Devlet adamı, arayarak bulunacak bir şey olmadığı için, küçük yaşlardan itibaren yetiştirilerek hazırlanmış insanlardan seçilmiş olması gerekir. Zeki, akıllı, yetenekli çocukları bulup; bugünlerden geleceğe yönelik hazırlık yapmak gerekiyor.
Küçük yaşlardan itibaren küçük çocuklara ahlak, terbiye, görgü, edep-erkan, sağlıklı-ölçülü ve kendine yeter yaşam tarzını benimsetmekle birlikte; iletişim becerisi, yabancı dil, aritmetik düşünme, kıvrak ve sosyal zeka, akıl yürütme gibi üstün yeteneklerin de kazandırılmış olması gerekir. Bu şekilde geleneğin yöneticileri; öz güveni tam ve aynı zamanda sınırlarını bilen, çevresini ve dünyayı tanıyan yetenekli nesiller yetiştirmiş olursunuz.
Yani başa getireceğimiz adamın yeteneklerini, özellikleri, kişiliğini bilerek başa getirmiş olmamız gerekiyor. Fakat gerçek hayatta öyle mi oluyor! Ağzı laf yapan herhangi bir kasaba siyasetçinin memleketin başına bela olması içten bile değildir. Adnan menderes döneminden bugüne kadar siyasetçi profiline bakarsanız, tamamına yakını böyledir. Arada bir iki tane istisna çıkması genel kaideyi değiştirmiyor. O istisna dediklerimizin çeşitli zafiyetleri ve yanılgıları nedeniyle Türk milletine maliyetleri çok büyük olmuştur.
Büyük Atatürk' ümüzün dediği gibi;
Efendiler! sırası gelmişken aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!
Büyük Atatürk' ün bu hedefe ulaşabilmek için düşündüğü bir takıp tedbirlerden söz edilir. Örneğin Atatürk' ün gizli vasiyeti anlamında: İş Bankasından ki hisselerinin nemalandırılmasından elde edilecek gelirin bir bölümü ile; bütün yurdun taranmasıyla keşfedilecek yetenekli çocukların; devlet adamı yetiştirilmek üzere özel eğitimlerden geçirilmesini vasiyet ettiğini okumuştum. Diyelim ki, gizli vasiyet diye bir şey yok! peki bunun yapılması gerektiğini akıl edebilen var mı? Onun olmadığı da anlaşılıyor. Nitekim, halen kasaba siyasetçilerinin yanılgılarıyla baş etmeye çalışıyoruz. Devlet adamı yetiştirmemek; ülkeye yapılmış en büyük ihanettir.