Ankara Füze Kalkanına Evet DiyorAslı Aydıntaşbaş
asli.aydintasbas@milliyet.com.trasli.aydintasbas@milliyet.com.tr Ankara, NATO’nun Soğuk Savaş’tan bu yana en önemli savunma projelerinden sayılan Füze Kalkanı Projesi’ne yeşil ışık yakmaya hazırlanıyor.
Obama yönetiminin büyük önem verdiği savunma projesi, yarın Libya konulu bir zirve için İstanbul’a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da gündemindeki maddelerden de biri olacak.
Bu zamana kadar füze sistemine temkinli yaklaşan ve NATO’daki üst düzey toplantılarda çekincelerini gündeme getiren Ankara, bir süredir savunma amaçlı NATO füzeleri ve bunları kontrol edecek radar sistemlerinin topraklarına yerleştirilmesine sıcak bakmakta.
Konu, son altı ayda ABD Başkanı Barack Obama’nın Başbakan Erdoğan‘la konuşmaları ve Hillary Clinton’ın Ahmet Davutoğlu’yla temaslarında da sık sık ABD tarafından gündeme geldi.
Ak Parti hükümeti, Türkiye’nin Batı’yla olan kurumsal bağlarının geleceği ve kendi savunma ihtiyaçlarını da göz önüne alarak, geçmişte temkinli yaklaştığı projeye sıcak yaklaşıyor.
Uzun süredir Washington’un gündeminde olan ancak henüz NATO ülkelerinin somut eyleme dönüştüremediği proje, Türkiye’nin bu hafta Hillary Clinton’a “Evet” vermesi durumunda 2011 sonundan itibaren kademeli olarak devreye girecek.
İlk aşamada Doğu Akdeniz’deki gemilere yerleştirilecek olan füzesavarlar, 2015 sonrasında Türkiye toprakları ve Romanya gibi ülkelerde kalıcı bir altyapıya dönüşecek. Füzesavar gemilerinin ayrıca Türkiye’de karada konuşlandırılacak erken uyarı (AN/TPY-2 türü radar) ve altyapı sistemlerine entegre olması planlanıyor.
Proje gerçekleşirse, Türkiye’nin zaten 2011’den itibaren kendi savunma planları çerçevesinde almayı planladığı Patriot füzeleri de NATO tarafından ortak finanse edilecek ve projeye dahil edilecek.
İran ve kedi polemiği
Geçmişte “Yıldız Savaşları” diye de anılan ve Barack Obama’nın başkan olmasıyla yeniden hız kazanan Füze kalkanı, başta Türkiye olmak üzere NATO ülkelerini Ortadoğu, İran ve dışarıdan gelen saldırılara karşı geniş bir şemsiye ile korumayı planlıyor.
Ancak yakın zamana kadar İran’la arasını bozmasını istemeyen Ankara, hem projenin Türkiye topraklarına Patriot füzeleri yerleştirilmesini içeren “kara” unsuruna temkinli yaklaşmış, hem de İran’a vurgu yapılmamasını istemişti.
Hatırlarsınız geçen yıl Lizbon’daki NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İran’la ilgili atıfların ortak metinlerden çıkarılmasını istemiş, Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy ise “Biz kediye kedi deriz” lafıyla Türkiye’nin bu hassasiyetini hafife almıştı.
Gerçekte Ankara, füze kalkanı projesinin İran’ı hedef almadığını vurgulamakta ısrarlı olsa da NATO ülkelerinin temel hedeflerinden biri, İran’ın nükleer programı ve uzun menzilli balistik füzeleri. Bu kaygı, Türkiye’de de var; ancak Ankara daha diplomatik bir üslup kullanmak ve İran’la diyalog içinde olmaktan yana.
Komuta kimde?
Ak Parti hükümetinin şu zamana kadar füze kalkanına soğuk bakmasına neden olan bir diğer unsur da Türkiye topraklarına yerleştirilecek radar ve füze sistemlerinin Türkiye değil NATO komutası altında olmasıydı. Başbakan bu kaygısını geçen yılki NATO zirvesi öncesinde “Komuta kimde, buton kimde olacak? Türkiye’de olmazsa olmaz” diye ifade etmiş, ancak daha sonra Türk subaylarının da olacağı bir NATO ortak komuta yapısı üzerine çalışmalar başlamıştı.
Füze Kalkanı’nın gerçekleşmesi durumunda, NATO’nun kapatmayı düşündüğü ancak son anda açık tutmaya karar verdiği İzmir’deki NATO üssü de yeniden merkezi komuta açısından önemli rol oynayacak.