Türkiye'nin kırmızı kitabında bir sayfa olması lazım ve karanlık çeyrek yüzyıl kavramı oluşturulmalı. Türkiye batıdan tamamen izole şekilde çeyrek asır idare edebilecek şekilde kendini hazırlamalı.
Bunu biraz açmam lazım, zaten ben de üzerinde epeydir düşünüyordum. Bu hazırlığı içgüdüsel olarak yapıyoruz aslında. Savunma sanayinde tam yeterlilik ısrarı gibi. Veya finans sektörümüz, matruşka gibi iç içe kurgulanmış. İpleri tümüyle İsviçre'deki küresel bankacılara bırakmamışız. (Rusya bırakmış, en şaşırdığım o oldu. O yüzden mali yaptırımlar Ruslar için gerçekten şok edici olmuş.)
İçgüdüsel olarak bu hazırlığı yapıyoruz yapmasına, ama teorik altyapısını hazırlayıp uygulamadığımız için, yalap şap iş yapıyoruz. O teoriye bir giriş yapmak isterim.
Ekonomi dediğin olgu, bir yerde sibernetik sistemdir. Sibernetik sistemlerin 3 temel girdisi olur. i) Madde, ii) Enerji ve iii) Bilgi. Tüm ekonomik çıktılar, bu 3 girdinin bir birleşimidir. Motor örneğin, metal (madde) + motor planları (bilgi) + o metali işlerken harcanan enerjiden oluşur. Bu 3 girdinin entropisi düşük olmalı, eğer ekonomi verimli işleyecekse.
i) Madde girdisi saf olacak, yani entropisi düşük olacak. Örneğin, maden ocağından satışa çıkan bakır külçeleri %99.9 saf olacak.
ii) Enerjinin de entropisi düşük olacak. Enerji santralinden şebekeye verilen elektrik, %99.99 ihtimalle 50 hertz+50 amper+220 volt olmalı ve kesintisiz şekilde şebekeye akmalı.
iii) Bilgi de düşük entropili olacak. Bu ne demek? Bilgi, matematiksel kesinlikte ifade edilebilir olacak, demek.
Bu 3 girdiyi, yüksek volümde, düşük entropili ve dış dünyadan bağımsız olarak üretebilirsek, o zaman bu hazırlığı tam olarak yaparız. Şu anda 3'ünde de açıklarımız var. Gereken tüm maddeyi üretemiyoruz. Enerji açığımız var, ki bu cari açığın ana nedenidir. Ama en vahimi, bilgi üretemiyoruz.
Madde ve enerji açığı bence 20 yıl içinde kapanır. Bilgi üretme faslına gelince, dananın kuyruğu orada kopacaktır. O konu çok detaylı analizi hak ettiği için burada kesiyorum.