İşin aslı Türklerin genel olarak Kazaklar dışında Moğollar ile pek alakası yoktur. Moğolların gen haplogrubu en baskın olarak C'dir. Çinliler O grubu, Finler N grubu, batı Avrupa R1b, Slav R1a, Arap J1 grubundandırlar. Kırgızlarda ise baskın gen grubu R1a, Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, Uygur'da J2a baskın olmak üzere karışık bir gen dağılımı, Türkmenistan'da R1b, Q ve J2a baskın olmak üzere karışık bir gen dağılımı, Altaylarda R1b, Q baskın gen dağılımı bulunmaktadır.
Biz Türklerin çıkış noktası konusunda baskın görüş Kuzey Doğu Çin'den Altay Dağları'na göç sonrası Altay Dağları olduğu noktasında. Diğer bir görüş ise çıkış noktasının Azerbaycan, hatta Kuzey Irak olduğu şeklindedir. Bunun ötesinde, bizim kültürümüz Turan Kültürü olup, bu bakımdan atalarımız öncelikle İskitlere , sonrasında da Hunlara gitmektedir. İskitler her ne kadar bilimsel çevrelerde yazılı dillerinden ötürü İraniler ile ilişkilendirilseler de genetik araştırmalara göre, antik İskit gen örnekleri Çuvaşlar, Başkırdlar, Tatarlar, Hakaslar, Tuvalılar başta olmak üzere Türklerle ile ilgilidir. Bilim çevreleri İskitleri Osetlerle bağdaştırmaya çalışmakta ise de, genetik olarak hiçbir ilgileri yoktur, İskitlere benzer gen yapısı olan tek İrani grup ise Tacikler olup, onlar da yoğun bir şekilde Türklerle karışmışlardır. Biz Türkler ise genel olarak İskitlerden bu yana steplerde yaşayan ortak kültürü oluşturan halkların bir konfederasyon vs siyasi birlikler altında bir araya gelmesi ile güç oluşturan, dili asıl bayrağı olan insanlarız. Her ne kadar dilimiz aynı olsa da malesef yazılı dilimiz veya ekonomi, saray dilimiz tarihimizde her zaman kafa karıştırıcı olmuştur. Göktürkler ekonomi, hukuk ve siyaset dili olarak Soğdca ve Çince, Selçuklular Farsça, Osmanlılar Osmalıca kullanmışlardır. Tarihimizi geenel olarak yabancı kaynaklardan yabancı dilde öğrenmekteyiz. Yabancı kaynaklarda, Alp Er Tunga'yı Afrasiab, İstemi han'ı Stambolos, Mete'yi Mao-Tun olarak öğrenmekteyiz. Bu yabancı dildeki isimlerin anlamlarını bilmesek Türk hanları olduklarını bugün anlamanın mümkünü bulunmamaktaydı. Bu sebeple İskitleri de muhtemelen resmi dilleri olan antik İrani dilerde öğrenirken, genetik olarak bugünün İrani değil, Türk asıllı halkları ile ilgili oldukları apaçık ortada iken, bu gerçeği ihmal ederek İrani propagandasına yenik düşmek de mümkün olabilmektedir. Oysa İskitler, Karadenizin kuzeyinden Kuzey Doğu Asya'ya kadar aslen 13 ayrı krallığın siyasi birliğidir.
Benim gördüğüm, Orta Asya bundan 2000-5000 yıl önce çok göç alan bir nokta idi. Emin olun Orta Asya gen havuzu Anadolu dahil dünyanın herhangi bir noktasından çok daha karmaşık bir haldeydi. Türklerin gen havuzunda ise genel olarak en baskın gen grupları J2, R1b, R1a, Q, N'dir. Bunların yanısıra J1, K, E, G, L, I gen grupları hatta bir miktar diğer gruplar da bulunmaktadır. Özellikle Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden göçen insanların oluşturdukları bu gen havuzu zenginliği, bizim Anadolu'ya girmemizle Anadoluya da taşındı.
Bu bakımdan Türklerin genetik olarak Anadolu'da %10-13 oldukları yönünde 2010 sonrası iddialar ise asıl olarak büyük bir kara propagandadır. Zira iddia ettikleri gen oranı Orta Asya gen grupları değil, Uzak Asya gen gruplarıdır. Asıl olarak Anadolu genetiği ile antik Göktürk Genetiği %35-40 oranında uyumludur. Anadolu yerlileri ile karışmak doğal iken, Osmanlı'nın çöküşü dolayısıyla Boşnak, Çerkez, Arap, Arnavut gibi diğer kardeşlerimizle de Anadolu'da birleştiğimiz düşünüldüğünde bu daha anlamlıdır. Ötesinde Rum ile Yunan'ın anlamları da farlı olup, bizler için Yunan, Yunan anakarasında olan İyon anlamında, Rum ise Anadolu'da yaşayan Romalı anlamındadır. genetik olarak ise asıl antik Yunan işgali Anadolu genetiğini sadece %5 civarında değiştirmiştir.
Kürtler ise asıl olarak Güney İran, Zağros dağları kökenlidirler. Marco Polo haritasına göre Kürdistan, Güney İran'daki dağlardır. Iran'da Selçuklu hakimiyeti ve hatta öncesinde Atabeyler döneminde Türklerin Kürt ve Araplarla karışmaları da mümkündür. Örneğin Selahattin Eyyubi asıl olarak Yemen Arabı kökenlidir. Güney Azerbeycan'da bir Kürt aşiret içinde öncelikle Kürtleşmiş, ardından Selçuklu etkisi ile aşireti Türkleşmiştir. kendisinin annesi Türk olup, kardeşlerinin ikisine Öz Türkçe adlar verilmiştir. Türklerle beraber Kürt ve bir kısım İrani girişi Anadolu'ya başlamış, hatta 4. Murat döneminde Kürtler özellikle Kuzey Irak'a yerleştirilmiştir. Yine Yavuz Sultan Selim dönemindeki politikaların etkisiyle Kürt ve Türk nüfuslarının da önemli bir miktarda karıştıkları da söylenebilecektir. Zira Yavuz Sultan Selim'den kaçan bir kısım Türk Doğu Anadolu'da dağlara kaçtığı gibi, bir kısım Türk aşiretlerinin ide Osmanlı tarafından Kürt derebeylerinin emrine verildikten sonra Kürtleştikleri bir gerçekliktir.
Bu akşam her ne kadar biraz denesem de genetik görsel kaynakları bu yazıya ekleyemedim. Sonra yeniden bunları ekleyip düzenlemeyi deneyeceğim. Malesef bu sebeple bu akşamlık bu kadar.