ATATÜRK VE ASKERİ TARİH > Askeri Tarih

Orhun Kitabeleri hakkında

(1/3) > >>

serkan:
Bu konuda ne dersiniz arkadaşlar

Bu bizim ilk yazılı belgemiz olan orhun kitabeler. Sadece MS 800 yılında yazılmış yani bir tek internetin eksik olduğu bir devirde.



Buda Yunanlıların 2200 yıl önce yazdığı yani bizim ilk kitabeden bin yıl önce yazılmış dandikten bir kira sözleşmesi.




Biri imparatora adanmış devlet yazıtı ve ilk öbürü iki kasabalının sözleşmesi

Burada bizim için çok can sıkıcı bir durum var dimi

TCG Dumlupınar:
Dağa taşa yazmayı sevmeyen bir milletmişiz ne var? Bunlar dağa taşa yazarken biz tarih yazıyorduk.

Partikül:

--- Alıntı yapılan: serkan - 03 Ekim 2016, 09:29:23 ---
Biri imparatora adanmış devlet yazıtı ve ilk öbürü iki kasabalının sözleşmesi

Burada bizim için çok can sıkıcı bir durum var dimi

--- Alıntı sonu ---

Orhun Kitabeleri, imparatora adanmış devlet yazıtı değil; milletine yazılmış öğütlerdir. Okumuyanlar için kısaca özeti şu şekilde; Türk Budunu, yetenekli hakanlar başda iken; dizliye diz çöktürdü başlıya baş eğdirdi. Yeteneksiz hakanlar zamanında ise yok olmanın eşiğine geldi. Ey Türk Budunu, yok olmamak için şunlara,şunlara, şunalar dikkat edin diyor. Müthiş bir kitabedir.

Öteki bulunan kitabe ise yine mükemmel bir kitabe. Tam içeriğini maalesef ki henüz öğrenemedik. Mevcut hukuk terminolojisinde daha önceden bilinmeyen iki terimin varlığından söz ediliyor. İlginç, merakla bekliyorum şahsen; nedir, ne diğildir? diye.

Aslına bakarsanız bu gibi kitabeleri, yazıtları falan; insanlığın ortak mirası olarak düşünmek ve ona göre değerlendirmek gerekir. Yoksa, ''o şunu yaptı da, biz yapamadık'' gibi bir anlayış; sağlıklı bir bakış açısı olmasa gerek. Çünkü her toplumun içinde bulunduğu yaşam koşulları ve kültürleri farklıdır.

Anadolu' da o dönem için yaşayan insanlar site devletler halinde yerleşik bir hayat tarzı geliştimişlerdi ve mülkiyet ilişkişleri de hayatın dayattığı bir gerçeklikti. Oysa ki Türk milleti engin bozkırlarda özgürce at koşturan bir millet olduğu için; inanç sistemleri de, yaşam biçimleri de ona göre şekillenmiştir. O nedenle senin kira kontratın var da benim niye yok (!) şeklinde ki düşünce, doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Çünkü Türk milletinin kira kontratına ihtiyacı yoktu. O kadar basit yani :)

serkan:
Tamamda bizim anıtın yazıldığı devirde amsterdam daki fırıncıların adı adresi nedir onu bile öğrenebilirsiniz o kadar modern çağ ki hiç bir tarihi şahaneliği yok yani yılı dikkate alındığında. Mısırlılarınki mesela bizden binlerce yıl öcesinin yazıtları yada hititler. Yunalılar Romalılar yahudiler Araplar Çinliler biz bu hitabeyi yazdığımız yıllarda bu işleri aşalı bir kaç bin yıl olmuştu adamların.
Tarihte yakın döneme kadar hiç yokuz acı ama gerçek bu.

Partikül:

--- Alıntı yapılan: serkan - 03 Ekim 2016, 23:30:18 ---Tamamda bizim anıtın yazıldığı devirde amsterdam daki fırıncıların adı adresi nedir onu bile öğrenebilirsiniz o kadar modern çağ ki hiç bir tarihi şahaneliği yok yani yılı dikkate alındığında. Mısırlılarınki mesela bizden binlerce yıl öcesinin yazıtları yada hititler. Yunalılar Romalılar yahudiler Araplar Çinliler biz bu hitabeyi yazdığımız yıllarda bu işleri aşalı bir kaç bin yıl olmuştu adamların.
Tarihte yakın döneme kadar hiç yokuz acı ama gerçek bu.

--- Alıntı sonu ---

Bir de şöyle düşünün; biz o kitabeleri yazdığımızda Rusya, Almanya, İngiltere, Amerika diye develetler yoktu, hatta bunlar millet bile değildi. Kavimler göçünü tetikleyen ve bu sayede modern dünyanın kavimlerini meydana getiren güç Türk' ün gücüdür. Türk milleti önüne kattığı kavimleri ittire ittire, bugünkü dünya milletlerini meydana getirmiştir. Orhun kitabelerinde TÜRK BUDUNU diyor, daha ne desin!

Yunan diyorsunuz değil mi?  Yahu o dönem de Yunan diye bir kavram yoktu. Arap diyorsunuz değil mi; Arap diye bir kavram yoktu. Bunların tamamı kabile şeklindeydi. Haşimoğulları, Ümeyyeoğulları gibi kabileler şeklindeydi. Ancak o dönem için Türk kavramı vardır-buraya dikkat edelim. Araplar için konuşacak olursak; İslamiyetten sonra MİLLET değil ÜMMET kavramı şekillendiği için günümüzde bile millet olamadılar. Kağıt üzerinde Arap diyoruz o kadar. Roma diyoruz mesela...Roma' nın değerleri günümüze gelmiştir ancak kendisi günümüze kadar gelememiştir. Çin' e gelince, hakikaten insanlık tarihinin kadim uygarlıklarından bir tanesidir.

Antik çağdan günümüze, Çinliler ile Türkler dışında millet bilincini yaşaya yaşaya gelen başka bir kavim var mı? Tamamı yok olup gitmiştir. O nedenle, kira kontratının üzerinde kefil varsa damga pulunu misliyle ödemek zorundasın ki; Damga, Türkler de TAMGA adı ile uygulanan bir vergilendirme şekli idi. Bir bölgeden başka bir bölgeye giden tüccarlar, seyyahlar, kervanlar  tamgasını öder ve ancak yoluna o şekilde devam edebilirdi. Türk milletini de o kadar hakir görmeyelim.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git