Kasım Süleymani suikastinden sonra Türkiye' nin izlemesi gereken siyaset ne olmalıdır? Cevabını aradığımız soru bu...
Evvela ABD' nin yapmış olduğu bu suikast uluslararası hukuka ve teamüllere aykırıdır. Resmi olarak savaşmadığı bir ülkenin resmi görevlisine suikast düzenliyor! Uluslararası düzende böyle bir şey olamaz. Bu girişimle ABD, son derece tehlikeli bir süreci başlattı. Bu demek oluyor ki, bundan sonra hiçbir ülkenin hiçbir resmi görevlisi veyahut memurunun can güvenliği yoktur. Adam diplomatik dokunulmazlığı olan büyükelçileri, ataşeleri, konsolosları veya devlet memurlarını bile kafasına göre derdest edip tutuklayabilir, öldürebilir ve kim vurduya götürebilir. Hemen akıllara Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı ''Hakan Atilla'' olayı geliyor. Meseleyi bu açıdan değerlendirdiğimizde İran her şekilde haklıdır, misilleme hakkı vardır. Çünkü adam hukuk tanımıyor.
Bir diğer ilginç olayı hatırlara getirirsek, Suudi Arabistan Konsolosluğunda öldürülen '' Cemal Kaşıkçı '' suikasti. Okuduğum birtakım değerlendirmelere göre, bu suikastın arkasında da ''Trump'' varmış! Ve hatta Amerika' dan bir heyet Türkiye' ye gelerek; Kaşıkçı suikastinin Trump bağlantısına ait bilgilerin Türkiye' den istemiş. Şayet bilgiler Amerikan heyetine verilmiş olsaymış; Trump' ın azil sürecinde kullanılacağı söyleniyor muş. Ve nitekim CB Erdoğan, Trump' ın bu açığını, Trump' a baskı aracı olarak kullandığı konuşuluyordu. Bu durum, TRump' ın Türkiye lehine ikircikli tavırlarını da açıklar mahiyette. Halbuki Trump, kendi paçasını kurtarmanın derdindeymiş!
Peki bizim izlememiz gereken yol haritası ne olmalı? Onu da ikinci bir ileti de yazacağım...