güzel bir video oluşturmuşlar.
müzik te yakışmış.
ben genelde Türk savunma sanayisinin reklam videolarındaki müzikleri çok abartılı ve saçma bulurum.
burada araçla ilgili yabancı bir motordan bahsediliyor.
https://www.defenceturk.net/bmcnin-yeni-8x8-taktik-tekerlekli-zirhli-araci-altug-idef-2021dehala yeni tasarladığımız araçları bile yabancı motorlarla tasarlıyoruz.
anlamadığım, biz bu kadar yerli motor argesi başlattık ve sürdürüyoruz.
tasarım aşamasındaki araçlar bile halen yabancı motorlar üzerine bina ediliyorsa, biz bu yerli motorları nereye monte edeceğiz?
fırtına-2 için de başlangıçta yabancı motor ile devam edileceğine dair haberler yazılıp çiziliyor.
böyle birisi Ağrı dağının başında zurna çalarken, öbürü Ilgaz dağında kaval çalarsa bu göl maya tutmaz.
ciddi işler bunlar.
Türkiye, batıyla olan ilişki düzeyinin dozunu gerçekçi bir şekilde yeniden ayarlamak zorunda ve savunma sanayisi de bu işin parçası.
zırhlı araç işiyse bizim savunma sanayimizin belki en eski ve en ağırlıklı kısmını oluşturuyor; ama yazık ki, savunma sanayimizin bu ağırlıklı ve köklü iş kolunda yeterince katma değer yaratabilecek bir üretim yapısı yok.
halbuki en çok ihracat yaptığımız ve özel sektörümüzün de kendisini dış pazarda en iyi tanıtabildiği alanlardan biri de zırhlı araç sektörü.
bu sektörde ara mal ithalatını düşürecek ve katma değeri yükseltecek imalat zincirinin oluşturulması şart.
yerli motor ve aktarma organlarıyla ilgili başlatılan arge projeleri de, bu doğrultuda atılmış önemli ve doğru bir adımdı; ama belki de sadece bu yeterli olmayacak, belki de bazı zorunluluklar tanımlanması gerekiyordur.
biz 2026-27 civarlarında bir İtalya kadar bölgesel bir güç olma ihtimali çok yüksek bir ülkeyiz; ama işte bu nun için de belirli ön koşulların sağlanması şart.
en önemlilerinden birisi de döviz ve sıcak para odaklı ekonomi modeli yerine, ülkeyi İtalya kadar bölgesel güç olma hedefine ulaştıracak sağlam bir ekonomik model oluşturmaktır, döviz bağımlısı ekonomiden kurtulmak için de en önemli başlıklardan birisi bu ara mal ithalatını düşürmektir.
tabiki çoğumuzun aklına ülkenin enerjide dışa bağımlı olduğu gerçeği hemen geliyor; ama iş sadece enerjiye kaldığında turizim ve ithalattan azıcık fazla bir ihracat modelini kurabilmiş bir Türkiye için bu ölümcül bir sorun olmayacaktır.
hiç ilgisi yok; ama madem başladım, biraz daha uzatayım bari.
ülkemiz net bir şekilde otomobil ve akıllı telefon ve tablet ithalatçısı.
burada yurt dışı firmalara harcanan paranın üçte birini ülke içinde tutsak bu bile dövize dayalı ekonomiden kurtulmamız için önemli bir aşama olacaktır.
biz otomotiv sektöründe bunu başarabiliriz de bence.
yerli otomobil için CB yıllarca baba yiğit aradı. boşuna değildi bence.
baktı olmuyor, devlet desteği felan, bir ortaklık kurdu; ama bence orada bir hata yapılmış olabilir.
madem iki tipte otomobil var, bunlardan bir tanesi benzinli olsaydı daha sağlam olurdu bence.
içerisinde %8'den fazla ithal ürün bulunmayacak ve yerli bir benzinli oto olsaydı şu an keşke.
dolar çıktı diye bir gecede 20000 TL fiyat artışı olmayacak ve satış fiyatı 100000 TL olan sıradan bir yerli oto olsaydı şu an sıfır oto piyasasının yüzde kaçını domine ederdi sizce?
bence en kötü ihtimalle %30 payı bu otomobil alırdı şu ortamda.
aynı tahminlerim tablet ve telefon ve hatta bilgisayar için de geçerli.
böyle noktasal başarılar toplandıkça, bir de bakmışız ki epeyi epeyi döviz bağımlısı ekonomiden kurtulmuşuz işte.
Türkiye, öteden beri ordusuyla zaten bir bölgesel güç ve hatta bu açıdan belki daha bile fazlasıydı; ama iyi planlanmış bir süreçle tirilyon dolarlık milli hasılasıyla ve yüz milyara yaklaşacak olan aylık ticaret hacmiyle bu bölgenin parlayan yıldızı olacak olan bir ülke.
etrafımız dibe çökerken Türkiye yüksekte kalacak ve bu da bizi kaçınılmaz kaderimiz olan bölgesel güç olacağımız bir geleceğe taşıyacaktır.
bizim kaderimiz bu, biz burada dikileceğiz ve o top gelip bize çarpıp gol olacak.
eğer süreç iyi yönetilirse tabi.
ışığımız parladıkça bir çekim alanı olacağız ve bunun bir takım yan etkileri de olacak muhakkak.
duvarın Türkiye tarafında 150 dolara çoban olmak varken duvarın bu tarafında 20 dolara katlanmak istemeyenlerin çoğu o duvarı aşıp gelmek isteyecek mesela.
Türkiye'nin büyümesini istemeyenler de olacak, kimisi kıskançlıktan, kimisi düşmanlıktan.
tüm bu sorunları da yönetmek zorunda kalacağız. eee bölgesel güç olmanın da bazı bedelleri olacak.
şarap içip de başımız dönmeyecek mi yani?
not:
%8 dediğime bakmayın, öylesine yazdım onu; ama üretim zincirinde Dolar çıktı diye ertesi gün bizim yerli x ürünümüzün fiyatı artmamalı.
her vidası Türk olmasa da olur; ama en azından bunu sağlayacak kadar yerli olmalı.