Anket

Hükümetin "kürt açılımı" politikasını destekliyormusunuz?

Hayır desteklemiyorum,şiddetle karşıyım
61 (77.2%)
Evet destekliyorum, çok olumlu buluyorum
10 (12.7%)
Kararsızım, çünkü sonuçları hakkında emin olamıyorum
8 (10.1%)

Toplam Oy Verenler: 79

Gönderen Konu: PKK İle Mücadele  (Okunma sayısı 1425428 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #110 : 19 Ağustos 2009, 10:22:08 »
"TARİH, SADECE TARİHTEN DERS ALMASINI BİLMEYEN MİLLETLER İÇİN TEKERRÜR EDER. TARİHTEN DERS ALMASINI BİLMEYEN MİLLETLERİN COĞRAFYALARINI BAŞKALARI ÇİZER!"

Amasya Genelgesi''nin maddeleri:

1- Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir.

2- İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi adeta yok olmuş göstermektedir.

3- Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

4- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.

5- Anadolu''nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas''ta bir kongre toplanacaktır.

6- Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir.

7- Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır.

8- Doğu illeri için, 10 Temmuz''da Erzurum''da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas''a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi''nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.

Özellikle şu maddeler bugün de geçerli değil mi?

"Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir."

"İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi adeta yok olmuş göstermektedir."

"Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."

Erzurum Kongresi''nin maddeleri:

1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.

2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.

3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.

4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.

5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.

6. Manda ve himaye kabul edilemez.

7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.

8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.

Burada alınmış bazı kararların şu anda çiğnendiğini görüyoruz. Mesela;

"Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez." Ama bazı Hıristiyanlar "Vatikanlaşma" yolunda. Devlet içinde devlet olmak istiyorlar.

"Manda ve himaye kabul edilemez." O zamanlar böyle denmiş. Şimdi ise burnumuzun dibindeki örgüte müdahale etmek için alakasız ülkelerden izin bekledik.

Sivas Kongresi''nin maddeleri:

1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.

2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.

3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.

4. Kuvay-ı Milliye''yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.

5. Manda ve himaye kabul olunamaz.

6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan''ın derhal toplanması mecburidir.

7. Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.

8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.

Yorumlamaya gerek var mı? Günümüzle kıyaslayacak olursak, fazlaca bir şey eklemeye gerek var mı?

Bir de Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK''ün bizlere hitabına bakalım:

GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti''ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

"İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır."

"Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler."

Yoruma gerek bile yok aslında.

O zamanki şartlarla şimdiki şartlar birbirine ne kadar da benziyor.

Bir de "milli varlığa düşman cemiyetler" vardı o zamanlar:

1. Etniki Eterya Cemiyeti

2. Mavri Mira Cemiyeti

3. Hınçak Taşnak Cemiyeti

4. Alyans İsrailit Cemiyeti

5. Kürt Teali Cemiyeti

6. Teali İslam Cemiyeti

7. İngiliz Muhipleri Cemiyeti

Benim aklıma gelenler bunlar. Şimdi bu zararlı cemiyetleri günümüzle kıyaslayalım:

1. "İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü" adı altında terörist sözcülüğü yapan oluşumlar

2. Hapishanelerdeki suçluların (özellikle de terör suçundan hapse girenlerin) savunuculuğunu yapar oluşumlar.

3. Çeşitli tarikatler ve cemaatler

4. PKK

5. AB''yi koşulsuz savunanlar ve ABD emperyalizminin sözcülüğünü yapan oluşumlar

6. Masonlar

7. DTP

Örnekler çoğaltılabilir.

Lafı uzatmayayım.

O zamanlarki koşullar ve durumlarla şimdiki koşullar ve durumlar birbirine çok benziyor.

Tarih tekerrür mü ediyor dersiniz?

TARİH, APTALAR İÇİN TEKERRÜR EDER!

Yazımızın başında da belirttiğim gibi;

"TARİH, SADECE TARİHTEN DERS ALMASINI BİLMEYEN MİLLETLER İÇİN TEKERRÜR EDER. TARİHTEN DERS ALMASINI BİLMEYEN MİLLETLERİN COĞRAFYALARINI BAŞKALARI ÇİZER!"

Bir blog sayfasından Alıntı ...
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #111 : 19 Ağustos 2009, 10:26:45 »
2008 Dünya Diller Yılı kutlanıyor. Ethnologue.com'a göre Türkiye'de Türkçe'yle birlikte 36 dil konuşuluyor

Kerem MORGÜL – Bianet

Türkiye'de konuşulan dilleri dünya dilleri üzerine kapsamlı çalışmalara yer veren ethnologue.com'un Türkiye raporuna göre Türkiye'de Türkçe'yle birlikte 36 dil konuşuluyor. Ancak Ethonologue'un rakamları da birçok dil için eski. Çoğu 1980'lere ya da 1990'lara ait. Bu durum, Türkiye'nin dilleri için de güncel çalışmalara ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Abazaca: 10 bin civarında insan tarafından konuşuluyor (1995).
Abhazca: 35 bin (1993) Abhazyalının 4 bin kadarı (1980) tarafından çoğunlukla Çoruh, Bolu ve Sakarya'da anadili olarak konuşuluyor.
Adigece (Çerkesçe): 1965 nüfus sayımında önemli bölümü Kayseri, Tokat ve Kahramanmaraş'ta 71 bin kişi tarafından anadili olarak konuşulduğu tespit edildi.
Arapça (Kuzey Mezopotamya): Mardin ve Siirt ağırlıklı olmak üzere 400 bin kişi bu dili konuşuyor (1992).
Arnavutça: 65 bin Arnavut'un 15 bin kadarı konuşuyor (1980).
Azerice (Güney): Çoğu Kars'ta 530 binden fazla kişi tarafından konuşuluyor (1996).
Boşnakça: Ağırlıklı olarak Batı illerinde olmak üzere 20 bin kişinin anadili (1980).
Bulgarca: Bulgaristan göçmenleriyle birlikte 300 bin kişi konuşuyor (2001).
Çingene Dilleri: Ethnologue.com'un Domari ve Romani olarak ikiye ayırdığı dilleri toplamda 50 bini aşkın kişi konuşuyor.
Ermenice: 70 bin civarında Ermeni'nin 40 bini konuşuyor (1980).
Gagavuzca: 327 bin kişi konuşuyor (1993).
Gürcüce: Başta Artvin, Ordu ve Sakarya olmak üzere 40 bini aşkın kişi tarafından konuşuluyor (1980).
Kabartayca (Çerkesçe): Önemli kısmı Kayseri ve çevresinde 202 bin kişi konuşuyor (1993).
Kazakça: 600 kadar kişi konuşuyor (1982).
Kırgızca: Van ve Kars yörelerinde binden fazla kişi konuşuyor (1982).
Kırım Türkçesi (Balkan Tatarcası): Tam olarak kaç kişi tarafından konuşulduğu bilinmiyor. Özellikle Ankara'nın Polatlı yöresindeki Tatar köylerinde kullanılıyor.
Kumukça: Birkaç köyde konuşuluyor.
Kürtçe: Ethnologue.com Zazaca, Dimlice ve Kırmançi ile Kırmançi'nin lehçeleri sayılan Şikaki ve Herki'yi ayrı diller olarak değerlendiriyor. Tüm bunlar Kürtçe ana başlığında toplanırsa 5 milyondan fazla kişinin anadili olarak Kürtçe konuştuğu söylenebilir. KONDA'nın 2007 tarihli araştırmasına göre kendini Kürt olarak tanımlayanlarsa 11,5 milyon civarında.
Ladino: Çoğu İstanbul ve İzmir'de 8 bin kişi konuşuyor (1976).
Lazca: 30 binden fazla kişi anadili olarak konuşuyor (1980). KONDA'ya göre Türkiye'de kendini Laz olarak tanımlayanlar 220 bin civarında. Ağırlıklı olarak Rize'nin doğusu ve Artvin'de konuşuluyor.
Osetçe: Digor lehçesi Bitlis, Erzurum, Kars, Muğla ve Antalya yörelerinde konuşuluyor (1993).
Özbekçe: Hatay, Gaziantep ve Urfa'da 2 bine yakın kişinin anadili (1982).
Rumca (Yunanca): Büyük çoğunluğu İstanbul'da 5 bine yakın kişi konuşuyor (1993).
Süryanice: Ethnologue.com tarafından Turoyo ve Hertvince gibi lehçeleri ayrı ayrı değerlendirilen Süryanice yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hertvince lehçesi Siirt'te 1000 kadar kişi tarafından konuşuluyor (1999). Turoyo ise Mardin yöresinde 3 bin civarında insanın anadili (1994).
Tatarca: İstanbul'daki Tatarlar tarafından konuşuyor.
Türkçe: Türkiye nüfusunun yüzde 90'ının anadili (1987). KONDA'ya göre bu oran yüzde 85.
Türkmence: Tokat ve çevresinde bin kadar kişi tarafından konuşuluyor (1982).
Uygurca: Çoğu Kayseri'de 500 kişi konuşuyor (1981).

Bu haberi de özellikle "terör" başlığına aldım ve yine ibreti alem olsuın diye aldım..

Hepsi özbe öz Türkçe olan Azerice, Uygurca, Türkmence, Tatarca,Özbekçe,Kırım Türkçesi, Kazakça, Kırgızca ve Gagavuzca farklı dil sayılıyor.Zinhiyetlerini ve adamların bize bakmak istedikleri açıyı vermesi açısından tam anlamıyla ibretlik ve birliğimizi tehdit ettiği için "terör" başlığına konulacak bir haber.

kaynak:http://www.gazeteoku.com/popup.php?url=http://www.radikal.com.tr


Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #112 : 19 Ağustos 2009, 10:29:27 »
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

I. Devletin şekli

MADDE 1.– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4.– Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #113 : 19 Ağustos 2009, 10:31:18 »
Tarih milletlerin aklıdır...Balkan devletlerinin Osmanlı'dan nasıl koparıldığını özellikle Islahat Fermanının azınlıklara "azma" konusunda nasıl serbestlik ve buna uygun bir ortamı hazırladığını bilmeyenler okusunlar da öğrensinler..
« Son Düzenleme: 19 Ağustos 2009, 10:34:05 Gönderen: Şahinbey »

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #114 : 19 Ağustos 2009, 12:21:41 »
Avukatları İmralı'ya hareket etti
19 Ağustos 2009 Çarşamba 09:44
Öcalan'ın avukatları yol haritasını almak için İmralı'ya hareket etti.

 

Öcalan'ın 4 avukatı bugün haftalık rutin görüşme için İmralı'ya hareket etti. Ancak bu ziyaret açıklanması beklenen yol haritası nedeniyle önem taşıyor avukatlar için.

4 avukat Öcalan'ın geçen hafta tamamlayamadığı yol haritasını alırlarsa yarın bir basın toplantısı yaparak açıklayacaklar.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204051
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #115 : 19 Ağustos 2009, 12:42:21 »
ÖCALAN'IN AVUKATLARI GERİ DÖNDÜ
ONLARI TAŞIYAN KOSTER ARIZA YAPTI

19.08.2009 12:34
Terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın avukatları haftalık görüşmelerini yapmak üzere İmralı Adası'na doğru yola çıkmıştı. Ancak onları taşıyan koster arıza yapınca, ada açığından geri dönmek zorundalar. Avukatlar yine görüşme için savcılığa başvuracak.

Avukatların akşam saatlerindeki dönüşlerinde görüşme ile ilgili açıklama yapması bekleniyordu.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=166655&cat=110&dt=2009/08/19

 :D ;D ;D ;D ;D
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı RekarnO

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2181
  • 2
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #116 : 20 Ağustos 2009, 13:28:07 »
Bunların terorle ne alakası var anlayamadım. zaten bu sayılarrın hepsı sallama. yazan vatandas hayatında hıc bu dıllerı konusan ınsanlar gormusmu acaba, kendımden ornek vereyım. Bı Arnavut olarak bılıyorum kı turkıyede mılyonlarca arnavutca bılen ınsan var, daha dogrusu yasları geckın ınsanlar ve bır kısım gencler bılıyor. 15 bın kadarı bılınıyor dıyor. Tamamen sacma,,


Yanı uzun lafın kısası sacma sapan bı haber, ıtıbar etmeyın... :-[

Çevrimdışı Reconnaissance

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 125
  • 0
  • Turkish Reconnaissance Forces
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #117 : 20 Ağustos 2009, 19:06:19 »
Rekarno sana katılmıyorum milyonları bulmaz arnavutça bilen öreneğin ben arnavutça bilen birisini tanımıyorum milyonlarca olsaydı inan tanırdım :D

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #118 : 24 Ağustos 2009, 08:43:50 »
İran'da, terör örgütü PKK'nın uzantısı PJAK ve diğer terör gruplarına yönelik operasyonlarda 26 terörist öldürüldü.

Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Pakpur, İran-Türkiye ve İran-Irak sınırlarında terör örgütlerine yönelik operasyonlar düzenlendiğini ve 26 teröristin öldürüldüğünü söyledi.

Etkisiz hale getirilen teröristlerin bölücü PJAK ile devrim karşıtı örgütlere ait olduğunun belirlendiğini belirten Tuğgeneral Pakpur, bölgenin ve halkın güvenliğini sağlamaya kararlı olduklarını bildirdi.

Tuğgeneral Pakpur, emniyet, ordu ve ilgili diğer güvenlik güçleriyle işbirliği halinde hareket ettiklerini ve halkın istihbarat bilgisi doğrultusunda teröristlere karşı operasyon düzenlendiğini kaydetti.

İranlı komutan, halkın güvenliğini tehdit eden teröristlerin, son operasyonlardan ders almasını umut ettiklerini belirtti ve bölgenin teröristlerden temizlenmesi için mücadelenin süreceğini söyledi.

kaynak:http://www.haberturk.com/haber.asp?id=167563&cat=180&dt=2009/08/24

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #119 : 25 Ağustos 2009, 11:42:59 »
Adalet Bakanlığı, ilik kanseri olan ve 3 yıldır ilik bekleyen PKK'lı mahkum için hareke geçti. Cezaevlerindeki seferberlikle 150 kişi donör olmak için sıraya girdi.

İzmir Buca Cezaevi'nde yatan ve ilik kanseri teşhisi konan PKK'lı mahkum, Adalet Bakanlığı'nı harekete geçirdi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun PKK hükümlüsünün 'önce insan sonra mahkum' olduğunun altını çizerek yaptığı başvuru üzerine Bakanlık, 3 yıldan beri ilik nakli bekleyen PKK hükümlüsü Abdussamet Çelik’in (33) tedavi sürecini hızlandırmak için devreye girdi.

Hürriyet'in manşet haberine göre İzmir Buca Cezaevi’nde yatan Abdussamet Çelik’e, 2006’da İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ilik kanseri teşhisi konuldu. Çelik, 2008’de ilik nakli için İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Çelik'in hastane koşullarında 6 ay takibine karar verildi. Atatürk Hastanesi, Çelik’e kemik iliği nakli yapılacak uygun bir hastane bulunmasını istedi. Ankara, İstanbul ve İzmir savcılıkları uygun hastanenin belirlenmesi için çalışma yaptı. Bu arada Çelik, tedavi için özel af talebinde de bulundu.

TEDAVİ İÇİN ANKARA'YA GETİRİLDİ

Bu aşamada devreye TBMM’e girdi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi, DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, komisyonu başvuruda bulunarak, PKK eylemlerine katıldığı için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası alan Çelik’in tedavi sürecinin hızlandırılmasını istedi. Komisyon, bürokratik işlemlerin hızlandırılması amacıyla Adalet Bakanlığı’na başvurdu ve uygun iliğin bulunup nakledilmesini istedi. Bunun üzerine Bakanlık, Çelik’i Ankara’ya getirdi.

DÜNYA BANKASI İLE TEMASA GEÇİLDİ

Ankara Tıp Fakültesi’nde tedavi altına alınan Çelik’i kontrol eden hastane, “akraba dışı tarama yapılması ve dünya ilik bankası” ile de temasa geçilmesi kararı aldı. İlk olarak Çelik’le İzmir Buca Cezaevinde yatan ve donör olmak isteyen 28 arkadaşının bekletilen başvurusu dikkate alındı.

150 KİŞİ DONÖR OLMAK İSTEDİ

Cezaevlerindeki seferberlikle donör olmak isteyenlerin sayısı 150’ye çıktı. Yapılan taramalar sonucunda ilk olumlu haber Eskişehir’den geldi. Eskişehir cezaevinde yatan bir mahkumun iliğinin Çelik’inkine benzediği tahliller sonucu ortaya çıktı. Ancak ileri tetkiklerin yapılması ve kesin sonuca varılması için donör olacak mahkum, İstanbul’a sevk edildi. Burada yapılan tahliller sonrasında tam uyum sağladığı kesinleşirse, en kısa zamanda ilik nakli yapılacak.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, komisyonun devreye girmesinin ardından yaşanan gelişmeleri sevindirici olarak nitelendirdi. Komisyona ilk başvuruyu yapan Akın Birdal da “Olumlu haberler alıyoruz, sonucu bekliyoruz” dedi.

kaynak:http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204836