Gönderen Konu: Özal ölmeden önce, MİT’in Sovyetologu’na hangi talimatı verdi?  (Okunma sayısı 3229 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Araştırmacı Gazeteci - Yazar Fatih Bayhan: Özal’ı ‘Küresel Enerji Lobisi’ öldürdü...

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının üzerinden 15 yıl geçmesine karşın, ölümü üzerindeki şüpheler hiç eksik olmadı. Özal’ın ölümü, normal bir ölüm olarak görülmedi. Türkiye’deki birçok insan da Özal’ın öldürüldüğü düşündü hep… Kimi zehirlendiğini iddia ederken, normal bir kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği görüşünü savunanlarda oldu.

Ancak gerçek hiçbir zaman öğrenilemedi. Belki de gerçeğin öğrenilmesi istenmedi. Özal’ın eşi Semra Özal’ın ‘Bu tür devlet görevlileri öldüklerinde mutlaka otopsi yapılır. Turgut Bey’e her ne hikmetse otopsi yapılmadı. Israrlarımıza rağmen otopsi yaptıramadık’ ifadesi bu noktada dikkat çekiyor. Semra Özal, eşi için, “Ben zaman ayarlı bir zehirlenmeden şüpheleniyorum” açıklaması da çengelli iğne gibi akıllara takılıyor.
Bu noktada, Araştırmacı-yazar Fatih Bayhan’da Özal’ın öldürüldüğünü düşünenlerden. Bayhan, Özal’ın ölmeden önce gerçekleştirdiği Orta Asya gezisinde Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ile yaptığı anlaşmaların sonunu getirdiğini düşüyor.
MİT Sovyetologuna talimat
Türk Cumhuriyetleriyle yapılan anlaşmaların iki yönüyle çok önemli olduğunu savunan Fatih Bayhan, “Özal, Türk Cumhuriyetleri ile iki tür anlaşma yapmış. Anlaşmanın birinci ayağını; gümrük (gümrük birliği), vize (serbest dolaşım) ve Turizm oluşturuyor. İkinci ayağını ise Enerji oluşturuyor. Özal, bu anlaşmalarla Türk Cumhuriyetleri ile entegrasyonu sağlamayı hedeflemişti. Özal’ın düşüncesi, Türk Cumhuriyetleri ile birlikte dünyada büyük bir güç oluşturmaktı. Gezide yanında götürdüğü MİT’in ilk Sovyetologu Enver Altaylıya verdiği özel bir talimatta bu yönüyle önem taşıyordu. Özal, Altaylı’ya ‘Ne yapıp edip, bunların Türk parasını esas alarak para çıkarmasını temin etmemiz lazım. Çünkü iktisadi entegrasyon şart. İktisadi kültürel ve arkasından siyasi entegrasyon gerekli’ talimatını vermişti. Özal’ın sonunu işte bu anlaşmalar getirdi. Dünyada ve o bölgedeki egemen güçler ile Enerji lobileri buna rıza göstermedi.” ifadesini kullandı.

Bayhan, açıklamalarının bir tespit olduğunu kabul ediyor. Ancak, yaptığı incelemelerden de böyle bir sonuç çıktığını vurguluyor. Dünyadaki birçok liderin ölümünün üzerindeki sis perdesinin kalmadığını dile getiren araştırmacı yazar, “Atatürk’ün bile zehirlenip zehirlenmediği halen tartışılıyor. Stalin hakeza öyle…Ban göre Özal’da zehirlenerek öldürüldü.” diyor.
Bayhan, Özal’ın Türkmenistan da zehirlendiğini savunuyor. 2003 yılında hayatını kaybeden Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, ölmeden önce bazı isimlerle yaptığı görüşmelerde, Özal’ın Türkmenistan’da zehirlendiğini itiraf ettiğini ileri sürüyor. Bayhan, “Bana bunu konuyu, Aliyev’in söylediği kişi aktardı. İsmini açıklamam doğru olmaz.” ifadesini kullandı.

Fatih Bayhan, Özal’ın ölümüyle ilgili açıklamalar hakkında şunları söylüyor:

Özal, yaptığı anlaşmalarla Orta Asya ile Türkiye’nin entegrasyonunu sağladı
Özal’ın 10 gün süren Orta Asya gezisini çok önemli bir yere koymalıyız. Türkiye’ye bakan yönüyle çok önemli olan gezi, egemen güçler ve dünya enerji devleri içinde o denli önemliydi. Özal’ın, gümrük, vize, Turizm ve Enerji alanlarında yaptığı anlaşmalarda, Türkiye’nin “entegrasyonu” sağladı.
Böylece, bu bölgedeki petrol ve doğalgaz’ın ABD, İngiltere ve Alman şirketlerince ele geçirilmesine mani olmak istedi. Bunu da başardı. Eğer hayatta kalabilseydi, Entegrasyon planlarını hayata geçirebilecekti. Özal’dan sonra gelen Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar, Özal’ın açtığı yoldan yürümeye cesaret edemedi. Türkiye Orta Asya’da özellikle enerji konusunda var ise, temelde Özal’ın yaptığı anlaşmalar yer almaktadır.
“Önce Alman Enerji devini saf dışı etti”
Yaptığım anlaşmalardan çıkardığım tespit, Özal’ın ölümüme Asya gezisinde yaptığı anlaşmalar oluşturuyor. Özal’ın ölümünden 4 gün önce (13 Nisan) Kazakistan’ın en büyük Petrol Arama ihalesini Türk-Kazak ortak yapımı bir şirketin almasını sağladı. Bu şekilde Almanlar ihale dışı kaldı. Özal, anlaşmayı da çok sağlam bir temele oturttu. 25 yıllık bir anlaşma yaptı. İş garantiye aldı. Anlaşmanın tutarı da 26 Milyar dolardır. Bu anlaşma ile Özal, resmen ve açıkça kendisini hedef haline getirdi.

Bir günde Gürcistan’ı bağladı

Özal, Gürcistan ile de çok önemli bir anlaşma yaptı. Dünya Enerji devlerinin Gürcistan’ın peşinde koştuğuna dönemde, Özal, Gürcistan ile ikili bir anlaşmaya imza attı. Anlaşmadaki 7. madde dikkat çekicidir. Bu maddede, akit taraflar, ülkeleri arasındaki yatırımları ve teknolojik işbirliğini, kendi piyasaları ve üçüncü ülkelere yönelik faaliyette bulunacak, ortak girişimleri teşvik edeceklerdir. Muhtemel işbirliği konuları ise 1- Enerji, 2- makine İmalatı…Son madde ise Petrol ve Maden aramaları… Bakın, ilk madde enerjidir. O dönemde ve hala bu bölgedeki enerjiye sahip olmak için dünya devleri büyük oyunlar oynamaktadır. Özal, ölümünden önceki bu gezide neredeyse tüm Orta Asya’yı Türkiye’yle entegre eden, anlaşmaları yaptı. Enerji, petrol ve doğal gaz kaynaklarının kullanımında söz sahibi olmayı başardı.

Özal Türkmenistan’da zehirlendi
Bayhan’ın yaptığı araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biriside Özal’ın nerde ve nasıl öldürüldüğüne dair verdiği bilgiler oluşturuyor. Yaygın kanaate göre Turgut Özal, ölümünden bir gün önce gittiği Bulgar ressamın sergisinde içtiği limonata ile zehirlendi ve ertesi sabah öldü. Bayhan, bu görüşe katılmıyor. Özal’ı ölümüne götüren adımın Türkmenistan’da atıldığını iddia ediyor.
Bayhan şöyle devam ediyor: “Özal tüm şimşekleri Kazakistan ile yaptığı anlaşmayla çekmişti. Özal bununla yetinmedi, ardından gittiği Türkmenistan’da da aynı şekilde görüşmeler yapıp, Saparmurat Niyazov’la anlaşarak TPAO’nun buradaki petrolleri arama yetkisini de aldı. Bir yerde, enerji lobisinin planlarını alt üst etti. İşte ne olduysa burada oldu ve Özal, Türkmenistan’da zehirlendi. İşin içinde neredeyse gizli servislerin tümü olduğunu sonradan öğreniyoruz. Özal’ın Türkmenistan’da zehirlendiğini Haydar Aliyev’in yıllar sonra, özel bir görüşmede, bazı isimlere itiraf etti bilgisine de ulaştım.”
Özal, Azerbeycan’a Kıbrıs gibi müdahale hakkı elde etti

Özal’ın Orta Asya serüvenini Türk Cumhuriyetleri ile sadece entegrasyonu sağlamak olmadı. Özal’ın Azerbaycan ile yaptığı anlaşma ile Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük hakkı gibi, Azerbaycan üzerinde grantörlük hakkını da elde etti. Bu durumun aslında tüm dünyayı rahatsız etti. Özal’ın bu seyahatinde ‘Tüm dünya duysun, Azerbaycan’la Türkiye arasındaki dostluğu kimse bozamayacaktır. Türkiye sonsuza kadar Azerbaycan’da olacaktır’ dedi.

Sözleri havada kalmadı
Özal’ın sözleri havada kalmadı. Ermenilerin sınırda çıkarttıkları huzursuzlukları gidermek için müthiş bir adım attı. Bakınız burası çok mühim, Özal daha bu seyahatteyken Meclis’in gündemine ikili anlaşmaları öne alınarak, dünyaya ‘bu bölgede Türkiye’den izinsiz hareket edemezsiniz’ mesajı veridi. İkili anlaşmada ne var? Anlaşmanın 6 ve 7. maddesine dikkatle bakın. Bu iki madde özetle şu anlama geliyor; ‘eğer Türkiye veya Azerbaycan’a bir başka devlet saldırıda bulunursa ikili devletlerden her biri bunu gerekçe göstererek BM yasası çerçevesinde yardımda bulunabilir’ diyor. 7. madde ise teçhizat ve kadro desteği konusunu karara bağlıyor.

Kıbrıs’ta garantörlük hakkı elde edildi
Anlaşmanın anlamı şudur; Türkiye, nasıl Kıbrıs’ta garantörlük hakkıyla müdahale ettiyse, Azerbaycanda da bu ikili anlaşma çerçevesinde aynı hakkı elde etti. Eğer Ermeni veya Rusya, Azerbaycan’a saldırırsa Türkiye’nin müdahale hakkını doğuyor. İşte bu kritik anlaşmanın mimarıdır Turgut Özal. Bu anlaşma 13 Nisan 1993’te, yani vefatından 4 gün önce imzalanıyor. Gazetelere haber oluyor. Kendisi daha sonra Azerbaycan meclisinde de bir konuşma yaparak, “Dostluğa ve beraberliğe vurgu yapıyor. Özal’ın bu hamlesi sonucunda Ermeni saldırıları ayyuka çıksa da diplomatik olarak sona erdirilmiş oluyor. Ve bu adım başta ABD ve Avrupa olmak üzere bazı lobileri rahatsız ediyor.

kaynak:http://www.kirmizicizgi.com.tr//yazi/?id=531