Yunan hükümeti ve devlet görevlileri sadece işlerini yapıyorlar. Görevleri zaten yunan çıkarlarını ve tezlerini dünyaya anlatmak yada kabullendirmek. Bunu medeni şekilde gerek lobicilikle gerek propaganda yada siyasilerinin başka ülkelere yaptığı resmi ziyaretlerde takdire şayan bir azimle icra ediyorlar.
Ya biz? Bizimkiler kendi ulusumuzun çıkarlarını ve tezlerini nasıl dünyaya anlatıyorlar? Maalesef bizimkiler kendi çıkarlarından başka birşey için çalışmıyorlar.
Eğer batıyı kendi tezlerimize ikna etmek istiyorsak bunu ancak sistematik bir diplomasiyle ve devamlılıkla yapmalıyız.
Örnek; Gayri askeri statüsü olan, yani silahlanması anlaşmalara göre yasak olan bu adalara yapılan bu kuvvet kaydırmalardan sonra BM, AB ve hatta AIHM 'e başvurulabiliriz. İsveç'i ve Finlandiya'yı bizim bu konudaki tezlerimizi desteklemesi için nato sürecini ağırdan alabiliriz. T.C. dışişleri ve sayısız diplomatlarımız bulundukları ülkelerde yunanistanın yaptığı bu ihlalı devamlı gündemde tutabilir. Ülkemizde iş yapmak istwyen Yunan şirketlerine ve mal almak isteyen yunan vatandaşlarına hukuki engel koyulabilir. Milletvekillerimiz guruplar halinde yurtdışı seyahatlari koordine edip gittikleri ülkelerin meclislerinde bize yapılan haksızlığı anlatabilirler. Türk Konseyini toplar ve ortak karar çıkarabiliriz. İslam işbirliği teşkilatını ikna edebiliriz.
Ve bunun gibi onlara ve yüzlerce örnek verebilirim...
Ama soruyu tekrar ediyorum? Bizimkiler ne yapıyor?
Devlet yönetmek ciddiyet ister. Uluslararası ilişkiler devamlılık ister. Bir gece ansızın gelebiliriz dersen rusya ve Kuzey Kore muamelesi görürsün. Haklı davamızda haksız duruma düşeriz.
Sn levo ,
Diplomasi ve lobicilik kanallarinida etkili olabilmemiz icin iyi bir hazirlik yaninda surekliligin onemli oldugu cok dogru. "Kisisel gorusum devletimiz bu bahsetmis oldugumuz konularda yeterli olmasa da bir caba icerisinde "
Uyesi oldugumuz Nato icerisinde haklilik iceren tezlerimizi aciklamaya devam etmeliyiz. Bu konuda da devletimiz bir caba icerisinde ancak gozden kacirmayalim ki ABD,Birlesik kirallik gibi birkac devlet harici geriye kalan tum Nato ulkeleri AB uyeleri. Ozellikle ABD su anda ulkemize karsit tarafta ile saf tutmakta. Birlesik Kirallik ABD kadar alanen olmasa da yine hasimimiz Yunanistan tarafinda durmakta. Yunanistan AB uyesi oldugundan AB zaten Yunan tezlerni desteklemek yaninda acikca AB sinirlarinin Yunanistan sinirlari oldugunu aciklamakta. Yani kisisel dusuncem gerek Nato veya uyesi olmadigimiz AB nezdinde pek yuksek bir diplomasi basari etmemiz beklenmemeli. Ancak bu hic girisim yapmayalim demek degil elbette.
Hukuki hak arama konusuna gelince oncelikle kucuk bir duzeltme yapayim AHIM sadece Insan haklari konularina bakmakle yukumlu bu nedenle buraya basvuru yapilamaz. AHIM yerine Lahey Adalet Divanina basvurulabilir . Ancak Lahey e tek tarafli basvuru yapilamaz . Yapilacak basvuru ve konular gerek Yunanistan ve Turkiye tarafindan anlasilarak yapilir. Yalniz bu konuda da Yunanistan ile sikinti yasanmakta Yunanistan sadece kendi istedigi konular icin divana gitmek istiyor " Kara ve Hava sinirlarinin artirimi konusu" Halbuki Turkiye daha kapsamli bir basvuru istiyor " Aidiyeti belli olmayan adacik ve kayaliklarin belirlenmesi , Silahdan arindirilmis olan adalarin statusu, deniz ve kara sinirlari..."
Geriye sadece hic kimsenin istemedigi yol olan kaba kuvvet kullanimi veya caydiricilik. Kaba kuvvet veya sinirli kuvvet kullanim yontemi bu devirde artik tercih edilen bir yontem degil. or "Rus- Ukrayna catismasi" sinirli kuvvet kullanimi secenegi. Bu secenek de alt zemini hazirlanmadikca mudahale sonrasinda bir cok siyasi izolasyon ve ekonomik mueyide yaninda ,gucsuz ekonomilere negatif etki yapmasi kesindir. Or "KKTC"
Turkiye Cumhuriyeti . Bu gun olmasa da ,yarin olmasa da ,bir gun bu problemlerin ustesinden bir sekilde zamani geldiginde en az zarar gorecek sekilde problemlerin bazilarinin ustesinden gelebilecegini dusunuyorum.