Türkiye'deki PKK ile bağlantılı milletvekili, belediye başkanı veya STK'ların sayısı herhalde İsveç'tekinden kat be kat fazladır.
Kendi içinde bunlarin varlığına, bunların mitinglerine konserlerine, faaliyetlerine, medyasına müsaade ediyor Türkiye . Almanya ,Hollanda,belçika,fransa ve avusturyada sadece siyasi ofisler değil, milyonlarca kişiden oluşan demografik tabanları da var. Para topluyor, propaganda , siyaset yapıyorlar. Üstelik sol partiler vasıtası ile günlük hayat ve siyaset içinde de etkili oluyorlar. Bu ülkelerin Avusturya hariç zaten hepsi nato'da.
İsveç'te sayıca çok fazla olmasa da; bu tür şeyleri gereğinden fazla onemsedigimizden dolayı cüssesinden fazla etkili olmasını sagladigimiz ve sayemizde dikkate alınıp varlık gösteren bir grup var.
Finlandiya'nın ise kabak başına patladı..
Neyle,niye ve nasıl mücadele ettiğimiz önemli.
Ben bu engellemelerde Rusya'nın lehine olan, uzadıkça PKK'ya propaganda şansı veren, bizim de yurt içi dengelerimizi bozup siyasi kazanım sağlayan bir durum görüyorum. Mutabak imzaları atılır atılmaz natoya girişlerini onaylayabilirdik. Bu konu hiç uzamamis PKK'ya propaganda sansı tanımamış olurduk. Kuranı kerim de yakilmamiş olurdu. Dışarıdan yapılan okuma; Türkiye Rusya'yı üzmek ostemiyor ve ham de bu sayede at pazarligi yapıyor şeklinde.
Bu konuyu uzatıp f-16 konusunda koz olarak kullanırız zannetmeye ise hiç girmeyeyim
Doğrusu Onu da almamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Mesela tam kongreye verileceği ve onaylanacağı kulis bilgileri sızarken; birisi çıkıp ilerde Kıbrıs'a f-16 koyacağız diye ucu açık , zamansız , gereksiz ve zeminsiz bir söylev veriyor.