Kimseye güven olmaz. Her zaman diyoruz ya, ülkeler arasında çıkarlar olur, dostluk olmaz diye. Okyanusun ötesindeki müttefikimizim bize atmadığı kazık kalmadı, aklınca bir de ceza vereceklermiş. Bunlar gibi müttefik düşman başına. Bunlara taviz verilmez. Elinizi verirseniz kolunuzu kaptırırsınız.
Bu coğrafya o kadar karışık ki; bir konuca çıkarlarımız ortak olanla başka konuda karşıkarşıya geliyoruz. Bu biraz da bizim dış siyasetteki düşüncesizliğimizden. Duygusal yönetim anlayışının net sonucu! Eğer mantıklı bir yaklaşım olsaydı mesela bugün Akdeniz'de karşımızda olan ülkelerin çoğu yanımızda olurdu. Suriye'de kaos belki de hiç olmazdı!
Dış siyasette duygusallığa yer vermeden, çıkarlarımız için kimlerle ortak hareket edilebilir, kimlerle taviz vermeden işbirliği yapılabilir, yeni ortaklıklar kurulabilir, enerji ve ticaret yolları, hammadde, ürün ve teknoloji transferi, yeni pazar seçenekleri vs araştırılmalı. Diplomatik yollar taviz vermeden sonuna kadar kullanılmalı. işbirliğinin diğer ortaklara neler kazandırabileceği net şekilde gösterilmeli. Yoksa öyle bunlar şucu, şunlar bucu diyerek paldır küldür her yere dalarsak işimiz zor. Önüne gelen birşeyler dayatır bize böyle. Amerikanı ayrı, Almanı ayrı, Fransızı ayrı uğraşır dururuz.