Bu konu oldukça sıkıntılı. Ne yazık ki caddelerimizi, sokaklarımızı, işyerlerimizi hep yabancı isimler doldurmuş. Sadece işyerleri de değil, memleketimizde giderek yaygınlaşan sitelerimizin bile adları yabancı dilde. O dil İngilizce. Tuhaf bir şekilde tabelalar İngilizce olunca insanlar rahatsız olmuyorlar.

Bir diğer konu da, Çince hariç (o da anladığımız harf yapısı olmadığından) tabelalar okunduğu gibi değil yazıldığı gibi yazılıyor. Yani Coca Cola vb. gibi. Hadi bu yabancı isimlendirmeden kurtuluş yok, marka isimlerini niye okuduğumuz gibi değil de orijinali ile yazdığımızı anlamıyorum. Arap ülkelerinde Coca Cola'yı cim harfi ile değil de kef harfi ile yazarlar. Biz de pekala Koka Kola yazabilirdik.

Neticede, tamamen engel olamıyorsak (baskın kültür mevzusu) olabildiğince kendimize benzetmemiz gerekirdi.

Denizdeki gemiyi korumak için çok çeşitli sistemler var.

- Havadan gelecek tehditlere karşı VLS’li hava savunma füze sistemleri,
- Nokta savunma (Point-defence) RAM ve CIWS sistemleri
- Yüzeyden gelecek AShM lere karşı yukarıdaki iki satırda yazılı sistemler.

Korunması en zor saldırı sistemi çok iyi tasarlanmış torpidolardır. 50-70km menzilli, yanıltmaya dayanaklı, görece olarak ta sessiz tasarlanmış bir torpidodan geminin kaçması çok zor. Torpido ile vurulan geminin de batma olasılığı çok yüksek. Hele tam destroyerin bir kaç metre altında patladıysa. Gemiyi ortadan ikiye bölüyor bu meretler.

Torpidolara karşı korunmanın ana safhaları:
1. Erken Uyarı : hızla kaçabilme ve diğer önlemleri alabilme için önemli.
2. Manevra kabiliyeti yüksek gemiler inşa etmek.
3. Decoy sistemleri. Çekili veya yem olarak bırakılan sistemler.
4. Elektronik karşı önlemler.

Bugünkü modern ve ileri teknoloji torpidolar son 3 maddeden fazla etkilenmeyecek şekilde tasarlanıyorlar. O bakımdan önemli olan bu silahları taşıyan platformları gemiye yaklaştırmamak ve uzak mesafeden imha etmek çok önemli. İşte burada ASW (Anti Submarine Warfare - anti denizaltı savaşı) kabiliyeti yüksek çok uzaktan denizaltıları belirleyebilen sonar sistemleri çok önemli. Thales CAPTAS-4 2087 sonar bu konuda en ileri teknoloji. (Yunanistan’ın alacağı 3 yeni Fransız fırkateynlerinde bunlar var. Bir ara bizim almak istediğimiz İngiliz Type 23 Duke Class larda da bu sonar vardı)
Torpidoyu taşıyan platformu tesbit edip geminin ağır helikopteri ile, platform menzile girmeden kendi torpidomuz ya da Çakır füzesi ile platformu vurmamız gerekir. Şu anda ASW füzeleri olarak kullandığımız Roketsan imalatı 2km menzilli sistem bu iş için yetersiz kalır. O füzeler 300m derinlikte ki denizaltıya karşı etkin füzelerdir. 

Bu modern gemileri yaparken umarım bölgedeki hasımların silahları iyi değerlendirilip, uygun savunma sistemleri içeren deniz platformları yapıyoruzdur.
Biraz araştırırsak, bütün gemilerimizin çok eksiği olduğu ortaya çıkabilir.

Motor herşey'dir gerisi laf-ı güzaf

Belediyelerin Arapça tabelaları yasaklaması siyasetin içinde tepki çekti. Tabelalarin kaldırılması doğru bir olay Arap ülkelerinde bile bizim kullandığımız Latin alfabeleri kullanılırken Arap Alfabesi ile Türkiye de iş yerlerinin açılması zaten başlı başına bir saçmalıktı. Hem egemenlik haklarımıza haklarımıza saldiri hem de algılanmiyordu.
Belediyeler Arapça vurgusu yerine Arap alfabesi vurgusuyla tabelaları kaldırırsa daha çok amacına uygun bir uygulama olur.
Saygılarımla

Ancak SIDAlar devamlı kaçınma macerası yaparak yaklaşırlarsa ne kadar isabetli atış yaparsak yapalım, güdümlü mühimmat ihtiyacı olabilir.

Sn Mehmet05,
Düşüncenizde haklısınız. Ama TAKS, radar aracılığıyla hedefin olduğu yerdeki rüzgarın hızını, yönünü hesapladığı gibi gelen uçağın ve füzelerin manevra hareketlerini ölçüp, ona göre atış yapıyor. 3 mach , ~1000m/sn namlu çıkış hızı ile 76mm mermi, 15 km yi ~20 saniyede alır.  Seri 4-5 atış ile de vuruş %sini arttırır. 900-1000 km/saat hızla giden uçak ve seyir füzesini vurabilme kapasitesindeki TAKS sistemi herhalde 60-70 km/saat hızla seyir eden sidayı, nekadar manevra yapsada, daha kolay vuracaktır.