Bence biz forumda litografi cihazına gereğinden fazla anlam yüklüyor olabiliriz. Bahsettiğiniz nanometrede cihazı satacak bir kaç düzine firma vardır dünyada.
Anlam yüklemenin yanında yarı iletken üretiminde diğer üretim procceslerini hiç konuşmuyoruz. Çip üretim süreci ham maddenin en başta ham madde olarak başlamasından son süreçte cihaza takılmasına kadar olan sürece kadar devam ediyor ve açık ara dünyanın en zorlu , en kritik ve en çok para kazandıran sektörü. Veya birilerinden .
ASELSAN’ın bir yerden başlaması ve başladığı yerin Litografi olması önemli ama Türkiye yarı iletken ve tüketici elektroniği alanında başarılı olmak istiyorsa bu başlı başına devlet politikası olup devlet+ özel sektör+ vakıf şirketleri+ üniversite desteği ile 10+ yıllık planlamalar ve 10 milyarlarca dolarlık yatırımlarla olabilecek bir şey. ASELSAN ben çip üretiyorum hadi dese. Vestel , Koç şirketleri, TOGG, Tofaş alıyorum dese üretim hattı, tasarım ekibi ,entegrasyonu, Birleşik devre yazılımı vs vs 10 milyar dolardan fazlasına patlar ki fabrika temizinden 5 6 milyar dolar tutar. Çip endüstrisi haberlerini okuyunca şaşırmamak ve ülke adına ümitsizlenmemek elde değil. 50 milyar dolarlık yatırım, TSMc 2030’a kadar 100 milyar dolar fabrika ve üretim teknolojisi yatırımı , Amerika’da İntel 30 milyar dolarlık yatırım vs ve bu sivil pazar, askeri pazarda TSK var vs idare edersin. Canına okurlar sivil pazarda.
ASELSAN genel olarak zaten askeri ve teknolojik kabiliyetlerini sivile aktarmada hem vizyonel hem operasyonel çok büyük eksikleri ve yanlışları olan bir şirket. Kafa ve zihinsel olarak şirket çok askeri çok militarist. Serbest dünyanın ve dünya elektronik ticareti mentalitesinden çok uzakta bence. Önce bazı bulunması gereken çok daha basit ve önemli pazarlar var onlara yönelmeli. Çok daha fazla para kazanacağı daha becerebileceği pazarlar var . Bunu da yapmalı ama diğer alanlar şirketin büyük yatırımları için finansal ve kabiliyetsel kazanımları için şart.Ve yarı ileten pazarına hem ekonomik hem mentalite hemde şirket olarak hazırlanmasına ve uyum sağlamasını da sağlar.
Birkaç demiryolu teknolojisi , birkaç basit medikal cihaz dışında ASELSAN ortada yok. Normalde bu kabiliyette bir şirket şaka etmiyorum ülkenin sanayi lokomotifi olup 30-40 milyar dolar ciro elde etmesi gerekirdi. Bir Siemens’in becerilerinin bazılarına erişebilirdi. Ama olamadı.
Haa burda ASELSAN’ın da haklı yönleri var. Elindeki mühendis sayısı ,teknisyen sayısı bilim adamı ve yetenekli yönetici sayısı anca anca şu an ki durumuna yetiyor. Yurt dışına açılmadan , başka pazarların insanları ile işyapmadan küresel, oyuncu olmadan bu dediklerim çok çok zor. Ülkenin kendi savunma sanayi şirketi olmak ile küresel pazarda mücadele etmek , son tüketiciye ürün üretmek bambaşka şeyler.
Yetenekli insanımız aslında gayet iyi, nüfusumuz genç vs de kaybediyoruz, başka ülke içi şirketlerde çalışıyorlar vs vs. Bugün Siemens’i örnek alalım, kaç bin tane operasyonel mühendisi , Ar-Ge mühendisi , Ür-ge mühendisi vardır. Kaç bin fabrikada üretimde çalışan teknisyeni vardır.
Başlı başına hükümet ve devlet planlaması ile olabilecek şeyler bu şeyler. Şirketin kendi iç projesi olup birkaç milyon dolarlık Ar-Ge ile 70-80 mühendisinin çalışması ile yürümez böyle teknolojik ürünler.
Ama ben ilerisi için umutluyum . Çünkü askeri bazı eşikleri atlattıktan sonra TUSAŞ’ın ASELSAN’ın Baykar’ın Havelsan’ın sivil pazarlara yöneleceğinin emarelerini görüyoruz zaten. Hatta Baykar açık açık projelerini gösteriyor.
Ellerinde 10 senelik bir iş kaldı. Ondan sonra birçok alanda dünyayı yakalayacağız istediğimiz noktaya geleceğiz ve daha rölantide ürün yapacağız savunma sanayisinde . O noktadan sonra doğru hedefler doğru yöneticiler ve doğru devlet planlaması ile çok başarılı işler başarabiliriz. Ama şu an bunun taşları döşenmeli ama bu dediklerimiz ve beklentilerimizde olan projeler bugün çalışılmamalı. Bugün bu yükleri yüklemek ağır gelir zor gelir. Kısaca uygun zaman ve uygun durum değil.