Öncelikle milli güvenlik kitabının girişinde bi söz vardı "siyaset silahsız savaştır, savaş silahlı siyasettir" diye. Bende olayları hep buna göre yorumlarım,sonuçta profesyonel görüş bu.
Kapitalist dünyada "Ben laik, demokratik ülkeyim dünyada barış istiyorum kendi ülkemde siyaset yaparım " diyemezsiniz, bu dünyada haklıyı haksızı medya belirler sizi öyle bir canavar gösterir ki dünyada barış isteyen onlar savaş isteyen sizmişsiniz gibi görünürsünüz dünyaya.
Almanların 2. dünya savaşını kaybetmesindeki en önemli sebep savaşı kendi topraklarında yapmasıydı,tank savaşı sırasında yeneen yenilen kim olsada alman çiftçinin buğdayı eziliyor,sokak çatışmasını kim kazanırsa kazansın alman evleri harap oluyordu ve bu dünyaya bir ders verdi " savaşı kendi ülkenden uzakta yapacaksın". Bugün ABD en büyük sınır komşular ne meksika ne kanada ile askeri bir hareketlilik yaşar gider dünyanın kendine en uzak bölgesi afganistanda ırakta savaşır.Rusya'nın son hamleside bu yönde.
Hatta yazının başında kurduğum özdeşleşme ile bugün diyebiliriz ki "siyasetide kendi ülkenden uzakta yapacaksın"
Türkiye son iktidar döneminde aktif siyaset yürütüyor, bunu altını ise Osmanlıcılık ile doldurmaya çalışıyor.Osmanlı hüzünlü bir son ile tarihe veda etti belki hala müslüman ülkelerde bir anısı, sempatisi var,ama üllkemizde zannedilenin çok altında bir etkisi var bunun. Biz yıllarca belgrad için neler yaptık, tarih dersleri belgrad için yapılan anlaşmalarla bugün belgrada gidin, bize yarar sağlayacak ne var? Unutmayın 100 yıl sonrasının tarihi bugün yazılıyor bizim çucuklarımıza daha somut bir miras bırakmamız gerekir.
Şunu anlayın artık katar şeyhlerinden biri çok güçlenip tüm müslümanların başına ben geçip yöneticem dünya müslüman olcak dese müslümanlardan bile bugün bunu kabul edecek az insan vardır. Düşünün müslüman orjinli olmayan birisi bunu nasıl kabul etsin, farklı mezhepler nasıl kabul etsin ? Bir yandan saddam kaddafi esad devrilsin derken bir yandan hanedancılıkla kafaları meşgul etmek zaman kaybından başka nedir?
Dediğim gibi bugün ki iktidar aktif dış siyaset izliyor ama ne iş yaptığı belli değil. Yıllardır tarihte İran-Türk dolaylı yoldan ise Şii-Sünni çekişmesi yüzünden güç kaybettiğimizi ve somut sonuçlar alamadığımızı elli kere okumuşken, bugün israile kafa tutma yürekliliğinin gösteren iranın karşısına atlamak için bu kadar heves niyedir anlamadım. Türkiyenin ortadoğudaki saygınlığı artmak yerine azalıyor çünkü çok basit bir planın içine göz göre göre çekiliyoruz.
İsrail çekindiği kuvvetler olan İran Türkiye ile zaten kanlı olduğu Arap devletleri arasında tampon görevi görecek bir Barzani imparatorluğu istiyor,biz ise bunu yaratmak için kendi elimizle çalışıyor ülkemizin sınırlarında terör yuvaları kurulmasının siyasi altyapısını oluşturuyoruz adeta. Sınırlarımızı korumak için uzakta siyaset yapacağımıza sınırlarımızı riske sokan savaş naraları içinde delikanlılık oynuyoruz.
Bugün Suriye ile savaş çıksa acısını bizler sevincini İsrail yaşayacak.İsrail karşıtı siyaset yapmak sadece bir avuç filistine destek olmakla olacak iş değil,bunu bilmeliyiz. İranla mücadele değil rekabet etmeliyiz, fazlası iki ülkeyede zarar verirken sınırından çok uzakta siyaset yapan emperyalistlere oyun alanı yaratıyor.
Gerçekçi bir dış politika Türkiye'yi süper güç yapmaz ama rahatlatır, güçlendirir,kritik dönüm noktalarını geçeken dış engellerden uzaklaşırız. İnşallah hata yaparak tecrübe edinmek yerine birşeyleri önceden görüp önlemlerimizi alırız aksi halde gidişat gidişat değil bizi tehdit olarak gören ülke yelpazesi gittikçe açılıyor.