Ioannis Theodoratos gibiler etki ajanlarıdır. Her gün Türk silah sistemlerinin reklamını yaparak Yunanistan'ın silahlanmasına çanak tutan isimlerden birisidir. Bizim gururumuzu okşar gibi yaparak Yunanistan'ın daha gelişmiş silah sistemlerini alması için algı operasyonları yapar.
Daha önce de bunu yazdım. Yunanistan'ın silahlanmaya NATO ortalamasının 2 katını harcaması Ioannis gibiler yüzünden. Türklerin şöyle silahları var, böyle bombalar, füzeler, uçaklar, gemiler, helikopterler yapıyorlar tek hedefi biziz silahlanmaya büyük para harcamazsak Türkiye bizi işgal edecek algısını pompalıyor. Çakır füzesini incelerken de bu füze Suriye yahut Kürtler(PKK) için değil doğrudan bizim için diyor. Bir kez daha işgal tehlikesini empoze etmeye çalışıyor Yunan halkına.
Ha öte yandan adam Savunma sanayi konusunda gerçekten bilgili bir isim. Bizim sözde güvenlik uzmanlarımız, Savunma sanayi analistlerimiz falan SU-35, F-35'ten çok daha iyi bir uçak falan diyor, Rus ordusunu dünyanın en iyisi olarak görüyordu. Ruslarla daha çok silah geliştirelim, Çinlilerle ortak olalım falan diyorlardı. Ioannis en azından bu işlerden anlıyor.
Ya siz Yunan'ı anlamışsınız da,
Bizim güvenlik uzmanlarını olaya nasıl bakıyor, stratejik mi, bağımlılık olarak mı, istenildiğinde milli çıkarlar açısından bu silah kullanılabilir bir silah mı ona mı, yoksa kağıt üzerinde sadece o silahların kapasitesine mi bakılıyor, olayın bu kısmına anlamak için bakmamışsınız gibi geliyor.
Yoksa Yıldırım füzelerini kimler ürettirdi, tanker uçakları, Awacsları kimler aldırdı, tank projesini kimler başlattı, Milgem, TF-2000, Milden kimler planladı, kimler çizdi. Füzesavarlar, cirit, lazer güdüm, IR, radar, Termal sistemler, İHA çalışmaları, kimler başlattı, planladı biraz araştırın isterseniz.
Şurada kabul etmeli ki hobiyi biraz aşan, biraz savunma sanayi, teknoloji aşıkları bir araya gelip gelişmeleri takip ediyorsak bir de bu gelişmeleri zamanında planlayan, uygulamaya koyan insanlar olduğunu unutmayalım. kenarda oturup üst perdeden bakmaya gerek yok. Yoksa işin statejik, siyasi, askeri komplo, dayatma bölümlerine gireriz ki orada silah platformlarının önemi kalmaz, hangi ülkelerin memleketimiz üzerinde neden, nasıl tahakkum kurmaya çalıştığı, neler yaptığı, buna karşın hangi politikaların izlendiği meselesi asıldır.
Yoksa askeri güç, silahlar, savaş politik hedeflerin ele geçirilmesi için araçtır. Sen zaten uydu olmuşsan, kendi milli politikalarını uygulama gücün yoksa, o araçlar da bir işine yaramaz, üstüne üstlük senin zannettiğin o silahlar 15 Temmuz'da olduğu gibi bizzat senin ülkene de çevrilebilir. Neyse konuşturmayın şimdi beni. Özet bu, konu gayet geniş. Silah fetişisti olmayalım. Silahların koruması gereken milli birlik, bütünlük ve hedefler asıldır.