Kendi insanımız için en uygun ekonomik tip hakkındaki düşüncelerim ;
Devletçiliğin biraz daha sosyalizme kayan ama ateist değil dini değerlerini muhafaza eden modern bir yorumudur. Muhafazakar Milliyetçi ama Demokrat ve modern bir insan olsamda bana göre bu böyledir. Türkiye'nin yükselişe geçmesinin de asıl anahtarı budur.
Neden ?
Çünkü mevcut neo liberal sistem Sanayiden hizmet sektörüne oradan tarım sektörüne ülkemiz vatandaşının genlerine uymamaktadır. Ve bu ülkemize adeta yerinde saydırmaktadır.
Sebep ?
Bizim insanımız genel olarak temelinde çiftci/hayvancı savaşçı bir toplumdur. Bu toplumun genlerinde denizcilik yoktur, tüccarlık yoktur, girişimcilik ve risk alma yoktur. Ha avrupalı da buna anasının karnından sahip olmuyor . Mesela oda denizci balıkçı olsada çoban bir toplum değil. Ama o eğitim ile bunu aşıyor. O istediği zaman en iyi şekilde hayvancılığı araştırıp en iyi şekilde yapacak donanıma sahip oluyor. Bizim gibi enişteeee yazın 5 inek alıp köye gidek diye gidip o 5 ineğide batırıp dönmüyor.
Bu yüzden eğitilmiş, gelişmiş ve okumuş bir topluma da sahip değiliz. Önemli ileri gelenlerimiz okumuş insanlarımız var ama halkımız bünye açısından standart osmanlı toplumunun modern bir versiyonudur. Bu tarz toplumlar kurulu sistemler içinde örneğin almanyadaki türkler çarkları müthiş çevirir ama o çarkı kuramaz. Biat etme , bir aileye , tarikata, partiye ait olma eğilimi ve isteği fazladır. Ve her zaman garanticidir. Kafasındaki konfor standartını sağlar ve riske girmez.
Size bir kaç örnekle Türk insanının şu an neden liberal sisteme uygun olmadığını anlatayım ;
Tarım :
Devletimiz liberal bir devlet olarak kendi çiftliğini açıp hayvan beslemez tarım yaptırmaz. Ne yapar hangi alanda üretimi arttırmak istiyorsa sübvansiyon kredi verir, hibe yapar , vergi affı ve indirimi yapar , şu an yapamıyor ama mazotu ucuzlatır vs.
Çiftciden de bu yardımı alıp kendiside sermaye koyup atıyorum mısır üretimini arttırması bunu modern yöntemlere yapmasını ve o sene veya dönem devlete em kendini kurtaracak hemde ihracat yapacak kadar mısır üretmesi beklenir.
Ama bizim çiftcimiz ne yapar . Gider parayı alır. Toprağın gerektirdiğinden daha güçlü ve modern traktörü alır . İlçede kahvehane önüne çekip ağzında cugara kağıt oynar. Mısır'dan verim almayı bilmediğinden ve arazisi az olduğundan profitable yani kazançlı bir üretim yapamaz veya malı da zayi eder. E zaten elindeki tohum ve ilaçlar takviyeler genetiği ile oynanmıştır. Oda devletin ayıbı . Velhasıl parayı batırır veya zar zor kurtarır. Kısaca teşvikte yalan olur verimde.
Devlet dışarıdan tarımsal ürün alır. Koskoca devlet bu çağda hala senin tarımsal nüfusunun yarısını oluşturan omuzunda dirgen , tırpan tin tin tarlaya giden dedeyi bekleyemez abi. Hayvancılıkta yine aynı . Kitlesel hayvancılık yerine ahırda tarım yapıyor. Mera hayvancılığı yapıyor. Eyvallah kardeşim . Mera hayvanı daha lezzetli ama koca ülke senin ahırında yetişecek bakımsız, süt verimi düşük, üremesi allaha emanet hayvanları bekleyemez.
Dünyada bu iş şöyle yapılıyor. Büyük tarım ve Hayvancılık şirketlerine kendilerine ait büyük arazilerde, yüksek bilgi , yüksek teçhizat ve büyük topraklarda , milli ve ucuz araç ve mazot, genetiğiyle oynanmamış tohum ve ilaçlarla ve verimliliği yüksek hayvan türleriyle bu işi yapan yerel üreticilerle oluyor. Ama işte biz şu an bu sistemi kuramayız. Neden ? Çünkü yukarıda bahsettiğimiz garantici ve eğitimsiz köylü toplumdan dolayı neden böyle bir sisteme sakat burjuvamızı ikna ederiz.
Çözüm ;
Bunun şu anlık çözümü basit. Halk tamamiyle eğitilene ve aydınlanana kadar(ki bu uzun bir süreçtir. Bu süreci dinsizleşmek olarak algılamayalım. Bilinçli ve eğitimli islam rönesansındaki müslüman olana kadar diyelim) devletin bil fiil bizzat bu üretim odaklarına çobanlık yapması gerekmektedir.
Devletin bu yolda ilk başta şu üç çatı oluşumu kurup başına Tarım ve Hayvancılık bakanlıklarını oturtması lazımdır. Bunlar ;
+Tarım ve Hayvancılık Üniversiteleri ; Bir kaç adet uygulamaya uygun şehirlerde normal değil araştırma üniversitesi olarak görev yapacak üniversitelerdir. Bünyesinde bu alanda Türkiyedeki ve dünyadan bulunabilecek en iyi hocaların getirileceği Yerli ve verimli tohum, hayvan türlerinin verimlileştirilmesi ve geliştirilmesi, tarım alet ve makinelerinin geliştirilmesi ve tarımsal ilaçların geliştirilmesi arge'sini geliştirmek ve gelişmiş yurtdışında yükseklisans doktora yaptırılmış ziraat mühendisliği ve baytarları yetiştirmek. Sonuçta üniversite devletin ar&ge birimidir.
+Tarım Alet Ve Gereçleri Müsteşarlığı/ Başkanlığı ; Bu kurum tamamiyle bir şirketler gurubu veya holding görevi görecek. Görevide şudur ;
- Tarım üretiminin ihtiyaç duyduğu Tarım aleti, Tohum, gübre, ilaç gibi gereçleri üreten yerli veya yoksa yenisini kurup şirketleri kendi altında toplamak.
- Tıpkı zamanın Savunma Sanayi Müsteşarlığı gibi; ihtiyaç duyulan yerli ve milli verimli tarım alet ve gereçleri hakkında ihale açmak bu ihalede altındaki ilgili şirketi ana yüklenici yapmak o alanda araştırma yapan Tarım Ve Hayvancılık üniversitesini ve kobiyide alt yüklenici yapmak. Mesela Milli elektrikli traktör projesi olacak. Üretimi yapacak Tümosan'ı ana yüklenici yapacak. Arge birimleri Konya Tarım Ve Hayvancılık Üniversitesini ve Aselsanı teknoloji alt yüklenici yapacak atıyorum Dma yıda alt parça alt yüklenicisi yapacak ve aşağıda bahsettiğim yapılanma için alım veya kiralama yapacak.
- Buna atıyorum Modern şeftali tohumu projesi , modern ve yerli bilmem ne ilacı projesi vs . gibi varyasyonları olacak. Ama model yukarıdaki gibi olacak.
+ Tarım & Hayvancılık Kamu İktisadi Teşebbüsü Şirketi ; Belkide en önemlisi . Başında bu tarz dünyanın büyük tarım şirketlerinden birinde Ceo'luk yapmış veya bu konuma haiz bir ceo olacak (Togg'daki Tuncay Karakaş gibi) ve diğer çalışanlarda kamu şirketi olmasına rağmen kadrolu değil sözleşmeli çalışan olacak ve iş performansına göre
sözleşme yenilenecek böylece o meşhur Kit ve kamu uyuşukluğu giderilecek.Bu kurulacak kamu şirketinin görevleri ;
- Tarım ve Hayvancılık bakanlığının belirlediği ülkenin gelecek senelerdeki Tarımsal ve Hayvansal ihtiyaçları ve İhracat hedeflerinin gereğince ihtiyaç duyacağı ürünleri ülkenin hangi bölgesinde iklim ve toprak yapısına bağlı olarak Ülke coğrafyasına ayırmak.
- Yıllık veya 5 yıllık hedeflenen üretim için gereken Modern Tarım Aletini ilk başta halktan kiralama yöntemiyle alacak. Evet basbaya mehmet emmi motorun köyde yatacağına ver bana sana şu kadar üründen pay diyecek. Eğer yeterli olmazsa Tarım Alet Ve Gereçleri Müsteşarlığı/ Başkanlığı 'ndan ihaleyle üreticilerden tarım aleti satın alacak veya kiralayacak . (Tabi bunlar illaki yerli ve milli araçlar olacak bir süre sonra)
- Tohum, ilaç, gübre vb. diğer tüm gereçler Tarım Alet Ve Gereçleri Müsteşarlığı/ Başkanlığınca bağlı yerli şirketlere yerli, milli ve verimli olarak Üniversite Ar&ge'si ile ürettirdiğini her yıl toplu alımdan ve vergi muafiyetinden dolayı ucuza ve verimli olarak sağlayacak.
- Üretim için gerekli boş ve verimli devlet arazileri ve köylü arazilerini kira yoluyla alacak. Ve bunları birleştirip bu alanları devasa Tarım Şantiyelerine çevirecek.
- En önemlisi de Bünyesine bu devasa tarım şantiyelerinde çalışacak işçiyi de bizzat köylüden temin edecek. Yani kendi tarlanda bilinçsizce debeleneceğine gel bende bilinçli tarım yap al sanada garanti asgari ücret diyecek (Halkımızın bam teli garanti maaş) Önceden nasıl karnını doyuracağını hesaplayan çiftçi buna direkt atlamazsa ben hiçbir şey bilmiyorum.
- Buranın farkı bu devasa şantiye alanlarında çiftçinin nasıl inşaatta usta başı ve mimar varsa veya şantiyede mühendis başlarındaysa ; burda da ziraat mühendisi veya baytar o bölgeye ne zaman ne ne şekilde ekilip ne şekilde biçilecek hangi yöntemle verim alınacak bunu modern yöntemlerle belirleyip bunlara sadece emirle uygulatacak. Hem iş üstünde eğitim görecekler hemde verimli tarım olacak .
- Bu şirket ayrıca yerel kabzımalları ve şirketlerin direkt çiftciyi dolandırmasını önleyecek çünkü ürünün pazarlara marketlere ve ferro, çaykur, torku , ülker vb. yapılara satılmasında otorite olacağından burada da zarar edilmeyecek ve hem tüketiciye de ucuz ve kaliteli ürün sağlanacak.
- Ayrıca önemli limanlara devlet tarafından kurulacak soğuk hava depolarıyla planlı ve devlet elli üretim olacağından stoklanacak ürünler dünyaya ihraç edilecek ve önemli Tarım ve hayvancılık devlerinden biri olmanın önü açılacak.
Böylece Ulusal ekonomik gelişmenin Tarım ayağı halledilecek. Keza en sanayici ülke bile Tarım'ı halletmeden o noktalara gelemez. Amerika bile sanayisini Tarımsal sanayi temellerinden geliştirmiş bir ülkedir. Bahsettiğim sistemin özel şirket ve kamu destekli sadece ufak bir uygulamasından alınan verim işte aşağıdadır;
http://www.seragroup.info/kabali/proje.html?fbclid=IwAR1ShHA0Ln-WuLdzggnoz9HAFkSNq6NErehGyqs-nmRKJvXFhcRN5c8146wSANAYİ ;
Türkiyede şu sistemde sanayi gelişmez. Gelişemez . Çünkü kodu bozuk bir alt sistemin üzerine inşa edilmeye çalışıyor. Sanayi devriminin temelinde icatlar ve burjuva vardır. Burjuva adamı demek elindeki sermayeyi yeni alanlarda kullanana değerlendiren ve para kazanan insandır.
Ama bizim insanımız Burjuva insanı değildir. Çünkü bu genlerinde ve kodlarında yoktur.
Neden ?
Toplumumuz hala Standart Çiftci-Çoban Osmanlı halkı ekonomik kimliğini genlerinde taşıdığından Ticaret yapma kabiliyeti çoğumuzun genlerinde yoktur. Risk almayı asla sevmeyiz. Elimizde biraz para mı var . Asla iş kurmayız gider direkt faize atarız muhafazakarsak ev alır kiraya veririz. Çünkü o güvenli kapıdır. Ha bu korkunun nedeni de yine eğitimsizliktendir. Bir şirket ve oluşumu hakkında çok bilgi sahibi olmadan o sektörde emek vermeden açmaya çalıştığımızdan batarız.
Hadi bir üst halk seviyesine geçelim. Diyelimki şirketi açtık elimiz azıcık para gördü. Dİrekt lüks araba, lüks ev , villa , tatil , karı-kız , nargile kafede köz çevirmece. Elindeki işi tutmaya çalışmaca çünkü para kazandıran bir güvenli iş buldu mu yeter güvenli liman. Daha büyüteyim vs. yok .
Hadi en üst seviyeye çıkalım Sanayici dedğimiz kişiler. Çoğu fason üretici. Hiçbiri devlet tarafından binbir garanti verilmeden bir işe asla girmez. Devlet binbir teşvik gel bak bu işe gir kazancın garanti demeden atılım girişimcilik sıfırdır. O yüzden bu adamlardan sen microsoft , tesla vs. bekleyemezsin. Çünkü eğitimsizlikten kaynaklı para kaybetme korkusu genlerinde vardır. Evet bir holding sahibi tüm atılım alanlarında gerekli bilgiye sahip olamayabilir ama bu bilgiye sahip yönetici kadrosuna sahip olup bunları muhafaza etmeyi bilmelidir. Oda tabi yine bizde yoktur.
Çözüm ;
Çözüm basittir. Bu seferde devlet aklı sanayicilere çobanlık yapacaktır. Bu alanda en önemli silah gümrük vergisi olacaktır.
Neden ?
Çünkü şirketlerimiz verilen sübvansiyonu cebe indirme ve devleti ve halkı nasıl en kolay sağarım cebimi doldururum kafasında olduğundan bu şirketlere ve vizyonlarına güvenilemez.
Nasıl Olacak ?
+ Şöyle ki Devlet ilk başta hedef sektörler belirleyecek . Bu sektörlerde çalışacak Kamu İktisadi Teşebbüsü başında o alanda tecrübeli bir Ceo olan ve çalışanları kadrolu değil sözleşmeli olan bir şirket kuracak. Bu şirketlerle kendi alanlarında devletin seçeceği şirketler veya birden fazlası Şirket gurupları kuracak.
+ Bu şirket gruplarında yönetim %51 Kamu %49 özel şirket adına olacak. Oluşturulacak ortaklık eğer yeterli seviyedeyse işbirliği yapılan özel şirketin markasını veya satın alınacak yabancı bir şirketin markasını veya yeni oluşturulacak bir şirketin ismini kullanabilecek.
+ Mesela bir örnek devlet Ev Teknolojileri Üretim Aş isimli bir Kit kuracak. Ve bu şirket Vestel ve Beko ile bir Ortaklık Gurubu kuracak. Evet bu şirketler dünyada iş yapıyor . Ülkede de ama Bu ortaklık ilk iş ortak bir isimle veya atıyorum en güçlü isim nedir dünyada Beko bu isimle bir ortaklığa girip güç birliği yapacak.
+ Peki devlet bu şirketlere ne verecek ki bu şirketler böyle bir ortaklığa girecekler ? Devlet ilk olarak elindeki üniversitelerle bu şirketlerin arge birimlerini birleştirecek . Vatandaşa kaliteli mal ürettirecek . Ve gümrük vergisi ile bu şirketlerin karşısındaki herhangi bir yabancı şirketi iç pazarda silecek. Mesela atıyorum taksit hakkını sadece bu oluşuma verecek o alanda , devlet tvlerinde bedava reklamlarını çakacak. Kamu çalışanlarına ucuz ürün verecek. Elektrik, su , doğalgaz vergi affını saymıyorum.
+ Devlet böylece bu şirketlere kendi ülke pazarımızda müthiş bir egenemenlik verecek. Böylece ülkedeki satışları ve parayı o sektörde elinde toplayan şirket aşama aşama ilk Türki ve müslüman ve afrika coğrafyalarında yayılacak. O pazarları ele geçirince büyük bir güçle Avrupa, Amerika ve Asya ya girecek.
+ Böylece devlet kendi devlerini kendi elleriyle kendisi yaratacak. Sektörler 6 firmanın 5 milyar doları paylaştığı değilde 2 firmanın 15 milyarı paylaştığı yapılara dönecek. Ama devletin vergi kazancı 3'e katlanacak böylece.
Arkadaşlar buna benzer bir yapı savunma sanayii'nde tskgv ve müsteşarlık öncülüğünde yapıldı ve çok başarılı olduğu malum. Onuda geçelim bahsettiğim sistem zamanında Kore'nin samsung, hyundai vb. şirketlere yaptığının benzeridir. Bir farklı fraksiyonuda Çin tarafından Huaweii, Nevs vb. şirketlere yapılmaktadır. Gelişimleri Malum.
Tabi bu atılımlar Eğitimsiz bir hiçtir ve o kısımda ele alınmalıdır ancak suser'in fazla işi vardır.