Uzun lafın kısası, tankçı olarak dünyanın en büyük tümeninde askerliğimi yaptım. Hem de bu konularda pek çok askere bile taş çıkaracak bilgim olduğu halde. Ancak bir kez olsun bir tankın içersine girmedim askerliğim boyunca. Nöbete falan giderken M-48 ve Leopard-1'lerin yanlarından geçerdik. M 60'lar da vardı.
Sivil hayatta aksine tanklarla çok daha fazla haşır neşir oldum. Arifiyedeki askeri fabrikada staj yaparken M 48, Leopard-1, M-44, M-52 ACV-300 gibi araçları defarca yakından inceleme şansım oldu. Bir anı da bu dönemle ilgili anlatayım.
Bir gün M 48'lerin tadita uğramış bir parçası için araç üzerinden ölçü almaya gittim. Yanımda da orada çalışan bir görevli vardı. Gittiğimiz yerin yanında bakıma gelmiş araçlar vardı. Bu araçlar arasında birinin Üzeri bir branda ile kapatılmış ve sadece tekerlekleri görünüyordu. Zaten tekerlekleri görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı. Yanımdakine "bu Rus tankının burada ne işi var ?" dedim. O da "Nereden anladın Rus tankı olduğunu?" dedi. "Bak bu bir T-55, tekerlekleri nasıl bizimkilerden farklı, görüyor musun?" dedim.
Seneler sonra
"seçkin üyemiz" sayın ayaklı savunma sanayi ansiklopedisi Orko_8 arkadaşımıza bu hikayeyi anlattım. O zaman kadar kimsenin cevap veremediği konu hakkında iki Almanya'nın birleştiği dönemde bir kaç doğu alman aracının yanılmıyorsam dost düşman tanıma sistemlerinin geliştirilmesi ve eğitim için Türkiye'ye getirildiğini, gördüğüm tankın bu araçlardan biri olabileceğini belirtmişti. Tıpkı Anadolu tatbikatındaki Rus hava sistemleri gibi.