Yazımda sadece market zincirlerini suçlayan bir ifade yok. Onlar suçlulardan sadece bir kısmı. Ama onların durumu Rekabet Kurulu gibi uzman bir regülasyon durumunun denetimine takılmış halde. Yem üreticileri de aynı şekilde. Ama hemen hemen tüm alanlarda bu durum var. O yüzden toplumsal çürüme diye ekledim. İzmir'de kuyumcular ile kavgam az değildi, 3-4 sene önce. Altın fiyatlarının fırladığı dönemde, hepsinde birer ekran, İzmir Kuyumcular odasının bize bildirdiği fiyat bu bunun altına inemeyiz yoksa ceza yeriz diye, altın fiyatlarına doğrudan %10-15 civarı zam koyuyorlar ve bunu halka dayatıyorlardı. Uydurmayın asıl bu uygulamanız suç teşkil ediyor, Rekabet Kurumu durumu fark ederse, Kurul'dan ceza yersiniz diye az tartışmam olmadı, ama aslında suç duyurusunda bulunmak vardı. Özellikle inşaatçılar, emlakçılar olmak üzere, hemen her yer aynı. Adaletsiz gelir dağılımı, tok satıcılar, fiyat dayatmalar. Onun ötesinde dar gelirlide bile, asgarisini sağlıyorsa, ekstrasında aslan kesiliyor. İnşaatta 350-TL yevmiye ile çalışan adam sana 3 saatlik iş için 1.000-TL fiyat çekiyor. 600-TL diyorsun, hemen hepsi ağız birliği yapmış, 1.000-TL'den aşağıya inmiyor. Herkes fırsatını kolluyor, yüklenecek birilerini arıyor.
Özetle ekonomideki fiyat artışlarının, özellikle son bir yılda, maliyetle, döviz ile akaryakıt veya arz talep dengesi ile bir alakası yoktu.