Tarih Boyunca Süngü ve Süngü Savaşı
"Süngü çok az adam öldürmüştür ancak pek fazlasını korkutmuştur. Muharebe başladığında süngüler silahlara takılı olmalıdır." General George S. Patton Jr. - War As I Knew It (1947)
2. Dünya Savaşı'nın en büyük generallerinden biri olan General Patton, bu fikrini savaş sırasında dile getirmiştir.Peki, bu savaş insanlık tarihinin en kanlı savaşı olarak tarihe geçen ve konvansiyonel silah teknolojisinin akıl almaz boyutlara ulaştığı, hatta nükleer silahların ilk kez kullanıldığı savaş olmasına rağmen, bir tank taktisyeni olan Patton, ilkel bir silah olan süngüye neden bu kadar önem veriyordu? Sebep çok basitti: Süngünün psikolojik etkisi.
Süngü 17. Y.Y.'da Fransa'nın kırsal kesimlerinde devam eden gayri nizami savaşlarda ortaya çıktı. Güney Fransa'da küçük bir kasaba olan Bayonne'da köylüler barutları bittiği için, av bıçaklarını tüfeklerinin ucuna takmışlardı. İşte 20. Y.Y. başlarına kadar savaş meydanlarında askerlerin değişmez silahı olan ve ismini bu küçük kasabanın isminden alan (bayonet) süngü böyle ortaya çıkmıştı.
18. Y.Y.'da Avrupa ordularına tanıtılan süngü Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda kullanılmakla birlikte, özellikle Napolyon Savaşları'nda çok yaygın olarak kullanılmıştı. 2 metrelik tüfeklerin ucuna monte edilmiş 43 santimetrelik süngüler standart tehcizat haline gelmişti. Dönemin piyade taktiklerinde çok önemli bir yere sahip olmasının sebebi, o dönemin ilkel tüfeklerinin dolumunun çok uzun sürmesiydi. Açık arazide ilk yaylım ateşi açıldıktan sonra, düşmanın yaylım ateşi beklenir, sonra da süngü hücumuna kalkılırdı. Napolyon Savaşları'nda süngüyü en iyi kullanan ordu İngiliz ordusuydu. Dönemin Rus ordusu da bir silah olarak süngüye sıkı sıkıya sarılmıştı.Rusların süngü hakkında "Mermi aptacadır. Süngü zekicedir." dedikleri bilinir. Süngü, o dönemde süvariye karşı da eski dönemlerdeki mızrak gibi etkili bir silah olarak kullanılıyordu. Napolyon bu etkiyi özellikle Mısır seferinde kare düzeniyle savaştırdığı birliklerinin süvari akınlarına karşı koymasıyla görmüştü. Meşhur Piramitler Savaşı'nda Memlüklülerin Çerkez süvarisine ağır kayıplar verdirmekle beraber, kendi birlikleri çok az zarar görmüşlerdi.
Türk ordusu ise süngüyle 18 Y.Y. sonlarında tanışmıştı. Ancak dönemin Osmanlı piyadesi süngüye bir türlü alışamadı. Çünkü süngü kollektif ve belli bir formasyonda savaşan ordularda işe yarayan bir silahtı. Ama Osmanlı piyadesi zaten tüfeğini bile topluca değil, bireysel kullanıyordu. Süngünün Osmanlı ordusunda standart bir hal alması ve askerin bu silaha alışması 19. Y.Y. başlarında batılı ordu tarzına geçilmesiyle oldu. Fransız eğitmenler Osmanlı askerine süngü kullanmayı öğrettiler. Bu silah Türk ordusu tarafından Kore Savaşı'nın sonuna kadar kullanılacaktı.
19. Y.Y.'ın ikinci yarısında yaşanan ve ilk endüstriyel savaş olma özelliği taşıyan Amerikan İç Savaşı'nda da süngü yaygın bir şekilde kullanılmıştı. Bu savaşta iki tarafın orduları da daha hızlı doldurulabilen tüfeklere sahip olduklarından, süngü, eskiden olduğu gibi düşmana darbe vuran bir silah olmaktan çok, psikolojik bir silaha dönüşmeye başladı. Tabi bu psikolojik etkinin tesir etmediği inatçı düşmanlar çoğu kez "soğuk çeliği" tatmışlardı.
1. Dünya Savaşı'na gelindiğinde süngü artık tamamen psikolojik bir silah haline gelmişti. Çünkü savaş usülü çok değişmişti. Artık kuyruktan veya ağızdan dolmalı tüfekler gitmiş, yerine 5 mermilik kartuşu olan kurma kollu tüfekler ve makineli tüfekler gelmişti. Bu eskiye göre seri atışa sahip silahların karşısında süngünün pek şansı yoktu. Ama yine de savaşın tüm cepheleri bir çok süngü hücumuna tanık olmuştu. Süngü hücumları bu savaşta genelde yakın mevzi savaşlarında düşmanı mevzisinden atmak için kullanılmıştı. Ancak bu hücumlar eskiye nazaran çok daha ağır kayıplara sebep oluyordu. Bu tip süngü hücumlarında silahlar boşaltılır ve askerler sadece süngüyle hücum ederlerdi.
2. Dünya Savaşı'na gelindiğinde süngü yine standart tehcizattı. Ancak savaşın başlarında Alman ordusunun uyguladığı Yıldırım Harbi(Blitzkrieg), dünyayı şoka uğratmış ve bu savaşın diğer savaşlara benzemeyeceğinin ilk sinyallerini vermişti. Zırhlı birlik manevralarına, yoğun hava saldırılarına dayanan bu yeni savaş usülünde süngüye pek yer yoktu. Piyade silahları artık yarı otomatikti ve çoğu asker makineli tabancalar ile silahlandırılmıştı. Ancak yer yer süngü kullanımı görülmekteydi. Bunlar da artık cephanesiz kalmış veya tüm umutları tükenmiş birliklerin yaptığı tek tük istisnalardı. Bunlar batı cephesi için geçerliydi. Pasifikte ise yoğun ormanlık arazilerin oluşturduğu tropikal savaş alanlarında süngü hayati bir silahtı. Ormanlık arazide yaşanan yakın çatışmalarda süngüler devamlı surette takılı bulunuyordu. Japon Ordusu birliklerini tropikal şartlara çok iyi hazırlamıştı ve askerler devamlı surette tüfeklerini süngülerini takarak kullanıyorlardı. Ayrıca Japon askerleri çoğu kez işlerini süngü hücumuyla hallediyordu. Japonların banzai hücumları eski çağlarda yapılan süngü hücumlarını aratmayacak nitelikdeydi. Müttefikler de düşmanlarının bu uygulamasını bildiklerinden süngüyü yaygın bir şekilde kullanıyordu. Çünkü her an ormanın bir yerinden üzerilerine süngüyle saldıran bir Japon müfrezesiyle karşılaşma tehdidi vardı. Bu gibi bir durumda süngüleri takılıysa düşmanla göğüs göğüse çatışıyorlar, eğer süngüleri takılı değilse düşmana silahlarıyla ateş açtıktan sonra düşmanla teması kesmemeye gayret ederek geri çekiliyorlardı.
Kore Savaşı'na gelindiğinde süngü yine savaş meydanlarında görülmeye başladı. Özellikle Kuzey Koreli ve Çinli birlikler süngüyü yaygın bir şekilde kullanıyordu. Tabi Güney Kore ordusu ve BM güçleri de yeri geldiğinde süngülerini kullanmakta tereddüt etmiyorlardı. Bunu ise genelde umutsuz vakalarda yapıyorlardı. Bu umutsuz vakaların en meşhuru Türk Tugayı'nın Kunuri Muharebeleri'nde yaptığı süngü hücumlarıydı.
Vietnam Savaşı'nda savaşan iki tarafta da tam otomatik piyade tüfekleri olmasına rağmen süngü hücumlarına rastlanmıştır. Ancak süngü kullanan taraf genelde Vietnamlı birliklerdi. Tropikal savaş usülüne uygun hareket eden Vietnamlılar, AK47'lerinin üzerinden süngülerini eksik etmiyorlardı. ABD ordusu'nun da süngü kullandığı vakalar sayılı da olsa mevcuttur.
20. Y.Y.'da yaşanan en teknolojik savaşlar olan Falkland Savaşı'nda ve Irak'ta yapılan operasyonlarda süngü nadiren de olsa kullanılmıştır. Irak'da görev yapan Amerikan askerlerinin büyük bir kısmı süngüyü güvenilir bir silah olarak gördüklerini belirtmektedirler.
Tarih boyunca şiddetli taaruzlarda ve umutsuz son duruşlarda kullanılmış olan süngü, askeri bir sembol haline gelmiştir. "Süngü tak!" emri, askerlerde hep kötü bir his uyandırmıştır.Günümüzde her ordu süngüyü piyadelerine standart tehcizat olarak vermektedir. Zafer eskiden olduğu gibi süngünün ucunda olmasa da, süngünün devri geçmemiştir. Yakın dövüşte avantajlı bir silah olan süngü günümüz savaş usülleri uygulandığı müddetçe 21. Y.Y'da da piyadelerin standart tehcizatı olarak kalabilecek gibi gözüküyor.