Silah ve savaş taktiği tartışırken sonunda hep üretim teknoloji ve ekonomiye dönmek zorunda kalıyoruz çünkü biliyoruz ki teknoloji gün geçtikçe insan gücüne, insan inancına, kuru taktiklere galip geliyor. Çünkü isterseniz günde 1000 şınav çeken, amuda durup hedefi gözünden vuran bordo berelileriniz olsun. Adam 500 km uzaktan gönderdiği SİHA ile o kuvveti vurabiliyor. Bilim ve teknolojiyi yakalamak şart.
Ama bu nasıl olacak? Liyakatin olmadığı, herkesin Ailesini, hemşerisini, aşiretini, tarikatını kolladığı; her fırsatta cehalete prim tanınan ve her fırsatta ahlaken cılız ve disiplinin hor görüldüğü menfaatçi bir ortamda... Kimse kendini bu ülkenin paydaşı olarak görmüyor; çoğu bir ideolojinin, mezhebin veya ırkın çıkarını savunuyor en basitinden. Kusura bakmayın ama ekonomi-teknoloji talebinin de altında aslında eğitim,disiplin,saygı ve ahlak sorunumuz var. Yukarıda arkadaşın biri kıyaslarken dile getirdi; İsveç,Kore,Japonya... Farkın sebebini anlamışsınızdır. Bir konu var mesela İsveçte yapılan bir işlem ve vatandaşın beyanı esas, Türk olarak hemen aklına geliyor "ya vatandaş yalan söylerse?" İsveçli adam bunu bir türlü anlamıyor. Ciddiyim. "Neden yalan söylesin ki?!?" diyor. Adamlarda bırak insanı, devlete yalan söyleme diye bir şey yok. Ama sorsan biz onlardan milliyetçiyiz asarız keseriz kanımız feda...
Atatürk bu durumu en az 120 sene önceden görmüş; eğitime, bilime, endüstriye yatırım yapmış. Sadece iyi bir asker demek o yüzden haksızlık olur. Ancak gel gelelim ki o öldükten sonra sağ sol farketmeksizin vizyonsuz,tembel,çıkarcı,hizipçi onlarca büyüğümüz tarafından ortada hiç bir sebep yokken Amerikanın kucağına oturtulmuşuz.
Başta aile içi eğitimden tut anaokulu ve ilköğretime bakınca bu sistemde gidişat değişecek gibi durmuyor. Ahlakın ön planda tutulduğu; yarışçılıktan ziyade sorgulayıcı bir eğitimin yaratılması; her işin ehline verilmesi gerekiyor.
Almanya, İngiltere, Japonya, Kore yıkılsa da ayağa kalkıyorken biz sürekli yerlerde yuvarlanıyoruz. Çünkü sebebi insanın içinde saklı... Şimdi bakınca konuştuğumuz füze ve uçak muhabbetleri ne kadar da havada kalıyor.