DefenceTURK.com

HOBİLERİNİZ, TASARIM VE DİĞER KONULAR => Genel Konular => Konuyu başlatan: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:03:38

Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:03:38
Türk Makine Sektörü Örgütlenme Hamlesini Zirveye Taşıdı

(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g36kapak.jpg) Kasım sayımızın gündem sayfalarında makine sektörüyle ilgili yurt içi ve yurt dışındaki son gelişmelere yer vermeye çalıştık. Yurt dışı fuarlarda yine ağırlığını hissettiren MTG, Almanya’nın Hannover şehrinde 21-25 Ekim tarihleri arasında düzenlenen ve sac işleme teknolojileri alanında dünyanın en büyük ve prestijli fuarlarından biri kabul edilen EuroBlech’e katılarak gerçekleştirdiği yaygın reklam ve tanıtım çalışmalarıyla fuar katılımcılarının ve ziyaretçilerinin dikkatini Türk makinelerinin üzerine çekti. MTG ayrıca, 12-16 Kasım tarihleri arasında İtalya’nın Bologna şehrinde düzenlenen, tarım ve tarım makineleri sektörü açısından dünyanın en önemli organizasyonlarından birisi kabul edilen EIMA Fuarında, Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) ve Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) ile birlikte yerini aldı. Beş gün süren fuar boyunca 92 Türk firması yeni ürün ve teknolojilerini sergileme fırsatı buldu. MTG’nin kasım ayı içinde yer aldığı bir diğer fuar organizasyonu ise FMB oldu. 5-7 Kasım tarihleri arasında Almanya Bad Salzuflen’de düzenlenen makine sanayisi tedarikçileri fuarı FMB’ye (The Supplier Show of Mechanical Engineering) katılan MTG, ziyaretçileri Türk makine sektörü hakkında bilgilendirdi.

Makine imalat sektörü, Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP) çatısı altındaki birlikteliğini federasyona dönüştürdü. Makinenin farklı alt sektörlerini temsil eden 14 dernek, 22 Kasım’da attıkları imzalarla ve 28 Kasım’da yaptıkları başvuruyla Makina İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonunu (MAKFED) kurdu. Böylece, tabandan başlayan örgütlenme hamlesi zirveye ulaştırılmış oldu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2015-2018 yıllarını kapsayacak Makine Sektörü Strateji Belgesinin hazırlıklarına hız verdi. Ankara’da düzenlenen çalıştayda sektör paydaşlarını bir araya getiren Bakanlık, yeni strateji belgesi ve eylem planı üzerindeki çalışmalarını paylaştı.

MTG ve Konya Sanayi Odası (KSO) işbirliğiyle organize edilen Teknoloji Forumu, Almanya İnovasyon Birliğinden (VEMAS) temsilcilerin katılımıyla 10 Kasım’da Konya’da gerçekleştirildi. Sektörden bölümünde ise; tünel ekskavatörleri, mini ekskavatörler, mermer blok yıkım makineleri, bina yıkım makasları ile imalat çalışmalarını sürdüren Doğrar Kepçe’yi daha yakından tanıyacağız. Sektörel eğitim kurumları ve genç kuşağın başarılarına yer verdiğimiz sayfalarımızda bu ay sizlere; üniversite-sanayi işbirliğinin son yıllarda daha da gelişmesinde kamu tarafından sağlanan teşviklerin de payı olduğuna dikkat çeken Niğde Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü tanıtacağız. Ekim sayımızın kapak konusuna ise “Hidrolik ve Pnömatik Sistemleri” taşıdık. Dosya çalışmamız çerçevesinde Türk ve dünya pazarındaki genel durum, sektörel gelişmeler ve üreticilerimizin yaşadığı sorunlar ile hedef pazarlar hakkında bilgiler paylaşmaya çalıştık. Farklı sektörel analiz ve uzmanların makaleleriyle renklenen son sayımızı keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

http://www.moment-expo.com/turk-makine-sektoru-orgutlenme-hamlesini-zirveye-tasidi (http://www.moment-expo.com/turk-makine-sektoru-orgutlenme-hamlesini-zirveye-tasidi)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:08:23
MTG Euroblech Fuarına Adını Yazdırdı

(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto3.jpg)

SAC işleme teknolojileri alanında dünyanın en büyük ve prestijli fuarlarından biri kabul edilen EuroBlech’e katılan Makine Tanıtım Grubu (MTG), gerçekleştirdiği yaygın reklam ve tanıtım çalışmalarıyla fuar katılımcılarının ve ziyaretçilerinin dikkatini Türk makinelerinin üzerine çekti.

Almanya’nın Hannover şehrinde 21-25 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 23. Uluslararası Sac Levha İşleme Teknolojisi Fuarı EuroBlech’e katılan MTG, havaalanının bagaj teslim bölümünden başlayıp, fuar ana girişleri ve fuar içinde devam eden reklam çalışmalarıyla Türk makinesinin imajının güçlendirilmesine katkıda bulundu.

İki yılda bir düzenlenen EuroBlech Fuarına bu yıl 38 ülkeden 1.573 firma katıldı. MTG, 70 bin kişinin ziyaret ettiği fuarın 15. holünde 69 metrekarelik stantta, fuar katılımcılarını ve ziyaretçileri Türk makine sektörü hakkında bilgilendirdi. MTG ayrıca kendi standının da bulunduğu 15. holün girişindeki dev postere, fuar ana girişlerinde ve içinde yer alan kuleler ile küp şeklindeki ilan alanlarına, fuar alanında ring yapan otobüslere, fuar resmi gazetesine, fuar katoloğuna ve daha birçok noktaya “You Are In Good Hands”, “We Have Entrepreneurial Spirit”, “We’re Highly Qualified And Standardized”, “We Have Many Enterprises, Big Impacts!” ve “We’re Young And Dynamic!”, “Let Your Business Bloom With Turkish Machinery” sloganı çerçevesinde tasarlanan çok sayıda reklam verdi.

Fuarda 88 Türk Firması Yer Aldı

Yabancı ve Türk katılımcılar ile ziyaretçilerin beğenisini kazanan tanıtım faaliyetleri fuar süresince, Türk makine sektörünün sac levha işleme sektöründeki üretim gücü ve kalitesine vurgu yaptı. MTG standında Türk makine sektörünü tanıtan multivizyon, İngilizce ve Almanca olarak sürekli gösterildi. Bu yılki EuroBlech Fuarına Türkiye’den 88 firma katılırken, Türk firmaları toplam stant alanı bakımından Almanya, İtalya ve Çin’den sonra dördüncü sırada yer aldı. MTG standında makine ihracatçısı ve Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) üyesi firmalara ait bilgiler içeren katalog, CD ve USB bellek dağıtıldı. MTG standını ziyaret eden konuklara ayrıca her sabah çay, simit ve peynir eşliğinde kahvaltı ikram edildi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto5.jpg)
37’si MAİB üyesi olmak üzere toplam 88 Türk firmasının yer aldığı fuara MTG adına; Almanya Sorumlusu ve MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, MTG Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz ve MTG personeli katıldı. Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi Makina İmalatçıları Birliği de (MİB), MTG standında üyeleri hakkında bilgi vermek üzere hazır bulundu.

Ayrıca Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak ve Ekonomi Bakanlığı Hukuk Müşaviri Müge Selçuk, MTG’nin davetiyle fuara katılan isimler arasında yer aldı.

“Almanya’nın Tecrübesiyle  Türkiye’nin Dinamizmini Bir Araya Getirmek İstiyoruz”
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto6.jpg)
21 Ekim tarihinde, Hannover Başkonsolosu Mehmet Günay, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak, Hannover Ticaret Ataşesi Kudret Ceran ve MTG Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz Türk firmalarının stantlarını ziyaret ederek katılımcılarla görüştü. Aynı gün Türk firmaları için 110 kişinin katıldığı bir yemek düzenlendi. Yemekte, Sevda Kayhan Yılmaz’ın açılış konuşmasının ardından, MTG Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Durmaz, Hannover Başkonsolosu Mehmet Günay ve Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak da birer konuşma yaptı. Sevda Kayhan Yılmaz konuşmasında, MTG’nin Almanya’daki faaliyetleri hakkında bilgi verdi. “Artık Almanya’ya yerleştik. Buradan gitmeye de niyetimiz yok. Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Almanya’yı gerçek bir partner olarak görüyoruz. Sadece mal satmak değil, buradan şirketler satın almanın da dahil olduğu çeşitli ticari faaliyetler gerçekleştirmek istiyoruz” diyen Sevda Kayhan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanlar da artık Türk makinelerinin kalitesinin farkında. Almanya’nın tecrübesiyle Türkiye’nin dinamizmi bir araya gelince bunun çok verimli olacağını düşünüyoruz.”
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto7.jpg)
Fuarın ikinci gününde MTG Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, Hannover Ticaret Ataşesi Kudret Ceran ve MTG Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz’ın katılımıyla Deutsche Messe’den Kai Varrelmann ile görüşme gerçekleştirildi. Görüşmede, WIN Rusya Fuarına Türkiye’nin partner ülke olması konusu ele alındı. Aynı gün, MTG’nin Almanya medyasında sektörel dergilerde ilan verdiği medya kuruluşlarından Vereinigte Fachverlage Editörü Carmen Nawrath ile Hannover 2015 Fuarı ve MTG’nin 2015 dönemi dergi çalışmaları hakkında görüşme yapıldı. 23 Ekim tarihinde ise VDMA Verlag Yetkilisi Malfred Otawa ile MTG’nin basında görünürlüğü ve reklam çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. FMA Communications yetkilileri Michael J. Lacny ve Dave Brambert ile gerçekleştirilen görüşmede ise 2015 yılında Fabtech Chicago Fuarına MTG’nin katılımı değerlendirildi.

25 Ekim tarihine kadar süren fuar boyunca MTG standında yabancı ziyaretçilere ve katılımcılara Türk makine sektörü hakkında bilgiler verilirken Türk firmaları da ziyaret edilip sorunlar ve çözüm önerileri dinlendi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto8.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto10.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto11.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto12.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto13.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto14.jpg)
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g6foto15.jpg)

http://www.moment-expo.com/mtg-euroblech-fuarina-adini-yazdirdi (http://www.moment-expo.com/mtg-euroblech-fuarina-adini-yazdirdi)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:10:47
MTG, Almanya Faaliyetlerini FMB Fuarı İle Sürdürdü
Makine Tanıtım Grubu (MTG), 5-7 Kasım tarihleri arasında Almanya Bad Salzuflen’de düzenlenen makine sanayisi tedarikçileri fuarı FMB’ye (The Supplier Show of Mechanical Engineering) katılarak, ziyaretçileri Türk makine sektörü hakkında bilgilendirdi.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g36foto1.jpg)

MTG’nin Almanya partnerlerinden teknoloji ağı OWL Maschinenbau tarafından organize edilen ve bu yıl 10. yıldönümünü kutlayan FMB 2014 Fuarı, 5-7 Kasım tarihleri arasında Almanya Bad Salzuflen’de gerçekleştirildi. Türk firmalarının yer almadığı organizasyonda; makine tedarik sanayisine yönelik ürünler sergilendi. Fuara, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve MTG’yi temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz katıldı. Hannover Ticaret Ataşesi Kudret Ceran da MTG standını ziyaret ederek temaslarda bulundu.

MTG Reklamları İlgi Çekti (http://www.moment-expo.com/content/images/s78g36foto2.jpg)

FMB Fuarı kapsamında “You Are In Good Hands - Emin Ellerdesiniz” temalı MTG ilanları fuar gazetesinde yer alırken “Turkish Machinery” logosu da; fuar çantaları, fuar giriş kartları ve yaka kartı iplerini süsledi. Fuarın ilk günü olan 5 Kasım tarihli Alman Die Welt gazetesinde, MTG’nin faaliyetlerini ve Türk makine sektörünü anlatan bir ek yayınlandı. Gazete, fuara katılan firmalara dağıtılarak MTG’nin çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Ayrıca fuarın resmi gazetesinde de Türkiye’nin, Alman makine sanayisinin partneri olduğunun altını çizen bir yazı yayınlandı. MTG, fuarın ikinci günü düzenlenen “Messe Party” organizasyonuna da sponsor oldu.

MTG’nin Gelecek Dönem Çalışmalarıyla İlgili

Temaslar Gerçekleştirildi Fuarın ilk günü, Almanya’da ilan verilen sektörel dergilerin bağlı bulunduğu medya kuruluşu yetkililerinden Jürgen Zügner, MTG standını ziyaret etti. Yapılan görüşmede, MAİB Yönetim Kurulu Üyesi ve MTG Almanya Sorumlusu Sevda Kayhan Yılmaz ile MTG Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz; ilerleyen dönemde MTG’nin Almanya’da yürüteceği faaliyetler kapsamında, ilan verilebilecek mecralar hakkında bilgi aldı. Hannover Ticaret Ataşesi Kudret Ceran ile birlikte Sevda Kayhan Yılmaz ve Ahmet Yılmaz, Almanya’da işbirliği çalışmalarında bulunulan OWL’nin ve OWL üyesi firmaların stantlarını da ziyaret ederek yürütülecek ortak faaliyetler hakkında görüş alışverişinde bulundu. 6 Kasım tarihinde ise Hollanda’da faaliyet gösteren Metal Union adlı sektörel derneğin yetkilisi Mr. Verlinden, MTG standını ziyaret etti. Ziyarette, MTG’nin Hollanda’da ilerleyen dönemlerde gerçekleştirmeyi planladığı faaliyetler hakkında görüşüldü. Fuarın ikinci günü OWL yetkilileri de MTG standını ziyaret etti. MTG Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz ile OWL yetkilileri çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.

485 firmanın katıldığı ve 6 bin kişinin ziyaret ettiği fuar süresince MTG standında, MAİB üyesi firmalara ve sektörel derneklere ait bilgiler içeren katalog, CD ve USB bellek dağıtıldı.
 (http://www.moment-expo.com/content/images/s78g36foto4.jpg)

http://www.moment-expo.com/mtg-almanya-faaliyetlerini-fmb-fuari-ile-surdurdu (http://www.moment-expo.com/mtg-almanya-faaliyetlerini-fmb-fuari-ile-surdurdu)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:15:00
Hidrolik Pnömatik Kongresi İlk Kez Uluslararası Katılımla Gerçekleştirildi
7. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi (HPKON ), bu yıl ilk kez uluslararası katılımla 22-25 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s78g52foto1.jpg)

HPKON 572 kayıtlı delege ve 2 bin 113 ziyaretçinin katılımıyla düzenlendi. Kongrede; 56 bildiri sunumu, 18 atölye çalışması, bir panel, dört kurs, iki yuvarlak masa toplantısı ile altı özel oturum, toplantı ve forum gerçekleştirildi. Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından 1999 yılından bu yana düzenlenen kongrede bu yıl; “Sektörün Geleceği, Gelişmeler, Beklenti ve Talepler” konulu bir panel gerçekleştirildi. Panele ilişkin “Mevcut Durum Analiz Raporu” da basılarak katılımcılara dağıtıldı. Ayrıca toplantılar süresince ulaşılan çok yönlü birikimi içeren 829 sayfalık bir “Bildiriler Kitabı” da hazırlanarak tüm sektör ilgililerinin kullanımına sunuldu.

“Cetop Bölgesinde Türkiye’nin Pazar Payı AR TIYOR”

Kongrede hidrolik pnömatik sektörüne ilişkin özet olarak şu tespitlere yer verildi: Sektörün ana sorunları yerli üretim, Ar-Ge, sektörle ilgili teknolojik ve endüstriyel birikim, sermaye/finansman ve kalifiye işgücü yetersizlikleri ile yüksek girdi maliyetleri, ithal ürünlerin yerli üretime göre pazar paylarının yüksek oluşu ve dışa bağımlılık olarak sıralanabilir. Bugün yerli üretimde yüzde 62 oranında ithal girdi kullanılırken, makine imalat sanayisinde iç pazar talebinin yüzde 51’i ithal makinelerle karşılanıyor. Yenilikçiliğe önem vermeyen, imal ettiği ürünleri devamlı olarak geliştirme çabasında olmayan, pazar ihtiyaçlarını gözleyip yeni modelleri programa almayan, bunları gerçekleştirmek için bünyesinde mühendis istihdam etmeyen kuruluşların ciddi sıkıntılar yaşamaları ve zorunlu olarak imalattan çekilmeleri veya fason üretime yönelmeleri kaçınılmazdır.

CETOP verilerine göre sektörün dünyadaki toplam pazar payı 2000 yılında yüzde 0,5 iken 2013 yılında yüzde 1,4’e yükseldi. 16 Avrupa ülkesinin dahil olduğu CETOP bölgesinde Türkiye’nin pazar payı 2000 yılında yüzde 1,5 iken 2013 yılında yüzde 4,7’ye yükseldi.

Kalitesi belgelenmemiş, sertifikası olmayan ve haksız rekabete neden olan ürünlerin ülkeye girişinin kontrol edilmesi ve zorlaştırılması için ciddi önlemler alınmalıdır. Sektör bu ürünlerin ülkeye girmemesi konusunda tavır almalı, yerli ürün tüketilmesi konusunda siyasi irade zorlanmalıdır. Özellikle ihracat yapan yerli üreticilerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi için yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, üretim ile istihdam üzerindeki yükler azaltılmalı ve kamu ihalelerinde yerli malı kullanımı teşvik edilmelidir.

“Sektör Firmaları Ortak Ar-Ge Merkezleri Kurmalı”

Ar-Ge olanakları artırılmalı, vergi mükellefiyetliklerinde belli indirimler sağlanmalı, teknoparklardan yararlanmaları konusunda Akışkan Gücü Derneğinin (AKDER) yol göstericiliğinde, sektör firmaları bir araya gelerek ortak Ar-Ge merkezleri kurmalıdır. Piyasa gözetimi ve denetimi etkinleştirilmeli, sektör dernekleri bu yapının içinde yer almalı, mesleki yeterlilik ve eğitim konusuna önem verilmeli ve yeterlilik sahibi olmayan kişilerin iş yapmalarına engel mevzuatlar oluşturulmalıdır.

Yurt içinde kullanıcılar yerli ürün kullanmalı, yerli üreticiler ise ihracat çabalarını artırmalı, bu yolla maliyetlerin düşürülerek, ulusal ürünlerimizin rekabet gücünün artacağı tüm sektörde temel bilinç haline getirilmelidir.

Sektörümüzün gelişmesi için MEB, YÖK ve akışkan gücü sektörü temsilcileri ile birlikte eğitim programlarında ihtiyaca uygun güncellemeler yapılmalı, endüstri meslek liselerinde uygulamalı meslek derslerinin niteliği geliştirilmeli, atölyelerde mevcut makine ve tezgahlar yenilenmelidir. Üniversitelerde güncel teknolojiler ile endüstriyel uygulamalar öğretilmeli ve altyapı çalışmaları tamamlanmalıdır.

“Sektörün Hitap Ettiği Pazar Yeniden Tanımlanmalı”

Sanayide enerji verimliliği, uluslararası rekabet gücü açısından önemli bir unsurdur. Enerjide sürdürülebilirliğin sağlanması, dışa bağımlılığın azaltılması, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik çalışmalarla enerjinin ve enerji kaynaklarının verimli kullanımının tespiti yapılarak sektörde, hidrolik pnömatik sistem tasarımlarında ve üretiminde enerji verimliliğine önem verilmelidir. Sistemlerin enerji verimliliği ölçülebilir olmalı, belgelendirilmeli ve teşvik edilmelidir.

Yazılım mühendisliğindeki yeni yaklaşımların, yenilikçi makine konseptlerine olanak sağladığı, akıllı mobil cihazlar, uygulamalar ile entegre PLC sistemlerinin çalışma esnekliğini artırdığı, bu yeni yaklaşımların mühendislik çalışmalarını kolaylaştıracağı ve rekabette esnekliği artıracağı tespiti yapılarak, sektör yazılım mühendisliği alanındaki gelişmeleri izlemeli ve uygulamalara yansıtmalıdır.

Hidrolik ve pnömatik sektörünün giderek elektronik ile kaynaştığını, eskiden sadece servo veya oransal valflerle sınırlı olan elektroniğin, şimdilerde eksen kontrol modülleri ve servo-motor tahrikli hidrolik pompaların kullanılmaya başlamasıyla yaygınlaştığı görülmektedir. Teknolojiler arası entegrasyonun bu şekilde giderek artacağı hesap edilerek sektörün hitap ettiği pazar yeniden tanımlanmalı veya revize edilmelidir.

Mühendislik hizmeti üreten sektör firmalarının akreditasyonu, sektörde çalışan mühendislerin uzmanlıklarının meslek odaları tarafından belgelendirilmesi, sektörde çalışan ara teknik elemanların eğitimi ve belgelendirilmesi, sektörle ilgili mevcut regülasyonlar çerçevesinde Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığının piyasa gözetim denetim faaliyetini yaygınlaştırması, sektör firmalarında çalışan mühendisler tarafından hazırlanan projelerin inşaat sektöründeki mimar ve mühendislik hizmetleri gibi fikri mülkiyet hakları çerçevesinde güvence altına alınması gibi konularda; MMO, AKDER ve sektör bileşenlerinin katıldığı bir çalıştay düzenlenmeli ve burada elde edilen sonuçlar ilgili bakanlıklara iletilmelidir.

http://www.moment-expo.com/hidrolik-pnomatik-kongresi-ilk-kez-uluslararasi-katilimla-gerceklestirildi (http://www.moment-expo.com/hidrolik-pnomatik-kongresi-ilk-kez-uluslararasi-katilimla-gerceklestirildi)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:16:53
Dirinler’in Yeni Makinesi Görücüye Çıktı
Dirinler Makina, üç yıllık Ar-Ge çalışması neticesinde geliştirdiği Türkiye’nin ilk yüksek torklu, dört değişebilir kafalı ve beş eksenli taşınabilir portal freze makinesini tanıttı.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78v60foto1.jpg)
Türk makine sektöründe 1952 yılından bu yana takım tezgahı imalatı yaptıklarını ifade eden Dirinler Makina Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin, “Bu makine, yüksek torku ve taşınabilir olması nedeniyle ülkemizde bir ilk. Türkiye’de başkasının yapmadığını yapmaya odaklandık. Bu makineyi yapmaya cesaret edecek bir başka firma bulamazsınız. Zor bir teknoloji ve zor bir makine. Kullanıcılar hem maliyet, hem de zamandan tasarruf edecek. Hassas işleme özelliği ve yüksek tork gücü sayesinde çok ağır tonajlı makinelerin, yüzeylerin işlenmesi için kullanılacak. Makinemizi üç yıl süren Ar-Ge çalışması sonucu hayata geçirdik. Gemi inşa, otomotiv, havacılık sanayisine çok büyük yenilik getireceğine inanıyoruz” dedi.

“Dünyanın Kıskanacağı Bir Makine Yaptık”

Yeni nesil taşınabilir ve yüksek torklu portal frezenin tanıtım toplantısında konuşan Mustafa Dirin, Drinns markasıyla müşterilerine özel çözümler sunduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelişen teknolojiyi takip etmedik, teknolojinin önünde yer aldık ve takip edilen olduk. 1960’larda Türkiye toplu iğne yapamayan bir ülkeydi. Kalkınma hamlesi içindeydi. ‘Türkiye toplu iğne yapıyor!’ diye haberler çıktığında olaylar oluyordu. Öyle günlerde inancımızı kaybetmedik ve bugün dünyanın dahi kıskanacağı 160 ton ağırlığında ‘Dirinler harikası’ bir makine yaptık.”

“Büyüyen ve Gelişen Türkiye’ye Tanıklık Ediyorsunuz”

Gelişmiş sanayi ülkeleri Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya dahil 55’den fazla ülkeye ürünlerini ihraç etmenin gururunu yaşadıklarını aktaran Mustafa Dirin, ilkleri başarmanın kendileri için artık bir gelenek olduğunu söyledi. Mustafa Dirin, “Evet, ilkleri başarıyor, ilkleri hayata geçiriyoruz. Öyle ki bu ilkler tüm dünyanın da tercihi oluyor. Bu konuda hiç de tevazu göstermeyeceğim. Çünkü bu gururu sizin de yaşamanızı istiyoruz. Biz yapılmayanları yapmaya hevesliyiz. Dirinler’in başarısının ardında ‘demir talaşı kokusuna sinen alın teriyle çalışmak’ yatıyor. İşimize tutku ve sevgiyle bağlıyız. Aklımızı önümüze koyduk ve yapılmayanı yaptık. Ama sakın burada duracağımızı düşünmeyin, çünkü durmayacağız. Bizim çok daha büyük heyecanlarımız var. Daha büyük teknolojik makineler yapacağız. Biz her zaman yaptığımız işin en iyisi olacağız. Bugün yalnızca Dirinler’in lansmanına tanıklık etmiyorsunuz; bugün ayrıca büyüyen ve gelişen Türkiye’ye de tanıklık ediyorsunuz. Bu makine sadece Dirinler’in değil, ülkenin eseridir. Kendini yetiştirip bilime ve çalışmaya adayan Türk insanının eseridir” dedi.

“İhracata Dayalı Bir Üretim İstiyoruz”

Dirinler Makina Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dirin’de yaptığı konuşmada, Drinns markasıyla müşterilerine özel çözümler sunduklarını söyledi. CNC kontrollü tezgahların yanında, özel tasarım ve yüksek teknolojiye sahip makinelerin üretimini de gerçekleştirdiklerini belirten Nihan Dirin, “Sektörde rekabet Çin ya da Tayvan’la sınırlı. Ancak Dirinler’in Avrupa kalitesinde üretimi nedeniyle dünya ile rekabet ediyoruz. Biz ithalata değil ihracata dayalı bir üretim olsun istiyoruz. Dirinler’in Türkiye’ye böyle bir katkısı olsun istiyoruz. Türkiye’de böyle bir makine yok. Dünyada da sayılı üretiliyor. Dolayısıyla rakibimiz dünya. Bu makinenin en önemli özelliği vinçlerle götürebilmeniz. Dört kafalı olması çok önemli ve hepsi özel dizayn edilmiş kafalar. Tamamen Dirinler bünyesinde, Türk mühendisliğinin ürünüdür” dedi.

http://www.moment-expo.com/dirinlerin-yeni-makinesi-gorucuye-cikti (http://www.moment-expo.com/dirinlerin-yeni-makinesi-gorucuye-cikti)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:18:13
Baykal Makine Ar-Ge Merkezi Kimliğine Kavuştu
Ar-Ge Merkezi Sertifikası alan Baykal Makine, 550 metrekarelik teknoloji üssünde 61 çalışanıyla sac işleme makineleri sektöründe yenilikçi ve özgün tasarımlar geliştirmeyi hedefliyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78v61foto1.jpg)
Baykal Makine, Ar-Ge Merkezi olma hedefine ulaşarak, Bursa’nın 23’üncü Ar-Ge Merkezi unvanını aldı. Ortalama 600 personel ile üç ana tesiste ve toplamda 70 bin metrekare alanda yıllık 5 bin adet makine üretim kapasitesine sahip olduklarını söyleyen Baykal Makine Yönetim Kurulu Başkanı Sulhi Baykal, ürünlerinin yüzde 80-85’ini ihraç ettiklerini, böylece kent ve ülke ekonomisine ciddi oranda katma değer sağladıklarını vurguladı. Firmanın 64 yıllık geçmişi boyunca kendi öz kaynakları ile sürdürdüğü Ar-Ge çalışmaları sonucunda Türkiye’nin ilk abkant presi ve ilk hidrolik giyotin makası gibi birçok ilke imza attığını ifade eden Baykal, “1994 yılında Hollanda Kersten firması ile kurulan B&K B.V. şirketi ile Ar-Ge faaliyetlerine başlayan ve 5746 No’lu Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde geçtiğimiz aylarda başvurusunu yapan Baykal Makine, 16 Ekim tarihi itibariyle Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Ar-Ge Merkezi Sertifikasını aldı. Türkiye’nin en büyük makine üreticilerinden biri olarak sürdürülebilir bir gelişme için Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin vazgeçilmez bir gereklilik olduğuna inanıyor bu yönde politikalar geliştiriyoruz” dedi.

“Patent Ve Faydalı Model Sayısını Artırmak İstiyoruz”

Sulhi Baykal, 42 araştırmacı, 15 teknisyen ve 4 destek personeli olmak üzere toplam 61 çalışanla yaklaşık 550 metrekarelik bir alanda hizmet veren Ar-Ge merkezinde, sac işleme makineleri sektörüne yönelik yenilikçi ve özgün tasarımlar gerçekleştirileceğini ayrıca TEYDEB projeleri de yürütüleceğini vurguladı. Temel hedeflerinden birinin, yurt dışına bağlı ve yüksek maliyetli teknolojilerin yerli kaynaklarla üretilmesinin sağlanması konusunda Ar-Ge faaliyetleri yapmak olduğunun altını çizen Baykal, enerji ve diğer kaynakları verimli kullanan, doğal çevrenin korunmasına katkı sağlayan, katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesinin de diğer önemli hedefleri arasında bulunduğunu aktardı. Baykal, Ar-Ge merkezinde özgün tasarımlar gerçekleştirerek, patent-faydalı model sayısını artırmak istediklerine de değindi. Ar-Ge merkezi ile öncelikle bölüm çalışanları, genelde de tüm çalışanların yetkinliklerini geliştirecek ve onların yaratıcı fikirlerini ortaya koyabilme imkanları sağlayacak uygun çalışma ortamının oluşturulmasının amaçlandığına dikkati çeken Baykal, “Çalışanları bu doğrultuda motive etmek ve böylece bir inovasyon kültürü oluşturmak için Ar-Ge merkezi bünyesinde yenilikçi fikirlerin üretilmesi, master ve doktora yapılması gibi konularda ödüllendirme dahil özendirici sistemler de oluşturuluyor” diye konuştu. Başta Bursa’dakiler olmak üzere ülke genelindeki üniversitelerle kazan-kazan ilkesine uygun işbirliği projeleri geliştireceklerini anlatan Baykal, bu kapsamda son sınıf öğrencilerinin yarı zamanlı istihdam edilmesi ve yürütülen Ar-Ge projelerine katkılarının sağlanması çerçevesinde, öğrencilerin sanayinin iş yapma yöntemleri konusunda bilgilenmelerinin sağlanacağını aktardı.

http://www.moment-expo.com/baykal-makine-ar-ge-merkezi-kimligine-kavustu (http://www.moment-expo.com/baykal-makine-ar-ge-merkezi-kimligine-kavustu)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:25:54
Makineleri Kontrol Eden Güç: Hidrolik ve Pnömatik Sistemler
Hidrolik ve pnömatik sistemler, makine imalat sa nayisinin yüksek teknolojili ürünleri aras ında yer alıyor. Makine sanayisinin gelişimine bağlı olarak hidrolik sistemlerin kullanımı artarken kullanım alanları da yaygınlaşıyor. Uzmanlar ise sektörün makine üretimiyle kurduğu güçlü ilişkinin, hidrolik ve pnömatik sistemlerin tarihsel köklerine inildiğinde daha net bir biçimde ortaya çıktığı görüşünde birleşiyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto3.jpg)
Makine imalat sanayisinin gelişmesiyle önemli sektörlerden biri haline gelen hidrolik ve pnömatik sistemler, iş yapış şeklini kolaylaştırırken gücün kontrollü olarak kullanılmasına da olanak tanıyor. Türkiye’de hızla gelişen sektör son 10 yıl içinde CETOP (Avrupa Hidrolik ve Pnomatik Komitesi) ülkeleri içindeki payını 1,5’ten 3,3’e yükseltmeyi başardı.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto4.jpg)
İnsan gücünün yetersiz kaldığı her durumda makinelerin desteğine ihtiyaç duyuluyor. Ağır şartlarda, insan gücünün ve hızının yeterli olmadığı durumlarda işi kolayca yapabilmeyi sağlayan makineler, iş verimini artırırken zaman ve enerjiden de kazanç sağlıyor. Günlük hayatta pek içli dışlı olmasak da; inşaat, tersane, fabrika, taşıma işleri, lojistik gibi alanlarda iş makinelerine çok fazla ihtiyaç duyuluyor. Sanayinin hemen her kolunda iş makineleri, iş akışının kontrollü ve sağlıklı işlemesine imkan veriyor. Mükemmel bir uyum içinde çalışan iş makineleri de elbette tek bir sistemden oluşmuyor. Günlük hayatta en çok karşımıza çıkan iş makinelerinden vinçler, kamyonlar, asansör sistemleri bir kol ve onu itip yönlendiren küçük bir başka kol mekanizmasından oluşuyor. Motor sistemleri dışında temel hareket ve güç sağlayan kısımlar da devreye, hidrolik ve pnömatik sistemler olarak adlandırdığımız akışkan güç sistemleri ile giriyor. Bu sistemler makinelerden istenen işi, kontrollü olarak yerine getiren vazgeçilmez sistemler olarak üretime hizmet veriyor. Akışkan gücü; basınçlı akışkanların, ister sıvı ister gaz halinde olsun, enerjilerinden faydalanarak elde edilen güç olarak ifade ediliyor. Sıvı veya gaz ya da somut olarak su veya hava, ancak aralarında basınç farkı olan iki ortam arasında akışkan davranışı gösteriyor. Bu basınç farkından meydana gelen akış, aynı zamanda bir enerji de taşıyor. Yunanca su anlamına gelen “Hydro” ile boru anlamına gelen “Aulos” kelimelerinden türetilen hidrolik, günümüzde akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası şeklinde tanımlanıyor. Tarihin ilk çağlarından itibaren akarsulardan su değirmenleri aracılığı ile güç elde etmek için kullanılan sistemler, bugün bildiğimiz anlamda akışkan güç sistemlerinin ataları sayılıyor. İlerleyen teknoloji ile hidroliğin ifade ettiği anlam da biraz değişiyor. Daha çok istenilen debi ve basınçlarla gücün elde edilmesi, kontrolü ve iletilmesini ifade eder hale geliyor. Hidrolik ve pnömatik sistemlerin mekanik sistemlerden en önemli farkı ve avantajı ise kontrollü bir iletim sağlamasıyla ortaya çıkıyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto5.jpg)
Hidroliğin Temelinde Pascal İmzası
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto8.jpg)
Teorik ve tarihi açıdan modern hidroliğin temelleri 17. yüzyılın ortalarında Fransız fizikçi Pascal tarafından, kendi adı ile anılan Pascal Yasası ile atıldı. Bundan yaklaşık 100 yıl sonra İsviçreli fizikçi Bernoulli yine kendi adı ile anılan Bernoulli Denklemi’ni bularak, boru içinde akan bir akışkanın enerji tanımlamasını yapılabilir hale getirdi. Sanayi devriminde İngilizler sayesinde uygulama alanı bulan hidrolik bu tarihten sonra birçok sanayi uygulamalarında kullanılmaya başlandı. Bugün anladığımız şekilde ilk modern hidrolik sistem uygulaması ise 1906 yılında Amerikan savaş gemisi USS Virginia’nın top namlusu yönlendirmesinde basınçlı yağ kullanılması ile ortaya çıktı. Daha sonra sızdırmazlık elemanları konusunda yaşanan teknolojik gelişmeler ile hidrolik sistemler hızla gelişmeye başladı. 1926 yılında ABD’de ilk hidrolik güç ünitesi imal edildi. 1926 yılında Harry Vickers’in pilot kumandalı emniyet valfini icadı ile devam eden gelişmeler, İkinci Dünya Savaşı ile çok önemli bir aşamaya geçti 1950 yılında Mercier hidrolik aküyü, Moog’da MIT’de 1958 yılında elektrohidrolik servovalfi icat etti. Bu teknolojik gelişmeler ve icatlar sayesinde bugün bildiğimiz tüm hidrolik devre elemanları kullanılmaya başlandı. Havanın sağladığı gücü kullanan pnömatik sistemlerin geçmişi ise biraz daha eskilere, MÖ. 2500 yılına kadar uzanıyor. Madencilik ve metalurji sektöründe kullanılan hava körüğünü ilk pnömatik uygulama olarak ifade etmek mümkün. Pnömatik, eski Yunanca’da rüzgar veya nefes alma anlamlarına gelen “Pnuema” kelimesinden türetiliyor. Endüstriyel olarak ise gaz basıncı ile çalışan sistemlerin hareket ve kontrolünü sağlayan sanayi dalı olarak ifade ediliyor. İlk pnömatik uygulamalar 19. yüzyılın ortalarında başlıyor ancak bugün anladığımız anlamda geniş çaplı uygulamalar 20. yüzyılın ortalarından itibaren görülüyor.

Perşembe Pazarından Günümüze Türkiye’de Hidrolik Sistemler

Türkiye’de hidrolik ve pnömatik sistemlerin kullanılmaya başlanması, gelişimi ve ilerlemesinde Karaköy Perşembe Pazarı’nın etkisi çok büyük. Türk sanayisi için ayrı bir yere sahip olan Perşembe Pazarı Tersane Caddesi çevresi, hidrolik ve pnömatik sistemlerin, bu sistemlerde kullanılan ürünlerin ilk merkezi sayılıyor. Türkiye’de sektörün gelişmesinde önemli kilometre taşlarından birisi de plastik enjeksiyon makinelerinin imalatına başlanmasıyla atılıyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto9.jpg)
Uzmanlara göre 1980 sonrası Türk sanayisinin serbest piyasa ekonomisi ile tanışıp, dünyaya açılmaya ve gelişen teknolojileri yakından takip etmeye başladığı yıllar olarak kabul ediliyor. Bu yıllarda makine imalat sanayisindeki gelişmeye paralel olarak hidrolik ve pnömatik sektörünün de hızla büyüdüğü gözleniyor. Bu gelişme Türkiye’de sektörün önde gelen üreticilerinin 90’lı yılarda bir araya gelerek Akışkan Gücü Derneğini (AKDER) kurmasıyla farklı bir boyut kazandı. 2003 yılında CETOP’a üye olan AKDER böylece uluslararası temsil yeteneğine sahip oldu. Uzmanlara göre Türkiye’de 1960’lı yıllara kadar yedek parça temini ve tamiratı ile ilerleyen sektör, 1970’li yıllardan sonra hidrolik ve pnömatik elemanların üretilmesiyle gelişti ve zamanla büyük ölçüde proje hizmeti veren bir yapıya büründü.

Hidrolik ve Pnömatik Sistemlerin Makine Sektöründeki Rolü

Hidrolik ve pnömatik sistemler yoğun olarak; makine, tarım ve hayvancılık, gıda, kimya ve ilaç, tekstil, elektronik, madencilik sanayisi ve ağaç işleme endüstrisi ile otomatik dolum ünitelerinde kullanılıyor. Bu sistemler ayrıca birçok endüstriyel tesisin üretim süreçlerinde önemli kazanımlar elde edilmesini sağlıyor. Krikolar, asansörler, vinçler, takım tezgahları, vites kutuları, test cihazları, sanayi tipi robotlar gibi pek çok uygulama alanında hidrolik ve pnömatik sistemlerden yararlanılıyor. Hidrolik sistemler esas olarak; yüksek güç yoğunluğu, nispeten düşük enerji sarfiyatı, enerji depolama kabiliyeti, hassas hareket, yumuşak ve kademesiz hareket kabiliyeti, aşırı yüklere karşı güvenli, darbesiz, kuvvet ve torku sabit tutma kabiliyeti ile genelde kapalı ve korunmuş bir sistem olmaları dolayısıyla makine imalat sanayisinde çok önemli görevler üstleniyor. Enerji iletiminde akışkan olarak genellikle madensel yağlar kullanılıyor. Bunların dışında sentetik akışkanlar, su ve yağ-su çözeltileri de tercih edilebiliyor. Hidrolik sistem, elektrik motorunun tahrik ettiği hidrolik pompa ile akışkanın belirli basınçta ve debide basıldığı; bu hidrolik enerji ile doğrusal, dairesel ve açısal hareketin üretildiği sistem olarak tanımlanıyor. Hidrolik, akışkanların mekanik özelliklerini inceleyen bir bilim dalı olarak kabul ediliyor. Akışkanlar mekaniği ise duran akışkan mekaniği “hidrostatik” ve hareketteki akışkan mekaniği “hidrodinamik” olarak iki bölüme ayrılıyor. Enerji iletim olanakları yönünden hidroliğin yanında mekanik, elektrik, elektronik ve pnömatik sistemlerin her biri farklı alanlarda kullanılabiliyor. Hidrolik sistemler genelde iç içe rahatça girip çıkabilen iki silindirin, hava ve sıvı sızdırmadan hidrolik sıvısı ile hareket ettirilmesi ilkesine dayanıyor. Geniş bir pompa yardımı ile dar yapılı hidrolik silindirler, tonlarca ağırlığı itebilecek şekilde güç sağlıyor. Dev vinçlerin kollarını hareket ettiren bir veya iki tane hidrolik sistem bulunuyor. Bu silindirik uzun borular tüm hareketi, bir pompa ile itilerek iç kısmını dolduran hidrolik sıvısı sayesinde yapıyor. Sıvı olarak ise genelde yağ kullanılıyor. Sıvıların sıkışmaması özelliği bu sistemin temelini oluşturuyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto10.jpg)
Hidrolik sistemler sıvıyı depo eden bir bölüm ve buraya basınç uygulayan düşük enerjili başka bir sistem ile çalışıyor. Ana depoda basınç yapan silindirik sistemin, itici güç yapan diğer sistemden daha geniş bir yüzeye sahip olması gerekiyor. Genişlikten dara doğru giden sıvı daha etkin ve kontrollü bir basınç uyguluyor. Pnömatik sistemlerin tamamının kullanım prensibi; sıkıştırılarak yüksek basınçlı hale getirilen gazların kazandığı yüksek enerjinin, istenilen işin yapılabilmesi için mekanik sistemlerin çalışmasını sağlayan bir kaynak olarak iletilmesi prensibine dayanıyor. Günümüzün endüstriyel üretim aşamalarında yaygın olarak kullanılan ve büyük bir önem taşıyan pnömatik sistemler, üretim bandından çıkan ürünlerin çok daha hızlı bir şekilde hazır hale getirilmesini sağlıyor. Genel olarak vakum ve hava basıncının kullanılması ile çalışan pnömatik sistemler, içinde kullanılan tüm parçaların tamamının bu alana dahil olmasına katkıda bulunuyor. Hava basınçlı uygulamalarda sistemin ihtiyacı olan enerjinin karşılanabilmesi için kullanılan havanın sağlanması bir kompresör yardımı ile yapılıyor. Kompresör tarafından yüksek yoğunlukta sağlanan hava, sistem elemanları içinde büyük önem taşıyan tanklarda muhafaza ediliyor. Çelik gibi yüksek mukavemete sahip olan maddelerden yapılan bu hava tankları, istenilen işin yapılmasını sağlayan mekanik elemanların çalışması için gerekli olan enerjinin karşılanmasını temin ediyor. Pnömatik sistemler, günümüzün modern endüstriyel üretim sürecinin en önemli elemanlarından biri olarak, üreticinin giderlerinin azaltılarak tam kapasite üretim yapabilmesine olanak veriyor. Bu şekilde yüksek verimlilik ve düşük maliyetle üretilenlerin, tüketiciye de daha ucuz fiyatlardan sunulması mümkün hale geliyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto11.jpg)
Sektörel Sorunlar Rekabet Gücünü Etkiliyor
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto12.jpg)
Türkiye’de makine imalat sanayisinin karşılaştığı sorunlar, hidrolik ve pnömatik sektörünü de doğrudan etkiliyor. Uzmanlara göre 2008 ekonomik krizinin etkilerinin dünya ölçeğinde devam etmesi ve Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları sektörün istenilen seviyeye ulaşmasını engelliyor. Hidrolik-pnömatik girdilerini yaygın olarak kullanan makine imalat, demir-çelik, iş ve inşaat makineleri, otomotiv, savunma, gıda, ambalaj, gemi inşa, sağlık, otomasyon ve robot teknolojileri gibi sektörler; teknoloji ve faaliyet alanlarının bu olumsuz koşullardan etkilenmesi ve bu etkilerin sürecek olmasının belirsizliğini yaşıyor. Türkiye hidrolik-pnömatik sektörünün, teknoloji kullanımı ve projelendirme açısından dünyanın gerisinde kalmadığının hatta sistem üretme noktasında son derece iyi durumda olduğunun altı çiziliyor. Ancak üretim açısından sektörün ana sorunları; yerli üretim, Ar-Ge, sektörle ilgili teknolojik ve endüstriyel birikim, sermaye/finansman ve kalifiye işgücü yetersizlikleri ile yüksek girdi maliyetleri, ithal ürünlerin yerli üretime göre pazar paylarının yüksek oluşu ve dışa bağımlılık olarak sıralanıyor. Yerli üreticilerin ihracatta yaşadıkları sorunlar ve çoğunluğu KOBİ düzeyinde olan üretici firmaların kamu desteklerinden yararlanmaları ve bilgilendirilmeleriyle ilgili eksiklik, Uzakdoğu‘dan gelen denetimsiz, standartlara uygun olmayan ürünlerin yerli üretimi olumsuz etkilemesi de önemli sorunlar olarak ortaya çıkıyor. 22-25 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 7. Ulusal Hidrolik- Pnömatik Kongresinde sektörün yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri ve geleceğe yönelik stratejiler kapsamlı şekilde ele alındı.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto13.jpg)
Türkiye’nin CETOP Ülkeleri içindeki Payı Yüzde 3,3
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto16.jpg)
Türkiye son yıllarda hidrolik-pnömatik sistemlerde AB ülkeleri içindeki payını artırdı. Türkiye’nin hidrolik-pnömatik sistemler sektöründe CETOP ülkeleri içindeki payı 2000 yılında yüzde 1,5 iken, 2013 yılı itibarıyla bu oran yüzde 3,3’e yükseldi. Türkiye hidrolik- pnömatik sektörü ihracatının büyük bölümünü AB ülkelerine gerçekleştiriyor. 2013 yılında Türkiye’den CETOP ülkelerine gerçekleştirilen hidrolik ve pnömatik sistem ihracatı 460 milyon euroyu aştı. Bu rakamın 342 milyon euroluk kısmı hidrolik sistemlerden, 121 milyon euroluk kısmı ise pnömatik sistem ihracatından elde edildi. Hidrolik sektörü ihracatında ana ürün kategorileri pompa, aktivatör, valf ve diğer hidrolik elemanlanlar olarak dörde ayrılırken pnömatik sektöründe ise valf, şartlandırıcı, aktivatör ve diğer pnömatik elemanlar ihracatı ürün gruplarını oluşturuyor. Türkiye’nin CETOP ülkelerine gerçekleştirdiği hidrolik sistem ürün ihracat rakamlarının detayına bakıldığında 51,3 milyon euro ile pompa, 85,6 milyon euro ile aktivatör, 68,5 milyon euro ile valf ve 75,4 milyon euro ile diğer hidrolik elemanların satışının gerçekleştirildiği görülüyor. Pnömatik ürün gruplarında ise 38,4 milyon euro ile valf, 22,3 milyon euro ile şartlandırıcı, 45,2 milyon euro ile aktivatör ve 15,1 milyon euro ile diğer pnömatik elemanların ihraç edildiği ortaya çıkıyor. 183 milyon TL olan Türkiye’nin yurt içi hidrolik ve pnömatik ürün satışının, 178 milyon TL’si hidrolik sistemlerden, 4,8 milyon TL’si de pnömatik sistemlerden geliyor. Avrupa’nın hidrolik ürün ihracatında Almanya, Fransa, İtalya, İsveç ve İngiltere önemli paya sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkeler pnömatik ürün ihracatında da dünyada söz sahibi. Rusya’nın da dahil edildiği CETOP ülkelerinin hidrolik sistemler ihracatı 8,9 milyar, pnömatik sistemler ihracatı ise 3,1 milyar euroya ulaştı. Sektörün dünya genelindeki durumu incelendiğinde ise üretimde Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri, ABD, Çin ve Japonya öne çıkıyor. İhracatçı ülkeler arasında ise, Almanya ilk sırada bulunuyor. Bu ülkelerin toplam üretimi, dünya hidrolik-pnömatik pazarının yüzde 70’ini oluşturuyor. Uzmanlar, Türkiye hidrolik-pnömatik sektörünün gerekli destekleri aldığı, yaşadığı sorunları eğitim, teknoloji ve bilgi birikimi ile çözdüğü takdirde dünya ile daha kolay rekabet edeceği görüşünde birleşiyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto18.jpg)

“İthal Edilen Ürünleri Üretmeye Başladık”
(http://www.moment-expo.com/content/images/s78k66foto19.jpg)
Çağlar Çelikbilek

Akon Hidrolik Satış Müdürü

“Firmamız mobil hidrolik sektörüne yönelik valf ve valf bileşenlerini üretmek amacıyla 1980 yılında İzmir’de kuruldu. Hidrolik valf imalatındaki uzmanlığımız sayesinde, müşteri ihtiyaçlarına daha özel ürünlerle cevap verebiliyoruz. Bugün, monoblok ve dilimli tip kumanda kolları üretiminde 35lt/dk’dan - 150lt/ dk’ya kadar geçirgenliğe sahip ürünleri, yıllık 250 bin dilim üretim kapasitesi ile sektörümüzde kullanıcılara en geniş ürün gamıyla sunan üreticilerden biriyiz. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde 7 bin 500 metrekare alana sahip fabrika binamızda modern makine parkımız, aylık 100 ton kapasiteli dökümhanemiz, kalite laboratuvarlarımız, teknik altyapımız, mühendislik hizmetlerimizi ISO 9001:2008 kalite yönetim belgesiyle sürdürüyoruz. Firmamızda Ar- Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Ürettiğimiz hidrolik kumanda kolları; tarımsal makineler, traktörler, ön yükleyiciler, bekoloderler, çöp kamyonları, araç taşıyıcıları, mobil vinçler, orman vinçleri, iş makineleri, beton pompaları, presler ve balıkçı tekneleri gibi geniş bir alanda uygulama imkanı buluyor. 2001 yılında dış pazarlara açılan firmamız bugün üretiminin yüzde 70’ini aralarında Çin, Güney Afrika, Güney Kore, ABD, Almanya, Avustralya, Hindistan, İngiltere, İspanya, İran, Kanada, Arjantin, Tayland ve Vietnam’ın bulunduğu dünyanın 35’ten fazla ülkesine ihraç ediyor. Yeni projelerle müşteriye ve firmamıza değer katacak ürünlere büyük önem veren firmamız bu anlamda özellikle Türkiye’ye ithal edilen bazı ürünleri üretmeye başladı. Yeni bir oransal kontrollü valf projesi üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem içinde de bu uygulamamız sürecek”

http://www.moment-expo.com/makineleri-kontrol-eden-guc-hidrolik-ve-pnomatik-sistemler (http://www.moment-expo.com/makineleri-kontrol-eden-guc-hidrolik-ve-pnomatik-sistemler)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:31:24
İlk Yerli Rüzgar Türbini İstanbul’a Kuruluyor
TÜBİTAK öncülüğünde, birçok kurumunun desteğiyle geliştirilen 41 milyon TL bütçeli MİLRES Projesi kapsamında ilk türbin İstanbul’da elektrik üretmeye başlayacak.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİ- TAK) öncülüğünde geliştirilen 41 milyon TL bütçeli Milli Rüzgar Enerji Sistemleri Geliştirilmesi ve Prototip Türbin Üretimi (MİLRES) Projesi kapsamında ilk türbin kasım ayında İstanbul’da elektrik üretmeye başlayacak.

Farklı Kurumların Desteğiyle Atılan Milli Adım

Rüzgar enerjisi sistemlerinin yerli imkanlarla geliştirilmesi amacıyla 2011 yılında başlatılan MİLRES Projesinde sona yaklaşıldı. Projede Sabancı Üniversitesi sistemin mekanik kısmını, TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü jeneratör ve elektrik sistemlerini, havacılık endüstrisinden TAI kanat kısmını, İstanbul Ulaşım A.Ş, güç elektroniği kısmını, İstanbul Teknik Üniversitesi ise rüzgar analizleri ve kule tasarımını gerçekleştirdi. MİLRES için ayrıca dokuz üniversite ve kurumdan yaklaşık 100 araştırmacı çalıştı. Sistem için gerekli parçaların üretilmesinde de yerli sanayi kuruluşları projeye destek verdi. Elektronik kontrol sistemleri ve yazılımlar dışında kanat, göbek, hub, dişli kutusu, jeneratör, konvertor, kule ve nasel gibi tüm parçalar Türkiye’de üretildi. Projede, yüzde 80’den fazla yerlilik oranı sağlandı. Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığının desteğiyle başlatılan MİLRES Projesinde rüzgar enerjisinin yerli sistemlerle üretilmesi için ilk prototip türbin ise İstanbul’a kurulacak.

20 Yılda 15 Milyar Dolar Hedefi
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g36foto1.jpg)
İlk aşaması üç yıllık çalışma sonunda geliştirilen türbin, İstanbul Terkos Gölü kıyısına yerleştirilecek. Alt yapısı tamamlanan türbinin kule kısmının kasım ayı içinde dikilmesi planlanıyor. Sistem 500 kilowatt/saat elektrik üretecek. Milli türbinin üreteceği elektriği, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi kullanacak. Deneme amaçlı kullanılacak rüzgar türbininin başarıyla çalışmasının ardından projenin ikinci aşamasında 2,5 megawatt’lık türbin geliştirilecek. TÜ- BİTAK tarafından ilk aşaması için 11 milyon lira kaynak ayrılan projenin, İkinci aşamasına da 30 milyon liralık destek sağlanacak. MİLRES ile 20 yılda 15 milyar dolarlık kaynağın yurt dışına çıkması önlenecek. Üretilecek türbinler yurt dışına da ihraç edilerek enerji harcamaları gelir-gider dengesi iyileştirilecek.

http://www.moment-expo.com/ilk-yerli-ruzgar-turbini-istanbula-kuruluyor (http://www.moment-expo.com/ilk-yerli-ruzgar-turbini-istanbula-kuruluyor)
Başlık: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:34:38
Sanayinin Üniversitelere Robot Teknolojileri Desteği Sürüyor
Bursa Teknik Üniversitesinin ardından Doğuş Üniversitesine de Robot Eğitim Merkezleri kuruluyor.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g44foto1.jpg)

Dünya genelinde robotik, elektronik ve mekaniğin bir arada kullanıldığı üretim sistemleri yaygınlaştıkça, otomasyon ve robotik alanında deneyimli elemanlara ihtiyaç da artıyor. Bu noktada öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine destek olmayı hedefleyen elektrik-elektronik ve otomasyon alanında faaliyet gösteren Mitsubishi Electric, Türkiye’deki iki üniversitede robot eğitim merkezlerinin kurulmasına katkıda bulunuyor. Son olarak Doğuş Üniversitesi (DOU) Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi, Mitsubishi Electric Türkiye’nin katkılarıyla kuruldu.

Eğitim Merkezleri Sertifika Verebiliyor

Mitsubishi Electric Türkiye, Bursa Teknik Üniversitesinde temmuz ayında kurduğu eğitim merkezinden sonra Doğuş Üniversitesinde de yeni bir eğitim merkezi hayata geçirerek, fabrika otomasyon alanındaki atılımlarını eğitim alanına da taşımış oldu. Otomasyon ve robotik alanında kariyer sahibi olmak isteyen mühendislik öğrencilerine pratik yapma imkanı sunmayı hedefleyen Mitsubishi Electric Türkiye’nin işbirliği ile kurulan eğitim merkezleri sertifika verebiliyor olmaları bakımından da büyük önem taşıyor. Laboratuvarda kullanılacak ileri teknoloji ürünleri, altı eksenli endüstriyel robot, hareket kontrol üniteleri ve servo motorlar, Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel tarafından, gerçekleştirilen törenle Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Dinçkol’a teslim edildi. Ayrıca Mitsubishi Electric ve Doğuş Üniversitesi arasında Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi ile ilgili protokol de imzalandı.

“Robotik Teknolojiyi Geliştirmek için İşbirliği Şart”

Törende, Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Dinçkol, “Dünyada mekanik, elektronik ve robotik teknoloji işbirliğiyle gerçekleşiyor. Mitsubishi Electric Türkiye ile yaptığımız bu işbirliği, hem eğitim ihtiyacımızı karşılayacak, hem de sanayideki değişik sektörlerde sertifika eğitimi ya da meslek geliştirme eğitimi verebilmemizi sağlayacak. İşbirliğimiz ayrıca öğretim görevlilerimiz ve Mitsubishi Electric Türkiye’nin değerli uzmanlarıyla yazılım geliştirmemizi ve bu sektörün önemli aktörlerinden biri olmamızı sağlayacak. Bu işbirliğinin hem üniversitemize hem de Mitsubishi Electric Türkiye’ye çok yararlı olacağını düşünüyorum. Mitsubishi Electric Türkiye, bize bu önemli alt yapıyı sağlamanın yanı sıra burada kullanılacak bütün ekipmanları da hibe etti. Biz de bunun karşılığında, bize verilenin daha da geliştirilmesini sağlayacak ortak çalışmalara imza atmaya çalışacağız. Bu eğitim merkezi aynı zamanda bir Ar-Ge laboratuvarı olacak. Yeni işbirlikleri ve yeni projelerde kapımız Mitsubishi Electric Türkiye’ye her zaman açık.” şeklinde konuştu. Törende konuşma yapan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel ise “Buradaki amaçlarımızdan en önemlisi, Türkiye’deki yetişmiş insan kaynağına katkıda bulunmaktır. Bunu yaparken kendi paydaşlarımıza, Doğuş Üniversitesinin eğitim geçmişinden ve tecrübelerinden faydalanarak bir çeşit sertifika programı uygulamak arzusundayız” dedi.

http://www.moment-expo.com/sanayinin-universitelere-robot-teknolojileri-destegi-suruyor (http://www.moment-expo.com/sanayinin-universitelere-robot-teknolojileri-destegi-suruyor)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 22:47:35
Genç, Dinamik ve Dikkat Çeken Bir Bölümüz
Eğitim müfredatlarını, öğrencilerinin “sanayinin tozunu yutmasını sağlayacak” şekilde belirlediklerini ifade eden Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Naime Filiz Özdil, “Sanayi ile kurduğumuz işbirlikleri, akademik çalışmalarımız ve bilims el projelerimizle çok genç bir bölüm olmamıza rağmen şimdiden dikkatleri üzerimize çekmeyi başardık” dedi.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto1.jpg) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2011 yılında kuruldu. 2014-2015 eğitimöğretim yılında lisans düzeyinde ilk öğrencilerini kabul etmeye hazırlanan bölüm, 26 kişilik kontenjan ayırdı. Eğitim dilini İngilizce olarak belirleyen Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, bölgesinde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları ile de yakın işbirliği kurarak öğrencilerinin mezuniyet öncesinde piyasa koşulları hakkında fikir sahibi olmasını ve mesleğine hazır hale gelmesini sağlamaya çalışıyor. Üniversite bünyesinde oluşturulacak fon ile öğrenci projelerine maddi destek yaratmaya hazırlanan bölümün proje uygulamaları, sanayi kuruluşları tarafından da destekleniyor. Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Naime Filiz Özdil, sorularımızı yanıtlayarak bölümün yapısı, sunulan eğitimin niteliği ve projeleriyle ilgili bilgi verdi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto3.jpg) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ne zaman kuruldu? Eğitimde belirlediğiniz temel hedefler nelerdir?
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto4.jpg)  2011 yılında kurulan Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ülkemizin en genç üniversiteleri arasındadır. Makine Mühendisliği Bölümü ise üniversitemizin ilk oluşturulan bölümlerinden biridir. Kuruluşumuzdan itibaren gerek bölüm akademisyenlerinin gerekse üst yönetimin özverili çalışmaları neticesinde derslik ve laboratuvar gibi altyapı ihtiyaçlarımızı da tamamlayarak Yükseköğretim Kurumuna (YÖK) lisans öğrencisi alımı için başvurumuzu yaptık. Bu yıl ilk kez öğrenci kabul etmenin heyecanını yaşıyoruz. Lisans eğitimimizi yapılandırırken nitelikten ödün vermek istemedik. Bu yüzden kontenjanlarımızı sınırlı sayıda tuttuk. 20’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, beşi yabancı uyruklu ve bir tanesi ise lise birincisi olmak üzere toplamda 26 kişilik kontenjan ayırdık.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto5.jpg)
Öğrencilerimizle daha fazla etkileşim içerisinde olmak, onlarla birebir ilgilenebilmek için kontenjan sayımızı önümüzdeki yıllarda da aynı şekilde belirlemeyi düşünüyoruz. Öğrencilerimizin dünyada olup biten gelişmeleri takip etmelerini istiyoruz. En güncel yayınlara ulaşmalarını, yaptıkları çalışmaları ve araştırma sonuçlarını uluslararası katılımlı yarışmalarda, fuarlarda ve sempozyumlarda sergilemelerini arzu ediyoruz. Bunun ilk koşulu da iyi bir dil eğitiminden geçiyor. Üniversite olarak öğrencilerine iyi bir yabancı dil eğitimi vermenin yanından bu dili kullanarak mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak için, eğitim dilimiz tamamıyla İngilizce’dir. Eğitimlerimizin akademisyenden öğrenciye yavan bir bilgi aktarımına dönüşmesini istemiyoruz. Bunun için teknolojiyi en etkin biçimde kullanmayı planlıyoruz. Özellikle derslerimizi, görsel ve işitsel materyaller ile desteklenmiş şekilde düzenledik. Bir yandan dersliklerimizi bu duruma imkan verecek şekilde hazırlarken diğer yandan da yükseköğretim konusunda uzman yayınevleri ile işbirliği yaptık. Ayrıca ülkemizdeki pek çok üniversitenin aksine, öğrencilerin teorik bilgiyi özümsemesini sağlayan uygulamaları ve deneyleri son sınıfa ertelemiyoruz.

Bölümümüzün temel derslerinin müfredatlarını uygulamalı olarak hazırladık. Bunun için gerekli deney setlerini temin etmiş durumdayız. Öğrencilerimizin derslerde öğrendikleri temel kavramları bizzat laboratuvarda deneyimlemelerinin bilgiyi daha kalıcı ve işlevsel hale getireceğinin farkındayız. Diğer taraftan öğrencilerimiz, son sınıfa geldiklerinde anlaşma yaptığımız sanayi kuruluşlarında çalışarak eğitimlerini tamamlayacaklar. Bu uygulama ile mezuniyet öncesinde öğrencilerimizin piyasa koşulları hakkında fikir sahibi olmasını ve üniversiteyi bitirdiğinde mesleğine hazır hale gelmesini sağlamaya çalışıyoruz.

Eğitim uygulamalarınızda daha iyiye ulaşmak için ne tür çalışmalar yaptınız?

Bölümümüzün kurulmasının üzerinden henüz üç yıl gibi kısa bir süre geçti. Bu süreçte kazandığımız en önemli başarı, akademisyenlerimiz ile birlikte çağdaş bir eğitim ve araştırma felsefesi üzerinde mutabakata varmış olmaktır. Bunun ilk meyvelerini almaya başladığımızı söyleyebilirim. Çeşitli kurum ve kuruluşlardan aldığımız projeler, sanayi ile kurduğumuz işbirlikleri, akademik çalışmalar ve bilimsel üretimlerimiz çok genç bir bölüm olmamıza rağmen şimdiden pek çok kesimin dikkatini çekmeye başladı.

Müfredatınızı oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?

Müfredatımızı, öğrencilerimizin “sanayinin tozunu yutmasını sağlayacak” şekilde belirledik. Eğitim müfredatımızda, öğrencilerimizin mezun olmadan önce tam zamanlı olarak bir sanayi kuruluşunda çalışması için gerekli düzenlemeleri yaptık. Bölgemizdeki kuruluşlarla görüşmelere şimdiden başladık. Bu fikri paylaştığımız firmalar konuya çok sıcak yaklaştılar. Öğrencilerimizi bu şekilde yetiştirerek, mezun olduklarında aynı zamanda sanayi tecrübesi ile de donatmış olmayı hedefliyoruz.

Teorik eğitimler haricinde araştırmageliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik imkanlar konusunda neler aktarmak istersiniz?

Öğrencilerimizin fikirlerini, alanlarına dair ilgi ve alakalarını birer araştırma faaliyetine dönüştürmelerini arzuluyoruz. Bütün öğrencilerimizin öğretim hayatları boyunca en az bir araştırma projesi yürütmesini istiyoruz. Bunun için üniversite içerisinde bir takım imkanlar yaratmaya şimdiden başladık. Üniversitemiz bünyesinde oluşturulacak fon ile öğrencilerimizin projelerine maddi destek sağlayacağız. Bu fon, beraber çeşitli düzlemlerde ilişki içerisinde olduğumuz bölgemizdeki sanayi kuruluşlarının desteği ile oluşturuluyor. Bölümümüz laboratuvarları sadece eğitim amaçlı değil aynı zamanda araştırma amaçlı olarak da kullanılabilecek şekilde tasarlandı. (http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto7.jpg)

Öğrencilerimizin bu laboratuvarları en etkin şekilde kullanabilmeleri için gerek yönlendirilmeye gerekse de teşvik edilmeye ihtiyaçları var. Tüm bunların farkındayız ve dört yıllık müfredatımızı bu şekilde kurguluyoruz. Bölgemizde otomotiv sektöründe faaliyet gösteren önemli kurumlar var. Bu kurumlar ile yürüttüğümüz işbirlikleri neticesinde, bölümümüzde otomotiv sektörünün ihtiyaçlarına yönelik birtakım testlerin ve analizlerin yapılabileceği bir laboratuvar kurduk. Yine bölgemizdeki plastik boru üreticilerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, çeşitli mekanik ve hidrolik testlerin yapılabildiği bir laboratuvarımız mevcut. Bunların dışında bölümümüzde başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji alanındaki araştırmalarda ve ürün testlerinde kullanılmak üzere laboratuvar oluşturma sürecimiz de devam ediyor. Tüm bunların dışında öğrencilerimizin kullanımına 24 saat açık eğitim laboratuvarlarımızda mekanik, termodinamik, ısı transferi ve akışkanlar mekaniğinin temel prensiplerinin test edildiği deney düzeneklerimiz mevcut.

Öğrencilerin Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?

Öğrencilerimizin bizi seçmesindeki en temel nedenlerin başında yüzde 100 İngilizce eğitim veren bir kurum olmamızı sayabiliriz. Kayıtlardan önce yaptığımız çok sayıdaki lise ziyaretleri ve fuar katılımlarında, adaylarla kurduğumuz sıcak ilişkinin de bizi tercih etmelerinde etken olduğunu düşünüyorum. Bir diğer önemli neden de üniversitemizin öğrencilerimize sağladığı burs imkanlarıdır. Üniversitemiz bölüm ayrımı yapmaksızın öğrencilerimizin tamamına başarı durumlarına göre ayda 2 bin TL’ye varan miktarlarda burs veriyor.

Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? (http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto8.jpg)

Yaz stajları konusuna özel bir hassasiyet gösteriyoruz. Ülkemizde ne yazık ki yaz stajları çok fazla önemsenmiyor. Öğrenciler genel olarak bunu bir angarya gibi görüp, kurtulmak için yollar arıyor. Bölüm kontenjanlarının kalabalık olması da hem akademisyenlerin öğrencilere yönlendirmede bulunmasına, hem de yapılan çalışmaları etkin bir şekilde denetlemesine ve değerlendirmesine imkan vermiyor. Öğrenci kontenjanını sınırlı tutmamızın bir diğer nedeni de öğrencilere stajlar konusunda en uygun yönlendirmeyi sağlamak. Öğrencilerimizin staj dönemlerini en iyi şekilde değerlendirmeleri için onlarla birebir ilgilenerek, en uygun staj yerlerinin belirlenmesi konusunda her türlü yardımı yapmaya hazırız. Bu konudaki en büyük güvencemiz bölgemizdeki sanayi kuruluşları ile geliştirmiş olduğumuz yakın mesai birliğidir.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleri konusunda bilgi verir misiniz? Sanayi kuruluşlarından beklediğiniz destekler nelerdir?

Bölgemizde bulunan enerji şirketleri ile çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. Yakın çevremizdeki bir dizi hidroelektrik ve termik santralin sürdürülebilir ve verimli bir şekilde çalışması, doğaya olan olumsuz etkilerinin azaltılması yönünde henüz proje aşamasına geçmemiş düşüncelerimiz var. Yakın zamanda olgunlaşan fikirleri çeşitli ulusal desteklerden faydalanarak hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunun yanında bölgemizde güneş enerjisi alanında faaliyet gösteren firmaların, yurt dışına açılmalarını sağlamak üzere ürün testlerinin yapılabileceği uluslararası kuruluşlarca akredite edilen bir laboratuvar kurma planımız mevcut. Bunların dışında Kalkınma Bakanlığı, Çukurova Kalkınma Ajansı ve üniversitemizin Bilimsel Araştırma Projeleri fonundan desteklenen çalışmalarımız devam ediyor. Henüz başvurusu değerlendirme aşamasında olan iki TÜBİTAK projemiz var.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76a80foto10.jpg)
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Sanayileşmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?

Türkiye’deki üniversite-sanayi işbirliği ne yazık ki henüz istenilen seviyede değil. Üniversiteler ile sanayi kuruluşları arasında süreklileşmiş bir ilişki tesis etmek çok güç. Yan yana gelmeleri genellikle günübirlik ihtiyaçlar üzerinden oluyor. İlişkilerin kalıcı hale gelmesi ve uzun soluklu işbirliklerinin geliştirilmesi için yeni mekanizmalar kurmak gerekiyor. Bu konuda üniversitelerimiz, teknokentler ve teknoloji transfer ofisleri bünyesinde verdiği çeşitli düzeylerdeki eğitimler ve araştırma faaliyetleri ile birtakım imkanlar yaratmaya çalışıyor. Sanayi kuruluşlarının, üniversitelerin sunduğu bu imkanları değerlendirme ve işbirliği yapma konusunda daha talepkar olması gerekir.

http://www.moment-expo.com/genc-dinamik-ve-dikkat-ceken-bir-bolumuz (http://www.moment-expo.com/genc-dinamik-ve-dikkat-ceken-bir-bolumuz)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:01:56
Reaktör ve Kazanlar

(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g109foto1.jpg)

Reaktör ve kazanlar ihracatı 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde 304,1 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılının aynı döneminde bu rakam 264,6 milyon dolar seviyesindeydi. Reaktör ve kazanlar ürün grubunda gerçekleşen ihracat artışı yüzde 14,9 oldu.

Reaktör ve kazanlar ürün grubunda 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde 69,7 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2013 yılının aynı döneminde Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 64,2 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 8,5 olarak kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan Çin’e 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 16,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2014 yılının aynı döneminde bu rakam 30,8 milyon dolara yükseldi. Çin’e yönelik ihracat artışı yüzde 82 oldu. Üçüncü sırada yer alan İngiltere’ye 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 27,6 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin dördüncü sırasında bulunan Rusya’ya 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde 27 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2013 yılının aynı döneminde bu rakam 19,4 milyon dolar seviyesindeydi. Rusya’ya yönelik reaktör ve kazan ihracatındaki artış yüzde 38,9 olarak kaydedildi. Listenin beşinci sırasında bulunan İspanya’ya 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 12,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılının aynı döneminde yüzde 21,3 artışla 14,9 milyon dolar seviyesine yükseldi.

2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde reaktör ve kazanlar ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 192,1 ile Polonya’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 82 ile Çin ikinci sırada gelirken yüzde 48,6 ile Romanya üçüncü sırada yer aldı.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g109foto2.jpg)

http://www.moment-expo.com/reaktor-ve-kazanlar (http://www.moment-expo.com/reaktor-ve-kazanlar)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:04:06
Türbin, Turbojet, Hidrolik Silindir

Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2014 yılının Ocak- Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,6 artış gösterdi. 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 179,6 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştiren sektörün, 2014 yılının aynı dönemindeki ihracatı 214,8 milyon dolar olarak kaydedildi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g111foto1.jpg)
Türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları kaleminde 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 138,7 milyon dolarla ABD oldu. Yüzde 26,4 ihracat artışının yaşandığı ABD’ye 2013 yılının aynı döneminde 109,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. ABD’nin ardından ikinci sırada bulunan Fransa’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde 10,2 milyon dolar oldu. Yüzde 12,8 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye 2013 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 9 milyon dolardı. Listenin üçüncü sırasında yer alan Suudi Arabistan’a 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 3,4 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken bu rakam 2014 yılının aynı döneminde yüzde 105,4 artarak 7 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dördüncü sıradaki Almanya’ya 2013 yılının Ocak-Ağustos döneminde 5,6 milyon dolar değerinde türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihraç edilirken, 2014 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 17,6 artışla 6,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Beşinci sırada bulunan Belçika’ya 2014 yılının Ocak- Ağustos döneminde 6,3 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2013 yılının aynı döneminde bu rakam 5,7 milyon dolar seviyesindeydi. Belçika’ya yönelik ihracat artışı yüzde 9,8 oldu. 2014 yılının Ocak-Ağustos döneminde türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 170,8 ile Bursa Serbest Bölgesi’nde gerçekleşti. Suudi Arabistan yüzde 105,4 ile ikinci, İran ise yüzde 76,4 ile üçüncü sırada yer aldı.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76g111foto2.jpg)

http://www.moment-expo.com/turbin-turbojet-hidrolik-silindir (http://www.moment-expo.com/turbin-turbojet-hidrolik-silindir)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:13:30
İhracattaki Başarımızla Kalitemizi Kanıtladık

Metalografik numune hazırlama cihazları ve sarf malzemeleri üretimi gerçekleştiren Metkon’un, 40 değişik ülkede kullanılan 15 binden fazla metalografi cihazı ile bu alandaki başarısını kanıtladığını söyleyen Pazarlama ve Ürün Geliştirme Yöneticisi Ceyhun Kardaş, “ABD ’de açtığımız ofis ile Amerik a kıtasındaki bayi ağımızı ve müşteri portföyümüzü genişletmeyi hedefliy oruz” dedi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto1.jpg)
Bursa’da 1993 yılında üç kişilik bir ekiple faaliyete başlayan Metkon bugün 80’den fazla çalışanıyla üretimini sürdürüyor. Ürünlerini dünyanın beş kıtasındaki birçok sanayileşmiş ülkeye ihraç eden firma, pazarlama ağını genişleterek uluslararası rekabet gücünü artırmayı amaçlıyor.

Metkon şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? (http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto2.jpg)(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto3.jpg)
Firmamız tasarım, üretim, satış, ürün geliştirme ve pazarlama, satın alma ve servis departmanlarından oluşuyor. Metkon’un yılların getirdiği tecrübe ile ürün ve üretim standardizasyonunu sağladığını, kalite kontrol sisteminin sağlıklı bir şekilde işlediğini ve servis konusunda hızlı ve kusursuz hizmet verdiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Son dört yıldır gerek yönetim, gerek alt kadrolarında büyümenin de getirmiş olduğu sorumluluklar ile devamlı kendini yenileyen bir yapıya sahibiz. Tüm departmanlarımızın odağında yüksek müşteri ve çalışan memnuniyeti var. Bu anlamda verimliliği de üst düzeyde tutarak, müşteri ihtiyaç ve taleplerine en hızlı şekilde uygulanabilir çözümler sunuyoruz.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto5.jpg) Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesindeki modern fabrikamızda ürettiğimiz metalografi, petrografi ve spekroskopi numune hazırlama cihazları için gereken sac-gövde parçalardan komplike mekanik gruplara, hidrolik ünitelerden mikroprosesör kontrollü elektronik kumanda sistemlerine ve PLC sistemli dokunmatik ekranlı cihazlara kadar değişik alt gruplar, yine kendi fabrikamızda ISO 9001-2000 sistem kalite standardında ve CE sertifikalı olarak üretiliyor.

Ürün çeşitleriniz ve ürünlerinizin özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto6.jpg)
Firmamız metalografik numune hazırlama cihazları ve sarf malzemeleri üretimi gerçekleştiriyor. Manuel cihazlardan tam otomatik sofistike metalografi sistemlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Ana ürün grubu olarak metalografik numune hazırlama cihazları üretimi için yola çıkılmış olsa da, son 10 sene içinde spektroskopi ve petrografi numune hazırlama cihazlarında da müşterilerimize çözümler sunuyoruz. Her müşterinin kendine has bir numunesi ve uygulama ihtiyacı var. Cihaz ve sarf malzemelerine ek olarak numune hazırlama tekniği ve metodunu bilmek gerekiyor. Metkon bu noktadaki uzmanlığıyla da müşterilerinin yanında.

“Yeni Ürünümüzü 2015 Yılında Müşterilerimize Sunacağız”
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s22foto8.jpg)
Müşterilerinin gereksinimleri ve beklentilerinin değişmesi, ayrıca müşteri uygulamaları göz önüne alınarak pazardan toplanan geri bildirimler sonuncunda mevcut ürünlerde ve sarf malzemelerinde geliştirme faaliyetlerinin Metkon’un daima gündeminde yer aldığını söyleyen Metkon Pazarlama ve Ürün Geliştirme Yöneticisi Ceyhun Kardaş, “Bu bağlamda tedarikçilerimiz ve bayilerimiz ile birlikte müşterilerimiz için yaratıcı, onların işlerini kolaylaştıran ürünler ve çözümler sunuyoruz. Çelik ve demir numunelerinin analizlerindeki en bilindik yöntemlerden birisi optik emisyon spektrometrisidir (OES). Son yıllarda OES cihaz yazılımlarındaki hızlı gelişmelerden ötürü metallerin ve malzemelerin numune hazırlama işlemleri çok önemli bir hale geldi. Bu durum eser madde analizleri için saptama limitlerini hassaslaştırdı. Sonuçları etkileyecek tüm faktörleri elemek için, malzeme yüzeyi düz ve homojen olmalı ve numune ana malzemeyi tam olarak temsil etmelidir. Bu çerçevede 2015 yılı itibari ile müşterilerimize demir ve çelik numuneleri hazırlamak için hassas, seri ve robust bir otomatik frezeleme cihazı sunmayı planlıyoruz. Metkon olarak sektörümüzdeki yenilikçi ürünlerimiz ile birçok projemizi TÜBİTAK ile birlikte yürütüyoruz. Geçen sene geliştirdiğimiz tam otomasyon ve tekrarlanabilir numune kalitesi elde etmek için çift kolon üzerine dizayn edilen otomatik zımparalama ve parlatma cihazımız digiprep accura, TÜBİTAK destekli bir projedir. Bahsettiğim demir ve çelik malzemeler için otomatik frezeleme cihazı da yine TÜBİTAK desteklidir” dedi.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Firmamızın hedefleri doğrultusunda, organizasyon yapımızın dinamik olmasına özen gösteriyoruz. Çalışanlarımızın eğitim ve gelişimini sağlamak amacıyla firma içi eğitimlerin yanında, yıl içinde tüm üretim, satış, pazarlama, muhasebe ve insan kaynakları personelimizin gerekli eğitimleri almasını sağlıyoruz. Oluşturulan eğitim programları ile Metkon çalışanlarının performans ve potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koyabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunuyoruz.

Ulusal ya da uluslararası fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız açısından önemi nedir?

Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere birçok fuara katılıyoruz. Sektörün en büyük fuarı olma özelliğine sahip Stuttgart’da düzenlenen Control Fuarına her yıl aynı stantta katılıyoruz. Ayrıca her sene Dubai’de düzenlenen Arablab, Tayland’daki Metalex Fuarına ve ABD’de düzenlenen MST Fuarına da katılmaya özen gösteriyoruz. Bu fuarlar haricinde bayilerimizin vasıtası ile katıldığımız fuarlar da oluyor. Bu çerçevede Rusya, İtalya, Japonya, Polonya gibi farklı ülkelerde düzenlenen çeşitli fuarlarda da yerimizi alıyoruz. Yurt içinde Kalite, Konmak, Ankiros Fuarları ile üniversitelerde düzenlenen çeşitli seminerler katıldığımız diğer organizasyonlar arasındadır. Katılacağımız fuarlar, pazara olan yakınlığımıza göre değişiklik gösteriyor. Firmanın ihracat potansiyelini ve marka bilinirliğini artırmak, pazarı tanımak, satıcı kanalları ile bir araya gelmek ve bayimizin yanında olmak bakımından fuarlar bizim için ayrı bir önem taşıyor. Fuarlar vasıtası ile yeni ürünlerimizi tanıtma imkanını da elde ediyoruz.

“Ciromuzun Yüzde 80’ini İhracat Oluşturuyor”

Metkon’un satış cirosunun yüzde 80’ini ihracatın oluşturduğunu ifade eden Kardaş, “Ürettiğimiz tüm ürün gruplarının ihracatını gerçekleştiriyoruz” dedi. Kardaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa, Amerika, Ortadoğu ve Uzakdoğu’da 40’tan fazla bayimiz ile metalografi pazarında önemli bir yere sahibiz. Bayi yapılanmamızın olduğu ülkelerde müşteri memnuniyetini artırmak ve servis ağını oluşturmak adına her sene bayilerimize teknik servis eğitimleri düzenliyoruz. Metkon olarak beş kıtada sanayileşmiş birçok ülkeye ihracatımız bulunuyor. En çok satış yaptığımız ülkelerin başında Almanya, Polonya, Tayland ve Japonya geliyor. Geçen sene itibariyle ABD’de açtığımız ofis ile Amerika kıtasındaki bayi ağımızı ve müşteri portföyümüzü genişletmeyi hedefliyoruz.”

Firmanız 2013 yılını nasıl geçirdi? 2014 yılından beklentileriniz nedir?

Oluşturduğumuz uzun dönemli hedefler ve planlar doğrultusunda son dört yılda firmamız bir önceki yıla göre yüzde 20-30 arasında bir büyüme gerçekleştirdi. Bu anlamda 2013 yılında da büyüme hedeflerimizin üzerine çıktık. 2014 senesinin ilk yarısında iç piyasada ve dış piyasalarda büyüme gerçekleştirdik. Yılın ikinci yarısındaki hedefimiz ise planlarımız doğrultusunda bir aksama yaşamadan bu büyüme trendini devam ettirmektir.

İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

Yüksek kalite standardına sahip ürünlerimizle müşterilerimize her zaman en uygun ve en kaliteli çözümü sunmak öncelikli hedefimizdir. Ayrıca mevcut müşterilerimiz ile ilişkilerimizi daha ileri taşımak, sağlıklı bir satış sonrası destek sunarak müşterilerimizle aramızda marka sadakati oluşturmak istiyoruz.

“Büyüme Trendimiz Devam Edecek”

İmal ettikleri cihazların daha çok kalite

kontrol ve proses kontrol laboratuarlarında malzemelerin ve komponentlerin kontrolünde ve analizinde kullanıldığını söyleyen Kardaş, “Yurt içi pazarda üretim yapan firmaların kalite bilincinin artması ile paralel olarak sektörümüz de gelişiyor. Sanayisi gelişmekte olan ülkelerde de durum aynı şekildedir. Gerek iç pazar da, gerekse dış pazarda müşterilerin Türk makinelerine güveninin artmasıyl

a beraber büyüme trendimizin devam edeceğine hiç şüphem yok. Bu anlamda sektörün önünün açık olduğuna inanıyorum”

http://www.moment-expo.com/ihracattaki-basarimizla-kalitemizi-kanitladik (http://www.moment-expo.com/ihracattaki-basarimizla-kalitemizi-kanitladik)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:16:34
“Yeni Ürünümüz Türkiye’de Bir İlk Olacak”

TÜBİTAK projeleri kapsamında, daha hassas ve oransal kontrollü hidrolik valfin üretim çalışmalarına başladıklarını söyleyen Ak on Hidrolik Satış Müdürü Çağlar Çelikbilek, “Bu özellik lere sahip bir valf Türkiye’de ilk kez üretilecek. İthal ettiğimiz bu tip ürünleri artık ihraç edilebilecek seviy eye ulaşmamız bizi heyecanlandırıyor” dedi.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75s18foto1.jpg)
Ilhan Tuna tarafından 1980 yılında İzmir’de küçük bir atölyede, hidrolik komponent ve hidrolik yön kontrol valfleri imalatı gerçekleştiren Akon Hidrolik, ilk zamanlar dilimli tip kumanda valfleri üretirken daha sonra monoblok valfler ve müşteri ihtiyacına yönelik çeşitli aksesuarlar da imal ederek ürün gamını genişletti.

Akon Hidrolik şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? (http://www.moment-expo.com/content/images/s75s18foto2.jpg)

Firmamız halihazırda kurumsal yapılanmasını sürdüren bir aile şirketidir. Menfaat sahipleri olarak hisse sahipleri, çalışanlar ve müşterilerimizden oluşan bir yapı içinde hareket ediyoruz. Hisse sahiplerimiz aktif çalışanlar olarak görevlerini yerine getiriyor ayrıca yönetime katılıyor. Çalışanlarımız, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde karar alma mekanizmalarına dahil ediliyor. Çalışanların talep, öneri ve görüşlerini paylaşabilecekleri “öneri ve ödül sistemi” benzeri platformlar firmamızın işleyişine katkıda bulunuyor. Müşterilerimiz ise; ziyaretler, karşılıklı görüşmeler ve düzenli müşteri memnuniyeti anketi çalışmaları ile gelen talep ve görüşler doğrultusunda bu yapıdaki varlığını sürdürüyor. Firmamızın strateji ve planları da bu doğrultuda sürekli güncelleniyor. Şirket yapılanmasının hedeflerimize ulaşmakta kritik bir rol oynadığını düşünüyoruz. Akon Hidrolik 2003 yılından bu yana ISO-9001 Kalite Yönetim Sistemi esas alınarak faaliyetlerini sürdürüyor. 2014 yılı başından bu yana, daha verimli ve etkin çalışma hedefi ile başlamış olduğumuz yalın üretim sistemi eğitim ve uygulamalarımız da devam ediyor.

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? (http://www.moment-expo.com/content/images/s75s18foto4.jpg)

Üretimimizi İzmir Çiğli AOSB’de toplam 7 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu 5 bin 500 metrekarelik iki ayrı tesisimizde sürdürüyoruz. Burada döküm ile başlayan ve montaj sonrası komple edilmiş ürünlerin sevkiyatıyla sonlanan entegre bir üretim faaliyeti gerçekleştiriyoruz. Ana üretim süreçlerimiz döküm, talaşlı imalat, taşlama, honlama ve montajdan oluşuyor. Ürünlerimiz, mobil hidrolik araçların kontrol kumandaları işlevi görmesi ve dolayısıyla araçlarda gerçekleştirdikleri kritik fonksiyonlar sebebiyle oldukça hassas bir üretim sürecinden geçiyor.

Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Akon Hidrolik olarak 35lt/dk’dan 150lt/dk’ya kadar farklı geçirgenliğe sahip üç ana ürün grubunda ve 10 ürün ailesinde, farklı uygulama ihtiyaçlarına yönelik hidrolik valfler üretiyoruz. Ayrıca ürünlerimize uygulanabilen çok çeşitli aksesuarla sayısız ürün konfigürasyonu sunuyoruz. Bildiğiniz gibi rekabet koşulları her geçen gün giderek zorlaşıyor Bu çerçevede rekabet avantajını elde etmenin yolu, özel ürünler sunarak müşterilerinizin çözüm ortağı olmaktan geçiyor. Güçlü mühendislik altyapımız, Ar-Ge’ye verdiğimiz önem, yatırım ve bilgi birikimimiz sayesinde standart katalog ürünlerimize ilaveten müşteri ve uygulamaya yönelik özel valflerimizle pazardaki rekabet gücümüzü artırıyoruz. Hidrolik yön kontrol valfleri dünyada oldukça geniş bir kullanım alanına sahip. Ürünlerimiz hemen hemen tüm mobil hidrolik araçlarda ana kumanda ve yardımcı valfler olarak kullanılıyor. Traktörler, tarım makineleri, çöp kamyonları, mobil vinçler, itfaiye araçları, iş ve inşaat makineleri sayabileceğim bu araçlardan bazıları.

“Yeni Ürünümüz Araçlarda Yakıt Tüketimini Azaltacak” (http://www.moment-expo.com/content/images/s75s18foto5.jpg)

Sektör dinamiklerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla değiştiğine ve değişime ayak uyduramayan firmalar için artık oyununu eskisinden daha zor hale geldiğine dikkat çeken Akon Hidrolik Satış Müdürü Çağlar Çelikbilek, “Bu sebeple dinamizmi şirket kültürümüzün ana unsurlarından biri olarak görüyor, şirkete sağladığı faydaları da rakamlarla takip ediyoruz. Bu kültürün doğal sonucu olarak yeni projeler firmamızı her zaman heyecanlandırıyor ve bu çerçevede yeni ürün geliştirme süreci bizim için oldukça önem arz ediyor. Bunun en iyi örneği bugüne kadar tamamladığımız iki TÜBİTAK Ar-Ge projesidir. 2008 yılında tamamladığımız ilk proje elektro-hidrolik kontrollü hidrolik valf geliştirilmesi ve üretimi konusundaydı. Bu proje sayesinde ürünlerimiz yeni ve daha nitelikli pazarlarda uygulanmaya başladı. Projenin özellikle çöp kamyonları, mobil vinç uygulamalarındaki başarısı hala bizlere tüm dünyada yeni kapılar açmaya devam ediyor. 2012 yılında tamamlanan ikinci projemiz ise traktör ön-yükleyicilerine (loader) özel bir hidrolik valfin geliştirilmesi ve üretimi alanındaydı. Bu ürünü Türkiye’de ilk defa firmamız imal etti ve dünyada da sayılı üreticisi bulunuyor. Dolayısıyla bizim açımızdan oldukça stratejik bir ürün olma özelliğine sahip. Firmamıza yeni pazarların kapısını açacak üçüncü TÜBİTAK projemiz olan daha hassas ve oransal kontrollü bir hidrolik valfin üretim çalışmalarına başlamış durumdayız. Bu proje sayesinde ürünlerimiz daha sofistike makine ve uygulamalarda kullanılabilecek ve dolayısıyla katma değeri yüksek işlere yönelmemizi sağlayacaktır. Ürünün kullanıcıyı ilgilendiren bir başka özelliği de araçlarda enerji tasarrufu sağlayarak yakıt tüketimini azaltacak olmasıdır. Bu özelliklere sahip bir valf Türkiye’de ilk kez üretilecek. İthal ettiğimiz bu tip ürünleri artık ihraç edilebilecek seviyeye ulaşmamız bizi heyecanlandırıyor. Yeni ürünümüz tamamlandığında özellikle mobil vinçler, sepetli platformlar, delme makineleri ve itfaiye araçlarında uygulama imkanı bulacaktır. Burada gurur kaynağı olan bir konu da başarıyla tamamlanan TÜBİTAK projelerimiz sonucunda Türkiye’de ilk defa sektörel anlamda Ar-Ge Yatırım Teşvik Belgesini almaya hak kazanmış olmamızdır” dedi.

Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Kobiler, ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yer tutuyor olsa da çeşitli imkansızlıklar nedeniyle yatırım önceliğini başka konulara verip eğitim konusu bazen geri planda tutabiliyor. Geçmişte bu durum bizim için de çok farklı değildi ancak özellikle son yıllarda gelişen pazar olanakları sayesinde ve değişen dinamiklere bağlı olarak, eğitim, bizim için artık geri plana atılamayacak kadar önemli bir hale geldi. Bu yılın başında firmamız, yalın üretim sistemi uygulamaları alanında belirlediği hedef uyarınca ciddi bir yatırım gerçekleştirerek mavi ve beyaz yakalı tüm çalışanlarını üç aylık eğitimlere gönderdi. Bu eğitimin sonunda tüm çalışanlarımız yalın üretim sertifikası almaya hak kazandı. Böylesine önemli bir yatırımın karşılığını alıyor olmaktan oldukça memnunuz.

Ulusal ya da uluslararası fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız açısından önemi nedir?

İhracata başladığımız dönemde, yani 2000’li yılların başında, müşteri portföyümüzün önemli bir kısmını fuarlardan edinmiştik. Ancak yıllar geçip teknoloji ilerledikçe potansiyel müşterilerin firmalara ulaşması o kadar kolay hale geldi ki profesyonel anlamda fuarlara olan eski ilgi de kalmadı. Ancak yine de fuarlar bizim açımızdan sektördeki varlığımızı, gelişimimizi gösterdiğimiz bir platform olarak önemini korumaya devam ediyor.

Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? (http://www.moment-expo.com/content/images/s75s18foto7.jpg)

İlk ihracatımızı 2000 yılında gerçekleştirdik. O zamanlar sektördeki daha düşük rekabet koşulları ve ürünlere olan yoğun talep sebebiyle üç yıl içinde üretimimizin yüzde 70’ini ihraç eder hale geldik. Zamanla girdiğimiz pazarlarda markamız tanınır hale geldi ve hedef pazarlarımızda payımızı her geçen gün daha da artırıyoruz. Aralarında Çin, Güney Kore, Tayland, Vietnam gibi rekabetin yüksek, yerli ve ucuz üretimin fazla olduğu zor pazarlara ihracat gerçekleştiriyoruz. Bizim sektörümüz de dahil birçok sektörde ithalat gerçekleştirilen Çin’e ihracat yapıyor olmak bize gurur veriyor. Bugün itibariyle üretimimizin yüzde 60’ını 35’in üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. Ürünlerimiz yurtdışında traktörler, beton pompaları, çöp kamyonları, iş makineleri gibi birçok uygulamada hem orijinal ürün üreticisi (OEM) firmalarda, hem de after- market pazarında güvenle kullanılıyor. Ayrıca müşteriye özel ürünlerimiz ve müşteriyle beraber geliştirdiğimiz ürünler de mevcut. Dünyaca tanınan çok uluslu bir şirketle yaptığımız ortak projenin ürünleri yine tüm dünyaya ihraç ediliyor. Müşterinin çözüm ortağı olarak çalışmak ve beraber proje geliştirme tecrübesi; yurt dışında birçok yeni proje ve pazarın kapısını aralıyor. Çok yakında Avrupalı bir firmayla yeni bir projeye başlayacağız.

İhracat konusunda yaşadığınız sorunlar var mı? Mevcut sorunlar sizce nasıl çözülebilir?

Düşük kaliteli ve ucuz ürünlerin yarattığı haksız rekabet birçok firmayla beraber yaşadığımız en önemli sorunlardan biridir. Özellikle ürünlerimiz tüketici ürünü değil de, teknik ürün olduğu için düşük kaliteli ürünlerin pazarda tutunması kolay değildir. Ancak ürünün müşteriyi tatmin etmediği ortaya çıkana kadar maalesef ki rekabet sadece fiyat rekabetine dönmek durumunda kalıyor ve bu noktada oldukça zorlanıyoruz. Aslında düşük fiyat kullanıcıya ürünü cazip hale getirse de sonrasında tek bir parça sebebiyle tüm sistem zarar görebiliyor böyle bir durumda astarı yüzünden pahalıya geliyor. Bizce bu problemin çözümü kullanıcıların meseleye yalnızca fiyat odaklı bakmaktan kaçınmalarıdır.

“2014 Yılına Yeni Yat ırımla Başladık”

2011 yılında modernizasyon, kalite ve kapasite artırımı alanında 1,5 milyon euroluk yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Çelikbilek, “2012 yılında tamamlanan bu yatırımla beraber Ar- Ge çalışmalarına daha da hız vererek pazar ihtiyacı olan müşteriye ve uygulamaya özel valfler konusunda kendimizi geliştirme fırsatı bulduk. Ar-Ge çalışmalarımızın ve isabetli yatırım kararlarımızın sonuçlarını almaya başladığımızı, artan satışlar ve pazar payı ile net bir şekilde gözlemliyoruz. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda 2013, bizim açımızdan beklentilerimizin de üzerinde iyi bir yıl oldu. 2013 yıl sonu itibariyle bir önceki yıla göre satışlarımız yüzde 32, aktif büyüklüğümüz ise yüzde 17 oranında arttı. Çeşitli yeni ürün projelerimizin sonucunda ve önümüzdeki dönem ile ilgili öngörülerimiz doğrultusunda, 2014 yılı başında yeni bir yatırıma başladık. Bu bağlamda 2014 yılının da beklentilerimizi karşılayacak şekilde tamamlanacağını düşünüyoruz” dedi.

Makine sektörünün en önemli problemi sizce nedir?

Türkiye’deki kullanıcıların bir kısmının yerli ürünlerle aynı özellikteki ithal ürünlere daha fazla rağbet ettiğini görüyoruz. Bu durum bence ürün seçiminde teknik özellikler, fiyat, kalite gibi somut etkenlerin dışında psikolojik etkenlerin fazlaca rol oynadığını gösteriyor. Bu durumu aşma noktasında yine de son yıllarda ciddi yol aldığımızı düşünüyorum. Güney Kore’deki, Kolombiya’daki, İngiltere’deki bir üretici bizim ürünlerimizi çekinmeden ve memnuniyetle kullanıyorsa bizim üreticilerimizin de bunu rahatlıkla kullanabiliyor olması gerekir. Tabii en az aynı teknik özellikleri ve kaliteyi onlara sunmanız şartıyla. Ben tüketicinin kafasındaki “ithal mal iyidir!” algısının en büyük problem olduğunu düşünüyorum.

“Sektöre değer katan ürünler geliştiren OEM tedarikçisi olmayı hedefliyoruz”

Aile şirketlerinin geleceğini tasarlamanın oldukça zor bir konu olduğunu söyleyen Çelikbilek, “Ancak biz aile şirketlerinin marka değerinin doğru yönetim ilkeleriyle daha sonraki kuşaklara başarıyla aktarılabileceğine inanıyor ve bu yolda yürüyoruz. Büyüme trendinde, kısa ve uzun dönem hedefleri doğrultusunda çalışan bir şirketiz. Ortak değerlerimiz çerçevesinde, teknolojik çözümlerle sektöre değer katan ürünler geliştiren ve sahip olduğu ekip ruhu ile tercih edilen OEM tedarikçisi olmayı hedefliyoruz” dedi.

http://www.moment-expo.com/yeni-urunumuz-turkiyede-bir-ilk-olacak (http://www.moment-expo.com/yeni-urunumuz-turkiyede-bir-ilk-olacak)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:23:33
BLS-F Fiber Lazer ile Zaman Kaybının Ortadan Kaldırılması Amaçlanıyor

(http://www.moment-expo.com/content/images/s75v16foto1.jpg) Baykal Makine tarafından üretilen BLS -F fiber lazer kesim makinesi ile zaman kaybının ortadan kaldırılması ve yüzde 70’e varan oranlarda enerji tasarrufu sağlanması amaçlanıyor.

Sac işleme makineleri alanında Türkiye’nin önde gelen imalatçı kuruluşları arasında yer alan ve 5 kıtada 110’dan fazla ülkeye ürünlerini gönderen Baykal Makine, 2013 yılında da 44 milyon dolarlık ihracata imza attı. Baykal Makine, 2007 yılında sektörde yüksek teknolojiye sahip Alman üretici Weinbrenner GmbH’yi satın alarak know-how altyapısını daha da güçlendirdi. Stuttgart’taki fabrikasında yüksek teknolojili makineler üreten firma, alanında Avrupa’nın sayılı üreticileri arasında girmeyi hedefliyor.
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75v16foto2.jpg)

“Bu Ebatta Ürettiğimiz İlk Makine”
Metal sac malzemelerin kesim, büküm ve kaynak işlerinde kullanılan abkant presler, giyotin makaslar, punch makineleri, lazer kesim sistemleri, plazma kesme makineleri ve su jeti kesme makineleri imal ettiklerinin bilgisini veren Baykal Makine Marka Yönetmeni Murat Bayazıt, BLS-F fiber lazer kesim makinesi ile dikkatleri üzerlerine çektiklerini söyledi. Ürünün birçok ilki içinde barındırdığını belirten Murat Bayazıt, “Bu ebatta ürettiğimiz ilk makinedir. 3 metreye 15 metre kesim ebadında ve toplam kapladığı alan 7’ye 35 metredir. Zaman kaybını ortadan kaldırdığı gibi yüzde 70’e varan oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor. Üretim maliyetlerini en aza indiriyor. Bu projemizle müşteri isteklerine en optimum çözümü getirdik” ifadelerini kullandı. BLS-F fiber lazer kesim makinesinin, Tırsan Treyler firmasının Sakarya’daki fabrikasında dorse imalatında kullanıldığının bilgisini veren Murat Bayazıt, 3 metreye 14 metre uzunluğundaki fiber lazer kesim makinesinin de yakın zamanda Aksaray’daki Altuntaş Havalandırma firmasına kurulduğunu söyledi.

Uluslararası ProjelerDE Türk Üretici İmzası
(http://www.moment-expo.com/content/images/s75v16foto3.jpg)
Firmalarının uluslararası birçok projeye imza attığına işaret eden Murat Bayazıt, Katar Futbol Federasyonu tarafından organize edilecek ve Ortadoğu’da düzenlenecek ilk turnuva olma niteliği taşıyan 2022 Katar Dünya Kupası için yapılacak yedi stadın inşasında kullanılacak makineleri içeren Tam Otomatik Direk Kesme ve Bükme Hattı projesini geçtiğimiz yılsonunda teslim ettiklerini aktardı. Otomatik hattın birçok açıdan sektörde ilklere öncülük ettiğini ve boyutu itibariyle dünyada bir benzerinin bulunmadığını savunan Bayazıt, 26 metreye 60 metre alan kaplayan ve 2,5’e 14 metre kesim ebadına sahip hattın yüzde 50’ye varan oranlarda zaman tasarrufu sağladığını, üretim hatalarını sıfıra indirdiğini ve işçilik maliyetini ortadan kaldırdığını belirtti.

http://www.moment-expo.com/bls-f-fiber-lazer-ile-zaman-kaybinin-ortadan-kaldirilmasi-amaclaniyor (http://www.moment-expo.com/bls-f-fiber-lazer-ile-zaman-kaybinin-ortadan-kaldirilmasi-amaclaniyor)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:27:41
İlk Yerli Trambüs’ler, Malatya’da Test Sürüşüne Başladı
Türkiye’nin ilk yerli üretim Trambüs’lerinin test sürüşleri, Malatya’da kurulan özel hatta başladı. Ankara merkezli Bozankaya Otomotiv tarafından gerçekleştirilen projeyle Malatya’ya kazandırılan yeni toplu taşıma sistemi Trambüs’ler, daha önce Ankara ve Almanya testlerini başarıyla geçti.

Toplu taşımacılık sistemlerinin yerli yatırımcılarından Bozankaya Otomotiv, tasarım ve üretimini geliştirdiği özel projeler ile yerel yönetimler için çözümler sunuyor. İlk yerli Trambüs üretimini gerçekleştiren Bozankaya’nın araçları, toplam yatırımı 20 milyon euro olan proje çerçevesinde Malatya’daki özel hatta test ediliyor. Araçların, ekim ayında hizmete sunulması planlanıyor.

“Elektrik Enerjisiyle Çalışan İlk Last ik Tekerlekli Modern Top lu Taşıma Aracı”

Yoğun bir şekilde devam eden Trambüs projesi çalışmalarında, Trambüs hattını besleyen dokuz adet trafoya elektrik enerjisi veriliyor ve araçlar bu özel hatta test ediliyor. Hem elektrik, hem de akü ile çalışabilen Trambüs araçlarının kendi hatlarına alınmasıyla Türkiye’de ilk kez elektrik enerjisiyle çalışan lastik tekerlekli modern toplu taşıma aracı test edilmeye başlandı. Test sürüşlerinin büyük başarıyla devam ettiğini belirten Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır; “Trambüs’lerin verimlilik, konfor, tasarruf ve çevre faktörlerinde tüm beklentilerimizi en iyi şekilde karşılayacağına inanıyoruz. Yatırım maliyetlerimize ve aracın sağladığı avantajlara baktığımızda Malatya’ya büyük kazanç sağlayacak bir proje” dedi.

Enerji Tasarruflu, Çevre Dostu (http://www.moment-expo.com/content/images/s76v49foto1.jpg)(http://www.moment-expo.com/content/images/s76v49foto2.jpg)(http://www.moment-expo.com/content/images/s76v49foto3.jpg)

Bozankaya Raylı Sistemler Koordinatörü ve Trambüs Proje Müdürü Halil Söyler sistemin yapısıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Cer enerjisini 750 V DC ile beslenen çift telli katener tellerinden alan Trambüs’te elektrik motorları ve inverterleri kullanılıyor. Böylece aslında şehir trafiği ile entegre ilerleyen Trambüsler, herhangi bir ek ray sistemine ihtiyaç duyulmadığı için yatırım maliyetinde de avantaj sağlıyor. Ayrıca Trambüs, işletme maliyeti olarak da konvansiyonel araçlara göre, daha uzun bakım periyodu olduğu için düşük bakım maliyeti sunuyor. Trambüste kamera sistemi, sinyalizasyon öncelik sistemi, yolcu bilgilendirme sistemi turnike sistemi gibi elektronik sistemler içeren Trambüs Malatya projesinin gerçekleştirdiğimiz havai hat sisteminin yüzde 80’i tamamlandı. Trafo sistemleri ise tamamen bitti. Malatya Büyükşehir Belediyesinin hizmete sunacağı Trambüs’ler 250 kişi yolcu kapasitesine sahip. Dizel araçlar ile karşılaştırıldığında dörtte bir oranında yakıt tasarrufu sağlıyor. Trambüs aracının kullandığı teknoloji olan elektrikli tahrik sistemi, enerji ve çevreci çözüm planı ile farklılık yaratıyor. Toplam ağırlığı tam yolcu doluluğunda 40 tona yaklaşan konvansiyonel araçlara göre enerji tasarrufunda yaklaşık olarak yüzde 75’e varan avantaj sağlanıyor. Trambüs’ün yakıt tüketimi ise konvansiyonel dizel araçların yakıt maliyeti ile karşılaştırıldığında 4 veya 5’te biri (yüzde 20-25’i kadar) oranındadır. Araç sayısının artması, trafik problemleri ve çevre kirliliği, büyüyen şehirlerde ancak toplu taşıma seçenekleri artırılarak çözülebiliyor. Çevreci özelliği olan Trambüs sistemleri, elektrikli olduğu için sıfır emisyon ilkesiyle çalışarak çevreye duyarlılık gösteriyor. Günümüzde kullanılan diğer toplu taşıma araçlarına ile karşılaştırıldığında Trambüs; yolcu kapasitesi, enerji tüketimi, çevreye duyarlılık ve modern yüzü ile bir adım öne çıkıyor.”

http://www.moment-expo.com/ilk-yerli-trambusler-malatyada-test-surusune-basladi (http://www.moment-expo.com/ilk-yerli-trambusler-malatyada-test-surusune-basladi)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: мคяครℓเ - 02 Ocak 2015, 23:29:56
Türk Makine Sektörünün Geleceğini Şekillendireceğiz
Bölgesel sanayi kuruluşları ile güçlü işbirlikleri kuran, eğitim dilinin İngilizce olduğu genç ve dinamik bir üniversitede mühendislik eğitimi alacaklarını ifade eden Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, Türk makine sektörünün geleceğini şekillendireceklerine inanıyor.

(http://www.moment-expo.com/content/images/s76k84foto3.jpg)

Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, meslek hayatları için yeterli donanıma, deneyimli ve idealist akademisyenler vasıtasıyla ulaşacaklarını düşünüyor. Öğrenciler geleceğe yönelik önemli kaygılar da taşımıyor.

Ali Yıldız
Makine Mühendisliği Bölümü
Hazırlık Sınıfı Öğrencisi

“Türk Makine Sektö rünün Gelişimi Sürüyor”

“Küçüklüğümden beri makinelere özel ilgi duydum ve bunun üzerine yoğunlaşmak istedim. Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün eğitim dilini İngilizce olarak belirlemesi bu üniversiteyi tercih etmemdeki en önemli nedendi. İlk izlenim olarak akademisyenlerimizin niteliğini ve okulun teknik alt yapısını beğendiğimi söyleyebilirim. Bölümün beklentilerimi karşılayacağına inanıyorum. Türk makine sektörünün yapısıyla ilgili yeterli bilgiye sahip değilim. Makine üretimi yapan Türk firmalarının her yıl daha iyiye gittiklerini düşünüyorum. Türk makine sektörünün gelişimi sürüyor. Son dönemde gerek üretim, gerekse ihracat konusunda ciddi mesafe kat edildiği kanaatindeyim. Mezuniyet sonrası yurt dışında akademik kariyerime devam etmek istiyorum. Akademik kariyerimi yurt dışında sürdürürken sanayi projeleri içinde de görev alabilirim.”

Burçak Zehir
Makine Mühendisliği Bölümü
Hazırlık Sınıfı Öğrencisi

“Mühendisler Birden Faz la Yabancı Dile Hakim Olmalı”

“Adana’da yaşadığım için Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ilk tercihlerim arasındaydı. Mühendislik eğitimi almayı hedefliyordum. Makine mühendisliği ise her yönden ilgimi çekiyordu. Mühendislik eğitimi dışında bölümümüzün İngilizce eğitim verecek olmasını büyük şans olarak görüyorum. Küreselleşen dünyada mühendis adaylarının birkaç yabancı dile hakim olması gerektiğine inanıyorum. Eğitimimi tamamladığımda nitelikli bir mühendis olacağım kanaatindeyim. Saygın akademisyenleri bir araya getiren bölümün, beklentilerimi karşılayacağını düşünüyorum. Türk makine sektörünün yapısıyla ilgili yeterli bilgiye sahip değilim. Zaman içinde bilgi düzeyim arttıkça kendime en uygun alanı bulacağım. Geleceğe yönelik bir kaygı taşımıyorum. Mezun olduktan sonra yurt dışına gitmek istiyorum. Yüksek lisans sonrası babamın da görev aldığı şirkette çalışmayı hedefliyorum. Mesleki deneyim açısından yurt dışında çalışmanın bana çok şey katacağını düşünüyorum.”

Ethem Özgür
Makine Mühendisliği Bölümü
Hazırlık Sınıfı Öğrencisi

“Türk Makine Sektö rü İleri Adımlar Atıyor”

“Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesini eğitim dilinin tamamen İngilizce olması ve makine mühendisliğinde sunduğu altyapı olanaklarından etkilendiğim için seçtim. Makine mühendisliği eğitiminin zorlukları konusunda bilgi sahibiyim. Bu zorluğu, genç ve dinamik akademisyenleri bünyesinde buluşturan, az sayıda öğrenci kabul eden bir bölümde aşacağımı düşünüyorum. Bölüm teknik altyapısı ve sunduğu olanaklarla beklentimi karşılayacaktır. Bunu hissettiren en önemli sebep üniversitenin bana vaat ettikleridir. Türkiye son yıllarda her alanda gelişiyor. Bu süreçte Türk makine sektöründe de ileri adımlar attığını düşünüyorum. Bu bölümü severek ve isteyerek seçtim. Severek ve isteyerek yapılan tüm işlerin verimli sonuçlar doğuracaktır. Gelecekle ilgili herhangi bir kaygı taşımıyorum. Eğitimim süresince alanımla ilgili kendimi geliştirmek istiyorum. Yurt dışına çıkmanın da bana bir şeyler katacağına inanıyorum. Diğer ülkelerdeki gelişmeleri yerinde gözlemlemek mesleki tecrübemi oldukça artıracaktır.”

Mehmet Akif Angay
Makine Mühendisliği Bölümü
Hazırlık Sınıfı Öğrencisi

“Diplomalı İşsizlerden Olmayacağım”

“Üniversite tercihimi yaparken mezuniyet sonrası rahat iş bulabileceğimi ve okulun bu anlamda bana fayda sağlayacağını düşünmem etkili oldu. Diplomalı işsizlerden olmayacağım. Makine mühendisliği hakkında yüzeysel bilgiye sahibim. Bu nedenle bölümden herhangi bir beklentim yok. Türkiye’nin kendine has bir yapısı var. Her an her şey değişebiliyor. Üretim açısından gelişimimizi aralıksız sürdürüyoruz. Özellikle makine ve teknoloji temelli sektörlerde bu gelişimin daha hızlı gerçekleştiğini düşünüyorum. Lisans eğitiminin sonunda yurt dışına gitmek alternatiflerim arasında. Yabancı dile daha fazla hakim olup, otomotiv sektöründe çalışmak istiyorum.”
(http://www.moment-expo.com/content/images/s76k84foto4.jpg)

http://www.moment-expo.com/turk-makine-sektorunun-gelecegini-sekillendirecegiz (http://www.moment-expo.com/turk-makine-sektorunun-gelecegini-sekillendirecegiz)
Başlık: Milli sensörlü dedektörlerin yerli uydulara entegrasyonu başladı.
Gönderen: カメせ - 09 Ekim 2019, 20:54:34
Alıntı
Milli sensörlü dedektörlerin yerli uydulara entegrasyonu başladı.

Bolu Abant İzzet Baysal Üniv. Nükleer Radyasyon Dedektörü Uygulama ve Araştırma Merkezince üretilen radyasyon sensörlerin, TÜBİTAK Uzay iş birliğinde yerli uydulara entegrasyonu başladı.
(https://pbs.twimg.com/card_img/1181569259018821634/Pj1hq3lq?format=jpg&name=small)
aa.com.tr
Başlık: Ferrobor tozu artık Türkiye’de üretiliyor.
Gönderen: カメせ - 14 Haziran 2020, 01:09:30
Alıntı
(https://pbs.twimg.com/media/EaJ5i6tU4AIsltK?format=jpg&name=medium)
Ferrobor tozu, havacılıktan demir sanayine kadar birçok alanda kullanılıyor. Yurt dışından alınan ferrobor artık Türkiye'de de üretimine başlandı. Nevşehir'de üretilen tozlar hem daha kaliteli hem de az maliyetli.
Katı roket yakıtlarında kullanılıyor. Sertlik derecesi yüksek çeliklerin imalatına olanak sağlıyor. Yıllarca ithal edilen Ferrobor, artık Türkiye'de de üretiliyor.

Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi bünyesinde bulunan Kapadokya Teknopark bu mikron tozların üretimine öncülük etti.

Ferrobor tozunun kullanım alanı oldukça geniş. Bu tozların Nevşehir'de üretime geçilmesiyle yurt dışına bağımlılık azaldı. Yerli kaynaklarla kaliteli ve ucuz mikron tozlar elde edildi.youtu.be/aNS8cF7nBbo (http://youtu.be/aNS8cF7nBbo)
https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/ferrobor-tozu-artik-turkiyede-uretiliyor-491506.html/amp?__twitter_impression=true (https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/ferrobor-tozu-artik-turkiyede-uretiliyor-491506.html/amp?__twitter_impression=true)
Başlık: Boğaziçi Üniversitesine atanan rektör.
Gönderen: カメせ - 06 Ocak 2021, 11:29:14
Alıntı
Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu ve kariyeri.
(https://pbs.twimg.com/media/ErANVIZXMAIQhFN?format=jpg&name=medium)
Başlık: Ynt: Türkiye Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: mavi1991 - 06 Ocak 2021, 15:10:20
Hoca endüstri mühendisliği kökenli ve iyi şirketlerde çalışmış. Fakat F16, atak ve A400' ler çok bir ilgisi olduğunu zannetmiyorum. Makine, Uçak ya da bilgisayar mühendisliği olsa belki olabilir endüstri mühendisliği daha çok yönetimsel bir daldır. Resmen acemice piar çalışması yapılmış.
Başlık: 5 EKSEN MİLLİ CNC KONTROL ÜNİTESİ ÜRETİLDİ.
Gönderen: カメせ - 03 Kasım 2021, 20:17:59
Alıntı
Milli makine sanayisini özgürleştirecek DEV adım
(https://pbs.twimg.com/media/FC67GK8WQAEDtJO?format=jpg&name=medium)
5 EKSEN MİLLİ CNC KONTROL ÜNİTESİ ÜRETİLDİ

5 eksenli CNC Kontrol ünitelerine  uygulanan ambargo sonucu 2020 yılında kurulan  MİLTEKSAN, CNC kontrol ünitesi üretimi yaptığını duyurdu.
@milteksan @haluk @sahaistanbul @ilhamikeles
https://mobile.twitter.com/ogzhn_uyg
Başlık: Türkiye Savunma Sanayii Ve Üniversitelerin Ortak Calismalari...
Gönderen: カメせ - 15 Mayıs 2022, 15:27:50
Alıntı
(https://pbs.twimg.com/media/FSynaARWIAAA_D-?format=jpg&name=medium)
Başlık: GPS’e ihtiyaç duymayan hayalet görüntüleme projesi.
Gönderen: カメせ - 12 Ocak 2023, 10:15:00
Alıntı
MADENLER KUANTUM TEKNOLOJİSİYLE TESPİT EDİLEBİLECEK

(https://pbs.twimg.com/media/FmPRS19XEAEmlDj?format=jpg&name=medium)
Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation’da Qubitrium, kuantum fiziğinin en temel cihazlarından olan ‘Tek Foton Dedektörü’ ile ‘Dolanık Foton Kaynağı’nın prototiplerini üreterek Türkiye’de bir ilke imza attı.

Qubitrium mühendisleri, GPS’e ihtiyaç duymayan bir hayalet görüntüleme projesi geliştirdi.

GPS’e ihtiyacı olmayan zaman ve konum belirleme sistemleri, yer altı sıvılarını, gazları ve madenleri hassas bir şekilde tespit etmeyi mümkün hale getiriyor.

https://mobile.twitter.com/ogzhn_uyg