Ülkemizin en büyük kanayan yarası ekonomidir. Cidden şu ülkenin temizinden yıllık 30-40 milyar dolar bir cari fazlası olsa tüm sektörlere çok güzel teşvikler verip ülke sanayisindeki yerlilik payı ve ihracatı coşturabilir. Elinde uygun silah, eğitimli personel ve siyasi irade olunca senelerdir uğraşılan terörü nasıl geldiği yere gömdüğümüzü gördük.
Ekonomide de öyle eğer para varsa, teşvik varsa üretim var, ihraç var. Ama ne dense şu an ülkecek ekonomide her alanda bir seferberlik göstermemiz gerekirken kimseden kıpırdama yok. Daha çok sanayi alanında ufak yerlileştirme projeleri var. Oda biraz hükümetle özdeşleştiği içindir.
Herkes bir yerden gaz çıksın, bir yerden petrol fırlasın diye bekliyor. Yattığımız yerden Arap gibi kazanalım. Sonra üzülüyoruz doğuda petrol çıkmıyor diye. Ulan senin bütün taşın toprağın altın. Hollandaya bak adamların ülkeleri konya kadar, Nüfusları 4 te 1'imiz, tarım ve hayvancılıktan kazandıkları senelik para 80 milyar euro. Bizim taş çatlasa herşey toplam 20 milyar euro civarı. Sizi temin ederim, Türkiye de en az 4-5 tane konya gibi alan çıkar.
Yani anlayacağınız biz şu an hollanda kadar verimli tarım hayvancılık yaopsak 250-300 milyar dolar para kazanırız. Kim petrol-doğalgazdan bu kadar kazanıyor ? Onda da gözüm yok. Tüm kapasitemizle adamların 4 te 1'i verim sağlasak kazancağımız para 80 milyar euro bugünün 60 milyar euro fazlası +10 da ithalatı sıfırlarız eder sana +70 milyar euro kar.
Senelik 40 milyar dolar enerji ithalatımız onu kapatsak (tamamıyla kapanmasa da) + sadece ülkemizin ihityacı kadarını da satsak 40+40 milyar dolar = 80 milyar dolar para eder. 80+70= 150 milyar. Hadi tahminlerimizde 20 milyar dolar az olsa , olmaz ya bu ekonomik aktivite için 30 milyar dolarda yine ithalata para gitti . Gitmez ya, yine elinde kemiksiz 100 milyar dolar senelik cari fazla kalır. Senelik 100 Milyar dolar demek senelik 100 Tf-2000 = 1000 mmu = 10 000 altay. Yani daha ne deyim. Senelik diyorum. Sanayiden hiçbir şey anlamıyorsan sadece yurdışından şirket avına çık satın al altyapıyı bize taşı ismini kullan satış yap.
Tekrar tarım konusuna dönersek. Hollanda nasıl bu kadar verimli çalışıyor derseniz. Okudumki adamlar aslında benim uzun süredir yazdığım tarım devrimi fikrini gerçekte uyguluyorlarmış. Şöyle anlatılıyor ;
Hollanda’da Sistem Nasıl İşliyor
Örnekler ile anlatım yapalım; tarım araziniz kayıtlı olan kooperatif yetkilisi sizi çağırıyor. 500 dekar arazinizde şu ürünleri yetiştireceksiniz diyor. Tamam diyorsunuz, sonra sizi mühendislere yönlendiriyor, mühendisler size işleyişi açıklıyor. Arazide buluşmak üzere ayrılıyorsunuz. Arazi bir fiil gezilerek neler yapılması gerektiği anlatılıyor. Bunu belgeleri olan çiftçiler ya da kooperatifin vereceği teknik personel ile yapabiliyorsunuz. Ayrıca makine parkınız yani hangi araçlarınız var onları da bildiriyorsunuz ki, eksik makineniz olmasın.
Diyelim ki arazinizde farklı şeyler ekmek istiyorsunuz, 500 dekar da, lale, gül, patates, soğan, arpa, buğday v.b. bunu yapamazsınız. Çünkü kooperatif deki yönetici ve mühendisler size bunun getiri hesabını yapıyor ve onaylamıyorlar. Ekim yapılacak ürünler onaylandıktan sonra, ekim için plan ve program yapılıyor ve ona göre çalışma başlıyor. Atılacak ilaçlar, kullanılacak su, yapılacak kesim ve kontroller tamamen kooperatif yetkilileri tarafından size bildiriliyor ve siz ona aykırı hareket edemiyorsunuz. Hasat zamanı da personel desteği sağlanıyor ve hasat yapılıyor.