Sen ABD ile savaşmayı düşünüyorsan geçmiş olsun. ... Süper güç ile savaşılmaz. Direnirsin ülkeni işgale uğratamaya çalışırsın bunun içinde Atak, Siha, Altay, hisar gibi projelere gerek yok. Onları vurmak bir kaç gün. Senin hava üslerini imha etmek birkaç gün onun için. Sen bu projeleri; Yunanistan, Suriye, Ermenistan, Iran gibi bölgesel tehditlere karşı geliştiriyorsun...
Amaç bölgesel tehditleri caydırmaksa; yukarıda isimleri sayılan Yunanistan, Suriye, İran, Ermenistan gibi ülkeler Türkiye' nin rakibi olamaz. Yani mevcuttaki kapasiteyle bu ülkelerle rahatlıkla baş edebilir veya gereken cevapları verebiliriz. Bizim asıl zafiyetimiz, küresel güçlere karşıdır.
Efendim... diyorlar ki; Amerika' yla savaşacaksınız, şimdiden size geçmiş olsun! S-400 sizi kurtarmaz. Diğer savaş araç gereçleriyle de zaten Amerika' nın karşısında duramazsınız!
Evvela bu bakış açısı son derece sıkıntılıdır. Çünkü savaş sadece savaş araç ve gereçleriyle yapılmaz. Konvansiyonel savaş topyekün savaş demektir ve topyekün savaşın kendine göre bileşenleri vardır. Öncelikle milli birlik ve bütünlüğün sağlamlaştırılmış olması gerekiyor. Bu bütünlük sağlandığı zaman zaten en büyük caydırıcılığı temin etmiş olursunuz. Diğer en önemli etmek; potansiyel dost ve müttefiklerdir. Yani bir küresel gücün karşısına ancak başka bir ittifak sistemiyle çıkabilirsiniz. Bu da stratejinin en temel kurallarındandır. Aksi taktirde, bir şövalye edasıyla düşman karşısında ezilir gidersiniz. Savaşı kazanmış olsanız bile kayıplarınızın telafisi mümkün olmayabilir. OYSAKİ TEMEL AMAÇ SAVAŞI KAZANMAK DEĞİL ZAFERİ KAZANMAKTIR. Zafer tek başına savaş meydanında kazanılmıyor. Evet sevgili dostlar, ne yazık ki en büyük mantık zafiyetini burada yapıyoruz.
Diğer nokta, dost-düşman tanımıdır. Bu konuda da büyük sıkıntılar var. Henüz dostumuz kim, düşmanımız kim bunun bile farkında değiliz. Dolayısıyla yanılmak, hata yapmak, yanlışa düşmek, kazık yemek kaçınılmazdır. Peki biz niye dostumuzu düşmanımızı bilmiyoruz; yoksa bizler salak mıyız? Efendim, biraz enayi tarafımızın olduğu su götürmez gerçektir. Bir diğer sıkıntı, nesilden nesile aktarıla gelen öğretilmiş yanlışlardır. Vatandaş bir çeşit kalıbın içine girmiş bir türlü çıkamıyor! Örneğin Amerikancılık böyle bir kalıptır.
Yazacak çok şey var, konu konuyu açıyor ama... S-400 Amerikan tehdidine karşı alınmış bir sistemdir. Rusya' yla İdlib' te dalaştık. Rus ayısına güven olmaz... S-400 alacağız diye F-35' ten olduk. Elimizde F-35 olsaydı Esad' ı daha sıkı bombalayabilirdik diyorlar. Bu düşünceye karşı verebileceğin tek bir cevap olabilir; İLK OKULDAN İTİBAREN ÇOCUKLARIMIZA MANTIK EĞİTİMİ VERİLSİN.