Gönderen Konu: Türkiye - ABD İlişkileri  (Okunma sayısı 223632 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2345
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #1190 : 29 Nisan 2021, 21:32:14 »
Arkadaslar aramizda gorus ve yaklasim farklilarinin olmasi gayet normal hatta  olmasi gereken de bu. Ancak burada tartisilmakta olan konu Türkiye - ABD İlişkileri.

Kanimca goruslerimizi fikirlerimizi aciklarken ideolojik goruslerimizin esiri olmadan. Dogrulari,yanlislari,eksikleri gorup ister muhalif ister iktidar yanlisi olsak da  saglikli degerlendirebilmemiz gerekliligine inaniyorum.

Ornegi kendimden vereyim mevcut iktidarin dis politikada yapmis oldugu  ve kendimce hatali olduguna inandigim bircok politikasini dikkat etmisseniz katiksiz sekilde elestiriyorum. Ama bu durum beni muhalif yaptigini sanmiyorum. Dogru yapilan ise ideolojik gorusum ne olursa olsun dogru, yanlisa yanlis veya gec olsa da duzeltilmis diyebiliyorum. " Evet diyebilirsiniz sen Kibrislisin bu nedenle " Evet dogru ,ama aynisini Kibris ile ilgili konularda da yapabiliyorum. "Ben yapabiliyorsam sizler hay da hay yapabilirsiniz "

Simdi gelelim S400 le ilgili konuya ki burada sizlerin gorusunden bir miktar farkli dusunuyorum.
 
Oncelikle S400 aliminin bir tercihden yana mecburiyet ve sartlarin gerekliligi nedeniyle alindigini dusunuyorum.Elbette Rus menseli bir sistemin TSK icerisinde uyum ve zorluklarinin olacagi bilinmekte idi. Ancak alternatiflerin ise fiyat ,teknoloji transferi ,satin alinmis olsa dahi onay garantisi olmayabilirligi yaninda belirtildigi gibi 2016 sonrasinda ABD ye karsi olan guven kaybi onemli degerlendirme faktorleri idi.
Bunlarin haricinde Rus ucagini dusurmemiz sonrasinda Rusya ile tekrardan ikili iliskilerin bir baska boyuta tasinmasi amaci hedeflenerek yapilmis bir secim oldugu kanisindayim.

S400 alim karari ABD yi kizidiracagi veya CAATSA turu meyidelere maruz kalinacagi dusunulemedimi  sorusuna gelince . Belirtildigi uzere S400 alim anlasmasi CAATSA kanunlarindan birkac gun once yapilmis olmasi bence pek birsey degistirmez. ABD de buluna diplomatlarimiz ve Dis isleri bakanligimiz ne gune duruyor CAATSA tasarisi oylamasina sayili gunler kaldigini bilip  ulkemizdeki gerekli mercilere bu konudaki olasiliklarin bilgisini ulastirimalari geriyordu .Sayet yapilmamis ise yani biz imzaladik sonradan da CAATSA ortaya cikti demek pek dogru bir yaklasim olmaz.

Ya bizler CAATSA yatirim olasiligini goz onune alarak S400 alimini gerceklestirdik .Ya da olusabilecek riskin agirligi net olarak degerlendiremedik.  Sahsen degerlendirilmenin yeterince yapilamadigini dusunsemde nihai olarak S400 alim kararinin sistemini kullandigimiz surece dogru bir karar oldugu kanisindayim. "Ama sistemi alip butun bu riskleri ve sikintilari gogusleyip alinan S400 depoya kaldirmak veya kullanimi uzerine pazarliga girmenin tamami ile yanlis oldugu dusuncesindeyim. 

« Son Düzenleme: 29 Nisan 2021, 21:45:20 Gönderen: metin62 »

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7841
  • 460
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #1191 : 29 Nisan 2021, 23:49:13 »
Söylenecek çok şey var da söylenecek bir ortam yok ülkede maalesef...

Bu işler "Benim ihtiyacım vardı , isterlerime uyduğu için X ülkesinden Hss aldım , kimse karışamaz" demekle olmuyor maalesef...

Senin en büyük düşmanın olan Rus askeri uzmanları , Nato ülkesi askeri üssüne girip Hss kuramaz , kurdurmazlar , kurdurursan bedelini ödersin.
Aynı durumda Rusya da Nato sistemlerini örneğin Belarus'a, Ermenistan'a kurdurmaz....

Bunun ABD ile ilgisi yok. Ben bağımsız ülkeyim  istediğim silah sistemi alırım lafı reel dünyada sadece romantik bir rüyadır...

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44321
  • 615
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #1192 : 30 Nisan 2021, 00:24:16 »
Reel dünyada biz istediğimiz sistemi aldık. Romantik bir rüya falan değil!

Ben de Metin Bey gibi düşünmekteyim. Körükörüne kimseyi eleştirmem. Fanatik değilim. Hükümetin dış politikada yaptığı yanlışlar konusunda buradan defalarca uyarılarda bulundum. Ancak s400 alımı konusunda yanlış yapıldığını hiç sanmıyorum. ABD ile uzun bir süredir müttefik falan değiliz! Müttefiklik, müttefiğinin düşmanlarına silah, para, lojistik destek vermekle olmaz! Müttefiğinin, ihtiyacı olan sistemleri vermemekle olmaz. Müttefiğinin demokrasiyle seçilmiş yönetimini darbeyle indirmeye teşebbüs etmekle olmaz! Başkalarını müttefiğine kışkırtarak olmaz. Müttefiğinin tarihi gerçeklerini görmezden gelerek bir iftirayı gerçekmiş gibi kabul ederek olmaz! Olmayacak o kadar çok şey var ki! ABD ile uzun zamandır müttefik değiliz! Bunun böyle olmasında bizimkilerin de hataları olmuş olabilir. Ancak karşı tarafın hataları yanında devede kulak kalır. Bizim için önce ABD çıkarları değil, kendi çıkarlarımız gelir. O nedenle ABD'nin her istediğini yapmak zorunda değiliz! Artık tek kutuplu bir dünyada değiliz. Biz ne batıdayız ne de doğuda. Hiçbir zaman bu ikisinin içerisinde yer almayacağız. Bizi istediğimiz şekilde eşit şartlarda aralarına almayacaklar. İki taraftan birine karşı diğerinin yanında dururken, yanında durduğumuz sürekli kuyumuzu kazıyorsa yaptığımız sadece vakit kaybı, güç kaybıdır. Biz kimsenin maşası değiliz. Olmayacağız!

S400 bir bahane. Bu ülkenin tamamen kontrollerinden çıkmasından korkuyorlar. Bu amaçla daha önce yaptıklarına benzer girişimlerde bulunuyorlar. Ancak öncekilerden daha farklı bir yapıdayız. Girişimleri sonuç vermiyor. Bu nedenle de rahatsızlar. Biz Japonya veya Güney Kore gibi Çin veya Kuzey Kore benzeri bir baskı altında değiliz. Onlara istediklerini yaptırabiliyorlar. Ancak bize yaptıramıyorlar. Çünkü bize baskı yapması gerekenle aramız iyi durumda. Bizim en büyük sorunlarımızdan biri olan Terör konusunda karşımızdakilere ciddi destek sağladılar ve sağlamaya devam ediyorlar. Kırmızı çizgilerimizi çoktaaan aştılar ve her gün bardağı daha da taşırıyorlar. Metin Bey'in bahsettiği gibi canları çok acıyor olmalı ki halen s400 bahanesini öne sürerek tehditlerine devam ediyorlar. Tarihi geldiğinde de Ermeni soykırımı masalını ortaya sürdüler. Başka bir şey bulamayacak kadar acizler.

ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı ACE

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 764
  • 134
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #1193 : 30 Nisan 2021, 15:06:44 »
Amerikayla müttefik değiliz. Amerikanın müttefikleri İngiltere İsrail vs olabilir. Amerika bu bir kaç ülke dışında tüm ülkelere soft koloni muamelesi çekiyor. Normalde bir karar alırken müttefiğinin de çıkarlarına uygun olmasına riayet edersin ama Amerikanın kararlarında uzun zamandır salt bir metazori var. Ben güneyimde Kürdistan istemiyorum diyorsun ve Amerika bildiğin “yaw he he” tarzı tepki veriyor. Generalleri kürt birlikler kurup silahlandırıyor. Yunanistanı sana karşı silahlandırıyor. Fetö ile yurt içinde gölge bir yönetim kuruyor. Seni yok sayıyor iç ve dış ilişkilerde.

Amerikanın planına göre Fetö ile kurulan paralel yönetimin başa gelmesi gerekiyordu. Cumhurbaşkanı bu değişiklik talebini gördü ve darbede de bunu reddedip tepki olarak da S-400 alarak bu konuda Rusyayı yanına çekebileceğini göstermek istedi. Senin desteğinle havalanan F-16’yı S-400 ile vururum şeklinde çoklu bir metafordu bu.

Bunu daha önce de dile getirdim ama halen bazı arkadaşlar S-400’ün teknik sebeplerle alındığını ve yine teknik başka sebeplerle yaptırıma uğradığımızı düşünüyor.

Bu fetö belasının hükümetin yanlışları ile bu kadar güçlendiğini ve halen bazılarının ortalıkta gezindiğini düşünüyorum. Bu anlamda acımasızca eleştiriyorum. Amerika güdümünden tam olarak çıkılması için üst katmanlardaki halen gizlenen fetöcülerden kurtulmak gerektiğini ancak Cumhurbaşkanının bu konuda kandırılıyor olabileceğini düşünüyorum.


Bu safralardan kurtulurken Natonun silahlı gücünden de yavaşça çekilmeliyiz ileride. Nato dediğimiz şey Amerikadır ve Amerikanın kararlarıyla ilerler.  Amerikanın Rusyayla olan düşmanlığı bizde yok aslında. Geçmişte Rusyayla kötü olduk mu?  evet; İngiltereyle Fransayla İtalyayla da kötüydük. Güçten düştüğünde ne tarafta olursan ol çöküyorlar. Amerikadan uzaklaşalım derken Rusların kucağına girmeyelim yeter. 

Nato Üyesi olmayan ve Rusya tarafından işgal edilmeyen onca ülke var. Bize dayatılan Rusya korkusundan sıyrılmalıyız. Nato üyesi olmayan bir Ukraynayı bile kolayca yutamayan Rusya 83 milyonluk modern bir ülkeye “Natodan çıkmış hele bir saldırayım” demez. Aptal değiller. Öyle bir cüret olsa İsveç ve Finlandiya gibi öncelikler var. Natodan çıkmakta olan bir ülkeye yapılacak en son şey onlara saldırıp tekrar Nato kucağına atmaktır.

Yapmamız gereken yumuşak üslupla kimseye heyt höyt çekmeden yavaşça Natodaki aktif görevden çıkmaktır. (Soran olursa F-35 ve diğer teknolojik konularda uygulanan yaptırımlar neticesinde Rusya tehdidi karşısında güçten düşürüldüğümüzü ve tehdit algımızın ve önceliklerimizin değiştiğini belirteceğiz) Yeter ki teknolojik bilgi iletişimi ve paylaşımını koparmayalım. GSM operatörünü değiştirir gibi belki de elinden kaçırmamak için cazip tekliflerde bulunacaklardır. Kendimizi nötr bir yere koyup bekleyelim.

Güney Amerika ülkeleri, Güney Kore, Japonya, Pakistan, Hindistan, Tayvan, Tayland, Filipinler, Malezya vs bir sürü ülke var Nato üyesi değil...

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5065
  • 232
  • DefenceTurk.com
Türkiye, S-400 hava savunma sisteminin tedariki gerekçe gösterilerek F-35 JSF programından tamamen çıkarıldı; bu durum geçen ay resmi olarak Ankara’ya bildirildi.

Voice of America (Amerika’nın Sesi) internet sitesinde konuya ilişkin yer alan bir haberde, Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Danışmanı Mesut Hakkı Caşın’ın “Washington Türkiye’yi Rusya ile askeri ilişkilerini derinleştirmeye zorluyor.” şeklindeki yorumuna yer verildi.



Haberde, Mesut Hakkı Caşın’ın dikkat çekici ve uyarı sayılabilecek şu ifadeleri de yer aldı: “Türkiye’nin 200 savaş uçağına ihtiyacı var ancak ABD vermiyor. ABD bu şekilde Türkiye’yi bir anlamda Rusya’dan savaş uçağı almaya zorluyor.”



Rusya Federal Askeri Teknik İş Birliği Servisi’nin (FSMTC) “Su-35 için görüşmelere devam etmek istenirse biz hazırız. Su-57 için de aynı şekilde. Türk ortaklarımız ilgilenirse, bu konu üzerine de çalışmaya başlamaya hazırız.” açıklamasının ardından konu gündeme oturmuştu.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Bir ara teklif edildi bu uçaklar. Onlara bakıldı. Ama Rus uçaklarının alımına karar vermek mevcut kurgumuzda müthiş bir sistem değiştirmek anlamına gelir. Pilot eğitiminden uçakların idamesine kadar bir dizi alanda değişikliğe gitmek gerekir. Bu işi bu kadar basite indirgememek gerekir. Yani çok zor durumda kalırsanız ‘olmaz’ demiyoruz ama Rus uçağı almanın kendine göre zorlukları var.” açıklamasını yapmıştı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan ise daha önce yaptığı açıklamalarda, ABD ve müttefikleri vermediği için Türkiye’nin Rusya’dan S-400 Hava ve Füze Savunma sistemi almak zorunda kaldığını belirtmişti.

https://www.c4defence.com/turkiye-abd-yuzunden-rusyadan-savas-ucagi-almak-zorunda-kalabilir/


Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2345
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #1195 : 19 Mayıs 2021, 14:06:49 »
VOA Muhabirinin yapmis oldugu yorum mesaj niteliginde oldugu kanisindayim.
 Measajin icerigi su THK F-35 den cikarilmasi ile yaklasik 200 savas ucagina ihtiyaci olacak. ABD  S400 sonrasinda F-35 programindan Turkiyeyi cikarmis olsa da ihtiyac bulunan 200 savas ucagi icin alternatif kaynak OLABILIR." Tabii ki Rusyadan yani sistem alimlarina yonelinmez ise"

THK lerinin Rus menseli direk savas ucagi alimi hakkindaki dusunceleri degisik organlarca dillendirildi. " Su an icin dusunulmuyor"   Kanimca su an icin Rusya ile ortak proje calismasi da dusunulmuyor ve kisisel olarak riskli  goruyorum. Gordugum risk boyle bir adim atmamiz ile su anda devam etmekte olan savunma sanayi  projelerinden ozellikle kendi savas ucagi projelerimizi sikintiya sokabilecegini dusunuyorum.  ABD ile bir birimize  uzun bir sureden beri sasi baktigimiz dogru .Butun bu sorunlarin uzerine S400 alimi ana sorun olarak sunulmaya calisilmakle birlikte her iki ulke de kopruleri savunma sanayi dalinda kokunden  koparmadigi kanisindayim. ABD  kati tutumunu korumakle birlikte ipin ucunu tam kacirmamak ve ilerisini dusunerek  kendisinden degil ama alternatif sair kaynaklardan urun alimini engellemiyor gorunuyor su an icin. " Ornek  Kore ,ingiltere vs" Sayet bizler de nihai hedefimize ulasabilmek icin disimizi sanirim bir miktar daha sikarak alternatiflerden bati menseli sistem parcalarini ve teknolojisini alarak oncelikle kendi yerli savas ucagi ve sair sistemlerini tamamlamaliyiz . " Bir sonraki adimimiz ise uretmis oldugumuz sistemleri tamami ile yerlilestirme olmali"

Çevrimdışı korsan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 360
  • 15
  • DefenceTurk.com
Ynt: TF-X Milli Jet Eğitim / Savaş Uçağı Projesi
« Yanıtla #1196 : 21 Mayıs 2021, 08:58:58 »
bizim ABD  ile aramızdaki temel sorun  s400 değil,  hiç bir zaman olmadı.
batı zihninde öteden beri  bir  plan var ve bu planlar bölgedeki ayrılıkçı  akımlar üzerinden    uygulanmaya çalışılıyor.
çekiç güç zamanından bile eskiye dayanan bir düşünce alt yapısı var bunun.


90'larda  virgül koyup rafa  kaldırılan defter tekrar raftan masaya getirildi.
bu seferki daha sert ve daha kararlı tabiki;  ama  ne olursa olsun sonuç değişmiyor.

obama döneminde  iyice kurumsallaşmış olan bu tavır Trump döneminde hafif sarsıldıysa da  yoluna aynen devam ediyor.
adamlar üslenme faliyetlerini bile  bu  politikaya uygun  yürütürken  biz hala  s400  sistemlerini  depoya kaldırmayla  felan  tekrar stratejik ortak olabileceğimizi sanıyoruz.


geçti gülüm,  taraflar geri dönülmez noktayı geçti.


artık projelerde  batı  kaynaklı alt sistemleri  mümkün olduğunca azaltmak gerek,  zira   o  günler geri gelmeyecek.
ekonomiyi  dolara  endeksli olmaktan mümkün olduğunca çıkartmak gerek,
açık vermeyen disiplinli bir bütçe oluşturmak gerek,
kendi yağında kavrulabilen  bir savunma sanayisi gerek...


hepsinden önce  bu  yeni  dönemin anlanması gerek.

2023 seçimlerinde  yeni bir hükümet seçilirse   tüm  bu sorunlarla  yüzleşmek zorunda kalacak.


savunma formu olduğu için  bir örnek verip kapatayım.

tamamen uyduruyorum.
2023'e  kadar  hazır motorlarla  birkaç mmu yapıp  hatta uçurduk diyelim.  seçimlerden sonra da hükümet değişti;  ama  şu yukarda  yazdığım kötü  ihtimaller gerçek oldu.
ABD ile  aramız hala  kötü ve adamlar  başka motor vermediler.
bu  senaryoya  göre   yeni seçilecek olan hükümet  projeyi  batırmakla suçlanır mı?


al  işte sana  örnek olay.














.


Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7841
  • 460
  • DefenceTurk.com
Ynt: Ynt: TF-X Milli Jet Eğitim / Savaş Uçağı Projesi
« Yanıtla #1197 : 21 Mayıs 2021, 11:19:00 »
Ben de bu Trump sevdasını anlamıyorum milletteki...

Yani Türkiye aleyhindeki tüm işlerin altında Trump'in imzası var...
"Efendim Trump aslında iyi ; ama çevresi, Pentagon kötü "

Geçiniz arkadaşlar , lütfen bu kadar saf olmayın. Kitaptaki en eski numarayı yiyiyorsunuz...

İyi Polis (Trump) ; Kötü Polis (Pentagon)

Bizim hatamız,  1950 sonrası ABD yardımlarının rahatlığıyla yatışa geçmemiz üretim mantığı yerine hazır alımlarla gevşememiz...

Kıbrıs ambargosu ile şöyle bir kendimize geldik sonra yatişa tekrar geçtik...

Bu hükümet de Fetö darbesinin arkasında ABD olduğunu farketmeseydi savunma sanayindeki bu atılımları da bu kadar desteklemezdi...

« Son Düzenleme: 21 Mayıs 2021, 11:23:20 Gönderen: serkan1976 »

Çevrimdışı Yasar

  • 2021 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 3694
  • 360
  • DefenceTurk.com
Ynt: Ynt: TF-X Milli Jet Eğitim / Savaş Uçağı Projesi
« Yanıtla #1198 : 21 Mayıs 2021, 12:03:38 »
Ben de bu Trump sevdasını anlamıyorum milletteki...

Yani Türkiye aleyhindeki tüm işlerin altında Trump'in imzası var...
"Efendim Trump aslında iyi ; ama çevresi, Pentagon kötü "

Geçiniz arkadaşlar , lütfen bu kadar saf olmayın. Kitaptaki en eski numarayı yiyiyorsunuz...

İyi Polis (Trump) ; Kötü Polis (Pentagon)

Bizim hatamız,  1950 sonrası ABD yardımlarının rahatlığıyla yatışa geçmemiz üretim mantığı yerine hazır alımlarla gevşememiz...

Kıbrıs ambargosu ile şöyle bir kendimize geldik sonra yatişa tekrar geçtik...

Bu hükümet de Fetö darbesinin arkasında ABD olduğunu farketmeseydi savunma sanayindeki bu atılımları da bu kadar desteklemezdi...
+1

Çevrimdışı korsan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 360
  • 15
  • DefenceTurk.com
Ynt: Ynt: TF-X Milli Jet Eğitim / Savaş Uçağı Projesi
« Yanıtla #1199 : 21 Mayıs 2021, 12:23:30 »
kimse sizin dediğiniz gibi bir şey demedi zaten.
ortada  uzun yıllara dayanan bir süreç var.  başkan seçildi diye  kimsenin   birşeyleri tek kalemde silmesi  beklenemez.  kabileye başkan  oldu da bizim mi haberimiz  yok?

Suriye'deki  ABD üslerinin  inşaatlarının  başlama ve bitiş dönemleri  açık,  oradaki gruplara  giden tırların  kimin döneminde gitmeye başladığı da açık.


kendisi görev başındayken   bize karşı da  bazı işler  yapmıştır;  ama  sadece şu  yeter.

https://www.youtube.com/watch?v=XY9VjPHwtu4

yıllar boyunca  kimler  gelip geçti?
şu cümleyi kullanan bir tane başkan gördünüz mü ki  bu  adama  bu ülkede bile tepki gösteriliyor?


şu anda yaşadığımız  problemlerin de  öyle 1950'li  yıllarla felan hiçbir alakası yok,  harcadığın para  kazandığın parayı  geçmiyorsa bütçen sağlamdır, geçiyorsa  tedbir alman gerekir.


bu kadar basit bir 4. sınıf denklemini  bile   deruni tarihle veya  kuantum  teorileriyle anlamaya veya anlatmaya zorlamamak gerek.
1950'larda verilen bilmem kimin yardımları   sizin  dolar endeksli bir ekonomiden kurtulmak için tedbir almanızı  engellemez  yani.
bütçe disiplini sağlanmasını da engellemez.

peki bu deruni tarihe dayanan analizlerimiz  bu günkü  enflasyonun nedenini nasıl açıklıyor?
mesela Abdülmecid döneminde kağıt para kullanımının başlaması olabilir mi?
« Son Düzenleme: 21 Mayıs 2021, 12:26:35 Gönderen: korsan »