Çok güzel bir söz dizisi var:
Okudum anladım
Gördüm öğrendim
Yaptım biliyorum
Bir uçağın tüm çizimleri ve teknik bilgileri elinizde olabilir. Ama gidip yerinde nasıl yapıldığını görmeden öğrenemez, ve en önemlisi bilen birisiyle beraber yapmadan bilemezsiniz.
Yurt dışında okumuş konusunda uzman mühendislerimiz olmasına rağmen bir makinenin montajını ve işleme alınmasını becerebilecek kalifikasyona ulaşması için o mühendisin bizzat o makinenin montajını bilen birisiyle beraber çalışması şarttır. Onun için her fabrikada (Türkiye’de olsun Kanada’da olsun) yeni bir makine alındığında dışarıdan o makineyi yapan firmadan montör gelir. Bu fabrikadaki mühendisin zaafı değildir.
Sn Kotil, Türk mühendisini övmek için abartılı konuşmuştur. Bu tip beyanları çok kendisinin. F35 yapımında, EF2000 yapımında çalışmış BAE mühendisleri ile birlikte çalışan, ve o BAE Systems mühendislerinden belki de daha becerikli Türk mühendisleri ile biz Kaan’ı yaptık.
Sonra biz, o gün, Tusaş olarak piyasaya çıkıp mühendis almaya kalksak ne kadar başarılı olurduk. Ama BAE Systems olarak İngilizler bizim için dünyadan uçak mühendisi topladılar. Bilgi topladılar. Kendi getirdikleri mühendislerden çok, bize dışarıdan kalifiye mühendis buldular. (Yurt dışında Boeing’de çalışan bir Amerikalı hatta Türk mühendis Tusaş’a başvururmuydu? Başvursa kaça alırdı Tusaş. Ama arada BAE Systems olunca o Türk mühendis yurtdışında aldığının üstünde ücretle gelmiştir Türkiye’ye)
Tipik fabrika mentalitesi bu. “Ben bu işi daha iyi yapardım” .
E o zaman niye yapmadın? O zaman en üst kademe neden yabancı teknisyen getirtip sana işi öğretiyor. İşi öğrenip yaptıktan sonra “ben onlar olmadan da yapardım” mentalitesi basit düşüncedir.
Ya bizim mühendisleri İngiltere’ye yollayıp eğitecektik; ya da onların mühendislerini getirtip bizimkileri eğitecektiler. Bu işin raconu budur. (Tabii oraya yollasak mühendisleri, yarısı geri gelmeyebilirdi de)