Eleştirilerde bazen aşırıya kaçılıyor. Şimdi, öncelikle şunu kabul edelim: Bizdeki depremler, yüzeye yakın gerçekleştikleri için ve fay hatlarının çevresinde kalabalık yerleşimler olduğu için, gayet öldürücü depremler. Keza son depremlerde ölçülen ivmelenmeler 1.3 G - 2 G gibi şartnameleri çok çok aşan değerlerde idi. Üstelik arka arkaya aynı yerde 7.5 üzeri büyüklükte deprem oldu. Bunlar yaşanılan talihsizliklerdi, orası olayın Takdir-i İlahi kısmı. Biz düzeltebileceğimiz şeylere odaklanalım. Biraz geniş açıdan bakacağım izninizle.
Büyük resme baktığımda, inşaat endüstrisi açısından devasa bir verimsizlik görüyorum ben. Denetim diyoruz, iyi güzel ama, mevcut sistemde denetlenecek kişi sayısı olması gerektiğinden fazla. Adam okumamış, "İşsiz kalacağıma inşaat ustası olurum." demiş ve biz de bu vasıfsız kişiye örneğin beton dökme veya kolonları birleştirme gibi çok yaşamsal bir sorumluluk vermişiz. Böyle adamları denetlesen ne oluuur, denetlemesen ne oluuur! Biz bu tipten vasıfsız işgücünü denetlemek zorunda olmamalıyız. Bundan ötürü, inşaat teknolojimizi çok acilen değiştirmeliyiz. Hazır parçaları lego gibi birleştirmeye dayanan, vasıfsız insana fazla gerek duyulmayan, otomasyon bazlı sisteme geçmeliyiz.
Savunma sanayisinden örnek vereceğim. Tabancalardan bahsedeceğim, kompleks silahlardan gitmeye gerek yok. Her önüne gelen atölye sahibine tabanca ürettiriyor muyuz? Ürettirmiyoruz, değil mi? Çünkü bu sonuçta bir silahtır ve şakası yoktur. Ülkede tabanca üreten ve özel sektörden olan üretici sayısı, benim bildiğim sadece 4 tane. Üstelik o üreticiler son teknoloji CNC cihazlarıyla, en kaliteli hammaddeleri kullanıyorlar. Yani otomasyona yatırım yapmışlar. Pekiii, tüm ömrümüzün geçtiği ve sadece kendimizin değil, tüm ailemizin canını emanet ettiğimiz evlerimizi üretenlerin sayısı neden bu kadar fazla? Üretimleri de hiiiç te öyle otomasyonla gerçekleşmiyor. Depremlerin şakası var mı!?
Müteahhitler, inşaat sektöründen beslenen sektörlerin fazlalığı nedeniyle ve aynı zamanda inşaat sektörü çok sayıda vasıfsız işçiye iş sağladığı için, özellikle popülist sağ iktidarlarca (AKP, DYP, ANAP vs vs) el üstünde tutuldu. Hatta siyaset onlar üzerinden finanse edildi. İnşaat sektörü dediğim şekilde dönüşümden geçtiğinde 3 ana konuda büyük değişimler göreceğiz. a) İnşaat maliyetleri zaman içerisinde düşecektir. b) Müteahhitlerin sayısı hızla azalacaktır. Büyük firmalar dışındakiler sektörden ayıklanacaklar. c) Vasıfsız işgücüne dönük istihdamı artık sağlamayacağı için, siyasetin finansmanı müteahhitlerin üzerinden yürümeyecek. Siyasetin finansmanı konusunda ufukta görülen reformlar da bu sayede kolaylaşacaktır.
Siyaset, yani devlet kendisini finanse edeni düzgün denetleyemez! Önce siyaseti özgürleştirmeliyiz. Bunun da yolu, inşaat sektörünü verimlileştirmekten geçiyor. İnşaat sektörü istihdam odaklı olmaktan çıkartılacak ve otomasyon bazlı yapılacak. 4 Adet tabanca imalatçısı ülkeye yetiyorsa, pekala 5 bilemedin 10 adet büyük inşaat firması da ihtiyacımızı karşılar.