Aşağıda Antakya lı bir okul arkadaşımınyazdiklarini sizlerle paylaşmak istiyorum
Sevgili dostlarım, arkadaşlarım, abilerim ablalarım, kardeşlerim, komşularım. Bu büyük trajedide nihayet annemi, ablamı ve yeğenimi sağ salim bulduk. Hepinize manevi destekleriniz ve dualarınız için teşekkür ederim. Ancak akrabalarımın, arkadaşlarımın bir kısmını, çocukluk anılarımın tümünü kaybettim.Lütfen televizyonlarda gördüğünüz şeylere aldanmayın. Ben sadece Antakya genelinde konuşacağım. Diğer yerler hakkında bilgi sahibi değilim. 2323 yıllık bir şehir yok oldu. Ayakta kalan binalar kimseyi aldatmasın. Çünkü hepsi ağır hasarlı ve oturulacak durumda değil. Annemin sokağında tek ayakta kalan bina bizim apartman. Ama onunda üzerine iki bina devrildiği için ayakta olmasına rağmen oturulabilir durumda değil. Kum yığınına dönen binalardan sôz etmeye bile gerek yok. Kimseyi suçlayamayız. Herkes canla başla çalışıyor. Ama yıkılan bina sayısı okadar çok ki. Gelen ekiplerin hepsine yetişmesi mümkün değil. Ancak yapılan öyle büyük bir yanlış var ki... Bu konu üzerinde hepimiz çalışmalıyız. Mağrur ve gururlu Türk insanı sabırla beklerken gelen yardımın neredeyse tümünün Suriyeli mültecilere sunulduğunu görmek, bu yetmezmiş gibi heryerin bu insanlar tarafından yagmalandığını görmek kanıma çok dokundu. Şimdi insanların çoğu şehri terketmeye başladı. Onlara yardım eli uzatan akrabalarının eşlerinin yanlarına gidiyorlar doğal olarak. Çadırların (Abartmiyorum çünkü annemi çadır çadır aradım) %90,ını bunlar işgal etmişler. Annemi ararken beni çadırlara bile yaklaştırmıyorlardı. Fiziki güç bile kullanmak zorunda kaldım.Üzülerek söylüyorum ama şehir bunlara kalacak. Sizlerden ricam bu mesajı herkese yayın. Canlarımızı kaybettik. Ama topraklarımızı kaybetmeyelim.
Durum bu kadar vahim.