Müteahhit+Mühendis+Mimar+Denetleyici....
Tüm sorumluluk bu 4 kişi üstündedir... Bu 4 kişi işini düzgün yapmadığı için olur bütün yıkımlar....
Halk " benim arsaya 2 kat daha imar izni veilsin" der , Politikacı da oy almak için değil Amik ovası suyun üstünü bile imara açma sözü verir......
Ama mühendis " ben bu zemine bu evi yapmaya onay vermem , bu sorumluluğu almam "dedikten sonra denetleyici de onay vermedikten sonra oraya ev felan da yapılmaz....
Polisin belinde tabanca var gidip tabancayla istediği kişiyi vurabiliyor mu ? Hayır...Mühendis de elinde ev yapma yetkisi var diye her bulduğu yere ev yapmayacak ...Polis yetkisi dışında adam vurursa nasıl hapse giriyor mühendis de girecek o hapse...Taki "Yok kardeşim ben bunu yapar bu ev de yıkılırsa 20 yıl hapse girerim" bilinci yerleşene kadar....
Bu 4 kişi bir afette yaptıkları binanın yıkılması durumunda hapse gireceğini bilirse yani HUKUK uygulanırsa bu manzaralar yaşanmaz....
Bugün Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ; hani şu meşhur altın makas ile açılan sitenin tamamen yıkıldı diye soru sorulunca " Ben o müteahhitin işini doğru yaptığını düşünüyorum , deprem şiddetliydi " dedi belediye başkanı , kulaklarıma inanamadım.
Araştırma yok , bilimsel soruşturma yok beyefendi şimdiden yüzlerce kişinin öldüğü site müteahhitini aklama peşinde.
Yukarıda yazdım ya " at izi it izine karışmış" diye....
Bu dörtlü çok iyi çalışsa bile bir çok etmen var. İşçiler mesel; Sürekli başlarında olmak lazım yaramaz çocuklar gibiler. Sorumlulukları da yok neredeyse. Arkanı dönmeni bekliyor çoğu. Neler yok ki?
- Demir döşenirken pas payının gerekli olmadığına inanan.
- Kalıp şakül doğrultusundan kayıksa sırf iş çıkmasın diye elindeki ölçü aletini yamuk tutan.
- Beton öncesi kalıbın içine düşen tahta parçasının veya vibratörü yeterince kullanmayıp boşluk oluşan kolonun taşıyıcılığına etkisinin olmadığını iddia eden.
- Daha hızlı ve kolay dökülsün diye beton dökülürken pompacıya baskı kurup karışıma su ekleten
- projeyi yanlış okuyup yanlış demir bağlasa dahi pazarlık edenler.
Bunun dışında çoğunuzun es geçtiği gerçek katillerden biri de beton santralleri. Bu firmaların çoğu müteahhitlerden bile daha güçlü ve fırıldak. Beton dökülürken ilk mikserlerden numune alınıyor sonrakilerden alınmıyor. Kaçak yapılarla mücadele ediliyor ama kimse nedense bunları sıkıştırmıyor. Beton santrallerinin ruhsatsız yapılara beton vermemesi lazım. Veren firma ağır ceza ve kapatmaya uğramalı. Kaçak yapı oluyor siz de soruyorsunuz mühendis mimar devlet belediye yok mu?! Bu kaçak yapılar betonu alamasa hiç bir kaçak yapı olmazdı. Beton ve demir satarken sevk ederken resmi belge sorulmalı. Bu satıcıların da sorumlulukları olmalı.
Mühendis ve mimarları suçluyorsunuz eyvallah ama bu işin suçlusu herkes. İmar Barışı diye bir şey çıktı. Mimar mühendis imzası olmayan denetimsiz, kaçak durumdaki yapılar için 10 milyon kadar belge alındı. 10 milyon nedir yaa?! 85 milyonluk ülkede bu ne kadar kaçak.
Belediyede sözleşmeli olarak çalışan Teknik personel Yapınıza izin vermese hepiniz gelir burada haklı haksız isyan edersiniz. Eğer siyasi gücünüz varsa Belediye Başkanı o çalışana baskı yapar hatta devamında işten çıkarıp ona eyvallah diyeni oraya koyar. Siz de sorun çözen başkanı bağrınıza basarsınız. Olmadı kaçak yapar devam edersiniz. Teknik personel tutanak tutup kıçını da yırtsa Belediye Meclisi veya Valilikten onay çıkmadıkça yıkım gerçekleşmez.
Şu an bulunduğum ildeki devlet hastanesini jeoloji mühendislerinin uyarmadına rağmen yapılaşmaya uygun olmayan heyelanlı bölgenin dibine yaptılar. Buna Vali ve ilgili idareciler karar veriyor. Deprem bile olmadan otoparkı aşağı kaydı ilk 2-3 senede.
Bunları daha önce de söyledim. Sonuç hep halkımızın çıkarcı ahlaksızlığına dayanıyor. Ülkedeki yapıların birçoğu kaçakken kimse teknik personeli yerden yere vurma kolaylığına girmesin. (Teknik personel tertemiz mi? değil; içlerinde kötüsü de var. Başındaki idareciler temiz olsa görevden alırdı zaten)