Beni bilmeden olsada onayladığınız için teşekkür ederim Sayın Partikul.
:)Bilmeden de olsa -mı?
Olur mu öyle şey canım! Siyasi tarih okuyan herkes bunları bilir. Çarlık Rusya' sıyla defalarca savaştık. Yendik yenildik. Öyle zaman oldu ki, Baltacı Mehmet Paşa' nın kırdığı fıkdık ile övündük (Kraliçe Katerina' yla olan ilişkisine tevatür diyenler var) yeri geldi Ayastefenos anlaşmasıyla paçayı zor kurtadık. Bunun Prut Savaşı var, Kırım Savaşı var, Plevne kuşatması var... var oğlu var. Ayrıca tarihi inkar eden de yoktur. Buna karşın Kurtuluş Savaşı döneminde Sovyet Rusya' dan hibe olarak gelen yardımları da biliyoruz (Sovyet Kaynaklarına göre);
-Tüfek: 39.325
-Tüfek Mermisi: 62.986.000
-Top: 54
-Top Mermisi:147.079
-100 Atımlık Top Barutu
-El Bombası: 4.000
-Şarapnel mermisi: 4.000
-Makineli Tüfek: 327
-Gaz Maskesi: 20.000
-Kılıç:1.500
-Külçe Altın: 200,6 kilogram (Eylül 1920’de)
-Altın Ruble: 10.000.000 (Nisan 1921’den, Mayıs 1922’ye kadar)
... olarak tarihe not olarak düştük. Bu gerçekleri ne inkar ettik, ne de üstünü balçıkla sıvadık. Biliyoruz ki güneş balçıkla sıvanmaz. Fakat tarih öyle bir disiplindir ki -Atatürk' ün tabiriyle- tarih yazanlar tarih yapanlara sadık kalmazsa, hiç değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alabilir! -diyor.
Zannediyorum, Türk-Amerikan ilişkileri açısından Atatürk' ün bu sözü kendini doğruluyor. Lakin öyle bir anlatıyorlar ki, Amerika sanki sütten çıkmış ak kaşık veyahut cennetten düşmüş melek...!