İşin gizlenen veya tartişilmayan bir boyutu da şu ki;
Güneş panellerini ile rüzgar turbinlerini + bunların bağlantı (direk, çerçeve,kablaj , beton vs) ekipmanlarinı + bunları üretmek için, döşemek için veya 20/30 yıl faal tutmak için kullanılan enerji,yedek parça, araç, gereç ve insan maliyetini ve karbon izini hesapladigimizda ;
Bu tür enerji kaynaklarin cevreciligi tartışılır. Verimliliği, maliyeti, kaynak çeşitliliği ve halkla ilişkiler bir tarafa - en büyük dayanakları çevreci oldukları ama o kadar da çevreci değiller.
Hele ki tatlı su kaynaklarimizin kısıtlılığı + elektrikli araç gerecin yayılması sebebiyle ihtiyaç duyulan elektrik miktarının ve stabilitesinin öneminin arttığı + ilerde deniz sularının tatlı suya çevrilme ihtiyacı sebebiyle kurulacak santrallerin yüksek elektrik ihtiyacının olması gibi sebepler bizi nükleere mecbur bırakıyor. En azından ihtiyacımızın yarısını nükleerden karşılayabilmek iz gerekir. Maliyetleri yüksek diyen olursa her yıl fosil kaynaklar için yurtdışına verdiğimiz 50 milyar dolar civarında parayı düşünsün.