23 yılda %98'ini kapsama altına alan bir tedbir geliştirememişsin, üstelik bu ülkedeki inşaat faliyeti ve dönen paralar ortadayken.
23 yılda ancak %2 bilemedin %5'ini kapsayan deprem tedbirleriyle sonuç ortada işte.
binaları yıkıp depreme dayanıklı bina yapma hedefinin ne kadar başarılı olduğunu bu orandan anlarsınız.
önümüzdeki denklem şu:
23 yılda binaların çok büyük kısmı yenilenememişse, önümüzdeki kaç 23 yılda bu binaların en azından %90'ı yenilenmiş olur?
yok, olamıyor, bu mızrak bu çuvala sığmıyor.
kedi buradaysa ciğer nerede? ciğer buradaysa kedi nerede?
para sorunu yok, para gırla.
mütahit sorunu yok, mütahit sayısı gırla.
inşaat sorunu yok, her sokakta bir sürü inşaat.
peki bu yukarıda verilen yüzde oranı neyin nesi oluyor?
ben söyleyeyim, bu bir ütopyanın oranı oluyor.
bir ülke tüm hazinesini depreme dayanıklı bina yapmaya adasa, tüm mütahitlerin her saniye denetimi yapılsa, en kaliteli demirler kullanılsa bile bir ülkeyi yıkıp depreme dayanıklı bir ülkeyi kısa sürede inşa edemezsin.
uzun vadeli bir iş bu ve bu uzun sürede tekrar bir deprem olmayacağının garantisi yok.
23 yılda binaların %98'i yenilenmemiş, çünkü bizde bir binanın yıkılıp yeniden yapılma süresi aşağı yukarı 50 yıldır.
buradan ne çıkıyor?
1999+50=2049
demekki 2049'a kadar bina stoğunun büyük kısmı şu haberde bahsedilen binalardan olacak.
bu durumda, bir sonraki büyük depremde de yine bunları konuşuyor olma olasılığımız nedir?
bir tane nezleye doğru ilaçları veriyorsun, geriye kalan 9 kızamık hastasına, bir gün kızamıktan kurtulup ileride nezle olursan bu ilaçları kullan diyorsun.
binamı yıkarsam, doğru demir ve kaliteli çimento kullanmam gerekiyor, eyvallah.
temelin ve zeminin sağlam olması gerekiyor, eyvallah.
mütahitin uzmanlar tarafından denetlenmesi gerekiyor, eyvallah.
ama bunların hepsi yeni yapılan binalar için öneri.
benim için önerin ne?