TF-X 2023’e yetişecek mi?
Sosyal medyada sıklıkla gördüğümüz ve maalesef mantık çerçevesinden değilde duygusal bir çerçeveden yaklaşılan bir konu olarak Milli Muharip Uçak (MMU) TF-X’in ilk uçuşu, seri üretime geçmesi ve harbe hazır hale gelmesi gibi konularda yaşanılan olumsuz düşünceler hakkında bir açıklama yapalım istiyoruz.
Milli Muharip Uçak TF-X projesinin 2020’li yıllarda ilk uçuşunu yapması ve 2020’lerin sonunda operasyonel hale gelmesi için çalışmalar hızlanarak devam ediyor. Bu konuda gerçekten özel bir motivasyon sağlandığını görüyoruz. Son olarak Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir: “Milli Muharip Uçak TF-X, 2023 yılında hangardan çıkacak” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Türkiye’de yeni nesil bir savaş uçağı imal etme düşüncesi yaklaşık olarak 2011 yılında gün yüzüne çıktı. Bu andan sonra Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından kavramsal tasarım aşaması başlatıldı ve temel olarak 3 farklı model üzerinden tercih yapılması istendi. Yaklaşık 2015 yılında tamamlanan kavramsal tasarımın ardından 2016 yılında ön tasarım için resmi anlaşmalar imzalandı.
Günümüzde de hızla ilerlemeye devam eden projede son olarak geçtiğimiz haftada belirli parçaların rüzgar tüneli testine tabi tutulmaya başlandığı açıklandı. Projenin 2020’lerin sonunda nihayete erdirilmesi ve yine aynı tarihlerde seri üretim fazına geçilip Türk Hava Kuvvetleri için teslimatların yapılmaya başlanması hedefleniyor.
Fakat sıfırdan 5. nesil bir savaş uçağı yapmanın ne kadar zor olduğunu düşünürsek, proje kapsamında yaşanabilecek bir kaç yıllık gecikmelerin oldukça normal olduğunu belirtmeliyiz.
Bu olasılıklar, TF-X için “proje ertelenecek, arap saçına dönecek vs.” anlamına gelmiyor. ABD öncülüğünde başlatılan ve İngiltere gibi, İtalya gibi ülkelerin de teknik destek sağladığı F-35 projesinin bile kaç yıl geciktiğini düşünürsek bunların gayet olağan bir durum olduğunu rahatlıkla kavrayabiliriz. F-35’in ilk uçuşunu 2006 yılında yapmasına karşın 2019 yılının başlarında olduğumuz şu dönemlerde henüz yeni yeni tam anlamıyla operasyonel olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka örnek olarak Rusya’nın Su-57’sinin 11-12 adet prototipi üretilmesine rağmen çeşitli sorunlar yüzünden 2020’li yıllarda seri üretim fazına ancak geçebileceğinden bahsedebiliriz.
Kaldı ki TF-X projesi için 2020’lerin sonunu hedeflemek bile zaten oldukça iyimser bir yaklaşım. Daha önce muharip jet uçağı konusunda tecrübesi olmayan ülkemiz için TF-X oldukça sıra dışı bir proje. Üstelik 5. nesil tanımında yer aldığı için bugüne kadar bir şekilde tecrübe etme şansımızın olmadığı bir seviyede proje. Bu sebeple TF-X için yaşanabilecek 3-4 senelik gecikmelerin bu işin fıtratında olduğunu unutmamak gerekiyor. Halihazırda ülkemiz bunları öngördüğü için zaten bu konuda tecrübesi olan BAE Systems, Rolls Royce, SAAB gibi firmalarla oldukça yakın temas içerisinde. Özellikle BAE Systems ile ikili anlaşmalar yapılmış durumda ve an itibariyle projeye teknik destek sağlıyor durumdalar.
Şahsi değerlendirmelerimize göre TF-X için ancak 2033 yıllarından sonrası geç kalınmış olarak yorumlanabilir. Yani en geç 2033 yılında veya daha öncesinde uçak seri üretime girmeli, 2035 gibi ilk filolar faal hale gelmelidir. Bu tarihlerden önce seri üretim fazına geçilmesi, operasyonel filoların kurulması pek olası olmamakla birlikte gerçekleştirildiği takdirde büyük bir başarı olacaktır. Belirttiğimiz tarihlerde seri üretime geçilmesi halinde ise proje yine başarı ile tamamlanmış demektir.
Kısacası bize göre ‘geç kalınması’ değerlendirmesi yalnızca 2033 (hatta operasyonel olma süreciyle birlikte 2035) sonrası için yapılabilir. Bu tarihlere kadar olan gecikmeler oldukça normal, bu tarihlerden öncesinde yaşanacak gelişmeler ise büyük bir başarı olarak kabul edilmelidir.
Kaynak: savunmasanayist.com
Arkadaşlar birkaç gün önce MMU motorunun F 35 motoru olabileceğini ABD nin Avrupa motor bakım Merkezi olarak seçtiği bir ülkeye bu motoru satabilecegini yazmıştım fakat pek ilgilenen olmamıştı. Yukarıdaki yazıda bahsedildigi gibi MMU bu gidişle 2035 den önce aktif göreve baslayamaz aynı atak helikopterinde olduğu gibi acil ihtiyacı yabancı bir motor ile karşılayıp kendi motorumuzu daha sonra uçağa entegre edebiliriz. Bu şekilde en kısa zamanda en iyi çözüm yolunu olusturabiliriz