Mesele konsorsiyum kurmak değil ki, mesele tamamen politik. Gümrükleri sonuna kadar açmışsın. En niteliksiz ürünler bile elini kolunu sallaya sallaya pazara girebiliyor. Ayrıca ithal etmenin maliyeti, üretmenin maliyetinden daha düşüktür. Bir ithalatçıyı düşünelim; 20-30 personelle çarkı döndürebilirken, üretim yapacak firmanın beklide binlerce insanı istihdam etmesi gerekecek. İnsanla uğraşmak kolay değildir. Bunların sosyal güvenlik primlerini, tazminatlarını, yolluklarını, ikramiyelerini, sendikal haklarını falan da hesaba katarsanız... istihdam yaratmak ciddi efor isteyen, motivasyon gerektiren ve getirisinin götürüsünden fazla olması gerektiren işlerdir.
Bir diğer mesele, AR-GE ve İnovasyon meselesi... rekabetçi piyasalara açılacaksınız, sürekli kendinizi güncellemeniz gerekiyor. Eskiden olduğu şekliyle bir Murat 131 veya Renault Toros' u; on beş-yirmi yıl bir millete kakalayamazsınız. Arka planda üniversite desteği, tasarım büroları-enstitüleri, teknoloji merkezleri ve geniş devlet desteğiyle başarabileceğiniz işlerdir. Özelikle teknoloji odaklı işlerde rekabetçi olabilmek son derece zor iştir.
Düşünebiliyor musunuz, memlekette bir tane ciddi tasarım okulu yok! Örneğin tekstil sektörünü ele alalım; tasarım okulları olmadan veya arka planda güzel sanat birikimi olmadan; hangi tasarımla hangi modayı yaratacaksınız?
Dünya çapında bir tane markamız yok diyoruz, peki niye yok? Onlarca İşletme-İktisat-Ekonomi fakültesi var. Buralarda sabahtan akşama kadar pazarlama ve diğer yardımcı dersleri okutulur. O kadar profesör, o kadar doçent var; bir tanecik marka niye yaratmamışlar! O kadar CEO var, üstelik bunlar yurt dışında okumuş insanlar... Bugüne kadar niye başaramamışlar?
Bu işler milletçe, devletçe seferberlik gerektiren işlerdir. Arkasında politik kararlılık ve siyasal irade gerektirir. Örneğin bir işe şevkle başlıyorsun; hoppala iktidar değişiyor, yaptığın bütün emekler biranda heba oluyor. Al sana ALTAY Tankı! Bu iktidardan önce alınmış kararlar vardı. Dönemin büyük sanayicileri çağrıldı ve denildi ki; TSK bundan böyle ihtiyaçlarını yurt içinden karşılama yoluna gidecektir. İmkanları seferber edeceğiz, şu sektörlerde adım adım yerlileşmeye gidiyoruz. Sizlerden gayret ve yatırım bekliyoruz -mealen- denildi. Adamlar bu güvenceye binaen yatırımlara başladı; örneğin Vestel Savunma Sanayine dahil oldu, peki sonuç; ürettiği ''Karayel İHA'' elinde patladı. O projenin sesi soluğu çıkıyor mu? Hiç haber yok! Diğer örnek, RMK... Adamlara 4 tane Sahil Güvenlik Gemisi yaptırıldı... sonra MİLGEM İhalesini kazandığı halde iptal ettiler... Bildiğim kadarıyla RMK Tersanesi en sonunda askeri alandan çekildi. (Yanlışım varsa düzeltsinler)
Kısacası iş, sadece konsorsiyum kurma meselesi değildir. İşin en temelinde devlet politikası gerektirir. Örneğin Korelilerin Hyundai markası bu şekilde doğmuştur. Devlet yönlendirmesiyle, zorlaya zorlaya; motive ede ede... Kaldı ki Türk milleti duygusal millettir. Hemencik gaza gelir, anında demoralize oluruz.