Ek olarak;
A TİPİK-B TİPİK diyor ya... konuyla bağlantısın da yapılması lazım. Onuda yaparız ama ilk önce A TİPİK- B TİPİK olgusunun kökenine inmek lazım... Bu mevzu nereden çıkmıştır?
Tarih araştırmacıları bilir ki, bu meselenin özü taaa Şelçuklular dönemine dayanır. Meselenin tarihçesi Selçuk Bey' in babası Dukak ile Yabgu arasında geçen bir husumete dayanıyor Dukak ordu komutanıyken (Subaşı); Yabgu ise Oğuz Boyunun Hakanıdır. (Konuyu uzatmayalım, kısa keseceğim) Dukak öldükten sonra oğlu Selçuk Bey Subaşılığa getirilmiştir fakat davranış bozuklukları nedeniyle (Türk Töresine aykırılıklar) DÜŞKÜN ilan edildiği yani Türk- Oğuz boyundan dışlandığı biliniyor. Taifesiyle birlikte sürülmüştür. Selçuklu-Oğuz kavgasının ana nedeni budur.
Efendime söyleyeyim, Selçuklular zaman içerisinde Sünnileşerek; Türk-Fars-Arap karışımı şeklinde bir konuma evrildiler. O nedenle Oğuz Boyları ile Selçuklular arasında ki husumet uzun süre devam etmiştir. Bir tarafta töreyi devam ettiren Oğuz boyları, diğer tarafta töreyi reddeden Selçuklular! Uzatmayalım, bu hikayenin detayları biliniyor, yeri gelirse anlatırız.
Gel zaman git zaman, Oğuz Boylarıyla Selçuklular arasında ki husumet iyice derinleşmiştir. Baba İlyas-Baba İshak Ayaklanmaları sonrasında isyan bastırılmış; kurtula bilenlerden ''Barak Baba'' gibi bazı babalar, Horasan diyarını aşarak -yaşadıkları katliamı anlatmak üzere- İlhanlı Devletine sığınmışlar ve Selçukluları Hükümdara şikayet etmişlerdir. Öçlerinin alınması için ricacı olmuşlardır. Bunun üzerine İlhanlılar Anadolu' ya gelerek Selçuklularla Kösedağ' da savaşa tutuştular. Savaşı İlhanlılar kazandı, böylece Selçuklu devleti yıkıldı. Tekraren Oğuz boylarına zulmetmesinler diye de devleti beyliklere böldüler. Böylece Beylikler dönemi başladı. İşte Osmanlı beyliği de bunlardan bir tanesidir.
Bütün bu olaylardan sonra, Osmanlı Beyleriyle Oğuz Boyları bir araya geldi. Osmanoğullarına destek verebileceklerini ancak Selçukluların Oğuzlara yaptığını, Osmanlıların da yapmaması konusunda teminat istediler. Bu teminat verildi ve Osmanlı devleti yükselişe geçti. Devletin asıl kurucuları Horasan erenleridir. Şeyh Edebalı' nın Osman Bey' e öğüdü biliniyor;
'' Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...''
şeklinde devam eder gider... İşte bu Horasan erenlerinden biri olan Hacı Bektaş-i Veli' de askeri teşkilatı kurmuştur. Yeniçeri Ocağının kurucusu olarak bilinir...
Neyse... gel zaman, git zaman; Oğuz boylarıyla, Osmanlı sultanları arasında ki akit bozuluverdi. Şeyh Edebalı' nın yukarıda ki öğütleri unutuldu. Üstüne ekonomik dar boğaz da eklenince ''Celali İsyanları'' dedikleri isyanlar baş gösterdi.
Şimdi, @Serkan kardeş bütün bu bilgilerden bi' haber şekilde; BEN A TİPİĞİM, BUNDAN SONRA B TİPİKLERE ALET OLMAYACAĞIM diyor. Önce bil de sonra yine alet olma -diyesim geliyor. Hem A' yı, B' yi bilmiyorsun; hem de kendini kategorize ediyorsun. Yanlış şeyler bunlar.