MMU'da motor problemi olmasa F-35 projesine katılımı rafa kaldırın gitsin derim. Ama F-110 motorunun güven vermediği gibi istenilen performansı vermeyeceği açık. Rols Royce tek başına en son savaş uçağı motorunu Harrier için dizayn etti herhalde. Gerçi EJ-200'ün arkasındaki asıl firmanın da Rols Royce olduğunu tahmin etmek zor değil, zira tek kristalden türbin pali döküm yeteneği Avrupa'da bir Rols Royce de, bir de Snecma'da var. Zaten dünyada da bu kaabiliyet sadece General Electric, PW ve Honeywel'de var bu iki Avrupa firması dışında. Ama Avrupa AB'lü motorlarda henüz 11.000-kg itiş sınırını aşmış değil. ABD'de son kullanılan uçakların üstün performanslı motorları ise hep PW üretimi ki bunlar önceki motorların ötesinde 1900 derece üzerindeki ısılarda çalışıyorlar. ancak hatırladığım kadarıyla Rols Royce F-135'de de PW'nin dizayn ortakklarından biriydi. Yani TAEC ortaklığında yüksek performanslı bir MMU motor dizaynı çıkması mümkün. Ancak bazı arkadaşların dediği gibi olmazsa EJ-200'ün son modeli MMU2da kullanılır yaklaşımı pek kabul edilebilir değil, zira EJ-200 artırılmış güçle bile bile 21 metrelik MMU'da istenilen performansı sağlayamaz, hafif siklet kalır. Diğer taraftan çap olarak da F-110'a göre baya narin.
Ancak gerçekten ABD politikaları, Türkiye'nin çıkarları ile sık sık çatıştığı bir dönemde, lojistik imkanlarının ABD'den geçmesi ve onun ötesinde siber ağla bağlı bu uçakta programlarında arka kapı bırakılmış olması ihtimali F-35'i bizim için riskli kılıyor. Gerek lojistik , gerekse siber riskler, ABD'nin tavırları karşısında bizi projeden uzak durmaya itiyor. Ancak yeniden çok kutupluluk, düşman ve strateji tanımlarının açık yapıldığı durumun henüz mevcut olup olmadığı ve bunun ötesinde Türkiye'nin bu kez tarafsız mı kalacağı veya kendini ağırdan mı satacağı belli değilken F-35 askerinin yanında siyasi bir risk de içeriyor mudur, bir evlilik anlamına geliyor mudur, bunun iyi irdelenmesi gerekir. Zira son 20 yıldır açıkça ortaya çıkan ABD politikaları ile Türk Milli çıkarlarının örtüşmediği belirgin haldedir.
Ukrayna krizi ilk çıktığında, ABD askerlerini ülkeden tahliye etmeyip, tampon oluşturabilecekken bunu yapmamış, savaş öncesi silah yardımı belki yüzlerce TIR'ı da bulmamıştır. Buna karşın Türkiye'ye milli orduyu ve generallerini hapse attırırken, APO'yu paşa yapalım manşetlerinden başlayıp, PKK'yı YPG adı altında vekalet savaşında paralı asker olarak cepheye süren güç, Ukrayna aksine PKK'ya yüzbinlerce TIR yardım yapmış ve PKKlıları Bayrak göstererek korurken, muhtemelen megolamanitesinin de etkisi altında Türkiye'ye karşın PKK/Kürt Politikasını tercih ettiğini de defalarca saklamamıştır. Halen de ABD'nin bu tercihinin yarattığı siyasi, ekonomik ve askeri riskler mevcudiyetini korumaktadır. Unutmamalıdır ki Suriye'de bugün YPG adı altında 150.000'i aşan bir silahlı kuvvet bulunmaktadır.
O zaman bizi F-35 de oyun dışına iten güdünün temelinde olan askeri ve siyasi riskler devam etmekte iken, aslında biz de bu oyun dışına itilmeden çok önce MMU çalışmalarına başlamıştık. Bu anlamda F-35, MMU gelinceye kadar boşluğu dolduracak ve belki MMU geldikten sonra LO olarak F-16 yerine devam edecekti. Ama şu anda işte o MMU gelinceye kadar o boşluk dolmuyor, ki o boşluk MMU 2030 'da üretime geçeceğine göre, 100 uçaklık bir gücün en erken 2034 yılına kadar dolmayacağını gösteriyor. Biz ise boşluğu ilave F-16 Block 70 ve modernizasyonlarla doldurmaya çalışıyorsak, o zaman F-35'de gönlümüz de kalmamış demektir. Zira tarihlere bakacak olursak bu kadar süre sonunda LO olabilecek bir uçak, altyapı, lojistik, bakım, onarım, işletme olarak bu kadar maliyetli iken bu maliyete katlanmak mantıklı mıdır ? Bence değildir, yeter ki MMU'ya erişim takvimi mantıksız olmasın.
(Not bu arada stealth bir MIUS ortaya çıkartabilirsek, ağ merkezli imkan ve taktiklerimizi iyice geliştirip, SİPER'i de aktive edebilirsek, bir miktar Hürjet'in de yardımı ile Hava Kuvvetleri bir süre idare edebilecektir. Belki kendi hava sahamız dışında SİPER ve S-400 (keşke ağ içinde bizim radarlarımızla güdüm imkanı olsa, o zaman çok çok etkin olurdu) kapsama alanı dışında hava üstünlüğü kuramayabiliriz ama, bu kendi hava sahamızı koruyamayacağımız anlamına gelmeyecektir.)