"Donanma sadece kıyıyı koruyacak bir kuvvet değildir" Ulu önderimizin şu sözünü görüyor musunuz.
Kelli felli emekli deniz subayları bile TCG Anadolu ya ne gerek var, ilk vurulacak hedef, masraf vs vs bu ne sığ bir düşüncedir. Adam deniz kuvvetleri uzmanıyım diye yazıyor. "Hücumbot ve Korvet bize yeter 7 bin tonluk savaş gemisi ancak hedef gemisi olur" diyor. Deniz kuvvetlerimizin " AÇIK DENİZLER" diye misyonu, hedefi, stratejik öngörüsü yokmuş gibi.. Gençlere anlatmak daha kolay.
Abdülaziz'in donanmasını çürüten Abdülhamit'in donanma nazırı var. Hasan Rami Paşa. Abdülaziz'in donanmasını yenilemek yerine daha küçük torpidobot ve ganbotlardan oluşan ve çanakkaleyi korumayı amaçlayan bir donanma kurmayı ve bunuda dışardan hazır alım yoluyla ucuza almayı teklif edip bu doktrini uygulamış.
O sırada osmanlı tershaneleri yabancı gemileri yerli üretebiliyor. Hatta yerli kruvazör yapıyor hatta o an dönemin en büyük gemi sınıfı yerli Ön dretnot savaş gemisi Abdülkadir sınıfı kızakta. Bu politika sonucu bu gemi kızaktan iniyor yenileri yapılmıyor. Yabancı tersanelere bol bol gunboat, torpedoboat, destroyer sipariş ediliyor.
Sonuç ?
Bu gelen gemilerin çoğu büyük tonajlı italyan gemileri tarafından geri kalanıda büyük harpte yine aynı tarz büyük gemiler tarafından vuruluyor.
Eğer ki abdülazizin donanmasını bir nesil yenileyebilselerdi . Azıcık dişe dokunur bir donanmamız olsaydı. Büyük devletler çanakkaleyi zorlamayı göze alamazdı ve 250 bin gibi büyük bir zayiatımız olmazdı.
Burda kaybettiğimiz nefer ve malzemeyi filistin ve ırak cephesine sevketseydik oralarda böyle bir yenilgi almayabilirdik. Keza bu ve kafkasya cephesine denizden ikmal (cephane, asker, giysi, erzak) yollayamadığımızdan böyle büyük yenilgiler aldık.
Sizede onu diyenlerle benzer kafa yapısı gibi gelmedi mi ?