"400 milyonluk Müslüman bölge nüfusu nasıl oluyor da 9 milyonluk bir nüfus ile başa çıkamıyor? "
Benzetme ve kıyas açısından 5000 kişilik gösteri grubunu dağıtan 200 kişilik çevik kuvvet ekibini düşünün hocam. Karşısındaki topluluk daha bireysel düşünen ve cop görünce mantıklıca geri çekilen insanlardan oluşuyor. Mantıklıca evet çünkü ortak bir protesto var ama tek vücut olma hissiyatı yaratacak bir tecrübe, İletişim ve güven yok. Protestocu polisin arasında kalırsa kimsenin onun için organize olmayacağını biliyor ve kaçıyor.
Araplar da böyle işte. Paraları olmasına rağmen ne tecrübeleri ne de disiplinleri var. Hasta Osmanlı karşısında İngilizlerin silah ve kurmay yardımı ile ayaklanma dışında önemli başarıları yok. Geriye kalan aşiretler arası yağma.
İsrail semitik kökenli dini rituelleri olsa da Araplara göre Avrupa disiplini almış ve 2. Dünya savaşının da etkisiyle iyice kenetlenmiş, vatandaşlık bilinci oluşturmuş bir ülke. İşte o yüzden başarılılar.
Daha önce de belirtmiş olmalıyım. Ülke olarak çevremizdeki ülkelerin teknolojik, bilimsel ve dahası kültürel olarak gelişmiş olması öyle ya da böyle bizi de etkiler. Ülkenin doğusu ve batısı bile fark ediyor düşünün. İran mesela; gelişmiş olması tehdit açısından elbette soru işareti oluşturur ama humeyni devrimiyle içine kapanık çağdaşlıktan uzak bir hal alması Afganistan vb ülkeler gibi Türkiye doğusunu bile etkiledi.
Yıllardır çölde olmalarına rağmen hiç bir arap ülkesi tarım yapmak için adım atmamıştı. Olabileceğine imkan vermediler ki zaten petrol zenginliğinde niye kafaya taksınlar. İleride fosil yakıtların pabucunun dama atılacağı belli olurken İsrail onlara örnek olmuş oldu. Çölde tarım yapma fikrine adapte oluyorlar.
Tarihten ders almalıyız. Donanımlı, tecrübeli ve disiplinli bir güç her zaman tehlikelidir. Niceliğe gidemiyorsan niteliğe gideceksin. Nitelik, eldeki gücü büyüten bir çarpandır. Profesyonel orduya geçişimiz bu yüzden önemliydi.