"O aşamadan sonra, ana diplomatik meselemiz ikili ilişkileri tümüyle kopartmamak olur, daha çoğunu beklememeli. Çünkü bu adamlarla ortak çıkarları paylaşmıyoruz. "Ormanları koruyalım, yeşili sevelim." tarzı fazlasıyla genel geçer şeyler hariç..."
buna aykırı bir şey söylemiyorum, zaten şu foruma üye olduğum günden beri "ABD ile ilişkilerimiz artık eski noktasına dönemez" diye kafa ütülüyorum.
bitti o iş, suyun kenarında diz çöküp, ufukta nazlı yari gözlemek, gerçekleri inkar etmek olur.
2035'e kadar hareketlerini gözden geçirmeyecek nazlı yar.
sorunlu başlıklarımıza baktığımız zaman, ilk olarak papaz ve müdür sorunu kapatıldı.
şu s400 ise zaten ağa bağlayamadığımız bir sistem, kendi sistemlerimiz geldikçe de iyice anlamsız gelecektir, gelmesi gerekir; yani bu başlık ta önce tansiyon düşürülür, birkaç yıl içinde de s400 kutularına yerleştirilip bir depoya kapatılır, zaten olması gereken de bu.
kendiliğinden olacak bu, ABD etkisi değil, suyun aktığı yere bakarsak bu böyle olacaktı, olmalıydı.
Suriye başlığındaysa, şu anki bekleme hali bir süre daha devam eder, bir süre sonra ABD kendi adamlarına dokunmamamızı garanti ettirdikten sonra Suriye'den ayrılabilir.
biz de açıktan dokunmayız, o tabelacılar da Rusya'nın emrine girerler, orada olacak olan şu:
"önce muhtemelen bazı kopuşlar yaşanır, daha sonra da tabelacılar Esat'a bağlı bir kol ordu olarak varlıklarına devam eder"
Esat bunları toptan silmez, çünkü onun kafasındaki çözüm şu:
"Suriye sorunu herkes için bitecek, sadece Türkiye için tamamen kendi insiyatifine kalacak, Türkiye her canını sıktığında tabelacılarla ilgili bir gelişme yaşanacak"
silah satışlarımızdaki problemin çözümüyse basit, bu seçimde olmazsa sonraki seçimde, olmazsa ondan sonraki seçimde; ama bir gün başka bir hükümet seçilir ve silah satışlarına bir çeki düzen verir.
bana sorarsanız, bu konunun da ABD ile doğrudan ilgisi olmaz, olacak olan ve hatta olması gereken budur.
sabah yazdım iha başlığında, enerji politikası olarak lng alımını arttırıyorsun, en çok lng aldığın ülke Cezayir; ama gidip onun düşmanına iha satıyorsun.
olacak iş mi bu zaten?
bakın, bu başlıkların muhtemel sonlarını kendimce tahmin ediyorum, bu tahminleri de elimden geldiğince gerçekçi bir sorgulamayla değerlendiriyorum.
bir çok sorun, bir şekilde kapanıp gidecek zaten.
f16 konusundaysa, önceden de dedim, ben eski küreselcilere güveniyorum, olmazsa da su akıp yatağını bulacak artık, JF17.
f35 konusunda diretmek bana pek gerçekçi gelmiyor, kapandı o defter, bunu bir kriz başlığı olarak diri tutmak pragmatik değil.
Filistin konusu da yine bu şekilde, gerçekçi bir alt yapısı yok, tamamen kenara bırakmadan, çok dillendirmemek ve tansiyon düşüren bir politika olur.
her gün Filistin diye bağırıyoruz da ne oldu bu güne kadar? çorak bir arazi bu alan, diktiğimiz ağaçlar büyümüyor, meyve vermiyor, boşa enerji harcadığımızla kalıyoruz.
gidişata baktığımda, sadece deniz politikalarında bir sorun kalacak gibi, orada da bu kadar sorunu bir orta yolla çözdükten sonra bu günkü kadar karşımızda olmasının pek anlamı kalmaz ABD'nin.
siz bakmayın, ABD'de akılcılıktan, pragmatizimden uzaklaştı bizimle olan ilişkilerinde, eski küreselciler "vur" dedi, bunlar öldürdü resmen.
İsrail bile Türkiye'ye bu kadar çemkirmiyor, size ne oluyor yahu?
İsrail başlığındaysa zaten Azerbaycan üzerinden bir paralellik var gibi, aslında İsrail de, biz de Azerbaycan'ın arkasında saf tuttuk, aynı çizgiye geldik, İran baş ağrıttıkça daha bir çok alanda istesek te istemesek te aynı çizgide bulacağız kendimizi.
içerideyse iyi bir ekonomi politikası ve ülkenin bu gününü anlayan gerçekçi kadrolar gerekiyor.
kusura bakmayın, koca bir ülkenin on beş yıllık dış politika tahmini öyle iki satıra sığmıyor işte.