Birisi sömürge ekonomisi (kapitülasyon) iken diğeri serbest piyasa ortaklığı. Tüm iş üzerinden %50 olduğuna da çok emin değilim doğrusu. Sadece yaptığı işle sınırlıdır sanıyorum. Onlar da alt yüklenici olarak yerli firmaları kullanıyorsa payları yurt içinde kalır. (Kule, şantiye/yol inşaatları, nakil boru hattı, personel vb). Know-how'ın bor bedeli elbette vardır.
Olmayan bir malzeme, yeraltından çıkararak ekonomiye kazandırılıyor. Hiçbir şeyin tamamı ile , bir şeyin yarısından fazlası arasındaki seçim basit olmalı.
Yurt dışından aynı miktarda petrol ithalatı için 6 milyar dolar (döviz olarak) ödemek mi, yoksa alt yüklenici yerli firmaları da hesaba katarsak bir kısım ödemesi de aslında tl olarak yapılacak 3 milyar dolar ve ayrıca tpao'ya tamamı Türk lirası olarak 3 milyar ödemek mi?
Ayrıca tpaoya ve ortağına sizin hesabınızla ödenecek 6 milyarı ham petrol değil de rafineri çıkışı bedeli kabul edersek üzerine üstün Türk bergi sisteminin kdv ve ötv farkını koyunca , halktan toplamda 10 milyar doları aşan pompa ücreti alınacak demektir. Bu durumda yabancı ortakların esas payı otomatikman %30'a düşer
.
Benim matematiğim böyle çalışıyor efenim. Ben pompaya bakarım. Neticede aslında tüm bu islemlerin bedelini biz ödeyeceğiz. Gerisi şirket muhasebesi.