Bu aralar SDE think tank kuruluşu yazarlarından öğretim üyesi Erkin Ekrem hocamızla bol bol istişare şansımız oluyor. Kalkınmada ve stratejide çin modelini vs. inceliyoruz.
Ülke ekonomimizin gerçekten doğru bir yöntemde ve strateji'de tekrar planlamamız gerekiyor.
https://atlas.media.mit.edu/en/profile/country/tur/ bu site çok güzel bir site ülkelerin bütün ticaret verilerini her alanda bulabilirsiniz. Ordaki veriler 2017 verileri ancak 2018 ithalatımız 223 milyar, ihracatımız ise 168 milyar dolar 30 milyar da turizmi eklersek 198 milyar dolarda genel ihracat diyebiliriz. Dış ticaret açığımız 25 milyar dolar. Yani biz şu an Türk turizminin tüm yıllık gelirinin 2 katı getirecek bir iştirakte bulunsak bile ve ithalatımızı ihracat oranımızdan arttırmadan yaşasak ve dış ticaret fazlasıyla borçlarımızı kapatsak dahi bizim 466 milyar dolarlık dış borcu kapatmamız kafadan 20 SENE sürüyor.
Yani buradan anlıyoruz ki bu sağı solu eşeleyim, gram teşviklerle sektörlerde milim milim ilerleyim günü kurtarayımlarla bu YANGIN sönmez. Ve müdahale edemediğimiz her an bu dahada artar.
Peki Ne Yapabiliriz ?
Her kalkınmanın başı TASARRUF'dan geçer. Hükümetimizin şapkayı önüne koyup bir Tasarruf Fonu kurup Eğitim, Sağlık ve Savunma bakanlıkları dışındaki tüm bütçelerden tasarrufa gidilmesi gerekmektedir. Kusura bakılmasın ama o audilerden mercedeslerden inilecek. Yoksa domates, sütün, pirinç'in fiyatı DÜŞMEZ.
Oluşturulacak tasarruf fonu şu kritik alanlarda kullanılmalı ;
1-) Tarım ve Hayvancılıkta Şirketleşme ve Sanayileşme ;
Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi . Benzetmek gerekirse Venezuella kadar petrol rezervimiz var ama biz batman petrolleri kadar kazanç sağlıyoruz.Ve bütün büyük güçler tarımda iyi yerlere gelebildikten sonra sanayide ciddi bir güç olmuştur. Bunun bazı sebepleri var ;
+ Çiftçi bilinçsiz.
+ Gerekli tarım devrimi yapılamamış. Devrim dediğimiz traktörle ekim dikim ve biçerdövere batı 50 sene önce geçti.
+ Geniş havzada kazançlı tarım yapılamıyor.
+ Yapılan hasatta katma değerle değerlendirilemiyor.
+ Hatta ve hatta avrupalılar bizden aldıkları mahsulleri, mahsul halleriyle avrupaya bizden daha pahalıya satıyorlar. Örn: Hiç portakal üretmeyen Hollanda portakalı bizden alıp bizim avrupaya sattığımızdan 2.5-3 katına avrupaya satıyor.
Devletimizin şunu görmesi lazım. Artık dünyada tarım eski usul köylü üretsin , bana satsın ben alayım ülkelere satayım gibi saf duygularla ilerlemiyor. Dünyada bazı çatı gıda şirketleri var. Bunlar dev şirketler. Bunların kendi tarım alanları, yaylakları vs.leri var. Burada dünyanın en modern tarım teknikleriyle üretim yapıyor. Bu mahsulü toplatıyor. Tabi bu mahsulü ekerken biçerken kendine bağlı tarım enstitüleri ve üniversitelerinde geliştirilen ve yine şirkete bağlı tohum,ilaç şirketlerinde satılan ürünleri kullanıyor. Mahsulü yine kendine bağlı şirketlerde ürün yapıyor ve bunuda kendine bağlı reklam şirketleri ve fuar organizasyonlarıyla tanıtım satıyor.
Çözüm :
I-Bizim devletin tasarruf fonundan çatı bir kit yani kamu iktisadi teşkilatı şirketi kurması, bu şirketin hasadın maddi değerinin belirli bir kısmına belirlediğim verimli tarım bölgelerinde özellikle de uzun süre dikim ekim yapılmayan arazileri kiralamalı. Çiftçileri ise traktör ve tarım aletleriyle birlikte sözleşmeli olarak işe almalı. Devlet ülkenin tarım ihtiyacını belirleyip (örn. senelik şu kadar patates şu kadar ton narenciye vs.) ülke topraklarında en verimli nereden alınabilirse bunu belirleyip bu çiftçileri bu arazilerde devamlı ziraat mühendisleri eşliğinde modern yöntemlerle, modern ilaç ve gübrelerle , modern aletlerle , toprağın ve hava şartlarının durumunu dikkate alıp ekim dikim yapılacak ve hasat zamanını belirleyen makinelerin eşliğinde en yüksek verimle ülke ne kadar neye ihtiyacı varsa mahsul almalıyız.
II- Yine aynı şekilde bu Kit şirkete bağlı havza ve otlaklarda ihtiyaca yönelik büyükbaş ve küçükbaş üretimi yapılıp bunların doğumu, gelişimi ve verimi izlenip kaliteli aşılama yem ile fabrika tipi üretim yapılmalı.
III-Kendi ihtiyacımız ve üstünü aldıktan sonra bu yüksek standartta mahsulü bu çatı KİT şirkete bağlı kurulacak yüksek kalite gıda şirketlerinde katma değerle üretilip yine kit şirkete bağlı reklam şirketleriyle tüm dünyaya tanıtılıp satılmalı.
IV- Tabi bu şirkete bağlı bir üniversite ki bu alanda ülkenin tüm parlak öğretim üyelerinin toplandığı bir yer olmalı. Bu üniversite tarım yöntemleri , hayvan ırk ıslahı, tarım ve hayvancılık ilaçları ve gübre üzerine ar-ge yapmalı. Yine bu kit şirketinin kendi bünyesinde yerli ilaç ve gübre,tohum şirketleri olmalı.
V- Bu kit hisseleri hakim hisse devlette kalacak şekilde borsaya da açılabilir. Böylece hem yeni yatırım çıkar hemde şirketin ekstra devletleşmesi önlenir. Onun dışında tabi bu iştiraki yönetecek kişilerin alanında ekstra yetenekli kişiler olması çalışan profilinin liyakatli ve kadrosuz , sözleşmeli olması verimliliği arttıracaktır.
Kısaca toparlarsak devlet tasarruf fonunun kuracağı çatı şirket ülkede kiralayacağı üretim arazilerinde o arazide en verimli ne yetişiyorsa ülke genel ihtiyacına ve ihracata yönelik sözleşmeli işe alacağı bölge ahalisine modern ve milli tarım ilaç, gübre, tohumlar ve tarım ölçüm ve teşhis aletleriyle ve ziraat mühendisleri gözetiminde havza tipi tarım yaparak elde edeceği mahsulü kendine bağlı veya işbirlikli gıda şirketlerinde ürettirip bunu tüm dünyaya kendine bağlı reklam ve pazarlama organizasyonlarıyla tüm dünya pazarlarında (örneğin çin mesela dünyanın 5 te 1'i) düşük karla satarak piyasa sağlamak ve buralarda kalıcı olmak . İşte bu size kazandırır.
NOT: Şu an sadece tarım ve hayvancılıkla ilgili yazabildim. Diğer sektörleri devamında yazacağım.