Serdar Turgut
Yeni büyük oyun
FÜZE kalkanı meselesinde Türk'ün Türk'e propagandasını yapmak yerine, NATO'da alınan kararın Ortadoğu'da oynanmaya başlanan yeni büyük oyun açısından ne anlama geldiğine kafa yormak gerekiyor. 20'nci yüzyıldaki dünya savaşlarından sonra İngiltere'nin bölgemizde oynadığı büyük oyundan sonra ikinci büyük oyun da şimdi oynanıyor. Bütün dengeler değişiyor, eksenler kayıyor, büyük sürprizler olabilir... Anlamaya çalışmazsak olacaklara hazırlıksız yakalanabiliriz.
Olan biteni çözmek açısından aşağıda sıralayacağım olaylar arasında derin bir bağlantı olduğunu görmeliyiz. İlk bakışta birbirinden bağımsız gelebilecek bu olaylar bölgedeki büyük oyunun unsurları olarak bağlantılılar.
BUNLAR BİR OYUNUN PARÇALARI
1. Türkiye neden füze kalkanı için gelebilecek her türlü balistik tehditten bahsetmekte ısrarlı oldu? Bunun anlamı neydi? Bu, Amerika tarafından nasıl algılandı?
2. Fransa neden nihai metinde tehdit olarak İran'ın adının verilmesinde ısrar etti? ABD neden bu konuda ısrarcı olmadı?
3. İsrail gizli servisine yakınlığı ile bilinen debkafile sitesi neden Türkiye ile ABD arasında gizli bir anlaşma olduğunu iddia etti? Bu iddia İsrail'de neden fazla rahatsızlık yarattı?
4. Özellikle Almanya'da bir terör ihbarının olduğu yolunda koparılan feryatların anlamı var mı? Saldırıyı yapacak olanların Türk olacağı iddiasının özel bir anlamı var mı?
5. Mavi Marmara saldırısının bütün bu gelişmelerle bağlantısı nedir?
Bütün bu gelişmeler birbirleriyle bağlantılı ve bölgedeki başta Türkiye dahil bütün oyuncular bu gelişmeleri manipüle ederek oyunlarını oynuyorlar.
Amerika-İsrail arasındaki ilişkilerin durumunu izleyecek en iyi yer Amerikan Dışişleri Bakanlığı veya İsrail gazeteleri değil, Manhattan'dır. Yahudi kökenli Amerikan yönetici sınıfının ve işadamlarının çoğu Manhattan adasında otururlar. Bu kesim içinde lokal gazetelerden izlediğim kadarıyla İsrail ile Amerika ilişkilerinin geldiği son nokta konusunda ciddi bir endişe var. Bu çevre, Amerikan yönetiminin İsrail ile sağlam ilişkilerini yeniden tanımlamaya başladığını düşünüyor.
ABD İSRAİL'İ YENİDEN DEĞERLENDİRİYOR
Haksız da değiller. Bir süreden beri Amerikan yönetimi içinde Amerika'nın Ortadoğu'da kendisini sadece İsrail'in kaba gücü ön plana çıkarak politikalarına bağlamış olmasını eleştiren ve bunun değişmesi gerektiğini söyleyen fikirler yükselmeye başladı. Başkan Obama'nın da bu görüşten etkilenmeye başladığı çünkü Başkan Bush'un sadece güce dayalı politikasının çıkmazda olduğunu düşündüğü biliniyor.
İSRAİL'İN GİZLİ NÜKLEER GÜCÜ
Amerika bu çerçevede İsrail ile başkan Nixon döneminde gizli anlaşmaya bağlanan İsrail'in nükleer gücünü bile masaya yatırabileceği işaretini veriyor. İki ülke arasında varılan gizli anlaşmaya göre her iki ülke olduğunu bildikleri bu nükleer silahların İsrail'de olduğunu hiç açıkça söylemeyecek ve bu açıklanmayan bir gerçek olarak bırakılacaktı.
Ancak bölgede her ülke İsrail'in füzelerini biliyor ve İsrail bunların varlığını resmen kabul etmediğinden kendisini sorumluluk altına alacak uluslararası antlaşmaları da imzalamıyor. Amerika artık İsrail'in sorumlu bir nükleer ülke olmasını istemeye başlayacak.
TÜRKİYE BU GİZLİ GÜCE İŞARET ETTİ
İşte bu bağlamda Türkiye füze kalkanı anlaşmasında İran'ın işaret edilmesine karşı çıkarak bütün balistik güce sahip ülkeleri işaret etti. İsrail ima edildi ve Amerika İsrail arasında oluşmaya başlayan anlaşmazlıkta Türkiye de taraf oldu.
Debkafile sitesinin dün Türkiye ile ABD arasında bir gizli anlaşma olduğu ve bundan İsrail'in rahatsız olduğunu yazması bu açıdan İsrail gizli servisinin gerçek endişesidir.
Aslında debkafile sitesinin ifade ettiği endişenin temelinde Türkiye ile ABD'nin sadece füze kalkanı konusunda değil çok daha büyük bir iş için de anlaştıkları endişesi var.
BÖLGEDE İSRAİL YERİNE TÜRKİYE Mİ?
Bunun ne olduğunu anlamak için ABD'nin yeni İsrail politikasının ne olduğunu büyük oyun planı açısından incelememiz gerekiyor. Amerika çok derin bağlantıları olduğu İsrail ile ilişkilerini koparmayacak tabii. Ama yörede sadece İsrail'in hard power'ına yani silah gücünün arkasına takılarak politika yapamayacağını görüyor. Amerikan yönetimi bölgede soft power'ı uygulayan yeni bir bölge lideri bulmak zorunda. Bu yeni bölgesel güç de tabii ki dış politikasını soft power üzerine kuran Türkiye olacak ve oluyor da.
İsrail bu yeni gelişmeden son derece rahatsız ve bölgede oyunun liderliğini Türkiye'ye kaybedeceğinden ürküyor. İsrail'den yükselen gizli anlaşmalar feryadının temelinde bu korku var. Bir süre önce gerçekleşen Mavi Marmara saldırısı da, İsrail'in Türkiye ABD arası ilişkilere engeller çıkarmak planının ve soft power olma çabasının ürünü olarak gördükleri bu girişimi engelleme çabalarının bir parçasıydı. İsrail Amerikan Kongresi'ndeki bağlantılarını kullanarak Mavi Marmara baskınını düzenleyenleri terörist olarak ilan ettirme çabasını sürdürüyor. Bu karar çıkarsa Başkan Obama'nın yeni oyun planına bir darbe vurulmuş olacak.
Özet olarak ABD, çıkmaza saplanmış olan Ortadoğu politikasını Türkiye'nin peşine takılarak kurtarabileceğinin farkında. Ama Türkiye'nin talep ettikleri bölgede ciddi eksen kaymalarına yol açacak nitelikte.
TERÖR ALARMININ PERDE ARKASI
Arkadaşım "Bir Bilen" bir süre önce bana kitap hediye ederek bir konuda "heads up" (erken uyarı) yapmıştı. Türkiye, İran ve ABD arasında uzun dönemde bir işbirliği olasılığının düşünülmeye başlandığını söylemişti. İlk duyduğumda bana uçuk gelmişti bu öneri, ama şimdi füze kalkanı ile ilgili gelişmelerden sonra bunun o kadar da uçuk olmayabileceğini düşünüyorum.
ABD uzun dönemli çıkarının ve Afganistan'da başarısının demokrasi gelenekleri olan ve eğitimli orta sınıflara sahip olan Türkiye ve İran ile işbirliği yapmaktan geçmeye başladığını düşünmeye başlıyor.
Almanya'da durup dururken ortaya çıkan terör alarmının da bu yeni gelişmeyle alakası olabilir. Malum ABD ile ilişkilerinin çok bozulmasından sonra İran Avrupa Birliği ile özellikle de Fransa ve Almanya ile yakın ilişki içindeydi. ABD için uzun dönemde çok önemli olan İran petrolü de ağırlıklı olarak ABD şirketleri tarafından bu iki Avrupa ülkesine pazarlanıyordu.
Bir terör saldırısı alarmı veya gerçekten olacak bir terör saldırısı Avrupa ile İran'ın ilişkilerine darbe vurabilir, Avrupa'nın İran hakkındaki soft tavrını değiştirebilir. Anlayacağınız Almanya'da birden patlayıveren terör alarmı, Amerika tarafından senaryosu yazılmış bir girişim olabilir. Çünkü İran'ın Avrupa'dan koptuktan sonra gidebileceği tek ülke Amerika kalıyor.
Teröristlerin Türk olabileceği istihbaratının hangi ülkenin gizli servisi tarafından yayılmış olabileceğini yukarıdaki yazdıklarım gölgesinde herkes kendi kendine tahmin edebilir sanıyorum.
TÜRKİYE OYUNUN BAŞARISI İÇİN BİR GÜVENCE
Ortadoğu'da yine çok büyük bir oyun oynanıyor. Çatışmaların, çelişkilerin her an sıcak bir savaşa dönüşmesi ihtimali var. Oyuncuların başında Türkiye'nin olması büyük oyunun başarıya savaşsız ulaşması açısından bir garanti olarak değerlendiriliyor.
Türkiye bugüne kadar oyunu çok iyi oynadı. Bundan sonra da soğukkanlı olması gerekiyor ki, bölgedeki belirleyici güç olarak İsrail'in yerini alabilsin. İsrail buna hem bölgede hem Amerika'da karşı koymaya çalışacak ama sunabileceği alternatif de fazla gözükmüyor.
Konuşulmak her zaman iyi değildir
BİR gazeteci olarak benim çok konuşuluyor olmaya bir antipatim oluştu. Çünkü arada bir yayınlanan haftanın en çok konuşulanları listelerine bakarsanız, bir gazetecinin üzerinde çok konuşulması için onun ya başının derde girmesi ya da kovulması gerekiyor. Tabii geçen hafta içinde ölen bir gazeteci varsa onun hakkında da çok konuşulabiliyor. Oktay Ekşi hakkında hemen hemen hiç konuşulmazdı, ama istifaya zorlandıktan sonra konuşulanlar listesinde bir numaraya oturdu. Ertuğrul Özkök de konuşulma rekorunu yayın yönetmenliğinden kovulmasıyla yakaladı. Benim için de aynı şey geçerli; ben de kovulduğumda ya da hapis cezası aldığımda listelerde zirveyi zorluyorum.
Benim deneyimim bu olduğundan NATO zirvesinde Türkiye hakkında çok konuşulmuş olmasını Cumhurbaşkanı Gül gibi sevinçle karşılayamadım doğrusu ve Acaba başımız belada mı? diye düşündüm elimde olmadan.
http://www.haberturk.com/yazarlar/573589-yeni-buyuk-oyun