Üssü’nün imamı olduğu öne sürülen Astsubay Zekeriya Kuzu ile de yollarının kesiştiklerini anlattı: “O dönem üst astsubayımız olan Zekeriya Kuzu yakalandıktan sonra ifadesinde ‘Bizden olmayanları, bize uymayanları tasfiye ettik’ dedi. Biz o dönem sorguların ardından diğer astsubay arkadaşlarla durumumuzu konuşurken Kuzu yanımıza geldi. ‘Bize çok haksızlık ettiler, ne olacak bizim durumumuz’ dediğimizde ‘Ben komutanlarla konuşuyorum, siz haksızlığa uğradınız evet’ diyordu. Meğer o da örgütün adamıymış. Örgütten olan sözleşmeli astsubaylar muvazzaf oldu.”

http://www.hurriyet.com.tr/grup-seks-iddiasiyla-ordudan-atildilar-cigliden-odtuye-40177117?_sgm_campaign=scn_a0046116293a0000&_sgm_source=40177117&_sgm_action=click (http://www.hurriyet.com.tr/grup-seks-iddiasiyla-ordudan-atildilar-cigliden-odtuye-40177117?_sgm_campaign=scn_a0046116293a0000&_sgm_source=40177117&_sgm_action=click)
Başlık: Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanıyorlardı
Gönderen: SKYWOLF - 01 Ağustos 2016, 17:08:14
Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanıyorlardı

DHA01 Ağustos 2016 - 15:33Son Güncelleme : 01 Ağustos 2016 - 16:48
Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanıyorlardı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579f42e0c03c0e5ea8fc8895.jpg)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı düzenleyen darbeci askerlerin, otelin yerini bulmak için bir süre rehin aldığı kişinin yat kaptanı ve otel işletmecisi 38 yaşındaki Atilla Barbaros Teoman olduğu ortaya çıktı. Yakalanan askerlerin çoğu ‘Operasyonun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olduğunu bilmediklerini' söylemişti. Teoman ise "Ateş etmeleri, sürekli kaba, sert tavırları ve sürekli komutanın ve birçok askerin Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanmasını duyunca kötü niyetli olduklarını anladım. Sayabildiğim kadarıyla 23 asker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı almaya geldiklerini biliyorlardı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz’da konakladığı otelden ayrılması ardından darbeci askerlerce saldırı gerçekleştirildi. Bölgeye helikopterle inen askerler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oteli öğrenmek için yat kaptanı ve otel işletmecisi Atilla Barbaros Teoman’ı rehin aldı. O anlar ise güvenlik kameralarınca da kaydedildi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/579f431ec03c0e5ea8fc889d)

Korku dolu anlar yaşayan Teoman, Marmaris Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdikten sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Marmaris’te o gece meydanda ’Demokrasi yürüyüşü’ne katıldıktan sonra saat 02.30’da motosikletime binerek ayrıldım. Saat 03.00’te arkadaşımı bıraktıktan sonra saat 03.10 sıralarında motosikletimle sahil yolunda evime doğru yola çıktım. 10 dakika sonra sahil tarafından denizden 2- 4 metre yükseklikte 2 tane helikopter gördüm. Helikopterler üstümden geçtikten sonra otelin üzerinden boş araziye havadan askerleri indirme yaptı. Helikopterler çok alçak seyrettiği için sahilde bulunan şezlong ve birçok eşya rüzgarla üzerime geldiğini görerek duvar dibine saklandım.

BİNBAŞI GELİP 'TAYYİP'İN KALDIĞI VİLLA NEREDE' DEDİ

Motosikletimi alıp Marmaris istikametine doğru gitmek istemiştim. Tam o sırada askerlerin hepsi inmişti. İner inmez havaya, sağa ve sola silahlarının ateşlediğini görerek hemen duvar dibine yere yattım. Bir süre sonra silah sesleri kesilince oradan uzaklaşmak için 20 metre ilerideki bir otelin köşe duvarına giderek bekledim. Oradan ayrılmak için çevreyi gözetlerken askerlerin sağ duvar dibinden 2 metre aralıklarla kol düzeniyle ilerlediğini fark ettim. Kaçmaya fırsat bulamadan karşı karşıya geldik. Emniyette teşhis ettiğim Binbaşı Şükrü Seymen yanıma gelerek ’burada villalar varmış nerede’ diye sordu. Ben de ’Ne villası?’ dediğimde ’Tayyip’in kaldığı villa nerede?’ diyerek yüksek sesle bağırıp silahını üzerime doğrulttu.

SİLAH DOĞRULTUP GÖTÜRMEMİ İSTEDİ

’Turban Otel’i mi sordunuz’ dediğimde ’Evet bizi oraya hemen götür’ dedi. Elimle göstererek 100 metre ileride olduğunu gelmeyeceğimi söyledim. Şükrü Seymen silahını doğrultarak götürmemi istedi. Seymen, soldan ilerlerken sürekli askerlere talimatlar veriyordu. 2 metre aralıklarla yürümelerini ve bu işin şaka olmadığını ciddi olmaları talimatını sürekli tekrarladı.

ÇABUK UZAKLAŞ, ÖLÜRSÜN

Turban Otel sahil girişine geldiğimizde buradan ayrılmak istediğimi söyledim. İlk olarak bırakmak istemediler sonra silah doğrultarak ’Çabuk uzaklaş yoksa ölürsün’ diye bağırdı. Hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalışırken diğer askerler silahlarını doğrultup, ’Uzaklaş, öldürürüz’ dediler. İlk başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak amacıyla geldiklerini düşünmüştüm.

CUMHURBAŞKANI'NI ALMAYA GELDİKLERİNİ BİLİYORLARDI

Ateş etmeleri, sürekli kaba, sert tavırları ve sürekli komutanın ve birçok askerin Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanmasını duyunca kötü niyetli olduklarını anladım. Orada gördüğüm, sayabildiğim kadarıyla 23 asker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı almaya geldiklerini biliyorlardı. Kamuflajlı askerlerin üzerlerinde rütbe yoktu ama miğferlerinde özel birlik arması mevcuttu. Oradan uzaklaştıktan sonra gelen polislere askerlerin niyetleri ve teçhizatları hakkında bilgi verdim. Daha sonra emniyete ifade vermeye gittiğimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağır hakaretlerde bulunan Binbaşı Şükrü Seymen’i ve diğer rütbeli askerleri teşhis ettim. Çok kötü ve korkunç bir duygu idi. İnsanın bir anda eli ayağı kilitleniyor. Çok korktum. Başıma ilk defa böyle bir durum geliyor. Allah bir daha böyle şeyler yaşatmasın."

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-icin-argo-cumleler-kullaniyorlardi-40177883 (http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-icin-argo-cumleler-kullaniyorlardi-40177883)
Başlık: İlker Başbuğ: Darbenin arkasında 3 grup var
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 08:30:22
İlker Başbuğ: Darbenin arkasında 3 grup var

hurriyet.com.tr/İHA01 Ağustos 2016 - 21:42Son Güncelleme : 02 Ağustos 2016 - 07:49
İlker Başbuğ: Darbenin arkasında 3 grup var

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/579f984f18c77323a07dc9fd.jpg)

CNN TÜRK'te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum. Bu Gülen cemaatinin silahlı darbe hareketi" dedi. 'Darbenin arkasında 3 grup var' diyen Başbuğ, 15 Temmuz kalkışmasının arkasında planlayan, yöneten, kurgulayan ana isim Cemaat’tir. İkincisi büyük bir ihtimalle anında yapması gereken hareketi yapmayanlar, gecikenler, tereddüde düşenler… Bunlar cemaatçi mi hayır. Böyle bir grup da var bunların içinde. Üçüncü grup ise cemaatçi olmamasına rağmen buradan istifade etmek isteyen bazı insanlar olabilir.” diye konuştu.

CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, darbe girişimine karşı koyan sivil ve güvenlik görevlilerinin şehit olduğu hususuna kendisinin de iştirak ettiğini söyledi.

15 Temmuz kalkışmasının askeri darbelere benzemediğini savunan Başbuğ, “15 Temmuz kalkışmasını bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum. Diğer askeri darbelere benzemiyor. Askeri darbe olarak tanımlanmasına sıcak bakmıyorum. Bu Gülen cemaatinin silahlı darbe hareketi” dedi.

Başbuğ, TSK’ya sızan FETÖ unsurlarının askeri darbelerdeki gibi kendi başına bu hareketi yapmadığını söyleyerek, “Kendilerine özgü hedef ve amaçları mı var? Dışarıdan bu hareketi yönlendirenlerin hedef ve amaçları var” diye konuştu.

BEKLİYOR MUYDU ?

Bodrum’da yaşadığını belirten İlker Başbuğ, perşembe günü ilçede bir askeri hareketliliğin dikkatini çektiğini ama kalkışmayı asla beklemediğini anlattı.

ERLERİN DURUMU

Kandırılan erlerin darbeci kategorisine konulmaması gerektiğini ifade eden Başbuğ, fakat silah kullananların yargılanması gerektiğini de ekledi.

MİT’İ SORUMLU TUTTU

Silahlı Kuvvetlere sızmalarda Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) sorumlu olduğunu savunan İlker Başbuğ, bir dönem MİT’in cemaatçilerle dolu olduğunu söyledi. Eski Genelkurmay Başkanı, 2002-2010 yıllarında TSK’dan atmaların hep MİT raporlarına göre yapıldığını ve o yıllarda atılanlardan bir kişinin dahi FETÖ’cü olmadığını söyledi. Atılanların diğer Nurcu kolu Mehmet Kurdoğlu ekibinden olduğunu belirten Başbuğ, “Rakip cemaatin elemanlarını uzaklaştırmada bizi kullanmışlar” dedi. İlker Başbuğ, MİT Müsteşarının yardımcısı asker olsa daha sağlıklı bilgiler gelebileceğini de savundu.

TSK’nın kışla dışındaki askerleri izleyemediğini, bunun için yeterli imkanı olmadığını anlatan Başbuğ, bu izlemeleri MİT’in yapması gerektiğini ifade etti.

“ERBAKAN’IN CEMAATLE MESAFELİ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

“Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu” diyen Başbuğ, Bülent Ecevit’in de cemaate sempatiyle baktığını ifade ederek, “Erbakan rahmetlinin ise cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz” dedi. İlker Başbuğ, cemaatle ilgili uyarılarının AK Parti iktidarlarınca dikkate alınmadığını, “Tehdit bugün bize, yarın size” dediği halde, kendilerine konuyu abarttıklarının söylendiğini ifade etti.

Başbuğ, FETÖ’nün 3 Temmuz 2011’de ‘şike’ bahanesiyle Fenerbahçe’yi de hedef aldığını fakat sarı lacivertli camianın başından sonuna kadar onurlu bir duruş sergileyip ayakta kaldığını anlattı.

“SAYIN CUMHURBAŞKANI 2010-2016 ARASINDA TEK BAŞINA SAVAŞ VERDİ”

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2012-2016 yılları arasındaysa cemaate karşı tek başına savaş verdiğini ve tek başına bırakıldığını söyledi.

“TSK KOMUTA KADEMESİ DE İYİ SINAV VEREMEDİ”

TSK komuta kademesinin de iyi bir sınav veremediğini söyleyen Başbuğ, “TSK niye tedbir alamadı, bu konu incelenmelidir” dedi. Başbuğ, darbe girişiminde yer alanlar için, “Ne olursa olsun adil yargılama olsun” dedi.

DARBE GİRİŞİMİ ASKERİ AÇIDAN BAŞARILI MI ?

Darbe girişimini askeri açıdan başarılı bulup bulmadığı sorulan İlker Başbuğ, "Darbe planlamasının çok basite alınacak bir durumu yok. Çok geniş bir satha yayılmış bir organizasyonla karşı karşıyayız. Planlamayı pek hafife almayın. Ama uygulamada bazı eksikler, hatalar var mı var. Zamanın öne alınması vesaire" dedi.

"ABD FETHULLAH GÜLEN’İ İADE EDERSE..."

Başbuğ, darbe girişiminin hedefinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu, Fetullah Gülen’in kullanım süresinin bitip bitmediği sorusuna Başbuğ, “Onu zaman gösterecek, bilemem” dedi. İlker Başbuğ, “ABD Gülen’i iade etmezse demek ki kullanmaya devam edeceksiniz. Ederseniz demek ki kullanım tarihi bitti” diye konuştu.

İlker Başbuğ, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Hududi’nin FETÖ mensubu olduğu konusunda ise şüphesi olduğunu söyledi.

"HARP OKULLARI OSMANLI MİRASIDIR"

Harp okullarının kapatılmasına da değinen İlker Başbuğ, "Harp okulları Osmanlı'nın mirasıdır. Bunu Abdülhamit yapmadı. Harp akademileri hayati önemdedir. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Harp akademileri öğrencilerinin bir kısmı bu harekatın içinde yer almış. Sayın Cumhurbaşkanı'na suikast için giden özel tim mensuplarının büyük kısmı harp akademisi öğrencisi. Bu çocuklar maalesef, Cumhurbaşkanına yapılacak suikastin içinde yer almıştır. Bu kabul edilebilir bir şey değil, çıldırtıyor. Buradan hareket ederek, siz bu müesseseyi kaldırınca çözecek misiniz bu olayı. Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz. Yapmayın bunu. Niye müesseseyi kaldırarak, bu sorunu çözebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?"

İlker Başbuğ: Darbenin arkasında 3 grup var

‘DARBENİN ARKASINDA ÜÇ GRUP VAR’

Darbe girişiminin ana omurgasının Gülen Cemaati olduğunu ama toplamda üç grup olduğunu ifade eden Başbuğ, şöyle devam etti:

“15 Temmuz kalkışmasının arkasında planlayan, yöneten, kurgulayan ana isim Cemaat’tir. İkincisi büyük bir ihtimalle anında yapması gereken hareketi yapmayanlar, gecikenler, tereddüde düşenler… Bunlar cemaatçi mi hayır. Böyle bir grup da var bunların içinde. Üçüncü grup ise cemaatçi olmamasına rağmen buradan istifade etmek isteyen bazı insanlar olabilir.”

İlker Başbuğ'un açıklamasından satır başları:

15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum, 15 Temmuz TSK'ya sızan cemaatin silahlı darbesidir. 15 Temmuz bugüne kadar yaşanan darbelerle aynı havuzda değil.

15 Temmuz'u planlayan uygulayan ana iskelet cemaattir. Bu kalkışmaya müdahalede gecikenlerin hepsi cemaatçi olmayabilir.

Darbe girişimi TSK kaynaklıymış gibi tedavi edilmeye çalışılıyor.

Daha önce Gülencileri MİT'in verdiği istihbaratla ihraç ederdik. 2002'den sonra bize bir kişi için bile böyle rapor gelmedi

MİT Müsteşarının sivil olmasıyla MİT, TSK'dan tamamen çekildi.

TSK, kışla dışındaki askerlerin izleyemiyor, bunu MİT yapmalı. TSK'nın FETÖ'yü izlemek için yeterli istihbarat imkanı yok.

MİT'te asker varken, TSK cemaatle mücadale edebiliyordu.

Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu. Bülent Ecevit de sempatiyle bakıyordu. Yine Tansu Çiller döneminde de böyleydi. Erbakan'ın cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz. 2002-2007 dönemi ayrı bör dönem. Cemaatle iyi geçinelim, ama TSK'ya çatışmaya girmeyelim dönemi. Genelkurmay Başkanı iken bugün bu tehdit bize yarın size demiştim.

2011'de cemaatle ilişkilerin kırılma yaşadığı dönem.

Benim tutuklanmam birilerine mesajdır. Tutuklanmamdaki mesaj Başbakan'aydı. Bir ay sonra 7 Şubat MİT olayı patladı. Artık AK Parti ile cemaatin kopma aşamasına geldiğini görüyoruz.

2012-2016 arasında Erdoğan, cemaate karşı tek başına savaş verdi.

15 Temmuz'da komuta kademesi iyi bir sınav veremedi. Bazır erlere ve subaylara ait görüntüler rahatsız ediciydi. 15 Temmuz'un incelenmesi bağımsız bir kuruma verilebilir.

Bu darbeye kalkışan cemaat, Kendi din anlayışlarına uygun bir devlet sistemi kuracaktı. Burada hedef TSK'ydı. Bu kalkışmada dış destek de var. Olmaması işin tabiatına aykırı.

Gülen nerede yaşıyor. ABD'de. Orada o imkanları sağlayan kim? CIA. Bu istihbarat örgütü ona ABD'de kalma iznini boşuna mı vardı. İstihbaratın onu kullanmayacağını mı düşünüyorsunuz?

Kumpaslarla TSK itibarını kaybetmedi, gücünü kaybetti.

http://www.hurriyet.com.tr/ilker-basbug-darbenin-arkasinda-3-grup-var-40178184 (http://www.hurriyet.com.tr/ilker-basbug-darbenin-arkasinda-3-grup-var-40178184)
Başlık: Korgeneral Mehmet Şanver istifa etti...
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 10:05:47
Korgeneral Mehmet Şanver istifa etti...

Hürriyet Haber02 Ağustos 2016 - 09:16Son Güncelleme : 02 Ağustos 2016 - 09:31
Korgeneral Mehmet Şanver istifa etti...

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a03af918c7734844c201c7.jpg)

Darbe günü kızının düğünüyle gündeme gelen Muharip Hava Kuvvet ve Hava Füze Savunma Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in dün istifa dilekçesini verdiği ortaya çıktı. Şanver darbe girişimine ilişkin de çok önemli detaylar anlattı. Şanver, "Fethullahçıları, Genelkurmay Başkanımız'a anlatırken Fethullahçı general de söylediklerimi not alıyordu. İşte, orada deşifre olduklarını anladılar. Askeri Şûra'yı beklemeden, böyle bir şeye kalkıştıklarını değerlendiriyorum" diye konuştu.

Sözcü'den Saygı Öztürk, Şanver'in istifasını şöyle yazdı:

İstifa dilekçesini verdiğini öğrendiğimde kendisine güçlükle ulaştım. İlk sözleri “Allah terfi edenlerin yolunu açık etsin, Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Sadece üniformamızı terk ettik ama ülkemizi terk etmedik. Bazen insanlar, bazı makamları terk etmesini de bilmeli. Bunun bir örneği olsun istedim. Belki kimsenin haberi olmayacak, belki kimse umursamayacak ama ben aynaya bakabileceğim ve Mehmet Şanver olarak kendimi göreceğim” oldu.

ORGENERALLİK BEKLERKEN…

Korgeneral Mehmet Şanver, orgenerallik için birinci sıradaydı. Orgeneral yapılmadı. Görev süresi uzatılmış ve Harp Akademileri Komutanlığı'na verilmişti. Şanver, “Meslek hayatımda hiç ikinci olmadım” dedi ve şunları söyledi:

“Yarbaylığımdan itibaren albaylığa, tuğgeneralliğe, tümgeneralliğe, korgeneralliğe hep birinci sırada terfi ettim. Filo komutanlığımda üstün birlik yetiştirme ödülü aldık. İkinci senemde en başarılı hava savunma filosu seçildik. Harekat komutanlığında iki filom vardı, filolar arası yarışmada bir filom birinci, diğeri ikinci oldu. 2 yıl üs komutanlığı yaptım, üssüm en başarılı üs seçildi. Tümgeneralliğimde ikmal bakım komutanlığı yaptım, NATO denetlemesinde sınıfta kalan komutanlığımızın sınıfını geçmesini sağladık. Korgeneralliğimde bir yıl lojistik komutanlığı yaptım. Sayıştay'ın lojistik sisteme vurmak istediği balyozu önledik ve sistemimizi akladık.”

2 yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı yaptı. Burada Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı'nın kurulmasında karargahı yönetti. Kurduğu sistemde de bir yıl komutanlık yaptı. Herkes onun yine birinci sırada olduğu için orgeneralliğine garanti gözüyle bakarken, o terfi ettirilmeyip görev süresi uzatıldı.

DÜĞÜNÜ SORGULADILAR

Darbe girişimi gecesi, Korgeneral Şanver'in kızının Moda Kulübü'nde düğünü vardı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve bazı generaller düğünü basan darbeci askerler tarafından kaçırıldı. Korgeneral Şanver'e terfi ettirilmemesinin düğünle ilgisi olup olmadığını sordum. Şunları söyledi:

“Terfi ettirilmememin düğünle hiçbir alakası yok. Ayrılmamın sebebi Yüksek Askeri Şura'nın tercihidir. Düğünle ve ondan önceki süreçle ilgili iki defa müşteki sıfatıyla ifadem alındı. Benden daha fazla Hava Kuvvetleri'nde irdelenen ve kendisini pırıl pırıl tertemiz ispatlayan yok. Düğünü de, çağrılı olanları da tek tek sordular. Düğün tarihini, planlamasını da araştırdılar. Her şeyin açıklaması o kadar netti ki. Savcı ‘Hakkınızı helal edin' dedi ve müşteki sıfatıyla ifademi aldı. Benim kızımın en mutlu olacağı gün, büyük bir travmayla başladı. Hiç düşünmüyordum ama emekliliğimde İstanbul'a yerleşeceğim. Kızıma yakın yere yerleşip bu süreci atlatmasına ailece yardımcı olacağız.

“PLANLARINI DÜĞÜNDE BOZDUK”

Kaçırılana kadar Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal, Korgeneral Mehmet Şanver ve kuvvetin diğer generalleri önce düğünün yapıldığı yerde bir odadan karşı harekatı yönetmeye başladı. O sıcak dakikaları Korgeneral Şanver'den dinliyorum:
“Planlamaları gereği Hava Kuvvetleri'ni darbede etkin kullanacaklardı. Haber almamız ve düğün bölgesinde kurduğumuz cep telefonuna dayalı harekat merkezimiz ve oradan yayınladığımız sözlü ve yazılı net emirler bu kalkışmanın hava harekatı bölümünü öncelikle durdurmaya başladı. Daha sonra İstanbul'dan Eskişehir'e gönderdiğimiz arkadaşlarımız yaptıkları telefon konuşmalarıyla, verdikleri direktiflerle Eskişehir'de duruma el koymalarıyla olayın seyrini değiştirdi. Durdurulan hava harekatı karşı taarruzuyla etkisiz hale getirildi.”

BU KADAR FETHULLAHÇI OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Korgeneral Şanver, “Siz Silahlı Kuvvetler'de bu kadar Fethullahçı olduğunu tahmin ediyor muydunuz?” sorusuna şu yanıtı vermiş: “Biliyorduk. Ama gençlerimiz arasında bu kadar Fethullahçı olduğunu açıkçası tahmin edemiyorduk”.

DİNLEYİP NOT ALAN DA FETULLAHÇI ÇIKMIŞ

 Şanver, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın odasında yaşanan olayı şöyle anlatmış:

“Komuta kademesinde kimin ne olduğunu çok iyi biliyorduk. Darbe girişimi sonrası da bu konuda yanılmadık. Bu yıl terfi listesinde olan albay, tuğgeneral, tümgenerallerle ilgili değerlendirmemi Genelkurmay Başkanımız'la paylaşmıştım. Darbe girişimi sonrası da bir kişi hariç, diğerleriyle ilgili değerlendirmemde de haklı olduğum ortaya çıktı.

Ben değerlendirmelerimi aktarırken, Genelkurmay Başkanımız'ın yanında Genelkurmay Personel Başkanımız bulunuyordu. O da söylediklerimi not alıyordu. Personel Başkanı da, Genelkurmay Karargahı'nda yaşananlarda en önde olan ve tutuklanan kişidir.

ATILACAKLARINI ANLAYINCA

Fethullahçıları, Genelkurmay Başkanımız'a anlatırken Fethullahçı general de söylediklerimi not alıyordu. İşte, orada deşifre olduklarını anladılar. Askeri Şûra'yı beklemeden, böyle bir şeye kalkıştıklarını değerlendiriyorum.
İçinde bulunduğumuz durumu gördüğümde şaşırdım. Çünkü tutuklanan o personel başkanını orada görünce, onların başka görüşe tahammüllerinin olmadığını da biliyordum. Genelkurmay'da bunların kim olduğunu bilmeyen yok ama maalesef darbe girişimine kadar bunlara güvenmeye devam ettiler. Bunlara güvenilmemesi gerektiğini bir kez daha gördük.”

EMİR SUBAYLARINI KİM SEÇİYOR?

Yazı şöyle devam ediyor: Komutanın dilekçesini verirken, Emir Astsubayı Ömer Aydın da, yaş haddini dolduruncaya kadar çalışma olanağı olmasına rağmen “Ben de istifa ediyorum komutanım” dedi. Cumhurbaşkanı Başyaveri, bazı yaverleri, komutanların emir subay ve astsubayları da darbe girişiminin içindeydiler. Korgeneral Şanver, bunun nedenini şöyle anlattı: “Bunları, komutanların kendisi değil zaten Fethullahçıların çoğunlukta olduğu personel başkanlığı seçip gönderiyor. Ben onların gönderdiğiyle değil emir subay ve astsubayımı kendim seçtim. Onların da devlete sadakatten başka bir şeyi olmadı. Şimdi bütün emir subayları, astsubayları hain gibi gösteriliyor. Onların hepsi aynı kefeye asla konulmamalı.”

Son sözü, 44 yıl sonra askerliğe veda etmesiydi. Darbe girişimi gecesini en sıcak bir biçimde yaşayan Korgeneral Mehmet Şanver, artık emekli bir general…

http://www.hurriyet.com.tr/korgeneral-mehmet-sanver-istifa-etti-40178586 (http://www.hurriyet.com.tr/korgeneral-mehmet-sanver-istifa-etti-40178586)
Başlık: Darbenin Üssü Akıncılar'dan İlk Kareler
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 10:09:18
Darbenin Üssü Akıncılar'dan İlk Kareler

Cuntacılar tarafından komuta merkezi olarak kullanılan Ankara Kazan'daki Akıncı Üssü'nden darbe sonrası çekilen ilk görüntüler ortaya çıktı.

(http://img.sondakika.com/haber/143/darbenin-ussu-akincilar-dan-ilk-kareler-8666143_x_5309_o.jpg)

Ankara Kazan'da bulunan Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı darbeye teşebbüs eden askerler tarafından komuta merkezi olarak kullanılmıştı. Akıncı Üssü'nden kalkan F-16'lar ve helikopterler Ankara'yı kana bulamıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü, TBMM ve Gölbaşı Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı F-16'larla bombalandı. Beştepe'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TÜKSAT binası ve Genel Kurmay Başkanlığı'na yapılan saldırılarda ve indirmelerde Atak, Skorsky ve Cobra tipi helikopterler kullanıldı. Darbe girişiminin ardından o üsten ilk kareler de geldi.

APAR TOPAR GELMİŞLER

Başarısız olan darbe girişimi sonrası cuntacıların kullandığı üste toplanan helikopterlerin görüntüsüne ulaşıldı. İsabet alan bir Atak helikopterinin kokpit bölümünün branda ile kapatıldığı görüldü. Fotoğraflarda, darbe gecesi kullanılan helikopterin pilotları ve teknisyenlerinin darbe girişimi saatinin öne çekilmesiyle üsse aceleyle geldikleri görülüyor. 20.30 sıralarında Akıncı Üssü'ne gelen helikopter pilotlarının özel araçlarıyla pist başlarına kadar gittikleri ortaya çıktı. Pilotların kiminin tulumunu giyerken kiminin ise sivil olarak bindikleri helikopterleri havalandırdıkları öğrenildi.

İSABET ALAN ATAK BRANDAYLA ÖRTÜLDÜ

Polisin ve darbeye karşı olan askerlerin taciz atışları sırasında Atak helikopterlerinden biri isabet almıştı. Akıncılar Üssü'ne inen helikopterin kokpit kısmında vurulduğu görüldü. Yine girişim sırasında F-4 uçakları da darbecilerin helikopterlerinin yeniden havalanmasını engellemek için taciz ateşinde bulunmuştu. Bu sırada da bazı helikopterin isabet aldığı öğrenildi.

(http://img.sondakika.com/haber/143/darbenin-ussu-akincilar-dan-ilk-kareler-8666143_1975_m.jpg)

CUNTACILARIN ARAÇLARI ÇEKİLDİ

Darbe planları erkene alınınca üsse acilen çağrılan darbeci pilotların pist başında bıraktıkları otomobilleri de çekicilerle götürüldü.

(Kaynak: Vatan)

http://www.sondakika.com/haber/haber-darbenin-ussu-akincilar-dan-ilk-kareler-8666143/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbenin-ussu-akincilar-dan-ilk-kareler-8666143/)
Başlık: "Üniformalarımı ağlaya ağlaya teslim ettim"
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 14:26:07
"Üniformalarımı ağlaya ağlaya teslim ettim"

Hürriyet Haber02 Ağustos 2016 - 11:55Son Güncelleme : 02 Ağustos 2016 - 12:39

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a061380f25440228b6b74f.jpg)

'Bir damla su içmiyorduk''Bir damla su içmiyorduk''Bir damla su içmiyorduk''Bir damla su içmiyorduk'
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu subayların baskısı ve işkencesi nedeniyle Kara Harp Okulunu 4. sınıfta bırakan 25 yaşındaki Merve Nayır, en büyük hayali olan askerlik mesleğinden ayrılmaya zorlayanlarla yargı önünde hesaplaşmak istiyor.

Nayır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, asker olma isteğinin daha ortaokulda başladığını, bunun kendisi için "çocukluk hayali" olduğunu söyledi.

Asker bir babanın kızı olarak büyüdüğünü ve sadece üniformaya aşık olduğu için bu mesleği seçmediğini dile getiren Nayır, "Belli bir disiplin içerisinde ve vatan, millet sevgisini ön planda tutarak büyüdüm." ifadelerini kullandı.

"BİR DAMLA SU BİLE İÇEMİYORDUK"

Nayır, 2009 senesinde Kara Harp Okuluna girdiğini, okula başladıktan sonra intibak eğitimi için İzmir'in Menteş ilçesine götürüldüklerini kaydederek, burada eğitimin ikinci günü, kendisi gibi seçilmiş bir grup öğrenciyle birlikte şok mangasına alındıklarını belirtti.

Şok mangalarında çok zorlu eğitime tabi tutulduklarını, diğer öğrencilerin uygun adımla gittikleri yerlere "yat-kalk" yaptırılarak süründürülerek götürüldüklerini aktaran Nayır, "Burada çok fazla fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldım. En çok baskıyı da o mangalara yapıyorlardı. Biz sabah içtimalarına tam teçhizat katılıyorduk. Mataralarımız ağzına kadar doluydu. İzmir'de 40 derece sıcağın altında eğitimler yaparken gözümüzün önünde o sular yerlere dökülüyordu. Bir damla su bile içemiyorduk. Ben bu eğitimlere başlamadan önce 56 kiloydum. Bu intibak eğitimi yaklaşık 28 gün sürdü ve bu süre sonunda 40 kiloya kadar düştüm." diye konuştu.

"BİZİ YEMİN TÖRENİNE ÇIKARMADILAR"

Nayır, bu eğitimler sırasında ayağının zedelendiğini, izin talebinde bulunduğu takım komutanlarının ise olumsuz yanıtıyla karşılaştığını söyledi.

Bütün bu yapılanların "gizli" şekilde üst komutanlardan saklanarak yürütüldüğünü anlatan Nayır, şöyle devam etti:

"28 günlük eğitimimiz bitti ve bizi yemin törenine çıkarmadılar. Ailem beni törende izlemeye geldiğinde komutanlarımızın emriyle deniz nöbeti tuttuk biz. Yemin töreninin ardından annem ile birlikte askeri hastaneye gittik. Doktor bize iki ayak topuk kemiklerimin de kırıldığını söyledi. İki ayağım dizlerime kadar alçıya alındı. Daha yeni askeri öğrenci olmanın sevincini yaşıyordum. 'Acaba bu şekilde devam edebilir miyim?' diye travma da yaşadım. Okula 45 gün sonra başladım ve okul içerisine değnekle gezdiğim günleri hatırlıyorum. O kadar aşkla bağlanmıştım bu mesleğe."

"AĞZIMIZLA KUŞ TUTSAK ONLARIN GÖZÜNDE SUBAY OLAMAYACAKTIK"

Nayır, zaman zaman kendisine hakaret ve baskılar yapıldığını, takım komutanlarının, kendisinin de aralarında bulunduğu bazı kişilere "mimlenmiş" olarak baktığını ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Hep belirli kişiler üzerine oynanıyordu. Bizden, 'alt sınıflar üzerinde çete kurduk' diye savunma aldılar. Ona bile cevap veremedik. Bu yüzden birçok kez savunma verdik. Biz sevilmeyen ve hor görülen tiplerdik. Ağzımızla kuş tutsak onların gözünde subay olamayacaktık. Bunu her seferinde dile getiriyorlardı. Sürekli, 'Er ya da geç bu okuldan atılacaksın, boşuna uğraşma', gibi ifadelerle karşı karşıyaydık. Her yönden elimizi kolumuzu bağladıklarını düşünüyordum."

"O ÜNİFORMALARI VATAN HAİNLERİNE EMANET ETTİK"

Nayır, son senesine girdiğinde ise her şeye rağmen artık mezun olabileceğine inanmaya başladığını ancak FETÖ'ye yakın öğrencilerin 4 senede "yata yata" bitirdiği okulu kendisinin 5 sene çaba göstererek bitiremediğini belirterek, "Biz literatürde zaten 'teğmen' olmuştuk. Kıta stajı yaptık ve staja geldik. Ardından bütünleme sınavlarına girip mezun olacaktık. Onda bile elimizi kolumuzu bağladılar." ifadelerini kullandı.

Son senesinde kendisi için hayati önem taşıyan bir sınavda, subayların bilgisi ve izni dahilinde cevap kağıtları toplanacağı sırada 2 soruyu yanıtlamasına rağmen "kopya çektiği" iddiasıyla hakkında tutanak tutulduğunu belirten Nayır, "Tutanak tutulan sınavım, kopya iddiasında bulunduklarından dolayı değerlendirmeye alınmadı. Alınsaydı bir dersim kalacaktı. Ondan tek ders sınavına girip mezun olabilme umudum vardı. " dedi.

Nayır, hayallerine ulaşmak için 5 sene emek vererek, yata yata değil her anın hakkını vererek çalıştığını vurgulayarak, şunları kaydetti.

"Mezun olduğumu sadece ben değil ailem de düşünüyor. Ben teğmen fotoğraflarımı bile çektirmiştim, artık her şeyim hazırdı. Mezuniyet albümüm bile hazırdı. Daha önceden hazırlanan yıllıklara benim adımı koymamışlardı. Bu önceden belliydi zaten. Beni zaten teğmen çıkarmayacaklarmış. Ben son gün o çok sevdiğim üniformalarımı üstümden çıkararak ağlaya ağlaya teslim ettim. O üniformaları vatan hainlerine emanet ettik. Biz zamanında karşı koyamadık. O çok sevdiğim üniformayı üstümden çıkarsalar da bu benim hep hayalimdi. Mezuniyetimize 1 ay kala bize ayrılma dilekçesi yazdırdılar. Bu kapsamda benden 'okulu bırakmak istediğime dair dilekçe' istediler çünkü bu dilekçeyi yazarsam kendi isteğimle ayrılmış olacaktım ve sivil bir üniversiteye yatay geçiş hakkım doğacaktı. Aynı zamanda ayrılmayı kabul edip tazminat ödemeyi de kabul etmiş olacaktım. Ben de kabul ettim. Bu dilekçede onların dediklerini yazdık ve istediğimizi yazdırmadılar."

Askerlik görevine geri dönmeyi düşünenler için çalışma yapılması çağrısında bulunan Nayır, "Ben de çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme engel olanlarla, yargı önünde hesaplaşacağım." dedi.
 
http://www.hurriyet.com.tr/uniformalarimi-aglaya-aglaya-teslim-ettim-40178750?_sgm_campaign=scn_a004ff5fd97f8006&_sgm_source=40178750&_sgm_action=click (http://www.hurriyet.com.tr/uniformalarimi-aglaya-aglaya-teslim-ettim-40178750?_sgm_campaign=scn_a004ff5fd97f8006&_sgm_source=40178750&_sgm_action=click)
Başlık: ABD'ye Gülen için ikinci başvuru
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 14:27:05
ABD'ye Gülen için ikinci başvuru


Türkiye'den yeni Fetullah Gülen hamlesi...

Adalet Bakanlığı, Türkiye'deki darbe girişiminin Fetullah Gülen'in organizasyonu olduğunu kanıtlayan ayrıntılı bilgilerin de içinde olduğu bir dosya daha gönderdi. ABD makamlarından bu dosyadaki bilgiler çerçevesinde Gülen'in iade işlemlerine kadar tutuklanması istendi.

http://www.hurriyet.com.tr/abdye-gulen-icin-ikinci-basvuru-40178734 (http://www.hurriyet.com.tr/abdye-gulen-icin-ikinci-basvuru-40178734)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 02 Ağustos 2016, 15:53:06
Hukumetin ussu kapatma istegi hicbir mantiga sigmiyor. Yiyorsa Incirligi kapatsinlar!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: TCG Dumlupınar - 02 Ağustos 2016, 16:45:33
Hukumetin ussu kapatma istegi hicbir mantiga sigmiyor. Yiyorsa Incirligi kapatsinlar!

Hocam siz hangi taraftansınız? Haaa banane diyorsanız madem, tarafsız olun. Ayrıca yiyorsa miyorsa yakışıyor mu?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 02 Ağustos 2016, 17:16:36
Ben Turkiyenin tarafindayim!

Akkinci ussu nu kapatmak da ne demek? Ha orada darbeciler vardir, hay hay ayikla gonder ama Turkiyenin savunmasinda belkemigi olan bir ussu kapatmak da ne oluyor?

Asil siz hangi taraftansiniz?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 02 Ağustos 2016, 18:54:22
Akıncıları kapatacakları kadar İncirlik ve İzmirdeki nato üssünü kapatsalar he birde Malatya'daki radar üssü
birde unutmadan arkadaşlar Türkiye direk olarak Usa karşısına alamaz yanına Rusya ve İranı alsa bile kafi değil, onun için 5 - 6 sene daha sabretmeliyiz daha güçlü ve bağımsız savunma sanayi, ekonomi ve yetişmiş devlet kadroları için
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 20:24:05
(https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/s480x480/13934981_1038820452892635_6737382539510385735_n.jpg?oh=f316f58322263709705350ef8dd012bf&oe=582F02E3)
 Bu defa doğru demiş.
Başlık: MİT'ten fırlatılan manpads
Gönderen: The Qonqueror - 02 Ağustos 2016, 22:22:44
https://www.youtube.com/watch?v=NSYxu6WjcbY&feature=youtu.be (https://www.youtube.com/watch?v=NSYxu6WjcbY&feature=youtu.be)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 02 Ağustos 2016, 23:21:39
Ben Turkiyenin tarafindayim!

Akkinci ussu nu kapatmak da ne demek? Ha orada darbeciler vardir, hay hay ayikla gonder ama Turkiyenin savunmasinda belkemigi olan bir ussu kapatmak da ne oluyor?

Asil siz hangi taraftansiniz?

+1

Pire için yorgan yakılır mı? Yakılırsa bu bütün yorganlar için geçerli olmalı!

(https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/s526x395/13886921_10153616213410880_4426357378835938616_n.jpg?oh=33fce8d44258a27fcd3b645dafd8c8a1&oe=5811F0E2)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: The Qonqueror - 02 Ağustos 2016, 23:27:54
Neredeymiş o yurtlar ve vakıflar..?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 03 Ağustos 2016, 01:50:12
(https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/s480x480/13934981_1038820452892635_6737382539510385735_n.jpg?oh=f316f58322263709705350ef8dd012bf&oe=582F02E3)
 Bu defa doğru demiş.

Aynen:)
Kırk yılın başında; en azın bir tanecik de olsa doğru laf etmekte fayda var.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 08:33:47
Neredeymiş o yurtlar ve vakıflar..?


Örnek >> http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/04/160418_ensar_vakfi_soru_cevap (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/04/160418_ensar_vakfi_soru_cevap)

Fetö devletin bütün kurumlarına sızmış durumda. Askeri okulları kapatma mantığına göre devletin bütün kurumlarını kapatmamız gerekir. Bu biraz TSK'daki asker mantığına benziyor. Mesela tatbikatta arızalanan tanka ceza verilmesi gibi!

Darbe girişimini okullar değil, fetö yaptı. TSK'ya çekirdek kadro yetiştiren asırlık okulları, milyon dolarlık üsleri kapatmak gelecek için çözüm değil! Fetöyü temizlemek lazım. Bu kadar kurumun içerisine nasıl sızdıklarını araştırmak lazım. Mutlaka ama mutlaka siyasi bağlantılarını ortaya çıkarmak lazım. İleride bu tip yapılanmaların sızmasının önüne nasıl geçileceğini belirlemek lazım.

Örneğin MİT! Bakın başbakan darbe girişiminden MİT'in nasıl haberdar olduğunu açıkladı:

(İstihbarat nasıl geldi?) Bana MİT Başkanı’nın naklettiği şu: Bir binbaşı, önemli bir bilgi için MİT’e gelmek istiyor. Daha erken geliyor. 15.00 civarında kabul ediliyor. Kabul edilince, ‘Ben izindeydim, beni çağırdılar, dediler ki ‘19.00’da hazır ol, görevin helikopterle gidip MİT’i bombalamak, Hakan Fidan’ı alıp gelmek.’ Onun üzerine Genelkurmay Başkanı Hakan Bey’i çağırıyor. 8’e kadar bir arada oluyorlar ve o ara Genelkurmay Başkanı sağa sola talimatlar gönderiyor. Sonrası malum.
http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirim-fidan-cevap-veremedi-40179261 (http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirim-fidan-cevap-veremedi-40179261)

Başbakan konuyla alakalı olarak devam ediyor...

(Darbe girişimini Cumhurbaşkanı eniştesinden, Başbakan eşten dosttan nasıl öğreniyor?) Ben bunu MİT Müsteşarı’na sordum, ‘Nasıl olur’ dedim. Başbakan’ın haberi yok, Cumhurbaşkanının haberi yok. Bunun cevabını veremedi. Herhangi bir şey söylemedi. Bana da Cumhurbaşkanımıza neden iletilmediğinin izahati yok. (MİT Müsteşarı devam edecek mi) Bizim için işlerin önceliği var. Bunları bitirdikten sonra özeleştirisini tabii ki yapacağız.

Yani darbe girişiminde kendisine görev verilmek istenen bir vatansever bir binbaşı gelip haber vermese, MİTin haberi bile olmayacak ve muhtemelen darbe girişimi başarılı olacak! Peki MİT kapatılıyor mu? Tabi ki hayır. İçerisindeki fetöcülerin temizlenmesi gereken öncelikli kurumlar arasında bence MİT. Başbakan açıklamalarına devam ediyor...

(İstihbaratta yeni yapılanma) Çalışma yapılıyor. Nasıl olacağı ile ilgili tam bir karar vermiş değiliz. Cumhurbaşkanımızla son olarak değerlendireceğiz ve ona göre karar vereceğiz. Bir dağınıklık var. Emniyet, Jandarma, MİT var...Yapacağımız yeniden yapılanma iç ve dış tehditleri aynı derecede ele alacak ve onlara yönelik etkin operasyonel tedbirler, istihbarata karşı koyma tedbirlerini içerecek. Gelişmiş ülkelerin sahip oldukları istihbarat altyapısı, bizim var tabi, ama önemli olan buradaki koordinasyonsuzluğu dağınıklığı ortadan kaldırıp, bilgi kirliliğine meydan vermeden, görev tanımlarını yeniden yaparak sağlıklı işlemesini sağlamak.

Daha önce dile getirdiğimiz ve sonrasında acı bedeller ödediğimiz pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da hatalar yapılıyor bence. Kaş yapayım derken göz çıkarmamak lazım!

Bknz >> http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/ilker-basbugun-10-temel-mesaji_40179232 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/ilker-basbugun-10-temel-mesaji_40179232)
Başlık: ABD ile kriz kapıda
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 08:46:17
ABD ile kriz kapıda

Deniz ZEYREK/ ANKARA03 Ağustos 2016 - 03:16Son Güncelleme : 03 Ağustos 2016 - 03:16
ABD ile kriz kapıda

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5625672cf018fb45587d83d2.jpg)

BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın Ankara’yı ziyaret eden ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’a “O adam (Fetullah Gülen) iade edilmezse ciddi sıkıntı yaşanır” mesajı verdiği öğrenildi.

Yıldırım’ın ayrıca “Daha kararlı ve kuvvetli bir kınama beklerdik” dediği bildirildi. ABD’li General Türkiye’ye Bağdat dönüşü uğradı. Ziyaret nedenini ABD medyasına açıklarken “Muhatabım, General Akar’ı uzun zamandır tanırım. Arkadaşımın iyi olduğundan emin olmak istedim” dedi. 15 Temmuz gecesi Türkiye’de yaşanan kanlı darbe girişiminin detaylarını bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’dan dinleyen Dunford, temasları hakkında kamuoyuna bilgi verirken IŞİD ile mücadelede işbirliği ve bölgesel konularla sınırlı tuttu.

 GÜLEN GÜNDEMDE

ABD Savunma Bakanlığı sitesinden yayınlanan bilgilendirmede Dunford’un Başbakan Binali Yıldırım’la görüşmesine ilişkin bölümde, özel bir anektoda yer verilmedi, ancak Ankara’daki bütün toplantılarda “bölge sorunlarıyla uğraşmak için Türkiye ve ABD’nin işbirliği’ne ihtiyaç duyulacak” cümlesini duyduğu anlatıldı. Bilgilendirmede ABD’nin IŞİD karşıtı operasyonlarda ihtiyaç duyduğunda İncirlik ve Diyarbakır gibi üslere erişiminin devam edeceği vurgulandı. Pentagon duyuruları arasında yer alan haberde Dunford’un bütün görüşmelerinde Fetullah Gülen’in iade edilmesinin istendiğine dikkat çekilerek, “Suçlayıcı değildi. Türk liderler, darbenin arkasında Gülen’in olduğuna inanıyor” yorumuna yer verildi.

‘CİDDİ SIKINTI YAŞARIZ’

Dunford’un Yıldırım ile yaptığı görüşmede, Yıldırım’ın çok net bir tavır sergilediği bildirildi. Üst düzey bir diplomatik yetkili, Yıldırım’ın darbe girişiminin ardından yapılan soruşturmada darbecilerle Gülen arasındaki bağın net bir şekilde anlaşıldığına dikkat çekerek, “Hal böyleyken, sizden daha kararlı daha kuvvetli bir kınama beklerdik. O adam orada kalırsa ciddi sıkıntı yaşarız” dediğini aktardı.Yıldırım, Dunford ile görüşmesinde, ABD’nin PYD ile ilişkilerine de dikkat çekerek, “PYD-PKK ilişkisi ortada, müttefikimiz olarak yanımızda olmanızı bekleriz. Hem PYD, hem FETÖ konusundaki tavrınız Türkiye kamuoyunda haliyle tepki çekiyor” dedi. Kaynaklar, Türkiye’nin ısrarının Fetullah Gülen iade edilene dek süreceğini belirterek şunları söyledi: “İade edeceklerini umuyoruz. Soruşturmada ikna edici deliller ortaya çıktı. Ayrıca FBI’ın 2006 tarihli raporları var. ABD’deki Gülenist okullarla ilgili detaylı ayrıntılar New York Times gibi gazetelerde de çıktı. İade olmazsa, Ankara-Washington arasında ciddi sorunlar yaşanır...”

http://www.hurriyet.com.tr/abd-ile-kriz-kapida-40179155 (http://www.hurriyet.com.tr/abd-ile-kriz-kapida-40179155)
Başlık: Meclis'i bombalayan darbeci hainin kim olduğu ortaya çıktı!
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 08:50:06
Meclis'i bombalayan darbeci hainin kim olduğu ortaya çıktı!

Hürriyet Haber03 Ağustos 2016 - 07:01Son Güncelleme : 03 Ağustos 2016 - 07:32
Son dakika haberi: Meclis'i bombalayan darbeci hainin kim olduğu ortaya çıktı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a16d460f25442264c79790.jpg)

Darbe girişimi ile ilgili son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişiminde Meclis'i F-16 ile vuran darbeci pilotun kim olduğu tespit edildi. Milletin Meclisi'ne gözünü kırpmadan bomba yağdıran kişinin TSK'dan ihraç edilen F-16 pilotu Yüzbaşı Hüseyin Türk olduğu öğrenildi.

15 Temmuz darbe girişiminde TBMM’yi vurma emrini Akıncı Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim verdi. Bombayı ise bu emirle kalkan F-16 pilotu Yüzbaşı Hüseyin Türk bıraktı.Türk ifadesinde, talimatı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a terörist Fethullah Gülen ile görüştürmeyi talep eden Akıncı Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'den aldığını itiraf etti.

105 PİLOT GÖZALTINDA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen darbe soruşturması FETÖ'nün üssü olarak kullanılan Akıncılar'ı mercek altına aldı. Bu kapsamda 4'üncü Ana Jet Üst Komutanlığında görevli olan ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilen 105 pilot gözaltına alındı. Bu pilotların emniyetteki sorguları yapılmaya devam ederken önceki gün sorgusu biten 5 kişi Sincan Batı Adliyesine sevk edildi. Pilotlardan Kurmay Yüzbaşı Hüseyin Türk ile Üstteğmen Halil İbrahim G. darbeye teşebbüsten tutuklanırken 3 pilot da adli kontrolle serbest bırakıldı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi ekiplerince yürütülen sorgularda FETÖ'nün darbe girişimindeki kilit isimler de netlik kazanıyor. TBMM'yi F16 ile bombalayan FETÖ militanı da Emniyet sorgusunda kendini açık etti. Hainin TSK'dan ihraç edilen 4'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı Hava Pilot Kurmay Yüzbaşı Hüseyin Türk olduğu belirlendi. Emniyette sorguları süren 105 pilot arasında olan Türk önce kendini gizledi. Hain, KOM Dairesi ekiplerince yapılan çapraz sorguda TBMM'yi bombaladığını itiraf etti.

"EMİRLE TBMM'Yİ VURDUM"

Hüseyin Türk ifadesinde, talimatı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı terörist Fethullah Gülen ile görüştürmeyi talep eden Akıncı Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'den aldıklarını belirtti. Akın Öztürk'ün damadı olan Hava Pilot Kurmay Yarbay Hakan Karakuş ve Hava Pilot Kurmay Binbaşı Mustafa Azimetli'nin konuyla ilgili kendileriyle toplantı yaptığını kaydeden Türk, o toplantıda kendine koordinatların verildiğini belirtti. Türk ifadesinin sonunda ise "Komutanlarımın verdiği emirle hedefimde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni vurdum" dedi.
Kaynak: Sabah

http://www.hurriyet.com.tr/meclisi-bombalayan-darbeci-hainin-kim-oldugu-ortaya-cikti-40179533 (http://www.hurriyet.com.tr/meclisi-bombalayan-darbeci-hainin-kim-oldugu-ortaya-cikti-40179533)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 03 Ağustos 2016, 08:53:49
Bu suç Almanya da Fransa da filan işlense adamın kafasına cezaevinde daha mahkemesi bile bitmeden sıkarlardı tabuta koyup aileye teslim eder sorularada cevap vermezlerdi.
Meclise devletin savaş uçağı ile en ağır bombayı atacak adamı adil mahkemede yargılamaz dünyada hiç bir büyük ülke
Buraya yazıyorum sonra bir gün gazete haberi iliştirip hatırlatıcam yine ben demiştim deyip
Başlık: Darbe Riski Henüz Geçmedi! İşte Emniyet'in Yazısı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 08:56:37
Darbe Riski Henüz Geçmedi! İşte Emniyet'in Yazısı

Başbakan Yıldırım'ın "Darbe riski henüz geçmedi, riskleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz" sözlerinin altında yatan istihbarat bilgileri ortaya çıktı.

Güvenlik birimleri, 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminin ardından şimdi yeni bir tehdit olup olmadığı araştırmasına koyuldu. Ortaya çıkan sonuçlar, Başbakan'ın 'endişe etmesini' gerektirecek kadar önemli...

Türkiye'nin uçurumun kenarından dönmesinin ardından muhalefetin bilgilendirilmesi çerçevesinde Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi.

"DARBE RİSKİ HENÜZ GEÇMEDİ"

Yıldırım'ın her iki görüşmede, "Darbe riski henüz geçmedi, riskleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz" açıklaması dikkat çekici.

15 Temmuz'un yarattığı süreçte ilk şokun atlatılmasıyla birlikte, güvenlik birimleri başarısız darbe girişiminin ardından şimdi yeni bir tehdit olup olmadığı araştırmasına koyuldu.

Ortaya çıkan sonuçlar, Başbakan Binali Yıldırım'ın "endişe etmesini" gerektirecek kadar önemli.

İŞTE EMNİYET'İN YAZISI

Devletin resmi yazışmalarına konu olan darbe girişimi tehditleri kapsamında elde edilen ilk sonuçları şöyle özetlemek mümkün:

- "Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 17 Temmuz tarihli yazısında, "Darbe kalkışması neticesi başarısız olan FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarında her şeyi kayıp vermiş olmanın psikolojisi ile bir takım eylemlerin gerçekleştirilebileceği, bu kapsamda özellikle vatandaşlarımızın hassasiyetini de dikkate alarak ülkemizde bulunan Suriyeliler ile bu şahısların konut, işyeri ve araçlarına yönelik çatışma ortamı oluşturma amaçlı saldırıların düzenlenebileceği, aynı şekilde dini duygular istismar edilmek suretiyle bir takım mezhepsel çatışmalara zemin hazırlayacak faaliyetlere girişebilecekleri, (Özellikle Sünni ve Alevi vatandaşlarımızın karşı karşıya getirilmeye çalışılabileceği)."

ADLİYE BİNALARI, EMNİYET, ASKERİ TESİSLER...

- Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 18 Temmuz tarihli yazısında "Darbe girişimi ile ilgili olarak asker kişiler ile bazı emniyet teşkilatı mensupları ve yargı mensupları gözaltına alınmış ve halen gözaltı işlemleri devam etmektedir. Bu kişilerin gözaltına alınması ile ilgili olarak başta adliye binaları, emniyet binaları ve askeri tesisler içinde ve civarında provokasyon amaçlı şahısların ifade vermek, teslim olmak ve benzeri sebeplerle gelerek silahlı ve bombalı eylemler gerçekleştirebileceğinin değerlendirildiği."

DEŞİFRE OLMAYANLAR

- Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 21 Temmuz tarihli yazısında, "FETÖ/PDY'nin deşifre edilen sözde askeri kanadı tarafından silahlı kuvvetlerde hâlâ deşifre olmamış unsularının bulundukları yerlerde ellerindeki tüm imkanları seferber etmeleri, asla geri adım atmamaları, nokta operasyon kabiliyeti olanların derhal uygulamaya geçmeleri, deşifre olmayan unsurları ile yeniden kalkışmaya geçilmesinin yanı sıra başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere siyasi, askeri ve mülki idarecilere suikast gibi provokatif girişimlere başvurabileceğinin değerlendirildiği."

BÜYÜKŞEHİRLERE SİLAH VE MÜHİMMAT

- Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 21 Temmuz tarihli yazısında, "FETÖ/PDY tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminden sonra oluşabilecek güvenlik zafiyetinden faydalanmak isteyen PKK terör örgütünün eylemlerde kullanmak maksadıyla başta Ankara olmak üzere büyükşehirlere silah ve mühimmat aktarımı yaptığı bilgilerinin elde edildiği."

AİLELER ALIKONULABİLİR

- EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nın 21 Temmuz tarihli yazısında, "FETÖ/PDY mensupları tarafından önümüzdeki günlerde darbe karşıtı asker ve polis ailelerinin evlerine gidilip, 'eşiniz görevde rahatsızlandı/hastalandı' gibi söylemlerde bulunularak hastaneye götürme bahanesiyle ailelerin alıkonulacağı." belirtildi."

(Kaynak: Milliyet/ Tolga Şardan)

http://www.sondakika.com/haber/haber-darbe-riski-henuz-gecmedi-iste-emniyet-in-yazisi-8668941/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbe-riski-henuz-gecmedi-iste-emniyet-in-yazisi-8668941/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 09:02:06
Tuncay Güney Kimdir?
FETÖ'nün Kara Kutusu Nerede?

http://www.sondakika.com/fotogaleri/tuncay-guney-kimdir-feto-nun-kara-kutusu-nerede/ (http://www.sondakika.com/fotogaleri/tuncay-guney-kimdir-feto-nun-kara-kutusu-nerede/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 03 Ağustos 2016, 10:56:20
Bu suç Almanya da Fransa da filan işlense adamın kafasına cezaevinde daha mahkemesi bile bitmeden sıkarlardı tabuta koyup aileye teslim eder sorularada cevap vermezlerdi.
Meclise devletin savaş uçağı ile en ağır bombayı atacak adamı adil mahkemede yargılamaz dünyada hiç bir büyük ülke
Buraya yazıyorum sonra bir gün gazete haberi iliştirip hatırlatıcam yine ben demiştim deyip

Size katilmiyorum!!
Gercekten Fetullahci'mi yoksa sadece emirleri uygulayan biri mi diye iyicene arastirilmasi lazim.
Siz belki hatirlamazsiniz ama 1974'te pilotlarimiza kendi gemilerimizi bombalama emri verildi, ve birsuru sehit verdik.
Askere emirleri sorgusuz sualsiz uygulayacaksin diye egitiyorsan, sonradan verilen emiri uyguladi diye vatan haini serefsiz ilan edemezsin! Edersen serefsizin en buyugu olursunuz. Bizde emir demiri keser diye bir soz vardir!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 10:57:57
Askeri lise mağduru: 2 ayda 14 kilo verdim

Tufan HAMARAT/İZMİR, (DHA) 03 Ağustos 2016 - 10:28Son Güncelleme : 03 Ağustos 2016 - 10:30
Askeri lise mağduru: 2 ayda 14 kilo verdim

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a19d9618c773113002c5f1.jpg)

İZMİR’de 23 yaşındaki Ömer Cebeci, Maltepe Askeri Lisesi’nde okurken, okul komutanı ve sınıf subaylarının baskısı nedeniyle okuldan mezun olduktan sonra Harp Okulu’na gitmeden ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Karşılaştığı baskılar nedeniyle 2 ayda 14 kilo zayıfladığını söyleyen Cebeci, geri dönme şansı verilse hiç düşünmeden kabul edeceğini belirtti.

Dokuz Eylül üniversitesi Zihinsel Engelliler Öğretmenliği son sınıf öğrencisi olan Ömer Cebeci, Maltepe Askeri Lisesi’nde eğitim gördüğü sırada okul komutanı ve sınıf subaylarından gördüğü baskı nedeniyle lisenin son yılında ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürdü. Her şeyin 2011- 2012 eğitim yılında başladığını dile getiren Cebeci, "Kara Harp Okulu’na gitmek üzere 2008 yılında Maltepe Askeri Lisesi’ni kazandım. 2011- 2012 eğitim öğretim yılı başlayıncaya kadar ilk yıllarda bir sorunumuz yoktu. O yıl sınıf subaylarımız ve komutanlarımız değişti. Sürekli üzerimize gelmeye başladılar. İçtimalarda benim gibi bir grup arkadaşımı öne çıkartıp, ’Sizleri subay yapmayacağız. Sizden subay olmaz’ gibi bizleri rencide ettiler. Biz bunlara kulak asmadık, ancak aldığımız cezalar artmaya başladı. Ceza almayan bir öğrencinin 100 puanı vardır ve aldığınız her cezada puanınız giderek düşer. Ben son sınıfa başladığımda ceza puanım 78’di ve liseyi 3 puanla bitirdim. Saçma sapan nedenlerden cezalar veriyorlardı. Bizi yıldırmaya çalışıyorlardı. Yolda yürürken elimiz cebimizdeyse eğer ceza veriyorlardı. Bizi yanlarına çağırıp üst araması yapıyorlardı, bir şey bulamayınca ’Kıyafetinin ütüsü bozuk’ diyerek ceza veriyorlardı. Aslında kıyafetimiz düzgündü. Biz bunların hiç birine itiraz edemiyorduk, tespiti yapan kendileri, yine cezayı veren kendileriydi. Bunların hepsini sineye çekip mezun olmanın yollarını aradık. Eğitim ve derslerimizden ödün vermedik" dedi.

’PSİKOPAT İZİNİ’MİZİ DE İPTAL ETTİLER

Kendisi gibi derslerinde ve diğer alanlarda başarılı bir grup arkaşına sürekli baskı kurulduğunu savunan Cebeci, "Gece koğuşlara gelip saat 03.00-04.00 sıralarında üst araması yapıyorlardı, bunları belli başlı kişilere yapıyorlardı, üstümüzde bir şey bulamayınca dolabımızı arıyorlardı. Orada da bir olumsuzluk çıkmayınca, ’Diş macunun neden dolabın kenarında’ diye ceza veriyorlardı. Sırf canları istedi diye sabah kalk saatine kadar kamuflaj giydirip o saate kadar eğitim yaptırıyorlardı. 20 haftaya yakın hafta sonu çarşıya çıkmama cezaları verdiler. 3 haftada bir çıktığımız ’Psikopat izni’ adlı zorunlu çarşı iznimiz vardı, çeşitli bahanelerle o izinlerimizi de iptal ettiler. Baktılar ki hafta sonu izinlerinin iptal edilmesine de göğüs geriyoruz, bu kez farklı yöntemler izlemeye başladılar. Ben atış takımı kaptanıydım, derslerim iyiydi, hentbol takımında madalyalarım vardı" diye konuştu.

ÖĞRENCİYE FARKLI, AİLEYE FARKLI TAVIR

Kendilerine baskı yapan komutanlarının okulu bırakmasını istediğini dile getiren Cebeci şunları söyledi:

"Komutanlarımız bizden okulu bırakmamızı istiyorlardı, ancak ailemiz okula geldiğinde onlara farklı şeyler söylüyorlardı, sanki biz bırakmak istiyormuşuz gibi davranıyorlardı. Böyle olunca da ailemizle aramızda sorunlar çıkıyordu. Yaşadığım sorunlar nedeniyle 2 ayda 14 kilo verdim. O dönem kimse inanmıyordu, çevremizdeki insanlar darbe girişiminin ardından hak vermeye başladı, bazı şeylerin şimdi farkına vardılar. Atış takımında antrenman sırasında havalı tabancayla hedefe nişan alıp atış yapmıştım. Havalı tabancanın mermisi sekip arkamda beni izleyen alt sınıftaki arkadaşımın göz kapağına geldi. Ciddi bir yaralanma olmadı ve o arkadaşım durmaması gereken yerde duruyordu bunu kendisi de söylemişti. Ama beni askeri mahkemeye çıkarttılar, sonra bir sonuç çıkmadı, ancak karara itiraz ettiler. Sivilde dava sürdü ve takipsizlik kararı verildi.

MEZUN OLDUĞUM GÜN OKULU BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM

Beni o dönem hapse atmakla tehdit ettiler. Mezun olup diplomamı aldığım gün okulu bırakmak zorunda kaldım. Bize, ’Harp Okulu’na göndereceğimiz özlük dosyasına sizinle ilgili iyi şeyler yazmayacağız. Burayı bitirseniz bile subay olamayacaksınız’ dediler. Bunun üzerine ayrılmayı kabul etmek zorunda kaldım."

AİLEME DESTEK OLMAK ZORUNDAYIM

Yaşadığı zor günleri güçlükle atlattığını kaydeden Cebeci, "Benim babam yurtdışında yaşıyor, annem ve kız kardeşim Kayseri’de oturuyor. Okuldan ayrıldıktan sonra aileme destek olmak için gündüz çalışmam gerekiyordu bu nedenle ikinci öğretimi kazandım. Yaklaşık 30 bin TL’lik tazminatı taksitle ödüyoruz, bunun taksitlerinde aileme destek olmam gerekiyor. Hala çalışmaya devam ediyorum. Bizim sırtımızda yük olan tazminatların kaldırılmasıyla ilgili bir çalışmanın yapıldığını duydum, bunun dışında bizlere itibarlarımızın geri verilmesini istiyoruz. Hem ailemiz, hem de bizler çok zor günler geçirdik. Bizler o okula vatan aşkı için gittik. Bugün geri dönme yolu bizler için de açılırsa koşa koşa mesleğimize döneceğiz" diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/askeri-lise-magduru-2-ayda-14-kilo-verdim-40179715 (http://www.hurriyet.com.tr/askeri-lise-magduru-2-ayda-14-kilo-verdim-40179715)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 03 Ağustos 2016, 11:13:17
Darbe analizini yine en guzel asker yapmis. 100% katiliyorum İlker Başbuğ pasaya.




İlker Başbuğ'un 10 temel mesajı

03.08.2016 Çarşamba



GEÇEN akşam Tarafsız Bölge'ye eski Genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ katıldı. Başbuğ'un önemli açıklamalar yaptığı program, reyting rekoru kırdı. İşte Tarafsız Bölge'de İlker Başbuğ'un verdiği 10 temel mesaj...

MESAJ 1 - BU KALKIŞMA NE 12 EYLÜL’E BENZİYOR NE DE 27 MAYIS’A
 
15 Temmuz Fetullahçı kalkışması, bundan önceki darbelere benzemiyor. Bundan önceki darbelerin tümü TSK içinde kurgulanmıştı. 15 Temmuz kalkışması ise, dışarıdan bir yapının TSK içindeki uzantıları aracılığıyla yapıldı. Bu açıdan diğer darbelerden farklıdır. Bu kalkışmaya karşı alınacak önlemlerin de işte bu fark göz önünde bulundurularak alınması gerekir.
 
MESAJ 2 - CIA, FETULLAH GÜLEN’E BOŞUNA İMKÂN SAĞLAR MI?
 
Fetullah Gülen nerede yaşıyor? ABD’de... Orada ona o imkânları sağlayan kim? CIA... Bu istihbarat örgütünün ona ABD’de kalma iznini boşuna mı verdiğini düşünüyorsunuz? İstihbarat onu kullanmaz mı?
 
MESAJ 3 -BU İŞİN ARKASINDAKİ GÜÇLERİN ASIL HEDEFİ TÜRK ORDUSU
 
Önce Türk ordusunun terörle mücadele başarısız olduğu tezini ortaya attılar. Bu tez tutmadı. Türk ordusuna komplo kurdular. Bunda da başarılı olamadılar. Bu ikisi tutmayınca... Bu sefer Türk ordusu içine sızan Fetullahçılar eliyle darbe girişiminde bulundular. Bunların temel hedefi, Türk ordusunu güçten düşürmek, dibe vurdurmaktır. Bunun nedenini ise Suriye meselesinde, sınırların yeniden çizilmesinde aramak gerekir.
 
 MESAJ 4 - FETULLAH’I KALKIŞMAYA İTENLER BAŞARISIZ OLACAĞINI BİLİYORLARDI
 
Fetullah Gülen Grubu’nu darbeye iten istihbarat unsurları, bu darbenin başarısız olacağını biliyordu. Onların asıl amacı TSK’yı yıpratmaktı. Fetullahçılar ise başarılı olabileceklerini düşünmüş ya da bu kalkışmayı kendileri açısından son çare olarak görmüş olabilir.
 
MESAJ 5 - CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN MÜCADELEDE YALNIZ BIRAKILDI
 
Fetullah, Özal’dan destek aldı. Ecevit sempatiyle baktı. Erbakan mesafeliydi. AKP 2002’den 2007’ye kadar “Cemaat’le iyi geçin ama TSK’yı da karşına alma” taktiği izledi. 2007 ile 2011 arası tam ittifak dönemiydi. “Ne istediler de vermedik” dönemi yani... 2012-2016 arasındaysa savaş vardı. Ancak bu savaşta Cumhurbaşkanı Erdoğan yalnız bırakıldı. Partisi, bakanları onu yalnız bıraktı.
 
MESAJ 6 - DEVLETİ İDARE EDENLER, DARBEYE DOĞRU TEŞHİSİ KOYMALIDIR
 
Bu kalkışma, emir komuta zinciri içinde gerçekleşmedi. Bu Gülen cemaatinin orduya sızdırdığı uzantıları aracılığıyla yaptığı bir kalkışma. Teşhis bu... Ama bakıyoruz alınan önlemlere: Sanki emir-komuta zinciri içinde bir girişim olmuş gibi hareket ediliyor.
 
MESAJ 7- TSK’YA SIZMALARDAN BİRİNCİ DERECEDE MİT SORUMLUDUR
 
2002/2010 yıllarında TSK’dan atılmaların tümü MİT raporlarına göre yapılmıştır. O dönem FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle bir kişi bile ordudan atılmadı. Atılanların tümü başka bir Nurcu grubu olan Mehmet Kurdoğlu ekibine bağlı isimlerdi. MİT’teki Cemaatçiler, rakip gördükleri grubun elemanlarını uzaklaştırmada bizi kullandılar. MİT’te bir asker müsteşar yardımcısı olsaydı belki daha sağlıklı bilgiler gelebilirdi.
 
MESAJ 8 - ORDUNUN DAMARINI KESİYORSUNUZ, YAPMAYIN
 
Abdülhamid’e karşı neler yapıldı ama o bile “Harp akademilerini kapatıyorum” demedi. Bu okullar Osmanlı’nın mirasıdır. Bu müesseselerin kaldırılması hiçbir sorunu çözmez. Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz, yapmayın bunu. GATA’yı Sağlık Bakanlığı’na bağlıyorsunuz. Peki Sağlık Bakanlığı’na sızan Cemaatçileri ne yapacaksınız? Kuleli Askeri Lisesi’nin yerine yarın otel yaparsanız bizi yürekten yaralarsınız.
 
MESAJ 9 - KOMUTA KADEMESİ İYİ BİR SINAV VEREMEDİ
 
15 Temmuz’da komuta kademesi iyi bir sınav veremedi. Türk Silahlı Kuvvetleri niye tedbir alamadı? Bu konu incelenmelidir. 11 Eylül’den sonra ABD Senatosu, konunun uzmanlarından oluşan bir kurul oluşturup olayı soruşturdu. Bizde benzer bir çalışma yapılmalıdır.
 
MESAJ 10 - EMİR-KOMUTA BİRLİĞİ BOZULUYOR, BU ORDUYU PERİŞAN EDER
 
Kara, Hava ve Deniz komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması emir-komuta birliğini bozar. Emir-komuta birliğini perişan ederseniz, orduyu perişan edersiniz. Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanıp bağlanmaması tartışılabilir. Bu yapılanlarla ordunun gücü dağıtılmaya çalışılıyor, bu çok tehlikeli. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni daha da güçlendirmeniz lazım. Ama bu adımlarla güçlenmiyor, güçsüzleşiyor.
 
 
SEN SAVCI DEĞİLSİN, SEN KATİLİN TEKİSİN
 
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne yönelik soruşturma, Cemaat’in ilk operasyonuydu.Operasyonu yapan Ferhat Sarıkaya adlı savcıydı.Sarıkaya, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’yı “usulsüzlük yapıyor” diye tutuklattı. Arpalı, “Ben bu lekeyle yaşayamam” diye cezaevi kantininden aldığı iki top çamaşır ipiyle kendini asarak intihar etti.
 
*
 
Ve bugün... Ferhat Sarıkaya, FETÖ soruşturması çerçevesinde Cemaat’le birlikte çevirdiği dolapları anlatmış.
 
*
 
Üç şey söyleyeceğim:
 
- BİR: Bu adam “tanık” sıfatıyla değil “sanık” sıfatıyla ifade vermelidir.
 
- İKİ: Bu adam bugün “Ankara Savcısı sıfatını taşıyor, görevine derhal son verilmelidirm
 
- ÜÇ: Bu adam Enver Arpalı’nın intiharının baş sorumlusudur, hesaba çekilmelidir.

http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/ilker-basbugun-10-temel-mesaji_40179232 (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/ilker-basbugun-10-temel-mesaji_40179232)


Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 12:14:53
Yukarıda link olarak paylaşmıştım ama böylesi daha iyi.


MESAJ 7- TSK’YA SIZMALARDAN BİRİNCİ DERECEDE MİT SORUMLUDUR
 
2002/2010 yıllarında TSK’dan atılmaların tümü MİT raporlarına göre yapılmıştır. O dönem FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle bir kişi bile ordudan atılmadı. Atılanların tümü başka bir Nurcu grubu olan Mehmet Kurdoğlu ekibine bağlı isimlerdi. MİT’teki Cemaatçiler, rakip gördükleri grubun elemanlarını uzaklaştırmada bizi kullandılar. MİT’te bir asker müsteşar yardımcısı olsaydı belki daha sağlıklı bilgiler gelebilirdi.
 

Bence o dönem içerisinde Genel Kurmaya bu raporları hazırlayıp sunan tün MİT görevlileri sorgulanmalı! Ordunun içerisine bu kadar geniş kapsamlı yayılmalarını sağlayanlar bu kişiler. Bunlar belirlenip gereken önlemler alınmadıkça, MİT bunlarda temizlenmedikçe, fetö yapılacak her hamleyi çok önceden biliyor olacak!
Başlık: 'Rabbim de milletim de bizi affetsin'
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 13:10:08
'Rabbim de milletim de bizi affetsin'

Hürriyet Haber03 Ağustos 2016 - 12:35Son Güncelleme : 03 Ağustos 2016 - 12:55
'Rabbim de milletim de bizi affetsin'

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a1be1e67b0aa25f856cf51.jpg)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "15 Temmuz Darbe Girişimi ve Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" gündemi ile toplanan Olağanüstü Din Şurası'nın açılışına katıldı. Erdoğan, "Şayet, 17-25 Aralık sonrasında aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıda aldığımız önlemler olmasaydı bu darbe girişimi muhtemelen sadece Silahlı Kuvveler içindeki bir grup silahlı teröristin değil, polisiyle, yargısıyla, bürokrasinin diğer unsurlarının katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı. Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Bu hain yapının 40 yıldır toplum içinde bir virüs gibi yaşayabilmesi ve sürekli büyümesi, bu dini değerleri öne çıkartan kimliği sayesinde olmuştur.

Zaman zaman duyardık, 'bu silahlı örgüt değil' biz de 'yanlış tespit içindesiniz, bunlar zamanı geldiğinde silahı en iyi şekilde kullanabilecek bir örgüttür' derdik.

İnanmazlardı, inanamıyorlardı. Bunu çıkıp açık açık meydanlarda söyleyecek noktada değildik.

Şimdi bu ortaya çıkınca o dostlar çıkıp 'haklıymışsınız' demeye başladılar.

'ALLAH DEDİKLERİ İÇİN MÜSAMAHA GÖSTERDİK'

Biz de bu yapıya iyi niyetle destek olduk. Şahsen ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen asgari müştereklerde buluştuğumuz zannıyla her kesim gibi bunlara yardımcı oldum.

Dışlanmış, ötekileştirilmiş her kesimi merkeze taşıma çabamızdan bu kesimin de yararlanmasına çalıştım.

Yurt için ve yurt dışındaki eğitim ve yardım faaliyetleri çerçevesinde ve hatta hatta Allah dedikleri için müsamaha gösterdik.

Dedik ki bir ortak yanımız vardı. Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının bambaşka niyetlerin, sinsi planların örtüsü olduğunu uzun süre görmedik göremedik.

'TSK'YA YÖNELİK SUÇLAMA GEREKÇELERİ BENİ İKNA ETMİYORDU'

2010 yılından itibaren bu tespiti paylaştığım birçok üst kademe yöneticisi arkadaşlarım oldu. O yıldan itibaren tavrımız değişti.

2012 yılından itibaren bu yapıyla ilgili rezervlerimizi çok açık koymuştuk.

'ŞÜPHE DÖNEMİ BİTTİ, OPERASYON DÖNEMİ BAŞLADI'

Çok yakından tanıdığım bazı komutanlara yöneltilen suçların gerekçesi beni ikna etmiyordu. O sıralarda meseleyi kendi arkadaşlarımıza bile anlatmakta güçlük çekiyorduk. Bu örgütün en başına şahsımı, altında Binali Bey, enerji bakanımız oğlum, birkaç tane işadamı bu örgütün şemasında görülen isimler oldu. Bunu dahi anlatırken birçok arkadaşlarımız inanmıyordu. Hala inanmayanların olduğunu da biliyorum. Bakıyor ama görmüyor olanların da olduğunu biliyorum. Bu noktadan sonra şüphe dönemi bitti mücadele dönemi başladı.

Şayet 17-25 Aralık sonrası aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıdaki önlemler olmasaydı bu darbe girişimi muhtemelen TSK içindeki bir grup silahlı teröristin değil polisin, yargının ve diğer bürokrasi unsurlarının da katılımıyla çok daha tehlikeli bir şekilde karşımıza çıkacaktı.

'RABBİM DE MİLLETİM DE BİZİ AFFETSİN'

Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.

Hamdolsun bu sıkıntıyı defettik. 15 Temmuz gecesi ne kadar kara başlamışsa sabahı da o derece aydınlık başlamıştır.

Bir yandan hesap sorma bir yandan da muhasebe yapma zamanıdır. Bir profesör müsveddesi diyor ya, “Vatandaşlar sokağa çıkmaz” onlar bu milleti tanımamış. Ama ben milletime inanmıştım. İnandığım için de meydanlara havalimanlarına davet etmiştim.

Fakat Rodos adasına giderek değil. Sizlerin yanına geliyorum demiştim. Atatürk havalimanına gittiğimizde aprona on binlerce insanın nasıl yığıldığını görmüştüm. Bu millet büyük bir millet. Örneğini görmüyorum.

'PKK’NIN ELİNDE DOĞRU DÜRÜST SİLAH BİLE YOK'

Bazıları PKK ile mukayese ediyorlar. Ne alakası var. PKK’nın elinde doğru dürüst silah bile yok. Fakat bu FETÖ F-16’lar ile, tanklarla toplarla helikopterlerle kurşun yağdırıyor. Yeri geldiğinde PKK ile PYD ile de beraberler. Bunu biliyoruz. Bu salondan ilan ediyorum şu saatten sonra Pensilvanya’daki şarlatanın, terörist başının hezeyanlarına kulak veren herkes başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir.

Bu yapının en öneli özelliği tedbir ve takiyye adı altında iki yüzlüğü sürekli maske ile dolaşmayı, ruhsuzluğu üyelerinin karakteri haline getirmiş olmalarıdır.

Yüzlerine tükürseniz yağmur yapıyor diyecek, aile mahremiyetlerine dahi saygısı olmayan bu insanların sapkın inancına dönüşmüştür.

Dünyadaki tüm sapkınlar kendi inançlarında samimidir. FETÖ üyeleinin bu yapıya bağlı olmaları onların haklılığı değil itikadi olarak yanlış yolda olduklarını gösterir. Kuranı Kerim'de onlarca defa aklımızı kullanmamız emrediliyor.

Aklını bir faniye ipotek eden bir kişi dönüp kendini sorgulamıyorsa artık onun için yapacak bir şey kalmıştır. Biz ikaz görevimizi yıllarca yerine getirdik. Bundan sonra artık tabanı ibadette bile çekinmeye başlıyorum. Artık orada da ben şüphe ile bakıyorum. Bundan sora her anlamda mücadele ve hesap sorma dönemidir.

Bu yapıdaki 'pişman olanlar' konusunda ciddi tereddütlerimiz var. İntikamcı bir düşünce ile söylemiyorum. Yoksa içinde bulundukları ihanet şebekesinin alameti farikası içindeler mi?

Ama hiç kusura bakmasınlar bu tür kişilere karşı gardımızı da indirmeyeceğiz.

http://www.hurriyet.com.tr/sinsi-hesaplari-oldugunu-uzun-sure-gormedik-40179877 (http://www.hurriyet.com.tr/sinsi-hesaplari-oldugunu-uzun-sure-gormedik-40179877)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 03 Ağustos 2016, 13:50:15
Cumhurbaşkanının bu tavrını takdir ettim. Güzel bir davranış.

Ama kabullenemediğim çok şey var. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik diyor ya! Bir önceki sayfada Başbuğ Paşa'nın çok güzel bir tespiti vardı. ABD'de ona türlü imkanlar sağlayan Amerikan İstihbarat Teşkilatı CIA, bunun karşılığında onu çeşitli amaçlar için kullanacaktı demek istiyor. Yani göz görüyordu. Cumhurbaşkanının emrindeki binlerce istihbarat elemanından biri bile bu konuda bir rapor sunmadı mı? En ufak bir uyarıda bulunmadı mı? Bu konuda hiç uyarıda bulunan kimse yok mu?

Cumhurbaşkanı nedense her konuda meydanlarda sert konuşuyordu. Kendisini uyaranlara, eleştirenlere inat "biz biliriz" diyordu! Demek ki bilmiyormuş.

Bu aşamada öncelikler arasına kendisine yön veren danışmanlarını değiştirmesini öneririm. Hatta onları da sorgulamasını...
TVlerde hep aynı adamlar konuşuyorlar. Sanki bir süre önce bugün söylediklerinin aksini söyleyenler kendileri değilmiş gibi! Ben olsam onları da değiştiririm.

Mesela bizler, bu ülkenin vatandaşları...
Kendi adıma söyleyeyim hiç bir siyasi partiyi desteklemiyorum. Kendilerinden çok vatanı düşündüklerine inansam belki destek veririm. Ama inanamıyorum. Kendi adıma tehlike gördüğüm konuları bu forum sitesinde de paylaşıyorum. Çok defa birileri tarafından taraf olmakla suçlansam da her defasında zaman beni ve benim gibi düşünenleri haklı çıkarıyor. Birileri ısrarla anlamıyorlar, endişe duyduğum başka bir grubun düşünceleri değil, sadece ülkemin geleceği! Bu ülkenin, vatanını seven bir vatandaşı olarak, siyasi fanatizmden uzak durarak gerçekleri dile getiriyorum. Hani şu televizyonları işgal eden sözde yazarlar, sözde stratejistler vs gibi birilerine yaranmak için saatlerce siyahın beyaz olduğunu milleti ikna etmeye çalışanlardan hiç olmadım, olmayacağım da...

Cumhurbaşkanına tekrar sesleniyorum. Danışmanlarınızı değiştiriniz! Milletinize kulak veriniz. Milletiniz dediğim sadece size oy verenler değil, size şiddetle karşı çıkanları da dinlemeniz gerekir. Vatanı için endişe eden insanlara kulak veriniz! Bizlere kulak veriniz. Biz vatanımızın geleceği için söylediklerimizi danışmanlarınız gibi para için değil, birilerine yaranmak için değil, gerçekten tedirgin olduğumuz için dile getiriyoruz. Gerçekten ülkemizi sevdiğimiz için dile getiriyoruz. Belirttiğimiz tehlikelerin ciddiye alınmaması ve sonrasında gerçekleşmesi ne yazık ki ülkemiz zarar vermekte ve bizleri kahretmekte!

Yıllardır bu ülkede güzel şeyler de oluyor. Mesela bu sitenin içeriğinin ana teması konusu olan savunma sanayinde çok güzel gelişmeler oldu. Bizler burada hepsini paylaştık. Tartıştık. Mutlu olduk gelişmelerden. Ama olmaması gereken şeyler de oldu. Ülkenin kurulmasındaki temel yapı taşlarını yerinden oynatmaya çalışanlar oldu, terörle müzakere edip sonrasında zarar uğramamıza neden olanlar oldu, birilerinin devlet içerisine sızmasına göz yumanlar, hatta destek olanlar oldu. Çok şey oldu. Bu olumsuzluklar nedeniyle az daha ülkemiz bir yangının içerisine giriyordu ki milletimiz zamanında tepki gösterdi. Oysa ülkemizin yöneticileri sadece Allah diyenleri değil, milletin tamamını ciddiye alıp bağrına bassaydı bütün bu olumsuzluklar olmayacaktı. Bütün olumlu gelişmeler de çok daha ileri seviyede gerçekleşecekti.

Ben de bir Müslümanım. Ama her Allah diyene kanmıyorum. Tarihimiz dini istismar edenlerin milletimize yaşattıkları facialarla dolu. Devlet görevi millete adil hizmeti gerektirir. Bunun için de her şeyden önce dürüstlük, liyakat, sadakat vatan sevgisi gerekir. Kişinin Allah'a inancından önce bunlar gelir bu görev için. Zaten bu meziyetlere sahip olmayanın Allah'a inancı da zayıftır. Önce bunlara bakmanız gerekir. Sizin bugüne kadar ki düşünceniz doğru olsaydı, bugün bu olaylara tanık olmazdık. En azından bu kadar artan imam-hatip okuluna rağmen suç oranı da bu kadar yükselmezdi.

Umuyorum ki bundan sonra benzer hatalarla karşılaşmayacağız! Umuyorum ki ülkemizi güzel günler bekliyor.
Başlık: Ömer Halisdemir'in semih terzi'yi gebertip Hakk'a yürüdü an
Gönderen: The Qonqueror - 03 Ağustos 2016, 22:05:21
https://www.youtube.com/watch?v=ZZ2luJ9ONjQ (https://www.youtube.com/watch?v=ZZ2luJ9ONjQ)

İçim gitti, hepsi kaçıyor, yalnız bi şerefsiz şarjörü boşaltıyor. Allah şehadetini kabul eylesin...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: chngr - 03 Ağustos 2016, 23:16:26
Niye bunca olandan sonra bile CB iyi ama çevresi kötü veya tüm suçu danışmanlara atıyoruz burası Rusya mı? Kuzey Kore mi?.CB gayette her şeyi biliyordu ama FETÖ işine yarıyordu güzel bir şekilde kullandı onu.Yine bir şey değişmeyecek yine her allah diyene kol kanat gerecekler siyasal islamcılar budur asla değişmez.Belki bugünleri bile arayacak hale gelebiliriz Bahçeli'nin dediği gibi TSK'dan geriye saddam veya kaddafinin ordularına benzer bir kalabalık kalabilir.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: The Qonqueror - 03 Ağustos 2016, 23:38:27
Bu adamı siyasal İslamcı olarak nitelemek ve marjinalmiş gibi göstermek aslında ona destek veren geniş halk kitlelerini marjinal gösterip işte sizi anca feto paklar, size de bi humeyni, bi Sisi gerekir diyen Batılıların da tam olarak yapmak istediği şeydir. Milliyetçilik yaptım zannediyorsunuz ama farkında olmadan bu memleketin altını oyanların değirmenine su taşıyorsunuz...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: The Qonqueror - 03 Ağustos 2016, 23:45:43
Balyoz davasında bazı sanıkların avukatlığını yapan Celal Ülgen:

Amerika söz dinlemeyen RTE yerine, söz dinleyen TSK için darbe yapmaya kalktı...

Siyasal İslam mı demiştiniz?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: chngr - 04 Ağustos 2016, 00:11:24
İyi güzelde CB kendisini siyasal islamcı marjınal biriymiş gibi göstermek için elinden geleni fazlasıyla yapıyor batı'nın çaba göstermesine bile gerek kalmıyor.Öyle görünüyor ki bu değişmeyecek FETÖ'nün dış medyadaki uzantıları kötü Türkiye algısını daha da berbat hale getirmek için CB'nin alda at gibi verdiği pasları gole çevirmeye çalışacaklardır.Türkiye'nin AB üyeliği konusunda son anketlerden biri.

(https://d25d2506sfb94s.cloudfront.net/cumulus_uploads/inlineimage/2016-07-29/Turkish%20accession-01.png)
(https://d25d2506sfb94s.cloudfront.net/cumulus_uploads/inlineimage/2016-07-29/EU%20new%20members-01.png)
https://yougov.co.uk/news/2016/08/03/turkey-less-popular-choice-join-eu-even-russia/
Başlık: 'Eşim sordu TBMM'yi vurduğumu söylemedim'
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ağustos 2016, 08:23:19
'Eşim sordu TBMM'yi vurduğumu söylemedim'

Mesut Hasan BENLİ04 Ağustos 2016 - 00:01Son Güncelleme : 04 Ağustos 2016 - 00:11
'Eşim sordu TBMM'yi vurduğumu söylemedim'

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a25dfb67b0aa25f856dac3.jpg)

TBMM’yi bombaladığını itiraf eden Kurmay Yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı’nın 5 sayfalık ifadesi, darbe gecesinde yaşananlara ışık tuttu. Yarbay Balıkçı, yerden kendilerine koordinat verildiğini, 1 adet LGB isimli lazerle işaretlenen noktaya giden bombayı bıraktığını belirterek, “Bir gecede vatan haini oldum” dedi. Akıncı Üssü’nde 143. Filo Komutanı olduğunu belirten Yarbay Balıkçı’nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifade özetle şöyle:

BU GECE DARBE OLACAK
“13 Temmuz 2016 tarihinde Akın Öztürk’ün damadı Kurmay Albay Hakan Karakuş, bana önümüzdeki günlerde harekât olabileceğini söyledi. Ahmet Özçetin iznimi iptal ettirdi. Darbe günü 15 Temmuz saat 17.00 sıralarında Kurmay Yarbay Hakan Karakuş, evimden Akıncı Üssü’ne gelmemi söyledi. ‘Seni Kurmay Albay Ahmet Özçetin çağırıyor’ dedi. 143. Filo’ya gittim, Özçetin ile görüştüm. ‘Bu gece harekât olacak’ dedi. Detayları anlatan Mustafa Azimetli ve Hakan Karakuş, asıl girişimi karacıların yapacağını, Hava Kuvvetleri’nin destek olacağını söyledi. Bize ne iş düşeceğini bilmiyordum, ‘dışarıda hedef listesinden bahsediliyor’ dedim.

HEDEFLER: MİT, ÖZEL HAREKAT
Korktum çekindim. Kurmay Albay Ahmet Özçetin’in getirdiği hedef listesine baktığımda, hedef olarak MİT Müsteşarlığı, MİT ikinci yeri, Polis Özel Harekât’ta işaretlenmiş birkaç yer vardı. Daha sonra görev yapacaklar belirlenmeye başladı. Her uçuşta Aslan-1, Aslan -2, Aslan -3 kodları olacaktı.
Ben pistten 4. kalkan uçaktaydım. Benimle aynı uçakta arkamda Kurmay Yüzbaşı Selahattin Yorulmaz vardı. Biz Aslan-3 koduyla havalandık. Ben kalktıktan sonra uçağın computer’ını bozdum ve uçak görev yapamaz hale geldi. Akıncı’nın güneyinde havada bekledim. 141. Filo’ya ‘Uçak arızalı’ dedim. Yakıt azalınca Akıncı’ya indim.

HAVADAYKEN KOORDİNAT GELDİ
2-3 saat sonra Kurmay Yüzbaşı Ahmet Tosun ve Kurmay Yüzbaşı Mete Kaygusuz uçuş için beni çağırdılar, başka bir F-16’ya bindim. 2. Pilot olarak Yüzbaşı Uğur Uzunoğlu benim uçağa bindi. Havalandıktan sonra 20 dakika kadar görev bekledik. Yerden, 141. Filodaki desk denilen birimden koordinatlar verildi. Bu koordinatı eylem ve boylam olarak veren kişi Kurmay Yüzbaşı Ahmet Tosun’du.

HEDEF MECLİS, MUTABIK MIYIZ
Uçağımdaki 2. pilot Yüzbaşı Uğur Uzunoğlu enlemi boylamı girdi. Bu sırada Yüzbaşı Ahmet Tosun, ‘Bu hedef TBMM’nin önündeki bahçe’ dedi. Sonra Uğur Uzunoğlu, hedefin neresi olduğuna görüntülü olarak baktı. Hedefin doğru yapıldığının tespitine karar verdi. Alanı işaretledi. Daha sonra 141. Filo’daki Ahmet Tosun’a ‘Meclis’in önündeki bahçe hedef, mutabık mıyız’ diye sordu. Ahmet Tosun ‘Mutabıkız doğrudur’ dedi. Daha sonra ben hedefe 1 adet LGB isimli lazerle işaretlenen noktaya giden bombayı bıraktım. Bu lazerle işaretlenmeyi sniper cihazı yardımıyla 2. pilot Uğur Uzunoğlu yaptı.

DAHA SONRA ALÇAK UÇUŞ TALİMATI
Bombayı Meclis’in önüne bıraktıktan sonra 141. Filo deskte görevli Yüzbaşı Ahmet Tosun, Ankara üzerinde alçak uçuş yapmamızı söyledi. 2 kez alçak uçuş yaptım. Uçuş yaklaşık 45 dakika sürdü.

Ankara Emniyeti’ni hangi uçağın bombaladığını bilmiyorum. TBMM’ye bizim uçaktan 2. bomba atılıp atılmadığını bilmiyorum. İlerleyen saatlerde sanırım Eskişehir’in yönlendirmesiyle gelen uçaklar, bizim Akıncı pistinden helikopter kalkmasın diye pistin bir kısmına top atışı yapıyordu. Pist bombalanmadan önce servis aracına binip eve gittim.

FETÖ’CÜ PİLOTLARLA PLANLADILAR
Bütün bu olanlardan sonra çok pişmanım. Bir gecede vatan haini olduğumun farkındayım. Albay Ahmet Özçetin’in ve Akıncı Üssü’nde uçuş ekibinde görev yapan pilotların, FETÖ’cü olduklarını düşünüyorum. Akıncı Üssü’nün başı FETÖ’cüsü Kurmay Albay Ahmet Özçetin’dir. Ahmet Özçetin’in, Tuğgeneral Hakan Evrim’i de etkisine alarak orada güvendikleri FETÖ’cü pilotlarla bu eylemi planladıklarını düşünüyorum. Ahmet Özçetin kurmay albay olmasına rağmen kendisine Akıncı Üssü’nde geleceğin generali olarak bakılırdı; FETÖ’ye mensup olmayan kişilere soğuk davranırdı.

TALİMATLARI AHMET TOSUN VERDİ
Akın Öztürk’ün cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 23.00-24.00 sıralarında damadı Kurmay Yarbay Hakan Karakuş’un Akıncı üssünün içindeki lojmanında olduğunu, bana Hakan Karakuş söyledi. Uçaklara talimat verenler arasında ben Akın Öztürk’ün sesini duymadım ancak, uçaklara talimatları MEBS’in başında bulunan Ahmet Tosun veriyordu. Ahmet Tosun da emirleri Hakan Evrim ve Ahmet Özçetin’den alıyordur. Ancak yukarıda da açıkladığım gibi Hakan Evrim general olmasına rağmen pısırık birisidir. Bu şekilde eylemleri yalnız başına organize edecek gücü yoktur. Ancak Albay Ahmet Özçetin daha etkili ve ataktır. Ben FETÖ’cü bir subay değilim. Sivil abim de yoktur. Normal şartlarda darbe gecesi bana uçuş görevi de verilmeyecekti. Son anda ihtiyaç nedeniyle bana uçuş görevi verildi ve ben maalesef TBMM’yi bombaladım.”

ÇOCUKLARIMIN YÜZLERİNE BAKAMADIM
Yurtta Barış Konseyi’nin kimlerden oluştuğunu bilmiyorum. Darbeden 4-5 gün sonra internette okudum. Olaydan sonra eşim cumartesi günü eşyaları ve çocukları alıp Konya’ya gittiler. Pazar günü eşim tekrar Ankara’ya geldi. Beni alıp Konya’ya götürdü. Konya’daki evimiz 2 katlıdır. Eşim ve çocuklarım alt katta kaldılar. Ben evin üst katında yalnız kaldım. Eşim ne olduğunu sorduğunda ona TBMM’yi bombaladığımı söylemedim. Çocuklarımla görüşmeyi göze alamadım. Pişmanım bir günde hayatım değişti. Keşke zamanı geri sarma imkânım olsa ve ben bunları hiç yapmamış olsaydım. FETÖ/PDY mensuplarınca darbenin TSK adına yapıldığını belirterek kandırıldığımı ve kullanıldığımı düşünüyorum. Kaldı ki darbe silahlar kuvvetler adına da yapılmış olsa bu yaptıklarının büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.

http://www.hurriyet.com.tr/esim-sordu-tbmmyi-vurdugumu-soylemedim-40180419 (http://www.hurriyet.com.tr/esim-sordu-tbmmyi-vurdugumu-soylemedim-40180419)
Başlık: Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış’ın i
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ağustos 2016, 08:57:18
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış’ın ifadesi

Hürriyet Haber04 Ağustos 2016 - 06:44Son Güncelleme : 04 Ağustos 2016 - 06:56
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış’ın ifadesi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a2bba8c03c0e0f88914368.jpg)

Ankara’da TRT ve Genelkurmay gibi kritik kurumların ele geçirilmesi planlarının yapıldığı, darbecilerin silahlandırıldığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış’ın ifadesi ortaya çıktı.

Habertürk Gazetesi'nden Fevzi Çakır'ın haberine göre, kendisinin FETÖ’cü olmadığını ve kandırıldığını savunan Barış, ifadesinde özetle şunları söyledi:

100’ER KİŞİLİK 3 BİRLİK

2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı’na atandım. Bu göreve beni kimin önerdiğini bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, salı günü (12 Temmuz) beni arayarak koruma tatbikatı yapılacağını söyledi. Bunun üzerine ‘alarm’ tatbikatı ile ‘koruma’ tatbikatını birleştirdim. 15 Temmuz günü öğleden sonra Genelkurmay Karargâhı’na Orhan Yıkılkan Albay’ın yanına giderek tatbikatı ne zaman yapacağımızı sordum. ‘24.00’te yapacağız, sen birliklerini hazırla” dedi. Ancak 21.00 sularında Orhan Yıkılkan dahili hattan ve cep telefonumdan beni aradı, tatbikatın erkene alındığını, 21.00’de başlayacağımızı söyledi. Bunun üzerine 100’er kişiden oluşan 3 birliğimi topladım.

SİSTEMDEN 3 MESAJ GELDİ, TRT'YE EKİBİMİ GÖNDERMEM İSTENDİ

Bu sırada sistem üzerinden bize 3 ayrı mesaj geldi. Mesajın ilkinde Silahlı Kuvvetler’in yönetime el koyduğu ve sıkıyönetim ilan edildiği yazıyordu. İkinci mesajda; sıkıyönetimde görevlendirilen bazı generaller ve karargâh sorumluları yazıyordu. Üçüncü mesajda; atama listeleri ve sıkıyönetim emri yazıyordu. Ben bunları görünce dahili hattan Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nü aradım, telefonu Orhan Yıkılkan açtı. Bana içeriklerin doğru olduğunu tatbikat durumunun fiili duruma geçtiğini söyleyerek, “Gereğini yapın” dedi. Bana, TRT’ye ekibimi göndermemi söyledi.

BİRLİKLERİ GENELKURMAY’A GÖNDERDİM

Kara Harp Okulu Tabur Komutanı Yarbay Ümit Gencer, bir gün önce benden 10 kişilik uzman çavuş ekibi istemişti. Ben de kendisine 22.00 sularında 10 kişilik ekip verdim. Ümit Gencer, 10 uzman çavuş ile TRT nizamiyesini ele geçirmek için gitti. Ayrıca benim yardımcım Piyade Yarbay Ekrem Işık komutasındaki 100 kişilik grubu TRT’ye gönderdim. TRT’ye giden ekip takviye isteyince alayımdaki komutanlardan Piyade Binbaşı Osman Koltarla refakatinde emir komutasındaki ikinci 100 kişilik ekibi TRT’ye gönderdim. Saat 23.00 sularında Genelkurmay’dan Orhan Yıkılkan Albay beni aradı ve 100 kişilik takviye ekip istedi. Bunun üzerine de Piyade Binbaşı Fedakar Akca emir komutasındaki 100 kişilik grubu Genelkurmay’a gönderdim.

ALBAY YAZICI, CUMHURBAŞKANI'NIN GÜNEYE GİDECEĞİNİ SÖYLEDİ

(Girişiminin olduğu gün Cumhurbaşkanlığı Başyaveri Albay Ali Yazıcı ile bir yere gidip gitmediğinin sorulması üzerine) Yazıcı izinde olduğu için yanıma geldi. Bahçede onunla kahvaltı yaptık. Kahvaltı sırasında ona Cumhurbaşkanı’nın programının nerede olduğunu sordum. Bana Cumhurbaşkanı’nın güneye gideceğini söyledi. Ben kendisine nereye gideceğini sormadım, o da bana söylemedi. (Yazıcı ifadesinde, “Barış, Cumhurbaşkanı’nın tatil yaptığı oteli sordu, Grand Yazıcı Oteli’nde tatil yaptığını söyledim” demişti. Bunun hatırlatılması üzerine) Ben Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelin ismini sormadım. Yazıcı’nın aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu konumu da kimseye söylemedim. Cumhurbaşkanı’nın suikasta uğradığını şu anda öğrendim.

KABAHAT BENDE

Ben kandırıldım. Bir muhakeme hatası yaptım. Sütten çıkmış ak kaşık değilim. Emir-komuta zinciri içerisinde hareket ettiğimi düşündüm. Bunun bedelini ödemeye hazırım. Ayrıca ben TRT ve Genelkurmay’a görevli olarak tatbikat kapsamında gönderdiğim er, erbaş ve uzman çavuşların sorumluluğunu almaya hazırım. Onların bir kabahati yoktur. Kabahat bende, birlik komutanlarında ve onların yardımcılarındadır.

NAMAZ KILMIYORUM, CUMAYA DA GİTMİYORUM. ARADA ORUÇ TUTARIM

Fetullah Gülen’i medyadan tanırım. Kendisiyle hiç görüşmedim. Fetullah Gülen benim için kendisini ‘hoca’ diye tanıtan, ülkeye zarar veren yapının başıdır. Ben namaz kılmıyorum, cumaya da gitmiyorum. Arada oruç tutarım.”

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskanligi-muhafiz-alayinin-komutani-kurmay-albay-muhsin-kutsi-barisin-ifadesi-40180588 (http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskanligi-muhafiz-alayinin-komutani-kurmay-albay-muhsin-kutsi-barisin-ifadesi-40180588)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ağustos 2016, 09:00:47
FETÖ soruşturmasında 4 eski bakana suç duyurusu

İHA04 Ağustos 2016 - 07:26Son Güncelleme : 04 Ağustos 2016 - 08:06
FETÖ soruşturmasında 4 eski bakana suç duyurusu

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a2c455c03c0e0f889143b7.jpg)

İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin hakkında “FETÖ Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden” suç duyurusunda bulundu. Dilekçesi savcılık tarafından kabul edilen avukat Bekiroğlu, 4 bakanın FETÖ ile irtibatının olup olmadığıyla ilgili ayrıntılı soruşturma yapılmasını ve haklarında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etti.

İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe sunarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin’in FETÖ yöneticiliği, silahlı terör örgütü ile fikir ve eylem birliği içerisinde örgütle irtibatlı olarak örgüt mensuplarını darbeye zemin hazırlamak için devletin kademelerine yerleştirilmesini sağladıklarını iddia etti. Avukat Bekiroğlu’nun şüpheliler hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Meclis Araştırma Komisyonu’nun araştırma başlatmasını talep ettiği ifadeler içeren dilekçe, savcılık tarafından kabul edildi.

Avukat Bekiroğlu, Bülent Arınç’ın FETÖ ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğini öne sürerek, buna dair değerlendirmelere yer verdiği dilekçesinde, “Milli sırlarımızın FETÖ tarafından çalınması eyleminin kendi üzerinden gerçekleştirilmesine müsaade etmiş, bu şekilde kullanılmış olmasına rağmen her fırsatta eli kanlı silahlı terör örgütü liderini övmüş, ona laf getirtmemiştir” ifadelerine yer verdi.

“Tüm suç aletlerine el konulsun”

Bekiroğlu’nun sunduğu dilekçede, şüphelilerin FETÖ ile bağlarının ortaya çıkması halinde evlerinde, iş yerlerinde arama yapılması, cep telefonlarına ve suç aletlerine el konularak imajlarının alınması istendi. Dilekçede 4 bakanın FETÖ ile bağlantıları var ise araştırılması gerektiğine vurgu yapılarak, “Şüphelilerin 15 Temmuz terör saldırısında herhangi bir rolleri var mı, bunun tespiti gerekmektedir” denildi.

Dilekçede eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 8. sınıfta yapılan OKS sınavını SBS adı ile 6,7 ve 8. sınıflara yayarak öğrencilerin 3 yıl da dershanelere gitmek zorunda bırakıldığına dikkat çekildi. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları sırasında görev yapan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en çok yanıltan isim olduğu öne sürüldü. FETÖ’nün spor alanındaki ranttan ve yönetimden de pay sahibi olabilmek için dönemin Spor Bakanı Suat Kılıç’ın vasıtası ile bu alana sızdığı iddia edilerek, “Suat Kılıç’ın Fethullah Gülen ile ilgili söylemleri incelendiğinde kendisinin yeni jenerasyon FETÖ mensubu gibi hareket ettiği izlenimi toplum gözünde hasıl olmuştur” denildi.

http://www.hurriyet.com.tr/feto-sorusturmasinda-4-eski-bakana-suc-duyurusu-40180618 (http://www.hurriyet.com.tr/feto-sorusturmasinda-4-eski-bakana-suc-duyurusu-40180618)
Başlık: Hüseyin Gülerce, darbe girişiminin 1 numarasını açıkladı
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ağustos 2016, 09:02:42
Hüseyin Gülerce, darbe girişiminin 1 numarasını açıkladı

Hürriyet Haber04 Ağustos 2016 - 07:34Son Güncelleme : 04 Ağustos 2016 - 07:39
Hüseyin Gülerce, darbe girişiminin 1 numarasını açıkladı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a2c65c67b0a9269c717969.jpg)

FETÖ'nün darbe girişimini yorumlayan Hüseyin Gülerce, Adil Öksüz'ün darbenin 1 numarası olduğunu söyledi.

Yıllarca Gülen'in en yakınlarında yer alan, o dönemki tabirle "cemaat"in en önemli isimlerinden biri olarak zikredilen Hüseyin Gülerce 24 TV'de darbe girişimini değerlendirdi.

'1 NUMARA ADİL ÖKSÜZ'DÜR'

Darbe girişiminin 1 numarasının kim olduğuna yönelik soruya yanıt veren Gülerce, "Adil Öksüz o gece Akıncılar Üssü'nde görüntüleri olduğu söyleniyor. Varsa diye konuşuyorum. O zaman Öksüz darbe girişiminin kesinlikle 1 numarasıdır. Kesin. Bu darbe girişiminin merkez üssü Akıncı Üssü çıktı mı, çıktı. Orada da bu İlahiyat Yardımcı Doçenti görüldüyse kesinlikle 1 numara odur.

Bunun 1 numara olduğu düşüncesini kuvvetlendiren bir şey daha var. Bu adam son 20 gün içerisinde, birisi darbe girişiminden 3 gün olmak üzere Pensilvanya'ya gitmiş. Kafamdaki şablona göre böyle bir darbenin son talimatlarını Fethullah Gülen son talimatlarını telefonla vermemiştir. Şifahi olarak vermiştir. Bir yardımcı ilahiyat doçenti Pensilvanya'yı kapı komşusu yapmış. Bu nasıl bir şey." dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/huseyin-gulerce-darbe-girisiminin-1-numarasini-acikladi-40180624 (http://www.hurriyet.com.tr/huseyin-gulerce-darbe-girisiminin-1-numarasini-acikladi-40180624)
Başlık: Pilot olma hayallerini FETÖ yıktı
Gönderen: SKYWOLF - 04 Ağustos 2016, 13:01:59
Pilot olma hayallerini FETÖ yıktı

Murat KÜÇÜK/ BOLU, (DHA)04 Ağustos 2016 - 11:58Son Güncelleme : 04 Ağustos 2016 - 12:04
Pilot olma hayallerini FETÖ yıktı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a3048667b0a9269c718189.jpg)

Bolu'nun Mudurnu İlçesi’nde oturan 21 yaşındaki Kenan Odalı, 2009’da girdiği Işıklar Askeri Hava Lisesi’ni, FETÖ/PDY üyelerinin şok mangası eğitimleri ve psikolojik baskıları sonucu 130 devre arkadaşıyla birlikte bırakmak zorunda kaldıklarını söyledi. Pilot olma hayaliyle girdiği okuldan ayrılıp piliç fabrikasında asgari ücretle çalışan Odalı, "Benim hayalim uçmaktı, gökyüzünde olmaktı. Bir çok iftiraya maruz kaldık. Çok ağladım, çok acı çektim" diye konuştu. Odalı'nın elinde şimdi, Işıklar Hava Lisesi'nde çekilen fotoğraflar kaldı.

Kenan Odalı, 2009 yılında askeri lise sınavına girip Bursa Işıklar Askeri Hava Lisesi’ni kazandı. Pilotluk hayalini gerçekleştireceği için büyük sevinç yaşayan Odalı, Işıklar Askeri Hava Lisesi’nden mezun olmasına 4 ay kala baskılara dayanamayarak ayrıldı. İngilizce ve Fransızca bilen ve şimdi piliç fabrikasında asgari ücretle çalışan Odalı, yaşadıklarını şöyle anlattı:

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/57a3048667b0a9269c71818d)

ÖĞRENCİLERDEN BAZILARINA AYRIMCILIK UYGULANIRDI

"Eğitimde sürünürdük. Haliyle kıyafetimiz parçalanırdı. ’Üniformaya saygısızsın’ derlerdi. ’Yatağın bozuk, pantolonun ütüsüz’ gibi bahanelerle cezalar verirlerdi. Gereksiz yere aldığımız cezalar olurdu. Bunları söylediğimizde, ’Sen bize karşı mı geliyorsun? Biz seni zaten göndereceğiz. Sınavlara girmene gerek yok’ derlerdi. Her sabah komutan gelip, ’Biz sizi göndereceğiz. Ayrılmak isteyenler şimdiden bıraksın’ diyerek okuldan soğutmaya çalışırdı. Bazı öğrencilere bu şekilde ayrımcılık uygulanırken, bazılarına yapılmazdı. Okuldayken kıl dönmesi ameliyatı oldum. Ameliyatın hemen ardından eğitime aldılar. Normalde 2 ayda geçmesi gereken ameliyat yaralarımın 3 yıldır izlerini taşıyorum."

"SEN KIZLARLA FARKLI MUHABBETLERE GİRMİŞSİN"


Okulda her türlü iftiraya maruz kaldıklarını anlatan Odalı, "Öykü yarışması için 2 kız öğrenci ile İstanbul’a gönderdiler. 4 gün orada bir otelde kaldık. Komutanım daha sonra bana ’Sen o otelde kızlarla farklı muhabbetlere girmişsin’ dedi. Ben kesinlikle böyle bir şey yapmadım. Sonra, ’Onu boşver de sen dağdaki dayım olsa vurmam demişsin. İstihbarata bilgi satmışsın’ gibi iftiralarda bulunuldu. Ben ne biliyorum ki istihbarata ne bilgi satayım. ’Yapmadım’ diyorsun, inandıramıyorsun. Öyle ithamlarda bulunuyorlar ki açıklayamıyorsun.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/57a3048667b0a9269c71818b)
*Kenan Odalı, Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve darbe girişiminde tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’e yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verirken görülüyor.

"EĞİTİM ZAYİATI DER GEÇERİZ"

Eğitimde kafası yarılan, bayılan arkadaşlarımız için ’Eğitim zayiatı der geçeriz, nasıl olsa kimse görmedi’ derlerdi. Bu kadar canice şeyler söylerlerdi. Bir çok arkadaşım bıraktı. Benim devrem 220 kişi başlamıştı. 130 kişi bıraktık. Bunlardan en fazla 10 tanesi dersten kaldığı için bıraktı. Geri kalanı gördükleri işkence sebebiyle ayrılmak zorunda kaldı.

MEZUNİYETE 4 AY KALA AYRILDIM

Ben de baskılara dayanamayarak mezuniyete 4 ay kala gözü yaşlı bir şekilde okuldan ayrıldım" dedi.

ÇOK AĞLADIM, ACI ÇEKTİM

Okuldan ayrıldıktan sonra 30 bin lira tazminata mahkum edildiğini söyleyen Odalı, "Aileme karşı bunun ezikliğini yaşadım. 6 ay boyunca ayrıldığım okulun videolarını izledim. Çok ağladım, çok acı çektim. Benim hayalim subay olmaktı, uçmaktı, gökyüzünde olmaktı. Ben askeriyeye tekrar geri dönüp vatanıma en iyi şekilde hizmet etmek istiyorum. Bize vatan millet sevdasını anlatanlar, meğerse vatanı milleti bayrağı satanlarmış" diye konuştu.

http://www.hurriyet.com.tr/pilot-olma-hayallerini-feto-yikti-40180955 (http://www.hurriyet.com.tr/pilot-olma-hayallerini-feto-yikti-40180955)
Başlık: Fetullah Gülen'in'in akrabası itirafçı oldu
Gönderen: SKYWOLF - 05 Ağustos 2016, 08:23:17
Fetullah Gülen'in'in akrabası itirafçı oldu

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA05 Ağustos 2016 - 07:08Son Güncelleme : 05 Ağustos 2016 - 08:07
Fetullah Gülen'in'in akrabası itirafçı oldu

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a4116118c7733e603649f2.jpg)

Darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Fetullah Gülen’in akrabası Mehmet Sait Gülen, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı oldu. Mehmet Sait Gülen, 2010 yılına ait KPSS sorularının kendisine gösterildiğini belirterek, “Doğru şıkları işaretlenmişti. Yaklaşık 3-4 saat süresince inceleyerek ezberledim. Sınava Erzurum’da girdim, soru ve cevaplar birebir aynıydı” dedi.

2001 YILINDA GİTMEYE BAŞLADIM

FETULLAH Gülen’in akrabası Mehmet Sait Gülen, darbe soruşturması kapsamında tutuklandı. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Gülen, Savcı Yücel Erkman’a 9 sayfalık ifade verdi. Gülen, 2001 yılından itibaren Erzurum’daki Fetullah Gülen cemaatine ait öğrenci evlerine ders çalışmak amacıyla gitmeye başladığını belirterek özetle şunları anlattı:

CEMAAT EVİNE ÇAĞIRDI, YEMİN ETTİRDİ

“Benim gibi öğrencilerle yardım amaçlı ilgilenen Tahir kod ismini kullanan Süleyman Y. sınav tarihinden (10 Temmuz 2010) 5 gün ya da 1 hafta önce beni arayarak sorumluluğunda olan ve Erzurum Yıldızkent mevkisindeki cemaate ait eve çağırdı. Sait kod adlı Özcan S. ‘Sana bir şeyler göstereceğim ama bunu kimseye söylemeyeceğine dair yemin edeceksin’ dedi. Yemin ettikten sonra siyah renkli çantadan kâğıtları çıkardı. Kâğıtlardaki soruların 2010 KPSS lisans sınavına ait Genel Yetenek ve Genel Kültür ile Eğitim Bilimleri testine ait olduğunu, ezberlememi söyledi. Doğru şıklar işaretlenmişti. Yaklaşık 3-4 saat süresince inceleyerek ezberledim.

SORULAR BİREBİR AYNIYDI

 

KPSS’den1-2 gün önce de Erzurum’da üniversite öğrencilerinin kaldığı yaklaşık 200 evden sorumlu olan ve ‘il abisi’ Ahmet kod adlı Muharrem V. beni Yıldızkent mevkisinde bulunan cemaate ait eve çağırdı. Laptop bilgisayarda  (aynı) sınava ait soru ve cevapları gösterdi. Doğru cevaplar kırmızı renkli işaretlenmişti. Önceden de gördüğüm için kolayca ezberledim. Sınava Erzurum’da girdim; soru ve cevaplar birebir aynıydı. Kolayca cevaplandırdım. Aldığım puan sonucuna göre düz memur olarak yerleşme durumum vardı.

HAKSIZLIK OLACAĞINI DÜŞÜNÜP TERCİH ETMEDİM

Ancak diğer adaylara haksızlık olacağını düşündüğümden devlet memurluğunu bilerek tercih etmedim. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile aidiyetim yoktur. Elime bayrağımızı alarak ben de sokaklara tepki amaçlı çıktım. Halkına ve polise saldırına silah sıkan FETÖ’nün bu yaptıklarını kesinlikle tasvip etmiyorum.”   

http://www.hurriyet.com.tr/fetullah-guleninin-akrabasi-itirafci-oldu-40182123 (http://www.hurriyet.com.tr/fetullah-guleninin-akrabasi-itirafci-oldu-40182123)
Başlık: 'Kor mor dinlemem'
Gönderen: SKYWOLF - 05 Ağustos 2016, 08:25:26
'Kor mor dinlemem'

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA05 Ağustos 2016 - 00:25Son Güncelleme : 05 Ağustos 2016 - 00:29
'Kor mor dinlemem'

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a3b3770f254410fc6f162b.jpg)

DARBE soruşturmasında mağdur sıfatıyla ifade veren Kara Kuvvetleri Komutanlığı 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nda yaşananları anlattı.

Darbe girişimi gecesinde tankları ve zırhlı araçları şehre gönderme emrinin Tuğgeneral Ali Kalyoncu tarafından verildiğini söyleyen Gürak, özetle şunları söyledi: “Genelkurmay’a saat 22.00 sıralarında vardım. Megafonla biri ‘Durma sizi vururuz, aracınıza binip gidin’ diye bağırdı. Aracımdan indim, ellerimi kaldırarak ‘Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak’ım. Ne oluyor bakmaya geldim’ dedim. 5 kişilik özel kuvvetler personeli üzerime geldi. ‘Korgeneral morgeneral dinlemem, oturun burada’ diyerek beni sandalyeye oturttu. 4-5 kişi silah doğrultarak ‘kes sesini’ dediler. ‘Sen artık Garnizon Komutanı değilsin’ diye ayağa kaldırdılar. 4 kişi yumrukla saldırdı. Gözlerimi bağlayıp yere yıktılar. Konuşmamam gerektiğini, beni vuracaklarını söylediler. Koluma girip 100 metre kadar yürüttüler, bir odaya soktular, inilti seslerini duydum. Sonra Akıncı Üssü’ne getirdiler. Ertesi gün saat 17.45’e kadar rehin tutuldum. TAİ Güvenlik Müdürü ve benim devrem olan Emekli Topçu Albay Sefa Eman ve personeli beni kurtardı.”

http://www.hurriyet.com.tr/kor-mor-dinlemem-40181938 (http://www.hurriyet.com.tr/kor-mor-dinlemem-40181938)
Başlık: Mümtaz'er Türköne'nin de Aralarında Bulunduğu 12 Kişi Tutuklandı
Gönderen: SKYWOLF - 05 Ağustos 2016, 09:33:39
Mümtaz'er Türköne'nin de Aralarında Bulunduğu 12 Kişi Tutuklandı

Zaman Gazetesi'nin eski yöneticileri ve yazarlarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mümtaz'er Türköne'nin de aralarında bulunduğu 12 kişi çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

(http://www.sacitaslan.com/f1/20d_d7884.jpg)

Zaman Gazetesi'nin eski yönetici ve yazarlarına yönelik soruşturmada Mümtaz'er Türköne'nin de aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklandı.

TUTUKLAMA KARARI ÇIKTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fuzuli Aydoğdu tarafından yürütülen soruşturmada, adliyeye getirilen şüphelilerin tamamı savcılık sorgularının ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Mümtaz'er Türköne, Hüseyin Turan ve Murat Avcıoğlu'nu "Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan, Alaattin Güner, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Faruk Akkan, Mehmet Özdemir, Fevzi Yazıcı, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen de "FETÖ/ PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. Hakimlik, Osman Nuri Öztürk ve Osman Nuri Arslan'ı serbest bıraktı, yurtdışına çıkış yasağı koydu.

(http://img.sondakika.com/haber/927/mumtaz-er-turkone-nin-de-aralarinda-bulundugu-8674927_x_2409_o.jpg)

6 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, kayyum atanmadan önce Zaman gazetesinde yönetici olan ve çalışan 47 şüpheli hakkında "FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak" suçundan gözaltı kararı alınmıştı. Bu kapsamda daha önce gözaltına alınan aralarında Ali Bulaç ve Şahin Alpay'ın da bulunduğu 6 kişi tutuklanmış, 1 kişi ise serbest bırakılmıştı.

http://www.sondakika.com/haber/haber-mumtazer-turkone-nin-de-aralarinda-bulundugu-12-8674927/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-mumtazer-turkone-nin-de-aralarinda-bulundugu-12-8674927/)
Başlık: Selvi: Darbeyi MİT'e İhbar Eden Binbaşı İhraç Edildi
Gönderen: SKYWOLF - 05 Ağustos 2016, 12:12:15
Selvi: Darbeyi MİT'e İhbar Eden Binbaşı İhraç Edildi

Abdulkadir Selvi, "Darbeyi 'Bana Fidan'ı kaçırma görevi verildi' diyerek MİT'e ihbar eden binbaşının TSK'dan ihraç edildiğini yazdı.

15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişimini ihbar eden binbaşının TSK'dan ihraç edildiği ileri sürüldü. Darbe girişiminin yaşandığı gün saat 14.45'te MİT'in Yenimahalle'deki merkezine geldiği belirtilen Binbaşı H.A.'nın "Gece MİT basılacak. Bunun için 7 helikopter görevlendirildi. Bana MİT basıldıktan sonra Hakan Fidan'ı kaçırma görevi verildi." dediği iddia edildi.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, binbaşının darbeyi ihbar etmesine rağmen TSK'da ihraç edilmesine ilişkin olarak " Pilot Binbaşı'nın darbe süreci hakkında önceden bilgisi olduğu, darbe planlarını yapan FETÖ'cülerin hazırladığı isim listesinde yer aldığı ortaya çıktı." dedi.

Selvi, Kara Havacılık Komutanlığı'nda pilot binbaşı olarak görev yaptığı belirtilen H.A hakkında "Özel kuvvet operasyonları ve Suriye'deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT'le ilişki içinde olan isimlerden biri olduğu belirtiliyor" ifadelerini kullandı.

Abdulkadir Selvi'nin bugünkü "Darbeyi MİT'e ihbar eden binbaşı ihraç edildi" başlıklı yazısı şöyle:

15 Temmuz darbesini MİT'e gelerek darbeyi haber veren Binbaşı H.A. TSK'dan ihraç edildi.

15 Temmuz darbesi, MİT'e gelerek bizzat ihbarda bulunan Binbaşı H.A. sayesinde öğrenilmişti.

TOPLANTI SONRASI DARBE ERKEN SAATE ÇEKİLMİŞTİ

İhbarı ciddiye alan MİT Müsteşarı Hakan Fidan önce saat 16.00'da Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'ı arayarak darbe ihbarı hakkında bilgilendirmişti. Saat 16.30'da müsteşar yardımcısını Genelkurmay'a gönderen Hakan Fidan saat 18.00'de ise kendisi Genelkurmay Karargâhı'na giderek Org. Hulusi Akar'la darbeyi önlemek amacıyla toplantı yapmıştı. MİT Müsteşarı'nın Genelkurmay Karargâhı'na gelerek komutanlarla toplantı yapması üzerine darbeciler, gece saat 03.00'te başlatmayı planladıkları darbeyi saat 21.00'e çekmişlerdi.

MİT'e yaptığı ihbarla darbeyi haber veren Binbaşı H.A'nın kim olduğu, MİT'e ne zaman geldiği, başarısız darbe girişiminden sonra ne yaptığı en çok merak edilen noktalardan birini oluşturuyordu.

BİNBAŞININ MİT'LE İLİŞKİ HALİNDE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Kara Havacılık Komutanlığı'nda pilot binbaşı olarak görev yapan H.A'nın özel kuvvet operasyonları ve Suriye'deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT'le ilişki içinde olan isimlerden biri olduğu belirtiliyor.

İHBARDA BULUNMUŞTU

15 Temmuz Cuma günü öğleden sonra darbe gecesine ilişkin görevi hakkında bilgilendirilen Pilot Binbaşı, 14.45'te MİT'in Yenimahalle'deki merkezine giderek ihbarda bulunmuştu.

MİT'E GİDİP DARBEYİ İHBAR ETTİ

Kara Havacılık Komutanlığı'ndan "Görevden geldim. Eve gidip üzerimi değiştireyim" diyerek izin aldıktan sonra MİT'e gitti. Binbaşı H.A., "Gece MİT basılacak. Bunun için 7 helikopter görevlendirildi. Bana MİT basıldıktan sonra Hakan Fidan'ı kaçırma görevi verildi." dedi.

BİNBAŞI KORUMA ALTINA ALINMIŞ

Pilot Binbaşı, MİT'e geldikten sonra bekletildiği yönündeki haberler yalanlanıyor. Aksine acil koduyla güvenlik soruşturması yapılırken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı arayarak, darbe ihbarını iletiyor. Darbeyi ihbar eden binbaşı, o andan itibaren 'güvenli yer'de koruma altına alınıyor.

TSK'DAN İHRAÇ EDİLDİ

Darbeyi ihbar ederek, FETÖ darbesinin başarısız olmasından payı olan Binbaşı H.A., sürpriz bir kararla TSK'dan ihraç edildi. Pilot Binbaşı'nın darbe süreci hakkında önceden bilgisi olduğu, darbe planlarını yapan FETÖ'cülerin hazırladığı isim listesinde yer aldığı ortaya çıktı.

Darbeyi haber veren Binbaşı H.A., Olağanüstü Hal Kararnamesi'nin verdiği yetkiye dayalı olarak TSK'dan ihraç edildi.

İhraç haberi güvenilir kaynaklar tarafından doğrulanırken, Pilot Binbaşı'nın can güvenliğinin sağlanması için gereken tedbirlerin alındığı belirtildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-selvi-darbeyi-mit-e-ihbar-eden-binbasi-ihrac-8675070/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-selvi-darbeyi-mit-e-ihbar-eden-binbasi-ihrac-8675070/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: skymoonhunter - 05 Ağustos 2016, 22:37:38
Muhtemeldir ki Mit e yani esas çalıştığı yere geri dönmüştür.Görevini yapmış Binbaşımız.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 06 Ağustos 2016, 19:09:03
Fransızlar, İstanbul' da büyük bir deprem beklentisi içerisinde olduklarını ifade ettiler. Bir diğer haber ise Amerika' nın meşhur HAARP Projesi... HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) bilindiği üzere atmosfer ve doğa olayları ile ilgili bir proje. Açık kaynaklarda ifade edildiğine göre bu silah ile seller, depremler, iklim değişiklikleri, radyasyon yaymadan termonükleer patlamalar vs. yapılabilindiğiden bahsediliyor. Amerika' nın elinde seyyar HAARP silahı olduğu ve Akdenize doğru yol aldığı haberlerinden bahisle;

Bir de Nevada Çölünde Amerika' nın yaptığı tarihinin en büyük tatbikatı var; Millenium Challenge 2002. Bu tatbikatın senaryosu; hedef ülkede büyük bir deprem meydana geliyor ve uluslararası mahkemenin hedef ülke sınırları aleyhine almış olduğu bir karar sonrasında askeri darbe yaşanıyor. Darbe sonrasında ise Amerikan Ordusu ülkenin güneyinde ki adayı kuşatıyor ve 96 saat içerisinde hedef ülkeyi işgal ediyordu.

Bütün bu bilgileri derleyip toparladıktan sonra 09.08.2016 tarihli Putin-Erdoğan görüşmesi ile Türk-Rus yakınlaşması ve Stratejik Ortaklık Antlaşmasının yapılacağını da hesaba katarsak; ACABA (!) demekten kendimizi alamıyoruz.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: kugos - 06 Ağustos 2016, 22:00:20
  Darbe girişiminin amacı konusu iyi araştırılmalı. Feto ve saz ekibinin Türkiye de tabanı yok.İktidar kimse asalak gibi ona yapışıp adamlarını bürokrasiye soktular o kadar. Türkiye gibi "Dünya dan soyut" yaşayan bir halkın, desteği olmadan, kimse iktidarda kalamaz. Darbe girişiminin ardında ABD olduğu hemen hemen kesin, ve bizim halkın tüm kesimleri ABD den nefret eder. Lafı uzatmadan bu girişimin amacının Feto yu iktidar yapmak değil, Türkiye de iç savaş çıkarmak olduğu düşüncesindeyim. Tayyip oy vermediğim bir siyasetçi, fakat bu kez haklı, bu iş burada kalmaz. Suikastlar, sabotajlar, ekonomik yaptırımlar, uluslar arası mahkemeler (Suriye ) arka arkaya gelir herhalde. Her ne olursa olsun, doğrudan bir işgali olasılık dahilinde görmüyorum. İktidarın fırsat fırsattır diye burnunun dikine gitmemesi, muhalefetin de sırf muhalefet yapmak için her şeye itiraz etmemesi gerekli. Zaman sağduyu zamanı.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 06 Ağustos 2016, 23:27:46
Aslında olay kötüyle iyinin kavgası değil. Kötülerin arasındaki sen mi ben mi bu düzenin başı olacağız kavgası. Kimsenin demokrasiyi filan savunduğu yok o konuda aralarında bir sıkıntıları yok. Dertleri biz kafa dengiyiz ama iktidar tatlı şey sen değil ben olayım koltukta meselesi. Feto nun devirmeye çalıştığı düzen ile tek farkı isimdir. Sarayın kardeşleri nasıl aynı anne babadan olacak kadar aynı kafadayken brbirlerine düşmüşler buda öyle. Tek anlaşmazlık iktidar hırsı.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 07 Ağustos 2016, 00:37:22
''Yurtsever bir Siyasal Parti; acı ve tatlı bütün çabalarını, tartışma ve mücadelelerini; vatanın sınırları içinde ve vatandaşları ile yapmakla yükümlüdür. Her hangi bir sebeple veya ne şekilde olursa olsun; yabancılardan ve yurt dışından YURT ALEYHİNE ÇALIŞANLARDAN yardım ve kuvvet aramak; bir siyasal partinin kendi alanına kara bir damga vurmasından başka bir şey değildir'' - diyor.

Bir diğeri;

'' Bir ahmaklığı ya da ihaneti iyi bir iş kalıbına uydurmak güç değildir; en nihayetinde bu bir isim değiştirme sorunudur’’ – diyor.

Bir diğeri;

‘’ Demokrasi bir sosyal yardım veya ekonomik teşkilat sistemi değildir. Demokrasi maddi refah sorunu da değildir. Böyle bir kuram; siyasal hürriyet ihitiyacını uyutmaya yöneliktir.

Demokrasi siyasaldır. Onun amacı milleti yönetenler üzerinde ki denetlemesi sayesinde siyasal hürriyeti güven altına almasıdır.

Demokrasi fikrîdir, kafa işidir; herhalde bir mide işi değildir. Demokrasi özünde bireyseldir. Bu özelliği vatandaşların EGEMENLİĞE İNSAN SIFATIYLA KATILMASIDIR.’’ -diyor.

Ve EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.

Bu kadar erdemli sözden sonra; herkes nasibine düşeni almalıdır...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 12:09:47
Kanat da koptu >> http://www.hurriyet.com.tr/kanat-da-koptu-40183957 (http://www.hurriyet.com.tr/kanat-da-koptu-40183957)
Başlık: 'Amaçları Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti'
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 12:13:04
'Amaçları Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti'

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 10:42Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 10:56
'Amaçları Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti'

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a6e6f70f254419245b1558.jpg)

Başbakan Yardımcısı Numan kurtulmuş gündeme dair önemli açıklamalar yapıyor. Kurtulmuş, "Bu FETÖ’cü örgütün amacı Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti" dedi.

CNNTürk canlı yayınında Hakan Çelik’in konuğu olan Numan Kurtulmuş'un sözlerinin satır başları şöyle:

-İki alanda algı operasyonu yapmaya çalışacaklar: Birincisi ekonomi kötüye gidiyor söylemi. İkinci alan ise insan hakları ihlalleri konusunda bir algı oluşturmaya çalışacaklar. Her iki alanda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

-Ortadoğu’nun en güçlü ordularından biri denilen Irak’ın parçalanma süresi 20 ay oldu. Bu milleti işgal etmek kolay değil.

-Bu FETÖ’cü örgütün amacı Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti.

-Siyaset parçalansın istediler ama tam tersine siyaset derlenip toparlandı. Bugünkü mitingin önemi de bu. Bunlar neyi planladıysa tam tersi oldu.

-Şu 3 haftada oluşan ruhu 30 yılda oluşturmak mümkün değildi. Siyaset dili değişecek. Siyaset dili kavga ve düşmanlık üzerine değil karşılıklı müzakere diline dönüşecek.

DARBE YAPMASI MÜMKÜN OLMAYACAK

-Türk Silahlı Kuvvetleri, emir komuta zinciri içerisinde bundan sonra sadece vatan savunmasıyla ilgilenecektir. Yani bir daha Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde, birilerinin çıkıp 'ben uçağı uçurayım, helikopteri uçurayım, şunu yapayım, bunu yapayım' diye kısa vadede bir tehdit oluşturmayacağı, uzun vadede de yaptığımız, yapmaya başladığımız yapısal dönüşümlerle birlikte darbe üreten sistemi, darbe üreten sistemin zemini olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanan bu yapının artık var olmayacağını, artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bir yeniden yapılanma sürecine girerek modernizasyon aşamasından geçeceğini görüyoruz. Böylece Türk Silahlı Kuvvetlerinin tek vazifesi, vatan savunması. Milletin birliğini, beraberliğini, sınırlarımızı dış tehlikelere karşı, Türkiye'yi koruyacak ama iç siyasetin bir parçası olarak asla kullanılmayacak. Milli iradeyi baskı altına alan bir silahlı unsur olarak asla kullanılmayacak. Ne emir komuta zinciri içerisinde bu olacak ne de işte böyle FETÖ'cü eşkıyalar gibi ordunun içinden çıkan birtakım çete mensuplarının bir darbe yapması asla mümkün olmayacak.     

VATANDAŞLARIMIZ RAHAT OLSUN

-Vatandaşlarımız rahat olsun. Sadece bugün için değil, inşallah bundan sonraki bu yeniden yapılanmanın sağlanmasıyla birlikte taşlar yerli yerine oturacak. Herkes işine bakacak. Asker işine bakacak, polis işine bakacak, sivil bürokratlar işine bakacak, siyaset işine bakacak. Kimse siyasetin işine karışmayacağı gibi siyaset, yani milletin iradesini temsil eden parlamento, her şeyin üstünde olacak ve parlamento milli iradenin tıkır tıkır işlemesinin teminatı haline gelecek. O bakımdan milletimiz rahat olsun, bir daha bu adamlar kolay kolay yakın dönemde böyle ellerine bu silahları, uçakları alamazlar, bu iş bitmiştir. Türkiye'de böyle sabah kalkanın ya da gece vakti 'hadi darbe yapalım' diye bir araya gelen 3-5 çete mensubunun darbe yapacak bir ülke olmadığını Türkiye ispat etmiştir. Burada da bu işi ispat eden milletin kendisidir, maşeri vicdandır."       

FETÖ İNSANLARI NASIL ETKİSİ ALTINA ALABİLİYOR

-Siz bir takım insanlara devletin bazı kadrolarını kapattığınız FETÖ tipi yapılar ortaya çıkıyor. Siz bunu kapatırsanız, siz paralele yapılanmanın önün açmış oluyorsunuz. Bundan sonra bundan ders alarak devleti şeffaf hale getirmemiz lazım. Üç tane kriterimiz var: Ehliyet, liyakat ve vatandaşa sadakat.

MEMUR İZİNLERİ

-O tedbiren yapılmış bir şey. Biz de vatandaşlarımızın mağdur olmamasını isteriz ama bir tarih vermek doğru değil. Gerek kalmadığında açıklamayı yapacağız.

SİYASETTE FETÖ...

-Artık kaygı kuşku değil çok şükür tasfiye ediliyor bu hareket. Bu kadar keskin bir darbe girişimine girişen bir grubun siyasi bağlantılarının olmaması düşünülemez.Geçmişten bu yana siyasete uzak gibi görünüp siyasetin göbeğinde oldular.Her partinden bu grubun üyeleri olduğu, bilinenler var belki bilinmeyenleri de var.Devleti ele geçirmek için harekete geçen ve 40 sene hazırlanan bir hareketin siyaset ayağının olmaması da düşünülemez. Mutlaka siyaset ayağı da vardır ve bunun da ortaya çıkarılması gerekir.

-Çeşitli isimler hakkındaki suç duyurularının hatırlatılması üzerin Kurtulmuş, "Ben isimler ile ilgili konuşmuyorum. Genel prensibi söylüyorum. Bu grubun iktidardan istifade ettikleri açık mıdır açıktır. İktidardan bu kadar yoğun istifade edenlerin iktidar partisi içinde dostlarının arkadaşlarının olamaması muhaldir. Hiç kimseyi kast ederek söylemiyorum" dedi.

İDAM TARTIŞMASI

-Nereye gitsek vatandaşlarımız idam cezasını istiyor. Ama bir feraset de sergiliyor. “Bu devletimizi zora sokacaksa siz Türkiye için hayırlısı neyse onu yapın” diyor.Bu konu resmi olarak konuşulan bir konu değildir. Bu konu toplumsal bir talep olarak gelirse siyaset buna seyirci kalmaz.

Kuleli askeri lise öğrencilerini kullanacak kadar şerefsiz adamlar bu darbeciler.

ASKERLİK SÜRESİ KISALIR MI?

O belki ileride olacak bir şey.

ABD FETULLAH GÜLEN’İ İADE ETMEZSE NE OLUR?

İlişkilerimiz çok kötüleşir.

http://www.hurriyet.com.tr/amaclari-turkiyeyi-ic-savasa-sokup-isgale-hazir-hale-getirmekti-40184227 (http://www.hurriyet.com.tr/amaclari-turkiyeyi-ic-savasa-sokup-isgale-hazir-hale-getirmekti-40184227)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 12:42:16

Ortadoğu’nun en güçlü ordularından biri denilen Irak’ın parçalanma süresi 20 ay oldu. Bu milleti işgal etmek kolay değil.
Bu FETÖ’cü örgütün amacı Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmekti.


Çok şükür anlayabilmişsiniz! Dilerim Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu olayda en fazla zarar gördüğünü, ordunun temelini oluşturan askeri okulları temizlemek yerine kapatmanın bu amaca uygun olduğunu da anlarsınız!

Şu 3 haftada oluşan ruhu 30 yılda oluşturmak mümkün değildi. Siyaset dili değişecek. Siyaset dili kavga ve düşmanlık üzerine değil karşılıklı müzakere diline dönüşecek.

İnşallah!
Artık sizin gibi düşünmeyen insanları düşman ilan etmek yerine dinlemenin, ülkeyi kaostan kurtarabilecek birşey olduğunu kavradığınızı umuyorum. Artık insanları ötekileştirme, kutuplaştırma is-te-mi-yo-ruz!   

VATANDAŞLARIMIZ RAHAT OLSUN


Yaşanan o kadar haksızlığa, kumpasa, o kadar uyarıya rağmen 17/25 Aralık'ta çıkarlarınza dokununcaya kadar destek verdiğiniz bir cemaatin göz göre göre ülkeyi parçalanma noktasına getirdiğine şahit olduğumuz için şahsen ben artık hiç rahat değilim!

(http://cdn.gecmisgazete.com/assets/uploads/cemaat-devlete-sizmis-buna-kargalar-bile-guler-53330729400a3.jpg)

İDAM TARTIŞMASI

-Nereye gitsek vatandaşlarımız idam cezasını istiyor.


Ben şahsen karşıyım. Ne malum idam cezası yasallaştığında yine birilerinin devletin vatansever brokrat, asker, memur vs elemanlarına yine bir kumpas kurup cezalandırmayacağı! Ölmüş insanlara "pardon" mu diyeceksiniz. Ayrıca geçmişte aynen feto gibi dini kullanarak ülkenin bütünlüğüne kast eden ve bu nedenle idam edilen sahtekarların birileri tarafından bugün bilinçli olarak "kahraman" ilan edildiğini görüyoruz!

Mesela kafasında fesle bir raporlu deli size yakın tv kanallarında tarihi çarptıyor ve sizler buna göz yumuyorsunuz! Bunun gibi nedenlerle güven vermiyorsunuz!

ABD FETULLAH GÜLEN’İ İADE ETMEZSE NE OLUR?

İlişkilerimiz çok kötüleşir.


Şunu henüz anlayamamışsınız: Feto sadece bir maşa. Siz o maşayı tutan koldan maşayı size vermesini istiyorsunuz. Oysa sizin gerçek düşmanınız maşa değil, onu tutan kolu kullanan irade!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 12:46:51
ABD en başından beri vaziyete hâkimmiş >>  http://www.hurriyet.com.tr/abd-en-basindan-beri-vaziyete-hakimmis-40183555 (http://www.hurriyet.com.tr/abd-en-basindan-beri-vaziyete-hakimmis-40183555)
Başlık: Darbeci Askerleri Yakalayan Albay, Tuğgeneralliğe Yükseltildi
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 13:13:01
Darbeci Askerleri Yakalayan Albay, Tuğgeneralliğe Yükseltildi

(http://img.sondakika.com/haber/965/darbeci-askerleri-yakalayan-albay-tuggenerall-2-8679965_o.jpg)

Marmaris'te darbeci, suikastçi komandoları yakalayan Albay Semih Okyar, tuğgeneralliğe terfi edilerek Foça Dağ ve Komando Tugayı'nda atandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci timleri, 16 gün boyunca gece gündüz askerlerinin başında dağlarda geçirip arayan, yakalandıkları operasyonları bizzat yöneten Albay Semih Okyar, tuğgeneralliğe yükseltildi. Tuğgeneral Semih Okyar, Foça Dağ ve Komando Tugay Komutanı oldu.

3 YIL TERFİ ETTİRİLMEDİ

Türkiye'nin en önemli askeri birliklerinden Kırkağaç, Bornova gibi komando eğitim komutanlıklarında yüzlerce komando askerini yetiştiren Albay Semih Okyar, 3 yıl önce tuğgeneral olabilmek için Yüksek Askeri Şura'ya (YAŞ) girmeye hak kazandı. Ancak, FETÖ üyesi TSK mensuplarının kendisine yönelik iftira mektupları sonrasında açılan davalar nedeniyle 3 yıl terfi ettirilmedi. Hakkındaki soruşturmalardan birisi bitmeden diğeri açıldı.

ALBAY DARBECİ ASKERLERİN PEŞİNE DÜŞTÜ

TSK içerisindeki FETÖ üyelerinin darbe girişimi sırasında özel olarak hazırlanan, Su Altı Taarruz (SAT), Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ile özel kuvvetlere bağlı timler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırdı. 2 polis memuru şehit oldu. 16 Temmuz'dan itibaren İzmir Bornova Komando Tugayı'nda görevli Jandarma Albay Semih Okyar, yaklaşık 200 kişilik birlikleriyle darbeci askerlerin peşine düştü.

OPERASYONLARI BİZZAT YÖNETTİ

Albay Semih Okyar, gece- gündüz iç durmadan dağlarda darbeci askerleri aradı. Kendilerine gelen her ihbarı değerlendirdi. Arama tarama faaliyetlerinde, gece gündüz askerlerinin başında dağlarda bulundu. Muğla Valisi Amir Çiçek'in, Muğla Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya'nın da bulunduğu kriz masasında yer alıp, darbeci firari askerlerin yakalanması sırasında da, operasyonları bizzat yöneten Jandarma Albay Semih Okyar, polis özel harekat timlerinin kendilerine yardımlarını da koordine etti.

Büyük özveriyle süren araştırmalar sonrasında ilk olarak Marmaris saldırganlarından, MAK timi üyeleri, Çiğli Ana Jet Üssü'nün imamı 'Paşa' lakaplı Astsubay Zekeriya Kuzu, Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat, Hava Piyade Kıdemli Çavuş, Ömer Faruk Göçmen ile Hava Piyade Kıdemli Çavuş Abdulhamit Gül Erdem yakalandı.

"VATANINI SEVEN HER SUBAY GİBİ GELİP DÜŞMANI YAKALADIK"

16 gün sürene diğer arama tarama faaliyetlerinden sonra da, Şirinköy'de bu kez Binbaşı Şükrü Seymen, Yüzbaşılar İsmail Yiğit, Mustafa Serdar Özay, Muammer Gözübüyük, Ergün Şahin, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Üsteğmenler Murat Köse, Mehmet Demir, Enes Yılmaz, Teğmen Muhammet Burak İpek, yakalandı. Başarılı geçen ve emrindeki hiçbir askerin burnu dahi kanamadan operasyonu tamamlayan Jandarma Albay Semih Okyar, "Vatanını seven her subay gibi gelip düşmanı yakaladık" dedi.

GENERAL OLDU

Başarısıyla hak ettiği, beklediği terfi, farklı soruşturma dosyalarıyla engellenen Albay Semih Okyar, darbe girişiminden sonra Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki atamaların İçişleri Bakanlığı'na devredilmesinden sonra Tuğgeneral rütbesine terfi ettirildi.

Jandarma Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu, Jandarma Kurmay Albay Nurettin Alkan, Jandarma Kurmay Albay Ferdi Korkmaz, Jandarma İstihkam Kurmay Albay Ali Demir, Jandarma Pilot Albay İsmail Balıbek, Jandarma Albay Mustafa Başoğlu, Jandarma Albay Münir Güzel, Jandarma Albay Ercan Yaşin, Jandarma Albay Hakan Saraç, Jandarma Muhabere Albay Engin Çırakoğlu ile birlikte general olan Albay Semih Okyar, Foça Dağ ve Komando Tugay Komutanı olarak görevlendirildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-askerleri-yakalayan-albay-tuggenerallige-8679965/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-askerleri-yakalayan-albay-tuggenerallige-8679965/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 07 Ağustos 2016, 15:11:20
Sayın Başkan Askeri okullar tekrar açılacak sadece önlem alınıyor sizde biliyorsunuz cemaatin tsk daki yapılanması piramit gibi en altta askeri okullarda % 90 nı fetöcü
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Tuco - 07 Ağustos 2016, 16:05:25
Bakalım bu olayın altından neler çıkacak...

http://www.milliyet.com.tr/sinirda-yakalanan-abd-ajani-gundem-2290928/ (http://www.milliyet.com.tr/sinirda-yakalanan-abd-ajani-gundem-2290928/)

Sınırda yakalanan ABD ajanı tutuklandı
Hatay sınırında yakalanan ABD'li kadın ajan gece yarısı sınırı geçmek isterken Türk makamlarınca yakalandı. ABD'li kadın çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine kondu.

CROPY0Sitene Ekle
Sınırda yakalanan ABD ajanı tutuklandı
Geçtiğimiz Cuma günü Suriye’de yaralanan Amerikalı kadın ajanı kurtarmak için ABD seferber oldu. ABD’nin Adana Başkonsolosu Linda Stuart Specht kadın ajanı kurtarmak için Hatay Valiliğinden yardım istedi. Ancak ABD’li ajan gece yarısı sınırı geçmek isterken Türk makamlarınca yakalandı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine kondu.


Suriye'de yaralanan ABD'li kadın ajan Snell Lindsteyler için seferber olan ABD Hükümeti mutlu sona ulaşamadı. Olay geçen Cuma günü Hatay Yayladağı ilçesinde Türkmendağı bölgesinde yaşandı.

Sabah'ın haberine göre; Bir operasyon sırasında Suriye'de yaralanan kadın ajan,hemen ABD'li yetkililere bulunduğu yerin koordinatlarını göndererek kurtarılmasını istedi.

ABD GENELKURMAY'DAN İZİN ALARAK...

ABD Türk Genelkurmay'ından izin alarak Gaziantep,Kilis ve Hatay sınırı boyunca 'Hellfire' (Cehennem Ateşi) füzesi taşıyan, 5 silahlı insansız hava aracı, iki uçak ve bir CASA tipi uçakla yaralı kadın ajanını arama kurtarma çalışmalarına başladı.

ABD Adana Konsolosluğu da kendi imkanlarıyla kadın ajan Snell Lindsteyler'i alıp İncirlik'e getirmek için harekete geçti.

ABD'li yetkilerin yaptığı çalışma sonucu, kadın ajanın Yayladağı yakınlarındaki Türkmen dağı bölgesinde bulunduğu tespit edilince kurtarma operasyonu başladı.

Öncelikle, kadın ajanın bulunduğu bölgeden, Türk sınırına doğru yönlendirilmesi sağlandı.

ABD'ye ait İHA'lar, bölgeyi taramaya başladı.

Arama sürerken ABD'ye ait iki helikopter de Türk sınırının sıfır noktasında beklemek istedi.

Tüm çabalara rağmen kadın ajanla ABD helikopteri buluşamadı.

ASKERLER SINIRDA FARK ETTİ

Aramalar sürerken, gece yarısı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hudut birliklerine bağlı askerler, sınır bölgesinde bir hareketlilik fark etti.

Uyarılar yapıldığında, yaralı bir kadın ellerini kaldırarak, 'Dost olduğunu' söyledi Mehmetçik tarafından alınan kadın önce Hudut Karakolu'na götürüldü.

Durum, savcıya bildirildikten sonra yaralı kadın çıkarıldığı mahkemede izinsiz sınırı geçmek ve askeri bölgeye girmekten tutuklandı.
Başlık: 'Yarın büyük bir kelle alacağız' dedi
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 18:15:43
'Yarın büyük bir kelle alacağız' dedi

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 15:25Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 15:34
'Yarın büyük bir kelle alacağız' dedi

8. Ana Jet Üs Komutanı darbeci Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin ifadeleri ortaya çıktı. Hava Kuvvetleri Albay Ali Durmuş'un darbe girişiminden bir gün önce Diyarbakır'daki evine geldiğini doğrulayan Kartepe şunları anlattı: Kendisi akşam saat 22:00 gibi benim evime geldi, ben de 'Hayırdır perşembe günü ne işin var Diyarbakır'da' dedim. O da ‘Komutanım geri hizmet uçuşu için geldim, birde yarın da yine bir iş güvenlik görevi olabilir, yarın büyük bir kelleyi alacağız. Büyük bir terör liderlerinden birine operasyon yapabiliriz' dedi.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği'nde Koordinasyon Şube Müdürü darbeci Albay Ali Durmuş'un, darbe girişimi gecesi Diyarbakır'da havalanan 6 uçaktan birini kullanmak için 14 Temmuz'da kente gittiği ortaya çıktı.

Habertürk'ün haberine göre tutuklanan Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı darbeci Tuğgeneral Deniz Kartepe, darbeci Albay Durmuş'un gece 22.00 sularında evine geldiğini "Komutanım geri hizmet uçuşu için geldim. Birde yarın da yine bir iç güvenlik görevi olabilir, yarın büyük bir kelleyi alacağız. Büyük bir terör liderlerinden birine operasyon yapabiliriz" dediğini iddia etti.

Darbe gecesi Ankara'ya doğru havalanan 6 savaş uçağının kalktığı Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nün ihraç edilen ve tutuklanan darbeci komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin ifadelerine Habertürk ulaştı.

Kalkışmanın olduğu saatlerde İstanbul Moda'daki düğünde olduğunu kaydeden Deniz Kartepe, "Hava Kuvvetleri Komutanı beni kenara çekerek ‘Ankara da bir şeyler oluyor. Uçaklar alçaktan uçuş yapıyor, hepsini Divanı Harbe vereceğim nasıl böyle birşey yapar bu hainler' diye bağırarak konuşmalarda bulununca orada bulunan bütün komutanlar birliklerini aramaya başladılar. Bana senin uçukların 6 tanesi ruledeymiş onları durdur, dedi. Bende bunun üzerine, vekilim olan Edip Özkan Akgülay Albayı arayarak pisteki uçakların durdurmasını ve kalkışa izin vermemesini emrettim, Akgülay Albay'dan sonra hemen kuleyi aradım, uçakların kalktığını söyleyince inmeleri talimatını verdim" dedi.

"ALBAY DURMUŞ, BÜYÜK BİR KELLE ALACAĞIZ DEDİ"

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği'nde Koordinasyon Şube Müdürü Albay Ali Durmuş'un kalkışmadan bir gün önce Diyarbakır'daki evine geldiğini doğrulayan Kartepe şunları anlattı:

Bizim teammüllerimize göre altımızda olan astlarımız mesai saati içinde geldiği zaman odamıza mesai saatleri dışında neredeysek oraya gelerek hem bize burada olduğunu bildirirler hem de ne için geldiklerini anlatırlar. Kendisi akşam saat 22:00 gibi benim evime geldi, ben de 'Hayırdır perşembe günü ne işin var Diyarbakır'da' dedim. O da ‘Komutanım geri hizmet uçuşu için geldim, birde yarın da yine bir iş güvenlik görevi olabilir, yarın büyük bir kelleyi alacağız. Büyük bir terör liderlerinden birine operasyon yapabiliriz' dedi.

AKINCI ÜS KOMUTANI HAKAN EVRİM, UÇUŞLARI ERTELETTİ

Kartepe, 6 uçağın iç güvenlik uçuşu yapmak için hazırlık yaptığını belirterek, "Albay Edip Özkan Akgülay 15 Temmuz'da 181 ve 182 filo komutanları Ahmet Özdemir ve İbrahim Yozgat binbaşılar ile yanıma geldiler. 6 Uçakla iç güvenlik uçuşu yapacaklarını söylediler. Uçuşun Ankara veya İncirlik meydanında olabileceğini söyediler. Bizde zaten pazartesi ve cuma günleri 20-25 uçak eğitim uçuşu yapar, ayrıca da günlük ortalama 2 ile 10 uçak iç güvenlik ve sınır devriye uçuşları yapılmaktadır. Dolayısıyla bu kişilerin bana 6 uçağın iç güvenlik uçuşu için görev yapacak olacaklarını beyan etmeleri gayet normaldir. Akşam ki düğüne için saat 15:00 de izne ayrılacağım için eşyalarımı toplamak üzere evime geçtim, bu esnada 6 uçağa pilotların uçak başı yaptığını biliyordum, 6 uçağı gideceği meydan olan Ankara Akıncılar Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim saat 14.00 gibi beni arayarak, 'uçaklar şimdi gelmesin biz sizi ikaz edeceğiz' dedi. Uçaklardan birinde Ali Durmuş'un olduğunu bildiğim için ben de Ali Durmuş'u telefonla arayarak gidişlerinin ertelendiğini bildirdim. Daha sonra ben saat 15.00'de askeri uçakla Diyarbakır'dan Sabiha Gökçen'e hareket ettim" ifadelerini kullandı. Habertürk

http://www.hurriyet.com.tr/yarin-buyuk-bir-kelle-alacagiz-dedi-40184452 (http://www.hurriyet.com.tr/yarin-buyuk-bir-kelle-alacagiz-dedi-40184452)
Başlık: Yenikapı'da tarihi görüntü
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 18:20:05
Yenikapı'da tarihi görüntü

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 16:48Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 18:06
Son dakika: Yenikapı'da tarihi görüntü

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a74e7c0f254419245b1ce4.jpg)

Yenikapı'dan son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nin düzenlendiği Yenikapı'daki alanda büyük çoşku var. Mitinge saatler kala vatandaşlar da denizden ve karadan Yenikapı'ya akın etti. Alanda büyük bir kabalalık göze çarparken, miting saatinde katılımcı sayısının yaklaşık 3.5 milyona ulaşması bekleniyor. Türkiye tarihinin en büyük mitingi olması bekleniyor. Alan 3.5 ila 5 milyon arasında katılımcıya göre tasarlandı. Havadan çekilen görüntülere göre büyük katılım olduğu görülüyor. Miting alanında önce MHP lideri Devlet Bahçeli ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sahneye çıktı, vatandaşları selamladı.

İstanbul Yenikapı bugün tarihi bir güne sahne oluyor. Saat 17.15’te saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacak Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde Kur’an okunacak ve dualar edilecek. Ardından sırasıyla, 15 Temmuz Gazileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birer konuşma yapacak.

 İşte Yenikapı'daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi öncesi son durum:

BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU SAHNEDE

17: 35:Miting alanında önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sahneye çıktı, vatandaşları selamladı.

17.11: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 17.10'da helikopterle Yenikapı miting alanına geldi. Mitingin başlamasına dakikalar kala eşi Emine Erdoğan’la miting alanına gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alana inmeden önce bir süre havadan kalabalığı izledi. Erdoğan’ı taşıyan helikopter bir süre kalabalık üzerinde tur attıktan sonra miting alanına iniş yaptı. Alana inen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la beraber kalabalığı selamladı.

Son dakika: Yenikapı'da tarihi görüntü

AKAR VE GÜL DE MİTİNG ALANINA GELDİ

17.04: 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Yenikapı'daki miting alanına geldi. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da alanda.

BAŞBAKAN'IN HELİKOPTERİNE SİKORSKY EŞLİK ETTİ

16.56: Başbakan Binali Yıldırım, helikopterle Yenikapı'ya geldi. Yıldırım'ın helikopterine Sikorsky tipi askeri helikopter eşlik etti.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/770x0/57a74c810f254419245b1cb4)

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise THY'ye ait ait uçakla saat 16.10’da Ankara’dan İstanbul’a geldi. Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda partililer tarafından karşılanan CHP lideri makam aracıyla havalimanından ayrılarak Yenikapı’ya hareket etti.

 UYARIDAN SONRA ALKIŞLAR YÜKSELDİ

 Alanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anonscusu Orhan Karakurt, liderlerin bu büyük buluşmada bir arada olacağını hatırlatıp isimlerini anons etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini anons ettiğinde kalabalık içinden bir grubun yuhalamasına tepki gösteren Karakurt, "Asla, bugün bütün liderleri bağrımıza basacağız. Gün birlik günü" dedi. Ardından Kılıçdaroğlu’nun ismini yeniden anons etti. Bu kez kalabalıktan alkış sesleri yükseldi. Aynı şekilde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ismi anons edildiğinde de kalabalıktan alkışlar yükseldi.

15.58: Miting alanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Mehtar Bölümü'nün Mehter gösterisi başladı. Şehitleri anmak amacıyla mehter takımında 240 mehteran bulunuyor.Yüzbinlerce vatandaşın Kazlıçeşme'den miting alanına yürüyüşü sürüyor.

14.50: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin birlikte katılacağı ilk miting olma özelliğine sahip "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" için tüm hazırlıklar tamamlandı. Meydana çıkan yolların trafiğe kapatılması nedeniyle vatandaşlar ellerinde Türk bayrakları, üzerilerinde Türk bayraklı tişörtlerle alana yürüyerek gidiyor. Ayrıca, bazı vatandaşlar da deniz yoluyla alana geliyor. Bundan dolayı da alanın çevresi kırmızı-beyaz insan selini andırıyor. Bazı vatandaşların Doğu Türkistan, Azerbaycan ve diğer Türk devletlerinin bayraklarını taşıdığı görülüyor.  Mitingin başlamasına saatler kalmasına rağmen alanın büyük oranda dolduğu göze çarpıyor. Güvenlik kontrolünden geçirilen vatandaşlar, kendilerine verilen Türk bayrağı ve şapkalarla alana giriş yapıyor. Sesin tüm miting alanından duyulması için 35 kulede kurulan toplam 1 milyon Watt'lık ses sistemiyle çeşitli marşlar çalınıyor.


TÜRK BAYRAĞI DIŞINDA BAYRAK OLMASIN ANONSU

 13: 26: Mitinge katılanlara kürsüden anonslarla, Türk bayrağı dışında başka bayrak açmamaları, döviz ve flama taşımamaları uyarısında bulunuldu. Alandaki görevlilerden kurallara aykırı bayrak ve flamaların toplanması istendi. Arama yapan görevlilere arama noktasından geçişlerde Türk bayrağı dışındaki bayrak flama ve dövizlere izin verilmemesi istendi. Miting alanında Afganistan, Azerbaycan, Arnavutluk, hatta özgür Suriye Ordusu’nun bayrağını taşıyanlar olması dikkat çekti.

 KALPAKLI ATATÜRK POSTERİ

 Miting alanında kürsünün hemen yanına aynı büyüklükte, kalpaklı Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posterleriyle Türk bayrağı asıldı.

 GÜVENLİK İÇİN SAVAŞ GEMİLERİ YENİ KAPI AÇIKLARINDA

 Yenikapı miting alanını vatandaşlar tarafından doldurulurken denizde de savaş gemilerinin yer alması dikkat çekti. Saat 13:00’den itibaren Deniz Kuvvetlerine bağlı savaş gemileri Yenikapı açıklarında görüldü. Gemilerin güvenlik gerekçesiyle bölgede bulundukları öğrenildi.

 13.20: Polisin trafiğe kapattığı caddelerden yürüyerek gelen vatandaşlar, güvenlik kontrol noktasına kurulan metal dedektörleri ve xray cihazlarıyla arandıktan sonra miting alanına alındı. Sıcak hava nedeniyle mitinge katılan vatandaşlar için alanın çeşitli bölgelerine koliler halinde içme suyu yerleştirildi. Arama noktasının hemen arkasında da Türk bayrakları dağıtıldı. Sahnenin sol tarafında kalan basın platformunun hemen önüne geniş bir protokol alanı oluşturulurken sahnenin her iki yanına da Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dev posterlerinin asıldığı görüldü. Ayrıca basın plantformunun hemen üstüne 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olanların isimlerinin yazıldığı her iki yanına da "Vatan size minnettardır" notunun yazıldığı pankart asıldı.

KAPILAR 3 SAAT ÖNCESİNDEN AÇILDI

 10.30: 13:30 civarında girişlerin başlaması beklenirken vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle polisler saat 10:30 gibi vatandaşları miting alanına almaya başladılar.

Yenikapı miting alanına 60 metrelik sahne kuruldu. Miting alanında sahnenin sağında ve solunda üçer bin kişilik podyum kuruldu. Protokolün büyük bölümü, şehit aileleri ve gaziler için ayrıldı. Deniz yolu için 204 tekne kiralandı. Bu tekneler İstanbul'un 12 değişik noktasından seferler gerçekleştirecek. Ayrıca 50 tekne de Eyüp, Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy gibi noktalardan ring yapacak. Vatandaşlar, kurulan 165 metal dedektörlü arama kapısından geçtikten sonra şapka ve bayraklarını alarak miting alanına girecekler.

    İŞTE MİTİNGE GİDEN YOLLAR
    Yenikapı'da bugün gerçekleştirilecek tarihi mitinge ulaşım İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ücretsiz olarak sağlanıyor. Mitinge Anadolu ve Avrupa yakasından otobüslerle ulaşılabiliyor. Farklı noktalardan miting alanına ring seferleri yapılıyor. Engelli vatandaşlar için 50 adet otobüs tahsis edilirken, engelli araçları için araç sayısı kadar engelli tabelası hazırlandı. Kazlıçeşme, otobüsler için park alanı olarak belirlendi. Otobüslerle gelen katılımcılar Kazlıçeşme’den Yenikapı miting alanına yürüyerek gidiyor. Yaşlı ve çocuklar için ise Kazlıçeşme-Yenikapı arasında 20 adet otobüs ring seferleri yapıyor. Deniz yoluyla miting alanına ulaşım kiralanan 50 deniz aracı ile sağlanıyor. Deniz yoluyla 12 noktadan ulaşım sağlanıyor. Bakırköy, Silivri, Yenikapı, Sirkeci, Eyüp, Sütlüce, Haliç Kongre Merkezi, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Pendik ve Adalar iskelelerinden deniz araçları hareket ediyor. Metrobüs, Marmaray ve metro hatları da saat 24.00'e kadar ücretsiz olarak kullanılabilecek. Alana gitmek isteyen katılımcılar için aktarma noktaları, ana istasyonlar ve miting alanına yakın metro duraklarından ring seferleri de yapılıyor.

MİTİNG PROGRAMI

Mitinge, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katılacak. "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" 17.15’de Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacak ardından şehitler anısına Kur’an Tilaveti ve Dualar edilecek. Programda sırasıyla şu isimler konuşma yapacak: 15 Temmuz Gazileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

BÖYLESİ İLK KEZ OLACAK

Mitinge Başbakan Binali Yıldırım, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la birlikte bütün kuvvet ve bazı ordu komutanları da katılacak.

Son dakika: Yenikapı'da tarihi görüntüYenikapı'da metro istasyonunun duvarlarında darbe şehitlerinin fotoğrafları asıldı

SADECE TÜRK BAYRAĞI

Hiçbir siyasi partinin amblem, flama ve bayrağının olmayacağı, sadece Türk bayraklarının dalgalanacağı Yenikapı Mitingi’nin Türkiye tarihinin en büyük mitinglerinden birisi olması bekleniyor. Mitingde 15 bin polis ile 15 bin sivil görev alacak.

http://www.hurriyet.com.tr/buyuk-bulusma-haydi-yenikapi-mitingine-40183980 (http://www.hurriyet.com.tr/buyuk-bulusma-haydi-yenikapi-mitingine-40183980)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 18:23:03
Yenikapı'da müthiş bir kalabalık var. Az önce cumhurbaşkanı, başbakan, CHP lideri ve MHP lideri yanyana saygı duruşunda durdu ve istiklal marşını okudu. Bunlar milletin hasret duyduğu görüntülerdi. Şimdi de şehitlerimiz için Kur'an-ı Kerim okunuyor.
Başlık: Çiller de mitinge katıldı
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:14:41
Çiller de mitinge katıldı

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 18:46Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 18:58
Çiller de mitinge katıldı

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a7586167b0a91cf4dc2df8.jpg)

Yenikapı'daki mitinge katılan isimler arasında eski Başbakanlardan Tansu Çiller de yer aldı.

Yenikapı'daki miting siyasiler, vatandaşlar sanat ve spor dünyasından ünlü isimleri de bir araya getirdi.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Acun Ilıcalı ve Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yanı sıra Sanatçılar İbrahim Tatlıses, oğlu İdo Tatlıses,  Orhan Gencebay, eşi Sevim Emre de alana geldi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Bayraktar,  eşi Selçuk Bayraktar ile Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu’da alana gelenler arasında yer aldı.

Mitinge eski Başbakanlardan Tansu Çiller de katıldı.
http://www.hurriyet.com.tr/ciller-de-mitinge-katildi-40184579 (http://www.hurriyet.com.tr/ciller-de-mitinge-katildi-40184579)
Başlık: Bahçeli: Cinayet örgütüne Türkiye'ye vur emri verdi
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:20:40
Bahçeli: Cinayet örgütüne Türkiye'ye vur emri verdi

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 18:48Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 19:43
Bahçeli: Cinayet örgütüne Türkiye'ye vur emri verdi

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a7597f0f254419245b1d99.jpg)

MHP lideri Devlet Bahçeli, Yenikapı'daki 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde konuştu. Bahçeli, Fetullah Gülen'e çok sert çıktı: Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları, bu defa Türk askeri kılığına girdiler, milletin silahını yine millete çevirdiler, milletin imkanlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Alim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya'dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi. İblis'e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye'nin kalbine nişan aldı

Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:

Büyük Türk Milleti, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın TBMM Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı, Sayın Genelkurmay Başkanı. Bu mahşeri kalabalığı, yere göğe sığmayan bu izdihamı selamlıyorum.

Kardeşlerimi bağrıma basıyorum. Heyecanınız güç veriyor. Zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.

Bu ihtişamlı coşkuda görüyorum ki oyunlara ve aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Kardeşliği inançla savundunuz. Hainlere, teröristlere haddini bildirdiniz.

'15 TEMMUZ BİR YIKIM HAMLESİYDİ'

Yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım, buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz.

Bahtiyarım çünkü Türkiye’nin şahlanışını gururla izliyorum. Bükülmez bilek, eğilmez baş burada, bu meydandadır. Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı'dan başlamaktadır.

Türk milletiyle iftihar ediyorum. 15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. Son nefesimizi vermeyi hedeflediler. FETÖ milletin malı savaş uçaklarıyla saldırdı, bombalar üzerimize yağdı. 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir yıkım hamlesiydi.

'FETÖ TÜRKİYE'NİN KALBİNE NİŞAN ALDI'

Alim ve hoca görünümlü bir terörist beddua seanslarıyla cinayet örgütüne Türkiye’ye vur emri verdi. İblise ruhunu satan vaiz, ihanetle Türk ve Türkiye düşmanlığı ile doruğa çıktı, fitne ve münafıklığı ile rekor kırdı. Fetö Türkiye’nin kalbine nişan aldı.

Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen ne kadar kanı bozuk çevre varsa FETÖ'nün sırtını sıvazladı. Eline silah tutuşturdu. 15 Temmuz darbe teşebbüsü 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır.

15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayanlar ile 101 yıl önce Çanakkale’de üzerimize silah sıkanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır.

'KURŞUNLARIN ÖNÜNE GÜL BAHÇESİ GİBİ YÜRÜDÜNÜZ'

Ama ihmal ettikleri Türk Milleti'nin asaletidir. 15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler reddettiniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız, kurşunların önüne gül bahçesine girer gibi yürüdünüz. Çünkü siz Türk Milleti'siniz.

İzmir’in işgaline hayır deyip silahına sarıla Hasan Tahsin ile hainlere tek başına direnen ve şehit düşen Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanını farklı zamanlarda yaşayan neferleridir.

'MÜŞTEREKLERİMİZ FARKLILIKLARIMIZDAN DAHA ÇOK'

Ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp terörizme hizmet eden takiyecilerin farkındayız. Bu vatan, toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. FETÖ, PKK, IŞİD ve PYD’nin şehit ettiği tüm kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum. Diyorum ki şehitler ölmez vatan bölünmez.

Bugün düzenlenen bu miting ile Türkiye tek yürek olduğunu göstermiştir. Müştereklerimiz farklılıklarımızdan daha çoktur. Birliğimizi kararlı bir şekilde korumalıyız, kutuplaşmaları bıçak gibi kesmeliyiz.

Sizler darbe heveslerini teröristlerin kursaklarında bıraktınız. Çürümüşleri elinizin terisyle ittiniz. Nereden olursanız olun, kim olursanız olunuz, kökünüz kökeniniz ne olursa olsun vatanım bayrağım milletim demokrasin şehitlerim demek için Yenikapı’yı doldurdunuz.

Bu ruh devam ettiği sürece hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Hiçbir hayasız Türkiye’ye saldırmaya cesaret edemeyecektir. Yeni bir sayfa açalım, geleceğin haritasını çizelim.

Bu arda Türk askeri topyekün darbeci gösterilmemelidir. Bu sisli ortamda mazlum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Yeni manda özlemlerine geçit vermeyelim. Bu milleti himayesi altına almak isteyen vesayet odaklarına şans tanımayalım.

'YENİ BİR FETRET DEVRİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'

7 bölge, 4 mevsim, 81 vilayet ile Türkiye'yiz. Bu topraklarda yeni bir fetret devrine izin vermeyeceğiz. Bin yılın kaynaştırdığı Türk Milleti tuzakları bozacaktır. Millet yeniden doğacak tereddüt ve tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır.

Dikkat ediniz şahadet gazilik deyince al bayrak deyince istiklal marşını duyunca yürekleri coşkuyla çarpmayanla paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz onlar bizden değildir. Onlar kuzu postuna bürünmüş kripto canavarlarıdır.

Başarmaktan başka çaremiz yoktur. Bağımsız yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur. FETÖ ve efendilerini tasfiye etmekten başka çare bulunmamaktadır.

Korkma diye başlıyor İstiklal Marşı'mız korkma varsın ihanet karanlık sokaklarda kol gezsin. Fetö ile birlikte küresel güçlerin tetikçiliğini yapan diğer cinayet şebekelerinin kökünü hep birlikte kurutmak zorundayız.

Hala FETÖ’yü vermemek için bin derede su getiren ve tüm ülkelere karşı Türkiye’nin büyüklüğünü gösterelim. Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının aziz arkadaşlarının aziz hatırasını şükran duygularımla selamlıyorum.

Ne mutlu Türküm diyene…

http://www.hurriyet.com.tr/devlet-bahceli-demokrasi-ve-sehitler-mitinginde-konusuyor-40184581 (http://www.hurriyet.com.tr/devlet-bahceli-demokrasi-ve-sehitler-mitinginde-konusuyor-40184581)
Başlık: Başbakan Yıldırım Yenikapı'da konuştu
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:31:44
Başbakan Yıldırım Yenikapı'da konuştu

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 19:53Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 21:18
Başbakan Yıldırım Yenikapı'da konuştu

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a7744d67b0a91cf4dc2ff4.jpg)

Başbakan Binali Yıldırım Yenikapı'da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde konuştu. Yıldırım, "15 Temmuz gecesi milletimize zehir eden terör örgütü lideri FETÖ Türkiye’ye gelecek hesabını verecektir."

İşte Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:

Bu vatan, toprağın kara bağrında, sıradağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir. Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, huduttan hududa yol bulup koşan, cepheden cepheyi soranlarındır...

Bugün muhteşemsin İstanbul. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. 16 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal, bandırma vapuruyla İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa bugün milletimizin o kadar umutludur. İzmir’i işgal eden düşmana karşı ne kadar cesursa, milletimizin bugün de o kadar cesurdur.

6 Ekim’de geldikleri gibi giden düşmanın arkasından ne kadar coşkuluysa o kadar coşkuludur Türk milleti. Bir yiğit adamı Kasımpaşalıyı seçerken ne kadar güzelse, o kadar güzeldir bugün. Seni yürekten selamlıyorum İstanbul. Her bir semtin, her bir sokağın, her bir haneni gönülden selamlıyorum.

15 temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen, kimi hastanede evinde aramızda olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum.

CHP liderini ve CHP’lileri ve MHP’nin değerli genel başkanlarını, ve ülkücü kardeşlerimi hükümetimizin yanında cumhurbaşkanının yanında sarsılmaz demokrasi savunucusu olduğunuz için yürekten selamlıyorum. AK Partili, MHP’li, CHP’li kardeşlerim, ismini sayamayacağım kadar çok olan her siyasi görüşten değerli vatandaşlarım bu muhteşem kardeşlik tablosunu bize yaşattığınız için hepinize çok çok teşekkür ediyorum.

Nazım Hikmet’ten, “Emret ki ölelim, emret. güneşi içiyoruz sesinde. akın var güneşe akın. güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın…”

Ahmet Cevad’dan: “İnciler dök gel yanına, sırmalar diz sağ koluna, fırtınalar dursun yana, selam türkün bayrağına…”

Ahmet Arif’den… “Bunlar engerekler ve çiyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları, tanı da büyü…”

Üzerimizden uçaklar uçtu, tanklar caddeleri işgal etti. Asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Cumhurbaşkanımız, başkomutanımız milleti meydanlara davet etti. Yine selalar okundu, ezanlar baştan başa Türkiye’de yankılandı. Bu aziz millet istanbul’da Ankara’da 81 vilayette hep birden şunu söyledi, “toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa, toprağın altında şehit oluruz, gazi oluruz.” Kurtuluş savaşında destan yazan bu millet 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz İkinci Kurtuluş Savaşı’dır. Allah’a hamdolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde, bugün burada kardeşliğimizle bir olarak beraber olarak yaşıyoruz.

Güya Türk askeri kılığına girip, topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. Buradan açık ve seçik şunu ifade etmek istiyorum. Siyasette meydana gelen bu birlikteliği bozmayacağız, uzlaşmayı işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Türkiye’yi milletimizle siyasi partilerimizle 2023 hedeflerine taşıyacağız. Kürt ve Türk arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz, terör örgütlerini aradan çıkaracağız. Türk Kürt Alevi Sünni arasındaki muhabbet dayanışma kardeşliği daha da geliştireceğiz.

İntikam duygusuyla değil adaletle hukukla hareket edeceğiz. Bu terör örgütü mensuplarının şehitlerimizin gazilerimizin hesabını soracağız. Terör örgütü lideri FETO Türkiye’ye gelecek hesabını verecektir. Tankların önüne göğsünü siper eden, tankların önüne yatan, gençlerimizi kadınlarımızı yürekten kutluyorum. Allah sizden razı olsun millet size minnet borçludur.

Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak.

http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirim-yenikapida-konustu-40184620 (http://www.hurriyet.com.tr/basbakan-yildirim-yenikapida-konustu-40184620)
Başlık: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı konuşması
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:35:40
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı konuşması

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 19:15Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 20:34
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı konuşması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a770f967b0a91cf4dc2fd5.jpg)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yenikapı’da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde konuştu. CHP lideri konuşmasında 12 madde açıkladı.

İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Sayın Cumhurbaşkanı, saygıdeğer eşleri, önceki cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın başbakan ve saygıdeğer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım hepinizi selamlıyorum, hepinize selamlarımı saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size bize hepimize darbe yapmak istedi.

Artık 15 Temmuz’un bir özelliği var. 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız. Neden ve niçin bu noktaya geldik? Önce teşhisi doğru koyacağız ki tedaviyi güzel yapalım. Güzel bir atasözümüz var. Ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Ben dahil, bütün siyasi parti genel başkanlarının yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım. Nedir bu dersler? 12 madde hazırladım. Diğer liderler de kabul ederse Türkiye gerçekten de uzlaşma kültürünü benimsemiş, sokaklarında fabrikalarında güler yüzlü insanların olduğu Türkiye haline gelecektir.

1- Camiye kışlaya adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz. Adalete sokarsak adaleti bulamayız. Kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. Camide kışlada adliyede siyaset olmayacak. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavga değil, bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var.


2- Siyasette özeleştiri yapmak, geçmişi iyi tahlil etmemiz gerekiyor. Tarihin tekerrürünü değil, tarihi tekerrür ettirmemeliyiz.


3- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Bu bizim tarikattan cemaatten partiden değil, kim o işi iyi yapıyorsa ona teslim etmek gibi bir geleneği başlatmak zorundayız. Garibanın oğlu sizin çocuklarınız sınav için alın teri dökerken birileri sınav sorularını çalıp, devletin önemli yerlerine geliyorsa buna hep beraber itiraz etmek zorundayız.


4- Her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 temmuz darbe girişimi demokrasinin bize ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Halk direnme gücünü kullanarak, canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Canını siper eden mücadeleyi yapan herkese kadın erkek yaşlı genç herkese şükranlarımı sunuyorum. Siz bir tarih yazdınız. Sadece darbe değil demokrasi üzerinde tüm vesayetleri reddetmeliyiz. Ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi diyoruz.


5- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları cumhuriyeti kurarken 1921’de bir anayasa yaptılar. Birinci maddesi şudur “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” hakimiyet milletindir değil, kayıtsız şartsız milletindir diyor. Milleti vatandaşını yüceltiyor. Hiçbir kimseye hiçbir zümreye aileye gruba imtiyaz sağlanmıyor. Vatandaşlar eşittir, kimliği inancı yaşam tarzı ne olursa olsun. Cumhuriyetin eşitlik değerlerine hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir değerlerine hepimizin sonuna kadar sahip çıkması gerekiyor. Gazi Mustafa kemal dedi ki, cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyeti korumak yaşatmak hepimizin görevidir. Elbette ki tek başına bunları Mustafa Kemal Atatürk yapmadı. İsmet İnönü’ler, Rauf Orbay’lar, Kazım Karabekir’ler hepsinin büyük emekleri vardır. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı, sayın karaman TBMM başkanı olamazdı, Sayın Binali Yıldırım Başbakan olmasaydı, cumhuriyet olmasaydı Anadolu’nun kuş uçmaz köyünde doğan Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olmazdı.


6- Parlamenter sistemimizi güçlendirmek zorundayız. 150 yıllık parlamenter sistemimiz var. Ve 15 temmuz akşamı TBMM dik durarak onurlu durarak bombalar yağarken kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş savaşını nasıl yönettiyse, bir darbeyi de aynı anlayışla püskürttü.


7- Medyanın özgürlüğü… Bakın değerli vatandaşlarım 15 temmuz akşamı bağımsız medya olmasaydı, belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya olayları verdi, vatandaşlar sokağa davet edildi. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Dolayısıyla vatandaş en meşru hakkı olan direnme hakkını kullanarak demokrasiyi korudu ve mücadelesini yaptı.

Biz siyasetçiyiz eksiğimiz yanlışlarımız olabilir. Bunu

9- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı… FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı. FETÖ terör örgütü yargının içinde yuvalandı. Devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F tipi örgütlenme diyorduk, şimdi Fetullah Gülen terör örgütü diye tanımlanıyor. Adalet istiyoruz, adaleti nerede tecelli ettireceğiz? Mahkemede. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, Pensilvanya’dan aldığı kararla karar veriyorsa o hakim hakim değildir. Ve hepimiz bunun üzerinde durmalıyız ve bu konu üzerinde titremeliyiz. Hemen şunu ifade edeyim yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli görüş birliği içinde hareket etmesi bizim açımızdan memnuniyet vericidir.

10- Laikliğin ne kadar önemli olduğunu 1 5Temmuz gösterdi. Dini inancımızı kullanarak her türlü yasa dışı içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar hep beraber gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik herkesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi demektir. Laiklik insana saygı demektir. Bütün siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir.

11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil gelecekte de katkı vermek zorundayız. Demokrasinin güçlenmesi için sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli, vicdanı fikri hür yetişmeli çocuklarımız. Çocuklarımız birilerinden talimat alıp onun gereğini yapmamalı. Ne diyor yüce yaradan, “aklınızı kullanmıyor musunuz” diyor. Bunun yolu eğitim sistemini de bu şekle getirmektir. Bakın elin oğlu marsa uzay aracı gönderiyor, biz darbe girişiminin Türkiye’ye maliyetini görüyoruz.

12- FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, artık bütün dünya biliyor. Bu örgüt geçmişte balyoz davası dediler, Ergenekon, casusluk davası dediler. Devlete sadakatle bağlantılı olan pek çok subayımızı hapse attılar. En çok itiraz edenlerden birisi bizdik. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur o zaman buradan çağrı yapıyorum. Bütün siyasi liderlere, Türkiye’ye. Geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim, itibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur.

Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizdeki bir tek kişinin bile emeği eseri zamanı ziyan olduğunda bu Türkiye’nin ortak kaybıdır. Yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, adalet diyoruz. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Adalet mülkün temelidir, devletin temelidir. Yol haritamızı açıkladım, eksiği olabilir, fazlası olabilir. Ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin görevi.

Görüyorum ki en önde kadınlarımız var, tıpkı tankların önünde durdukları gibi. Bir toplum için nezaketin sevginin kaynağı olarak gördüğüm kadınlarımızın hayatın her anında bize eşlik etmelerini gönülden diliyorum. Kadınlarımızın katılımı bizim için vazgeçilmez değerdedir. Bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa bilin ki o millet mutludur. Hepimizin bu toprakların çocuklarıyız.

Sözlerimi Nazım Hikmet’in milli kurtuluş destanından bir bölüm okuyarak sonlandırmak istiyorum.

“Dörtnala gelip Uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...”

http://www.hurriyet.com.tr/kemal-kilicdaroglu-yenikapi-mitinginde-konusuyor-40184595 (http://www.hurriyet.com.tr/kemal-kilicdaroglu-yenikapi-mitinginde-konusuyor-40184595)
Başlık: Orgeneral Akar: Milletimizin fedakarlığı her türlü takdirin üzerinde
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:40:01
Orgeneral Akar: Milletimizin fedakarlığı her türlü takdirin üzerinde

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 19:41Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 20:26
Orgeneral Akar: Milletimizin fedakarlığı her türlü takdirin üzerinde

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a76f5167b0a91cf4dc2fc3.jpg)

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Yenikapı'da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde konuştu. Orgeneral Akar, "15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmış, bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü, tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda, asil milletimiz sizler ve onun bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları, kahramanca ve ferasetle bu hain girişime karşı koymuşlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve bağrından çıktıkları milletimize ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap tereddütsüz bir şekilde alanlarda verilmiştir. Bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve asil milletimize yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Önceden açıklanan programda yer almayan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Sayın Cumhurbaşkanım, Muhterem Hanımefendi, 11. Cumhurbaşkanım, Sayın TBMM Başkanım…

Ben sizlerle gurur duyuyorum, sağ olun var olun. Ben sizlerle gurur duyuyorum…

Sayın Başbakanım, Sayın CHP Genel Başkanım, Sayın MHP Genel Başkanım, Sayın Hanımefendiler, konuklar, asil milletimizin kahraman evlatları hepinizi selamlıyorum.

Bugün burada 7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde TSK komuta kademesiyle birlikte sizlerle beraber olmanın onur ve heyecanını yaşıyorum. 15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK’ya sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain, Fetullahçı terör örgütü tarihimizde görülmemiz bir şekilde… Sağ olun, var olun…

'TSK'NIN ŞANLI ŞEREFLİ GEÇMİŞİNE KARA BİR LEKE SÜRDÜLER'

İllegal çete mensubu terörist hainler, FETÖ tarihimizde görülmemiş bir şekilde vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve bu rezaleti yaşatmış ve TSK’nın şanlı şerefli geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda aziz milletimiz sizler ve TSK’nın gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları ve sizler bu hain girişime karşı koymuşlardır.

TSK’ya ve milletimize ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap tereddütsüz şekilde alanlarda verilmiştir. Bu rezaleti Türkiye’ye, mazisi şan ve şerefle dolu TSK’ya ve asil milletimize yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

'MİLLETİMİZİN FEDAKARLIĞI HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDE'

Burada özellikle şunu belirtmek isterim. 15 Temmuz akşam saatlerinde TSK’da yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin, FETÖ’nün darbe girişiminin TSK’nın vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarının kesinlikle hiçbir alakası yoktur. Sizlerin asker elbisesi içine girmiş eli kanlı hainler ile görevinin başında olan, ülkemizin bekası için aynı zamanda terör örgütü PKK ve diğer tehditlerle de canla başka mücadele eden TSK’nın kahraman mensuplarını çok iyi ayırt edilerek davranılması bizlere güç ve moral vermiştir.

Asil milletimizin canı pahasına, demokrasinin devamı için gösterdiği fedakarlık her türlü takdirin üzerindedir. Bundan dolayı sizlerin şahsında asil milletimize şükranlarımı sunuyorum.

Milletimizin bu tavrı TSK’nın demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlı ezici çoğunluğunun tavrıyla bütünleşerek ordu-millet kavramının daha da güçlenmesini sağlamıştır. Atatürk’ün de işaret ettiği hakimiyet milletindir düsturu bizim en temel anlayışımızdır. Bayrak, vatan, devlet ve milleti için ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışıyla görev yapan TSK tüm personeliyle demokratik hukuk sistemini içinde devletimizin ve milletimizin emrinde ve görevinin başındadır.

Sayın Cumhurbaşkanım bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha sizin huzurunuzda, bu hain şebekenin girişiminin bastırılmasında, temizlenmesinde, canlarını ortaya koyarak mücadele eden aziz milletimiz ile, TSK ve emniyetimizin kahraman mensuplarına sonsuz saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına sabır, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Sizleri ve sizlerin şahsında yüce türk milletini saygıyla şükranla övünçle selamlıyorum.

Zafer hukukun üstünlüğüne demokrasiye asil milletimizin yüksek değerine inanlarındır. Aziz milletimizin yolu bahtı açık olsun.

http://www.hurriyet.com.tr/orgeneral-akar-milletimizin-fedakarligi-her-turlu-takdirin-uzerinde-40184612 (http://www.hurriyet.com.tr/orgeneral-akar-milletimizin-fedakarligi-her-turlu-takdirin-uzerinde-40184612)
Başlık: Yenikapı'da sıcak görüntüler
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:52:29
Yenikapı'da sıcak görüntüler

Miting öncesi liderler bir araya geldi, ortaya sıcak görüntüler çıktı.
Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 20:17:00

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2fa8.jpg)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Kahraman ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir süre sohbet etti.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2f9e.jpg)

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2fa5.jpg)

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2fa0.jpg)

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2fa1.jpg)

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/590x0/57a76d5767b0a91cf4dc2fa4.jpg)

http://www.hurriyet.com.tr/galeri-40184637 (http://www.hurriyet.com.tr/galeri-40184637)
Başlık: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yenikapı konuşması
Gönderen: SKYWOLF - 07 Ağustos 2016, 21:53:43
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yenikapı konuşması

Hürriyet Haber
07 Ağustos 2016 - 20:21Son Güncelleme : 07 Ağustos 2016 - 21:39
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yenikapı konuşması

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a7797a67b0a91cf4dc304e.jpg)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı'daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde halka hitap etti. Erdoğan, "Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu kara günlerde şunu söylüyordu; 'Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine 'Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?' diye sormak lazımdır. Ben milletimin vereceği cevabı biliyorum...' Şimdi burada bir kez daha soruyorum. Gazi'den 96 yıl sonra Yenikapı Meydanı'ndan aynı soruyu sizlere soruyorum. Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin? Mesele bu. Bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir." Erdoğan, "idam" sloganı üzerine, "Siyasi parti genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Onamaksa meclisten gelecek böyle bir kararı peşinen ifade ediyorum onarım" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasından satır başları;

"Dünyanın dört bir tarafından gözü ve gönlü bizde olan kıymetli kardeşlerim. 15 Temmuz gecesi istiklali ve istikbali için kıyam eden, ülkesini FETÖ’ye işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim... Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.

240 kardeşimiz şahadet makamına ulaştılar. Milletimizin başı sağolsun. O gece adeta ölümü öldürerek sokakları meydanları dolduran vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdılar.

15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduran kardeşlerimizden her biri vatanımızın, özgürlüğümüzün ve demokrasimizin korunmasında payı vardır. 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun.

Darbe girişimine karşı, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak her kökenden insanıyla demokrasiye sahip çıkan, dünyayı kendisine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun.

Bu millet farklı bir millet. Bin yıl önce Malazgirt’te hangi inançla Anadolu’nun kapılarını açmışsa, 15 Temmuz gecesi de aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir.

Gazi Mustafa Kemal’in İstiklal harbini başlatması ve zafer ulaşması inancının bir benzeri, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin tüm şehirlerinde adeta kol geziyordu. Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız ise bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla yeni güne uyandılar. Bu akşam verdiğimiz şu görüntü var ya işte bu görüntü ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür kahretmiştir.
Bu, geleceğe yönelik adeta vatanımıza sahip çıkmanın ispatıdır.

Bu manzara Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ispatıdır. Bundan sonra hedefimiz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaktır. Yolumuza dayanışma içinde geçeceğiz. Mütevazi olacağız birbirimizi makam, mevki için değil para pul için değil sadece Allah için seveceğiz.

Böyle bir milletin evladı olarak huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun büyük bir gurur veriyor.


"GAZİ'DEN 95 YIL SONRA AYNI SORUYU SORUYORUM"

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal 1921 yılında şunu söylüyordu: Milletimiz çok büyüktür hiç korkmayalım. O esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve ey millet sen esaret ve zillet kabul eder diye sormak lazımdır.

Ben buradan Gazi’den 96 yıl sonra yine aynı soruyu soruyorum; Ey millet sen esaret ve zillet kabul eder misin. Mesele bu…

Sizler idam talebinde bulunduğunuza göre bunu kararını verecek merci TBMM’dir. Meclis böyle bir kara verdikten sonra atılacak adım bellidir. Meclis'ten gelecek kararı ben peşinen ifade ediyorum onarım. İdam ABD’de var. Japonya’da var, Çin’de var. Bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda var. Onlarda olunca oluyor da...  Zaten bizde de 1984’e kadar vardı. Ondan sonra kaldırıldı.

Sizler esaret ve zillet kabul etmeyeceğinizi 15 Temmuz’da bilfiil gösterdiniz. Siz göğsünüzü siper ettiniz. Namluların ucuna geldiniz, bizzat vücudunuzu koydunuz. Bir gazimiz tankların iki paletinin arasına kendisini atıyor. Kendisiyle konuştuğumda, “Beni bırakın siz nasılsınız” diyor. Bu bambaşka bir ruh bambaşka bir aşk.

"FETÖ BİR ŞEYİ HESAP EDEMEDİ"

Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de bir şeyi hesap edemedi. Neydi o? Bu milleti hesap edemedi.

Vatanperver askerlerimizi tenzih ediyorum. Polis teşkilatımız içinde de vatanperver olmayanlar kendilerini ortaya koydular.

Yalnız buradan bir ithamım var, hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı. Bazı eski askerler bunu yanlış olduğunu söylediler. Ben de buradan söylüyorum, işte oradan yetişmiş olan tek tip Fetocular bu olayı yaptılar. Biz de diyoruz ki harp okullarımız duracak. Tüm liselerden yetişenler gelsin buraya girsinler. Tek tip neden olsun. Harp okullarında hangi eğitim veriliyorsa orada verilsin. Benzer teşebbüste bulunanlar bundan sonra aynı cevabı alsınlar.

Ölmeye, yol almaya, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaya var mıyız.

FETÖ mensupları bunların ismini hala ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyelim. Muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsin ki bu FETÖ kimdir bunu öğrensin.

"BUNLARI HUKUK DAİRESİNDE İMHA ETMEK DURUMUNDAYIZ"

Bunları ortaya çıkarıp hukuk dairesinde imha etmek durumdayız. TSK’dan yargımıza polisten istihbarat kuruluşumuza okuldan hastaneye kadar her yere sızan her kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.

Örgütlerin isimleri söylemleri değişebilir. Ama hepsinin de Türk milletini düşmanı olduğu gerçeği değişmez.

Bir tarafta Türkiye cumhuriyeti devleti vardır diğer tarafta ise kimi etnik, kimi dini kimi ideolojik istismar peşinde olan terör örgütleri vardır. Bu yakaladığımız birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirerek 15 Temmuz ruhunu bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihin kafalarda soru işareti oluşturan tüm konularının masaya yatırarak eksiklerini ortaya koymalıyız. Davaları yeni, baştan incelemeliyiz. Şaibeli tüm sınavları tüm işlemleri gözden geçirmeliyiz.
Bu örgütün dizayn etmek istediği medyayı, iş dünyasını kendi doğal haline oturtmalıyız.

Kimse kapatılan yurtlardan okullardan evlerden dolayı endişeye kapılmasın. Devletin ilgili kurumları ve STK’lar bu boşluğu dolduracaktır.

ŞAYET DARBE BAŞARILI OLSAYDI...

15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek tek ses oldunuz. Bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının bir ihanet hareketidir. Bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını artık hepimiz çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar ülke ve millet olarak topyekun istiklal ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak uçağa şehit oldu gazi oldu.

Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir. 15 Temmuz gecesi sokağa dökülenler milletini geleceği kararırsa geriye bir şey kalmayacağını biliyordu.

15 TEMMUZ'DA HAYATLARININ EN BÜYÜK ŞOKUNU YAŞADILAR

Bu millete bakıp eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını gördüklerini söyleyenler... Zaman zaman söylüyorum, 15 Temmuz’da hayatlarının en büyük şokunu yaşamışlardır. Bu milletin mayası sağlamdır mayası. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları kuru kalabalık değil millettir millet. Bizim fiziki sınırlarımız başka gönül sınırlarımız başkadır.
İnşallah önümüzdeki dönemde hem kendi insanımız hem de umudunu bize bağlamış tüm mazlumların yüzünün güleceği bir dönem olacaktır.

Ömer Halis’i unutamayız. O ki özel kuvvetlere saldırı düzenlendiğinde o bir astsubay edasıyla komutanının talimatını yerine getirmek suretiyle onu alnından vurdu kendisi de şahadete yürüdü.

TSK’nın darbecilere karşı duran şerefli askerlerine, genelkurmay başkanımıza teşekkür ediyorum.

Bundan böyle altımızda kimler var hangi birimde kim var inceleyeceğiz. Yargıda kim var inceleyeceğiz. Kapıya koyacağız cezaevi ise cezaevine koyacağız.

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-recep-tayyip-erdogan-yenikapi-mitinginde-konusuyor-40184640 (http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-recep-tayyip-erdogan-yenikapi-mitinginde-konusuyor-40184640)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 08 Ağustos 2016, 04:29:17
Miting muhteşem ama 5 milyon kişi katıldı denmesi çok komik.
Hava fotoğrafına baktım Google Earth ile miting e ayrılan dikdörtgeni çok kolay şekilde tespit edip ölçtüm tamı tamına 500 x 250 metre yani 125 000 metre kare. Demek ki her metrekareye 40 kişi vardı miting de.
Uzmanlar metre kareye en fazla 2 kişi aşırı yoğun olanlarda ise 4 kişi hesabı yaparlar. Benim görüşüm saatler önceden alanı dolduracaklarına göre bu kadar kalabalığın en fazla metre karede bir kişiye tahammül edebileceği yoksa facia yaşanır 4 saat boyunca insanlar metrekarede bir kaç kişi sıkışsa otobüs gibi düşünün.
Bence en fazla 150 bin filandır oradaki kalabalık ve bu çok etkileyici bir rakam aslında. İstanbul'un üçte biri miting alanında demek zekamız ile alay etmek biraz kusura bakmasınlar. Çok abartacak san 500 bin de 5 milyon neymiş yahu.
Üstelik hani imkan olsa 5 milyon kişi toplanabilse bile bence kaya dolgu büyük depremde sıvılaşması yani denizin dibine batması kaçınılmaz olan bir deniz dolgu alana ülkenin 15 de biri risk alıp toplanmaması gerek.
Akıl tutulması var bu ülkede ne denirse ona inanıyor insanlar sorgulama analiz etme beyin çalıştırma ret etme yok maalesef.

Şu alanda 5 milyon insan olabilir mi. Bir büyük stat da 30 bin insan oluyor

(http://img7.mynet.com.tr/hbr/2016/08/08/0100025448453.jpg)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 08 Ağustos 2016, 11:53:54
Yoğunluk nedeniyle alana giremeyenler de vardı. Daha büyük bir alan olsaydı kesinlikle ona da sığmazdı insanlar. Bu bütün dünyaya birlik ve beraberliğimizi göstermek açısından çok önemliydi. Biz, birilerinin çizdiği haritalara göre kolaylıkla birbirimize düşürülüp parçalanacak bir millet değiliz! Çok şükür bazıları bunu anlamış görünüyor. Büyük Ortadoğu Projesi birilerinin elinde patladı! Ancak bundan sonra ülkemize daha ciddi saldırıların yöneltilmesi olası!

(https://scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/13906955_1097432253626272_6107583626204327527_n.jpg?oh=dacc0d04d44fa7851f9321d3db52f679&oe=581AF993)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 08 Ağustos 2016, 11:55:49
Miting alanına giremeyenlerde sayılıyor ara caddeler ve sokaklarda insandan geçimiyordu birde geri dönenlerde vardı sayı muhtemelen gsm şirketleri ile ölçülmüştür
Başlık: FT: Ankara-Moskova yakınlaşması Batı'yı tedirgin ediyor
Gönderen: SKYWOLF - 08 Ağustos 2016, 13:08:31
FT: Ankara-Moskova yakınlaşması Batı'yı tedirgin ediyor

BBC Türkçe08 Ağustos 2016 - 08:58Son Güncelleme : 08 Ağustos 2016 - 10:09
FT: Ankara-Moskova yakınlaşması Batı'yı tedirgin ediyor

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57a8204967b0a93920b13db6.jpg)

Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimi ardından ilk yurtdışı ziyaretini Rusya'ya yapacak olmasına dikkat çekti ve Ankara-Moskova yakınlaşmasının Batı'yı tedirgin ettiğini belirtti.

FT: Ankara-Moskova yakınlaşması Batı'yı tedirgin ediyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın Rusya'ya giderek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşecek.

FT'ye konuşan düşünce kuruluşu Carnegie Moskova Merkezi'nden Alexey Malashenko, "Türkiye ve NATO'daki müttefikleri arasındaki gerilim Rusya için son derece faydalı" yorumunu yaptı

.FT, Türkiye'nin, Rusya'nın Ankara'ya darbe girişimi sonrası verdiği destekten memnun olduğunu yazdı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın geçen hafta Tass haber ajansına, "Rusya Federasyonu'nun bu konuda açık ve net tavır almasını takdirle karşılıyoruz" açıklamasını yaptığını belirtti.

Gazete, Türkiye'nin darbe girişimi ardından yetkililerden gelen açıklamalar nedeniyle ABD'yi eleştirdiğini, Fehullah Gülen'in iadesi konusunda da Washington'a tepki gösterdiğini hatırlatıyor.

'Türk yetkililer ABD'yle köprüleri atmayı amaçlamadıklarını söylüyor'

Gazeteye konuşan Moskova'daki bir Türk diplomat Türk-ABD ilişkileri konusunda şunları söylemiş:

"ABD'yle ilişkilerimiz son 50 yılın en kötü döneminde… Ve bu, Rusya'yı kesinlikle cazip bir seçenek haline getiriyor."

FT, Rus lider Putin'in NATO üyeleri arasındaki gerilimden memnun olduğunu yazıyor.

Gazete, Türk yetkililerin özelde, kamuoyu önündekinden farklı bir tonda konuştuğunu ve Rusya ile ilişkiyi geliştirirken ABD'yle köprüleri atmayı amaçlamadıklarını vurguladıklarını aktarıyor.

Türk ve Rus diplomatların, Türkiye'nin şimdi kamuoyunda, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a yönelik eleştirileri yumuşatacağını beklediğini yazıyor gazete.

Bunun karşılığında ise Türkiye'nin, Putin'in Suriyeli Kürtlere desteğini azaltmayı kabul edeceğini umacağını belirtiyor.

FT, bununla birlikte, bölgesel konulardaki ortak çıkarlara rağmen iki ülkedeki yetkililerin, liderlerin toplantısının sonuçları tahmin etmede ihtiyatlı olduklarını da belirtiyor.

Gazeteye konuşan Avrupalı bir diplomat ise Erdoğan'ın Avrupa'ya ihtiyacı olduğunu söylemiş ve eklemiş:

"Erdoğan Putin'e güvenemeyeceğini biliyor. Son üç yüzyılda kaç Türk-Rus savaşı yaşandı? Kaçını Türkler kazandı?"

http://www.hurriyet.com.tr/ft-ankara-moskova-yakinlasmasi-batiyi-tedirgin-ediyor-40185055 (http://www.hurriyet.com.tr/ft-ankara-moskova-yakinlasmasi-batiyi-tedirgin-ediyor-40185055)
Başlık: Kılıçdaroğlu: Erdoğan İdamın Olmayacağını Biliyor Ama Körükle Gidiyor
Gönderen: SKYWOLF - 09 Ağustos 2016, 08:37:55
Kılıçdaroğlu: Erdoğan İdamın Olmayacağını Biliyor Ama Körükle Gidiyor

CHP lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın idamla ilgili sözleri için, "Bunun olmayacağını biliyor, bilmesi gerekiyor. Bu konuda kamuoyunu sakinleştireceğine körükle gidiyor" dedi.

Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun gündemle ilgili görüşleri şöyle:

"OLMAYACAĞINI BİLİYOR"

"İnşallah dünkü (önceki gün) atmosfer devam eder, uzlaşma hâkim olur. Ancak sıkıntılı bir tablo var. Cumhurbaşkanı orada idam tartışmasına girdi. Bütün bu olup bitenden ders almamış gibi, 'Getirin imzalayayım, bitirelim' diyor. Olmayacağını biliyor, bilmesi gerekiyor. Bu konuda milleti sakinleştireceğine körükle gidiyor. Adalet Bakanı çıkıp açıklama yapmalı. 'Bugün idam çıksa bile hukukun evrensel kuralları gereği lehe olan kullanılır ve geriye yürütemezsiniz' demeli.

"12 MADDEYİ OKUSUNLAR"

Bu miting Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi ise ki öyle olduğunu söylüyorlar, orada kalıcı şeyler söylemek, yol haritası koymak gerekirdi. Türkiye bu noktaya tesadüfen gelmedi. İzlenen politikalar bizi buraya getirdi. 12 maddeyi bu nedenle sıraladım. Orada eğitim de var, medya özgürlüğü de... Özeleştiri çağrısı da var, camiye kışlaya siyaset karıştırmama çağrısı da... İktidar, Cumhurbaşkanı, Yenikapı'daki atmosferin devam edebilmesi için orada sıraladığım 12 maddeyi dikkatle okumalı ve gereğini yapmalı. Bu konuda atacakları her adımı destekleyeceğimi kendilerine anlattım. İktidar ve muhalefet birlikte hareket edersek üstesinden geleceğiz. Yargı alanında adım atabilir, anayasayı değiştirebiliriz.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Bundan sonra hiçbir cemaate devlet gibi hareket etme imkânı asla verilmeyecek' dedi. Bu sözlerden liyakatı esas alacakları, cemaat sızmalarını engelleyeceklerini anlıyoruz. Bu önemli bir açıklama. Önemsiyoruz. İnsanlar inançlarını yaşayabilir, cemaatlerle ilişkilerini sürdürebilir ancak bu devlete girme aracı olamaz. İnsanlar, donanımlarıyla, yetenekleriyle, emekleriyle hak ederek yani liyakatle devlette görev almalı. Cemaat, tarikat hiyerarşisi devletteki hiyerarşinin üzerinde tutulamaz.

"AKP'Lİ VATANDAŞ DÜŞÜNSÜN"

Yoğunluğu, çoğunluğu AKP'li bir kalabalığa seslenme şansı buldum. Bütün bunları sıraladım ki o vatandaşlar da düşünsün, sorgulasın. Mesela medya özgürlüğü meselesi... Düşünsünler... Medya olmasaydı, tankların nerede olduğunu, nereye gitmeleri gerektiğini nereden öğreneceklerdi? Düşünsünler... Cumhurbaşkanı bile ancak özgür medya sayesinde halkla buluşabildi, çağrısını yapabildi.

"OHAL, OHAL'DE KALMALI"

Normalde OHAL kararları sadece OHAL döneminde geçerli olmalıdır. Ancak çıkan KHK'larda (Kanun Hükmünde Kararname) bu yönde bir madde yok. Askerlerle ilgili düzenlemelerin hepsi kalıcı. Bunun anayasaya aykırı olduğunu Sayın Başbakan'a söyledim. İki adet Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu anlattım. Hatta bir not gönderdim. Bu yanlışın düzeltilmesi gerekir. Hele hele TSK ile ilgili düzenlemeler çok önemli. Salt siyasilerle olmaz. Uzmanlarla bir araya gelmeli, ordunun yapısı, emir komuta zinciri, yapılan düzenlemelerin gerekçeleri iyi tahlil edilmeli.

"MEDYADAN İSİM SEÇMEMELİ"

Cumhurbaşkanı'nı medya konusundaki tavrı nedeniyle uyardım. Medya kuruluşlarına ayrım uygulamamalı. Medya kuruluşlarından gazeteci seçmemeli. Siz gazeteden temsil etmesi için isim istersiniz, gazete karar verir gönderir. Siz seçerseniz, medya kuruluşlarının iç işlerine müdahale etmiş olursunuz. Gazetelerin, medya kuruluşların genel kuralları, gelenekleri vardır.

"KONUŞMAYI KENDİSİ İSTEMİŞ"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın konuşacağını önceden bilmediklerini belirterek, "Alanda otururken, Başbakan bana doğru eğildi ve ' Hulusi Akar da konuşmak istiyor, ne dersiniz' diye sordu. Ben de bizim için sakıncası olmadığını söyledim" dedi.

"SÖYLESELER KALIRDIK"

Kılıçdaroğlu, "Miting sonundaki toplu fotoğrafa neden katılmadınız" sorusuna da "Önceden öyle bir şey yapacaklarını söyleseler kalırdık. Ancak sayın Bahçeli ayrıldı, biz de 21.40 uçağına binmek için ayaklandık. Biz alandan ayrılırken anons ettiler" yanıtını verdi.

KHK ORDUYU SİYASETE AÇIK HALE GETİRDİ

Türkiye'nin bölgesinde güçlü olmak için güçlü bir orduya ihtiyacı var. Son kararı elbette siyasiler verecek ama orduyu zayıflatacak düzenlemelerden kaçınmak gerekir. Son KHK, orduyu siyasete daha açık hale getirdi. Siyasi müdahalenin etkinlik alanını genişletti. Orduya siyasetin girmesini Atatürk engellemişti. Subaylara 'Ya siyaset yapın ya asker olun' demişti. Şimdi üç ayrı yerden emir alan asker hangisini yapacak. Hepsini yapmak zorunda, biri 'otur' diyecek, biri 'kalk'...

"DARBEYİ SİVİL DENETİM ÖNLER"

"Bir şey daha var önemli: Ordunun sivil denetime tabi olması. Elinde silah varsa, darbeyi kafasına koymuşsa, kime bağlı olduğuna bakmaz, darbeye kalkışır. Bunun önüne sivil denetimle geçilir. Parlamento, TSK'nın denetiminde daha etkili hale gelmeli."

http://www.sondakika.com/haber/haber-kilicdaroglu-erdogan-yangina-korukle-gidiyor-8684105/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-kilicdaroglu-erdogan-yangina-korukle-gidiyor-8684105/)
Başlık: Kara Pilot Üsteğmen Serkan Çoban Kanlı Darbe Gecesini Anlattı
Gönderen: SKYWOLF - 10 Ağustos 2016, 08:47:45
Kara Pilot Üsteğmen Serkan Çoban Kanlı Darbe Gecesini Anlattı

Darbe girişiminde otele saldırı için kalkacak helikopteri havalandırmayı reddeden Kara Pilot Üstteğmen Serkan Çoban, Helikopterin motorlarını kapatıp havada düşürmeyi göze aldığını söyledi.

(http://img.sondakika.com/haber/354/kara-pilot-ustegmen-serkan-coban-kanli-darbe-8686354_6943_m.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğla'nın Marmaris ilçesinde konakladığı otele saldırı için kalkacak helikopteri havalandırmayı reddeden Kara Pilot Üsteğmen Serkan Çoban, silah zoruyla kalkış yapmaları durumunda havadayken helikopterin motorlarını kapatarak içindeki herkesi öldürmeyi göze aldığını söyledi.

"HELİKOPTERİN MOTORLARINI DURDURDU"

Darbe girişimi gecesi "terör örgütü elebaşılarından birine yönelik operasyon" için hazırlık talimatı alan ve yapılanların kanunsuz bir darbe girişimi olduğunu anlayarak içinde bulunduğu helikopterin motorlarını durduran Çoban, o gece yaşananları anlattı.

'HELİKOPTER BAŞI' YAPMA EMRİ ALDI

Helikopterin 2'nci pilotu olan Üsteğmen Çoban, 15 Temmuz'da akşam başlayacak mesaisinden önce kendisinin telefonla aranarak gece gerçekleştirilecek "VIP uçuşu" nedeniyle erkenden "helikopter başı" yapması yönünde emir verildiğini belirtti.

Talimat üzerine mesaiye erken geldiğini, uçuş öncesi bilgi almaya çalıştıklarını ancak herhangi bir cevap alamadıklarını aktaran Çoban, daha sonra kendilerine saat 22.00'ye kadar evlerinde istirahat etmeleri yönünde ikinci bir emir verildiğini kaydetti.


Uçuş saatinden önce yeniden birliğe döndüğünü ve Albay Murat Dağlı'nın "helikopter başı" yapmaları yönündeki talimatı üzerine uçuş öncesi gerekli kontrolleri yaptıklarını ifade eden Çoban, daha sonraki aşamaları şöyle anlattı:

VIP PERSONEL İÇİN OTURACAK YER YOK

"Albay Murat Dağlı gayet sakin bir şekilde ortak frekansı, kendisini takip etmemiz ve DT 900'ü (takip cihazı) kapatmamız yönünde emir verdi, birinci pilotumuz Yüzbaşı Hakan Yarki de öyle emir verdi, ben o an ters bir şey görmediğim için sorgulamadım. Alaydaki en yetkili kişi ve hava aracı komutanı emir veriyor şüphe duyacak bir şey yoktu. Hakan Yüzbaşı alay komutanına 'komutanım helikopterimizde malzemeler var VIP personel için oturacak yer yok' dedi. Daha sonra alay komutanı gayet sakin bir şekilde 'helikopterden malzemeleri indirin' şeklinde emir verdi."

Çoban, daha sonra 3 helikopterin lider Albay Dağlı'yı takip ederek, belli bir frekans üzerinden haberleşme şeklinde Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne indiğini aktardı.

O ANA KADAR ŞÜPHELENMEDİ

Albay Dağlı'nın, Kara Pilot Yarbay Bahattin Akgül'e Ege Ordu'ya uçmaları yönünde emir verdiğini, onların helikopterinde arıza oluşması nedeniyle görevin kendilerine iletildiğini ifade eden Çoban, o ana kadar kendisinin sürekli helikopterde olması nedeniyle hiçbir konuşmayı duymadığını ve şüphelenmediğini belirtti.

"SİLAHLI TİMLERİ GÖRÜNCE ŞÜPHELENDİM"

Çoban, Ege Ordu'ya iniş yaptıkları sırada kendileriyle telsiz bağlantısı kurmayan bir helikopterin kalkış yaptığını, oradaki personelin "burada alınacak kimse yok" demesi üzerine yeniden Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne döndüklerini söyledi.

Bu esnada telefonunda "TRT'de bildiri okunuyor" diye bir bildirim gördüğünü ama uçuş güvenliği nedeniyle ayrıntılara bakma şansının olmadığını dile getiren Çoban, "Çiğli'ye indikten sonra silahlı timleri gördüm, olağan dışı bir askeri hareketlilik var çünkü bu bir VIP uçuşu olsa bunların olmaması lazım, o an şüphelenmeye başladım. TRT'de de bildiri okunuyor diye mesaj görmüştüm, o sırada cep telefonumu açtım baktım, tamam dedim bunlar kanunsuz bir şeyler yapacaklar, benim bunlara engel olmam lazım dedim ve uçmama kararı aldım ama o an kimseye güvenemiyorsunuz, kimin ne olduğunu bilemiyorsunuz." şeklinde konuştu.

"1'İNCİ PİLOTA SÖYLEMEDEN MOTORLARI SUSTURDUM"

Serkan Çoban, Albay Murat Dağlı'nın 1'inci pilotları brifing için yanına çağırdığını, kendisinin helikopter başında kalmayı sürdürdüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

"Birinci pilotumuz geldiğinde ' Marmaris'e gidecek 3 tane silahlı helikopteri biz de boş olarak takip edeceğiz' dedi. O an ne yapmam gerektiğini düşündüm, yapabileceğim tek şey helikopter çalıştıktan sonra helikopterin motorlarını alarak bir gecikme sağlamaktı başka da bir şey yoktu. Ben bunu canım pahasına yaptım, orada can güvenliğim yoktu ama ben bunu onlara söylesem belki de beni vurup başkasını yerime koyup helikopterin uçuşunu sağlayacaklardı. Ben bunu göze alarak helikopterler pistte tertiplenirken 1'inci pilota söylemeden motorları susturdum. Motor susturduğunuzda da yeniden çalıştırmak için minimum 15 dakika geçmesi lazım. Daha sonra 1'inci pilotum 'ne yapıyorsun' diye sordu, ben uçmuyorum dedim. 'Yazılı emir var uçmayacak mısın' diye yeniden sordu ben 'evet uçmayacağım' dedim. Daha sonra teknisyene de bunu teyit ettirdi."

Kendisinin daha sonra kaskını çıkararak helikopterden indiğini ve birliğinde güvendiği kişilerle telefonla iletişime geçtiğini belirten Çoban, 1'inci pilot Hakan Yarki'nin durumu Albay Dağlı'ya aktardığını ve kendisinin yerine Yarbay Bahattin Akgül'ün uçması talimatını verdiğini anlattı.

"HELİKOPTERİN MOTORLARINI HAVADA KAPATIP DÜŞÜRMEYİ GÖZE ALMIŞTIM"

Çoban, Yarbay Akgül'ün de uçmayı reddetmesi üzerine helikopterdeki arkadaşlarına darbe girişiminden bahsederek, hainlerle birlikte hareket etmemeleri konusunda uyardığını söyledi.

Arkadaşlarının da durumu fark etmesi üzerine onların da bu girişime karşı olduklarını anlatan Çoban, helikopterle yeniden üslerine döndüklerini belirtti.

Gaziemir'e döndükten sonra Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğunu öğrendiğini ifade eden Çoban, burada da gerekli yerlere o bölgeye gitmek için hareketlenen helikopterlerle ilgili bilgiler verdiğini aktardı.

ÇOBAN, ŞUNLARI SÖYLEDİ:

"Bu hainlere engel olarak, onları geciktirerek hayırlı bir şeylere vesile olduğumuzu öğrenince çok mutlu oldum. Eğer helikopterimde silahlı tim olsaydı ben yine o helikopterin motorlarını havada kapatırdım ve düşerdim, herkesi öldürürdüm çünkü o helikoptere bindiğimde gözüm hiçbir şey görmüyordu, şehit de olabilirdim bugün burada da olmayabilirdim, beni orada vurabilirlerdi ben bunları göze aldım çünkü ben vatan haini değilim. Ben 14 yaşından beri üniforma giyiyorum, benim giydiğim uçuş tulumunun her bir ipliğinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Beni 14 yaşından beri bu devlet büyüttü, bu devlete silah sıkanlarla, başkaldıranlarla, bu millete ateş edenlerle aynı ortama girmem, onlara engel olmaya çalışırım."

Tutuklu oldukları dönem içerisinde TSK'dan ihraç edilen personel listesinde kendilerinin de bulunduğunu, olayların aydınlanmasından sonra serbest kaldıklarını belirten Çoban, devlete ve hukuk sistemine güvendiğini, kendileriyle ilgili bir düzenleme yapılacağına inandığını sözlerine ekledi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-helikopteri-motorlarini-havada-kapatip-dusurmeyi-8686354/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-helikopteri-motorlarini-havada-kapatip-dusurmeyi-8686354/)
Başlık: Darbeci Pilot: O Gece Jandarmaya Top Atışı Yaptık
Gönderen: SKYWOLF - 10 Ağustos 2016, 08:49:53
Darbeci Pilot: O Gece Jandarmaya Top Atışı Yaptık

TSK'dan ihraç edilen Yarbay İlker Ateş, darbe gecesi Genelkurmay üzerinde 45 dakika dairesel uçuşlar yaptıklarını ve Jandarma'ya top atışı yaptıklarını söyledi.

[img][http://img.sondakika.com/haber/014/darbeci-pilot-o-gece-jandarmaya-top-atisi-yaptik-8687014_x_9699_o.jpg/img]

FETÖ'cü kalkışmanın yaşandığı gece Ankara'yı bombalayan helikopterlerden birinde görev alan darbeci pilot Yarbay İlkay Ateş'in ifadesi ortaya çıktı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen ve TSK'dan ihraç edilen Ateş, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek, önemli itiraflarda bulundu.

Ankara Sulh Ceza Hâkimi İsmail Yücesoy tarafından sorgulanan Ateş, şunları söyledi:

İZİNDEYKEN ARADI

Ramazan Bayramı'nda nöbetim ve görevim olmadığı için memleketime gittim. 9 Temmuz'da beni arayan Taarruz Helikopter Tabur Komutanı Yarbay Özcan Karacan bir sonraki hafta Ankara'da olup olmadığımı sordu. 11 Temmuz'da mesaiye başladım. Karacan, çok önemli bir faaliyet icra edileceğini söyledi. Bu faaliyette uçup uçmayacağımı sordu. 'Sınır ötesi mi?' diye sormam üzerine, 'Onun gibi bir şey' dedi. Daha sonra ise bu faaliyetin büyük ihtimal Ankara'da olacağını ama detayların daha sonra geleceğini söyledi.

'DARBE' DEMEDİLER

Darbe girişiminden 2 gün önce Yenimahalle Anadolu Bulvarı'na yakın bir evde toplantı yaptık. Yarbay Özcan Karacan, Yüzbaşı Taha Fatih Çelik ve Yarbay Erdal Başlar'la birlikte bir odaya girdik. 4 kişi beraber namaz kıldık. Daha sonra Ramazan isminde birisi geldi. Bu kişiyi tanımıyorum, Ramazan gerçek ismi mi emin değilim. Konuşmalarından Genelkurmay'da çalıştığı izlenimine kapıldım. Bize, 'Genelkurmay Başkanı'mızın emirleriyle komutanlarınızın size vereceği emirlere itaat edin' dedi. Kesinlikle orada 'darbe' diye bir şey geçmedi, 'faaliyet' diye bahsedildi. Bu faaliyetin Genelkurmay Başkanı'nın emriyle yapıldığı ve bütün Silahlı Kuvvetler'in bu işe katıldığı söylendi.

O HAFTA 3 KEZ ÖZEL TOPLANTI

Erdal Başlar, 'Amerikalılar ve diğer partiler bu işe ne diyor?' diye sordu. Ramazan isimli kişi de 'Bunları ( Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet) pek kimse sevmiyor, o yüzden sıkıntı yok' gibi bir cevap verdi. 15 Temmuz günü Karacan, faaliyetin 03.00'te olacağını, bizim akşam saat 22.00 sularında mesaide olmamızı söyledi. Konuyla ilgili de Çankaya Köşkü, MİT, TÜRKSAT, TİB, Dikmen Vadisi'nin haritadan konumlarına bakmamızı söyledi.

TALİMATLARI KARACAN VERDİ

Saat 22.00 sularında mesaiye gittim, odamda tulumlarımı giydim, kaskımı, gözlüğümü aldım. Odadan çıktıktan sonra uçuş hattına gittiğimde, Tuğgeneral Ünsal Coşkun, 'Biraz acele edin çalıştırın helikopterleri' dedi. Ali Ercan Yüzbaşı ile Cebrail Sert Yüzbaşı uçtular. Biz de Süper Kobra'yı aldık ve Taha Fatih Yüzbaşı ile birlikte havalandık. Faaliyet boyunca bütün talimatları Özcan Karacan'dan aldık. İlk söylediği 'Genelkurmay'ın üzerine gidin ve alçak uçuş yapın' şeklindeydi. MİT'e ve Çankaya Köşkü'ne gidenler oldu.

45 DAKİKALİK UÇUŞ

Genelkurmay'ın üzerinde alçak uçuşta daire çizmeye başladık. Karacan, 'Polisleri vurun' şeklinde anons yaptı. Ben önce olayı idrak edemedim, yani biraz tereddüt yaşadım. Atış yapmamak için 'Silah sistemleri arızalı atamıyoruz' dedim. Bu arada telsizden MİT'in girişindeki beton bariyerlerin vurulması görevinin verildiğini duydum. 45 dakika bu şekilde uçuş yaptıktan sonra geri döndük ve bize helikopteri değiştirmemizi söylediler.

JANDARMAYA TOP ATIŞI

Farklı bir helikoptere geçtik. Bu sefer ben arka koltuğa geçtim, Taha Yüzbaşı ön tarafta uçmak istedi. Bizi Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiler. Binanın Beşevler'e yakın olan ve boş bir alan gibi gözüken kısma 20-30 tane 20 milimetrelik top attı Taha Yüzbaşı. Daha sonra da TRT'ye geçtik ve Karacan TRT'nin önünden geçen yoldaki TOMA'nın vurulması talimatını verdi. Taha Yüzbaşı, TRT binasının biraz uzak kıyısına atış yaptı, TOMA ve vatandaşlara atış yapmadı. Sabah evime gittim ve olanları aileme anlattım. Ailemi aldım memleketim Samsun'a götürdüm. Ankara'ya geldikten sonra birliğime giderek teslim oldum.

(Kaynak: Habertürk)
http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-pilot-o-gece-jandarmaya-top-atisi-yaptik-8687014/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-darbeci-pilot-o-gece-jandarmaya-top-atisi-yaptik-8687014/)
Başlık: Hava Kuvvetleri, 15 Temmuz Gecesi Yaşananları Rapor Haline Getirdi
Gönderen: SKYWOLF - 10 Ağustos 2016, 08:52:41
Hava Kuvvetleri, 15 Temmuz Gecesi Yaşananları Rapor Haline Getirdi

Hava Kuvvetleri Komutanlığı darbe gecesi yaşananları rapor haline getirdi. Gece boyunca Org. Abidin Ünal cuntacıların kullandığı uçaklara telsizden, "Yaptığınız iş kanunsuz, hemen inişe geçin. Yoksa vururuz" diye seslendi.

Hava Kuvvetleri, 15 Temmuz gecesi yaşananları rapor haline getirdi. Gece boyunca Org. Abidin Ünal cuntacıların kullandığı uçaklara telsizden, "Yaptığınız iş kanunsuz, hemen inişe geçin. Yoksa vururuz" diye seslendi. Başbakan'ın talimatı sonrası 4 ilden jetler, cuntacıları vurmak için havalandı. Angajman uygulamadan cuntacılar geri döndü.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı darbe gecesi yaşananları rapor haline getirdi. Org. Abidin Ünal'ın emriyle birlikte saat 22.43'ten itibaren gece boyunca da darbeci hava unsurlarının duyacağı şekilde telsizle "yaptığınız iş kanunsuz, hemen inişe geçin. Yoksa vururuz" yayınları yapıldı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, uçakların izinsiz uçuşlarını engellemek için ve indirilmesi talimatını almak için Başbakan Binali Yıldırım'a ulaşmaya çalıştı. Ancak Başbakan'a ulaşılamadı.

48 UÇAK, 104 SORTİ

Saat 04.40'da Başbakan tarafından verilen "Dost ve Kaçırılmış Uçakların Düşürülme Yetkisi"nin ardından 04.53'te Erzurum'dan, saat 05.02'de Diyarbakır'dan, saat 05.43'te Dalaman'dan, saat 06.49'da ise Balıkesir'den jetler bomba yüklü havalandı. Rapora göre darbecilerin kontrolünde havalanan son uçak saat 08.00'de yere indirildi. 16 Temmuz'da gün boyu silah yüklü 48 F-16 uçağı 104 sorti devriye uçuşu gerçekleştirdi.

22.43'TE İNİN TALİMATI

Rapora göre olaylar şöyle gelişti: Org. Abidin Ünal'ın emriyle, radarlar vasıtasıyla havadaki tüm uçakların duyabileceği şekilde, "darbecilerin yaptıklarının kanunsuz olduğu ve hemen inişe geçmeleri" yönünde telsiz yayınları yapıldı. Bu yayınların saat 22.43 itibariyle başladığı öğrenildi. Yine Akıncı Üssü Savaş Harekat Merkezi'nden de eylemi sonlandırmaları yönünde devamlı olarak sesli yayın yapıldı. Birlikler ile telefon trafiği sürerken, Başbakan Binali Yıldırım'a ulaşmak amacıyla cep telefonu çaldırıldı ancak başarılı olunamadı. Tüm çabaların ardından gece yarısından sonra Moda'da Komutan dahil tüm generaller derdest edildi. Org. Ünal, Ankara Akıncı'ya uçakla saat 02.00 civarında getirildi ve gün boyu da burada kapalı, silahlı muhafızlı ve kilitli bir ortamda tutuldu.

BAŞBAKAN 'VURUN' DEDİ

Ankara'daki Hava Harekat Merkezi saat 04.00'te devre dışı bırakılırken, eş zamanlı olarak Eskişehir'deki Harekat Merkezi kontrolü tamamen ele aldı. Saat 04.40'da Başbakan tarafından verilen "Dost ve Kaçırılmış Uçakların Düşürülme Yetkisi" akabinde, doğru ellerde olduğu teyit edilen ve içerisinde silah da barındıran hava savunma yüklü uçaklar sırasıyla saat 04.53'te Erzurum'dan, saat 05.02'de Diyarbakır'dan, saat 05.43'te Dalaman'dan, saat 06.49'da ise Balıkesir'den havalandı.

TÜM UÇUŞLAR ENGELLENDİ

Bu uçakları gören darbecilerin elindeki uçaklar, "indirmeye zorlama" olarak bilinen angajmandan dahi kaçınarak apar topar inişe geçtiler. Tanker uçağı da yakıt boşaltarak inişe gitti. Darbecilerin kontrolünde kalkan en son uçak da saat 08.00'de indirildi. Ardından da Akıncı üzerinde hava taarruzu ile baskıya devam edilerek helikopterler dahil tüm uçuşlar engellendi.

HEPİNİZ YARGILANACAKSINIZ

Org. Abidin Ünal, düğünde bulunan generallerin tümünden derhal birliklerine ulaşarak varsa kalkışların engellenmesini, "Üssünden uçak kalkan üs komutanları Divan-ı Harpliktir!" talimatıyla istedi. Düğünde bulunmayan 4'ncü Ana Jet Üssü Komutanı'nı telefonla arayarak, uçakların derhal indirilmesi talimatını veren Org. Ünal'a, "Mecburum, Siz de ben de hayati tehlike içindeyiz" yanıtını veren komutan telefonu kapattı. Bu sırada düğünde bulunan üs komutanlarından sadece Diyarbakır 8'nci Ana Jet Üs Komutanı kalkış hazırlığında 6 uçak olduğunu, engellenmesi talimatı verdiğini söyledi. Bu durum raporda, "Engellenmesi talimatına rağmen engelleyememiş/ engellememiştir" ifadeleriyle yer buldu. Org. Ünal'ın darbecilerden kurtulduktan sonra ilk işi FETÖ subaylarını savcılığa sevk etmek oldu. Raporda, "Ülkemizin korunması adına devlet içine yuvalanmış ihanet odaklarının temizlenme fırsatını vermiştir" değerlendirmesi yapıldı.

http://www.sondakika.com/haber/haber-hava-kuvvetleri-15-temmuz-gecesi-yasananlari-8684437/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-hava-kuvvetleri-15-temmuz-gecesi-yasananlari-8684437/)
Başlık: Şehit sözlüsünün hayallerini o gerçekleştirecek
Gönderen: SKYWOLF - 10 Ağustos 2016, 13:17:55
Şehit sözlüsünün hayallerini o gerçekleştirecek

AA10 Ağustos 2016 - 13:08Son Güncelleme : 10 Ağustos 2016 - 13:11
Şehit sözlüsünün hayallerini o gerçekleştirecek

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57aafdda67b0a93298cf26d8.jpg)

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında şehit olan Özel Harekat Polisi Hakan Yorulmaz ile bir ay sonra evlenmeye hazırlanan sözlüsü Gülhan Aygün, "Yarım bıraktığı ne varsa ben tamamlayacağım. Babasına küçük bir ev almak istiyordu, onun bu dileğini yerine getirmek istiyorum. Hayali komiser olmaktı. Ben de geçtiğimiz hafta komiserlik sınavı için başvurdum." dedi.

6 yıldır Özel Harekat polisliği yapan Hakan Yorulmaz, Siirt'teki görevinin ardından iki yıl önce Ankara Gölbaşı Özel Harekat Merkezine tayin olmuştu. Komiserlik hayali kuran Yorulmaz, 28. yaşına bastığı gün, darbecilerin Gölbaşı Özel Harekat Merkezine düzenlediği bombalı saldırıda şehit düştü. Sözlü olan Yorulmaz, bir ay sonra dünya evine girmeyi planlıyordu.

O GÜN DOĞUM GÜNÜYDÜ...

Yorulmaz'ın ardından bütün hayalleri yıkılan sözlüsü Gülhan Aygün, 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. 15 Temmuz'un aynı zamanda şehit Yorulmaz'ın 28. yaş günü olduğunu belirten Aygün, o gün sözlüsü için bir doğum günü pastası hazırladığını, kaldığı evi süsleyip, bir de mektup yazarak evden çıktığını ifade etti.

Sözlüsünün akşam bu sürprizi gördüğünde çok mutlu olduğunu ve "Sen gelmeden pastamı yemeyeceğim" dediğini aktaran Aygün, bu konuşmanın hemen ardından Yorulmaz'ın çağrıldığını dile getirdi.

"BANA BİR ŞEY OLURSA EVLENİR MİSİN"

Aygün, sözlüsü Hakan'ın şehit olmadan önce sanki bunu hissetmiş gibi konuştuğunu anlatarak, "15 Temmuz günü 10 kere aradı beni. 'Sakın yüzüğünü parmağından çıkarma' dedi. Bir gün önce konuştuğumuzda da 'Bana bir şey olursa evlenir misin?' diye sordu ve 'Sakın evlenme' dedi. İki gün öncesinde de 'Ben şehit olursam, sen ne yapacaksın?' gibi sorular soruyordu." diye konuştu.

"BÜTÜN HAYALLERİMİZİ ELİMİZDEN ALDILAR"

O gece Yorulmaz ile saldırının hemen öncesine kadar mesajlaştığını belirten Aygün, sözlüsünün kendisine "Bundan sonra kavga gürültü yok. Her şey çok güzel olacak." dediğini aktardı.

İlk patlamadan sonra sözlüsünü aradığını ve "Geri dön" dediğini ifade eden Aygün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bana 'binayı tarıyorlar, patlama falan yok' demişti. Bu konuşmanın hemen sonrasında yaşanan ikinci patlamada şehit olmuş. Müdürü onu koruyabilmek için üzerine kapaklanmış. Bu nedenle de vücut bütünlüğü bozulmamıştı.

"SAAT 03:30'DA BİR MESAJ GELDİ"

Hakan saat 23.30'da en son benimle konuştu. Saat 24.00'te mesaj attım ama cevap alamadım. Saat 03.30'da ise ondan bir mesaj geldi. Mesajda 'Seni daha sonra arasam olur mu?' yazıyordu. Hakan bana böyle bir şey yazmazdı, en azından bir 'canım' derdi diye düşündüm. Ama yine de içim ferahladı. Hakan'ın annesini arayarak 'merak etmeyin' diye haber verdim. Saat 06:30'da tekrar 'yoldayım' yazan bir mesaj geldi. Sevindim.
Oysa ki telefonun bir özelliğiymiş, ileri tarihli otomatik mesaj yolluyormuş. Sabah oldu ama haber alamadık.

"ÖLDÜĞÜNE İNANAMADIM"

Gölbaşı morgunda cenazesini bulduk. Öldüğüne inanamadığım için gözlerimle görmek istedim. Yüzünü açtılar, baktım. Uyuyor gibiydi ve nasıl olduğunu anlamadım ama çok güzel kokuyordu."

Aygün, darbe girişiminin yaşandığı tarihten bir hafta sonra sözlüsünün kız kardeşinin düğünü olacağını ve bir ay sonda da kendi düğünlerini gerçekleştirmeyi planladıklarını belirterek, yıkılan hayallerini "FETÖ'nün Allah belasını versin. Bütün hayallerimizi elimizden aldılar. Ne benim düğünüm, ne de kardeşinin düğünü olabilecek. Her şey yarım kaldı. Annesinin her şeyiydi Hakan. Şu an perişan durumda." sözleri ile dile getirdi.

Sözlüsünün, kız kardeşini işe yerleştirmeyi çok arzu ettiğini anlatan Aygün, devletin şehit yakınlarına iş imkanı sağlanması dolayısıyla bu isteğinin gerçekleşeceğini söyledi.

"FETÖ'CÜLER ONU HAYATTAN BIKTIRMIŞTI"

Sözlüsünün daha önce Emniyet içerisinde bulunan FETÖ'cüler nedeniyle komiser olmasının engellendiğini belirten Aygün, "Hakan'ın o kadar çok hakkını yediler ki. Bir araya geldiğimizde üç saatlik konuşmamızın iki saati buydu. FETÖ'cüler yüzünden meslek hayatı boyunca başı dertten kurtulmadı. Kendi içlerine çekmeyi beceremeyince sürekli iftira atmaya çalıştılar. FETÖ'cüler onu hayattan bıktırmıştı. Tek tesellimiz şehit olması. Mutlu olmadan gitti, hep eksikti, buruktu. Evlenince her şeyin düzeleceğini düşünmüştük." diye konuştu.

Aygün, "Hakan daha önce mesajlaştığımızda 'Bana bir şey olursa üzülür müsün?' diye sormuştu. Ölüyorum resmen, çok zor bir şey. Bütün hayallerim gitti. Bu darbe girişimini yapanların idam edilmesini istiyorum. Acıdan nefes alamıyoruz artık. Her şeyimiz bitti, gitti." dedi.

"YARIM BIRAKTIĞI NE VARSA BEN TAMAMLAYACAĞIM"

Üniversitede siyasal bilgiler ve sinema-televizyon bölümlerini bitirdiğini aktaran Aygün, tüm kariyer planlarını bir kenara bırakarak sözlüsünün tüm hayallerini gerçekleştirmeye karar verdiğini söyledi.

Bu nedenle geçtiğimiz hafta komiserlik için başvuruda bulunduğunu ifade eden Aygün, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O ne istiyorsa onu yapmak istiyorum. Yarım bıraktığı ne varsa ben tamamlayacağım. Babasına küçük bir ev almak istiyordu, onun bu dileğini ben yerine getirmek istiyorum. Hayali komiser olmaktı. Ben de geçtiğimiz hafta komiserlik sınavı için başvurdum. Sınavı kazanırsam komiser yardımcısı olarak başlayacağım ondan sonra da özel harekata geçerek onun yarım bıraktığını tamamlamak istiyorum. Hiçbir maddi talebim yok. Onun isteklerini yerine getirmek istiyorum. Komiser olup, FETÖ'nün temizlenmesine yardımcı olmak istiyorum. Bunu Hakan çok istiyordu. Ben de bunu devam ettirmek istiyorum. Onun yapamadığı çok şey vardı. Allah nasip ederse ben yapmak istiyorum."

Aygün, kendi ailesinin de bu kararını desteklediğini, hatta annesinin sınav ücretini bizzat yatırdığını belirtti.

http://www.hurriyet.com.tr/sehit-sozlusunun-hayallerini-o-gerceklestirecek-40187983 (http://www.hurriyet.com.tr/sehit-sozlusunun-hayallerini-o-gerceklestirecek-40187983)
Başlık: TSK'ya 265 Pilot Alınacak! FETÖ Mağdurları Geri Dönüyor
Gönderen: SKYWOLF - 12 Ağustos 2016, 08:32:05
TSK'ya 265 Pilot Alınacak! FETÖ Mağdurları Geri Dönüyor

OHAL kapsamında çıkartılacak 4. KHK ile F-16 pilotu dahil 265 pilot alınması planlanıyor. FETÖ nedeniyle ordudan ayrılmak zorunda kalan pilotlar da geri dönebilecek.

(http://img.sondakika.com/haber/121/tsk-ya-265-pilot-8693121_x_5683_o.jpg)

15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin ardından peşpeşe çıkarılan 3 KHK'ya (Kanun Hükmünde Kararname) bir yenisi daha eklenecek. Acil durumlar için yeterli pilot olmasına karşın 'güçlü hava kuvvetleri' için yeni pilot alımları yapılacak.

TSK'YA GERİ DÖNECEKLER

Buna yönelik olarak OHAL kapsamında çıkartılacak 4. KHK "pilot alımlarına" ilişkin olacak. GATA'daki FETÖ yapılanması dolayısıyla hakkında "uçuşa elverişli değildir" raporu yazılan pilotlar KHK'da yer alacak kriterleri taşımaları, güvenlik soruşturmalarından geçmeleri halinde TSK bünyesine geri dönebilecek.

SİVİL HAVACILIĞA GEÇENLERE ÇAĞRI

TSK'dan ayrılarak sivil havacılığa geçen pilotlara da çağrı yapılacak. Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nden mezunları da başvuru yapabilecek. F-16 pilotu dahil 265 pilot alınması planlanacak.

ARA SINIFTAN ÖĞRENCİ ALINACAK

Edinilen bilgiye göre; darbe girişiminin ardından oluşan pilot açığının giderilmesi amacıyla Hava Harp Okulu'na ara sınıflardan öğrenci alınması gündeme gelecek. Okula öğrenci alımı yalnızca "pilotlukla" sınırlı olacak.

Bunun dışında okula öğrenci alımı yapılmayacak. Helikopter pilotları konusunda sorun olmaması, acil durumlar için yeterli pilot olması nedeniyle hükümet, uçak pilotu alanındaki açığın giderilmesi amacıyla adımlar atacak.

KHK EN KISA SÜREDE ÇIKARTILACAK

Pilot sayısının artırılmasına yönelik olarak öncelikle FETÖ'nün düzenlediği sağlık raporları ve yıldırma yöntemleriyle ordudan ayrılmak zorunda kalan pilotların TSK'ya dönmesi hedeflenecek. Başka sınıflara ayrılanlar ile Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nden mezun olanlar arasından da pilot alımı yapılacak.

Bunu sağlayacak olan KHK en kısa zamanda çıkartılacak. Pilot alımına ilişkin yayınlanacak ilandaki kriterleri taşıyanlar sınava alınacak.

300'E KADAR ARTABİLECEK

Sağlık şartları ve yaş sınırı gibi kriterleri tutanlar başvuru yapabilecek. Başvuru yapanlar sıkı bir güvenlik soruşturmasından geçirilecek. Üniversitelerin uçuş bölümlerinden mezun olanlar, sınavı kazanmaları halinde hızlı bir eğitimden geçirilecek. Acil durumlar için yeterli pilot olmasına karşın 'güçlü hava kuvvetleri' için yeni pilot alımları yapılacak. Darbe girişiminin ardından 265 pilot ordudan ayrılmıştı. Alınacak pilot sayısı 300'e kadar yükselebilecek.(Kaynak: Milliyet)

http://www.sondakika.com/haber/haber-tsk-ya-265-pilot-8693121/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-tsk-ya-265-pilot-8693121/)
Başlık: Savcıdan 2 Gün Önce Darbe Uyarısı!
Gönderen: SKYWOLF - 12 Ağustos 2016, 08:33:07
Savcıdan 2 Gün Önce Darbe Uyarısı!

15 Temmuz darbe girişiminden 2 gün önce mahkemeye sunulan cemaat ana iddianamesinde, Savcı Serdar Coşkun'un yaptığı darbe uyarısı dikkat çekti.

15 Temmuz'dan 2 gün önce mahkemeye sunulan cemaat ana iddianamesinde, " Cemaat imamları, gizli emellerini gerçekleştirmek yani devleti tamamen ele geçirerek, istedikleri siyasal sistemi kurabilmek için faaliyete geçerek darbe senaryosunu ortaya koymuşlardır" değerlendirilmesinin yer aldığı ortaya çıktı. İddianamede, FETÖ'nün nihai hedefinin, "Kainatı yönetmek" olduğu, buna göre her kurum ve kuruluşa sızmayı amaçladığı savunularak, özetle şöyle denildi:

EGEMEN TEK GÜÇ OLMAK

"Örgütün nihai hedefi, başta Türkiye olmak üzere 'dünya üzerinde bir hegemonik güç haline gelerek devletleri perde gerisinden yönetmek' dünya ve Türkiye üzerinde egemen tek güç haline gelebilmektir. Örgütün yöntemi, devlet kurumlarını, yerleştirdiği mensupları ile ele geçirip perde gerisinden devleti örgüt amacı yönünde yönlendirip yönetebilmektir.

GÜLEN VE 'BAŞ YÜCELER' İDARE EDECEK

Örgüt, ütopik bir cemaat egemenliği diktası kurmak istemektedir. Ütopik bir amaca yönelik, uğrunda sayısız fedakârlık yapılan projeye, tehlikeli bir dogmatizmle bağlanma sorunu vardır. Ütopya, devleti el altından örgütün/cemaatin ve en başta kâinat imamının yönettiği bir projedir. Bir başka ifade ile önce Türkiye Devleti anayasal kurumları birer birer ele geçirilecek ve devleti perde arkasından örgütün kurucusu ve yöneticisi şüpheli Fetullah Gülen ve emrindeki 'baş yüceler' idare edecektir.

HUMEYNİ GİBİ

Fetullah Gülen'in devleti ele geçirme modeli, Mussolini ve Hitler'den çok Humeyni'ye benzemektedir. Gülen, bir siyasi parti olmadan, seçime girmeden, yetiştirdiği kamu görevlilerini kendine bağlayıp itaat ettirerek fedakarlık kültürü altında seçilmişlik duygusuna dayanarak devleti teslim almayı ve dışarıdan alternatif hiyerarşi üzerinden yönetmeyi amaçlamaktadır."

(Kaynak: Hürriyet)

http://www.sondakika.com/haber/haber-savcidan-2-gun-once-darbe-uyarisi-8693132/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-savcidan-2-gun-once-darbe-uyarisi-8693132/)
Başlık: ABD: Türkiye ve Gülen Arasında Seçim Yapmamız Gerekmiyor!
Gönderen: SKYWOLF - 12 Ağustos 2016, 08:39:17
ABD: Türkiye ve Gülen Arasında Seçim Yapmamız Gerekmiyor!

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Washington'un FETÖ lideri Gülen'in iadesi ile Türkiye'yle olan ortaklığı arasında bir seçim yapmasının gerekmediği belirtildi.


ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Elizabeth Trudeau yaptığı basın açıklamasında Washington'un FETÖ lideri Gülen'in iadesi ile Türkiye'yle olan ortaklığı arasında bir seçim yapmasının gerekmediği belirtildi.

"HAYIR BÖYLE BİR DURUM YOK"

ABD Dışişleri Sözcüsü Elizabeth Trudeau, "Biz, tüm iade anlaşmaları kapsamında gereken sorumluluklara göre hareket edeceğiz ve bu Türkiye'yle olan derin ve kalıcı ortaklığımızdan tamamen ayrı ve farklı" dedi. Trudeau, ABD'nin Gülen'in iadesi ile Türkiye arasında bir seçim yapmaması gerekip gerekmediğine dair bir soruya da, "Hayır, böyle bir durum yok" cevabını verdi.

"YA FETO YA TÜRKİYE"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin er veya geç tercih yapması gerektiğini belirterek, "Ya FETO ya Türkiye" diye konuşmuştu.

"ABD BU DURUMU MEMNUNİYETLE KARŞILAYACAK"

Trudeau iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin Suriye'de tamamen IŞİD'i hedef alacak şekilde tasarlandığı takdirde ABD'nin bu durumu memnuniyetle karşılayacağı kaydedildi.

Dışişleri Sözcüsü şu ifadeleri kullandı;

"Şu konuda oldukça netiz, Rusya eğer IŞİD'e karşı mücadelede yer almakla, uluslararası toplumun açıkça dahil olduğu terör tehdidiyle savaşmakla ilgileniyorsa, biz bundan memnuniyet duyarız."

http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-turkiye-ve-gulen-arasinda-secim-yapmamiz-8692835/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-abd-turkiye-ve-gulen-arasinda-secim-yapmamiz-8692835/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 12 Ağustos 2016, 09:04:53
Savcıdan 2 Gün Önce Darbe Uyarısı!

15 Temmuz darbe girişiminden 2 gün önce mahkemeye sunulan cemaat ana iddianamesinde, Savcı Serdar Coşkun'un yaptığı darbe uyarısı dikkat çekti.

15 Temmuz'dan 2 gün önce mahkemeye sunulan cemaat ana iddianamesinde, " Cemaat imamları, gizli emellerini gerçekleştirmek yani devleti tamamen ele geçirerek, istedikleri siyasal sistemi kurabilmek için faaliyete geçerek darbe senaryosunu ortaya koymuşlardır" değerlendirilmesinin yer aldığı ortaya çıktı. İddianamede, FETÖ'nün nihai hedefinin, "Kainatı yönetmek" olduğu, buna göre her kurum ve kuruluşa sızmayı amaçladığı savunularak, özetle şöyle denildi:

EGEMEN TEK GÜÇ OLMAK

"Örgütün nihai hedefi, başta Türkiye olmak üzere 'dünya üzerinde bir hegemonik güç haline gelerek devletleri perde gerisinden yönetmek' dünya ve Türkiye üzerinde egemen tek güç haline gelebilmektir. Örgütün yöntemi, devlet kurumlarını, yerleştirdiği mensupları ile ele geçirip perde gerisinden devleti örgüt amacı yönünde yönlendirip yönetebilmektir.

GÜLEN VE 'BAŞ YÜCELER' İDARE EDECEK

Örgüt, ütopik bir cemaat egemenliği diktası kurmak istemektedir. Ütopik bir amaca yönelik, uğrunda sayısız fedakârlık yapılan projeye, tehlikeli bir dogmatizmle bağlanma sorunu vardır. Ütopya, devleti el altından örgütün/cemaatin ve en başta kâinat imamının yönettiği bir projedir. Bir başka ifade ile önce Türkiye Devleti anayasal kurumları birer birer ele geçirilecek ve devleti perde arkasından örgütün kurucusu ve yöneticisi şüpheli Fetullah Gülen ve emrindeki 'baş yüceler' idare edecektir.

HUMEYNİ GİBİ

Fetullah Gülen'in devleti ele geçirme modeli, Mussolini ve Hitler'den çok Humeyni'ye benzemektedir. Gülen, bir siyasi parti olmadan, seçime girmeden, yetiştirdiği kamu görevlilerini kendine bağlayıp itaat ettirerek fedakarlık kültürü altında seçilmişlik duygusuna dayanarak devleti teslim almayı ve dışarıdan alternatif hiyerarşi üzerinden yönetmeyi amaçlamaktadır."

(Kaynak: Hürriyet)

[url]http://www.sondakika.com/haber/haber-savcidan-2-gun-once-darbe-uyarisi-8693132/[/url] ([url]http://www.sondakika.com/haber/haber-savcidan-2-gun-once-darbe-uyarisi-8693132/[/url])


Dünyanın her tarafında okullar kurarak insanlığa hizmet ediyormuş gibi görülen, ama bulunduğu ülkelerde devlet kadrolarına yerleşen CIA destekli bir cemaatin bu zamana kadar birkaç ülke dışında tehdit olarak algılanmaması düşündürücü! Kısacası Fetö üyeleri sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinin devlet kademelerinde. Misyonerlik faaliyetlerine benzeyip, masonik yapıya sahip bir örgüt! ABD'nin dünyayı yönetme gücüne güç katacak sinsi bir silah!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 12 Ağustos 2016, 09:16:07
Amerika dan feto yu isterken Amerikan hukuğunu da kendi hukuğumuz gibi zannetme hatasına düşüyoruz. Bağırıp çağırıp bize teslim edin baskısı kurup bu iş yapılamaz. Amerikan hakimi duymaz tınlamaz bu şeylerimizi.
Amerikan mahkemesi en popüler zamanında Amerikan başkanının pipisine zorla bakan fotograflarını çeken bilir kişiye gösterip Monikanın ifadesi ile uyuşuyormu birde siz inceleyin diyen bir hukuk.
Hatta bizim dediklerimizi hani olmazya Amerika ndevleti dese yani mahkemeye bu adamı Trklere verin gibi bir laf ağzından kaçırsa mahkeme feto davasını düşürür sebebide mahkeme üzerinde devlet baskı kurdu adil karar alamama ihtimali doğdu der.
Hani bizimkiler diyorya darbeciler en ağır şekilde cezalandırılacak. İşte onu amerika da dese bir başkan mahkeme hepsini yargılamadan serbest bırakır.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: chngr - 12 Ağustos 2016, 12:22:39
Oda birşey mi?Bizde bir CB var terör örgütü olarak nitelendirdiğı oluşumu daha önce desteklediğini itiraf ediyor ne istedinizde vermedik diyor allah affetsin millet affetsin diyerek kurtuluyor bizim yargı'da seyrediyor.Tam ortadoğuluyuz linç kültürü içize işlemiş hukuk hak getire...

Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 12 Ağustos 2016, 12:54:25
Kim haklı kim haksız olayı değilde demek istediğim televizyona çıkıp bize bu adamı verin demenin bir anlamı yok onu diyorum. Orada siyasiler ikna olursa adamı paketleyip yollamıyorlar bizdeki gibi. Biz mahkemeye saygımızı kaybettiğimizde orada işlerin nasıl yürüdüğünü ikna edilmesi gereken bir hakim olduğunun farkında değiliz. Mahkeme hakimide tv de Türkler ne diyor ilişkiler acaba ne olur ABD menfaatleri ne olur İncirlik filan sorun çıkar mı diye bir meselesi yok. Bakacak dosyalara kanıtlara karar verecek.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Denizci - 12 Ağustos 2016, 13:41:26
Bati, üstün demokrasi anlayisi, insan haklari, konusma ve basin özgürlügü alanlarinda mükemmel olmasada  öncülük yapmaktadir .
Ancak bati dünyasinin aldigi bütün kararlar hukuk, adalet, kesin ve tartismasiz deliller üzerine kuruludur ve batida siyaset yargidan tamamiyle bagimsizdir gibi algilar pek dogru olmayabilir ve  zaman zaman bu görüsleri çökerticek durumlar olmustur ve malesef olacaktir, dogaldir. 
Mesela batinin sözde ermeni soykirimi ile ilgili aldigi kararlar için ne demeli ?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Alparslan - 12 Ağustos 2016, 14:44:35
batının demokrasisi insan hakları işine geldiği yerde başlayıp işine geldiği yerde bitiyor Srebrenitsa da masum insanları silahlı sırplara teslim ederlerken neredeydi bu  insan hakları ? Irak Afganistan Myammar ve daha bir çok ülke ve batının körlüğü açık
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: kosavalı1989 - 13 Ağustos 2016, 01:52:40
Serkan bey ;

Bir kişinin iade edilmesi veya edilmemesi yürütme erkiyle ilgilidir.

Öncelikle Abd Dışişleri ve adalet Bakanlığı iade kararı alır ondan sonra ilgili mahkeme ve hakim yürütmenin iade kararı iki ülke arasındaki suçluların iadesi antlaşmasına uygunmu diye bakar. Şuan daha bakanlıklar karar almamışken hakim nerden çıktı?

Abd deki hakim ve savcılara biraz fazla güveniyorsunuz.  Olaya sadece dosyaya bakarak karar verdikleri iddiası garip olmuş özellikle de olay adli bir olmasına rağmen  siyasi boyutları varken.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 13 Ağustos 2016, 10:52:55
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?

Dünyanın her tarafında okullar kurarak insanlığa hizmet ediyormuş gibi görülen, ama bulunduğu ülkelerde devlet kadrolarına yerleşen CIA destekli bir cemaatin bu zamana kadar birkaç ülke dışında tehdit olarak algılanmaması düşündürücü! Kısacası Fetö üyeleri sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinin devlet kademelerinde. Misyonerlik faaliyetlerine benzeyip, masonik yapıya sahip bir örgüt! ABD'nin dünyayı yönetme gücüne güç katacak sinsi bir silah!

Konu sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor ki!

Gülen bu silahın önemli bir parçası. Varsayalım ABD Güleni iade etti. Tehlike bitecek mi? Yerine bir başkası gelmeyecek mi?

Daha önce de demiştim sanırım. Gülen bir maşa ve biz o maşayı tutan elden maşayı vermesini istiyoruz. Maşa bir alet! Suçu işleyen o maşayı kullanan irade değil mi? Bir maşa gider, başka bir maşa gelir! Neden kevgirle su taşımaya bu kadar hevesliyiz!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 13 Ağustos 2016, 11:15:25
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?

Ancak uygun zemini oluşturduktan sonra edebilir.
Akıllara hemen APO örneği geliyor.

Mesele FG' nin iadesi meselesi olmaktan çıktı bana göre; Dediğiniz gibi FG gider, MG gelir (!)
'' Ben giderim adım kalır, benden sonra başkası yerimi alır'' dedirtirler iade ederler.
Yerine geçmek üzere bir tane halife atanır; işlerine bırakları yerden devam eder giderler.
Diğerini de- aynen APO örneğinde olduğu gibi- asılmamak, eziyet görmemek, işkence edilmemek, sürekli uluslararası gözlemcilerin denetimine tabi olmak kaydı şartı ile iade edebilirler.

Bu sayede güya -iade ettik- demiş olurlar; hem de problemlerin asıl kaynağını Türkiye' ye transfer etmiş olurlar.
Türkiye' de aynen APO örneğinde olduğu gibi; FG' yi İmralıya yerleştirmiş olur- ondan sonra al başına belayı...

Bana göre APO' nun Türkiye' ye iadesi meselesi son derece öğreticidir.
İade edecekseniz şayet; hiç bir ŞART öne sürmeden iade edeceksiniz demek lazım.
''Bizler kendi EGEMEN HUKUK SİSTEMİMİZE göre yargılarız ve gereğini yaparız'' diyebilmek lazımdır.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: kosavalı1989 - 13 Ağustos 2016, 13:32:38
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?



Sayın Skywolf sorunuz banaysa Abd nin fetöyü canlı veya hafızası yerinde vermeyeceğini düşünüyorum ama yetkililer alabileceklerini düşünüyorlar galiba.

Benim düşüncem biraz sert bile gelebilir ama gülenin iadesi gerçekleşmezse suçlu iadesi antlaşması ciddi ciddi gözden geçirilmelidir.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 13 Ağustos 2016, 15:47:10
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?



Sayın Skywolf sorunuz banaysa Abd nin fetöyü canlı veya hafızası yerinde vermeyeceğini düşünüyorum ama yetkililer alabileceklerini düşünüyorlar galiba.

Benim düşüncem biraz sert bile gelebilir ama gülenin iadesi gerçekleşmezse suçlu iadesi antlaşması ciddi ciddi gözden geçirilmelidir.

Genel olarak soruyorum.

Bana göre de iade edilsin. Edilsin ama dediğim gibi onun iadesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek ki!  Gerçek düşman o değil, onu kullanan değil mi?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: kosavalı1989 - 13 Ağustos 2016, 17:41:46
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?



Sayın Skywolf sorunuz banaysa Abd nin fetöyü canlı veya hafızası yerinde vermeyeceğini düşünüyorum ama yetkililer alabileceklerini düşünüyorlar galiba.

Benim düşüncem biraz sert bile gelebilir ama gülenin iadesi gerçekleşmezse suçlu iadesi antlaşması ciddi ciddi gözden geçirilmelidir.

Genel olarak soruyorum.

Bana göre de iade edilsin. Edilsin ama dediğim gibi onun iadesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek ki!  Gerçek düşman o değil, onu kullanan değil mi?

Tabiki.

Yalnız Gülenin iadesinin manevi bir değeri olacaktır. 

Fetönün konuşturulması ve sonrasında ölümü halinde varsa hala ölü hücrelerinin sonu olacaktır kanaatindeyim. 

Ayrıca Fetonun tam anlamıyla konuşturulması Türkiye nin Abd ye karşı daha efektif tedbirleri herhangi kamuoyu baskısı altında kalmadan almasını sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Tabi benimkiler birer temenni seviyesinde.



Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: levo - 13 Ağustos 2016, 17:56:38
Sizce ABD Gülen'i iade edecek mi?



Sayın Skywolf sorunuz banaysa Abd nin fetöyü canlı veya hafızası yerinde vermeyeceğini düşünüyorum ama yetkililer alabileceklerini düşünüyorlar galiba.

Benim düşüncem biraz sert bile gelebilir ama gülenin iadesi gerçekleşmezse suçlu iadesi antlaşması ciddi ciddi gözden geçirilmelidir.

Genel olarak soruyorum.

Bana göre de iade edilsin. Edilsin ama dediğim gibi onun iadesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek ki!  Gerçek düşman o değil, onu kullanan değil mi?

Sayin Skywolf'a 100% katiliyorum.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: nocen - 13 Ağustos 2016, 21:44:49
Umarım iade edilmez
Çünkü Allah korusun bu melunun mezarı bile türbeye dönüşebilir
Bırakın Kuranı ilmihal bile okumadan inanan insanlarımız için
Dolayısıyla ülkemiz için ölüsü bile tehlikeli
Keşke iade ayağına okyanusa atılıp köpek balıklarına yem olsa
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: bostancıbaşı - 15 Ağustos 2016, 12:19:43
gülen denen it ilkokul mezunu yarım yamalak bir vaiz emeklisi
5 yaşında çocuk bile bunun kullanıldığını piyon maşa olduğunu anlar
maşa kimin elinde diye soruyorsanız pensilvanya nerenin kazası ona bakmak lazım
sorunun cevabı canlı olarak vermez gebermişini de bir zahmet hangi cehennemi isterlerse oraya gömsünler
Başlık: O komutanlar yakalandı!
Gönderen: SKYWOLF - 15 Ağustos 2016, 14:01:07
O komutanlar yakalandı!

İsmail AKKAYA/KONYA (DHA)
15 Ağustos 2016 - 00:04Son Güncelleme : 15 Ağustos 2016 - 08:11
Son dakika haberi: O komutanlar yakalandı!

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/57b14d44c03c0e071c1853af.jpg)

Son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. TRT'nin basılması ve Boğaziçi Köprüsü'nde halka ateş açılması talimatlarını veren firari komutanlar yakalandı. Firari Kurmay Albay Nebi Gazneli ve Kurmay Albay Müslüm Kaya'nın Mısır'a kaçma planları yaptığı ortaya çıktı.

Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, 15 Temmuz’daki darbe girişimi ardından kaçan ve haklarında yakama kararı verilen kurmay albaylar; Konyalı Nebi Gazneli ile Malatyalı Müslüm Kaya’nın, Konya’da merkez Selçuklu İlçesi Yazır Mahallesi Şehit Mustafa Aydın Caddesi’ndeki stüdyo tipi bir dairede kaldığını belirledi.

Bunun üzerine dün saat 22.30 sıralarında Özel Harekat ekipleri eşliğinde operasyon düzenledi. Operasyonda Nebi Gazneli evin içinde, Müslüm Kaya da balkondan çatıya kaçmak isterken yakalandı.

KURMAY ALBAY GAZNELİ'NİN KARDEŞİ DE GÖZALTINDA

Polis, iki kurmay albayı gözaltına aldığı sırada eş zamanlı olarak Nebi Gazneli’nin saklanmalarını sağlayan seyyar köfteci kardeşi Ömer Gazneli’nin de evine operasyon düzenleyip onu gözaltına alındı.

6 AĞUSTOS’TA KONYA’YA GELMİŞLER

Kurmay albaylar Nebi Gazneli ve Müslüm Kaya’nın 6 Ağustos’da Konya’ya geldiği ortaya çıktı. Nebi Gazneli’nin kardeşi Ömer Gazneli’nin de aynı gün başka bir isimle stüdyo daire kiraladığı ve iki kurmay albayında bu evde saklanmaya başladığı ifade edildi. İki kurmayın o günden itibaren evden dışarı çıkmadığı ve Ömer Gazneli’nin de iki kurmaya sık sık yiyecek getirdiği iddia edildi.

MISIR’A KAÇAMADAN YAKALANDILAR

Gözaltına alınan Ömer Gazneli’nin ifadesinde kardeşi ile Müslüm Kaya’nın Mısır’a kaçması için bağlantı kurduğunu ve iki kurmay albayın Salı günü Mısır’a gitmeyi planladıklarını söylediği öne sürüldü. Ömer Gazneli, ifadesinde iki kurmayın beylik tabancaları ve tabancaya ait mermileri de poşet içinde evinin bahçesine gömdüğünü itiraf etti. Bunun üzerine polis, Ömer Gazneli’yi evine götürüp tabancaları gömdüğü yeri göstermesini sağladı. Ardından da tabanca ve mermiler gömülen yerden çıkartıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/firari-askerler-nebi-gazneli-ve-muslum-kaya-konyada-yakalandi-40194079 (http://www.hurriyet.com.tr/firari-askerler-nebi-gazneli-ve-muslum-kaya-konyada-yakalandi-40194079)
Başlık: 'Misliyle vurduk' ifadesi ile ilgili bomba iddia!
Gönderen: fırtına06 - 16 Ağustos 2016, 11:56:07
TSK’yı kuşatan FETÖ’cülerin PKK/DAEŞ ile ‘sözde mücadele’sini deşifre eden Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, ‘misliyle vurduk’ yalanıyla kamuoyunun nasıl kandırıldığını anlattı.

(http://icube.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2016/08/16/-misliyle-vurduk-ifadesi-ile-ilgili-bomba-iddia--7504927.Jpeg)

FETÖ’nün darbe girişimiyle ilgili soruşturmada Diyarbakır’daki 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti ile Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Angun, 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili ve Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş’ın da aralarında bulunduğu 45 asker tutuklandı. Cezaevine gönderilen isimlerin neredeyse tamamı bölgedeki terörle mücadeleden sorumluydu. Askerler hakkında yapılan araştırma acı gerçeği gözler önüne serdi. FETÖ’cü askerlerin PKK ile sözde mücadele ettiği, yıllardır dağı taşı bombalayarak kamuoyunu kandırdığı belirlendi.

KAMUOYU YANILTILDI

Cuntacı komutanların PKK ve DAEŞ’li teröristlerin sınırdan geçişlerine izin verdiğini ilk kez gözler önüne seren Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı da bunu doğrulayarak, Suriye’den Türkiye topraklarına yapılan havan atışlarına cevap verilmediği halde, Genelkurmay’ın ‘misliyle karşılık verildi’ diye açıklama yaptığını, ancak bunun doğru olmadığını söyledi.

TANKLARIN GÖLGESİNDE

Star'dan Kemal Gümüş'ün haberine göre; askeri ve güvenlik kaynakları da gerek doğu Güneydoğu’da, gerekse sınır ötesi operasyonlarda örgüte hiçbir zaman öldürücü darbe vurulmadığını anlattı. Sürekli kamuoyunun yanıltıldığını belirten kaynaklar, Cizre, Yüksekova, Sur ile Nusaybin’deki çukurların 2. Ordu’ya bağlı tankların önünde kazıldığını dile getirdi. Bu ilçelere terörist ve mühimmat sevkiyatının da askerin bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.

KARŞILIK VERİLMİYOR

2014’teki Kobani olayları sırasında askerlerin sürekli zorluk çıkardığını hatırlatan Pınarbaşı, şunları söyledi:; “O dönemde bir günde 12 tane havan yedik. Sınırda göstericiler vardı, çevik kuvvet vardı ancak komutanlık hiçbir şekilde bu saldırılara cevap vermedi. ‘Karşı tarafa neden cevap vermiyorsunuz?’ diye sorduğumuzda bize ‘orası Suriye toprağı’ dediler. Ancak akşam haberlerine baktığımızda ise ‘misliyle karşılık verildi’ diye Genelkurmay açıklaması yayınlanıyordu. Külliyen yalan... Kamuoyunu yanıltıyorlardı. Hiçbir karşılık vermiyorlardı. Bu şekilde terör kullanıldı.”

BAKANLARIN TAŞLANMASI

Kobani’ye destek adı altında gelen kişilerin sınırda provokatif eylemler yaptığını belirten Pınarbaşı, “Tugay Komutanlığı maalesef o zaman sınırı korumadı. Bakanlar taşlandı. O dönem Suriyelilerin durumunu yerinde görmek için Suruç’a giden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’e saldırı planlanmıştı. Askerler gerekli önlemi almadı, biz Çevik Kuvvet görevlendirdik. Çevik Kuvvet polisleri provokasyonu önledi” dedi.

MÜDÜRÜ GİZLİCE DİNLEMİŞLER

FETÖ’cü polislerin Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın toplantılarını gizlice kaydettiği öğrenildi. FETÖ, ses kayıtlarını darbeden tam 10 gün önce sosyal medyada yayınlandı. Pınarbaşı’nın “hukuksuzluk yaptığı ve yargılanacağı” tehditleriyle yayınlanan kayıtlar, FETÖ’nün halen aktif bir şekilde kumpas ve kasetçiliğe devam ettiğini de gözler önüne seriyor. FETÖ ile mücadele kapsamında yapıldığı anlaşılan konuşmalarda, Pınarbaşı şüpheli personele görev vermeyeceğini söylüyor. Ses kaydında FETÖ adına çalışan polislere vurgu yapan Pınarbaşı, “Arkadaşlar devlet ile savaş olmaz. Sen görevini yaparken mevcut yasaların dışına çıkarak dışarıdan bir takım emir ve talimatlar alarak bir takım işler çevirmeye kalkarsan uçurumdan aşağıya atlamış olursun” diye konuşuyor.

http://www.milliyet.com.tr/-misliyle-vurduk-ifadesi-ile-gundem-2295756/ (http://www.milliyet.com.tr/-misliyle-vurduk-ifadesi-ile-gundem-2295756/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Nutuk - 16 Ağustos 2016, 12:05:46
Kendi genelkurmayindan degil de yurtdisinda oturan CIA'nin kuklasi olan bir vaizden emir alan komutanlar, bu gunleri de mi gorecektik.

Simdi oturup dogru konusalim, bunda hicmi AKP'nin sucu yok?

Bizdeki politikacilar da bi alem, yanlis yapmisiz, kandirilmisiz diyorlar utanmadan. Oyle gorevini savsakliyorsan istifani versene, ozur degil eylem bekliyoruz! Japonlar gibi hara-kiri filan degil, adam olun birakin gidin!
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Ağustos 2016, 12:23:48
Bende İslamcıyım, itirazın mı var ?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: ÖmerHalisdemir - 16 Ağustos 2016, 12:29:07
Bende İslamcıyım, itirazın mı var ?

Siyasetten uzak dur. Camide namaz kil. Senin neyine siyaset. Siyaseti Dünya görüsü yüksek Insanlar yapar. Yaptiklarinin sorumlulugunun farkinda olan Insanlar yapar.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Ağustos 2016, 12:37:12
Bende İslamcıyım, itirazın mı var ?

Siyasetten uzak dur. Camide namaz kil. Senin neyine siyaset. Siyaseti Dünya görüsü yüksek Insanlar yapar. Yaptiklarinin sorumlulugunun farkinda olan Insanlar yapar.

Siyasal İslamın ne zararı var ?
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: mavi1991 - 16 Ağustos 2016, 13:20:46
Lisedeyken bir arkadaşımı sormuştum Atatürk neden laikliği getirdi diye o da bana; '' İbo, din sapıtmıştı o yüzden'' demişti. Bende o zaman bir şey söylemedim ama burada söyleyeyim ''Din sapıtmaz insan sapıtır.''  Osmanlı batıran sebeplerin çoğu pragmatikdir ama temel sebeplerinden bir tanesi sadece kılıç gücü ile ekonomi(sanayi devrimi yaşanmadı çünkü üretim yoktu onun yerine haraç topluyorlardı) oluşturup teknolojiden uzak durmaları olmuştur.

Türkler müslüman olduktan sonra orta Asya'dan viyana kapılarına kadar götüren süreçte Siyasal İslam da (başka parametrelerde dahil) vardı gene kurtuluş savasında Siyasal İslam söylemleri vardır. Ayrıca Güneydoğuda şehit olan askerlerin annelerinin %99 nun başı kapalı olmasına rağmen genelkurmay askeri alanlara başı kapalı kadınları almadı ve 28 şubatta namaz kılan, içki içmeyen askerleri ordudan attı. Bu da paralel yapının tabanda destek görmesine sağladı ve akp nin bütün seçimleri kazanmasında önemli rol oynadı.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 16 Ağustos 2016, 13:32:06
Her daim söylenir; derler ki; Din, Allah ile kul arasındadır- derler.
Peki ne anlama geliyor, hüç düşündünüz mü?

Demiyor ki; '' DİN ALLAH İLE TOPLUM ARASINDADIR '' demiyor, öyle değil mi(!)
Demek ki inanç, itikat, amel, günah, sevap, takva, cennet veya cehennem bireyseldir veya kişiseldir.
Bir kişinin günahını Allah katında bütün toplum çeker mi? 
Veyahut bir kişini günahını çekmek için başkalas-rı cehennemin dibini boylar mı?
Böyle bir şeyin olması münkün değildir- Allahın adaletine terstir.

Dolayısıyla DİN KİŞİSELDİR-BİREYSELDİR, TOPLUMSAL DEĞİLDİR VE ALLAH ile KUL ARASINDADIR.
O halde SİSYASAL İSLAM diye bir şey yoktur veya OLMAMASI GEREKİRDİ (!)
Başlık: Darbeden sonra ülkemizin güvenliği.
Gönderen: uzasem06 - 16 Ağustos 2016, 14:10:49
Iyi günler bu benim ilk konum. Merak ettiğim darbe girişiminden sonra kaçan  Ordu görevlileri yanlarında Ordumuz ve ülkemiz hakkında bilgide götürdülermi? Yani casusluk yaptılarmi ?
Başlık: Ynt: Darbeden sonra ülkemizin güvenliği.
Gönderen: Partikül - 16 Ağustos 2016, 15:15:34
Ülkenin çivisi çıkmış, Genelkurmay Başkanından tutunda Cumhurbaşkanı' na kadar herkesi dinliyorlarmış. Bütün stratejik makamlar ele geçirilmiş; bilgiler anında Amerika' ya gönderiliyormuş zaten.

Cumhurbaşkanı' nın yaveri ne diyor; '' kimse olmadığı zamanlarda dinleme cihazını odaya yerleştiriyordum, sonra cihazı yerinden alıp Telekom' da ki Abi' ye götürüp veriyordum'' diyor. Abi denilen kişi de dinleme cihazının turşusunu kuracak değil ya (!) O da illaki Amerika' ya bir şekilde ulaştırıyordu...

FETÖ denilen yapılanma;  aynen MOON TARİKATI veya OPUS DEİ gibi belli bir merkezden direktif alarak iş gören tarikat benzeri yapılanmalardır. Bu üç örgütün söylemlerine baktığımız zaman hemen hemen aynı tonlarda konuştukları veya amaç birliği içerisinde oldukları sonucu çıkıyor. ''Dinler arası diyalog'' falan gibi... Örgütlenme ve yapılanma şekilleri de hemen hemen aynıdır. Dikkat çekici...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: bostancıbaşı - 16 Ağustos 2016, 16:31:05
HAY MAŞŞALAH .........
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 16 Ağustos 2016, 18:44:24
Türkiyeyi dizayn etmeye davam ediyorlar. Bakiniz Dünyada Islam karsitligi ve Türkiye Cumhuriyetinin degerlerine yapilan saldirilar el ele gidiyor.

Türkiye Cumhuriyetini radikal bir Islamist Devlet olarak dünyaya lanse ediyor batili medya kuruluslari. Bu Tuzaga düsmemek icin Türkiye Cumhuriyetinin laik yapisina özen gösterilmeli ve FETÖ yüzünden zarar Alan Hukuk sistemi yeniden insaa edilmelidir.

AKP devraldigi Hukuk sistemini ve Kuvvetler ayrimini yeniden düzenlemesi lazimdir. Bunu yapacak tek parti ise Cumhuriyet Halk Partisidir. AKP devraldigi kuvveti asla geri vermez. Tipik Islamist kafa yapisi. Ben Baskanlik sistemine hayir oyu verecegim, cünkü Dünya Lideri istemiyorum, Cagdas bir Hukuk devleti istiyorum ve gelecek secimlerde oyumu CHPye basacagim.

Kisacasi ben AKP gibi radikal bir Islamist partisine artik güvenmiyorum. Türkiyenin zedenlenmis imajini AKPye fatura cikariyorum.




A - Defenceturk sitesinin dili, uluslararası bölümü dışında Türkçedir. İletilerin Türkçe yazım kurallarına uygun olmasına dikkat edilmelidir. Yazım kurallarına uygun olmayan iletilerin sahipleri, site yönetimi tarafından iletilerinin düzeltilmeleri konusunda ikaz edilebilirler. Hatalı yazım içeren iletiler yöneticiler tarafından değiştirilebilir veya silinebilirler.

G – Sitenin içeriği dışındaki konular veya konu dışı üyeleri rahatsız edici mesajlardan kaçınılmalı, sitenin amacı doğrultusunda keyifli paylaşımlar için katkıda bulunulmalıdır.

C – Üye kuralları ihlal etmede ısrar ederse veya agresif davranışlar sergilerse, sakinleşmesi için belirli süre için foruma girmesi engellenir (dinlendirme).

7 - DefenceTurk sitesinde kesinlikle ırkçılığa izin verilmemektedir. Bunun dışında kişilerin dil, din, mezhep, cinsiyet, renk, köken gibi toplumsal konumları yönünden sınıflandırılması, spor fanatizmi, ahlaka aykırı, karalama, yalan, hakaret ve küfür, terör örgütleri vb oluşumlarla ilgili propaganda içeren iletilerin kullanılması kabul edilemez. Siyasi propagandaya kaymamak ve siyasi karalamalarda bulunmamak şartıyla belirli bir seviyeye kadar siyasi konularda tartışmaya izin verilmektedir.

8 - Yargıda veya soruşturmada olan bir dava veya konuyla ilgili olarak, adaletin sağlanması çalışmalarını olumsuz yönde etkileyecek, herhangi bir kanıta, belgeye dayandırılmamış iddiaların ve söylemlerin site içerisinde dile getirilmesine izin verilmez.

Ayrıca aynı şekilde kişi ve kurumlar hakkında herhangi bir kanıta, belgeye dayandırılmamış iddialara ve söylemlere yer verilmemektedir.

Bu kurallar forum üyeleri ve foruma üye olmadan dışarıdan takip ederek faydalanan herkes için geçerlidir.  Forumdan direk veya dolaylı olarak yararlanan herkes bu kuralların kanunlar önünde geçerliliğini, aksi bir davranış sergilediğinde itiraz etmeden suçlu olduğunu  kabul ve taahhüt eder.


Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: uzasem06 - 16 Ağustos 2016, 21:58:33
O zaman söylesenize komple bütün savunma planları yeniden yapılacak.  Savunma düzeni yeni planlanacak. Zayıf noktalarımız düzenlenecek. Yani biz yandık ne kadar sürer sizce.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 17 Ağustos 2016, 11:51:19
Dindar insanlar hep ülkeyi dindar olmayanlar ve olanlar diye hayal ettiler ve kendilerini daha ahlaklı daha vatansever onun bunun uşağı olmayan adamlar olarak gördüler. Şimdi tablo nedir peki? Dindarlığından şüphe olmayacak insanlar hainliğin en dibinde dolaşırken yakalandılar. Haber okuyorum MIT pkk lıların üst düzey kadrolarının toplantısını yer zaman ve isimler bildirerek önceden haber vermiş ama saldırı olmamış. Bildirilen subayların hepside şimdi feto dan tutuklular. Hainliğin düzeyine bakar mısınız. Bu adamlar etnik sebebi olsa yada hadi meshep sebebi olsa kendimi çok zorlar anlamaya çalışırım ama feto cu olunca neden pkk bombalanmaz onu izah edemiyorum kendime.
Diyeceğim aslında şu. Herkes hain olabilir ikna edilirse ama iyi müslümansan hainliğe ikna edilmek galiba daha kolay. İmanlı bir insana her şeyi yapmak için bir izah üretebiliyorsun biz bunu anladık bu olaylarda. Bunca feto kadrosundan bir taneciği bile ulan biz ne yapıyoruz ben buna katlanamam dememiş bunca yıllar boyunca. Demek ki hainliğe ikna edilmesi itikatli bir adamın çok kolay. İşid filanda böyle değil mi kendi insanını kesiyor askerini kesiyor şehrini bombalıyor. Gaziantep de dindar tarikat üyeleri Türk oğlu Türk adamlar kendilerini İstanbul da Bursa da patlatıp çoluk çocuk öldürüyor mesela.
Şimdi birileri onlar gerçek Müslüman değilki diyecek. Ne alaka bal gibi de iyi müslümanlar ve inançlarının gereğine uyduklarına inanıyorlar. Buda bir çeşit aynı mantıkla ikna olmak aslında. Şöyle bir silkelenip kendine geleceğine hala ikna hala ikna aynı şey.
Ne oldu takke düştü kel göründü mü acaba. Hani laikler maikler öyleydi böyleydi siz farklıydınız. Kötünün en dibinde yakalandılar laikleri filan beğenmeyenler.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: nocen - 17 Ağustos 2016, 12:25:30
Daha birkaç yıl önceydi
Bursa'da bir sözde tarikat
İnananların ağzına v...(bağışlayın)
Ama gerçek bu
Tam itikat tam iteatle bir ve beraber yürüyor
Dini en iyi bilenler
En az bilenlerin başına bela ediyorlar inancı
Bir cenazede bizzat şahitim ki
Hoca daha önce ki hatmini birkaç yüz liraya
Ölünün ruhu için satmıştı
Ve dahası hemen hepimiz biliriz
Bir cenaze yıkanacağı zaman para verilir
Bir çoğumuzun yetişkin olduğunu varsayarak
Bir çocuğu yada yaşlıyı yıkayan bizler
Ölümüzü yıkatmak için para verebiliyoruz
...
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 17 Ağustos 2016, 12:41:58
Diyarbakırda karakolda iki tane kriptolu semaç cihazı çalınmıştı. Hep pkk lılar çalmıştır gibi geldi ama bence bu feto cu kadrolar çaldı o iki cihazı ve kurdular bir eve bağladılar sivil telsize en az iki bölgedeki bütün kriptolu haberleşmeleri ele geçirdiler. Lazım olan şey ayda bir yenilenen anahtar dizilim onuda ele geçirmeye ne var bunlar için.
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 08 Eylül 2016, 12:57:50
30 Bin TL Maaşı Bırakıp Göreve Geldiler

FETÖ soruşturmasındaki ihraçlarla pilot sıkıntısı baş gösteren Hava Kuvvetleri, ayrılmak zorunda kalmış pilotları geri alıyor. Sivil havacılıkta 30 bin lira maaşa çalışan pilotlar geri dönüyor.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev alan binlerce askerin ilişiği kesildi. FETÖ bağlantısı yüzünden en çok 'ilişiği kesme' ise Türk Hava Kuvvetleri'nde yaşandı. Çıkarmalar sonucu 'pilot' sayısında kritik eşiğe gelindi. İşte bu noktada bir karar alınarak hava kuvvetlerinden ayrılan pilotlara yuvalarına dönmeleri için dönüş kapısı açıldı.

Pilotlara dönüş imkanı veren bu karardan sonra ilk başvurular ise 6 Eylül tarihinde yapıldı. 6 pilot Ankara'daki karargaha giderek başvuruda bulundu. Başvuruyu yapanları ise Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal makamında ağırladı. Ardından bu anı ölümsüzleştiren fotoğraf internet sitesinde paylaşıldı.

SİVİLE GEÇMİŞLERDİ

Bu 6 pilotun hikayesi ortaya çıktı. Haris Toğar, Doğan Mart, Ertan Uzun, Tolga Çınar, Ersoy Çil ve Mehmet Akif Öz. Hikayelerinin ortak noktası ise sistemli bir şekilde, TSK'dan ayrılmalarının sağlanmış olması.

Bir diğer ortak noktaları sahip oldukları donanım sayesinde ise sivil havacılık sektöründe kendilerine hemen yer edinmeleri. Şimdi TSK'ya dönüş için başvuruda bulundular. Çoğu sivil havacılık sektöründe ortalama 30 bin TL maaş alırken neredeyse üçte bir maaşa dönmeyi hiç tereddüt etmeden düşündüler. Onların ifadesiyle 'Kalbimizin sesini dinledik, çünkü TSK'ya gönül borcumuz var."

'PİLOT İÇİN MASA BAŞI ZOR'

Hava kuvvetlerine dönüş yapmak için başvuran bir diğer eski ordu mensubu Hava Pilot Binbaşı Doğan Mart, 2 Şubat 2009 yılında orduyla ilişiğini kesti. Binbaşı olduktan sonra yaş prosedürü sebebiyle aktif pilotluktan karargah görevine çekileceğini düşündüğü için istifa eden Mart, "Pilotlar için karargahta masa başında çalışmak zordur" dedi. Mart, geri dönme sebebini şu sözlerle ifade etti: "Beni geliştiren, yetiştiren ve bana emek veren hava kuvvetlerinin verdiği bu zor sınavdan sonra, gerçekten gönülden bağlı olan mensuplarına ihtiyacı olduğunu hissettim. Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım."

'GÖREVİMİ ENGELLEDİLER'

Uzun seneler Çiğli'de uçuş öğretmenliği yaptığını söyleyen Hava Pilot Binbaşı Haris Toğar ise şunları söyledi:

"15 Temmuz'dan sonra beraber çalıştığım, çok yakın arkadaşlarımın FETÖ'nün adamları olduğunu öğrendikten sonra gerçekleri anladım. Bu insanlar beni pasifleştirdiler, en etkin zamanımda harekat merkezine çekerek asıl görevimi yapmamı engellediler. Bende mecburi hizmet süremi doldurunca ayrılma kararı aldım" dedi. Hava kuvvetlerine tekrar dönme nedenini ise şu sözlerle anlattı:

"Ben inşaat işçisi bir babanın çocuğuyum. Bu ülke beni askeri lisede, Hava Harp Okulu'nda okuttu. TSK şu anda yaptığım işi, ailemin rızkını kazandırdı. Orduya tekrar dönerek hizmet etmek boynumun borcu."

AÇIĞI KAPATMA YÖNTEMLERİ

Açığı kapatabilmek için ayrılan pilotların alınması dışında iki yönteme daha başvuruldu. İlk olarak pilotaj eğitimi veren üniversiteler öncelikli olmak üzere üniversitenin ara sınıf öğrencileri alınacak. Dört yıllık eğitim ve öğretimlerini başarıyla tamamlayan adaylar lisans diplomasına sahip pilot adayı teğmenler olarak mezun olacak. Diğer bir seçenekte ise pilotaj bölümlerinden mezun olanların alımı yapılacak.

PİLOT ALIMI İÇİN 3 FORMÜL

Türk Hava Kuvvetleri pilot açığını kapatmak için hava kuvvetlerinden ayrılan pilotların dışında iki yöntem daha uyguluyor. Bunlardan bir tanesi pilotaj eğitimi veren üniversiteler öncelikli olmak üzere üniversitenin ara sınıf öğrencileri alınacak. Diğer bir seçenekte ise, pilotaj bölümlerinden mezun olmuş pilot adaylarının alımı yapılarak personel açığı kapatılmaya çalışılacak.

'TUZAK KURDULAR'

Binbaşı Ersoy Çil, gönül verdiği pilotluktan FETO yüzünden ayrılmak zorunda kalanlardan. F4 savaş uçağı pilotu olan Çil'i TSK'dan uzaklaştırmak için çok uğraşmış FETÖ. Onun ağzından hikayesini dinleyelim: "2008 yılında Malatya'da görev yaparken internet üzerinden tuzak kurdular bana. Kuzenim olmayan bir kişiyi kuzenim gibi gösterdiler ve bu kişinin terör örgütü ile bağlantısı olduğunu iddia ettiler. Ancak yaptıkları bununla sınırlı kalmadı. 2010 yılında ise Ergenekon terör örgütü üyesi iddiasıyla benim ve eşimin telefonlarını dinlemişler. Bunda da başarılı olamayınca 2014 yılındaki rutin sağlık kontrolleri sırasında TSK ile ilişiğimi kestiler. Çünkü kontroller sırasında yüksek tansiyon tespit ettiler. Mayıs ayında yapılan kontrolde, şimdinin FETÖ firarasi kardiyalog bende yüksek tansiyon bulunca uçamaz raporu verdi ve ardından TSK ile ilişiğim kesildi. 2015 yılının ocak ayında ise sivil havacılığa geçtim. Yapılan sağlık kontrollerinde ne tansiyon ne de başka bir sağlık sorunu çıktı. Özel sektörde uçmaya devam ediyorum."

(http://img.sondakika.com/haber/831/30-bin-tl-maasi-birakip-goreve-geldiler-8762831_5939_m.jpg)

'GÖNÜL BAĞIM VAR"

Ersoy Çil, TSK'ya neden döndüğünü şöyle anlattı: "Babam asgari ücret ile 4 çocuğunu okuttu. Beni ailem ve bu halkın vergileri okuttu. Bu üniformayı devletim sayesinde giyebildim. Kalbimin sesini dinledim ve gönül bağım olan TSK'ya dönüş için başvuru kararı verdim."

SAĞLIK SORUNUNDAN

Yüzbaşı pilot olarak ordudan ayrılan Mehmet Akif Öz ise o dönemlerde sağlık sorunları nedeniyle aktif uçuş pilotluğundan alındığını söyledi. Periyodik yıllık sağlık muayenelerinde hiper tansiyon tespiti yapıldığı ve jette uçabilmek için tansiyon limitinin üstünde olduğunu belirten Öz, 2016 Haziran ayında ordudan emekli oldum. Şuanda hava kuvvetlerinin personel ihtiyacı var. Geri dönmemdeki tek sebep bu ülkeye ve orduya olan borcum" diye konuştu.

'BURASI BABA OCAĞIM'

Hava Pilot Binbaşı Ertan Uzun. Uzun ordudan ayrılmadan önce Eskişehir'de 111. Filo'da pilotların kalkış uçuşlarını gerçekleştiren pilot olarak görev yaptığını söyledi. Son darbe girişiminden sonra gelişen süreç üzerine bu kararı aldığını ifade eden Uzun, "Ben Artvin'in Şavşat ilçesinde bir dağ köyünden çıktım. Annem ve babamdan sonra sahip olduğum her şeyi hava kuvvetlerine borçluyum. Burası benim baba ocağım. Ocağımızda bir yangın çıktı, bizde bu saatten sonra elimden gelen her şeyi yapmak için geri dönmek istiyorum" dedi. (Kaynak: Vatan)

http://www.sondakika.com/haber/haber-30-bin-tl-maasi-birakip-goreve-geldiler-8762831/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-30-bin-tl-maasi-birakip-goreve-geldiler-8762831/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 25 Eylül 2016, 12:25:14
Baklavacıların 6 tanesi daha FETO dan tutuklanmış. Doğulu iş adamlarının bu kadar feto cu çıkması tesadüf olabilirmi. Feto kürt tandanslı bir yapıdır. Devleti pkk ele geçirmiş habermiz olmamış nerede ise
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Tuco - 06 Ekim 2016, 15:38:39
15 temmuz sonrası uydu görüntüleri
Akıncı üssü

(https://pbs.twimg.com/media/CuFVJu_WcAASbgJ.jpg)

Malatya

(https://pbs.twimg.com/media/CuFYCc4W8AAOKzS.jpg)

Konya

(https://pbs.twimg.com/media/CuFWT-EXEAAivVM.jpg)

(https://pbs.twimg.com/media/CuFVYX2XgAAUwG8.jpg)

Kaynak: Twitter @Rotorfocus
Başlık: Putin'in Danışmanı: Darbenin Arkasındaki Üst Akıl CIA Ajanları
Gönderen: SKYWOLF - 26 Ekim 2016, 16:37:46
Putin'in Danışmanı: Darbenin Arkasındaki Üst Akıl CIA Ajanları

Rusya Devlet Başkanı Putin'in Danışmanı Alexander Dugin, "15 Temmuz darbe girişimin arkasında CIA ajanları var" dedi. Dugin, Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda konuşacak.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Danışmanı Alexander Dugin 15 Temmuz girişimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Danışmanı Alexander Dugin, TBMM'de kurulan Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda dinlenmeden önce Aydınlık'a konuştu. Bugün Türkiye'ye gelecek olan Dugin, 15 Temmuz girşimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Dugin'in açıklamaları şöyle:

* Türkiye'deki darbe girişimini araştırmak üzere kurulan komisyon tarafından dinlenmek için çağırıldınız. Bununla ilgili fikirlerinizi öğrenebilir miyiz, sizce Türkiye neden bu konuda Rusya'nın yardımına ihtiyaç duyuyor?

Çünkü Türkiye'deki darbe girişimi sadece Türkiye'nin siyasi bir meselesi değil, kesinlikle jeopolitik bir mesele. Erdoğan'ı indirmeye, Türkiye'de iç savaş çıkarmaya çalışan FETÖ'nün arkasında çok büyük bir oyuncu, çok ciddi bir jeopolitik güç vardı.

DARBENİN ARKASINDA KİM VAR?

Türkiye'deki darbe girişimi soruşturmasına neden Rusya'nın katılmasının istendiğine gelince, bu çok önemli bir soru. Bu sadece Türkiye'nin iç meselesi değildi, sadece bir siyasi güç diğerini alt etmeye çalışmadı. Darbe girişiminin arkasında jeopolitik bir ajanda vardı. Çünkü FETÖ'nün merkezi ABD'de bulunuyor ve arkasında CIA ajanları var.

"ABD'NİN ERDOĞAN'A YAPTIĞI BİR SAVAŞ İLANI"

Bu darbe girişimi ABD'nin Erdoğan'a rejimine yaptığı bir savaş ilanıydı. Fetullah Gülen'in iadesi talep edildiğinde de bu konu iyice netleşti, çünkü iade talebi reddedildi. Bu nedenle bu darbe girişiminin Amerika'nın Erdoğan ve Türkiye'ye yönelik bir girişimi olduğu artık çok açıktır.

"SADECE TÜRK İSTİHBARATIYLA ÇÖZÜLMEZ"

Darbe girişimi jeopolitikti diyorum, çünkü ABD bir nedenden ötürü Erdoğan'dan memnun değildi ve onu kendi kuklası ile değiştirmek istiyordu. Bu kukla, ABD'nin Ortadoğu politikalarını Erdoğan'ın yapmadığı biçimde takip edecekti. Bu durumda jeopolitik bir darbe girişimi ile uğraşıyoruz demektir. Bu da diğer büyük jeopolitik güç olan Rusya'nın davet edilmesini gerektiriyor.

Darbe girişiminin arkasındaki gerçek stratejiyi ve paradigmayı örneğin sadece Türk istihbaratına dayanarak çözemeyiz. Çünkü bir NATO üyesi olan Türkiye'de Amerikan ajanları cirit atıyor. Türkiye, NATO kampında olarak, ABD'nin tarafında olarak, bu darbecilerin arkasındaki güçleri araştırmak için doğru yolları bulamaz. Ankara, bu darbe girişiminin gerçek ve en yakın sebepleri konusunda adaleti sunabilecek olan diğer büyük jeopolitik güce ihtiyaç duyuyor.

"ABD SORUŞTURMAYI SAPTIRABİLİR"

ABD hem içirde hem de dışarıda faaliyet gösteren ağları vasıtasıyla bu soruşturmayı saptırabilir. Amerikan etkisine karşı denge oluşturabilecek tek güç Rusya'dır. Aynı zamanda FETÖ'nün Sovyetler sonrası dönemden itibaren Rusya'da da mevcut olduğunu biliyoruz. Rusya'nın soruşturmaya katılması Rusya açısından da kendini güvenceye almak anlamında çok önemli. Çünkü burada da aynı Amerikancı, Gülenci ağlar mevcut. O nedenle bu soruşturmayı gerçekçi, tarafsız ve adil yapmak için birlikte yürütmeliyiz.

"GÖREVİNİ TAMAMLAMIŞ ABD ÖRGÜTÜ"

* FETÖ'nün geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence örgüt Rusya'da, Türkiye'de ve diğer ülkelerde ateş altında. Ben Amerikalıların bunu gelecekte ciddi olarak kullanacağını düşünmüyorum. FETÖ, görevini çoktan tamamlamış olan çok önemli bir Amerikancı terör örgütüydü. Erdoğan'ı indirmeye çalıştılar ve başarısız oldular.

http://www.sondakika.com/haber/haber-putin-in-danismani-darbenin-arkasindaki-ust-akli-8896693/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-putin-in-danismani-darbenin-arkasindaki-ust-akli-8896693/)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Tuco - 26 Ekim 2016, 20:48:06
Rahmi Koç’u Tutuklayacaklardı!

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, TBMM Darbe komisyonuna çok kritik açıklamalarda bulundu.
Arslan, FETÖ'nün 'Ejder' kod adını verdiği Rahmi Koç'u tutuklama planı yaptığını iddia etti.Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan, FETÖ'nün  dinleme arşivi sayesinde bürokratları halen kullandığını açıkladı ve önemli bir iddiayı da gündeme getirerek ‘'FETÖ Ergenekon davası sırasında örgütün 1 numarası diyerek, ‘Ejder' kod adını verdiği Rahmi Koç'u tutuklama planı yapmıştı'' dedi.Aslan ‘'2007'ye kadar bunlara kimse bir şey diyemedi. 2013'ten sonraki dönem ise dokunan yanardı. Devletin kadrolarını illegal yollarla sızmaya devam ettiler. TSK'daki örgütlenme aynı birimde çalışanlar bile birbirini tanımıyor, ama emniyettekilerin birbirini tanıdığı ortaya çıktı. Bir bürokrat ne kadar direnirse dirensin iki gün sonra görevden alınır ‘'dedi ve şunları söyledi:

HER SİYASİ PARTİDEN REHİN ALINMIŞ ÇOK KİŞİ VAR

‘'Beni de uyuşturucu işine monte ettiler. 17/25 süreci yaşanmasaydı, Zekeriya Öz beni Ergenekon ve Balyoz sürecine sokacaktı. Birçok bürokratın da FETÖ şantajlarında kullanıldığını ve arşivin de yurt dışına çıkarıldığını düşünüyorum. Her siyasi partiden çok rehin alınmış isim var. İtiraflara bile kuşkuyla yaklaşıyorum. Darbe başarılı olsaydı kilit noktalara gelecek kişileri belliydi yani kripto siyasetçiler.  Gülen uluslararası örgütlerin bir maşasıydı ve kullanıldı. Ama bir örgütü gönderirken başka örgüte meydan vermeyelim. Güneydoğu'da Gülen'in a takımı görevliydi. Recep Gücewn, Mutlu Ekizoğlu. Uyuşturucu işinde de bunlar var. Himmet ve büyük paralar karşılığı geçişine göz yumulan konsorsiyumlar da var. En kilit yerlerde o yıllarda Gülen'in emniyet müdürleri vardı. Ya Sınırdalar ya da uyuşturucu güzergahındaki İstanbul ve Antalya'da, Van'da Hakkari'de''

Kaynak: http://www.haber3hilal.com/gundem/rahmi-kocu-tutuklayacaklardi-h12391.html (http://www.haber3hilal.com/gundem/rahmi-kocu-tutuklayacaklardi-h12391.html)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: serkan - 26 Ekim 2016, 22:28:08
Kumandaya basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe.
7-24 darbe yayını yapılıyor TV lerde deliricem artık. Aynı adamlar aynı laflar habire aynı şeşleri söylüyolar ertesi gün toplanıp yine aynı şeyleri konuşuyolar.
Kuzey Kore gibi olduk iyice sıkıcı bir ülke olduk
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 26 Ekim 2016, 22:58:56
Kumandaya basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe basıyorum darbe.
7-24 darbe yayını yapılıyor TV lerde deliricem artık. Aynı adamlar aynı laflar habire aynı şeşleri söylüyolar ertesi gün toplanıp yine aynı şeyleri konuşuyolar.
Kuzey Kore gibi olduk iyice sıkıcı bir ülke olduk

+100000
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: Partikül - 26 Ekim 2016, 23:04:10
80 milyon içerisinde başka uzmanlar çıkmıyormuş gibi; sürekli olarak aynı tipleri televizyon ekranlarında görmek hakiketen iğrenç bir durum. Söyledikleri de birşey olsa bari! Dangul dungul ne kadar adam varsa topluyorlar ve seksen milyona izlettiriyorlar. Yaşı hatırlayanlar bilir; çocukluk günlerimizde sadece TRT 1 vardı, yeminle söylüyorum bunlardan daha kaliteli yayın yapılıyordu.

Ortalık yerde politize olmadan kalabilen; aynı zamanda tarafsız ve kaliteli yayın yapabilecek bir tane kanal adeta kalmamıştır. Vatandaş temiz-halis bilgiye ulaşamadığı için de zaten yıllardır bu şekilde güdülmektedir.
Başlık: 'FETÖ'nün arkasında ABD var'
Gönderen: SKYWOLF - 09 Kasım 2016, 11:30:18
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandr Dugin, pek çoğumuzun zaten senelerdir bildiği bir şeyi söylemiş.

'FETÖ'nün arkasında ABD var'

Gizem KARAKIŞ/ANKARA08 Kasım 2016 - 23:37Son Güncelleme : 08 Kasım 2016 - 23:44
FETÖnün arkasında ABD var

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/620x350/5822392e67b0a91b387dc33e.jpg)

DARBE girişiminden bir gün önce Türkiye’yi, “Orduda hareketlilik var” diyerek uyardığı belirtilen ve bu nedenle FETÖ ve Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na davet edilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandr Dugin, dün TBMM’yi ziyaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin daveti üzerine TBMM’ye geldiğini dile getiren Dugin, darbe girişimi sırasında bombalanan Başbakanlık ofisini de inceledi. Dugin bu sırada düşünceleri sorulunca şöyle konuştu: “Burada Amerikan emperyalizminin izlerini görüyoruz. Aynı zamanda Belgrad merkezinde, Irak ve Suriye’de bombalanan binaların aynısını, Yugoslavya’da, Libya’da bombalanan binaların benzerini görüyoruz. Eminim ki Fetullah Gülen’in arkasında ABD ve Amerikalılar duruyor. Bu darbe girişiminin izleri, bu cinayetin izleridir aynı zamanda. Bunların tekrar olmaması için çok kutuplu bir dünyaya geçmemiz lazım. Bu anlamda Rusya-Türkiye’nin stratejik ortaklığı çok büyük bir anlam taşıyor.”

“Düşürülen Rus uçağının arkasında ABD mi var? FETÖ mü var?” sorusuna Dugin, “Evet var. Uçağın düşürülmesinden hemen sonra istihbarat teşkilatımız tarafından bu bilgi elde edildi” yanıtını verdi.

14 Temmuz’da Türkiye’ye yaptığı uyarılarıyla ilgili soru üzerine ise Dugin, “Rusya vatandaşı olarak bu olayı müdahale etmek istemiyorum. Şu anda en önemli şey Rusya’nın ve Türkiye’nin stratejik ortaklığa doğru adım atması ve Suriye’deki savaştır. Rusya her zaman Türkiye’ye yardım etmeye hazırdır. Kritik zamanlarda Rusya’nın desteğini göreceksiniz” ifadesini kullandı.

YENİ TEHDİT İDDİASI
“Türkiye’ye dair yeni bir tehdit var mı?” sorusu üzerine ise Dugin, “FETÖ örgütü buzdağının sadece görünen yüzüdür. Esas organizatörler daha derinde. Hedefleri Rusya ve Türkiye arasındaki stratejik ortaklığı bozma yönündedir. Rus uzmanlarımız bu girişiminin tekrar olabileceğini düşünüyor. Terörist saldırılar olacağını düşünüyoruz. Bunların arkasında Amerikalıların olduğunu düşünüyoruz” yanıtını verdi.

Dugin, “Türkiye NATO üyesi, Rusya’yla stratejik ortaklık Türkiye’nin pozisyonuyla çelişmiyor mu?” sorusuna, “O sizin kararınız. Türkiye parlamentosunu, TBMM’yi bombalayan insanların arkasında kimlerin durduğunu biliyorsunuz. Bu Rusya değil kesinlikle” karşılığını verdi.

(http://i.hurimg.com/i/hurriyet/90/755x566/582238ef67b0a91b387dc338)

YAKIN ARKADAŞLAR
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’la dün AK Parti grup toplantısında aynı fotoğraf karesine giren Aleksandr Dugin, Rusya’nın renkli ve tartışmalı siyasi kişiliklerinden biri. 1962 Moskova doğumlu Dugin Rusya’da  ‘Avrasyacı’  çizginin önde gelen sözcülerinden biri olarak tanınıyor. Dugin’in Türkiye’de en yakın olduğu kişi ise Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek. Gençlik yıllarında KGB arşivlerinde çalışan, daha sonra gazetecilik yapıp, bir süre siyasette faaliyet gösteren Dugin, milliyetçilikle Marksizm arasında bir ideolojik çizgiye oturan jeopolitik kitaplar yazdı. Başkanlığını yaptığı Avrasya Partisi’ni 2003’te kapatarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın bir şekilde Kremlin’de çalışmaya başladı. 2008’de Kaynak Yayınları’ndan çıkan ‘Moskova-Ankara Ekseni’ kitabında Türkiye’nin Rusya’yla işbirliğinin önemini anlattı. Aynı yıl Perinçek’e olan yakınlığından ötürü Dugin hakkında AK Parti yanlısı medyada, “Ergenekon’un Rusya ayağı... Ergenekon’un beyni” iddiaları yayınlandı. Ergenekon iddianamesinde adı geçti. Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’da onuruna verilen bir resepsiyona katılmak üzere Ankara’daydı. Putin’in Özel Temsilcisi sıfatı ve Vatan Partisi’nin girişimiyle Türkiye’ye gelmişti. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu’yla ve 15 AK Parti milletvekiliyle görüştü.

http://www.hurriyet.com.tr/fetonun-arkasinda-abd-var-40272425 (http://www.hurriyet.com.tr/fetonun-arkasinda-abd-var-40272425)
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 09 Kasım 2016, 11:32:13
Peki bunu, senelerdir bu ülkeyi yönetenler bilmiyorlar mıydı? Çok ilginç!
Halen ABD'den fetoyu istiyorlar ya ondan soruyorum. ABD'deki yapı dünyanın pek çok ülkesinde devlet kademelerine sızan ve Amerikan çıkarları için faaliyet gösteren bir örgütün liderini bize verir mi? Kendi görevlendirdikleri elemanlarını bize teslim ederler mi? Düşman sadece feto mu? Yoksa onu oluşturup görevlendirenler gerçek düşmanlar değil mi?

Gerçekten dış siyasette akıntıya kapılan yaprak gibiyiz. Akıntı bizi nereye sürüklerse o yöne gidiyoruz. Gerçeği değil, gölgesini araştırıyoruz!

ABD'nin yeni başkanı ile durum düzelir mi bilemem. Bugünkü konuşmasında şöyle dedi: "Dünyaya da şöyle sesleniyorum: Evet ABD’nin çıkarları önplanda olacak ama herkesle ortak zemin arayacağız, ortaklık arayacağız çatışma değil."
Başlık: Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
Gönderen: SKYWOLF - 09 Kasım 2016, 12:50:25
Yani boşa demiyorum değil mi? >> http://www.hurriyet.com.tr/turkiyeden-abd-secimi-icin-ilk-aciklama-40272565 (http://www.hurriyet.com.tr/turkiyeden-abd-secimi-icin-ilk-aciklama-40272565)

Başlık: Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 291 Personel Görevden Uzaklaştırıldı
Gönderen: SKYWOLF - 14 Kasım 2016, 08:48:14
Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 291 Personel Görevden Uzaklaştırıldı

FETÖ soruşturması kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 168 subay ile 123 astsubay görevden uzaklaştırıldı, 15 subay ile 4 astsubay ihraç edildi.

Milli Savunma Bakanlığı, FETÖ soruşturması kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda 168 subay ile 123 astsubayın görevden uzaklaştırıldığını 15 subay ve 4 astsubayın ihraç edildiğini açıkladı.

TWİTTER'DAN DUYURULDU

Milli Savunma Bakanlığı'nın resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli 168 subay ve 123 astsubayın görevden uzaklaştırıldığı bildirildi.

Açıklamada, 15 subay ve 4 astsubayın da ihraç edildiği belirtildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-flas-8956577/ (http://www.sondakika.com/haber/haber-flas-8956577/)
Başlık: Savunma sanayi şirketlerinde çalışan 48 kişi hakkında gözaltı kararı
Gönderen: SKYWOLF - 15 Aralık 2018, 10:19:32
Savunma sanayi şirketlerinde çalışan 48 kişi hakkında gözaltı kararı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ soruşturmaları kapsamında ASELSAN başta olmak üzere savunma sanayi şirketlerindeki örgüt üyelerine yönelik soruşturmada 24'ü ASELSAN, 1'i ise HAVELSAN'da olmak üzere 48 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada operasyonla ilgili şu ifadelere yer verildi:
''Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Aselsan başta olmak üzere savubnma sanayi şirketlerindeki mensuplarının tespitine yönelik soruşturmada, örgüt içerisinde mahrem imam/abi konumunda olan şahıslar ile ankesörlü sabit hatlar üzerinden haberleştikleri, örgütün operasyonel GSM hatlarını kullandıkları anlaşılan 24’ü ASELSAN, biri HAVELSAN aktif çalışanı ile ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, TÜBİTAK ile farklı kamu kurumlarından ihraç edilen/ilişiği kesilen 17 şahıs ve özel sektörde çalıştığı ve FETÖ terör örgütü adına mühendislerle irtibat kurduğu tespit edilen 6 şahıs olmak üzere toplamda 48 şüpheli hakkında 14/12/2018 tarihinde arama ve gözaltı kararı verilmiştir.

Savunma sanayi şirketlerinde çalışan FETÖ üyelerinin tespitine yönelik soruşturmaya Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'nın (MİT) teknik desteği ile devam edilmektedir. Gözaltı işlemlerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce devam edilmektedir.''

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-savunma-sanayi-sirketlerinde-calisan-48-kisi-hakkinda-gozalti-karari-41051834 (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-savunma-sanayi-sirketlerinde-calisan-48-kisi-hakkinda-gozalti-karari-41051834)
Başlık: Ynt: FETÖ
Gönderen: metin62 - 15 Aralık 2018, 12:08:49
Neticede Fetö cüler Siyasi partiler hariç her yere adamlarını yerleştirmişler. ;D ;D