şunun tarihine bakmak bile yetiyor.
https://www.youtube.com/watch?v=cPR19oymR1sbatıdan yüzümüzü dönelim de, hangi yönde bize kollarını açıp yolumuzu gözleyenler var?
ödenecek bedellere baktığımda, yola batıyla devam etmenin faturası daha katlanılabilir geliyor bana.
en güncelinden şu aşı işi bile kimin aşısıyla başladı? kimin aşısıyla devam ediyor?
yıllar öncesinden hatırlarsınız, siyasi heyetler yurt dışı yolculuklarında uçaklar dolusu iş adamlarıyla gerçekleştirirdi o ziyaretleri.
bu çabaya rağmen, bu gün hala batıyla olan ticaretimiz ciddi ağırlıkta.
daha komiği ise, doğu ile ticaretimize ve ilişkilerimize baktığımızda, bu pastanın da önemli bir kısmı doğudaki batı müttefikleri diyebileceğimiz Güney Kore ve Japonya gibi ülkelerden oluşuyor.
uçaklar dolusu iş adamı ziyaretleri, siyasi çabalar ve politik gelişmelerin hiç biri Türkiye'yi doğuya entegre etmeye veya doğuyla bir denge kurabilecek ilişki düzeyine yükseltmeye yetmemiş.
f35 nedeniyle cebimize girmemiş, ama girecek olan o paranın kaybına yanıyoruz. bu gün bile havacılık ve uzay sanayimizde ilk 4 ay en çok ihracat yaptığımız yer ABD.
batıya resti çekip bu tarafa geçtiğimizde kime yapılacak bu ihracat mesela?
Rusya'dan uçak ve savunma araç gereci alan hangi ülke bu tercihi sayesinde yerli sanayisini besleyerek bir noktaya gelmiş?
Çin buna dahil değil; çünkü onlar teknoloji transferi veya ortak üretimle değil de çok başka bir yolla kendilerini geliştirdiler.
batı müttefiki olan Türkiye ise bu ortak üretim kapısı sayesinde kendi helolarını üretiyor bu gün.
yine batı merkezli bir projeyle milli işlemci sorununa çözüm arayabiliyor.
yine batı motorunun ortak üretim deneyimini temel alarak yerli savaş uçağı motoru iddiasında bulunabiliyor.
gerek sivil gerek askeri projelerde ofset yoluyla bir şekilde sanayi kurulması mümkün bu tarafta.
öbür tarafta kim kime bunları nasip etmiş?
bir nükleer enerji işine girdik, ona da en çok savunanlar bile karşı yahu!
düşünmek gerek.